"Çin'deki 'Türk Piramitleri' tarihi ezberi bozacak!"
Çin'in Gizlediği İddia Edilen Beyaz Piramitler Gerçekten Türk Tarihinin Ürünü mü?
Beyaz Piramit veya Çin'deki Türk Piramitleri söylemine mutlaka geniş internet mecrasının bir yerinde denk gelmişsinizdir. Biz burada, tarihi bir husus olarak iddia edilen bu piramitleri, çeşitli görüşler üzerinden ele alacağız.
Efsane mi Gerçek mi?
Çin'de Türklerin eski tarihine ait piramitlerin bulunduğu ve Çin'in bu eserleri sakladığı iddiası, özellikle son yıllarda internet mecrası aracılığıyla yayılmış bir nazariyedir. Tarih alanındaki yeterliliğe sahip olmayan insanlar tarafından ortaya atılan bu iddialar, birçok insan tarafından sorgusuz- sualsiz bir biçimde gerçek kabul edilmiştir. Oysa Eski Türk Tarihi alanındaki uzmanlar, bu konuyu tartışmaya değer bile bulmamaktadırlar. Ortaya Atılan İddialar
Temel olarak bu hususu dile getirenler, bu yapıların Türk mezarları olduğunu ve Çin devleti tarafından incelenmesinin yasaklandığını iddia etmektedirler. Buna göre Çin, bu eserlerin bulunmasını istemediği için üstleri toprakla tepe şekline getirerek ağaçlandırmış ve çevresini tarıma açık hale getirmiştir.
Nasıl Keşfedildiler?
Bu yapıların keşfi II. Dünya Savaşı yıllarına rastlar. Çin üzerinden geçen uçaklardan görülen bu tepeler, Mısır piramitlerine benzetilmiş ve hiç beklenmedik Çin coğrafyasında bu tip yapıların gözlemlenmesi, insanlar üzerinde bir heyecan yaratmıştır. İlerleyen yıllarda ise ülkemizde, tarihe ilgisi olan fakat tarih alanında hiçbir formasyonu bulunmayan bazı araştırmacılar tarafından, Orta Asya coğrafyası ile ilişkilendirilerek, bu yapıların Türklere ait olduğu iddia edilmiştir. Uygurlar Tarafından mı İnşa Edildiler
Çin'de Türklerin eski tarihine ait piramitlerin bulunduğu ve Çin'in bu eserleri sakladığı iddiası, özellikle son yıllarda internet mecrası aracılığıyla yayılmış bir nazariyedir. Tarih alanındaki yeterliliğe sahip olmayan insanlar tarafından ortaya atılan bu iddialar, birçok insan tarafından sorgusuz- sualsiz bir biçimde gerçek kabul edilmiştir. Oysa Eski Türk Tarihi alanındaki uzmanlar, bu konuyu tartışmaya değer bile bulmamaktadırlar. Ortaya Atılan İddialar
Temel olarak bu hususu dile getirenler, bu yapıların Türk mezarları olduğunu ve Çin devleti tarafından incelenmesinin yasaklandığını iddia etmektedirler. Buna göre Çin, bu eserlerin bulunmasını istemediği için üstleri toprakla tepe şekline getirerek ağaçlandırmış ve çevresini tarıma açık hale getirmiştir.
Nasıl Keşfedildiler?
Bu yapıların keşfi II. Dünya Savaşı yıllarına rastlar. Çin üzerinden geçen uçaklardan görülen bu tepeler, Mısır piramitlerine benzetilmiş ve hiç beklenmedik Çin coğrafyasında bu tip yapıların gözlemlenmesi, insanlar üzerinde bir heyecan yaratmıştır. İlerleyen yıllarda ise ülkemizde, tarihe ilgisi olan fakat tarih alanında hiçbir formasyonu bulunmayan bazı araştırmacılar tarafından, Orta Asya coğrafyası ile ilişkilendirilerek, bu yapıların Türklere ait olduğu iddia edilmiştir. Uygurlar Tarafından mı İnşa Edildiler
'Çin'in sakladığı Türk piramitleri' nazariyesinin savunucuları bu piramitlerin Uygurlar tarafından inşa edildiğini ileri sürerler. Uygurlar hakkında birçok tarihi bilgiye sahip olmamıza rağmen, bu tip devasa yapılar inşa ettiklerine dair hiçbir bilgi mevcut değildir. Ortaya atılan iddialar o kadar karışıktır ki, birkaç satır evvel Uygurlar tarafından inşa edildiği söylenen piramitler, birkaç satır sonra milattan önceye tarihlendirilmektedir. Milattan önceki devirlerde Uygurlar'ın ne aradığı sorusu ise, iddia sahiplerine yönlendirilmesi gerekmektedir.
