ATATÜRK’ÜN ADANA ZİYARETLERİ
ÖZET
Mustafa Kemal Atatürk zaman zaman yurt gezilerine çıkmıştır. Bu geziler kapsamında
Adana’ya da dokuz defa gelmiştir. Bu ziyaretler, bilhassa önemli siyasi ve sosyal gelişmelerin
hemen öncesi veya sonrasında gerçekleşmiş olması bakımından dikkat çekmiştir. Bu nedenle
Atatürk, ziyaretleri esnasında halkla iç içe olabileceği ve onlarla fikir alışverişinde bulunabileceği
Belediye, Vilayet, Cumhuriyet Halk Fırkası ve Türk Ocağı gibi yerleri ziyarete büyük önem
vermiştir. Bu şekilde, gerçekleştirmiş olduğu inkılâpların uygulanışını görmüş, gerçekleştirmeyi
düşündüğü inkılâplarla ilgili olarak da kamuoyunun nabzını tutma imkânına sahip olmuştur.
Atatürk’ü Adana ziyaretleri esnasında mülkî ve askerî yetkililerin yanı sıra kalabalık bir vatandaş topluluğu karşılamıştır. Bu yönüyle ziyaretler, Adanalıların Atasına olan sevgi ve saygısını
göstermesi bakımından önemli birer vesile olmuştur. Bunun yanı sıra Ulu Önder’in ziyaretler
esnasında yaptığı konuşmalar da geleceğin Türkiye’sine yönelik ipuçları vermesi bakımından büyük bir ilgiyle takip edilmiştir. Bu çalışmada da Ulu Önder’in Adana’yı ziyaretleri çeşitli yönleri
ile ele alınmıştır.
Anahtar Kelimeler: Mustafa Kemal Atatürk, Atatürk’ün Yurt Gezileri, Adana, Seyhan.
* Yrd. Doç. Dr., Çukurova Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü Öğretim
Üyesi, Balcalı-ADANA, erdem_canak@hotmail.com
50
ERDEM ÇANAK
Kasım - 2014
ATATÜRK’S VISITS OF ADANA
ABSTRACT
Mustafa Kemal Atatürk came to the country time to time the trip. The scope of this trips
on came nine times of Adana. These visits, particularly the eve of important political and social
developments or it has attracted attention in that it took place later. Therefore Ataturk, the public
might be nested during visits and can exchange ideas with them municipal, provincial and places
like the Turkish Republican People’s Party has given great importance to the visit in Türk Ocakları. Has seen the implementation of the reforms that have been carried out in this way, as he thought about the revolution it has had the opportunity to perform to keep the pulse of the public.
During their visit to Ataturk’s civil and military authorities as well as the island has welcomed a large community of citizens. Visits to this aspect, has been an important occasion in
reflecting the love and respect for the ancestors of Adana. As well as Visits to the Great Leader
because it gives clues to the future with Turkey on his speech at the time were followed with great
interest. In this study it great Leader’s visit to Adana is dealt with various aspects.
Key Words: Mustafa Kemal Atatürk, Trips to Country Atatürk, Adana, Seyhan.
51
ATATÜRK’ÜN ADANA ZİYARETLERİ
Sayı: 90
GİRİŞ
Türkiye Cumhuriyeti, Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde verilen ve uzun
süren bir bağımsızlık mücadelesinden sonra kurulmuştur. Ülkenin bağımsızlığını kazanmasından sonra Atatürk, zaman zaman yurt gezilerine çıkmıştır.
Bu geziler esnasında Millî Mücadele sırasında düşmana karşı birlikte mücadele
ettiği milleti ile daha yakından temas kurma imkânına sahip olmuş, uzun süren
savaşlardan yeni çıkmış olan halka moral vermiş, yeni kurulan Türk devletinin
muasır medeniyetler seviyesine çıkması için yapılması gerekenler konusunda vatandaşları bilgilendirmiş, yaptığı inkılâpların uygulanışını görmüş ve yapacağı
inkılâplarla ilgili olarak da kamuoyu oluşturmuştur. Gerekli kamuoyu desteğini
sağladığına inandıktan sonra da yapmak istediği inkılâpları Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde hayata geçirmiştir.1
Bu geziler, Atatürk’ü görmek isteyen Türk halkı tarafından büyük bir sabırsızlıkla beklenmiştir.2
Nitekim geziler öncesinde zaman zaman Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği tarafından karşılama töreni yapılmaması istenmesine
rağmen kadını-erkeği, genci-yaşlısı bütün Türk halkı, Ulu Önder’e olan sevgi ve
saygısını göstermek için büyük bir heyecan ve coşkuyla geçeceği yollar üzerine
toplanmıştır.3
Halkın ilgisinden ziyadesiyle memnun olan Atatürk ise gittiği her
yerde özellikle vatandaşlarla yüz yüze görüşebileceği ve fikir alışverişinde bulunabileceği belediye, okul, Cumhuriyet Halk Fırkası, Türk Ocağı ve Halkevlerini
ziyarete büyük önem vermiştir.4
Bu görüşmeler sayesinde halkın beklentileri de
hükümet programlarına yansımıştır.5
Bu nedenle Atatürk’ün yurt gezileri, genellikle önemli siyasal ve sosyal değişimlerin yaşandığı günlerin hemen öncesi
veya sonrasında gerçekleşmiş olması bakımından dikkat çekmektedir.
Atatürk genel veya özel olarak çıkmış olduğu yurt gezileri kapsamında
Adana’yı üçü cumhuriyet ilan edilmeden önce, altısı ilan edildikten sonra olmak
1 Muhittin Gül, “Atatürk’ün Yurt Gezilerinin Kamuoyu Oluşturmadaki Rolü”, Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt VIII, Sayı 3 (Aralık 2006), s. 53-54.
2 Mehmet Akif Tural, “Atatürk’ün Yurt Gezileri, Büyük Nutuk Adlı Eseri ve Hayattan
Ayrılışı”, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi II, Ankara 2004, s. 391-393; Abdullah İlgazi,
“Atatürk’ün Tokat Gezileri”, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Sayı 52 (Mart 2002), s.
107-158.
3 Mehmet Önder, Atatürk’ün Yurt Gezileri, Ankara 1998, s. 9.
4 Latif Daşdemir, “Atatürk’ün Yurtiçi Gezilerinin Önemi ve Bilinmeyen Bir Gezi ÇeşmeIlıca Ziyareti”, Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt VIII, Sayı 3
(Aralık 2006), s. 13-38.
5 Tural, a.g.m., s. 371.
52
ERDEM ÇANAK
Kasım - 2014
üzere dokuz defa ziyaret etmiştir. Bu bağlamda şehre ilk defa 31 Ekim 1918
tarihinde Yıldırım Orduları Grup Komutanlığı görevini devralmak için, müteakiben Millî Mücadele yıllarında gerçekleştirilen Pozantı Kongresi’ne başkanlık
etmek üzere ve cumhuriyeti ilan etmeden önce çıktığı yurt gezisi kapsamında
gelmiştir. Bu nedenle Atatürk’ün gerçek anlamda ilk Adana ziyareti 15 Mart
1923 tarihinde gerçekleşmiştir. İlk iki ziyareti ise zorunluluktan kaynaklanmış
olup ikincisinde şehir merkezine dahi gelmemiştir. Cumhuriyet’in ilanından
sonraki ilk ziyareti ise 13 Ocak 1925 tarihinde Adana Belediyesi’nin kendisine
vereceği hemşehrilik belgesi nedeniyle olmuştur. Bunu, 16 Mayıs 1926, 16 Şubat
1931, 28 Ocak 1933, 19 Kasım 1937 ve Hatay meselesi dolayısıyla yapmış olduğu
24 Mayıs 1938 tarihli ziyaretleri takip etmiştir.6
İlk Ziyareti (31 Ekim 1918)
Atatürk Adana’ya ilk defa Mondros Ateşkes Antlaşması’nın imzalanmasının
ertesi günü gelmiştir. Osmanlı Devleti ile İtilâf Devletleri arasında imzalanan
antlaşmanın 19. maddesi “Alman ve Avusturya deniz, kara askerleri ve sivil memurları ile tebaaları bir ay içinde ve uzak yerlerde bulunanlar bir aydan sonra
mümkün olan en kısa zamanda Osmanlı memleketlerinden ayrılacaklardır”7
şeklindedir. Bu madde gereğince Yıldırım Orduları Grup Komutanlığı görevinden
ayrılması gereken Liman Von Sanders’in yerine Atatürk atanmıştır.8
Bu nedenle
Atatürk, Yıldırım Orduları Grup Komutanlığı görevini devralmak üzere komutanlık merkezi olan Adana’ya gelmiştir.9
6 Atatürk’ün Adana’daki konuşmalarının analizi için bkz. Cezmi Eraslan, “Atatürk’ün Adana Konuşmaları Üzerine Bir Değerlendirme”, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Sayı
70 (Mart 2008), s. 1-15.
7 Mevlüt Çelebi, Türk İnkılâp Tarihi, İzmir 2007, s. 54.
8 Kemal Çelik, Millî Mücadelede Adana ve Havalisi (1918-1922), Türk Tarih Kurumu
Yayınları, Ankara 1999, s. 38-43; Mehmet Okur, “Mondros Mütarekesi Sonrasında Osmanlı Devleti’nde Bulunan Alman ve Avusturya Vatandaşlarının Ülkelerine Gönderilme
Meselesi”, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Sayı 60 (Kasım 2004), s. 705-726; Zekeriya Türkmen, “Mustafa Kemal Paşa ve Yıldırım Orduları Grubu Komutanlığı”, Atatürk
Araştırma Merkezi Dergisi, Sayı 47 (Temmuz 2000), s. 395-419; Zeki Sarıhan, Kurtuluş
Savaşı Günlüğü, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1993, s. 2.
9 Fahrettin Altay, 10 Yıl Savaş (1912-1922) ve Sonrası, İstanbul 1970, s. 151; Şükrü Tezer,
Atatürk’ün Hatıra Defteri, Ankara 1972, s. 171-173; Utkan Kocatürk, Doğumundan
Ölümüne Kadar Kaynakçalı Atatürk Günlüğü, Ankara 1999, s. 115. Yıldırım Orduları
Grup Komutanlığı Merkezi Adana şehir merkezinde bulunan Murat Palas Oteli’nde idi.
Bu otel, şu an ki Ali Münif Yeğenağa caddesinde bulunan Toprak Pasajı’nın yerinde yer
almıştır. Kasım Ener, Tarih Boyunca Adana Ovasına (Çukurova’ya) Bir Bakış, Adana
1990, s. 315.
53
ATATÜRK’ÜN ADANA ZİYARETLERİ
Sayı: 90
Görevi devralan Atatürk’ün ilk icraatlarından birisi maiyetindeki komutanlara telgraflar göndererek mütareke hükümlerinin uygulanmamasını, Osmanlı
Devleti için stratejik öneme sahip olan Toros Tünellerinin İtilâf Devletleri’ne verilmemesini ve terhis işlemlerinin geciktirilmesini istemek olmuştur. Ancak bu
talepler mütareke hükümlerinin uygulanmasını isteyen İngiltere ile Fransa’nın
İstanbul Hükümeti üzerindeki baskılarını artırmalarına neden olmuştur. Hatta bununla yetinmeyerek Adana ve civarını işgal etmekle de tehdit etmişlerdir.
Bunun üzerine Sadrazamı Ahmet İzzet Paşa, Atatürk’ten mütareke hükümlerini
uygulamasını istemiştir. Osmanlı Devleti’nin barış konferansında fayda sağlamaya yönelik bu politikasına karşılık Atatürk, İngilizler lehine verilecek emirlerin hiçbirini yerine getirmeyeceğini ifade etmiştir. Bu davranışının hoş görülmemesi durumunda ise yerine başka bir komutanın tayin edilmesini istemiştir.
Atatürk’ün bu tutumu üzerine Harbiye Nezareti, 7 Kasım 1918 tarihinde Yıldırım Orduları Grubu ile VII. Ordu Karargâhını lağvederek kendisini de Harbiye
Nezareti emrine vermiştir.10
Adana’da 11 gün kalan Atatürk, emrindeki birlikleri II. Ordu Komutanı
Nihat Paşa’ya bırakarak 10/11 Kasım akşamı Adana’dan trenle İstanbul’a hareket etmiştir.11 Ancak 15 Mart 1923 tarihinde gerçekleştirdiği Adana ziyareti
esnasında Türk Ocağı’nda yaptığı bir konuşmada; “Acı günlere ait olmakla beraber bu memlekete ait kıymetli bir hatırayı yâd etmek isterim. Efendiler, bende bu
vakayiin ilk hissi teşebbüsü bu memlekette, bu güzel Adana’da vücut bulmuştur.
Suriye felaketini müteakip Yıldırım Orduları Grubu Kumandanlığını almak üzere buraya gelmiştim. O zaman memleket ve milletin nasıl bir âtiye sürüklenmekte
olduğunu görmüştüm ve buna mümanaat için derhal teşebbüsatta bulunmuştum.
Fakat o zaman için bu teşebbüsümü müsmir kılmak mümkün olamadı”12 diyerek
Adana’nın Millî Mücadele tarihinde bilinmeyen bir yönüne dikkat çekmiştir.
İkinci Ziyareti (5 Ağustos 1920)
Atatürk’ün Adana’ya ikinci gelişi Millî Mücadele yıllarında gerçekleştirilen Pozantı Kongresi dolayısıyla olmuştur. Çukurova ve Suriye bölgesinin
10 Şevket Süreyya Aydemir, Tek Adam, Cilt I (1881-1919), İstanbul 1991, s. 336; Sarıhan,
a.g.e., s. 15.
11 Mustafa Kemal, trenle hareket etmeden önce Antep’e giden eşraftan karşılaştığı Ali Cenanî
Bey’e işgale karşı teşkilat kurmasını söyleyerek gerekli askeri malzemeyi temin edeceğini
söylemiştir. Bekir Tünay, “Atatürk ve Liderlik”, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Sayı
2 (Mart 1985), s.564; Falih Rıfkı Atay, Çankaya, İstanbul 1984, s. 112-113.
