04 Temmuz 2018

AYETLERİN MUHKEM OLUŞU, İFTİRACILARIN YALANLARINI ORTAYA ÇIKARMAK ADINA, ALLAH’IN KULLARINA KOLAYLIĞIDIR. \ Haluk GÜMÜŞTABAK


AYETLERİN MUHKEM OLUŞU ile ilgili görsel sonucu

AYETLERİN MUHKEM OLUŞU, İFTİRACILARIN YALANLARINI ORTAYA ÇIKARMAK ADINA, ALLAH’IN KULLARINA KOLAYLIĞIDIR. \ Haluk GÜMÜŞTABAK


İslam toplumu olarak, yaptığımız en büyük yanlış, Kur’an’ı Allah’ın uyarıları, ikazları verdiği bilgileri doğrultusunda anlamadığımızdan kaynaklanıyor. Allah yemin olsun ki, bu kitabı sizler için kolaylaştırdım ve sizlerin sorumlu olduğunuz, dinin anası, temeli olan ayetleri MUHKEM bir şekilde gönderdim diyor. 

Eğer bizler bu uyarıları göz ardı etmeden, ayetleri anlamaya çalışmış olsaydık, asla ne dinde bölünürdük, NE DE ALLAH’IN EMRETMEDİĞİ BİRÇOK KONUYU, BUNLARDA ALLAH’IN EMRİ ASLA DEMEZDİK. 

Önce Allah ayetlerini, muhkem bir şekilde gönderdim demekle, neyi kast ediyor onu anlayalım. Yani muhkem ne demek.
“Manası kolaylıkla anlaşılan, başka bir yoruma ihtiyacı olmayan ve tek anlamı olan, ne anlama geldiği, ne anlatmak istediği ilk bakışta anlaşılan, manası açık ve net olan, yani tartışmasız anlaşılan anlamına geliyor.”
Bu bilgiler ışığında, gelin birlikte düşünelim. Önce şu soruyu kendimize soralım. Bizler ayetleri Allah’ın bu açıklamalarına güvenerek, anlamaya mı çalışmalıyız, yoksa kolayda ne kadar kolay Kur’an’ı, ayetleri yardımcı bilgiler, beşeri açıklamalar olmadan bizler anlayamayız, diyebilir miyiz? 

Bunu söylediğimiz andan itibaren, bizler Kur’an’a değil, BİZLERE Kur’an’ı ANLATTIĞINI ZANNEDEN KİŞİLERİN SÖZLERİNE İMAN ETMİŞ OLURUZ. Bunun riskini, tahmin edebiliyor musunuz?
Dinin anası temeli olan ayetlerin, MUHKEM oluşu, aslında bizlere çok önemli bir bilgi veriyor ve işimizi de kolaylaştırıyor, hatta bizleri rahatlatıyor. Batılın ve hurafenin kapısını kapatıyor ve diyor ki Allah, sakın başkalarının sözlerine kanmayın, benim sözlerime kulak verin. Sizlere, yemin olsun öyle bir rehber gönderdim ki, her şeyi açıkça, birçok örneklerle izah ettim diyor. Bunu yapmasının, yani muhkem bir şekilde ayetleri göndermesinin nedenini, 

