09 Mart 2019

Kadir Mısıroğlu / Sadık Yaşar


Kadir Mısıroğlu / Sadık Yaşar
Kadir Mısıroğlu, bugünün tarih namına sahtekârı ve iftiracısı değildir. Bundan yaklaşık 50-60 yıl önce de aynıydı. Kadir Mısıroğlu’nun bu denli infial yaratması çok normal çünkü sosyal medyada çok eskiden beridir dönen videolarında; Atatürk’e ağıza alınmayacak sözler söylüyor, Milli Mücadele’yi küçümseyip “Keşke Yunan galip gelseydi” diyor, Mehmet Akif Ersoy’a küfür ediyor, Halil İnalcık’a hakaretler savuruyor… Teyit etmek isteyen olursa youtube arama çubuğuna yazıp aratabilir. Yani bu adamın yediği herzeler bir iki değil… Sosyal medyadaki tepkiye baktığımızda genelde “Atatürk’e söven adam” minvalinde. Aslında, salt bu noktaya indirgenemeyecek kadar olay derin. Bu adam suyu bulandırmak için yalan-yanlış bilgilerle çamur atan biridir. Bunca kusuru olup da hala nasıl korunuyor, nasıl finanse ediliyor ve yargılanmıyor diye soracak olursanız, size kıymetli aydınımız Uğur Mumcu’nun Rabıta adlı kitabından birkaç pasaj aktarmak isterim:
“ …
Dr. Rıza Nur bir Atatürk düşmanıdır. Rıza Nur'un «Hayat ve Hatıratım» adlı dört ciltlik anıları yıllardır Atatürk düşmanlarınca okunur ve okutulur. 1929 yılında kaleme alınan anılar, Dr. Rıza Nur tarafından British Museum'un «Doğu Yazmaları» bölümünde «OR 12591» sayı ile kayıtlanmıştır. «1960 yılına kadar okuyuculara sunulmayacak» koşulu ile British Museum'a teslim edilen anılar, 1960 yılından bu yana Atatürk'e düşman çevrelerce gizli gizli dağıtılır. Anılar, Dr. Rıza Nur'un dengesiz ruh yapısını yansıtmaktan öteye hiçbir değer taşımıyor..
Ya basan kim? Türkiye'de «Altındağ Yayınevi» Adres: Beyazıt, Beyazsaray, No. 39 - İstanbul. Bu adres sahte.. Çünkü bu adreste böyle bir yayınevi yok. Kitap üzerinde bir de Federal Almanya adresi var. «Naşiri: Heidi Schmidt 4100 Duisburg 11 Deutschland.» Bu adres de sahte. Yok böyle bir adres... (Mumcu, 1987: 82)
Yaptıkları çalışmaları anlatıyorlar. Müslümanlar arasında bir ayrım gütmediklerini, aralarında her milletten ve görüşten Müslümanın olduğunu söylüyorlar. Benim aklım hep Dr. Rıza Nur'un anılarında. Kim dağıtıyor bu kitabı? Ve neden bu kitap «İslâm Gençlik Teşkilâtı Berlin Sancağı» tarafından satılıyor? Avrupa Millî Görüş Teşkilâtları Genel Sekreteri Ali Yüksel'e de aynı soruyu soruyorum: «Nerede satıldığını bilmiyorum, sizden duyuyorum, bizim teşkilât ile bir ilgileri yok» diyor. Israr ediyorum: «İslamcı Gençlik Teşkilâtı, sizlere yakın değil mi?» 

«Pek o kadar denetimimiz yok.. Organik bağımız da yok.» Peki, Haldun Algan'a soruyorum: «Kim dağıtıyor bu kitabı?» Berlin Mevlânâ Camii Başkanı Mahmut Hoca anlatıyor: «Bizim cemaat bilmez bile Rıza Nur'un kim olduğunu.. Okumaz bile..» «Okumaz ama satılıyor, kim satıyor, kim basıyor?» Sonra sır çözülüyor.. Kitap Suudî Arabistan'da basılıp, Avrupa'daki İslamcı örgütlere parasız dağıtılıyor.. Amaç, İslamcı örgütlere gelir sağlamak.
Dört cilt 60 mark.
«Kaç tane geldi?»
«Almanya'ya 30 bin tane geldi.»
30 bini 60 markla çarptım:
1 milyon 800 bin mark..
Bir mark, bugün için resmi kur üzerinden ortalama 420 lira ise yapın hesabı. 756 milyon Türk Lirası. Yalnızca 

