ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI HAZRETLERİ
MANZUME:
Cânân ilinden gelmişem, fâni mekânı neylerem,01 mülke meylim salmışam, ben bu cihânı neylerem,Dünyaya geldim gitmeye, ilm ile hilme yetmeye,Aşk ile can seyr etmeye, ben in ü ânı neylerem.Devr-i zamandan doymışam, kevn ü fesâdı koymışam.Dâr-ül emânı duymışam, ben siciî-i cânı neylerem.Hep itibânm atmışam, aşıklığa el katmışam.Ben nefsi dosta satmışam, bu düşmanânı neylerem.Aşkın şarabın içmişem, dil gülşenine göçmişem,Ben varlığımdan geçmişem, nâm ü nişanı neylerem.Aşkı tabibim kılmışam, .ferdinde derman bulmuşam.Ben lübb-i hikmet bilmişem, yunaniyânı neylerem.Enfâs-ı aşkı dârikem, mâl ü menâli târikem,Genc-i nihanı mâlikem, nakd-i revânı neylerem. Taht-ı tevekkül bulmuşam, mülk-i kanâat almışam,Mahfice sultan olmuşam, câh-ı lyânı neylerem.Her ne gelirse yahşidir, zira o dostun bakşıdır,Çün cümle anm işidir, ben bed gümanı neylerem.Olmuş anınla kalmışam, ayn-ı hayâta dalmışam,Kendim bilip kâm almışam, vehm ü yalanı neylerem.Gerçi zaman devrân ile, pir etti cismim şân ile,Gönlüm civândır can ile, pir ü civânı neylerem. Ten beslemekten sapmışam, gönlüm serayın yapmışam,Hurşidim onda tapmışam (bulmuşam) ben ahterânıneyleremYâri bana bes görmişem, ağyarı dilden sürmişem,Ünsiyle tenhâ durmışam, ben üns-i cânı neylerem.Dilden dile bin tercüman, varken ne söyler bu lisan,Çün cân ü dildir hem-zebân, nutku beyanı neylerem.Hakkı cemi'-i halktan müstağni yem billâh ben,Hallak-ı âlem var iken halkı zamanı neylerem.
öğretmenin talebesine ta'lim ve tedrisinin edeb ve şartları:
Ey aziz, Edeb ehli şöyle demişlerdir:Üstâdm (hocanın) talebesine ilim öğretmesinin edeb veşartlan onyedidir:
1 — Zorluklara katlanmak.
2 — Susmaya devam etmek.
3 —Halim ve selim olmak.
4 — Ağır başlı olmak.
5 — Sâlim, dinç bir kafa.
6 — Tevazu sâhibi olmak.
7 — Şaka ve boş konuşmayı terk etmek.
8 — Talebeye yumuşak davranmak.
9 — Bilemiyene sabırlı olmak.
10 — Zekâsı kuvvetli olmıyanı güzel yolla irşad etmek,
11 — Tekrâr tekrâr suâl soranı azarlamamak,
12 — Suâl soranla himmetle meşgul ölmede.
13 Suâli iyice anlayıp, sonra cevabını söylemek.
14 — Mazereti kabul etmek.
15 — Hakka yönelerek ve bağlanarak gitmek.
16 — Talebeyi zararlı ilimden korumak.
17 — Faydalı ilmi, Allahü Taâlâ’dan başkası için öğrenmekten onlan sakındırmak.
İşte her öğretmenin talebesine karşı bu edebleri gözetmesi ve faydalı ilim öğretmesi gerekir.
KISIM: 3
öğrencinin öğretmenine karşı âdâb ve erkânı:
Ey aziz! Edeb ehli şöyle demişlerdir:
Talebenin öğretmenden faydalanmasının esasları onbeştir:
1 — Öğretmenine selâm verip ayakta durmak.
2 — öğretmenin izniyle oturmak.
3 — Namaz içinde imiş gibi edebli oturmak.
4 — Öğretmenin karşısında az konuşmak.
5 — Sorulmadıkça söylememek.
6 — Öğretmenden izin alarak soru sormak.
7 — öğretmene itirazda bulunmamak.
8 — Sorularıyla öğretmeninden daha bilgili olduğunu göstermemek.
9 — öğretmenin karşısında başkasının kulağına gizlisöz söylememek.
10 — Başını önüne eğip başkalarına iltifatta bulunmamak
11 — öğretmenin sıkıldığını veya yorulduğunu görüncesusmak.
12 — öğretmeni girip çıktıkça ayağa kalkmak.
13 — öğretmeni ayağa kalkınca soru sormayı bıçakmak.
14 — öğretmeni yol yürürken ona bir şey sormamak, arkadan gitmek.
15 — Öğretmenin çocuklarına ve yakınlarına saygı göstermektir.
İşte her talebe, hocasına karşı belirttiğimiz bu esaslarariayet etmelidir ki kolayca ilim tahsil edebilsin.
BEYT:Üstadını tazim et Zira ki denilmiştir.
Men allemeni harfa kad seyyerani abda (Bana bir harf öğretenin kölesi olurum)
KISIM: 4 Evlâdın anne ve babasıyla görüşüp konuşmasının,
kalkıp oturmasının âdâb ve erkânı:
Ey aziz! Edeb ehli şöyle demişlerdir:
Evladın anne ve babasıyla olan konuşmasının ,
kalkıp oturuşunun âdâb ve erkânı on beştir:
1 — Anne ve babanın sözlerini dinlemek.
2 — Emirlerine göre hareket etmek.3 — Onlardan izin almadan oturmamak.4 — Onların kalkışında ayakta durmak.5 — Yol yürürken onlara öncülük yapmak.6 — Sesini onlarınkinden fazla yükseltmemek.7 — Onları isimleriyle çağırmamak,8 — Çağırdıklarında efendim» veya «buyrunuz» deyipisteklerini yerine getirmek.9 — İşlerini yapmak ve onlara hizmet etmekte titizlikgöstermek.10 — Onların rızalarını kazanmak.11 — Onları korumak ve saygılı olmak.ijjT Onlara öfkeli bir bakışla bakmamak.13 — Onlara karşı yüzünü ekşitmemek, güler yüz ve tatlısözle gönüllerini hoş etmek.14 —, Onlara yaptığı bir iyilikten dolayı başa kakmamakve minnet etmemek.15 — Emirleri olmadan gurbete gitmemek, evden ayrılmamak.İşte bu esaslara göre hareket eden evlat anne ve babasınınrızalarını alarak dünya ve âhiret saadetine erer. Aksi taktirdeher iki dünyada da huzur ve saadet bulmaz. Çünkü denilmiştir ki:
BEYT.Rıza-yı Haknzayı valideyn içre bilinmiştir.
Ki cennet ümmehat akdamı tahtında bulunmuştur.
(Cennet .analann ayaklan altındadır.)
KISIM. 5
Yalnızlık âleminde olan Arifin evlenmesinin âdâb ve erkânı:
Ey aziz, Edeb ehli şöyle demişlerdir:
Bekâr olan ârif, Kâmil bir Ârif olduktan sonra evlenmekisterse şu esaslara uyması gerekir.
1 — Tahsil ve iffeti ön planda tutmak, 2 — Mehir ve düğün ziyafeti için para hazırlamak. Parası yoksa Allah’ın, ödemede kendisine yardımcı olacağına inanarak borç almak
.3 — Fakirlik ve elinin darlığından korkmadan bu işe giriş*mek. 4 — Aslı temiz, dindar ve akıllı olan kadını almak. İtaatli,imanlı, temiz bir kadın ağırlığınca altın eder, en hayırlı dünyamalı sayılır. Ne kadar fakir ve hakir olursa olsun bu vasıfları taşıyan kadını, kocası sever ve onu takdir eder. 5 — Mal ve mülk, zenginlik makam ve güzellik için evlenmemek. Çünkü zenginlik için evlenen fakir olur ve öyle dekalır. Güzellik için evlenen âlemin içinde haysiyet ve şerefikınlır, belâsını bulur. 6— Şerefte, zenginlikte, yaşta ve boyda kendinden aşağısıyla evlenmektir. Çünkü böyle bir evlenmede, kalbin rahatve huzuru daha çoktur, kadının kendisini aşağı görmesindenkurtulur.Eğer kadın evlenmek istiyorsa, erkekte, din, cömertlik iyive temiz huy arasın. 7 — Mehri az yazdırmaktır. Çünkü mehrin en hayırlısıdört yüz miskal gümüştür. 8 — Zenginse mehri ödemede acele etmek. 9 — Az da olsa düğün ziyafeti vermek. Ziyafet yemeği ganimet bilinmelidir. Çünkü ondan, cennet yemeği gibi haz velezzet alınır.10 — En güzel şekilde giyinmek.11 — Gerdeğe girmeden iki rekat namaz kılmaktır.12 — Gerdeğe girince eşinin alnını tutup «ya Rabbi benieşime, eşimi bana mübarek kıl» duasını okumak. Sonra eşinin yanaklarım öpmektir. Hazret-i Ömer’e (radıyallahü anh) kadının zayıf ve şişmanından sorulduğunda «yatağın yumuşak olsun» buyurmuştur, bu sözüyle kadının toplusunun iyi olduğunu ifade etmiştir.
KISIM: 6 Erkeğin ehli ile sevişmesi ve cimâmın (cinsel ilişkide bulunmasının) edebleri
Ey Aziz, Edeb ehli şöyle demişlerdir: Cima’ın edeb ve şartlan yirmidir.-1-Erkeğin iç gömleğinden başka bütün elbiselerini çıkarması. 2 — Ehlinin de aynı şekilde soyunması.
3 — Silinmek için iki bez almak. 4 — Cima’dan önce oynaşmak ve öpüşmek. Çünkü böyle. yapmak, hem bedende hafiflik, hem gönülde afiflik, hem decanda rahatlıktır. 5 — Cima’dan önce e’üzü besmele çekmektir. 6 — Cima esnasında konuşulmaması.
Zira bu esnada konuşmak çocuğun sağır ve dilsiz olmasma sebeb olabilir.
7 tnzâlden sonra ehlinin kamı üstünde, onun da işibitinceye kadar kalmaktır. Böylece bir dahaki cima’a kadarhanım tembel ve gevşek olmaz.Nitekim denildi ki: Kişi ehli ile birleşmek isteyince, horozgibi olmasın. Ehlinde bulduğu lezzeti, ehli de kendisinden bulmadıkça üstünden kalkmasın. 8 — Çocuk veya hayvanın yanında cimâ etmemektir. 9 — Hanıma arkadan yanaşmamaktır. 10 — Çok cimâ’ ile övünmemektir. 11 --Hanımının güzelliğini ve lutf unu kimseye söylememektir. Zirâ bunlar fitne doğurur. 12 — Cima’ı terk etmemektir.
Çünkü memeden süt sağılmasa sonunda kuruyup kalır. 13 — Cima’dan sonra üç damla da olsa bevl etmektir. Böylece meninin kalıntısı mesânede kalmaz ve hastalık meydanagelmez.
14 — Cima’dan sonra sağ yanı üzerine, bedenin rahatlığı için hafif uyumaktır,
15 — Bir daha yapmak isterse, tenasül uzvunu yıkamadan yapmamaktır.
16 — Hanımını arkası üzeri yatırıp, bacaklarının arasından yanaşmaktır. Zira cima’m yirmi şeklinden en rahatı bu-dur. Nitekim en kötüsü, hanımın erkek üzerine çıkmasıdır. Vefercindeki meninin erkeğin zekerinin üzerine akmasıdır. 17 — Hanımı hayızdan temizleninceye kadar cima’ yapmamak. Ama onunla yatıp yemek yesin ve içsin. 18 — Anası, bacısı, halâsı, teyzesi kızı ve gelini ile cima’yı düşünmemek, hayalinden geçirmemek.
Çünkü böyle bir şeyi düşünmenin dahi günahı çok büyüktür.
19 — Yabancı kadından sakınıp, onunla yalnız kalmamaktır.
Zirâ yabancı kadınla halvet haramdır.
Ona bakmak ve onunla konuşmak töhmettir, ayıbdır, haramdır.
KISIM: 7 Cima' vekitleri, çocuklarını hâl ve şekilleri:
Ey aziz! Edeb ehli şöyle demişlerdir:Erkeğe yaraşan cima’ı hanımının rızâsı ile yapmasıdır. Erkek zamanını gözetlemeli, yasak zamanlarda eşine yanaşmamalıdır. Eşinin rıza ve muhabbeti ile cima’ edenden meydana gelen çocuk akıllı olur. Aym (hilâlin göründüğü hicrî ayın), birinci , cuma günü cima’ ederse, ondan olan çocuk çok güzel olur. Gündüz öğleden önce ederse, çocuk hakim ve kerîm olur. Pazartesi gecesi ederse, Kur’an-ı hıfzeden olur. Salı gecesi yaparsa, çocuğu cömerd ve merhametli olur, Perşembe gecesi ederse, çocuğu âlim ve ilmiyle âmil olur. Cum’a gecesi ederse çocuğu âbid ve ârif olur. Cum’a günü namazdan önce ederse, çocuğu said olup. §ehid olarak ölür. Eşinin rızası olmadan, zorla cima’ edenin çocuğu ahmak olur. Süt emzirmekte iken hanımına cima’ ederse çocuğuna zarar gelir. Ayın ilk veya onbeşinci veya son gecesi cima’ ederseçocuğu akılsız olur; pazar gecesi ederse, çocuk eşkiya olur. Çarşamba gecesi ederse, çocuğu katil ve kavgacı olur. Gündüz öğleden sonra ederse çocuğu, gözü şaşı olur. Ramazan bayram gecesi ederse, çocuk anasına babasına âsi olur. Kurban bayramı gecesi ederse, çocuğu altı veya dört parmaklı olur. Ayakta yaparsa, çocuğu yatağına işer. Baldızının muhabbetiyle eşiyle cima’ edenin çocuğu hünsa (çift cinsel organlı) olur. Cima’ederken konuşursa, çocuğu dilsiz olur. Ferce bakarsa, çocuğu kör olur. Meyve ağacı altında ederse, çocuğu zâlim olur. Taharetsiz ederse, çocuğu bahil (ahmak) olur. Yorgansız yıldızlar altında ederse, çocuğu münafık olur. Bir kimsenin yanındaederse, çocuğu hırsız olur. Berât gecesi ederse çocuk kötü huylu olur. Yola çıkacağı gece ederse çocuk müsrif olur.İnzâli halinde ikisinin düşünce ve hayâlinde ne suret bulunursa, çocuk ona yakın bir surette olur. Gözleri hangi renge bakarsa, çocuk o renge yakın olur. Erkeğin suyu erken gelipde çok olursa, öncelikle oğlan olup, ekseriya amcasına benzer. Kadının ki çok olursa kız olur, halasına benzer.
