KUR'AN'DA İSLÂM'I YAŞAMANIN YOLLARI
DENİR Kİ, İSLÂM'IN ŞARTI BEŞ KELİME-İ ŞAHADET, NAMAZ, ORUÇ, ZEKÂT, HAC), İMÂNIN ŞARTI ALTI (ALLAH'A, MELEKLERİNE, KİTAPLARINA, PEYGAMBERLERİNE, ÂHİRET GÜNÜNE, VE YENİDEN DİRİLMEYE İNANMAK) !..
AMA İYİ BİR MÜSLÜMANIN YAPMASI GEREKENLER, SÂDECE BUNLAR MI? AMENTÜDE BİLE "HAYIR VE ŞERRİN ALLAH'TAN OLDUĞU"NA, VE "KADERE"E İNANMAK EKLENMİŞ!
BAKIN, KUR'AN-I KERİM'E!.. O YÜCE KİTABA ŞÖYLE BİR GÖZ ATMAK DAHİ, BİZE ÇOK İHMAL ETTİĞİMİZ TEMEL KURALLARI HATIRLATMAYA YETER!.
BİR İNSANIN, BAŞKALARINA MÜSLÜMANLIK ÖĞÜDÜ VERMEDEN ÖNCE, KENDİSİNİN BU SON DERECE ÖNEMLİ İSLÂMÎ PİRENSİPLERİ BİLİYOR VE UYGULUYOR OLMASI GEREKİR!.. BUNU BİZE SIK SIK YAPIYORLAR!.. "İSLÂM'I YAŞAMAK"TAN SÖZ EDEN MEKTUPLAR ALIYORUZ!..
İSLÂM'I YAŞAMAK; İSLÂM'IN BÜTÜN TEMEL KURALLARINI, HAYATININ HER SAFHASINDA UYGULAMAK DEMEKTİR. SÂDECE NAMAZ KILMAK, ORUÇ TUTMAK DEĞİL!.. SÂDECE İÇKİ İÇMEMEK, DOMUZ ETİ YEMEMEK DEĞİL!..
ÜSTELİK İNSANIN BİR DE DÜNYAYA NİÇİN GELDİĞİNİ BİLMESİ GEREK.
- "O ALLAH Kİ, SİZİ YERYÜZÜNDE(İŞLERİNİ GÖRESİNİZ DİYE) HALİFE KILDI.
(EN'ÂM SÛRESİ , 165. ÂYET)
- "SİZİ YERYÜZÜNDE YARATMIŞ,VE ORAYI İMÂR ETMENİZİ DİLEMEKTEDİR.
VAZİFENİZİ YERİNE GETİRMEDİĞİNİZ ZAMAN,
ONDAN AF DİLEYİNİZ."
(HUD SÛRESİ , 61. ÂYET)
DEMEK Kİ NEYMİŞ?.. BİZ DÜNYÂYA ALLAH’IN YAPMAMIZI İSTEDİĞİ İŞLERİ GÖRMEYE GELMİŞİZ.... YERYÜZÜNÜ TAHRİP ETMEYE, YAKIP YIKMAYA DEĞİL; İMÂR ETMEYE, ESKİSİNDEN DAHA GÜZEL YAPMAYA GELMİŞİZ!
İSLÂM’IN TEMEL KURALLARI BUNUN İÇİN ÖNEMLİ. ÖYLE BAŞINI ÖRTMEKLE, DOMUZ ETİ YEMEMEKLE BU SORUMLULUKTAN SIYRILMAK GAYRİMÜMKÜN!..
İŞTE BU TEMEL KURALLARI İLMİHÂL VEYA FIKIH KİTAPLARINDA GÖRÜNDÜĞÜ GİBİ DEĞİL; KUR'AN'DA OLDUĞU GİBİ, YÂNİ BİRBİRİYLE MECZEDİLMİŞ HÂLİYLE VE HERKESİN ANLIYACAĞI ŞEKLİYLE SIRALIYALIM, DEDİK... SIRALIYALIM Kİ, İSLÂM'I YAŞARKEN NELER YAPMAMIZ LÂZIM GELDİĞİ ANLAŞILSIN! İYİ ANLAŞILMASI İÇİN DE, DİN DERSİ ÖĞRETMEN VE ÖĞRENCİLERİNE YARDIMCI ESER OLARAK BU KİTABI HAZIRLADIK. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI VE DİYÂNET İŞLERİ BAŞKANLIĞI'DAKİ BİR KAÇ YETKİLİYE DE GÖNDERDİK. BİZİM ÜCRET, TELİF HAKKI FALAN TALEBİMİZ YOK, BASTIRIP SEVÂBA GİRSİNLER DİYE...
YARDIMCI KİTAP KONUSUNDA PROF. DR. HÜSEYİN ATAY'IN ŞAHESERİ "KUR'AN'A GÖRE İSLÂMIN TEMEL KURALLARI" ADLI KİTABI HATIRLATMADAN GEÇEMEYİZ. KÜÇÜCÜK BİR ESERDİR AMA, HER MÜSLÜMANIN BİLMESİ GEREKEN HUSUSLARI İHTİVA EDER. BİR DE İNTERNET'TE KİMİN HAZIRLADIĞINI BİLEMEDİĞİMİZ "HARAM-HELÂL" SAYFASI VAR Kİ, KUR'AN-I KERİM'DEKİ BÜTÜN HARAMLARI AÇIKLAMALARI İLE SIRALAMIŞ. TAVSİYE EDERİZ.
BAŞLAMADAN ÖNCE BİR HUSUSU HATIRLATMAK İSTİYORUZ...
İŞTE İMÂNIN VE İSLÂM'IN ESASLARI.... VE HEMEN ONLARIN ALTINDA BU ESASLARIN YER ALDIĞI ÂYETLER:
1- TEK ALLAH'A ŞEKSİZ ŞÜPHESİZ İMÂN ETMEK!.. O'NA SÜREKLİ ŞÜKRETMEK, NİMETE NANKÖRLÜK ETMEMEK.
KUR'AN-I KERİM'İN İLK SÛRESİ OLAN FÂTİHA'NIN İLK ÂYETİ "EL HAMDÜ LİLLAHİ RABBİL ÂLEMİYN"DİR. "ÂLEMLERİN RABBİ OLAN (TEK) ALLAH'A HAMD OLSUN, ŞÜKÜRLER OLSUN," DEMEKTİR. YÂNİ İMÂN, ŞÜKÜRDEN AYRILMAZ!
YÜCE ALLAH'ION TEKLİĞİ BİRLİĞİ AHAD VE VAHAD KELİMELERİNDEN KAYNAKLANARAK "TEVHİD" DİYE İLE DİLE GELİR. ASLINDA TEVHİD, TEVRAT'TA DA VARDIR. ON EMİR'İN BİRİNCİSİDİR. "SENİ MISIR DİYÂRINDAN, ESİRLİK EVİNDEN ÇIKARAN ALLAH'IN YEHOVA BEN'İM! KARŞIMDA BAŞKA İLÂHLARIN OLMAYACAK!" (TESNİYE , BÂB 5, 6-7 ÂYETLER)... İNCİL'DE DE YER ALIR: "O BİRDİR, O'NDAN BAŞKASI YOKTUR." (MARKOS İNCİLİ, 12. BÂB, 32. ÂYET ... "ÂYET" DİYORUZ, ÇÜNKÜ KUR'AN İLE BAĞDAŞIYOR.) BUNA RAĞMEN HIRİSTİYANLAR'IN ÇOĞU NASIL TESLİS AKIMINA KAPILIYOR, ANLAMIYORUZ!
İMANIN KARŞITI KÜFÜRDÜR Kİ, ASLINDA ANLAMI "NİMETİ İNKÂR EDİP ÜSTÜNÜ ÖRTMEK"TİR. "KÜFRÂN-I NİMET" TÂBİRİ "NİMETE NANKÖRLÜK ETMEK" DEMEKTİR. HALBUKİ İNSANA SONSUZ NİMETLER VERİLMİŞTİR. (LOKMAN SÛRESİ , 20. ÂYET) SAYMAK MÜMKÜN DEĞİLDİR. (İBRâHİM SÛRESİ , 34. ÂYET, NAHL SÛRESİ , 18. ÂYET)
HOŞ BİR TESÂDÜF SONUCU NAN-KÖR İFÂDESİ FARSÇA-TÜRKÇE YORUMLANIRSA, "EKMEĞİ, YÂNİ NİMETİ GÖRMEYEN" ANLAMI VERİR.
- "ALLAH SİZİN İÇİN KENDİ CİNSİNİZDEN ZEVCELER,VE ZEVCELERİNİZDEN OĞULLAR, TORUNLAR VERDİ. SİZİ İYİ VE GÜZEL NİMETLERLE RIZIKLANDIRDI.
DAHA HÂLÂ ONLAR BÂTILA İNANIP,
ALLAH'IN NİMETİNE NANKÖRLÜK MÜ EDİYORLAR?"
(NAHL SÛRESİ , 72. ÂYET)
- "GERÇEKTEN İNSAN NANKÖRDÜR."
(İSRÂ SÛRESİ , 67. ÂYET)
- "ALLAH HİÇ BİR HÂİNİ, (HİÇ BİR) NANKÖRÜ SEVMEZ."
(HAC SÛRESİ , 38. ÂYET)
- "İNSANLARIN ÇOĞU NANKÖRLÜKTE DİRENMEKTEDİR."
(NUR SÛRESİ , 50. ÂYET)
- "ANDOLSUN Kİ ... İNSAN RABBİNE KARŞI NANKÖRDÜR...
HİÇ ŞÜPHESİZ O, MAL SEVGİSİ SEBEBİYLE ÇOK KATIDIR."
(ADİYAT SÛRESİ , 6-8. ÂYETLER)
DEMEK Kİ, MAL SEVDÂSINDAN, BÖYLE BİR İÇGÜDÜDEN SIYRILMAK LÂZIM.
- "EĞER ŞÜKREDERSİNİZ, HİÇ KUŞKUSUZ,
ÜZERİNİZDEKİ NİMETLERİ ARTTIRIRIM."
İBRÂHİM SÛRESİ , 7. ÂYET)
- "EĞER KÜFREDERSENİZ, BİLESİNİZ Kİ,
AZÂBIM ÇOK ŞİDDETLİDİR."
İBRÂHİM SÛRESİ , 7. ÂYET)
BİR SONRAKİ ESAS:
2 -YALNIZ O'NA KULLUK ETMEK, YALNIZ O'NDAN YARDIM İSTEMEK.
- "KULLUĞU YALNIZ SANA EDERİZ.."
(FÂTİHA SÛRESİ , 4. ÂYET) - "YARDIMI DA ANCAK SENDEN DİLERİZ."
(FÂTİHA SÛRESİ , 5. ÂYET)
DİKKAT EDİYOR MUSUNUZ?.. ALLAH, BİZDEN BEKLEDİĞİ DUAYI BİZİM AĞZIMIZA KOYMUŞ!.. HER GÜN, HER NAMAZDA TEKRARLATIYOR!
BU NOKTADA TARTIŞMALI BİR HUSUSA TEMAS ETMEK İSTİYORUZ... BÂZILARI "TANRI" KELİMESİNİ KULLANMAYA İTİRAZ EDİYORLAR, MUTLAKA "ALLAH" DENMESİNİ İSTİYORLAR... ELBETTE Kİ "ALLAH" KELİMESİ EN GÜZELİDİR. ANCAK "TANRI" KULLANILMAZ DİYE BİR ŞEY YOK!.. ÇÜNKÜ BÜTÜN GÜZEL İSİMLER O'NUNDUR. O'NU KASTEDEN BÜTÜN İSİMLER MAKBULDÜR. İSTER "TANRI" DESİN, "MEVLUD" MÜELLEFİ SÜLEYMAN ÇELEBİ GİBİ, İSTER "ÇALAB" DESİN, YUNUS GİBİ, İSTER "GOD" DESİN, AMERİKALI HIRİSTİYAN GİBİ, İSTERSE "MANİTU" DESİN KIZILDERİLİ GİBİ!.. MAKSAT "O" İSE, GÜZELDİR, MAKBÛLDUR. İŞTE İLGİLİ ÂYET:
- “DE Kİ: 'RABBİNİZİ İSTER ALLAH DİYE ÇAĞIRIN,
İSTER RAHMAN DİYE ÇAĞIRIN!
HANGİSİYLE ÇAĞIRIRSANIZ ÇAĞIRIN!
NİHÂYET EN GÜZEL İSİMLER ONUNDUR!"
(İSRÂ SÛRESİ , 110. ÂYET)
3 - ALLAH'A HİÇ BİR ŞEYİ EŞ KOŞMAMAK!.. YÂNİ BAŞIMIZA GELEN İYİLİKLERİN DE (HAYIR), KÖTÜLÜKLERİN DE (ŞER) ALLAH'TAN OLDUĞUNU BİLİP, BÂZI İNSANLARA ALLAH'A DUYDUĞUMUZDAN FAZLA HAYRANLIK VEYÂ SAYGI DUYMAMAK; KİMSEDEN ALLAH'TAN FAZLA KORKMAMAK; ZAM İÇİN PATRONUN KULU HÂLİNE GELMEMEK; MAFYA BABASINDAN ALLAH'TAN FAZLA KORKUP, ZÛLME ÂLET OLMAMAK,İLGİLİ ÂYETLER:
- "ŞİRK (ALLAH'A EŞ-ORTAK KOŞMAK)ÇOK BÜYÜK BİR ZULÛMDÜR."
(LOKMAN SÛRESİ , 13. ÂYET)
- "TÂGUT'A KULLUK ETMEKTEN KAÇINAN VE ALLAH'A YÖNELENLERE MÜJDE VAR!"
(ZÜMER SÛRESİ , 17. ÂYET)
TÂGUT, "TÛĞYÂN", YÂNİ "AZGINLIK" KELİMESİNDEN TÜREMİŞTİR. ŞEYTAN, İBLİS, KÂFİR ANLAMINA GELİR. ALLAH'TAN BAŞKA TAPILAN HER ŞEYE "TÂGUT" DENİR. AŞAĞIDA BAŞKA KELİMELER DE GELECEK.
ŞİRK, "MÜLK VE SALTANATTA ORTAKLIK" DEMEKTİR. ŞİRKET KELİMESİ ONDAN TÜREMİŞTİR. ŞİRKİN ZIDDI TEVHİDDİR (BİRLEME). EN GÜZEL İFÂDESİ "LÂ İLÂHE İLLALLAHU VAHDEHU LÂ ŞERİKELEH" (ALLAH'TAN BAŞKA İLÂH YOKTUR, O TEKTİR, ORTAĞI YOKTUR.) ŞEKLİNDEDİR... ZULÛM İSE "KARANLIK" DEMEKTİR, ZULMET (KARANLIKLAR) ONDAN TÜREMİŞTİR. ŞİRKE DÜŞMÜŞ KİŞİ, KARANLIKTA KAYBOLMUŞ, YOLUNU ŞAŞIRMIŞ DEMEKTİR. ALLAH'A ORTAK KOŞMAMAK TEVRAT'TA DA YER ALIR. ON EMİR'DEN BİRİNCİSİ VE İKİNCİSİDİR. "SENİ MISIR DİYÂRINDAN, ESİRLİK EVİNDEN ÇIKARAN ALLAH'IN YEHOVA BEN'İM! KARŞIMDA BAŞKA İLÂHLARIN OLMAYACAK! KENDİN İÇİN PUT YAPMAYACAKSIN... ONLARA EĞİLMEYECEKSİN. ONLARA İBÂDET ETMEYECEKSİN." (TESNİYE , BÂB 5, 6-8 ÂYETLER)... İNCİL'DE DE YER ALIR: "VE İSÂ ONA DEDİ : NİÇİN BANA İYİ DİYORSUN? BİR'DEN BAŞKA KİMSE (TÜMDEN) İYİ DEĞİLDİR, O ('BİR' DE) ALLAH'TIR." (LUKA , 18. BÂB , 19. ÂYET)... "BEN KENDİLİĞİMDEN BİR ŞEY YAPAMAM. İŞİTTİĞİM GİBİ HÜKMEDERİM VE BENİM HÜKMÜM DOĞRUDUR. ZİRÂ BEN KENDİ İRÂDEMİ DEĞİL; FAKAT BENİ GÖNDERENİN İRÂDESİNİ ARARIM." (YUHANNA , 5. BÂB, 30. ÂYET) ... "ÖĞRETTİĞİM BENİM DEĞİL; FAKAT BENİ GÖNDERENİNDİR." (YUHANNA , 7. BÂB , 16. ÂYET... "ÂYET" DİYORUZ, ÇÜNKÜ KUR'AN İLE BAĞDAŞIYOR VE HAZRET-İ İSÂ'NIN "ÜÇÜN BİRİ" SAFSATASIYLA KENDİNİ ALLAH'A ORTAK KOŞMADIĞINI GÖSTERİYOR.)
- "KİM ALLAH'A ŞİRK KOŞARSA,SANKİ O GÖKTEN YERE DÜŞMEKTEDİR DE,
KUŞLAR ONU DİDİK DİDİK ETMEKTEDİR.
VEYÂ RÜZGÂR ONU UZAK VE ÜCRÂ
BİR YERE SÜRÜKLEMEKTEDİR."
(HAC SÛRESİ , 31. ÂYET)
- "ALLAH'A ŞİRK KOŞAN,ÇOK BÜYÜK BİR SAPIKLIK VE KARMAŞA İÇİNE DÜŞMÜŞ OLUR."
(NİSÂ SÛRESİ , 48. ÂYET)
- "ALLAH'A ŞİRK KOŞAN,
ÖNÜ ALINMAZ BİR KARANLIĞA MAHKÛM OLMUŞTUR."
(NİSÂ SÛRESİ , 116. ÂYET)
GERÇEK KUDRET YALNIZ ALLAH'TADIR, KAADİR OLAN O'DUR. HÂLİK (YARATAN) O'DUR. ÖYLEYSE EŞİ, ORTAĞI YOKTUR!
- "HİÇ BİR ŞEY YARATAMAYACAK OLAN,
AKSİNE; KENDİLERİN YARATILMIŞ OLAN ŞEYLERİ Mİ
ALLAH'A ORTAK KOŞUYORLAR?"
(Â'RAF SÛRESİ , 191. ÂYET)
- "ALLAH İLE BERÂBER BAŞKA TANRI ÇAĞIRMA."
(ŞUARA SÛRESİ , 213. ÂYET)
- "O'NDAN BAŞKA VELİLER EDİNEREK
'BİZ ONLARA TAPIYORUZ,
SÂDECE BİZİ ALLAH'A YAKLAŞTIRMALARI İÇİN,'
DİYENLERE GELİNCE,
KUŞKUSUZ ALLAH HÜKMÜNÜ VERECEKTİR."
(ZÜMER SÛRESİ , 3. ÂYET)
ŞİRK ÜZERİNDE UZUN UZUN DURUYORUZ, ÇÜNKÜ BİZE YANLIŞ ÖĞRETİLEN BİR HUSUS VAR. PEYGAMBERİMİZDEN ÖNCE DE ARAPLAR ALLAH'A İNANIRLARDI. HAZRET-İ MUHAMMED'İN BABASININ ADI ABDULLAH (ALLAH'IN KULU) İDİ. ONLARIN HATÂLARI BÂZI VARLIKLARI ALLAH'A YARDIMCI OLARAK GÖRMELERİ, O'NA ORTAK KOŞMALARI İDİ. ONUN İÇİN "MÜŞRİK" OLARAK ANILIRLAR. "ŞİRKET" KELİMESİNİN DE KÖKÜ OLAN ŞİRK, "ORTAK KOŞMA", MÜŞRİK "ORTAK KOŞAN", ŞERİK "ORTAK OLAN" DEMEKTİR... YÜCE ALLAH, "HER SUÇU KULUM TÖVBE ETMESE DE RAHMETİMDEN BAĞIŞLAYABİLİRİM, AMA ŞİRKİ ASLA BAĞIŞLAMAM, İÇTEN TÖVBE ETMEDİKÇE," DİYOR...
- "ŞU BİR GERÇEK Kİ,
ALLAH, KENDİSİNE ORTAK KOŞULMASINI BAĞIŞLAMAZ!
BUNUN DIŞINDA KALANLARI İSE,
DİLEDİĞİ KİŞİ İÇİN AFFEDER."
(NİSÂ SÛRESİ , 48. VE 116. ÂYETLER)
AÇIK ŞİRK BELLİ, ALLAH'A İNANMAKLA BERABER BAŞKA PUTLARA DA TAPMAK, BİRDEN FAZLA İLÂH OLDUĞUNU İDDİA ETMEK... BUNA "BÜYÜK ŞİRK" TE DENİR. GİZLİ ŞİRK, VEYÂ KÜÇÜK ŞİRK İSE, TEK ALLAH'A İNANDIĞINI ÖNE SÜRERKEN, BÂZI İŞ VE FİİLLER İÇİN BAŞKA VARLIKLARIN RIZÂSINI ARAMAK, ONLARA KUDRET İZÂFE EDİP ARAYA SOKMAK, ALLAH'TAN BEKLENMESİ GEREKENİ BAŞKASINDAN, İNSANLARDAN, TÜRBELERDEN BEKLEMEKTİR. AYRICA ALLAH'IN RIZÂSINI KAZANMAK YERİNE, BAŞKALARI GÖRSÜN DİYE YAPILAN İBÂDET, BAŞKASI GÖRSÜN, SENİ ÖVSÜN DİYE VERİLEN SADAKA RİYÂDIR. "GÖRMEK" ANLAMINDA OLAN RİYÂ İSE, ŞİRKTİR, ÇÜNKÜ ARAYA BAŞKASI KATILMIŞTIR. HAZRET-İ MUHAMMED (S.A.V.) ,
KÜÇÜK ŞİRKTİR Kİ, O DA RİYÂKÂRLIKTIR,"
BUYURMUŞTUR.
- "CEHENNEM, KAYIP VE HÜSRÂN
O NAMAZ KILANLARA
(VEYÂ İBÂDET EDENLERE)
(VEYÂ DUA EDENLERE) OLSUN Kİ,
NAMAZLARINDAN HABERSİZDİRLER!
(VEYÂ İBÂDETLERİNDEN)...
RİYÂKARLIK EDER ONLAR!
(MÂUN SÛRESİ , 4-5. ÂYETLER)
MÂUN SÛRESİNİN GERİ KALAN KISMI BU İFÂDELERİ AÇIKLIYOR, "BU KİŞİLER DÎNİ YALANLARLAR. NAMAZ KILARKEN, DUA EDERKEN OKUDUKLARI KUR'AN'DA GEÇEN EMİRLERİ YERİNE GETİRMEZLER. YETİMİ İTİP KAKARLAR, YOKSULLARI DOYURMAYI TEŞVİK ETMEZLER. ZAYIFLARA SUNULACAK NİMETLERE, ZEKÂTA ENGEL OLURLAR," DİYOR. PEKİ, O ZAMAN NİYE NAMAZ KILIP İBÂDET EDİYORLAR?.. ALLAH RIZÂSI İÇİN DEĞİL, BAŞKALARI GÖRSÜN, KENDİSİ ÖVÜNSÜN DİYE!.. İŞTE BU DA RİYÂ VE GİZLİ ŞİRK!..
GİZLİ ŞİRK ORADA BİTMEZ!.. KİŞİ TEK ALLAH'A İNANDIĞINI İDDİA EDER AMA, TÜRBELERDEN, ŞEYHTEN-ŞIHTAN, BÜYÜDEN, MUSKADAN MEDET UMAR!.. BU DA GİZLİ ŞİRKTİR.
- "RABBİNE ULAŞMAK İSTEYEN, SÂLİH AMEL İŞLESİN!
VE RABBİN İBÂDETİNE KİMSEYİ ORTAK KOŞMASIN!"
(KEHF SÛRESİ , 110. ÂYET)
İŞTE ONUN İÇİN FÂTİHA SÛRESİNDE:
YALNIZ SENDEN YARDIM DİLERİZ,"
DEMEMİZ GEREKTİĞİ BELİRTİLMİŞTİR... AŞAĞIDA GİZLİ ŞİRKLE İLGİLİ BİR BÖLÜM DAHA VAR.
4 - GAYBA İNANMAK!.. YÂNİ SÂDECE GÖRDÜKLERİNE DEĞİL; GÖRMEDİĞİ BÂZI GERÇEKLERİN DE VAR OLDUĞUNA İNANIP KABUL ETMEK,
5 - PEYGAMBERLERE, YÂNİ ALLAH'IN İNSANLARDAN BEKLEDİĞİNİ ONLARA İLETEN SEÇİLMİŞ HABERCİLERİN VARLIĞINA İNANMAK!..
6 - PEYGAMBERLERE İNEN KİTAPLARA, O KİTAPLARDA BELİRTİLEN HUSUSLARA İNANMAK!..
BU NOKTADA ŞUNU BELİRTMEK İSTERİZ: KUR'AN PEK ÇOK YERDE VAHYİN ALLAH'TAN OLDUĞUNU BELİRTMİŞTİR. EN AÇIK İFÂDE:
- "BU KİTAB ALLAH'TAN GAYRIYA İSNAD OLUNAMAZ!
