ESKİ ANTLAŞMA ÖNSÖZ:
Kutsal Kitap, Eski ve Yeni Antlaşma olmak üzere iki kısımdan oluşur. Eski Antlaşma, İbranice ve Aramice olarak yazılmıştır, 39 kitaptan oluşmaktadır. Yeni Antlaşma, Kutsal Kitap'ın ikinci kısmıdır. Grekçe yazılmıştır. Anlamı "İyi Haberdir. Halk arasında İncil diye bilinir, 27 kitaptan oluşur.
ESKİ ANTLAŞMA: Eski Antlaşma'da yer alan 39 kitap, içerik ve biçim açısından dört sınıfa ayrılır: Yasa, tarih, özdeyiş ve şiir, peygamberlik kitapları.
1. Yasa kitapları: Yahudiler'in "Tora" diye tanımladığı bu kitaplar, Kutsal Kitap'ın ilk beş kitabıdır. Genelde Musa'nın beş kitabı olarak bilinir. Bunlar, Kutsal Kitap'taki sırasıyla: Yaratılış, Mısır'dan Çıkış, Levililer, Çölde Sayım ve Yasanın Tekrarı'dır.
2. Tarihsel kitaplar: Yeşu, Hakimler, Rut, I. ve II. Samuel, I. ve II. Krallar, I. ve II. Tarihler. Ezra, Nehemya, Esterdir.
3. Özdeyiş ve şiir kitapları: Eyüp, Zebur (Mezmurlar), Süleyman'ın Özdeyişleri, Vaiz, Ezgiler Ezgisi.
4. Peygamberlik kitapları: Yeşaya, Yeremya, Ağıtlar, Hezekiel, Daniel, Hoşea, Yoel, Amos, Ovadya, Yunus, Mika, Nahum, Habakkuk, Sefanya, Hagay, Zekeriya ve Malaki'dir.
YARATILIŞ
GİRİŞ
Yaratılış Kitabı bize evrenin ve insanın yaratılışını, günahın ve dünyada çekilen acıların başlangıcını, Tanrı'nın insanlığa yaklaşım biçimini anlatmaktadır. Yaratılış Kitabı'nı iki ana bölüme ayırabiliriz:
1-11 bölümleri, dünyanın yaratılışı ve ilk insanların öyküsüdür. Adem'le Havva'nın, Kayin'le Habil'in, Nuh'un, Tufan'ın, Babil Kulesi'nin öyküsünü içerir.
12-50 bölümleri, İsrailliler'in ilk atalarının öyküsüdür. Önce imanı ve Tanrı'ya itaatiyle bilinen İbrahim'den söz eder. Bunu İbrahim'in oğlu İshak'ın, torunu Yakup'un ve Yakup'un on iki oğlunun öyküsü izler. Bunlardan Yusuf'un öyküsüyle, Yakup ve oğullarını Mısır'da yaşamaya sürükleyen olayların öyküsü özel bir yer tutar.
Kitap insanın öyküsünü anlatmakla birlikte konunun odağında Tanrı vardır. Her şeyi yaratan, günahlıyı yargılayıp cezalandıran, halkına yardım ve öncülük eden hep O'dur. Kitap Tanrı'ya iman eden kişilerin öyküsünü kayda geçirmek ve sonraki kuşakların aynı imanı sürdürmelerini sağlamak için yazıldı.
Geleneksel kanıya göre Yaratılış, Mısır'dan Çıkış, Levililer, Çölde Sayım ve Yasanın Tekrarı kitaplarının yazarı Musa'dır. Bu beş kitap İbranice "Tora" diye bilinir. Türkçe Tevrat sözcüğü de Tora'dan geliyor.
Ana Hatlar
1:1-2:25 Evrenin ve insanın yaratılışı
3:1-24 Günahın ve acı çekmenin başlangıcı
4:1 -5:32 Adem 'den Nuh 'a
6:1-10:32 Nuh ve Tufan
11:1-9 Babil Kulesi
11:10-32 Şam'dan İbrahim'e
12:1-35:29 İlk atalar: İbrahim, İshak, Yakup
36:1-43 Esav'ın soyu
37:1-45:28 Yusuf'la kardeşleri
46:1-50:26 İsrailliler Mısır'da
Dünyanın Yaratılışı
1Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.
2 Yer boştu, yeryüzü şekilleri yoktu; engin karanlıklarla kaplıydı. Tanrı'nın Ruhu suların üzerinde dalgalanıyordu.
3 Tanrı, "Işık olsun" diye buyurdu ve ışık oldu.
4 Tanrı ışığın iyi olduğunu gördü ve onu karanlıktan ayırdı.
5 Işığa "Gündüz", karanlığa "Gece" adını verdi. Akşam oldu, sabah oldu ve ilk gün oluştu.
6 Tanrı, "Suların ortasında bir kubbe olsun, suları birbirinden ayırsın" diye buyurdu.
7 Ve öyle oldu. Tanrı gökkubbeyi yarattı. Kubbenin altındaki suları üstündeki sulardan ayırdı.
8 Tanrı kubbeye "Gök" adını verdi. Akşam oldu, sabah oldu ve ikinci gün oluştu.
9 Tanrı, "Göğün altındaki sular bir yere toplansın ve kuru toprak görünsün" diye buyurdu ve öyle oldu.
10 Kuru alana "Kara", toplanan sulara "Deniz" adını verdi. Tanrı bunun iyi olduğunu gördü.
11 Tanrı, "Yeryüzü bitkiler, tohum veren otlar ve türüne göre tohumu meyvesinde bulunan meyve ağaçları üretsin" diye buyurdu ve öyle oldu.
