ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI HZ.
organlara bölünüp dallara ayrıldığı zaman her kemiğe düşen birpay, çok İnce ve zayıf olup esas çıkış yerinden uzaklaştıkça, bozulma tehlikesiyle karşı karşıya gelir. Cenabı Hak yüce hikmetiyle bunun tedbirini almış, sinir ve bağlardan oluşan kasları gayet güzelkalınlaştırmış ve aralarını etle doldurmak suretiyle zorla perdelemiş ve sinir cevherinden olan direğin orta kısmında muhafaza etmiştir.Şu halde, sözünü ettiğimiz bu organ bütünüyle sinir, lif, et,perde ve zardan oluşan bir organ olmuş oluyor ki, burada kas(adale) adı verilmiştir. Kas toplanıp kısalınca organ tarafına geçen lifi çeker ki, bu durumda o organ büzülür ve çekilir. Bu kaskendi açılma mikdarmca açılıp uzayınca, o lif gevşer. Bu durumda da o organ açılır ve uzaklaşır. Bütün istekli hareketlerin meydana gelişi böyledir. Yani, türlü ve değişik durumlarda ve değişik yerlerde değişik şekillerde meydana gelir.
KISIM: 2BAZI YÜZ KASLARI VE ONLARLA MEYDANAGELEN HAREKETLERİEy Aziz!Anatomi ilmi ile meşgul olanlar diyorlar ki:Yüzdeki kaslann sayısı, yüzdeki hareket halinde olan organ-lann sayısına eşit, yani onlar kadardır.Yüzün hareket eden organları :1 — Alın, 2 — Göz, 3 — Göz kapakları, 4 — Yanaklar, 5 —Burun uçları, 6 — Alt çene, 7 — Dudaklardır.Alın hareketi, ince geniş ve örtülü bir kasla meydana gelir.Bu kas, alnın derisi altına öyle yayılmış ve orasıyla öyle kaynaşmıştı ki, âdeta alın derisinin bir parçası haline gelmiş ve ondanayrılması imkânsızlaşmıştır. Alm derisi hareketini kastan alan organa kiriş olur ve bu kasın toplanması kaşların yukanya doğrukalkmasını temin eder. Rahat bırakılmasıyla kaşlar yine eski haline döner. Bu derinin gözün yumulmasına yardımcı olduğu da bilinmektedir.Göze hareket veren 6 kas vardır. 4 kas gözün 4
KISIM: 2BAZI YÜZ KASLARI VE ONLARLA MEYDANAGELEN HAREKETLERİEy Aziz!Anatomi ilmi ile meşgul olanlar diyorlar ki:Yüzdeki kaslann sayısı, yüzdeki hareket halinde olan organ-lann sayısına eşit, yani onlar kadardır.Yüzün hareket eden organları :1 — Alın, 2 — Göz, 3 — Göz kapakları, 4 — Yanaklar, 5 —Burun uçları, 6 — Alt çene, 7 — Dudaklardır.Alın hareketi, ince geniş ve örtülü bir kasla meydana gelir.Bu kas, alnın derisi altına öyle yayılmış ve orasıyla öyle kaynaşmıştı ki, âdeta alın derisinin bir parçası haline gelmiş ve ondanayrılması imkânsızlaşmıştır. Alm derisi hareketini kastan alan organa kiriş olur ve bu kasın toplanması kaşların yukanya doğrukalkmasını temin eder. Rahat bırakılmasıyla kaşlar yine eski haline döner. Bu derinin gözün yumulmasına yardımcı olduğu da bilinmektedir.Göze hareket veren 6 kas vardır. 4 kas gözün 4
yanındadır.
102
MARİFETNÂME
ve herbiri de gözü kendine doğru çekmek ve hareket ettirmek ister.Kaslardan ikisi gözün arka kısmında bulunur ve gözün daireyebenzer hareketinin meydana gelmesine yardım eder.Gözün arka tarafındaki bir kas sonra anlatılacak olan çukurumsu bir sinire dayanak olmuş ve ona kendi perdeleriyle da yanıklılık vermiştir. Bu hal, onun geçmemesini engellemiştir. Üstgözkapağınm harekete geçmesiyle gözleri kapama işi tamamlanır.Bu durumda ilk göz kapaklarının hareket etmesine ihtiyaç kalmaz. Allah’ın inayet ve yardımı mümkün mertebe az âlete harcanmıştır. Çünkü âletlerin sayısı ne kadar çok olursa isabet edecek âfet ve tehlikeler de o kadar çok olur.Üst göz kapaklarının hareketi yerme alt göz kapaklan hareket edebilir ve üst göz kapakları sabit kalabilirdi. Fakat üst kapaksinirlerin çıktığı yere yakın olduğu içinğ sinirlerin ona kavuştuğuanda katlanmaya veya değişmeye hitiyaç duymadığı bilinen bir-şeydir. Üst göz kapakları için gözün açılması anındaki hareket yu-kanya doğru yumması anındaki hareketle aşağı doğru olmayıicabettirir.Gözün yumulması için aşağıya çeken adalelere ihtiyaç olduğuiçin, gözün iki tarafında iki kas vardır ve bu kaslar göz kapağımaşağıya taraf çeker. Göz kapaklarının açılması için ortadan bir sinirin inmesine gerek vardır. Kirişin yanı göz kapağının yanına taraf açılınca o büzülüp toplandığı sürece göz açüır. Bu iş için yaratılan bir sinir vardır ki, bu doğruca aşağıya iner, göz kapağınınperdeleri arasında kıkırdak gibi genişçe bir cisimdir. Bu cisim gözkirpiklerinin bittiği yerin alt kısmına yayılmıştır.Göz kapağının görevi, gözü korumak, kirpiklerin görevi deisabet edecek tozlardan gözleri korumaktır ve zaten yaratılış sebepleri de budur. Şu halde bedenin bütün parçalan çeşitli ve türlühikmet ve faydalar için yaratılmıştır.KISIM: 3YANAK, DUDAK VE BURUN UÇLARINDA HAREKETESEBEP OLAN KASLAREy Aziz!Anatomi ilmiyle meşgul olanlar diyorlar ki:
103
ERZURUMLU İBRAHİM HAKKİ IIZ.
Yanağın
iki çeşit hareketi vardır :1 — Alt çeneye bağlı olan hareket.2 — Dudağa ortak başka bir organın hareketine tabi olan
kendi hareketidir. Bu sebeple yanaklar o organın müşterek bir si-nirleri vardır. Bu sinir her yanakta geniş olup, bu isimle bilin-miştir.Bu hareketlerin iki sinirinin herbiri dört cüzden meydana gel-miştir. Çünkü herbirine dört yerden gelen lif vardır. Bir sürü bo-yun kemiğinden çıkmış olup, sonları aşağıdan dudak kenarlarına
bitişmiştir ki, bu durumda ağzı aşağıya ve yana çeker.Diğer cüzü, iki yanda göğüs ve boyun kemiğinden çıkıp lifleri
dudak yanlarına kadar gitmiştir. Sağdan çıkan, soldan çıkanla ke
şişmekte ve öyle gitmektedir. Bu durumda sağ taraftan çıkan lif
dudağın soluna, sol taraftan çıkan da sağ tarafın üst kısmına var-mıştır. Ağız iki lifin birleşmeleriyle daralır ve dudaklar öne doğru
gelir. Kesenin ipi sıkıldığında kesenin ağzım nasıl bir araya toplu
yorsa, ağız da aynı şekilde toplanır.Üçüncüsü, omuzda bulunan göğüs kemiğinin yan tarafından
çıkar ve o kasın bitiştiği yerin üstüne varır ve orada birleşerek du-dağı iki tarafa eşit bir şekilde eğer.Dördüncüsü, boyundaki dişli çıkıntılardan çıkar, kulakların
yamndan geçerek yanaklara varır. Yanağın öyle hareketi vardır
ki, bu harekete dudak bile uyar. Fakat önceden izahını yaptığımız
gibi dudak kaslarının biri yanakla ortak olan kastır.Dudaklara ait 4 kas vardır. Bunlardan ikisi adına elmacık de-nilen göz altıdaki kısmın üstünden gelerek dudağın iki tarafına
varmıştır. Diğer iki kas ise, aşağıdan gelerek dudağa kavuşur. Bu
dört kas dudakların hareketleri için kâfidir. Çünkü bu kaslar ken-di kendilerine hareket ettikleri takdirde, dudağı kendi taraflarına
çekerler. İkisi bir taraftan diğer ikisi öbür taraftan çektiği takdir-de dudak iki tarafa ayrılır. Dördü birlikte hareketederlerse duda-ğın 4 tarafa doğru olan hareketi tamamlanır ve herhangi bir nok-sanlık olmaz. Bunun haricinde de zaten dudağın hareketi olmaz.
Ortak kasların uçlan dudak ile öyle kaynaşmıştır ki, onun ana
cevheri olan etten ayırdedilemez.Burun kanatlan küçük iki sağlam kasın birleşmesi sonucu
meydana gelmiştir. Küçük oldukları için çok hareket eden dudak
104
MARİFETNAME
ve yanak kaslarının yerlerinin geniş olmaları icabeder. Bu kaslar
elmacık kemiklerinin yanından çıkarlar. Çünkü. elmacık lifine ka-rışarak burcun uç kapaklarını o tarafa doğru kımıldatır. Burun
kanatları ve diğer bütün organların yerli yerine konmaları Allah’
m hikmetiyle olmuştur.KISIM: 4ALT ÇENENİN HAREKETLERİ, FAYDALARI VE
KASLARIEy Aziz!Anatomi ilmiyle meşgul olanlar diyorlar ki:Üst çene hareketsizdir, yani yerinden oynamaz. Fakat alt çe-ne hareket halindedir ki, böyle oluşunun sağladığı birçok fayda-lar vardır ki, bu faydaların başlıcaları şunlardır :1 — Hafif olan şeyin hareketi daha uygun ve hem de daha
kolay olur.2 — Hareket etmesi doğru olmayan organları taşıyan hare-ket ettirmek hatalı olacağı gibi, bu azalan taşımayan hareket et-tirmek daha uygun ve daha doğru olur.3 — Sabit duran üst çene eklemiyle baş eklemini kuvvetli
ve sağlam tutar.Hareket halinde olan alt çenenin 3 çeşit hareketi vardır :1 — Ağzı açmak.2 — Ağzı kapamak.3 — Çiğnemek ve öğütmek.Ağzın açılması halinde çene aşağıya iner. Kapanınca yuka-rıya çıkar. Çiğneme ve öğütme hareketi ise çeneyi sağa ve sola
doğru hareket ettirir. Çenenin kapanmasını temin eden iki kas
vardır. Bu kaslar yukarıdan inerek çeneyi aşağıdan yukarıya doğ-ru çekerler.insan çenesi hafif ve hayvanlarda olduğu gibi sertçe kopar-ma ve kesmeye muhtaç olmadığından, bu kaslann mikdan kü-çük şekilde yaratılmıştır. Çok yumuşak bir cisim olan beyin, bun-ların başlangıcıdır. Beyine yakın olduklarından bunlar da yumu
IOS
E
rzurumlu
İ
brahim
hakki
hz
.
şaktırlar.
Çünkü bu kaslarla beyin arasında sadece bir kemik var
dır.
Beyinden çıktıkları zaman iki kemik Allah tarafından çiftolarak gömülmüş ve perdeden geçirilmiştir. Böylece kemiklerinboyu, çıkış yerlerinden uzak kalır ve yapılarında biraz sertleşmeolur.Sözünü ettiğimiz bu iki kasın herbirinde birer büyük kirişleri. vardır ki, bunlar alt çeneyi çevrelemişlerdir. Bir araya geldiklerinde çenenin önünü kaldırır ve üst çene ile birleştirirler. Bu ikikasa yardımcı durumda olan iki kas daha vardır. Onlar ağızdangelerek alt çene boşluğuna inerler. Ağızdan gelen kaslardan çıkankirişlerin sağlam olmaları için ortalarından çıkmaları gerekmiştir.Ağzın açılmasıyle çenenin inmesini temin eden kasların lifleri kulak arkasındaki etlerden inmek suretiyle toplanır ve tek kashaline gelir. Bu kastan çıkan bir kısım kiriş, çene kemiğine katlanacak yere gelir. O kasa eklendiğinde çeneyi alt tarafa çekerekaşağıya iner. Çünkü çenenin tabiî şekli onun aşağıya kolaycainmesini temin etmiştir. Bunun içindir ki, ona iki kas yeterli olmuş ve başka bir yardımcıya gerek kalmamıştır.Ancak çiğneme ve emme işini görmek üzere yaratılan iki kasvardır ki, bunlar her tarafa birer üçgen kaş şeklindedirler. Kapalıköşeleri olan tarafı elmacık kemiğine girince gövdeleri uzar ve birialt çeneye iner, diğeri de karşı tarafa geçer. Üçgenin tabanı aralarında düz olarak yerleşir ve her köşe kendine ait olan yere gider.Böylece sözü edilen üçgen kasın toplanmasıyle çeşitli yönleri meydana çıkar, çiğneme ve öğütme ihtiyacı giderilmiş olur.Subhanellah-i ve bihamdihi.KISIM: 5
BAŞ
VE BOYNUN HAREKETLERİ VE KASLARI 'Ey Aziz!
Anatomi
(teşrih) ile meşgul olanlar diyorlar ki:Başın kendine has bazı hareketleri vardır. Meselâ, başın eğil'
meşine
boynun eğilmesi de ilâve olunur. Bu iki ortak hareket, ya
öne,
ya arkaya, ya sağa, yahut da sol tarafa dönük olur. Bazan
106
MARİFETNAME
bu hareketlerin birleştiği görülür ki, bu durumda hareket dairevîbir şekil alır. Başa ait olan hareketin başın yan tarafından çıkaniki kası vardır. Çünkü lifleriyle yukarıda kulak ardından, aşağıdagöğüs kemiklerinden çıkıp, birleşmiş ve bu şekilde başa çıkmıştır.Şayet biri hareket edecek olursa baş o tarafa meyleder (eğilir,) ikisi beraberce hareket edecek olurlarsa o zaman baş normalolarak ön tarafa eğilir. Baş ve boynu birlikte ön tarafa eğdirenkaslar yemek borusunun altmda olup, bir çifttir. Bunlar, 1. ve 2.omura kavuşmuş ve onlarla birleşmiş ve kaynaşmıştır. Bu durumda şayet yemek borusuna yakın cüzleri topladıysa, sadece baş eğilir, boyun eğilmez. Şayet omurlara karışan cüzleri de topladıysa ozaman boyun da öne doğru eğilir.Başı arka tarafa doğru eğen kaslar 4 çifttir. Bunlar izahım yaptığımız bir çift kasın altında saklıdırlar. Bunların bitiş noktaları eklemin üstündedir. Bu çiftlerden biri .omurun iki kanadınagelmiş vaziyettedir. Diğer bir çift de .omurun dişlisine bitişiktir.Bunun hususiyeti, başın arka tarafa eğildiği anda başı dik tutmak ve eski normal haline getirmektir.Dördüncü çiftin çıkış yeri, onların üstü olup, 3. çiftin altında, dıştan yana doğru geçmiş ve 1. omurun kanadına varmıştır.Önceki iki çift, başı sağa ve sola eğmeden arkaya çevirir. Ancakhemen ifade edelim ki, başı boyunla birlikte arkaya çeviren kasların sayısı dört çifttir. Bunlardan 3 çifti 4. çift kasın altında gizlenmiş olup, dördüncü çift durumunda olan kas bunları çepeçevresarmıştır. Dördüncünün heıbiri üçgen şeklindedir ve tabam dabeynin arka kemiğidir. Öndeki boyuna iner. Bunun altında yaygın olan üç çiftin birisi boyun omurunun iki yanıyla aşağıya iner.Çiftlerden biri de, sağ kanatlara eğilip gider. Bir çifti de omurun yanla rıyle kanatların uçlarını birleştirir.Başı iki yana eğen kaslar kafa eklemine bitişmiş olup, iki çifttir. Çiftlerden birinin yeri ön taraftır. Onun biri baş ile ikinci omurun arasım sağdan, öbürü de soldan bitiştiımiştir.İkinci çiftin yeri arka taraftır. Kasların biri baş ile omur arasını sağdan, diğeri de soldan birleştirmiştir. Söaü edilen bu
kas-
lardan biri kısalır veya büzülürse baş onun tarafına doğru
eğilir.
