10 Ocak 2020

MENEMEN OLAYI VE TARİKAT-CEMAAT BATAKLIĞI

MENEMEN OLAYI VE TARİKAT-CEMAAT BATAKLIĞI ile ilgili görsel sonucu"

ARŞİV BELGELERİYLE MENEMEN OLAYI 
23 Aralık 1930 günü sabahı Menemen de meydana gelen olaylarda Yedek Subay Mustafa Kubilay şehit edilir. Olaydan sonra, Menemen Cumhuriyet Savcısı, Savcı Yardımcısı ve Hükümet Tabip Vekilinin hazırladıkları raporda, ürpertici bir durum tespit edilir. Gazez Camisi girişinin sol tarafındaki bahçede arkası üstü yatık, sağ tarafında kasaturası kınından çekik bir halde, elbiseleri kanlı, başı boynundan ayrılmış ve etrafındaki toprakta çok fazla kan lekeleri bulunan, tahminen 25 yaşlarında, üzerinde hâki renkte askerî elbise olan; orta boylu, kumral benizli, saçları az ağarmış cesedin, Menemen de 43 ncü Alay 1 nci Tabur 3 ncü Bölük Takım Komutanı Yedek Subay İzmirli Hüseyin oğlu Kubilay olduğu anlaşılmıştır. 1 Yedek Subay Mustafa Fehmi Kubilay ın nasıl öldürüldüğünü de olayın görgü tanıklarından, Menemen deki telgraf memuru Nail Bey, şöyle anlatmaktadır. Kubilay Bey in kumandasında bir müfreze geldi. Müfreze komutanı evkaf kahvesi önünde askerî durdurup süngü tak emrini vererek, kendisi şakilerin yakasını tuttu. Asker süngü taktı. Onlar dönmelerine devam ediyorlardı. Maarif kahvesinin önündeki büyük ağacın hizasına geldiler. Diğer arkadaşı bunları o vaziyette görünce, Kubilay Bey i arkasından bir silahla vurdu. O anda yere düştü. 1 ATASE Arşivi, CDİ Koleksiyonu; Kls.:135; D.:1; F.:1-1 1
Onbeş saniye kadar yerde kaldıktan sonra, kalkıp doğruca cami tarafına koştu. Bir kısım halk bunu görünce dağıldı. Telgrafhaneye de bir kısmı girdi. Onları dışarı çıkarttım. Bu sırada adamlardan ikisi kayboldu. Biz kaçtıklarını zannettik. Biraz sonra saçından tutulu olduğu halde, zavallı Kubilay Bey in kesik kafasını getirdiklerini gördük. Ellerinde sancağın ucuna kafayı geçirirlerken bir şeyler söyleyerek eğildiler. Kesik başın, elektrik direğine bir kırmızı kuşakla bağlandığını gördüm. Kubilay Bey in başı asılı olduğu halde meydanda dönüyorlardı. 2 Tarihe Menemen Olayı diye geçen bu eylemin sıradan bir cinayet değil, bilinçli bir hareket olarak uygulamaya geçirildiği yapılan araştırmalarla ortaya çıkmıştır. Eylemciler bir hazırlık safhasından sonra eylemi gerçekleştirmişlerdir. Eylemin ele başı ve Yedek Subay Mustafa Kubilay ın başını keserek öldüren Giritli Hasan oğlu Mehmet, Osman oğlu Şamdan Mehmet, Hasan oğlu Sütçü Mehmet, Emrullah oğlu Mehmet, Nalıncı Hasan ve Çakır oğlu Ramazan eylemci grubunu oluşturmaktadır. Eylemcilerin hepsi Manisa da ikamet etmektedirler ve nakşi tarikatiyle bağlantıları vardır. Onları bu tarikata sokan ve eğiten, Manisa Askerî Hastahanesi imamlığından emekli İbrahim Hoca dır. İbrahim Hoca da İstanbul Erenköy de Şevki Paşa köşkünde oturan Şeyh Esat a bağlıdır. İbrahim Hoca halifeler halifesi olarak, tarikatın etki alanının genişletilmesinden ve yaygınlaştırılmasından sorumludur. 2 ATASE Arşivi, CDİ Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.:
İbrahim Hoca nın ifadesine göre, tekkeler yasaklanmadan önce Şeyh Esat ın tahminen yirmibin civarında müridi vardır. 3 Manisa daki müritlerin sayısı sorulduğunda ise İbrahim Hoca hiddetlenerek cevap vermem demiş ve hiçbir şeklide açıklama yapmamıştır. 4 İbrahim Hoca nın, Şeyh Esad la ilişkisi, Şeyh Esad ın yazdığı mektuplarda da açıkça bellidir. 5 İbrahim Efendi nin adresini sormuş idiniz. Manisa da Askerî Hastahane imamı İbrahim Efendi ye yazmalısınız. Bir aydan fazla bu tarafta kaldılar. Ba de (daha sonra) mahall-i memuriyetine (görev yerine) avdet ettiler (geri döndüler). Müşarünileyh (kendisi) gayurdur (çalışkandır). 6 Yine bir başka mektubunda da İbrahim Hoca şimdi buradadır. Hastahanede olduğu rahatsızlığı mündefi olmuştur (geçmiştir). diye bilgi verir. 7 İbrahim Hoca da ifadesinde bu bağlantısını şöyle açıklar. İlk tarikate intisabım oniki sene evveldir. Nakşibendidir. Şeyhim İsmail Necati ydi. Bâb-ı âli de oturuyordu. Tekkesi vardı. Ölmüştür. Ondan bir sene sonra tahminen o zaman Çapa da tekkesi bulunan Şeyh Esat Efendi nin zikrine gittim ve ona bağlandım. 3 ATASE Arşivi, CDİ Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.:2-272/273 4 ATASE Arşivi, CDİ Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.: ATASE Arşivi, CDİ Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:5; F.: ATASE Arşivi, CDİ Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:4; F.: ATASE Arşivi, CDİ Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:4; F.:3-5 3