12 Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II (1906-1938), Ankara 1997, s. 117.
54
ERDEM ÇANAK
Kasım - 2014
hâkimiyeti ile Ankara’nın ve Millî Mücadele’nin geleceği açısından stratejik bir
mevkide yer alan Pozantı, Anadolu demiryolunun bittiği noktada yer almasından dolayı da önemli bir sevkiyat merkezi konumunda bulunmaktadır.13 Nitekim Birinci Dünya Savaşı sırasında Irak, Suriye gibi cephelerin ihtiyaçları da
buradan gönderilen malzemelerle karşılanmıştır. Bu nedenle yörenin önemini
iyi bilen Atatürk, Millî Mücadele’nin devam ettiği sırada Pozantı’da gerçekleştirilen kongreye katılarak bölgeye verdiği önemi de göstermiştir.14
Kongreye katılmak için 5 Ağustos 1920 günü Pozantı’ya gelen ve halk tarafından tekbirlerle karşılanan Atatürk’e, Fevzi Paşa (Çakmak), Bekir Sami Bey,
Adana milletvekili ve Divan-ı Harp Reisi Dr. Eşref Bey, Adana milletvekilleri15
Zekai Bey, Abdullah Bey, Mehmet Hamdi Bey, Mersin milletvekilleri İsmail
Safa Bey, Selahattin Bey, Muhtar Fikri Bey, Kozan milletvekilleri Dr. Mustafa
Bey, Dr. Fikret, Hüseyin Bey, Cebelibereket (Osmaniye) milletvekilleri İhsan
Bey, Rasim Bey, Faik Bey, Özel Kalem Müdürü Yahya Hayati Bey, Ankara, Sivas
ve Kayseri heyetleri ile birlikte bazı komutanlar da eşlik etmiştir. Bunların yanı
sıra bölgenin önde gelen eşrafı da kongreye iştirak etmiştir.16
İki oturum halinde yapılan kongrenin birinci oturumda Çukurova Bölgesinin düşmandan nasıl kurtarılacağı üzerinde durulmuştur. Bu esnada çeşitli
fikirler ileri sürülmüş ve askerî malzeme talebinde bulunulmuştur. Ulu Önder
imkân nispetinde bu taleplerin karşılanacağını ifade etmiştir.17
Birinci oturumun sonunda Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Başkanı ve Yeni
Adana Gazetesi sahibi Ahmet Remzi Bey bir konuşma yaparak Ermeniler tarafından Kahyaoğlu’nda 90, Camili ve Dedepınarı köylerinde de yaklaşık olarak
200-225’e yakın Türkün vahşiyane bir şekilde şehit edildiğini ve Fransızların
da bu katliamlara seyirci kaldıklarını anlatmıştır. Bunun üzerine Atatürk, “Bu
şehitlerimiz vatan kurbanıdır ve bize hız vermişlerdir. Tanrının inayetiyle düşmanı
13 Çelik, a.g.e., s. 418.
14 Şevket Süreyya Aydemir, Tek Adam, Cilt II (1919-1922), İstanbul 1991, s. 179-180.
15 Kaynaklarda Zamir Bey’in (Arıkoğlu) adı da geçmektedir. Ancak Zamir Bey hatıralarında
kongreye katılmadığını belirtmektedir. Damar Arıkoğlu, Hatıralarım, İstanbul 1961, s.
170-171.
16 Anadolu ve Rumeli’de Gerçekleştirilen Ulusal ve Yerel Kongreler ve Kongre Kentleri
Bibliyografyası, Cilt 5 (Edirne, Lüleburgaz, Pozantı), TBMM Kültür, Sanat ve Yayın Kurulu Yayınları, Ankara 1994, s. 91-92.
17 Kongreden sonra silah meselesini halletmek üzere Hulusi Bey (Akdağ) Malatya’dan silah
getirmek üzere görevlendirilmiştir. Yerel Kongreler, s. 86-87.
55
ATATÜRK’ÜN ADANA ZİYARETLERİ
Sayı: 90
topraklarımızdan kovduktan sonra bu ve buna benzer bütün acılarımızı unutacağız” demek suretiyle çalışmalara hız verileceğini belirtmiştir.18
İkinci oturum başladıktan sonra delegeler Atatürk’e bir teklifte bulunarak
Pozantı’nın müstakil bir liva haline getirilmesini istemişlerdir. Teklifi olumlu
karşılamakla birlikte başka bir teklifte bulunan Ulu Önder, “Güzel Adana şimdi işgal altındadır. Biz burada yeniden bir vilayet teşkilatı kuralım. Bu suretle
Adana’yı burada millî bir hareket merkezi ve vilayet teşkilatı olarak vücuda getirmiş oluruz. Böylece bütün kaza ve nahiyeleri de buradan, bir elden idare etmek
imkân dâhiline girer. Bu düşman için daha büyük endişeler hâsıl eder” demiştir.
Önerisinin ittifakla kabul edilmesi üzerine de “Aranızdan bir heyet seçilsin. Bu
heyet vilayetin mülkî amirlerini bir liste halinde tespit etsin. Bu listeyi umumi heyetin reylerine arz edelim. Liste umumi heyetinizce tasvip edilirse, vilayetin mülkî
amirleri de seçilmiş ve derhal vazifeye başlamış olacaklardır” şeklinde ikinci bir
teklifte bulunmuştur. Atatürk bölgeye atanacak yabancı bir valinin mevcut nizamı bozarak millî hareketi olumsuz etkileyeceğinden duyduğu endişeden dolayı
valinin seçimle iş başına gelmesini istemiştir.19 Bu teklifi onun aynı zamanda
millî iradeye verdiği değerin de önemli bir göstergesi olmuştur.20
Atatürk’ün teklifi üzerine Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ve Karaisalı
Kaymakamı’nın da içinde yer aldığı on iki kişilik bir heyet oluşturulmuştur. Heyet tarafından tespit edilen isimler kısa bir süre sonra liste halinde Ulu Önder’e
sunulmuştur. Bunun üzerine Ahmet Remzi Bey söz alarak “Paşam biz İsmail
Safa (Özler) Bey’i münasip görüyoruz” demiştir. Ancak İsmail Safa Bey “Paşam
beni affediniz, benim cephelere gidip teşkilatı düzeltmem gerek böylece daha faydalı
olurum” cevabını vermiştir. Bunun üzerine Atatürk kongreye katılanlara “Safa
Bey özür diliyor” demiştir. Ancak Kırıklı’dan Süleyman Bey ile Karaisalı’dan
Menemencioğlu Adil Bey’in Ahmet Remzi Bey’i desteklemesi üzerine orada
bulunan herkes Safa Bey diye bağırmaya başlamıştır. Bunu müteakiben Safa
Bey; “Paşam bir şartla kabul ederim. Yerime asıl vali gönderilinceye kadar vekil
olarak görevde kalırım” demiştir. Göreve başlayan Safa Bey ise öncelikle mülkî
erkânı tespit etmiştir. Atatürk tarafından okunan ve herhangi bir değişikliğe
uğramadan kabul edilen liste şu isimlerden oluşmuştur: Vali Vekili İsmail Safa
18 Yerel Kongreler, s. 87.
19 Nejat Göyünç, “Milli Mücadele’de Sivil ve Askeri İdare İlişkileri”, İkinci Askeri Tarih
Semineri Bildirileri, Ankara 1985, s. 221.
20 Yerel Kongreler, s. 87-89.
56
ERDEM ÇANAK
Kasım - 2014
Bey (Özler), Mektupçu Süleyman Faik (Çelik), Kadı Kadızâde Feyzi (Oldaç),
Defterdar Vekili Hasan (Aktaş), Sıhhiye Müdürü Dr. Osman Hayri (Kasal),
Maârif Müdürü Muallim Agâh (Doğrul), Ziraat ve Orman Müdürü Halil, Tapu
Müdürü Mustafa Nuri, Jandarma Kumandanı Binbaşı Cemil, Polis Müdür Vekili Komiser Mahmud ve Belediye Başkanı Dıblanzâde Mehmet Fuad. Alınan
bu kararla o güne kadar bucak merkezi olan Pozantı’da Adana vilayet teşkilatı
kurulmuştur.21
Vilâyet yönetiminin oluşturulmasını müteakiben Mersin Mutasarrıflığına
Rauf Bey, Osmaniye Mutasarrıflığına Hüsnü Bey, Kozan Mutasarrıflığına Abdulaziz Naim Bey, Tarsus Kaymakamlığına Şükrü Bey, Karaisalı Kaymakamlığına Saadettin Bey (Beybaba), Ceyhan Kaymakamlığına Çerkes İbrahim Bey,
Kadirli Kaymakamlığına Sadi Bey, Yumurtalık Kaymakamlığına Tevfik Bey ile
Feke Kaymakamlığına Feyyaz Bey atanmıştır. Pozantı’nın il merkezi olmasıyla beraber Karaisalı’da bulunan Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Merkez Heyeti de
Pozantı’ya taşınmıştır. Yapılan seçimde Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk
Cemiyeti Kilikya Merkez Heyeti Başkanlığına Ahmet Remzi (Yüreğir), üyeliklere ise Mehmet Fuat (Dıblan), Dr. Bahri (Erkam), İbrahim (Kethüda), Hulusi
(Akdağ), Halil (Savatlı), Veli (Cevheribucak), Ata (Yolgeçen) ve İsmail (Karadayı) seçilmiştir.22 Bunun üzerine kongre, Atatürk’ün Adana İslâm ahalisine
yazmış olduğu beyannameyi okuması ile sona ermiştir. Kongrenin sona ermesi
üzerine Ulu Önder ile beraberindekiler 5 Ağustos 1920 Perşembe günü öğleden
sonra Pozantı’dan ayrılmıştır.23
Üçüncü Ziyareti (15 Mart 1923)
Atatürk, Millî Mücadele’nin başarıya ulaşmasından sonra güney vilâyetlerini
kapsayan ilk gezisine 13 Mart 1923 tarihinde çıkmıştır. Gezi esnasında Atatürk’e
bir buçuk ay önce evlendiği Latife Hanım, Eskişehir mebusu Hüsrev Bey (Sami),
Adana mebusu Zamir (Damar Arıkoğlu), Konya mebusu Refik (Koraltan), Siirt
mebusu Mahmud (Soydan), Gaziantep mebusu Kılıç Ali, Başyaveri Salih (Bozok), Yaveri Muzaffer (Kılıç), Muhafız Birliği Kumandanı İsmail Hakkı (Tekçe),
Dr. Yüzbaşı Asım, Yeni Gün Gazetesinden İsmail Habib (Sevük), Hâkimiyet-i
21 Yusuf Ayhan, Mustafa Kemal’in Pozantı Kongresi ve Adana’nın Kurtuluşu, Adana 1963,
s. 86.
22 Ayhan, Pozantı Kongresi, s. 87-88; Yerel Kongreler, s. 88-89.
23 Süleyman Hatipoğlu, Türk-Fransız Mücadelesi (Orta Toros Geçitleri 1915-1921), Atatürk Araştırma Merkezi Yayını, Ankara 2001, s. 102-104; Yerel Kongreler, s. 90-91.
57
ATATÜRK’ÜN ADANA ZİYARETLERİ
Sayı: 90
Milliye Gazetesi Sahibi Recep Zühdü, Şebinkarahisar mebusu Mehmet Emin
(Yurdakul) ile birkaç kişi daha eşlik etmiştir.24
13 Mart 1923 günü Ankara’dan hareket eden tren Adana’ya gelmeden önce
Yenice istasyonunda sevinç gösterileriyle karşılanmıştır. Bu esnada Mersin ve
Tarsus’tan gelmiş olan heyetler, Tarsus ve Mersin’i de şereflendirmesini istemiştir.25 Taleplere olumlu yanıt veren Atatürk, yarım saatlik bir duraklamadan
sonra Adana’ya doğru hareket etmiştir. Trenin istasyona girmesi ile de büyük
bir coşku ve sevinç yaşanmıştır. Bu tablo Taha Toros tarafından şu şekilde dile
getirilmiştir:26
“15 Mart 1923’de büyük zaferin haliki olarak Adana’ya ayak basan Gazi,
taşkın ve zapt edilmesi güç bir heyecanla karşılandı. Ayaklarına kapananlar, çocuklarını yolunda kurban gibi kesmek isteyen babaların sevinç yaşları, kocalarını vatan
uğrunda şehit veren kadınlar ve babalarını bir kere olsun görmeden kaybeden yetim
çocuklar, evlatlarını onun emrine feda eden kimsesiz analar… Bu kalabalığın en
canlı tablosunu teşkil ediyordu…
Oğlunu kaybeden ana ve baba Gaziyi görünce serinliyor; işte hakikî oğlumuz
budur, diyordu! Babalarını şehit veren çocuklar hakikî babalarını sevinç gözyaşları
içerisinde seyrediyorlardı.
Allah’ım… O gün Adana’nın eşine rastlamadığı bir bayramdı! Hiçbir kurban
bayramında bu kadar kurban kesilmemişti. Hiçbir şeker bayramında mini miniler
bu kadar sevinmemişti! O, bayramların üstünde bayramların haliki, sevinçlerin,
sevgilerin fevkinde bir kutsiyetin timsaliydi!...
Ona kurtarıcı diye sarılanlar, hakikatin ifadesi olan sözlerinde bile hakikati
tamamıyla ifadeden aciz kalıyorlardı”.
