Efendiler! Evliyâullâh'a yakınlık peyda etmeye çalışın. Çünkü Allâh'ın
velîsini seven, Allâh'ı sevmiş; ona düşmanlık eden, Allâh'a düşmanlık etmiş
olur. Zikre devam ediniz. Çünkü zikir, vuslat-ı ilâhî için bir mıknatıs, kurb-i
ilâhî için sağlam bir iptir. Zikrullâha devam edenler, Allah ile hoştur. Allâh
ile hoş olan, O'na kavuşmuştur. Zikrin kalbe yerleşmesi sohbetin bereketiyle
mümkün olur. Çünkü kişi dostunun yolundadır.
Tefekkür, Peygamber
Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-'in ilk amelidir. Nitekim bütün
farzlardan önce O'nun ibâdeti Allâh'ın mahlûkâtını ve nîmetlerini düşünmekten
ibâretti. Öyleyse siz de tefekküre iyi sarılın ve ibret vesilesi
yapın.
Dikkat edin! Elek gibi, unun incesini döküp, kepeğini kendinize
koymayın. Sakın ağzınızdan hikmet dökülürken kalplerinizde hile ve fesat
olmasın. Yoksa "İnsanlara iyiliği emredip kendinizi unutur musunuz?" (el-Bakara,
44) ayetince hesaba çekilirsiniz.
Kalplerinizi tertemiz yapınız, çünkü
kalp temizliği üst-baş temizliğinden daha önemlidir. Zaten Allâhu Teâlâ elbiseye
değil, kalplere nazar eder. İstikâmet hudûdunu gözetip Allah’tan başkasını talep
ve ihtiyar etmeyin. Efendiler! Tevâzû ve sükûnetle kapıyı çalana kapı açılır.
İçeriye kabul edilir. Boynu bükük olarak içeriye giren, izzetle
ağırlanır.
Ahmed er-Rifâî -kuddise sirruh- (d. 1118, v. 1182)