Eğer bunlardan ikisi bir tarafta ise ve ikisi birlikte kısalırsa
bu du-
rumda bazı onların tarafına doğruca, yani dik olarak
döner.
Kas-
107
ERZURUMLU İBRAHİM IIAKKI HZ.
lann, hepsi birlikte hareket ettiği takdirde baş olduğu gibi durur
ve hiç bir tarafa hareket etmez. Bu kaslar öbür kaslardan küçük
oldukları halde yerleri yakın ve diziliş itibariyle diğer kasların al-tmda bulunduklarından, büyük kasların yaptığı görevi yapmakta-dırlar.KISIM: 6HANÇERE (GIRTLAK KIKIRDAĞI) NİN KAS VE
HAREKETLERİEy Aziz!Anatomi ilmiyle meşgul olan âlimler diyorlar ki:Hançere, kıkırdaktan meydana gelen bir organ olup, ses çı-karma vazifesini görmek için yaratılmıştır. Hançere 3 kıkırdaktan
meydana gelir.Bunlann biri, boğazın ön kısmında ve çenenin de altında bu
lunur ki ,el ile yoklanıp tutulması mümkündür. İç kısmı çukurum-su, dış kısmı yumru şekilde olduğu için, ona durkî (kalkan mânâ-sına gelir ki, burada gırtlak kapağı demektir) denir.İkinci kıkırdak ise onun arka tarafında ve boyna yakın bir
yerde olup, boyna bağlanmış haldedir.Üçüncü kıkırdak, ikinci kıkırdağın üzerine tas misâli kapan-mış ve onunla birleşmiş halde olup, birincisiyle birleşme yapma-mıştır. 3. kıkırdak ile 2. kıkırdak arasında iki çukurlu bir mafsal
mevcuttur. 2. kıkırdaktan çıkan iki uzantı sözünü ettiğimiz çuku-ra girer ve gırtlak borusu genişleyip sonra da daralınca hançere
nin genişliğine göre birbirinden uzaklaşır ve aynhrlar.Hançere (gırtlağın) nin daralması ve açılması 2. kıkırdağın Ü
kıkırdak üzerine eğilmesi, ona yaklaşması ve uzaklaşmasıyle olur.
Böylece hançere açılır ve kapamr.Gırtlağın ön kısmında üçgen biçiminde bir kemik vardır. Bu-nun şekli Lâtince L harfine benzediğinden/ ona L ya da «lam»
kemiği adı verilmiştir. Bu kemik, hançereye dayanak olur. Kasla-rın lifleri buradan çıkar.Birinci kıkırdağa 2. kıkırdağı ilâve etmek, 3. kıkırdağın diğer
ikisi ile uyum sağlamasını temin için, 3. yü diğer iki kıkırdaktan
108
MARİFETNAME
uzaklaştırarak hançerenin açılmasını temin için daha başka birçok kaslara ihtiyaç vardır. Zaten bu görevleri ifâ eden birçok kasvardır. Gırtlağın önüne gelmiş ve onun üzerine yayılarak ona yapışmıştır. Büzülerek toplandığında, eğik halde olan 3. kıkırdak,önde olur ve yukarıya çıkarsa, gırtlak açılır ve genişler.Bir çift kas, boğazı aşağı doğru çeken kaslarla ortaktır. Bunların başlangıç yeri .birinci kıkırdağın tarafındaki görüş kemiğinin içidir. Ondan çıkan iki çift kas vardır ki, bir çifti iki kastır. Onlar 3. kıkırdağa gelerek arkadan onunla birleşmişlerdir. Büzülmekle bir araya gelseler de, 3. kıkırdağı kaldırarak arkaya çekse, bağlar birinciden uzaklaşır ve gırtlak genişler .2. çiftin iki kası 3. kıkırdağın iki yanına gelerek açılmıştır.Bunlar büzüldükleri zaman 3. çifti birinciden yere doğru çekerekgırtlağın genişlemesine yardım eder. Gırtlağı daraltan kaslannbir çifti lam kemiğinden gelerek, birinci kıkırdağa bitişir. Sonragenişleyerek ikinci kıkırdağa sarılarak arka kısmında iki adaleniniki tarafı bitişir. Bu kaslar büzüldüğünde hançere daralır ve 4 kası da 1. ve 2. kıkırdağın yanlarının arasını birbirine bitiştirir. Sonra büzüldükçe de hançerenin altı daralır. Hançereyi örten ve uyumunu sağlıyan bir çift kas vardır. Bu kıkırdağın aslına eğilir ve3. kıkırdağın sağ ve soluyla bitişir. Kalktıklarında eklemi bağlar vegırtlağı öyle sararlar ki, nefesi tutar ve bu hususta göğüs kaslanile göğüs perdesine karşı dururlar. Bu küçük kaslann yaratılışısağlam ve kuvvetlidir. Böyle yaratılmalarına sebep de, hançeredenzorlukla karşılaşmadan kuvvetle hançereyi kapatıp nefesi tutmaları içindir. Bu kasların sapmaları gayet azdır ve doğru olarak yükselmişlerdir. 1. ve 2. kıkırdağın arasını birleştirmeye giden buiki kası büzülen 3. kıkırdağın altındaki küçük kaslara yardım etmekle görevlendirilmişlerdir.Bu kasların yaratılmasında da çeşitli ve nice san’atlar vardır.Subhanellah ve bihamdihi.KISIM: 7BOĞAZ, LAM KEMİĞİ, BOYUN KASLARI VEHAREKETLERİEy Aziz!
109
ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI HZ.
Anatomi ile meşgul olanlar diyorlar ki:Boğaz bir bütün halindedir.
Onun kendisini aşağıya çeken
iki çift kası vardır.
Bu
kasların bir
çifti hançerede anlatılanlardır.
Diğer çifti ise, göğüs tahta kemiğinden
çıkar ve yukarı çıkarak
lam gemiğine, oradan da boğaza
kavuşup, onu aşağıya çekerler.
Boğaz kasları, boğaz İçindeki iki
ettir. Bunların görevi yutmaya
yardımcı olmaktır. Lam kemiğinin kendine
ait ve diğer bir kas ile
ortak kasları vardır. Kendine
ait olan kasları 3 çifttir. Bunlardan
1 çifti çenenin iki tarafından
gelerek bu kemik üzerindeki düz hat
ta bitişmiş ve kemiği çeneden
tarafa çekmiştir.
Diğer bir
çifti de, çene altından çıkmış olup, dilin altından
geçmiş ve bu kemiğin
üst kısmına varmıştır. Bu da aynı şekilde
kemiği çeneden tarafa
çekmiştir.
Diğer bir çifti de,
kulakların yanındaki uzantılardan çıkarak
bu kemiğin üzerindeki
doğru hattın altına bitişmiş ve onu aşağı
ya çekmiştir.Dile hareket veren kasların sayısı dokuzdur.Bu kaslann ikisi uzantılardan
çıkmış ve genişlemesine gide
rek iki tarafında birleşmişlerdir.Diğer iki kas
lam kemiğinin üstünden çıkar, uzun olup dilin
orta kısmına bitmiştir.Diğer ikisi de, lam
kemiğinin altından çıkar. Geniştir, uzun
kaslann arasından dile varır ve
onu bükmek suretiyle hareket ettirir.
Diğer iki kas ise
dili açar. Bunların yeri anlattıklarımızın alt
kısmındadıı* ve lifleri
dilin altında genişlemesine yayılmıştır. Bu
İki kas aynı zamanda at
çene kemiğinin alt tarafına yayılmıştır.
Biri de dil ile lam kemiğini
birleştirmiş ve birbirine çekmştr.
Bu izahtan insanın
sadece başında ve boynunda Cenabı
Hakk’m eşsiz sanatından
örnekler görmenin mümkün olduğu an
laşılıyor. Artık bunu düşünmeli
ve her kul, yaratanını iyice tanı
malıdır.
110
KONU: 2GÖĞÜS KEMİĞİ, OMUZLAR, EL VE PARMAKLARDAKİKASLAR VE HAREKETLERİALTI KISIMDAN İBARETTİRKISIM: 1GÖĞÜS SIKAN VE AÇAN KASLAREy Aziz!Anatomi ile meşgul olanlar diyorlar ki:Göğsü hareket ettiren kasların bir kısmı sadece göğsü açargöğsü sıkmaz. Solunum, (nefes alıp verme) organlan ile, yemeiçme organları perde görevini gören kısımdaki kaslar bunlardandır. Ayrıca* boyun kemiğinin altmda da bir çift kas vardır ki, bukaslar omuz başlarmdan çıkarlar. Bunlar, sağ ve soldan göğsün birinci kaburgasına bitişip kaburgayı çekmek içindirler.Bir çift adalenin her birinin iki cüzünün üst kısmı boyun kısmına bitişik halde olup, ona hareket vermektedir. Aşağılan da gö-ğüse hareket verirler. Göğüsün 5. ve 6. kaburgasına bitişik olanbir kasa kanşıp gitmiştir ki, ilerde bu kas hakkında izahat verilecektir.Kaslardan bir çifti de, omuzun biraz derininden gitmiş ve birinci omurdan omuza inmekte olan bir çift kasa gelmiştir. Bunların ikisi arka kaburgalara gitmiş olup, âdeta bir kas haline gelmişlerdir.Dördüncü çift kası da boyunun yedinci omuru ile göğsün ilkiki omurundan çıkıp göğüs kemiğine gitmiştir ki, bunlar göğsüaçan kaslardır. Göğsü tutan, yani sıkan ve daraltan kaslardan bilil
ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI IIZ.
ri genişliğine sıkan perdeden ve bizzat tutan kaslardan bir çift kas-dır. Bunlar üst kasların altında uzanıp göğsü bir araya toplamıştır.Bu kaslardan bir çifti de, kaburga uçlarına yakın boyun kemiği ile gırtlak arasındaki yere bitişmiş bir haldedir ve düzgün içkaslara kanşmıştır.Kaslardan iki çifti de, bu çifte yardımcı olmak üzere yaratılmıştır. Göğsü hem daraltan ve hem sıkan kaslar, kaburgaların arasım birleştiren kaslardır.Kaburga kemiklerinin herbirinin arasında 4 kas vardır. Bazı lifler kaburgaların dışına, bazıları da içine bitişmiş haldedir.İki kas boyun kemiğinden geçerek omura doğru gelir, sağ ve soldanbirinci köprücük kemiği ile birleşir. Bitiştiği köprücük kemiğini yukarıya kaldırarak göğüsün genişlemesine yardımcı olur. Bu durumda göğüsteki mevcut kasların sayısı doksana çıkmıştır.Omuza hareket veren kaslar yedi çifttir. Bu çiftlerden ikisibaşın arka kısmından gelir. Diğer bir çifti, omuzun üstünden eyekemiğine kadar gider ve baş tarafına eğilmesiyle, omuzu kaldırır.Çiftlerden diğer biri de, esas omuz köküne birleşerek onu başın hizasma kaldırır.Kaslarm diğer bir çifti de, birinci omurdan gelerek, omuzun yukan kısmına bitişir ve omuzun boyuna yaklaşmasını temin eder.4. çift kas, lam kemiğinden çıkar ve tekrar omuzun yukarı kısmına bitişir ve omuzun boyuna yaklaşmasını temin eder. 4. çift kas,lam kemiğinden çıkar ve tekrar omuzun yukarı kısmına giderekonu yukarı kaldırır.Kaslardan diğer iki çifti ise, göğüs ve boyun omurlarındakiuzantılardan çıkar. Bunların faydası da, omuzu arka ve aşağıyadoğru hareket ettirmektir.Yedinci çift kas ise, bel bölgesinden çıkar ve yalnızca omuzuaşağıya ve öne çekme işini görür. Bir de omuzu damarlarla beraber yukarıya kaldırır ki, bu da onların göğsün gerilip açılmasına yardımcı olduklarını gösterir.La havle ve lâ kuvvete illa billahil aliyyil azim.