12 Yeryüzü bitkiler, türüne göre tohum veren otlar ve tohumu meyvesinde bulunan meyve ağaçları yetiştirdi. Tanrı bunun iyi olduğunu gördü.
13 Akşam oldu, sabah oldu ve üçüncü gün oluştu.
14-15 Tanrı şöyle buyurdu: "Gökkubbede gündüzü geceden ayıracak, yeryüzünü aydınlatacak ışıklar olsun. Belirtileri, mevsimleri, günleri, yılları göstersin." Ve öyle oldu.
16 Tanrı büyüğü gündüze, küçüğü geceye egemen olacak iki büyük ışığı ve yıldızları yarattı.
17-18 Yeryüzünü aydınlatmak, gündüze ve geceye egemen olmak, ışığı karanlıktan ayırmak için onları gökkubbeye yerleştirdi. Tanrı bunun iyi olduğunu gördü.
19 Akşam oldu, sabah oldu ve dördüncü gün oluştu.
20 Tanrı, "Sular canlı yaratıklarla dolup taşsın, yeryüzünün üzerinde, gökte kuşlar uçuşsun" diye buyurdu.
21 Tanrı büyük deniz canavarlarını, sularda kaynaşan bütün canlıları ve uçan varlıkları türlerine göre yarattı. Bunun iyi olduğunu gördü.
22 Tanrı, "Verimli olun, çoğalın, denizleri doldurun, yeryüzünde kuşlar çoğalsın" diyerek onları kutsadı.
23 Akşam oldu, sabah oldu ve beşinci gün oluştu.
24 Tanrı, "Yeryüzü türlü türlü canlı yaratıklar, evcil ve yabanıl hayvanlar, sürüngenler[i] türetsin" diye buyurdu. Ve öyle oldu.
25 Tanrı türlü türlü yabanıl hayvan, evcil hayvan, sürüngen yarattı. Bunun iyi olduğunu gördü.
26 Tanrı, "İnsanı kendi suretimizde, kendimize benzer yaratalım" dedi, "Denizdeki balıklara, gökteki kuşlara, evcil hayvanlara, sürüngenlere, yeryüzünün tümüne egemen olsun."
27 Tanrı insanı kendi suretinde yarattı. Böylece insan Tanrı suretinde yaratılmış oldu. İnsanları erkek ve dişi olarak yarattı.
28 Onları kutsadı ve, "Verimli olun, çoğalın" dedi, "Yeryüzünü doldurun ve denetiminize alın; denizdeki balıklara, gökteki kuşlara, yeryüzünde yaşayan bütün canlılara egemen olun.
29 İşte yeryüzünde tohum veren her otu ve tohumu meyvesinde bulunan her meyve ağacını size veriyorum. Bunlar size yiyecek olacak.
30 Yabanıl hayvanlara, gökteki kuşlara, sürüngenlere - soluk alıp veren bütün hayvanlara - yiyecek olarak yeşil otları veriyorum." Ve öyle oldu.
31 Tanrı yarattıklarına baktı ve her şeyin çok iyi olduğunu gördü. Akşam oldu, sabah oldu ve altıncı gün oluştu.
[i] 1:24. "Sürüngenler": İbranice sözcük fare, böcek gibi öteki kara hayvanlarını da kapsıyor
2
Gök ve yer bütün öğeleriyle tamamlandı.
2 Tanrı yapmakta olduğu işi yedinci gün bitirdi. O gün işi bırakıp dinlendi.
3 Yedinci günü kutsadı. Onu kutsal bir gün olarak ayırdı. Çünkü Tanrı o gün yaptığı, yarattığı bütün işi bitirip dinlendi.
Adem ile Havva
4 Göğün ve yerin yaratılış öyküsü: RAB Tanrı göğü ve yeri yarattığında,
5 yeryüzünde yabanıl bir fidan, bir ot bile bitmemişti. Çünkü RAB Tanrı henüz yeryüzüne yağmur göndermemişti. Toprağı işleyecek insan da yoktu.
6 Yerden yükselen buhar bütün toprakları suluyordu.
7 RAB Tanrı Adem'i topraktan yarattı ve burnuna yaşam soluğunu üfledi. Böylece Adem yaşayan varlık oldu.
8 RAB Tanrı doğuda, Aden'de bir bahçe dikti. Yarattığı Adem'i oraya koydu.
9 Bahçede iyi meyve veren türlü türlü güzel ağaç yetiştirdi. Bahçenin ortasında yaşam ağacı ile iyiyle kötüyü bilme ağacı vardı.
10 Aden'den bir ırmak doğuyor, bahçeyi sulayıp orada dört kola ayrılıyordu.
11 İlk ırmağın adı Pişon'dur. Altın kaynakları olan Havila sınırları boyunca akar.
12 Orada iyi altın, reçine ve oniks bulunur.
13 İkinci ırmağın adı Gihon'dur. Kûş sınırları boyunca akar.
14 Üçüncü ırmağın adı Dicle'dir. Asur'un doğusundan akar. Dördüncü ırmak ise Fırat'tır.
15 RAB Tanrı Aden bahçesine bakması, onu işlemesi için Adem'i oraya koydu.
16 Ve ona, "Bahçede istediğin ağacın meyvesini yiyebilirsin" diye buyurdu,
17 "Ama iyiyle kötüyü bilme ağacından yeme. Çünkü ondan yediğin gün kesinlikle ölürsün."
18 Sonra, "Adem'in yalnız kalması iyi değil" dedi, "Ona uygun bir yardımcı yaratacağım."
19 RAB Tanrı yerdeki hayvanların, gökteki kuşların, hepsini topraktan yaratmıştı. Onlara ne ad vereceğini görmek için hepsini Adem'e getirdi. Adem her birine ne ad verdiyse, o canlı o adla anıldı.