KISIM: 8 Erkeğin hanımıyla sohbetinin edeb ve şartlan:
Ey Aziz, Edeb ehli şöyle demişlerdir Erkeğin hanımı ile sohbetinin edeb ve şartlan otuzdur.1 — Hanımına iyi huylu davranmalıdır.2 — Onunla yumuşaklıkla sohbet edip, tatlı dille konulmalıdır. Nitekim hadis-i şerifde: İnsanların hayırlısı, ehline ha yırlı ve faydalı olan kimsedir» buyurulmuştur.3 — Eve girince hanımına selâm verip halini sormalıdır.4 — Tenhâda neş’eli görünce saçlarını okşayıp, tatlı sözlerle gönlünü hoş edip onu öpmelidir.5 — Tenhâda üzântlü bulunca, ona çok sevdiğini söylemeli, tatlı dille konuşmalı, şefkatle gönlünü almalıdır.6 — Ehlinin hâtırını, işe yarar, yalana yakın sözlerle almalıdır. Zira o evinde mahpus başkasından meyus (ümidsiz),kendisinin dert ortağı, iş ortağı, tarlası (cinsel ihtiyacını gideren) , üzüntülü zamanında teselli veren hayat arkadaşıdır.
7 _ Çocuklann terbiyesinde ehline yardım etmelidir. Çünkü çocuk anasına gece gündüz feryadüfigan ile, bir an bile istirahat vermez. Ona yardım edene, Mevlâsı yardım eder
8 — Ehline kendi giydiği kumaş gibi elbise giydirmelidir.
9 — Kendi yediğinden yedirmelidir. îmkânı varsa nafakasını geniş tutmalıdır.
Ehlinin meskenini elbisesini venafaka*sim boynuna vâcib bilmelidir.
10 — Ehlini hiç dövmeyip, dünya işlerindeki kusurlarından ötürü sövmemeli, kötü söylememelidir.
11 — Ehlinin din işlerindeki kusurları için bir günden çokküsmemelidir. 12 — Yumuşaklıkla onu idare etmelidir. Çünkü o eğri kaburga kemiğinden yaratılmıştır. Aklı ve dini noksan bulunmuştur. Zevci yanında esir kılınmıştır. Ancak güler yüzlülüğü sohbeti için alınmıştır.
13 — Ehlinin kötü huyları baş gösterince, kabahati kendinde bulup «ben iyi olsaydım, o da iyi olurdu» demelidir. Evliyâdan biri, ehlinin kötü huylarına sabredip soranlara,
«onu bırakırsam korkanm ki, eziyetine sabredemeyen birisialır da, ikisi de belâya düşerler» demiştir. Erkek hanımının huysuzluğuna sabrederse altı şeyden fayda görür: Çocuk dayaktan, tabak çanak kırılmaktan, buzağı dövülmekten, kedi sövülmekten, misafir kovulmaktan, elbise yırtılmaktan kurtulur. 14 — Ehli kızınca susmalıdır. Çünkü erkek susunca, hanımı pişman olup, özür diler. Çünkü o zaif yaradılışlıdır. Karşısındaki susunca, mağlub olur.15 — Ehli güzel huylu olup, her hizmetini seve seve yapmaya başlayınca ona dua, Hakka şükr ve senâ etmelidir. Çün-erkek için, uygun iyi bir hanım, şükrü edilemiyen bir ni’mettir.16 — Ehline böyle davranmalıdır ki, hanım «kocam beniherkesten seviyor» bilmelidir.17 — Evin idâresi ve geçimi hususunda ehliye istişare edipona danışmalı, diğer büyük işlerini ona anlatıp üzmemelidir.18 — Ehlinin hiyânet ve hilesinden sakınmalıdır.19 — Ehlinin günah olmıyan kusurlarını ve hareketlerinigörmemezlikten ve bilmemezlikten gelmelidir.
760
MARİFETNAME
20 — Ehlinin gizli hallerini ve ayıblarını herkesten sakla-malıdır.21 — Ehli ile şakalaşmalı, çeşitli oyunlar yapmalıdır.Nitekim Habib-i Ekrem (S.A.V.) zevceleriyle oynar, onlara karşı insanların en zârifi en hoş görü sahibi olurdu. Hattâbir defasında Hazret-i Âişe (radıyallahü anha) ile yanş ettiklerinde, Hazret-i Aişe geçti. Sonra bir daha yanş yaptıklarındaResûlullah geçli. Çünkü erkeğin, hanımı ile oynaması boş veluzûmsuz değildir.22 — Ehlini kalabalık insanlann bulunduğu yerlerdeoturtmamalıdjr. Böylece namahrem göriip, onlara meyi etmez.23 — Ehline okumayı değil ama yazı yazmayı öğretme-melidir. Çünkü fitne vardır.24 —«Ehline Kur’ân-ı kerim okumasını, farzlan ve dininedeblerini öğretmelidir.25 — Ehlinden izinsiz, nutfeyi ondan azl etmemelidir (me-niyi dışarı akıtmamalıdır.)26 — Ehline çok süslü
vo
değerli elbise giydirmemeli, tâkiböylece süslerini göstermek için dışarı çıkıp caka satmasın,evinin hanımı olsun.27 — Ehlinden izinsiz sefere, belki hacca dahi gitmemelidir.28 — Ehli sâliha ve itaatkâr ise, üzerine bir daha evlen-memelidir.29 — Ehline üzüntülerini sıkıntılarını, düşmanlanm, borçlarını söylememeli, böylece onu da üzmemelidir.30 — Ehlinin yüzüne karşı ve arkasında hayır dua edip,bed dua etmemelidir. Zira gece ve gündüz onun hizmetindedir,KISIM: 9Kadının kocasıyla sohbetinin edebleritEy Aziz, Edeb ehli şöyle demişlerdir:Kadının kocasıyla sohbetinin edeb ve şartlan yirmidir.
76t
ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI HAZRETLERİ
1 — Kocası içeri girince, ayağa kalkmalıdır.2 —■ Kocasını güler yüzle karşılamalıdır.3 — Kocasına «merhaba! hoş geldin, efendim» demelidir.4 — Kocasının paltosunu almalıdır.5 — Her emrinde ve işinde kocasına itaat etmelidir.6 — Kocasının yatağından kaçmamalıdır.7 — Kocasından izinsiz evinden bir yere gitmemelidir8 — Kocası kendisini öpünce ve kucaklayınca, kendini
ona teslim etmelidir.9 — Kocasının elbisesini temizlemelidir.
10 — Kocasının yemeğini pişirmelidir.
11 — Kocasının lambasını
yakıp, yatağını hazırlamalıdır.
12 —
Kocasına gusl ve abdest için leğen ve ibrik getirme
lidir. Minder üzerine
oturtmalıdır.
13 —
Kocası isterse, gusl ve abdestte ona hizmet etmelidir.
14 —
Kocasından izinsiz oruç tutmamalıdır.
15 — Kocasma
güzelliği ve malı ile» övünmemelidir.
18 — Giyinme ve yeme işlerinde kocasına üzüntü
verme
melidir.17 —■*
Sesini kocasının sesinden yüksek çıkarmamalıdır.
18 —»
Kocasına eziyet edip, onu hayatından usandırmama-
lıdır.
19 —
Kocasının yüzüne karşı ve arkasında ona dua ve meth
etmelidir.20 — Kocası için
gözlerine sürme çekmeli, kına yakmalı
ve diğer mübah olan şeylerle
süslenmelidir. Kocasının ırz ve
malını her daim korumalıdır.
Ya’ni
nâmahreme
görünmeyip,
kocasının izni olmadan hiç kimseye
bir
şey
vermemelidir.
KISIM: 10Kişinin çocukları ile sohbetinin edeb ve şartlan:Ey aziz, Edeb ehli şöyle demişlerdir.
İnsanın kendi çocukları
ile sohbetinin edeb ve şartlan
yir-midir.
1 — Baba
çocuğunun doğumuna sevinmelidir. Nitekim
762
MARİFETNAME
Resûli Ekrem (S.A.V.)
«Çocuk dünyada sevinç rûr, âhirettenûrdur» diye
buyurmuştur.
Wjjkğfö
Kız çocuğu olursa, daha çok sevinip, onlara iyi dav-ranmalıdır. Zirâ evlâdın hayırlısı kız olmaktır. Nitekim Habibi
Ekrem (S.A.V.) Kadınuı bereketlisi kız doğurmakla başlıyanı*
dır. Zirâ ben Allahü taâlâdan ağırlığı ve zahmeti olmıyan ev
lâd istedim, bana kız çocukları verdi.» diye buyurmuştur.3 — Çocuğuna güzel isim vermelidir. ' »4 — Yedinci gününde veya daha sonra akika kurbanı
olarak oğlan için iki koyun, kız için bir koyun kesip, (şâfi’)
mezhebine göre) kemiklerini
:
kırmadan taksim etmeli yahut
pişirip yedirmelidir.; 5 — Yedinci günden on yaşma kadar olan zaman içüıde
oğlunu sünnet ettirmelidir.6 Oğlu, yahut kızı altı yaşma gelince, onlara Kur’an,
farz ve dinin edeblerini öğretmeye başlamalıdır.7 — Oğluna yazı yazmak, Ok atmak, yüzmek ve kolay bir
san’at öğretmelidir., Zira hadisi
;
şerif de: San’at fakirlikten em
liiyyettir» diye buyurulniuştur. İlme rağbet ederse, ona hidâyet
olur.8—Oğluna iyi lakab takmalıdır.9 — Kızına yeniek' pişirmek, dikiş dikmek gibi işler öğret-melidir.10 — Bütün çocuklânni ’süsleme, giydirme, yedirme
ve
hediye vermede bir tutmalıdır. ..11 — Turfanda meyveyi önce kız çocuğuna vermelidir.
Zirâ onların yürekleri daha ince ve zayıftır.12 Çocuklarını, şefkatle öpmeli, acıyarak
kucağına al
malıdır.13 — Çocuklarma çok merhametli davranmalıdır.
14 -
t
*
Onlarla oynayıp güler yüzle konuşmalıdır.15 — Onlara beddua etmeyip hayır dua etmelidir. Çünkü
beddua fakirliğin sebeblerindendir. Bazan kabul olur
ve
on-lara zarar verir.' *16 SR On yaşma gelen çocuklarım, erkek ve kız diye ayı
np, başka yataklarda yatırmalıdır, odalarım ayırmalıdır. Çün-kü onlan beraber yatırmak, fitneye sebeb olmaktır.
703
ERZURUMLU İBRAHİM HAKKr HAZRETLERİ
17 — Onbeş yaşma gelen çocuklarını, rızaları ile evlendir
melidir.18 — Çocuğunun yapamıyacağı işi ve hizmeti, ona emr
etmemelidir. Böylece âsi olmalarına yardımcı olmazsın.19 — Yanında olan çocuklarına kendi yediğinden, yedir-meli, giydiğinden giydirmelidir.20 — Hiç kimsenin evlâdı için kötü düşünmemeli ki, onun
zararı kendi çocuğuna dönmesin.KISIM: 11
Efendinin
köle ve câriyeleri ile sohbetinin edeb ve şartlarn
Ey azizi
Efendinin köle ve câriyeleri ile sohbetinin edeb ve şartlan
onyedidir:1 — Efendi o esirleri satın alınca, onlara bereketle dua
etmelidir.2 — Onlara en önce tatlı yedirmelidir.3 — Kendi yemeğinden yedirip, kendi elbisesinden
giy
dirmelidir.4.— Onlara evlâdı gibi Kur'ânı, farzları dini akideleri öğ-retmelidir.5 — Bir gün bir gecede yetmiş defa kusur etseler yine de
afv etmelidir.
7
— Yetmişbirinci kusuru işlediklerinde, dil ile azarlayıp,
yetmişikincide terbiye için eliyle vurmalıdır.7 — Onlan öfkeli iken dövmemelidir.8 —• On tokattan çok vurmamalıdır.9 — Onları terbiye için dövünce yüzlerine ve tehlikeli
yerlerine vurmamalıdır.10 — Köle ve câriyesinin, kendi hizmetinde olan kusurla-rım, kendinin Mevlâsı hizmetinde olan kusurlanndan görmeli-dir.Nitekim evliyâdan birinin kölesi kendisine âsi olunca, «ey
kölem, sen bana
çok benzersin* demiş.
764
MARİFETNAME
1
— Onlann terbiye kabul etmiyenleri satmalı
veya ev
lendirip çırak etmelidir.12 — Onları kendisiyle bir
sofrada bevaber oturtup yedir
melidir.13 — Onlar ayakda durup hizmet ediyorlarsa, yenen ye-mekten onlara birer lokma vermektir.14 — Onlan bir zaman
hizmetinde kullandıktan sonra
âzâd etmelidir ki, Hak taâlâ da
Cehennemden kendisini âzâd
eylesin.15 — Âzad ettikten sonra onlan
çalıştırmamaktır. Çünkü
bu onlara eziyettir.16 — Kendi binmiş olduğu hayvana, kölesini redif etmek-tir.17 — Kölesiyle nöbetleşe hayvana binmektir.
