30 Mart 2016

İKİ HASIM ZÜMRE


İKİ HASIM ZÜMRE
Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’lerinde şöyle buyuruyor:
“İman ile küfür birbirinden kesin olarak ayrılmıştır. Kim Tağut’u inkâr edip de Allah’a iman ederse muhakkak ki o kopması mümkün olmayan en sağlam bir kulpa sımsıkı sarılmış olur. Allah işitendir, bilendir.”
(Bakara: 256)
“Birbirine hasım iki zümre.”
(Hacc: 19)
“İbrahim ne yahudi ne de hıristiyandı. Fakat o Allah’ı bir tanıyan dosdoğru bir müslümandı. Müşriklerden de değildi.”
(Âl-i imran: 67)
Bu Âyet-i Kerime’ler Narcıların Sihirlerini Bozdu Attı,
Küfre Kaydıkları Meydanda Kaldı.

İlâh edindikleri adam narcıların kalbine öyle bir küfür tohumu ekti ki küfürde dondu kaldılar.

“İki Hasım Zümre”:
Küfrü hoş gören narcılar, son dört-beş yıldır hıristiyan papa ve papazlarla, yahudi hahamlarla bir yakınlaşmaya girmişler, İslâm ümmetine küfrü hoş göstermeye çalışıyorlar.
O kadar ileri gittiler ki “Kardeşiz” bile dediler.
Oysa Allah-u Teâlâ iman ile küfrü kesin olarak ayırmıştır. “Hem müslüman olayım, hem kâfir olayım” demek olmaz.
Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde:
“İki hasım zümre.” (Hacc: 19)
Buyurarak iman ile küfrü birbirinden ayırdığı halde, “Biz hasım değiliz, dostuz.” dediler, bu Âyet-i kerime’yi inkâr ettiler ve küfürlerini alenen ilân ettiler.
Yani: “Biz bu hükmü inkâr ettik, kâfir olduk, kâfirlerle beraber olduk.”
Küfrü hoş gören narcılar kendi menfur emellerine Hazret-i İbrahim Aleyhisselâm’ı da alet etmek istemişler, onun mübarek ism-i şerif’ini kullanarak bu ulûl-azm peygamberimize iftirada bulunmuşlardır.

Şöyle ki: Geçtiğimiz Nisan ayında Urfa’da tertipledikleri bir toplantıda yahudi ve hıristiyanları da yanlarına alarak “İbrahim Halilullah yıllar sonra, ayrı dinlerden insanları birleştirdi.” demişler, kardeşlikten, diyalogtan, işbirliğinden bahsederek küfrü hoş görmüşler, alenen küfre kaymışlardır.

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...