112
MARİFETNAME
KISIM : 2OMUZ EKLEMİNİ PAZU İLE HAREKET ETTİRENKASLAREy Aziz!Anatomi ile meşgul olan âlimler diyorlar ki:Omuz eklemini hareket ettiren kaslar uçlan göğüsten çıkanpazu kaslarıdır. Bu kaslar pazuyu aşağıya doğru çekerler Kaslar3 tane olup, bir memenin altından çıkar ve pazuyu yakından omuzun önünde, pazunun ön kısmına bitişir. Omuzun altma geldiğiiçin de pazuyu göğüse yaklaştırır.Kasların diğer biri ve en büyüğü, bütün göğüs kemiğindençıkmış ve pazunun ön aşağı kısmına bitişmiştir. Üst parçanın lifiyle amel etmesi halinde pazuyu yukarıdan aşağıya doğru bir hareketle göğse getirir. Eğer iki parça ile iş görmesi halinde pazuyugöğüse düz olarak getirir. Pazunun iki kası koltuk altından çıkarve sözü edilen büyük kasın bağlanışından sıkıca bağlanır. Bu bü yük kaslann biri koltuk altı kemiğinden ve arka kaburgadan gelerek pazuyu düz olarak bu kaburgalara taraf çeker. İkinci ince kasda ,koltuk altı derisinden eğili olarak ortaya gelir ve memenin yanından yukarıya çıkan kasın kirişi ile birleşir ve arkaya dönerekiçe gömülür, yani kaybolur. Bu kas da önceki kasa yardımcı olmuştur.Bu pazunun hepsi omuz kemiğinden çıkan 5 kası vardır. Bukaslardan biri ,omuzun üst kemiği ile aralığı doldurmuş olup başı,pazudan dış kısmının üstüne geçer gider. Yine bu kaslardan ikisinin çıkış yeri omuzun üst dili, yani köprücük kemiğidir. Bu kasla-larla (diyafram) alt kaburga arasındaki kısmı doldurmuştur. Kasın biri büyük olup, lifini kasların üst cüzlerine göndermiş ve Pazunun ucuna, dışının son kısmında bitişmiş ve pazuyu dıştan eğerek uzaklaştırmıştır.İkinci kas kendisinden evvel olan birinci kasa bitişmiş olup,birlikte onun işini görür olmuşlardır. Fakat ikinci kas, omuzun üstüne bağlanıp pazunun dışına eğri olarak bitişmiş olup, onu dışarıya doğru eğdirmiştir.Dördüncü kas omuz kemiğinin iç kısmını doldurmuş, kirişi
113
ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI HZ.
pazu başının iç tarafından giren kasın parçalarına bitişmiş ve böylece pazuyu arkaya doğru bükmüştür.Beşinci kasın çıkış yeri omuzun alt köprücük (eye) kemiğinin alt kısmıdır. Kirişi, koltuk altının üstünden yükselen büyükkasın birleştiği yerin üstünde pazu ile birleşir. Bu kasm işi kol kemiğini, yani pazu ucunu yukarıya doğru çekmektir.Pazunun iki başı olan bir kası daha vardır ki, bu boynun altından ve boyundan gelen pazuyu sarma işini görmektir. Bu kasm başlarından biri pazunun içinde ve dolaşık halde bulunur. Diğer başı ise dışardan omuzun alt kısmından çıkmış olup, biraz bükülmüş ve eğiktir. İki cüz ile iş görmesi halinde kolu düz olarakkaldırır.Pazunun biri meme üzerinden gelen iki küçük kas daha vardır ki, diğeri de omuz eklemi içine gömülmüş haldedir.La havle velâ kuvvete illa billahil aliyyil azîm.KISIM: 3KOL KASLARI VE HAREKETLERİ
Ey
AziziAnatomi ile meşgul olan âlimler diyorlar ki:Kolu açan ve kapayan kaslar, pazu üzerinde bulunur. Kasların bir kısmı açma bir kısmı da kapama vazifesi görür. Kaslarınbazısı pazuyu yüzüstü kapadığı gibi, bazısı da açar. Ancak bu kaslar pazu üzerinde değildirler.Kolun açılmasını temin eden kaslar bir çifttir. Bu kaslardanbiri içeriye doğru kıvrılarak kolu açar. Çünkü bu pazunun ön kısmının aşağısından omuzun alt kaburgasından çıkar ve iç parçalan ile dirseğe bitişir. Diğer kas ise dışa dönük olup, bileği açar.Çünkü bu kas, pazunun arka tarafından gelerek dirsekten çıkancüzlere bitişir. Bu kaslar bu işi görmek üzere birleştikleri zamankolu düz olarak açarlar.Kolu kapayan kaslar, bir çift kastan ibarettir. Bunlardan bü yük olanı kolu içe doğru eğerek kapatır. Çünkü bu kas, omuzunalt uzantısından ve karga burnundan meydana gelerek, pazu içineeğilerek, dirseğin ön üst kirişine bitişmiştir. İkinci kas ise bileğiIH
MARİFETNÂME
dışa doğru eğerek tutar. Çünkü bu kasın çıkış yeri, dış pazununarka tarafıdır. Bu öyle bir kasdır ki, etli iki başı vardır. Bubaşlardan biri, pazunun arkasından, diğeri de önünden geçerlerve dış tarafa meylederek tutan alt dirseğin ön altına ve içine meylederek tutan kasın üstüne bitişmiştir ki, bunun sebebi de kuvvetle çekmelerini temin içindir.Bu iki kas, bu iki işi beraberce yapmak için bir araya geldikleri zaman kolu düz olarak tutarlar. Bu basit kasların içinde pazukemiğini kuşatan ve tutan bir kas daha vardır. Kolu yüzüstü olarak tutan bir çift kas vardır ki, bunlar dışarıdan görülebilirler. Bukasların biri pazu başının iç yanının üstünden çıkmış ve üst direğe bitişerek bileğin mafsalı olmuştur.İkinci kas birinciden daha kısa, lifi geni, uçları sinirlidir. Budirseğin alt kısmından çıkmış ve bilek mafsalının yanında üst kısma çıkmıştır. Fakat kolu dıştan açan kaslar bir çifttir. Bu kasların biri iki eklemin dışmda olup, üst direğe kirişsiz olarak birleştirilmiştir. Diğer kasın çıkış yeri ise pazu başımn dışından ve sadeceüstünden uzanan ince kemiktendir. Koldan geçerek içerisine girmiş ve bilek mafsalına yaklaşana kadar gitmiştir. Bu suretle bileğin üstünden iç kısma gelerek kiriş perdeleri ile bu kasa bitişmiştir.KISIM : 4BİLEK KASLARI VE HAREKETLERİEy Aziz!Anatomi ile meşgul olan âlimler diyorlar ki:Bilek eklemini hareket ettiren kasların bir kısmı basit, yaniaçıcı ve yayıcı, bir kısmı kapatıcı ve birleştirici, bir kısmı arkayaaçıcı, bir kısmı da temeli üzerine kapatıcıdır. Bileği aşan kaslarınbir kısmı birbirine bitişmiş haldedir. Bunlardan biri, bileğin alt ortasından çıkar ki, bunun kirişi baş parmağa bitişik olup böyleceişaret parmağından uzak durması temin edilmiş olur. Diğeri de,üst mafsaldan çıkar ve kirişi de, bilek kemiğinden itibaren başparmak hizasındaki evvelki kemikle birleşir.Bu iki kas aynı işi görmek için birlikte hareket edince bileğiUS
ERZURUMLU İBRAHİM HAKKİ HZ.
az
bükülmüş olacak şekilde açarlar. Eğer beraberce değil de, sade
ce
pazu hareket ederse, hem bileği büker ve hem de baş parmakla
işaret
parmağını birbirinden ayırır. Bir kas, pazu ucunun alt kısmından çıkar, üst direğin dış yanında allıyarak iki ucu olan birkirişini uzatır. Bunun bir ucu işaret parmağı ile orta parmağınönündeki tarağın ortasına bitişir. Diğer baş ise bileğin yanındakiüst dirseğe dayanarak bileği kavrar ve açar. Ancak bileği tutankaslardan bir çift kas, bileğin dış tarafı üzerinde bulunur. Onunaltmda bulunan tek kas, pazunun ucunun içinden çıkar ve küçükparmağın önündeki tarağa bitişir.Üstteki ise, onun üst kısmından çıkmış ve yine sözünü ettiğimiz tarağa bağlanmıştır. Onunla bir kası pazunun alttaki cüzlerinden çıkmış ve açıklanan iki kasın yerlerini ortalamıştır. Bununbirbirine çaprazlamasına gelen iki başı vardır ki, bunlar işaret parmağı ile orta parmak arasında kalan kısma bağlanmışlardır. Buİkisi aynı işi görmek üzere hareket ettikleri takdirde bileği tutarlar. Yukarıda izahı yapılan açan ve kapayan kaslar, bileği bizzateğer ve bükerler.Şayet küçük parmağın önündeki tarak kemiğine bitişmiş durumda olan kas yalnız başına hareket etse, eli biraz da olsa sırtüstü döndürür. Şayet baş parmağın izahını sonra yapacağımız kası bu sözünü ettiğimiz kasa yardımcı olursa, eli tamamen döndürebilir. Şayet baş parmak önündeki bileğe bitişmiş vaziyetteki kastek bir hareket ettirici bir halde olsa ,eli biraz yüz üstü katlar. Şa yet küçük parmağın izahını yapacağımız kası buna yardımcı olursa el bütünüyle kapanmış olur.KISIM: 5PARMAKLARIN KAS VE HAREKETLERİEy Aziz!Anatomi ilmi ile meşgul olanlar diyorlar ki:El parmaklarına hareket veren kasların bir kısmı el ayası kemiklerinin üzerinde meydana gelmekte, diğer bir kısmı da kol kemiklerine bitişik halde bulunmaktadır. Şayet bunların hepsi avuç
116
MARİFETNAME
içinde topjlansalardı, avuç fazla et sebebiyle büyük ve ağır olur,hafifliği gider ve kendisinden hiç bir lâtif özellik kalmazdı.Bilek kasları parmaklara uzun olmaları sebebiyle, kirişleri yuvarlak, sağlam ve uzun olup, her taraftan gelen zarları ile kuvvetlenmişlerdir. Hareket halindeki organlarla birleşme temin edebilmeleri için geniş ve kaplayıcı liflere sahiptirler. Parmaklan arala yıp, onları aşağı doğru hareket ettiren kasların hepsi kol kemiğin-dedir. Öyle ise, parmakları aşağıya doğru hareket ettirerek açankasların biri kolun dış yüzünün ortasındadır.Bu kas ,pazunun alt ucunun dış yüzünden çıkmış, kirişlerle.dört parmağa gönderilmiş ve o da parmaklara aşağıya doğru hareket vererek onları açmıştır. Bu açan kaslann hepsi bir taraftave birbirine bitişmiş bir haldedirler. Bunlardan biri, pazunun dıştaki başının iki uzantısı arasında ve ortadan çıkar, küçük parmakile onun yanındaki parmağa iki kiriş gönderir.îki katlı olan bu kasların birincisi pazu kemiğinin iki uzantısının altından ve alt dirseğin yanından çıkmış ve ortasından ortaparmak ile işaret parmaklarına iki kiriş göndermiştir.Üçüncü kas, üst dirseğin yukarı kısmından çıkmış olup, başparmağa bir kiriş göndermiştir. Bu kasın yanında bir kas dahavardır ki, onun hakkında gerekli bilgi bilek kasları anlatılırkenverilmişti. Bu kasın çıkış yeri alt dirseğin ortasıdır ve bu kasın kirişi baş parmağı işaret parmağından ayırmıştır. Parmaklan top-lıyan ve yuman kasların bir kısmı kol kemiği üzerinde, diğer birkısmı da avuç içindedir. Kol üzerindekiler 3 kastan ibarettir. Kolun ortasında ve birbirinin üzerinde sıra halinde düzenli olarakkoyulmuşlardır. En kıymetlileri altta ve içte olup, bileğin alt oynak kısmının kemiğine bitişmiş durumundaki kastır. Gördüğü işçok önsnıli ve kendisi de kıymetli olduğu için yeri de korunmuştur.Bu alt kas, pazunun dış uzantısının ortasından çıkar. Kirişteoradan genişler. Beşe ayrılan kirişin her bir parçası baş parmağagider. Dört parmaktaki eklemlerin 1, 2.ve 3. lcrini tutar. Baş parmağın kirişi ise 2. ve 3. eklemleri tutar. İkinci kas bunun hem üzerinde bulunur ve hem de ondan daha küçüktür. Bu kasın çıkış yeri pazu kemiğinin içidir. Alttaki dirseğe bitişmesi pek nadirdir. Üstdirseğin üst yüzü iç ve dış yüzlerin biıleştğ ortak çzgidir. Onun üstünden geçerek beş parmak yanına geldiğinde, içi eğilmiş, kirişleri
117
ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI HZ.
ni dört parmağın
eklemlerine göndermiştir. Buna sebep de parmak
eklemlerinin
tutma ve yummalarını temin içindir.
Üçüncü
kas, tutmak ya da yummak için değildir. Fakat ki
rişiyle, avucun
içine girerek avuç ayası içinde genişlemiş ve ya
yılmıştır.
Böylece avuç içine dokunma hissi verilmiştir. Tüy çık
masına
engel olmuş, alma ve vermede kuvvetli olmasını sağla*
mıştır.
La havle eveiâ kuvvete illa billahil aliyyil azîm.KISIM: 6EL AYASINDAKİ KASLAR VE FAYDALARIEy Aziz!Anatomi Ue meşgul olan âlimler diyorlar ki:El kaslarından baş parmağın tutmak için sadece bir kası vardır. Geriye kalan dört parmağın ikişer kas ile kapanmalarının hikmeti şudur':Dört parmağın yapacağı en önemli iş, yumulmak ve tutmaktır. Baş parmağın en önemli işi ise ,açılmak ve şahadet parmağıdediğimiz parmaktan uzaklaşmaktır.Avucun kendisinde 18 kas mevcuttur. Birbiri üzerine iki sırahalinde düzenli olaraks ıralanmışlardır. İlk sıra el ayasının altındadır. Bu elin dış yüzünün en yakınında olan sıradır. İlk sırada sıralanmış halde bulunan 7 kas vardır. Bu kasların beşi eli yukarı ya çeker ve bükerler. Baş parmak kasının çıkış yeri bilek kemik
leridir.
Altıncı kas, kısa ve genişçedir ve lifi de düz değildir. Fakatkuvvetlidir. Başı ortası hizasında elin tarağına bitişmiştir. Kirişibaş parmağa varmış ve onu aşağı yollamıştır.Yedinci kas, küçük parmağın yakınındaki tarak kemiğindençıkmış ve küçük parmağı aşağıya indirmiştir. Bu yedi kasın hiçbi
ri
elin parmaklannın yumulması için değildir. Ancak 5 tanesi kaldırmak için, 2 tanesi de indirmek içindir.
İkinci sırada,
yani üstte sıralanan 11 kas vardır. Bu kasların
sekizinden her ikisi, dört
parmağın eklemlerinin birinci eklemle
rine ve birbirinin
üstüne bitişik haldedirler. Bu durumda ilk ek
118
MARİFETNÂME
lemlerini sağlamca yumarlar. Bu kaslann geriye kalan 3’ü de
baş
parmağa ait olup ,biri ilk eklemini, ikisi ikinci eklemini tutarlar.Sonra baş parmak ile serçe parmak ile serçe parmağa üçer kas koruyucu ve indirici olarak
görevlendirilmiş
olup, diğer üç parmağın birbirine de ikişer kas, indirici ve koruyucu olarak verilmiştirHer parmak için dört tutucu ve. bird e kaldırıcı kas yaratılmıştır.Sübhane men hüvel-hâlik.