Dr. Rıza Nur'un kitabından Federal Almanya'deki çeşitli İslamcı örgütlere sağlanan gelîr 756 milyon lira.
Atatürk'le ilgili kitap yalnızca bu değil.. Kısaca «Rabıta örgütü» diye anılan, merkezi Suudî Arabistan'da bulunan «Rabıtatül İslâm» adlı örgütün Ürdün'de bastırıp dağıttığı bir kitap daha var. Adı «Sanem Adam» Yani «Put Adam». Bu kitap da İslamcı örgütlere veriliyor. Bu kitabı da aradım, ancak bulamadım. Hollanda'nın Zaandam kenti Ayasofya Camii'nde karşılaştığımız «İslamcı Gençlik Cemiyeti» Başkanı Salih Yüksel, «Put Adam» kitabını okuduğunu söylüyor. Türkiye'de bir bakanın, Rabıta Örgütü'nün merkezine giderek bu kitabın dağıtımının durdurulmasını istediğini de biliyorum. Demek, Ürdün'de basılan kitap Hollanda'da ve Hollanda gibi Avrupa'nın, Türklerin yoğun olduğu kentlerinde dağıtılıyor. Peki bu işleri yürütenler kimler? Kimler aracı oluyor? Kim alıyor, kim satıyor bu kitapları?
Kadir Mısıroğlu..
İslâm Federasyonu yöneticileri bu adı veriyorlar..
«O getiriyor, o dağıtıyor.»

 Kadir Mısıroğlu deyince bir dakika durup, eski bir dosyaya göz atmak gerekiyor. (Mumcu, 1987: 85-86)”
Görüldüğü üzere, Atatürk hakkındaki yalan yanlış iftiraların kaynağı Dr. Rıza Nur çıkıyor, bu kitabı finanse eden Rabıta adlı siyasal İslamcı bir örgüt ve kitabı dağıtan da bugünün magazinsen figürü Kadir Mısıroğlu! Mısıroğlu’nun sadece buradan kazandığı meblağ o zamanın parasıyla 700 milyon lira ve belirteyim, o zamanlar yurtdışında yaşıyordu... 

Devam edelim:
“ Orgeneral Türün ve Kadir Mısıroğlu
Sanık Kadir Mısıroğlu. Eyüp oğlu, 1933'de Saire'den Akçaabat'ta doğma, hukuk fakültesi mezunu. Mısıroğlu, 1971 yılı başlarında İstanbul'da Milli Türk Talebe Birliği konferans salonunda Atatürk aleyhine yaptığı konuşma nedeniyle kovuşturuluyor. Devir, sıkıyönetim devridir, sıkıyönetim komutanı da Faik Türün'dür. Türün'ün emrindeki savcılık, Mısıroğlu'nun şu konuşmasında suç bulmaz ve 11.10.1971 gün ve 296/56 sayı ile kovuşturmaya yer olmadığı kararı verir: «Dini İslama mugayir hareketlerin emrinde kullanılan Mehmetçik sizin emrinizi ifa eder. Paşa olmasına rağmen Mustafa Kemal Paşa'nın oluşunu muhakeme eder aynı Mehmetçik. Hiç merak etmeyin bundan.» Faik Türün'ün emrindeki savcılık, Mısıroğlu'nun şu sözlerinde de suç öğesi bulamamıştır: «İnkılâp dünya tarihinde bir defa azametle yapılmıştır. O da kâinatın fahr-i ebedîsinin, bâtılı mutlak bir hâkimiyete mahkûm ederek yaptığı inkılâptır. Yani İslâm inkılâbıdır. Ondan sonra bir daha inkılâp olmamıştır ve olmayacaktır. 

