EVLİLİKLE İLGİLİ HADİS-İ ŞERİFLER
EVLENME (NİKÂH)
Abdullah b. Mesûd'un (r.a.) Alkame'den rivayet
ettiğine göre, Alkame şöyle dedi:
Ben Mina'da Abdullah b. Mesûd ile beraber
yürüyordum. Derken, Osman b. Affan Abdullah'a rastladı ve onunla konuşmaya
başladı. Osman, ona: "Ey Ebu Abdurrahman! Seni genç bir hanımla evlendirsek,
olur ki sana geçen zamanından gençliğinin ve kuvvetinin bir kısmını hatırlatır"
dedi. Abdullah cevaben: Sen böyle söylediysen Resulüllah'da (a.s.) bize şöyle
buyurmuştur: "Ey gençler topluluğu! Sizden kimin evlenmeye gücü yetiyorsa hemen
evlensin. Zira evlilik gözü (haramdan) daha çok uzaklaştırıcı, iffeti de çok
daha koruyucudur. Evlilik külfetine güç yetiremeyenler ise oruç tutsun. Çünkü
oruç, şehveti kıran bir şeydir."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası:
2485
Enes'ten (r.a.) şöyle rivayet edilmiştir:
Hz. Peygamber'in
ashabından bir gurup, onun özel olarak yaptığı iş ve ibadetlerini öğrenmek
maksadıyla, zevcelerine müracaat etmişlerdi. Gerekli bilgileri aldıktan sonra,
bunlardan birisi: Ben, kadınlarla evlenmeyeceğim; diğeri: Ben, et yemeyeceğim;
ötekisi de: Ben döşekte uyumayacağım, diye söylendiler. Bunun üzerine Hz.
Peygamber (a.s.) Allah'a hamd ve sena ettikten sonra: "Bazı kimselere ne oluyor
ki, şöyle şöyle demişler. Ama ben hem namaz kılar, hem uyurum. Bazen oruç tutar
bazende tutmam. Kadınlarla da evlenirim. İşte her kim benim sünnetimden yüz
çevirirse benden değildir."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası:
2487
Sa'd b. Ebu Vakkas (r.a.)
"Resulüllah (a.s.) Osman b. Mazûn'un
kadınlardan ve Dünya lezzetlerinden uzak durmasına izin vermedi. Eğer Hz.
Peygamber onun uzletine izin verseydi, biz husyelerimizi çıkartıp hadımlaşırdık"
demiştir.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 2488
Abdullah b. Mesûd
(r.a.) şöyle rivayet etmiştir:
Yanımızda kadınlar bulunmadığı halde biz
Resulüllah (a.s.) ile beraber gazveye giderdik. Bu sebeple; erkeklik
yumurtalarımızı çıkartıp hadım mı olsak? dedik. Fakat Resulüllah bizi hadım
olmaktan nehyetti. Sonra bize belli bir müddet içinde elbise mukabilinde bir
kadınla nik''hlanmamıza ruhsat verdi. Bundan sonra Abdullah b. Mesûd Ey iman
edenler! Allah'ın size helal kıldığı iyi ve temiz şeyleri (siz kendinize) haram
kılmayın ve sınırı aşmayın. Çünkü Allah sınırı aşanları sevmez.ayetini
okudu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 2493
Cabir b. Abdullah
(r.a.) şöyle haber vermiştir:
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası:
2494
Ali b. Ebu Talib'den (r.a.) rivayet edildiğine göre:
(a.s.)
Hayber günü kadınların, muta suretiyle nik''h edilmesini ve evcil eşeklerin
etlerinin yenmesini yasak etmiştir.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası:
2510
Ebu Hureyre'nin (r.a.) rivayet ettiğine göre:
Resulüllah (a.s.):
"Kadın halasıyla veya teyzesiyle, bir nik''h altında tutulamaz"
buyurmuştur.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 2514
İbn Abbas'ın
(r.a.) bildirdiğine göre:
Resulüllah (a.s.) ihramlı olduğu halde Meymune ile
evlenmiştir.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 2527
İbn Ömer'in
(r.a.) rivayet ettiğine göre:
Hz. Peygamber (a.s.) "Sizden biriniz diğerinin
alış-verişi üzerine, alış-veriş işine kalkışmasın. Yine biriniz, diğer birinin
evlenme teklifi bir sonuca varmadan aynı hanıma evlenme talebinde bulunmasın."