119
BÖLÜM: 3BEL KEMİĞİ, KARIN, TENASÜL (ERKEKLİK VE KADINLIK)ORGANLARI, AYAK VE PARMAKLAR, KAS, HAREKETVE FAYDALARI.YEDİ KISIMDAN İBARETTİRKISIM: 1BEL KASLARIEy AziziAnatomi âiimleri diyorlar ki:Beli hareket ettirmekte olan kaslarm bir kısmı, beli ön tarafa, diğer bir kısmı da arka tarafa eğerler. Belin öbür hareketleride bu iki hareketten doğar. Beli bu tarafa eğen kaslar iki çifttir.Bunlann bir kısmı üst tarafta olup, boynun ucuna hareket verenkaslardandır. Bunlar yemek borusunun iki yanından geçerek, aşağısı göğsün üst omuzlarından beş omurla birleşir. Üstü ise boyunave başa gelmiştir.Bunun alt kısmında bir çift kas daha vardır ki, ikisi de göğsün 10 ve 11. omurlarından çıkarak aşağıya iner ve bel kemiğinifazlaca öne doğru eğer. Belin arkaya eğilmesini sağlıyan iKi kasvardır ki, bunlara bel kaslan denir. Bu kaslardan herbiri 23 kastan meydana gelir. Çünkü bunlann herbirine birinci omurun haricinde her omurdan bir kas gelmiştir ki, bunlar tam ve birleştiriciliflerdir.Bu kaslarm hepsi normal şekilde uzasalar, bel kemiği düz olur.Çok uzayacak olurlarsa, bel kemiğini arkaya eğer ve bükerler. Şa yet bir taraftaki mevcut kaslar, hareket etse ve uzansalar bu du
120
MARİFETNÂME
rumda bel kemiği diğer tarafa eğilir. Bu kaslar bel kemiğinin diğernormal hareketlerinin yapılması için yeterlidir. Zira, bel kemiğinin her yöne eğilmesi ve bükülmesinde ön tarafa ve arka tarafaolan hareketlere bağlılığının esas olduğu bilinmiştir.KISIM: 2KARIN KASLARIEy Aziz!Anatomi ile meşgul olan âlimler diyorlar ki:Karın kasları 8 tanedir. Bunların birçok ortak faydalan vardır ki, bazıları şunlardır:1 — Sidik torbasındaki sidiği, rahimdeki cenin, yani küçükçocuğu tutup korumaya yardım eder.2 — Zar (perde) a dayanak olur ve ona kuvvet verir. Yellenme ve kabızlık hallerinde yardımcı olur.3 — Sıcaklığı ile mide ve barsakları ısıtır.Bu sekiz kastan bir çift düz kas gırtlak kıkırdağının yanından inip lifi, kasığa ulaşıncaya kadar uzunlamasına giderek uçları kasıkların çevresini sarmıştır.Bu çiftin temeli, başlangıcından itibaren sonuna kadar etten oluşmuştur.İki kas daha vardır ki, bunlar da kasm üzerindeki uzayanperdenin üzerinden çıkar ve sözü edilen iki uzun kas ile genişlemesine ve dikine kesişerek aşağıya iner. Kaslann iki çifti de bahsedilen kaslarm uzvunda olup herbiri bir yanda, sağda ve soldadır.Çiftlerin herbiri iki kas olup, köprücü kemiğinin yumuşak kısmından kasığa kadar ve böğürden gırtlağa kadar bel kemiğini kolaycakeserek ikisinin iki yanından; sağdan ve soldan kasığın yanındanbirbirleri ile karşılaşırlar.öbür iki kasın iki tarafı da gırtlağın yanında karşılaşırlar. Bu ikisi her yönden genişlemesine iki kasın et cüzlerine konulmuştur. Bu iki çift kasın esasları da, tadü zkaslara kadar ve zarlar gibi geniş kirişlerle dokununcaya kadar ettendir. Bunların üzerine konulan iki uzun kas daha vardır. Bunlar da Cenabı Hakkın yüce sanatının açık delilleridir.Sübhane-sâni-ül-Hakîm.
121
ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI HZ.
KISIM: 3 TENASÜL ORGANLARI VE KASLARIEy Aziz!Anatomi ile meşgul olan âlimler diyorlar ki:Erkeklerin yumurtalık (husye) kasları dört tanedir.
Bu
kaslar, yani yumurtalıklar erkeklerdeki yumurtaları korumak ve
yu
karı çıkarmak (uyandırmak) için yaratılmışlardır. Böylece yumurtalıklar aşağıya uzamaz ve maruz kalacakları tehlikelerden uzakkalırlar. Her bir husye için bir kas görevlendirilmiştir. Yumurtalıklardaki yumurtalar katıdır. Bunlann tabiatleri sıcak olduğu için,duman çıkarmakta ve bu da erkeklerin yüzünde sakalların ve bı yıkların çıkmasına sebep olmaktadır. Çünkü, yumurtası olmayanveya yumurtası olup da sıcak olmayan kimsenin sakallan çıkmaz.Bir kimsenin yumurtaları kesilip alınacak olsa mevcut sakallanda dökülür.Kadınlar için bir çift kas yeterli olmuştur. Çünkü, onların yumurtalan erkeklerde olduğu gibi dışarıda asılı vaziyette değil,iç kısımda ve yapışık haldedir. Yumurtaların herbirine bu sebeplebir kas görevlendirilmiştir. Rahmin ağzında lifi çok geniş olup rahmin ağzım bütünüyle kaplayan bir kas vardır. Bu kasın görevi, kadının âdet göreceği zamana kadar rahmin ağzını sıkıca tutmak veorada hayız kanım muhafaza etmektir. Bu kas âdet halinde açılırve âdet kanının dışanya çıkmasına izin verir. Böylece rahimdekipis ve kirli kan âdet kam olarak dışanya çıkar.Bu kasın diğer bir.faydası da, cinsi münasebet anında gevşe yip rahmin ağzım açmak ve rahme bırakılan erkekten gelen nutfe (meni) yi içeriye almaktır. Nutfenin rahme
alınmasından
sonra rahmin ağzın üyice kapatır ve cenini orada koruma altına alır.Artık çocuk dünyaya gelinceye kadar açılmaz. Çocuk dünyaya gelirken tamamen yayılarak iyice açılır.Sidik torbası (mesane) mn ağzı üzerinde lifi genişlemesineolan bir kas vardır. Bu kas, sidik torbasını ve ağzım sarmıştır.Bu kasın faydası, küçük abdest bozana kadar geçen saman içindesidiki tutmaktır. İnsan küçük abdest bozmak istediğinde, bu kassıkışık halden çıkarak gevşer. Karın kasları da sidik torbasını sı
122
MARİFETNAME
kar ve itici kuvvetin de yardımıyle sidik dışanya atılır.Zekeri (erkeklik organı) hareket ettiren kaslar iki çift olup,bunlardan biri kasık kemiğinden çıkarak zekerin iki yanından geçer. Bu kaslar gevşeyince gerek sidik ve gerekse meni zekerden kolayca akarak dışarıya çıkar.Diğer kas da aym şekilde kasık kemiğinden çıkar ve esas zeker âletine bitişir. Bu kaslann ikisi bir iş için ortak hareket edecek olsalar ,âlet doğru olarak uzar. Eğer kalbden şehvet rüzgângelit de damarlara dolarsa âlet uyanır, damarlara dolan şehvetrüzgârı şiddetli olursa âlet hem büyür ve hem de sertleşir ve aynızamanda kasığa taraf eğüir.Şayet bu uzama bir kas üzerinde olursa âlet bu durumda o tarafa eğilir.Mak’ad, yani oturak (kıç, anüs) kaslarma gelince, bunlar 4tanedir. Bu kaslardan biri mak’ad deliğinin ağzım sarmış olupete de fazla mikdarda karışmıştır. Bu kas bir ipin kesenin ağzımbüzmesi gibi mak’adı büzer ve bir araya toplar. Mak’adı sıkmaksuretiyle ağzındaki işe yaramıyan pislikleri dışanya atar.Mak’adda bir kas daha vardır ki, zikredilen kasın üstünde,mak’adın iç kısmında olup erkeklerde âlete bitişir, kadınlarda isekadınlık organı (fere) nin çevresini sarar.Bu kasların üzerinde bir çift kas daha vardır ki bunlar inak’attaki eti çekmek ve içeri almak vazifesini görürler. Bu kaslarmgevşemesi halinde mak’ad dışarıya çıkar.Sübhanellahi ve bi hamdihi.KISIM : 4OYLUK KASLARI VE HAREKETLERİEy Aziz!Anatomi ilmi ile meşgul olan âlimler diyorlar ki:Oyluğa hareket veren kasların en büyüğü, onun eklemini açankaslardır. Sonra eklemini kapayan kaslar gelir. Çünkü oyluk hareketlerinin en kıymetlisi .oyluğun açılıp kapanmasıdır. Ayakta durmak ancak açılmakla mümkün olabildiğinden ,açılması kapanmasından daha önemli ve daha üstündür.
123
ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI HZ.
Oturma kasları da çok büyük kaslardır. Bunlardan sonra oy-lukları birbirine yaklaştıran kaslar ile oyluğu arkaya eğen kaslar
gelir.Oyluk eklemini açan kasların en büyüğü aynı zamanda be-dendeki kaslarm da en büyüğüdür. Bu kas, oyluk ve kasık kemikle-rini içine alacak şekilde oyluğun arkasına ve iç kısımlarına dön-müş, ta dize kadar inmiştir. Bu kasın liflerinin başlangıç kısımla-rı değişik olduğu için gördüğü işler de başka başka olmuştur.Çünkü bazı liflerin çıkış yerleri kasık kemiğinin alt kısmı ol-duğundan, oyluğu dışarıya doğru eğerek açar. Bir kısım liflerin
çıkış yerleri, bunun biraz daha üstünde olup, sadece oyluğu yu-karıya kaldırır. Bir kısım liflerin bitiş yeri de oyluk kemiğinden
olup »oyluğu dış tarafa eğmek suretiyle açar. Bir kas da oyluk ek-lemini arkadan sarmıştır. Bu kasın iki ucu ve genişlemesine de üç
kirişi vardır. Bu kirişlerin çıkış yerleri leğen (böğür) kemiği, kal-ça kemiği ve kuyruk sokumunun yanındaki kemiktir.Kirişlerin ikisi etten birisi de zardan yapılmıştır. İki tarafı
oyluğun ucundan başka tarafa bitişiktir. Şayet bu kas bir yan yo-la çekecek olursa, oyluğu kendi tarafına eğerek açar. İki tarafıy
le çekecek olursa oyluğu düz olarak açar.Kaslardan birinin çıkışı böğür (leğen) kemiğinin tamamen
dışarıdan olup, en büyük uzantısının üstüne bitişir ve onu biraz
öne çekerken oyluğu da içe eğer ve böylece açar. Böyle kaslar ev-velâ küçük uzantının altına bitişmek suretiyle oradan iner ve ev-velki kasların yaptıklarını yaparlar. Bu kasın diğerlerinden bir
farkı vardır ki, o da eğilmesinin çok ve açılmasının az olmasıdır.
Çıkış yeri böğür (leğen) kemiğinin alt kısmıdır.Kaslarından biri de, oyluk kemiğinin alt kısmından halkaya
doğru eğimli olarak çıkıp oyluğu o yöne doğru, biraz dışa doğru
ise çok eğerek açar. Oyluk eklemini yuman kaslardan biri, oyluğu
dış tarafa hafifçe meylettirerek yumar. Bu kas böğür (leğen) ke-miğinden çıkar ve oradan merek iki kirişinin biri oturak kemiği-nin sonuna diğeri de küçük uzantıya bitişir.Kaslarından biri kasık kemiğinden çıkarak küçük uzantının
altına yapışır.Kaslarından biri de, bu ikinci kasının yanma eğri bir şekilde
uzar
ve büyük uzantının bir kısmıymış gibi olur.124
MARİFETNÂME
Kaslann dördüncüsü de, leğen kemiğindeki mevcut uzantı-dan çıkar ve oyluğu yumarak baldırı da geçer.Oyluğu içeriye doğru eğen kaslardan bir kısmı, açma ve kapa-ma kısmında açıklanmıştır. Bu tür bir hareketin kendine mahsus
bir kası vardır ve bu kasın çıkış yeri de kasık kemiğidir. Bunun
boyu çok uzundur, ta dize kadar iner. Oyluğu dışa doğru eğen kas
da bu iş için yaratılan hususi bir kasdîr ve bunun çıkışı da enli
kemiktendir.Oyluğu arkaya doğru eğen iki kas vardır ki, biri kasık kemi-ğinin dış kısmından .diğeri de iç kısmından çıkar. Bu kaslar bü-yük uzantının sonuna yakından girintili çukur yerde karşılaşmış
ve birbirine kanşmışlardır. Bu kasların hangisi yalnız başına ha-reket eder de oyluğu kendisine çekerse oyluk biraz o tarafa doğru
eğilir. Eğer iki kas ortak hareket ederlerse bu durumda kas düz
olarak arka tarafa eğilir. .T"Yapılan bu izahları düşünen ve ibret alan kimse, Allah'ın yü-ce sanatındaki akıl ve sırrın ermediği işleri görür. Bâki ve Kâim
olan Allah her türlü noksan sıfatlardan uzaktır.KISIM: 5DİZ EKLEMİNİN KAS VE HAREKETLERİ
Ey Aziz!Anatomi ilmiyle meşgul olan â
lîr
nler divorlar ki:Diz eklemini hareket ettirmekte olan kasların 3 tanesi ön kı-sımdadır. Bunlar, oyluktaki mevcut kasların en büyük ve kıymet-lileridir. Çünkü dizleri açmak onların işidir. Bu kaslardan biri,
sanki iki kat imiş gibi görünür. Bunun biri büyük uzantıdan, di-ğeri de oyluğun ön kısmından biten iki ucu vardır. Bu uçlardan
biri etli olup birinci kirişten önce dizkapağının önüne bitişmiştir.
Diğer ucu da zardır ki, bu da oyluğun iç kısmında sona erer. Ge-riye kalan kaslardan biri, oyluğu tutan kaslarla birlikte anlatıl-mıştı. Bu böğür (leğen) kemiğinden olan ayırıcıdan çıkmıştır.İkinci kas ise dış uzantıdan çıkmış ve dizkapağı kemiğini sar-mış ve altındaki kısımlara dayanıklık vermiştir. Oradan baldır ke-miğine gitmiş ve dizi açarak uzamasını temin etmiştir. Geniş bir
12S
ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI HZ.
