Laik
olduğunu söyleyen Türkiye Cumhuriyeti; laikliği, dinin koruyucusu sanmaktadır.
Oysa laiklik dini korumaz; ancak, dinsel inanç sahiplerinin birbirlerine
sataşmasına engel olur ve inanç sahiplerinin birbirlerine inançlarına saygı
duyarak barış içinde yaşamalarını sağlar...Laikliğin ikinci bir amacı da; dini,
insanın vicdanına hapsederek devlet ve toplum yönetiminde söz sahibi olmasını
önlemektir"¦
Buna ek olarak
sözde Atatürkçüler; bunlara "Tatlı Su Müslümanları" da
denir; Atatürk"ü, şeriatçı kesime sevdirmek için
de Atatürk"ün
hakiki bir Müslüman olduğunu kanıtlamaya çalışmaktadırlar.
Unutulmamalıdır ki Atatürk; Cumhuriyeti kurup erki ele
geçirinceye değin gerçek düşüncesini gizlemiştir. Bunu da şu sözleri ile
açıklamaktadır:
Dikkat edilirse; aşağıdaki Balıkesir Hutbesi 1923
tarihlidir.
"Devrimi gerçekleştirdikten, dinsel düşünceyi devletten
ve toplumdan uzaklaştırdıktan sonra Atatürk"e soruyorlardı:
"Paşam, bu
görüşleriniz daha önce hiç sezdirmediniz!"...
"Evet, diyor Atatürk;
bütün amacı aynı zamanda Halife olan Padişahı kurtarmak olan bir halka
yapacaklarımı söyleseydim başarılı olamazdım!.."
Bu
nedenle derim ki Atatürk"ün 1924"e değin İslam Şeriatı lehine söylediği çok sözleri
vardır; ancak 1924"ten sonra İslam Şeriatı lehine olumlu bir
söz söylediğine ilişkin bir belge yoktur"¦
+
Mustafa Kemâl, 22 Ekim 1922"de demiş
ki:
"Bir yandan Batı işci sınıfı, öte yandan Asya ve
Afrika"nın köleleştirilmiş halkları, uluslar arası sermayenin kendilerini
yıldırmak ve efendilerine büyük çıkarlar sağlamak üzere köle hâline getirmek
istediğini anladıkları ve bu sömürge siyasetinin işlediği suç bütün dünya
işçilerince kavrandığı gün, kentli sınıfın gücü sona erecektir." Bertan
ONARAN
+
Atatürk"ün gerçek kişiliğini bilmek istiyorsak aşağıdaki yazılar
sabırla ve düşünerek okunmalıdır"¦
Yaşamımda birçok Atatürkçü ile
tanıştım. Gördüm ki "Atatürkçülerle, laiklerin büyük kısmı; ne önderlerini
anlamışlar ne de Peygamberlerini"¦ Eğer bu iki tarihsel kişiyi anlamış
olsalardı, ikisinden birinin ardına düşerlerdi. İkisinin birden ardına
düştüklerine göre ikisini de anlamamışlardır, demektir.
Av. Hayri Balta,
3.11.2007
Yazının tamamı...