20 Adem bütün evcil ve yabanıl hayvanlara, gökteki kuşlara ad koydu. Ama kendisi için uygun bir yardımcı bulunmadı.
21 RAB Tanrı Adem'e derin bir uyku verdi. Adem uyurken, RAB Tanrı onun kaburga kemiklerinden birini alıp yerini etle kapadı.
22 Adem'den aldığı kaburga kemiğinden bir kadın yaratarak onu Adem'e getirdi.
23 Adem,
"İşte, bu benim kemiklerimden alınmış kemik,
Etimden alınmış ettir" dedi,
"Ona 'Kadın[i]' denilecek,
Çünkü o adamdan[ii] alındı."
24 Bu nedenle adam anasını babasını bırakıp karısına bağlanacak ve ikisi tek beden olacak.
25 Adem de, karısı da çıplaktılar, henüz utanç nedir bilmiyorlardı.
[i] 2:23. İbranice kadın (İşşa) sözcüğü adam (İş) sözcüğünden türemiştir
[ii] 2:23. İbranice kadın (İşşa) sözcüğü adam (İş) sözcüğünden türemiştir
İnsanın Günahı
3
RAB Tanrı'nın yarattığı yabanıl hayvanların en kurnazı yılandı. Yılan kadına, "Tanrı gerçekten, 'Bahçedeki ağaçların hiçbirinin meyvesini yemeyin' dedi mi?" diye sordu.
2 Kadın, "Bahçedeki ağaçların meyvelerinden yiyebiliriz" diye yanıtladı,
3 "Ama Tanrı, 'Bahçenin ortasındaki ağacın meyvesini yemeyin, ona dokunmayın; yoksa ölürsünüz' dedi."
4 Yılan, "Kesinlikle ölmezsiniz" dedi,
5 "Çünkü Tanrı biliyor ki, o ağacın meyvesini yediğinizde gözleriniz açılacak, iyiyle kötüyü bilerek Tanrı gibi olacaksınız."
6 Kadın ağacın güzel, meyvesinin yemek için uygun ve bilgelik kazanmak için çekici olduğunu gördü. Meyveyi koparıp yedi. Yanındaki kocasına verdi. Kocası da yedi.
7 İkisinin de gözleri açıldı. Çıplak olduklarını anladılar. Bu yüzden incir yaprakları dikip kendilerine önlük yaptılar.
8 Derken, günün serinliğinde bahçede yürüyen RAB Tanrı'nın sesini duydular. O'ndan kaçıp ağaçların arasına gizlendiler.
9 RAB Tanrı Adem'e, "Nerdesin?" diye seslendi.
10 Adem, "Bahçede sesini duyunca korktum. Çünkü çıplaktım, bu yüzden gizlendim" dedi.
11 RAB Tanrı, "Çıplak olduğunu sana kim söyledi?" diye sordu, "Sana meyvesini yeme dediğim ağaçtan mı yedin?"
12 Adem, "Yanıma koyduğun kadın ağacın meyvesini bana verdi, ben de yedim" diye yanıtladı.
13 RAB Tanrı kadına, "Nedir bu yaptığın?" diye sordu. Kadın, "Yılan beni aldattı, o yüzden yedim" diye karşılık verdi.
14 Bunun üzerine RAB Tanrı yılana,
"Bu yaptığından ötürü
Bütün evcil ve yabanıl hayvanların
En lanetlisi sen olacaksın" dedi,
"Karnın üzerinde sürünecek
Ve yaşamın boyunca toprak yiyeceksin.
15 Seninle kadını, onun soyuyla senin soyunu
Birbirinize düşman edeceğim.
Onun soyu senin başını ezecek,
Sen onun topuğuna saldıracaksın."
16 RAB Tanrı kadına,
"Çocuk doğururken sana
Çok acı çektireceğim" dedi,
"Ağrı çekerek doğum yapacaksın.
Kocana istek duyacaksın,
Seni o yönetecek."
17 RAB Tanrı Adem'e,
"Karının sözünü dinlediğin ve sana,
Meyvesini yeme dediğim ağaçtan yediğin için,
Toprak senin yüzünden lanetlendi" dedi,
"Yaşam boyu emek vermeden yiyecek bulamayacaksın.
18 Toprak sana diken ve çalı verecek,
Yaban otu yiyeceksin.
19 Yaratılmış olduğun toprağa dönünceye dek
Ekmeğini alın teri dökerek kazanacaksın.
Çünkü topraksın, topraktan yaratıldın
Ve yine toprağa döneceksin."
21 RAB Tanrı Adem'le karısı için deriden giysiler yaptı, onları giydirdi.
22 Sonra şöyle dedi: "Adem iyiyle kötüyü bilmekle bizlerden biri gibi oldu. Şimdi yaşam ağacına uzanıp meyve almasına, yiyip ölümsüz olmasına izin verilmemeli."
23 Böylece RAB Tanrı, yaratılmış olduğu toprağı işlemek üzere Adem'i Aden bahçesinden çıkardı.
24 Onu kovdu; yaşam ağacının yolunu denetlemek için Aden bahçesinin doğusuna Keruvlar ve her yana dönen alevli bir kılıç yerleştirdi.
[i] 3:20. Havva ve insan sözcükleri İbranice yaşam anlamına gelen aynı sözcükten türemiştir
[ii] 3:20. Havva ve insan sözcükleri İbranice yaşam anlamına gelen aynı sözcükten türemişti
Kayin ile Habil
4
Adem karısı Havva ile yattı. Havva hamile kaldı ve Kayin'i[i] doğurdu. "RAB'bin yardımıyla bir oğul dünyaya getirdim" dedi.