kası, kasık kemiğinin birleşme mahallinden çıkar ve eğri olarakoyluğun iç kısmından iner gider ve baldır kemiğinin yukarısındaki derin yere varır. Baldın içe doğru eğerek açan başka büyük birkas ise oyluktan gelerek yan tarafından dolaşık bir şekilde iner
ve
sözü edilen kasın karşısına gelir. Oradan da geçerek batma mahalline gider ve baldırı dışanya doğru eğdirerek açar.Şayet bu kaslarm ikisi ortak hareket edecek olsalar, ayak düzbir şekilde açılır. Baldın tutan kaslann biri ince
ve
uzun bir kasolup, bitişi leğen ve kasık kemiğindendir. Geniş olan iç kasın çıkış yerine ve leğen kemiğinin ortasındaki köprünün yakınına gider.Daha sonra dizin yanlarına bükük bir şekilde girmiş
ve
sonradanoradan da çıkarak dizin batış yerinde nihayete ermiş
ve
oraya bi-tişmiştir. Böylece baldır, yukarıya çekilmiş olup ayağı ucuna taraf eğmiştir.Daha başka mevcut 3 kas vardır ki, biri dış yüzde, biri içte vebiri de orta yüzdedir.Dışta ve ortada olan kas, baldırı dışanya doğru eğmiş ve kapamıştır. Fakat iç yüzde olan ise baldırı kendinedoğru çeker ve tutar. İçe bakan kasın çıkış yeri oyluk kemiğininarkasına geçerek ta iç kısımdaki çukura giderek ona bitişir. Rengi yeşile yakın bir renktir.Dışa bakan ile ortada olan çıkış yerleri oyluk kemiğinin da yanak yeridir. Ancak bu ikisi çukur yere vardıklan zaman dışadoğru eğilir. Diz ekleminde bir de gömülü haldeki bir kas daha vardır ki, bu ortada olana yardımcıdır.Allah'ın bu eşsiz sanatlarını seyreden ve düşünen kimse, dehşet ve hayrette kalır. Allah'ın yarattığı hikmetin acayiplikleriniseyreder. Bedenini tanıyan insan, kendini de tanır. Kendini tanı yanın Rabbini tanıması ve bilmesi elbette gereklidir.KISIM: 6AYAK EKLEMİNİ HAREKET ETTİREN KASLAR
Ey Aziz!Anatomi ile meşgul
olan âlimler diyorlar ki
Ayağı
hareket ettiren kaslarm bir kısmı ayağı yukanya kal
dırdığı
gibi, diğer bir kısmı da yere indirir. Ayağı kaldıran kasla-
126
M AftİFETN A M E
nn içinde büyük bir kas vardır ki, ayağın dış kısmında bulunur.Bitişi, baldırın başının dış tarafı olup, baş parmağa taraf geçerekbaldıra meyilli olarak varmış ve baş parmağın' kökünün yakınında bitirerek ayağı yukarıya kaldırmıştır.Bir başka kas da yine dış kısımdan çıkmış ve ondan da birkiriş bitmiştir. Bu kasda küçük parmak köküne yakın bitişir veayağı kaldırır .Eğer birinci kas onunla uyum sağlarsa ikisi birlikte ayağı düz olarak kaldırırlar.Ayağı yere indiren kasların bir çifti oyluk başından çıkarve sonra da birleşir. Baldırın arkasına doğru ete giderek et olur.Bunlar büyük bir kiriş çıkar ve ökçe kemiğine bitişir. Bu kirişe,«ökçe kirişi» adı verilir, Bu kiriş, ökçeyi dışarıya doğru çekme işini görür ki, ayak da
böylece
yerde sabit halde durur.Buna yardımcı olan bu^yı:T3aha vardır ki, bu kas dış uçtanbitmiş etten bir kiriş olduğu halde iner ve ökçenin arka tarafındaki ilk kasın birleştiği yerin üst kısmında birleşmiştir. Bu kaslaraveya bunların kirişlerine bir zarar isabet edecek olsa, ayak kötürüm olur.Kaslardan biri de, baldırın iç kısmından çıkarak aşağıya inerki, ondan da ayrılan iki kiriş vardır. Kirişlerin biri baş parmağınönünden bileğin altı ile birleşmiştir. Ayak bu kiriş sayesinde toplanır ve aşağıya iner. İkinci kiriş, öncekini çekerek baş parmağınilk eklemine gider ve onu içeriye doğru dolaşık olarak sarar.Oyluğun dış başından bir kas çıkmış olup, bu iki kastan birine varır. Ancak baldırın içine geçtiğinde yine ondan ayrılır. Nasılkirişi ayak altına geçen kas ayağın iç yüzüne yayılıyorsa, bu daaynı şekilde ayağın altına tamamen yayılmış ve her tarafını sararak ayağı rahat ettirmiştir. Böylece el ayasmda sağlanan faydave rahatlığın aynısı ayakta da sağlanmıştır.Bu sanatlar sayesinde bilinen nice hikmetler vardır. Allah’ın yüce kudreti kullarına alınacak birçok ibretler bahşeder. Yaratıcıve Hâkim olan Allah’ü Zülcelâl her türlü kusur, ayıp ve noksandan uzaktır. Bunlardan ibret alan bir kyl, Allah'ın şanının
yüce
liği karşısında huşû içinde kendinden geçer ve O’nun azametineboyun eğer.
127
ERZURUMLU İBRAHİM HAKKİ UZ.
KISIM: 7.AYAK PARMAKLARININ KASLARIEy Aziz!Anatomi ile meşgul olanlar diyorlar ki:Ayak parmaklarını hareket ettiren kaslarm ekserisi yumu-cu kaslardır.Bu kaslardan biri kaval kemiğinin dış yüzünden çıkar ve üzerinde uzanır gider. Bu kastan bir kiriş çıkar ki bu kiriş te ikiye ayrılır. Bu kirişin parçalarından biri orta parmağı, diğeri de onun yanındaki parmağı kapatır.Kaslardan biri de anlattığunız kastan daha büyük olup, baldırın arka tarafından gelerek ayağın arka tarafına bir kiriş uzatır.İkiye ayrılan-bu kiriş te 3. ve 4. parmağı yumar.Bu iki kısımdan birer kiriş daha çıkar ve diğerinden çıkan kirişe bağlanır. Bunlann ikisi tek kiriş haline gelerek baş parmağagelir ve baş parmağı kapatır (yumar). önceden izahı yapılan 3.kas .bacağın dış kısmından çıkar ve baldır kemiklerinin arasındanaşağıya uzanır. Bunun bir bölümü ayağı, diğer bölümü de baş parmağı yummak ve ona hareket vermek içindir. Bir de topuğa indirilen kaslar vardır ki, bunlar baldır kemiğinde bulunur ve parmaklan kapamak ve hareket ettirmek işini görürler.Ayak altında bulunan kasların 10 tanesi 5 parmağa gelir, sağdan ve soldan onların lıerbirine bilişir. Bu kaslardan ikisi birliktehareket edecek olurlarsa parmaklan düz olarak yumarlar. Kaslardan biri yalnız başına hareket edecek olursa ayağı kendi tarafına
eğmek
suretiyle yumar.Kaslardan 4 tanesi bilek üzerine konmuş haldedir. Bunlardanherbiri ayn bir parmağa bitişir ve parmağı yumar.Kaslardan 2 tanesi de baş paraıakla küçük parmağa ait olup,onları kapatmaya ve tutmaya yarar. Ayağı kaplayan kasların çokolmasının sebebi ve hikmeti, parmaklann kuvvetli oluşundandır.
Böyle
oldukları içindir ki, otururken, kalkarken, yürürken, çalışır
ken bedenin
ağırlığına tahammül ederler. Güzel yürümenin sağ
lanması
ayaklann kuvvetli oluşu sayesindedir.Ayak parmaklarının kaslarından 5 tanesi ayak üzerinde bu
tu
MARÎFETNAME
lünur ki ,bunlar parmakları dışa eğerler. Kaslardan 5 tanesi de
ayağın
altmda vardır. Bunlar iç yarıktan kendilerine yakın olanparmağa gider ve onu içeri tarafa çeker.İşte insan bedenindeki 420 tane isteğe ve içgüdüye bağlı hareketin tam ve mükemmel olarak yapılmasına âlet olan kaslanntamamı anlatıldığı gibi 530 tanedir.Hâlik, Bâri ve Musavvir olan Allah her türlü ayıp ve kusurdan uzaktır. Bu, akıllara durgunluk veren ve büyük bir sıra ve dü-aen üzere olan yüce bir sanattır. Bunu düşünüp tefekkür edenkimseler bundan çok ibretler almışlar ve bu sanatın yapıcısı olanAllah’ı bilmişlerdir.Ey Kerim Mevlâ,Bizleri de Senin yüce sanatından ibretler alan bahtiyar kullarından eyle!
129
BÖLÜM: 1SİNİRLER, ATAR VE TOPLARDAMARLAR, BEDENİNKUVVETİ İLE KALBİN ÇEŞİTLİ HALLERİ, İNSANLARIN
SIFATLARI, ORGANLARIN ÇEKME VE SEĞİRMELERİBEŞ KONUDAN İBARETTİRKONU: 1SİNİRLERİN ÇIKIŞI VE FAYDALARIBEŞ KISIMDAN İBARETTİRKISIM: 1SİNİRLERİN
HAL VE ŞEKİLLERİ
Ey Aziz!
Anatomi ilmi ile meşgul ulan âlimler diyorlar ki:Vücudumuzda bulunan sinirlerin bir kısmı direkt
olarak,
bir
kısmı da dolaylı yollardan bedenimize fayda temin ederler.Sinirlerin sağladıkları zâti, yani direkt fayda, beyinin
organ
lara verdiği duyu ve hareketin sinirler vasıtasiyle olmasıdır.
Dolay
lı olarak sağladığı fayda ise, etin sağlam bedeninde kuvvetli
olma
sını sağlamasıdır. Sinirlerin kökü, yaııi başlangıç merkezleri
beyin,
bitiş noktaları ise deridir. Beyinin sinirlerin doğuş merkezi
oluşu
iki yöndendir.Çünkü beyin, bazı sinirlerin bizzat çıkış noktasıdır. Diğer bir
kısım sinirlere ise kendinden omurgaya akan omurilik vasıtasıy
le başlangıç yeri olmuştur. Beyinden doğan sinirler içinde hareket
edenler ve hissedenler sadece baş, yüz ve iç organlar olmuştur.
130
MARİFET NAMli
Bunlar haricindeki organların hareket ve
hisleri omurilik vasıta
siyle olmakladır. Şanı yüce olan Allahü Zülcelâl
lütlu ve ihsaniy
le beyinden iç organlara İnen duyu ve hareket sinirlerini
koruma-
ya büyük önem vermiş ve çok dikkalli davranmıştır.
Çünkü çıkış
noktalarından çok uzaklara gittikleri için
çok sağlam olmaları
icabelmektedir. Bunun için de, üç yerde kıkırdak ile sinirler
ara-
sında dayanıklığı orla kıvamda olan şeylerle perdelemiştir.
Bun-
lar da sıra ile:1 — Nefes borusu.
2 — Kaburga kökleri.
3 — Göğsün alt kısmıdır.Beyinden .çıktıktan sonra bedene yayılan sinirlerin en mühim vazifeleri .organlara his ve hareket etme hassasını vermektir.İlk baştaki tesirin kuvvetli olması için bu sinir maksudu olan organa en yakın yerden geçer ve onunla birleşme temin eder.
Bu du-
yusal (hissi) sinirler ne kadar yumuşak olurlarsa duyu kuvvetleride o kadar fazlalaşır. Bunlar sağlam olma ihtiyacında olmadıklarından, hareket sinirleri kadar sert ve sağlam değil, bilâkis lâtif, yumuşak ve narindirler. Beynin ön kısmı arkasından daha duyarlı (hassas) olduğundan, ön taraftan duyu sinirleri .arkadan dahareket sinirleri yaratılmıştır.Cenabı Hakkın bu şaşırtıcı sanatından alınacak birçok ibretler vardır.
KISIM : 2
BEYİNDEN ÇIKAN SİNİRLER
Ey Aziz!Anatomi âlimleri diyorlar ki :Beyinden çıkan sinirlerin tamamı yedi çifttir.1. çift sinir koklama âletinin merkezi olan
ve
meme
ucuna
benziyen iki uzantıya yakın, beyinin ön iç kısmındaki
boşluktan
çıkarlar. Bu çiftin soldan doğan siniri sağa, sağdan çıkan
siniri de
sola gelerek birbirleıiyle karşılaşmış ve birbirlerini lıaç
misâli kes-
mişlerdir. Sonra sağ taraftan çıkan sağ
göze, soldan çıkan sol gö-
131
ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI HZ.
ze gider. Bu sinirlerin ağızları sırça denilen rutubetliliği sarmakiçin geniştir.1 — İki gözden birine akan rüzgâr (ruh), diğer göze de geçer.Biri herhangi bir âfete maruz kalacak olursa, diğeri onun yerinitutabilir. Gözün birinin yumulması halinde diğer gözün görmesinin kuvvetlenmesinin sebebi budur. Çünkü yumulan gözün nurudiğerine geçer.2 — Gözlerin ikisinin görmesi bir noktada kesişerek bir görme halini alır. Bakılan şey ortak boyutlarla ve tek olarak görülür.Bunun içindir ki, şaşı olan kimse birşeyi iki taneymiş gibi görür.Çünkü birşeye bakarken bir gözü aşağıya ve diğeri de yukarıya ka yar, böylece görüntünün kesişme noktasında sağlaması gerekendenge bozulur. Sinirlerin doğru kesişmeleri mümkün olamaz. Ortak sinirde damar kırılması yeni bir sinir meydana getirmiştir.3 — Sözünü ettiğimiz sinirler birbirlerine destek olur ve böylece kuvvetli olurlar. Aynı zamanda çıkıntıları göze yakın olur.2. çift sinir açıklanan 1. çiftin çıkış mahallinin aksi yönündençıkar ve gözü saran çukurun deliğinden çıkıp göz sinirlerine bölünür. Bu sinirler çok serttir. Sert oluşu .çıkış yerine yakın oluşundan ileri gelen yumuşaklığı giderir. Onunla kuvvet kazanır ve gözü hareket ettirir.Gözün 10 tabakasının izahı uzun sürer. Kısa yaptığımız buizah bile Allahü Zülcelâl’in kudret ve kuvvetinin kemâline kâfigelir kanaatindeyim. O ne güzel vekil ve O ne güzel ihsan sahibidir.Süzhane-el-halikul bâri.KISIM: 3BEYİNDEN ÇIKAN SİNİRLERİN GERİ KALAN BEŞ ÇİFTİEy Aziz!Anatomi âlimleri diyorlar ki:Beyin sinirlerinin 3. çifti, ön, arka ve tabam arkasından çıkar.Evvelâ dördüncü çifte biraz karışır. Sonra ondan uzaklaşır ve dörde ayrılır, dört kol halinde dağılır.1. kol, izahım yapacağımız boyun damarının aralığından çı-
MARÎFETNAMİS
kar ve boyundan iner. Mide perdesini aşarak onun altındaki organ-lara (mide, barsak v.s.) dağılır.2. kol; elmacık kemiğinin çukurundan çıkar. Oradan ayrılın-ca izah edeceğimiz 5. çiftten ayrılan sinirle birleşir.3. kol’un gayesi, yüzün ön tarafındaki sinirler olup, 2. çiftin
çıktığı delikten en kıymetli sinir olan 1. çift sinirin giriş yerinden
geçip onun çukurumsu haline zorlukla uyar ve onun boşluğunu
kapatır. Bu kol, o delikten uzaklaştığı zaman üçe bölünür :1. kısmı, göz köşesine (pınar) meyleder ve 2 elmacık kemiği,
iki göz pınarı, gözkapakları .kaşlar ile alın sinirlerine birleşir.2. kısım : Göz ucu yanındaki deliklerden burna girer ve burun
içinde gömülür.3. kısım; büyüktür. Elmacık kemiğindeki mevcut çukura iner
ve ikiye ayrılır. Bu parçalar ağzın iç çukuruna girer. Oradan
üst dişlere ve dişlerin etlerine ayrılarak yayılır. 2. parçası elmacık
kemiği ile burun deliklerinin ve dudak derileri gibi görünen azala
ra dağılır. Bunlar 3. çift sinirin 3. kolunun üç kısmıdır. 4. kolu üst
çene deliğinden dile geçer ve dış yüzünde dağılır. DU de onun sa-yesinde tat alma özelliğini bulur. Ondan geriye kalan alt çenede-ki dişlerde ve onların köklerindeki etlere ve alt dudağın içine ya-yılır, Dile ulaşan kolu, gözbebeği sinirinden daha ince olduğu için
bu ondan daha sert olmuştur.Bu sertlik kalınlığına göre aynı ve dengelidir.4. çiftin çıkış vc sona eriş yeri 3. çiftin ardından olup, beynin
oturduğu yere meyillidir ve 3. çiftile biraz karıştıktan sonra çene-ye geçer ki damak da bundan duyarlı olmuştur. 4. çift 3. den hem
daha küçük ve hem de daha serttir.5. çiftin herbiri yeniden bir çift haline gelir ve beynin iki tara-fından çıkar. Bu çiftlerden herbirinin birinci kısmı, kulağın iç za-rına dayanak olup, onun içinde dağılmış ve kulağın duyması onun
sayesinde olmuştur.2. si 1. den daha küçük olup gırtlak kemiğinde kör diye isim-lendirilen delikten geçer. Çıktığında 3. çift siniri ile karışır ve iki-sinin fazlası, elmacık kemiğine taraf gelmiştir. Diğerleri göz ile
kulak arasına ulaşmış ve yayılmışlardır.6. çift ise beynin arkasında, 5. çifte bitişik yerden çıkmış ve
yivinin sonundaki delikten çıkmış ve sonra da üçe ayrılmıştır.
ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI HZ.
1. kısım. 7. çiftin hareketine yardım içiıı boğaz kaslarına ve
oradan da dile kadar gelmiştir.2. kısım, omuz kaslarına bölünmüştür.3. kısım, diğer ikisinden daha büyük olup, uyku damarının
yüksekliği noktada ona bağlanmıştır. Oradan iç organlara inişi
anında gırtlak hizasına geldiğinde, kollara ayrılır ve gırtlağı kıkır
daklarıyle kaldıran uçları üzerindeki kaslara bağlar. Gırtlaktan
geçince yine kollara ayrılır ve gırtlağın üçüncü kıkırdağım kapatıp
açan uçları aşağıya kıvrılan kaslara gelir. Tabipler buna dönen si-nir adım vermişlerdir. Sinir beyinden inmiş ve omurilikten çık-mış değildir. Düz olan bu sinirin çekilmesi kuvvetli olur. Bu sinir6. çifttendir, yoksa 5 .ve 7. çiftten değildir. Çünkü bunun çıkışı
yumuşak sonu da eğri olduğu için bunun gibi sert ve doğru olarak
inmezler. Bu sebeple de dayanıklılık bulup çıkmak ve inmek gibi
kuvvetten mahrum olurlar. Şu halde geri dönen kolların ,çıkış
noktalarından uzaklaştırılmasının hikmeti sertlik ve kuvvet vas-fım kazanmasını temindir. Dönen sinirlerin içinde en kuvvetli olan
gırtlağı kapayan kaslara ayrılmış olan sinirlerdir. Sonra bu sinirin
fazla kısmı ondan aşağı iner, dalları diyafram ve göğsün perde-leri ile kaslarına ulaşır. Oradan da kalb, akciğer, kırmızı ve siyah
kan damarlarına dağılır. Artakalanları 3. ciltten inen kolla birleş-me temin ederek iç organların zarlarına yayılarak taze kemikle ni-hayet bulur.Yedinci çift beyinle omuriliğin birleşmesinden çıkar ve ekse-risi dile hareket veren kaslara gelir. Oıadaıı kollara ayrılıp kalkan
kemiği ile lami kemiğinin oılak kaslarına yayılır ve çok az kısmı
da bunlara komşu olan sinirlere dağılır.İnsanı dehşet ve hayrette bırakacak sıralanış ve acayip birleş-me, Hâlık ve Bâri olan Cenabı Hakkın kudreti ve hikmetiyle düze-ne girmiştir.KISIM : IBOYUN OMURLARINDAKİ OMURİLİKTEN
ÇIKAN SİNİRLER
Ey
Azizf Anatomi âlimleri diyorlar ki
MARİFETNAME
Boyundaki omurilikten çıkan ve omurlarda ilerliyen sinirlerin hepsi 8 çifttir.1. çift: Bunlar 1. omurun iki deliğinden çıkar. Bunlar sadecebaş kaslarına yayılmış olup, ince ve küçüktürler. Zira menşeinin,çıkış yerinin dar olması ve omurganın dayanıklılığının bozulmaması gerekmektedir.2. çift: Bunların çıkış yeri birinci qmur ile ikinci omur arasındaki ortak deliklerdir. Bu çiftin büyük kısmından, baş organları dokunma duyusunu alır. Başııı üzerine karışık bir halde çıkarak ön kısmına eğilir ve kulakların dış tabakalarına yerleşerek yukarıda kendisinden söz ettiğimiz küçük çiftin noksanım tamamlar.Geriye kalan bölümü ise boynun arkasındaki kaslara ve bilhassageniş kasa gelmiş ve onlarla hareket etme imkânı bulmuştur.8. çift: Bu çiftin çıkış yeri ikinci omur ile üçüncü omur arasındaki müşterek deliklerdir. Bunların herbiri iki kola ayrılmışolup, kollardan biri oradaki kaslara dağılmıştır. Bu kolun dallanbilhassa başı boyna bağlıyan kaslara gelmiş olup, oradaki omurların uzantılarından çıkmış ve köklerine, yani parçalarına yapışmıştır. Yine oıdan da onların başlarına çıkmış ve dikenvari uzantıdan çıkan zar bağları ile karışmış ve orayı da geçerek kulakların çevrelerine eğilmiştir. Hayvanların kulaklarım hareket ettirebilmeleri için onların iki kulağına varmış, ikinci dalı öne meylederek geniş kasa ulaşmıştır.Yukarıya çıkmaya başladığı anda ona damarlar ve kaslartesadüf eder. Damar ve sinirlerle birleşme temin ettiği için dekuvvet bulup dayanıklı hale gelmiştir. Sözünü ettiğimiz bu ikinci kol hayvanlarda şakakla kulak arasına ve kulak kaslarına karışmıştır.4. cü çift: Bu sinirlerin çıkış yeri, üçüncü omur ile dördüncü omur arasında kalan ortak deliklerdendir. Üzerindeki gibi birbölümü öne, bir bölümü de arkaya bölünmüş ve öne bölünen daha küçük olduğu için de 5. ei çiftle birleşmiştir. Arkaya bölünengeriye dönerek oradaki kaslara gitmiş ve dikenvari uzantılaraulaşmıştır. Kollarını baş ve boyun arasında kalan ortak kaslaragöndermiş, oradan bele inerek nihayete ermiştir.5. H çift: Dört ve beşinci omurlar arasmda müşterek olandeliklerden çıkar ve yukarıda anlatıldığı şekilde iki kola ayrılır.
135
ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI IIZ.
ön
kısmı küçük olduğa İçin yüz kaslarına gelmiş, başın öne eğilmesini sağlayan kaslar İle boyun kaslarının ucuyla ortak olankaslara yayılmıştır.2. d
kısım
olan arka
kısmı
ise, ikiye bölünmüş ve bir koluön kolla İki kol arasmda ortaktır. Bu omuzun üst kısımlarına gelerek altı ve yedinci çiftlerin bir bölümüyle kanşmıştır. İkinci kolise 6 ve 7. d çiftlerin kollanna karışarak karın zarının ortasındangeçmiştir.6. a ve 7. d çiftlerin menşeleri yukarıda izahını yaptığımızdeliklerin sırasına göre alttaki deliklerden oluşmuştur.8. d çift: Bu çiftin çıkış yeri boyun omurlarının bölümlerive bel kemiği omurunun 1. cisi arasındaki müşterek deliklerdendir. Bu çiftlerin kolları birbirlerine kanşmış vaziyettedir. 6. cı çiftin büyük kısmı omuz düzlüğüne gelmiş vaziyettedir. Geride kalan az kısmı da 4 ve 5. ci çiftin az kısımlarıyla birlikte kann zarına inmiştir.7. d çiftin çok kısmı kola gelir. Azı ise 5. d çiftin azıyla birlikte baş, boyun ve bel kasları ile oradan da kann zarına gider.8. d çiftin azı omuza gelir. Çoğu ise kaslara ve kola gider.Kann zan sözünü ettiğimiz bu sinirlerden kendisine düşen payıalır. Bunun hikmeti de, yukarıdan kann zarına inenlerin bölünmesinin kolay olması içindir. Çünkü kann zarının gördüğü işönemli olduğu için, sinirlerinin geliş yerleri çeşitlidir. Böyle olunca da maruz kaldığı herhangi bir âfet karşısında kendini korurve yapacağı iş aksamaz.İ3übhanellâh-i ve bihamdihi Halik ve Bâri olan Cenab-ı Hakher türlü noksan sıfatlardan uzaktır.KISIM: 5GÖĞÜS İLE BEL OMURLARINDAN ÇIKAN SİNİRLEREy Aziz!Anatomi ilmiyle meşgul olan âlimler diyorlar ki:Göğüs omurlarından 12 çift sinir çıkar.1. d çift: Bu çiftin çıkış yeri, göğüs omurlarının ilki ile 1. ve2. d omur arasındaki ortak deliklerden olup bunlarda büyük ve
136
MARİFETNAME
küçük olmak üzere ikiye ayrılmışlardır. Büyük kısım sert kas vekaburgalara yayümiştır. Küçük kısmı, başlangıçtaki kaburga kemiklerinin ilk ikisine uzanır ve boyun sinirlerinden 8. ci çift sinirlere eş olarak ellerin tarafına gelir ve kollar ile bileklere varmıştır.2. ci çift: Bunlann çıkış yeri izahı yapılan ortak deliklerdirve bunlar da ikiye ayrılmıştır. Bir cüzü pazu kemiğinin dış kısmına nüfuz ederek ona dokunma hassasını vermiştir. Diğer cüzüde geriye kalanlarla birleşerek omuz eklemini ve bele hareket veren kaslara gider. Bel omurlarından çıktığı halde omuza ulaşmı-. yan sinirlerin kolları, bel kaslanyle kaburga kaslarına gelir. Kaburga omurlarından çıkan sinirler sadece kaburgalar arasındakikaslar ile karın kaslarına gider. Bu sinirlerin kollanyle birlikteatar ve toplar damarlara girerek izahı yukarıda yapılan sinirlerinçıkış yerlerine girer.
•
Kasık kemiği: Bunlar, karm, bel sinirleriyle ortaktır. Çünkükasık sinirleri ikiye bölünmüş durumdadır. Bunlardan bir cüzükaslardaki gibi 3 çifttir. Diğer cüzü ise iki çift olup, kann kaslarına ulaşmış ve onlarla birleşmişlerdir. Beyinden inen sinir, birinci cüz ile birleşmiştir. Karından gelen iki çift kas da, ikincicüzü meydana getirir. Bunlar bacaklara büyük kollar göndermişolup, birinci cüzün ikinci çiftinden de onlara kollar gelmiştir.Bir kol da kuyruk sokumu sinirlerinin ilkinden gelir ki bunlannhepsi birbirine karışmış vaziyettedir.Bunların bir kısmı kasıkta kalmış olup, diğer kısmı da baldıra inmiştir. Ancak bedenin arka tarafında ve oyluklarda kas vedamarlar çok olduğu için, kasık kemiğinin yanından biten kaslann arka taraftan ve oyluktan ayakla yol bulamıyacaklan için,ayakların kaslarma ait sinirden bir kol ayrılı rve iki torbanın içine inerek sidiğin akış yerme gider. Bu kasık kaslarına yönelmesive oradan da dizlerin kaslarına yönelmesi içindir.Kasık kemiğinin sinirleri 6 çifttir. Bu sinirlerden bir çiftikasık kemiğinin kasıyla karışmıştır. Geriye kalan 5 çift sinir ilekasık kemiğinin yanından biten tek sinir, yani bunların tamamı,makad, zeker (erkeklik âleti), sidik torbası (mesâne) ve kadın
137
ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI HZ.
daki rahmin kaslarına, karın zarına, kasık kemiğinin iç kısmındaki dışa bakan kısımlar ile kuyruk sokumundan gelen kaslara dağılmışlardır.Bu konuda anlatılan sinirlerin sayısı daha evvel anlatılankaslann sayısı gibi 530’a kadar çıkmıştır. İzahına çalıştığımız bedendeki incelik ve çalışmasındaki yüce sanat, Allahü Zülcelâl’inkudretine delildir. Bu, Allah’ın yaratıklar içinde insana ne derece önem verdiğini, O’na olan nimetinin sonsuzluğunu gösterir ki,zaten insan bedeninin her uzvu bunun en açık şahididir.Bu eşsiz ve ince sanatı Seyreden, kalb
gözü açık bir kimse,
kendisinin yapıcısı ve yaratıcısı olan Allah’ı
bilir ve tanır. Ken
disinin O’nun yardımı denizine garkedilmiş olduğunu
görür. Mev-
lâsını kalbden, içten gelen ve tarifi imkânsız bir
sevgi ile sever,
Her işinde, her hareketinde O’na dayanır,
O’na uyar ve O’nun
emirlerine baş eğer.Ne mutlu böyle kullara!Ey Kerîm Mevlâ, bizleri de onlardan eyle!
KONU: 2ATAR DAMARLARIN BİTTİĞİ YERLER VE FAYDALARIBEŞ KISIMDAN İBARETTİRKISIM: 1ATARDAMARLAREy Aziz!Anatomi âlimleri diyorlar ki:
Atardamarlar, bedende hareket halinde olan can damarlarıdır. Atardamarların birinin haricinde hepsi hareket halindedir.İçindekilerini koruyabilmeleri için de bütün damarlardan dahasert yaratılmışlardır. Zira bunlar, ruh cevherinin kuvvetli olanhareketlerinin çoğalmasına yardımcı olurlar. Çıkış yerleri kalbinsol karıncığıdır. Çünkü, sağ karıncık, karaciğerin yakımnda olduğu için besinini içeriye çekmek ve sindirmekle uğraşır.Akciğere giden damarlara atardamarlar denir ki, bunlar bütün kan damarlarından önce gelir ve damarların da en küçükleridir. Kalbin sol karıncığından çıkmış olup, akciğerde solunum yeriolan ciğerin iç kısmına girmiştir. Bu damarlar akciğerlere gıdaolan kanı kalbden akciğerlere götürürler. Çünkü akciğer gıdasınıkalbden sağlamaktadır.Bu atardamarların bittiği yer kalbin boyun kısmında olup, budamara girecek yerdedir. Atardamar, öbür damarlara zıt olarakbir tabakadan oluşmuştur. Açılması ve kapanması daha yumuşakve daha kaygandır. Akciğer cevherine bağlı lâtif kan, kalbden ciğerlerin içine doğru yayıldıkça o saçılma ondan evvel ve daha kolay olur. Sonra izahı yapılacağı gibi .toplardamar içinde akan ka-
ıao
ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI HZ.