Kendi atma
binip, kölesini ardınca yürütmek kibirdir.Nitekim Hazreti Ömer (R.A.),
Şâm'a giderken, bir kölesi,
bir de devesi vardı. Kölesi ite nöbetleşe
deveye binerdi. Bazan
kendisi bir fersah yürür devenin yulannı
çekerdi.. Şam’a yak
laştıklarında binme sırası kölede idi.
Yol üzerinde bir nehre
rastladılar. O büyük zat (RA.)
ayakkabılarını sol koltuğunun
altına aldı, deveyi çekip o suyu geçti.
Bir de ne görsün, Şam
emiri olan Ubeyde bin Cerrâh onu
karşılamak için nehrin ke-
nânna gelmişti. Ubeyde (B.A.) onu
o halde görünce «ey emi-
rül müminin Şamın ileri gelenleri
sizi karşılamaya gelirler.
Seni bu halde görseler, beğenmeyip
başka ma’nâ verirler» de
yince, Hazreti Ömer (R.A.) şöyle
dedi: «Hak taâlâ bizi İslâm
dini Ue aziz eylemiştir. Biz Onun
sızâsmı aranz. İnsanların sö
zü bizi bağlamaz. Ne
derlerse desinler»Hazreti Osman (R.A.) da bir kölesinin kulağını büküp incitince pişman olmuş, kendi kulağını çektirip onu âzâd etmiştir.O halde herkesin bu edeb ve şartlara uyması, köle ve câri- yelerine, kendi evlâdı gibi merhamet ve şefkat etmesi lâzımdır.Köle ve câriyelerin efendileri ile sohbetlerinin edeb veşartlan, aynen yukanda anlatıldığı şekilde çocuğun ana ve
765
ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI HAZRETLERİ
babasına olan
sohbetinin edeb ve şartları gibidir ki: Efendisin
den kaçan
kölenin geri
dönüp
tevbe etmedikçe namazı kabul
olmaz.KISIM: 12Akrabanın akraba ile sohbetinin edeb ve şartları:Ey Aziz, Edeb ehli şöyle demişlerdir:Kişinin akrabasıyla sohbetinin edeb ve erkânı yedidir:1 — Kişi akrabasını arada bir ziyaret edip, onlarla tatlı ko-nuşmalıdır. Nitekim Habibi Ekrem
(S.A.V.):
«Ey Ebû Zer, gün
aşın
ziyâretime gel! Çünkü bu, muhabbeti arttmr» buyurmuş
arada bir ziyâret edenin muhabbetinin fazla olduğunu bildir-miştir. O halde akrabaya mümkün işe, haftada bir veya ayda
bir, yahut yılda bir kere ziyârete gitmelidir. Mümkün değilse,
ziyâret yerine onlara birer hediye veya mektub yahut birer se-lâm göndermelidir.2 — Kendi âşiretiyle ve akrabasıyla yardımlaşma ve da-yanışmada tek birsel gibi olmalıdır. Demek ki, insan akabasına
kendi ihtiyâcından bir şey yüklemeyip, kendi işlerinden onları*
rahat kılmalıdır. Onların üzüntülerine üzülmeli, neş’elerine
sevinmelidir. Baş sağlığı ve göz aydınlığına gidip, bayram gün-lerinde birbirini ziyaret etmelidirler. Onlar gelince kalkıp güzel
yüzle karşüamalıdır. Gidince, beraber kalkıp kapıya kadar ge-çirmelidir.3 — Akrabasının kendine düşen ihtiyâcını red etmeyip ye-rine getirmelidir. Zirâ onları red etmek, işlerini görmemek sı
la-ı
rahmi kesmektir. Nitekim denilmiştir ki: «Hak taâlâ sılaı
ralım yapanı vasi eder, keseni kat’ eder.» O halde sılacı rahm,
bir selâmla da olsa vâcib olmuştur.
4 — Babasından sonra amcasını, büyük kardeşini ve da yısını saymalı, onları itaat ve hizmette babası yerinde tutma
lıdır. Onlar da,
ona şefkat ve merhamette evlâdı gibi muamele
etmelidir.5 — Annesinden sonra halasını ve teyzesini annesi yerim-de tutmalıdır. Onlar da ona izzet ve şefkat etmelidirler.6 — Kişi akrabası esir düştüğünde, satın alıp âzâd etme-lidir.
766
MARİFETNAME
7
— Akrabanın her eziyyetine katlanıp acı sözlerine kız-mayıp unutmalıdır. Hastalarını görüp, cenâzelerine varıp, va
siyyetlerini tutmalıdır. Akrabanın çocuklarına dahi iyi davran-malıdır.
KISIM: 13
Kişinin komşusu ile sohbetinini edeb ve erkânı:Ey Aziz, Edeb ehli şöyle demişlerdir..Komşunun komşu île sohbetinin edeb ve erkâm kırktır:1 — Kişinin kendi evine bitişik olan ve kendi kapısı kar-şısında bulunup kapılan görünen evlerde oturanlarla kırk eve
vanncaya kadar, zimmi de olsa, komşulanna iyilik yapmalı,
onlara akrâbası gibi ikram etmelidir.2 Komşunun kansma hiyânet etmeyip, ırzlannı koru4
M
Yakın komşusu aç iken, kendi tok yatmamalıdır.5 Komşusunu eliyle yahut diliyle incitmekten sakın-malıdır.6 — Onlann evine izinsfeı bakmamaktır. 7 Zimml de olssa, az veya çok komşusuna hediyye ver-melidir.malıdır. Çünkü hadisi şerifde: «Komşuya hürmet, anaya hür-met gibidir» buyurulmuştur.3 —^îKoînşunun hizmetçisine çok bakmamaktır.8 ^4 İyi bir yemek pişirdiği zaman, yakın komşusuna
göndermektir.9 *r*. Satın aldığı meyveden gördüğü komşusuna hediye
etmelidir.10 V Komşusu borç isterse, borç vermelidir.11 — Komşusu muhtaç ise, işlerini ve ihtiyâçlarını gör-melidir.12 gjgj Komşusunu bayramlarda ziyâret etmelidir.13 — Komşusunun duvanna abdest bozmamalıdır.14 — Komşusunun köpeklerini taşlamamalıdır.
15
— Komşunun hayvanlarını dövmemelidir.10 — Komşunun evlâdını kendi evlâdma dövdürüp söv
dürmemelidir.
767
ERZURUMLU İBRAHİM HAKKİ HAZRETLERİ
17 — Komşusundan izinsiz kendi binasını onun binasın-dan yüksek ve üzerine gelir şekilde yaptırmamalıdır.18 — Komşusunu, kendi duvarına ağaç kakmaktan, tah-ta çakmaktan men etmemelidir.İd — Komşusuna, kiremit oluklarının suyu, kar ve toprak
birikintisi ile sıkıntı vermemelidir,20 — Komşunun sırlarını ve ayıblanm sormamalı, araş
tırmamalıdır.21 — Komşunun işlerini ve hallerini . başkalanna söyle
memelidir.22 — Komşusuna yolda rastladığında önce kendisi selâm
vermelidir.23 — Komşusuyla sözü kendisi uzatmayıp öz konuşmalı-dır.24 — Komşusundan su, tuz ve ateş gibi ev ihtiyaçlarım
esirgemeyip vermelidir.25 — Komşusunun hediyesini az da olsa kabul edip çok
görmektir.26 — Komşusunun ayıbını örtmektir.27 Komşusunu iyi idâre etmelidir.27 — Evim komşusunun İzm ile başkasına satmalıdır.28 — Komşusu bir yerden gelince, ziyâretine gitmelidir.29 — Komşusunu sevindiren bir olayda göz aydına gitme-
lidir.
30 — Komşusu üzgün olunca, gidip başsağlığı dilemelidir.31 — Komşusu kendisini da’vet edince gitmelidir.32 jjşşp Komşusu bir şey isteyince, severek vermelidir.33 — Komşu kusur edince, af ile muamele etmelidir.34 — Komşusu hasta olunca, varıp görmelidir.35 — Komsusu vefât edince, cenâzelerinde
bulunmalıdır.
36 — Komşusunun yetim çocuklarını sevmeli ve okşa ma-
lıdır.
37 — Komşusuna rastlayınca, güler yüzle, tatlı sözle ko-nuşmalıdır.38 — Komşusu nasıl, muameleden hoşlanıyorsa, ona göre
davranmalıdır.39 — Diğer insanlardan katlanmadığı eziyetlere, komşu*
sundan katlanmalıdır.
768
jfcyjS*
»npn>MARlfLTKAME
40 — Kendisine musallat olan komşusuna iyi davranıp
sabır göstermeli, sert söz söyleyenlere yumuşak söz söylemeli-dir.KONU: 4Arkadaşlarla, bilgili dostlar ve cahil insanlarla sohbetin
âdâb ve erkânı, halkla temasta, onlann görenek ve gelenekle-rine, mavesimlerine uymanın lüzumu, âlimlerle büyük zatların
dış işlerdeki tutumları ve bütün bunlarda insana kolaylıklar
sağlıyan Allah’ın birliğini anmayı 6 kısımda bildirir.KISIM: 1İyi arkadaşlarla sohbetinin, samimi arkadaş edinmenin
âdâb veerkânını bildirir.Ey aziz, Edeb ehli diyorlar ki:Bir insanın hocaları, öğrencileri, anne, baba, kardeşleri;
akraba hizmetçi ve komşuları dışında diğer insanlar üç grup-ta toplanır:l Dıhvanı safa (samimi arkadaşlar, dostlar),2) Maarifi Pür cefa (güçlükleri çok' bilenler)3) Mecahili bi vefa (yefaşız cahiller.)Onun için birisiyle dostluk kurarken iki şeye çok dikkat
etmek gerekir. Evvela karşıki şahısta doğruluk gördükten son-ra arkadaşlık bağını kuracaksın. Doğruluğuna emin olmadık-larınla sakın arkadaş olma.Nitekim Peygamber (S.A.V.): «Kişi kendine benziyenlerle
arkadaş (dost) olur» buyurmuştur.Eğer son konuşmada, öğrenmede ortağın, din ve dünya iş-lerinde arkadaşın olması için şefkatli bir dost edinmek istersen
onda şu beş meziyeti ara, eğer bunlar varsa dost edin. Bunlar
da.
1
_ Akıllı olmak: Çünkü ahmak dosttan hayır gelmez.
Sana faydalı olmak için bir iş yapayım derken, zarar verir.
ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI HAZRETLERİ
S -- Güzel huylu olmak: Kötü huylu kimseler vefâsızolurlar, öfkesini, şehvetini yenemiyen kimse kötü huyludur.Öyle bir kimseyi dost edin ki, sen ona hizmet ettiğin zaman oseni korusun. Sen onunla konuşup görüştüğün zaman o sanatatlı söylesin. Senden bir iyilik görünce onun değerini bilsinve bir hata görünce onu örtsün.
3
— Salahtır: Yani, hata ve kusurlarını bilip düzeltmek.Büyük günah işleyen ve işlemekte ısrar eden fâsıklarla dostolma. Allah’tan korkan kimse, kötülük işlemekte ısrar etmezve kötülük işlemez. Halbuki Hak Taâlâ’dan kormayan kimsenin şerrinden emin olunmaz. Çünkü böyle kimseler her an değişmektedir.4 — Kanaattir: Yani, verilene razı olmak. Dünyaya dörteli*} sanlan haris kimselere yakın olma. Çünkü onlarındostlukları menfaate bağlıdır ve geçicidir. Haris ile sohbet, öldürücü bir zehirdir. Çünkü tabiatı, huyu bukelemun gibi değişkendir. Belki türlü huylara bürünmekte ustadır. Fakat şubir gerçektir ki haris kimselerle sohbet eden kalkıp oturan daonun gibi haris olur. Temiz insanlarla kalkıp oturan kimse ra*hatı bulur, endişesi olmaz.5 — Doğruluktun Yalancıyla dost olma. Çünkü o baştanaşağı uğursuzdur. Sana uzağı yakın, yakını uzak gösterir. Yalanlarıyla seni kandırır, doğruluktan saptırır.Eğer bu beş meziyete sahip bir kimse bulamazsan o zaman,şu iki esasa göre davranman gerekir.a — Ya insanlarla meziyetleri kadar konuşur, kalkıp oturursunb — Veya insanlardan ilgini keser, bir köşeye çekilir, se
:
lâmeti bulursun.Çünkü kardeşler üç türlü olur: Biri âhiret kardeşidir. Onda yalnız dinle ilgili olanJan ararsın. İkincisi dünya kardeşidir.Bunda da yalnız güzel huy ararsın. Üçüncüsü de alışma kardeşidir ki, bunun şerrinden kurtulma çarelerini ararsın. Buöyle bir kimsedir ki, onda ne menfaat bulunur, ne de onunlavakit geçirilebilir. Ondan kurtuluncaya kadar onunla güzellikle geçinmeye bakılır. Ancak bu gibi kimselerden insan, ibret
770
MARİFETNAME
dersleri alır. Onda görülen kötülüklerden çirkinliklerden çe-kinmek. Nitekim Peygamber (S.A.V.) «Eğer insanlar, başka-larında görüp tiksindikleri şeylerden sakınsalar, edebi eri ke-mali bulur, terbiye ediciye lüzum kalmaz» buyurmuştur.Tanışan iki kişi arasındaki dostluk hukuku, ancak devam-lı görüşme, konuşma ve anlaşmadan sonra kurulur. Dostluk
hukukunun yerine getirilmesinin ince âdâb ve erkânı vardır.