Eğer olacaksa, vaktiyle 1400 yıl evvel Büyük Peygamberimizin yaptığı inkılâbın devamı mahiyetinde ve onu muvaffakiyetsizliğe uğratmak için aramıza girmiş bulunan bir takım bâtıl molozların kaldırılması nevinden ve yine inşallah bir defa yapılacaktır. İnkılâp bitti. Yüz numaramıza kadar değişti. Yüz numaramız Garbın yüz numarası oldu. Cumamız pazar oldu. Değişmeyen hiçbir şeyimiz kalmadı. Artık tavizi onlar verecektir. Saha inkılâpçılara değil, inkılâp aleyhtarlarına açıktır. Yolunuz açık olsun, gazanız mübarek olsun.» Saltanatın kaldırılıp, yerine Cumhuriyetin ilânını, halifeliğin kaldırılmasını ve Latin harflerinin kabul edilmesini 'dinsizlik' sayan Mısıroğlu'nun bu konuşması hakkında İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı Askerî Savcılığı'nın verdiği, kovuşturmaya yer olmadığı kararına Orgeneral Türün itiraz etmiyor. Ancak Millî Savunma Bakanlığı, yasal yetkisini kullanarak. 29 Eylül 1972 gün ve AD: 3773-3-72 sayı ile sıkıyönetim komutanlığı askerî savcılığından kovuşturmaya yer olmadığı kararının kaldırılmasını ister.
Ancak, Türün bu emre uymaz. Havada uçan kuşu komünist sayıp, Ziverbey'de işkence merkezi kuran Türün, bu Atatürk düşmanı hakkında savcılığa emir verip dâva açtırmaz.

Bu bantlardan birkaçı Eskişehir Sıkıyönetim Komutanlığı görev bölgesinde ele geçince Komutan Orgeneral İrfan Özaydınlı soruşturma emri verir. Yapılan yargılama sonunda Mısıroğlu ve Mrsıroğlu'nun bantlarını çoğaltıp dinletenler mahkûm olurlar. Mısıroğlu'nun avukatı İsmail Müftüoğlu, sonradan Adalet Bakanı olur Cemalettin Kaplan, konuşmalarında sık sık Dr. Rıza Nur'un anılarından söz ediyor ve bu anıların “Allah tarafından kendisine gönderildiğini” söylüyor. Gönderen Allah değil, Kadir Mısıroğlu'dur. İslamcı Örgünlerin para kaynakları nedir? Bu soru aklımı kurcalıyor. Cemaatten toplanan ödentiler... Bağışlar... Kitap gelirleri..
Kitap gelirlerine Suudi Arabistan'da basılan «Put Adam» ve Rıza Nur'un anılarını da katmak gerekir. Peki başka? Şirketler.. Belçika ve Hollanda'da devletçe yapılan yardımlar.. Ve “Rabıta Örgütü”nce yapılan yardımlar.. “Rabıta Örgütü”nün asıl adı «Rabıtat al-alam ül-İslâm». Suudi Arabistan'da kurulmuş bir şeriat örgütü.. Amacı “İslâm Enternasyonalizmi”. İslamcı düşünceyi devlet sistemi olarak bütün İslâm ülkelerinde yaymak (Mumcu, 1987: 87-88)”

Durum görünenden daha ciddi. Mısıroğlu ölüp gidecek. Peki geride zehirlediği beyinler ne olacak? 12 Adayı Yunan’a verdiğimizi iddia etmesi, Lozan’ın hezimet olduğunu söylemesi, Atatürk’e, Cumhuriyet’e, Türk aydınlarına saldırması… Bu tahriplerin tamiri mümkün olacak mı? Ülkenin en başındaki yönetici bile Mısıroğlu’nun tarih tezleriyle konuşuyorsa, sarayında-sofrasında ağırlıyorsa, hastanede ziyaret ediyorsa çok zor görünüyor… Mısıroğlu’nu akademik camiada ciddiye alanı göremezsiniz. İleriye sürdüğü tüm tezleri çürütülmeye mahkum, çünkü aslı astarı yok. Mısıroğlu’na sempati duyan, “üstat” deyip arş u âlâya yükseltenlerin de masum olduğu düşünülemez, muhakkak bir çıkarları vardır. Son olarak, Atatürk ve Cumhuriyet’e saldırarak finansal gelir sağlamak dün de vardı, bugün de var. Bunlarla mücadele etmek boynumuzun borcudur.
Merhum aydınımız Uğur Mumcu’ya kemâl-i ihtiram ile..
(MUMCU Uğur, Rabıta, Tekin Yayınevi, Ankara 1987)

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...