Hud suresi 1 ve 2. ayetlerinde açıklıyor ve diyor ki; ALLAH’DAN BAŞKASINA KULLUK ETMEYESİNİZ, MUHTAÇ OLMAYASINIZ DİYE BÖYLE YAPTIK. Bir başka ayetinde de, veliler edinip ardına düşmeyin, güvenilecek ve yardım istenecek veliniz yalnız benim der. Allah ayetleri muhkem, yani tartışmasız açıklanmış bir şekilde gönderdiğini, bakın ayetlerinde nasıl bildiriyor.
Hud 1: Elif, lâm, râ. Bu, hikmet sahibi ve her şeyden haberdar olan Allah tarafından ayetleri ÖNCE SAĞLAM KILINMIŞ, SONRA DA DETAYLANDIRILIP AÇIKLANMIŞ BİR KİTAPTIR. (Bayraktar Bayraklı meali)
Nisa 174: Ey insanlar! Şüphesiz size Rabbinizden kesin bir delil geldi ve SİZE APAÇIK BİR NUR İNDİRDİK.(Diyanet vakfı meali)
İsra 89: Andolsun, biz bu Kur’an’da insanlara HER TÜRLÜ MİSALİ DEĞİŞİK ŞEKİLLERDE AÇIKLADIK. Yine de insanların çoğu ancak inkârda direttiler. (Diyanet meali)
Hicr 1: Elif Lâm Râ. Bunlar, KİTABIN VE APAÇIK OLAN KUR’AN’IN AYETLERİDİR. (Diyanet meali)
Araf 52: Gerçekten, onlara inanan bir toplum için yol gösterici ve rahmet olarak, bilgiye dayalı AYRINTILI AÇIKLAMALARDA BULUNDUĞUMUZ BİR KİTABI ULAŞTIRMIŞTIK. (Bayraktar Bayraklı meali)
Araf 174: Belki inkârdan dönerler diye AYETLERİ BÖYLE AYRINTILI BİR ŞEKİLDE AÇIKLIYORUZ. (Diyanet vakfı meali)
Bu ayetlere benzer onlarca ayet vardır ki, Allah ayetlerini bizlerin anlayacağımız şekilde, kendi tabiriyle MUHKEM olarak gönderdiğini söylüyor. Yani ayetler, tartışma götürmeyecek kadar açık anlaşılır bir şekilde olduğunu anlıyoruz. 

Hatta Enbiya suresi 10. ayetinde, andolsun size öyle bir kitap indirdik ki, bütün ihtiyacınız, şan ve şerefiniz ondadır demiyor muydu? Lütfen bu uyarıları kulak arkası etmeyelim. Bu durumda bir karar vermemiz gerekir. Ya Allah’ın uyarılarına, ayetlerine tabi olup, ayetlerin hükümlerini hayatımıza geçirip İslam’ı yaşayacağız, ya da beşerin sözlerine güvenip, İslam’ı yaşayacağız. 


SİZCE HANGİSİ DAHA GÜVENLİ? ALLAH YEMİN EDEREK, KUR’AN’I KOLAYLAYLAŞTIRDIĞINI SÖYLÜYORSA, SİZCE KİME İNANALIM, KUR’AN’I HERKES ANLAYAMAZ DİYENE Mİ, YOKSA…..? 


