BURÇ İLMİ
Burç İlmi günümüzde astroloji, akademik anlamda tamamıyla kişilerin doğum anındaki gezegen konumlarıyla karakteristik özellikleri arasındaki bağlantıyı açıklayan bir araştırma sahasıdır. Dini anlamda ise, İlahi düzen’in nasıl işlediğini, insanlığın oluş düzeni ve sistemini gösteren “İlim” dir.
Astrolojinin klasik teorisi ise şudur: Kozmos ve insanoğlu, orijinini aynı özden alan yaratılışın ifadeleri olduğuna göre, her ikisi de benzer biçimde hareket ederler ve böylece insanın yeryüzündeki eylemleri, göklerdekinin bir yansıması olur…
Birkaç gün ve gece eğer gökyüzüne bakarsanız, birkaç gök cisminin yer değiştirdiğini ve hareket halinde olduğunu tespit edersiniz. Bunların başında her gün doğup, batan Güneş ve Ay gelir. Onların yanı sıra da beş küçük yıldız gibi görünen Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter ve Satürn gezegenleri hareket halindedirler. Öyleyse hareket eden bunlar olduğuna göre, insanın eylemleriyle bağlantılı olan da en başta bunlar olmalıdır.
Güneş, ay ve her bir gezegen yörüngesinde dolaşırken, sistemimizi çevreleyen, oniki eşit parçaya ayrılmış kabul edilen göğe karşılık gelen sabit takım yıldızların, yani oniki burcun sahasından geçer ve bunların kiminde temsil ettikleri enerji güçlenirken, kiminde ise zayıf düzeye düşer …
Böylece, gezegenler her bir burcu gezdikçe, siz de doğum anında oluşan programınıza göre gelen enerjiyi değişik şekillerde değerlendirir ve davranışlar ortaya koyarsınız …
Her gezegen kozmik enerjiyi farklı formlarda yansıtır ve bunun için her biri, organizmayı motive eden belirli bir dalga boyu bileşimi, yani belirli dürtüler, huylar ve ihtiyaçlar gibi karakter unsurlarını temsil eder.
Bunların en güçlü olanı Güneşin doğum gününüzde yer aldığı burç, sizin öz burcunuzdur. Böylece siz, örneğin bir Oğlak veya Kova burcu insanı olursunuz. Güneşin bu burçtan aldığı enerji güçlü bir biçimde karakterinizde ortaya çıkacaktır. Benzer şekilde, doğum anınızda Doğu ufkundan yükselen burç’ta “Yükselen Burcunuz” olacak ve dışa yansıyan yeteneklerinizde gözlemlenecektir. Diğer gezegenlerin konumu da benzer şekilde kişisel karakterinizde etkin olacaktır.
Gazali Hazretlerinin “İhya-u Ulûmi’d Din” adlı eserinde, Ashabın alimlerinden olarak bilinen İbni Abbas (R.A.)’ın şöyle dediği yazılıdır.
“O Allah ki yedi semâ yaratmış, arz’dan da onların bir mislini; aralarından emir inip duruyor!.” (Talak 12) Ayet-i Celîlesinin tefsirini yapacak olsam, beni taşa tutardınız.
Bir başka nakilde de: “Beni tekfir ederdiniz! ..”
Yine aynı yerde Resulü Ekrem’in çok yakınındakilerden biri olan Ebû Hureyre (R.A.)
şöyle dediği kayıtlıdır:
“Resulullah efendimizden iki kap ilim aldım, birini dağıttım.
Eğer diğerinin ağzını açsam, bu kelleyi uçururdunuz! ..”
Ashabtan önde gelen ve alim sayılan bu zâtların anlayışsızlar tarafından
“tekfir” edilmesine, ya da boğazının kesilmesine kadar yol açacak “SIRLAR” acaba nelerdir?
BURÇ İLMİNİN TARİHİ
Burçlar ilmi veya günümüz diliyle Astroloji, ilk defa ne zaman ve nasıl ortaya çıkmıştır, acaba?
Bildirildiğine göre, İlk Peygamber olan Hz. Adem’den, son Peygamber Hz. Muhammed (S.A.V.) kadar 124.000 Peygamber gelmiştir. Allah, insanlara, doğru yolu göstermeleri; onlara, kendi TEK’liğini bildirmeleri için, gönderdiği peygamberlerinin her birine, değişik konularda çeşitli ilim hazineleri vermiştir ve böylece her konunun başlangıcına temel teşkil edecek, rehber olacak bilgi kaynakları meydana gelmiştir.
Çok okuyan, kalemi bulan ve kalemle yazı yazabilen ilk peygamber olan
HZ. İDRİS (A.S.)’a BURÇLAR İLMİ verilmiş, kendisi de bunu genişletmiştir.