 Yani benim hocam oldu. Yirmibir senedir tarikatin imamıdır. 8 İbrahim Hoca nın faal bir eleman olduğu da yine Şeyh Esad ın bir mektubunda açıkça görülmektedir. Sariyer de Kaymakamlık açılıyormuş. Müftülüğü için, İbrahim Efendi vasıtalara ve muhiblerimize müracaat etmektedir. 9 Şeyh Esad ın oğlu (halife) Mehmet Ali de ibrahim Hoca nın bağlantısını açıkça ifade eder. Kendisi pederimin on senelik dervişlerindendir. Şurdan burdan hiç tanımadığımız adamları ziyaret maksadıyla bana ve pederime getirirdi. 10 Şeyh Esad ın müridlerinden Hüsnü Efendi, daima sözünden ve nasihatinden ilham alarak kendisini şeyhe bende (kul) eden kişileri sayarken ilk isim olarak İbrahim Hoca yı belirtir. 11 İbrahim Hoca nın Manisa da görevli iken merkeze bağlı Horosköy de yoğun faaliyetleri vardır. Burada ikamet eder, cami yaptırır, tarikate adam kazandırma çalışmalarını sürdürür, vaaz verir. 12 Hoca köyümüzde oturduğu sırada Cuma günleri ve bazan hafta aralarında ve bazan da kendisi ne zaman isterse o vakit köy camisinde vaaz verirdi. Köyde bulunduğu bir gün ikindi namazı sırasında camide vaaz etmeye başladı. Hoca, Şapka giyen gâvurdur. Biz gâvur olamayız. Rakı içen ve yalan söyleyenler de gâvurdur. diye söyleniyordu ATASE Arşivi, CDİ Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.: ATASE Arşivi, CDİ Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:4; F.: ATASE Arşivi, CDİ Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:8; F.: ATASE Arşivi, CDİ Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:11; F.: ATASE Arşivi, CDİ Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:8; F.: ATASE Arşivi, CDİ Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:8; F.:1-30/31 4
 İbrahim Hoca bu köyde özellikle ileri gelenlerle sıkı ilişkiler kurar. 14 Düzenli ve gizli bir bağlantı mevcuttur. Tarikate kazandırılanlar buradakilere (İbrahim Hocaya) ve buradakiler de İstanbul dakilere tâbidirler. 15 Erenköy de köşkte oturan Şeyh Esat ı ziyaret edenler dönüşte propaganda yaparlar. Köşkün tertibatını ve orada gördükleri intizam ve kendilerine yapılan rağbeti ve oradaki ibadet ve şeyhi ziyaret tarzını oraya gidip gelenler anlatmakla bitiremezler. 16 İbrahim Hoca nın etkinliğini ve kandırılmış kişiler üzerindeki etkisini şu sözler ortaya koymaktadır. Hoca İbrahim Efendi köyde şeyh olarak tanınmıştır. Bazı kimseler, buna çok hürmet ederler. Hatta bir gün ihtiyar heyetinin dairesinde otururken, bu adamın dolandırıcı olduğunu söyledim. Orada bulunan ve İstanbul a gidenlerden Osman Çavuş üzerime yürüdü Bu adam peygamber gibi bir zattır. Sus ismini ağzına alma. Ağzını üç defa zemzem suyu ile yıka da öyle ismini söyle dedi ve silah çekecek bir vaziyete geldi. 17 Menemen deki olaydan iki ay önce, İbrahim Hoca Manisa ya gelir. 18 Kandırılmış kişilerin ağzından dökülen şu sözler, meselenin ne kadar farklı bir mecrada seyrettiğini ortaya koymaktadır. Araplıkla beraber sultanlık ve Sultan Hamid in oğlu gelecek. Tekkeler kapandı ama açılacak ve serbest olacak. 14 ATASE Arşivi, CDİ Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:8; F.:1-20/ ATASE Arşivi, CDİ Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:8; F.: ATASE Arşivi, CDİ Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:8; F.: ATASE Arşivi, CDİ Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:8; F.:1-26/27 18 ATASE Arşivi, CDİ Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:8; F.:1-29/32 5
 Kılıçlarımız gelecek kesecekler. Fes giyilecek. 19 Biz, fes giymek istiyoruz. Müslümanlık istiyoruz. 20 İbrahim Hoca, Manisa ya geldiği zaman birçok kişi onu ziyaret eder. 21 İbrahim Hoca nın çok yakını olan Osman Çavuş İnşaallah reis-i cumhuru gebertirler de rahat yüzü görürüz, fes giyeriz. demekten çekinmez. 22 İbrahim Hoca Osman Çavuşun kendisiyle olan bağlantısını ifadesinde teyit eder. Tekaüt (emekli) edildikten sonra İstanbul a gittim. Orada ikamet etmeye başladım ve İstanbul da iken bir defa Cemal ve bir defa Osman ve bir defa da tabur imamı İlyas Efendi den mektup aldım. 