11 Şubat 2012

YAŞAMDAN.

YAŞAMDAN.

Tanrım,  o sofra o kadar güzel donatılmıştı ki aman ALLAH'ım diyordu insan bir kez dünyaya geliyor

 REENKARNASYONA DA inanmıyordu bu sofra kaçırılırmıydı. o da kaçırmadı ama o sofrayı kuranlarda, hazırlayanlarda,
yiyenler de toplayanlarda biliyorlardı ki
DEVLET'in parası ile kurulmuştu,

DEVLET'lerin kaynaklarını sofralarda tüketenler halklarını kulluğa itiyorlar. kulluğa itilenler ise kendilerine yeni patronlar arıyorlardı..

Devlet'in sofrasında devlet tüketildikçe, kulluk, kölelik, azap, sömürü şiddetleniyordu. artık özgürlük kimsenin umurunda değildi,

Yeter ki köleler yeni sığınılacak kapılar bulsunlardı..
O Sofranın olduğu ülkede insanlar beslenemiyorlardı. hastalığa yakalanıyorlar, kolayca hastalıklara yeniliyorlardı, O sofralar çok pahalıya patlıyordu o ülkenin insanlarına....o sofrada tıka basa yeniliyor, bir insan en azından on kişinin yiyeceğini yiyor, doymuyor, daha fazla yiyorlardı..
Bu arada doktorlara haber salınıyor, doktor deniliyor. öldüm hazımsızlıktan, ver bir ilaç, sofraya devam edeyim...her zaman böyle fırsatta ele geçmez..

DOKTORLAR bir danayı öldürecek  yiyeceği yiyen zatlara ilaçlar veriyorlar...ilaçların bile yetmediği noktada sadece hastalık, ölüm korkusu onları engelliyor, frenliyordu...Nasıl olsa bu devletin olanakları bende olduğu sürece daha çok sofralar, daha çok akşamları var diyordu..
Nasıl olsa bu kadar sömürünün olduğu ülkede biz daha çok sofralar kurarız....

Tokluk gözlerini karartıyor açların halini değil düşünmek, görmek dahi istemiyorlardı....

Vallahi gözümüz yoktu, vallahi isyanımız yeter ki devletin, 

YETİMİN-GARİBANIN-FAKİR FUKARANIN KANINDAN,
kursağından çalınmış olmasaydı.
Vallahi SÖZÜMÜZ yoktu,

 Vallahi isyanımız yoktu devletin sofrası olmasaydı...

SÖZÜMÜZ yetimin kursağından çalındığı içindi,,,,

SÖZÜMÜZ o ülkenin sağlığından eğitiminden adaletinden çalındığı içindi...
Sofradan kalktıktan sonra o sofranın bedeli o ülkeden isteniyordu. zavallı halklar ise ödenen bedellerle soğukta üşüyüp hastalıkta kırılıyor  işyerlerinde ölesiye, kölesiyle çalıştırılıyordu.
Ah o sofralar, o tabaklar, o çatallar, o bardaklar o kaşıklar, o bardakları dilleri olsaydı konuşacaklardı.
Tabak, çanak, kaşık, bıçak dile geliyor. o ALLAH bana can verseydi, ben kılıç olur ellerine batardım diyor.


Haramın bir parçası olmaktan kaşık çatal utanıyor, midelerini işkembeye ise insanlık değerlerini yağmura sele veriyorlardı....O sofraları dolduranların yürekleri dilleri, beyinleri akılları eriyor, nefisleri uğruna halklar yoksulluğa itiliyorlardı..sonra sonra bu ülkelerde gerçekler unutturuluyor...Gündemler değiştiriliyor..
Açlık yoksulluk yolsuzluklar yokmuşcasına insanlar hayali sisli karanlıklara itiliyorlardı..sis kaybolunca gerçekler çok ağır oluyordu.....Halklar insanlar biz neden böyle yaptık biz neden gözümüzün görmediği, kulağımızın duymadığı, aklımızın ermediği sularda yüzdük diyemiyorlardı...
Dillerini, Yüreklerini, Beyinlerini susturan insanlar onları birilerine emanet etmişti.....
ama emanete hıyanet doluydu bu ülkelerde,.....
sömürülen, ezilen, bir deri bir kemik kalmış insanın sessizliği ürkütüyordu...
Sömürülen, ezilen yaşamları çalınan insanların olduğu ülkelerde......