2 Daha sonra Kayin'in kardeşi Habil'i doğurdu. Habil çoban oldu, Kayin ise çiftçi.
3 Günler geçti. Bir gün Kayin toprağın ürünlerinden RAB'be sunu getirdi.
4 Habil de sürüsünde ilk doğan hayvanlardan bazılarını, özellikle de yağlarını getirdi. RAB Habil'i ve sunusunu kabul etti.
5 Kayin'i ve sunusunu ise reddetti. Kayin çok öfkelendi, suratını astı.
6 RAB Kayin'e, "Niçin öfkelendin?" diye sordu, "Niçin surat astın?
7 Doğru olanı yapsan, seni kabul etmez miyim? Ancak doğru olanı yapmazsan, günah kapıda pusuya yatmış, seni bekliyor. Ona egemen olmalısın."
8 Kayin kardeşi Habil'e, "Haydi, tarlaya gidelim[ii]" dedi. Tarlada birlikteyken Kayin kardeşine saldırıp onu öldürdü.
9 RAB Kayin'e, "Kardeşin Habil nerede?" diye sordu. Kayin, "Bilmiyorum, kardeşimin bekçisi miyim ben?" diye karşılık verdi.
10 RAB, "Ne yaptın?" dedi, "Kardeşinin kanı topraktan bana sesleniyor.
11 Artık döktüğün kardeş kanını içmek için ağzını açan toprağın laneti altındasın.
12 İşlediğin toprak bundan böyle sana ürün vermeyecek. Yeryüzünde aylak aylak dolaşacaksın."
13 Kayin, "Cezam kaldıramayacağım kadar ağır" diye karşılık verdi,
14 "Bugün beni bu topraklardan kovdun. Artık huzurundan uzak kalacağım. Yeryüzünde aylak dolaşacağım. Beni kim bulsa öldürecek."
15 Bunun üzerine RAB, "Kim seni öldürürse, ondan yedi kez öç alınacaktır" dedi. Kimse Kayin'i bulup öldürmesin diye onun üzerine bir nişan koydu.
Kayin'in Soyu
17 Kayin karısıyla yattı. Karısı hamile kaldı ve Hanok'u doğurdu. Kayin o sırada bir kent kurmaktaydı. Kente oğlu Hanok'un adını verdi.
18 Hanok'tan İrat oldu. İrat'tan Mehuyael, Mehuyael'den Metuşael, Metuşael'den Lemek oldu.
19 Lemek iki kadınla evlendi. Birinin adı Adâ, öbürünün ise Silla'ydı.
20 Adâ Yaval'ı doğurdu. Yaval sürü sahibi göçebelerin atasıydı.
21 Kardeşinin adı Yuval'dı. Yuval lir ve kaval çalanların atasıydı.
22 Silla Tuval-Kayin'i doğurdu. Tuval-Kayin tunç ve demirden çeşitli kesici aletler yapardı. Tuval-Kayin'in kızkardeşi Naama'ydı.
23 Lemek karılarına şöyle dedi:
"Ey Adâ ve Silla, beni dinleyin,
Ey Lemek'in karıları, sözlerime kulak verin.
Beni yaraladığı için
Bir adam öldürdüm,
Beni hırpaladığı için
Bir genci öldürdüm.
24 Kayin'in yedi kez öcü alınacaksa,
Lemek'in yetmiş yedi kez öcü alınmalı."
25 Adem karısıyla yine yattı. Havva bir oğlan doğurdu. "Tanrı Kayin'in öldürdüğü Habil'in yerine bana başka bir oğul bağışladı" diyerek çocuğa Şit[iv]adını verdi.
26 Şit'in de bir oğlu oldu, adını Enoş koydu.
[i] 4:1. "Kayin": Kabil diye de bilinir
[ii] 4:8. "Haydi tarlaya gidelim" sözleri Septuaginta, Samiriye Tevratı, Vulgata ve Süryanice'den alındı
[iii] 4:16. "Nod": "Aylak" anlamına gelir
[iv] 4:25. "Şit": "Bağışlamak" anlamına gelir. O zaman insanlar RAB'be yakarmaya başladı
Adem'den Nuh'a
5
Adem soyunun öyküsü: Tanrı insanı yarattığında onu kendine benzer kıldı.
2 Onları erkek ve dişi olarak yarattı ve kutsadı. Yaratıldıkları gün onlara "İnsan" adını verdi.
3 Adem yüz otuz yaşındayken kendi suretinde, kendisine benzer bir oğlu oldu. Ona Şit adını verdi.
4 Şit'in doğumundan sonra Adem sekiz yüz yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.
5 Adem toplam dokuz yüz otuz yıl yaşadıktan sonra öldü.
6 Şit yüz beş yaşındayken oğlu Enoş doğdu.
7 Enoş'un doğumundan sonra Şit sekiz yüz yedi yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.
8 Şit toplam dokuz yüz on iki yıl yaşadıktan sonra öldü.
