Yüreğimin Feryadı
Doğduğum günden beri bir garip seferdeyim;
Kâh sevinçli, kâh mahzun karışık hallerdeyim.
Günden güne eritir beni mazinin yadı;
Dinmedi, dinmeyecek yüreğimin feryadı.
İçimde ocak ocak çileler, ıstıraplar;
Saçlarımda karakış, şakaklarımda karlar...
Giderim düşe-kalka, kâh gökte, kâh yerdeyim;
Bilmiyorum yanında yerim nere, nerdeyim?
Ama şu gerçektir ki: Sensin benim tek Ulum;
Kahrımdan ölsem bile yalnızca sana kulum.
Bu maksatla şükreder sana tüm hücrelerim;
Başım sana secdede, sana açık ellerim.
Hayatı tatmak bile kâr içinde kâr iken;
Üstümde onca nimet, onca ihsan var iken;
Benim isyancı nefsim hiç kadir-kıymet bilmez;
Şu kâfir şeytanım da uslanıp yola gelmez.
Aklım, fikrim, iradem yol-yordam bilmez, fakir;
İtaatten nasipsiz, sürüngenlerden hakir...
“Olmazlar” sardı beni, içimde huzurum yok;
Karanlıklara daldım, ufkumda tek nurum yok...!
Bu benim arz-ı halim ümit kesmekten değil;
Şu perişan sözlerim sana küsmekten değil...
Benimki çaresizlik, yalnızlık, kimsesizlik...
“Küçük dünyamda” süren şu amansız sessizlik...
Seni bilmekten aciz aklım, fikrim, dimağım;
İşte burada başlar benim çile yumağım.
Yalnızlık yüreğimi kemirirken an be an;
Beni bana bırakma; aman Allah’ım, aman!
Akşam olunca herkes bir bir çekilir gider,
Bana kalan yalnızlık ruhumu talan eder.
Yıllar var ki sadece seninle canım, ruhum;
Dayanılmaz dertlerle oynaşır, avunurum.
Mecrasını şaşırır donar damarda kanım;
Tek teselli kaynağım sana olan imanım.
Her şeye rağmen yine seninle dolu gönlüm,
Beni böyle bir anda bulursa bulsun ölüm.
Şükür ki, hâlâ sağlam tevekkülüm, inancım;
Acılar kahretse de hep böyle kalacağım...
Fakir böyle de ancak diğerleri başka mı?
Haktan gafil insanım nefsiyle savaşta mı?
Belki de bilmez bile çoğu böyle bir savaş;
Eriyip gider günler ömründen yavaş yavaş.
Allah’ım, sen bizlere akıl ve iz’an bahşet;
İnsan yaratmış idin bizi öyle de haşret...!
Sen herkesten cömertsin, lütfunu esirgeme;
Boyumuzu aşacak belâ, musibet verme...!
Dünya ve âhirette daima iyilik ver;
Her iki dünyada da bizlere kol kanat ger.
Unuttuk, hata ettik, isyan ettiysek eğer;
Gazabına uğratma, bizi bağışlayıver...
Bizden önce kahrolan milletlerden eyleme,
Sırtımıza takati aşan yükler yükleme.
Bizi affet, bağışla, rahmetine ulaştır;
Sen bizim Mevlâ’mızsın; sana da bu yakışır.
Kâfir, zalim, münafık... kim varsa hakka düşman;
Yardım eyle sen bize onlara karşı aman.
Zulüm ve küfre karşı bizlere inayet et;
Bizim gücümüz ne ki, birer kuluz nihayet.
Kahrına, gazabına uğratma bizi sakın;
Ne kadar çırpınsak da ödenmez senin hakkın.
Sana kulluğumuzda bizleri utandırma,
Doğru yoldan saptırıp kalbimizi kaydırma.
Yıllar var ki hasretiz bir damlacık huzura,
İçimize bir su serp, kavuştur bizi nura.
Üst üste fitnelerle kaç defa harap olduk,
“Sarsıldık” anlamadık, esbaba kusur bulduk.
Gözlerimiz kapalı karanlıklara daldık;
Aklı, ilmi, irfanı çıkmaz yollara saldık.
İman hep sürgünlerde, dini tutup bağladık,
En sonunda da böyle elsiz-ayaksız kaldık.
Mazlumlara acımaz, fakiri sevmez olduk;
Dulu, yetimi bilmez, düşkünü görmez olduk.
Bilmiyorum Allah'ım, bizler ne güne kaldık;
Eskiden nasıl idik; şimdi böyle ne olduk?
Belalâr üstümüze yağdıkça yağar ama;
Anlayacak ne akıl, ne de iz’an arama...!
"Of, of..!" diye inlerim gece gündüz ney gibi,
Parça parça yüreğim yanar eski şey gibi.
Ahımı, hicranımı anlamaz hiçbir kimse;
Vicdanım hep matemde ne yaptım, ne ettimse...
Ancak sen dindirirsin mazlumların âhını;
Affediver fakirin birikmiş günahını.
Şu garip neslimi de himayene al lütfen;
Bize ancak Sen yardım edersin, ey Rabbim, Sen...!
Hor-hakir kaldık yazık yüzyıllardır inleriz,
Ellerimiz semada rahmetini dileriz.
Bir kere daha lütfet her şeye rağmen yine;
Sultanlık mülkü bahşet aciz bendelerine.
Kıymet bilemediysek kusurumuza bakma;
Senin yollarındayız, bizi yolda bırakma!
Bizleri Müslüman’ca yaşatıp öyle öldür;
Hem Müslüman haşredip yüzlerimizi güldür.
Her iki cihanda da bahtiyar eyle bizi;
Sağ yanımızdan aldır amel defterimizi.
Mahşer meydanında da perişan etme sakın;
Rahmetini yar eyle, bize bizden ol yakın.
Hem şanlı Habibinin şefaatine erdir;
Hem rızana kavuştur, hem cennetine girdir.
Lütfen Allah'ım lütfen, imdat eyle sen bize;
Her sesi duyan sensin, kulak ver sesimize.
Hem hidayet nasip et perişan neslimize;
Hem de bizi bırakma şu nankör nefsimize...
Amellerden hayırlı Sence samimi niyet;
Eksiği, hatasıyla duamızı kabul et...!
Dr Arif ASLAN