DÜNYADA’Ki SAVUNMA DUVARLARININ TARİHSEL GEÇMİŞİ
Çalışmanın Sahibi: Abdüllatif Yadak
Çin Seddi: Uzaydan bakıldığında ince, uzun bir dere gibi görülebilen, insan eliyle yapılmıs tek eser olan Çin Seddi, Çin’in kuzeybatısı boyunca uzanan dünyanın en uzun savunma duvardır. Kalıntıları Po Hay Körfezi’nde deniz kıyısında baslar. Pekin’in kuzeyinden geçerek batıya yönelir ve Huang-Ho Nehri’ni ikiye bölerek güneybatıya uzanır. Gobi Çölü’nün güneyinden batıya yönelerek devam eder. İlk set, M.Ö.7. yüzyılda Chu Krallığı tarafından, günümüzdeki Henan eyaletinde yapılmıs olup fazla uzun değildir. M.Ö.3. yüzyılda Hun, Tunguz ve Moğolların saldırılarını durdurmak ve ülkenin kuzey sınırlarını korumak için İmparator Qin Shin Huang (Çe- Huang-Ti), burayı boydan boya asılmaz bir savunma duvarıyla kapatmaya karar verdi. M.Ö.221 yılında daha önceki krallıkların yaptırdığı duvarları birlestirerek uzattı. M.Ö.3. yüzyıldan M.S.17. yüzyıla kadar Çinliler Seddi uzatmaya devam etmislerdir. Seddi onaran ve savunma amaçlı kullanan son hanedan Ming Hanedanı (1368-1644) olmustur.
Seddin yıkılmıs olan kısımlarıyla birlikte uzunluğu 10.000 kilometreyi bulur. Bugün ayakta duran kısım Ming Hanedanı devrinden kalan 3.000 kilometrelik settir. Ancak asıl insaat, M.Ö.221 ile M.S.608 yılları arasında yapılmıstır. Seddin kalınlık ve yüksekliği yer yer değisir. Genellikle duvarın yüksekliği 7-10 metre, taban kalınlığı 7 metre ve üst kalınlığı ise 6 metre civarındadır. Üzerinde atlar ve arabalar gidebilmektedir. Duvar boyunca siperlik ve okçu delikleri vardır. 200 metrede bir gözetleme kulesi veya kale ve 9 kilometrede bir fener kulesi bulunur. Duvar üzerinde yer yer saray ve tapınaklara da rastlanır. Bazı yerlerde setler, kademeli savunmaya imkân verecek sekilde bir kaç sıra halinde yapılmıstır. 42 Dünyanın en ünlü ve en uzun savunma duvarlarından birisi olan, Çin’in kuzeybatısı boyunca yaklasık 10 bin km uzanan bu set, Çin’in Savasan Beylikler döneminde (221–403 M.Ö), Çin’e karsı saldırıları durdurmak ve ülkenin kuzey sınırlarını korumak amacıyla insa edilmistir. Fakat bu güçlü duvar Çin’i isgale gelen Moğollara engel olamamıstır. Tünel kazma yoluyla 1550 yılında Çin’in baskenti Pekin Moğollar tarafından isgal edilmistir. Moğolların tünel kazarak girmelerine engel olamayan bu duvarın, günümüz teknolojisine karsı da pek bir sey ifade etmeyeceği açıktır. Kilometrelerce öteye çok kısa bir zamanda varan füzelere karsı güvenlik sağlayamayacağı alenidir.