buyurmuştur.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 2530
Ebu Hureyre
(r.a.) şöyle haber vermiştir:
Hz. Peygamber (a.s.) şehirliyi, köylünün malını
rayiç fiyattan daha fazlaya satmak maksadıyla satın almaktan, satıcıların
müşteriyi aldatmak için fiyat yükseltmelerinden, bir kimsenin dünürlüğü üzerine
dünür göndermekten veya onun alış-verişi sonuçlanmadan alış-verişe
kalkışmasından nehyetti ve: "Hiç bir kadın da başka bir kadının kabındaki veya
tabağındakini boşaltmak için, onun boşanmasını istemesin"
buyurmuştur.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 2532
İbn Ömer'in
(r.a.) bildirdiğine göre:
Resulüllah (a.s.), şiğar suretiyle nik''htan
nehyetmiştir. Şiğar nik''hı; aralarında mehir olmaksızın bir kimsenin kızını
diğerine, o da kızını kendisine vermek şartıyla nik''h etmesidir.
Sahih-i
Müslim'deki hadis numarası: 2537
Ukbe b. Âmir'in (r.a.) rivayet ettiğine
göre:
Resulüllah (a.s.): "Uyulması gereken en haklı şart, kadınları
helalliğinize almanızı sağlayan şarttır." buyurmuştur.
Sahih-i Müslim'deki
hadis numarası: 2542
Ebu Hureyre'nin (r.a.) bildirdiğine
göre:
Resulüllah (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Dul kadın kendisiyle istişare
edilmedikçe nik''h edilemez. Kız da kendisinden izin alınmadıkça nik''h
olunamaz." Orada bulunan sahabeler: "Ey Allah'ın Resulü! Bakire bir kızın izni
nasıl olur?" diye sordular. Hz. Peygamber: "Onun izni susmasıdır"
buyurmuştur.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 2543
Hz. Aişe'den
(r.ah.) rivayet edildiğine göre:
O; Hz. Peygamber'e (a.s.) ailesinin
evlendireceği genç kızın nik''hı hususunda görüşü sorulup rızasının alınıp
alınmayacağını sormuştur. Resulüllah, Aişe'ye: "Evet kendisi ile istişare
edilir" buyurmuştur. Aişe, Resulüllah'a: Genç kız utanır dediğinde Allah Resulü
cevaben: "Genç kızın susması onun iznidir" buyurmuştur.
Sahih-i Müslim'deki
hadis numarası: 2544
Hz. Aişe (r.ah.) şöyle anlatır:
Resulüllah (a.s.)
beni altı yaşımda iken nik''h etti. Dokuz yaşına geldiğimde ise benimle zifafa
girdi. Aişe (r.ah.) sözlerine devamla: Medine'ye geldik ve ben bir ay sıtmaya
tutuldum. Bu sebeple saçlarım dökülmüştü. Sonra tekrar saçlarım büyüyerek
omuzlarıma kadar indi. Bir defasında arkadaşlarımla birlikte tahtaravalli
oynuyordum. Derken annem Ümmü Ruman bana doğru geldi ve beni çağırdı. Hemen
yanına vardım. Beni ne yapacağını bilmiyordum. Annem elimden tuttu ve beni evin
kapısı önünde durdurdu. Bende yorgunluktan dolayı "heh, heh" diye soluyordum.
Nihayet kendime gelmiş, rahat nefes almaya başlamıştım. Sonra Ümmü Ruman beni
bir odaya aldı. Bir de ne göreyim Ensar'dan bir takım kadınların huzurundayım.
