04 Aralık 2018

ATATÜRK HAKKINDA HERŞEY ......YEDİ



ATATÜRK HAKKINDA HERŞEY ......YEDİ
atatürk projeleri ile ilgili görsel sonucu
Atatürk'ün okul hayatı ve okul yılları içerisinde gösterdiği azim ve istikrar takdire layıktır.
Ulu önderimiz İlkokul eğitimi için, Selanik'teki Şemsi Efendi okuluna gitmiş, ancak babasını çok küçük yaşlarda kaybedince okuldan ayrılmak zorunda kalmıştır. Mustafa Kemal, kız kardeşi Makbule ve annesi ile birlikte dayısının Selanik yakınlarındaki çiftlik evine yerleşmişlerdir; yaşamları bu şekilde bir süre devam etmiştir.Atatürk çiftlikte çalışırken, annesi okula gitmemesinden endişe duymaya başlamıştır. Sonra, annesinin Selanik'te bulunan kız kardeşinin yanına giderek Askeri Rüştiyeye kaydını yaptırmıştır. Rüştiye'yi 1895 yılında bitiren Mustafa Kemal Manastır'daki Askeri İdadi'ye girmiş ve başarılı bir şekilde bitirmiştir. Mustafa Kemal daha sonra İstanbul'a gitmiş, 13 Mart 1899 yılında başladığı Harbiye'yi bitirdikten sonra,1902 yılında Harp Akademisine başlamış ve 11 Ocak 1905 yılında kurmay yüzbaşı rütbesiyle mezun olmuştur.

Atatürk'ün Öğrenim Hayatı ve Gençliği


Küçük Mustafa, Haziran 1887'de başladığı ilk öğrenimine bir süre annesinin arzusuna uyarak Hafız Mehmet Efendi'nin mahalle mektebinde devam etti; fakat çok geçmeden babasının isteği ile Selanik'te çağdaş eğitim yapan Şemsi Efendi Mektebi'ne geçti ve ilkokulu burada bitirdi. Şemsi Efendi, yeni öğrencisinin yeteneklerini ve zekâsını takdir ettiğinden, küçük Mustafa'nın kendi okulunda bulunmasından son derece memnundu.
Küçük Mustafa, bu okulda okurken babası öldü. Ali Rıza Efendi'nin ölümü üzerine, Zübeyde Hanım üç çocuğu ile bir süre Selânik yakınlarındaki Lankaza'da bulunan Rapla çiftliğinde subaşılık yapan kardeşi Hüseyin Efendi'nin yanına yerleşti. Çiftlik hayatı nedeniyle küçük Mustafa'nın öğrenimi ister istemez bir süre aksamıştı. Fakat, çok geçmeden Selanik'e dönerek halasının yanında, bıraktığı yerden öğrenimine devam etti.



İlk öğretmeni Şemsi Efendi
Küçük Mustafa, Şemsi Efendi İlkokulundan sonra bir süre Selanik Mülkiye Rüştiyesi'ne devam etti ise de Kaymak Hafız adlı Arapça 
öğretmeninin kendisine haksız yere sopa ile vurması üzerine bu okuldan ayrıldı ve 1894 yılının Temmuz-Ağustos aylarında kendi kararı ile Askerî Rüştiye'ye müracaat ederek öğrenimine burada devam etti. Yazları, dayısı Hüseyin Efendi'nin yanına gider, okul zamanına kadar çiftlikte kalırdı. Mustafa, bu 
okulu gerçekten sevmişti. Arkadaşları arasında zekâsı ve üstün yetenekleri ile kısa zamanda kendisini gösterdi ve öğretmenlerinin sevgisini kazandı; öğretmenleri neredeyse kendisine bir arkadaş muamelesi yapma gereğini hissetmişlerdi.Bu okulda matematik öğretmenliği yapan Yüzbaşı Mustafa Efendi, genç öğrencisinin yetenekleri ve zekâsı karşısında sınıftaki diğer Mustafa'larla aralarındaki farkı belirtmek üzere öğrencisinin adının sonuna "Kemal" ismini ilâve etti. Artık genç öğrenci Mustafa Kemal olmuştu.


Manastır İdadisi 
Genç Mustafa Kemal, Manastır Askerî İdadisini de başarı ile bitirerek 13 Mart 1899 tarihinde İstanbul'da Harp Okulu'na girdi. 3 senelik başarılı bir Harbiye öğreniminden sonra 10 Şubat 1902'de bu okulu Teğmen rütbesiyle bitirdi ve öğrenimine Harp Akademisinde devam etti.1903 yılında Üsteğmen olmuştu.11 Ocak 1905 tarihinde de Kurmay Yüzbaşı rütbesiyle Harp Akademisinden mezun oldu.


Harbiye Mektebi / Pangaltı -ISTANBUL
Harp Okulunda ve Harp Akademisinde de zekâsı, yetenekleri ve üstün kişiliği ile kendisini arkadaşlarına ve hocalarına tanıtmış, onların içten sevgi ve saygısını kazanmıştı. 