Nitekim Peygamber (S.A.V.) «İki dost , iki el gibidir, birbirle-rini yıkar, temizlerler.» buyurmuştur. Nitekim bir gün Resu
lullah efendimiz sahâbleriyle birlikte bir ağaçlığa girer ve erik
ağacından biri eğri diğeri düz iki misvak keser. Eğrisini ken-disine bırakır, düzünü arkadaşına verir. O zaman arkadaşı
«bu düz misvak size yakışır, bana vermenizin hikmeti nedir?»
deyince, Peygamber efendimiz şu cevabı verir: Eğer misvakları
sen bulup kesse idin düzgün olanını bana vermeniz mürüvvet
muhabbet ve kadirbilirlik sayılırdı. Çünkü iki arkadaştan en
şefkatli, mürüvetli ve alçak gönüllü olan, Allah’ın yanında di-ğerinden azizdir.»Dost ve kardeş olan iki kişinin sohbet görüşme ve birbir-lerine karşı muamelelerinin âdâb ve erkânı:«Mal ve mülkünü dostuna bağışlayıp rızasını almaktır. Bu
mümkün değilse fazla malıyla dostunun ihtiyaçlarını gider-mektir.»«Dostunun dar zamanlarında ve ihtiyaç anlarında hemen
yardımına koşmak, eliyle veya diliyle bu görevini yerine getir-mektir.»3 Dostuiı’un sırrını, herkesten gizlemektir,4 — Dostunun ayıplarını ve kusurlarını örtmektir.5 ri Halkın kınamasından dostunu üzecek sözleri kendi-sinden saklamaktır.6 — Halkın övmesinden dostunu sevindirecek sözleri
kendisine söylemektir.| Dostun öfkesine karşı gelmemektir,8 — Dostun sözlerine müdahale etmemek ve itirazda bu-lunmamaktır.
771
ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI HAZRETLERİ
9 — Dostunun hoşuna giden adıyla kendisini çağırmak-tır.10
— Dostuna gerektiği taktirde
güzellikle nasihatte
bulunmaktır.
11 — Dostun iyiliği için güven arttırıcı sözler söylemektir.12 — Dostunun yokluğundaki konuşmada kendisini koru-
maktır.
13 — Dostunun kusurlarına, eziyetlerine göz yummak ve
bağışlamaktır.
14
— Dostunun sağlığında
ve ölümünde her namazdan
sonra ona dua etmektir.
15 — Dostunun acılarına, üzüntülerine ortak olmaktır.16 — Dostunun sevinçlerine ortak olmaktır.17 Dostunun varlık ve yokluğunda beraber olmak, giz-
li veya
aşikar ona iyilik yapmaktır.18
— Dostunun huzurunu
bozacak her hangi bir iş tekli-
finde bulunmamaktır.
19 — Dostunun önünde kalkmalı ve güler yüzle selâm ver-
melidir.
20 — Toplantılarda, dostuna yer açmalı veya kendi yerini
vermelidir.
2î — Gördüğünde dostunun ve çocuklarının halini sor-malıdır.2 Dostunun sözlerini tasdik edecek şekilde konuşma-lıdır.23
— Dostunun kalkışında onu
kapıya kadar yolcu etme-
lidir.Hülâsa kişi kendisine yapılmasını
sevdiği ve istediği mua-
meleyi dostuna yapmalı ki, sadakatini
göstersin. Çünkü canına
istediğini, dostuna istemiyenin
dostluğunda hayır yoktur.
24 — Dostunun
ölümünden sonra ailesiyle, çocuklarıyla
ve sevdiği akrabalarıyla
ilgisini kesmeyip görüşmek, vefalı ol-
manın gereklerindendir.Gelir zevk-u
safâ
dostun
bana cevru cefasından
(Muhibb-ı sâdıkı yektir, kişinin akrabasından.
772
MARİFETNAME
KISIM: 2Münevver insanlarla sohbetin, kalkıp oturma, konuşup
görüşmenin âdâb ve erkânım bildirir.Ey aziz, Edeb ehli diyorlar ki:Münevver faydın) insanlardan sakın ki, onların şerrinden
korunasın. Özellikle kötülüğü yüze karşı dost görünen münev-verden görürsün. Amfna dostun sana yardım eder. Yabancı da
sana saldırır ve kendi işine gider. Fakat kötülüğün hepsi o
münevverden gelir ki, diliyle sana dost görünür, içinden sana
düşmanlık besler. Oııun için gücün yettiği kadar münevver
insanlardan uzak ol ki, kötülüklerinden selâmete eresin. Fa-kat münevverle bir okul bir cami, bir çarşı, bir mahalle veya
hir şehir ve kasabada rastlarsan sakın onların hiç birini kü-çük görme ki, kendini onların düşman ateşine atmıyasm.', Dünyalıklarından dolayı onlan büyük görme, durumla
riılît gözünde büyütme ki, Allah ile insanlar yanında küçülmi
yesin, Çünkü dünya bütün varlığıyla Allah’ın yanında hakir-dir, bir hiçtir. Dünya halkının varlığını gözünde büyütürsen
bil iki Allah’ın yanında değerin! olmaz. Sonra dünya ehlinin
ellerinde olan dünya varlığına nail olmak için, kapüarını çal-ma ve onlar için dinini harcama. Çünkü onlara bu şekilde yal
takUımardar onların gözünde alçaldıkları gibi mallarından da
mahrum olmuşlardır.Eğer onlar sana düşmanlık yaparlarsa, sen onlara aynı
şekilde karşılık verme. Çünkü onların yaptıklarına sabrede
mezsen o zaman dinin zayıflar ve onlardan çektiklerin uzar
gider. Eğer onlar, sana ikramda bulunur, yüzüne karşı seni
över, sevgi gösterirlerse onlara inanma ve güvenme. Zira bun-ların binde birinde vefâ ve doğruluk bulamazsın. Onların sa-na rahatlık verecek ve arkanda seni çekiştirmiyeceklerini zan-netme. Böyle yaptıklarını duyarsan da hayret etme, kızıp acı
söyleme. Çünkü insâf ile kendi kendini incelersen, senin de o
ruh hali içinde bulunduğunu göreceksin. Hatta dost ve yakın-ların ana baba ve hocalarm hakkında gizli veya açık aynı şe-
ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI HAZRETLERİ
kilde davranamazsın. Çünkü onlar için arkalarında söylediklerini yüzlerine karşı katiyyen söyliyemezsin.Münevver insanların mal, mevki ve yardımlarından ümidini kes ve bunlara tama’ etme. Bunlara haris olanların herzaman alçaldıklarını ve mallarının ellerinden gittiğini unutma.Onlardan bir şey istediğin zaman verirlerse dua ve teşekkür et.Vermezlerse kınama, şikayette bulunma ki, kin ve düşmanlık,ruhuna sinmesin ve kusur işleyip özür dilemiyesin. Belki on-lar*n o kusurlarında senin bilemediğini özürlerini bulursun.Onların hiç birine nasihatta bulunma, sormadıkları hikmetleri söyleme. Yoksa sana düşman kesilirler. Eğer onlar birmeselede, bir işte hata eder ve. bu hatalarını başkalarındanişitip öğrenirlerse sakın onlara bu hususta bir şey öğretme.Çünkü onlar, senden hem ilim öğrenir, hem de sana düşmanolurlar. Ancak hataları, dine aykın ise, o zaman onlara güzellikle doğruyu söylemen gerekirEğer onlardan bir iyilik, bir ihsan görürsen, Cenab-ı Hak'ka şükret ki, seni onlara sevdirmiştir. Eğer onlardan bir kötülük, bir zarar görürsen, bunu da Allah’tan bil ve onları Allah’a havale et. Onları «ben falan oğlu falanım, âlim bir insanım, niçin kadrimi bilmediniz, bana saygı göstermediniz»diye azarlama. Çünkü bu sözler, nefsin öğünmesidir, kibrinalâmetidir. Öğünmek ve kibirlenmek ise, ancak ahmaklık vedüşüklüktür. Şunu bil ki, geçmişteki bir günahından dolayıCenab-ı Hak, onları sana musallat etmiştir. Onlann doğru sözlerini dinle, yanlışlarına kulak verme, duymamazlıktan gel.İyiliklerini söyle, kötülüklerine göz yum, kimseye söyleme.îşi gücü
yalan
ve
kavga olanlarla kalkıp oturma. Çünkü
onlar seni
kıskanır, arkandan çekiştirip dedikodunu yaparlar.
Hata ve
kusurlarım büyütür ve saklar, fakat sana kızdıkları
veya tartışmaya
giriştikleri anda birer birer sayıp dökerler.
Onlar senin ne
bir kusurunu gizler, ne de bir hatanı affeder
ler. Eğer
f.
enden
razı gibi görünürlerse
bil
ki bu, onların dal
kavukluğudur.
Aslında içleri sana kinle doludur, görünüşleri
sahtedir. Bu
onların huylandır. Bu sebepten onlarla görüşüp
konuşmak zarar, kalkıp
oturmak pişmanlık vericidir. Bunlar
774
MARİFETNAME
dost görünen münevverlerdir ki, düşman görünenlerin hareket
ve davranışları bunlannkine göre daha az zarar vericidir.
KISIM: 3
Cahil insanlarla sohbet etmenin ve çeşitli halk kesimleri-nin gelenek ve görenekleriyle merasimlerine kanşmanm âdâb
ve erkânı:
Ey aziz, Edeb ehli diyorlar ki:
Cahil insanların toplantılarında riayet edilecek esaslar
beştir: ,
f
'1 — Onların sözlerini önemsememek,2 — Yersiz Ve manasız sözlerine kulak vermemek,3 Kendi aralarında konuştukları bayağı sözleri duymay-mazlıktan gelmek.4 —
Onlarla görüşıhekten çekinmek ve zaruret halindetoplantılarında bulunurken de çok oturmamak.
5— Onlara muhtaç olmamaya ve kendilerinden bir şey
istememeye dikkat etmektir.Onların toplantılarına girip de tuzaklarına düşen kimse,
kurtuluncaya dek bir şey konuşmamalı. Tâ ki namus ve şere-fiyle onlardan kurtulsun. Bil ki, cahil halkın âdetleri, merasim-leri pek çoktur. Onlara karıştığın takdirde bunlara riayet et-mek zorundasın. Dost veya düşman, ne olursa olsun çekinme-den, onların isteklerine göre hareket etmelisin. Kendinden bü-yüklere saygı gösterip hizmet, küçüklere şefkat ve merhamet,
yaşdaşlanna yumuşak ve güzellikle muamele etmelisin ki, se-vilesin, rahat ve selâmet bulasın. Toplantılardaki insanlara
fazla iltifat gösterip yüz göz olmaktan ve onların hizmetlilerine
çok bakmaktan sakın. Fazla oturup onlan usandırmadan top-lantıyı bir an evvel terket.Toplantı içinde başım kaşıma, parmaklarını çıtırdatma,
sakal ve yüzüğünle oynama, dişlerini karıştırma ve buna ben-zer hareketleri yapmaktan kaçın. Burnunu kanştırmak, tü
77â
ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI HAZRETLERİ
kürüp sümkürmekten sakın. Gerinme ve başkasının yüzüneesneme. Toplantıda olduğun sürece dalma edebil olmalı, düşünceli konuşmalısın. Seninle konuşanın güzel sözlerine lüzumundan fazla sevgi ve şaşkınlık göstermeyip onlardan yararlanmaya çalış. Çirkin ve gülünecek konuşma ve hareketlerisusmakla geçir. Şiirlerini anılarını, sözlerini ve nefsini İslahİçin yaptığın hal ve hareketleri başkasına anlatıp kendini methetme. Süslenmede ve süs araçlarını kullanmada bayağılığakaçma. Her zaman sade ve tabii ol. Yalvararak kimseye iş yaptırma. Bir iş için kimseye fazla ısrar etme ki, o sana ağırlık veüzüntü konusu olmasın. Hâkimi koruma, zâlime yardımcı olma. Çünkü ikisinden de fitne ve belâ gelir. Devlet büyüklerine yakın olma. Çünkü ateşleri yakıcıdır. Sağlığın, varlığın halinde sana dost olandan sakın. Çünkü onlar defterinin başındadır. Malını, namusundan üstün tutma. Düşmanlık yapanlaraçabuk öfkelenme. Öfken geçmedikçe konuşma. Malını, paranın miktarım eşine ve çocuklarına tam bildirme. Çünkü az
gö rürlerse
kadrin yanlarında az olur, çok görürlerse gönüllerinialmak senin için zor olur. Sana hizmet edenlerle şakalaşıpgülüşme, kimse ile alay etme güldürücü şakalar yapma. Çünkübunlar, insanı düşürür, yüzsüz eder, kalb kırarlar. Neticedede dövüş ve düşmanlık olur. Eğer bir kimse seninle alay ederse,sakın sen cevap verme, uzaklaş git. Eğer bir kimse sana zulümederse, onunla yumuşak konuş ve onu Allah’a havale et.Allah’m yaratığı olan bir kimseye ve hiç bir şeye lânetokuma. Hiç kimse için Allah’a ortak koşma ve nifak ile şeha-det etme. Çünkü tüm gizlilikleri bilen yalnızca Cenab-ı Allah’dır. Onun için Allah ile kullan araşma girme. Dilini gıybettenkoru. Çünkü bir gıybet, otuz defa zinadan daha kötü ve haramdır. Hiç kimseye bir şey va’detme. Vereceğin şeyi söz vermeden ver. Eğer mecbur kalır da söz verirsen, mutlaka yerinegetir. Çünkü sözden dönüş, münafıkların işidir. Sakın yalansöyleme. Çünkü yalan, kötülüklerin kaynağıdır, her dinde haramdır. Yalancı, halkın tiksindiği, Allah’ın kapısındankovduğu bir kimsedir. Sakm konuşurken insanlarla tartışma.Çünkü sonunda hata, bilgisizlik ve utangaçlık olabilir. Bundakendini bilgili ve zeki gösterip öğünmek de vardır. Halbuki Ce-
776
MARİFETNAME
nabı Allah Kur'an’ı kerîm’de «nefsinizi methetmeyiniz» bu-yurarak insanın kendisini methetmesini yasaklamıştır. Öyley-se dilini, nefsini öğmeğe alıştırma. Çünkü kendini beğenenin