nin pişmesine ihtiyaç vardır, fakat atardamarda kanın pişmesineİhtiyaç yoktur. Toplardamarın yeri kalbe yakın olup, iki perdesi vardır. Da yanıldı olmaya İhtiyacı olmadığı için iki zar (perde) kâfi gelmiştir. Bu durum karbondioksit dumanının sıcaklığı ile pişen kanınciğer tarafına gönderilmesinin daha kolay olmasını sağlar. Sonradan izahı yapılacak olan siyah kan daman hernekadar akciğere yakın ise de, omurgaya yakın ve ciğerin arka kısmından gelmiştir,ön tarafından kollara aynlmış ve kolları akciğerin içine kadar girmiştir.Bunlann hepsi Allahü Zülcelâlin kudretinin delilleri ve lüt-funun ve inayetinin açık şahitleridir.KISIM: 2BÜYÜK DAMARLAREy AziziAnatomi ilmi ile meşgul olan âlimler diyorlar ki:Büyük atardamar kalbin sol kanncığındançıkar ve sonra daikiye bölünür. Büyük kol yüreğin çevresini dolaşır ve bir kısmı yürek cüzleriyle karışır. Küçük kol da kalbin arka tarafından geçerek biraz kısmı sağ karıncığa ayrılır. Bu iki kolun ekseri kısımları\ tekrar ikiye ayrılmıştır. Bu kısımlardan büyüğü aşağıya inerkenküçüğü yukarıya çıkar. İnen kısmın yukanya çıkan kısımdan fazla olmasının hikmeti, aşağıya inen büyük kısmın kalbin altındabulunan büyük-küçük birçok uzuvları sıcaklığıyle yetiştirip bü yütmesi ve onlara hayat vermesidir.Kalbin üzerinde bulunan kıymetli uzuvların hem kendileriküçük ve hem de sayılan azdır. Bu sebepledir ki, onlan terbiye görevi küçük atardamara verilmiştir. Büyük atardamarın çıktığı yerde 3 tane sağlam damar zan bulunur. Bunlar büyük atardamarlabirlikte kalbin içinden çıkmış, ona dayanak ve kuvvet olmuştur.Bu İki kısımdan üste çıkanlar kalbin üstünde aynca iki kısma ayrılmışlardır. Bu kısımlardan büyük olanı boyuna yakın bir yerdençıkmış vie oradan sağa meylederek dönmüş ve oradaki bol miktardaki ete vannca bu da kendi içinde üçe aynlmıştır. Bu üç kısım
140
MARİFETNÂME
dan ikisi iki çatal olmuş ve izahı ilerde yapılacak olan şahdamar-larla birlikte boynun sağından ve solundan başa çıkmalarında vebölünmelerinde onlara eş olmuştur.Üçüncü kısmı ise göğüs kemiğine, ilk iki kaburga kemiğine,boyun omurlarının üzerindeki altısına ve boyun halkasının kemiğine ayrılır ve omuzun üzerine varır. Oradan ellerin organlarınainerek dağılır ve sona erer.Yukarıya çıkan kısmın küçüğü, omuzun sol içine doğru çıkarve büyük kısmın üçüncüsü gibi ayrılır. İşte bedendeki organlar buatardamarlar sayesinde hayat buluyor. Her organın can damarlarından hayat, kan damarlarından gıda veren ve bunu belirli bir sıra dahilinde yapan. Cenabı Hakk’m kudreti ne yücedir ve O nebüyük bir yaratıcıdır.KISIM: 3BAŞA GİDEN DAMARLAREy Aziz!Anatomi âlimleri diyorlar ki;Büyük atardamarın yukarı kısmı, can madan, şahdaman adıile iki kısma ayrılır ki, bunların birine ön, diğerine arka damar ismi verilir. Ön kısım adını alan damar da kendi içerisinde bölünerek ikiye ayrılmış, bir kısmı içeriden dik gelmiştir. Kalan kısmıda alt çenenin iç kaslarına dağılmıştır. Birazı üstten kulak kaslarıyla yanaklara gelmiş ve çok miktardaki kollanyle başın yukan-sına çıkarak sağdan gelen kolların uçlan, soldan gelen kollarınuçlanyla başın ortasında bütünüyle birleşmişlerdir. Fakat geridekalan kısmı da kendi içinde ikiye bölünmüş, ve biri küçük, diğeride büyük adım almıştır.Küçüğünün çoğu arka tarafa çıkarak baş eklemini saran kaslara yayılmıştır. Artakalanlar beynin arka tabanına yönelmiş lam yivine yakın büyük delikten içeriye girmiştir. Büyük kısmı da direk olarak çıkıp önde bulunan büyük delikteki gırtlak deliğindensinir şebekesine girer. Orada kat kat olmuş, tabaka halindeki yapışık damarlara şebeke gibi dokununca ön, arka, sağ ve sola ayn-lır ve böylece esas şebekeden aynlır. Sözünü ettiğimiz bu ağdan
141
ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI HZ.
ayrıca önce olduğu gibi bir çift atardamar bu dokunuş sebebiyle
toplanır ve zardan beyine girer. Evvelâ, beynin zar içinde bulunan
kısımlarına dağılır, sonra da beynin içine ulaşmaya kadar bunun
yukan çıkan dallarının daralan ve toplanan ağızlan başın için-den inen toplardamarların dallarının geni şve eğilmiş olan ağızla-rına girmiş ve onlara uyum sağlamıştır.Ruhu ifade eden can damarları ruhu taşırlar. Esasen ruhun
lâtif ve hareket edici vasfı olmadığından, kabı çevresinin büzül-müş olmasına ihtiyaç yoktur. Ancak, ruhun kabı şayet aşağıya
doğru çevrilmiş olsaydı içindeki kanın haddinden fazla boşalması-na ve ruhun ondaki hareketinin zorlaşmasına sebep olurdu. Çün-kü ruhun yukarıya doğru hareketi daha kolay olur. Beyine gerek-li olan sıcaklık v.s. gibi faydaların beyne çıkıp oradan ayrılmaları
için ruhtaki mevcut hareket ve letafet yeterli olmuştur.Bu sebepledir ki, sözünü ettiğimiz ağ, beyinin altında yayıl-mış ve önce atardamarların kanı ondan geçmiş, ruh ile ısınmış
ve pişmiş, böylece beynin mizacına benzetmiştir. Sonra da kade-meli olarak kemik ile zar arasında uzanmış ve beyne girerek on-daki uzuvlar ile duyu organlarına dağılmıştır.Bu sırayı ve bu birleşmeyi aklına getiren ve bundan ibretler
alanlar için bpnlar büyük birer ibrettir. İbret sahipleri bu sanatın
yapıcısının herşeye kadir olduğunu anlamış ve böylece şekil ve-ren Allah’hm kendine olan yardım ve lütfunu bilmiş ve Mevlâsı
na kalbden bir sevgi ile yönelerek O’nun varlığı karşısında ken-di varlıklarını yok saymış ve kendilerinden geçmişlerdir.KISIM: 4
KALBDEN İNEN BÜYÜK DAMAREy Aziz!Anatomi ilmiyle meşgul olanlar diyorlar ki:Kalbden organlara dağılan atardamarın açıklanan büyük kıs-mı evvelâ kalbden dümdüz olarak aşağıya inmiş ölüp, beşinci omu-ra dayanmıştır. Çünkü onun yeıi kalbin aşağıya bükülmüş, omur-ga üzerinden aşağıya inmiş ve kııyıuk sokumu kemiğine varmıştır.
Büyük kısmın inişi anında kalbin sağ karıncığında dağılan atar-
142
MARİFETNÂME
damar, göğüs hizasına geldiğinde küçük bir kol gönderir ki, bu ak-ciğerin göğüsten tarafına yayılmış, ciğerin nefes borusu çevre-sine varmıştır. Bu kısım sonradan göğüse inenlerin yanındaki
omurlara geldiğinde, bu omuıiarm hepsine bir kol gönderir. Gön-derilen bu kollar göğüs ve omurilik arasında dağılmış vaziyettedir.Göğsü geçtiği andan itibaren ondan iki atardamar çıkar. Sağ
ve soldan karın zarına giderek onun cüzlerine dağılır. Daha sonra
bu inen kısımdan bir atardamar uzar ki o da üç kola aynlır. Bu
kolların biri karaciğere, biri dalağa, biri de mak’ad (oturak)’a
varır. Karaciğere giden kol, karaciğeri geçer ve sidik torbasına ge-lir. Sonra bu inen kısımdan bir atardamar çıkar ki, barsakların
çevresindeki ince kanalları bulur. Sonra bu inen kısımdan da tek-rar üç atardamar daha çıkar ki, bunların en küçük olanı hasseten
sol böbreğe gelmiş ve böbreğin yaşamasını temin etmiştir. Bu atar-damar o böbreğin tellerine ve onu saranlara dağılmıştır.Geriye kalan diğer iki büyük atardamar, böbreklerin içine gir-miştir. İki böbrekten ayrıca iki atardamar çıkmış olup, gerek er-keklerde ve gerekse kadınlarda yumurtalara kadar inmiştir. Sağ
böbrekten çıkan atardamar sağ yumurtayı, sol böbrekten çıkan
atardamar da sol yumurtayı bulmuştur.Daha sonra bu inen kısımdan da birçok atardamarlar çıkmış
ve düz barsak çevresindeki damar kanalcıklarına bölünür ve kol-lan omur aralıklarından omuriliğe girer ve hepsi onun İçinde da-ğılır.Sonra bu inen kısımdan iiç atardamar çıkar ki, bunlarm ikisi
kasıktaki leğen kemiğine diğeri de gerek kadın ve gerekse erkek
tenasül organ ciltlerine varır ve oraya dallanarak kılcal damarla-ra ayrılır.Sonra inen bu asıldan küçük bir çift atardamar çıkmış ve hem
erkekte ve hem de kadında ön kısma gelerek oradaki damarlara
karışmıştır.Sonra en büyük olarak inen asıl kısım omurganın sonuna ge-lince açıklaması yapılacak olan damarlarla birlikte iki kısım olur.
Bunlardan bir kısmı sağa ,diğer kısmı da sola uzanarak kuyruk
sokumu kemiğini çepeçevre sarar ve oradan da iki oyluğa inerler.
Yine bunların herbirinden de kuyruk sokumu kemiğinin altındaki
143
ERZURUMLU İBRAHİM HAKKİ »HZ.
kısımdan
bir kol ayrılır ve bu kollardan biri sidik torbasına, öbürüde göbeğe gider.Bu kollar göbekte birbirleri ile karşılaştıkları gibi, bunlardanbirçok kollar da ayrılır. Bu kollardan bazıları kasık kemiği üzerindeki kaslara dağılır ve bazısının uçlan da sidik torbası yoluyla direk olarak erkekte âlete gider. Bu, kadınlarda ön kısımlarının ucuna gelmiş ve katlanmış haldedir. Ondan kalan küçük bir çift vardır ki, o da rahime gelmiş ve içeri girmiştir.Sanatında, yaratmasında akıllara hayret veren, kalbleri dehşete düşüren, insanlardan bazısını erkek, bazısını kadın olarak yaratan, yorulmaktan, âciz kalmaktan, unutkanlıktan »gevşekliktenuzak olan Cenabı Hak her türlü noksan sıfatlardan uzaktır.KISIM: 5OYLUK BALDIR VE AYAKLARA İNEN ATARDAMARLAREy Aziz!Anatomi âlimleri diyorlar ki:Ayaklara inen damarlann herbiri ikişer büyük kol halindebulunur. Bu kollardan biri dış, diğeri de iç kol olarak bilinir. Oyluktaki kaslara gönderilen kollar mevcut olup, baldırlara inerekÖn tarafta bulunan baş parmak ile onun yanında bulunan parmakarasına saldığı büyük bir kol vardır. Kalan kollan ayak cüzlerinegirmiş durumdadır. İzahı yapılacak olan toplardamarların alt kısmından geçmiş ve diğer parmaklar^ ulaşmıştır. Açıklamasını yaptığımız ve can damarlan adlannı verdiğimiz atardamarlar ki,bunlann' bazısı atardamar kollan gibi, beşinci omura giren atardamarlar gibi ve gerdanlığa çıkan atardamarlar gibi, kol altınaeğilmiş vaziyetteki atardamar gibi ağ (şebeke) da yayılan iki delik ve rahimde çocuğun gıdalanmasmı sağlayan meşime ve bar-saklara inen atardamarlar gibi, mide, karaciğer, dalak ve barsak-lara inen atardamarlar gibi, iç organlardaki atardamarlar, damarlar ile eş olmayıp tek kalmışlardır.Fakat geride kalan dış organlardaki atardamarlar herhangibir çarpma ye âfetten korunmak için damarların altmda saklanmış ve toplardamarlarda bu damarlan koruyan bir nevi kalkanvazifesi görmüşlerdir.
144
A
MARİFETNAME
Bu damarlann birbirlerine yakın olmalan şu iki faydanın temini* içindir.1 — Kan damanna bağlamşı parlak bir zar ile olup, onlaratemas eden uzuvlar kan ve can olarak faydalanırlar.2 — Atrdamarlar ile kan damarları birbirlerinden hem kanve hem de can alırlar.İnsan vücudundaki mevcut can damarları bunlardan ibarettir. Bunların toplamı 200 tanedir.İnsanı ahsen-i takvim (en güzel şekilde) üzere yaratan Cenabı Hak, her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir.
145
KONU: 3SAKİN DAMARLARIN ÇAKIŞI VE FAYDALARI
ALTI KISIMDAN İBARETTİR
KISIM: 1KARACİĞERDEN DOĞAN BAB DAMARLARIEy Aziz!Anatomi âlimleri diyorlar ki:Duran damarların tamamı karaciğerden doğar. Karaciğerden
ilk önce meydana gelen iki damar vardır :1. si: Karaciğerin dip kısmında bulunur. Sağladığı en önem-li fayda, gıdayı mideden alıp karaciğere götürmektir ki, tabipler
buna, bab adını veriyorlar.2. si de : Karaciğerin kürevi yerinden çıkmış olup, sağladığı
en önemli fayda, karaciğere gelen besinleri oradan alıp organlara
taşımak ve paylaştırmaktır ki, buna evcef damarı denilmektedir.Bab adı verilen damarın ciğer boşluğuna giren kısmı evvelâ
beş kısma varmış ve kürevi kısma gelince de kollara ayrılmıştır.
Bu kollardan biri öd kesesine gider. Bunun kolları karaciğerin içi-ne ,ağaç köklerinin toprak altındaki yayılması gibi yayılmıştır.
Fakat bab damarının ciğer dibiyle birleşen kısmı, ondan ayrılınca
sekiz kısma ayrılmıştır. Bu kısımlardan altısı büyük olup, geri
kalan ikisi küçüktür. Küçük kısımlardan biri, oniki parmak bar
sağına bitişmiş olup ,ondan gıdasını çekmektedir. Diğer ikinci kıs-mın altlan mideye iner ve midenin alt ağzı olan kısmında dağılır
ve orada gıdayı emerler.Geri kalan alt ıkısımdan biri .midenin düz kısmına gelmiştir.
148
MARtFETNAME
Bunun dış yüzü besinini ondan alır. Zira, midenin işi .gıdalar ve
besinlerle uğraşmak olduğundan, gıdasmı almaktadır.Altı kısımdan 2. si dalağa inmiş olup, dalak gıdasını ondan
almaktadır. Dalağa varmazdan evvel ondan daha başka kollar ay-rılmış ve bu kollar pankreasa gelerek ona ihtiyacı olan gıdayı ver-mişlerdir. Dalağa gittiği zaman ondan çıkan bir kol, geriye döne-rek midenin ön kısmıyla bölünmüştür ki, o tarafta muhtaç oldu-ğu besini ondan alır.Dalağa giren kol, dalağın da yardımıyla ortaya gelince ikiye
bölünür ve kollardan biri yukarıya çıkar, diğeri ise aşağıya iner.