23 Aşağıda ayrıntılı olarak görüleceği gibi, Menemen Olayının kilit isimlerinden ve eyleme bizzat katılan Nalıncı Hasan, Şeyh Esat ı ziyaret etmek üzere İstanbul a gittiği zaman, İbrahim Hocayla buluşur. İbrahim Hoca da bunu açık açık anlatmaktadır. Bir sene evvel Manisalı basmacı Osman Efendi ile Nalıncı Hasan ı Esat Efendi nin evinde gördüm ve hep beraber bir odada oturduk ve bir gece beraber kaldık ve yanımıza kimse gelmedi, o gece yattık, sabahleyin Esat Efendiyi ziyaret ettik... Haseki civarında bulunan Hoca Esat ın oğlu Ali Efendi nin evine gittim. Osman Efendi ve Nalıncı Hasan ile orada hepimiz birleştik ve dördümüz oturduk... Bir veyahut iki gün sonra Osman Efendi ile Nalıncı Hasan bizim eve geldiler. Bir gece kaldılar ve sabahleyin gittiler ATASE Arşivi, CDİ Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:8; F.:1-36/37 20 ATASE Arşivi, CDİ Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:8; F.: ATASE Arşivi, CDİ Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:8; F.: ATASE Arşivi, CDİ Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:8; F.: ATASE Arşivi, CDİ Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.: ATASE Arşivi, CDİ Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.:2-260/261 6
Menemen Olayında adı geçenlerden Saffet Hocanın, elebaşı eylemci mehdi Mehmet le ilişkisini de Nalıncı Hasan şöyle anlatır. Bu olaydan 4 ay evvel Manisa da Belediye çamlığı içinden geçerken sağ istikamette Saffet Efendi ile bu mehdi Mehmet karşı karşıya gelmişler. Çömelmek suretiyle oturarak yekdiğeriyle görüştüklerini gördüm. Bu sırada, mehdi Mehmet beni yanlarına çağırdı. Ben de çömeldim. Mehdi Mehmet bana bir sigara verdi. Ben sigarayı henüz içerken, bana Galiba gideceksin dedi. Ben, Evet diyerek yanlarından ayrıldım. Bu vaziyetlerinden şüphe ederek, çamlık aralarından yani arkadan bir saat kadar tarassut ettim (gözetledim). Bunlar bu suretle görüştüler. 25 Temas bununla kalmaz. Bir süre sonra Menemen e gelen Nalıncı Hasan, Manisa ya dönerken, Saffet Hoca, mehdi Mehmet e yazdığı bir mektubu götürmesini ister. Nalıncı Hasan bu mektubu mehdi Mehmet e ulaştırır. Mektup Farsça yazılmıştır ve içeriğini soran Nalıncı Hasan a bir bilgi vermez. 26 Olayın meydana geldiği gün, mehdi Mehmet le Saffet Hocanın Menemen deki karşılaşmaları da aşağıda ayrıntılı olarak görüleceği gibi aradaki ilişkiyi açıklayıcı mahiyettedir. 25 ATASE Arşivi, CDİ Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.:1-267/ ATASE Arşivi, CDİ Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.:
Menemen Olayı, 23 Aralık 1930 tarihinde gerçekleşmiştir. Eylemciler, bu tarihten önce belirli bir hazırlık yapmışlar ve daha sonra eyleme geçmişlerdir. Eylemcilerden mehdi Mehmet, Şamdan Mehmet, Sütçü Mehmet, Emrullah oğlu Mehmet Emin, Ali oğlu Hasan, Nalıncı Hasan, Topçu Hüseyin, Süleyman Çavuş, Çakır oğlu Ramazan, Çırak Mustafa, Hüseyin oğlu Ali, önce bir esrarkeş kahvesinde daimi surette toplanarak orasını tekke haline getirirler 27 ve daha sonra da Tatlıcı Hüseyin in Manisa daki evinde dört gün süren bir toplantı yaparlar. 28 Gerçekleştirilecek eyleme ilişkin görüşme yapılır ve silah tedariki kararlaştırılır. Giritli İsmail ve bıçakçı Hacı Mustafa dan birer silah alınır Aralık günü mehdi Mehmet, Sütçü Mehmet ve Şamdan Mehmet aldıkları silahlarla Paşaköy e giderler. 30 Ertesi gün de Ali oğlu Hasan, Nalıncı Hasan, Çakır oğlu Ramazan Paşaköy e ulaşırlar. Paşaköy de üç gün kaldıktan sonra, Manisa nın kuzey doğusunda yer alan Yağcılar köyüne uğrar ve burada yedi gün kalırlar. 31 Ardından o gece yarısı eylemciler, Bozalan a hareket ederler. 32 Bozalan a doğru giderlerken, mehdi Mehmet, iki günden beri mehdiliğini ilan ettiğini, Menemen de bunu halka açıklayacağını, söyler. Nalıncı Hasan da Menemen deki bir camiden sancak alabileceğini belirtir ve uzun bir yürüyüşten sonra Bozalan köyü 27 ATASE Arşivi, CDİ Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.:1-15/ ATASE Arşivi, CDİ Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.:2-409/ ATASE Arşivi, CDİ Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:10; F.:1/124/ ATASE Arşivi, CDİ Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.:2-409/2-63; D.:10; F.: ATASE Arşivi, CDİ Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.: ATASE Arşivi, CDİ Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.:
 yakınlarına gelirler. 33 Dinlenmek için yatarlar ve bu sırada Çakır oğlu Ramazan kaçar. Eylemcilerden mehdi Mehmet, buradan halka kendisinin mehdi olduğunu ve kendilerine iltihak etmelerini telkin eder. Manisa dan ayrılmalarından sonra geçen onbeş gün boyunca eylemciler bu köylerde propaganda faaliyetlerinde bulunurlar. 34 Bu süre içinde bir kısım halkı etkilerler ve yardım görürler Aralık 1930 günü eyleme geçilmesi kararlaştırılır ve eylemciler başlarında mehdi Mehmet olmak üzere Menemen e sabah ezan vakti gelip Müftü camisine girerler. Camide bulunan sancağı alıp mehdi, halkı kendilerine katılmaya davet eder ve şunları söyler. Taraf-ı ilahiden geliyoruz. Şeriat istiyoruz. Askerin kılıç ve kurşunu bize işlemez. Herkes bu bayrağın altından geçecektir. Geçmeyenleri kılıçtan geçireceğiz. Bugün zeval (öğle) vakti yetmişbin kişi bize yardıma gelecektir. 36 Kendilerine katılan grupla birlikte eylemciler, sokaklarda dolaşıp herkesin dükkânlarını kapayarak peşlerinden gelmelerini söyleyerek yürüyüşe geçerler. Saffet Hocanın evinin önünden geçerlerken o da evden çıkar ve grubun arkasından yürür. 37 Mehdi Mehmet, Saffet Hocaya karşı saygıda kusur etmez. Bir süre sonra Saffet Hoca gruptan ayrılır ve meseleden hiç haberi yokmuş gibi tekrar evine döner ve 33 ATASE Arşivi, CDİ Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.:2-263/ ATASE Arşivi, CDİ Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.: ATASE Arşivi, CDİ Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.:2-519/ ATASE Arşivi, CDİ Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.: ATASE Arşivi, CDİ Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.:
penncereleri kapatır. 38 Eylemcilerin bulunduğu grup Belediye binasının önüne kadar gelir. Kalabalık artar. Mehdi Mehmet kendisinin mehdiliğine ve şeriati yerine getireceklerine dair halka hitap eder. 39 Eylemi haber alan Jandarma Bölük Komutanı topluluğun bulunduğu alana gider ve eylemcilere dağılmalarını söyler. Mehdi Mehmet, Ben mehdiyim. Şeriatı ilan ediyorum. Bana kimse mukavemet edemez. diye cevap verirken, kalabalıktan alkışlar yükselir. 40 Herhangi bir üzücü olaya meydan vermemek için, Bölük Komutanı hükümet binasına gelerek 43 ncü Piyade Alayından takviye kuvvet ister. Bu sırada Alay Komutanlığında eğitime çıkmak üzere hazırlanan Yedek Subay Mustafa Kubilay a bir müfrezeyle olay yerine gitmesi emredilir. 41 Cephane almadan hemen hareket eden müfrezeyi, Yedek Subay Mustafa Kubilay, halkla bir çatışmaya meydan vermemek için askerlere süngü taktırarak alandaki kahvenin önüne bırakır ve kalabalığa hitap eden eylemcilerin yanına gider. Mehdi Mehmet in yakasından tutarak silahını teslim etmesini ister. 42 Eylemcilerin arasından ateş açılır ve Mustafa Kubilay yaralanır. Yaralanan Mustafa Kubilay hemen yakındaki caminin avlusuna doğru koşar. Bu sırada bir el daha ateş edilir ve Mustafa Kubilay avluda yere düşer. Cephaneleri olmayan müfrezedeki askerler geri çekilirler. Mustafa Kubilay ın düştüğünü gören mehdi 38 ATASE Arşivi, CDİ Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.: ATASE Arşivi, CDİ Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.: ATASE Arşivi, CDİ Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.: ATASE Arşivi, CDİ Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.: ATASE Arşivi, CDİ Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.:
 Mehmet, yanındakilerden birisinin bıçağını alarak avluya gider. Yerde yatan ve henüz ölmemiş olan Mustafa Kubilay ı sürükleyip, bir ayağı ile vücuduna basmak suretiyle yüzüstü yatırıp bıçakla boynundan keserek, başı alır ve saçlarından tutarak taşa vurduktan sonra meydana tekrar dönüp, camiden aldıkları sancağın ucuna geçirir. 43 Sancağı ucunda takılı başla birlikte orada bulunan elektrik direğine bağlayarak halkı tam anlamıyla etkilemek isteyen eylemcilere, Kâmil adlı bir kişi nasıl yardım ettiğini şu sözlerle anlatmaktadır. O gün ben evvela evime gidip korkmamalarını söyledim. Sonradan ikinci defa bunların yanına gelip halkın arasına karıştığımda, biraz evvel ellerinde getirdikleri zabitin (subayın) kafasını sancak ağacının ucuna geçirdiler. Sancağı oradaki direğe bağlamak için ahaliden ip istediler. Ben, derhal koştum, dükkânımdaki küçük bir ipi alıp silahlılara verdim. Bu iple zâbitin başı bulunan sancağı direğin yanına dikip bağladılar. 44 Bu sırada Alaydan gönderilen kuvvetler olay yerine yetişirler. Eylemcilerin ateş açması üzerine çatışma çıkar. Bekçi Hasan ve Bekçi Şevki şehit olurlar. 45 Eylemcilerden mehdi Mehmet, Şamdan Mehmet ve Sütçü Mehmet ölü, Emrullah oğlu Mehmet Emin yaralı olarak ele geçirilir. Kargaşadan yararlanarak kaçan Nalıncı Hasan ile Ali oğlu Hasan da ertesi gün Manisa da yakalanırlar ATASE Arşivi, CDİ Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.:1-51/2-414/1-14; D.:2; F.: ATASE Arşivi, CDİ Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.: ATASE Arşivi, CDİ Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.: ATASE Arşivi, CDİ Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.:2-415/1-14/