Yeri, göğü, buradaki sistemi ve bunu yaratan Mutlak Varlığı, yakın üzere bilen İdris Peygamber’in, Allah’ın izni ve kudretiyle göğe çıktığı; 4.cü kat sema boyutunun kendisine mekân olduğu, diğer sema katlarında (boyutlarında) da dolaşabildiği, dini kaynaklarda belirtilmektedir.
İdris Peygamber, almış olduğu vahye dayalı bir şekilde Burçlar ve Yıldızların, gerek insanlar, gerek yeryüzünde mevcut tüm birimler üzerindeki tesir ve önemini anlatmaya çalışmıştır. Yani, vahye dayalı olarak okuduğu sistemi, o devrin idrak ve anlayışına göre anlatmıştır.
Bir başka anlatımla, İdris Peygamber, Allah’ın yaratmış olduğu sistemdeki düzenleme Mekanizması olan burçlar ve yıldızlar sistemini açıklamış; bunların, Allah’ın ilim ve kudretiyle alemde ilahi tasarrufun oluşmasına vesile kılındığı sırrına işaret etmiştir! ..
O devirde yaşamış insanlar, İdris Peygamberin ne anlatmak istediğini hakkıyla çözebildiler mi acaba …?
KİM BİLİR ..!
Kısaca, Yıldız ilmi veya Burçlar ilmi, İdris Peygamber’in mucizesi olup; daha sonra aynı çağda ilk defa Babiller tarafından, mevcut veriler ışığında düzenlenmiş ve genişletilmiştir.
Bundan sonra da tüm insanlığa yayılarak, onu devirde, bir şekilde insanların ilgisini çeken bir konu olmuştur.
Bu arada zaman içinde edinilen tecrübeler ve yaşanılan olaylar neticesinde, insanlar, burçlardan gelen ışınların etkilerinin, insan kaderi üzerindeki rolünü çok rahat ve açık bir şekilde tespit etmişlerdir.
Ne var ki bu tespit onları, bütün oluşların ardında yıldızlar olduğuna göre, o halde yıldızlar “tanrı” dır düşüncesine getirmiştir.
Böylece, başta Güneş olmak üzere, Ay ve çeşitli yıldızlara tapınma devri başlamıştır!.
Oysa, Yıldızların yaydıkları bu etkiler Allah’ın takdir ve kudretinin açığa çıkmasından başka bir şey değildir!.
Dolayısıyla esas amaçtan sapılarak, Astroloji ilmi, hak etmediği bir noktaya indirilmiştir.
Daha sonra, Hz. İbrahim Peygamber başta olmak üzere, tüm peygamberler, Yıldızların tanrı olmadığını; bütün evreni ve evrende var olan her şeyi yaratanın, Mutlak Varlık olan Allah olduğunu sürekli olarak açıklamışlardır. Dolayısıyla, yıldızları mevcut özellikleriyle yaratan ve onlar üzerinde de, yegane söz sahibi olan, ALLAH’tır; gerçeğini insanlara idrak ettirmeye çalışmışlardır.
Pek çok İslâm düşünürü de, yıldızlar konusunu inceleyerek, varlığın var oluşunda Burçların ve Yıldızların rolünü, çeşitli kitaplarında anlatmışlardır. Ayrıca, bir ilim Deryası olan, Kutsal Kitabımız Kur’an-ı Kerim’de, yıldızlarla ilgili 60 kusur ayet ve “El-Buruc” sûresinde anlatılanları bir düşünmek gerekir …
Bunun böyle olmadığını, o zamanın imkanları içinde, insanların çoğunluğuna anlatabilmek mümkün olmadığı için; onların, burçlar ve yıldızlardan gelen tesirleri fark edip, yıldızları tanrı kabullerini engellemek amacı ile astroloji ilmi ve doğal sonuçları din adamları tarafından kapatılma yoluna gidilmiştir.
Daha sonraları ve hatta günümüzde dahi bu gerekçeye dayalı olarak, “din” ve “astroloji” birlikte ele alınırsa günah olur, gibi tuhaf bir düşünce tarzı yer etmiştir. Halbuki hakikat ehli zatlar her zaman yıldız ilminden bahsetmişlerdir.
BURÇ İLMİNİN ANA HATLARI
Burç İlmi semanın katlarını şöyle ifade eder.
1.ci kat semada Ay: Duygular ve tabiat
2.ci kat semada Merkür: Fikir ve zeka
3.cü kat semada Venüs: Hayal ve fikirleri şekillendirme
4.cü kat semada Güneş: idrak, benlik
5.ci kat semada Mars: vehim
6.cı kat semada Jüpiter: Himmet, Rızık
7.ci kat semada Satürn: Akıl (Maddeye dönük bir akıl)
7.ci kat semada Siron: İman nuru ve Himmet
7.ci kat semada Uranüs: Yüksek akıl (Madde ötesine)
7.ci kat semada Neptün: Yüksek hayal ve sezgi
7.ci kat semada Pluton: İlahi var etme ve yok etme
Gezegenleri iki grupta inceleyebiliriz.