Bu kadınlar: Hayırlı, uğurlu ve mübarek olsun dediler. Ümmü Ruman, beni onlara
teslim etti. Kadınlar başımı yıkayıp bana çeki düzen verdiler. Kuşluk vakti
Resulüllah ansızın çıka geldi. En sonunda kadınlar beni ona teslim
ettiler.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 2547
Sehl b. Sa'd Saidî
(r.a.) şöyle rivayet etmiştir:
Bir kadın Resulüllah'a (a.s.) gelerek: "Ey
Allah'ın Resulü! Kendimi sana hibe etmeye geldim" dedi. Hz. Peygamber (a.s.),
kadına bakarak onu tepeden tırnağa süzdü. Sonra başını eğdi. Kadın Peygamber'in
kendisi hakkında bir hüküm vermediğini görünce bir yere oturdu. Bu arada
ashaptan birisi ayağa kalkarak: "Ey Allah'ın Resulü! Eğer senin bu kadına bir
ihtiyacın yoksa onu benimle evlendir" dedi. Resulüllah ona: "Yanında (mehir
verecek) bir şey var mı?" diye sordu. O zat: "Yemin olsun hayır! Ey Allah'ın
Resulü!" dedi. Resulüllah: "Evine gidipte bak, bir şey bulabilir misin?"
buyurdu. O zat gitti, sonra dönüp geldi ve: "Hayır vallahi Ey Allah'ın Resulü!
Hiçbir şey bulamadım" dedi. Resulüllah: "Demirden bir yüzük olsun bak" buyurdu.
O zat yine gitti. Sonra dönüp gelince: Hayır Ey Allah'ın Resulü! Demirden bir
yüzük dahi bulamadım. Ancak işte kaftanım (Ravi Sehl Bu şahsın bütün malı bundan
ibaretti, demiştir.) Bunun yarısı kadının olsun, dedi. Bunun üzerine Resulüllah:
"Senin izarını ne yapsın? Onu sen giymiş olsan, kadının üzerinde bir şey
kalmayacak; kadın giyse senin üzerinde ondan bir şey kalmayacak!" buyurdu. Adam
bulunduğu yere oturdu. Bir hayli oturduktan sonra kalktı. Dönüp giderken
Resulüllah onun çağrılmasını emir buyurdu. Adamı çağırdılar, gelince Peygamber
ona hitaben: "Kur'an'dan ezberinde ne var?" diye sordu. O sahabe: "Filan ve
filan sureler ezberimde," diyerek bildiği sureleri saydı. Resulüllah (a.s.): "Bu
sureleri ezberinden okuyabilir misin?" diye sordu. O zat: "Evet" cevabını verdi.
Resulüllah: "Haydi git! Ezbere bildiğin surelerle o kadına malik kılındın"
buyurmuştur.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 2554
Enes b. Malik
(r.a.) şöyle haber vermiştir:
Hz. Peygamber (a.s.) Abdurrahman b. Avf'ın
üzerinde sarı renk eseri gördü de ona: "Bu nedir?" diye sordu. Abdurrahman: "Ey
Allah'ın Resulü! Ben beş dirhem altın çekirdek miktarı mehir vererek bir kadınla
evlendim "dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (a.s.): "Allah sana mübarek eylesin!
Bir koyunla da olsa düğün ziyafeti ver" buyurmuştur.
Sahih-i Müslim'deki
hadis numarası: 2556
Enes (r.a.) şöyle rivayet etmiştir:
Ben Zeynep'in
düğün yemeğinde hazır bulundum. Resulüllah (a.s.) halkı ekmek ve etle
doyurmuştu. Beni insanları düğüne çağırmak için gönderiyordu. Düğün ziyafeti
sona erince Resulüllah kalktı, ben de kendisini takip ettim. Davetlilerden iki
kişi konuşmaya dalmış, dışarı çıkmamışlardı. Resulüllah diğer kadınlarının
yanına gidip gelmeğe ve onlardan her birine ayrı ayrı: "Selam size! Nasılsınız
ey ehl-i beyt? diyerek h''l ve hatırlarını sormaya başladı. Onlar da: "İyiyiz Ey
Allah'ın Resulü! Aileni nasıl buldun? diye karşılık veriyorlardı. Hz.
Peygamberde: "İyi buldum" diyordu. Bu işi bitirdikten sonra Resulüllah geri
döndü ve bende onunla beraber döndüm. Kapıya varınca, o iki kişinin h''l''
konuşmayı sürdürdüklerini gördü. Onlar, Peygamber'in geri döndüğünü görünce
kalkıp çıktılar. Bilmiyorum, bu adamların çıktığını ben mi haber verdim yoksa
kendisine vahiy mi indirildi! Peygamber dönüp geldi, ben de onunla beraber
döndüm. Ayağını kapının eşiğine koyunca benimle kendisi arasına perde çekti. Ve
Yüce Allah şu ayeti indirdi: Peygamber'in evine girmeyiniz. Ancak davet
edilirseniz giriniz".