9 Enoş doksan yaşındayken oğlu Kenan doğdu.
10 Kenan'ın doğumundan sonra Enoş sekiz yüz on beş yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.
11 Enoş toplam dokuz yüz beş yıl yaşadıktan sonra öldü.
12 Kenan yetmiş yaşındayken oğlu Mahalalel doğdu.
13 Mahalalel'in doğumundan sonra Kenan sekiz yüz kırk yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.
14 Kenan toplam dokuz yüz on yıl yaşadıktan sonra öldü.
15 Mahalalel altmış beş yaşındayken oğlu Yeret doğdu.
16 Yeret'in doğumundan sonra Mahalalel sekiz yüz otuz yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.
17 Mahalalel toplam sekiz yüz doksan beş yıl yaşadıktan sonra öldü.
18 Yeret yüz altmış iki yaşındayken oğlu Hanok doğdu.
19 Hanok'un doğumundan sonra Yeret sekiz yüz yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.
20 Yeret toplam dokuz yüz altmış iki yıl yaşadıktan sonra öldü.
21 Hanok altmış beş yaşındayken oğlu Metuşelah doğdu.
22 Metuşelah'ın doğumundan sonra Hanok üç yüz yıl Tanrı yolunda yürüdü. Başka oğulları, kızları oldu.
23 Hanok toplam üç yüz altmış beş yıl yaşadı.
24 Tanrı yolunda yürüdü, sonra ortadan kayboldu, çünkü Tanrı onu yanına almıştı.
25 Metuşelah yüz seksen yedi yaşındayken oğlu Lemek doğdu.
26 Lemek'in doğumundan sonra Metuşelah yedi yüz seksen iki yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.
27 Metuşelah toplam dokuz yüz altmış dokuz yıl yaşadıktan sonra öldü.
28 Lemek yüz seksen iki yaşındayken bir oğlu oldu.
29 "RAB'bin lanetlediği bu toprak yüzünden çektiğimiz eziyeti, harcadığımız emeği bu çocuk hafifletip bizi rahatlatacak" diyerek çocuğa Nuh[i]adını verdi.
30 Nuh'un doğumundan sonra Lemek beş yüz doksan beş yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.
31 Lemek toplam yedi yüz yetmiş yedi yıl yaşadıktan sonra öldü.
32 Nuh beş yüz yıl yaşadıktan sonra Sam, Ham ve Yafet adlı oğulları doğdu.
[i] 5:29. "Nuh": "Rahatlık" anlamına gelir
Tufan
6
Yeryüzünde insanlar çoğalmaya başladı, kızlar doğdu.
2 İlahi varlıklar insan kızlarının güzelliğini görünce beğendikleriyle evlendiler.
3 RAB, "Ruhum insanda sonsuza dek kalmayacak, çünkü o ölümlüdür" dedi, "İnsanın ömrü yüz yirmi yıl olacak."
4 İlahi varlıkların insan kızlarıyla evlenip çocuk sahibi oldukları günlerde ve daha sonra yeryüzünde Nefiller vardı. Bunlar eski çağ kahramanları, ünlü kişilerdi.
5 RAB baktı, yeryüzünde insanın yaptığı kötülük çok, aklı fikri hep kötülükte.
6 İnsanı yarattığına pişman oldu. Yüreği sızladı.
7 "Yarattığım insanları, hayvanları, sürüngenleri, kuşları yeryüzünden silip atacağım" dedi, "Çünkü onları yarattığıma pişman oldum."
8 Ama Nuh RAB'bin gözünde lütuf buldu.
9 Nuh'un öyküsü şuydu: Nuh doğru bir insandı. Çağdaşları arasında kusursuz biriydi. Tanrı yolunda yürüdü.
10 Üç oğlu vardı: Sam, Ham ve Yafet.
11 Tanrı'nın gözünde yeryüzü bozulmuş, zorbalıkla dolmuştu.
12 Tanrı yeryüzüne baktı ve her şeyin ne denli bozulduğunu gördü. Çünkü insanlar yoldan çıkmıştı.
13 Tanrı Nuh'a, "İnsanlığa son vereceğim" dedi, "Çünkü onların yüzünden yeryüzü zorbalık doldu. Onlarla birlikte yeryüzünü de yok edeceğim.
15 Gemiyi şöyle yapacaksın: Uzunluğu üç yüz[ii], genişliği elli[iii], yüksekliği otuz arşın[iv] olacak.
16 Pencere de yap, boyu yukarıya doğru bir arşını[v] bulsun. Kapıyı geminin yan tarafına koy. Alt, orta ve üst güverteler yap.
17 Yeryüzüne tufanı ben göndereceğim. Göklerin altında soluk alan bütün canlıları yok edeceğim. Yeryüzündeki her şey ölecek.
18 Ama seninle antlaşmamı sürdüreceğim. Oğulların, karın, gelinlerinle birlikte gemiye bin.
19 Sağ kalabilmeleri için, her canlı türünden bir erkek, bir dişi olmak üzere birer çifti gemiye al.
20 Türlü çeşit kuşlar, hayvanlar, sürüngenler sağ kalmak için çifter çifter sana gelecekler.
21 Yanına hem kendin, hem onlar için yenebilecek ne varsa al, ilerde yemek üzere depola."
22 Nuh Tanrı'nın bütün buyruklarını yerine getirdi.
[i] 6:14. "Gofer": Ne çeşit ağaç olduğu tam olarak bilinmiyor.
Selvi ağacı olduğu sanılıyor
[ii] 6:15. "Üç yüz arşın": Yaklaşık 140 m
[iii] 6:15. "Elli arşın": Yaklaşık 23 m
[iv] 6:15. "Otuz arşın": Yaklaşık 13. 5 m
[v] 6:16. "Bir arşın": Yaklaşık 50 cm
7
RAB Nuh'a, "Bütün ailenle birlikte gemiye bin" dedi, "Çünkü bu kuşak içinde yalnız seni doğru buldum.
2-3 Yeryüzünde soyları tükenmesin diye yanına temiz sayılan hayvanlardan erkek ve dişi olmak üzere yedişer çift, kirli sayılan hayvanlardan ikişer çift, kuşlardan yedişer çift al.
4 Çünkü yedi gün sonra yeryüzüne kırk gün kırk gece yağmur yağdıracağım. Yarattığım her canlıyı yeryüzünden silip atacağım."