Birinci grup:
Güneşe yakın mesafede olanlar.
Bunlar iç gezegenlerdir.
Boyutları küçük ama yoğunlukları fazladır.
AY – MERKÜR – VENÜS – MARS
ikinci grup:
Güneşten uzak dış gezegenlerdir.
Bunlar, boyutları itibariyle büyük fakat yoğunlukları düşüktür.
JUPİTER – SATÜRN – NEPTÜN – URANUS
Jüpiter en dev olanıdır.
Büyüklük sıralamasında ikinci Satürn dür.
Bunların etraflarında halkaları da vardır.
PLUTON ise hem en ufak ama yoğunluğu çok yüksek,
hem de güneşten en uzak olanıdır.
6 milyar kilometreye yakın bir mesafede ….
ŞİRON ise dev bir kuyruklu yıldızdır …
Burçların yaymış olduğu ışın türleri esas olarak 4’e ayrılır.
Şimdi önce bu dört Gruptan söz edelim;
“ATEŞ”
Gurubunun en bâriz özelliği, bu guruptan olan kişilerin kendini beğenmiş, gururlu, dediğim dedik, bir yapıda olmalarıdır.
Daima çevrelerine hükmetmek isterler. Hep zirveye tâliptirler.
“HAVA”
Gurubunun özelliği ise havai bir tip olmalarıdır. Sebatkâr olmazlar. Her konuya dönüktürler. Fakat bir süre sonra o konudan bıkıp başka bir konuya merak sararlar.
Fedakar ve Çevreyi düşünen tiplerdir.
“SU”
Gurubunun ortak özelliği ise son derece duygusal
bir kafa yapısına sahip olmalarıdır.
“TOPRAK”
Gurubu insanların ortak özelliği ise sabit fikirli
ve genelde maddeye dönük, paraya bağlı olmalarıdır.
Dikkate alınması gerekli en önemli husus,
esas itibariyle herkesin iki ana burcu vardır;
A-“Ana” ya da “İç” burcu.
B-“Yükselen” ya da “Dış” burcu.
Biz daima karşımızdaki kişide, onun “dış burcundan” yani “yükselen” burcundan gelen özellikleri görürüz. Ve kişi daha büyük çoğunlukla dış burcunun getirdiği özellikler istikametinde yaşar. İnsanların çok büyük çoğunluğunda “İç” burcu ile “dış” burcu farklıdır. Bundan dolayı da siz kendinizin veya karşınızdaki kişinin sadece “İç” burç özelliklerine vakıf olursanız, çoğunlukla o kişide bunları göremezsiniz!. Zira önce de yazdığımız gibi, kişinin davranışları, mizâcı tamamıyla “dış” burcunun yani “yükselen” burcunun etkisi altındadır. Günümüzde insanların burçlar konusunda şöyle uzaktan bir bakıp sonra da inanmadan geçmelerinin ana sebebi bu “dış burç” ya da “Yükselen” burç konusunda bilgilerinin olmayışında yatar.
Burç ilmine göre, kişi 35-40 yaşlarından sonra iyice “yükselen” burcun kapsamına girmekte ve bu kişinin kişiliği yüzde 70-75’e varan nispetlerde “dış” burcuna dönüşmektedir.Bu sebeple karşımızdaki kişiyi doğduğu tarih itibariyle edindiği iç burç yönünden ziyade, doğduğu saat itibariyle edindiği dış burç yönünden tanımak zorunluluğu söz konusudur.
Bir kişinin iç ve dış burçları şöyle çaprazlaşabilir;
Ateş grubundan birincisinde olan kişi son derece Bencil, yaşamdan önce kendisini düşünen, dünyanın kendi da sadece kendi menfaatinin gerektirdiği biçimde bir yaşamı tercih çevresinde dönmesini isteyen, istekleri olmayınca eden kişi olacaktır.
İç ateşe dış hava gelir ise, bu defa yukarıdakine benzer düşüncelere sahip olmasına rağmen, bu kişi yaşamında havai meşrebi olacak, kolay kolay âdetlere bağlı kalmayacak; çevresine yararlı faaliyetlerde, kendini fazla düşünmeden, bir takım davranışları ortaya koyabilecektir.