Hadrian (Roma) Duvarı: (14–63 M.Ö.) Modern İngiltere’yi doğu-batı doğrultusunda ikiye ayıran, Roma İmparatorluğu zamanında tastan yapılmıs bir settir. Duvar, İngiltere’de insa edilmis üç istihkâmın ikincisidir. Bunlardan ilki Gask Ridge, üçüncüsü ise Antonine Duvarı’dır. Her üç duvar da Roma İmparatorluğu denetimindeki Britanya’nın ekonomik düzenini ve güvenliğini, İskoçyalı kuzey kabilelerinin akınlarından korunmak için kuzeye insa edilmis olup imparatorluğun kuzey sınırlarını çizmistir. Hadrian Duvarı, bu üç duvar içinde fiziksel varlığını en çok koruyabilen ve bu yüzden en çok bilinenidir. İmparator Auguste döneminde Avrupa’da Roma İmparatorluğu yetkisini genisletti ve kendi toprakları korumak amacıyla imparatorluk sınırları 800 km boyunca duvar seklinde savunma hattı kurmaya basladı ve yerel prenslere duvar koruma görevlerini teslim etti. Aynı sekilde, Hadrian döneminde, İngiliz topraklarının isgali sırasında İrlandalılar ve İskoçyalıların saldırılarına karsı ve kendi mülkiyet haklarını korumak için 145 km boyunca benzer bir duvar kurulmustur. Ancak, Müslümanların orduları imparatorluğu ve savunma pozisyonu olan bu duvarı yıktı ve efsane sona erdi.
Berlin Duvari: II. Dünya Savası’nın sonunda savası kaybeden Almanya ve baskenti Berlin isgal kuvvetlerince Amerikan, Fransız, İngiliz ve Sovyet bölgesi olarak dörde bölündü. Kısa süre sonra Batı ittifakı benzer sekilde olan yönetim birimlerini birlestirdi ve tek bir yönetim birimine dönüstü. Sovyetler ise bu birlesmeye karsı çıktı. Ekonomisi sosyalizme dayanan, siyasi yönetimi otoriter olan Doğu Almanya’dan Batı’ya kaçıslar da oluyordu. Sovyetlerden kaçıs büyük ölçüde Berlin’den gerçeklesiyordu. Zamanla tel örgü ve mevzuat değisiklikleri de batıya kaçısı engelleyemez duruma gelmisti. Sovyetler, Batı Berlin’i Sovyetlerin içinde bir fesat yuvası, kapitalizmin kalesi, karsı propaganda merkezi olarak gördüğü için Berlin Duvarı’nı örmeyi çözüm olarak benimsedi. Duvarın kendisi 1961’de kurulmustur; ancak Doğu ile Batı Almanya arasındaki katı sınır daha 1952’de çizilmisti. Ancak sadece Berlin metrosunu kullanarak 1955 yılına kadar 1950’lerin basında büyük bir ekonomik büyüme yakalayan Batı Almanya’ya 270 bin insan kaçmıstır.
Berlin Duvarı bunun üzerine dönemin SED lideri Walter Ulbricht’in bir seyler yapılması gerektiği konusunda Sovyet liderlerine danısması ve onaylarını alması sonucu duvar Doğu Almanya’nın içinde ABD güdümünde kapitalist batı Berlin’i çevrelemek için, Doğu Almanya Meclisi’nin kararıyla 12-13 Ağustos 1961’de bir gecede örülmüstür. 1961 yılında Berlin Duvarı’nın yerine önce sadece basit bir tel örgü çekildi. Daha sonra bu örgünün yerine adı kapitalist batıda “Utanç duvarı” olarak da bilinen Berlin Duvarı insa edildi ve bu tel örgü duvarın üstünde yeniden yer aldı. Doğu ve Batı Berlin’in arasındaki bu duvar, aslında biri 3,5 diğeri 4,5 metrelik iki çelik parçadan olusuyordu . 1989 yılı baslarında Alman Demokratik Cumhuriyeti Hükümeti, isteyen Doğu Almanya vatandaslarının Sovyetler Birliği dâhilindeki diğer Doğu Bloğu ülkelerine geçis yapabilmesine izin verdi. Bu iznin çıkmasıyla beraber binlerce Doğu Alman vatandası Polonya, Çekoslovakya, Macaristan, Yugoslavya gibi ülkelerin baskentlerine akın etti ve buralarda bulunan Amerikan, İngiliz, Fransız büyükelçiliklerine sığındı. Daha sonra da bu sığınmacılar özel trenlerle Doğu Bloğu dısındaki ülkelere kaçmaya basladılar. Kaçısın bu kadar yoğun olduğu bir durumda, Doğu Almanya Hükümeti duruma bir çözüm bulmak için toplandı. Burada yasayan insanlar artık bu sekilde zaten Doğu Almanya’dan çıkabildiklerine göre duvarın bir anlamı kalmamıstı. Bunun üzerine, Doğu Alman hükümeti, duvarın kaldırılmasına onay verdi. 9 Kasım 1989’da bu kararı halka açıklamak üzere bir basın toplantısı düzenlendi. Karar açıklandığı andan itibaren duvarın iki tarafında yüz binlerce insan birikmeye basladı. Gece yarısına doğru hükümet ilk olarak Brandenburg Kapısı’ndan baslayarak barikatları ve geçis önlemlerini kaldırdı. 9 Kasım 1989’da Doğu Almanya’ nın isteyen vatandasların Batı’ya gidebileceğini açıklamasının ardından tüm tesisleriyle birlikte duvar yıkıldı.
