Dost Dost Diye Nicesine Sarıldım Türküsünün Hikayesi
Dost Dost Diye Nicesine Sarıldım
Benim Sadık Yarim Kara Topraktır
Beyhude Dolandım Boşa Yoruldum
Benim Sadık Yarim Kara Topraktır
Nice Güzellere Bağlandım Kaldım
Ne Bir Vefa Gördüm Ne Faydalandım
Her Türlü İsteğim Topraktan Aldım
Benim Sadık Yarim Kara Topraktır
Koyun Verdi Kuzu Verdi Süt Verdi
Yemek Verdi Ekmek Verdi Et Verdi
Kazma İle Dövmeyince Kıt Verdi
Benim Sadık Yarim Kara Topraktır
Ademden Bu Deme Neslim Getirdi
Bana Türlü Türlü Meyva Yetirdi
Her Gün Beni Tepesinde ***ürdü
Benim Sadık Yarim Kara Topraktır
Karnın Yardım Kazma İle Bel İle
Yüzün Yırttım Tırnak İle El İle
Yine Beni Karşıladı Gül İle
Benim Sadık Yarim Kara Topraktır
İşkence Yaptıkça Bana Gülerdi
Bunda Yalan Yoktur Herkesler Gördü
Bir Çekirdek Verdim Dört Bostan Verdi
Benim Sadık Yarim Kara Topraktır
Havaya Bakarsam Hava Alırım
Toprağa Bakarsam Dua Alırım
Topraktan Ayrılsam Nerde Kalırım
Benim Sadık Yarim Kara Topraktır
Dileğin Varsa İste Allah'tan
Almak İçin Uzak Gitme Topraktan
Cömertlik Toprağa Verilmiş Haktan
Benim Sadik Yarim Kara Topraktır
Hakikat Ararsan Açık Bir Nokta
Allah Kula Yakın Kul Da Allah'a
Hakkın Gizli Hazinesi Kara Toprakta
Benim Sadık Yarim Kara Topraktır
Bütün Kusurlarımı Toprak Gizliyor
Merhem Çalıp Yaralarım Düzlüyor
Kolun Açmış Yollarımı Gözlüyor
Benim Sadık Yarim Kara Topraktır
Her Kim Ki Olursa Bu Sırra Mazhar
Dünyaya Bırakır Ölmez Bir Eser
Gün Gelir Veysel'in Bağrına Basar
Benim Sadık Yarim Kara Topraktır
Aşık Veysel hayatını anlattığı bir şiirinde "Ücyüz-onda gelmişidim cihana" diyor.
Benim Sadık Yarim Kara Topraktır
Beyhude Dolandım Boşa Yoruldum
Benim Sadık Yarim Kara Topraktır
Nice Güzellere Bağlandım Kaldım
Ne Bir Vefa Gördüm Ne Faydalandım
Her Türlü İsteğim Topraktan Aldım
Benim Sadık Yarim Kara Topraktır
Koyun Verdi Kuzu Verdi Süt Verdi
Yemek Verdi Ekmek Verdi Et Verdi
Kazma İle Dövmeyince Kıt Verdi
Benim Sadık Yarim Kara Topraktır
Ademden Bu Deme Neslim Getirdi
Bana Türlü Türlü Meyva Yetirdi
Her Gün Beni Tepesinde ***ürdü
Benim Sadık Yarim Kara Topraktır
Karnın Yardım Kazma İle Bel İle
Yüzün Yırttım Tırnak İle El İle
Yine Beni Karşıladı Gül İle
Benim Sadık Yarim Kara Topraktır
İşkence Yaptıkça Bana Gülerdi
Bunda Yalan Yoktur Herkesler Gördü
Bir Çekirdek Verdim Dört Bostan Verdi
Benim Sadık Yarim Kara Topraktır
Havaya Bakarsam Hava Alırım
Toprağa Bakarsam Dua Alırım
Topraktan Ayrılsam Nerde Kalırım
Benim Sadık Yarim Kara Topraktır
Dileğin Varsa İste Allah'tan
Almak İçin Uzak Gitme Topraktan
Cömertlik Toprağa Verilmiş Haktan
Benim Sadik Yarim Kara Topraktır
Hakikat Ararsan Açık Bir Nokta
Allah Kula Yakın Kul Da Allah'a
Hakkın Gizli Hazinesi Kara Toprakta
Benim Sadık Yarim Kara Topraktır
Bütün Kusurlarımı Toprak Gizliyor
Merhem Çalıp Yaralarım Düzlüyor
Kolun Açmış Yollarımı Gözlüyor
Benim Sadık Yarim Kara Topraktır
Her Kim Ki Olursa Bu Sırra Mazhar
Dünyaya Bırakır Ölmez Bir Eser
Gün Gelir Veysel'in Bağrına Basar
Benim Sadık Yarim Kara Topraktır
Aşık Veysel hayatını anlattığı bir şiirinde "Ücyüz-onda gelmişidim cihana" diyor.