Ateş iç’e Su dış Burçlara gelince. Yani Koç veya Aslan Yahut da Yay gibi bir iç Burca sahip olmasına rağmen, dışarıya bir Yengeç ya da Akrep veya Balık düşmesi hali. Hayatı sıkıntı ve huzursuzluğa namzet bir kişi geliyor demektir. Zira içteki ateş kaynaklı yapı dıştaki su nitelikli kapayıcı yapı yüzünden sürekli bastırılır. Bu da kişide büyük oranda bir takım iç sıkıntıları meydana getirir. Bu tesirler bazen çok artar, bazen de nispeten geriler.
Ateş içe rast gelen toprak dış da gene nispeten yukarıda saydığımız gibidir; ancak üsttekinde görülen şiddetli sıkıntılar ve bunalımlar bunlarda daha azdır. Kafada cömert olan bu kişi fiiliyatta kolaylıkla para harcayamaz. Çevrenizde gördüğünüz bildiğiniz zenginlerin yüzde doksana yakınının dış burcu toprak gurubundan olan boğa veya oğlaktır. Ya da haritasında toprak gurubu, bu burçlarında birkaç güçlü planet mevcuttur. Veya 2. Evinde bıraktı getiren güçler mevcuttur.
Esasen burada konuya sadece bazı örnekler vermek istediğimiz için detaylara fazla girmeyeceğiz.
Gelelim Hava içe düşen dışlara…
Hava gurubundan olan bir beyinin en bâriz özelliği insanlığa yardımı, yararlı olmayı düşünen bir kafa sahibi olmasıdır. Yaşamı oldukça objektif olarak seyredip Değerlendirmeye çalışır, hoşgörülüdür. Ancak bütün bunlara rağmen dışa gelen ateş bu durumdaki havayı son derece gururlu kendini beğenmiş bir görüntüye sokar.
İç kova ise son derece akıllı ve kendini beğenmiş bir tip; iç ikizler ise zeki ve gururlu bir ucu oluşur. Terazi’deyse doğru bildiğini dom dom söyleyen kimseden çekintisi olmayan bir tip ortaya çıkar. İç havaların genel bir diğer karakteristiği, zaman zaman kendilerini sanki bu dünyanın değil de başka bir dünyanın insanı imiş gibi hissetmeleridir.
Şayet iç havaya karşılık dışa bir su gelirse görüntü hayli farklı olur. Zira, kafadaki özgür düşünce, dıştaki duygusal ve bağımlı bir karakter ile kayıtlanmış olur. Özgür kafa, dış yengeç ise evine, ailesine bağımlı onlar için kendini harcayan bir tip oluşturur.
Dış Akrep olursa bu defa duygusal davranışlardan kurtulamayan fakat oldukça özgür davranışlar ortaya koyabilen, iradeli ve tahakkümcü bir tip düşer. Bunu ancak kararsız eden içe düşecek bir ikizlerdir. Dışa düşen bir balık ise özgürce yaşamın zevklerine yönelebilen bir ipucu oluşturur.
Hava gurubu burçlar içinde akıllı olan Kova, zeki olan İkizler, sevgi dolu olan da Terazidir.
Esasen burçlar içinde en güçlü akıl, kova insanında mevcuttur.
Dışa düşen toprağa gelince … Şayet boğa düşerse, yeme – içme ve sohbet zevklerine Düşkün, kazanca yönelik hırsı fazla bir ipucu çıkar. Başak düşerse hırslı, hareketli, düzenli kazanca dönük araştırmalar içinde bir kişi olur. Ama ne yapsa bir boğa gibi para yönünden şanslı olamaz; zaman zaman eline para geçer fakat arkasından büyük miktarlarda kaybeder. Oğlak da ise kararlı, olgun, hoşgörülü, yardımsever fakat parasına da çok bağlı bir tip oluşur. Eğer Oğlak’ın içine Kova düşmezse, Oğlak karakteristiği hemen bütün Burçlara hâkim duruma geçer.
Su gurubunun genel karakteristiği son derece duygusallıktır. Bu Duygusallık dışa rastlayan bir ateşle birlikte genellikle kontrol edilemeyen Taşkın davranışlara kadar uzanır. “Meczup yapılı” denen kişilerin yüzde 90’ı iç burcu su, dış burcu ateş gurubu olanlardan çıkar.
Bu kişiler hayatta en çok pişmanlık duyan kişilerdir. Çok defa duygusallıkları yüzünden ve kendilerini kontrol edememeleri yüzünden istemedikleri davranışları ortaya koyup, sonra da bundan büyük pişmanlık duyarlar. Tam anlamıyla Taşkın tiplerdir. Esasen iç dünyalarında son derece merhametli, Müşfik kimselerdir.