değeri düşük olur. Allah’m ve insanların yanında derecesi ek-sik olur. Allah’ın adıyla çok yemin etme ve Allah'ın adından
başka bir şeyle yemin etmekten sakm. Kimseyi yüzüne karşı
methetme. Konuşurken yavaş konuş, faydalı ve öz konuş. Sözü
uzatma ki dinliyene bıkkınlık vermesin. Birisi yanında aksırdı-ğı zaman, güler yüzle «Allah’ın rahmeti üzerinde olsun» de-melisin. Sen aksırdığın zaman, başını eğ, elini yüzünün üzeri-ne koy, yavaş aksır. Fazla ses çıkararak aksırmak edebe aykı-rıdır.Çok şaka yapma ve kahkaha ile gülme. Birkaç kelime faz-la söyliyerek insanların arasmı bul. Kimsenin ayıbını araştır-ma ve eğer şayet öğrenirsen de gizle. Hiç kimsenin yüzüne ayı-bını vurma ki, o ayıb şenini başına gelmesin ve ona tutulmı
yâsm. Bütün insanlara iyilik yap ki, iyilik göresin hayatından
razı olasın.BEYT:Zamanımızı ayıplıyorsun ayıp bizdedir.Eğer zamanımız ayıplı ise bu hepimizdedir .Hiç kurd, kurdun etini yer mi?Fakat bazımız bazımızı açütça yiyoruz.KISIM: 4Muhterem âlimlerin ve ulu fakihlerin dış işlerindeki hare-ket tarzları ve halkla kalkıp oturuşları esnasındaki adetleri:Ey aziz! Bil ki;îmamı Azam Ebu Hanife Hazretleri, İmam Ebu Yusuf
hazretlerinin akıl ve kemâlini, güzel huylarım, temiz konuş-masını ve halkın ona verdiği değerle başlanışlarını görünce,
ona önemli dış işleriyle üstün adetleri öğretmiş ve vasiyet bu-yurmuştur ki; ya Yusuf, vilâyet amirine (valiye) itaat et ve
elinden geldiği kadar onu ağırla. Hâkimlerin yanma şanlarını
yücelterek git. Sakın onların huzurunda yalan söyleme. Seni,
777
ERZURUMLU
İBRAHİM HAKKI HAZRETLERİ
ilmi bir damşnm için çağırmadıklarca yanlarına gitme. Sık sıkziyarete gidip de itibar ve değerini düşürme. Onların ziyaretinegittiğin zaman da hemen işini görür uzaklaşırsın. Çünkü onlar kendilerinden başkasını düşünmezler. Sakın, hâkimin huzurunda ilmi meselelerden çok bahsetme ki, onun yanındautanç duruma düşmiyesin ve tanıdıklarının karşısısmda bilgisiz görünmiyesin. Çünkü o senin sözlerini alıp bildiklerini söyler, kendini daha bilgili gösterip seni küçük düşürür. Hâkiminhuzurunda hem kendi ve hem de başkalarının değerini bil ki,ne başkalarından zarar göresin, ne de Hâkimin gözünden düşesin. Hâkimin yanında tanımadığın âlim varsa girme. Çünküeğer sen ondan üstün isen oturduğu yerden daha yükseğe oturmakla zararını görebilirsin. Eğer o senden daha üstün seviyede ise, o zaman sen ondan aşağıya oturduğunda Hâkimin gözünde küçülebilirsin. Hâkim, kendi işlerinden sana bir vazifeteklif ederse şenini bilgine ve fikrine razı olduğunu bilmedikçeo vazifeyi kabul etme ki, hükümette başkasının fikrini kabuletmeye mecbur kalmıyasm. Eğer hâkimin yakını olursan, onunbütün tanıdıklarından uzaklaş ki, onun yanında değerin düşmesin. Sakın halka ve tüccara sorduklarından fazlaşma cevapverme. Onların anlayabildikleri kadannı söyle çünkü seninmal tutkunu olduğunu sanabilir ve şüphelenip de rüşvet alanveya alanlara aracılık yapan damgasını vurabilirler.Bayağı insanlarla gülüşme, hatta tebessüm dahi etme. Pazar için çarşıya çok gidip gelme. Orta yaşlılarla konuşup fitneve fesada dalma. Fakat çocuklarla, öksüzlerle konuş. Onlarışefkatle öp, başlarını sıvazla. Cahil ihtiyarlarla yol arkadaşlığı yapma. Çünkü onlardan önce yürürsen ihtiyarlığı, onları önde yürütüp sen arkada kalırsan ilmi küçültmüş olursun. ÇünküPeygamber (S.A.V.): «Küçüklere şefkat, büyüklere saygı gös-termiyen bizden değildir» buyurmuştur.Halkın gelip geçtiği yol üzerinde oturma. Mecbur kalırsancami avlularından başka bir yerde oturma. Mescidlerde, çarşıda ekmek yeme. Su satanlardan, musluklardan su içme. Dükkânlarda oturmak için çarşıya gitmd. Kibir ve gurur denizinebatmamak için ipekli elbiseler giyinme. Eşine yatakta, hizmetçilerin işlerinden ve yabancı kadınlardan bir şey konuşma.
778
MARİFETNAME
Ancak
ona gereken sözleri kısaca
ve güler yüzle söylersin ve
az bir oynaştan sonra Besmele ile
yanaşırsın ki, senden çok
yüz bulmasın ve yabancı erkekleri ortaya
atıp onlardan ko
nuşmasın.Elinden geldiğince üvey ana veya babası olan bir kadınla
evlenme. Yoksa onların dilinden kurtulamazsın. Ancak akra-baları ile görüşmemek şartıyla evlenebilirsin. Çünkü kadının
malı olsa üvey ana ve baba onu kendi mallan olduğunu bilir-ler ve kızlarının elinde emanet olarak görürler. Eğer kadın,
babasının evine hiç gitmezse kocasıyla rahat yaşarlar.Sakın iç güveyi olma ve kannın evinde oturma Yoksa hür
iken esir olursun ve malmı da başkalarına yedirmiş olursun.
Sakın kızı veya oğlu bulunan bir kadınla evlenme. Çünkü
onun yanında, çocuğundan üstün ve değerli olamazsın, senin
bütün malını çocuğu için biriktirir. Hatta gerekirse senin ma-lından çalar da bilemezsin. Sakın iki kadınla da evlenme. Eğer
şaşırıp bu işi yaparsan ikisini aynı evde oturtma. Para kazan-maya gücün yetmedikçe de evlenme. Önce ilim tahsil et, sonra
helâl mal kazan, ondan sonra evlen ki, tahsilin zamanında para
kazanmaya mecbur olup tahsili terketmek zorunda kalmıya
sm. Çünkü ilim tahsilinden önce para kazanmaya kalkışırsan
dünya işleriyle ve kadınla meşgul olacağından vaktini kaybe-dip ilim tahsiline devam edemezsin. Nihayet çocukların çoğa-lır ve onların nafakasını kazanmak için ilim tahsilini terket-mek zorunda kalırsın. Vücudunun dinç, kalbinin huzur içinde
bulunduğu gençlik çağında kendini ilim tahsiline ver. Sonra
helâl mal kazan ve ondan sonra evlen. Çünkü çoluk çocuk,
kanadını, kolunu kırar, sanatsız malsız onlan geçindirmen
mümkün olmaz.Sana bırakılan emaneti sahibine verip doğru yoldan yürü.
Bütün insanlar için iyilik iste. Halk senin hareketlerini .kal-kıp oturmam beğenir ve seninJe görüşmek istedikleri takdirde
sohbetlerine git. Toplantılarında hem kendi nefsini ve hem de
onlan ağırlayarak ilmi konuşmalarda bulun ki, onların kalp-lerini kazanıp sevilesin ve böylece onları âhiret yoluna yönel-tesin. Sakın dini emirleri, Kelâm ilmiyle cahil halka anlatma.
779
ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI HAZRETLERİ
Yoksa kelâm ilmini taklit yolu ile öğrenmeye kalkıp bilgisiz
kafasıyla o denizin derinliklerine dalar, boğulur.Sana gelip bir mesele için fetva istiyene yalnız cevabını
ver, başka bir şey ekleme ki, soranın aklı dağılmasın. On yıl
sebepsiz ve kitapsız kalsan da sakın ilimden uzak kalma. Ge-çinme derdi bile seni ilimden uzaklaştırmasın. Talebelerinle
şefkat ve sevgiyle konuş ki, bu davranışınla her öğrenci, ken-dini senin evlâdın saysın, ilmi çalışma ve gayretleri gün be
gün artsın.Sana itiraz ve muhalefet eden cahil insanlarla ve çarşı hal-kıyla bir kelime dahi konuşma ki, onlarla yüz göz olmayasın.
Hiç korkmadan ve çekinmeden hakkı söyle. Karşındaki Sul-tan olsa ondan korkma, doğruyu söyle. Senin ibadetin halktan
çok olsun ki, onlar senin ibadetini kendilerinkinden az görüp
de hevesleri kırılmasın, böylece inançlarında bir gevşeme ol-masın. Alimleri olan bir şehre gittiğin zaman, eğer onlarm
mevki ve rütbelerine istekli olmadığını bilir ve onlar da sen-den emin olurlarsa selâmet bulur rahat edersin. Yoksa hepsi
sana hücum eder, görüşlerini kötülerler. Halk da seni hakir
görür ve âlimlerin izinden giderler. Sen de, hepsinin yanında
sadece faydasız ve yerilmiş bir kişi olarak kalırsın.Eğer o şehrin âlimleri gelip senden bazı meselelerin çözüb
mü için yardım isterlerse onlarla tartışmaya girişme veonlara
delilleri olmayan şeyleri söyleme. Onların delillerine karışma
ki onlar da seninkine karışmasınlar. Âlimlerden çekin, cahil
insanlardan da gafil bulunma. Görünüşünle Allah için oldu-ğun gibi, içinle de Allah için ol ki Allah’ın has’ kulu olasın. Eğer
şehir hâkimi sana iyi salih olmayan, yaramıyan mevkii teklif
ederse, bu teklifi sana ilmin için yaptığını bilmedikçe kabul
etme. İmtihan ve karşılıklı tartışma toplantılarından sakın,
korkarak konuşma. Çünkü korku, fikirlere karışıklık konuş-maya bozukluk verir.Sakın çok gülme. Çünkü çok gülme, kalbi öldürür, tatlılı-ğını giderir. Yürürken yavaş ve vakarla yürü. Hiç bir işinde
acele etme, yavaş ve sabırla hareket et. Sana arkadan seslene-ne cevap verme. Çünkü hayvanlara arkalarından seslenir. Bu
780
MARİFETNAME
şekilde seslenmeyi kendine lâyık görme. Konuştuğun zaman
sesini fazla yükseltme. Karşındakinin işitebileceği kadar ko-nuş. Kendin için susmayı ve az hareket etmeyi âdet edin ki,
herkes senm sabırlı ve sözünde duran bir kişi olduğunu bilsin.Halkın içinde Allah’ı çokça an ki, senden öğrensinler. Her
namazdan sonra Kur’an okumaya, zikir yapıp Allah’a şükret
meye devam et. Her ayın bazı günlerinde oruç tut. Nefsini yen-meğe sıkışıp ilmini koru ki, amelinle her iki âlemde de fayda
göresin. Alış verişini kendin yapmayıp güvenilir birisine yap-tırırsan senin için daha hayırlı, ilme kendini vermen açısından
daha yararlı olur. Dünya malına itibar etme, zenginliğine, vü-cudunun sıhhatli olmasına güvenme. Onların hepsinden so-rumlu olduğunu unutma. Yarın onların hesabı senden sorul-duğu zaman endişe ve kedere düşmeyesin. Eğer devlet reisi
seni yakınlarından ltılarsa, sen ona yakın olduğunu kimseye
söyleme. Çünkü devlet başkanma yakın olduğunu öğrendiler
mi sana birçok işlerini gördürmeye kalkarlar. Eğer işlerini
yapmaya başlarsan bu defa devlet başkanınm gözünden düşer-sin. Eğer işlerini yapmazsan bu seferde sana küsüp ayıplama-ya başlarlar.Halkın hatasını gizle, iyiliklerine riayet et. Eğer bir kim-seyi kötülükleriyle tanıdın sa onu kötü olarak anma ve kimse-ye de anlatma. Onun bir iyiliğini bul ve o iyiliği ile onu an.
Eğer o kimsenin kötülükleri dine aitse o zaman halka söyle-yip ona uymamalarını tenbih et. Nitekim Peygamber (S.A.V.)
efendimiz bir hadisi şerifinde: Asi, kötü bir kimsenin isyanını
söyleyiniz ki, halk ondan sakınsın. Bu kimse mevki ve rütbe
sahibi olasa bile» buyurmuştur.. Öyleyse sen, mevki ve rütbe
sahibi bir kimsede dini bir sapıklık gördüğün zaman sen
bunu söylersen Allah da yardımcın olur, halk da senden çeki-nir. O mevki sahibinin bozuk fikirlerini kimse benimsemez.
Eğer o mevki sahibi, dindeki bozuk görüşünü senin yokluğun-da çekinmeden söylüyor ve aynı fikirde ısrar edip duruyorsa,o zaman konağına git, kendisini yalnız gör, güzellikle, yumu-şak ve inandırıcı bir dille kendisine nasihat et. Eğer ilmi bir
bilgiye sahip olduğunu görür ve yeni fikirler ortaya koyanlar-dan ise onunla ilmi tartışmaya giriş. Kitap ve sünnetten
büdik-
781
ERZURUMLU ÎDP.AHİM HAKKI HAZRETLERİ
lerini anlat, inanır ve kabul ederse ne güzel, etmez ve fikir-lerinde ısrar ederse kızmadan çekil git.Ölümü bir an hatırından çıkarma. Hocaların için Allah’
tan rahmet ve mağrifet iste. Kur’anı Kerim okumaya devam
et. Mezarlıkları ziyaret et. Şeyhleri ve mübarek yerleri gör-meye git. Oyun oynanan küfür edilen ve bayağı konuşma ya-pılan toplantılara gitme. Ezan okunur okunmaz hazırlan ve
herkesten evvel camiye git. Komşuların ayıp ve kusurlarını
kimseye söyleme.Sana Lir iş için danışana daima doğruyu söyle ve seni Al-lah’a yaklaştıran fiillerini kendisine anlat. Sakın malınla cim-rilik etme ki sevilesin. Hâris ve yalancı olma ki, insanlıktan
uzak kalmıyasın. Doğruyu yanlışa katma ki, zarar görmiyesin.