LÂKİN O, KENDİSİNDEN ÖNCEKİ KİTAPLARI TASDİK,
VE TAFSİL EDER (AÇIKLAR).
ONDA ŞÜPHE EDİLECEK HİÇ BİR ŞEY YOKTUR!
RABBÜLÂLEMİYN TARAFINDAN İNZÂL OLUNMUŞTUR."
(YUNUS SÛRESİ , 37. ÂYET)
BU ÂYETTEN HEM KUR'AN, HEM DE TEVRAT, ZEBUR VE İNCİL'İN ALLAH TARAFINDAN İNDİRİLDİĞİNİ KESİN OLARAK ÖĞRENİYORUZ... NE YAZIK Kİ, HER ÜÇ KİTAP TA ZAMANINDA YAZIYA GEÇMEDİĞİ İÇİN BÂZI KISIMLARI TAHRİF EDİLMİŞTİR. YİNE DE DÖRT KİTABIN DA ÖZÜNÜN AYNI OLDUĞUNU ÖRNEKLER İLE GÖSTERMEYE DEVÂM EDECEĞİZ.
7 - MELEKLERE, YÂNİ KÂİNATTAKİ BÜTÜN FAALİYETİ YÜRÜTEN BİR TAKIM KUDRETLERİN VARLIĞINA İNANMAK!..
8 - ÂHIRETE YENİDEN DİRİLECEĞİNE İNANMAK!.. YÂNİ BUGÜN YAPTIKLARININ VEYA MÂRUZ KALDIĞI DAVRANIŞLARIN MUKAABİLİNİ İLERDE GÖRECEĞİNİ KABUL ETMEK... BU İNANÇLA KÖTÜ İŞLERDEN KAÇINMAK,
9 - NAMAZI DOSDOĞRU, RİYÂSIZ, GÖSTERİŞSİZ KILMAK,
10 - ZEKÂT VERMEK!.. YÂNİ BİRİKMİŞ SERVETİNDEN YOKSULLARIN HAKKINI AYIRIP GÖNÜL RIZÂSIYLA DEVLET'E VEYÂ ONLARA VERMEK,
11 - İSTER YAZILI, İSTER SÖZLÜ OLSUN; İSTER MÜSLÜMANLA, İSTERSE GAYRIMÜSLİMLE OLSUN, BİR SÖZLEŞME YAPINCA, O SÖZLEŞMENİN HÜKÜMLERİNİ, MÜTEAHHİD OLUP BİR TAAHHÜDE GİRİNCE, O TAAHHÜDÜN BÜTÜN HÜKÜMLERİNİ YERİNE GETİRMEK,
12 - SIKINTILI DURUMLARDA, İSTER PARASIZLIK OLSUN, İSTER İKLİM OLSUN, İSTER ZOR HAYAT ŞARTLARI OLSUN, SABRETMEK,
13 - HASTALIK ZAMANLARINDA SABRETMEK,
14 - SAVAŞ ZAMANLARINDA, DÜŞMAN ÖNÜNDE TEHLİKENİN ARTTIĞI ANLARDA DAHİ SABREDİP DAYANMAK, DÖNÜP KAÇMAMAK.
BU HUSUSLARLA İLGİLİ ÂYETLER:
- "O MÜTTEKÎLER Kİ, GAYBE İNANIRLAR, NAMAZI DOSDOĞRU KILARLAR.
KENDİLERİNE İHSÂN EYLEDİĞİMİZ RIZIKLARDAN İNFÂK EDERLER.
SANA İNZÂL OLUNA DA, SENDEN ÖNCE İNZÂL OLUNANA DA İNANIRLAR.
ÂHİRETİ YAKÎNEN BİLİRLER.
RABLERİ TARAFINDAN DOĞRU YOLDA BULUNANLAR BUNLARDIR."
(BAKARA SÛRESİ , 3-5. ÂYETLER)
- "HAYIR VE TAAT YÜZLERİNİZİ DOĞUYA VE BATIYA ÇEVİRMENİZ DEĞİLDİR!
FAKAT HAYIR, TAAT VE TEHZİB; ALLAH'A, ÂHİRET GÜNÜNE,
MELEKLERE, KİTAPLARA, PEYGAMBERLERE İMÂN ETMEKTİR!.
SEVDİĞİ MALINI AKRABASINDAN MUHTAÇ OLANLARA,
YETİMLERE, YOKSULLARA, GARİP YOLCULARA, DİLENENLERE,
ESİRLERİN ÂZÂDINA VERMEKTİR!
NAMAZI EDÂ ETMEK, ZEKÂTI ÖDEMEK,
AHİTLEŞİNCE AHİTLERİNİ YERİNE GETİRMEK,
SIKINTIDA, HASTALIKTA
VE MUHAREBENİN KIZIŞTIĞI ZAMANLARDA SABREDİP,
DÜŞMAN ÖNÜNDE SEBAT ETMEKTİR!
İŞTE SÂDIK OLANLAR, VE İŞTE ANCAK MÜTTEKÎ OLANLAR
(SÂDECE ALLAH'A DAYANANLAR) BUNLARDIR!"
(BAKARA SÛRESİ , 177. ÂYET)
TEHZİB "İSLÂH ETME, TEMİZLEME" DEMEKTİR... GÖRDÜNÜZ MÜ?... YÜCE ALLAH İMÂN'IN ŞARTLARI İLE İSLÂM'IN ŞARTLARINI BİRBİRİNDEN AYIRMAMIŞ!.. İMÂNIN ŞARTLARINI NI SAYARKEN, ARALARINA GÜNDELİK HAYATTA YAPMAMIZ GEREKENLERİ SIKIŞTIRIVERMİŞ!.. PEYGAMBERE İMÂNDAN HEMEN SONRA SEVDİĞİ MALDAN BAŞKALARINA VERMEK GELİYOR!.. İSLÂM'IN ŞARTI NAMAZLA BİRLİKTE ZEKÂT VE İNFAK, ONUNLA BİRLİKTE VERDİĞİ SÖZÜ TUTMAK (AHDE VEFÂ) GELİYOR!.. SIKINTIYA SABRETMEK, SAVAŞTA DÖNÜP KAÇMAMAK GENE NAMAZLA BİRLİKTE!.. VE "ALLAH'A SADÂKATLE BAĞLI OLAN, YALNIZ ALLAH'A DAYANAN, YALNIZ O'NDAN GÜÇ ALAN; YÂNİ DİNDE MAKBÛL OLAN KİŞİLER, BUNLARI BİRLİKTE YAPANLARDIR," DENİYOR!.. ÖYLE İŞİNE KOLAY GELENİ SEÇİP, "İSLÂM'I YAŞAMAK BUDUR" DİYE MİLLETE YUTTURMAK YOK!.. İSLÂH OLMA, BUNLARIN HEPSİNİN BİR ARADA YAPILMASIYLA MÜMKÜN!
İSLAM'IN ASLINI, ESÂSINI İHTİVÂ EDEN BU ÂYET GİBİ BAKARA SÛRESİ , 83-84. ÂYETLER ; NİSÂ SÛRESİ, 36-39 ÂYETLER, VE 135. ÂYET ; EN'AM SÛRESİ , 151-158. ÂYETLER ; ÂRAF SÛRESİ, 33. ÂYET ; TEVBE SÛRESİ , 112. ÂYET ; RÂD SÛRESİ , 20-22. ÂYETLER ; NAHL SÛRESİ , 90. ÂYET ; İSRÂ SÛRESİ , 22-39. ÂYETLER ; MÜMİNÛN SÛRESİ , 1-9. ÂYETLER İLE 57-61. ÂYETLER ; FURKAN SÛRESİ , 63-74. ÂYETLER ; KASAS SÛRESİ , 52-55. ÂYETLER ; LOKMAN SÛRESİ , 13-19. ÂYETLER ; SECDE SÛRESİ , 15-16. ÂYETLER ; ŞÛRA SÛRESİ , 36-39. ÂYETLER ; AHKAF SÛRESİ , 15. ÂYET ; HUCÛRAT SÛRESİ , 10-12. ÂYETLER , 14. VE, 17. ÂYETLER ; ZÂRİYAT SÛRESİ , 16-19. ÂYETLER ; MEARİC SÛRESİ , 19-35. ÂYETLER DE İSLÂM'I YAŞAMANIN YOLLARINI GÖSTEREN ÇOK ÖNEMLİ ÂYETLERDİR. CÂMİLERDE VAAZ VE HUTBELERDE SIK SIK TEKRARLANMALI, OKULLARDA, DİN DERSLERİNDE BU ÂYETLER OKUTULMALI, MÂNÂLARI ÖĞRENCİLERE EZBERLETİLMELİDİR... BUNLARDA BIRAKIN SÜNNÎ-ALEVÎ'Yİ; MÜSLÜMAN-HIRİSTİYAN-YAHUDİ-BUDİST AYIRIMI DAHİ YOKTUR. HER İYİ İNSANIN UYMASI GEREKEN HUSUSLARDIR.
KUR'AN-I KERİM'DE PEK ÇOK ÂYETTE "ÂHİRET" VE "ÂHİRETE İNANMA" KONUSU GEÇER... BİR KAÇINI VERELİM:
ŞÂYET ALLA'A VE ÂHİRET GÜNÜNE İMÂN EDİYORSANIZ,
BU HAYIRLI VE SONUÇ BAKIMINDAN DAHA GÜZELDİR."
(NİSÂ SÛRESİ , 59. ÂYET)
- "ANCAK ONLARDAN İLİMDE DERİNLEŞENLER
İLE MÜMİNLER
SANA İNDİRİLENE
VE SENDEN ÖNCEKİLERE İNDİRİLENLEREİNANIRLAR.
NAMAZI DOSDOĞRU KILANLAR,
ZEKÂTI VERENLER,
ALLAH'A VE ÂHİRET GÜNÜNE İNANANLAR
İŞTE BUNLAR(DIR)
BİZ BUNLARA BÜYÜK BİR ECİR VERECEĞİZ."
(MÂİDE SÛRESİ , 5. ÂYET)
YENİDEN DİRİLME KONUSUNDA DA PEK ÇOK ÂYET VARDIR... BİR KAÇINI VERELİM:
- "ONLAR, 'ALLAH ÖLEN KİMSEYİ DİRİLTEMEZ,' DİYE
EN KUVVETLİ YEMİNLERLE ALLAH'A YEMİN ETTİLER.
HAYIR!ÖLÜLERİ DİRİLTMEK
ALLAH ÜZERİNE GERÇEKLEŞEN BİR VAADDİR.
FAKAT İNSANLARIN ÇOĞU BİLMEZLER."
(NAHL SÛRESİ , 3. ÂYET)
- "YAĞMUR RAHMETİNİN ÖNÜNDE
RÜZGÂRLARI MÜJDECİ OLARAK GÖNDEREN O ALLAH'TIR!
NİHÂYET O RÜZGÂRLAR BUHAR İLE YÜKLÜ
AĞIR AĞIR BULUTLARI YÜKLENDİĞİ ZAMAN,
BAKARSIN Kİ BİZ ÖLMÜŞ MEMLEKETLERE SEVKETMİŞİZ.
BÖYLECE O BULUTLA, O YERE SU İNDİRİRİZ DE,
O SU İLE HER ÇEŞİT MEYVELERİ ÇIKARIRIZ.
İŞTE BU ÖLÜ ARÂZİDEN BİTKİLERİ ÇIKARDIĞIMIZ GİBİ,
ÖLÜLERİ DE BÖYLE ÇIKARACAĞIZ.
GEREKİR Kİ, DÜŞÜNÜR VE İBRET ALIRSINIZ."
(A'RÂF SÛRESİ , 57. ÂYET)
ÂHİRETE VE YENİDEN DİRİLMEYE İNANMANI ÖNEMİ NEDİR?.. ÖLMEKTE YOK OLUP GİTMEDİĞİMİZ BİLMEK, YAŞARKEN YAPTIKLARIMIZIN CEZÂ VE MÜKÂFATINI İLERDE, TEKRAR DİRİLİNCE, KIYÂMET GÜNÜ, MAHŞERDE GÖRECEĞİMİZİ BİLMEK, VE ONA GÖRE ÖLÇÜLÜ DİKKATLİ DAVRANMAKTIR.
NAMAZ KILMAK İSLÂM'IN ŞARTIDIR. NE VAR Kİ, "DOSDOĞRU" KILINMAYAN NAMAZ, NAMAZ OLMAZ!.. YÂNİ, NAMAZI "YERE KAPANIP KALKMAK" OLARAK ANLAYANLAR ÇOK YANILIRLAR. ÇÜNKÜ NAMAZ OTURARAK TA KILINIR, YATARAK TA! BU, ALLAH'IN AYAKTA DURAMAYANLARA, HASTALARA TANIDIĞI BİR KOLAYLIKTIR... ÖYLEYSE NAMAZIN BAŞKA BİR MÂNÂSI, BAŞKA BİR GÂYESİ OLMASI LÂZIM. YUNUS EMRE DER Kİ:
BU KILDIĞIN NAMAZ DEĞİL!
YETMİŞ İKİ MİLLET DAHİ
ELİN YÜZÜN YUMAZ DEĞİL!
"ABDEST ALDIM DİYE ÖVÜNÜP DURMA, O SENİNKİ YÜZ YIKAMA... ONU DA HERKES YAPIYOR. NAMAZ KILDIM DİYE ÖVÜNÜP DURMA, GÖNÜL KÂBESİNİ YIKTIYSAN, O KILDIĞIN NAMAZ SAYILMAZ," DİYOR YUNUS'UMUZ.
BÎTERAH, DERSÜZ Kİ OLDUK MÜSLÜMAN
BÖYLE İKMAL, BÖYLE İKRAH İSTEMEZ
LÂFLA İMANDAN GÜZELDİR KÜFR, İNAN!
BİR BAŞKA ŞÂİR, NAMAZ KILIP TA İSLÂM'IN DİĞER GEREKLERİNİ YERİNE GETİRMEYENLERE KIZMIŞ, DİYOR Kİ, "SENİN O KILDIĞIN NAMAZIN HÜKMÜ KALMAMIŞ! SENSE HİÇ BİR ŞEYİN FARKINDA OLMADAN GAMSIZ, KEDERSİZ 'MÜSLÜMANIM' DİYE ÖĞÜNÜP DURURSUN!.. İBÂDETİNİ BÖYLE KERÂHATLE, ZORLAMA İLE TAMAMLARSAN, HİÇ BİR ANLAMI OLMAZ. İMÂNIN DAHİ LÂF OLSUN DİYEDİR. BÖYLE SÖZDE MÜSLÜMAN OLACAĞINA; KÂFİR OLSAN DAHA MAKBÛLDÜR, ÇÜNKÜ O HİÇ DEĞİLSE İNKÂRDA OLDUĞUNU BİLİR. SEN İSE KENDİ HÂLİNDEN BÎHABERSİN!"
NAMAZ; BAKARA SÛRESİ 3, 43, 45, 83, 110, 152, 177, 238, 239. VE 277. ÂYETLERDE,
ÂL-İ İMRAN SÛRESİ 43. ÂYETTE, NİSÂ SÛRESİ 12, 55, 58, 91, 106. VE 142. ÂYETLERDE,
ENÂM SÛRESİ 72, 92. VE 162. ÂYETLERDE, ÂRÂF SÛRESİ 170. ÂYETTE,
ENFÂL SÛRESİ 3. ÂYETTE, TEVBE SÛRESİ 71. ÂYETTE, YUNUS SÛRESİ 87. ÂYETTE,
RÂD SÛRESİ 22. ÂYETTE, İBRÂHİM SÛRESİ 31, 37. VE 40. ÂYETLERDE,
İSRÂ SÛRESİ 78. VE 79. ÂYETLERDE, RUM SÛRESİ 17. VE 18. ÂYETLERDE,
MERYEM SÛRESİ 31. VE 56. ÂYETLERDE, TÂHÂ SÛRESİ 14. VE 132. ÂYETLERDE,
ENBİYÂ SÛRESİ 73. ÂYETTE, MÜMİNÛN SÛRESİ 2 VE 9. ÂYETLERDE ;
HAC SÛRESİ 35, 41. VE 78. ÂYETLERDE, NEML SÛRESİ 3. ÂYETTE,
ANKEBUT SÛRESİ 45. ÂYETTE, MÜDDESİR SÛRESİ 43. ÂYETTE,
NUR SÛRESİ 37. VE 56. ÂYETLERDE, RUM SÛRESİ 31. ÂYETTE,
LOKMAN SÛRESİ 4. VE 17. ÂYETLERDE, AHSAB SÛRESİ 33. ÂYETTE,
FATIR SÛRESİ 18. VE 29. ÂYETLERDE, MÜCÂDELE SÛRESİ 13. ÂYETTE,
MEÂRİC SÛRESİ 22, 23. VE 34. ÂYETLERDE, MÜZEMMİL SÛRESİ 20. ÂYETTE,
BEYYİNE SÛRESİ 5. ÂYETTE VE CUM'A SÛRESİ 9. VE 10. ÂYETLERDE GEÇER. GÜNEŞ DOĞARKEN, BATARKEN VE TAM TEPEDE İKEN NAMAZ KILINMAZ. BÖYLECE MÜSLÜMANIN NAMAZI, GÜNEŞE TAPANLARIN İBÂDETİNDEN AYRILIR. NAMAZ, HADİSLER İLE EN İNCE TEFERRUATINA KADAR AÇIKLANMIŞTIR. DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI'NIN YAYINLADIĞI "İLMİHAL"DEN BİLGİ EDİNİLEBİLİR.
KUR'AN-I KERİM'DE ÜÇ NAMAZ VAKTİ BELİRTİLMİŞ (İSRÂ SÛRESİ, 78. ÂYET, RUM SÛRESİ, 17-18. ÂYETLER) ANCAK PEYGAMBERİMİZ BEŞ VAKİT OLARAK KILMIŞTIR, BİZ DE ONA UYARIZ. BİR DE GECE KALKIP KILINAN TEHECCÜD NAMAZI VARDIR Kİ, PEYGAMBERİMİZE MAHSUS OLDUĞU BELİRTİLMİŞTİR. (İSRÂ SÛRESİ, 79. ÂYET)
NİSA SÛRESİ 142. ÂYET MÜNÂFIKLARIN KILDIĞI YALANCI NAMAZDAN, MÂUN SÛRESİ 4-5. ÂYETLER "NAMAZ KILDIĞI HALDE FAKİRLERİ, YETİMLERİ HOR GÖRENLERİN İBÂDETLERİNİN BOŞA GİTTİĞİNDEN, VE KENDİLERİNİN CEHENNEMLİK OLDUĞUNDAN" BAHSEDER... ŞÂİR DE ZÂTEN BU YÜZDEN "KÂFİR OLMAK BİLE SENİN YALANCI MÜSLÜMANLIĞINDAN İYİDİR," DEMİŞ!
BU ARADA BELİRTELİM, SÂDECE HÜKÜMSÜZ NAMAZ DEĞİL; HÜKÜMSÜZ MESCİTLER, CÂMİLER DE VARDIR. YÜCE ALLAH MÜNÂFIKLARIN YAPTIRDIĞI BİR MESCİDİ LÂNETLEMİŞ, İÇİNDE NAMAZ KILINMASINI YASAKLAMIŞTIR:
- "O MÜNÂFIKLAR Kİ, ZARAR VERMEK, KÜFÜRLERİNİ TAKFİYE ETMEK,
VE MÜMİNLER ARASINA AYRILIK DÜŞÜRMEK İÇİN
EVVELCE ALLAH VE RESÛLÜ İLE MUHÂREBE EDEN KİMSEYE
UYARAK BİR MESCİT İNŞÂ ETTİLER.
VE 'BU MESCİDİ BİR İYİLİK OLARAK İNŞÂ ETTİK,' DİYE YEMİN ETTİLER.
ALLAH ONLARIN YEMİNLERİNDE YALANCI OLDUKLARINA ŞAHÂDET EDER!
O MESCİT İÇERİSİNDE HİÇ BİR VAKİT DURMA!
... TEMELİ TAKVA ÜZERİNE KURULU OLAN MESCİT İÇİNDE
NAMAZ KILMAN ELBETTE DAHA HAYIRLIDIR."
(TEVBE SÛRESİ , 107-108)
"MESCİD-İ DIRAR" OLARAK BİLİNEN BU MESCİT SONRADAN PEYGAMBERİMİZ (S.A.V.) TARAFINDAN YIKTIRILMIŞTIR... MAALESEF ÜLKEMİZDE DE ART NİYETLE, PARA KAZANMA UĞRUNA İNŞÂ EDİLEN PEK ÇOK CÂMİ VARDIR. BUNLARDAN BİRİSİ ANKARA'DADIR. CÂMİ İÇİN HALKTAN PARA TOPLANMIŞ, SÖZÜMONA CÂMİNİN MASRAFLARINI KARŞILAMAK ÜZERE,ZEMİN KATTA BİR MARKET YAPILMIŞ, AMA BİNÂNIN GERİSİ HÂLÂ TAMAMLANMAMIŞTIR... YÂNİ, HALK PARAYI CÂMİYE DEĞİL, MARKET İNŞAATINA VERMİŞ DURUMUNA DÜŞÜRÜLMÜŞTÜR.
BİR DE TÜMDEN ARTNİYETLİ YAPILAN, ANTALYA-BELEK'TEKİ GİBİ, ANKARA'DA BİLKENT ÜNİVERSİTESİ'NDEKİ GİBİ "CÂMİ-KİLİSE-HAVRA" ŞEKLİNDE "ÜÇLÜ" MESCİD-İ DIRARLAR VARDIR Kİ, KÂFİRLER EMPOZE ETMİŞ, MÜNÂFIKLAR İNŞÂ ETMİŞTİR...ORALARDA ASLA NAMAZ KILINMAZ! İÇİNDE ASLA DURULMAZ! HARAMDIR!.. BUNLARIN, PEYGAMBERİN SÜNNETİNE UYULARAK YIKILMASI GEREKİR!
NAMAZDA ŞEKİL DEĞİL; MÂNÂ ÖNEMLİDİR... ASLINDA BÜTÜN İBÂDETLERDE ÖYLEDİR. ONUN İÇİN "NAMAZI DOSDOĞRU KILIN," ÂYETİ VARDIR. (NUR SÛRESİ , 56. ÂYET) PEK ÇOK KERE TEKRARLANIR. BU İFÂDEDEN ŞEKLİ ANLAMAK SON DERECE YANLIŞTIR.... RİVÂYET EDİLİR Kİ, PEYGAMBERİMİZ (S.A.V.) BİR SEFERİNDE YANINDA NAMAZ KILAN BİRİNE, "OLMADI, BİR DAHA KIL," DEMİŞ... KİŞİ NAMAZINI TEKRARLAMIŞ. HAZRET-İ MUHAMMED YİNE "OLMADI, BİR DAHA KIL," DEMİŞ... NİHÂYET ÜÇÜNCÜ KILIŞINDA "ŞİMDİ OLDU, " DEMİŞ... SAHÂBE ARALARINDA OLAYI DEĞERLENDİRMİŞLER. KİMİSİ, "RÜKÛU DOĞRU YAPMADI," DEMİŞ, KİMİSİ "SECDESİ YANLIŞTI," DEMİŞ... BİRİ DE "KENDİNİ TAM VEREMEDİ, CÂN-U GÖNÜLDEN BAĞLANARAK KILMADI," DEMİŞ Kİ, DOĞRU TEŞHİS BUDUR. YOKSA PEYGAMBERİMİZ "ELİNİ, AYAĞINI DÜZELT,BİRAZ DAHA EĞİL,! FALAN DERDİ.
ZEKÂTA GELİNCE; MALIN ARTANINDAN, BİRİKENDEN FAKİRLERE VERİLEN MİKTARDIR. "KIRKTA BİR" OLARAK BİLİNİR, YÂNİ ASGARÎSİ % 2,5'TUR. ÇOK ÖNEMLİ OLAN HUSUS ŞUDUR Kİ, KUR'AN-I KERİM'DE ZEKÂT HEP NAMAZ İLE BİRLİKTE GEÇER. TEVRAT'TA DA ZEKÂT VARDIR: "YÂ RAB!.. SENİN BANA VERDİĞİN TOPRAĞIN MAHSÛLÜNÜN TURFANDASINI GETİRDİM. (DİYECEKSİN... TESNİYE , 26/10) ... ONDALIĞI AYIRMA YILINDA, MAHSÛLÜNÜN BÜTÜN ONDALIĞINI AYIRMAYI BİTİRDİĞİN ZAMAN, ONU LEVİLİ'YE, GARİBE, ÖKSÜZE, VE DUL KADINA VERECEKSİN. VE (ONLAR) SENİN KAPILARINDA YİYİP DOYACAKLAR." (TESNİYE , 26. BÂB , 12. ÂYET... "ÂYET" DİYORUZ, ÇÜNKÜ KUR'AN İLE BAĞDAŞIYOR.)
- "HAYIR VE TAAT ...NAMAZI EDÂ ETMEK, ZEKÂTI ÖDEMEK(TİR)."