5 Nuh RAB'bin bütün buyruklarını yerine getirdi.
6 Yeryüzünde tufan koptuğu zaman Nuh altı yüz yaşındaydı.
7 Nuh, oğulları, karısı, gelinleri tufandan kurtulmak için hep birlikte gemiye bindiler.
8-9 Tanrı'nın Nuh'a buyurduğu gibi temiz ve kirli sayılan her tür hayvan, kuş ve sürüngenden erkek ve dişi olmak üzere birer çift Nuh'a gelip gemiye bindiler.
10 Yedi gün sonra tufan koptu.
11 Nuh altı yüz yaşındayken, o yılın ikinci ayının on yedinci günü enginlerin bütün kaynakları fışkırdı, göklerin kapakları açıldı.
12 Yeryüzüne kırk gün kırk gece yağmur yağdı.
13 Nuh, oğulları Sam, Ham ve Yafet, Nuh'un karısı ve üç gelini tam o gün gemiye bindiler.
14 Onlarla birlikte her tür hayvan - evcil hayvanların, sürüngenlerin, kuşlarla uçan yaratıkların her türü - gemiye bindi.
15 Soluk alan her tür canlı çifter çifter Nuh'un yanına gelip gemiye bindi.
16 Gemiye giren hayvanlar Tanrı'nın Nuh'a buyurduğu gibi erkek ve dişiydi. RAB Nuh'un ardından kapıyı kapadı.
17 Tufan kırk gün sürdü. Çoğalan sular gemiyi yerden yukarı kaldırdı.
18 Sular yükseldi, alabildiğine çoğaldı; gemi suyun üzerinde yüzmeye başladı.
19 Sular öyle yükseldi ki, yeryüzündeki bütün yüksek dağlar su altında kaldı.
21-22 Yeryüzünde yaşayan bütün canlılar yok oldu; kuşlar, evcil ve yabanıl hayvanlar, sürüngenler, bütün insanlar, soluk alan bütün canlılar öldü.
23 RAB insanlardan evcil hayvanlara, sürüngenlerden kuşlara dek bütün canlıları yok etti, yeryüzündeki her şey silinip gitti. Yalnız Nuh'la gemidekiler kaldı.
24 Sular yüz elli gün yeryüzünü kapladı.
Tufanın Sonu
8
Sonra Tanrı Nuh'u ve gemideki evcil ve yabanıl hayvanları anımsadı. Yeryüzünde bir rüzgar estirdi, sular alçalmaya başladı.
2 Enginlerin kaynakları ve göklerin kapakları kapandı. Yağmur dindi.
3 Sular yeryüzünden çekilmeye başladı. Yüz elli gün geçtikten sonra sular azaldı.
4 Gemi yedinci ayın on yedinci günü Ararat Dağları'na oturdu.
5 Sular onuncu aya kadar sürekli azaldı. Onuncu ayın birinde dağların doruğu göründü.
6 Kırk gün sonra Nuh yapmış olduğu geminin penceresini açtı.
7 Kuzgunu dışarı gönderdi. Kuzgun sular kuruyuncaya kadar dönmedi, uçup durdu.
8 Bunun üzerine Nuh suların yeryüzünden çekilip çekilmediğini anlamak için güvercini gönderdi.
9 Güvercin konacak bir yer bulamadı, çünkü her yer suyla kaplıydı. Gemiye, Nuh'un yanına döndü. Nuh uzanıp güvercini tuttu ve gemiye, yanına aldı.
10 Yedi gün daha bekledi, sonra güvercini yine dışarı saldı.
11 Güvercin gagasında yeni kopmuş bir zeytin yaprağıyla akşamleyin geri döndü. O zaman Nuh suların yeryüzünden çekilmiş olduğunu anladı.
12 Yedi gün daha bekledikten sonra güvercini yine gönderdi. Bu kez güvercin geri dönmedi.
13 Nuh altı yüz bir yaşındayken, birinci ayın birinde yeryüzündeki sular kurudu. Nuh geminin üstündeki kapağı kaldırınca toprağın kurumuş olduğunu gördü.
14 İkinci ayın yirmi yedinci günü toprak tamamen kurumuştu.
17 "Kendinle birlikte bütün canlıları, kuşları, hayvanları, sürüngenleri de çıkar. Türesinler, verimli olsunlar ve yeryüzünde çoğalsınlar."
18 Nuh karısı, oğulları ve gelinleriyle birlikte gemiden çıktı.
19 Bütün hayvanlar, sürüngenler, kuşlar, yeryüzünde yaşayan her tür canlı gemiyi terketti.
20 Nuh RAB'be bir sunak yaptı. Orada temiz sayılan hayvanların ve kuşların hepsinden yakmalık sunular sundu.
21 Güzel kokudan hoşnut olan RAB içinden şöyle dedi: "İnsanlar yüzünden yeryüzünü bir daha lanetlemeyeceğim. Çünkü insanın yüreğindeki eğilimler çocukluğundan itibaren kötüdür. Şimdi yaptığım gibi bütün canlıları bir daha yok etmeyeceğim.
22 "Dünya durdukça, Ekip biçmek, Sıcak, soğuk, Yaz, kış, Gece, gündüz hep var olacaktır."
Tanrı Nuh'la Antlaşma Yapıyor
9
Tanrı, Nuh'u ve oğullarını kutsayarak, "Verimli olun, çoğalıp yeryüzünü doldurun" dedi,
2 "Yerdeki hayvanların, gökteki kuşların tümü sizden korkup ürkecek. Yeryüzündeki bütün canlılar, denizdeki bütün balıklar sizin yönetiminize verilmiştir.