Atatürk trenden inip yürümeye başladığı esnada kalabalığın arasından öne
çıkan dört kadın ellerindeki “Gazi baba bizi de kurtar” yazılı pankartla yolunu
kesmişlerdir. Bu esnada kadınlardan Antakyalı Affan Efendi’nin kızı Ayşe Fitnat
Hanım şu veciz nutku söylemiştir:27
24 Mehmet Önder, Atatürk Konya’da, Ankara 1989, s. 26.
25 Gündüz Artan, Atatürk Mersin’de, Mersin 2000, s. 15.
26 Taha Toros, Atatürk’ün Adana Seyahatleri, 1. Baskı, Seyhan Basımevi, Adana 1939, s. 11-12.
27 Vehbi Evinç, “Atatürk’ün Adana’yı Muhtelif Ziyaretleri”, Görüşler, Sayı 16 (15 Mart
1939), s. 29; Mehmet Tekin, Hatay Tarihi, Antakya 1993, s. 124; Taha Toros, Atatürk’ün
Adana Seyahatleri, 3. Baskı, Adana 2001, s. 12. Baskılar arasındaki farklılıktan dolayı
Taha Toros’un kitabının hem birinci hem de üçüncü baskısı kullanılmıştır.
58
ERDEM ÇANAK
Kasım - 2014
“Selam sana ey doğunun güneşi; büyük kurtarıcımız. Saygı sana ey İslâmlığı
kurtaran büyük Gazimiz. Ey zulümleri yıkan, ezilenleri kurtaran Türk kahramanı. Ey ağlayan masum gözlerin, sızlayan Türk yüreklerinin dermanı!
Bugün ayağını bastığın Adana’da yeni bir hayat beliriyor. Parlak bir umut,
bir gelecek doğuyor. Fakat heyhat ki Adana’nın güzel bir parçası olan zavallı
Antakya’da, İskenderun’da yüz binlerce masum hemşireler düşman çizmeleri altında sürünüyor. Mini mini Türk yavruları boğazlanıyor.
Ey Ulu Gazi, bizi de kurtar. İşte biz Antakyalılarla, İskenderunlular sevinerek ayağının altında ölmek istiyoruz. Eminiz ki ruhumuz sizi Antakya yöresine
götürecek ve Kemal’in güneşi oralarda da bütün gücü ile doğacaktır. Yaşasın Gazi
Paşamız, yaşasın millet, yaşasın Adanalılar…”
Bu veciz nutuk üzerine Atatürk, “Kırk asırlık Türk yurdu düşman elinde
kalamaz” diyerek Hatay konusundaki tavrını net bir şekilde ortaya koymuştur.28
İstasyondan sonra Hükümet Konağı’na giden Ulu Önder, burada bir süre
kaldıktan sonra istirahat etmesi için hazırlanan Suphi Paşa’nın konağına gitmiştir.29 Şehirde kaldığı süre içerisinde ise Belediye, Askeri Fırka, Türk Ocağı
ve Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin de içinde yer aldığı yirmiden fazla yeri ziyaret etmiştir.30 Türk Ocağı’nı ziyareti esnasında yapmış olduğu konuşmada ise
“Bende bu vakayiin ilk hissi teşebbüsü bu memlekette, bu güzel Adana’da vücut
bulmuştur” sözleri ile Adana’nın Millî Mücadele tarihi içerisinde bilinmeyen bir
yönüne dikkat çekmiştir.31
Türk Ocağı’nda gençlerle sohbet ettikten sonra ocağın hatıra defterine şunları yazmıştır:32
28 Abdurrahman Melek, Hatay Nasıl Kurtuldu, Ankara 1991, s. 9; Hasan Rıza Soyak,
Atatürk’ten Hatıralar, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul 2004, s. 528; Toros, Adana Seyahatleri, 3. Baskı, s. 12. Nitekim yaşamının son günlerinde gerçekleştirdiği Adana ziyareti
de Hatay meselesinden dolayı olmuştur. İsmail Habib Sevük bu durumu kırk sene Alsas ve
Loren’in matemini tutan Fransızlar bu manzarayı görseydi Türk sabrının kırk sene uzunluğunda olamayacağını anlarlardı demiştir. İsmail Habib Sevük, O Zamanlar, Ankara 1981,
s. 250-251.
29 Atatürk’ün 1923 ve 1925 yıllarındaki Adana’yı ziyaretleri esnasında kaldığı bu konak, 1982
yılında Atatürk Bilim ve Kültür Müzesi olarak düzenlenerek ziyarete açılmıştır. Mehmet
Önder, Atatürk’ün Evleri, Atatürk Müzeleri, Ankara 1988, s. 46.
30 Tural, a.g.m., s. 372.
31 Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, s. 117.
32 Toros, Adana Seyahatleri, 3. Baskı, s. 26.
59
ATATÜRK’ÜN ADANA ZİYARETLERİ
Sayı: 90
“Adana Türk Ocağı “Türklük” nurunun feyyaz membaı olsun!
Bu ocağın ateşi çok, pek çok kadimdir. Onu asırlarca, söndürmeğe çalışmaktan
hali kalmalıdır. Fakat buna her teşebbüs edenin ocağı söndü. Çünkü o müteşebbisler
düşünmüyorlar ki Adana “Türk Ocağı” en asli Türk Ocakları’nın kızgın ateşiyle daima tenmiye olunmuştur. Ocağın bugünkü nurlu alevi her kalbi aydınlatıyor. Ben
bugün bu alevin sıcak temasında ne derin sevinç ve saadet hisleri duydum.”
15 Mart 1339/Perşembe
M. Kemal
Atatürk’ün ocak defterini imzalaması üzerine ocak gençleri adına umumi
kâtip Ferit Celâl Bey bir nutuk irad etmiştir.33 Bunun üzerine ayağa kalkan Atatürk de veciz bir nutuk ile karşılık vermiştir.34
Ziyaretin ilk gününün akşamında Adana Belediye Başkanı Ali Münif (Yegenağa) tarafından Atatürk’ün şerefine lise binasında bir ziyafet verilmiştir. Bu
esnada bir konuşma yapan Ali Münif Bey, Adanalıların Gazi’yi nasıl heyecanla beklediklerini ve onun Adana’nın düşmandan kurtuluşunda ve bütün yurtta
yaptığı hizmetlerin büyüklüğüne değinerek “Tarihler size millet kurtarıcısı, devlet
kurucusu ve halâskâr gibi sıfatlar verecektir. Lakin ben size en lâyık olan sıfatı şöyle
arz edebilirim. İnsanlığı tufandan kurtaran Nuh, insanlığın ikinci babasıdır. Siz
de Türklüğü kan ve ateş tufanından kurtardığınız için tarihlerde ebedi bir nam
bırakacaksınız” demiştir.35 Ali Münif Bey’in bu sözlerine Atatürk de bir nutuk
ile karşılık vermiştir.36
16 Mart günü ise Kolordu Komutanlığı’nı, Ulucami’yi, Müdafaa-i Hukuk
Cemiyeti’ni, Hastaneyi, Sanayi Mektebi’ni ve Öğretmenler Cemiyeti’ni ziyaret
etmiştir. Öğretmenler Cemiyeti’ndeki ziyafeti esnasında Mehmet Emin Yurdakul bir manzume okumuştur. İzcilerin sportif gösterileri ve yemin törenini
müteakiben izcilerin oymak beyi bir konuşma yapmıştır. Bu konuşmaya Ulu
Önder şu sözlerle karşılık vermiştir:37 “Duygularınıza tercüman olan arkadaşınızı
33 “Ferit Celâl Güven’in Nutku”, Görüşler, Sayı 16 (15 Mart 1939), s. 8-12.
34 “Atatürk’ün Türk Ocağında İrat Ettikleri Nutuk”, Görüşler, Sayı 16 (15 Mart 1939), s.
6-8; Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, s. 117-118; Toros, Adana Seyahatleri, 3. Baskı, s.
24-25; Yusuf Ayhan, “Adana’ya İlk ve Son Seyahati 1923-1938”, Görüşler, S. 22 (İkinciteşrin 1939), s. 16.
35 Toros, Adana Seyahatleri, 3. Baskı, s. 28.
36 Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, s. 119-120.
37 Toros, Adana Seyahatleri, 3. Baskı, s. 34.
60
ERDEM ÇANAK
Kasım - 2014
dinledim. Çok memnun oldum. Maddeten ve manen kuvvetli olmak için çalışınız,
çok çalışınız. Çalışmalarınızın meyveleri tüm memleket çocukları için örnek olsun.
Ana ve babalarınız, saygıdeğer milletimiz sizler sayesinde güven içinde yaşasınlar.
Geleceğin sizden beklediği budur. Bunu sağlayacağınıza ve buna lâyık olacağınıza
güvenim vardır. Bunu memnunlukla tekrar ederim.”
Kız Öğretmen Okulu’nu ziyareti esnasında ise Okul Müdiresi Remziye
Hanım’ın odasında kısa bir süre dinlendikten sonra müsamere salonuna geçmiştir. Bu esnada öğrenciler Adana Kız Öğretmen Okulu Marşı’nı söylemiş, Remziye Hanım da aşağıdaki konuşmayı yapmıştır:38
“Muhterem Hanımefendi, Muhterem Paşamız;
Bir zamanlar yabancı bayraklar altında ağlayan, cefa çeken, muhacir olan
Adana, bugün çektiği üzüntüleri ve kahırları unuttu.
Onu, koparıldığı anayurduna kavuşturan aziz baş, şimdi Adana’nın çileleri
dolan halkının arasında… Bu öyle bir mutluluktur ki kara günlerin kara yaralarına şifa verecek. Özellikle biz, bu dertli ovanın dertli yavrularına bilim ve erdemlik
vermekle görevli irfan askerlerine muhterem Paşamızla, muhterem eşleri ile bir çatı
altında yaşadığımız bu günü, bayramlarımızın en değerlisi sayıyoruz.
Paşamız; siz bugün Türklerin o kadar kalbinde, o kadar beyninde, tüm kutsallıkları içeren en üstün duygular içinde, öylesine sonsuz bir hükümranlık sunuyorsunuz ki… Tarih paha biçilmeyecek kadar süslü tahtlarda oturan, adları ışıktan bir
kuşak gibi bütün dünyayı saran, çok ünlü başbuğları tanımaktadır. Fakat bunlar,
bir ulusun kalbinde taht kurup oturmuş kişiler değillerdir. Tarihlerin yazmadığı,
o gönüller sultanı siz oldunuz Paşam. Kalplerde kurulan bu soylu koltuk sizin hakkınızdır Paşam.
Dört sene önce kararan Türk bayrağını şafaklara kavuşturan dehanızın doğal hakkıdır. Paşam; tüm Türk’ün boynundaki zinciri koparıp zafer tacını başına takan ellerinize sonsuz şükranlar borçluyuz. O şükranlar ki, kurtarıcı elleriniz
Akdeniz’i gösterdiği gün binlerce Türk anasına, bağrından koparttığı hediyeleri seve
seve verdirtti. Bugün öteki elinizle başka cepheyi işaret ediyorsunuz. Ve cehaleti,
bağnazlığı yıkınız! diyorsunuz. Emin olunuz Paşam, Akdeniz’e ulaşmak için geçtiği
yollara binlerce yavrularını gömen anneler, bu yeni açtığınız daha çetin savaşta da
yine azimle, inançlı evlatlarını verecektir. Ölüm ve kan fışkıran savunma volkanının mermilerini sırtında taşıyan Türk kadını, bu kez de azimli, imanlı yavrularını
38 Toros, Adana Seyahatleri, 3. Baskı, s. 35-36.
61
ATATÜRK’ÜN ADANA ZİYARETLERİ
Sayı: 90
verecektir. İşte biz, Adana’nın kadın öğretmenleri, bu yeni savaşın candan gönüllüleri, huzurunuzda söz veriyoruz. Kayalar ellerimizi parçalasa, fırtınalar gözlerimizi dumanla doldursa, biz yine açtığınız yolda, gösterdiğiniz hedefe koşacağız ve
dönmeyeceğiz Paşam, dönmeyeceğiz.”
Remziye Hanım’ın konuşmasından sonra sportif gösteriler sunan öğrenciler
vücut ve kol hareketleri ile Mustafa Kemal yazmış, müteakiben de dakikalarca
alkışlanan Mustafa Kemal Marşı’nı okumuştur. Okuldan memnun bir şekilde
ayrılan Atatürk’e öğretmenler çiçeklerle donatılmış ve üzerinde “Adana öğretmenlerinin Büyük Kurtarıcıya bir hatıra armağanı” yazan bir mühür armağan
etmişlerdir.39
Akşam çiftçilerle görüşen Ulu Önder’in çiftçi ve köylülerle birlikte yediği
yemek çok samimi bir havada geçmiştir. Bu esnada çiftçiler arasında bulunan
Kadıköylü Ramazan Ağa ile Atatürk arasında bir saatten fazla süren şakalı bir
konuşma geçmiştir. Ramazan Ağa, “Bre Paşam, iki gündür yüzünü görmek için
oradan oraya koşuşuyoruz. Şu ihtiyar hayatımda bundan sevinçli gece görmedim” demiştir.40 Bu sözlere karşılık Atatürk, Tük köylüsünün yerinin her yerden yüksek
olduğuna işaret eden bir konuşma yapmıştır. Konuşmanın bitmesini müteakiben ayağa kalkan Ramazan Ağa, “Paşam neydi o günler... Bizler çalışır çabalardık.
Güneşin altında toz içinde, toprak içinde çoluğumuzla çocuğumuzla didinirdik.