Yukarıya çıkan kısım ikiye bölünür ve o yarının gıdası ondan ge-lir. Diğer cüz ise dış kısımda kalır ve midenin kürevi kısmının so-nuna ulaşarak arada ikiye ayrılmış, parçalardan biri midenin sol
dış tarafına yayılmıştır ki, o taraf muhtaç olduğu besini ondan
alır. Diğer kısmı da midenin ağız kısmma yayılmıştır. Şehevi ar-zuları ve iştahı artıran da budur. Dalak ortasındaki koldan inen
cüzü de ikiye bölünmüştür.Birisinin kolları dalağın alt yarısına yayılmış olup, o kısım
gıdasını ondan almaktadır. İkincisi de içyağından (şehm) çıkmış
ve onda dağılmış olup içyağı gıdasını ondan almaktadır.Altı kısımdan 3. sü, öne doğru giderek düz barsağın çevre-sindeki damarların ince kanallarına dağılmış olup, o kısım gıda-sını ondan almışlardır.Altı kısımdan 4. sü kıl misâli incecik kollara ayrılmış olup, bir
kısmı, midenin kürevi kısmının dış ve sağında olup, dalağa yakın-dır. Midenin kuzey tarafına, yani önüne gelen cüze karşı olduğu
halde yayılmıştır. Bir kısmı da rahmin soluna dönerek dalak da-marlarının kollarından ve midenin solundan sağına gelen cüze
karşı geldiği halde yayılmıştır.— Altı kısımdan 5. si, kalın barsaklar çevresindeki ince kanalla-ra dağılmıştır. İhtiyaçları olan besinleri ondan alırlar.Altıncı kısmın ekseri kısmı, yukarıya çıkmakta ve dağılmak-tadır.Bütün insanları yoktan vareden ve onları rızklandıran Cena-bı Hak, her türlü noksan sıfatlardan uzaktır.
147
ERZURUMLU İBRAHİM IIAKKI HZ.
KISIM: 2ECVEF (İÇİ ÇUKUR) DAMARLAR VE FAYDALARIEy Aziz!Anatomi âlimleri diyorlar ki:Esasen ecvef (içi çukur) damar öncelikle karaciğerde kılcaldamarlar halinde dağılmış ve kılcal damarlar halinde bölünmüşolan bab damar kollarından gıdaları emeı* ve böylelikle çekerler.Bu damarın kollan karaciğerin dış yumru yüzünden kann boşluğuna gelmişlerdir. Bab damarımn kolları ise karaciğerin yumrudış yüzünün yanından çıkmış ve ikiye ayrılmıştır ki, bunların biribüyük, diğeri ise küçüktür. Küçük kısmı yukarıya çıkmış, buna zıtolarak da büyük kısmı aşağıya inmiştir.Yukarıya çıkan küçük kısım karın zarına geçmiş ve ona ikidamar vererek onda yayılmış ve gıdasını temin etmiştir. Yukarıyaçıkan kısım, kann zarına geldiği zaman ona birçok kollar salmışolup, onda kılcal damarlar halinde dağılmıştır. Karın zarının gıdası ondan sağlanmaktadır. Yukarıya çıkan kısım sonradan ikiyebölünmüş olup, cüzlerden biri küçük, diğeri de büyüktür. Büyükparçası sağ kulakçığa gelmiş ve oradan içeriye girmiştir.Bu damarın yürek damarlarının en büyüğü olmasının sebebive hikmeti: Öbür damarlar hava taşımak vazifesi gördükleri halde bu gıda taşıma vazifesi görmektedir. Gıda malum olduğu üzerehavadan daha sert ve daha kabadır. Bu sebeplede geçiş yerinindaha geniş ve kabının da daha büyük olması gereklidir.Adı geçen bu büyük damar, kalbe girdiğinde ona 3 zar verirki, bunlarm faydalan dışandan içeriye girmiş olmasıdır. Bu zarlardiğer zarlardan daha serttirler. Uzama anında kalb onlardan besini çeker ve genişlediği anda besin artık yayılarak dışarıya çıkmaz.Küçük cüzü de birlikte çıktığı zaman ona üç damar gönderilir ki, bunlardan biri akciğere doğru gider. Bu damarın doğuş yeri ise, yüreğin soluna yakın bir yerdir ki, burası aynı zamanda atardamarın bitiş yeridir. Sağ boşluktan akciğer tarafına dönmüş gibi»iki zan vardır. Doktorlar bu özelliği için ona şiryân daman demişlerdir. Bunun şöyle bir faydası vardır:
148
MARİFETNAME
Bundan sızan kan, çok ince ve yufka olup, akciğer cevherinebenzemektedir. Çünkü bu sözünü ettiğimiz kan ,kalbde az bir zaman kalmış olduğundan, burada pişmez, atardamara döküldüğüzaman oradaki mevcut sıcaklıkla pişer.2. damar kalb çevresinde dolaşmış ve içinde dağılmıştır. Kalbin gıdası ondan gelir.3. damar özellikle insanda sola eğilerek göğüs omurlarından5. omura gitmiş ve onu kendisine dayanak yapmış, alttaki 8 kaburgaya ve onlara yakın kaburgalara taksim olmuştur.Üste çıkan kesimi kalp çevresini geçtiğinde göğsü ikiye bölenzar ile kılıfın üstüne’ ve tev’e adı verilen yumuşak etlere çekincedamarlar halinde dağılmıştır.Üste çıkan kısım boyun kemiğinin halkasına geldiğinde ikiyebölünmüş ve parçalar birbirlerinden uzaklaşarak boyun kemiğininbölgesine gelmişlerdir. Her iki kol da kendi içinde ikiye bölünmüştür. Bu kolların biri sağdan, diğeri soldan göğüs kemiği üzerine inmişler ve gırtlağa gelmişlerdir. Üste çıkan kısım sonradan 3 kolaayrılmış olup, bunlardan ikisi göğüs kemikleri arasmda bulunankaslara dağılmış olup ,ağızları onlardaki atardamarlarına tesadüfederek onlarla uygunluk sağlamıştır. Bu iki kollardan birçok damarlar çıkmış olup, göğüsten çıkan kaslara dağılmış ve gırtlağıntamamlanmasından sonra birçok damarlarda düz kasların alt kısmına inmiş ve kollar ıonlara dağılmıştır.Uçları —izahı ileride yapılacak— kuyruk sokumu olan yukarı çıkan kaslara ve atardamarlara ulaşarak onlarla bitişmiştir.Yukarıya çıkan üst kısmın üç üncüsü kol ve omuzlara besin vermiştir.Herşeyi yoktn yaratan, böyle yüce san’at ve hakikatle, şekilve hikmetlerle biz insanları hayrete düşüren Cenabı Hakk’ın şanıne yücedir.KISIM : 3ECVEF DAMARININ GÖĞÜS VE GÖĞÜS ÜSTÜNDEKİORGANLARDA BULUNAN KOLLARIEy Aziz!Anatomi âlimleri diyorlar ki:
149
ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI HZ.
Göğüs ve omuz kaslarına dağılan iki kolun geri kalan kısmıbir çift daldır ki, bunlar da kendi içlerinde beşer kola ayrılmışlardır. Bunlardan herbirinin bir kolu göğüste yayılmış halde olup,göğüs kemiklerinin dört üst kemiği besinlerini onlardan alır.Bunlann 2. kollan omuzda dağılmıştır ve orada bulunan kaslar da besinlerini oradan temin ederler.Üçüncü kolları iki yandan boyunda dağılmış haldeki kaslara yayılmış ve onlara muhtaç oldukları besini temin etmişlerdir.Dördüncü kollan boyun üstünde bulunan altı omur deliklerine aynlmış iki yandan bu omurlara girdikten sonra başa geçmiştir. Oradaki kaslar, muhtaç oldukları gıdayı buradan alırlar.Beşinci kolları bütün kollardan büyüktür. Bunlar çift taraftanonun içine gelmiş ve herbiri dört kola ayrılmıştır. Kolların herbiri-sine ait bir kol göğüs kemiğinde omuz eklemine hareket veren kaslara bölünmüşlerdir.İkinci kolları gerçek ete ve koltuk altındaki damarlara dağılmışlardır.Üçüncü kolları göğüs üzerinden geçer ve yumuşak yere iner.Dördüncü kolları büyüktür ve kollardan herbiri üçer bölümeayrılır. Bu üç kısmın ikisi omuz diplerine gelmiş ve oradaki bü- yük-küçük kaslar ile omuz kemik altlarındaki büyük kaslara dağılmışlardır. Geri kalan üçüncü kısmı ise, büyüktür ve herbiri. kendiiçinde iki kola ayrılır. Göğsün üzerinden ellere gelir ve ellerdekikaslara dağılır. Doktorlar buna ıbtî derler.Üste doğru yükselen kısmın 3. kolu boyuna yükseldiği sıradaikiye bölünmüş ve bunlardan biri dış boyun damarı, diğeri de şah-damar şeklini almıştır.Boyun dış damarı boyun halka kemiğine gelince ikiye ayrılır.Bunlardan biri ondan aynldığı zaman yükselerek öne gelmiş, diğeri ise önce öne doğru inmiş, sonra da yukarıya çıkarak boynundış kısmına varmış, önceki kısımla buluşmuş ve onunla birleşmeyitemin etmiştir. Bu sözünü ettiğimiz iki kısım, meşhur şahdamarımeydana getirmiştir.İkinci kısmın evvelki kısımla karışma temin etmesinden evvel, bundan iki kol çıkar, birisi genişlemesine gidip, çukur yerdeköprücük kemiklerinin birbirleriyle karşılaştıkları yerde yine birleşir ,İkincisi boynun dışında eğilmiş durumda bulunur ve sonradan iki ferdinden aynlarak yalnız kalır.
150
MARİFETNAME
Sözünü ettiğimiz bu damarlardan 2. çifti örümcek ağma benzer kollara ayrılır. Bu kollar, omuzlara doğru uzandıklarında herbiri omuz damarı ismiyle anılır. Bu omuz damarlarının yanlarından iki damar omuzun üst kısmına kadar ona arkadaşlık eder. Fakat bir tanesi orada tutulur ve dağılır. Ancak omuz daman herikisini de geçer ve elin sonuna ulaşır. O da boyun dış damarınınkanşmasından sonra ikiye ayrılır. Bir kısmı içten olup küçük küçük dalları vardır ve dağılışı da üst çenedir. Bu kollardan da dahabaşka aynlan büyük kollar olup, bunlar da alt çenede dağılmış vaziyettedirler.Beyan ettiğimiz bu iki sınıf koldan çıkan çok miktardaki ince• damarlar dil çevresine dağılmış vaziyettedir. İkinci kısım belirlenmiş olup, kulaklar ile başa yakın yerlere dağılmış haldedir. Fakatşahdamarı yemek borusuna yukarıya çıkarken arkdaşlık etmiş veonunla yukarıya doğru kollar göndermiştir. Bu kollar dış şahda-marmdan gelen kollarla birleşmiştir. Sonra bu damarların tümü yemek borusuna, gırtlağa ve iç kaslara aynlmış olup, nihayet lam yivine varmıştır. Daha sonra ondan da çok miktarda kollar çıkmışbir ve ikinci omurdan sinirlere dağılmıştır. Oradan da çok incekılcal damarlar halinde baş ile boyun eklemlerine gelmiştir.Yine oradan da daha başka kollar çıkmış ve beyin üzerindekikafa kemik zarına gelerek iki tarafın birleştiği noktaya çıkmış veoradan da kafa kemiğine inmişlerdir. Bu kolların gönderilmesinden sonra geride kalan damar lam yivinin nihayetinde kafa boşluğuna girer ve ondan beynin iki perdesine ayrılan kollar bulunur ki,bu perdeler muhtaç oldukları besinleri bu kollardan alırlar.Sert perdeler çevrelerindeki kısımlarla bu kollan bağlamış veondan uzaklaştırmışlardır. Kafatası perdelerine gelen gıdalar on-lardandır. Bunlann dağılışı ince zardan beyne inen atardamarların dağılmasına benzer. Atardamarları sağlamca bağlamış ve geniş yerde de karşılamıştır ki, buna sebep de ağızların kanın dökülmesi ve orada pişip yanması içindir.Sonra da iki tek arasına dağılmış ve 1. musıva adım almıştır. Oradaki kanın aktığı kollardan kam emdiği sırada örter ve önkanna uzanmış ve oraya kadar uzanan atardamarlarla birleşmiştir. Bu zar meşime ,yani ana rahmindeki çocuğu besleyen kan torbası ağıyle örülmüştür.
ısı
MARİFETNAME
Sözünü ettiğimiz bu damarlardan 2. çifti örümcek ağma benzer kollara ayrılır. Bu kollar, omuzlara doğru uzandıklarında herbiri omuz damarı ismiyle anılır. Bu omuz damarlarının yanlarından iki damar omuzun üst kısmına kadar ona arkadaşlık eder. Fakat bir tanesi orada tutulur ve dağılır. Ancak omuz daman herikisini de geçer ve elin sonuna ulaşır. O da boyun dış damarınınkanşmasından sonra ikiye ayrılır. Bir kısmı içten olup küçük küçük dalları vardır ve dağılışı da üst çenedir. Bu kollardan da dahabaşka aynlan büyük kollar olup, bunlar da alt çenede dağılmış vaziyettedirler.Beyan ettiğimiz bu iki sınıf koldan çıkan çok miktardaki ince• damarlar dil çevresine dağılmış vaziyettedir. İkinci kısım belirlenmiş olup, kulaklar ile başa yakın yerlere dağılmış haldedir. Fakatşahdamarı yemek borusuna yukarıya çıkarken arkdaşlık etmiş veonunla yukarıya doğru kollar göndermiştir. Bu kollar dış şahda-marmdan gelen kollarla birleşmiştir. Sonra bu damarların tümü yemek borusuna, gırtlağa ve iç kaslara aynlmış olup, nihayet lam yivine varmıştır. Daha sonra ondan da çok miktarda kollar çıkmışbir ve ikinci omurdan sinirlere dağılmıştır. Oradan da çok incekılcal damarlar halinde baş ile boyun eklemlerine gelmiştir.Yine oradan da daha başka kollar çıkmış ve beyin üzerindekikafa kemik zarına gelerek iki tarafın birleştiği noktaya çıkmış veoradan da kafa kemiğine inmişlerdir. Bu kolların gönderilmesinden sonra geride kalan damar lam yivinin nihayetinde kafa boşluğuna girer ve ondan beynin iki perdesine ayrılan kollar bulunur ki,bu perdeler muhtaç oldukları besinleri bu kollardan alırlar.Sert perdeler çevrelerindeki kısımlarla bu kollan bağlamış veondan uzaklaştırmışlardır. Kafatası perdelerine gelen gıdalar on-lardandır. Bunlann dağılışı ince zardan beyne inen atardamarların dağılmasına benzer. Atardamarları sağlamca bağlamış ve geniş yerde de karşılamıştır ki, buna sebep de ağızların kanın dökülmesi ve orada pişip yanması içindir.Sonra da iki tek arasına dağılmış ve 1. musıva adım almıştır. Oradaki kanın aktığı kollardan kam emdiği sırada örter ve önkanna uzanmış ve oraya kadar uzanan atardamarlarla birleşmiştir. Bu zar meşime ,yani ana rahmindeki çocuğu besleyen kan torbası ağıyle örülmüştür.
ısı