16 Aralık 2018

BEKTAŞİ SEBATAYİSTLER

BEKTAŞİ SEBATAYİSTLER

'Topçu Kışlası ısrarı neden?'

Bugün, önemli mektuplardan seçmeler yapacağım. Önce Mustafa Acer’in mektubu:    

“Topçu Kışlası 1780 yılında yapılmış, hiçbir mimari özelliği olmayan bir yapı. Bu yapı, çevrenin görüntüsünü bozduğu için 1940 yılında yıkılmış, yerine Taksim Top Sahası yapılmış, daha sonra da gezi parkı olarak düzenlenmiş. Şu ana kadar, düzenli bir park haline getirilmemiş olması İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kusurudur. Gezi Parkı’nı bakımsız bırakma amacının; Topçu Kışlası yapılmasına zemin hazırlamak olduğu anlaşılmaktadır. AKP nazarında Topçu Kışlası'na neden özel bir değer veriliyor?”


“Topçu Kışlası tarihte iki önemli kara leke taşımaktadır:


1. Bu kışladan alaylı bir çavuş önderliğinde, zamanın hükümetine ve padişaha başkaldıran bir grup asi, 31 Mart 1909’da ‘Şeriat isterük’ diyerek isyan çıkarmış, her tarafı yakıp yıkmış, milletvekillerini ve okullu askerleri öldürerek her yeri talan etmişti. Bu isyanı Selanik’ten gelen Mahmut Şevket Paşa komutasındaki Hareket Ordusu 10 Nisan’da bastırabilmişti.


2. Bu kışla, İstanbul’un işgal yıllarında (1919-1922), İngiliz birliklerinin karargâhı olarak kullanılmış ve Türk aydınlarına işkence yapılan bir merkez olmuştur.”


“Bu nedenle mi AKP; Topçu Kışlası'nı canlandırıp tarihin kara lekesini ortaya çıkarmak istiyor. Topçu Kışlası'nı Şehir Müzesi yapacağız diye hazırladıkları projeleri anlatmaya çalışıyorlar. Demek ki, AKP bu ülkenin tarihine ihaneti bu müzede sergilemeyi düşünüyor. İstanbul’da Şehir Müzesi yapacak mekân mı kalmadı?”


“Muhalefet, Topçu Kışlası’nı inşa girişiminin bu ülkenin tarihine ihanet olduğunu, Topçu Kışlası'na karşı olduğunu neden açıklamıyor? Muhalefet bu olaylara müdahil olamamış, gençliğin duyarlı itirazına destek vermemiştir.”

“KUR’AN’I OKUYARAK DÜNYAMI DEĞİŞTİRDİM.”

Deyvit Tennınt adlı okuyucum, Kur’an’a verdiğim hizmetlerden mutluluk ve onur duymama katkı sağlayan şu satırları yazıyor:


“Sizin gibi bir dehanın çağında yaşamaktan ve bilgi ve ışığından faydalanıyor olmaktan çok mutluyum . Sizi tanımadan önce tutucu bir ailenin deist  kızıydım. Hurafenin yuttuğu İslam’ı beynimde reddetmiştim. Siz, hurafeleri birer birer yıkıp Kuran’ın ışığını saçtınız . Hayatımdaki çeşitli cehennemlerden ‘Kur’an Meali’nizden aldığım güçle kurtuldum. Allah’ın bizlere gönderdiği mucizeye sizin sayenizde kavuştum.”

“Çok aydın, çok yücesiniz. Mâûn suresi suçlularına, şirke batmışlara karşı net tutumunuza, haklılığınızı cesaretle ifade etmenize hayranım. Bugüne kadar ne söylediyseniz noktasına, virgülüne kadar benimsedim. Siz, yaşadığım çağın kahramanısınız. Allah sizden razı olsun!”

BU SİTEM ÇOK AĞIR!
Muzaffer Demircan, çok ağır sitemlerle dolu bir mektup yazmış;

“Tüm sosyal akışı, tüm dinsel yaşayışı derinlemesine takip ediyorum. Bu toplum tüm değerleri, dini de dibine kadar bir riya bataklığında yaşıyor. Din, nötr olmayan tek olgu. Yani ya yapacak ya yıkacak. Din, bugün, birilerinin elinde negatif kutupta işletiliyor ve kötülük üretiyor.”

“Yaşar Hocam, ben bu toplumun artık bir halt olacağına, toparlanabileceğine, aklını işleteceğine inanmıyorum. Bu toplumun, kredilerini bitirdiğini ve artık çok kötü bir hezimet ve lanet sürecine girdiğini düşünüyorum. Allah’ın, İsrailoğulları’na gazabı bunun yanında çok küçük kalacak.”

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...