Bir gün gelir hükümet adamı bütün kazançlarımızı sopayla elimizden alırdı. Askere giden bizlerdik, vergiyi veren bizlerdik, fukaralıktan kurtulmazdık. O günün
jandarmaları bizi döver, tahsildarları bizi soyardı. Çocuklarımız Yemen’de ölür,
eşkıyalar köylerimizi basardı. Öte tarafta beyler ve paşalar konaklarda otururlar,
atlarla, arabalarla gezerlerdi. Şimdi öylemi ya, karşımızdakine dertlerimizi dökebiliyoruz. Köylülerimiz, çiftçilerimiz acılarını dile getiriyor. Çok şükür Allah’a. Artık
eski bir devir kapanmış oluyor. Eskisi gibi büyüklerimiz bizi yanlarına yaklaşırsak
kovmuyorlar. Eskiden bizi dipçikle kovarlardı. Şimdi biz benliğimizi, birer efendi
olduğumuzu anladık. İşte bir örneği, milletin en büyüğü ile karşı karşıya bir sofrada
yemek yiyebiliyor ve dertleşebiliyoruz” demiştir.41
Bunun üzerine ayağa kalkan Atatürk42, kağnı ile otomobilin, yelkenli ile
vapurun rekabet edemeyeceğini belirterek memleketimizdeki vesaitin ne iptidai
39 Toros, Adana Seyahatleri, 3. Baskı, s. 35-36.
40 Sadi Borak, Atatürk ve Edebiyat, İstanbul 2004, s. 144.
41 http://www.adanadan.biz Erişim tarihi: 19.05.2013.
42 Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, s. 120-129.
62
ERDEM ÇANAK
Kasım - 2014
mahiyette olduğunu, medeniyette nasıl geri kaldığımızı, bu vesaitsizlik yüzünden Amerikan unları ile rekabet edemediğimizi, milletin kendi sahillerindeki
vatandaşlarını besleyememesindeki acılığı anlattıktan ve yalnız kendimizi bilmek değil etrafımızdaki komşuları, milletleri ve onların hangi vasıta ile mücehhez olduğunu da bilmek lâzım geldiğini ve bugün İslâm âleminin ne halde
bulunduğunu izah ettikten sonra sözlerini bundan sonra irade-i milliyeden, milletin hâkimiyetini artık kimseye vermeyeceğinden, hâkimiyetin bir millet için
hayat, namus ve her şey olduğundan, artık milletin namus ve hayatını başkasına
tevdi edemeyeceğinden, bu milletin elinden hâkimiyetini almak isteyen hain
ve aldatıcıların, iğfalkârların artık muvaffak olmalarına imkân olmadığından
bahsederek milletteki tesanütten, fikir, his ve azim birliğinden, bu üç şeydeki
birlikle muvaffakiyete erdiğimizden, milletin bir kitle-i tesanüt olması sayesinde
Yunanın denize döküldüğünden ve bundan sonraki mücadelede de bu tesanüdü
daha ziyade kuvvetlendirmeğe ihtiyacımız olduğundan bahseden bir konuşma
yapmıştır.
Çiftçilere teşekkür eden Ulu Önder, daha müsait zamanlarda kendileriyle
hususiyet dairesinde etraflı görüşeceklerini temin eyleyerek iki saat on beş dakika devam eden konuşmasını “Muhterem çiftçiler, sizler hepimizin babasısınız,
hepimizin efendisisiniz” sözleri ile bitirmiştir.43
Taha Toros, Atatürk’ün hitabındaki kudretin onun askerlikteki mahareti kadar üstün olduğunu ifade ederek, “Büyük ve millî savaşın destanını büyük
kahramandan dinlemek Adanalıları hakikî bir saadete kavuşturmuştu” demiştir.44
Çiftçiler Derneği’nin akşam ziyafetinde Atatürk’e Suphi Paşa tarafından
altı, ceviz ağacından; etrafı gümüşten oyulmuş, Türk motifleri ile süslü, zemini siyah kemikten yapılmış, 35 cm. uzunluğunda, bir tarafında altından “Halk
devrinin millî tarihini yazacak kalemler sabanlar”, diğer tarafında “Öz hemşerimiz Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine Adanalıların şükran armağanı” yazılı
Adanalı sanatkârlardan Coşkun ve Kadri imzalı bir saban hediye edilmiştir.45
Ulu Önder çiftçilerden sonra Türk Ocağı’nda Adana esnaflarının çayına
iştirak etmiştir. Bu sırada Esnaf Cemiyeti’nin İdare Heyeti Reisi Ahmet Remzi
(Yüreğir) tarafından muhtelif esnaf reisleri takdim edilmiştir. Bunu müteakiben
43 Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, s. 120-129.
44 Toros, Adana Seyahatleri, 1. Baskı, s. 19.
45 Evinç, a.g.m., s. 30; Toros, Adana Seyahatleri, 3. Baskı, s. 41. Ancak resmin altındaki yazıda sabanın Coşkun Güven tarafından yapıldığı yazmaktadır. Görüşler, Sayı 16 (15 Mart
1939), s. 19.
63
ATATÜRK’ÜN ADANA ZİYARETLERİ
Sayı: 90
bir nutuk irad eden Ahmet Remzi Bey, cemiyetin teşekkül tarzı ve çalışmaları
hakkında bilgi vermiştir. Bu bağlamda Adana esnafından her sınıfın bir reisi
olduğunu, bu reislere şeyh denildiğini, şeyhlerin miktarının kırka yakın olduğunu, Hükümete nizamnamesi verilerek bu esnaf cemiyetlerinin heyeti umumiyesinden mürekkep bir grup teşkil edildiğini, grubun yedi kişilik bir idare heyeti
bulunduğunu ve bir senedir faaliyette olan cemiyetin esnaf için gerek şahıs gerek
mesleki umumi menfaatler temin ettiğini anlatmıştır. Konuşmasının devamında cemiyetin 300’den fazla öğrencisi olan bir çırak mektebi açtığını, mektebin
üç mualliminin maaşının esnaf tarafından temin edildiğini, çırakların gündüz
dükkânlarında çalışıp geceleri muayyen zamanlarda ders gördüklerini, cemiyetin cuma tatillerini bütün Adana için umumi bir şekilde teşmil ve bunu bir
senedir muntazaman tatbik ettiğini belirterek cuma tatilini kabul ettirmek için
uğradıkları müşkülatı anlatmıştır. Haftada bir gün tatilin gâvur âdeti olduğu
hakkında maateessüf birçok zevatın, bilhassa Büyük Millet Meclisi azasından
bulunan bir zatın da Cami-i Kebir’de vaiz verdiğini, birliği tehlike ve tefrikaya ilka için yapılan bu gibi propagandalara rağmen bütün esnafın umumi bir
mazbata ile cuma tatilini kabul ettiğini, bunu gazetelerle de ilan ettiklerini bildirerek cemiyetin yaptığı ve yapmakta olduğu diğer hizmetler hakkında da bilgi
vermiştir.
Adana esnaflarının kuyumculuk, makinistlik, kunduracılık, terzilik gibi
alelekser ağyar elinde bulunan sanatlarda onların yerini dolduracak Müslüman
sanatkârlar yetiştirdiğini ve hiçbir kuvvetin artık Esnaf Cemiyeti’ni bu ulvi gayesine varmaktan men edemeyeceğini, cemiyetten görülen diğer bir faydanın
da belediye intihabatında cemiyet namzetlerinden iki azanın belediyeye girmiş
olduğunu ve diğer intihabata dahi cemiyetin müessir ve münevvir bir amil olacağını tekrar ederek biz Adana esnafları, aziz müncimizin göstereceği hak yolunda daima beraber yürüyeceğiz diyerek nutkuna son vermiştir.46 Ahmet Remzi
Bey’in bu nutkuna karşılık Atatürk de bir nutuk irad etmiştir.47
Ziyaret esnasında Latife Hanımı ayrı olarak ağırlamak isteyen Adanalı hanımların daveti ise Atatürk tarafından reddedilmiştir. Ulu önder bu esnada, “Benim bulunmayacağım yerde karım bulunamaz!” demek suretiyle Türk kadınının
cemiyet içerisindeki yerini de işaret etmiştir.48
46 Toros, Adana Seyahatleri, 1. Baskı, s. 21-22.
47 Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, s. 129-132; Toros, Adana Seyahatleri, 3. Baskı, s. 42-45.
48 Evinç, a.g.m., s. 30; Toros, Adana Seyahatleri, 3. Baskı, s. 13; Tural, a.g.m., s. 372.
64
ERDEM ÇANAK
Kasım - 2014
İki günlük ziyaretini tamamlayan Atatürk, Tarsus ve Mersin’i ziyaret etmek
üzere 17 Mart 1923 sabahı saat 09.45’te Adana’dan trenle hareket etmiştir.49
Atatürk Ankara’ya döndükten bir süre sonra TBMM’de kabul edilerek uygulamaya giren kanunlardan birisi de hafta tatili kanunu olmuştur. Bu nedenle
Taha Toros, “Esasen Mustafa Kemal’in her seyahatinden sonra icraatını sabırsızlıkla
beklemek lazımdır. Zira o seyahatinin intıbâlarını kafasında imal ederek inkılâba
hız vermektedir” diyerek Adana’daki çay ziyafeti esnasındaki konuşmanın hafta
tatili kanununu ilham ettiğini belirtmiştir.50
Dördüncü Ziyareti (13 Ocak 1925)
Atatürk’ün dördüncü Adana ziyareti, Adana Belediyesi’nin 5 Ocak 1925
günü yapılacak Kurtuluş Bayramı töreninde hemşehrilik belgesi vermek için
yaptığı davet üzerine gerçekleşmiştir. Ancak Ankara’daki işlerinin yoğunluğundan dolayı törene katılamayan Atatürk, eşi Latife Hanım, General Fahrettin
(Altay), Bayındırlık Bakanı ve Diyarbakır Milletvekili Fevzi Bey (Pirinççioğlu)
ile birlikte 13 Ocak 1925 günü Adana’ya gelmiştir.51
Yenice’de Vali Hilmi Bey (Uran) başkanlığında bir heyet tarafından karşılanan Atatürk, şehre geldiği zaman önce belediyeyi ziyaret etmiştir.52 Belediye
Reisi Ali Münif’in odasında bir müddet istirahat ettikten sonra da Hükümet
Konağı’na gitmiştir. Vali Hilmi Bey’den vilayetin umumi vaziyeti ile ilgili bilgi aldıktan sonra Türk Ocağı ve Halk Fırkası’nı ziyaret etmiştir. Buralarda da
bir süre kaldıktan sonra aynı günün akşamı Dörtyol’a hareket etmiştir. Geceyi
Misis’te geçiren Ulu Önder, Ceyhan ve Toprakkale’den vatandaşların yoğun tezahüratları arasından geçtikten sonra Dörtyol’a ulaşmıştır.53
49 Artan, a.g.e., s. 15.
50 Toros, Adana Seyahatleri, 1. Baskı, s. 20.
51 http://www.adanadan.biz Erişim tarihi: 19.05.2013; Toros, Adana Seyahatleri, 3. Baskı, s.
63. Mehmet Önder ise bu seyahatin Atatürk’ün Ankara’da başlattığı Orman Çiftliği’nden
ayrı olarak Dörtyol ve Adana’da da birer çiftlik kurmak istemesi nedeniyle gerçekleştiğini
belirtmektedir. Önder, Atatürk Konya’da, s. 60.
52 Hilmi Uran, Meşrutiyet, Tek Parti, Çok Parti Hatıralarım (1908-1950), İstanbul 2008,
s. 174-175.
53 “Reis-i Cumhur Hazretleri Dörtyol’da”, Cumhuriyet, 16 Kânunısani 1925. Atatürk, güney seyahatlerinin çoğunda geceyi Misis’te geçirmiştir. Taha Toros bunun sebebinin kesin
olarak bilinmediğini ancak Misis’in Çukurova’daki en eski ve medeni şehir olmasından
dolayı tarihi değerinin büyüklüğünün Atatürk’ün ilgisini çekmiş, mazisiyle de sempatisini
kazanmış olabileceğini belirtmiştir. Toros, Adana Seyahatleri, 1. Baskı, s. 27.
65
ATATÜRK’ÜN ADANA ZİYARETLERİ
Sayı: 90
16 Ocak’a kadar Dörtyol’da kalan Atatürk, incelemelerde bulunmak üzere tekrar Adana’ya gelmiştir. Saat 17.00’de Adana’ya gelen tren, halkın coşkun
tezahüratları ve “yaşa” sesleri arasında istasyona girmiştir. Vatandaşların sevgi
gösterileri arasında trenden inen Atatürk, mekteplilere ve izcilere iltifat ettikten
sonra fırka tarafından şerefine verilen çaya iştirak etmek üzere Orduevi’ne gitmiştir. Orduevi’nden de istirahatı için tahsis edilmiş olan Suphi Paşa Konağı’na
giderek dinlenmeye çekilmiştir. Bu esnada halk da fener alayı düzenlemiştir.54
Atatürk’ün bu gezisinin gündemini ağırlıklı olarak eğitim ve tarım konuları
oluşturmuştur. Nitekim ziyaretin ikinci günü öncelikle ziraat sergisinin açılışını
yaparak sergilenen makinelerle kumlukta55 gerçekleştirilen ziraat tecrübelerini
izlemiş, İsmail Safa Bey’in (Özler) makinelerle ilgili bilgi vermesini müteakiben
cirit oyunlarını seyretmek üzere oyun alanına gitmiştir. Ancak oyun alanında
bir süre kaldıktan sonra ayağındaki romatizmadan dolayı dinlenmek üzere Suphi Paşa Konağı’na dönmek zorunda kalmıştır.56
18 Ocak günü ovaya doğru uzun bir gezi yapan Ulu Önder, bu esnada Suphi Paşa ile kardeşi Kadri Bey’in çiftliklerine de uğramıştır. Dönüşünde Memleket Hastanesi önünden geçerken ellerinde kırmızı beyaz kurdelelerle yolun orta
yerinde bekleyen hastalardan Darüleytam öğrencisi bir çocuk ile yaralı bir kız
dikkatini çekmiştir. Bunun üzerine otomobilini durdurarak hastaneyi ziyaret
etmiştir. Bu sırada bir hasta bakıcı, “Hasta evlatlarınızın acılarını dindiren çiçekleri takdim ederim” diyerek çiçek vermiştir. Çiçeği alan Atatürk, hastaları ziyaret
edip geçmiş olsun dedikten sonra dinlenmek amacıyla konağa dönmüştür.57
19 Ocak günü ise öncelikle Ziraat Mektebi ile Topçu Kışlası’nı ziyaret etmiştir. Ziraat Mektebi’nde çiftçilerle iyi tohum ve iyi ziraat yapılması hakkında
fikir alışverişinde bulunmuştur. Bu sırada Ziraat Mektebi öğrencilerinden birisi,
“Bu memleketin efendisi çiftçidir ve kılıçla alınan memleketler gider, sabanla kurtulanlar gitmez, kalır” sözlerini hatırlatarak bu sözü rehber edindiklerini ifade
etmiştir. Bunun üzerine ayağa kalkan Atatürk;58
54 “Gazi Paşa Hazretleri Adana’da”, Cumhuriyet, 17 Kânunısani 1925; Evinç, a.g.m., s. 31.