Bütün işlerinde insaf ve merhametli ol. Doğruluk âdetin
olsun. Fakir düştüğün zaman, halini ihtiyaçlarını kimseye bil-dirme. Dünya malı bir hiçdiı*, değersizdir. Değersiz olan dünya
malına karşı haris olma.Himmetini yükselt, alçakta kalma ki hakir duruma düş-meyesin. Yolda yürürken sağına soluna fazla bakmadan önüne
bakıp yürü. Hamamcıyla pazarlık yapma, ücretini fazlasıyla
ver ki, hamam adamları sana gereken saygıyı göstersin. İlim
ehli yanında hakir olan dünyayı alçak tut ki, Hak Taâlâ’mn
yanında daha üstün ve ebedi olan devlete eresin. Dünya işle-rini doğru bir adama yaptır ki, ilim ve amel ile uğraşma im-kânını bulasın.Sakın delilerle bir laf bile etme. Karşılıklı tartışmayı bil
miyen ve buna dayanamıyan yahut sırf bir mevki kapmak
için halkla türlü mesele ve bahisler anlatan âlimlerle konuş-ma. Çünkü onlar, senden çekinmedikleri gibi seni küçük düşür-meye mahcub etmeye çalışırlar. Senin doğruyu söylediğini
bilseler bile yine sana muhalif hareket ederler.Büyük ve ileri gelen zatların toplantısına girdiğin zaman
onlar seni çağırmadan sen yukarılara çıkıp oturma. Bir top-luluk içinde bulunduğun zaman onlar seni namaz için ileriye
çağırmadıkça sen öne gitme. Kadm ve gençlerin toplandıkları
782
MARİFETNAME
gezinti yerlerine gitme. Zulmün, haramın işlendiği toplantılara
katılma ki onlarla ortak olup zarar görmiyesin.İlim meclislerinde kızma. Bayağı ve yalana yakın hikâye-leri anlatma. Eğer âlimlerden biri için bir toplantı yapmak is-terken, muhakkak o toplantıda bulun. Bildiğin gerçekleri on-lara anlat ki halk onu bilgiç sanıp da onunla övünmesinler ve
senin huzurunda kuşkuya düşmesinler. Eğer o âlimin sözü
şeriata uygunsa onu siz orada iken söylesin. Şayet yanında
söylemek ve öğretmek istemiyorsa, o zaman kalkar gider, ora-da senin yerine onu dinliyecek bir talebeni bırakırsın ki o âli-min ne söylediklerini ve ilminin derecesini öğrenesin.Bidatla karışık, şeriata muhallif şeyler konuşulan toplan-tılara gitme ve kendi talebelerini de orada dinleyici olarak bı-rakma ki tereddüte düşüp kötümser olmasınlar. Büvendiğin
bir kimseyi, oraya dinleyici olarak gönderebilirsin. Cenaze ve
bayram namazlarını Cuma hatiplerine bırak, böyle işlere ka-rışma. Anne, baba ve hocalarına hayırlı dualar yapmayı ihmal
etme.Bütün bu söylediklerimi, sırf senin iyiliğin ve bu yolda git-men için tavsiye ettim ki halkı, Hak’ka yöneltip yüzlerini
âhirete çeviresin.Maksûdun eğer din ise dünyadan geçAllah’a yönel cümle eşyadan geç,KISIM: 5Ulu velilerin ve büyük şeyhlerin dış işlerdeki hareket tarz-ları.Ey aziz!Büyük veli Hasanı Basri hazretleri dış işlerindeki yüksek
adetlerini âşıklar sultanı olan Habibi Acemi hazretlerine öğ-retmiş ve tavsiye buyurmuşlurdır ki: «Ya Habib! Herkesle ak-lına göre konuş seviyesine göre muamele et. Bütün işlerini
ERZURUMLU İBRAHÎM HAKKI HAZRETLERİ
yumuşaklıkla, acele etmeden dikkatli bir şekilde yürüt. Dünyave âhiret ehlinden her sınıfa karşı, onların huylarına göre hareket et ve onlarla yumuşak bir şekilde konuş. Alçak ve kötüinsanların bir zararına tahammül et ki, on zarardan kurtulupon fayda kazanasın. Müslümanlara ikramda bulun, hürmet kazan. Bil ki bu ikramı sen, Cenab-ı Allah’a yapıyorsun. Dilinigüzel konuşmaya alıştır. Daima hayır söyle, tatlı cevap al. Bütün insanlar için iyilik İste, herkese şefkat gözü ile bak. Herkesi iyi bilip kendinden üstün gör. Malını, canını herşeyini Allah için kullarına sadaka ver ki, senden razı olsun. Hiç kimseden bir şeyi isteme ki, ahlâkın en yüksek derecesini bulasın.Yolda giderken kitap, elbise veya bin altın değerinde deolsa kaybettiğin bir şey için üzülme, o şeyden vazgeç ve yoluna devam et. Onu bulmak ve almak için ne kendin geriye dön,ne de başkasını gönder. Yolda giderken göriye dönüp bakma.Şayet geri dönmen gerekirse, sırf başını çevirme bütün vücudunla dön. Sana arkandan bağınrlarsa cevap verme. Bir yeri,zamanı, günü, insanı ve hayvanı uğursuzluğa değil, hayra yor. Fakirleri, zenginlerden üstün tut. Âhiret ehlini dünya ehline tercih et. Bütün hallerinde dini âdâbâ göre hareket et. İlmiyle amel eden âlimlerle sohbet et ki, hadis, tefsir ve dia ilminden büyük bir haz alasın. Cahil mutasavvuflardan uzaklaş,sohbetlerinden kaçın. Namazlarını cemaatle kılmaya, vaiz meclislerinde bulunmaya gayret et ki, büyük sevaplar kazanasın.Ancak müezzin, imam, vâiz ve şeyh olma. Mevki sahibi olupşöhret yapma. Kaza mahkemesine varıp da başını kavgayasokma. Kimseye vekil, vasi, mütevelli ve sebep olma. Zengin veâmirlerle kalkıp oturma ki belâlardan uzak kalasın. Kadın vegençlerle sohbet etme ki, âleme rüsvay olmayasın, gülünç duruma düşmeyesin. jKimsedşn bir şey isteme, özellikle emanetbir şey alma ve kimseyi çalıştırma. Dünya ehlinin hizmetinegitme. Harama el uzatma. Dinini dünya menfaatleri uğrunasatma.Kendi evinde minnetsiz otur, rahatına bak. Din ilimlerini yaymaya çalış. Eşine, çocuklarına adaletle muamele et. Terbi yelerinde şefkatli ve yumuşak davran. Allah’ın yaratıklarınakarşı öfkeni yen ki, Allah’tan karşılığıhı bulasın. Kin ve öfke
784
MARİFETNAME
ni her
zamaıı
yenmeğe çalış ki, gönüllerde dostluğun tadmıbulasın. Nitekim Peygamber efendimiz (S.A.V.) de birbirimizisevip dost
olmamızı
emir buyurmuş. Sevgi ve dostluğa en bü yük sebebin
do
öfkeye hakim olmak olduğunu bildirmiştir.Cenab-ı Allah'ın
sana
ne şekilde muamele etmesini diliyorsan aynıır. mahlukata yap. Hiç kimse hakkında yüzüne karşıveya arkasından indm*ceği laflar etme. Bir kimsenin üzüntüduyduğu olaydan sen sevinç duyma. Sana söven ve zulmedenleri affet. Alçak gönüllülere karşı alçak gönüllü ol, kibirlileringururunu ise hoş gör.Kendibine hizmet edenlerle oturup yemek yiyen, yoldan yürüyenlere zarar verecek şeyleri yollardan toplayıp atan çocuklara ve gençlere güler yüzle selâm veren, fakirle oturup dertlerini dinliyen, evine lâzım olan şeyleri çarşıdan alıp götüren,komşuların işlerini seve seve yapan kimse elbette ki mütevazı-dır, alçak göncüdür.Memleketin ileri gelenlerini ağırla, âlimlere tazim göster.Zayıfları kolia ve onlara yardımcı ol. Senden büyük olana hürmet et, ziyaretine gitmeyi ihmal etme. Küçüklere şefkat göster,bir şeyler vererek gönüllerini sevindir. Hediyeyi verenden teşekkürle kabul et ve fazlasıyla karşılığını ver. Öksüze, para,meyve gibi şeyler ver, okşıyarak gönlünü al. Sana gelen misafirleri güler yüzle karşıla, merhaba deyip hoş saf adan sonrakendilerine yer göster. Gücün yettiği kadar onlara ikramdabulun, yemek yedir, hizmet et. Derecelerine göre onlara izzetve ikramda bulun, hürmet göster. Kalktıklarında o günün nevalesinden (meyve v.s.) vererek dış kapıya kadar onlan yolcuet, seâmet diledikten sonra geri dön.Vahşi veya ehli, bütün hayvanlara, kuşlara ve haşaratamerhamet ve şefkat göster ki, Cenab-ı Allah da sana rahmetgöstersin. Hayvanın yüzüne vurma ve hiç bir hayvana azâbetme. Serçeleri sebepsiz yere öldürme ve hiç bir hayvanı ateşeatma. Nitekim Ebud Derda (R.A.) hazretleri, çocukların ellerindeki serçeleri satın alır ve onları serbest bırakıp uçurturdu.Beslediğin hayvanların hizmetlerini gör veya gördür, onların yem ve sularını verdir. Hayvanın kulağından tutma, boynun
785
ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI HAZRETLERİ
dan tut. İneğe yük vurup binme. Kediye her gördüğü ve yiye-bileceği yemekten bir lokma ver, aç bırakma. Hiç bir hayva-nın bir yerini kesip kusurlu etme. Bunun büyük bir günah ol-duğunu Dil ve bundan sakın. Bir hayvanı bağlayıp nişan alma
ve ona kurşun atma. Hüdhüd, kurbağa, an ve kannca gibi
hayvanlan öldürme. Geceleyin kuşları yuvalarında avlama, on-lan ürkütme. Çünkü gece onlar için en emin ve rahat zamanı-dır.İnsanlar, yaratıklara karşı hareket tarzlarına göre üçe ay
nlır:Birinciler melekler seviyesindedir. Halka karşı melek gibi
hareket ederler. Herkese rahat vermeye çalışır ve gönülleri se-vindirmeye gayret ederler.İkinci kısım insanlar ise ölülere benzerler. Halka karşı ne
iyilik, ne de kötülükte bulunurlar. İnsanlara ne hayır, ne de
kötülükleri dokunur.Üçüncü kısım insanlar ise, halkın arasında canavar, yılan
ve akrepler kadar aşağı seviyeye düşmüşlerdir. Onlardan ha-yır beklenmediği gibi şerlerinden korkulur ve sakınılır.Şimdi sen, eğer bu hususta meleklerin seviyesine yüksel-in cdinse, bari ölüler derccesindc kal ve sakın canavarlar ye yı-lanlar derecesine inme. Eğer en yüksek dereceden inmeyi ken-dine yakıştırdınsa bari aşağılann aşağısına düşmeyi kendine
lâyık görme. Tâ ki kızgın ateşlerin dibine düşmiyesin.KISIM: 6Bütün organların günahlarının âfetleri ve onlardan ko-
runma
çareleri ile unutkanlık, fakirlik ve zenginliğin sebepleriEy aziz, Edeb ehli şöyle demişlerdirMü’mın kul, yedi organıyla tüm vücudunu üç yüz günahın
âfetlerinden koruyabilirse takva ehli arasına girer ve her iki
dünyada da selâmet ve rahat eder.
786
MARİFETNAME
Şimdi günahın âfetlerinden korunacak olan yedi organı ve
nasıl korunacaklarını anlatalım:Organlar: Kulak, göz, dil, el, karın ve tenasül uzvu. Bir de
belli olmıyan fakat korunması gereken vücudun bütün organ-ları vardır. Unutkanlığa, fakirlik ve zenginliğe sebep olan nice
şeyler vardır ki bunlar eserleriyle tesbit olunmuştur.Kulağın Afetleri:' i — Konuşulması doğru olmıyan sözleri dinlemek.2 — İnsanı kötülüklere sürükleyecek sözleri şarküan din-lemek.3 —
Matah ve nağmeli
okunan Kur’an’ı dinlemek.4 — Başkasının konuşmasını gizlice dinlemek.5 — Kur’an ve hutbeyi dinlememek.6 — Hâkim, âmir, hoca, ana, baba ve koca gibi kişilerin
sözlerini dinlememek.7 — Müftünün ve dini bir meseleyi öğrenmek istiyenin
sözlerini dinlememek.8 — Hâkimin, akraba ve şâhidin sözlerini dinlememek.Sormak zorunda kalmış bir sörufialünun sözlerine
kulak vermemek.10 — Zayıf kimselerin sözlerine kulak vermemek.
Gözün
Afetleri:
1 — Kötü niyetle kadına bakmak.2 — Bilerek başkasının avrat yerine bakmak.3 — Zayıf ve yoksullara aşayılayıcı göz ile bakmak.4 — Dünya işlerinde kendinden üstün olanlara gıbtayla
bakmak.Ş — Din işlerinde kendinden aşağı olanlara benzeme gö-zü ile bakmak.6 Namaz kılarken gözünü yumup bakmamak.7 — Hasmına, düşmanca bakmak,8 — Şâhid ve davacılara bakmamak.9 — Hâkim, düşman ve şâhidlere bakmamak.
787
fcfiZURUMLU İBRAHİM HAKKI HAZRETLER!
Diiin Afetleri:
1 — Küfür etmek.
