02 Mayıs 2012

SEHER GÜLÜM..MUNZUR SEVDASI


Munzur Sevdası 


Ah Munzur bakışlı, ceren gözlü sevdiğim, sehergülüm. Yine sensiz akşam oldu bak..... Yine sensiz yeni bir güne başlayacağız uzaklarda, huzursuz, mutsuz ve bedbaht... Sen her sabah Munzur suyu olup akıyorsun düşlerime, yüreğime, ellerime, gözlerime... 

Akışında aşk var biliyorum, sevda var, özlem var, umut, özgürlük, aydınlık ve çiçek çiçek, nakış nakış duygu var. Her akşam ovalara, ormanlara, dağlara, taşlara, çimenlere ve özlemlere işliyorsun güzelliğini. Munzur suyu sonsuza aktıkça, sen de akacaksın! Sürekli bir akışı vardır bu suyun. İsyan var akışında, bereket var, türkü var, sevda var, güzellik var. Yüzyıllardır serseri toprak altında sürekli bastırılan bir özgürlük aşkının çiçeği var; bir özgürlük aşkının tohumları gizlenir.... 

Yaşam sürdükçe bu akış devam edecek. Biz, Munzur'un ceren gözlü, ceylan bakışlı, yüreği rüzgar nakışlı güzel çocuklarıyız. Çevirip yüzümüzü gökyüzüne, her gece yıldızlara bakarız. Dağ çiçeği kızıllığında alınlarımız. Öyle dik, öyle mağrur. Her gece ay şavkır yamaçlara, avuçlarımız süsen (sosın) sarısı olur, bakışlarımız ay kokar… 

Biz, Munzur'un Maral gözlü çocuklarıyız. Her sabah uzaklara bakarak yüreğimize sevgiden, özlemlerden ışıklar toplarız. Acılar yoklarız kalbimiz sularda menevişlenirken… Gittiğimiz yollarda ayak izlerimiz silinse de yurdumuz yüreğimizdir bizim. Nereye gidersek gidelim, nerede olursak olalım, bir gün döneceğimiz yer Munzur’dur yine... 

Bizim sevgimiz katışıksız bir sevgidir. Törenlerden, gösterişlerden uzak… Munzur, kardeştir sevinçlerimize. Munzur, acılarımıza anadır. Munzur'u ve Munzur'da sevdayı düşününce, her seher yemyeşil yamaçlar, geniş çayırlar, pırıl pırıl sular, derin vadiler ve masmavi göklerin aydınlığı serilir içimizin koyaklarına… 
Her tepeyi, her suyu, her çiçeği kalbimizle koklarız ve kalbimizle öperiz tek tek. Sonra karasevda olup göğsümüzun derinlerine düşer her parçası... Ve her ayrılışımızda gözyaşımızla sularız dereleri, ayrılık güllerini, bir sarmaşığın sevdasıyla sarılırız karlı doruklara, göğsümüzdeki ateşle… 

Ey Munzur! Biz ki, onurunu onurumuz bilmişiz, yüreğini yüreğimiz, ahtını ahtımız, sevdanı sevdamız bellemişiz. Sen ki, zulümlerde bize kol kanat germişsin, saklamışsın bizi bağrında. Hüzünlerde hüznümüz, sevinçlerde şenliğimiz olmuşsun. Düğünlerde halayımız olmuş, dolmuşsun can evimize… 

Ateş yakma
yı, ısınmayı senden öğrenmişiz. Senden öğrenmişiz rüzgarın kaç dil bildiğini. Koşmayı, ağlamayı, sevmeyi, sevinmeyi, efkarlanmayı senden öğrenmişiz. İnsana insanca bakmayı, bağrındaki tüm canlılara saygı duymayı senin ululuğundan almışız… 

Nerede olursak olalım, hangi fırtınalarda kalırsak kalalım, seni düşündüğümüz zaman ısınır içimizin mor türküleri. Bahar gelir gözlerimize… Munzur suyu olup akar yüreğimiz sevda nehirlerine. Özlemler büyür bir yanımızda dağ dağ, bir yanımız rüzgar olur eser nergis kokulu yaylalara. Ne varsa geçmişe dair canlanıp dikiliverir karşımıza... 

Biliyorum, şimdi yine berraktır doruklarında gökyüzü. Belki eskisi gibi yaylalara çıkılmıyor. Kuşlar da çoktan göçüp gitmiştir uzak diyarlara. Ama ben yüreğimle, sevdamla, beynim ve hatıralarımla oradayım işte. Yüreğim, beynim, her şeyim orada duruyor.. Aynı yerde olmasam da, sevdamı dün gibi yakın yaşıyorum. Çocukluğum, ilk gençliğim orda seyrediyor.... 

Şimdi Amsterdam'ın kalabalık sokaklarını arşınlayıp, duruyorum avare ve dalgın. Ama ben, bendine esir olmuş gibi, halâ Munzur'u düşünüyorum… Munzur'un soğuk sularını, temiz havasını düşlüyorum. Bilirim ki Munzur; yaşamın, umudun, sevdanın, özgürlüğün farkına varma hesabıdır. Tanımayan, yaşamayan nerden bilsin Munzur'u! .. 

Ben orada doğdum, orada büyüdüm. Sevdam, özgürlüğüm, dostluğum, içtenliğim, doğallığım oralıdır çünkü... Bilinsin ki, her bahar gelince ben yüreğimi Munzur suyuyla yıkarım, Munzur suyuyla beraber akar yüreğim dağlara, ovalara, denizlere… Ve dağ yelleriyle sararım başımı her bahar. 
Bitmez bir rüyadır Munzur, her gece düşlerime giren ve her sabah hayaliyle uyandığım... 
Ne zaman Munzur'u düşünsem ve de Munzur'da seni; siyahla beyaz, yeşille mavi, ağlamakla gülmek, yaşamla ölmek arasında kalırım… İnce bir sızı, özlemin hüznünü yüreğime bırakıp gider usulca…

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...