3 Bütün canlılar size yiyecek olacak. Yeşil bitkiler gibi, hepsini size veriyorum.
4 "Yalnız kanlı et yemeyeceksiniz, çünkü kan canı içerir.
5 Sizin de kanınız dökülürse, hakkınızı kesinlikle arayacağım. Her hayvandan hesabını soracağım. Her insandan, kardeşinin canına kıyan herkesten hakkınızı arayacağım.
6 "Kim insan kanı dökerse,
Kendi kanı da insan tarafından dökülecektir.
Çünkü Tanrı insanı kendi suretinde yarattı.
7 Verimli olun, çoğalın.
Yeryüzünde türeyin, artın."
8 Tanrı Nuh'a ve oğullarına şöyle dedi:
9-10 "Sizinle ve gelecek kuşaklarınızla, sizinle birlikteki bütün canlılarla, kuşlar, evcil ve yabanıl hayvanlar, gemiden çıkan bütün hayvanlarla antlaşmamı sürdürmek istiyorum.
11 Sizinle antlaşmamı sürdüreceğim: Bir daha tufanla bütün canlılar yok olmayacak. Yeryüzünü yok eden tufan bir daha olmayacak."
12 Tanrı şöyle sürdürdü konuşmasını: "Sizinle ve bütün canlılarla kuşaklar boyu sonsuza dek sürecek antlaşmamın belirtisi şu olacak:
13 Yayımı bulutlara yerleştireceğim ve bu, yeryüzüyle aramdaki antlaşmanın belirtisi olacak.
14 Yeryüzüne ne zaman bulut göndersem, yayım bulutların arasında ne zaman görünse,
15 sizinle ve bütün canlı varlıklarla yaptığım antlaşmayı anımsayacağım: Canlıları yok edecek bir tufan bir daha olmayacak.
16 Bulutlarda ne zaman yay görünse, ona bakıp yeryüzünde yaşayan bütün canlılarla yaptığım sonsuza dek geçerli antlaşmayı anımsayacağım."
17 Tanrı Nuh'a, "Kendimle yeryüzündeki bütün canlılar arasında sürdüreceğim antlaşmanın belirtisi budur" dedi.
Nuh'un Oğulları
18 Gemiden çıkan Nuh'un oğulları Sam, Ham ve Yafet idi. Ham Kenan'ın babasıydı.
19 Nuh'un üç oğlu bunlardı. Yeryüzüne yayılan bütün insanlar onlardan türedi.
20 Nuh çiftçiydi, ilk bağı o dikti.
21 Şarap içip sarhoş oldu, çadırının içinde çırılçıplak uzandı.
22 Kenan'ın babası olan Ham babasının çıplak olduğunu görünce dışarı çıkıp iki kardeşine anlattı.
23 Sam'la Yafet bir giysi alıp omuzlarına attılar, geri geri yürüyerek çıplak babalarını örttüler. Çıplak babalarını görmemek için yüzlerini öbür yana çevirdiler.
24 Nuh ayıldığında küçük oğlunun ne yaptığını anladı
25 ve şöyle dedi:
"Kenan'a lanet olsun,
Köleler kölesi olsun kardeşlerine.
26 Övgüler olsun Sam'ın Tanrısı RAB'be,
Kenan Sam'a kul olsun.
Sam'ın çadırlarında yaşasın,
Kenan Yafet'e kul olsun."
28 Nuh tufandan sonra üç yüz elli yıl daha yaşadı.
29 Toplam dokuz yüz elli yıl yaşadıktan sonra öldü.
[i] 9:27. "Yafet": "Bolluk, genişlik" anlamına gelir
Nuh Oğullarının Soyu
10Tufandan sonra kendi oğulları doğan Nuh'un oğulları Sam, Ham ve Yafet'in öyküsü:
2 Yafet'in oğulları: Gomer, Magog, Meday, Yâvan, Tuval, Meşek, Tiras.
3 Gomer'in oğulları: Aşkenaz, Rifat, Togarma.
4 Yâvan'ın oğulları: Elişa, Tarşiş, Kittim, Rodanim.
5 Kıyılarda yaşayan insanların ataları bunlardır. Ülkelerinde çeşitli dillere, uluslarında çeşitli boylara bölündüler.
6 Ham'ın oğulları: Kûş, Misrayim, Pût, Kenan.
7 Kûş'un oğulları: Seva, Havila, Savta, Raama, Savteka. Raama'nın oğulları: Şeva, Dedan.
8 Kûş'un Nemrut adında bir oğlu oldu. Yiğitliğiyle yeryüzüne ün saldı.
9 RAB'bin önünde yiğit bir avcıydı. "RAB'bin önünde Nemrut gibi yiğit avcı" sözü buradan gelir.
10 İlkin Şinar topraklarında, Babil, Erek, Akat ve Kalne kentlerinde krallık yaptı.
11-12 Sonra Asur'a giderek Ninova, Rehovot-İr, Kalah ve Ninova ile önemli bir kent olan Kalah arasında Resen kentlerini kurdu.
13-14 Misrayim Ludlular'ın, Anamlılar'ın, Lehavlılar'ın, Naftuhlular'ın, Patruslular'ın, Filistliler'in ataları olan Kasluhlular'ın ve Kaftorlular'ın atasıydı.
15-18 Kenan ilk oğlu Sidon'un[i] babası ve Hititler'in, Yevuslular'ın, Amorlular'ın, Girgaşlılar'ın, Hivliler'in, Arklılar'ın, Sinliler'in, Arvatlılar'ın, Semarlılar'ın, Hamalılar'ın atasıydı. Kenan boyları daha sonra dağıldı.