55 Kumluk ifadesi şu anki Merkez Park ile Demirköprü arasındaki alan için kullanılmıştır.
Adana’da Törenler, Adana Büyükşehir Belediyesi Altınkoza Yayınları, Adana 2003, s. 13.
56 Evinç, a.g.m., s. 32; Toros, Adana Seyahatleri, 3. Baskı, s. 64.
57 “Gazi Paşa Adana’da”, Cumhuriyet, 19 Kânunısani 1925.
58 Toros, Adana Seyahatleri, 1. Baskı, s. 28.
66
ERDEM ÇANAK
Kasım - 2014
“Efendiler;
Benim için kıymetli ve istifadeli saatler hazırlamış olduğunuzdan dolayı teşekkür ederim. Memleketinizin iyi bir ziraat memleketi olduğu malûmdu. Tarzı
ziraatın da iktisadî ve asrî olduğunu yakından görmekle seviniyorum. Eğer arkadaş
efendinin söylediği gibi hidematımız varsa ve bunu mükâfatlandırmak istiyorsanız
tahsile hasrolunan zamanlarınızı boş geçirmemenizi iyi bir çiftçi, asrî tekâmülât ve
terakkiyata vakıf bir ziraatçı olmanızı, ziraat sahasında emin ve metin adımlarla
yürümenizi kemali ciddiyetle talep ederim” demiştir.
Ziraat Mektebi’nden sonra ziyaret ettiği Topçu Kışlası’nda askerî geçit töreninden sonra bir bataryanın mevzi almasını emretmiştir. Bu esnada askerlere
sorular sormuş ve aldığı cevaplardan büyük memnuniyet duymuştur.59
Öğleden sonraki zamanını ise okul ziyaretlerine ayırmıştır. Bu bağlamda
öncelikle liseye gitmiştir. Öğrencilerin coşkun tezahüratları ile karşılandıktan
sonra okul müdürü Ragıp Nurettin’den öğrenci sayısı ve ders vaziyeti hakkında
bilgi alıp, 10. sınıfın Edebiyat dersine girmiştir. Bu sırada öğrencilere sorular
soran Atatürk, aldığı cevaplardan dolayı Edebiyat Öğretmeni Nurullah Ata’ya
(Ataç) teşekkür etmiştir. Liseden ayrıldıktan sonra Kız Muallim ve Erkek Muallim mekteplerine, akşama doğru da CHF’na gitmiştir. Fırkada partililer ve
gençlerle sohbet etmiştir. Bu esnada Adana’yı çok iyi bulduğunu ve burada irticanın, kara kuvvetin yer bulmasının mümkün olmadığını, Adana’nın iyi ve
temiz halkının da iyi ve kötüyü seçmekten aciz olmadığını ifade ettikten sonra
alkışlar arasında fırkadan ayrılmıştır.60
Atatürk, ziyareti esnasında bir akşam, eşi Latife Hanım ve Fahreddin Paşa
ile birlikte Türk Ocağı sinemasında tertip edilen müsamereye teşrif etmiştir. Alkışlar arasında locasına geçtikten sonra Adana’nın düşman işgalinden kurtuluş
günü olan 5 Ocak törenlerini izlemiştir. Bu esnada ocak katib-i umumisi Ferit
Celâl’a (Güven) sorular sorarak müsamereyi çok beğendiğini ancak bir daha sinemaya gelirse kendisine loca ayrılmamasını belirterek bir fert gibi istediği yere
oturmak istediğini ifade etmiştir.61
59 “Reis-i Cumhur Hazretlerinin Dünkü Ziyaretleri”, Cumhuriyet, 20 Kânunısani 1925; Toros, Adana Seyahatleri, 1. Baskı, s. 28.
60 Toros, Adana Seyahatleri, 3. Baskı, s. 64-65.
61 “Gazi Paşa Adana’da”, Cumhuriyet, 19 Kânunısani 1925; Toros, Adana Seyahatleri, 3.
Baskı, s. 65.
67
ATATÜRK’ÜN ADANA ZİYARETLERİ
Sayı: 90
Adana gezisini tamamlayan Ulu Önder, 19 Ocak akşamı halkın yoğun tezahüratları ve sevgi gösterileri eşliğinde Mersin’e gitmek üzere istasyona gelmiştir. Bu esnada kendisiyle görüşmek arzusunda olan yaşlı bir köylüyü kompartımanına alarak bir saate yakın görüşmüş ve müteakiben de yola çıkmıştır. Geceyi Yenice İstasyonu’nda trende geçirdikten sonra 20 Ocak günü saat 17.00’de
Mersin’e varmıştır.62
Beşinci Ziyareti (16 Mayıs 1926)
Atatürk, Tarsus’ta çiftlik kuracak arazi bakmak, Taşucu’nda bulunan ve bir
yıl önce de Dörtyol’da satın aldığı çiftliklerini görmek üzere 7 Mayıs 1926 günü
Ankara’dan trenle hareket etmiştir.63 Seyahati esnasında Afyon, Konya, Tarsus,
Mersin, Silifke, Adana ve Dörtyol’u ziyaret etmiştir. 8 Mayıs günü Konya’da
tetkiklerde bulunduktan sonra 9 Mayıs günü Yenice İstasyonuna gelmiştir. Burada Adana Valisi Reşat Bey (Mimaroğlu), Adana Belediye Reisi Ali Münif Bey
(Yeğenağa) ile Adana’nın ileri gelen eşrafı tarafından karşılanmıştır.64
İstasyona giren trenin penceresinden başını çıkaran Atatürk, neşeli ve samimi bir surette halkı selamlamış, trenden iner inmez de mahsulün vaziyetini,
yağmurun nispetini ve havanın gidişatını sormuştur. İstasyonda kaldığı bir saat
süresince de sadece zirai meselelerle alakalı konuşmuştur. Tren Tarsus’a doğru
hareket edeceği sırada Adana Belediye Reisi Ali Münif Bey’in aylardan beri gözleri yollarda kalan Adanalıları ne zaman sevindirecekleri ve Adana’yı ne zaman
şereflendirecekleri sorusuna gülerek, “İnşallah avdette. Bu sefer seyahate bu taraftan başladık” demiştir.65
Tarsus’ta arazi baktıktan sonra Mersin’e giderek Ertuğrul isimli yatı ile önce
Taşucu’na, oradan da Silifke’ye geçmiştir.66 Silifke’ye bağlı Tekir Köyü’nde bulunan çiftliğinde incelemelerde bulunduktan sonra Mersin’e, oradan da 16 Mayıs
62 “Reis-i Cumhur Hazretleri Mersin’de”, Cumhuriyet, 21 Kânunısani 1925; Evinç, a.g.m., s. 31.
Ancak Taha Toros ile Gündüz Artan 20 Ocak sabahı yola çıkıldığını ve saat 11.45’de Mersin’e
varıldığını iddia etmektedir. Toros, Adana Seyahatleri, 3. Baskı, s. 66; Artan, a.g.e., s. 25.
63 Artan, a.g.e., s. 35; Tural, a.g.m., s. 379; Şevket Süreyya Aydemir, Tek Adam, Cilt III
(1922-1938), İstanbul 1991, s. 265-266; Soyak, a.g.e., s. 351.
64 Ulu Önder’i karşılamaya gelenler arasında dönemin Mersin valisi de yer almıştır. Toros,
Adana Seyahatleri, 3. Baskı, s. 70.
65 Toros, Adana Seyahatleri, 1. Baskı, s. 30-31; “Gazi Hazretlerinin Seyahati”, Cumhuriyet,
17 Mayıs 1926.
66 Artan, a.g.e., s. 35-36.
68
ERDEM ÇANAK
Kasım - 2014
günü Adana’ya gelmiştir.67 Atatürk’ün geleceğini önceden haber alan Adanalılar
istasyonu hınca hınç doldurdukları gibi bütün şehir ve istasyonu da süslemişlerdir. Günübirlik ziyaretinde Vilayeti, Belediyeyi, Halk Fırkası’nı ve Türk Ocağı’nı
ziyaret eden Ulu Önder, bir saatlik ziyaretten sonra akşam geç saatte Dörtyol’a
hareket etmiştir.68 Burada iki gün kaldıktan sonra Ankara’ya dönüşünde Adana
İstasyonu’nda kısa bir mola vermiş ve akabinde yoluna devam etmiştir.69
Altıncı Ziyareti (16 Şubat 1931)
Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın kurulması ile gerçekleşen çok partili hayata geçiş denemesi fırkanın kapatılması üzerine başarısızlıkla sonuçlanmıştır.
Bunun üzerine Atatürk, fırkanın kapatılmasının memleket genelindeki etkisini
görmek için yurt gezisine çıkmıştır. Gezi boyunca halkın Serbest Cumhuriyet
Fırkası’na olan ilgisinin70 yanı sıra 1929 Dünya Ekonomik Buhranı’nın ülke
genelindeki etkilerini de incelemiştir. Bu nedenle geziye CHF Genel Sekreteri Recep (Peker)’in başkanlığında çeşitli bakanlıklardan seçilen bir müfettiş ve
uzmanlar heyeti ile İçişleri Bakanı Şükrü (Kaya), milletvekillerinden Ali (Kılıç),
Falih Rıfkı (Atay), Memduh Şevket (Esendal), Recep Zühtü, Reşit Galip, Ruşen
Eşref (Ünaydın), Cevat Abbas (Gürer), Salih (Bozok), Başyaver Rusuhi (Savaşçı),
yaverler ile Hasan Rıza (Soyak) katılmıştır.71
18 Kasım 1930 Pazartesi akşamı Ankara’dan Kayseri’ye doğru yola çıkan
Atatürk, Kayseri, Sivas, Tokat, Amasya, Samsun72 ve Trabzon’da incelemelerde bulunduktan sonra İstanbul’a geçmiştir. İstanbul’da kaldığı süre zarfında ise
gördükleri yerlere dair değerlendirmeler yapmıştır.73 Bu sırada Edirne, Kırklareli
ve Bursa’ya gitmiş, müteakiben de Ankara’ya dönmüştür. Ankara’da iki gün kaldıktan sonra 25 Ocak günü seyahatin ikinci kısmını tamamlamak üzere Afyon’a
67 Hikmet Öz, Atatürk Tarsus’ta, Ankara 1999, s. 41; Önder, Atatürk Konya’da, s. 92.
68 “Gazi Hazretlerinin Seyahati”, Cumhuriyet, 17 Mayıs 1926; Toros, Adana Seyahatleri, 3.
Baskı, s. 70-71.
69 Önder, Atatürk Konya’da, s. 55; Toros, Adana Seyahatleri, 3. Baskı, s. 71.
70 Ahmet Hamdi Başar, Atatürk’le Üç Ay ve 1930’dan Sonra Türkiye, İstanbul 1945, s. 24-
25.
71 Önder, Atatürk Konya’da, s. 99.
72 Bu tarih kaynaklarda 18 Kasım olarak geçmesine rağmen Ahmet Hamdi Başar 17 Kasım
akşamı saat 21.00’de hareket edildiğini belirtmektedir. Başar, a.g.e., s. 67.
73 Başar, a.g.e., s. 67-68.
69
ATATÜRK’ÜN ADANA ZİYARETLERİ
Sayı: 90
hareket etmiştir.74 Afyon’dan sonra sırasıyla Uşak, İzmir, Aydın, Denizli, Balıkesir ve İzmir’e uğradıktan sonra Antalya’ya doğru hareket etmiştir.75 Antalya’dan
sonra Alanya, Taşucu ve Mersin’i ziyaret etmiş, akabinde de Mersin’den trenle
Malatya’ya gitmiştir.76 Malatya’da kısa bir süre kaldıktan ve geceyi Misis’te geçirdikten sonra 16 Şubat günü Adana’ya gelmiştir.77
Atatürk’ün Adana’yı ziyaretinde dünya ekonomik buhranına bağlı olarak
Çukurova bölgesinde ortaya çıkan para darlığı, çiftçilerin bankalara olan borçları ile hazineye vergilerini ödeyememeleri ve bu sorunların bazı milletvekilleri ile
büyük toprak sahipleri tarafından Ulu Önder’e aktarılması gibi nedenler etkili
olmuştur. Atatürk’ün şehre geleceğini öğrenen Ticaret Odası, Sanayi Odası ve
Borsa üyeleri de kendisine verilmek üzere şehrin iktisadi durumuyla alakalı bir
rapor hazırlamışlardır.78
Saat 14.30’da istasyona giren trenden inen Atatürk’ü, Vali Vehbi Bey, Fırka
Kumandanı Kenan Paşa, Nuri Paşa, Adana mebusları Zamir, Kemal ve Kadri
Beyler, Urfa mebusu Ferit Celâl Bey, Mersin mebusları Ali Münif ve Hakkı
Beyler, Belediye Reisi Turhan Cemal, Sıtma Mücadelesi Heyet-i Reisi Ekrem
Tok, Maârif Emini İsmail Habip, Türk Ocağı Reisi Fahri, Halk Fırkası Vilayet
74 Başar, a.g.e., s. 100-102.
75 Başar, a.g.e., s. 118.
76 “Gazi Hz. Şehrimizden Geçtiler”, Türk Sözü, 13 Şubat 1931.