Olayın hemen ardından güvenlik güçleri tedbirler alır. Sıkıyönetim ilan edilir. Olaylar sırasında ihmali görülen kamu görevlileri hakkında yasal işlem yapılır görevden el çektirilir. 47 Geniş çaplı soruşturmalar yapılır ve olaya karışanlar, azmettiriciler tutuklanırlar ve yargılanırlar. 48 Eylemle Türkiye Cumhuriyeti Anayasasını zorla kaldırmaya teşebbüs ve yardım edenler 49 yargılamalar sonucu 32 kişi idam, 73 kişi de çeşitli hapis cezalarına çarptırılır. 50 Sıkıyönetim Komutanı Tümgeneral Mustafa Muğlalı, Menemen de meydana gelen olaylarla ilgili olarak Başbakanlığa ve Genelkurmay Başkanlığına gönderdiği raporlarda önemli tespitler yapar. Bu vak a dört beş serseri tarafından adî bir vaka olarak kabul edilmemelidir. Bu olayı meydana getirenler sabırsız ve acele davranarak bu işin ortaya çıkmasına sebep olmuşlardır. Bu hususta, memleketimizde gizliden gizliye çalışan ve bir teşkilat meydana getiren hain eller bulunduğu mutlaka dikkate alınmalıdır. 51 Menemen de gerçekleştirilen eylemin sıradan bir olay olarak geçiştirilemeyeceğinin en önemli kanıtı da, ATATÜRK ün 28 Aralık 1930 tarihinde, Türk Silahlı Kuvvetlerine gönderdiği başsağlığı mesajıdır. Menemen de yakınlarda meydana gelen gericilik girişimi sırasında Yedek Subay Kubilay Beyin görevini yaparken öldürülmüş olmasından dolayı Cumhuriyet ordusuna başsağlığı dilerim. Kubilay Beyin şehit edilmesinde gericilerin gösterdiği vahşilik karşısında 47 ATASE Arşivi, CDİ Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.:1-54/ D.:10; F.: ATASE Arşivi, CDİ Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:4; F.:1-41/53 49 ATASE Arşivi, CDİ Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:4; F.: ATASE Arşivi, CDİ Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.: ATASE Arşivi, CDİ Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.:
 Menemen deki halktan bazılarının alkışla onaylamaları, bütün cumhuriyetçi ve vatanseverler için utanılacak bir olaydır. Vatanı savunmak için yetiştirilen, içteki her politika ve ayrılığın dışında ve üstünde saygın bir konumda bulunan Türk subayının, gericiler karşısındaki yüksek görevinin yurttaşlar tarafından yalnız saygıyla karşılandığına kuşku yoktur. Menemen de halktan bazılarının hataları bütün millette acıya sebep olmuştur. Saldırının acılığını tatmış bir kesime genç ve kahraman Yedek Subayın uğradığı saldırıyı, milletin bizzat Cumhuriyet e karşı bir öldürme girişimi olarak kabul ettiği ve cüretkârlarla, destekçileri, ona göre takip edeceği kesindir. Hepimizin dikkati bu sorundaki görevlerimizin gereklerini duyarlılıkla ve gerektiği biçimde yerine getirmeğe yöneliktir. Büyük, ordunun kahraman genç subayı ve Cumhuriyetin idealist öğretmenler topluluğunun değerli üyesi Kubilay ın temiz kanı ile Cumhuriyet, 13 hayatını tazelemiş ve kuvvetlendirmiş olacaktır. 52 Arşiv belgeleri ile birlikte kaynak olarak.: Menemen_Olayi/Arsiv_Belgeriyle_Menemen_Olayi.htm...::: Vizyon 21. Yüzyıl ::: ATATÜRK ün Tamim, Telgraf ve Beyannameleri, Ank.2006, s

SİNAN MEYDAN /// CUMHURİYETİN BOĞAZINA DAYANAN BIÇAK : MENEMEN OLAYI Derviş Mehmet cami avlusunda sağ eliyle kavradığı o kör taassup bıçağını tekbir getire getire sadece genç öğretmen Kubilay'ın boğazına değil aynı zamanda Laik Cumhuriyet'in boğazına dayamıştı

2 Halk Dostu Gazetesi 28 Aralık yıl önce 23 Aralık 1930'da Menemen'de yedek subaylığını yapan genç öğretmen Asteğmen Kubilay Cumhuriyet düşmanı bir grup tarikat mensubunca vahşice katledildi. Ancak gelin görün ki Menemen Olayı 1950'lerden beri sürekli çarpıtıldı. Bugün ise hem çarpıtılıyor hem unutturulmak isteniyor. Peki ama 88 yıl önce Menemen'de gerçekten ne oldu? Kubilay neden ve nasılşehit edildi? İSYANA HAZIRLIK 1930'da Manisa'da Giritli Derviş Mehmet adında biri ortaya çıkıyor. Nakşibenditarikatına giriyor. Çevresindeki birkaç kişiyi mehdi olduğuna inandırıyor. Derviş Mehmet 7 Aralık'ta Şamdan Mehmet Sütçü Mehmet Mehmet Emin Nalıncı Hasan Küçük Hasan ve Çakıroğlu Ramazan adlı 7 müridiyle birlikte mehdiliğini ilan etmek için harekete geçiyor.