(BAKARA SÛRESİ , 177. ÂYET)
YALNIZ BURADA KELİMELER ARASINA GİZLENMİŞ BİR HÜKÜM VAR, ONU DA GÖZDEN KAÇIRMAMAK GEREKİR... EVET, YÜCE ALLAH GÖSTERİŞ İÇİN NAMAZ KILANLARA, İBÂDET EDENLERE ÇATIYOR, DİĞER HUSUSLARI YERİNE GETİRMİYORLAR DİYE NAMAZLARININ, İBÂDETLERİNİN ONLARI KURTARMAYACAĞINI BELİRTİYOR... ANCAK HÂLİS KULLARIN NAMAZ KILDIKLARINI, İBÂDET ETTİKLERİNİ DE BELİRTİYOR. YÂNİ İBÂDETİ TERKETMEK TE OLMAZ! ÇÜNKÜ İBÂDET ASLINDA "KULLUK ETMEK" DEMEKTİR, "ABD = KUL" KELİMESİYLE İLİŞKİLİDİR.
- "BANA DUA EDİN, SİZE CEVAP VEREYİM.
BÜYÜKLÜK TASLAYARAK BANA İBADETTEN KAÇINANLAR
HOR VE EZİK OLARAK CEHENNEME GİRECEKLERDİR."
(MÜMİN SÛRESİ , 60. ÂYET)
HANİ KOLAYLIK OLSUN DİYE "İMANIN ŞARTLARI", İSLÂMIN ŞARTLARI" DİYE AYIRIYORLAR YA, YÜCE ALLAH BUNLARI AYIRMAZ, MÜSLÜMAN OLMANIN ÜÇ ÖNEMLİ ŞARTINI BİR ARADA VERİR:
- "ONLAR Kİ NAMAZI KILARLAR, ZEKÂTI VERİRLER,
VE ÂHİRETE KESİN OLARAK İNANIRLAR."
(NEML SÛRESİ , 3. ÂYET)
- "ONLAR ALLAH VE ÂHIRET GÜNÜNE İYMAN ETSELER,
VE ALLAH'IN KENDİLERİNE VERDİĞİ MAL VE NİMETTEN
İNFAK EYLESELERDİ, ZARAR MI EDERLERDİ???"
(NİSÂ SÛRESİ , 39. ÂYET)
- "MÜŞRİKLERİN VAY HÂLİNE!
ONLAR Kİ, ZEKÂT VERMEZLER,
VE ONLAR ÂHİRETİ İNKÂR EDERLER"
(FUSSİLET SÛRESİ , 6-7. ÂYETLER)
TEKRAR EDELİM, ZEKÂT; GELİRDEN DEĞİL, MAL'DAN, YÂNİ SERVET'DEN, BİRİKEN'DEN ALINIR. % 2.5 İLÂ % 20 ARASINDA DEĞİŞİR. HAYVAN SÜRÜLERİNDEN, ALTIN, PARA, HİSSE SENELERİ, BONOLARDAN, İNSANIN OTURDUĞUNUN DIŞINDAKİ GAYRIMENKÛLDEN, BİZCE HER TÜRLÜ ZENGİNLİK BELİRTİSİ SERVETTEN ALINMASI GEREKİR. SÂDECE KİŞİNİN KENDİ İHTİYÂCI OLAN EŞYA İLE MESLEĞİNİ İCRÂ ETTİĞİ MALZEME VE MAKİNALAR, ARAÇLAR BUNUN DIŞINDADIR. ŞİMDİKİ HARÇLAR, VE EV, OTOMOBİL, VS. VERGİLERİ DE ZEKÂTA DÂHİL EDENLER VARDIR, ANCAK BİZ, BU VERGİLERİN DEVLET VE BELEDİYELER TARAFINDAN YAPILAN HİZMETLERE KARŞILIK BİR ÜCRET OLARAK GÖRME YANLISIYIZ. TABİİ Kİ, HER TÜRLÜ VERGİNİN DENGELİ VE İNSAFLI OLMASI, VE İNSANLARIN YARARINA SARFEDİLMESİ GEREKİR... ALINAN VERGİLERDEN PARKLARA İTHAL AĞAÇLAR, BAHÇELERE İTHAL ÇİÇEKLER, UYDURUK KONSERLER, KENDİNİ ÖVEN REKLÂM PANOLARI, LÜKS OTOMOBİLLER, LOJMANLAR, DIŞ SEYYAHATLER İÇİN HARCANAN PARALAR, HARCAYAN İÇİN HARAMDIR!.. KİMSENİN ZEKÂTI DA, VERGİYİ DE ÇAR-ÇUR ETME HAKKI YOKTUR!..
ZEKÂTIN DEVLET TARAFINDAN ALINMASI, İNSANLARIN AŞIRI ZENGİNLEŞMESİNİ ÖNLER. SELÇUKLU'NUN VE OSMANLI'NIN İLK DÖNEMLERİNDE AŞIRI ZENGİNLİĞİ ÖNLEYİCİ TEDBİRLER ALINMIŞTIR.
MÜSLÜMAN, TANRI'NIN KENDİSİNE VERDİĞİ RIZIKTA, BAŞKALARININ DA HAKKI OLDUĞUNU HATIRLAYIP, İHTİYACI OLANLARI KENDİNE BAHŞEDİLEN NİMETLERDEN RIZIKLANDIRMALIDIR. ÜSTELİK, SÂHİP OLDUĞU MALLARDAN BEĞENMEYİP ATACAKLARINI DEĞİL; ÇOK SEVİP DEĞER VERDİKLERİNİ, ONLARA İHTİYAÇ DUYAN AKRABALARINA, YETİMLERE, DULLARA, YOKSULLARA, YOLDA KALMIŞ GARİP YOLCULARA, DİLENENLERE, ESİRLERİN ÂZÂDINA VERMESİ GEREKİR.
- "(ZEKÂT OLAN) SADAKALAR ANCAK FAKİRLERE, YOKSULLARA,
SADAKALARI TOPLAMAYA MEMUR OLANLARA,
MÜELLİF-İ KULÛBA (İSLÂM'A ISINDIRILACAKLARA),
AZÂT KILINACAK KÖLELERE, BORÇLULARA,
ALLAH YOLUNDA SARFA VE (YOLDA KALMIŞ) YOLCULARA MAHSUSTUR.
BU SEKİZ SINIF İÇİN ALLAH SADAKA-YI ZEKÂTI FARZ KILDI!
ALLAH BİLİCİ VE HÜKMEDİCİDİR."
(TEVBE SÛRESİ , 60. ÂYET)
"VERMEK" İLE İLGİLİ BİR KAÇ ÂYET DAHA EKLEYELİM. BİRİNCİ ÂYETE DİKKATİNİZİ ÇEKERİZ. "SİZİ KIZDIRACAK BİR ŞEY YAPMIŞ OLSA DAHİ," DİYOR:
- "SİZDEN FAZİLET VE SERVET SÂHİBİ KİMSELER,
YAKINLIĞI BULUNANLARA, YOKSULLARA,
ALLAH YOLUNDA HİCRET EDENLERE
(KUSURLARINDAN DOLAYI KIZDIKLARINDA DAHİ)
BİR ŞEY VERMEMEYE YEMİN ETMESİNLER.
AFFETSİNLER, HOŞ GÖRSÜNLER"
(NUR SÛRESİ , 22 ÂYET)
- "NAMAZI KILIN, ZEKÂTI VERİN.
VE ALLAH'A GÜZEL BİR BORÇ VERİN."
(MÜZEMMİL SÛRESİ , 20. ÂYET)
- "NAMAZI DOSDOĞRU KILIN, ZEKÂTI VERİN.
RESÛL'E İTAAT EDİN!"
(NUR SÛRESİ , 56. ÂYET)
- "ARTIK NAMAZI DOSDOĞRU KILIN,
ZEKÂTI VERİN,
VE ALLAH'A SARILIN."
(HAC SÛRESİ , 78. ÂYET)
- "DOĞRUSU FELÂHA ERMİŞTİR ZEKÂT VEREN,
RABBİNİN ADINI ANIP, NAMAZ KILAN!"
(A'LÂ SÛRESİ , 14-15. ÂYETLER )
- "ONLAR Kİ NAMAZI KILARLAR,
ZEKÂTI VERİRLER,
VE ÂHİRETE KESİN OLARAK İNANIRLAR."
(NEML SÛRESİ , 3. ÂYET)
- "ONLAR Kİ NAMAZI KILARLAR,
ZEKÂTI VERİRLER,
ÂHİRETE DE KESİN OLARAK İNANIRLAR,
İŞTE ONLAR DOĞRU YOL ÜZEREDİRLER."
(LOKMAN SÛRESİ , 4-5. ÂYETLER)
- "AKRABAYA, YOKSULA,
YOLCUYA HAKKINI VER!"
(RUM SÛRESİ , 38. ÂYET)
HADİ DİYELİM, "AKRABANIN HAKKI" İFÂDESİNİ ANLADIK, ORTADA BİR AKRABALIK VAR, ÜZERİMİZDE BUNDAN KAYNAKLANAN BİR HAKKI OLABİLİR. AMA SOKAKTAKİ YOKSULUN, YOLCUNUN BİZDE NE HAKKI OLABİLİR?
YÜCE ALLAH "ZENGİNİN MALINDA FAKİRİN HAKKI VARDIR," (HAŞR SÛRESİ , 7. ÂYET) İFÂDESİ İLE ASLINDA BİZE BAHŞETTİĞİ NİMETLER ARASINA, FAKİRE VERİLMESİ GEREKENLERİ DE KOYDUĞUNU, ONLARI HAK SÂHİPLERİNE ULAŞTIRMADIĞIMIZ TAKDİRDE BÜYÜK VEBÂL ALTINA GİRECEĞİMİZİ BELİRTMİŞ. "ZENGİNİN MALINDA FAKİRİN HAKKI VARDIR" DAHA BAŞKA ÂYETLERDE DE GEÇER, ÖYLE YABANA ATILACAK BİR HUSUS DEĞİLDİR!.. ( ZÂRİYAT SÛRESİ , 19. ÂYET / MEÂRİC SÛRESİ, 24. ÂYET / EN'AM SÛRESİ , 141. ÂYET / RUM SÛRESİ , 39. ÂYET / İSRÂ SÛRESİ , 26. ÂYET) BU YÜZDENDİR Kİ, VERMEK SÂDECE KIRKTA BİR İLE KALMAZ. KİMİSİ İHTİYACINDAN FAZLASINI VERİR,("İHTİYAÇLARINIZDAN ARTANI İNFAK EDİN!" ... İSRÂ SÛRESİ , 34. ÂYET / NİSÂ SÛRESİ , 10. ÂYET) , KİMİSİ ELİNDE OLSA DA OLMASA DA VERİR. ("O MÜTTAKİLER BOLLUKTA DA, DARLIKTA DA İNFAK EDERLER." ... ÂL-İ İMRAN SÛRESİ , 134. ÂYET)
- "SEVDİĞİNİZ ŞEYLERDEN VERMEDİKÇE,
İYİ KİŞİ OLMA MERTEBESİNE ERİŞEMEZSİNİZ.
NE VERİRSENİZ, ŞÜPHESİZ ALLAH ONU BİLİR."
(ÂL-İ İMRÂN SÛRESİ , 92. ÂYET)
-“KİM (ELİNDE BULUNANDAN) VERİR,
ALLAH'A KARŞI GELMEKTEN SAKINIR,
VE EN GÜZEL SÖZÜ (KELİME-İ TEVHİD'İ) TASDİK EDERSE,
BİZ DE ONU EN KOLAY OLANA KOLAYCA İLETİRİZ."
(LEYL SÛRESİ , 5-7. ÂYETLER)
- “FAKAT KİM CİMRİLİK EDER,
KENDİNİ ALLAH'A MUHTAÇ GÖRMEZ,
VE EN GÜZEL SÖZÜ YALANLARSA,
BİZ DE ONU EN ZOR OLANA KOLAYCA İLETİRİZ."
(LEYL SÛRESİ , 8-10. ÂYETLER)
EN GÜZEL SÖZ, ALLAH'I BİRLEYEN KELİME-İ TEVHİD'DİR.. YÂNİ "LÂ İLÂHE İLLALLAH, MUHAMMED-ÜR RESULULLAH" İFÂDESİDİR.
- "MALLARINI ALLAH YOLUNDA SARFEDENLERİN SEVAP DURUMU
HER BAŞAĞINDA YÜZ TÂNE BULUNAN,
(VE) YEDİ BAŞAK VEREN (BİR) TEK TÂNENİN VERİMİ GİBİDİR,
VE ALLAH DİLEDİĞİNE KAT KAT VERİR."
(BAKARA SÛRESİ , 261. ÂYET)
BİR TÂNEDEN YÜKSELEN YÜZ TÂNELİ YEDİ BAŞAK... HER İYİLİĞE ALLAH 700 KATINI VERECEĞİNİ SÖYLÜYOR!
- "SADAKA VEREN ERKEKLER,
VE SADAKA VEREN KADINLAR,
VE ALLAH'A GÜZEL BORÇ VERENLER...
İŞTE ONLARA KAT KAT (ÖDEME) YAPILIR,
VE ONLAR İÇİN DEĞERLİ BİR ÖDÜL DE VARDIR."
(HADÎD SÛRESİ , 18. ÂYET)
KENDİ SEVDİĞİ MALINI BAŞKALARINA VERECEK KADAR FEDAKÂR OLMIYAN BİR KİMSE, NASIL BAŞKA İNSANLARIN HAKLARINA SAYGI GÖSTEREBİLİR Kİ??? ÜSTELİK ÂYET, KİŞİNİN ELİNDE BULUNAN MAL VE PARADA AKRABANIN, YOKSULUN, YOLCUNUN HAKKI OLDUĞUNU SÖYLÜYOR!..
HEMEN BELİRTELİM Kİ, ŞÖYLE BİR DURUP DÜŞÜNÜRSEK, BURADA YER ALAN HUSUSLARIN 1400 YIL ÖNCE BELİRLENMİŞ OLMASINA RAĞMEN, ÖNÜMÜZE KONULAN "AVRUPA STANDARTLARINDA İNSAN HAKLARI"NDAN DAHA MEDENÎ VE DAHA REALİST OLDUĞUNU HEMEN FARKEDERİZ!..
DOSTA VÜ DÜŞMÂNE İNSAN, VERMELÜ
HER ŞEYİN VER SEN DE HATTA KENDİNÜ
VARSA BİR FAYDA, CÖMERT OL, ET FEDÂ
MÜMİNİN GÖREVİ DÜNYÂYI AYDINLATMAK.... İYİLİKLE DONATMAK. ONUN İÇİN DE "VER!.. VER!.. NEYİN VARSA, İHTİYÂCI OLANA VER. GEREKİRSE BAŞKALARINA YARDIM İÇİN CANINI VER," DİYOR ŞÂİR!.. GERÇEKTEN DE BİZİM MÜSLÜMAN İNSANIMIZ DÜŞMAN ESİRİ İLE LOKMASINI PAYLAŞIR. DAĞDAKİ TERÖRİSTE MEHMETÇİK ÜŞÜMESİN DİYE PARKASINI VERİR.
MÜSLÜMAN, YEMİNİNDEN DÖNMEZ, VERDİĞİ SÖZÜ TUTAR, TUTAMAYACAĞI SÖZÜ VERMEZ.
VERDİĞİ SÖZÜ TUTMAYAN BİR KİMSEDEN, NASIL BAŞKA İNSANLARIN HAKLARINA VE TOPLUM KURALLARINA RİÂYET ETMESİNİ BEKLİYEBİLİRSİNİZ Kİ??? "HIRİSTİYAN BATI SITANDARTLARI" HİÇ BUNLARDAN BAHSETMİYOR!..
AHDE VEFÂ, SÖZÜNDEN DÖNMEMEK, YEMİN EDİP YEMİNİN TUTMAMAK İLE İLGİLİ ÂYETLER:
- "SÖZLEŞMEYİ, ANTLAŞMAYI YERİNE GETİRİN!
ŞÜPHESİZ, ANTLAŞMADAN SORGUYA ÇEKİLECEKSİNİZ."
(İSRÂ SÛRESİ , 34. ÂYET)
- "EY İNANANLAR! AKİTLERİ YERİNE GETİRİN!"
(BAKARA SÛRESİ , 169. ÂYET)
- "EY İMÂN EDENLER!
AKİTLERİNİZE VEFÂLI OLUN!"
(MÂİDE SÛRESİ , 1. ÂYET)
- "(ONLAR) EMÂNETLERE VE AHİTLERİNE RİÂYET EDERLER.
... BUNLAR CENNETLERDE AĞIRLANIRLAR."
(ME'ÂRİC SÛRESİ , 32-35. ÂYETLER)
- "SÖZ VERDİĞİNİZ VE ANTLAŞMA YAPTIĞINIZ ZAMAN,
ALLAH ADINA YAPTIĞINIZ ANTLAŞMALARI YERİNE GETİRİNİZ!
ALLAH'I KENDİNİZE KEFİL TUTARAK
PEKİŞTİRDİĞİNİZ YEMİNLERİ BOZMAYIN!
ŞÜPHESİZ ALLAH YAPTIKLARINIZI BİLİR!"
(NAHL SÛRESİ , 91. ÂYET)
- "EY MÜMİNLER! YAPAMAYACAĞINIZ BİR ŞEYİ
NİÇİN SÖYLÜYORSUNUZ?
SİZİN BÖYLE YAPAMAYACAĞINIZ BİR ŞEYİ SÖYLEMENİZ,
ALLAH KATINDA NE KADAR ÇİRKİNDİR!"
(SAFF SÛRESİ , 2-3. ÂYETLER)
- "YEMİNLERİNİZİ ARANIZI BOZAN BİR ŞEY YAPMAYIN.
ALLAH'A VERDİĞİNİZ SÖZÜ AZ BİR PARAYA SATMAYIN!"
(NAHL SÛRESİ , 94-95. ÂYETLER)
ÖYLE DE, HEPİMİZ İNSANIZ. BÂZEN BİR TAAHHÜTTE BULUNUR, YEMİN EDER, AMA YEMİNİMİZİ TUTAMIYACAK DURUMA GELİRİZ. PEKİ, O ZAMAN NE YAPACAĞIZ?..
İSLÂM KOLAYLIKLAR DİNİDİR. HER SIKINTININ BİR ÇÂRESİ VARDIR:
- "ALLAH SİZE
YEMİNLERİNİZİ ÇÖZMEYİ MEŞRÛ KILDI."
(TAHRİM SÛRESİ , 2. ÂYET)
- "ALLAH SİZİ
LÂF OLSUN DİYE ETTİĞİNİZ YEMİNLERDEN
SORUMLU TUTMAZ. (YİNE DE BOŞ YERE YEMİN ETMEYİN!)
FAKAT AKİT YAPTIĞINIZ YEMİNLERDEN
SORUMLU TUTAR.
(O YEMİNİ BOZDUĞUNUZ ZAMAN) ONUN KEFFÂRETİ
(SİZİN YİYİP İÇTİĞİNİZ)
EV HALKINA YEDİRDİKLERİNİZİN ORTA DERECESİNDEN
ON FAKİRİ YEDİRMEK,
VEYÂ (KENDİ GİYDİKLERİNİZİN ORTA DERECESİNDEN)
ON FAKİRİ GİYDİRMEK,
VEYÂ BİR KÖLE AZÂD ETMEKTİR.
ANCAK KİM (FAKİR OLUR DA) GÜÇ YETİREMEZSE,
ÜÇ GÜN ARALIKSIZ ORUÇ TUTSUN!
İŞTE BOZDUĞUNUZ YEMİNLERİN KEFFÂRETİ BUDUR.
YEMİNLERİNİZİ KORUYAN ALLAH
ŞÜKREDESİNİZ DİYE
ÂYETLERİNİ SİZE BÖYLE AÇIKLIYOR."
(MÂİDE SÛRESİ , 89. ÂYET)
AŞAĞIDAKİ ÂYETLER DE YUKARIDAKİ BAKARA SÛRESİ , 177. ÂYET GİBİ!.. İMÂNIN ŞARTI GAYBA İNANMAK İLE, İSLÂM'IN ŞARTI NAMAZ KILMAK, VERİLEN RIZIKTAN BAŞKALARINI NASİPLENDİRMEKLE BİR ARADA!.... KİTAPLARA İNANMAKTAN DA ÖNCE GELİYOR!.. İNANMAZSANIZ OKUYUN VE BİRİLERİNİN NASIL OLUP TA BİRİNCİYİ, İKİNCİYİ MAKBÛL SAYIP, ÜÇÜNCÜ KISMI ATLAYIP, DÖRDÜNCÜYE, BEŞİNCİYE NASIL GEÇTİĞİNE SİZ DE HAYRET EDİN!
- "ALLAH'IN KİTÂBINI OKUYANLAR,
NAMAZI (DOSDOĞRU) KILANLAR,
VE KENDİLERİNE VERDİĞİMİZ RIZIKTAN
HAYIR İÇİN GİZLİ-AÇIK HARCAYANLAR
ASLA BATMAYACAK BİR TİCÂRET UMARLAR Kİ,
ALLAH ONLARA ÜCRETLERİNİ TAM ÖDESİN,
VE LÛTFUNDAN ONLARA FAZLASINI DA VERSİN."
(FÂTIR SÛRESİ , 29. ÂYET)
- "BİZİM ÂYETLERİMİZE O KİMSELER İNANIRLAR Kİ,
KENDİLERİNE ÂYETLER HATIRLATILDIĞI ZAMAN
DERHAL SECDEYE KAPANIRLAR.
RABLERİNİ TESBİH EDERLER.
BÜYÜKLÜK TASLAMAZLAR.
(GECE) YANLARI YATAKLARDAN UZAKLAŞIR,
KORKARAK VE ÜMİT EDEREK RABLERİNE DUA EDERLER.
KENDİLERİNE VERDİĞİMİZ RIZIKTAN
HAYIR İÇİN HARCARLAR." (SECDE SÛRESİ , 15-16. ÂYETLER)
GÖRDÜNÜZ MÜ?.. DOĞRU MU SÖYLÜYORMUŞUZ?.. KENDİSİNE ALLAH'IN BİR LÛTFU OLARAK VERİLMİŞ NİMETLERDEN BAŞKALARINI DA NASİPLENDİRMEYEN, RIZIKLANDIRMAYAN, YÂNİ ONLARIN EKSİĞİNİ GEDİĞİNİ TAMAMLAMAYAN BİR KİMSE, NASIL KALKIP O'NUN İNDİRDİKLERİNE İMÂN ETTİĞİNİ ÖNE SÜREBİLİR Kİ?.. O YÜZDENDİR Kİ, BAŞKALARINI RIZIKLANDIRMAK; GAYBA İNANMAK, YÂNİ BUGÜN YAPTIKLARININ KARŞILIĞINI İLERDE GÖRECEĞİNİ KABUL ETMEK İLE, ALLAH'IN İNDİRDİKLERİNE İMÂN ETMENİN ARASINDA YER ALMIŞ!.. ALLAH, MESELEYE BÖYLE BAKMAYANI DA AZARLAMIŞ:
- "HAYIR, HAYIR!
SİZ NE YETİMİ GÖZETİYORSUNUZ,
NE YOKSULU DOYURMAK İÇİN
BİRBİRİNİZİ TEŞVİK EDİYORSUNUZ!
SABİLERİN MİRÂSINA İHTİRASLA BAKIYORSUNUZ!
VE SERVETE AŞIRI DÜŞKÜNLÜK GÖSTERİYORSUNUZ!
BÖYLE OLMAMALIYDI!"
(FECR SÛRESİ , 16-20. ÂYETLER)
- "YOKSULU DOYURMAYA ÖNAYAK OLMUYORDU."
(HAKKA SÛRESİ , 34. ÂYET)
-" NE SADAKA VERDİ, NE DE NAMAZ KILDI.
FAKAT (AYETLERİMİZİ DE, ÂHİRETİ DE) YALANLADI,
(SÖZÜNDEN) DÖNDÜ,
SONRA ÇALIM SATARAK ÂİLESİNE GİTTİ.
YAZIK SANA, YAZIK!"
(KIYÂME SÛRESİ , 31-34. ÂYETLER)
- "ŞU (SÖZDE) NAMAZ KILANLARIN VAY HÂLİNE!
Kİ ONLAR, İBÂDETLERİNDE GAFLET EDERLER.
ONLAR (İBÂDETİ) GÖSTERİŞ (İÇİN) YAPARLAR.
ZEKÂT VERMEZLER.."
(MÂUN SÛRESİ , 4-7. ÂYETLER)
- "CEZÂ GÜNÜ'NÜ YALANLIYANI GÖRDÜN MÜ?
İŞTE O ÖKSÜZÜ İTER, KAKAR,
YOKSULU DOYURMAYA ÖNAYAK OLMAZ!"
(MA'UN SÛRESİ , 3. ÂYET)
- "DOĞRUSU İNSAN AZAR.
KENDİNİ ZENGİN GÖRDÜĞÜ İÇİN.