77 İsmail Habib, “Atatürk’ten Tahassüsler”, Görüşler, Sayı 16 (15 Mart 1939), s. 13-16; “Gazi
Hazretleri Şehrimizde”, Yeni Adana, 17 Şubat 1931; “Gazi Hz. Geceyi Misis’te Geçirdiler”,
Türk Sözü, 16 Şubat 1931; “Gazi Hz. Adana’yı Şereflendiriyorlar”, Cumhuriyet, 16 Şubat
1931; “Gazi Hz. Adana’yı Teşrif Buyurdular”, Cumhuriyet, 17 Şubat 1931; Toros, Adana
Seyahatleri, s. 32; Başar, a.g.e., s. 118-119. Atatürk’e Afet Hanım, umumi katibi Tevfik, başyaver Rusuhi, Recep, Kılıç Ali, Recep Zühtü ve Vasıf Beyler, Fahrettin Paşa, Memduh Şevket,
İstanbul Liman Şirketi Müdürü Hamdi, Sıhhiye Müsteşarı Hüsameddin, Kalem-i Mahsus
Müdürü Ali Rıza, Muhafız Kıtaat Kumandanı İsmail Hakkı, Anadolu Ajansı başmuharriri
Kemaleddin Kani, yaver Celâl ve Şükrü, Kalem-i Mahsustan Lütfü ve Suat ile sinema operatörü Kenan Bey eşlik etmiştir. “Gazi Hz. Şehrimizde”, Türk Sözü, 17 Şubat 1931.
78 Rapor hazırlamak üzere iki komisyon oluşturulmuştur. Bu komisyonlardan birincisi Ticaret Odası’ndan Hilmi, Borsa’dan katibi umumi Süleyman ile Sanayi Odası’ndan umumi
kâtip Şemsi İzzet Bey’den, ikincisi ise Ticaret Odası ikinci reisi Selanik Bankası Müdürü
Cevdet, İş Bankası Müdürü Sait ile tüccarlardan İzzet Bey’den meydana gelmiştir. Bu komisyonlar, birinci bölümünde Adana’nın iktisadi vaziyeti ile bu vaziyetin ihracata etkisi, sanayinin gelişmesine engel olan sebepler ve bilhassa küçük sanayide görülen gerileme, ikinci
bölümde ise bu sorunlara yönelik çözüm önerilerinin yer aldığı bir rapor hazırlamışlardır.
“Ticaret Odasında Dünkü İçtima”, Türk Sözü, 11 Şubat 1931.
70
ERDEM ÇANAK
Kasım - 2014
Heyeti Reisi Yusuf Ziya Beyler ile Adliye, Maliye ve Zabıta Erkânı ve halk mümessillerinin yer aldığı bir heyet karşılamıştır.79
Karşılama heyetindekilerin tek tek elini sıkan Ulu Önder, istirahati için hazırlatılmış olan Fahri Bey’in evine teşrif etmiştir.80 Ancak dinlenmeye geçmeden
önce şehrin ve bölgenin iktisadi durumu ile alâkalı bilgi almak üzere Vali Vehbi Bey, milletvekilleri Ali Münif, Kadri, Zamir, Ferit Celal, Belediye Başkanı
Turhan Cemal, Maârif Emini İsmail Habib, Ziraat Bankası Müdürü Fazlı, İş
Bankası Müdürü Sait ve Defterdar Talat Beyleri dinleyerek sorular sormuştur.81
Görüşmeden sonra da dinlenmek maksadıyla odasına geçmiştir. Saat 16.00’da
Halk Fırkası heyetini, müteakiben de İş Bankası Müdürü Sait Bey’i kabul etmiştir. Bu esnada Sait Bey, Borsa namına bir istatistik ile İş Bankası namına
mıntıkanın vaziyetini gösteren bir rapor takdim etmiştir.82 Daha sonra otomobil
ile kısa bir şehir turu atan Atatürk, akşam yemeği için köşke dönmüştür. Şehrin
ileri gelenlerinin de iştirak ettiği yemek esnasında Adana’ya özgü meseleler hakkında konuşulmuştur. Bu sırada Türkçe konuşamayan Adanalılardan, şehrin
tarihi kıymetine kadar değişik konularda saatlerce sohbet edilmiştir. Özellikle
tarihle ilgili sohbet Antakya ve İskenderun’a kadar uzanmıştır. Bu konu açılınca
Meclis Başkanı ve Başkumandan olarak 15 Mart 1923 tarihinde Adana’ya geldiği zaman önüne çıkan siyahlara bürünmüş İskenderun ve Antakyalı kızlara
söylediği “Kırk asırlık Türk yurdu ecnebi elinde kalamaz” sözünü hatırlayan Ulu
Önder, Vasıf Çınar’a dönerek “O sözde mübalağa değil noksan vardı değil mi?”
demiştir. Vasıf Çınar’da “O zamanki vesikalara göre kırk asır demekle haklı idiniz. Sonra vesikalar çoğaldıkça Türkün bu topraklara kırk asırdan daha evvel sahip
olduğu anlaşıldı” diye cevap vermiştir.83
Atatürk, ziyaretin ikinci günü resmî daireler ile mahalli teşekkülleri ziyaret
etmiştir. Bu bağlamda saat 11.00’de yanında Kütahya mebusu Recep ile İzmir
mebusu Vasıf Bey ile birlikte vilayete gitmiştir. Buradan CHF’na geçerek fırka
79 “Gazi Hazretlerini İstikbal”, Türk Sözü, 12 Şubat 1931; “Gazi Hazretlerini İstikbal”, Yeni
Adana, 13 Şubat 1931.
80 Adana ziyaretlerinde genellikle Ramazanoğlu Suphi Paşa’nın Konağı’nda kalan Atatürk,
bu seyahatinde Türk Ocağı Reisi ve Halk Fırkası eski mutemedi Fahri Bey’in (Uğurlu)
Atatürk Caddesi üzerine yeni yaptırmış olduğu evde kalmıştır. Bu nedenle ev, belediye
tarafından günler öncesinden hazırlanmıştır. “Gazi İçin İstikbal Hazırlıkları Başladı”, Yeni
Adana, 12 Şubat 1931.
81 http://www.adanadan.biz Erişim tarihi: 19.05.2013.
82 “Gazi Hazretleri Şehrimizde”, Türk Sözü, 17 Şubat 1931.
83 Toros, Adana Seyahatleri, 3. Baskı, s. 76; Evinç, a.g.m., s. 32.
71
ATATÜRK’ÜN ADANA ZİYARETLERİ
Sayı: 90
teşkilatı hakkında, akabinde de belediyeye geçerek Belediye Reisi Turhan Cemal Bey’den belediyenin çalışmaları hakkında bilgi almıştır. Bu esnada “Şehirde
fevkalâde tebeddülat görüyorum. Geniş, güzel, uzun ağaçlı caddeler açılınca şehir
tamamıyla meydana çıkmış” demek suretiyle memnuniyetini dile getirmiştir. Bir
süre şehrin haritasını inceleyen ve Belediye Reisine sorular soran Ulu Önder, kanalizasyon, su işleri, mezbahane ve diğer sıhhi çalışmalarından dolayı kendisini
tekrar tebrik etmiştir. Saat 13.30’da da Belediyeden ayrılarak dinlenmek amacıyla konağa gitmiş, biraz istirahat ettikten sonra da Afet İnan ile birlikte Askerî
Fırka ile Türk Ocağı’nı ziyaret etmiştir.84
Türk Ocağı’nı ziyareti esnasında Ocak Reisi Fahri Bey’e ocaklıların miktarı, ocağın faaliyetleri ve bilhassa köylere yönelik çalışmalarıyla ilgili sorular
sormuştur. Konuşmanın ocağın şehre yönelik faaliyetleri ile Adana maârifine
doğru kayması üzerine de Maârif Emini İsmail Habip Bey’den bilgi almıştır.
Bir müddet sonra yanında bulunan ocaklı hanımlarla sohbet ederek, “Hanımefendilerin mühim bir kısmı asker olmak ve kendilerine verilen hukuk-ı siyasiyeden
o sahada da müfit olmak arzusunda bulunuyorlar? Bu hususta sizler ne düşünüyorsunuz” sorusunu yöneltmiştir. Bir süre devam eden bu sohbetten sonra da ayağa
kalkarak yaklaşık olarak bir saat süren bir hitabede bulunmuştur. Ulu Önder konuşmasında iktisadi buhran, vergiler ve lisan meselesi üzerinde durduktan sonra
bütün münevverlerin, öğretmenlerin ve memurların inkılâbı yapan ve yaşatan
CHF’nın ilkelerini benimsemelerini ve onun etrafında birleşmelerini istemiştir.85
Konuşmasının devamında ise bölgenin ekonomik durumuna, demokraside fert
hürriyetine, milletin ne anlama geldiğine ve millet için dilin önemine değinmiştir. Ayrıca Adana ve Mersin bölgesinde yaşayan Arap, Nasturi ve Süryani ekalliyetleri Türkçe konuşamadıkları86, Adana Türk Ocağı’nı da Türkçenin kullanımı
konusunda üzerine düşeni yapmadığı için eleştirmiştir. Eleştiri amaçlı bu sözler
aynı zamanda Türk Ocakları’nın akıbetini de işaret etmiştir. Ulu Önder’in benzer sözleri şubat ayının ilk günlerinde gerçekleştirdiği Aydın seyahati esnasında
da söylemiş olması87, Türk Ocakları ile ilgili birtakım düşüncelerinin olduğunu
84 “Büyük Gazimizin Ziyaretleri”, Türk Sözü, 18 Şubat 1931; “Böyük Halaskar”, Yeni Adana, 18 Şubat 1931; Evinç, a.g.m., s. 32; Toros, Adana Seyahatleri, 3. Baskı, s. 72.
85 “Büyük Gazimizin Ziyaretleri”, Türk Sözü, 18 Şubat 1931; “Böyük Halaskar”, Yeni Adana, 18 Şubat 1931.
86 Başar, a.g.e., s. 121.
87 Günver Güneş, “Mustafa Kemal Atatürk’ün Aydın Seyahatleri”, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Sayı 61 (Mart 2005), s. 119-142.
72
ERDEM ÇANAK
Kasım - 2014
göstermektedir. Nitekim bu seyahatten kısa bir süre sonra Atatürk’ün emri üzerine Türk Ocakları kendini feshetmiş, yerine de Halkevleri açılmıştır.88
Atatürk ziyareti esnasında, 1923 yılındaki ziyareti sırasında Hatay konusunu gündeme getiren iki genç kızı hatırlatarak Hatay’ın ait olduğu Türkiye
Cumhuriyeti sınırlarına dâhil olacağına olan inancını bir kez daha yineleyerek
18 Şubat 1931 akşamı saat 17.30’da Konya’ya doğru hareket etmiştir.89
Atatürk’ün bu ziyareti Taha Toros tarafından “Adana’ya en mühim gelişi” olarak nitelendirilmiştir.90 Nitekim Ulu Önder’in ziyareti esnasında Türk
Ocağı’nda yapmış olduğu konuşmada vermiş olduğu sosyal, kültürel ve ekonomik nitelikli mesajlar da bu düşünceyi doğrular niteliktedir.91
Yedinci Ziyareti (28 Ocak 1933)
Atatürk, 1933 yılının cumhuriyetin onuncu yılı olması münasebetiyle bir
aylık yurt gezisine çıkmıştır.92 Bu kapsamda Gaziantep’e giderken 25 Ocak 1933
günü Yenice İstasyonu’nda Adana Valisi Mümtaz, Fırka Kumandanı Keramettin Paşa, Milletvekili Zamir, Mıntıka Müfettişi Osman, Fırka Vilayet Heyeti
Reisi Yusuf Ziya, Belediye Başkanı Turhan Cemal, Jandarma Kumandanı İbrahim, Erkân-ı Harbiye Başkanı Nuri Beyler, Ticaret Odası ve diğer teşekküller
mümessilleri, matbuat erkânı ile Mersin ve Tarsus’tan gelen heyetler tarafından
karşılanmıştır.93
88 Yusuf Sarınay, Türk Milliyetçiliğinin Tarihi Gelişimi ve Türk Ocakları (1912-1931),
İstanbul 1994, s. 360; İbrahim Karaer, Türk Ocakları (1912-1931), Ankara 1992, s. 38.
89 “Gazi Hazretleri Şehrimizden Hareket Buyurdular”, Yeni Adana, 19 Şubat 1931; Toros,
Adana Seyahatleri, 3. Baskı, s. 76.
90 Toros, Adana Seyahatleri, 3. Baskı, s. 71.
91 Ferit Celâl, “Gazi’ni Nutku”, Türk Sözü, 18 Şubat 1931; Ferit Celâl, “Dil Meselesi”, Türk
Sözü, 19 Şubat 1931; Tonguç, “Samimi Olalım”, Türk Sözü, 24 Şubat 1931; Tevfik, “Adana
Ocağı”, Yeni Adana, 24 Şubat 1931; Tonguç, “Büyük Nutuktan İntibalar…”, Türk Sözü,
25 Şubat 1931; Tonguç, “Lisan Meselesi”, Türk Sözü, 26 Şubat 1931; Tonguç, “İnkılâp ve
Adliyemiz”, Türk Sözü, 3 Mart 1931; Tonguç, “Ocaktaki Musahabe”, Türk Sözü, 5 Mart
1931.
92 Tural, a.g.m., s. 385.
93 Atatürk’e İktisat Vekili Celâl, Fırka Grubu Reisi Afyon milletvekili Ali, Rize milletvekili
Cavit, Yozgat milletvekili Salih, Gaziantep milletvekili Nuri, Konya milletvekili Naim Hazım, muhafız kıtaatı kumandanı Kaymakam İsmail Hakkı, Kalemi Mahsus Nuri, Hasan
Rıza, Başyaver Celâl Bey ile yaver Yüzbaşı Naşit, Cevdet, Şükrü, Kalemi Mahsustan Sait
ve Lütfi Beyler, Anadolu Ajansı başmuharriri Kemalettin Kami, İktisat Vekâleti maden
mühendisi Şehap, Ticaret Mukaveleleri Müdürü Avni, İş Bankası müfettişi Sami, Mümtaz
Beyler ile Ulukışla’da mülaki olan Kolordu Kumandanlarından Nafiz Paşa refakat etmiştir.
