Ormancı Türküsü - Muğla yöresi
Çıktım Belen kahvesine baktım ovaya
Bay Mustafa çağırdı, dam oynamaya,
Ormancı da gelir gelmez, yıkar masayı,
Söz dinlemez Ormancı, çekmiş kafayı
Aman Ormancı, canım Ormancı
Köyümüze bıraktın yoktan bir acı
Gevenes' in ortasında, değirmen döner,
Değirmenin suları, dağından iner,
Ormancı'ya atılan kurşun, Tevfik' e döner,
Tevfik' in feryatları, yürekler deler,
Aman Ormancı, canım Ormancı
Köyümüze bıraktın yoktan bir acı
Gevenes' in suları hoştur içmeye,
Üstünde köprüsü var, gelip geçmeye,
Tevfik' imi vurdular, hiç mi hiç yere,
Yazık ettin Ormancı, köyün iki gencine
Aman Ormancı, canım Ormancı Köyümüze bıraktın yoktan bir acı Gevenes Köyü'nde 1922 yılında dünyaya gelen Mustafa Şahbudak ağa çocuğudur.
Köy Muhtarı Tevfik Cezayirli Mustafa'nın en yakın arkadaşıdır.
Bu ikili her akşam köy kahvesinde ''dama'' maçı düzenler iddialı ve dostça yapılan bu karşılaşmalar kahvehanedekiler tarafından ilgi ile izlenir.
1946 yılının bir Temmuz gününde Mustafa Şahbudak ve Muhtar Tevfik Cezayirli yine dama tahtasının başına otururlar.
Oyunun yarısında ''Sarı Memet'' lakaplı Orman Memuru Mehmet İn çıkagelir.
Mehmet sarhoştur.
Bir gün önce komşu olan Çiftlik Köyü'nde yangın çıkmıştır.
1946 seçimlerinin evrakı Yatağan'a gönderilecektir.
Seçim evrakını Yatağan'a köy bekçisinin götürmesi zorunludur.
Ormancı ise yangın evrakının bir an önce ilçeye götürülmesi için bekçiyi muhtardan ister.
Muhtar Cezayirli
'Olmaz daha acil olan seçim sonuçlarının ulaştırılması gerekiyor.
Bekçiyi gönderemem'' diye cevap verir.
Bunun üzerine ormancı ile muhtar arasında tartışma başlar.
Muhtar Tevfik Cezayirli ''Ayıp ediyorsun Mehmet bize müsaade et'' der.
Ormancı kahveye geri döner dama masasını bir yumruk atar.
Mustafa Şahbudak bu davranışa tahammül edemez ve ormancıyı tokatlar.
Olayın büyüyeceğini anlayan köylüler ormancıyı sakinleşmesi için kahvenin arka tarafına götürürler.
Ormancı bağırarak küfürler savurmaktadır.
Küfürler Mustafa Şahbudak'ın tahammül sınırını daha da zorlar.
Şahbudak yerinden kalkar ormancının üzerine yürür.
Ormancı Mehmet kamasını çıkarıp Mustafa Şahbudak'ı kolundan yaralar.
O zaman Mustafa Şahbudak ormancıyı korkutmak için belindeki tabancayı çıkarır yere doğru ateş eder.
Muhtar ormancının ikinci kez kama vurmaması için elini tutar.
Fakat Mustafa tetiği çoktan çekmiştir...
Ormancı Mehmet İn bunun üzerine kaçmaya başlar.
Mustafa Şahbudak kaçmasın diye bir el daha ateş eder.
Bu ateş de öldürmek için değil kaçmasına engel olmak içindir.
İkinci atışta Mehmet İn yere düşer.
Arka cebinde tabaka olduğu için ona bir şey olmaz.
Ama Mustafa Şahbudak kaza kurşunu ile dostu Tevfik'i vurmuştur.
O günlerin imkansızlıkları içerisinde Tevfik'i tahta bir sal üzerinde köyden 23 kilometre uzaklıktaki Muğla Devlet Hastanesi'ne götürürler.
Tevfik çok kan kaybetmektedir.
Mustafa Doktor Veli Bey'e
''Babamın selamı var bu adamı iyileştir'' diye yalvarır.
Doktor Veli Bey''O ölecek önce senin kolunu saralım'' diye yanıt verir.
O sırada Tevfik eliyle işaret edip Mustafa'yı yanına çağırarak
''Ben ölüyorum hakkını helal et'' dedikten sonra can verir.
Yıllardır her şeyi unutmaya çalışan Mustafa'ya bir gün arkadaşları
Tahir Usta adında bir değirmenciden bahsederler.
Bu değirmenci annesinin akrabasıdır.
Değirmenci Tahir Usta aynı zamanda türkü de bestelemektedir.
Gevenes Köyü'nde yaşanan bu acı olay
Tahir Usta tarafından bestelenmiştir.
Düğünlerde okunan herkesin diline düşen türkü ORMANCI'dır...