Akıl Almaz İddialar
Gizlenen Türk piramitleri nazariyesini savunanların en büyük müracaat kaynağı Profesör Kazım Mirşan'dır. Geçtiğimiz temmuz ayında hayatını kaybeden Kazım Mirşan, Türk tarihinin M.Ö. 15.000'lere dayandığı, yazıyı Türklerin bulduğu, Sümer - Hitit - Frig - Etrüks gibi uygarlıkların kökeninin Türklere dayandığı, Çin'deki bu piramitlerin Türkler tarafından inşa edildiği gibi çeşitli görüşlere sahipti.
Fakat müteveffa Kazım Mirşan'ın mesleği inşaat mühendisliğiydi. İTÜ'de eğitim görmüştü, sosyal ve beşeri bilimler alanında yüksek eğitim almamıştı, hobi olarak tarih araştırmacılığı yapıyordu. Mısır Piramitleri Hakkında
Mısır Piramitleri Hakkında
Çin'de gizlenen piramitler iddiasını savunanların ortaya attığı iddiaların sınırları çok geniştir. Hatta bu piramitlerin Mısır'daki örneklerinden daha evvel yapıldığı ve Mısır piramitlerinin bu Türk piramitlerinden esinlendiği görüşü de ortaya atılmaktadır.
Fakat M.Ö. 2000'li yıllardan evvel Mısır coğrafyası ile nasıl iletişime geçildiği sorusu cevapsızdır.
Çin’in orta kesimindeki Şaanşi eyaletinin başkenti Şian şehrinin 100 kilometre yakınında bulunan Çin piramitleri hakkında araştırmalarda bulunan ve piramitlerin içine giren ilk Türk araştırmacı yazar Oktan Keleş, piramitlerdeki materyallerin Türk tarihi açısından büyük önem arz ettiğini ve "bütün ezberleri bozacak kadar dünya tarihi açısından önemli olduğunu" söyledi.
"Beyaz piramitler" ya da "Türk piramidi" diye de anılan piramitlere giren ve orada araştırmalarda bulunan Keleş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Buradaki materyaller konunun uzmanları tarafından incelendiğinde şunu söyleyebiliriz: Tarihin tekrar yazılması gerekebilir" dedi ve piramitlerdeki materyallerin Türk tarihi açısından büyük önem arz ettiğini belirtti.
Keleş, bölgeye daha önce de araştırma yapmak için başkalarının gittiğini ancak araştırmacıların görüntü almasına izin verilmediğini ve şimdi yayımlanan fotoğrafların, "şu ana kadar yayımlananlar arasında bir ilk" olduğunu vurguladı.
Yaşlı bir Çinli rehberliğinde piramitlerin iç kısımlarına girdiklerini belirten Keleş, piramitlerin içinde Türklere ait olduğunu düşündükleri sembol, heykel ve tabletler olduğunu kaydetti.
Keleş, kendilerinin ortaya koyduğu deliller karşısında Çinli yetkililerin, "Eski dönemlerde Uygurlar, Çinliler adına paralı asker olarak görev yapıyorlardı. Buradaki semboller ve işaretler onlardan kalma" dediğini aktardı ve "Bu düşünce tabii kendilerine ait" diye konuştu.
"PİRAMİDİN İÇİNDEYİZ"
Piramitlere giderken ve piramitlerin içinde yaşananları aktaran Oktan Keleş, yaşlı bir Çinli rehber eşliğinde piramitlere yakın bir yerden doğal bir mağaranın içerisinde girdiklerini ve karanlıkta 40-50 metre kadar yürüdüklerini anlatarak, "Mağarada 3 kanallı bir girişe geldik. Sonra dikey bir yerden 7-8 metre aşağı kaydık.
Geniş bir alana geldiğimizde Çinli rehber bize ’Piramidin içindeyiz’ dedi" diye konuştu.
Keleş, piramidin tabii bir oluşumun üzerine inşa edildiğini belirtti ve Çinli rehber eşliğinde bir mezar odasına ulaşıldığını aktardı.
Mezar odasında yerde boyu 2 metreye yakın bir mumya olduğunu belirten Keleş, mumyanın başında bulunan bir kayada çeşitli işaret ve yazıların yanı sıra "ay yıldız, kurt başları" gördüklerini söyledi.
Keleş, alana ışık tutulduğunda "şoke olduklarını" ve "3 metre boylarında, muhtemelen granit taştan yapılma bir baş heykeli" ile karşılaştıklarını kaydetti.