“Gazi Hz. Gaziantep’de”, Cumhuriyet, 26 Kânunısani 1933.
73
ATATÜRK’ÜN ADANA ZİYARETLERİ
Sayı: 90
Adana’dan gelen heyetle birlikte Yenice’den Adana’ya doğru hareket eden
Atatürk, bu esnada memlekete mahsus iktisadi meseleler ile dil meseleleri hakkında fikir alışverişinde bulunmuştur. Saat 18.45’de Adana İstasyonuna giren
tren memurlar, mektepliler, polis, asker, jandarma, fırka, vilayet, kaza ve nahiye
heyetleri, cemiyetler ve teşekküllerin azaları ile kalabalık bir halk kitlesi tarafından alkışlarla karşılanmıştır. Bu esnada şehirde bulunan Meclis Başkanı Kazım
Paşa da istasyona gelmiştir. Trenden inen Atatürk, Kazım Paşa başta olmak üzere hazır bulunan zevatın elini sıkarak hal hatır sorduktan sonra Kazım Paşa ile
birlikte trene çıkarak bir süre görüşmüştür. Saat 19.15’de de “Yaşa Gazi”, “Yolun
açık olsun”, “Uğurlar olsun Paşa” nidaları arasında trenin penceresinden halkı
selamlamış ve “Allahaısmarladık arkadaşlar!” demek suretiyle yoluna devam etmiştir.94
Gaziantep ziyaretini tamamladıktan sonra da incelemelerde bulunmak üzere Bayındırlık Bakanı Ali Çetinkaya ile birlikte Adana’ya doğru hareket etmiştir.
Geceyi Misis’te geçirdikten sonra 28 Ocak 1933 günü saat 14.30’da Adana’ya
gelmiştir. Meclis Başkanı Kazım Paşa, Vali Mümtaz Bey ile Halk Fırkası ve
Belediye Başkanından mürekkep bir heyet ile kalabalık bir vatandaş topluluğu
tarafından karşılanmıştır.95 Halkın sevgi gösterisi eşliğinde otomobiline bindikten sonra şehirde bulunan Meclis Reisi Kazım Paşa’nın misafir olarak kaldığı asfalt cadde üzerinde yer alan mimar Semih Bey’in evine gitmiştir. Burada yarım
saat kadar istirahat ettikten sonra Halk Fırkası’nı ve Adana Halkevi’ni ziyaret
etmiştir.96
Fırka ziyareti esnasında Türkçenin zenginliği, Türk dilinin yayılması,
Adana’da dil derleme faaliyetleri, dokuma fabrikalarının vaziyeti, iktisadî vaziyetin gelişmesi, pamuk ziraatı, ovanın sulanması ile zirai ve iktisadi faaliyetlerin
gelişmesi için alınması gereken tedbirlerden bahsetmiştir. Bu esnada Türkçenin
Adana’da yayılması emrini bir kez daha tekrarlamıştır. Fırkadan sonra mezbahaneye gitmiş ve gördüğü eserden dolayı Belediye Reisi Turhan Cemal’e mem94 “Reisi Cumhurumuz Dün Gaziantep’e Geçtiler”, Türk Sözü, 26 Kânunısani 1933; “Büyük Gazi”, Yeni Adana, 26 Kânunısani 1933; “Gazi Hz. Konya ve Adana’dan Geçerek
Gaziantep’e Gittiler”, Cumhuriyet, 26 Kânunısani 1933; “Gazi Hz.nin Seyahatleri”, Milliyet, 26 Kânunısani 1933.
95 “Gazi Hz. Adana’ya Geldiler”, Akşam, 29 Kânunısani 1933.
96 “Büyük Gazi Hazretleri”, Yeni Adana, 31 Kânunısani 1933; “Sevgili Gazimiz Adana’mızda”, Türk Sözü, 31 Kânunısani 1933; “Gazi Hz.nin Seyahatleri”, Cumhuriyet, 30
Kânunısani 1933; “Gazi Hz. Seyahatleri”, Akşam, 30 Kânunısani 1933.
74
ERDEM ÇANAK
Kasım - 2014
nuniyetini ifade etmiştir. İncelemelerini tamamladıktan sonra da üstü açık bir
otomobille istasyona doğru giderken yol üzerinde toplanmış olan halkı selamlamıştır. Adana ziyaretini bu şekilde tamamladıktan sonra da Mersin’e doğru yola
çıkmıştır.97
Ziyareti esnasında Adana milletvekili Zamir Bey’in adı ile aile adı arasında bir kaynaşma münasebeti görmeyen Atatürk, Zamir Bey’in adını “Damar”
olarak değiştirmiştir. Bunun üzerine Zamir Bey, mahkemeye müracaat ederek
değişikliği resmî hale getirmiştir.98
Sekizinci Ziyareti (19 Kasım 1937)
13 Kasım 1937 tarihinde Doğu Anadolu gezisine çıkan Atatürk, gezi kapsamında Sivas, Malatya, Diyarbakır, Elazığ, Adana, Mersin, Afyon ve Eskişehir’i
ziyaret etmiştir.99 Doğu Anadolu dönüşü geceyi Misis’te geçirmiştir. Bu esnada
Başbakan Celal Bayar, İçişleri Bakanı Şükrü Kaya, Bayındırlık Bakanı Ali Çetinkaya, milletvekillerinden İsmail Müştak Mayakon, Ali Kılıç, Salih Bozok,
Dr. Neşet Ömer ile Sabiha Gökçen de kendisine eşlik etmiştir.100
Gece saat 02.45’de Adana’ya gelen Atatürk, geceyi vagonunda geçirmiştir.
Bu esnada kendisini görmek isteyen Adanalılar da bütün gece istasyon civarında
beklemişlerdir. Ulu Önder’in merasim yapılmaması yönünde talimatına rağmen
kadını-erkeği, genci-yaşlısı binlerce Adanalı istasyon civarını hıncahınç doldurmuştur. Bu durumu dönemin basını, “Ulu Önderi yalnız Adanalılar değil, bü97 “Büyük Gazi Hazretleri”, Yeni Adana, 31 Kânunısani 1933; “Sevgili Gazimiz Adana’mızda”, Türk Sözü, 31 Kânunısani 1933; “Gazi Hz. Seyahatleri”, Cumhuriyet, 30 Kânunısani
1933; Aktan, a.g.e., s. 41; Toros, Adana Seyahatleri, 3. Baskı, s. 79; Tural, a.g.m., s. 385.
98 “Ad Değişmesi”, Türk Sözü, 27 Kânunısani 1933; “Gazi Hz. Zamir Beyin İsmini Değiştirdiler”, Cumhuriyet, 31 Kânunısani 1933; “Gazi Hz. Adana Meb’usunun İsmini Değiştirdiler”, Milliyet, 31 Kânunısani 1933; Toros, Adana Seyahatleri, 3. Baskı, s. 79.
99 Tural, a.g.m., s. 389; “Şefimiz Yurt İçinde Bir Seyahate Çıkıyorlar”, Türk Sözü, 10 Kasım
1937; “Büyük Şefimiz Yurt İçi Seyahatine Çıktılar”, Türk Sözü, 13 Kasım 1937; “Atatürk
Elaziz’de”, Türk Sözü, 13 Kasım 1937; “Ulu Önderimiz Seyahate Çıktılar”, Yeni Adana, 13 Teşrinisani 1937; “Atatürk Elaziz’de”, Yeni Adana, 13 Teşrinisani 1937; “Atatürk
Diyarbekir’de”, Türk Sözü, 14 Kasım 1937; “Atatürk Diyarbakır’da Hararetle Karşılandılar”, Yeni Adana, 17 Teşrinisani 1937; “Atatürk’ün Doğu Seyahati”, Cumhuriyet, 17
İkinciteşrin 1937; “Atatürk Elâziz’de”, Cumhuriyet, 18 İkinciteşrin 1937.
100 “Ulu Önderimiz Seyahate Çıktılar”, Yeni Adana, 13 Teşrinisani 1937.
75
ATATÜRK’ÜN ADANA ZİYARETLERİ
Sayı: 90
tün Çukurovalılar karşıladı” şeklinde değerlendirmiştir.101 Saat 12.00’ye doğru
21 pare top atışını müteakiben fabrikaların düdüğü ve askerî bando ile binlerce
Adanalı tarafından karşılanan Ulu Önder’in şehirde ziyaret ettiği ilk yer ise kendi adının verildiği park ile parkın ortasında bir kale gibi duran heykeli olmuştur.
Uzun süre heykeline baktıktan sonra arkasında yazılı olan “Bende bu vakayiin
ilk hissi teşebbüsü bu memlekette, bu güzel Adana’da vücut bulmuştur” cümlesini
okumuştur.102
Atatürk parktan çıkacağı sırada Adana Kız Lisesi öğrencilerinden Meliha
Yurtman ve Sabahat Türkmen isimli Hataylı iki kız öğrenci ellerinde buketlerle
yanına yaklaşmış ve Meliha Yurtman ismindeki kız şu veciz nutku söylemiştir:103
“Yaratıcı! Kurtarıcı, Ulu Önder!
Bugün hürmetle ellerinizi öpen yarının kahraman Türk erlerinin anneleri olacak Türk Hatay kızlarıdır. Türk âlemine yarattığınız sonsuz büyük varlıklara ilâve
ettiğiniz Türk Hatay istiklâli, millî tarihimizin ebedî ölmez eserlerinizin yanında
daima ufak bir misal teşkil edecektir.
Bugün Hataylılar, yüce Atalarına sonsuz bağlılıklarını, minnettarlıklarını,
şükranlarını sunar, ellerinizden öperler.”
Parktan sonra İsmet İnönü Kız Enstitüsü’ne giden Atatürk, bir süre müdirenin odasında dinlenerek okulun kadrosu ve programı hakkında bilgi almıştır.
Bu esnada kendisine enstitü öğrencileri tarafından yapılmış olan kahve likörü
ile pasta ikram edilmiştir. Bir süre dinlendikten sonra enstitünün atölyelerini
gezip tarih dersine girmiştir. Bu sırada Korbuklar’ın ve Terkeşler’in tarihini anlatan öğrenci Memduha’yı dinlemiştir. Müteakiben öğrencilere sorular sorarak
Tarsus civarına asırlarca önce yerleşen Terkeş kavminden bahsederek Tarsus’un
101 “Adana’mızı Şereflendiren Büyük Şef Dün Tetkiklerde Bulundular”, Türk Sözü, 20 Kasım
1937; “Sefa Geldiniz Ulu Önderimiz”, Yeni Adana, 19 Teşrinisani 1937; “Atatürk Gece
Adana’ya Şeref Verdiler”, Ulus, 19 Sonteşrin 1937; “Ulu Önder Büyük Tezahürat İçinde
Adana’ya Vâsıl Oldu”, Cumhuriyet, 19 İkinciteşrin 1937; “Atatürk Çukurova’nın İhtiyaçları
ile Çok Yakından Alakadar Oldular”, Ulus, 20 Sonteşrin 1937.
102 “Sefa Geldiniz Ulu Önderimiz”, Yeni Adana, 19 Teşrinisani 1937; “Adana’mızı Şereflendiren Büyük Şef Dün Tetkiklerde Bulundular”, Türk Sözü, 20 Kasım 1937; “Atatürk
Çukurova’nın İhtiyaçları ile Çok Yakından Alakadar Oldular”, Ulus, 20 Sonteşrin 1937;
“Büyük Şefimiz, Dün Adana ve Mersin’de Tetkikat Yaptı”, Cumhuriyet, 20 İkinciteşrin
1937; Toros, Adana Seyahatleri, 3. Baskı, s. 81.
103 “Atatürk Çukurova’nın İhtiyaçları ile Çok Yakından Alakadar Oldular”, Ulus, 20 Sonteşrin
1937; “Adana’mızı Şereflendiren Büyük Şef Dün Tetkiklerde Bulundular”, Türk Sözü, 20
Kasım 1937; Toros, Adana Seyahatleri, 3. Baskı, s. 83; Evinç, a.g.m., s. 34.
76
ERDEM ÇANAK
Kasım - 2014
eski adının Terses olduğunu ve bu konularda araştırma yapılması gerektiğini
söylemiştir. Enstitüden çıktıktan sonra Millî Mensucat fabrikasının arkasından
geçerek şehri dolaşırken otomobili dar bir yolda çamura saplanmıştır. Bu yolun
yapılmasını emrettikten sonra halkın alkışları arasında saat 13.00’de Adana’dan
ayrılarak Mersin’e doğru hareket etmiştir.104
Dokuzuncu Ziyareti (24 Mayıs 1938)
Atatürk’ün son Adana ziyareti daha önce çeşitli vesilelerle “Kırk asırlık bir
yurt köşesi, düşman elinde esir kalamaz!” şeklinde dile getirdiği Hatay meselesi nedeniyle olmuştur. İkinci Dünya Savaşı öncesinde Fransızlarla yapılan görüşmelerin uzaması üzerine Hatay konusundaki kararlılığını göstermek isteyen
Ulu Önder, hastalığının ilerlemiş olmasına aldırış etmeden Mersin ve Adana’yı
kapsayan bir geziye çıkmıştır. Bu doğrultuda 20 Mayıs günü Mersin’e gelerek
askerleri teftiş etmiştir.105 Mersin’de dört gün kaldıktan sonra da 24 Mayıs 1938
günü Adana’ya doğru hareket etmiştir.106 Bu esnada yol güzergâhında bulunan
Tarsus’ta kısa bir mola vermiştir.107 Adana’da coşkulu bir kalabalık tarafından
karşılanan Ulu Önder, Atatürk Parkı’nın önünden geçerken otomobilini durdurarak heykelini süzdükten sonra önünden geçen askerleri teftiş etmiştir. Askerlerin intizamını çok beğenerek Tümgeneral İsmail Hakkı Akoğuz’u tebrik
etmiştir.108
104 “Atatürk Çukurova’nın İhtiyaçları ile Çok Yakından Alakadar Oldular”, Ulus, 20 Sonteşrin
1937; Cumhuriyet, 20 İkinciteşrin 1937; “Adana’mızı Şereflendiren Büyük Şef Dün Tetkiklerde Bulundu”, Türk Sözü, 20 Teşrinisani 1937; Toros, Adana Seyahatleri, 3. Baskı,
s. 84-85; Evinç, a.g.m., s. 34; “Sefa Geldiniz Ulu Önderimiz”, Yeni Adana, 19 Teşrinisani
1937.