AMA DÖNÜŞÜ RABBİNEDİR.
(AZMASININ HESÂBINI VERECEKTİR.)
(ALÂK SÛRESİ , 5--8. ÂYETLER)
- "ASRA (ZAMANA) ANDOLSUN Kİ, İNSAN ZİYANDADIR.
ANCAK İNANIP İYİ İŞLER YAPANLAR,
BİRBİRLERİNE HAKKI VE SABRI TAVSİYE EDENLER
ZİYANDA DEĞİLLERDİR."
(ASR SÛRESİ , 1-3. ÂYETLER)
- "O Kİ, MAL YIĞDI. ONU SAYDI, DURDU.
MALININ KENDİSİNİ ÖLÜMSÜZ KILACAĞINI SANIR."
(HÜMEZE SÛRESİ , 2-3. ÂYETLER)
- "SİZ DÜNYÂYI SEVİYORSUNUZ,
VE ÂHİRETİ BIRAKIYORSUNUZ."
(KIYÂME SÛRESİ , 20-21. ÂYETLER)
- "ŞUNLAR (ÂHİRETE İNANMAYANLAR)
DÜNYÂYI TERCİH EDİYORLAR
VE ÇETİN BİR GÜNÜ
ARKALARINA ATIYORLAR."
(İNSAN SÛRESİ , 27. ÂYET)
- "AMA SİZ ŞU YAKIN HAYÂTI YEĞLİYORSUNUZ.
OYSA ÂHİRET HAYÂTI DAHA İYİ VE KALICIDIR."
(A'LA SÛRESİ , 16-17. ÂYETLER)
DÜNYÂYI SEVİP ÂHİRETİ BİR KENARA BIRAKANLAR, SONRA ŞÖYLE PİŞMAN OLURLAR:
- "BİZ NAMAZ KILANLARDAN OLMADIK.
YOKSULA DA YEDİRMEDİK.
BOŞ ŞEYLERE DALANLARLA BİRLİKTE DOLANDIK.
CEZÂ GÜNÜ'NÜ YALANLARDIK. (VAY ŞİMDİ HÂLİMİZE!)"
(MÜDDESİR SÛRESİ , 43-46. ÂYETLER)
BU BELİRTTİKLERİMİZDEN BİR KURAL ÇIKARIYORUZ:
15 - YÜCE ALLAH'IN "YAP" DEDİKLERİNİ YAPMAK, "YAPMA" DEDİKLERİNİ YAPMAMAK.
GERÇEKTEN DE ALLAH'IN "YAP" DEDİKLERİ SEVAP, İYİLİK, SÂLİH AMEL SINIFINA GİRER. BUNUN TERSİ OLARAK TA, "YAPMA" DEDİKLERİ GÜNAH, KÖTÜLÜK, ZARAR, HATA, KABAHAT, YANLIŞ VE AYIP İŞLER SINIFINI TEŞKİL EDER... YİNE "YAP" DEDİKLERİNİ YAPMAMAK, VEYÂ "YAPMA" DEDİKLERİNİ YAPMAK, BİZİ DOĞRU YOLDAN ÇIKARIR, GÜNAHA SOKAR... BU YÜZDEN ÇOK DİKKATLİ OLMAK, KUR'AN-I KERİM'İN ÖĞÜTLERİNE UYMAK GEREKİR.
İLGİLİ ÂYETLER:
- "İNANIP RABLERİNE DAYANANLAR...
ONLAR BÜYÜK GÜNAHLARDAN
VE ÇİRKİN İŞLERDEN KAÇINIRLAR.
KIZDIKLARI ZAMAN DA AFFEDERLER.
NAMAZI (DOSDOĞRU) KILARLAR."
(ŞÛRA SÛRESİ , 36-37. ÂYETLER)
"BÜYÜK GÜNAHLAR" KONUSUNA İLERDE DEĞİNECEĞİZ... ANCAK YÜCE ALLAH'IN "YAP" DEDİKLERİ İLE "YAPMA" DEDİKLERİNİ ÖĞRENMEK İÇİN KUR'AN HÜKÜMLERİNİ, "YAP-YAPMA" HADİSLERİNİ İYİ BİLMEK İCÂBEDER. İYİ BİLMEK İÇİN DE KUR'AN-I KERİM'İ, HADİSLERİ AĞIR AĞIR, HAZMEDEREK OKUMAK GEREKİR.
- "KUR'AN'I AĞIR AĞIR, TÂNE TÂNE OKU!"
(MÜZEMMİL SÛRESİ , 4. ÂYET)
ÇOK ÖNEMLİ!.. BU KADAR AÇIK BİR ÂYET, BU KADAR KESİN BİR EMİR VARKEN, CENÂZE EVLERİNDE 4-5 HÂFIZIN HIZLI VE SESSİZ OKUYARAK HATİM İNDİRMESİNİN BİR ANLAMI YOKTUR!.. DİNLEYEN OLMADIĞI İÇİN DE HİÇ BİR SEVÂBI YOKTUR!.. ÜSTELİK BU ÂYETİN "YAP" EMRİNE AYKIRI, VE KANDIRMACA OLDUĞU İÇİN GÜNÂHTIR!..
DEVAM EDİYORUZ:
16 - ORUÇ TUTMAK.
ORUÇ RAMAZAN AYINDA BÜTÜN MÜSLÜMANLARA FARZDIR. ALEVİ VE BEKTÂŞİLER MUHARREM AYINDA DA ORUÇ TUTARLAR. ASLINDA HEMEN BÜTÜN DİNLERDE ORUÇ TUTMAK ÇEŞİTLİ ŞEKİLLERDE VARDIR.
- "EY İMÂN EDENLER!
ORUÇ SİZDEN ÖNCE
GELİP GEÇMİŞ ÜMMETLERE FARZ KILINDIĞI GİBİ,
SİZE DE FARZ KILINDI."
(BAKARA SÛRESİ , 183. ÂYET)
İNCİL'DE, HEM DE GÖSTERİŞ İÇİN ORUÇ TUTMAYI YASAKLAYAN BİR İFÂDE İLE GEÇER: "ORUÇ TUTTUĞUNUZ ZAMAN, İKİYÜZLÜLER GİBİ SURAT ASMAYIN! ZİRÂ ONLAR ORUÇ TUTTUKLARINI İNSANLAR GÖRSÜNLER DİYE SURAT ASARLAR." (MATTA , 6. BÂB , 16. ÂYET ... "ÂYET" DİYORUZ, ÇÜNKÜ KUR'AN İLE BAĞDAŞIYOR.)
ORUÇ; KUR'AN-I KERİM'DE BAKARA SÛRESİ 183-187, 196. ÂYETLERDE,
NİSÂ SÛRESİ 92. ÂYETTE, MÂİDE SÛRESİ 89. VE 95. ÂYETLERDE,
TEVBE SÛRESİ 112. ÂYETTE, MERYEM SÛRESİ 26. ÂYETTE, AHZAB SÛRESİ 35. ÂYETTE,
MÜCÂDELE SÛRESİ 4. ÂYETTE VE TAHRİM SÛRESİ 5. ÂYETTE GEÇER.
ORUÇ GÜNEŞ VARKEN TUTULUR. SABAHIN İLK IŞIKLARI KARANLIK İLE AYDINLIĞI FARKEDİLİR HÂLE GETİRDİĞİ ANDAN GÜNEŞ BATINCAYA KADAR SÜRER. HADİSLER İLE EN İNCE TEFERRUATINA KADAR AÇIKLANMIŞTIR. DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI'NIN YAYINLADIĞI "İLMİHAL"DEN BİLGİ EDİNİLEBİLİR.
ORUCUN EN ÖNEMLİ YANI 12-18 SAAT AÇ-SUSUZ KALMAK, CİNSÎ MÜNÂSEBETTE BULUNMAMAK DEĞİL; HARAMLARDAN UZAK DURMAK, NEFSE HÂKİM OLMAK, NEFSİNİ TERBİYE ETMEKTİR. YOKSA BAĞLADIĞIN İT DAHİ AÇ-SUSUZ DURABİLİR. "NEFSE HÂKİM OLMA" İLE İLGİLİ "YALAN SÖYLEMEME, DEDİKODU YAPMAMA, ÖFKELENMEME, KİN TUTMAMA" GİBİ HUSUSLARI, İLERDE ÂYETLER İLE VERECEĞİZ.
PEK ÇOK YANILIR SAVMI BİR AÇ GEZME SANANLAR
NEFS BENDE OLUR, İŞTE BUDUR FAYDA ORUÇTAN
ZİNNÛR RAMAZANDAN İÇİ SAF AŞK OLAN ANLAR
EVET, ŞÂİRİN DEDİĞİ GİBİ, NURLU RAMAZAN'IN HİKMETİNİ ANCAK NEFSİNİ İRÂDESİNE TÂBİ KILAN, İÇİ ALLAH AŞKI İLE DOLU OLAN GERÇEK MÜSLÜMAN ANLAR!
YALNIZ BURADA BELİRTELİM, HASTA OLAN, VEYÂ ORUÇ TUTUNCA ZORLANACAK, HASTALANACAK OLANLARA ORUCU ERTELEME, VEYÂ KEFFÂRET-FİDYE ÖDEYEREK BU BORÇTAN KURTULMA İMKÂNI TANINMIŞTIR. FİDYE, BİR FAKİRİ BİR GÜN DOYURACAK KADARDIR. HERNEKADAR DİYÂNET İŞLERİ BAŞKANLIĞI TARAFINDAN TEMEL ALINSIN DİYE HER YIL 8-10 LİRA GÜNLÜK FİDYE İLÂN EDİLİRSE DE, HERKESİN KENDİ YEDİĞİNDEN BU FİDYEYİ ÖDEMESİ GEREKİR. YÂNİ MEMUR EMEKLİSİ MEHMET EFENDİ 8 TL. FİDYE ÖDEDİ DİYE, RAHMİ KOÇ KENDİNİ 8 LİRA İLE KURTARAMAZ!.. NE YİYORSAN ONDAN ÖDEYECEKSİN!
BİZCE BU FİDYE SÂDECE TUTAMAYANLARA DEĞİL; TUTABİLECEK DURUMDA OLUP TA TUTMAYANLARIN DA BOYNUNA BORÇTUR. KÜÇÜK-BÜYÜK BULÛĞA ERMİŞ HER KİŞİ İÇİN ORUÇ TUTULMAYINCA ÖDENMESİ GEREKİR!.. ORUÇ TUTMAMA KARŞILIĞI FİDYE ÖDEMEYİ ÂDETÂ YASAKLAYAN VAAZLAR, HİÇ TE İSLÂM'A UYGUN DEĞİLDİR... BİZDEN SÖYLEMESİ!
SÂDE NEFSE HÂKİM OLMAK DEĞİL, AÇ OLANLARIN HÂLİNDEN ANLAMAK TA MÜHİM.
NÂFİLE ORUCA HA ZÜLKADEH, HA ŞABAN
DÜŞÜNÜP AÇLIKTAN ÖLENLERİ BİNLERLE,
UTANÇTAN İFTARI ETMEMELİ İNSAN!ELİNDE PİDESİ, EVE KOŞAN EY GAFİL!
NE KADAR KOLAYCA SEVABA OLDUN NÂİL
KEYF İLE SOFRANDA ETMEKLE SEN İFTARI,
HERKESİN AÇLIĞI OLDU MU SANDIN ZÂİL?
DÖRT HAFTA AÇ DURUP, ARDINDAN YAP ŞEKAVET
BÖYLE BİR ŞEKİLDE EDECEKSEN İBÂDET
SEN TUTMA, YETER Kİ HER GÜN DOYUR BİR FAKİR,
ORUÇTAN FAYDALI BU ZAMANDA KEFÂRET!
ŞİİR AÇIK... AMA SÖYLEMEDEN DURAMADIK. NASIL BOŞA KILINAN NAMAZLAR VARSA, BOŞA TUTULAN ORUÇLAR DA VAR, Kİ ŞÂİR BUNA "NÂFİLE-BOŞA GİDEN" DEMİŞ! "EĞER GERÇEKTEN ORUÇ TUTAN BİRİ İSEN, DÜNYÂDA AÇLIKTAN ÖLENLER BİR AN AKLINDAN ÇIKMAMALI, İFTAR EDERKEN LOKMALAR BOĞAZINA TAKILMALI," DEMİŞ. "SEN İFTAR ETTİN, ORUÇ AÇTIN DİYE, AÇLAR DA GÜNLERDİR TUTTUKLARI MECBURÎ ORUÇLARINI AÇABİLDİ Mİ? HİÇ DÜŞÜNDÜN MÜ?" DEMİŞ... SONRA "USLU DURMAYI 4 HAFTA RAMAZAN'A MAHSUS SANIP, GERİ KALAN 48 HAFTA HER TÜRLÜ KÖTÜLÜĞÜ, HER TÜRLÜ MELÂNETİ YAPMAYA DEVAM EDERSEN, BU TUTTUĞUN ORUÇ, ORUÇ OLUR MU?" DEMİŞ... TIPKI NAMAZDA BİR BAŞKA ŞÂİRİN "BÖYLE MÜSLÜMAN OLACAKSAN, KÂFİR OL, DAHA İYİ" DEDİĞİ GİBİ, BU MUHTEREM ŞÂİR DE, "^BÖYLE ORUÇ TUTACAKSAN, TUTMA! KEFFÂRET-FİDYE VER, SEN BOŞUNA AÇ KALACAĞINA, BİR AÇ DOYSUN, DAHA İYİ," DEMİŞ!..
17 - HACCA GİTMEK.
HACCA GİTMEK; MEKKE'DE KÂBE'Yİ ZİYÂRET VE TAVAF ETMEK DEMEKTİR. KENDİNE HAS BİR TAKIM UYGULAMALARI VARDIR. MEDİNE'DE PEYGAMBERİMİZİN KABRİNİ ZİYARET ETMEK TE BUNA DÂHİLDİR. ANCAK HAC, MÂLÎ DURUMU VE SAĞLIĞI MÜSÂİT OLANLARA, VE GİDİŞ-GELİŞİN GÜVENLİ OLMASINA BAĞLIDIR.
KUR'AN-I KERİM'DE HAC; BAKARA SÛRESİ 196-197. VE 200. ÂYETLERDE,
ÂL-İ İMRAN SÛRESİ 97. ÂYETTE, MÂİDE SÛRESİ 2. ÂYETTE VE HAC SÛRESİ 26-28. ÂYETLERDE YER ALIR.
HADİSLER İLE EN İNCE TEFERRUATINA KADAR AÇIKLANMIŞTIR. DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI'NIN YAYINLADIĞI "İLMİHAL"DEN BİLGİ EDİNİLEBİLİR.
- "HAC AYLARI BİLİNEN AYLARDIR.
KİM Kİ BU AYLARDA HACCI ÜZERİNE FARZ SAYARSA,
ARTIK ONUN İÇİN NE CİNSÎ MÜNÂSEBET,
NE FISK, VE NE DE CİDAL VE HUSUMET YOKTUR.
NE Kİ HAYIR İŞLERSENİZ, ALLAH ONU BİLİR.
BİR DE (YOLA ÇIKARKEN) AZIK EDİNİN.
EN HAYIRLI AZIK TAKVADIR.
EY AKLI KÂMİL OLANLAR! BENDEN KORKUN!"
(BAKARA SÛRESİ , 197. ÂYET)
YALNIZ, KUR'AN "HAC BİLİNEN AYLARDADIR," DEMESİNE, PEYGAMBERİMİZİN (S.A.V.) "HAC İÇİN, HAC AYLARINDA İHRÂMA GİRİN," ŞEKLİNDE BİR HADİSİ BULUNMASINA RAĞMEN, NEDENSE HAC SÜRESİ DÖNÜP DOLAŞIP DÖRT GÜNE İNDİRİLMİŞTİR. EMEVÎLER DÖNEMİNDEN BERİ BÖYLE UYGULANMIŞTIR. HALBUKİ HAC AYLARI ŞEVVAL VE ZİLKADE AYI İLE, ZİLHİCRE AYININ İLK ON GÜNÜNÜDÜR. DÜNYÂDA MÜSLÜMAN NÜFUSUN ARTMASI İLE DÖRT GÜNDE HERKESİN HAC FARİZESİNİ YERİNE GETİRMESİ ÇOK ZORLAŞMIŞ, HAC İÇİN SUUDİ ARABİSTAN KIRALLIĞI TARAFINDAN KOTALAR KONULMAYA, BİZDE DE İŞ KUR'A İLE YÜRÜTÜLMEYE BAŞLAMIŞTIR. HALBUKİ HAC SÜRESİ PEYGAMBERİMİZİN İLK VE SON DEFA HAC ETTİĞİ O DÖRT GÜNE DEĞİL DE, BU ÜÇ AYA YAYILSA, DÖRDER GÜN, DÖRDER GÜN ŞEKLİNDE KAFİLELER HALİNDE YAPILSA ÇOK DAHA İSLÂM'A UYGUN OLUR. ÇÜNKÜ HAC SÂDECE DÖNMEK, KOŞMAK, VEYÂ ÇADIRA KAPANIP DUA OKUMAK DEĞİL; DÜNYÂNIN DÖRT BİR YANINDAN GELEN MÜSLÜMANLAR İLE GÖRÜŞÜP TANIŞMAK, SOHBET ETMEK, YARDIMLAŞMAK İÇİNDİR. KÂBE'NİN, HACER-İ ESVED'İN, TAVAF'IN, SAFÂ İLE MERVE ARASINDA KOŞMANIN, ŞEYTAN TAŞLAMANIN HEPSİNİN ÇOK DERİN MÂNÂLARI VARDIR Kİ, ANCAK İÇİ AŞK DOLU OLANLAR ANLAR.
YOLCU YANINA ELBETTE AZIK ALIR... AMA YÜCE ALLAH "EN HAYIRLI AZIK TAKVADIR," BUYURMUŞ... TAKVA, "ALLAH'I ÇOK SEVMEKTEN KAYNAKLANAN, O'NUN RIZÂSINA AYKIRI BİR DAVRANIŞTA BULUNMAKTAN SAKINMA, DOLAYISİYLE KÖTÜLÜK VE ÇİRKİNLİK İÇEREN HER ŞEYDEN UZAK DURMAK"TIR. YÂNİ, HACCA NİYETLENEN KİŞİ, O ANDAN İTİBÂREN HER TÜRLÜ KÖTÜLÜKTEN KENDİNİ UZAK TUTMAYI HUY EDİNMELİDİR. HACDAN DÖNEN KİŞİ DE ARTIK HİÇ KÖTÜLÜK İŞLEMEMEYE AHDETMİŞ OLMALIDIR. GERÇEK HACILIK BUDUR.
İSTERSEN BİN VAR HACCA,
HEPİSİNDEN İYİCE,
BİR GÖNÜLE GİRMEKTİR!
ESAS BEYTULLAH GÖNÜLDÜR.. NEREDEN Mİ BİLİYORUZ?
18 - KURBAN KESMEK.
HER BULÛĞA ERMİŞ MÜSLÜMANIN MÂLÎ DURUMU ÂİLECE MÜSÂİT OLMASINA BAĞLI OLARAK KURBAN BAYRAMI'NDA KURBAN KESMESİ, KİMİ DİN ÂLİMİNE GÖRE SÜNNET, KİMİNE GÖRE DE VÂCİPTİR. BİZCE HAZRET-İ İBRÂHİM'DEN GELEN ÇOK GÜZEL BİR ÂDETTİR, HEM İBRÂHİM ALEYHİSSELÂM'A HEM DE MUHAMMED MUSTAFA'YA (S.A.V.) UYMA AÇISINDAN SÜNNET, AYETLER AÇISINDAN VÂCİPTİR.
- "HER ÜMMET İÇİN,
ALLAH'IN KENDİLERİNE RIZIK OLARAK VERDİĞİ
HAYVANLAR ÜZERİNE İSMİNİ ANSINLAR DİYE,
KURBAN KESMEYİ MEŞRÛ KILDIK! "
(HAC SÛRESİ, 34. ÂYET)
- "DE Kİ: HİÇ ŞÜPHESİZ,
BENİM NAMAZIM, KURBANIM,
HAYÂTIM, MEMÂTIM
ALEMLERİN RABBİ ALLAH İÇİNDİR."
(EN'AM SÛRESİ , 162. ÂYET)
KURBAN; KUR'AN-I KERİM'DE BAKARA SÛRESİ 196. ÂYETTE,
ÂL-İ İMRAN SÛRESİ 183. ÂYETTE, MÂİDE SÛRESİ 2, 27, 95. VE 97. ÂYETLERDE,
HAC SÛRESİ 28, 33-34. VE 36. ÂYETLERDE, SAFFAT SÛRESİ 107. ÂYETTE,
FETİH SÛRESİ 25. ÂYETTE VE KEVSER SÛRESİ 2. ÂYETTE GEÇER.
HADİSLER İLE EN İNCE TEFERRUATINA KADAR AÇIKLANMIŞTIR. DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI'NIN YAYINLADIĞI "İLMİHAL"DEN BİLGİ EDİNİLEBİLİR.
İLK KURBANI HAZRET-İ ÂDEM'İN İKİ OĞLU ALLAH'A SUNMUŞLARDI. HAABİL'İNKİ KABUL EDİLMİŞ, KAABİL'İNKİ KABUL OLUNMAMIŞ, BUNUN ÜZERİNE KAABİL HAABİL'İ ÖLDÜRMÜŞTÜ. (MÂİDE SÛRESİ , 27-31. ÂYETLER)... BİZİM KURBAN KESMEMİZ İSE HAZRET-İ İBRÂHİM'İN OĞLU İSMÂİL'İ ALLAH'IN EMRİ ÜZERİNE KURBAN ETMEYE RÂZI OLMASI, BUNUN ÜZERİNE KOÇ İNMESİ, VE ONU KURBAN ETMESİNE BAĞLIDIR. BİZ HEM HAZRET-İ MUHAMMED'İN SÜNNETİNE, HEM DE HAZRET-İ İBRÂHİM'İN SÜNNETİNE UYUYORUZ. ZÂTEN BÜTÜN HAC RÜKÜNLERİ HAZRET-İ İBRÂHİM, HAZRET-İ İSMÂİL VE ANNESİ HAZRET-İ HÂCER'İN YAŞADIKLARI İLE BAĞLANTILIDIR.
BİZ MÜSLÜMAN ERKEKLER HERNEKADAR SÜNNETLİ DOĞMUŞ OLAN PEYGAMBERİMİZE UYARAK SÜNNET OLUYORSAK TA, ASLINDA O DA YİNE BİR HAZRET-İ İBRÂHİM SÜNNETİDİR AYNI ZAMANDA... ÇÜNKÜ HAZRET-İ İBRÂHİM OĞLU İSMÂİL'İN CANININ BAĞIŞLANMASI ÜZERİNE KOÇ KURBAN ETMEKLE YETİNMEMİŞ, KENDİNDEN BİRŞEYLER VERMEK AMACIYLA KENDİSİNİ VE OĞLUNU SÜNNET ETMİŞTİR... BU KISSA KUR'AN-I KERİM'DE YOKTUR, AMA ANLATILANLAR BİZİ TEVRAT'TAKİ KISSAYA GÖTÜRÜR:
- VE ALLAH İBRÂHİM'E DEDİ: 'SEN VE SENDEN SONRA ZÜRRİYETİN NESİLLERİNCE AHDİMİ TUTACAKSINIZ... ARANIZDA HER ERKEK SÜNNET OLUNACAKTIR.' (TEKVİN, 17 / 9-10) ... VE İBRÂHİM OĞLU İSMÂİL'İ, VE EVİNDE DOĞANLARIN HEPSİNİ ... HER ERKEĞİ ALDI, VE ALLAH'IN KENDİSİNE SÖYLEMİŞ OLDUĞU GİBİ, AYNI O GÜNDE GULFELERİ ETİNDE SÜNNET ETTİ. İBRÂHİM GULFE ETİNDE SÜNNET OLDUĞU VAKİT 99 YAŞINDA İDİ. İSMÂİL ... 13 YAŞINDA İDİ." (TEKVİN , 17 / 22-25)... İŞTE O YÜZDEN BİZ ERKEKLER BULÛĞ ÇAĞINDAN ÖNCE SÜNNET OLUYORUZ.
- "HACCI DA, UMREYİ DE ALLAH İÇİN TAMAMLAYIN.
EĞER (SALDIRI, HASTALIK GİBİ SEBEPLERLE) ENGELLENMİŞ OLURSANIZ,
ARTIK SİZE KOLAY GELEN KURBANI GÖNDERİN.
BU KURBAN YERİNE VARINCAYA KADAR BAŞLARINIZI TIRAŞ ETMEYİN!
İÇİNİZDEN HER KİM HASTALANIR,
VEYA BAŞINDAN RAHATSIZ OLUR DA (TIRAŞ OLURSA)
FİDYE OLARAK ORUÇ TUTMASI, SADAKA VERMESİ,
YA DA KURBAN KESMESİ VÂCİP OLUR.
GÜVENDE OLDUĞUNUZ ZAMAN HACCA KADAR
ÜMREYLE FAYDALANMAK İSTEYEN KİMSE,
KOLAYINA GELEN KURBANI KESER.