19 Kenan'ın sınırı Sayda'dan Gerar, Gazze, Sodom, Gomora, Adma ve Sevoyim'e doğru Laşa'ya kadar uzanıyordu.
20 Ülkelerinde ve uluslarında çeşitli boylara ve dillere bölünen Hamoğulları bunlardır.
21 Yafet'in büyüğü olan Sam'ın da çocukları oldu. Sam bütün Ever soyunun atasıydı.
22 Sam'ın oğulları: Elam, Asur, Arpakşat, Lud, Aram.
23 Aram'ın oğulları: Uts, Hul, Geter, Maş.
25 Ever'in iki oğlu oldu. Birinin adı Peleg'di[iii]. Çünkü yeryüzündeki insanlar onun yaşadığı dönemde bölündü. Kardeşinin adı Yoktan'dı.
26-29 Yoktan Almodat'ın, Şelef'in, Hasarmavet'in, Yerah'ın, Hadoram'ın, Uzal'ın, Dikla'nın, Oval'ın, Avimael'in, Şeva'nın, Ofir'in, Havila'nın, Yovav'ın atasıydı. Bunların hepsi Yoktan'ın soyundandı.
30 Doğuda, Meşa'dan Sefar'a uzanan dağlık bölgede yaşarlardı.
31 Ülkelerinde ve uluslarında çeşitli boylara ve dillere bölünen Samoğulları bunlardı.
32 Tufandan sonra kayda geçen, ulus ulus, boy boy yeryüzüne yayılan bütün bu insanlar Nuh'un soyundan gelmedir.
Babil Kulesi
11
Başlangıçta dünyadaki bütün insanlar aynı dili konuşur, aynı sözleri kullanırlardı.
2 Doğuya göçerlerken Şinar bölgesinde bir ova buldular ve oraya yerleştiler.
3 Birbirlerine, "Gelin tuğla yapıp iyice pişirelim" dediler. Taş yerine tuğla, harç yerine zift kullandılar.
4 Sonra, "Kendimize bir kent kuralım" dediler, "Göklere erişecek bir kule dikip ün salalım. Böylece yeryüzüne dağılmayız."
5 RAB insanların yaptığı kenti ve kuleyi görmek için aşağıya indi
6 ve şöyle dedi: "Tek bir halk olup aynı dili konuşarak bunu yapmaya başladıklarına göre düşündüklerini gerçekleştirecek, hiçbir engel tanımayacaklar.
7 Gelin, aşağı inip dillerini karıştıralım ki birbirlerini anlamasınlar."
8 Böylece RAB onları yeryüzüne dağıtarak kentin yapımını durdurdu.
9 Bu nedenle kente Babil[i] adı verildi. Çünkü RAB bütün insanların dilini orada karıştırdı ve onları yeryüzünün dört bucağına dağıttı.
Sam'dan Avram'a
10 Sam'ın soyunun öyküsü: Tufandan iki yıl sonra Sam yüz yaşındayken oğlu Arpakşat doğdu.
11 Arpakşat'ın doğumundan sonra Sam beş yüz yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.
12 Arpakşat otuz beş yaşındayken oğlu Şelah doğdu.
13 Şelah'ın doğumundan sonra Arpakşat dört yüz üç yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu[ii].
14 Şelah otuz yaşındayken oğlu Ever doğdu.
15 Ever'in doğumundan sonra Şelah dört yüz üç yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.
16 Ever otuz dört yaşındayken oğlu Peleg doğdu.
17 Peleg'in doğumundan sonra Ever dört yüz otuz yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.
18 Peleg otuz yaşındayken oğlu Reu doğdu.
19 Reu'nun doğumundan sonra Peleg iki yüz dokuz yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.
20 Reu otuz iki yaşındayken oğlu Serug doğdu.
21 Serug'un doğumundan sonra Reu iki yüz yedi yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.
22 Serug otuz yaşındayken oğlu Nahor doğdu.
23 Nahor'un doğumundan sonra Serug iki yüz yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.
24 Nahor yirmi dokuz yaşındayken oğlu Terah doğdu.
25 Terah'ın doğumundan sonra Nahor yüz on dokuz yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.
26 Yetmiş yaşından sonra Terah'ın Avram, Nahor ve Haran adlı oğulları oldu.
27 Terah soyunun öyküsü: Terah Avram, Nahor ve Haran'ın babasıydı. Haran'ın Lut adlı bir oğlu oldu.
28 Haran, babası Terah henüz sağken, doğduğu ülkede, Kildaniler'in Ur Kenti'nde öldü.
29 Avram'la Nahor evlendiler. Avram'ın karısının adı Saray, Nahor'unkinin adı Milka'ydı. Milka Yiska'nın babası Haran'ın kızıydı.
30 Saray kısırdı, çocuğu olmuyordu.
31 Terah, oğlu Avram'ı, Haran'ın oğlu olan torunu Lut'u ve Avram'ın karısı olan gelini Saray'ı yanına aldı. Kenan ülkesine gitmek üzere Kildaniler'in kenti Ur'dan ayrıldılar. Harran'a gidip oraya yerleştiler.
32 Terah iki yüz beş yıl yaşadıktan sonra Harran'da öldü.
[i] 11:9. "Babil": İbranice "Kargaşa" sözcüğünü çağrıştırır
[ii] 11:12-13. Septuaginta "Arpakşat otuz beş yaşındayken oğlu Kenan doğdu. Kenan'ın doğumundan sonra Arpakşat dört yüz otuz yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu. Kenan yüz otuz yaşındayken oğlu Şelah doğdu. Şelah'ın doğumundan sonra Kenan üç yüz otuz yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu". Bkz. Lu. 3:35-36