3 7 Aralık sabahı Derviş Mehmet ve müritleri Manisa'dan Paşaköy'e geçiyorlar. Birkaç gün burada Derviş Mehmet'in bacanağının evinde kalıyorlar. Burada bir taraftan zikirlere devam ederken diğer taraftan silahlanıyorlar. Birkaç gün sonrakıtmir adlı köpeği de yanlarına alıp müritlerden Sütçü Mehmet'in köyü Bozalan'a gidiyorlar. Bozalan Köyü'ne geldiklerinde müritlerden Çakıroğlu Ramazan gizlice kaçıyor. Böylece 6 kişi kalıyorlar. Burası Rumeli göçmenlerinin yaşadığı bir köydür. Köy halkı fazla dindar değildir. Derviş Mehmet ve müritleri bu köyde göze batınca Sümbüller Dağı'nda bir kulübe yaptırıp 15 gün kadar orada kalıyorlar. Her gün zikir yapıp esrar içiyorlar. Derviş Mehmet burada mehdiliğini ilan ediyor. 22 Aralık gecesi Kıtmir'i de yanlarına alarak Bozalan Köyü'nden ayrılıyorlar. Şimdiki hedefleri Menemen'dir. Plana göre orada bir gece Hoca Saffet Efendi'nin yanında kalıp gerekli öğütleri ve telkinleri alacaklar sonra da İstanbul'daki Nakşi Şeyhi Hoca Esat Efendi'ye telgraf çekip isyanı başlatacaklar. MENEMEN'DE İSYAN Tarih: 23 Aralık 1930 Salı Yer: Menemen Derviş Mehmet ve müritleri 3 tüfek 4 tabanca yüzlerce mermi balta testere kılıç ve bıçak gibi silahlarla şafak vakti Menemen'e varıyorlar. Çektikleri esrarnedeniyle dumanlı kafalarla Menemen'e giriyorlar ancak ne yaptıklarınınfarkındalar. Saat: 07:15. Derviş Mehmet ve müritleri sabah namazında Müftü (Gazez) Camisi'negiriyorlar. Başı sarıklı Derviş Mehmet cemaatin şaşkın bakışları arasında şunları söylüyor: Aziz cemaat! Ben mehdiyim! Dinimizi korumak için buraya geldim! Beni dinleyin! Bu sırada müritlerden Nalıncı Hasan camide mihrabın yanında duran ve üzerinde Fetih Suresi'nin birinci ayetinin yazılı olduğu yeşil sancağı alıyor. Derviş Mehmet ve müritleri tekbir getirerek ellerindeki yeşil sancakla camiden çıkıyorlar. Menemen sokaklarında dolaştıktan sonra Belediye Meydanı'na geliyorlar. Halkı o yeşil sancak altında toplanmaya çağırıyorlar. Saat: 07:40. Belediye Meydanı'nda kişi birikiyor. Meydana bir çukur kazıp ellerindeki sancağı oraya dikiyorlar. Derviş Mehmet meydana toplanan halka Ey ahali! Başlarınızdaki şapkaları atınız ve şu sancağın altından geçerek bize katılınız! diye sesleniyor. Öğleye kadar o sancağın altında toplanmayanların arkalarındaki 70 bin kişilik halife ordusu tarafından kılıçtan geçirileceğini söylüyor. Toplanan kalabalığın bir bölümü müritlere katılıp zikre başlıyor. Bu sırada bazı duyarlı vatandaşlar olayı emniyet güçlerine haber veriyor. Tekbir seslerinin yükseldiği meydana önce Bölük Komutanı Jandarma Yüzbaşısı Fahri Bey geliyor. Niçin toplandıklarını soruyor. Derviş Mehmet Ben mehdiyim! Şeriatı ilan ediyorum! Bana kimse dokunamaz! İzmir-Bergama yolu adamlarım tarafından tutulmuştur. Yolumdan çekil! diyor. Yüzbaşı Fahri Bey kalabalığın dağılmasını istiyor ancak kalabalık dağılmıyor. Fahri Bey tedbir almak için oradan ayrılıyor. Bunun üzerine

4 halkın bir bölümü Derviş Mehmet'i alkışlıyor. Böylece Derviş Mehmet ve müritleri daha da cesaretleniyor. 23 Aralık 1930'da Menemen'de vahşice katledilen Asteğmen Kubilay KUBİLAY'IN KATLEDİLMESİ Jandarma Bölük Komutanı Yüzbaşı Fahri Bey telefonla 43. Alay'dan yardım istiyor. Alay Komutanlığı da asıl işi öğretmenlik olan yedek subay Asteğmen Kubilay'ı bir müfrezeyle