Askerlik derslerine büyük ilgisi yanında matematiğe, edebiyata ve güzel söz söylemeye karşı da merakı ve eğilimi vardı.Harbiye'de ve Harp Akademisi'nde, memleket ve millet davaları ile ilgilenmesi, düşüncelerini cesaretle ifadeden çekinmemesi sebebiyle aydın ve inkılâpçı bir subay olarak tanınmıştı. 
Devir istibdat idaresi idi ve bu davranışları aleyhine olabilirdi; ancak çevresince gerçekten çok sevilişi, düşüncelerinde samimî oluşu, onun herhangi bir tertibe kurban gitmesini önlemişti. Bununla beraber Harp Akademisi'nden mezuniyetini izleyen günlerde istibdat ve padişahlık rejimi aleyhindeki düşünceleri ve durumu, şüphe çekerek birkaç ay İstanbul'da tutuklu kaldı; sonra bir nevi sürgün olarak vazife ile 5 Şubat 1905 tarihinde Suriye bölgesine, Şam'a atandı.


1."ATA" LAFINI SEVMEZDİ 

"Atatürk" hitabını ilk kez dönemin Türk Dil Kurumu Başkanı bir konuşmasında kullanmış, Mustafa Kemal de çok beğenerek soyadı olarak almıştı.Kendisine Ata" diye hitap edilmesinden hiç hoşlanmazdi. 

2.EN SEVDİĞİ YEMEK 

Manastır Askeri Lisesi yıllarından kalan bir alışkanlıkla hayatı boyunca en sevdiği yemek kuru fasulye ve pilav olarak kaldı. Tatlıya düşkün değildi ama canı istediğinde çok sevdiği gül reçelini tercih ederdi. 

3.EN BÜYÜK HAYALİ DÜNYA TURUNA ÇIKMAKTI 

Ömrü yetseydi bir dünya turuna çıkıp Türk dili ve tarihi üzerindeki çalışmalarını genişletmek en büyük hayaliydi. 

4.BAŞUCU KİTABI "ÇALIKUŞU" 

Binlerce kitabı vardı.Ama bunların arasında bir tanesini hayatı boyunca hatta cephede bile başucundan ayırmadı. Reşat Nuri Güntekin'in ünlü Çalikuşu" romanını hep yanında taşır her gün rastgele bir yerinden açar birkaç sayfa okurdu. 

5.KABUL SALONUNDAKİ AT YAVRUSU 

Atlardan sonra en sevdiği hayvan köpekti. "Fox" adını verdiği köpeği Gazi`nin yatağının ayak ucunda uyurdu. Hayvanlara düşkünlüğü o dereceydi ki bir gün misafirlerinin de görebilmesi için yeni doğmuş bir tayla annesinin Çankaya Köşkü kabul salonuna getirilmesini bile emretmişti. 

6.TAM BİR SALON ADAMI 

En sevdiği dans valsti. Müzik zevki çeşitlilik gösteriyordu.Klasik Batı müziği dışında Anadolu ezgilerini de severek dinlerdi. 

7.GÖMLEKLERİNİN TÜMÜ BEYAZDI 

Gömleklerinin hepsi beyazdı. Bu gömlekler ilk yıllarda İsviçre`de özel olarak dikilirken sonra yerli malı kullanma kampanyasına öncülük edebilmek için Beyoğlu`nda bir terziye diktirilmeye başlanmıştı. 

8.DOLABINDA LACİVERTE YER YOKTU 

Takım elbiselerinin tasarımlarını hep kendisi çizerdi.Lacivert takım giymeyi sevmezdi. 

9.ÖLÇÜLERİ 

Boyu 1.74 idi.Hayatının son dönemlerine kadar 76 olan kilosu hastalığının ilerlemeye başlamasıyla 46'ya kadar düşmüştü. 43 numara siyah rugan ayakkabı giyerdi. 

10.RUMELİ ŞİVESİ 

Özenli ve temiz bir Türkçe konuşurdu. Ancak bazi kelimeleri Rumeli şivesiyle telaffuz ederdi. 

11.HAZİN BİR HİKAYE 

Hayatında bir dönem çok önemli yer tutan Mustafa Kemal`in evlenmesinden sonra hayatına trajik bir şekilde son veren Fikriye Hanım`ın mezarının nerede olduğu bilinmiyor. 

12.CUMHURBASKANLIĞINDAN SIKILIYORDU. 

Hayatının çoğunu geçirdiği savaş cephelerinden sonra Cumhurbaşkanı olarak geçirdiği yıllar ona bir tecrit yaşantısı gibi geliyor,çok sevdiği halkından ve sade bir vatandaş yaşamından uzaklaştığını düşünüyordu. 