KURBAN BULAMAYAN KİMSE ÜÇÜ HACDA,
YEDİSİ DÖNDÜĞÜNDE TAM ON GÜN ORUÇ TUTAR!
BU, ÂİLESİ MESCİD-İ HARAM CİVÂRINDA OLMAYANLAR İÇİNDİR.
ALLAH'A KARŞI GELMEKTEN SAKININ
ALLAH'IN CEZÂSININ ÇETİN OLDUĞUNU BİLİN!"
BAKARA SÛRESİ , 196. ÂYET)
BİZ BU ÂYETTEN ŞÖYLE BİR ANLAM ÇIKARIYORUZ: HACCA GİDEBİLENLER, BÖYLE BİR LÛTFA MAZHAR OLDUKLARI İÇİN ŞÜKÜR MÂHİYETİNDE KURBAN KESERLER. GİDEMEYENLER DE KURBAN KESİP FAKİRLERE GÖNDERİRLER, BÖYLECE SEVÂBA NÂİL OLMAYI UMARLAR. ONUN İÇİN İMKÂNI OLANA KURBAN VÂCİPTİR, DİYORUZ.
KURBAN EDİLECEK HAYVAN MUTLAKA KUSURSUZ, AYIPSIZ OLMALIDIR. TEMİZ OLMALIDIR. KURBAN EDİLECEĞİ YERE EZİYET ETMEDEN GÖTÜRÜLMELİ, EZİYET ETMEDEN KESİLMELİDİR.
19 - ANAYA, BABAYA, AKRABAYA, YETİMLERE, YOKSULLARA İYİLİK ETMEK!.. YÂNİ SÂDECE PARA VERİP UNUTMAK DEĞİL; GEREKTİĞİNDE ONLARIN YARDIMINA KOŞMAK;
20 - İNSANLARA HEP GÜZEL SÖZLER SÖYLEMEK,
21 - İNSANLARI YURTLARINDAN ÇIKARTMAMAK, YERİNDEN ETMEMEK.
BU HUSUSLARLA İLGİLİ ÂYETLER:
- "ANCAK ALLAH'A İBÂDET EDİN. ANAYA, BABAYA,
AKRABAYA, YETİMLERE, YOKSULLARA İYİLİK EYLEYİN.
İNSANLARA HOŞ SÖZ SÖYLEYİN.
NAMAZI DOSDOĞRU KILIN, ZEKÂT VERİN.
BİRBİRİNİZİN KANINI DÖKMEYİN.
BİRBİRİNİZİ YURTLARINDAN ÇIKARTMAYIN!"
(BAKARA SÛRESİ , 83-84. ÂYETLER)
- "DEMEK İŞ BAŞINA GELECEK OLSANIZ,
YERYÜZÜNDE BOZGUNCULUK YAPACAK,
RAHİMLERİ KESECEKSİNİZ, ÖYLE Mİ?"
(MUHAMMED SÛRESİ , 22. ÂYET)
İŞTE YİNE AYNI OLAY!.. ALLAH'A KULLUK ETMEKTEN HEMEN SONRA, ANAYA, BABAYA, AKRABAYA, YETİMLERE VE YOKSULLARA İYİLİK ETMEK, HİZMET ETMEK GELİYOR!.. AKRABAYLA İLİŞKİYİ KESMEMEK TE BU KAPSAMA GİRER. YÜCE ALLAH AKRABANIN DERTLERİ İLE İLGİLENMEYİ UNUTMAKTAN SÖZ EDİYOR, VE BUNU BOZGUNCULUK SAYIYOR, AĞIR ŞEKİLDE AZARLIYOR. AKRABA İLE İLİŞKİYİ SÜRDÜRMEK "SILA-YI RAHİM"! DİYE BİLİNİR... TABİİ BUNUN TERSİ DE VÂRİT. YÂNİ, İŞBAŞINA GELENLERİN HAKETMEDİĞİ HALDE AKRABALARINI KAYIRMALARI, BU SÛRETLE YERYÜZÜNDE BOZGUNCULUK YAPIP FESAT ÇIKARMALARI DA YAYGIN.
ALLAH'TAN BAŞKASINA İBÂDET (KULLUK HİZMETİ) ETMEMEYİ YUKARDA İKİNCİ MADDE OLARAK BELİRTMİŞTİK. BURADA BİRAZ DAHA AÇIKLAYALIM...YÂNİ ŞANA, ŞÖHRETE, PARAYA, MEVKİE, RÜTBEYE, PATRONA TAPMAMAK KASTEDİLİYOR. ÇÜNKÜ KENDİNİ BUNLARA FAZLA KAPTIRIRSAN, ALLAH'A İBÂDET ETTİĞİNİ SANDIĞIN HALDE KULLUĞUN PARAYA PULA, ŞANA ŞÖHRETE, MEVKİE MERTEBEYE OLUR!
- "GÜZEL, İYİ BİR SÖZ VE DİLEK,
ARDINDAN EZÂ VE İNCİTME OLAN SADAKADAN
DAHA İYİDİR." (BAKARA SÛRESİ , 262. ÂYET)
İNSANLARA HOŞ SÖZ SÖYLEMEK... YUKARDA NAMAZ ONDAN SONRA GELMİŞ, VE ONUN DA DOSDOĞRU KILINMASI LÂZIM!.. VE DE ZEKÂTIN ONA EŞLİK ETMESİ LÂZIM!.. BURADA DA "İNCİTEN SADAKADAN İYİDİR" DENİYOR!.. BU HUSUS TEVRAT'TA DA GEÇİYOR, YAHUDİLER'İ GARİBANLARA KARŞI UYARIYOR : "GARİBE GADRETMİYECEKSİN. SİZ GARİBİN GÖNLÜNÜ BİLİRSİNİZ, ÇÜNKÜ (BEN SİZİ ÇIKARMADAN ÖNCE) MISIR'DA GARİPTİNİZ." (ÇIKIŞ , 23. BÂB , 9. ÂYET... "ÂYET" DİYORUZ, ÇÜNKÜ KUR'AN İLE BAĞDAŞIYOR.)
VE DE HAKSIZ YERE KAVGA ÇIKARIP İNSANLARI DÖVMEK, YARALAMAK, KAN DÖKMEMEK, ADAM ÖLDÜRMEMEK LÂZIM Kİ, BUNA DERİNİNE İNEREK İLERDE DEĞİNECEĞİZ. ŞİMDİLİK SÂDECE TEVRAT'TA NE DENMİŞ, ONU VERELİM: "SUÇSUZU VE SÂLİHİ ÖLDÜRME!" (ÇIKIŞ , 23. BÂB , 9. ÂYET... "ÂYET" DİYORUZ, ÇÜNKÜ KUR'AN İLE BAĞDAŞIYOR.) AYRICA KİMSEYİ YERİNDEN YURDUNDAN ETMEMEK, KİRÂ ARTTIRMAK İÇİN EVİNDEN ÇIKARTMAMAK LÂZIM!.. BUNLARIN HEPSİ İKİ ÂYETE SIĞDIRILMIŞ!
- "BİZ İNSANA ANA-BABASINA İYİLİK ETMESİNİ TAVSİYE ETTİK.
ANASI ONU ZAHMETLE TAŞIDI VE ZAHMETLE DOĞURDU.
TAŞIMASI İLE SÜTTEN KESMESİ 30 AY SÜRDÜ.
NİHÂYET GÜÇLÜ ÇAĞINA EDİP, 40 YAŞINA VARINCA,
(BU LÛTFUN FARKINA VARIP) 'YARABBİ! BENİ,
BANA VE ANAMA-BABAMA VERDİĞİN NİMETE
ŞÜKRETMEYE RÂZI OLACAĞIN
YARARLI İŞLER YAPMAYA SEVK EYLE!
BENİM ZÜRRİYETİMDEN DE İYİ İNSANLAR YAP!
BEN SANA YÜZ TUTTUM.
BEN SANA TESLİM OLANLARDANIM,'(DER.)
ONLAR (FARKINA VARANLAR) CENNET HALKI ARASINDADIRLAR."
(AHKÂF SÛRESİ , 15-16. ÂYETLER)
NİÇİN ANAYA-BABAYA İYİ DAVRANILMASI GEREKTİĞİ, ONLARIN HAKKININ ÖDENEMEYECEĞİ ANLAŞILDI MI ACABA?.. ÇÜNKÜ ANAN SENİ ZAHMETLE TAŞIDI, ZAHMETLE DOĞURDU, ZAHMETLE BAKTI. KENDİ YEMEDİ, SANA YEDİRDİ. BABAN ÇALIŞIP ÇABALAYIP SENİ BESLEDİ, YETİŞTİRDİ, OKUTTU. BUNLARIN GENÇKEN FARKINA VARMADIN. AMA ARTIK 40 YAŞINA GELDİN, KAZIK KADAR ADAM OLDUN, HİÇ DEĞİLSE ŞİMDİ FARKET!
- "KİTAP EHLİNDEN VE MÜŞRİKLERDEN NANKÖRLER...
HALKIN EN ŞERLİSİDİR.
İNANIP İYİ İŞLER YAPANLAR DA
HALKIN EN HAYIRLISIDIR."
(BEYYİNE SÛRESİ, 6-7. ÂYETLER)
İYİ İŞLER YAPMAK, HERKESE İYİLİK ETMEK ÇOK ÖNEMLİ... ÇÜNKÜ ALLAH BÜTÜN KULLARINA İYİ DAVRANIR, NİCE NİMETLER BAHŞEHEDER. BUNLARI FARKETMEYEN NANKÖRDÜR... BURADA DİKKAT EDİLECEK BİR HUSUS DAHA VAR: YÜCE ALLAH KİTAB VERİLENLERLE PUTA TAPANLARI AYIRMIYOR, "NANKÖR OLAN EN KÖTÜSÜDÜR" DİYOR, BUNA KUR'AN EHLİ MÜSLÜMAN DA DÂHİL... İNANANI DA AYIRMIYOR, "İYİ İŞ YAPAN HALKIN EN İYİSİDİR," DİYOR.
- "BU ZİKROLUNAN HÜKÜMLER
RABBİNİN SANA VAHYETTİĞİ HİKMETLERDİR...
ALLAH İLE BİRLİKTE BAŞKA BİR İLÂH EDİNME!..
(AKSİ TAKDİRDE) KINANARAK, KOVULARAK
CEHENNEME ATILIRSIN."
(İSRÂ SÛRESİ , 39. ÂYET)
SIRASI GELMİŞKEN EKLEYELİM :
22 - KOMŞU HAKKINA RİÂYET ETMEK.
HERNEKADAR YUKARIDAKİ ÂYETTE VE DİĞER ÂYETLERDE "KOMŞU"DAN SÖZ EDİLMEZSE DE, "YARDIMLAŞMANIN YAKIN ÇEVREDEN BAŞLAMASI" ESÂSINDAN HAREKET EDİNCE, AKRABADAN SONRA KOMŞU GELMEKTE, VE PEYGAMBERİMİZ (S.A.V.) BU HUSUS ÜZERİNDE ÇOK DURMAKTADIR. PEK MEŞHUR HÂDİSİ:
KENDİSİ TOK YATIP UYUYAN,
BENİM İMÂNIMA KATILMIŞ OLAMAZ!"
HERKESCE BİLİNİR... KOMŞU HAKLARININ NE OLDUĞU SORULDUĞUNDA İSE ŞU CEVÂBI VERMİŞTİR:
ÖLDÜĞÜNDE CENÂZESİNİ KALDIRIRSIN.
BORÇ İSTEDİĞİNDE BORÇ VERİRSİN.
KABAHAT VE EKSİĞİNİ GÖRDÜĞÜNDE, ÖRTERSİN."
BİR HADİS DAHA:
BENİMLE HARBE TUTUŞMUŞ SAYILIR!"
KOMŞU HAKKI TEVRAT'TA 9. VE 10. EMİR OLARAK YER ALIR: "KOMŞUNA KARŞI YALAN ŞÂHİTLİK YAPMAYACAKSIN!.. KOMŞUNUN EVİNE TAMAH ETMEYECEKSİN. KOMŞUNUN KARISINA, YÂHUT KOLESİNE, YÂHUT CÂRİYESİNE, YÂHUT ÖKÜZÜNE, YÂHUT EŞEĞİNE, YÂHUT KOMŞUNUN HİÇ BİR ŞEYİNE TAMAH ETMEYECEKSİN!" (TESNİYE , 5. BÂB , 20-21. ÂYETLER) ... İNCİL'DE DE "KOMŞUNU KENDİN GİBİ SEVECEKSİN," İFÂDESİYLE YER ALIR. (MARKOS İNCİLİ, 12. BÂB, 31. ÂYET) ... "ÂYET" DİYORUZ, ÇÜNKÜ KUR'AN İLE BAĞDAŞIYOR.)
ŞİMDİ VERECEĞİMİZ İSE ÇOK ÖNEMLİ BİR ESAS!.. DİKKATLE OKUYUP ÜZERİNDE ÇOK DÜŞÜNÜN!.. ÇÜNKÜ O DA ŞİRK İLE İLGİLİ!
23 - KENDİ ARZUSUNU, HEVESİNİ, HIRSINI, İHTİRASINI İLÂH EDİNMEMEK!.. YÂNİ ARZULARINI HER ŞEYDEN ÜSTÜN TUTMAKTAN KAÇINMAK, HEVESLERİNİ GERÇEKLEŞTİRMEK İÇİN ALLAH'IN EMİRLERİNİ UNUTUP GİTMEMEK!
BU HUSUSLA İLGİLİ ÂYETLER:
-"ARZULARINI İLÂH EDİNEN KİMSEYİ GÖRDÜN MÜ?..
ONLAR HAYVAN GİBİDİR,
HATTÂ ONLARIN YOLU, DAHA DA SAPIKTIR."
(FURKAN SÛRESİ , 43-44. ÂYETLER)
- "HEVESİNİ TANRI EDİNEN,
VE ALLAH'IN BİR BİLGİYE GÖRE SAPTIRDIĞI KİMSEYİ GÖRDÜN MÜ?
ŞİMDİ ONA, ALLAH'TAN SONRA KİM DOĞRU YOLU GÖSTERECEK?"
(CÂSİYE SÛRESİ , 23. ÂYET)
- "BÜYÜK BÜYÜK TUZAKLAR KURDULAR.
DEDİLER Kİ, TANRILARINIZI BIRAKMAYIN!
NE VEDD'İ, NE SUVA'YI,
NE DE YEĞUS'U, YE'UK'U VE NESR'İ DE!.
BÖYLECE ÇOK KİMSEYİ YOLDAN ÇIKARDILAR."
(NUH SÛRESİ , 22-24. ÂYETLER)
BU SON ÂYETLER MUCİZEVÎ GÜZELLİKTE!... BİZ PUTA TAPMAK DENİNCE, TAŞA TAHTAYA TAPMAYI ANLIYORUZ. HALBUKİ SAYILAN PUTLARIN ADLARINA BİR BAKINCA İNSAN DEHŞETE DÜŞÜYOR:
YEĞUS = YARDIM;
YE'UK = ENGEL;
SUVA = ZAMAN, ZENGİNLİK, KUDRET;
VEDD = SEVGİ;
NESR = KARTAL
DEMEKTİR. ŞU HALDE ALLAH DİYOR Kİ, "EY İNSANLAR!.. BAŞKALARINDAN GÖRDÜĞÜNÜZ YARDIM İÇİN KUDRETİ, ENGELLERDEN DUYDUĞUNUZ DEHŞETİ, GEÇİCİ ŞEYLERE DUYDUĞUNUZ SEVGİYİ, BEN'DEN DAHA ÇOK SEVDİĞİNİZ ŞEYLERİ KENDİNİZE PUT EDİNMEYİN! "
YÂNİ, ÇOĞU KİMSE ALLAH'A TAPTIĞINI SANIRKEN; ŞEYTANA, NEFSİNE, NEFSİNİN YÖNLENDİRDİKLERİNE TAPAR DA, FARKINDA OLMAZ!..
BİR KİMSE Kİ, ÂİLESİNİ, AKRABALARINI, KOMŞULARINI, MESAİ ARKADAŞLARINI, KENDİSİNE HİZMET EDEN İNSANLARI, FAKİRLERİ DÜŞÜNMÜYOR... BİR KİMSE Kİ, SÂDECE ALDIĞI PARAYA BAKIYOR... O KİMSE NAMAZ DA KILSA, ORUÇ TA TUTSA, ALLAH'A DEĞİL, NEFSİNE KULLUK EDİYOR DEMEKTİR!..
BUNU BİZ DEMİYORUZ, YÜCE ALLAH ÂYETİNDE AÇIK AÇIK, HEM DE BİR KAÇ DEFÂ BELİRTMİŞ!.. HEVESİNİ, ARZUSUNU, HIRSINI, EMELİNİ, AMACINI HER ŞEYİN ÖNÜNE KOYAN, ÜSTÜNE ÇIKARAN KİMSEYİ, YÜCE ALLAH HAYVANDAN BETER OLARAK NİTELENDİRİYOR!..
İŞTE ONUN İÇİN BİZ YAZILARIMIZDA POLİTİKACILARDAN, BÜROKRATLARDAN, İŞADAMLARINDAN BAHSEDERKEN HİÇ İNSAFLI DAVRANMADIK!. KENDİ ARZULARINI, ALLAH'IN EMİRLERİNİ ÇİĞNEYEREK GERÇEKLEŞTİRMEYE KALKANLARI HİÇ ACIMADAN YERDEN YERE VURDUK!..
24 - MİRÂS KONUSUNDA HAK YEMEMEK, KADINLARI MİRÂS HAKKINDAN MAHRÛM ETMEMEK.
ANAYA, BABAYA, HATTA AKRABAYA, KOMŞUYAK İYİLİK ETMEKTEN SÖZ ETTİK AMA, KARDEŞLERE KÖTÜLÜK EDİLEN BİR HUSUS VAR Kİ, PEK NÂDİR DİLE GELİR.
- "EY İMÂN EDENLER!.
KADINLARA ZORLA VÂRİS OLMANIZ
SİZE HELÂL OLMADIĞI GİBİ,
(ONLARA)VERDİĞİNİZİN BİR KISMINI KURTARABİLMEK İÇİN
ONLARA BASKI YAPMANIZ DA HELÂL DEĞİLDİR! (HARAMDIR!)
(NİSÂ SÛRESİ , 19. ÂYET)
- "BABA, ANA VE HISIMLARIN BIRAKTIKLARINDAN
ERKEK VE KADINLAR İÇİN,
BIRAKILAN AZ VEYÂ ÇOK OLSUN,
BİR NASİP VARDIR.
FARZ VE TAKDİR OLUNDUĞU ŞEKİLDE
VÂRİSLERİNE TAKSİM OLUNUR."
(NİSÂ SÛRESİ , 7. ÂYET)
- "SENDEN KADINLARIN MİRÂSI HAKKINDA BİLGİ İSTİYORLAR.
DE Kİ: 'ALLAH ONLAR HAKKINDA FETVÂYI SİZE VERİYOR.
YAZILMIŞ HAKLARI OLAN MİRÂSI KENDİLERİNE VERMEDİĞİNİZ,
NİKÂHLAMAYI DA İSTEMEDİĞİNİZ ÖKSÜZ (YETİM) KIZLAR,
KÜÇÜK ÇOCUKLARLA YETİMLERE KARŞI
HAKKANİYETİ ELDEN BIRAKMAMANIZ HAKKINDA
İŞTE KİTAPTA OKUNUP DURAN ÂYETLER!
(BUNLARA UYUN!)
HAYIR OLARAK NE YAPARSANIZ,
ŞÜPHESİZ ALLAH ONU DA BİLİR' (DE)!"
(NİSÂ SÛRESİ , 11. ÂYET)
KUR'AN-I KERİM'DE MİRÂS İLE İLGİLİ PEK ÇOK ÂYET VARDIR. (BAKARA SÛRESİ , 180, 182, 220 VE 240. ÂYETLER / NİSÂ SÛRESİ , 2, 6-8, 10-13, 32-33,19, 127 VE 176. ÂYETLER / MÂİDE SÛRESİ 106-108. ÂYETLER / EN'AM SÛRESİ , 152. ÂYET / ENFAL SÛRESİ , 75. ÂYET / İSRÂ SÛRESİ , 34. ÂYET / AHZAB SÛRESİ , 6. ÂYET)... BUNLARIN ÖNEMLİ BİR KISMI YETİM ÇOCUKLARA KALAN MİRÂSIN VELİLERİ TARAFINDAN İYİ MUHAFAZA EDİLMESİ, YENMEMESİ ÜZERİNEDİR. DİĞERLERİ DE MİRÂS PAYLARINI TEFERRUATLI BİR ŞEKİLDE ANLATIR... İLK VERDİĞİMİZ ÂYET, KOCASI VEYÂ BABASI ÖLMÜŞ TE MALA KONMUŞ KADINLARA, ZORLA TAHAKKÜM EDEREK O MALI ELLERİNDEN ALMAYA ÇALIŞANLAR İÇİN BİR İKAZDIR... MAALESEF BU KÖTÜ ÂDET ÜLKEMİZDE ÇOK SIK RASTLANAN BİR DURUMDUR. KADINLARA MİRÂS PAYI VERİLMEMEYE ÇALIŞILIR. VERİLİRSE, AZ VE KÖTÜ OLANLAR VERİLİR... NİYE?.. ÇÜNKÜ EVLENİP GİDECEK, MAL DA "ELİN ADAMI"NA YARAYACAK, DİYE DÜŞÜNÜLÜR!.. SANKİ BUNU ALLAH DÜŞÜNMEMİŞ GİBİ!.. ÇOK BÜYÜK BİR YANLIŞTIR1.. İKİNCİ ÂYET MİRÂS, AZ VEYÂ ÇOK OLSA DA, "DAĞITILMASI ÂDİLENE YAPILSIN," EMRİNİ VERİR!.. UYMAYANIN VAY HÂLİNE!
HERNEKADAR MİRÂS ÂYETLERİ ARASINDA "ÇOCUKLAR ARASINDA ERKEĞİN MİRÂSTAN HİSSESİ, İKİ KIZ HİSSESİ KADARDIR" (NİSÂ SÛRESİ , 11. ÂYET) İFÂDESİ VARSA DA, BU KADINLAR KÜÇÜMSENİYOR ŞEKLİNDE YORUMLANMAMALIDIR... ERKEĞE DAHA FAZLA VERİLİR, ÇÜNKÜ KADINLARIN BAKIMINDAN ERKEK SORUMLUDUR... KALDI Kİ, KAANUNLARIMIZ KADINLARI KORUMUŞ, "EŞİT MİRÂS HAKKI" TANIMIŞTIR!.. UYULMASI GEREKİR!
25- SÂLİH AMELLER İŞLEMEK!.. YÂNİ İYİ İŞLER YAPMAK, İYİLİK YAPMAK, KÖTÜLÜĞE KARŞI DAHİ İYİLİK YAPMAK, İYİLİĞİ (GEREKİRSE EMREDEREK) YAYMAK, ELİNDEKİ YETKİSİ NİSBETİNDE İNSANLARI KÖTÜLÜKTEN VAZGEÇİRMEK, TABİİ Kİ KENDİ DE O KÖTÜLÜKLERDEN UZAK DURMAK, İYİLİK KONUSUNDA YARDIMLAŞMAK.
- "ALLAH'A VE ÂHIRET GÜNÜNE İNANAN,
İYİLİĞİ EMREDEN, VE FENÂLIKTAN MENEDEN,
İYİLİKLER YAPMAYA KOŞUŞANLAR!..
İŞTE BUNLAR İYİ KİMSELERDİR!"
(ÂL-İ İMRÂN SÛRESİ , 114. ÂYET)
- "YAPTIĞINIZ EN KÜÇÜK BİR İYİLİK (BİLE)
SİZE ÖDENİR VE ALLAH ONU BİLİR."
(BAKARA SÛRESİ , 272. ÂYET)
- "KİM BİR İYİLİK YAPARSA, ON KAT MÜKÂFAT ALIR."
(EN'ÂM SÛRESİ , 160. ÂYET)
- KİM BİR İYİLİK YAPARSA,
ONDAN DAHA İYİSİ ONA VERİLİR."
(NEML SÛRESİ , 89. ÂYET)
- "İYİLİK YAPMAK VE KORUNMAK ÜZERE
BİRBİRİNİZLE YARDIMLAŞIN."
(MÂİDE SÛRESİ , 2. ÂYET)
- "ASRA (ZAMANA) ANDOLSUN Kİ, İNSAN ZİYANDADIR.
ANCAK İNANIP SÂLİH AMELLER İŞLEYENLER,
BİRBİRLERİNE HAKKI VE SABRI TAVSİYE EDENLER
ZİYANDA DEĞİLLERDİR."
(ASR SÛRESİ , 1-3. ÂYETLER)
- "NAMAZI KIL!
İYİLİĞİ EMRET (DUYUR)!
KÖTÜLÜKTEN VAZGEÇİR!
BAŞINA GELENE SABRET!..
