KIYAFETNAMELER
İnsanların dış görünüşünden, huylarını, kişiliğini anlatan bilimi, “ilm-i kıyafet'ül beşer” ve “ilmü'l feraset” adlarını alır. Göz rengi, saç rengi, boy uzunluğu gibi görünüş ayrıntılarının karakter için ipucu olabilmesi, bu özelliklerin doğuştan olmasına bağlıdır.
Dış görünüşten kişilik, huy ve yetenek anlamaya çalışmanın doğrudan falla ilgisi yok gibi görünebilir. Fakat gelecekteki iyilik ve kötülüğün, kişinin ilişkide bulunacağı insanlarla bağlantısı düşünülürse, insanların eş, ortak, arkadaş hatta çalıştıracakları hür ve köle insanların seçiminde bu ölçülere başvuru anlaşılabilir.
Dış görünüşün iç dünyayı yansıtması tezi, divan edebiyatında kıyafetname denilen metinlerin hazırlanmasına yol açmıştır. Bu tür kitapların en yaygını 15. yüzyılda yaşayan Hamdullah Hamdi'nin Kıyafetnamesi'dir. Akşemseddin'in küçük oğlu olan Hamdullah Hamdi, ad benzerliği olan öteki Hamdi'lerden ayrılması için Hamdi Çelebi adıyla da anılır ve önemli bir ozandır.
Hamdi Çelebi'nin Kıyafetname adlı eserinde her bölüm bir başka konuya ayrılmıştır. Ten rengi, boy, davranış, göz, burun, ses tonu, karın, göğüs vb. Bir başka ünlü kıyafetname de, 18 yüzyıl ozanı İbrahim Hakkı'nın Marifetname'sidir.
Dış görünüşten kişilik tespiti, bütün fallar ve bilicilikler gibi, kutsal bir kaynağa, bir Kurân âyetine bağlanır; İsra Sûresi'nin 84. Ayetine. Bu ayet, özet olarak, “herkesin yaratılmış olduğu şekilde hareket ettiğini” söylemektedir.
Hamdullah Hamdi'nin bu konuya değinişi şöyle:
“Hak yarattı çü nev-i insanın
Kıldı efradını muhalif anın
Gerçi birdir kamusu surette
Bir değüldür ve lik hilkatte
Lütfunu âleme ıyan itti
Sureti sırete nişan etti”
Tanrı insan türünü yarattığında
Kişilerin farklı kıldı
Gerçi hepsi görünüşte benzer
Fakat yaradılışları ayrıdır
Tanrı iyiliğini dünyaya açıklamak için
Görünüşü ahlâka işaret olarak yarattı)
Bu dizeler, bir önsöz niteliği taşır.
Kişilerin farklı kıldı
Gerçi hepsi görünüşte benzer
Fakat yaradılışları ayrıdır
Tanrı iyiliğini dünyaya açıklamak için
Görünüşü ahlâka işaret olarak yarattı)
Bu dizeler, bir önsöz niteliği taşır.
Kuşkusuz boy, ten, göz biçimi, saç rengi gibi özelliklerden kişilik ipuçları aramanın kaynakları çok eskiye ve ulusların kendilerine benzemeyen kişilere duydukları korkulara bağlanabilir.
Kıyafetnamelerde sarışınlar ve mavi gözlüler konusundaki olumsuz yargıları böyle açıklayabiliriz:
“Gözleri gök olanda olmaz edeb
Gözleri çakır bahadır olsa aceb”
(Kıyafetname, Hamdullah Hamdi)
(Kıyafetname, Hamdullah Hamdi)
(Gözleri gök mavisi olanda terbiye olmaz
Gözü çakır yani mavimsi, mavi benekli gri olan korkusuz ve yiğit olsa şaşılır)
Gözü çakır yani mavimsi, mavi benekli gri olan korkusuz ve yiğit olsa şaşılır)
"Kim ki saçı sarıdır
Kibr ü gazab kârıdır" (Marifetname, İbrahim Hakkı)
(Saçı sarı olanların İşi gücü büyüklük taslama ve öfkedir)
“Gözleri gök sakalı da zerddir
Andan ümid olunacak derddir” (Harename, Yümnî)
(Gözleri gök mavisi, sakalı da sarıysa Ondan dert gelmesi beklenir)
Yümnî, sarışınlarla ilgili yargılarına, Hamdullah Hamdi Çelebi'yi, “lahayre fi'l asfer”
(sarıda hayır yoktur) sözünü ve kendi deneylerini kaynak gösterir:
(sarıda hayır yoktur) sözünü ve kendi deneylerini kaynak gösterir:
“Tecribe ittim birçok kez ben hele
Hiç umamam sarıdan eylik gele”
Ozanın deneyimine ve kötü anılarına diyeceğimiz yok, fakat Arap kaynaklı bir sözün, bir başka ulusun yargısı olduğunu da kabullenmek gerek.
