HAKİM BEY
Gene tehir etme üç ay öteye,
Bu dava dedemden kaldı hakim bey.
Otuz yıl da babam düştü ardına,
Siz sağolun o da öldü hakim bey.
Kırk yıl önce yani babam ölünce,
Kadılıklar hakimliğe dönünce,
Mirasçılar tarla takım bölünce,
İrezillik beni buldu hakim bey.
Yaşım yetmiş iki usandım gel git,
Bini geçti burda yediğim zılgıt,
Eğer diyeceksen bana ne, öl git,
Oğlumun bir oğlu oldu hakim bey.
Sekiz evlek tarla, bir geverlik su,
Yüz yılda hüküme bağlanmaz mı bu,
Kazanmasam da hu kazansam da hu,
Canım ta burnuma geldi hakim bey.
Keşife meşife damgaya harca,
Kanımız kurudu harca da harca,
Sayenizde avukatlar yıllarca,
Fakiri yoldu da yoldu hakim bey.
Mübaşir itekler kâtip zırvalar,
Değisti bizde de güya devirler,
Yüz yıl önce adam yiyen gâvurlar,
Tapucuyu aya saldı hakim bey.
Kabahat sizde mi kanunlarda mı,
Şaşırdım billahi yolu yordamı,
Kızma sözlerime alam kadanı,
Sıkıntıdan içim doldu hakim bey.
Mülkün temeliydi adalet hani,
Bizim hak temelde saklı mı yani,
Çıkarıp da versen kim olur mani,
Yoksa hırsızlar mı çaldı hakim bey.
Hem davacı pişman hem de davalı,
Bu yolda tükettik çulu çuvalı,
Sabret makamından çalma kavalı,
Sürüler ekine daldı hakim bey.
ABDURRAHİM KARAKOÇ