İsrail Duvar
İsrail Duvarı : İsraillilere göre güvenlik duvarı Filistinlilere göre ayırma ya da engel duvarı olarak adlandırılmaktadır. İsrail, kendisini korumak için ve Filistin vatandaslarının ise İsrail’e girmemesi için, II. İntifada sırasında 14 Nisan 2002 yılında İsrail Basbakanlık Meclisi’nin kararı ile Batı Seria bölgesinde yesil hatta yakın 720 km boyunca uzanacak sekilde, birçok kesiminde beton zemine sahip, 8 metre yüksekliğinde ve elektronik kontrol sistemi ile destekli bir duvar insa edilmesine karar verilmistir. Her 200 metrede bir gözlem kulesi bulunan duvar, elektrikli tel örgülerle ve dört metre genisliğinde hendekler ile çevrilidir. Duvarın yakınlarında kimsenin dolasamaması için uzaktan kumandalı silahlar bulunmaktadır. Kimi bölgeler ayak izlerinin takip edilebilmesi amacıyla kumlarla kaplanmıstır. İsrail askerlerinin sürekli devriye gezdikleri bir de yol vardır. Duvarın maliyeti 3,4 milyar dolar olup, Berlin Duvarı’nın uzunluğunun 10 katından fazla ve yüksekliğinin 2 katıdır.
Duvar Fikrinin Ortaya Çıkışı
Duvar fikri eski bir fikir olup İsrail liderlerinin iddia ettiği gibi yaeni doğmus bir fikir değildir. 1937 yılında bir İngiliz uzmanı tarafından direnis eylemleri azaltmak için, kuzeydeki Lübnan sınırındaki ana otoyol üzerinde Be’er Sheva’ya kadar bir duvar insa edilmesi planlanmıstır. İngiliz uzman acil olarak stratejik sekilde duvarın insaatının ilk asamasını çizdi, dört kat bir duvar 80 km boyunca insa edilmis ve İngiltere manda yönetimi İsrail’in terör örgütü “HGANA”’ya* koruması için emanet edildi, daha sonra bu duvar Arap köy sakinleri tarafından yıkılmıstır .
İlk İntifada’nın devam etmesi ile birlikte intifada askeri bir nitelik kazanınca, İsrail’de güvenliğin sağlanması büyük bir yük haline gelmistir. Batı Seria ve “ Bölgesinin”** bölümleri arasında ilk ayırma islemi baslamıstır. Tüm Filistinliler için özel izin verilmesinin istenmesi, sözde ayrımın ilk göstergesi sayılmaktadır. İsrail eski basbakanı İzhak Rabin döneminde Gazze Seridi’nin kuzey ve doğu tarafları boyunca yesil hatta yakın 55 km de bir duvar insa edilmistir. Bu duvar Gazze’deki bulunan İsrail yerlesim merkezlerini korumak için çevrilmistir. Duvarın yapısı normal, basit bir duvardır ve bazı kapıları bulunmaktadır bir metre yüksekliğinde elektrikli telle çevrilidir. Duvarın insa edilmesi fikri İsrail eski Basbakanı Ariel Saron’un döneminden(1976’dan ) beri vardı. Bu plan kendi kütüphanesi içinde bulunmustur ve her zaman bu duvarın Çin Seddi gibi olacağını açıklıyordu. O günden beri, uygulamak için fırsat bulmaya çalısıyordu. Aynı zamanda duvarın insa edilmesi fikri 1994 yılında İsrail Emniyet Genel Müdür’ü Mose Cahil tarafından da sunulmustur. Takip eden yıllar Haim Ramon ve Dan Mrdor taraflarından bir duvar insa edilmesi ve İsrail’in sınırları belirlemek ve İsrail’i korumak için planlar hazırlamıslardır.
