Oğlum! Sana gereken odur ki, evliyâ zümresinin duâsını alasın. Teberrüken
onların himmetine nâil olmayı arzulayasın. Ey Kur'ân-ı Kerim’i okuyup ezberleyen
kimse! Onu okuyup ezberlediğin için fazla övünme... Hâline bir bak: Onun gereği
ile amel ediyor musun? Yoksa etmiyor musun?
Ey oğlum! Cedel, nakil,
yaldızlı sözler gibi faydasız şeylerle meşgûliyeti bırakarak sükût ehli ol.
İhlâsı seç, bu yolda sâlih amel işle ve nefsine uyma. O kimse ile otur kalk ki,
şeriatı ve hakikati özünde toplamış ola. Şunu unutma ki, bu yolda sana en çok
yardımı dokunan kişiler, bu gibi insanlar olacaktır.
Oğlum! İsterim ki,
dâimâ sünnetle amel edesin... Bu yolda lüzumlu olan edep esasına da riayet
edesin. Cesur olmalısın. Gölgesinden bile ürken korkaklardan olmamalısın.
Herhangi bir sıkıntı, ilk anda seni yere sermemeli.
Mevlâ’nın sevgisi ile
dol; hatta onunla vecd hâlinde ol.
Evlatlarım! Gıybet etmek için birini
ararsanız; babanızın, ananızın gıybetini ediniz. Çünkü onlar; iyiliklerinizi
almaya, diğerlerinden daha lâyıktır. Allâhu Teâlâ bir gün ve gecede yetmiş iki
kere kullarının kalbine nazar eder. O hâlde, kalbinizi temiz tutunuz, güzel ve
parlak kılınız. Çünkü orası, Rabbinizin nazargâhıdır.
Ey kardeşim! Sakın
kendi başına bir şey yaptım zannetme. Bil ki; oruç tuttuğunda onu sana Allâh
tutturmuş, namaz kıldığında onu sana Allâh kıldırmış, bir iş yaptığında onu sana Allah yaptırmıştır.
Takvâ derecesine ulaşmışsan Allâh seni ulaştırmış, maddî-mânevî bir şeye mazhar
olmuşsan Allâh seni mazhar kılmıştır.
Ey oğulcuğum! İnsanların ve
cinlerin ameli kadar amelin olsa bile "ben" demekten sakın! Zîra Allâh, "ben"
iddiasında bulunanları acziyet içerisinde bırakır. Benlik davasında isen maddî
ve mânevî derecen düşer, bunu unutma!
İbrahim Desûkî -kuddise sirruh-
(v. 1277)