MERKEZ BANKAMIZ GERÇEKTE BİZE Mİ AİT?
Öyle ya adının üzerinde türkiye cumhuriyeti merkez bankası yazdığına göre bizim olmalı. ama herşey düşündüğünüz gibi olmayabilir. 1931 yılında faaliyelere başlayan merkez bankamın ancak % 15 i devlete aitti. 2002 yılında ancak % 55 civarına çıkmıştı. diğer % 45 hissenin sahipleri yabancı banlalar veya kişisel hissedarlar.
akşam gazetesinde Gürkan HACIR konuyla ilgili olarak yazdığı yazıda:
BAĞIMSIZ BİR BANKA
Yeni ve bağımsız bir banka kurulacaktı.
1928'de Türkiye'ye davet edilen Hollanda Merkez Bankası İdare Meclisi Üyesi Dr. G. Vissering, özerk merkez bankası için bir rapor hazırladı. Onu İtalyan Uzman Kont Volpi izledi. Lozan Üniversitesi'nden Prof. Leon Morf'un desteğiyle Merkez Bankası yasa tasarısı hazırlandı. Tasarı, TBMM'de 11 Haziran 1930 tarihinde kabul edildi.
Artık bizim de bir Merkez Bankamız vardı. Ama durun... Peki ya hisseler kime aitti? Öyle ya... Yüzde yüz Türk hissedarların oluşturduğu Ziraat ve İş Bankası tercih edilmediğine göre...
Bankanın hisseleri (A), (B), (C) ve (D) sınıflarına ayrıldı. A sınıfı Hazineye, B sınıfı milli bankalara, C sınıfı yabancı bankalar ile imtiyazlı şirketlere, D sınıfı ise Türk ticaret kuruluşlarıyla Türk uyruklu gerçek ve tüzel kişilere ayrılmıştı. Sadece % 15'i hazinenin elinde tutuluyordu. Kalan hisseler dağıtılmıştı. Dağıtılan hisselerin bir kısmı da İngiliz Bankaları ve yatırımcılarınındı. Daha doğrusu İngiliz tefeci ve bankerlerin. Başka ülkelerden de hissedarlar vardı. Hissedar başka ülkeler de vardı. Fransız, İtalyan vb.
Bugün ise Merkez Bankamızın % 54.73'ü hazineye ait. Kalan hisseler içerisinde yabancı bankalar da var. İngiliz ve İtalyan bankaları ilk sırada. Şahıslar kimler diye araştırdım. Şahıs olarak en büyük hissedar Ankaralı bir Yahudi vatandaşımız çıktı.
Evet işte böyle... Yine küresel bir soygun var... Yine ona bağlı bir küresel ekonomik kriz var... Ve yine iki ailenin güdümündeki emperyalizm Ortadoğu ülkelerinin başına çöküyor. Ve yine Merkez Bankası'ndan talep edilen oran değişmiyor; % 15!
Tıpkı 1929'da yaşadığımız gibi...
(http://www.aksam.com.tr/ingilizler-merkez-bankamiza-ortak-mi-3576y.html)
(http://www.aksam.com.tr/ingilizler-merkez-bankamiza-ortak-mi-3576y.html)
bu yazıyı yazmamdaki amaç merkez bankasının hissedarlarını yazmak değil. bu bilgi çoğumuzun bildiği bir bilgi değil . onun için ilginç gelebilir. fakat benim amacım daha ilginç olan bir olayı paylaşmak. gürkan hacır'ın yazının sonunda paylaştığı her merkez bankasından % 15 istenmesi.
şimdi gelelim olayın özüne. illuminatiyi elimizden geldiğince anlatmaya çalışıyoruz. bu örgütün en etkili iki ismi vardır: rothschild ailesi ve rockfeller ailesi. bunların içerisindede rothschild ailesi üzerinde durmak istiyorum. bankacı bir aile olan bu aile dünya finansal sistemini elinde bulundurur. bu ailenin taktiklerinden biri de şudur: tüm ulusal merkez banlarının % 15 'ni isterler. eğer verilirse sorun yok. ama vermeyenlerin başına olmadık şeyler gelebilir.
resimde görülen kişi yemen devlet başkanı ali abdullah salih. tunus ,mısır ve libyada yaşanan arap baharı olayları yemen e sıçramıştı. ülkedeki kabileler daha fazla demokrasi için taleplerle yemen devlet başkanı ali abdullah salihin sarayını kusatmış ve salih suudi arabistan'a kaçmak zorunda kalmıştı. gerçek istek demokrasimiydi. gerçeğin rostschild'in yemen merkez bankasının % 15 ni istemesi salihin vermek istememesi üzrine ülkedeki kabileler ayaklandırılarak salih kaçmak zorunda bırakıldı . kaçarkende bu hale getirildi:
saray kuşatması sırasında salihin yüzü böyle yakıldı. filmin sonu nasıl bitti taraflar anlaştımı bilmiyoruz amma illuminati yine mesajını verdi. hala özgür olduğunuzumu zannediyorsunuz. yukardaki salihin yanmış görüntüsüne bakarken rockfeller'in bir sözüyle yazımı sonlandırmak istiyorum: serbest rekabet kadar dünya üzerinde büyük günah yoktur. iyi haftasonları
halit sarı