İSRAİL GÜVENLİK DUVARI PLANI
İsrail güvenlik duvarı planları önceden beri düsünülen bir çalısmadır. Ancak İsrail güvenlik politikalarının ortaya atılmasıyla yapım asaması baslamıstır ve bu duvar planları Saron tarafından olusturulduğu için “Saron Planı” da denilebilir. Saron planı bir kural ve üç asamaya ayrılır. Kural uzun bir güvenlik hattı kurulmasını istemektedir.
– İlk Asama: Bu asama Haziran 2002’de askeri bir karar ile baslamıs. Buna göre duvar 70 km uzunluğunda ve bes güvenlik bölgesinden olusmaktadır. Jenin, Nablus, Ramallah Beytüllahim ve El-Halil bölgeleri. Bu bölgelerin kontrolü İsrail tarafına bırakılacaktır ve bölgelerin iç yönetimi Filistin tarafına bırakılacaktır.
-İkinci Asama: Kalkilya güneyindeki Kana yerlesim merkezinden Ramallah yanında bulunan Ofer yerlesim merkezine kadar 186 km uzanacaktır. Aynı sekilde kuzeyden Salem köyünden Tayasır köyüne kadar uzanacaktır. Hargilo yerlesim merkezinden El-Halil bölgesinde bulunan Krmel yerlesim merkezine kadar 222 km kadar uzanacaktır. Ek olarak Kudüs çevresinde bulunan duvardan olusmaktadır.
– Üçüncü Asama: (Doğu duvarı) Ürdün vadisi yanından ve Ain Beida’den, Tobas Eriha ve Ölü Deniz’e kadar 232 km boyunca uzanacaktır. Filistin dıs bağlantısı olan Eriha sehrini tamamen Batı Seria kentlerinden izole eder. İsrail’in güvenlik duvarı, tamamen isgal topraklar üzerinde ve Doğu Kudüs etrafında insa edilmektedir. Buna göre İsrail’in bu duvarı insa etmesiyle birlikte, “1949 yılındaki ateskes planı”* ihlal edilmistir ve bu duvarlar içinde çok sayıda köy yabancılastırılmıstır. Bu duvar tamamladıktan sonra onun içinde bulunan bütün Filistin nüfusu ekonomik bakımından ağır hasara uğrayacaktır ve İsrail tarafından binlerce araziye el konulacaktır. Aynı zamanda duvar ve Batı Seria’daki mevcut yerlesim birimleri arasında açık bir rota iliskisi vardır. Bunların yanı sıra duvarın su kaynaklarına ve Filistin halkının sosyal ekonomik durumuna olumsuz etkisi bulunmaktadır.
İlk asamanın insası sırasında, duvar ile Filistin bölgesi arasında kalan yaklasık 35 metre içindeki tüm evler “yaklasık 280 Filistinlinin evi” yıkılmıs, 83.000 ağaç sökülmüs, 35.000 metrelik sulama ağına zarar verilmistir. Bu sayıların duvar bitene kadar en az üçe katlanması ve yaklasık 300.000 Filistinlinin topraklarından kopacağı tahmin edilmektedir. İnsaatla birlikte duvara yakın bölgelerde yasayan Filistinlilerin hayatı ciddi sekilde etkilenmistir. Örneğin, 42.000 nüfuslu bir zamanların zengin pazar sehri olan Batı Seria’nın su kaynaklarının yaklasık yarısının bulunduğu, bölgenin meyve-sebze üretiminin %42’sini sağlayan ve hatta bu ürünleri İsrail ile Körfez ülkelerine ihraç eden Kalkilya’nın su anda üç tarafı duvarlarla çevrilmistir. Kalkilya’nın üçte birine el konmus, dokuz köy 18.000 sakini ile birlikte duvarın diğer tarafında kalmıstır. İsgalci İsrail askerlerin çıkıs noktasını keyfi olarak kapatmasıyla kasaba hapishaneye dönmüstür.