Yıl 1894 oluyor hesapca. Sivas'a bağlı Şarkışla ilçesinin Sivrialan Köyünde dünyaya gelmiş. Anası Gülizar bir yaz günü köy dolaylarındaki Ayıpınar merasına koyun sağmaya gittiğinde; oracıkta bir yol üstünde doğurmus Veysel'i. Gobeğini de kendi eliyle kesmiş. Yaman kadınmış Gülizar ana. Bebesini bir çaputa sarıp yürüye yürüye köye dönmüş. Babası Ahmet; bebenin adını Veysel koymuş. Yıllar geçmiş aradan büyümüş konuşmuş yürümüş Veysel çocuk. Böylece yedi yaşına varmış. O yıl bir çicek hastalığı salgını olmuş Sivas'ta. Küçük Veysel de yakalanmış. Sol gözünde çiceğin beyi çıkmış kendi deyimiyle... Göz akıp gitmiş. Sağ gözüne de perde inmiş önceleri. Yalnız ışığı seçebiliyormus bu gözüyle.
Babası "Çocuğu Akdağ madeni'ne götürür orada bu gözünü açacak bir doktor var." demişler. Sevinmiş Ahmet emmi. Gel gör ki talihsizlik yine yakasını bırakmamıs Veysel'in. Bir gün inek sağarken babası yanına gelmiş. Veysel ansızın dönüverince; yakınında bulunan bir değneğin ucu öteki gözüne girivermis.
O göz de akıp gitmiş böylece. Veysel'in Ali adında bir ağabeyisi ve Elif adında bir kızkardeşi varmış.
Hepsi çok üzülmüşler Veysel'in kötü kaderine.
Babası meraklı adammış.
Babası meraklı adammış.
Halk ozanlarından şiirler okuyup ezberleterek avutmaya çalısmış oğlunu.
Sivas'ın köyleri saz şairleriyle dolu.
Onlar da ara sıra gelip Ahmet emminin evine uğrarlarmış.
Veysel'i ilgiyle dinlermiş çalıp söylediklerini. Babası oğlunun ilgisini görünce; bir saz alıp vermiş ona.
İlk saz derslerini babasının arkadaşı olan Camşıh'lı Ali Ağa'dan almış.
Ve gitgide kendini iyice saza vermiş Veysel.
Ünlu Halk ozanlarının şiirlerini çalıp söylemiş bir zaman.
Yirmibeş yaşındayken (1919) anası babası Veysel'i Esma adında bir kızla evermişler ve kısa süre sonra ikisi de göçüp gitmiş bu dünyadan (1921). Acı üstüne acı gelmiş ama bitmemiş talihin kötü oyunu.
İkinci çocugu on günlükken anasının memesi ağzına tkanarak ölmuş ardından da karısı yanaşmalarıyla evden kaçmış.
Bu olay çok koymuş Veysel'e. Daha dertli olmuş ve iyice içine kapanmış. Karısı koyup gittiğinde bir kızı varmış Veysel'in. Daha bir yaşını bile bitirmemiş.
İki yıl kucağında gezdirmiş ne çare o da yaşamamış.
Bu sıralar Veysel'i yeniden evermişler.
Bu karısı çocuk vermis Aşığa.
Biri ölmus iki oğlan dört kız altısı sağ. Onlar da 18 torun vermiş Veysel'e.
Aşık Veysel Cumhuriyetin Onuncu ylldönümüne rastlayan 1933 yılına kadar başka ozanlarm şiirlerini çalıp söylemiş. Kendi deyişlerini söylemekten utanır çekinirmiş.