5 olay yerine gönderiyor. Kubilay silahını bile almadan ve emrindeki erler de sadece manevra mermileriyle olay yerine hareket ediyorlar. Saat: 08:30. Kubilay birliğini meydanın bir köşesinde bırakarak tek başına cezbeye tutulmuş öfkeli kalabalığa doğru ilerliyor. Kalabalığın ortasındaki Derviş Mehmet'inyakasına yapışıp Siz kimsiniz? Hükümete isyan mı ediyorsunuz? Çabuk dağılın! diye bağırıyor. Kubilay'la Derviş Mehmet arasında itiş-kakış yaşanıyor. Derviş Mehmet tabancasını çekip Kubilay'ı vuruyor. Genç asteğmen kanlar içinde yere yıkılıyor. Mustafa Muğlalı'nın Genelkurmay Başkanlığı'na gönderdiği 26 Aralık 1930 tarihli rapora göre birliğin başındaki çavuşlar önce hareketsiz kalıyor sonra firar ediyorlar. Böylece Derviş Mehmet ve müritleri daha da cesaretleniyor. Bu sırada yaralı Kubilay camiye sığınmak istiyor ancak cami avlusuna kadar gelebiliyor ve orada düşüyor. Hiç kimse Kubilay'a yardım etmiyor. Cumhuriyet'in genç asteğmeni yobaz öfkeye teslim ediliyor. Derviş Mehmet ve müritleri Kubilay'ın yanına gidiyorlar. Müritlerden Alioğlu Hasan torbasından bir bıçak çıkarıp Derviş Mehmet'e veriyor. Bu çiftçilerin bağ bahçe işlerinde kullandıkları asma budadıkları ucu kıvrık tırtıllı büyük bir bıçaktır. Derviş Mehmet sağ eliyle kavradığı o kör taassup bıçağıyla tekbir getirerek genç Cumhuriyet'in genç öğretmeni Asteğmen Kubilay'ın başını gövdesinden ayırıyor. Bazı görgü tanıklarının anlatımına göre Derviş Mehmet avuçlarıyla Kubilay'ın kanını içiyor. Olayın kan donduran ayrıntıları şöyle: Mehdi genç ve yaralı zabiti yüzükoyun yatırdıktan sonra bir ayağını yaralı omzuna koydu bir eliyle saçlarından tutup Kubilay'ın diri diri boğazını kesti. Sonra da elindeki başı caminin önündeki büyükçe bir taşın üzerine koyarak Gördünüz mü? Kafirlerin akıbeti işte budur!' diye bağırmaya başladı. Sonra Getirin bir ip!' diye bağırdı. İp getirildi. Kesilmiş başı bayrağın tepesine bağladılar. (Hâkimiyet-i Milliye Korkunç Bir Sahne İrtica Çetesi Kubilay'ın Başını Nasıl Kesti? 29 Kanun-u Evvel -Aralık s. 1. ) Derviş Mehmet Kalkın ahali! Müslümanlığı kurtaralım! diye bağırıyor. İşin acı yanı oradaki kalabalık Derviş Mehmet'i alkışlıyor. Bu sırada olay yerine gelen iki bekçi; Bekçi Hasan ve Bekçi Şevki isyancı yobazlara ateş etmeye başlıyorlar. İsyancılardan birini yaralayan bekçiler isyancıların açtığı ateşle öldürülüyor. Bir süre sonra Yüzbaşı Ragıp ve Yüzbaşı Bahri Bey komutasında makineli tüfek takviyeli iki bölük olay yerine geliyor. Teslim olun! çağrısına Derviş Mehmet Ben mehdiyim! Bana kurşun işlemez! diye cevap veriyor. Derviş Mehmet'in üzerinde Şeyh Ahmet Muhtar'ın yazdığı bir muska var. Derviş Mehmet buna güveniyor. Başlayan ateşte Derviş Mehmet Şamdan Mehmet Sütçü Mehmet öldürülüyor. Mehmet Emin yaralanıyor. Nalıncı Hasan ve Küçük Hasan ise kaçıyorlar ancak çok geçmeden yakalanıyorlar. ATATÜRK'ÜN MENEMEN TEPKİSİ Menemen Olayı gerçekleştiğinde Atatürk İçişleri Bakanı Şükrü Kaya'yla birlikte Trakya gezisindedir. Edirne'de Kemalköy'de belediyede olayı öğrenen Atatürk'ün ilk tepkisi şudur: Bu ne haldir! Bu Cumhuriyet'in ve bizim başımızı kesmektir. Bundan bütün

6 Menemen sorumludur. Bu kasaba ville modite' (lanetli şehir) ilan edilmeye müstahak olmuştur. Atatürk 28 Aralık 1930'da Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa'ya gönderdiği yazıda da Kubilay şehit olurken mürtecilerin gösterdiği vahşet karşısında Menemen halkının bir kısmının alkışlamasının bütün Cumhuriyetçiler ve yurtseverler için utanılacak bir durum olduğunu belirtiyor. TBMM 1 Ocak 1931'de Menemen Olayı'nı görüşmek için toplanıyor. Başbakan İsmet Paşa Menemen Olayı'nın üç aylık bir hazırlığın sonucu olduğunu bu olayla bir kere daha dinin kullanılmak istenildiğini belirtip