DUVARININ ÖZELLİKLERİ
İsrail’in güvenlik politikalarında önemli bir yere sahip olan güvenlik duvarın özellikleri sunlardır:
1) Dikenli tel, spiral seklindedir.
2) 12 metrede bir askeri yol devriyesi, gözetleme ve kesif için bir bölüm vardır.
3) İzinsiz duvardan geçmek isteyen Filistinliler engellemek için 4 metre genisliğinde kum ve toprak ile kaplı bir yol yapılmıstır.
4) Beton duvar, yedi metre yüksekliğinde ve beton zemine sahip. Bu duvarın tepesindeki kirislerde elektronik alarm donanımı, ısıklar ve diğer güvenlik aletleri bulunur.
5) Duvardan sonra asfalt yol, dört metre genislikte hendeklerle (kum yolu) çevrilidir.
6) Geçis iznine sahip Filistinliler için bazı kapılar bırakılmıstır.
7) İsrail Duvarı 730 km olup Yesil Hat uzunluğunun iki katıdır .
DUVARIN MEVCUT AŞAMALARI VE PLANLANAN AŞAMALAR
Yapılacak duvarın yönüyle ilgili olarak İsrail tarafından bilgi verilmemektedir. Bunun sebebi sürekli olarak planların değistirilmesidir. Bu çalısmada sunulan bilgiler BM Genel Sekreterliği’ne ve Uluslararası Adalet Divanı’na Filistin temsilcisi tarafından Lahey’de sağlanan bilgilere göre hazırlanmıstır.
İlk Asama;14 Nisan 2002 yılında İsrail Basbakanlık Meclisi, Batı Seria ve İsrail arasında kalıcı bir bariyer kurmaya karar verdi. İlçe yönetimi uygulaması savunma bakanlığına bağlı olacaktır. 2002 yılının haziran baslarında ilçe yönetimi tarafından duvarın ilk asaması için planlar hazırlanmıstır. Kuzeybatı Batı Seria’daki Salim Köyü’nden, Kana İsrail yerlesim merkezine kadar uzanmaktadır; ayrıca 23 Haziran 2002 tarihinde Kudüs’ün güney ve doğu tarafında bir duvar insa etme planı hazırlanmıstır. İsrail Hükümeti tarafından Haziran 2002 tarihinde bu planın çözünürlüğü kabul edildi ve Ağustos 2002’de Bakanlar Kurulu ilk asama Nihai Rota’yı onayladı ve İsrail bu asamada insaatı tamamladı. İlk asamanın sonuçları asağıda sıralanmaktadır .
1) Duvarın insası için 1100 hektarlık arazi müsadere edildi ve 80 bin ağaç kesildi.
2) 17 kasabada ve köylerde 55 bin kisilik nüfus, duvar ve Yesil Hat arasında izole edilmistir.
3) Duvar yüzünden 37 köyün geçim kaynakları yok edilmistir ve 109 bin kisinin tamamen kendi tarım arazilerinden, su kaynaklarından, pazarlarından ve sağlık kaynaklarından yararlanmaları engellenmistir.
4) 40 bin kisilik nüfusu olan Kalkilya sehri duvar yüzünden her taraftan kusatılmıs bir kasaba haline gelmistir.
İkinci Asama;1 Ekim 2003 tarihinde İsrail Basbakanlık Meclisi kararıyla duvarın ikinci asaması onaylanmıs ve su maddeler eklenmistir.
1) Uzunluğu 136 km olan duvar Kalkilya Elkana yerlesim merkezinden Ramallah Ofra yerlesim merkezine kadar uzanır. Su anda duvar yüzünden 80 bin Filistinlinin zarar görmesine rağmen bölgede insaat baslamıstır.
2) Uzunluğu 60 km olan duvar Salem köyünden Ürdün Vadisi sınırlarında bulunan Tayasır köyüne kadar uzanır.