İç suya isabet eden bir dış hava ise en büyük hayırseverlerin ortaya çıkmasına sebep olur. Zira hava gurubu eli açıklığı verir buna bir de son derece merhametli düşünce gelirse eşittir hayırseverliliktir. Toprak dışa gelince ise. Duygusal ama kendi menfaatine dönük; son derece mütevazi, fakat menfaatine halel gelme ihtimali karşısında da kaplan kesilen bir tip ortaya çıkar.
Toprak gurubuna bir dış ateşin gelmesi genellikle gen Taşkın bir Tipin ortaya çıkmasına yol açar. Ancak bu tip su gurubundaki kadar kontrolsüz değildir. Ayrıca su gurubundaki taşkınlıkların kökeninde Duygusallık olmasına karşılık; toprak gurubunun kökeninde ise menfaatler yatar genellikle.
Havanın dışa gelmesi halinde ise, kafadaki maddecilik ele kadar uzanmaz ve “sanki eli açık” bir görüntü ortaya çıkar. Oysa Esasen bu kişi kafaca hayli maddecidir.Dış suda ise merhametli, acıyan ama yardımları küçük miktarları geçmeyen tipler görülür. Toprağa rastgelen dış toprağa gelince. Son derece mütevazi ama adeta “varyemez” tipleri görürsünüz. Genellikle de zenginlerdir.
Şimdi görüldü ki dört içe düşen dört ayrı dış yapı itibariyle toplam 16 grup insan çıktı. Bunu biraz daha detaylandırmak gerektiğinde, ikinci basamakta 144 ana grup ile karşılaşırız.
Ki her insan bu 144 Gruptan birindedir.
Mesela iç Koç’tur, dış Aslan’dır, yani ateşe ateş; veya iç Kova’dır, dış Yay, yani havaya ateş; yahut Yengeç’tir iç, dış Oğlak, yani suya toprak vesaire gibi.
Demek ki herkesin “İki ana burç gurubu” vardır.
YÜKSELEN BURÇLAR
Burada üzerinde en önemli bir husus olarak tekrar tekrar durduğumuz husus, kişinin “yükselen burcudur”. Zira astrolojik tüm olaylar, çoğunlukla yükselen burç yönünden aldığınız tesirlere göre oluşur. Şayet siz “yükselen” Burcunuzu bilmiyorsanız ve hatta bundan daha ileri olarak, doğum anınıza göre çıkarılmış beyin Açılım haritanıza sahip değilseniz, Olayların nasıl ve ne şekilde sizi etkilediğini anlamanız mümkün olmaz.
Hiç mi anlama yolu yoktur?…Karşınızdaki bir kişinin ya da kendinizin “yükselen” yani “dış” Burcunuzu anlamanın bir pratik yolunu da kısmen burada özetlemeye çalışalım.
YÜKSELEN KOÇ BURCU TİPİ
Çok görülen koç tipi orta boyludur. Ancak uzun boylu koçlar da vardır.Her iki şekilde de ortak özellik, dolgun etli ve kaslı bir vücuttur. Kol ve bacak adaleleri çok güçlüdür. Bu özellik onları canlı ve hareketli yapar. Omuzlar geniş, kalça dardır. Bacak boyu bedene nispetle kısadır. Kollar uzun değil fakat güçlüdür. El ayası uzundur. Parmaklar dipten uca aynı kalınlıkta olup, parmak uçları küte yakın kavislidir. Çatık kaşlar, kavisli uzun burun, sert ve keskin gözler bakışlı adeta bir Koç yüzünü anımsatır. Kirpikten yana da zengindir. Alın açık ve çıkıkçadır. Renk genellikle erkeklerde koyu, Kadınlarda biraz daha açık olur. Saçlar kalın telli, dalgalı hatta kıvırcıktır. Yüzde bir iz bulunması çok doğaldır.
YÜKSELEN BOĞA BURCU TİPİ
Orta boylu, etli, tıknaz hatta göbeklidir. Kol ve bacaklar kısa ve tombuldur. En tipik özelliği, sanki boyun yokmuş gibi başın bedene oturmuş olmasıdır. Aslında çok kısa bir boyun vardır. Birde ensedeki çıkıntı tipiktir. Yüz yuvarlak, ağız, , kulaklar burun dudaklar etli ve iridir. Yanakta gamze veya tombulluk olur. Çene kısadır. Yüzde masum ve sakin bir ifade vardır. Ama kızdığı zaman bu ifade çok sert olur. Eller toplu ve etlidir ama çok yumuşak değildir. Parmaklarda boğumlar vardır. Parmak uçları hafif yuvarlaktır. Genç yaşta çok toplu olmasa bile yaş ilerledikçe kilo artar. Zayıf boğa tipine pek rastlanmaz.