laikliğe vurgu yapıyor. Konuşmalardan sonra yapılan oylamada Menemen ile Balıkesir ve Manisa merkezde sıkıyönetim ilan edilmesi kabul ediliyor. Atatürk 7 Ocak 1931'de Çankaya Köşkü'nde bir toplantı yapıyor. Toplantıya Başbakan İsmet Paşa Meclis Başkanı Kazım Paşa Milli Müdafaa Vekili Zeki Bey ve Sıkıyönetim Komutanı Fahrettin Paşa katılıyor. Bu toplantıda Atatürk olayın siyasi boyutunun araştırılmasını Nakşibendi tarikatının yok edilmesini olayla ilgisi olanların mutlaka cezalandırılmasını verilen idam hükümlerinin hemen infazedilmesini alkışlayan ve olaya seyirci kalan Menemen halkının göç ettirilmesini hatta bazı gazetelerin de sorgulanmasını istiyor. İsmet Paşa çok ağır yaptırımlara karşı çıkıyor. Bunun üzerine Atatürk Menemen'in ville modite' (lanetli şehir)ilan edilmesi ve halkının göç ettirilmesi gibi ağır yaptırımlardan vaz geçiyor. Korgeneral Mustafa Muğlalı başkanlığında bir askeri mahkeme kuruluyor. Menemen'de 15 Ocak 1931'de başlayan duruşmalar 24 Ocak 1931'detamamlanıyor. Mahkeme 105 sanıktan 37'sine idam veriyor. Diğer sanıkları ise değişik cezalara çarptırıyor. 27 sanık ise beraat ediyor. TBMM 2 Şubat 1931'de 28 kişinin idamını onaylıyor. İdam cezaları 4 Şubat 1931'de Menemen'de infazediliyor.

7 Kubilay'ın ölümüne ilişkin keşif raporu. MENEMEN OLAYI VE TARİKAT-CEMAAT BATAKLIĞI

8 Menemen hem 1929 ekonomik buhranından en çok etkilenen hem de kapatılan SCF muhalefetinin en güçlü olduğu yerlerden biridir. Ayrıca göçmenlerin yoğun olarak yaşadığı bir yerdir. Göçmenlerin hem geçim hem uyum sorunları vardır. Menemen'de halifeliğin kaldırılması kılık kıyafet devrimi tekke ve zaviyelerin kapatılması gibi laik karakterli devrimlere içten içe tepki duyan insanlar var. Burada Nakşibendi tarikatının faaliyetleri gizliden gizliye devam ediyor. Şeyh Esat'ın Manisa'da Nakşibendiliği yaymak için görevlendirdiği Laz İbrahim Hocabölgede bir tarikat iklimi yaratıyor. Nitekim Menemen Olayı öncesindemanisa'da tarikat toplantıları zikir ayinleri yapılıyor. Menemen iddianamesinde tarikat ağacının zehirli meyvesi denilerek olayın tarikat temelli bir irtica olayı olduğu belirtiliyor. Atatürk İsmet Paşa ve hükümet ile dönemin basını olayın bir irtica olayı olduğunda hemfikir Menemen yargılamaları sırasındaki ifadelerden de olayın temelinde medrese kültürünün ve tarikat yapılanmasının yer aldığı görülüyor. Kubilay'ın başını kesen yobazlar Kehf Suresi'ndeki Ashab-ı Kehf kıssasına dayanmak istiyorlar. Derviş Mehmet'in Manisa'dan Menemen'e gelişindeki dinsel simgeler bunu kanıtlıyor: Derviş Mehmet'in kendini mehdi ilan etmesi ayın 7'sinde 7 kişi yola çıkmaları (hicret etmeleri) sürekli zikirler ve tekbirlerlemotive olmaları yanlarına Kıtmir adlı bir köpek almaları camiden aldıkları yeşil sancak bana mermi işlemez söylemi muska ve son olarak kesik baş bir dinsel sahne oluşturuyor. Bu sahnede Ashab-ı Kehf Mağarası yerinde ise Bozalan'da sığındıkları ahşap kulübe var. Demem o ki; 23 Aralık 1930'da Menemen'de sadece genç öğretmen Asteğmen Kubilay'ın değil onun şahsında aslında Atatürk'ün kurduğu Laik Cumhuriyet'in boğazı kesilmek istendi. Tarikat cemaat bataklığı kurutulmadıkça Laik Cumhuriyet'in boğazını kesmek isteyen yeni Derviş Mehmetler yetişmeye devam edecektir. O bataklıkta yetişen FETÖ daha dün Cumhuriyet'in boğazını kesmek istemedi mi? [status draft] [nogallery] [geotag on] [publicize off twitter facebook] [category istihbarat] [tags İSTİHBARAT, INTELLIGENCE]

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...