3) Uzunluğu 144 km olan duvar ise Hargelau yerlesim merkezinden El-Halil güneyinde Karmel yerlesim merkezine kadar uzanır.
Üçüncü Asama; Mart 2003 tarihinde İsrail basbakanı Ariel Saron Ürdün Vadisi hattı boyunca bir duvar insa etmeyi planlamıstır.
1) Doğu duvarı Ürdün vadisinden ve Ain Beida den Tobas Eriha ve Ölü Denize kadar (196 km) uzanması planlanmıstır. Bu duvar Filistin dıs bağlantısı olan Eriha sehrini tamamen Batı Seria kentlerinden izole eder.
2) Duvar Batı Seria’nın Ürdün Vadisi boyunca yaklasık 25 yerlesim merkezinin içine insa edilecektir.
3) Duvarın Batı Seria bölgesinin yaklasık %43–45 üzerinde insa edilecek ve tamamlandıktan sonra bu bölge İsrail eklenecektir.
4) Duvar tamamlanmasından sonra Kudüs’te 12, Batı Seria’da 54 yerlesim merkezi İsrail’e eklenecektir. Batı Seria ve Kudüs nüfusunun yaklasık %80’nin yasadığı yerlesim merkezleri İsrail’e eklenecektir.
5) Doğu Kudüs hariç Batı Seria alanının %15’i, yaklasık 850 kilometrekare alan, duvar ve Yesil Hat arasında kalacaktır.
6) İsrail tarafından insa edilen duvar yesil hattan daha uzundur ve yesil hattı takip etmemistir.
Batı Seria ve Kudüs sehirlerine insa edilen güvenlik duvarının yapım asamaları, uzunluk, asamaların yüzdeleri ile insaya baslama tarihleri ile su anki durumları asağıdaki tablolar da gösterilmistir.
İsrail hükümetinin iddialarına göre duvarın insaatının sebebi, İsrail alanları içinde Filistin tarafından yürütülen direnis eylemlerini azaltmaktır; fakat bunun karsısında bu duvarın asıl insa hedefi coğrafi bir gerçeklik olusturmak istediklerini göstermektedir ve bu gerçeği değistirmesi zordur. Hâlbuki bu duvar Batı Seria ve İsrail arasında gelecekte bir sınır olarak görülmektedir. Filistin Büyükelçisi ile yapılan mülakatta Nabil Maruf, İsrail’in gerçek amacını; “İsrail’e göre geçici olan, bir güvenlik duvarı insa etmek istiyor; ancak bu duvarı Filistin topraklarını ihlal ederek yapmak yerine kendi sınırları içinde insa edebilirdi veya en azından beton ve bu kadar masraflı duvar yerine, kolayca çıkarılabilecek bir dikenli telde çekilebilir ya da aynı amaçla çalısan bir bariyer de yapılabilirdi. Ayrıca, İsrail’e göre geçici olan, bu duvarın insa edilmesi de doğru değildir; çünkü duvarın beton olması ve maliyeti bu duvarın kalıcılığının göstergesidir.” sözleriyle belirtmistir. Daha önce belirttiğimiz gibi, duvar insa edilmesi yeni bir fikir olmayıp Filistin direnisi ve İsrail tarafından bombalı saldırılara karsı bir tepki olarak olusmamıstır. 1992’de, eski İsrail basbakanı İzak Rabin döneminde Filistin Kurtulus Örgütü ile müzakerelere girmisken İsrail Ordu Komutanı’ndan güvenlik planların hazırlanmasını istemistir. Eğer barıs süreci basarısızlık ile sonuçlanırsa Filistin sehir halkı İsrail tarafından zorla bastırılacaktır. Barıs anlasmaları gerçeklesirse İsraillin toprakları ve halkının hakların korumak için uzun bir güvenlik duvarı yapılacaktır.
DUVARININ GERÇEK HEDEFLERİ
İsrail’in Güvenlik Duvarı, Batı Seria’yı yeniden bölme ve Filistin topraklarını isgal etme politikasının önemli bir parçası olduğu ve duvar meselesinin güvenlik meselesinden ziyade bir siyasi mesele olduğunu düsünüyor; ayrıca Filistin halkı kapılarının önüne kadar gelen duvarın isgalin bir parçası olduğu görüsünde birlesiyor.