YÜKSELEN İKİZLER BURCU TİPİ
İlk akla gelen tipik özellik, incelik, uzunluk ve zayıflıktır. Orta boylu bile olsa kesinlikle zayıftır. Ancak bu zayıflık güçsüzlük demek değildir, aksine kuvvetli ve son derece çeviktir. Kilo almaya uygun olmayan tiplerdir. Kollar bacaklar uzun, vücut kemiklidir ama kemikler ince ve muntazamdır. Yüz erkekte iri kemikli ve belirgin köşeli, kadında daha hoş, zarif, ince ve estetik üçgen biçimindedir. İrice olan burun muntazam fakat uzuncadır. Yüzde çiller görmek mümkündür. Dudaklar ince, etsizdir. Kulaklar küçük ve muntazamdır. Boyun uzundur. Eller ince uzun, parmaklar kürdan gibidir. Parmaklarda eklem yerleri kemiklidir. Bu yüzden parmak dipleri ince kalır. tırnaklar ince, uzun ve sivridir. Eller çok maharetlidir. Elleri, kolları, ayakları devamlı hareket halinde olan kişiler kesin İkizler burcudur. Solak olanlar da genellikle bu burçtan çıkar … Yaşlandıkları zaman bile genç görünen bir yapısal özellikleri vardır.
YÜKSELEN YENGEÇ BURCU TİPİ
Hemen diyebiliriz ki, kısa boy … Vücut oldukça toplu hatlar yuvarlaktır. Omuzlar düşükçedir. Baş da yuvarlaktır. Burnun üstünde kemik çıkıntısı bulunur ve öne doğru sarkmış bir görünüşü vardır. Gaga burun … Burun ucu genellikle sivridir. Gözler masum ifadeli olup yuvarlaktır. Renkli göz verebilir. Çenenin çok ufak olması ve çene altındaki ikinci çene birikintisi tipik özelliktir. İç yapıda ateş gurubundan bir burç varsa yanaklar kırmızı olur. Eller , tombul küçük … Parmaklar oldukça kısa, yumuşak etli ve uca doğru sivrilen bir yapıdadır. Ayaklar da ufaktır. Yengeç denilince akla gelen önemli bir özellik de belirgin, iri göğüslerdir. Yumuşak bir yıldız etkisi varsa memeler büyük fakat güzel olur. Kalça fazla değildir ama hatırı sayılır bir karın vardır.
Yürüyüş iki yana sallanır gibidir.
YÜKSELEN ASLAN BURCU TİPİ
Boylu poslu, enine boyuna, aslan gibi gösterişli …. ifadesi bu burç insanını iyi tarif eder. Omuzlar geniş, kalça dardır. Kemikler kalındır. Et yapısı serttir. Bu iri, uzun ve kuvvetli yapıya oranla baş küçüktür. Saçların gür olması özel bir çekicilik ve hava verir. Gözler büyük ihtimalle renkli olur. Çenede bir çukur veya çizgi olur ki bu da bir özellik verir. Hoştur, yakışıklıdır, çekicidir ama ne yazık ki eller için aynı şeyler pek söylenemez. Tipik aslan eli “pençe” gibi olur. Yani, kemikli, eklem yerleri, el çizgileri ben buradayım dercesine derindir belirgin çok. El sert ve çok güçlüdür. Kendinden emin ve kuvvetli oluşuna rağmen yürüyüşü yumuşaktır.
YÜKSELEN BAŞAK BURCU TİPİ
İncelik, düzgünlük, temizlik, zariflik başak tipini iyi tarif eder. Ancak vücut kısımlarını tek tek incelemeyin. Çünkü güzel olmayan kısımlar vardır ama her ne hikmetse genel görünüşü çok güzel olur. Manken tipidir. Bedenleri zarafetini hiç bir zaman kaybetmez. Sanki giysi taşımak için vardırlar. Bel inceliği önemli bir özellik sayılabilir. Genelde çok tipik özelliği olmayan vasat fakat hoş tiplerdir. Ten rengi koyudur. Cilt muntazam ve pürüzsüzdür. Makyaj için müsaittir. Yüz hatları düzgün görünür. Gözlerde hafif alaycı bir bakış vardır. Belli etkiler varsa eller çok güzel olur. Diş yapısı tipiktir. Ön iki diş uzun veya aralıklıdır. Sert etki almışsa abartılı kısımlar görülür. Çok iri bir burun, ağız, çıkık diz ve topuk kemiği gibi …
YÜKSELEN TERAZİ BURCU TİPİ
Erkekte yakışıklılık, kadında güzellik verir. Özellikle yüz çok güzel olur. Ten yumuşak ve hoştur. Boy ne uzun ne kısa, ikisi arasıdır … Kemikler düzgün ama belirgin değildir. Etlimsi hafif bir yapısı vardır. Kilo almaya yatkındır. Yüz ovalimsidir, hatlar narin ve düzgündür. Yanakta özellik veren bir ben olabilir. Eller kemikliliğini kaybetmiştir. Hafif etli, parmak dipleri aralıksız, uca doğru hafif incelme görülür. Giyimine düşkündür. Giysilerinde renk uyumuna çok dikkat eder. Erkeklerde fular takmak, bayanlarda eşarp kullanmak, onlar için gerçek şıklığın temelidir.