BUNLAR YAPILMASI GEREKEN İŞLERDENDİR."
(LOKMAN SÛRESİ , 17. ÂYET)
- "HASENE VE SEYYİE MÜSÂVİ DEĞİLDİR.
(KÖTÜLÜĞÜ) EN GÜZEL ŞEKİLDE KARŞILA!
O ZAMAN SENİNLE ARANIZDA DÜŞMANLIK OLAN KİŞİ
SAMİMİ BİR DOST GİBİ OLUR."
FUSSİLET SÛRESİ , 34. ÂYET)
HASENE "İYİLİK, GÜZELLİK" DEMEKTİR, SEYYİE İSE "KÖTÜLÜK"TÜR.İKİSİ BİRBİRİNE EŞİT DEĞİLDİR ELBETTE!.. MÜSLÜMAN KÖTÜLÜĞE BİLE İYİLİKLE KARŞILIK VERİR... ANCAK BURADA DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUS, TEDBİRLİ OLMAKTIR... YÂNİ, KÖPEĞE KEMİĞİ UZAKTAN ATACAKSIN Kİ, SENİ ISIRMASIN!
- "ALLAH, MÜNKERDEN MENEDER."
(NAHL SÛRESİ , 90. ÂYET)
MÜMİNİN, MÜSLÜMANIN GÖREVİ İYİ İŞLER YAPMAK, YÂNİ ALLAH'IN "YAP" DEDİKLERİNİ YAPMAK;İYİLİK YAPMAK, MÜNKERDEN, YÂNİ KÖTÜLÜKTEN KAÇINMAK, YÂNİ ALLAH'IN "YAPMA" DEDİKLERİNİ YAPMAMAK AMA, BU YETMİYOR!.. BAŞKALARINA DA İYİLİĞİ EMRETMEK, BAŞKALARINI DA KÖTÜLÜKTEN VAZGEÇİRMEK GÖREVİMİZ... YÜCE PEYGAMBERİMİZ BU HUSUS TA ŞÖYLE BUYURMUŞ:
BUNA GÜCÜ YETMEZSE, DİLİYLE ENGEL OLSUN!
BUNA DA GÜCÜ YETMEZSE, KÖTÜLÜĞE VE KÖTÜYE
GÖNÜLDEN KARŞI ÇIKSIN! (İÇİNDEN GEÇİRSİN)
26 - İYİLİĞİ BAŞA KAKMAMAK.
İYİLİK ETMEK İYİ DE, SONRA YAPTIĞI İYİLİĞİ BAŞA KAKIP, KARŞIDAKİ MAHÇUP DURUMA DÜŞÜRÜP BÜTÜN SEVÂBINI GİDERMEK TE VAR İŞİN İÇİNDE... ÇOK DİKKATLİ OLMAK LÂZIM. "SAĞ ELİN VERDİĞİNİ, SOL EL GÖRMEYECEK" ŞEKLİNDEKİ HALK DEYİMİ, YAPILAN İYİLİĞİN BİLİNMESİNİN BİLE HOŞ OLMADIĞINI ANLATIR.
İLGİLİ ÂYET:
- "EY İMÂN SÂHİPLERİ!
İNSANLARA GÖSTERİŞ İÇİN MALINI VERİP TE,
ALLAH'A VE ÂHİRET GÜNÜNE İNANMAYAN ADAM GİBİ,
BAŞA KAKMAK VE EZİYET ETMEKLE
İYİLİK VE BAĞIŞLARINIZI BOŞA ÇIKARMAYIN!
BÖYLELERİNİN DURUMU,
ÜZERİNDE BİRAZ TOPRAK BULUNAN BİR KAYAYA BENZER Kİ,
ŞİDDETLİ BİR YAĞMUR İNDİĞİNDE
ONU CASCAVLAK BİR TAŞ HALİNDE BIRAKIR.
BÖYLELERİ KAZANDIKLARINDAN
HİÇ BİR ŞEY ELDE EDEMEZLER!
ALLAH NANKÖR BİR TOPLULUĞU
DOĞRUYA İLETMEZ."
(BAKARA SÛRESİ , 263-264. ÂYETLER)
BURADA YÜCE ALLAH İYİLİĞİ BAŞA KAKANLARI "NANKÖR" OLARAK VASIFLANDIRMIŞ. NANKÖRLERİ DE SEVMEDİĞİNİ YUKARIDA BELİRTMİŞTİK.
27 - İYİLİĞE KARŞILIK İSTEMEMEK, TEŞEKKÜR BİLE BEKLEMEMEK.
ZOR BİR ŞEY AMA, ALLAH BÖYLE YAPMAMIZI İSTİYOR:
- "... İYİLİĞİ, DAHA FAZLA KAZANÇ BEKLEYEREK,
(BİR KAZANÇ ELDE ETMEK İÇİN) YAPMA.
RABBİNİN RIZÂSINA ERMEK İÇİN SABRET."
(MÜDDESİR SÛRESİ , 3-7. ÂYETLER)
- “TEMİZLENMEK İÇİN MALINI HAYRA VEREN,
EN MUTTEKİ (ALLAH'A KARŞI GELMEKTEN SAKINAN) KİMSE
O ATEŞTEN UZAK TUTULACAKTIR.
O, HİÇ KİMSEYE KARŞILIK BEKLEYEREK İYİLİK YAPMAZ!
ANCAK YÜCE RABBİNİN RIZÂSINI İSTEDİĞİ İÇİN (YAPAR).
ELBETTE KENDİSİ DE HOŞNUT OLACAKTIR."
(LEYL SÛRESİ , 17-18. ÂYETLER)
- "ALLAH'IN (SÂLİH) KULLARI ...
YOKSULA, YETİME, (DULA), ESİRE
GÖNÜLDEN BİR İSTEKLE
SEVDİKLERİ YEMEĞİ YEDİRİRLER.
'BİZ SİZE SÂDECE
ALLAH RIZASI İÇİN YEDİRİYORUZ.
BİZDEN NE BİR KARŞILIK BEKLİYORUZ,
NE DE BİR TEŞEKKÜR,' (DERLER)."
(İNSAN SÛRESİ , 6-8. ÂYETLER)
BU İNSÂNÎ DAVRANIŞI YÜCE ALLAH İNSAN SÛRESİNDE AÇIKLAMIŞ... ÇOK ŞÜKÜR Kİ, ARAMIZDA BÖYLE İNSAN ÇOK. YEDİĞİ EKMEĞİ ESİR ETTİĞİ DÜŞMAN ASKERİ İLE PAYLAŞAN, YAKALADIĞI TERÖRİSTE SIRTINDAN PARKASINI ÇIKARIP VEREN MEHMETÇİKLERİMİZ BU GÜZEL DAVRANIŞIN TEMSİLCİLERİDİR.
DEVAM EDİYORUZ :
28 - ADÂLETİ KORUYUP GÖZETMEK!.. İSTER HÜKÜMDÂR, DEVLET REİSİ, BAŞBAKAN, BAKAN, GENEL MÜDÜR, KOMİSER, KOMUTAN, BEKÇİ OLSUN; İSTERSE HÂKİM, SAVCI, AVUKAT OLSUN; KENDİ ALEYHİNE, ANA-BABASININ, YAKINLARININ, HISIM VE AKRABALARININ ALEYHİNE OLSA DA, ADÂLETTEN ŞAŞMAMAK!.. İSTER ZENGİN, İSTER FAKİR OLSUN; HAKLININ HAKKINI NEFSİNE UYMADAN MUTLAKA VERMEK, YETKİSİNİ KÖTÜYE KULLANMAMAK, HELE ŞAHSI İÇİN İSTİSMAR ETMEMEK.
29 - AYNI ŞEKİLDE AKRABA VE TANIDIK GÖZETMEDEN HAKKI DİLE GETİREREK ŞÂHİTLİK YAPMAK.
BU HUSUSLARLA İLGİLİ ÂYETLER:
- "EY İMÂN EDENLER!
ADÂLETİ AYAKTA TUTANLAR,
VE ALLAH İÇİN ŞAHÂDET EDENLER OLUN!..
İSTERSE KENDİ ALEYHİNİZDE VEYÂ ANA-BABANIZIN,
YAKIN HISIMLARINIZIN ALEYHİNE OLSUN!..
İSTERSE ZENGİN VEYÂ FAKİR BULUNSUN...
ALLAH İKİSİNE DE YAKINDIR!...
ARTIK (HAKTAN) DÖNEREK NEFSİNİZİN ARZUSUNA UYMAYIN!.
ŞÂYET DİLİNİZİ EĞER (BÜKER), VEYÂ YÜZ ÇEVİRİRSENİZ,(YANDINIZ!)
ŞÜPHE YOK Kİ ALLAH NE YAPARSANIZ HABERDÂRDIR."
(NİSÂ SÛRESİ , 135. ÂYET)
- "(ONLAR) EMÂNETLERE VE AHİTLERİNE RİÂYET EDERLER.
ŞAHÂDETLERİNİ HAKKIYLE İFÂ EDERLER,
VE NAMAZLARINI MUHAFAZA EDERLER.
BUNLAR CENNETLERDE AĞIRLANIRLAR."
(ME'ÂRİC SÛRESİ , 32-35. ÂYETLER)
BURADA HEMEN BELİRTELİM Kİ, ADÂLET'İN KARŞITI ZULÛMDÜR. O YÜZDEN ADÂLET HEM DİNİN, HEM DE MÜLK'ÜN TEMELİDİR. "DÜNYÂ DÜZENİ KÜFÜRLE YIKILMAZ, ZULÛMLE YIKILIR!.." (HADİS) BU YÜZDEN BİLHASSA HÜKÜMDÂR, İDÂRECİ, HÂKİM DURUMUNDA BULUNANLAR ÂDİL OLMAK ZORUNDADIRLAR. ÂDİL DEĞİLLERSE, ZÂLİM OLURLAR!.. ÂDİL OLMAK, YALANCI ŞÂHİTLİK YAPMAMAK TEVRAT'TA DA YER ALIR: "BİRBİRİNİZE YALAN SÖYLEMEYECEKSİNİZ. VE BENİM ADİSMİMLE YALAN YERE AND ETMEYECEKSİNİZ. (LEVİLİLER , 19. BÂB , 11-12. ÂYETLER) ... "HÜKÜMDE HAKSIZLIK ETMEYECEKSİNİZ! (ACIYIP) FAKİRİN HATIRINI SAYMAYACAKSIN. (ÇEKİNİP) KUDRETLİNİN HATIRINA İTÎBAR ETMEYECEKSİN. VE KOMSUNA ADÂLETLE HÜKMEDECEKSİN." (LEVİLİLER , 19. BÂB , 15. ÂYET ... ÂYET" DİYORUZ, ÇÜNKÜ KUR'AN İLE BAĞDAŞIYOR.)
İŞTE BU YÜZDEN BİZ, İŞ BAŞINA GELİP TE KENDİ YANDAŞLARINI MEVKİ MERTEBE SÂHİBİ YAPANLARI, ONLARI GEREKSİZ İHÂLELER İLE ZENGİN EDENLERİ HİÇ AFFETMEDİK!.. EN AĞIR KELİMELERLE LÂNETLEDİK!..
EN ÇOK KIZDIKLARIMIZ DA KİMLER BİLİYOR MUSUNUZ? YALANCI ŞAHİTLER... TÂCİZDEN ŞİKÂYETE GELMİŞ KADINLARI TÂCİZ EDEN SAVCILAR... GAZETELERDE OKUDUĞUMUZ GİBİ, KENDİSİNE TIRAFİK CEZÂSI KESEN POLİSİ BİR BAHÂNE UYDURUP HAPSE ATAN HÂKİMLER... TECÂVÜZCÜNÜN ELİNDEN KURTULUP KARAKOLA SIĞINAN KIZLARA TECÂVÜZ EDEN POLİSLER!.. ALLAHSIZLAR!..
YERİ GELMİŞKEN SÖYLEYELİM: HUKUK SİSTEMİMİZİ HIRİSTİYAN BATI'YA BENZETTİĞİMİZDEN BERİ, ADÂLET KALMADI!.. İSLÂM HUKUKUNDA DÂVÂ, YÂNİ İKİ TARAFIN İLGİLİ OLDUĞU BİR OLAY VARDIR, DÂVÂCI VARDIR, DÂVÂLI VARDIR, ŞÂHİT VARDIR, HÂKİM VARDIR. SAVCI VE AVUKAT YOKTUR!.. BATI HUKUKUNDA, SÖZÜMONA DENGE OLSUN DİYE, SAVCI SUÇLAR, AVUKAT SAVUNUR. AVUKATLARIN GÖREVİ ADÂLETİN TECELLİ ETMESİNİ SAĞLAMAK DEĞİL; SAVUNDUKLARI KİŞİYİ HAKLI ÇIKARMAKTIR. BU DA GENELLİKLE SUÇLU TARAF OLUR, ÇÜNKÜ AVUKAT TUTACAK PARA ONLARDA VARDIR. AVUKAT KİŞİNİN KAATİL OLDUĞUNU BİLSE DAHİ SÖYLEYEMEZ, AÇIKLARSA "SUÇ İŞLEMİŞ" OLUR. ONUN GÖREVİ KAATİLİ CEZÂDAN KURTARMAKTIR... HIRİSTİYAN BATI HUKUK SİSTEMİNDE HÂKİM SÖZÜMONA TARAFSIZDIR. YÂNİ, DÂVÂCI LEHİNE BİR HUSUS TESBİT ETSE DAHİ, BUNU ONA SÖYLEYEMEZ, ONUN HÂNESİNE YAZAMAZ. SAÇMA SAPAN KURALLARI VARDIR. MESELÂ ELLERİ KANLI BIÇAKLI BİR ADAM MAKTÛLÜN BAŞUCUNDA BIÇAĞI SAPLARKEN YAKALANSA, POLİS HEMEN ONA ŞU TEKERLEMEYİ SÖYLER: "FAZLA KONUŞUP SUÇUNU İTİRAF ETME. KAATİL OLDUĞUNU SÖYLERSEN, BU SENİN ALEYHİNE DELİL OLARAK KULLANILACAKTIR. SENİ CEZÂDAN KURTARACAK AVUKAT TUTMA HAKKIN VAR, AMA PARAN YOKSA YİNE TASALANMA, DEVLET SENİN KAATİL OLMADIĞINI İSPATA ÇALIŞACAK BİR AVUKAT TUTACAKTIR SANA! HADİ YİNE İYİSİN!.. MAKTÛL MÜ? ONU BOŞVER, CANIM!.. AKRABALARININ PARASI VARSA, AVUKAT TUTARLAR, TUTAMAZLARSA, YİNE YIRTTIN!" ... KAATİLİN TABANCASI EVİNDE BULUNSA DAHİ, ARAMA İZNİ OLMADAN EVE GİRİLMİŞSE, DELİL SAYILMAZ. ZANLIYI POLİS TUTUKLAR, SAVCI SERBEST BIRAKIR. SAVCI TUTUKLASA, HÂKİM BIRAKIR. POLİSİN ELİ KOLU BAĞLIDIR. 50 YAŞINDAKİ 30 YILLIK BİR EMNİYET ÂMİRİ, 25 YAŞINDAKİ ACEMİ SAVCININ, O DA YİNE 25 YAŞINDAKİ ZIRCÂHİL HÂKİMİN EMRİNDEDİR. İT İTE BUYURUR, İT TE KUYRUĞUNA!.. SUÇLUYA SUSMA HAKKI VERİLİR. HALBUKİ BİZDE "SÜKÛT İKRARDANDIR" DEYİMİ VARDIR, YÂNİ BİR SUÇ İSNÂDINDA KİŞİ SUSARSA, SUÇU KABULLENMİŞ DEMEKTİR. BİZİM HÂKİMLERİN HÜKÜMLERİNİ DAYANDIRDIKLARI KAANUNLAR HIRİSTİYAN BATI ÜLKELERİNDEN KOPYA EDİLDİĞİ İÇİN, AYNI SAÇMALIKLARI İHTİVA EDER, MAĞDURUN ZARARININ GİDERİLMESİNİ SAĞLAMAZ, VERSE VERSE HAPİS VE PARA CEZÂSI VERİR Kİ, O DA MAĞDURA YARAMAZ!.. ULUSLARARASI HUKUK TA ZENGİN, GÜÇLÜ VE DE ZÂLİM HIRİSTİYAN-YAHUDİ BATI DEVLETLERİ TARAFINDAN YAPILDIĞI İÇİN, HEP FAKİR VE MAZLUM ÜLKELER ALEYHİNE İŞLER... VELHÂSIL, İSLÂM'A DAYANMAYAN HUKUK, HUKUK DEĞİLDİR, ADÂLET DAĞITAMAZ!
HUKUKTA ESAS OLAN MAĞDURUN MAĞDURİYETİNİ GİDERMEK, ZARARINI KARŞILAMAK, HAK SÂHİBİNE HAKKINI VERMEK, CEZÂ VERİRKEN DE AŞIRIYA GİTMEMEKTİR. BU HUSUSLARI GERÇEKLEŞTİRMEYEN KAANUNLAR, NEREDEN ALINMIŞ OLURSA OLSUN, HANGİ BATI SITANDARDINA UYARSA UYSUN, HUKUK DEĞİLDİR, ADÂLET SAĞLAMAZ! O YÜZDENDİR Kİ, İSLÂM HUKUKU, HIRİSTİYAN BATI HUKUKUNDAN DA, ROMA HUKUKUNDAN DA ÜSTÜNDÜR. O YÜZDENDİR Kİ, DÖNMELER VE LÂİK GEÇİNENLER HUKUK FAKÜLTELERİNDE "HUKUK TARİHİ" AÇISINDAN DAHİ İSLÂM HUKUKU OKUTULMASINI YASAKLAMIŞLARDIR. KIYASLAMA YAPILAMASIN DİYE!.. ÇÜNKÜ OKUTURLARSA, EN TIFIL ÖĞRENCİ DAHİ HIRİSTİYAN BATI HUKUKUKUN SAÇMALIKLARINI GÖRECEK VE İSYAN EDECEKTİR. ŞİMDİ DE ROMA HUKUKUNU KALDIRDILAR, NE YAPARLARSA, YAPSINLAR, HAMURABİ KAANUNLARININ BİLE HIRİSTİYAN BATI HUKUKUNDAN ÜSTÜN OLDUĞU GERÇEĞİNİ SAKLAYAMAZLAR!
ÖRNEKLER:
- İNSAFSIZ SAVCI : Kafeye girip gizlice kaşar-salam yiyip gazoz içen gence 9 yıl istendi DEVLETİN MİLLETİN BANKALARINI HORTUMLAYIP, ÜSTÜNE VİSKİ İÇENLERDEN 9 YIL HAPİS YATAN VAR MI ACABA?
İNSAFSIZ HÂKİM : 14 YAŞINDAKİ KIZ BÜYÜK GÖRÜNDÜĞÜ İÇİN TECAVÜZCÜ SANIK BERAAT ETTİ ... YA O SANIK, HÂKİMİN BÜYÜK GÖRÜNEN KARISINA TECAVÜZ ETSEYDİ???
İNSAFSIZ HÂKİM : TECÂVÜZCÜ BERAAT EDER, ÖPÜCÜK ALAN 5 YIL YATAR!.. öpücüğe 5 yıl hapis...
EN İSYAN ETTİRİCİ OLAY NEDİR, BİLİYOR MUSUNUZ, İNSAFSIZ VE VİCDANSIZ HÂKİMLERİN TECÂVÜZ OLAYLARINDA "RIZÂ" VE "RUH SAĞLIĞI BOZULMADI" BAHÂNELERİ İLE TECÂVÜZCÜLERİ KURTARMALARI!.. İĞFAL EDİLEN, YÂNİ KANDIRILAN BİR KIZIN SAFLIĞINI "RIZÂ" DİYE YORUMLAMAK, VE TECÂVÜZE UĞRAMIŞLARIN TOPLUM İÇİNDE DÜŞECEĞİ DURUMU GÖZARDI EDİP, "RUH SAĞLIĞI" KAYTARMASINA SAPMAK, ANCAK ALLAHSIZLARIN YAPACAĞI İŞTİR... 13 yaşındaki kız, 26 kişinin tecavüzüne 'bilerek' uğramış ...
GÖZ MÜ KIYMETLİ , GÖZLÜK MÜ?... CEZÂ KAANUNLARINI MAFYACI İTALYA'DAN ALIRSANIZ, MAL CANDAN DAHA KIYMETLİ OLUR... gözlük kırana 7 yıl, göz çıkarana 5 yıl hapis
HIRİSTİYAN BATI HUKUKU MU , HAMURABİ KAANUNLARI MI? Deprem ve Hammurabi Kanunları
- "KİTAP VE MİZÂNI İNDİRDİK Kİ,
İNSANLAR ADÂLETİ İKAME ETSİNLER."
(HADÎD SÛRESİ , 25. ÂYET)
YÜCE ALLAH KUR'AN'I VE DİĞER DİN KİTAPLARINI İÇİNDE ADÂLETİN NASIL SAĞLANACAĞINI BELİRTEN HÜKÜMLER İLE İNDİRDİĞİNİ SÖYLÜYOR. AYRICA HEM KÂİNATTA, HEM DE DÜNYÂDA ŞAŞMAZ BİR ÖLÇÜ KOYDUĞUNU BELİRTİYOR. ATMOSFERE, YERÇEKİMİNE, DÜNYÂNIN DÖNME HIZINA ÖYLE BİR ÖLÇÜ KOYMUŞ, HER ŞEYİN ÖYLE BİR HAKKINI VERMİŞ Kİ, BİR GIDIM ŞAŞSA, DÜNYÂNIN DÜZENİ BOZULUR!.. İŞTE BÖYLE BİR HAK-HUKUK-ADÂLET ANLAYIŞINI VE UYGULAMASINI DA İNSANLARDAN BEKLİYOR!.. ADÂLET TERÂZİSİNİN BİR GIDIM ŞAŞMASI İLE TOPLUMUN DÜZENİNİN BOZULACAĞINI İMÂ EDİYOR!
E, BOZULMADI MI?..
-"ALLAH, ADÂLETİ, İHSÂNI,
AKRABAYA VERMEYİ EMREDER.
FUHUŞTAN, MÜNKERDEN,
VE BAĞYDAN MENEDER.
(NAHL SÛRESİ , 90. ÂYET )
ADÂLET, "HER ŞEYİ TAM YERİNE KOYMAK, HER HUSUSTA ÖLÇÜLÜ HAREKET ETMEK, VE HAKKI YERİNE GETİRMEK" DEMEKTİR. YUKARDA BELİRTTİĞİMİZ GİBİ, ZIDDI ZULÛMDÜR... İHSAN, "GÜZELLİK, İYİLİK"TİR. İBÂDETTE EN YÜKSEK MERTEBE OLAN İHSAN,"ALLAH'I KARŞISINDA GÖRÜR GİBİ İBÂDET ETMEK"TİR... FUHŞUN ASLI FAHŞA, "NEFSE VE ŞEHVETE UYARAK ÖLÇÜ DIŞINA TAŞMAK, ZİNÂ GİBİ YASAK İŞLER YAPMAK" DEMEKTİR... MÜNKER "HER TÜRLÜ ÇİRKİN VE KÖTÜ ŞEY"DİR... BAĞY, "İNSANLARA SALDIRMAK, BAŞKALARININ HAKKINI GASBETMEK, ZORBALIK ETMEK, BENCİL DAVRANMAK"TIR. BENCİLLİĞİN, HODGÂMLIĞIN TA KENDİSİDİR. ZIDDI DİĞERGÂMLIKTIR. AKRABAYA, KOMŞUYA, YOKSULA, BAŞKALARINA YARDIM ETMEK, İHTİYACINI VERMEKTİR... GÖRÜYOR MUSUNUZ, ALLAH İYİ İLE KÖTÜYÜ NASIL DA İKİ CÜMLEDE AYIRIVERMİŞ!..
YÜCE PEYGAMBERİMİZ BUYURMUŞTUR Kİ:
PEKİ, KUR'AN-I KERİM'DE HİÇ GERÇEK ADÂLET DAĞITMANIN MİSÂLLERİ VAR MI?.. ELBETTE VAR!
- "KULUMUZ, KUVVET SÂHİBİ DÂVUD'U YÂDEYLE!
... SANA HANİ DÂVUD'UN ÇARDAĞINA TIRMANIP ÇIKAN
DÂVÂCILARIN HABERİ GELDİ Mİ?
(ANSIZIN) YANINA GİRDİKLERİ ZAMAN DÂVUD KORKMUŞTU.
'YÂ DÂVUD! KORKMA! BİZ İKİ DÂVÂCIYIZ.
BİRİMİZ DİĞERİNE ZÛLMETTİ.
ARAMIZDA ADÂLETLE HÜKMET! CEVRETME!
BİZE DOĞRU YOLU GÖSTER,' DEMİŞLERDİ.
(BİRİ) 'BU BENİM DİN KARDEŞİMDİR.
ONUN DOKSANDOKUZ KOYUNU,
BENİMSE BİR KOYUNUM VAR.
BÖYLE İKEN, >ONU BANA VER,< DEDİ.
