DÜŞÜNDÜREN HADİSLER
"Benden sonra 12 Imam gelecektir."Hadis-i Serif, Buhari, Müslim ve digerleri.
"Benden sonra 12 Imam gelecektir."Hadis-i Serif, Buhari, Müslim ve digerleri.
"Cennete ancak İmamları tanıyan ve onlar tarafından tanınan girebilir
Cehenneme de ancak onları inkar eden ve onların inkar ettikleri atılır."
Imam Ali (a), Nehcül Belağa,Hutbe:152
"Kim zamanının imamına biat etmeden ölürse cahiliyye ölümüyle ölür. "
(Hadis-i Serif, Sahih-i Müslim, Müsned-i Ahmed)
(Hadis-i Serif, Sahih-i Müslim, Müsned-i Ahmed)
“Ümmetin içinde her zaman bir adil imam var olacaktir ki, hakimlerin tahrifini, batil ehlinin bidatlerini ve cahillerin yorumlarini dinden uzaklastirip yok etsin.”Bihar'ul-Envar, c. 33, s. 30, 46. hadis.
“Benden sonra imamlar on iki kisidir.Ey Ali! Ilkleri sen, sonlari ise Kaim (Mehdi)'dir. Allah onun eliyle yeryüzünün dogu ve batisini fethedecektir." Uyun-u Ahbar'ir-Riza, c. 1, s. 53. Buhari, Müslim, etc.
Peygamber (s.a.a) söyle buyuruyor:
“Ehl-i Beyt'imden olan on iki imamaAllah benim anlayis, ilim ve hikmetimi vermistir. Onlari benim tiynetimden yaratmistir. Benden sonra onlara karsi kibirlenenlere ve onlardaki bagimi kesenlere eyvahlar olsun! Allah benim sefaatimi onlara nail etmez.” el-Ihtisas, s. 204 ve Bihar'ul-Envar, c. 36, s. 243, 52. hadis.
“Ehl-i Beyt'imden olan on iki imamaAllah benim anlayis, ilim ve hikmetimi vermistir. Onlari benim tiynetimden yaratmistir. Benden sonra onlara karsi kibirlenenlere ve onlardaki bagimi kesenlere eyvahlar olsun! Allah benim sefaatimi onlara nail etmez.” el-Ihtisas, s. 204 ve Bihar'ul-Envar, c. 36, s. 243, 52. hadis.
Hz.Ali (as) diyor ki:”Yeryüzündeki hücceti tanimayana muhâcir adi verilemez mutlak; kim onu tanirsa odur muhâcir ancak. Kendisine hüccetin, tanitildigi kisi mâzûr olama z; kulagi duyan, gönlünde bilgi edinen kisinin özrüne bakilamaz.”
Nahc'ül Belağa, Hutbe:189
“Ümmetin içinde her zaman bir adil imam var olacaktir ki, hakimlerin tahrifini, batıl ehlinin bid'atlerini ve cahillerin yorumlarını dinden uzaklaştırıp yok etsin.” Bihar'ul-Envar, c. 33, s. 30, 46. hadis.
Resulullah (s.a.a) buyuruyor ki: "Kimbenim sünnetimi ihyâ ederse beni ihyâ etmistir. Beni ihyâ eden cennette benimle birlikte olacaktir."
İmam Ali (as) diyor ki:
“ Sözlerimizi emin gönüller kabûl eder, o sözler, metin akillara gider .”
Nehc'ul Belaga,Hutbe:189
Hz.Ali (as) diyor ki: “ Biziz nübüvvet agaci, vahyin indigi mahal; meleklerin inip çiktiklari yer. Biziz ilim mâdenleri, hikmetlerin kaynaklari. Bize yardim eden, bizi seven, rahmeti bekler; bize düsman olan, bize bugzeden, azâbi bekler. ”
Nehc'ul Belaga,Hutbe:109
Hz.Ali (as) diyor ki:“ Çünkü ilmi rivâyet edenler çoktur; ona riâyet edenlerse pek o kadar yoktur. ”
Nehc'ul Belaga,Hutbe:239
Senetli olarak Muhammed b. Müslim Es-Sekafî, İmâm Muhammed Bâkır'dan (a.s) Resulullah'ın (s.a.a) şöyle buyurduğunu nakletmektedir:"Arş'ın sağ tarafında bir topluluk duracaktır ki, yüzleri nurdan olan bu topluluk, nurdan minberler üzerinde yer alacaklardır… Onlar Ali'nin Şîalarıdır ve Ali de onların imâmı."