YÜKSELEN AKREP BURCU TİPİ
Genellikle orta veya kısa boylu. Kalın ve pek biçimli olmayan kemik yapısı, kısa ve çoğunlukla hafif eğri bacaklar … Göğüs ve kalçalar belirgindir. Boyun kalındır. Bedensel görünüm çok güçlüdür. Ama en tipik akrep özelliği ise kesik “V” çene ile başa yapışık uzun kulaklardır. Çene belirgin kemiklidir; “V” gibidir ama ucu kut kesilmiş! …
Gözler güzel, bakışlar etkileyicidir ancak ciddi ve inceleyen bir yüz ifadesi vardır. Yüz hatları keskindir. El ve ayaklar kabadır. Diğer su yapılarındaki gibi yumuşak değildir. Sonuçta belki güzel değil ama seksi bir çekicilik verdiği kesindir.
YÜKSELEN YAY BURCU TİPİ
Uzunca boy, ince ve düzgün yapı, genişçe omuzlarla sportif ve asil bir hava sergiler. Kalça kısmı belirgindir Özellikle bayanlarda kilo artışı kalça kısımlarda olur. Orta yaşı geçen yay erkeğinde ise göbek oluşur. Yay en tipik özelliği ise geniş ve açık bir alın olup erkeklerde bu açıklık alnın iki tarafında daha derindir. Kadında alın çok açık olmaz, erkekteki gibi saç açıklığı çok belirgin değildir. Yüz oval olup kemikli değildir ama etli de değildir. Yüz “V” harfi ile “U” harfi arasındaki bir görünümdedir .. Hatlar hoştur. Burun kalemle çizilmiş gibi güzeldir. Dudaklar ince ve etsizdir ki alaycı olabilsin. Güneş gördükçe yüzde çiller ve benler belirebilir. Bazen ön iki diş biraz uzunca olur. El ayası parmaklardan daha uzundur. Parmaklar muntazam ve az etlidir ama kemikli değildir. Parmak uçları hafif yuvarlaktır. Bedenlerine oranla kollar uzundur.
YÜKSELEN OĞLAK BURCU TİPİ
Orta boy, bazen de kısaca bir boy … İnce ve kemikli bir yapı. Sırt hafif öne doğru eğik gibi durur. Göğüs yapısı dardır. Bacaklar kemiklidir. Dizler çıkıkçadır, iki yana hafif sallanır gibi yürürler. El ayası ve parmak uzunluğu eşittir. Kare el yapısı … Parmak uçları kesilmiş gibi küttür. Bu özellik tipiktir. Parmaklar sert etli ve kalındır … Uzun yüz ve elmacık kemikleri çıkık Oğlak yüzünü iyi tanımlar. Ancak, yüzün genel görünümü “U” harfini andırır. Yanak kısmı etlicedir. Çene uzun, gözler badem göz, bakışlar etkileyici ama donuk …. Alın geniş, açık ve hafif çıkık gibidir. Erkekte sakal ve bıyık çok seyrektir. Bu yüz güzel olmasa bile kesinlikle fotojeniktir. İyi yıldız etkileri varsa esmer güzelleri çıkar. Oğlak yüzü soğuk güzellik verir. Sanki bu yüze gülmek yasaklanmıştır.
YÜKSELEN KOVA BURCU TİPİ
Genellikle orta hatta kısa boy, toparlak ama sevimli bir beden … Kadında yüz ve cilt çok güzeldir. Kadife gibidir adeta bakmaya kıyılmaz. Erkek kova yüzü ise, afacan, yaramaz bir çocuk yüzü ifadesi taşır … Burun kalkık olabilir. Dişler muntazamdır. Tıknaz, etli, yuvarlak hatlı bu beden güzel olmasa da hoş ve cana yakın hava yaratır. Bazen bayanlarda, belden yukarısı, belden aşağısı adeta kova gibi yuvarlak olur normal. El ve ayak bilekleri boğumlu olabilir. Kovaların çoğunda bacaklarda varis bulunur. Eller küçük, az etli, parmaklar daha uzun ve uçları sivrimsidir. Parmak dipleri daha topludur. Özetle farklıyım diyen bir yapı sergiler.