– Duvarın insaatıyla birlikte; Batı Seria’daki bulunan İsrail’in yerlesim merkezlerinin ve ana yollarının tam anlamıyla kontrol altına alınması amaçlanmıstır. Ayrıca İsrail Güvenlik Duvarı’nın insaatıyla; İsrail doğu sınırlarında bir İsrail güvenlik sektörünün olusması ve doğudan gelebilecek riskleri önlemektir.
– Kudüs’ün korunması ve Doğu Kudüs’teki, mevcut kutsal yerlerin ziyaret edilmesini önlemek ve böylece Filistinliler tarafından kutsal sayılan yerlerin ziyareti engellenirse; Filistinliler hem dini benliklerini yitirmis olurlar hem de bu topraklardan daha kolay koparılabilirler.
– Duvarın, Yesil Hat’tın ortalama 3 ila 5 km ilerisinden güvenlik bölgesini olusturmak istemesidir ve aynı zamanda Batı Seria’daki su kaynaklarına el konulup, denetim altına alınması hedeflenmistir.
– İsrail Askeri Kuvvetleri’nin; Batı Seria ve Gazze Seridi üzerindeki hava sahası ve elektromanyetik alanın kontrol altına almak istemesidir.
– İsrail, Batı Seria ve İsrail arasında bulunan Yesil Hat’tın kaldırılması için çaba harcamıs ve Duvarın insaatıyla birlikte ilerdeki Filistin ve İsrail devletlerinin sınırı olacak sekilde düzenlemeyi hedeflemistir.
– Batı Seria’daki mevcut yerlesim merkezlerini İsrail Devletine katmak ve Batı Seria’daki nüfus yoğunluğu düsük en büyük alanını ele geçirmek için duvar insaatına baslanmıstır.
– Duvar insaatı ile Batı Seria’daki dört büyük kenti birbirinden ayırmak ve bunların tamamen İsrail tarafından kontrol edilmesini ve Filistin’in büyük sehirlerinin idaresini İsrail iç islerine bırakılmasını sağlamayı hedeflemistir.
– Duvar insaatının baslamasıyla birlikte; Filistinlilere bırakılan ve parçalanmıs olan topraklarda Filistin Devleti’nin kurulması imkânsız hale gelmis; bu sekilde Filistin ekonomisinin de kontrol edilmesi ve olusturulan siyasi baskıyı bir araç olarak kullanmaktadır.
– Filistin ile İsrail halkları arasındaki çatısma durumu devam ettirilmesi, böylece İsrail iç karısıklıkların ortaya çıkmasını ve İsrail’in olusabilecek iç sorunlarının artmasını engeller.
– Çatısmaların Filistin kentleri içinde kalmasını sağlamak ve İsrail’in askeri ve sivil kaybını engellemektir.
– Batı Seria, Doğu Kudüs ve Gazze seridinin birbirinden ayrılması ve herhangi bir durumda komsu ülkelerle bağlantısının engellemesi hedeflenmektedir; ayrıca tarihi Filistin’de Yahudi çoğunluğun korunmasını sağlamaktır; Çünkü yapılan istatistikler, İsrail’de yasayan Arap nüfusun giderek yükseldiğini göstermektedir. Duvarın insaatıyla birlikte İsrail’de yasayan Arap nüfusunun artmasını engellenmesi hedeflenmistir. Bunlar, İsrail’in duvar insa etmek istemesinin bazı gerçek sebepleridir. İsrail’in söylemi olan “bu duvar Filistin direnisçilerinden İsrail topraklarını ve
halkını korumak için insa edilmistir.” yargısı gerçeklikten uzaktır. Unutmayalım ki, güvenlik duvarı insaatına rağmen İsrail’in içinde birden fazla direnis eylemleri gerçeklesti. Kaldı ki Filistin iradesinin duvarlarla kırılması zordur. Güvenlik duvarının tamamlanmasıyla Batı Seria’da duvarın dısında ve içinde bulunan İsrail yerlesim merkezleri ve bu yerlesim yerlerinin nüfusu asağıdaki tabloda gösterilmistir.