105 “Büyük Şef Mersin’e Hareket Buyurdular”, Ulus, 20 Mayıs 1938; “Atatürk Dün Mersin’i
Şereflendirdiler”, Akşam, 21 Mayıs 1938; “Ulu Şef Atatürk Dün Mersin’i Şereflendirdiler”,
Türk Sözü, 21 Mayıs 1938; “Büyük Kurtarıcımız Mersin’i Şereflendirdiler”, Yeni Adana, 21
Mayıs 1938; “Ulu Önder Dün Mersin’i Şereflendirdiler”, Cumhuriyet, 21 Mayıs 1938; “Atatürk Mersin’de”, Ulus, 21 Mayıs 1938; “Mersin’de Atatürk İçin Emsalsiz Tezahürat”, Akşam,
22 Mayıs 1938; Toros, Adana Seyahatleri, 3. Baskı, s. 89.
106 “Büyük Şef Dün Adana’yı Şereflendirdiler”, Türk Sözü, 25 Mayıs 1938; Toros, Adana
Seyahatleri, 3. Baskı, s. 89; “Safa Geldin Ulu Önderimiz”, Yeni Adana, 24 Mayıs 1938.
107 Öz, a.g.e., s. 43.
108 “Büyük Şef Dün Adana’dan Ankara’ya Hareket Ettiler”, Akşam, 25 Mayıs 1938; “Büyük
Şef Dün Halkın Coşkun Tezahürleri İçinde Adana’dan Hareket Ettiler”, Ulus, 25 Mayıs
1938; Soyak, a.g.e., s. 613; Evinç, a.g.m., s. 35; “Büyük Şef Dün Adana’yı Şereflendirdiler”,
Türk Sözü, 25 Mayıs 1938; Toros, Adana Seyahatleri, 3. Baskı, s. 89.
77
ATATÜRK’ÜN ADANA ZİYARETLERİ
Sayı: 90
Adana’da kısa bir süre kaldıktan sonra Ankara’ya dönmek üzere hazırlandığı esnada yanına yaklaşan Vali Tevfik Hadi Baysal, Adanalıların hasretini ve
kendisini daha çok görmek istediklerini ifade ederek bir müddet şehirde istirahat buyurmalarını rica etmiştir. Bunun üzerine sabit bir noktaya dalarak biraz
düşündükten sonra Salih Bozok’a dönen Atatürk, “Salih! Adana’yı gündüz gözü
ile bir kere daha görelim” demiştir. Bu davranışı ile Adanalıları çok mutlu etmiş
ve alkışlar ile yaşa sesleri arasında Seyhan nehri kenarındaki Belediye Parkı’na
gelmiştir. Burada bir hasır koltuğa oturarak Seyhan nehrine uzun uzun dalarak baktıktan sonra nehrin suyunun sulama amaçlı kullanılması durumunda
ne kadar arazinin sulanacağı hakkında bilgi alarak Mısır ile Çukurova’yı mukayese etmiştir. Bu sırada ikram edilen portakal suyunu ise doktorunun zararlı
olduğunu söylemesi üzerine içmeyerek şekersiz bir kahve istemiştir. Parkta yarım
saat oturduktan sonra tren istasyonuna gelen Ulu Önder, müteakiben Ankara’ya
doğru yola çıkmıştır.109
SONUÇ
Atatürk, genel veya özel olarak çıkmış olduğu yurt gezileri kapsamında
Adana’ya dokuz defa gelmiştir. Bu açıdan Adana’nın diğer şehirlere göre şanslı
olduğu söylenebilir. Bunda şüphesiz, şehrin coğrafi konumu ile demiryolu hattına sahip olmasının yanı sıra Atatürk’ün Silifke ve Dörtyol’daki çiftliklerini zaman zaman ziyaret etmesi de etkili olmuştur. Bu bağlamda Ulu Önder, şehre ilk
defa Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasının ertesi günü, yani 31 Ekim 1918
tarihinde gelmiştir. İkinci ziyaretinde ise şehir merkezine dahi uğramamıştır.
Bu nedenle Atatürk’ün Adana şehir merkezini gerçek anlamdaki ilk ziyareti 15
Mart 1923 tarihinde olmuştur. Bundan dolayı da Adana’ya gelişinin yıldönümü
kutlanırken 31 Ekim 1918 tarihi yerine 15 Mart 1923 tarihi esas alınmıştır.
Bu geziler, Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasının ertesi günü Adana’ya
gelen ve ülkenin geleceğiyle ilgili endişelere sahip olan Atatürk’ün belleğinde,
şehrin özel bir yere sahip olduğunu da göstermektedir. Nitekim 1923 yılındaki
ziyareti esnasında Türk Ocağı’nda yapmış olduğu konuşmada bu hususa vurgu
yaparak, “Bende bu vakayiin ilk hissi teşebbüsü bu memlekette, bu güzel Adana’da
vücut bulmuştur” demiştir. Bu sözüyle mütarekenin ertesi günü geldiği ve 11 gün
kaldığı Adana’daki günleri hakkında önemli bir ipucu verdiği gibi şehrin Millî
109 Ayhan, “Adana’ya İlk ve Son Seyahati”, s. 17; Toros, Adana Seyahatleri, 3. Baskı, s. 89-90.
78
ERDEM ÇANAK
Kasım - 2014
Mücadele tarihi içerisinde bilinmeyen bir yönünü de ortaya koymuştur. Bunun
bilincinde olan Adanalılar da, Atasının şehre gelişini dört gözle bekledikleri gibi
geleceğini öğrendikleri zamanda günler öncesinden hazırlıklara başlayarak, onu
emsalsiz bir şekilde karşılamanın telaşı ve heyecanı içerisinde olmuşlardır.
Bu ziyaretler aynı zamanda Atatürk’ün yönetim anlayışına dair de önemli
ipuçları vermektedir. Nitekim Ulu Önder’in özelde Adana genelde ise bütün
yurt gezileri incelendiği zaman önemli siyasi, sosyal ve iktisadi olayların hemen
öncesi veya sonrasında gerçekleştirdiği ziyaretler esnasında vatandaşlarla fikir
alışverişinde bulunduğu veya hayata geçirdiği kararları millet ile paylaşarak onların desteğini aldığı görülmektedir. Nitekim gezileri sırasında vatandaşlarla yüz
yüze görüşerek onlarla doğrudan temas kurabileceği yerleri öncelikli olarak ziyaret etmesi de bu yönetim anlayışının önemli bir sonucudur.
79
ATATÜRK’ÜN ADANA ZİYARETLERİ
Sayı: 90
KAYNAKÇA
SÜRELİ YAYINLAR
Akşam
Cumhuriyet
Görüşler
Milliyet
Türk Sözü
Ulus
Yeni Adana
KİTAPLAR VE MAKALELER
Adana’da Törenler, Adana Büyükşehir Belediyesi Altınkoza Yayınları,
Adana 2003.
ALTAY, Fahrettin, 10 Yıl Savaş (1912-1922) ve Sonrası, İnsel Yayınları,
İstanbul 1970.
Anadolu ve Rumeli’de Gerçekleştirilen Ulusal ve Yerel Kongreler ve
Kongre Kentleri Bibliyografyası, Cilt 5 (Edirne, Lüleburgaz, Pozantı), TBMM
Kültür, Sanat ve Yayın Kurulu Yayınları, Ankara 1994.
ARIKOĞLU, Damar, Hatıralarım, İstanbul 1961.
ARTAN, Gündüz, Atatürk Mersin’de, Mersin Deniz Ticaret Odası Yayını, Mersin 2000.
Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II (1906-1938), Atatürk Araştırma
Merkezi Yayını, Ankara 1997.
ATAY, Falih Rıfkı, Çankaya, Bateş Yayınları, İstanbul 1984.
AYDEMİR, Şevket Süreyya, Tek Adam, Cilt I-III, Remzi Kitapevi, İstanbul 1991.
AYHAN, Yusuf, Mustafa Kemal’in Pozantı Kongresi ve Adana’nın Kurtuluşu, Adana 1963.
BAŞAR, Ahmet Hamdi, Atatürk’le Üç Ay ve 1930’dan Sonra Türkiye,
İstanbul 1945.
BORAK, Sadi, Atatürk ve Edebiyat, Kırmızı Beyaz Yayınları, İstanbul
2004.
ÇELEBİ, Mevlüt, Türk İnkılâp Tarihi, Akademi Kitapevi, İzmir 2007.
ÇELİK, Kemal, Millî Mücadelede Adana ve Havalisi (1918-1922), Türk
Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1999.
80
ERDEM ÇANAK
Kasım - 2014
DAŞDEMİR, Latif, “Atatürk’ün Yurtiçi Gezilerinin Önemi ve Bilinmeyen
Bir Gezi Çeşme-Ilıca Ziyareti”, Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler
Dergisi, Cilt VIII, Sayı 3 (Aralık 2006), s. 13-38.
ENER, Kasım, Tarih Boyunca Adana Ovasına (Çukurova’ya) Bir Bakış, Adana 1990.
ERASLAN, Cezmi, “Atatürk’ün Adana Konuşmaları Üzerine Bir Değerlendirme”, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Sayı 70 (Mart 2008), s. 1-15.
GÖYÜNÇ, Nejat, “Millî Mücadele’de Sivil ve Askeri İdare İlişkileri”, İkinci Askeri Tarih Semineri Bildirileri, Ankara 1985, s. 215-228.
GÜL, Muhittin, “Atatürk’ün Yurt Gezilerinin Kamuoyu Oluşturmadaki
Rolü”, Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt VIII, S.3
(Aralık 2006), s. 51-72.
GÜNEŞ, Günver, “Mustafa Kemal Atatürk’ün Aydın Seyahatleri”, Atatürk
Araştırma Merkezi Dergisi, Sayı 61 (Mart 2005), s. 119-142.
HATİPOĞLU, Süleyman, Türk-Fransız Mücadelesi (Orta Toros Geçitleri 1915-1921), Atatürk Araştırma Merkezi Yayını, Ankara 2001.
İLGAZİ, Abdullah, “Atatürk’ün Tokat Gezileri”, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Sayı 52 (Mart 2002), s. 107-158.
KARAER, İbrahim, Türk Ocakları (1912-1931), Türk Yurdu Yayınları,
Ankara 1992.
KOCATÜRK, Utkan, Doğumundan Ölümüne Kadar Kaynakçalı Atatürk Günlüğü, Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, Ankara 1999.
MELEK, Abdurrahman, Hatay Nasıl Kurtuldu, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1991.
OKUR, Mehmet, “Mondros Mütarekesi Sonrasında Osmanlı Devleti’nde
Bulunan Alman ve Avusturya Vatandaşlarının Ülkelerine Gönderilme Meselesi”, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Sayı 60 (Kasım 2004), s. 705-726.
ÖNDER, Mehmet, Atatürk’ün Evleri, Atatürk Müzeleri, Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, Ankara 1988.
, Atatürk Konya’da, Atatürk Araştırma Merkezi Yayını, Ankara
1989.
, Atatürk’ün Yurt Gezileri, Türkiye İş Bankası Yayınları, Ankara 1998.
ÖZ, Hikmet, Atatürk Tarsus’ta, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 1999.
SARIHAN, Zeki, Kurtuluş Savaşı Günlüğü, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1993.
81
ATATÜRK’ÜN ADANA ZİYARETLERİ
Sayı: 90
SARINAY, Yusuf, Türk Milliyetçiliğinin Tarihi Gelişimi ve Türk Ocakları (1912-1931), Ötüken Yayınları, İstanbul 1994.
SEVÜK, İsmail Habib, O Zamanlar, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara
1981.
SOYAK, Hasan Rıza, Atatürk’ten Hatıralar, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul 2004.
TEKİN, Mehmet, Hatay Tarihi, Antakya 1993.
TEZER, Şükrü, Atatürk’ün Hatıra Defteri, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1972.
TOROS, Taha, Atatürk’ün Adana Seyahatleri, 1. Baskı, Seyhan Basımevi, Adana 1939.
, Atatürk’ün Adana Seyahatleri, 3. Baskı, Adana Kent Konseyi
Yayınları, Adana 2001.
TURAL, Mehmet Akif, “Atatürk’ün Yurt Gezileri, Büyük Nutuk Adlı Eseri ve Hayattan Ayrılışı”, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi II, Atatürk Araştırma
Merkezi Yayını, Ankara 2004, s. 371-410.
TÜNAY, Bekir, “Atatürk ve Liderlik”, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Sayı 2 (Mart 1985), s. 555-571.
TÜRKMEN, Zekeriya, “Mustafa Kemal Paşa ve Yıldırım Orduları Grubu
Komutanlığı”, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Sayı 47 (Temmuz 2000),
s. 395-419.
URAN, Hilmi, Meşrutiyet, Tek Parti, Çok Parti Hatıralarım (1908-
1950), Türkiye İş Bankası Yayınları, İstanbul 2008.
ELEKTRONİK SİTELER
http://www.adanadan.biz/icerik.asp?ICID=163. Erişim tarihi: 19.05.2013