VE MÜCÂDELEDE BENİ YENDİ.'
DAVUD, 'HAKİKAT ÖYLE İSE,
O (SENİN) KOYUNUNU
(KENDİ) KOYUNLARINA KATMAK İSTEMEKLE
SANA ZÛLMETMİŞ.
MALLARINI KARIŞTIRAN ORTAKLARDAN ÇOĞU
BİRBİRİNE ZÛLMEDER.
MEĞER Kİ, İMÂN VE SÂLİH AMEL SÂHİPLERİ OLSUN!
BUNLAR DA NE KADAR AZ.'
DAVUD, BUNUNLA KENDİSİNİ İMTİHAN (ETTİĞİMİZİ),
VE HATÂSINI AÇIĞA VURDUĞUMUZU ANLADI.
HEMEN RABBİNDEN MAĞFİRET DİLEDİ,
RÜKÛ İLE SECDEYE KAPANDI.
BİZ DE ONUN BU HATÂSINI AFFETTİK.
EY DÂVUD! SENİ YERYÜZÜNE HALİFE KILDIK!
İNSANLAR ARASINDA ADÂLETLE HÜKMET!
HEVESLERİNE (NEFSİNE) UYMA!
Kİ BU, SENİ ALLAH YOLUNDAN SAPTIRIR.
ALLAH YOLUNDAN SAPANLAR İÇİN İSE,
HESAP GÜNÜNÜ UNUTTUKLARINDAN,
ŞİDDETLİ BİR AZAP VARDIR."
(SÂD SÛRESİ , 17. VE 21-28. ÂYETLER)
BURADA DİLE GETİRİLEN DÂVUD'UN HATÂSI, ÂŞIK OLDUĞU EVLİ KADINI HÂMİLE BIRAKMASI, ASKER KOCASINI DA SAVAŞTA ÖLSÜN DİYE ÖN SAFTA BİR YERE GÖNDERMESİDİR...
- "DÂVUD VE SÜLEYMÂN'I DA (YÂDET9!
HANİ BİR KAVMİN ÇOBANSIZ OLARAK YAYILAN
KOYUNLARI TARAFINDAN TAHRİP OLUNAN
EKİN TARLASI HAKKINDA HÜKÜM VERİYORLARDI.
BİZ DE ONLARIN HÜKÜMLERİNE ŞÂHİTTİK.
BİZ BU HÜKMÜ DERHAL SÜLEYMÂN'A ANLATMIŞTIK.
MAMAFİH, HER BİRİNE BİR HÜKÜM, BİR İLİM VERMİŞTİK."
(ENBİYA SÛRESİ , 78-79. ÂYETLER)
KUR'AN MUCİZELERLE DOLU... BURADA ANLATILAN OLAY DAHA ÇOCUK İKEN, HAZRET-İ SÜLEYMÂN'IN BABASI HÜKÜMDAR HAZRET-İ DÂVUD'A GETİRİLEN BİR DÂVÂDA HÜKÜM VERMESİ İLE İLGİLİDİR... BİR ADAMIN ÇOBANSIZ KOYUN SÜRÜSÜ, BİR EKİN TARLASINA GİRİP EKİNLERİ YEMİŞ VE TAHRİP ETMİŞ. EKİN SÂHİBİ DE DÂVÂCI OLMUŞ. DÂVÂLILAR HÜKÜMDAR OLAN DAVUD ALEYHİSSELÂM'A GELİP OLAYI ANLATMIŞLAR. DAVUD ALEYHİSSELÂM DA "KOYUNLARIN TELEF EDİLEN EKİNİN YERİNE TARLA SÂHİBİNE VERİLMESİ"NE HÜKMETMİŞ!.. O SIRADA 11 YAŞINDA OLAN HAZRET-İ SÜLEYMAN İSE, FARKLI BİR DEĞERLENDİRME YAPARAK, "KOYUNLARI EKİN SÂHİBİNE VER. ONLARIN SÜTÜNDEN, YÜNÜNDEN, YAVRULARINDAN FAYDALANSIN... TARLAYI DA KOYUN SÂHİBİNE VER. ESKİ HÂLİNE GELİNCEYE KADAR ONU İSLÂH EDİP DÜZELTSİN... SONRA KOYUNLAR ESAS SÂHİBİNE, TARLA DA ESAS SÂHİBİNE İÂDE EDİLSİN," DEMİŞ. BU HÜKÜM İKİ TARAFI DA MEMNUN ETMİŞ...
ÂYET, HÜKMÜN, BİR ÇOCUK OLAN HAZRET-İ SÜLEYMÂN'A YÜCE ALLAH'IN İLHÂMI OLDUĞUNU BELİRTİYOR VE BİZE ÇOK GÜZEL BİR "ADİL HÜKÜM" ÖRNEĞİ VERİYOR...
DAVUD ALEYHİSSELÂM'IN "AFFEDİLEN HATÂSI" KUR'AN-I KERİM'DE YER ALMIYOR. ANCAK ESKİ AHİT'TE ŞÖYLE GEÇİYOR:
- "... Ve Saul kızı Mikal'i karı olarak ona (Dâvud'a) verdi..." (I. Samuel 18/28)
- "... İsrail'in Tanrısı RAB diyor ki, 'Ben seni İsrail'e kral olarak meshettim ve Saul'un elinden kurtardım.
8 Sana efendinin evini verdim, karılarını da koynuna verdim.' " (I. Samuel 12/7)
YÂNİ DAVUD ALEYHİSSELÂM'IN BİR KAÇ KARISI, PEK ÇOK CÂRİYESİ VAR. HAZRET-İ SÜLEYMÂN'IN 300 KARISI, 700 CÂRİYESİ VARDI. BABASI DAVUD ALEYHİSSELÂM'IN DA ONA YAKIN OLMASI GEREKİR. ZÂTEN KUR'AN KISSASINDAKİ "DOKSANDOKUZ KOYUN" İFÂDESİNDEN BUNU ANLIYORUZ... BUNA RAĞMEN, DAVUD ALEYHİSSELÂM'IN GÖZÜ BAŞKASININ KARISINA KAYAR:
- (II. Samuel) 11/2 Bir akşamüstü Davut yatağından kalktı, sarayın damına çıkıp gezinmeye başladı. Damdan yıkanan bir kadın gördü. Kadın çok güzeldi.
3 Davut onun kim olduğunu öğrenmek için birini gönderdi. Adam, "Kadın Eliam'ın kızı Hititli Uriya'nın karısı Bat-Şeva'dır” dedi.
4 Davut kadını getirmeleri için ulaklar gönderdi. Kadın Davut'un yanına geldi. Davut aybaşı kirliliğinden yeni arınmış olan kadınla yattı. Sonra kadın evine döndü.
5 Gebe kalan kadın Davut'a, “Gebeyim” diye haber gönderdi.
6 Bunun üzerine Davut Hititli Uriya'yı kendisine göndermesi için Yoav'a haber yolladı. Yoav da Uriya'yı Davut'a gönderdi.
7 Uriya yanına varınca, Davut Yoav'ın, ordunun ve savaşın durumunu sordu.
8 Sonra Uriya'ya, “Evine git, rahatına bak” dedi. Uriya saraydan çıkınca, kral ardından bir armağan gönderdi
DÂVUD ALEYHİSSELÂM, HİTİT KÖKENLİ URİYA EVİNE GİTSİN, KARISIYLA YATSIN, VE KADIN ONDAN HÂMİLE KALMIŞ GİBİ OLSUN DİYE, ADAMI EVİNE GÖNDERİYOR.
- 9 Ne var ki, Uriya evine gitmedi, efendisinin bütün adamlarıyla birlikte sarayın kapısında uyudu.
10 Davut Uriya'nın evine gitmediğini öğrenince, ona, “Yolculuktan geldin. Neden evine gitmedin?” diye sordu.
11 Uriya, “Sandık da, İsrailliler'le Yahudalılar da çardaklarda kalıyor” diye karşılık verdi, “Komutanım Yoav'la efendimin adamları kırlarda konaklıyor. Bu durumda nasıl olur da ben yiyip içmek, karımla yatmak için evime giderim? Yaşamın hakkı için, böyle bir şeyi kesinlikle yapmayacağım.”
12 Bunun üzerine Davut, “Bugün de burada kal, yarın seni göndereceğim” dedi. Uriya o gün de, ertesi gün de Yeruşalim'de kaldı.
13 Davut Uriya'yı çağırdı. Onu sarhoş edene dek yedirip içirdi. Akşam olunca Uriya efendisinin adamlarıyla birlikte uyumak üzere yattığı yere gitti. Yine evine gitmedi.
14 Sabahleyin Davut Yoav'a bir mektup yazıp Uriya aracılığıyla gönderdi.
15 Mektupta şöyle yazdı: “Uriya'yı savaşın en şiddetli olduğu cepheye yerleştir ve yanından çekil ki, vurulup ölsün.”
16 Böylece Yoav kenti kuşatırken Uriya'yı yiğit adamların bulunduğunu bildiği yere yerleştirdi.
17 Kent halkı çıkıp Yoav'ın askerleriyle savaştı. Davut'un askerlerinden ölenler oldu. Hititli Uriya da ölenler arasındaydı.
26 Uriya'nın karısı, kocasının öldüğünü duyunca, onun için yas tuttu.
27 Yas süresi geçince, Davut onu sarayına getirtti. Kadın Davut'un karısı oldu ve ona bir oğul doğurdu. Ancak, Davut'un bu yaptığı RAB'bin hoşuna gitmedi.
BU KISSANIN DOĞRU OLDUĞUNU, ESKİ AHİT'TE BUNDAN SONRA GELEN BÖLÜMÜNÜN KUR'AN İLE BAĞDAŞMASINDAN ANLIYORUZ:
12/1 RAB Natan'ı Davut'a gönderdi. Natan Davut'un yanına gelince ona, “Bir kentte biri zengin, öbürü yoksul iki adam vardı” dedi,
2 “Zengin adamın birçok koyunu, sığırı vardı.
3 Ama yoksul adamın satın alıp beslediği küçük bir dişi kuzudan başka bir hayvanı yoktu. Kuzu adamın yanında, çocuklarıyla birlikte büyüdü. Adamın yemeğinden yer, tasından içer, koynunda uyurdu. Yoksulun kızı gibiydi.
4 Derken, zengin adama bir yolcu uğradı. Adam gelen konuğa yemek hazırlamak için kendi koyunlarından, sığırlarından birini almaya kıyamadığından yoksulun kuzusunu alıp yolcuya yemek hazırladı.”
5 Zengin adama çok öfkelenen Davut, Natan'a, “Yaşayan RAB'bin adıyla derim ki, bunu yapan ölümü hak etmiştir!” dedi,
6 “Bunu yaptığı ve acımadığı için kuzuya karşılık dört katını ödemeli.”
7 Bunun üzerine Natan, Davut'a, “O adam sensin!” dedi, “İsrail'in Tanrısı RAB diyor ki, 'Ben seni İsrail'e kral olarak meshettim ve Saul'un elinden kurtardım.
8 Sana efendinin evini verdim, karılarını da koynuna verdim. İsrail ve Yahuda halkını da sana verdim. Bu az gelseydi, sana daha neler neler verirdim!
9 Öyleyse neden RAB'bin gözünde kötü olanı yaparak, onun sözünü küçümsedin? Hititli Uriya'yı kılıçla öldürdün, Ammonlular'ın kılıcıyla canına kıydın. Karısını da kendine eş olarak aldın.
10 Bundan böyle, kılıç senin soyundan sonsuza dek eksik olmayacak. Çünkü beni küçümsedin ve Hititli Uriya'nın karısını kendine eş olarak aldın.'
11 “RAB şöyle diyor: 'Sana kendi soyundan kötülük getireceğim. Senin gözünün önünde karılarını alıp bir yakınına vereceğim; güpegündüz karılarının koynuna girecek.
12 Evet, sen o işi gizlice yaptın, ama ben bunu bütün İsrail halkının gözü önünde güpegündüz yapacağım!'”
13 Davut, “RAB'be karşı günah işledim” dedi. Natan, “RAB günahını bağışladı, ölmeyeceksin” diye karşılık verdi.
14 “Ama sen bunu yapmakla, RAB'bin düşmanlarının O'nu küçümsemesine neden oldun. Bu yüzden doğan çocuğun kesinlikle ölecek.”
15 Bundan sonra Natan evine döndü. RAB Uriya'nın karısının Davut'tan doğan çocuğunun hastalanmasına neden oldu.
16 Davut çocuk için Tanrı'ya yalvarıp oruç tuttu; evine gidip gecelerini yerde yatarak geçirdi.
17 Sarayın ileri gelenleri onu yerden kaldırmaya geldiler. Ama Davut kalkmak istemedi, onlarla yemek de yemedi.
18 Yedinci gün çocuk öldü. Davut'un görevlileri çocuğun öldüğünü Davut'a bildirmekten çekindiler. Çünkü, “Çocuk daha yaşarken onunla konuştuk ama bizi dinlemedi” diyorlardı, “Şimdi çocuğun öldüğünü ona nasıl söyleriz? Kendisine zarar verebilir!”
19 Davut görevlilerinin fısıldaştığını görünce, çocuğun öldüğünü anladı. Onlara, “Çocuk öldü mü?” diye sordu. “Evet, öldü” dediler.
20 Bunun üzerine Davut yerden kalktı. Yıkandı, güzel kokular sürünüp giysilerini değiştirdi. RAB'bin Tapınağı'na gidip tapındı. Sonra evine döndü ve yemek istedi. Önüne konan yemeği yedi.
21 Hizmetkârları, “Neden böyle davranıyorsun?” diye sordular, “Çocuk yaşarken oruç tuttun, ağladın; ama ölünce kalkıp yemek yemeye
başladın.”
22 Davut şöyle yanıtladı: “Çocuk yaşarken oruç tutup ağladım. Çünkü, 'Kimbilir, RAB bana lütfeder de çocuk yaşar' diye düşünüyordum.
23 Ama çocuk öldü. Artık neden oruç tutayım? Onu geri getirebilir miyim ki? Ben onun yanına gideceğim ama o bana geri dönmeyecek.”
24-25 Davut karısı Bat-Şeva'yı avuttu. Yanına girip onunla yattı. Bat-Şeva bir oğul doğurdu. Çocuğun adını Süleyman koydu. Çocuğu seven RAB Peygamber Natan aracılığıyla haber gönderdi ve hatırı için çocuğun adını Yedidyah koydu.
DOĞAN ÇOCUK HEMEN ÖLDÜ MÜ, ÖLMEDİ Mİ, ALLAH BİLİR... AMA DAVUD ALEYHİSSELÂM'IN AFFEDİLEN HATÂSI, BUNCA KARISI VE CÂRİYESİ VARKEN BİR GARİBANIN KARISINI AYARTMASI VE KOCASINI ÖLÜME YOLLAMASIDIR. YÜCE ALLAH, HİKMETİNDEN SUAL OLUNMAZ, DAVUD ALEYHİSSELÂM'I BAĞIŞLAMIŞ, ONA SÜLEYMAN ALEYHİSSELÂM'I BAHŞETMİŞTİR.
PEKİ, BU "KOYUN VE EKİN" DÂVÂSI GÜNÜMÜZDE OLSAYDI, ACABA NASIL CEREYÂN EDERDİ, HİÇ DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ?.. HERŞEYDEN ÖNCE, EKİN SÂHİBİNİN ATİK DAVRANIP MAHKEMEYİ İLK BAŞVURMASI GEREKİR. ÇÜNKÜ KOYUN SÂHİBİ ERKEN DAVRANIP, "KOYUNLARIMA ZARAR VERDİ," DİYE DÂVÂ AÇARSA, HAKLI DURUMDAKİ EKİN SÂHİBİ HAKSIZ, ÜSTELİK TE DÂVÂLI DURUMUNA DÜŞER... DİYELİM, DÂVÂYI O AÇTI, HÂKİM GÖRÜŞMEYİ ÜÇ AY SONRAYA ATAR!.. SONRA İKİ TARAFI DİNLER. KOYUN SÂHİBİ, HİÇ ŞAŞMAZ, OLAYI REDDEDER... DÂVÂCI İLE DÂVÂLI İÇERDE VE DIŞARDA ATIŞIR DURURLAR... HÂKİM ŞÂHİT İSTER. ŞÂHİT YOKTUR, DÂVÂLI YA BERAAT EDER, YA DA HÂKİM BİRAZ İNSAFLI İSE TARLAYA BİLİRKİŞİ GÖNDERİR. DÂVÂYI DA BİR YIL SONRAYA ATAR... BU ARADA TARLADA DURUM DEĞİŞMİŞTİR, BELKİ DE YENİ EKİN BİTMİŞTİR. BİLİRKİŞİ NE TESBİT EDEBİLDİYSE, ONU BİR YIL SONRA MAHKEMEYE BİLDİRİR. HÂKİM İŞİN İÇİNDEN ÇIKAMAZ, BERAAT KARARI VERİR... BU İKİ DURUŞMA ESNÂSINDA İKİ TARAFIN AKRABALARI, YAKINLARI ADLİYE BİNÂSINA DOLUŞUR, HAKLI-HAKSIZ GÖZETMEDEN KAVGA EDER, BİRBİRLERİNİ YARALAR... SONUÇTA EKİN SÂHİBİ DÜNYA KADAR MASRAFA GİRMİŞ, HAKKINI ALAMAMIŞTIR, ÇEKER TABANCAYI KOYUN SÂHİBİNİ VURUR! KOYUN SÂHİBİNİN AKRABALARI DA SİLÂHLARA SARILIR, EKİN SÂHİBİNİN AKRABALARINI VURUR. EKİN MESELESİ HÂLLOLMAZ, BİR DE KAN DÂVÂSI ÇIKAR!.. İŞTE İSLÂM'IN ADÂLET ANLAYIŞINDAN UZAKLAŞMANIN NETİCESİ!.. HER GÜN BENZER OLAYLARI YAŞIYORUZ.
LÂFI UZATTIK AMA, ADÂLET MESELESİ SON DERECE MÜHİM...
HAZRET-İ SÜLEYMÂN'IN ADÂLET DAĞITTIĞI KISSA DA KUR'AN-I KERİM'DE YOK. AMA AHD-İ ATİK'TE BULUYORUZ:.. AMA ÖNCE HAZRET-İ SÜLEYMÂN'IN ALLAH'TAN DİLEDİKLERİNİ VERELİM:
- (I. KRALLAR) 3/ 7 “Ya Rab Tanrım! Ben henüz çocuk denecek bir yaşta, yöneticilik nedir bilmezken bu kulunu babam Davut'un yerine kral atadın.
8 İşte kulun kendi seçtiğin kalabalık halkın, sayılamayacak kadar büyük bir kalabalığın ortasındadır.
9 Bu yüzden bana öyle sezgi dolu bir yürek ver ki, iyi ile kötüyü ayırt edip halkını yönetebileyim. Başka türlü senin bu büyük halkını kim yönetebilir!”
10 Süleyman'ın bu isteği Rab'bi hoşnut etti.
11-12 Tanrı ona şöyle dedi: “Mademki kendin için uzun ömür, zenginlik ve düşmanlarının ölümünü istemedin, bunların yerine adil bir yönetim için bilgelik istedin; isteğini yerine getireceğim. Sana öyle bir bilgelik ve sezgi dolu bir yürek vereceğim ki, benzeri ne senden öncekilerde görülmüştür, ne de senden sonrakilerde görülecektir.
13 Sana istemediklerini de vereceğim: Yaşadığın sürece öbür kralların erişemeyeceği bir zenginlik ve yüceliğe ulaşacaksın.
14 Eğer sen de baban Davut gibi kurallarıma ve buyruklarıma uyup yollarımda yürürsen, sana uzun ömür de vereceğim.” 15 Süleyman uyanınca bunun bir rüya olduğunu anladı. Sonra Yeruşalim'e gitti, Rab'bin Antlaşma Sandığı'nın önünde durup yakmalık ve esenlik sunuları sundu. Ayrıca bütün görevlilerine de bir şölen verdi.
"ZENGİNLİK İSTEMEDİ," DİYOR AMA, YÜCE ALLAH'IN HZ. SÜLEYMÂN'IN DİLEĞİ KUR'AN-I KERİM'DE ŞÖYLE GEÇİYOR:
- "SÜLEYMAN, 'EY RABBİM! BENİ BAĞIŞLA!
BANA ÖYLE BİR MÜLK (HÜKÜMRÂNLIK) VER Kİ,
BENDEN SONRA KİMSE ONA NÂİL OLAMASIN!
ŞÜPHESİZ SEN CÜMLENİN MURÂDINI VERİCİSİN,' DEDİ."
(SÂD SÛRESİ , 35. ÂYET)
BUNA ZENGİNLİK DÂHİL Mİ, DEĞİL Mİ, BİLEMEYİZ... KISSA DA ŞÖYLE :
- (I. KIRALLAR) 3/16 Bir gün iki fahişe gelip kralın önünde durdu.
17 Kadınlardan biri krala şöyle dedi: “Efendim, bu kadınla ben aynı evde kalıyoruz. Birlikte kaldığımız sırada ben bir çocuk doğurdum.
18 İki gün sonra da o doğurdu. Evde yalnızdık, ikimizden başka kimse yoktu.
19 Bu kadın geceleyin çocuğunun üzerine yattığı için çocuk ölmüş.
20 Gece yarısı, ben cariyen uyurken, kalkıp çocuğumu almış, koynuna yatırmış, kendi ölü çocuğunu da benim koynuma koymuş.
21 Sabahleyin oğlumu emzirmek için kalktığımda, onu ölmüş buldum. Ama sabah aydınlığında dikkatle bakınca, onun benim doğurduğum çocuk olmadığını anladım.”
22 Öbür kadın, “Hayır! Yaşayan çocuk benim, ölü olan senin!” diye çıkıştı. Birinci kadın, “Hayır! Ölen çocuk senin, yaşayan çocuk benim!” diye diretti. Kralın önünde böyle tartışıp durdular.
23 Kral, “Biri, 'Yaşayan çocuk benim, ölü olan senin' diyor, öbürü, 'Hayır! Ölen çocuk senin, yaşayan benim' diyor.
24 O halde bana bir kılıç getirin!” dedi. Kılıç getirilince,
25 kral, “Yaşayan çocuğu ikiye bölüp yarısını birine, yarısını öbürüne verin!” diye buyurdu.
26 Yüreği oğlunun acısıyla sızlayan, çocuğun gerçek annesi krala, “Aman efendim, sakın çocuğu öldürmeyin! Ona verin!” dedi. Öbür kadınsa, “Çocuk ne benim, ne de senin olsun, onu ikiye bölsünler!” dedi.
27 O zaman kral kararını verdi: “Sakın çocuğu öldürmeyin! Birinci kadına verin, çünkü gerçek annesi odur.” 28 Kralın verdiği bu kararı duyan bütün İsrailliler hayranlık içinde kaldı. Herkes adil bir yönetim için Süleyman'ın Tanrı'dan gelen bilgeliğe sahip olduğunu anladı.
BU KISSA BUHÂRÎ VE MÜSLİM'DE BULUNAN BİR HADİS RİVÂYETİNDE DE YER ALIR... ŞÖYLE Kİ, DAVUD ALEYHİSSELÂM DÖNEMİNDE BİRER KÜÇÜK OĞLU OLAN İKİ KADIN VARDI. BİR GÜN BİR KURT GELEREK BUNLARDAN BİRİNİN OĞLUNU GÖTÜRDÜ. BÜYÜK VE (BELKİ DE ZENGİN) OLAN KADIN, "KURT SENİN OĞLUNU GÖTÜRDÜ," DEDİ. KÜÇÜK (VE BELKİ DE FAKİR) OLAN KADIN, "HAYIR, SENİN OGLUNU GÖTÜRDÜ,"DEDİ. ARALARINDA ANLAŞAMAYINCA DAVUD ALEYHİSSELÂM'A BAŞVURDULAR. DAVUD PEYGAMBER ÇOCUĞUN BÜYÜK KADINA ÂİT OLDUĞU HÜKMÜNE VARDI. GEREKÇE OLARAK BÜYÜK KADININ HÂLİ VAKTİ YERİNDE OLDUĞU İÇİN ÇOCUĞA DAHA İYİ BAKACAĞINI DÜŞÜNMESİYDİ... TATMİN OLMAYAN VE SÜRTÜŞEN İKİ KADIN BU SEFER SÜLEYMÂN'IN YANINA VARDILAR. HAZRET-İ SÜLEYMAN ONLARI DİNLEDİKTEN SONRA, "BANA BİR BIÇAK GETİRİN, ÇOCUĞU İKİYE BÖLECEEĞİM, YARISINI BİRİNİZE, YARISINA DİĞERİNİZE VERECEĞİM," DEDİ. BÜYÜK KADIN SESİNİ ÇIKARMEZKEN, KÜÇÜK KADIN FERYAD EDEREK, "YAPMA, BEN VAZGEÇTİM, ÇOCUK ONUN OLSUN,"DEDİ. BUNUN ÜZERİNE HAZRET-İ SÜLEYMAN, "ANCAK GERÇEK ANNE ÇOCUĞUNA KIYAMAZ," DİYEREK, ÇOCUĞU KÜÇÜK KADINA VERDİ.