13.PAPA`NIN TEMSİLCİSİNE ELBİSE 

Kıyafet Kanunu çerçevesinde tüm din adamlarının dini kıyafetleriyle sokağa çıkmaları yasaklanınca* Monsenyor Roncalli`ye kendi terzisi Kemal Milaslı eliyle bir koleksiyon hazırlattı. 

14.KENDİSİ TRAŞ OLMAZDI. 

Sabah kahvaltılarıyla arası hiç hoş değildi.Yataktan kalkar kalkmaz odasındaki divanın üzerine bağdaş kurarak oturur, günün ilk kahvesini sigarasını içerdi.Bir özelliği de kendi kendine traş olmamasıydı. 

15.DÜZEN TAKINTISI VARDI 

Evinde,çevresinde hatta konuk olduğu evlerde bile eğri duran eşyaları düzeltmeden rahat edemezdi. 

16.HOŞGÖRÜLÜ LİDER 

Köylunün birinin gazete kağıdına sardığı tütünü içmeye çalışırken eli yanmış*"Alın bunu kendi içsin" diyerek Atatürk`e küfretmişti.Mahkemeye çıkarılacaktı. Atatürk olayı dinledikten sonra "Onu mahkemeye vereceğinize doğru dürüst sigara içmesini temin edin" dedi. 

17.SİGARA PAZARLIĞI 

Hastalığının başlangıcında kendisini muayene eden Dr.Fissinger günde kaç paket sigara içtiğini sormuş, Atatürk "sekiz" demişti. Doktor bunu günde bir pakete indirmesi gerektiğini söyleyince gülümseyerek cevap vermişti:"Ben zaten bir paket içiyorum. Bundan sonra bunu sizin izninizle yapacağım". 

18."BU NASIL HALKÇILIK?" 

Bir sabah milletvekilleri ile trene binmişti.Kondüktörün milletvekillerinden bilet parası almamasına şaşırmış nedenini sormuştu.Trenin milletvekillerine bedava olduğunu öğrenince epey sinirlenmiş"Ne de güzel halkçılık ama" demişti. 

19."LAİKLİK ADAM OLMAKTIR!" 

İlk mecliste bir oturum sırasında üyelerden biri laikliğin ne manaya geldiğini anlamadiğini söyleyince Gazi çok sinirlenmiş ve elini kürsüye vurarak bir din bilgini olan üyeye cevap vermişti: "Adam olmak demektir hocam,adam olmak!" 

20.KURBANLARI BAĞIŞLARDI 

Gittiği yurt gezilerinde kendisi için kurban edilen hayvanlara bakamaz böyle durumlarda sırtını döner yada kesilmelerini engellerdi. 

21.YABANCI DİLE MERAKI 

Askeri lisede öğrenmeye başladığı Fransızca'yı sonraki yıllarda geliştirdi. Zengin bir kelime bilgisi vardi. Konuşurken araya Fransızca sözcükler de eklerdi. 

22.FASULYESİNE POKER 

Kumardan hoşlanmaz ama arkadaşlarıyla fasulyesine poker oynardi.Oyun sonunda kazandıklarını iade ederdi. 

23.KAN GÖRMEYE DAYANAMAZDI 

Cephelerde düşmanla göğüs göğüse savaşmış biri olarak en ilginç özelliği savaş meydanları dışında kan görünce fenalaşmasıydı. 

24.KULAKLARI DUYAN TEK KİŞİ. 

Fransız tarihcisi Herriot Ankara`ya geldiğinde Gazi`nin kulaklarının duyuyor olmasına şaşırmış anılarında bunu espirili bir dille anlatmişti: "T.C`de bir tane kulakları duyan kişi var onu da Cumhurbaşkanı yapmışlar". 

25.BİR RİCASI BAŞ AÇTIRDI 

Bir gün halk arasında dolaşırken çarşaflı bir kadına rastlamış* "Hafiz Hanım benim hatırım için başındaki örtüyü açar mısın?" diye sormuştu. Kadın baş örtüsünü açarak Atatürk`ün önünde eğildi ve ellerini öptü. 

26.BİLARDO VE YÜZME 

Sportmen kişiliği vardı. Her gün at biner,yüzmeye gider ve bilardo oynardı. 

27.EN BAŞARILI DERS. 

Eğitim hayatı boyunca en başarılı dersi matematikti. Pozitif bilimlere ilgisi hayatı boyunca sürdü. 

28.YAĞCILARA GEÇİT YOK 

Yağcılara çok kızardı. Bir akşam sofrasında kendisine gereksiz şekilde iltifat eden Abdülhak Hamit`e müdahale etti. 

29.SON YILBAŞI GECESİ 

1937yi 1938`e bağlayan son yılbaşi gecesini Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras ile baş başa geçirmişti. O gece dolabındaki bazı elbiseleri bakana hediye etmişti. 

30.KÖŞKTEKİ GÜVERCİNLİK 

Kuşları çok severdi.Çankaya Köşkü`nde özel bir bakıcının ilgilendiği güvercinliği vardı.


Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...