Keleş, heykelin üst kısmında çift boynuza benzer bir objenin bulunduğunu, kafasının ortasında da bir "ay-yıldız" simgesinin göze çarptığını anlattı.
Heykelin yanında da kucağında çocuk olan başka bir kadın heykelinin ve yerde bir mumyanın bulunduğunu belirten Keleş, şöyle devam etti: "İhtiyar Çinli, dizlerinin üzerine çöküp bir şeyler mırıldanıyor.
Gördüğümüz mumya bir erkeğe ait. 30 sene kadar önce yüzü daha net seçiliyormuş hatta ayaklarında çizmeye benzer şeyler olduğunu söylüyor, yaşlı Çinli. İçeride yaklaşık 7-8 dakika kadar kaldık ki, ihtiyar Çinli acele çıkmamız gerektiğini işaret ediyor. Biz biraz daha kalıp, etrafı iyice incelemek istiyoruz.
Yaşlı Çinli sertleşiyor, teklifimizi kabul etmiyor. Aşağı doğru merdivenle inilen bir yer görüyoruz ve oraya inmek istiyoruz. Yaşlı Çinli, ’oraya inişin çok zor olduğunu, indikten sonra çıkışın daha da zor olduğunu, buradan acele çıkmamız gerektiğini’ söylüyor. Çinli’nin bu kadar telaşlı olmasından ve sinirlenmesinden dolayı aşağı inemedik. Ancak fenerle şöyle etrafı bir taradığımızda, duvarlarda yazılar ve şekillerle üst üste dizilmiş ve birbirlerine yapışmış tabletleri gördük daha fazlasını seçemedik." -
"ATANIZ OĞUZ KAĞAN’IN TEMSİLİ SURETİDİR"
Keleş, yaşlı Çinlinin verdiği bilgiye göre, mumyanın yüzünün önceden daha net olduğunu, ancak zaman içerisinde köylülerin mumyanın bazı parçalarını koparması nedeniyle bozulmaya başladığını söyledi.
Çift boynuzlu granit taştan üç metrelik baş figürünü sorduklarında ise şaşırtıcı bir cevap aldıklarını belirten Oktan Keleş, Çinli’nin "O sizin atanız Oğuz Kağan’ın temsili suretidir" dediğini nakletti.
Keleş, Çinli’nin piramidin alt kısmında başka bir mumya olduğunu ve onun hiç bozulmadığını ileri sürdüğünü, ayrıca var olan binlerce tabletten bazılarının zaman içerisinde aşınarak birbirine yapıştığını söylediğini aktardı.
Piramitlerin bulunduğu bölgenin yasak olduğuna dair söylentilerin sorulması üzerine Keleş, bölgenin tamamen yasaklanmış bir bölge olmadığını, ancak içeride araştırma ve çekim yapmak konusunda izin verilmediğini belirtti.
Keleş, özellikle Alman bilim adamlarının yaptığı çalışmaların "oldukça önemli" olduğunu, ellerinde bazı bilgiler olmakla beraber görüntü olarak kanıt sunamadıklarını vurgulayarak, "Bildiğimiz kadarıyla bizim yayımladığımız görüntüler bu alanda en kapsamlı görüntüler olma özelliğine sahiptir" diye konuştu.
"TÜRK PİRAMİTLERİ"
Şian şehrinin 100 kilometre yakınında bulunan Çin piramitlerinin, diğer adıyla "Türk piramitlerinin" keşfi konusunda birçok iddia bulunuyor. Bunların arasında en yaygın olanı ise İkinci Dünya Savaşı sırasında Amerikalı pilot James Gaussman’ın Hindistan’dan Çin’e uçarken piramitleri gördüğüne dair iddialar olmasına karşın, bu iddiaları doğrulayacak bir kanıt bulunmuyor.
Gaussman’ın iddialarının aslında Trans World Havayolları’nın Uzak Doğu yöneticisi Binbaşı Maurice Shehan’a ait olduğu düşünülüyor.
Keleş, Gaussman’ın bölgedeki piramitleri görmesinin ardından Alman araştırmacı yazar Hartwig HausDorf’un bölgeye gittiğini ve piramitler hakkında birçok materyal topladığını aktardı.
Keleş, Hausdorf’un bu piramitlerde, ön Türklere ait "yazılar ve çok değişik mumyalar olduğunu" söylediğini, ancak bunları delillendiremediği için bilgilerinin kuşkuyla karşılandığını belirtti.
Piramitlerin sayısının irili ufaklı 100 civarında olduğu belirtilirken, söz konusu piramitlerin kime ait olduğu ve içindekiler hakkında kesin bilgi bulunmuyor.