Aşık Veysel Cumhuriyetin Onuncu ylldönümüne rastlayan 1933 yılına kadar başka ozanlarm şiirlerini çalıp söylemiş. Kendi deyişlerini söylemekten utanır çekinirmiş.
O yıllarda şairlerimizden rahmetli Ahmet Kutsi Tecer tanımış Veysel'i. Onun ışık tutuculuğuyla Veysel'in şiirleri aydınlığa kavuşmuş. Veysel'in şairliğinin gelismesinde Tecer'in buyuk yardimlarini gordugunu soylerdi her zaman. Veysel'in gun isigina clkan ilk siiri Gazi Mustafa Kemal Pasa icin soyledigi: "Turkiye'nin ihyasi Hazreti Gazi" misrasiyla baslayan siirdir. Bundan sonra butun yazdiklarini calip soyler olmustu. 1933 yilina kadar koyunden disari hemen hemen hic cikmadigi halde; bundan sonra butun yurdu dolasmis yurdunun cesitli sehirleriyle kasabalarini koylerini yakindan tanimistir. Halk ozanlarindan en cok Karacaoğlan'ı Yunus'u Emrah'ı Dertli'yi severdi. Çağımızın ozanlarından Ahmet Kutsi Tecer'in ayrı bir yeri vardı Veysel'de.
Onun aracılığıyla Köy Enstitülerinde bir süre saz öğretmenliği de yapmıştı Veysel.
Sırasıyla Arifiye Hasanoğlan Çifteler Kastamonu Yildizeli Akpinar Köy Enstitulerinde bulunmustu.
1952 yılında istanbul'da büyük bir jubilesi yapılan Aşık Veysel'e 1965 yllinda Turkiye Büyük Millet Meclisi
"Anadilimize ve Milli Birliğimize yaptığı hizmetlerden dolayı" ozel bir kanunla vatani hizmet tertibinden aylık bağlamıştı.
Veysel'in bir başka özelliği daha vardı; köyünde ve çevresinde ondan once bir tek meyve agaci olmadigi halde Sivrialan'da ilk meyve bahçesini o yetistirmisti. Hem oyle bir bahce ki icinde elmadan kayısıya kirazdan cevize kadar turlu turlu meyve ve cicek vardı. Veysel kardeslerinin yardimiyla bu bahceyi yapmaya basladigi zaman koyluleri "Atalarimiz bunca yil boyle bir iş yapmamışlar su kör adam onlardan iyi mi bilecek ki böyle işe kalkıştı?" demisler. Birkac yil sonra agaclar yetismis meyve vermis. Koyluler onceki dediklerini hatirlayip utanmislar ve bu defa "O kör degilmis meger kör olan bizmişiz diyerek Aşık Veysel'i kutlamışlar. iste boylesine uzağı gören bir insandı
Veysel'in bir başka özelliği daha vardı; köyünde ve çevresinde ondan once bir tek meyve agaci olmadigi halde Sivrialan'da ilk meyve bahçesini o yetistirmisti. Hem oyle bir bahce ki icinde elmadan kayısıya kirazdan cevize kadar turlu turlu meyve ve cicek vardı. Veysel kardeslerinin yardimiyla bu bahceyi yapmaya basladigi zaman koyluleri "Atalarimiz bunca yil boyle bir iş yapmamışlar su kör adam onlardan iyi mi bilecek ki böyle işe kalkıştı?" demisler. Birkac yil sonra agaclar yetismis meyve vermis. Koyluler onceki dediklerini hatirlayip utanmislar ve bu defa "O kör degilmis meger kör olan bizmişiz diyerek Aşık Veysel'i kutlamışlar. iste boylesine uzağı gören bir insandı
O Yetmis yıl karanlık bir dünyada yaşadı (ölümü 21 Mart 1973). Fakat karanlık gözlerindeydi yalnız içi apaydınlıktı şiirleri de öyle...
Halk şiirimizin bu güclü ozanı yarım yuzyılı aşkın bir süre yazdıklarıyla çalıp söyledikleriyle çevresine ışıklar saçtı. Sanırım şimdi de mezarında son uykusunu ışıklar içinde uyuyordur. Yalnız çagımızda yaşayanlar değil bizden çok sonra yaşayacaklar da "Dostlar Beni Hatırlasın" şiirini unutmayacaklar ve her zaman rahmetle anacaklardır.