Ey soysuzlar,Ey Afrikada açlığa neden olup sonra
MİSYONERLERİNİ gönderenler....
ey dünyada savaşa, yoksulluğa, yoksunluğa neden olanlar...
sofralarınıza iyi bakın bir çocuğun GÖZYAŞLARINDAN pişirilmiş çorba var kaşık,kaşık,kepçe,kepçe  için o çocukların gözyaşlarını, geleceklerini hayallerini, rüyalarını indirin doymayan midelerinize......
birazdan önünüze anaların gözyaşlarından yemekler konacak...
o analar ki çağlar boyu acılar içinde kıvranmıştır....
sofralarınız çalınmış yaşamların katlanılmaz ızdırab öyküleri çaldığınız yaşamlarla doludur.......
Dökün acıları yemeklerinize siz başkaların acılarından zevk alırsınız....Başkalarının mutluluğu size rahatsızlık verir....
Güldüğünüz yerde nasıl gülebilir insanlar...
Ama elbet bir gün acılar bitecek dünyanın bitecek,elbet bitecek.......
karanlıklarından sıyrılacak dünya...
sofralar acılarla pişirilmeyecek....
izin vermeyecek geleceğin çocukları,
kusura bakmasınlar biz onlara öyle bir miras bıraktık onlardan özür diliyoruz....
kabul etmeyecekler biliyoruz....
geleceğin çocukları bizden daha cesaretli çıkacak...

Namussuzlara hırsızlara insanlığı karanlığa sürükleyen kendi iğrenç nefislerini tatmin edenlere dur diyecekler..diyecekler elbet.
Çünkü diyecekler bu kadar talan edilirken insanlar bu kadar acılar içinde kıvranırken çocuklar, nasıl bakabiliyordunuz  birbirinize nasıl insanlıktan bahsedebiliyordunuz...
bu kadar korkakken tabi ki namussuzlar  dolduracaktı dünyayı ama her neyse......
Daha eşitlikçi, daha paylaşılır sevgi saygı hoşgörülü insan dolu bir dünya dolduracak yaşamı kendimiz kadar inanıyoruz..........
O ülkelerin evrensel değerlere inanan yüreği sevgi-gözü hoşgörü-dili barış-beyni çözüm dolu-hangi yerde olduğu-hangi düşüncede olduğu önemli olmayan yiğit çocukları.......
Acılardan beslenen-sofraları kan-irin dolu sömürücü ezenler-toz dumandan-yıkıntılardan-depremlerden-sellerden etkilenmeden çıkanlar-unutmayın-her ülkenin yiğit  çocuklarını.....
selam aydınlık-demokrat-çağdaş sömürüsüz bir dünya isteyen yolculara.....
selam olsun
Dünyanın size her zamankinden daha fazla ihtiyacı var...