El-Mehâsin, s.181.
El-Mehâsin, s.181.
Ebû Akîl, diyor ki: Biz, Emirü'l-Müminin Ali b. Ebî Tâlib'in (a.s) yanında olduğumuz bir sırada, şöyle buyurdu:"Bu ümmet, yetmiş üç fırkaya bölünecektir. Canımı elinde tutana andolsun ki, fırkaların hepsi yollarını şaşmışlardır; bana uyan ve benim Şîalarımdan olanlar hariç."
Bihârü'l-Envâr, c.48, s.11.
Yine Emirü'l-Müminin'den (a.s) şöyle nakledilmiştir:"Bu ümmet, yetmiş üç fırkaya ayrılacaktır. Bunlardan yetmiş ikisi ateşte ve bir tanesi cennette olacaktır. Allah-u Teâlâ onların hakkında şöyle buyurmaktadır: 'Yarattıklarımızdan, daima hakka ileten ve adaleti hak ile yerine getiren bir topluluk bulunur.' (A'râf, 181) Onlar ise ben ve Şîalarımdır."
İhkâkü'l-Hak, c.3, s.415.
Hz. Ali (a.s), Resulullah'a (s.a.a) şöyle arz etti:"Ya Resulallah, 'Fırkay-ı Nâciye' (kurtuluş ehli olan fırka) kimlerdir?" Allah Resulü (s.a.a) şöyle cevap verdiler: "Senin ve arkadaşlarının üzerinde oldukları şeye sarılanlardır."
İhkâkü'l-Hak, c.7, s.185.
İhkâkü'l-Hak, c.7, s.185.
Rayyân b. Salt, İmâm Ali Rızâ'dan (a.s), babaları kanalıyla, Resulullah'ın (s.a.a) şöyle buyurduğunu nakletmiştir:"Ali'nin Şîasıdır, Kıyâmet gününde kurtuluşa erecek kimseler."
El-Emâlî (Şeyh Sadûk), s.295, Bişâretü'l-Mustafâ, s.56.
Resulullah (s.a.a): "Ali ve onun Şîasıdır Kıyâmet gününde gerçek kurtuluşa erenler."
Yenâbîü'l-Mevedde, s.237.
Resulullah (s.a.a): "Ya Ali, Allah seni, aileni, Şîalarını, Şîalarını sevenleri ve Şîalarını sevenlerin sevenlerini Allah bağışlamıştır. Müjdeler olsun sana, 'enze' (koparılmış) ve 'betîn' (dolu) sensin; (ilim ile dolmuş ve ) şirkten koparılmışsın."
Ferâidü's-Simtayn, c.1, s.308, El-Emâlî (Şeyh Tûsî), c.1, s.300, Bihârü'l-Envâr, c.27, s.79.
El-Emâlî (Şeyh Sadûk), s.295, Bişâretü'l-Mustafâ, s.56.
Resulullah (s.a.a): "Ali ve onun Şîasıdır Kıyâmet gününde gerçek kurtuluşa erenler."
Yenâbîü'l-Mevedde, s.237.
Resulullah (s.a.a): "Ya Ali, Allah seni, aileni, Şîalarını, Şîalarını sevenleri ve Şîalarını sevenlerin sevenlerini Allah bağışlamıştır. Müjdeler olsun sana, 'enze' (koparılmış) ve 'betîn' (dolu) sensin; (ilim ile dolmuş ve ) şirkten koparılmışsın."
Ferâidü's-Simtayn, c.1, s.308, El-Emâlî (Şeyh Tûsî), c.1, s.300, Bihârü'l-Envâr, c.27, s.79.
Muhammed b. Abdurrahman diyor ki İmâm Cafer-i Sâdık'tan (a.s) Resulullah'ın (s.a.a) şöyle buyurduğunu duydum:"Ali'nin Şîasını küçümsemeyin; onlardan bir tek kişi, (iki büyük Arap kabilesi olan) Rabia ve Muzar kabilelerinin sayısınca insana şefaat edeceklerdir."
El-Emâlî (Şeyh Tûsî), c.2, s.283.
El-Emâlî (Şeyh Tûsî), c.2, s.283.
Hz. Fâtıma'dan (a.s) Resulullah'ın (s.a.a) Hz. Ali'ye (a.s) şöyle buyurduğu nakledilmiştir:"Ey Ebû Tâlib'in oğlu, şunu bil ki sen ve senin Şîaların cennettedir."
Bihârü'l-Envâr, c.39, s.268.
