16 Şubat 2012

ADL, İslam’a ve Türklüğe hizmet ediyormuş da haberimiz yokmuş...

ADL, İslam’a ve Türklüğe hizmet ediyormuş da haberimiz yokmuş...

Diyalogcu nurcuların, “Ehl–i kitapla amentüde ittifakımız var” (Bkz. Zaman, A. Şahin, 17 Nisan 2000) diye “yeni bir itikat” ilan etmeleri kadar, Papalık ve ADL ile olan ilişkilerinin de endişe verici olduğunu kendi belgeleriyle anlattığımızda; kimilerinin “Şu kadar okulda İstiklal Marşı okutuluyor, Türkçe öğretiliyor” türünden “hizmet propagandası”na sığındıklarını gördük. Kendi dökümanlarına ve belgelerine başvurduk. Bakınız karşımıza neler ve hangi tür hizmetler çıktı?
Diyalogcu nurcuların okullarına takılan öğrencilerin, “papazlara ve kiliselere doğru” nasıl sürüklendiklerini, Viyana’daki ağabeylerinden Tercan Ali Baştürk, “Tabuları Yıkan Seyahat” başlıklı hatıratında şöyle anlatıyor; kelimesine dokunmadan aktaralım:
“2000 yılının Nisan ayında Avusturya’dan bir grup genç, ‘dinlerarası diyalog perspektifli bir gezi’ ile Türkiye’ye gidiyoruz. 21 Nisan Cuma sabahı İstanbul’da bir otelde misafir ediliyoruz... Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’na kahvaltı yapmaya gidiyoruz. Başkan Harun Tokak ve yardımcısı Cemal Uşşak bizi ağırlıyor. Diyalogun ilk nişanesi olarak üç ilahi dinin usulü ile yemek duası yapılıyor...
13:30’da vakıf yetkilisi, Cemal beyle Vatikan İstanbul temsilcisi papaz Marotvich’e götürüyor. Kapıda karşılıyorlar. Marotvich, kendinden önceki papaz Papa Ron Calli’yi anlatıyor. Marotvich’in anlattıkları, bizde o ‘salih insan’a karşı sevgi hisleri oluşturuyor. Ardından Marotvich’in önderliğinde beraberce Cevşen’den bölümler okuduk ve Hıristiyan usulü dualar ettik. (Bir not... Marotvich de nurcu papaz ya; bu sebeple Cevşen’i balıkçının olta yemi gibi yanından eksik etmiyor–M. Emin)... Tabular sarsılıyor, önyargılar kırılıyor, sabit fikirler dağılıyor... Hediyeleşmek faslından sonra “cennette buluşmak üzere” diye ayrıldık...
Sonra Zaman gazetesinden Abdullah Aymaz’la görüştük. İlahi dinlerin salikleri olarak bu kadar birlerin arasında niçin ayrı duralım, tavsiyesini içeren sohbet dinledik...
22 Nisan Cumartesi günü ise Ortodoks patriği 2. Bartholomeos’a gittik. Saat 13:00’tü. Genç papaz Stefanos bizleri kapıda karşıladı. Bartholomeos, nasihatlerde bulundu...
Neticede şu ortak kararları aldık: Belli zamanlarda ortak mekanlarda ortak ibadet için buluşacağız. Orada beraber bir hafta Allah’a ibadet edeceğiz...”
(Bkz, Avusturya–Çağlayan dergisi, Nisan 2000 sayısı).
Nurcu bir ağabeyin bu hatıratını tekrar okuyun; diyalogcu nurcu okullarının İslam’a hizmetini, Türklüğe hizmetine ve Hz. Muhammed’in yoluna hizmetini varın siz hesap edin...


Yeni bir “hizmet örneği” haberi de Amerika’dan geldi.
Kısaltarak ama aynen aktarıyorum: “Üç inanç, tek ders... New York’un tek Türk okulu  Brooklyn Amity School tarafından yapılan ‘Kudüs’te Gökyüzü: Yıldızlar, Haçlar ve Hilaller’ konulu illüstrasyonlar, New York Times’da haber oldu. Gazetenin sanat eki, etkinliği “Üç İnanç, Tek Ders” başlıklı haberiyle duyurdu. Etkinlik, Yahudi okulu Hannah Senesh Community Day, Hırsitiyan mektebi Holy Name of Jesus ve Türk okulu Brooklyn Amity School tarafından ortaklaşa yapıldı... Yazar Mark Podwall’ın ‘Kudüs’te Gökyüzü: Yıldızlar, Haçlar ve Hilaller’ adlı kitabından esinlenildi. Etkinlik projesi, Yahudi hakları koruyucusu Anti–Defamation League (ADL) tarafından desteklendi. Eserler büyük beğeni kazandı” (Bkz. AA, 20.12.2005; http://
www.samanyoluhaber. com/ index.php?khide =1&ghide=1&hid= 19941&sec=19).Burada can alıcı nokta, projenin, Anti–Defamation League (ADL) tarafından desteklenmiş olmasıdır.