YOL ARKADAŞIM NERDESİN...
YOL ARKADAŞIM GÖRDÜN MÜ, DUYDUN MU OLUP BİTENLERİ..         
 KISKANIYOR İNSAN BAZAN BASIP GİDENLERİ           
 YALNIZMIŞIZ İYİCE, ÜSTELİK DE ALIŞMIŞIZ          
HİÇ BEKLENTİMİZ KALMAMIŞ DOSTTAN BİLE            
KORKULAR BASMIŞ DÜNYAYI ŞİMDİ BİR SEMT ADI "VEFA"           
UTSAL KAVGALARDAN BİLE KAÇAN KAÇANA                          
ANLAŞILIR GİBİ DEĞİLİZ,TEK BEDENDE KAÇ KİŞİYİZ           
HEM YOK DENEN, HEM DE TANIK NE ESASLI KARMAŞA              
BEN SANA KÜSÜM ASLINDA,HABERİN YOK            
KOYUP GİTTİĞİN YERDE KÖTÜLÜK ÇOK              
KİME KIZAYIM, NAZIM SENDEN BAŞKA KİME GEÇER?            
BENİM SENSİZ KOLUM,BACAĞIM, OCAĞIM YOK...........             
 SEN ESAS ALEMİ SEÇTİĞİNDEN BERİ            
BEN O SANİYEDE BİTTİĞİMDEN BERİ             
DÜNYA BİLDİĞİN DÜNYA, DÖNÜP DURUYOR İŞTE           
 UZUN UZUN KONUŞURUZ BİR GÜN SON İSTANBUL BEYİ...  
Bazı işaretler vardır yaşamda gelinlik gibi o yüzden gelinlik bir işarettir.Farklı anlamlarda yüklenebilir. kefende bembeyazdır. ZALİM'de beyazla toprağa gömülür..yaşamını insanlığa insana adayan insanada, ben hakkımı zalimlere insan soyguncularına sömürücülere. başkaları açken tok yatıp memleketi soyup soğana çevirenlere ALLAH şahit hakkımı helal etmiyorum.......   yaşamını sadece kendi kirli bedenine, ruhuna tüketip diğer insanları zara zora sokarak emperyalıst zihniyetli insanları ahirete beyazla göndermemeli diye düşünüyorum. ALLAH affetsin......  
Sakın ALLAH'ı suçlama, haksızlıklar karşısında cesaretlendir yüreğini...yüreğinin cesaretini kuvvetlendirmesi için ALLAH'a yalvarabilirsin....ilk haksızlıkla karşılaştığında kabullendiysen,,boyun eğdiysen, ilk, sonraki ve daha sonraki dersen haksızlıkları sindirmişsen yüreğine,

