MERRDİVENLER..
İnerken ağır ağır uzun merdivenlerden
Acı gıcırtılarla ezilir biter her gün.
O kapalı kapıya doğru yürüyenlerden
Siyah halkalı gözler, son bakışlar var ölgün.
İnleyen basamaklar kıvrılır döner döner,
Yüzlerde soluk renkler ölüm mendilleridir.
Dudaklarında kuruyan ve son kalan ümitler
Gözlerindeki aksin sönük kandilleridir.
Bir boğuk ses hıçkırır, kıvrılır bir kahkaha,
Doldurur damla damla ebed denizlerini.
Son ümitle bakılır görünmeyen İlâha.
Yorgun insanlar büker delinen kanlanan dizlerini..
Görür de hissedemez sonsuz ıztırâbını
İner durur bıkmadan hayat merdiveninden.
Ellerini uzatır tutmaya serâbını,
Kilitlenen ağzında dişler gıcırdar kinden.
Bir tozlu ışık düşer inen basamaklara,
Gözlerine va’deder, vücutlara bir ölüm.
Yerlerde pıhtılaşır lekeler kara kara,
İçlerinde susayan istekler döküm döküm.
Yüzlerdeki bir hırsla adaleler sıkılır,
Herkes iner, ilerler dâima göz ilerde.
Karanlıkta gölgeler üst üstüne yıkılır,
Bu kocaman kapıda ölüm siyah bir perde!
Şuursuz parıltılar uzakta derinlerde,
Sürüklenen ayaklar nasırlanır da yerde!
Tüketemez bir türlü akisleri inlerde:
Hani büyük vaadiniz, ışıklarınız nerde?
Bu kapalı kapıya doğru yürüyenlerden
Kararmış gözlerde renk soluk bitkin ve ölgün!
Ağır ağır inerken uzun merdivenlerden
Acı ıztırâblarla silinir, biter her günah…
Ziya Osman Seba
|