Bu kararı sizler vereceksiniz, çünkü bu dünyada hepimiz imtihandan geçiyoruz. Kur’an’ın bir kısım ayetlerinin müteşabih olduğunu söyler Allah. Bu ayetler din ve iman adına bizlerin sorumlu olmadığı, zamanla ilim adamları tarafından, manaları açığa çıkarılacak ayetlerdir.
Tüm bu bilgilerden sonra, aslında işimiz çok kolay değil mi? Elbette kolay ama bizler Kur’an’a iman ettiğimizi söylediğimiz halde, bu sözlerimizi ne yazık ki hayata geçirmiyoruz. Geçirmediğimiz içindir ki bölündük, parçalandık ve ayette geçen bir kelimeye, öyle anlamlar yükleyenlere inandık ki, Allah Kur’an’da tek kelime bahsetmediği, hüküm vermediği halde inanabiliyoruz. Ne yazık ki Allah’ın istediği gibi ayetler üzerinde düşünen yok. Unutmayalım Allah hükümlerini, kelimelerin içine gizleyerek göndermedi, apaçık MUHKEM olarak gönderdiğini bizzat söylüyor.
Kur’an’ı biraz okuyan ve ayetler üzerinde düşünen bir kişi, hemen şu soruyu sormalıdır. “ALLAH SİZİN SÖYLEDİKLERİNİZDEN KUR’’AN’DA HİÇ BAHSETMEMİŞ. BU KONUDA Kur’an’da HİÇ BİR DELİL YOK. SÖYLEDİKLERİNİZ DOĞRU OLSAYDI, ALLAH BU KONUYU BİZLERE, MUHKEM BİR ŞEKİLDE AÇIKLAR, İZAH EDERDİ.” Bizlerin de yapması gereken, aramızda tartıştığımız, Kur’an’ın hiç bahsetmediği, açıklamadığı konuları da İslam’ın emri diye öne sürenlere, aynı şekilde karşılık vermeliyiz. Allah bunu istiyor bizlerden. Yani kendisine güvenmemizi bekliyor.
Her zaman örnek verdiğim, İslam toplumları içinde adeta kangren olmuş iki konuyu tekrar hatırlatmak istiyorum konumuzla ilgili. Nur suresi 31. ayette Allah çok açık bir şekilde, kadınların göğüs açıklığını örtmelerini ve bu konuya dikkat etmeleri emrini verdiği halde, rivayet inançlarını ayete ilave etmek isteyenler, başörtüsüne Kur’an’dan delil arama çabası içinde olanlar, ayette geçen HIMAR kelimesine, bu kelime aslında başörtüsü anlamında, onun içinde madem göğüs açıklığını başörtüyle örtün emri var, bu ayette açık değil ama dolaylı olarak, başın da örtülme emri vardır diyerek, Allah’ın vermediği, diğer ayetlerinde açıklamadığı bir hükmü çıkarmaya çalışıyorlar.
Hani ayetler MUHKEMDİ? Hani dolaylı ya da, herkesin anlayamayacağı bir emir vermiyordu Allah. Hani her şeyden nice örnekleri, değişik ifadelerle vermişti anlayalım diye. Hani tartışmasız, yoruma ihtiyaç duymadan hüküm veriyordu ayetlerini Allah. Bunca ayete iman etmiyor muyuz, yoksa batıl inançlarımızı yaşamak adına, bazen ayetlerin gerçeklerini görmemezlikten mi geliyoruz. Yıllardır başörtüsü konusu tartışılır, herkes kendince bir delil, kanıt bulur, kendi nefsini avutur. Ama hiç birimiz çıkıp, Allah madem muhkem diyor ayetlerim, neden Kur’an’da bir ayetinde bile ALLAH MUHKEM BİR ŞEKİLDE, KADIN BAŞINI ÖRTMELİDİR DEMİYOR DİYEN YOK. Bu konuda tartışacak hiç bir şey yok. Allah’ın açıkça muhkem bir şekilde vermediği emri, buda Allah emridir diyorsa birisi, O Allah’a İFTİRA EDİYOR DEMEKTİR HATIRLATIRIM.
Aynı yanlışın yapıldığı, bir ayet daha hatırlatmak istiyorum. Çok önemli olduğu için, birçok makalemde aynı örnekleri veriyorum. Bakara 222. ayet örnek gösterilip, Kadınların ay halinde ibadet edemeyeceklerini, oruç tutamayacaklarına kanıt gösterirler. Hâlbuki bu ayette çok açık olarak, kadın bu haldeyken, cinsel ilişkiye girilmemesi uyarısı yapılır. Ayette “TEMİZLENİNCEYE KADAR” kelimesine öyle bir anlam yüklüyorlar ki, bu haldeyken kadın cünüptür, kirlidir onun için namaz kılamaz, oruç tutamaz hükmünü çıkartmışlardır. Hâlbuki ayette tek bir kelime dahi bu anlama gelen bir hüküm yoktur. Daha açıkçası Kur’an’ın hiçbir ayetinde de böyle hüküm bulamazsınız. Hâşâ Allah’ın anlatamadığını, anlayıp bizlere izah edenler mi var aramızda?