ALIŞKANLIK en derin insan ZAAFLARINDANDIR.........  
Günümüzün bazı satılık psikologları toplum mühendisleri insanın bu zaafından yararlanarak insanı sömürüye, baskıya zulme alıştırmaya çalışırlar....ONURUNU insanlık gururunu yitiren insan baskıyıda zulmü de kabullenir..sonra bir ömür yaşanır gider...bütün insanlık değerlerinden yitiririlmiş olarak....sakın..ALLAH'ı suçlama...hatırla ilk haksızlığa boyun eğdiğini....boyun eğmene neden olan korkaklığına mı yenilmiştin kötülükleri kabullenmen.....haramı yaydıysa evrene...sus payını mı almıştın...yaşam da malının çokluğu, midenin tokluğu, yatağının susturuyorsa seni .....sakın ALLAH'ı suçlama.. Sadece korkaklığının giderilmesi için haykır....güçlülerin acımasız zulümkar zalim olanların en büyük desteği elinde imkan olduğu halde haksızlıklara karşı çıkmayan insanlar ALLAH'ın rzasına mazhar olamayacaklardır..
RÜŞVETE ORTAK OLUYORSAN..
Sakın günahlarının affı için ALLAH'ı kendine şahit tutup ortak kılma bilki senin en büyük desteğin, arkan tarihin evrenin derinliklerinde haksızlıklara karşı çıkan kahramanlarındır.onlar ki zamanın mekanın her dilimindeki haksızlıkta ruhlarını diken üzerinde tutarlar....bir güçsüzün dövülmesinde ezilen bir kadın hiç bir kadın hak etmez zulümü, aclığa itilen biri, her haksızlıkta her sömürüde yürekleri şaha kalkar... Her haksızlıkta yeniden doğmak isterler, O yüzdaen GÜNEŞ insanlara şans tanır... her karanlıktan sonra sabah yeniden doğan insana insanlık değerlerini hatırlatır...bir haksızlığa karşı çıkan tarihin tüm haksızlıklarına karşı çıkmış olur. Onlar gecenin zifirisinde parlayan en parlak yıldız, Güneşin gözleri kör ettiği aydınlıkta yüreğinde ki sestir. Haksızlığa ortak olma, haramla el sıkışma sakın ALLAH'ı suçlama yakarma,senin zaaflarına yenilmemen haramla savaşımında ilk adımdır. küçük çıkarların için satma mazlumları,garibanları,yoksulları yoksunları şaşırma ...yaşamak için pamuk ipliği ile yaşama sarılma.....
 Bil ki belki o savunduğun insanlardan ihanette görebilirsin Her ihanet bilenmendir savaşta........onlar ki mideleri küçültülmüş beyinleri sıkıştırılmış sadece yaşamak için pamuk ipliği ile yaşama tutunmuşlardır. Tarihin o gizemli arşivsiz yolları kurtaranlarla, kurtulunların birbirini terk ettiği hikayeleri ile doludur..
Bugününü kurtarman için bütün tarihini satma
 Ey harama, haksızlığa terk edilmiş sen insan fırsat bu fırsattır,ha desen, hani desen, engelleyeceğin bil ki bir çocuğun, ağlamasındadır desteğin, bir kadının çaresizliğinin engellenmesindedir gücün,                        
Sakın ALLAH'ı suçlama, sakın ALLAH'ı korkaklığına ortak etme, "O" haksızlıklara çıkan her insanın yanındadır.  "O" haramla savaşan her insanın en büyük destakcisidir. 
 Büyük insan olmanın tek ölçüsü vardır. haramı eliyle silkeleyen haksızlığı karanlığa iten davranıştır.                       
 Başkalarının acılarına neden olan, başkalarının hüznüne neden olan insan değildir 
BİR HÜZMEDİR ELLERİNİ TUTARKEN VE YASLARKEN BAŞIMA  BİR ÜZMEDİR GÖZLERİN GİDERKEN VE BAKARKEN ARDINA      
 YÜREĞİMİ TUTSAYDIN AVUÇLARINDA ÇINLARDI KULAKLARIN O ZAMAN POLENLERE FISILDARDIN BU ÜNLER DE PİŞMANLIKLARINI GECELERE YAZMAZDIN.SEN Kİ CİĞERİMİN KÜFLÜ YAZGISI ANLASAYDIN DERDİMİ,ALÇAKÇA SIRTIMDAN VURMAZDIN   BAK AŞAĞILIYORUM SENİ BİR DEĞERİN OLSAYDI SAKLARDIM, BELKİ DE AKÇAKOCA'NIN  YÜKSEK TEPELERİNDEN SANA ISSIZ LİMANLARDA BİR FENER IŞIĞI GİBİ YANARDIM, YILDIZLI GECELRİN MEHTABISIN SEN BÜTÜN KARANLIKLARA    
ÇEÇENİSTAN ÖLÜ RUHUM  
 FİLİSTİN AĞLAYAN ÇOCUK  
GÖZ UÇLARIMI YIRTAN SOĞUK 
KIZIŞMIŞ AVUÇLARIMDA TABUT
DÜŞÜYORUM KABİR ARKADAŞIM 
BİR AVUNTUDUR UMUT 
İNSANLIK KENDİ SAÇMALIĞINDA TEPİNSİN 
AHLAKSIZ RUHLARI RUHSUZLAR İLE SEVİŞSİN
ONLARI DOĞURAN RAHİMLERİN LEKESİ 
KOKUSU TENHALARDA........SİN 
 AY DÜŞÜYOR KANIMIN ÜSTÜNE İRKİLDİĞİM SİREN
 BOMBA İÇİME YÜRÜYOR  
ÇOCUK BAHÇESİNDE BİR MELEK 
GÜLÜŞMENİN ORTASINDA ÖLÜYOR

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...