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 2565
İbn
Ömer'in (r.a.) rivayet ettiğine göre:
Resulüllah (a.s.): "Sizden biri yemeğe
çağrıldığında gitsin" buyurmuştur.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası:
2574
Ebu Hureyre (r.a.) şöyle bildirmiştir:
Zenginlerin davet edilip
de fakirlerin çağrılmadığı düğün yemeği, ne kötü bir yemektir! Her kim (özürsüz
olarak) davete gitmezse, muhakkak Allah'a ve Resulüne isyan etmiş
olur.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 2585
Hz. Aişe (r.ah.) şöyle
rivayet etmiştir:
Rifaa'nın karısı Peygamber'e (a.s.) gelerek; ben Rifaa ile
evli idim. Beni üç tal''kla boşadı. Sonra ben de Abdurrahman b. Zebir ile
evlendim. Fakat Abdurrahman'ın erkeklik aleti şu elbise saçağı gibi (gevşek) dir
dedi. Resulüllah gülümseyerek: "Sen tekrar Rifaa'ya mı dönmek istiyorsun? Hayır,
sen ikinci kocan Abdurrahman'ın balcığından o da senin balcığından tatmadıkça
dönemezsin" buyurdu. Aişe sözlerine devamla: Ebu Bekr'de Peygamber'in yanında
bulunuyordu. Halid b. Saîd b. As ise kapıda kendisine izin verilmesini
bekliyordu. Halid: Ey Ebu Bekr! Bu kadının Resulüllah'ın huzurunda açık açık ne
söylediğini işitmiyor musun? dedi.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası:
2587
İbn Abbas'ın (r.a.) rivayet ettiğine göre:
Resulüllah (a.s.):
"Sizden birisi cinsi münasebet için eşine yaklaştığında: Bismillah, Ey Allahım!
Bizi şeytandan uzaklaştır! Şeytanı da bize ihsan ettiğin çocuktan uzak kıl! der
ve bu birleşmeden aralarında bir çocuk takdir olunursa, artık şeytan bu çocuğa
hiç bir zaman zarar veremez" buyurmuştur.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası:
2591
Cabir (r.a.) şöyle haber vermiştir:
Yahudiler; bir adam karısının
fercine arkadan yaklaşırsa, doğacak çocuğun gözü şaşı olur, derlerdi. Bunun
üzerine: Kadınlarınız sizin için bir tarladır. Tarlanıza nasıl dilerseniz öyle
varın...ayeti nazil oldu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 2592
Ebu
Hureyre'nin (r.a.) rivayet ettiğine göre:
Hz. Peygamber (a.s.): "Kadın,
kocasının yatağını (mazeretsiz) terk ederek sabahlarsa, melekler sabaha kadar o
kadına l''net ederler" buyurmuştur.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası:
2594
Ebu Saîd Hudrî (r.a.) şöyle haber vermiştir:
Biz Resulüllah ile
beraber Mustalik oğulları gazvesinde bulunduk. Bu arada bir çok Arap güzelini
esir aldık. Kadınlardan ayrı yaşamamız epey uzun sürmüş, kadınlara karşı arzumuz
da artmıştı. Fakat bizler, kadınlar üzerinden fazla fidye almayı arzu
ettiğimizden esir kadınlara yaklaşıp çocuk olmaması için azil yapmak istedik.
Resulüllah aramızda iken hükmünü ona sormamız uygun olurdu. Resulüllah (a.s.)
cevaben: "Böyle yapmanızda size bir zarar yoktur. Allah Kıyamet gününe kadar ne
kadar can yaratmayı takdir etmişse, o mutlaka olacaktır" buyurdu.
Sahih-i
Müslim'deki hadis numarası: 2599
Cabir (r.a.) şöyle
bildirmiştir:
Kur'an nazil olurken biz azil yapıp duruyorduk. Ravi İshak şunu
da il''ve etmiştir. Süfyan: Eğer azil yasaklanmış bir şey olsaydı, muhakkak
Kur'an bizleri bundan menederdi.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası:
2608