12 Mart 2012

DESTAN ŞİİRİ OKUYUN




Necip Fazıl Kısakürek - Destan 


DESTAN

Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak!

Haykırsam, kollarımı makas gibi açarak:
Durun, durun, bir dünya iniyor tepemizden,
Çatırdılar geliyor karanlık kubbemizden,
Çekiyor tebeşirle yekun hattını afet;
Alevler içinde ev, üst katında ziyafet!
Durum diye bir laf var, buyrunuz size durum;
Bu toprak çirkef oldu, bu gökyüzü bodurum!
Bir şey koptu benden, şey, her şeyi tutan bir şey,
Benim adım bay Necip, babamınki Fazıl Bey;
Utanırdı burnunu göstermekten sütninem,
Kızımın gösterdiği, kefen bezine mahrem.
Ey tepetaklak ehram, başı üstünde bina;
Evde cinayet, tramvay arabasında zina!
Bir kitap sarayının bin dolusu iskambil;
Barajlar yıkan şarap, sebil üstüne sebil!
Ve ferman, kumardaki dört kıralın buyruğu;
Başkentler haritası, yerde sarhoş kusmuğu!
Geçenler geçti seni, uçtu pabucun dama,
Çatla Sodom-Gomore, patla Bizans ve Roma!
Öttür yem borusunu öttür, öttür, borazan!
Bitpazarında sattık, kalkamaz artık kazan!
Allahın on pulunu bakleye dursun on kul;
Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul.
Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa;
Yaşasın, kefenimin kefili karaborsa!
Kubur faresi hayat, meselesiz, gerçeksiz;
Heykel destek üstünde, benim ruhum desteksiz.
Siyaset kavas, ilim köle, sanat ihtilaç;
Serbest, verem ve sıtma; mahpus, gümrükte ilaç.
Bülbüllere emir var: Lisan öğren vakvaktan;
Bahset tarih, balığın tırmandığı kavaktan!
Bak, arslan hakikate, ispinoz kafesinde;
Tartılan vatana bak, dalkavuk kafesinde!
Mezarda kan terliyor babamın iskeleti?
Ne yaptık, ne yaptılar mukaddes emaneti?
Ah, küçük hokkabazlık, sefil aynalı dolap;
Bir şapka, bir eldiven, bir maymun ve inkılap.

Destan


Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak! 
Haykırsam, kollarımı makas gibi açarak: 

Durun, durun, bir dünya iniyor tepemizden, 
Çatırdılar geliyor karanlık kubbemizden, 

Çekiyor tebeşirle yekûn hattını âfet; 
Alevler içinde ev, üst katında ziyafet! 

Durum diye bir lâf var, buyrunuz size durum; 
Bu toprak çirkef oldu, bu gökyüzü bodurum! 

Bir şey koptu benden, şey, her şeyi tutan bir şey, 
Benim adım Bay Necip, babamınki Fazıl Bey; 

Utanırdı burnunu göstermekten sütninem, 
Kızımın gösterdiği, kefen bezine mahrem. 

Ey tepetaklak ehram, başı üstünde bina; 
Evde cinayet, tramvay arabasında zina! 

Bir kitap sarayının bin dolusu iskambil; 
Barajlar yıkan şarap, sebil üstüne sebil! 

Ve ferman, kumardaki dört kıralın buyruğu; 
Başkentler haritası, yerde sarhoş kusmuğu! 

Geçenler geçti seni, uçtu pabucun dama, 
Çatla Sodom-Gomore, patla Bizans ve Roma! 

Öttür yem borusunu öttür, öttür, borazan! 
Bitpazarında sattık, kalkamaz artık kazan! 

Allahın on pulunu bekleye dursun on kul; 
Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul. 

Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa; 
Yaşasın, kefenimin kefili karaborsa! 

Kubur faresi hayat, meselesiz, gerçeksiz; 
Heykel destek üstünde, benim ruhum desteksiz. 

Siyaset kavas, ilim köle, sanat ihtilâç; 
Serbest, verem ve sıtma; mahpus, gümrükte ilâç. 

Bülbüllere emir var: Lisan öğren vakvaktan; 
Bahset tarih, balığın tırmandığı kavaktan! 

Bak, arslan hakikate, ispinoz kafesinde; 
Tartılan vatana bak, dalkavuk kefesinde! 

Mezarda kan terliyor babamın iskeleti; 
Ne yaptık, ne yaptılar mukaddes emaneti? 

Ah, küçük hokkabazlık, sefil aynalı dolap;
Bir şapka, bir eldiven, bir maymun ve inkılap. 


(1947) necip fazıl kısakürek

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...