SONUÇ
İsrail’in isgal etmis olduğu toprakları ve kendi vatandaslarını korumak için II. İntifada sırasında, 14 Nisan 2002 yılında İsrail Basbakanlık Meclisi’nin kararı ile Batı Seria bölgesinde Yesil Hat’ta yakın 720 km boyunca uzanacak sekilde, birçok kesiminde beton zemine sahip, 8 metre yüksekliğinde ve elektronik kontrol sistemi ile destekli bir duvar insa edilmesine karar verilmistir. Duvar fikri, eski bir fikir olup İsrail liderlerinin iddia ettiği gibi yeni doğmus bir fikir değildir. Duvarın insa edilmesi fikri İsrail eski Basbakanı Ariel Saron’un döneminden( 1976’dan ) beri vardı. Bu plan, kendi kütüphanesi içinde bulunmustur ve her zaman bu duvarın Çin Seddi gibi olacağını açıklıyordu. O günden beri uygulamasına baslamak için fırsat bulmaya çalısıyordu.
İsrail güvenlik duvarı planları önceden beri düsünülen bir çalısmadır. Ancak İsrail güvenlik politikalarıyla yapım asaması baslamıstır ve bu duvar planları Saron tarafından olusturulduğu için bu plana “Saron Planı” da denilebilir. Saron planı bir kural ve üç asamaya ayrılır. İsrail’in güvenlik duvarının insaatının İsrail alanları içinde Filistin tarafından yürütülen direnis islemlerini azaltmasından ziyade, bölgede coğrafi bir gerçeklik olusturmak istediklerini göstermektedir ve bu gerçeği değistirmesi zordur. Hâlbuki bu duvar Batı Seria ve İsrail arasında gelecekte bir sınır
olarak görülmektedir. İsrail, ısrarla güvenlik amacıyla duvarı insa ettiğini belirtse de, aslında bu, güvenliği sağlamaktan ziyade bölgede istikrarsızlığı ve siddeti arttırmaktadır. Daha önce de dünyada birçok duvar yapılmıs ancak, bu duvarlar güvenliği tam anlamıyla sağlayamamıslardır. Kaldı ki günümüzde bu duvarın İsrail’in güvenliğini sağlayacağı da asikârdır. Gelisen teknoloji bu duvarların kullanılabilirliğini ortadan kaldırmıstır.
Duvar, hapsedilen Filistinlilerin hayatlarını daha da çekilmez bir hale getirmektedir. İsrail’in amacının salt güvenlik olmadığının en önemli göstergelerinden biri duvarın güzergâhıdır. Zira duvar, ateskes hattı olan Yesil Hattan geçmemekte; Yahudi yerlesimlerini koruyacak biçimde en verimli Filistin topraklarını, Batı Seria’nın doğusundaki ve batısındaki suyollarını ve yer altı su kaynaklarını kapsayacak sekilde insa edilmekte ve kimi bölgelerde 5 ila 20 km içeriye kadar girmektedir. Ayrıca duvar, Filistin sehirleri ile kırsalını birbirinden ayırmaktadır. Duvar insaatı isgal altındaki Filistin topraklarında İsrail’in yavasça ve sessizce gerçeklestirdiği etnik temizlik stratejisinin bir parçasıdır. İsrail her ne kadar Filistin Yönetimi’nin güvenliği sağlayabilme adına böyle bir tedbire basvurduklarını ve bunun geçici bir mahiyette olduğunu vurgulasa da, tecrübelere binaen bunun gerçek olmadığı ortadadır. Zira İsrail, bugüne kadar dıs baskılar; özellikle ABD baskısı olmaksızın isgal ettiği hiçbir topraktan çekilmemistir. İsrail’in güvenlik politikasına dayalı insa ettiği duvarın kalıcı olacağı yönünde endiseler giderek artmaktadır ki bu,
Saron’un uzun vadeli planlarına da uygundur.
- Bu çalışmanın tüm hakları Abdüllatif Yadak adlı kişiye aittir…