2 — Küfür olduğu bilinen söz söylemek.
3 — Yanlış söz söylemek.4 —
Yalan
konuşmak.5 — Arkadan konuşmak.
6
— Söz getirip götürmek.7 — Alaylı konuşmak.
8 — Sövmek.
9 — Zinâ hakkında konuşmak.
10
— Halka lânet etmek.11 — İnsanları kötülemek.
12
— Çekişmek.13 — Dövüşmek.14 — Kinaye yolu ile yalan söylemek.15 — înad etmek.16 — Sim açığa vurmak.17 — Bâtıl söze dalmak18 — Halkın anlamadıklarını sormak veya yanlış şeyler
söylemek.19 — İnsanları birbirine düşürmek.
20
— Öfkeli söz söylemek.
21
— insanların ayıplarını, kusurlarım .araştırmak.
22
— Büyüklerin yanında
yersiz
konuşmak.23 — Ezan okunurken konuşmak.24 — Namazda konuşmak.25 — Hutbe okunurken konuşmak.28 — Şafak ile güneş doğuşu arasındaki zamanda konuş-mak.27 — Tuvalette konuşmak.28 —
Cim
'a ederken konuşmak29 — Müslümana beddua eylemek.30 — Zâlime, salahdan başkasıyla dua etmek.31 — Kur’ânı kerim okunurken konuşmak.32 — Câmi’de dünya kelâmı konuşmak.33 — Başkasına kötü lakab takmak.
788
MARİFETNAME
34
— Fazla yemin etmek.
35
— Allahtan başkasıyla yemin etmek.
36
— Çok yemin etmek.
37
— Emirlik ve kadılık istemek.38 — Tevliye istemek.
39
— Vasilik istemek.
40
— Kendine beddua etmek.
41
— İnsanların özrünü kabul etmemek.42 *** Kur’ânı kendine göre tefsir eylemek.
43
— Mümini tahfif eylemek.44 — Başkasının sözünü kesmek.45 — Amirinin sözünü dinlememek, red etmek.46 — Bir şeyin helâl ve temizliğini,
mahallini başkasın
dan sormak,
47
Şaka yapmak.48 — İnsanı yüzüne karşı methetmek.
49
— Hicv ile şiir söylemek.50 —Seci’ ve fesahatta ihtimâm eylemek.51 — Boş söz konuşmak.52 Mâlâya’ni söylemek.53 — Başkalarının yanında, birinin kulağına gizli söyle-mek.54 — Fâsıka yahut zimmiye selâm vermek.56 •— Masiyet yolunu göstermek.57 — Günah işlenmesine (masiyete) izin vermek.Elin Afetleri:
1
Haksız yere adam öldürmek.
2
— Bir kimseyi yaralamak.3 — Bir şey çalmak.4 — Bir kimsenin yüzüne tokat vurmak.5 — Hayvanın kulağını bükmek.
6
— Hayvanın yü/.üne vurmak.7 — Haksız yere insanları dövmek..
8
—
Halkın
malını
çekip
almak.9 — Ganimet malından çalmak.
10
— Zenginin zekât, öşür, fıtra, keffâret ve lukatayı (bul-duğu şeyi) alması.
789
ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI HAZRETLERİ
11
— Hediyeyi verenin hüsn-i
zannına muhalif olanın onu
almasıdır.
12
— Bâttf vakıf dan almak.
13
— Sahih vakıftan, hizmet
görmediği halde almak.14
— Beytülmalin masraflarından olmıyanı ondan
al
maJ4 yahut yeterinden çok almak.
15
— Ev sahibinin izni
olmadan hizmetçiden bir şey almak16
— Leş, kan, şarab gibi
aynı haram olan şeyleri eline
almak.
17 — Delinin ve çocuğun malını almak.18
— Hayvan ya’ni canlı
resmi yapmak.19
— Bakması haram olana
dokunmak.20
— Zimmilerle tokalaşmak.
21
— Kendi malım ayıblamak
ve israf etmek.
22 — Kendi malını telef etmek.
23
— Malını
gösteriş ve kötü yola harcamak.24
— Borçlusunu soyup
kendi alacağı kadar almak.25
— Ziyâfet artığı
yemeği izinsiz almak.26
— Hamamda
özürsüz uzuvlarını oğdurmak.27
— Kendi hanımı ve
câriyesinden ^.başkasıyla, el oyunu
oynamak
28
— Santranç
gibi oyunları oynamak.29
— Tanbur gibi
çalgıları
usul
ve makam ile çalmak.30 — Güvercin oynatmak.31
—Canlı hayvanları nişana
bağlayıp, ok, kurşun, yanut
taş atmak.
32
— Hayvanlan birbirleri ile
döğüştürmek.33
— Cûriub, abdestsiz,
hayız
ve
nifâs olanın Kur’an
vetefsire dokunması.
34
—
Cünub,
hayız,
nifaslı ve abdestsiz olanın Kur’anı
yazması.
35
— Söylemesi haram olan şeyi yazmak.
38
—Câmi’de veya cami’e
giderken parmaklannı çıtırdat-
mak.
37
— Sahibinin izni olmadan malını alıp faydalandıktansonra geri vermek.
38
— Bir mümini silâh ile korkutmak.
39
— Bir kimsenin bir şeyini şakadan aşırmaktır.
790
wm‘*
MARİFETNAME
40
—
Perçem
koyup traş
etmemektir (Favorileri uzatmak)
41
— Kadının başım traş etmektir.42 — Erkeğin sakalım traş etmektir.
43
— Bir tutamdan kısa olan sakalını makas ile almak.
44
— Kesilmiş tırnak ve kılları kenefe atmak.
45
— Kabir üzerindeki yeşülikleri koparmak.
40
— Mezarın lahdini kasden açmak.
47
— Sağ eliyle burnunu temizlemek48 — Sağ eliyle istincâ etmektir.49 — Parmağını önüne veya arkasına sokmak50 — Gümüşten başka yüzük takmak. ■,
51
— Rüşvet alıp vermek.52 — Gasb olunmuş (zorla alınmış) maldan verilen hedi-ye, sadaka almaktır.
53
—; Elinden geldiği halde mazlumu kurtarmaktan el
çekmek.
54
40 Ok atmayı öğrendikten sonra terk etmek.55 Tırnaklarını kesmemek.56 Elinden geldiği halde saz aletini kırmamak.57 — Mümkün iken canlı resimlerini bozmayı
terk etmek
58 — Zayi olacak veya bozulacak eşyayı almamaktır.
; 59 S Malı ve hayvanı yanmaktan ve teleften kurtarmamak.
60 ,— Güneş batınca, çocuk ve hayvanlan içeri
almamak
61
,-^r
Gece olunca kapıyı kapamamak.
62 — Kapların üstünü örtmemek.63 — Mumu .lambayı söndürmemektir.64 — Eşi varken el ile istimna etmek.
65
~ Kendi parmağını eşinin önüne sokmaktır.
Karnın Afetleri:1& Haram yemek.2 — Doyduğu halde yemeğe devam etmek.3 |ğl Bedene zarar veren şeyi yemek.
4
— Çarşıda ve yolda ekmek yemek.5 —- Kabristanda yemek yemek.6 — Altın ve gümüş kaplardan yemek ve içmek.
791
ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI
HAZRETLERİ
7 — Oyun ve çalgı bulunan ziyafetten yemek.8 — İftihar (övünmek) için yapılan yemeği yemek.9 — özürsüz sol eliyle yemek.10 — Yemeğin ortasından yemek.11 — Beraber yediği kimsenin önünden yemek.12 — Çentikli kadehten su içmek.13 — Yemeyi, içmeyi hasta oluncaya veya ölünceye kadarterk etmek.14 — Yemek ve içmeyi terk etmekle, anaya babaya asi olmak.Kırk günden çok çorba yemeği terk etmektir.Cim’anm Afetleri:Zinâ ve livâta eio • > (eı^ck erkeğe cinsi temasta bulunmak).2 — Hayvanlarla temasta bulunmak.3 — Hayz ve nifâs hâlinde cinsel ilişkide bulunmak.4 — Cima’a tahammülü olmıyan küçük ehline temastabulunmak.5 — Hastaya temasta bulunmak.6 f~ İnsan veya hayvan yanında cima’ etmek (cinsel ilişkide bulunmak)7 — Satm aldığı câriyeyle istibrâdan önce cima’ etmek.8 — Abdest bozarken kıbleye, güneşe veya aya yüzünü, yahut arkasını döndürmek.9 — İnsan ve hayvan yiyeceği ile istincâ etmek.10 — Yolda, vahut ınsaniaı.ıi toplantı yeri olan gölgelikteabdest bozmak.1 — Ayakta su dökmek (küçük abdestini bozmak)12 — Suya abdestini bozmak.13 — Birikintilere bevl etmek.14 — Gusl abdesti alınan yerde bevl etmek (küçük abdestbozmak).15 — Leğene küçük abdest bozup, evin içinde
bırakmak.
16 — Kendini burmak, yahut tenasül uzvunu kesmek.17 Ehliyle cima'ı terk etmek.18 — Ehlinden izinsiz nutfeyi azl etmek (dışan akıtmak)
792
MARİFETNAME
19 — Sevdiğinden içtinâbı terk etmek.
20
— Sünnet olmamaktır.Ayakların Afetleri:
1
— Günah meclisine gitmek.
2
— Ana baba ve hanımından izinsiz gazaya gitmek.
3
— Veba olan yerden kaçmak.4 — Başkasının mülküne izinsiz girmek5 — Kabirler üzerinde yürümek.
6
— Kadınların cenaze ile gidip mezarları ziyâret etmesi.7 — Cünub, hayz ve nifâslınm mescide girmesi.
8
r Kıbleye ve kur’ana karşı ayak uzatmak.
9
İnsana yahut hayvana tekme atmak.
10
— Ayağıyla başkasının malını telef etmek.
11
— Zaruretsiz zâlimlerin kapışma gitmek.
12
— Yolculuktan dönünce ehlinin yanma habersiz gel-mek.13 Kg Câmi’de insanları rahatsız edip ileri geçmek.• 14 öl] Cum’a ve cemaata gitmemek.15 — Öğrenme ve öğretmeyi terk etmek.16 — Farz olan cihad ve hacca gitmemek.|||7 pp Özürsüz, çağrılan davete gitmemek.18 — Acizin hizmetine gitmemek.19 Ölünün yıkama ve defnine gitmemek.
20
5
— Ücretle çalışanın, çalıştığı kimseye gitmemesi.
21
Kölenin efendisinin huzur ve hizmetine
gitmemesi
22
^ Çocuğun, ana ve babasının işlerini
yapmaya gitme
mesi.23 — Kadının ev işlerini görmemesi.24 — Tab'amn valiler emri île gitmeyi terk etmesidir.Yedi uzvun afetleri bunlardır.
Bütün bedenin Afetleri ise:
1
Boyun kınp raks etmek.
2
Avret yerini açmak.3 — İpek elbise giymek.4 — Bedenini harama değdirmek.
793
ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI HAZRETLERİ
5 H» Haram evde durmak.6 — Anaya babaya âsi olmak.711| Sıla-ı rahmi terk etmek (akrabalarla ilgiyi kesmek)8 — Koca hakkını gözetmemek.
9 —
Kan hakkını gözetmemek.
10
Çocuk düşürmek ya da yapmamak.
11
1
—Yabancı kadınla yalnız kalmak.
12 — Erkeğin kendini kadına benzetmesi.
13 Kadının kendini erkeğe benzetmesi.14 —
Kölenin efendisine âsi olması.
15 —
Efendinin kölesine eziyet etmesi.
16§f!
Komşuya eziyet etmek.
17 — Kötü insanlarla arkadaş olmak.18 — Esneyince ağzını açmak.19 — Yol üzerinde oturmak.
20
— Güneşle gölge arasında oturmak.
21
— Halka ortasında oturmak.22 — Başkasının yerinde oturmak.23 — Câmi’de dünya işi^jglemek.24 — Eğilerek selâm alıp vermek.25 —r İnsanlara büyü yapmak.26 —
Nazar boncuğu gibi şeyleri boynuna asmak.
27 — İğne ve sürme ile düğüm vurmak.28 — Bıyıklarını uzatmak.29 — Hür kadının mahremi olmadan yolculuğa gitmesi.30 — Hayvanın üstünden inmemek.31 — Üç arkadaşın aralarında birini emir edinmemesi.32 — Arkadaşı geri kalınca, onu beklememek.33 —
Kadının eğer üzerine binmesi.
34 — Vehme yemeğini terk etmek.35 — Yüzü koyun yatmak.30 — Sipersiz dam üstünde uyumak.37 — Eli yağh yatmak.38 —
Yanında köpek tutmak.
39 — Yolda binek hayvanının boynuna çan asmak.40 — Bir iki kişinin yalnız yolculuğa çıkması.41 — Scğan ve sarımsak yeyip toplantıya gitmek.42 — Abdesti terk etmek,
794
MARİFETNAME
43 — Guslü terk etmek.44 — Namazı terk etmek.45 — Ta’dil-i erkânı terk etmek46 — Cema’atı terk etmek.47 — Safları düzeltmeyi terk etmek,48 — îmama muhalif hareket etmek,49
i
— Cum’a namazım terk etmek.50 — Zekât vermeyi terk etmek.51 — Ramazan orucunu terk etmek.52 — Kazaya kalan namazlarını kılmamak.53 — Keffâretleri yerine getirmemek.54 — Adakları yerine getirmemek.55. — Sadaka-ı fıtri terketmek,56 — Kurban kesmeyi terk etmek.57 — Haccı terk etmek58 — Cihâdı terk etmek.59 — Namaz kılmayan kadını yanında tutmak.60 — Din kitaplarını başına yastık etmek.61 — Çalgı âletlerini evinde saklamak.62 — Tehlikeli gemilere, vâsıtalara binmek.63 — Kuşlan kafeste habsetmek.64 — Bakkala borçla eşya almak.65 — Asık suratla satış yapandan alış veriş yapmak.66 — Müsrife sadaka vermek.67 — Cami’de dilenciye sadaka vermek.68 — Allahü Taâlâ’nın ismi yazılı olan kâğıda bir şey sarmak ve koymak.69 — Kur’ân okumasını .unutmak.70 — Faiz almak ve vermek.71 — Yiyecek maddelerini ucuz alıp stoklayıp pahalı satmak.72 Şehre gelen yiyecekleri yolda karşılayıp almak.73 — Esiri yakınından ayırmak.74 -Ş
5
. İne’dir. Parayı, şer’i devir ile faydaya vermek.75 — Şehirlinin köylüye fazla semenle (değer üe) veresiyesatması.76 — Kendine lâzım olmıyan satılık malın fiatını yükseltmek.
ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI HAZRETLERİ77
— Hatibin uzun hutbe okuması.
78
— Zengin olanın borcunu ödemede ihmal etmesi.
79
— Sadaka için vekil olantn, o sadakadan kendine alması,80 — Yanlışlıkla alınan şeyin, kendi yanında kalan bede«liyle faydalanması.81 — Mezar üzerinde mum yakmak.82 — Verdiği hediyeyi geri almak.83 — Çarpışma esnasında kâfirden kaçmaktır.. jte bu afetlerden sakınan dinin edeb ve erkânı ile takvâ yoluna giden kimse iki cihân saadetine erişir.Hafızayı kuvvetlendiren ve Ezberlemeyi, kolaylaştıranSebepler:1 — Az yemek.
2
— Çok tekrâr etmek.3 — Geceleri namaz kılmak ve ibâdet etmek.4 — Salatü selâmı çokça getirmek.5 — Kurân-ı kerimi çok okumak.6 — Bütün günâhlardan el çekmektir.7 — Misvak kullanmak.8 — Her sabah aç karnına bal içmek.9 — Her gün aç kamına yirmibir tane kırmızı kuru üzüm yemek.10 — Balgamı gideren her şeyi yemektir.Unutkanlığın sebebleri:1 — Çok günah işlemek.2 — Çok düşünmek ve üzülmek.3 — İşinin çok ve dağınık olması.4 — Taze geşniz yemek.5 — Ekşi elma yemek.6 — Deve katan arasından geçip gitmek.7 — Ense çukurundan kan aldırmak.8 — Mezar taşlarındaki yazıları okumak.9 — Asılan adamın yüzüne bakmak.
10
— Canlı biti yere atmak.
796
MARİFETNAME
Fakirliğin sebebleri:1 — Günâh işlemek.2 — Yalan söylemek.
3
— Sabah vakli uyumak.4 — Bir gün bir gecede sekiz saatten çok uyumak.5 — Soyunup çıplak yatmak.6 — Çıplak iken abdest bozmak.
7
— Bir yanı üzerine yaslanıp ekmek yemek.8 — Ekmek kırıntılarım yere dökmek.9 — Cenabet iken ağzını yıkamadan yemek,10 — Soğan ve sarımsak kabuklarını yakmak.lİ'.—r Geceleyin evi süpürmek.12 — Çöpleri evla/,içinde biriktirmek.13 — Yaşlıların önünden yürümek.14 — Anne ve babasını isimleri ile çağırmak.15 — Eline geçen çer çöple dişlerini kurcalamak.16 — Toprak ve çamur ile ellerini yuvmak.17 — Eşik üzerinde oturmak.18 -r=- Kapının bir kanadına dayanmak.19 — Helâda abdest almak.20 —» Elbisesini üzerinde dikmek.21 — Yüzünü yıkayınca eteğiyle silmek.22 — Evde örümcek yuvası saklamak.23 — Namazı kılmada gevşek davranmak.24 Sabah namazını kıldıktan sonra cami’den erken çıkmak.25 — Her sabah çarşıya erken gitmek.
26
— Çarşıdan eve geç dönmek.27 Dilencilerden ekmek kırıntılarını satın almak.28 — Kendi evlâdına beddua etmek.29 — Biti ateşe atmak.30 — Gece kapların ağzını açık bırakmak.31 —- Mumu, kandili nefesle söndürmek.32 — Boğumlu kalemle yazmak.33 Dişi kınk tarakla taranmak.34 — Anne, baba ve hocasına duayı unutmak.
797
ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI HAZRETLERİ
35 — Sangını otururken sarmak.36 — Ayak donunu ayakta giyyiek.37 — Dilenciye kızıp boş çe^rmek.38 — Kısıp ihtiyacından harcamak.39 — İsraf edip haddini n çok harcamak.40 — Geçim isIfM imîr gevşek davranmak.41 — Kapısız e--d' güce yalnız yatmaktır.Zenginliğin sebebi eri-,1 — Fakirlere sadaka vermek.2 — Herkese tatlı dilli olmak.3 — Herkese karşı güler yüzlü olmak.4 — Güzel yazı yazmak.5 — Seher vakti uyanmak6 Ev üe kapı önünü de süpürmek7 — Kaplan iyice temizlemek.8 — Beş vakit namazın farzlannı ta’dil-i erkân ve vaktinde kılmaktır.9 — Kuşluk namazı kılmak.10 — Her gece Tebâreke sûresini okumak.11 Ezandan önce mescide gitmek.1 — Devamlı abdestli durmaya çalışmak.13.— Sabah namazının sünneti ile vitir namazını evindekılmak.
m
P|
Fecrin doğmasından, güneşin doğmasına kadar dün ya kelâmı etmemek.15 —- Vitri küdıktan sonra konuşmadan yatmak.16 İjjŞ Kadınlarla az oturmak.17 — Boş söz konuşmamak.18 — Az konuşmak.19 — Sabahm sünneti ile farzı arasında yüz kere «Sübhâ-nallahi ve bihamdihi sübhânallahil azîm» demek.20 — Her cuma günü yetmiş kere: «Allahümmegnini bi
-
halâlike an haramike vekfini bi fadiıke ammen sivâk» duasınıokumaktır.İmam Muhammed GazâJi (rahmetullahi aleyh) hazretlerinin bu münacâtı iki dünya saadetini câmi olduğu muhakkaktır:
798
MARİFETNAME
«Allalıüme innâ nes’elüke minen-nimeti temamihâ ve mi-nel’ismeti devâmihâ ve minerralımeti şümûlihâ ve minel âfiy" yeti husûlihâ ve minel’lşi ergadehü ve minel umu es’adehü veminel fadlı a’zebehü ve minellütfi enfealıü ve minel ihsanıetemmühü ve minel-en’aım c’ammehü.»Allahümme kün lenâ ve lâ tekün aleynâ ve hakkık bizzi- yâdeti âmâlenâ vakrun bilâfiyyeti gudâvvena ve âsâlena veh-tim bisseâdeti âcâlenâ vec’al ilâ rahmelike masiranâ ve mâle-nâ vesbub sicâle afvike alâ zünübina vemniin aleynâ bi ıslâhıuyubinâ vec’alittakvâ zânedâ vel'afiyyete libâsenâ ve lı dinikeictihâdenâ ve aleyke tevekkeinâ ve itimadına vel cenneti meâ-benâ.Allahümme sebbitnâ alâ nehcil istikameti ve eiznâ minmücibatin-nedâmeti yevmel kıyâmeti ve haffif annâ sikelel ev-zân verzuknâ işetel ebrârı vekrinâ vasnf annâ verrel-eşrânva’tık nkabenâ ve nkabe âbâ’inâ ve nkabe ümmetâtinâ ve n-kabe cemiril-müdinlne vel-müminatı minennâr, yâ Aziz, yaaffâr, yâ Çelil, ya Cebbâr, ya Muheymin, ya Settâr, ya Allahbifadlike ve cûdike ve keremike ya ekremel ekremin, bir rah-metike ya erhamerrahimin!»SON SÖZYukarıda anlatılan taat ve ibâdetleri ve burada bildirilenmuamele edebleri velilerin
1
âdetlerini insana kolaylaştıran İlâhi isimlerle sıfatların ansını ve rûhu sevindiren Allah'ın vahdeti:Ey Aziz! Vahdet ehli şöyle demişlerdir:İnsanın nefsi şehvet meyli ile galib ve diri, kalbi sâhibin-den gafil ve ölü, aklı cism ile tabiatın karanlığında şaşkın vemahbus, rûhu çokluk sebebiyle, vahdetten utangaç ve üzüntülü oldukça, taat ve ibâdet ona zor olur. Böyle bir insanınGünâh ve şehvetlere meyli çok olur, insanların hukukunu gözetmek, edeblerine riâyet etmek ona ağır gelir. Uygunsuzluk,ihmâl ve gevşeklik nefsine kolay gelir. Böylece o kimse, rabbi-
799
ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI HAZRETLERİ
ne taatsiz, odeb ve erkmişiz, insanlıktan habersiz kalır. Çünkübu
gibi
kimseler, çok yemek, içmek vo uyumak arzularıyla doludur. Hayvani sıfatlarla sıfat tanınıştır liaşka lıir ûlorııde yaşar ve sırf nefsin şehvelleri ile meşgul oiuı. Fakat eğer o hamve bilgisiz olan kimse, günlerce yemeği, uyumayı ve konuşmayı azaltsa, insanların sohbetinden uzuklaşsa, gece ve gündüz Lâilahe illallah kelime i tevhidi uzun nefes ile tekrar edip,hâtıra ve düşünceleri gidermekle kalblerin sâhibi olan Allah’a yönelse, kelime-i tevlıîain devamında yerleştirilmiş olan vahdet nûru onun kalbine dolar ve o vahdet nuru her yönden kâi-nât sahifelerine aksedip alemdeki karanlığı ve kalbleri karartan her şeyi yok eder. Allah'tan başka olan her şey bu nûrlasilinir. Böylece tavır ve hareketlerin çokluğu ona (arife) hayalgibi görünür ve vahdet âlemini bulur.Bu hale gelen zatm o vakit hayvânı nefsi ölüp, insani nefsi olan kalbi hayât bulur. Mücerred (soyut) aklı tabiat zindanından çıkıp, Rahmâni lütuflarm fezasına gelir. Rûhundan çokluk perdeleri kalkar, Vahdet güneşi basiretle müşâhede olunur Kendi beşeri sıfatları yok olup, Hakkın emrine tazîm vehürmet eder, her mahlûkuna şefkatle dolar. O'nun güzel isimleri ile sıfatlanır. Bu duruma ulaşmış olan zat, bütün günahve kötülüklerden ikrah ve nefret duyar. Allah’a ibadet ve taatiher şeyden daha lezzetli ve tatlı bulur. Onun mahlûkatınamerhamet, muhabbet şefkat ve hürmet ile hizmet eder. Onuniçin ne gam, ne üzüntü, ne elem, ne keder, ne hastalık vardır.Ne kimseden korkar, ne de kimseden bir şey bekler. Ancak Allah için, O'nun bütün mahlûklarına lutf ve yumuşaklıkla mua
;
mele eder, edeb ve hürmetle konuşur. Zirâ o, her mahlûku!,gölgeler gibi sâhiblerine uyup gittiklerini, duruş ve hareketlerinde âlınları yed-i kudretinde olan hareket ettiricilerinin emrinde boyunlarını büküp yürüdüklerini ve istenen her yönegittiklerini görür.O zaman o ârif, kendi alnı yed i kudretinde olan sâhibin-den bir an gâfıl olma/ İliç kimseye meyi ve itimâd etmez. Hiçkimseden eziyet ve sıkıntı bulmaz. Ona göre büyükle küçük yenginle
fakir,
akraba ile yabancı, iyi ile kötü, yakın ile uzakhep birdir. Her işi Hakkın kudretinde her işi yakmen O’ndan800
MARİFETNAME
bilir, hizmetçileri, dostlan ve düşmanlan kendisine ne yaparlarsa yapsınlar, hakkmda ne dilerlerse dilesinler, ancak Allah’ın muradı ise o olur. Zira o razı olan kul, teslim ve nzâ ile kendi nefsinden ve arzulanndan vaz geçmiştir. Mevlâ’ya kavuşmaktan başka muradı kalmayıp Hakkın muradını kendi
mu-
râdının aynı bulmuştur. Cenab-ı Hak, kullannm eliyle her neiş yaptırmışsa aynen onun muradı olmuştur. Onun için o fâzıl,üstün zat, herkese afv ve insafla davranır, Cenab-ı Hakkınkendisine yüklediği, insanlann sıkıntılarına istiyerek ve nzâile katlanır. Hak taâlâ’nın
bu
sıfatlamalanna karşılık olan
isimlerinin
2
uhuru için
onu aşağılık, alçak gönüllülük, ıztırar,kmlma
alıp, her gönülde
onunla
edebli
olur. Hak taâlâ daonu
sever. Halkın dili ile
ona
mehd-ü
sena eder.
O zaman o kâmil zat, vahdeti çoklukta ve çokluğu vahdette bulur. Ona göre uzlet ve sohbet birdir. O cismini halka, kalbini Hâlıka verip, huzur ve sürüre dalıp Hak ile kalır. Halkile her muamelesi, Hakka uygun olur. Bir şeyden zühd etme yip, her şeyi kendi yerinde kullanılabilir. Her varlığı Allahütaâlâ’nın işaret ve alâmeti görüp, Habib-i Hudâ gibi ta’zim ilemuamele eder. Kalblerin sevgilisi olup iki dünya saadetini bulur. Şirk ve şek azabından kurtulur Tevhid ve irfân ile zevk-usafa eder.Yâ rabbi bize de nasib eyle. Onların sevgisini ihsân
et ve
bizi onlarla beraber kıl.NAZIMBu tevhid oldu aslı her kemâlinKamu zevka çü tevhid oldu mebdeAzaba bâis olan şirk ü şektirKişinin şirki denludur azâbıKişinin şirkten pâk olsa canı.Bir işi Zeyd ü Amrin bilmeyeydiGel ilmi Zeyd ü Amra tapmağı koyUsât-ı mü’minini yaktığı nârEğer şirk hafidir, ger celidir
801