Dış görünüşle ilgili yargılar, hem görünüşün değiştirilebilmesi, hem eski kaygılara dayanması bakımından güvenilmez sayılsa da, hareket biçimi ve ses tonuyla ilgili yargılar kimi deneylere dayansa gerektir. “Genizden gelen sesin sersemlik ve gizli düşmanlığı yansıttığını, ince ve tiz sesin bilgisizlik, utanmazlık, usta yalancılık gösterdiğini, kadın sesli erkeklerin ve erkek sesli kadınların hırçın olduğunu” söyleyen dizeleri örnekleyelim:
“Her kimin gunneyle ola sözü
Ahmak ü kine olur anın özü
İnce vü tiz avazlı cahil olur
Bihaya ve yalanda kâmil olur
Ehl-i şirret olur dimiş hukema
Avret ünlü er ü er ünlü nisa”
(Kıyafetname, Hamdullah Hamdi)
Kıyafetnameler, kumral, siyah saçları, siyah gözleri över, onlara akıllılık, sabır, zekâ gibi nitelikler yakıştırırlar.
Küçük başın akıl azlığı, büyük başın zekilik, uzun dilin budalalık göstergesi oluşu da zekâ geriliği gösterenlerin ya da dahilerin görünüşlerinden kaynaklanmakta olabilir.
Küçük başın akıl azlığı, büyük başın zekilik, uzun dilin budalalık göstergesi oluşu da zekâ geriliği gösterenlerin ya da dahilerin görünüşlerinden kaynaklanmakta olabilir.
Parmaklar, tırnaklar, dişler, dil, dudaklar, kulaklar, burun, benler, saçlar, hatta tüyler, renk, biçim, kalınlık incelik bakımından anlamlandırılır.
Güzellik öğesi sayılacak pek çok özellik sakıncalar da taşır.
Örneğin iri dalgalı ya da kıvırcıkları büyükçe saç inatçılık göstergesidir.
Çok kıvırcık olan saç da
“koyun gibi bağlılık” gösterir.
Ucu kalkık burun hayalcilik ve gurur göstergesidir.
Güzellik öğesi sayılacak pek çok özellik sakıncalar da taşır.
Örneğin iri dalgalı ya da kıvırcıkları büyükçe saç inatçılık göstergesidir.
Çok kıvırcık olan saç da
“koyun gibi bağlılık” gösterir.
Ucu kalkık burun hayalcilik ve gurur göstergesidir.
Bir güzellik öğesi sayılan benlerin de bulundukları yere,
rengine ve cinsine göre anlattıkları vardır:
rengine ve cinsine göre anlattıkları vardır:
“Göz kapağında olan ben, hassas bir yaradılışı; gözün alt kapağında olan ben, meraklı ve kuruntulu bir yaradılışı; sağ şakaktaki et beni, kararsızlığı; alnın sağ yanındaki ben, güçlü bir belleği ve hızlı kavrayışı, uzun ömrü, alnın solundaki ben, dengeliliği,
2 kaş arasında sağda ben, aşka düşkünlüğü, hoşsohbetliliği, iyi bir geleceği olmayı;
2 kaş arasında solda ben, mantıkla iş görmeyi, duygululuğu gösterir.”
2 kaş arasında sağda ben, aşka düşkünlüğü, hoşsohbetliliği, iyi bir geleceği olmayı;
2 kaş arasında solda ben, mantıkla iş görmeyi, duygululuğu gösterir.”
Günümüzde estetik ameliyatlar, diş estetikçileri ve berberler, doğal görünüş bırakmadığına göre kıyafetnamelerden verilecek uzun örneklerin yaşarlığı olmadığı da açıktır.
Uzun Boy: Hamakat ve sadeliğe, ahmak ve bönlüğe işaret eder.
Kısa boy: Zekaya, hilekarlığa, fitneye delalet eder.
Orta boy: Güzel ahlâka, temiz kalpliliğe ve paklığa delalet eder.
Sert Saç: Akıl ve cesarete ve cürete delalet eder.
Yumuşak saç: Yılışıklığa, korkaklığa, cesaretsizliğe delalet eder.
Sarı saç: Kibir ve gurura, gazap ve hiddete delalet eder.
Siyah saç: Sabır ve sükunete, halim ve selim olmaya delalettir.