Resulullah (s.a.a):"Kim, ashabımdan herhangi birisini Ali'den üstün tutarsa, hakkın üzerine perde çekmiştir."
El-Emâlî (Şeyh Sadûk), s.522, İsbâtü'l-Hüdât, c.2, s.71, Envârü'l-Hidâye, s.137 Bihârü'l-Envâr, c.38, s.14, Gâyetü'l-Merâm, s.454.
Bihârü'l-Envâr, c.39, s.268.
Resulullah (s.a.a):"Kim, ashabımdan herhangi birisini Ali'den üstün tutarsa, hakkın üzerine perde çekmiştir."
El-Emâlî (Şeyh Sadûk), s.522, İsbâtü'l-Hüdât, c.2, s.71, Envârü'l-Hidâye, s.137 Bihârü'l-Envâr, c.38, s.14, Gâyetü'l-Merâm, s.454.
Ebûzer-i Gıfârî Resulullah'ın (s.a.a) şöyle buyurduğunu nakletmiştir:"Kimseyi, Ali'ye tercih konusu yapmayın ki hakkın üzerini örtenlerden olursunuz!" Kimseyi de ondan üstün saymayın ki gerisin geriye dönenlerden olursunuz!"
Bihârü'l-Envâr, c.38, s.14, El-Emâlî (Şeyh Tusî), c.1, s.153 (az farkla).
Resulullah (s.a.a): "Kim benden sonra Ali'nin imâmetini bilerekten inkâr ederse, benim nübüvvetimi inkâr etmiştir; kim de benim nübüvvetimi bilerekten inkâr ederse, Allah'ın rubûbiyetini inkâr etmiştir."
Bihârü'l-Envâr, c.27, s.61.
Bihârü'l-Envâr, c.38, s.14, El-Emâlî (Şeyh Tusî), c.1, s.153 (az farkla).
Resulullah (s.a.a): "Kim benden sonra Ali'nin imâmetini bilerekten inkâr ederse, benim nübüvvetimi inkâr etmiştir; kim de benim nübüvvetimi bilerekten inkâr ederse, Allah'ın rubûbiyetini inkâr etmiştir."
Bihârü'l-Envâr, c.27, s.61.
Abdullah İbn Abbâs, Resulullah'tan (s.a.a) nakletmiştir; buyurdu:"Kim benden sonra Ali'nin (a.s) imâmetini inkâr ederse, benim hayatımda benim nübüvvetimi inkâr eden kimse gibi olur; kim de benim nübüvvetimi inkâr ederse, aziz ve yüce Rabb'inin rubûbiyetini inkâr eden kimse gibi olur."
Bihârü'l-Envâr, c.38, s.109, El-Emâlî (Şeyh Sadûk), s.522, İsbâtü'l-Hüdât, c.2, s.71.
Resulullah (s.a.a): "Ya Ali, kim seni ve senin zürriyetinden olan mutahhar (İmâmlardan) bir tanesini inkâr ederse, hiç kuşkusuz beni inkâr etmiş olur!"
Avâl'il-Liâlî, c.4, s.85.
Bihârü'l-Envâr, c.38, s.109, El-Emâlî (Şeyh Sadûk), s.522, İsbâtü'l-Hüdât, c.2, s.71.
Resulullah (s.a.a): "Ya Ali, kim seni ve senin zürriyetinden olan mutahhar (İmâmlardan) bir tanesini inkâr ederse, hiç kuşkusuz beni inkâr etmiş olur!"
Avâl'il-Liâlî, c.4, s.85.
Muhammed b. Fazl, İmâm Ali Rızâ'nın (a.s) babaları kanalıyla Allah Resulü'nden (s.a.a) şöyle rivâyet ettiğini nakleder:"Ya Ali, sen ve benden sonraki (diğer) imâmlar, Allah'ın kullarına hücceti ve yaratıkları arasında nişanelerisiniz. Kim, sizden bir tanesini bile inkâr ederse, aslında beni inkâr etmiştir; kim de sizden birisine karşı gelirse, aslında bana karşı gelmiştir; size cefa eden, bana cefa etmiştir; kim sizinle ilişki kurarsa, benimle kurmuştur; kim size itâat ederse, bana itâat etmiştir; kim size dost olursa, bana dost olmuş ve kim size düşmanlık yaparsa, bana düşmanlık yapmıştır; zira hiç şüphesiz sizin hepiniz bendensiniz; benim tıynetimden yaratılmışsınız; ben de sizdenim!"
İsbâtü'l-Hüdât, c.1, s.519.
İsbâtü'l-Hüdât, c.1, s.519.