Diyalogcu nurcuların okulu Brooklyn Amity School, 11 Eylül terör mağdurlarına ulaştırılmak üzere Kızıl Haç’a bağışta bulundu (Zaman, 31.10.2001). Öğretmen ve öğrencilerin çoğunun Türk olduğu okulda Türkçe konuşulmadığına dikkat çeken New York Times, öğrencilere altıncı sınıftan başlayarak haftada birkaç saat Türkçe dersleri verildiğini de yazdı (Bkz, New York Times, Üç inanç tek ders;
http://www.usalstrateji. com/index. php? detay=1&sec= 11&hid=143).
ADL’nin desteğinde İslam’a, Türklüğe ve Hz. Muhammed’din yoluna hizmet etmek herkese nasip olmaz elbette...

Hangi ADL, bu ADL ne? İşte onu da noktasına–virgülüne dokunmadan Zaman’dan öğrenelim: “ABD’de Yahudi mafyası: ADL... İngiliz Farmasonluğu’nun Yahudi kolu olan B’nai Brith’in etkisi altındaki ADL (Anti–Defamation League) 1913 yılında kurulmuştur... ADL adeta, Amerikan mafyasının halkla ilişkiler bürosu gibidir... Kurdukları “Denizaşırı Yatırımcılar Servisi” adlı şirketle milletlerarası silah ve uyuşturucu kaçakçılığı, kirli parayı aklama gibi işleri yürütmektedir... İşgal altındaki Filistin topraklarında ve Kudüs’ün Hıristiyan ve Müslüman bölgesinde geniş arazilerin kanunsuz alım–satımının ortaya çıkarıldığı emlak skandalı da yine işin içinde ADL’nin varlığını ortaya koyuyor... ADL, Amerika içinde FBI kanallı muhtelif operasyonlarla ilişkisini sürdürdü. FBI ise kongre tarafından suçlandığı zaman suçu daima ADL’nin üzerine attı... ADL, tam mesai ile çalışan gizli istihbarat memurlarının bir kısmını Amerikan Hükümeti Adalet Bakanlığı’na bağlı Özel soruşturmalar Ofisi’nde (OSI), bir kısmını da İsrail otoriteleriyle Tel Aviv’de çalıştırmaktadır... İsrail Devleti kurulduğundan beri ADL, İsrail Gizli Servisi MOSSAD ile hususi ilişkilerini daima sürdürmüş, İsrail mafyasıyla da yakın bağlantılar kurmuştur... ADL–Sharon grubu ihtilaflı bölgelerde satın aldıkları evlerde militan Yahudiler’i yetiştirdiler...” (Zaman, Yunus Altınöz, 20 Kasım 1992, s. 2)
Yine Zaman’dan bir bilgi notu daha: “3 gündür Türkiye’de bulunan Yahudi Liderler Heyeti, Başbakan Yılmaz, Orgeneral Çevik Bir, TBMM Başkanı Çetin ve Dışişleri Bakanı Cem’den sonra Fethullah Gülen ile görüştü... Görüşmede; Gülen’in, ABD’nin en etkili Yahudi Lobisi olan ADL’nin (Anti–Defamation League) teklifiyle hazırladığı “hoşgörü ve diyalogla ilgili kitap” da gündeme geldi. Gülen, İngilizce olarak hazırlanan kitap üzerindeki çalışmalarının tamamlanmak üzere olduğunu söyledi. Kitap, ADL tarafından basılarak dünyanın dört bir yanında dağıtılacak...” (Zaman, Selçuk Gültaşlı, Diyalog çabaları devam ediyor, 10 Mart 1998).

Zaman ekibi, ilginçtir, bu haberin son kısmını internetteki arşivlerinden çıkartmak durumunda kaldılar.

İşte bu ADL’nin desteği ve katkılarıyla İslam’a, Türklüğe ve Hz. Muhammed’in yoluna hizmet ediliyor... Öyle mi? Yani ADL, İslam’a ve Türklüğe hizmet ediyor; öyle mi? Bir de bu “büyük hizmet”e hased edenler varmış.
Ne derler, sen gel de onu benim külahıma anlat!

http://www.yenimesaj.com.tr/index.php?haberno=5021475&tarih=2005-12-26

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...