Az ve seyrek saç: Zarafet, letafet ve irfana yani temizlik, güzellik ve hoşluk ve marifetmenliğe delalet eder.
Sık ve çok saç: Anlayış ve kavramanın azlığına
Kumral saç: Her cihetten, her yönden güzel tabiata ve letafete, güzellik ve hoşluğa mülayim(yumuşak tabiatlı) olmaya delalet eder.
Küçük baş: Aklın azlığına ve sır saklamamaya delalet eder.
Büyük baş: Aklın ve zekanın çokluğuna delalet eder.
Yassı tepe baş: Lakayt olup keder ve gam taşımamaya gamsızlığa delalet eder.
Yanlardan basık baş: Huyu ve tabiatı dar ve çok öfkeli olduğuna delalet eder.
Yumru ve Yüksek alın: Emanete ve çok dirayetli olmaya delalet eder.
Yassı ve düz cephe: Huyunun kötü olmasına ve sık sık hasta olmasına delalet eder.
Mutedil cephe: Aklı selim ve yaptığı işlerinin orta halli olmasına delalet eder.
Daima buruşuk cephe: Olgunluğa ve çok tefekkür (düşünceli) olmaya delalet eder.
Geniş alın: Fehim ve idrake yani anlayışlı olmaya delalet eder.
Enliliğine geniş cephe: Kerem ve sehavete delalet eder.
Kaşı arası çatık: Her zaman gam kasvetli düşünceye delalet eder.
Kaş ucu sivri: Fitnekarlığa hilekarlığa delalet eder.
2 kaşı arası açık: Doğru özlü ve sözlü olmaya, istikamete delalet eder.
İnce kaş: Güzel yüzlü olmaya delalet eder.
Uzun kaş: Kibir ve gururun olduğuna delalet eder.
Yay şeklindeki kaş: Yüz ve ahlâk güzelliğine delalet eder.
Büyük kulak: Cehalete delalet eder.
Küçük kulak: Hırsızlığa mal ve sır çalmaya meyilli olmaya delalet eder.
Orta büyüklükteki kulak: Doğru metin ve müstakim olmaya delalet eder.
Çukur göz: Büyüklenmeye, kibirlenmeye ve gururlanmaya delalet eder.
Çukur göz: Taazum ve tekebbüre ve gurura yani büyüklenmeye ve gururlanmaya delalet eder.
Siyah göz: Tabiatının itaat ve inkıyada meyilli olmasına delalettir.
Kahverengi göz: Şecaat ve cesarete delalet eder.
Ela göz: Edep ve terbiyeye kabiliyetli olmaya delalet eder.
Mavi göz: Feraset ve şiddetli zekaya delalet eder.
Çini mavi göz: Son derece muzır olmaya delalet eder.
Küçük göz: Tabiatı hafif meşrep olmaya delalet eder.
Büyük göz: Ahlak ve zarafetine delalet eder.
Yumru göz: Sahibinin fevkalade haset olmasına delalet eder.
Mutedil göz: Sevimli ve hayırsever olmasına dalalet eder.
Kırpık göz: Uğursuzluğa delalet eder.
Baygın göz: Kalp ve yürek hırsızlığına delalet eder.
Notalı göz: Çok nazarı değen bir kimse delalet eder.
Tek göz: Muzır ve fitnekar ve hasudluğa delalet eder.
Güler göz: Fevkalade hayırlılığa delalet eder.
Şaşı göz: Uğursuzluğa delalet eder.
Sık ve uzun kirpik: Bedelsiz misli olmayan güzelliğe delalet eder.
Büyük yüz: Ahmaklık ve algı azlığına delalet eder.
Küçük yüz: Kibir(büyüklük) ve gurura delalet eder.
Yassı yüz: Sade dil yani bön olup çabuk kanarlığa işaret eder.
Yumru yüz: Buhul ve hastalığa delalet eder.
Zayıf yüz: Hilekarlığa delalet eder.
Enli yüz: Ahlakı ve tabiatı ağır olmaya delalettir
Geniş yüz: Sözlerinin ekserisi acı olmaya delalettir.
Müdevver çehre: En makbul olup, güzel hal ve ahlâka delalet eder.
Beyaz Beniz: Sahibinin edepli ve terbiyeli olmasına delalet eder.
Esmer Beniz: Sevimliliğe, hoşluğa ve güzelliğe delalet eder.
Sarı Beniz: Hastalığa illetli olmaya delalet eder.
Siyaha meyilli beniz: Hilekarlığa, şefkat ve merhametin yokluğuna işarettir.
Beyaz ve pembe beniz: Gayet güzellik ve hoşluğa delalet eder.