02 Ekim 2013

ATATÜRK’E İHANETİN SOMUT BİR KANITI: ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ


Basından iki haber:

-ANKARA'NIN ÇUKURAMBAR SEMTİNDEKİ ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ ALANI ABD'YE SATILIYOR.
Çukurambar semtinde 6 bin 400 metrekarelik AOÇ arazisinde bulunan alan, 1983'te Gazi Üniversitesi'ne devrediliyor. Gazi Üniversitesi alanı 2010 tarihine kadar değerlendirmeyerek, TOKİ'ye satış yapıyor. TOKİ ise alanı Amerika'ya satmak için mutabakat yapıyor.
Alan 1950'li yıllarda AOÇ'ye kayıtlı. Gazi üniversitesi burayı alıyor ve bir şekliyle konut ticaret alanı için TOKİ'ye devrediyor. Gazi, üniversite midir, yoksa arada hülle yapan mı? Bunu anlamak zor. Hükümetin bütün ideolojik yaklaşımlarının altından Gazi Üniversitesi çıkıyor. TOKİ ABD büyükelçiliği ile elçilik yapılması için anlaşma yaptıklarını söylüyor. İnsan bu kadar mı vicdansız olabilir. AOÇ arazisi içerisinde bulunan bir yere emperyal hançer saplamayı AKP hükümetinden başkası yapamazdı. AOÇ'nin emperyal peşkeşi Türkiye'nin tarihine kara bir leke olarak geçecektir.
AOÇ kaynaklı bir arazi ABD'ye satılamaz. Bu ihanetin karşısında olacağız (TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi).
-SKANDAL: ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ ABD'YE SATILIYOR
AKP'den çok tartışılacak bir satış daha. Atatürk Orman Çiftliği satılıyor
Mustafa Kemal Atatürk'ün, 1925′te kurduğu 1937′de ise vasiyet mektubu ile Hazine'ye emanet ettiği Atatürk Orman Çiftliği arazisinin bir bölümü, canlı bomba saldırısının ardından daha güvenli bir alana taşınmak isteyen ABD'nin Ankara Büyükelçiliği'ne tahsis edildi.
Büyükelçilik, bu kapsamda Türkiye'den arazi talebinde bulundu. Türkiye'nin de Atatürk'ün 1925′te kurduğu ve 1937 de "hilesiz ve nefis gıda maddeleri temin etmek" amacıyla kullanılması şartı ile Hazine'ye devrettiği Atatürk Orman Çiftliği arazisininin içindeki bir bölümü elçiliğe önerdi.
Ankara Mimarlar Odası Başkanı Ali Hakkan'ın verdiği bilgiye göre; Ankara'nın Çukurambar semtindeki 6 bin 400 metrekarelik alan AOÇ tarafından 1983 yılında GAzi Üniversitesi'ne devredilmişti. 2010 yılına kadar boş kalan arazi ticari tesis kurulması için TOKİ'ye devredildi. TOKİ de söz konusu araziyi ABD büyükelçiliği'ne tahsis etmek için anlaştı. Bölge, arsa değeri açısından Ankara'nın en gözde yerleşim yerleri arasında bulunuyor. Ali Hakkan, "AOÇ, tüm mücadelemize rağmen ABD'ye peşkeş çekiliyor. Bunun bilgisini aldık. Ciddi bir mücadele kampanyası yürüteceğiz. AOÇ'ye karşı yürütülen ideolojik öfkenin boyutunu bu satış gösteriyor" dedi.
'***'
Atatürk'e ihanet yalnız fikir boyutunda olmamıştır, maddi boyutta da olmuştur, olmaktadır[i]. Ona ait ne varsa siliniyor, kazınıyor, yok ediliyor. Bu, Türkiye Cumhuriyeti'nin büyük trajedilerinden biridir. Atatürk Orman Çiftliği'nin yok edilişi ise bunun en somut bir örneğidir. Öyle olduğu için de üzerinde sıkça durdum. Nitekim önceki yazılarımdan birine şöyle başlamıştım:
Atatürk'e, O'nun aziz hatırasına ne büyük saygısızlıklar yapıldı, Kenan Evrenlerin, Özalların, Demirellerin, Çillerlerin, Erdal İnönülerin, Mesut Yılmazların, Ecevitlerin, Devlet Bahçelilerin, bugün de Recep Tayyib'in yönettiği Türkiye'de... Bunlardan biri de Atatürk Orman Çiftliği'nin barbarca yağmalanması...
I) Evet, Atatürk'ün, 5 Mayıs 1925'de açılmasına öncülük ettiği, Ankara'ya en büyük armağanlarından biri olan Atatürk Orman Çiftliği yıllarca yağmalandı, parsel parsel satıldı! Böylece 52 bin dekar olan araziyi, çala çala 33 bin dekara indirdiler. Ne zaman? Türkiye'yi Demirellerin, Evrenlerin, Özalların, Çillerlerin, Yılmazların, Ecevitlerin yönettiği dönemlerde! Ayrıca 1961-1999 arasında Çiftlik arazisinin 237 bin metrekaresini şahıslara, 6 milyon metrekaresini resmî kuruluşlara kiraladılar. Bu kuruluş ve özel firmalardan kimileri şunlardı: Petrol Ofisi Genel Müdürlüğü, MİT Müsteşarlığı, Atlı Spor Klübü, Türk Telekom, Ankara Büyükşehir Belediyesi, ASKİ, BELKO- EGO, BOTAŞ, Beğendik, Varan Turizm, Ulusoy, Mudurnu Tavukçuluk.
Oysa Atatürk bu çiftliği kurarken, tarımda bir uygulama ve deneme alanı olsun, tarımsal işletmeciliğe bir örnek olsun istiyordu. Bu amaçla çiftliğin yanısıra tarım ve hayvancılıkla ilgili eğitim kurumları da oluşturmuştu. Buralarda yetişen elemanlar köylüleri eğitmiş, onlarla birlikte önemli tarımsal başarılar gerçekleştirmişti. Sonra gelen hükümetler yalnız çiftliği değil, o güzel hizmetleri de yok ettiler. İkiyüzlüler bir yandan bütün bu ihanetleri yaparken, bir yandan da Atatürk'e övgüler düzdüler.
Şuna inanıyorum ki Türkiye'nin bugünkü hale gelmesinde birinci sorumlular "Atatürkçüyüm" diyenlerdir, daha doğrusu "kendini Atatürkçü sananlar"dır. Onlar hiçbir zaman Atatürk'ü anlamadılar, anlamak için de uğraşmadılar, öyle göründüler. Atatürk ideolojisini candan ve yürekten uygulamadılar, yapılan saldırılara, düşmanın ilerlemesine kayıtsız kaldılar, üç günlük koltuk hırsı için...

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...