Çıktım Belen kahvesine baktım ovaya
Bay Mustafa çağırdı, dam oynamaya,
Ormancı da gelir gelmez, yıkar masayı,
Söz dinlemez Ormancı, çekmiş kafayı
Aman Ormancı, canım Ormancı
Köyümüze bıraktın yoktan bir acı
Gevenes' in ortasında, değirmen döner,
Değirmenin suları, dağından iner,
Ormancı'ya atılan kurşun, Tevfik' e döner,
Tevfik' in feryatları, yürekler deler,
Aman Ormancı, canım Ormancı
Köyümüze bıraktın yoktan bir acı
Gevenes' in suları hoştur içmeye,
Üstünde köprüsü var, gelip geçmeye,
Tevfik' imi vurdular, hiç mi hiç yere,
Yazık ettin Ormancı, köyün iki gencine
Aman Ormancı, canım Ormancı Köyümüze bıraktın yoktan bir acı Gevenes Köyü'nde 1922 yılında dünyaya gelen Mustafa Şahbudak ağa çocuğudur.
Köy Muhtarı Tevfik Cezayirli Mustafa'nın en yakın arkadaşıdır.
Bu ikili her akşam köy kahvesinde ''dama'' maçı düzenler iddialı ve dostça yapılan bu karşılaşmalar kahvehanedekiler tarafından ilgi ile izlenir.
1946 yılının bir Temmuz gününde Mustafa Şahbudak ve Muhtar Tevfik Cezayirli yine dama tahtasının başına otururlar.
Oyunun yarısında ''Sarı Memet'' lakaplı Orman Memuru Mehmet İn çıkagelir.
Mehmet sarhoştur.
Bir gün önce komşu olan Çiftlik Köyü'nde yangın çıkmıştır.
1946 seçimlerinin evrakı Yatağan'a gönderilecektir.
Seçim evrakını Yatağan'a köy bekçisinin götürmesi zorunludur.
Ormancı ise yangın evrakının bir an önce ilçeye götürülmesi için bekçiyi muhtardan ister.
Muhtar Cezayirli
'Olmaz daha acil olan seçim sonuçlarının ulaştırılması gerekiyor.
Bekçiyi gönderemem'' diye cevap verir.
Bunun üzerine ormancı ile muhtar arasında tartışma başlar.
Muhtar Tevfik Cezayirli ''Ayıp ediyorsun Mehmet bize müsaade et'' der.
Ormancı kahveye geri döner dama masasını bir yumruk atar.
Mustafa Şahbudak bu davranışa tahammül edemez ve ormancıyı tokatlar.
Olayın büyüyeceğini anlayan köylüler ormancıyı sakinleşmesi için kahvenin arka tarafına götürürler.
Ormancı bağırarak küfürler savurmaktadır.
Küfürler Mustafa Şahbudak'ın tahammül sınırını daha da zorlar.
Şahbudak yerinden kalkar ormancının üzerine yürür.
Ormancı Mehmet kamasını çıkarıp Mustafa Şahbudak'ı kolundan yaralar.
O zaman Mustafa Şahbudak ormancıyı korkutmak için belindeki tabancayı çıkarır yere doğru ateş eder.
Muhtar ormancının ikinci kez kama vurmaması için elini tutar.
Fakat Mustafa tetiği çoktan çekmiştir...
Ormancı Mehmet İn bunun üzerine kaçmaya başlar.
Mustafa Şahbudak kaçmasın diye bir el daha ateş eder.
Bu ateş de öldürmek için değil kaçmasına engel olmak içindir.
İkinci atışta Mehmet İn yere düşer.
Arka cebinde tabaka olduğu için ona bir şey olmaz.
Ama Mustafa Şahbudak kaza kurşunu ile dostu Tevfik'i vurmuştur.
O günlerin imkansızlıkları içerisinde Tevfik'i tahta bir sal üzerinde köyden 23 kilometre uzaklıktaki Muğla Devlet Hastanesi'ne götürürler.
Tevfik çok kan kaybetmektedir.
Mustafa Doktor Veli Bey'e
''Babamın selamı var bu adamı iyileştir'' diye yalvarır.
Doktor Veli Bey''O ölecek önce senin kolunu saralım'' diye yanıt verir.
O sırada Tevfik eliyle işaret edip Mustafa'yı yanına çağırarak
''Ben ölüyorum hakkını helal et'' dedikten sonra can verir.
Yıllardır her şeyi unutmaya çalışan Mustafa'ya bir gün arkadaşları
Tahir Usta adında bir değirmenciden bahsederler.
Bu değirmenci annesinin akrabasıdır.
Değirmenci Tahir Usta aynı zamanda türkü de bestelemektedir.
Gevenes Köyü'nde yaşanan bu acı olay
Tahir Usta tarafından bestelenmiştir.
Düğünlerde okunan herkesin diline düşen türkü ORMANCI'dır...