Ne yazık ki bizler Kur’an’a, Allah’ın önerdiği yöntemle bakmayıp, onun uyarı ve ikazlarıyla ayetleri anlamaya çalışmadığımız için, böyle çok büyük yanlışlar yapıyoruz. Hâlbuki işimiz o kadar kolay ki. Ayetlere yanlış anlamlar verip iman ederek, bunlarda Allah emridir diyenlere vereceğimiz cevap çok açıktır.
Allah bizzat Kur’an’ın açıklamadığı, hüküm vermediği konuları, bunlarda Allah’ın emri diyenlere şöyle sorun diyor. “EĞER GERÇEKTEN DOĞRU SÖYLÜYORSANIZ, DELİLİNİZİ KANITINIZI GETİRİN.” Allah dinde kanıt, yalnız Kur’an olduğunu söylüyor ve SİZLERİ YALNIZ KUR’AN’DAN SORGU SUALE ÇEKECEĞİM,” diye de açıklık getiriyor. Hatta bir başka ayetinde de ”yalnız Kur’an’ın ipine sarılın “ diye uyardığını da hatırlatmak isterim.
Kur’an’ı yeterli görmeyenlere, onun hükümleri ile namaz bile kılamayacağımızı söyleyenlere, Allah’ın uyarılarını hatırlatırım. Nisa 87. ayette Allah, “söz bakımından, Allah’tan daha doğru kim vardır” diyorsa, Allah’ın verdiği emirleri açıklamadığını, izah etmediğini söylemek, saygısızlığın en büyüğüdür. Araf suresi 185. ayette, “O halde Kur’an’dan sonra, hangi söze inanacaklar” diyorsa Rabbimiz, ayetleri anlamak ve hayata geçirmek için başka sözlere, hadislere ihtiyacımızın olduğunu nasıl söyleriz. “Karşılarında okunup duran kitabı, sana indirmemiz onlara yetmiyor mu”diye uyaran Allah’a inatla, bazıları farkında olmadan, “ayetlerini muhkem bir şekilde indirdiğini söylüyorsun Rabbimiz, ama Kur’an’da açıkladıklarınla orucumuzu tutamayız, namazımızı bile kılamayız” deme cesaretini, nasıl gösteriyoruz anlayamıyorum.
Değerli din kardeşlerim. Lütfen Kur’an’ı anlayarak ve üzerinde bir bütün düşünerek anlamaya çalışalım. Allah bizlerin anlayamayacağı bir hüküm verip, daha sonrada bizleri bu hükümden asla sorumlu tutmaz. Tutmayacağını da açıkça söylüyor ve onun için ayetlerimi MUHKEM bir şekilde gönderdim diyor. Aşağıdaki ayet üzerinde düşünelim şimdide.
Tevbe 115; Doğru yola ilettikten sonra, SAKINACAKLARI ŞEYLERİ KENDİLERİNE APAÇIK BİLDİRMEDİKÇE, Allah bir toplumu saptıracak değildir. Şüphesiz Allah, her şeyi hakkıyla bilendir. (Diyanet meali)
Bakın Allah ne kadar açık hükmünü bildiriyor. Sakınacakları şeyleri kendilerine apaçık bildirdik diyor. Ama birileri çıkıyor hiç korkmadan, Allah’ın Kur’an’da asla bahsetmediği, batıl inançlarını aklayabilmek adına, Kur’an açıkta ne kadar açık, bakın işte fıkıh inancının öğretisi olan şunlar ya da bunlar, Peygamberimizin dine koyduğu hükümler, Kur’an’da var mı diyebiliyoruz. Hâlbuki Allah hükmüme hiç kimseyi ortak etmem demesine rağmen, bunları korkmadan söylüyoruz. Allah bizleri affetsin. Bizler bu yanlış düşünceleri kafamızdan atamadığımız sürece, asla Kur’an’ı doğru anlayamayız. Peygamberimizi hiç kimse devre dışı bırakamaz, ama yine hiç kimse, Allah’ın elçisine vermediği bir yetkiyi kendisine yükleyemez. Allah’ın elçisine iftira atmak istemeyen, bu ayet üzerinde dikkatle düşünmelidir.
Ankebut 18: “Eğer siz yalanlarsanız bilin ki, sizden önce geçen birtakım ümmetler de yalanlamışlardı. PEYGAMBERE DÜŞEN APAÇIK TEBLİĞDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR.” (Diyanet meali)
Ne dersiniz, hala peygamberimizin dinde Allah’ın hüküm ortağı olduğuna inanmaya devam eden var mı aramızda? Var diyenlerle Allah’ın huzurda görüşeceğiz. Allah elçisine kullarının anlayamayacağı, emirlerini tam olarak yerine getiremeyeceği bir kitabı tebliğ görevi verir mi? Tekrar hatırlatmak gerekirse, Allah açıkça muhkem bir şekilde hükmünü vermediği halde, kelimelere farklı anlamlar vererek, bunlarda aslında Allah’ın emridir diyenlere şunu sorunuz. DOĞRU SÖYLÜYORSANIZ KUR’AN’DAN MUHKEM BİR ŞEKİLDE KANITINIZI, DELİLİNİZİ GETİRİN

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...