YÜKSELEN BALIK BURCU TİPİ
Kısa boylu çabuk kilo alabilen, etli, yumuşak ve sulu bir yapı … Kol ve bacakların kısalığı tipik özelliktir. Omuzlar dardır. Buna mukabil ayaklar büyükçedir ve muntazam değildir. Tombul ve küçük eller, parmaklar kısa ve boğumludur. Ten soluk beyazdir. Yürüyüş yuvarlanırcasınadır … Büyük ya da hafif ovalimsi etli bir yüzde yuvarlak burun, dolgun dudaklar ve kulaklar iri kalır. Ama kulaklar akrepteki kadar arkaya yapışık gibi değildir. Hülyalı, uykulu bakan gözler güzeldir. Uzun kirpikler onu süsler. Genelde güzel değildir ama sevimlidir. Kadınlarda daha cazibeli hava verir. Yaş ilerledikçe kilo daha da fazlalaşır.
“İç” burç, kişinin İSTİDADINI gösterir.
“Dış” burç, kişinin KÂBİLİYETİNİ gösterir.
İnsanların şu yaşam sırasında birbirlerine olan sempatilerinin ve antipatilerinin altında tamamıyla burçlarının birbiriyle uyuşup uyuşmaması hususu yatar.
Halk arasında “yıldızı barışmadı” ya da “yıldızı uydu” denilen tâbirlerin kökeninde, o kişilerin burçlarının etkileri ile birbirleri arasındaki ya çekim ya da itiş kastedilir.
Bu Husus Müslim’deki bir hadis-i şerîf’te, Ebû Hüreyre radıyallahu anh tarafından şöyle nakledilir: Rasulullah (S.A.V.) şöyle buyurdu:
“Ruhlar, (âhirette sınıf sınıf) toplanmış cemaatlerdir. Bundan ötürü, içlerinden birbirleri ile tanışanlar, sevişip anlamışlardır. Birbirleriyle birleşmeyenler ise ihtilâfa düşmüşler, anlaşamamışlardır “!. Böyle olunca insanlardan kimler birbirlerini severler ve kimler de birbirlerine yaklaşamazlar, iterler.
İki insanın şayet;
“İç” burçları aynı guruptan, “dış” burçları aynı guruptan ise birbirlerine sempati duyarlar.
“İç” burçları aynı, “dış burçları” ayrı, biri ateş öteki hava ise, yahut biri su diğeri toprak ise birbirlerine çekerler.
“İç” burçları biri ateş diğeri su ya da toprak ise kafaca bir araya kolay kolay gelemezler .
Hele dışları da ateşe karşı su ise adeta birbirlerini iterler.
“İç burçları” birbirine yakın fakat “dış” burçlar ters arkadaşlık etmeleri zordur beraber ise. Mesela iç hava-suya dış ateş – su. Ya da iç hava – ateşe dış ateş – toprak, dış ateş – su.
Bir de şu husus vardır; çaprazlama bakış acıları…
Mesela siz “düşünce” yapınızla yani “İç” burcunuzla karşınızdakinin davranışsal yani “dış” burcuna bakarsınız ve beğenirsiniz, ama kafaca uyuşamazsınız. Sebep? ..
Çünkü sizin içinizle – dışınız çaprazdır. Yani iç Burcunuz hava ya da ateş, yahut bunun aksi su veya toprak; buna mukabil karşınızdakinin de bunun gibi zıt bir durumdur. Diyelim ki sizin içiniz hava dışınız sudur, onun da dışı ateş içi topraktır. Şimdi siz hava gurubundan olan kafa yapınız ile onun ateşsel “dış” ini seveceksiniz ama konuşup anlaşmaya gelince sizin kafa yapınız ile onun kafa yapısı da bağdaşmayacaktır.
Daima yaşama ve olaylara apayrı pencerelerden bakacaksınız ..
Demek ki iki insanın bir aradaki yaşamı, iş ve arkadaşlık ya da evlilik olsun hep bu burçlarının; yani beyin açılımlarının birbirine uyması ve dolayısıyla beyinlerinin yaydığı radyasyonların birbirini en azından itmemesine bağlıdır. “İç” ya da “dış” ları birbirini çekmeyen insanların ise bir arada bulunmaları imkan dışıdır.
“Dünyada kim kimle beraber ise ölüm ötesinde de onu arar ve onunla beraber olmak ister” sırrı kısmen bu esasa duruyor.
Demek oluyor ki insanların arasındaki münasebetler ve Sempati – antipati konusu dahi beyinler arası benzer açılımlar dolayısıyla ortaya çıkmakta.
Şimdi bakın, bir kişiyi seviyorsunuz, arıyorsunuz …
Mutlaka burçlarınız arasında benzerliği tespit edeceksiniz.
Ki bu, daha ziyade dış Burçların benzer – yakın karakterli olmasındandır.
Şimdi belirgin olarak ortaya şu husus çıkmış oldu;