LÂKİN BİZE ESKİ AHİT'TEKİ KISSA DAHA AKLA YATKIN GELDİ. AYRICA HAZRET-İ SÜLEYMÂN'IN KADINLARIN FAHİŞE OLMASINA BAKMADAN, HOR GÖRMEDEN HÜKÜM VERMESİ, VE BİR FAHİŞENİN EVLÂDINA OLAN SEVGİSİ AÇISINDAN SON DERECE İBRET VERİCİ BULDUK.
HAZRET-İ ÖMER'İN, HAZRETİ-İ ALİ'NİN ADÂLETİ DE DİLLERE DESTANDIR. AMA BİZ FATİH SULTAN MEHMET'TEN HEM ADÂLETE SAYGI HEM DE AŞAĞIDA AÇIKLAMASINI YAPACAĞIMIZ KISAS VE DİYET İHTİVA EDEN BİR KISSAYI NAKLETMEK İSTİYORUZ:
- Bir gün İstanbul'un meşhur kadısı ve belediye başkanı Hızır Bey'in önüne bir hıristiyan mîmâr geldi. Pâdişâh Fâtih Sultan Mehmed Handan şikâyetçi olduğunu söyledi. O zamanlar, Avrupa ülkelerinde değil kralı mahkemeye vermek, aleyhinde konuşmak bile, bir insanın kendi hayâtından olması demekti. Hızır Bey, hıristiyan mîmârı dinledi. Fâtih Sultan Mehmed Han, bugünkü Ayasofya Câmii'nden daha yüksek kubbeye ve daha üstün mîmârî husûsiyetlere sâhip bir câmi yaptırmak istemiş ve o hıristiyan mîmâr da bu işe tâlib olmuştu. Rum mimar her ne kadar bu işe “Emrin başım üstüne” diyerek başlasa da, Fâtih'in istediği yüksekliği orantısız bulmuş, malzemeler arasında bulunan mermer sütunları kendi hesabına göre ölçüp biçip “üç arşın” kestirdikten sonra câmi inşaatında kullanmıştı. Dolayısıyle kubbenin yüksekliği de Ayasofya'dan alçak olmuştu. İnşâatın bitmesine yakın ziyârete giden Fâtih Sultan Mehmed Hân, sütunların kasıtlı olarak küçültülüp, meşhûr Ayasofya'dan daha üstün bir binânın yapılmaması gayreti güdüldüğünü anladı. Bu hâle çok hiddetlendi. Hıristiyan mîmârın ellerinin kesilmesini emretti. Emir yerine getirildi. Mimârın bir hanımı, iki çocuğu vardı. İşsiz kaldı. Müslümanların hâlini, Osmanlıların adâletini bilenler; "Bu işte bir acelelik var, müslümanlar bu işi yapanı suçlu bulurlar, hele onların âdil kâdıları, pâdişâhın bile gözünün yaşına bakmaz cezâsını verirler." dediler. Hıristiyan mîmâr pek inanmadıysa da, ısrarlar karşısında dayanamayıp kâdıya gitmeye karar verdi. Hızır Bey, tam bir sükûnetle hâdiseyi dinledi. Daha sonra soruşturup, meseleye vâkıf oldu. Şâhitlerle berâber, Fâtih Sultan Mehmed Han'ı, mahkemeye dâvet etti. Bildirilen saatte mahkeme teşkîl edildi. O sırada, Fâtih Sultan Mehmed Hân da geldi. Elleri kesilen hıristiyan mîmâr ayakta duruyordu, , Fâtih Sultan Mehmed Han, mahkeme salonu olarak kullanılan yere girince, baş köşede bulunan yere oturmak arzusuyla o tarafa doğru yöneldi. Pâdişâhın bu hâlini gören kadı Hızır Bey, hiç çekinmeden;
- "Oturma begüm!.. Hasmınla yüzleşmek üzere, mahkeme huzûrunda ayakta dur!"
dedi. Sultan, sözü ikiletmeden söylenilen yere geçti. Mahkeme neticesinde;
- "Sen, Murâd oğlu Mehmed! Mahkeme edilmeden bu zımmînin ellerini kestirdiğin için kısas olunacaksın! Senin ellerin de onunki gibi kesilecek! Eğer zımmîyi râzı edebilirsen, ölünceye kadar onun ve çoluk-çocuğunun maîşetini temin etmek karşılığında elini kesilmekten kurtarabilirsin!"
dedi. Herkesle birlikte Pâdişâh da tam bir sükûnet içerisinde kararı dinledi. Şaşkın hıristiyan mîmâr hemen kısastan vazgeçip diyete râzı oldu. Bunun üzerine Hızır Bey mimara ömür boyu günde 20 akçe maaş bağlanmasına karar verir. Ellerini kurtardığına sevinen Fâtih, bir 20 akçe de kendisi etler!
Evliya Çelebi`nin aktardığına göre, karardan sonra Fatih, çıkardığı demir sopayı kadıya göstererek;
- "Eğer sen Allah`ın hükmünü uygulamayıp, âdil bir karar vermeseydin bununla başını paramparça ederdim"
der. Kadı Hızır Bey de sakladığı kamayı çıkararak cevap verir:
- "Sen de benim hükmümü kabul etmeseydin, ben de bununla seni delik deşik ederdim,"
der...
Mimarın yaptığı bu cami gerçekten de 1766 depreminde yıkılmış, yerine Fatih Külliyesi yapılmıştır.
Bu kıssa birçok yerde farklı şekilde anlatılsa mimarın ismi bir iki yerde farklı geçse de Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde yukardaki şekilde işlenmiştir.
Fatih Sultan Mehmet`in yargılandığı tarihi mahkeme, Üsküdar, Gülfem Hatun Mahallesi`ndeki 11 numaralı kırmızı taş bina'da görülmüştü. 1941`den sonra ofis, terzi, kuaför ve halı dükkanı olarak kullanılan binanın izine yıllar sonra ulaşıldı. Toplu Konut İdaresi (TOKİ) tarafından 2006'da restore edildi.
ASLINDA BÜTÜN DEVLET BAŞKANLARI, MİLLETVEKİLLERİ, MÜDÜRLER, HÂKİMLER, SAVCILAR, AVUKATLAR, POLİSLER, VE ZENGİN PATRONLAR BU KISSADAN İBRET ALIP BÖYLE DAVRANMALIDIRLAR!
ASIL ADI HRİSTODULOS OLAN BU MİMÂR, DAHA SONRA İSLÂM ADÂLETİNE OLAN HAYRANLIĞINDAN DOLAYI MÜSLÜMAN OLMUŞ, ATİK SİNAN ADINI ALMIŞTIR. "ATİK" AZÂD EDİLEN KÖLELERE VERİLEN ADDIR... YALNIZ, İSLÂM'I, MÜSLÜMANLIĞI, OSMANLI'YI, KÖTÜLEMEK İSTEYENLER FATİH SULTAN MEHMED'E ÇOK SALDIRIRLAR. ONU HIRİSTİYAN İLÂN EDENLER BİLE ÇIKMIŞTIR.
İŞTE BU KİŞİLERE GÖRE, FÂTİH MİMÂRIN ELLERİNİ KESTİRMEKLE YETİNMEMİŞ, ONU İDÂM ETTİRMİŞTİR!.. DELİL OLARAK TAATİK SİNAN'IN MEZARTAŞINI GÖSTERİRLER! SON DERECE GÜZEL MEZARTAŞINDA,"TANRI'NIN AFFINA VE MERHAMETİNE MAZHAR OLAN MİMAR SİNAN, FÂNİ DÜNYÂDAN 876 HİCRÎ YILININ BİRİNCİ RÂBİ AYININ YEDİNCİ GÜNÜ (13 EYLÜL 1471)PERŞEMBEYİ CUMAYA BAĞLAYAN GECE AKŞAM NAMAZINDAN SONRA, DENİZ KIYISINDAKİ KARANLIK HAPİSHÂNEDE ŞEHİT EDİLEREK BEKA ÂLEMİNE GÖÇTÜ. ALLAH ONU MEZARIN VE CEHENNEMİN ACILARINDAN KORUSUN," YAZIYORMUŞ. (MEZAR TAŞI RESMİNE BAKIN)
BUNDAN SAÇMA BİR ŞEY OLAMAZ! ÇÜNKÜ FÂTİH ADAMI İDÂM ETTİRMİŞ OLSA, ADAM "HRISTODULOS" OLARAK ÖLECEK, ADI "MİMAR (ATİK) SİNAN" OLMAYACAKTI. BU BİR... İKİNCİSİ "ŞEHİT" SAYILMAYACAKTI!.. ÜÇÜNCÜSÜ MEZARTAŞI OLMAYACAKTI. ÇÜNKÜ İDAM EDİLENLERE MEZARTAŞI KONMAZDI. DÖRDÜNCÜSÜ, MEZARTAŞI BÖYLE SÜSLÜ VE SON DERECE GÜZEL ARAPÇA YAZILI OLMAYACAK, ÜZERİNDE HAÇ BULUNACAKTI!.. KİMLER BÖYLE BASİT AÇIKLAMALAR VARKEN, PALAVRALARA İNANIYOR, ANLAMIYORUZ!.. EĞER BU MEZARTAŞI GERÇEKTEN O MİMÂRA ÂİT İSE, BİZİM TAHMİNİMİZ ODUR Kİ, BİR HATÂSI YÜZÜNDEN HAPİSHÂNEYE DÜŞMÜŞ, ORADAKİ MAHKÛMLAR TARAFINDAN KISKANÇLIK YÜZÜNDEN ÖLDÜRÜLMÜŞ, BU DA ONU TANIYAN VE SEVENLER TARAFINDAN, BELKİ DE FÂTİH'İN EMRİ ÜZERİNE GÖMÜLMMESİNE, VE ÜZERİNE ÇOK GÜZEL BİR MEZARTAŞI DİKİLMESİNE YOL AÇMIŞTIR.
LÂFI UZATTIK... ADÂLET KAVRAMINDAN SONRA, ÇOK ÖNEMLİ SİYÂSÎ VE İÇTİMÂÎ İSLÂMÎ ESASLAR İLE YAZIMIZA DEVÂM EDİYORUZ:
30 - YAHUDİLER VE HIRİSTİYANLAR'IN ZÂLİM OLDUĞUNU BİLMEK,
31 - YAHUDİLER'İ VE HIRİSTİYANLAR'I DOST EDİNMEMEK, ONLARA AYAK UYDURMAMAK,
32 - YAHUDİLER'İN VE HIRİSTİYANLAR'IN, BİZ ONLARIN DİNİNE UYMADIKÇA, BİZDEN RÂZI OLMIYACAKLARINI BİLMEK.
BU HUSUSLA İLGİLİ ÂYETLER:
- "EY İNANANLAR!.. YAHUDİLER'İ VE HIRİSTİYANLAR'I DOST EDİNMEYİN!
ONLAR BİRBİRLERİNİN DOSTUDURLAR.
SİZDEN KİM ONLARI DOST TUTARSA, O ONLARDANDIR.
ALLAH (BÖYLE) ZÂLİM (BİR) TOPLUMU DOĞRU YOLA İLETMEZ!"
(MÂİDE SÛRESİ , 51. ÂYET)
GÖRDÜNÜZ MÜ?.. ALLAH HIRİSTİYAN BATI TOPLUMLARININ DÂİMA BİRBİRLERİNİN DOSTU OLDUĞUNU SÖYLÜYOR, VE BİZİM DÜŞMANIMIZ OLDUĞUNU İMÂ EDİYOR!.. ONLARA UYANIN ZÂLİM BİR TOPLULUK OLACAĞINI VE ALLAH'TAN YARDIM GÖRMEYECEKLERİNİ BELİRTİYOR!..
- "SEN ONLARIN DİNLERİNE UYMADIKÇA, NE YAHUDİLER,
NE DE HIRİSTİYANLAR SENDEN RÂZI OLMAZLAR."
(BAKARA SÛRESİ , 120. ÂYET)
GÖRDÜNÜZ MÜ?.. YELLİM YEPELEK BATILILAR'IN PEŞİNDE KOŞANLARI, ALLAH NASIL İKAZ EDİYOR?.. "ONLAR SİZİ HIRİSTİYAN YAPMADIKÇA, SİZDEN TALEPLERİ SONA ERMEZ!.. NE KADAR TÂVİZ VERSENİZ, YETMEZ!" DİYOR... BİZİ KENDİLERİNE BENZETMEDEN VAZGEÇMEZLER!.
HIRİSTİYANLAR VE YAHUDİLER BİZİ KENDİ DİNLERİNE UYDURMAK İSTİYORLAR. BİLHASSA HIRİSTİYANLAR!... YAHUDİLER BUNU İLK DÖNEMLERDE İSLÂM DİNİNE SOKTUKLARI İSRÂİLİYAT İLE ZÂTEN YAPMIŞ BULUNUYORLAR. HADİS DİYE DİLE GETİRİLENLERİN ÇOĞU YAHUDİ VE HIRİSTİYAN UYDURMASIDIR. MESELÂ MESİH'İN YENİDEN GELECEĞİ RİVÂYETİ... O YÜZDEN HIRİSTİYANLAR'A VE YAHUDİLER'E BENZEMEMEK GEREKİR. ARAMIZDA BÂRİZ BİR FARK OLMASI GEREKİR.
RİVÂYETE GÖRE, PEYGAMBERİMİZ (S.A.V.) "HIRİSTİYANLAR'A VE YAHUDİLER'E BENZEMEYİN," DEYİNCE, ASHÂBI, "NE YAPALIM?" DİYE SORMUŞ. PEYGAMBERİMİZ DE "SAKAL BIRAKIN," DEMİŞ. ASHÂB, "HIRİSTİYANLAR DA, YAHUDİLER DE SAKAL BIRAKIYOR," DEYİNCE, PEYGAMBERİMİZ, "SAKALINIZI BOYAYIN," DEMİŞ... BİZE SON KISIM TUHAF VE ALLAH AFFETSİN, UYDURMA GELDİ. ÇÜNKÜ YETERSİZ! ÇÜNKÜ ONLAR DA SAKALINI BOYAYABİLİR... ÖYLEYSE, NE YAPMALI?
BİR DEFA PEYGAMBERİMİZİN SAKALI KISA, SAÇI UZUNDU. ZAMAN ZAMAN OMUZLARINA İNERDİ. ESKİ TÜRKLER'İN DE SAÇLARI UZUNDU. OSMANLILAR HIRİSTİYANLAR'DAN PALA BIYIKLARI VE KIYÂFETLERİ İLE AYRILIRLARDI... ÖYLEYSE TÜRK ERKEKLERİ KISA SAKALLI, İRİ BIYIKLI VE UZUN SAÇLI OLABİLİRLER. HIRİSTİYANLARDA SAÇ VE SAKAL YAYGINLAŞIRSA, O ZAMAN SAÇLARINI KISALTIP SAKALLARINI KESEBİLİRLER. ÖNEMLİ OLAN HIRİSTİYAN'A VEYÂ YAHUDİ'YE BENZEMEMEKTİR. KADINLARIN VE ERKEKLERİN KIYÂFETLERİ MUTLAKA KENDİLERİNE HAS OLMALI, VE HEM HIRİSTİYANLAR'DAN, HEM YAHUDİLER'DEN AYRILMALIDIR. MESELÂ, ATATÜRK'Ü ÇOK SEVMEMİZE RAĞMEN, İTİRAF ETMELİYİZ Kİ, "ŞAPKA DEVRİMİ" ÇOK YERSİZ OLMUŞTUR. BİZİ BATILI YAPACAK SANILAN ŞAPKAYI, ŞİMDİ BATILILAR BİLE KULLANMIYOR!.. HALBUKİ O DÖNEMDE TÜRKLER'E ÇOK YAKIŞAN KALPAK VARDI, ONU ATMAMALIYDIK...
BİR KIRGIZ DOSTUMUZA NİYE ORTAASYA TÜRKLERİ VE RUSLAR'IN FARKLI BAŞLIKLAR GİYDİĞİNİ SORDUĞUMUZDA ÇOK GÜZEL BİR CEVAP VERMİŞTİ:
DEVAM EDELİM:
- "ALLAH'IN KENDİLERİNE GAZÂP ETTİĞİ BİR TOPLULUĞU
DOST EDİNENLERİ GÖRMEDİN Mİ?
ONLAR NE SİZDENDİRLER, NE ONLARDAN!
BİLEREK YALAN YERE YEMİN EDİYORLAR!"
(MÜCÂDELE SÛRESİ , 14. ÂYET)
- "MÜMİNLER KÂFİRLERİ DOST EDİNMESİNLER!
KİM KÂFİRLERİ DOST EDİNİRSE, ALLAH'TAN YANA DEĞİLDİR."
(ÂL-İ İMRÂN SÛRESİ , 28. ÂYET)
BU ÂYETLER DE BÜTÜN KÂFİRLER, BÜTÜN GAVURLAR İLE İLGİLİ!.. İSTER HIRİSTİYAN, İSTER YAHUDİ, İSTER BAŞKA DİNDEN, İSTERSE ATEİST OLSUN, ONLARLA SAMİMİ BİR DOSTLUK KURULAMAYACAĞININ DELİLİDİR!..
YÜCE ALLAH BİZİ GAVURLARDAN YANA OLANLAR KONUSUNDA DA UYARIYOR. ONLARLA DOSTLUK KURANLAR ALLAH'TAN YANA, YÂNİ MÜSLÜMAN DEĞİLDİRLER; MÜNÂFIKTIRLAR!.. ÜSTELİK, BİZDEN OLMADIKLARI GİBİ; GAVURLAR DA ONLARI KENDİLERİNDEN SAYMAZ, AŞAĞILAR!.. MENDERES'İN, DEMİREL'İN, ÖZAL'IN, ERDOĞAN'IN VE SÖZÜMONA MÜSLÜMAN ÜLKE LİDERLERİNİN, ŞEYHLERİN, EMİRLERİN, KIRALLARIN DURUMU BUDUR. UŞAK KADAR DEĞERLERİ YOKTUR HIRİSTİYAN BATILININ GÖZÜNDE!..
BİZİM ANLAMADIĞIMIZ, BÂZILARININ "HIRİSTİYAN" DİYE GAGAUZ TÜRKLERİNİ FALAN BİR KENARA ATIP, SONRA DA GİDİP HIRİSTİYAN BATILILARIN KUCAĞINA OTURMALARI!..
ŞİMDİ SİZ DİYECEKSİNİZ Kİ, "SEN BÂZI SAYFALARINDA GAYRIMÜSLİM TÜRKLER'LE YAKINLIK KURULMASINI, HATTÂ BUNUN ARAPLAR'DAN ÖNE ALINMASINI YAZDIN!"
DOĞRUDUR!... BUNDA TERS BİR YAN YOK!.. ÇÜNKÜ İSLÂM, KONTROL SİZDE OLDUĞU SÜRECE, GAYRIMÜSLİMLERLE İYİ GEÇİNMEYİ, HATTÂ BİR ARADA YAŞAMAYI UYGUN GÖRÜR. BU KURALA SELÇUKLULAR DA, OSMANLILAR DA UYMUŞLARDIR.
ANCAK, ŞİMDİ YAPILMAK İSTENDİĞİ GİBİ, HIRİSTİYAN BATILILAR'IN ÇANAĞINI YALAMAK, HELE ONLARIN ŞERİATINI BENIMSEMEK; KAANUNLARI, KURALLARI, ÖRF VE ÂDETLERİ ONLARINKİNE UYDURMAK, ONLARIN ZİHNİYETİNİ VE AHLÂKINI ÜSTÜN GÖRÜP ALMAK, İŞTE YUKARDA VERDİĞİMİZ ÂYETLE TABAN TABANA ZIT BİR DAVRANIŞTIR. ÂYET, "HIRİSTİYANLAR'A, YAHUDİLER'E, DİNSİZLERE, KÂFİRLERE UYMAYIN," DİYOR. ONLAR SİZE UYARSA, O BAŞKA!..
- "İNANIP RABLERİNE DAYANANLAR...
İŞLERİ ARALARINDA ŞÛRÂ İLEDİR.
KENDİLERİNE VERDİĞİMİZ RIZIKTAN HAYREDERLER.
BİR ZULÜM VE SALDIRIYA UĞRADIKLARI ZAMAN,
KENDİLERİNİ SAVUNURLAR."
(ŞÛRA SÛRESİ , 36. VE 38-39. ÂYETLER)
ÂYETTEN ÇIKAN HÜKÜMLERDEN BİRİ :
33 - ZÛLME VE SALDIRIYA KARŞI MUTLAKA KENDİNİ, ÜLKEYİ, DEVLETİ SAVUNMAK.
YÜCE ALLAH ÖNCE PEYGAMBERİMİZİ VE BİZİ UYARIR, SABRA VE TEVEKKÜLE DÂVET EDER:
- "EY PEYGAMBER! ALLAH'TAN KORK!
KÂFİRLERE VE MÜNÂFIKLARA İTAAT ETME! (UYMA!)"
(AHZAB SÛRESİ, 1. ÂYET)
- "KÂFİRLERE VE MÜNÂFIKLARA İTAAT ETME!
ONLARIN EZİYETLERİNE ALDIRMA!
(İĞFAL EDİCİ SÖZLERİNE VAADLERİNE KANMA!)
VE ALLAH'A TEVEKKÜL ET.
VEKİL OLARAK (SANA) ALLAH YETER."
(AHZAB SÛRESİ , 48. ÂYET)
- "EY İMÂN EDENLER!...SABREDİN!
SABIR YARIŞINDA DÜŞMANLARINIZI GEÇİN!
CİHAD İÇİN DÂİMA HAZIRLI VE UYANIK BULUNUN!
VE ALLAH'A KARŞI GELMEKTEN SAKININ Kİ,
FELÂH BULUP BAŞARIYA ERESİNİZ!"
(ÂL-İ İMRÂN SÛRESİ , 200. ÂYET)
SONRA DA KENDİNİ SAVUNMAYI VE KÂFİRLER İLE, ZÂLİMLER İLE MÜCÂDELE ETMEYİ EMREDER!.. KENDİNİ SAVUNMAK ALLAH'IN EMRİ, MÜMİNLERİN VASFI!.. HÜKÜMDÂRLARIN, DEVLET BAŞKANLARININ GÖREVİ DE ÜLKESİNİ VE TEB'ÂSINI SALDIRILARDAN KORUMAK, SAVUNMAK!
- "KENDİLERİ İLE SAVAŞILANLARA,
KARŞI KOYMA İZNİ VERİLDİ.
ÇÜNKÜ ONLARA ZÛLMEDİLMİŞTİR."
(HAC SÛRESİ , 39. ÂYET)
- "KÂFİRLERE BOYUN EĞME!
VE O'NUNLA ONLARA KARŞI BÜYÜK CİHAD ET!"
(FURKAN SÛRESİ , 52. ÂYET)
BURADA İKİ ÖNEMLİ HUSUS VAR. BİRİNCİSİ, KÂFİRLERE ASLA BOYUN EĞMEMEK! NE KADAR GÜÇLÜ OLURLARSA OLSUNLAR, BAŞINI DİK TUTMAK!.. VE MÜNÂFIKLARA, YÂNİ MÜSLÜMAN GÖRÜNÜP TE KÂFİRDEN, ZÂLİMDEN YANA OLANLARA DA UYMAMAK, ONLARIN ALDATICI İFÂDELERİNE KANMAMAK GEREK!... İKİNCİSİ BÜYÜK CİHAD... HER TÜRLÜ ZÛLME, HER TÜRLÜ KÖTÜLÜĞE KARŞI YAPILAN MÜCÂDELE "BÜYÜK CİHAD"DIR. ANCAK BİR DE YÜCE PEYGAMBERİMİZİN MEKKE'Yİ FETHETTİKTEN SONRA SONRA, "ŞİMDİ ASIL BÜYÜK CİHAD VAKTİ, NEFSİMİZ İLE," BUYURDUĞU RİVÂYET EDİLİR. GERÇEKTEN DE İNSANIN EN BÜYÜK DÜŞMANI GENE KENDİSİDİR, ONUNLA DA MÜCÂDELE ETMESİ, NEFSİNDEN GELEN KÖTÜ ARZULARLA SAVAŞMASI GEREKİR... TEFSİRLERDE "O'NUNLA" İFÂDESİ "KUR'AN İLE" DİYE İFÂDE EDİLMİŞ. BİZCE "ALLAH İLE", "GÖNLÜNDEKİ İMAN GÜCÜYLE" DEMEKTİR. CİHAD ALLAH İÇİN YAPILIR. AKSİ TAKDİRDE GERÇEK BAŞARI MÜMKÜN DEĞİL!.. BU HUSUSLAR O KADAR ÖNEMLİ Kİ, YÜCE ALLAH PEYGAMBERİMİZE DOĞRUDAN HİTAP EDİYOR, VE "ALLAH'TAN KORK" DİYE UYARIYOR!
ÖYLEYSE TEMEL KURAL:
34 - ALLAH İÇİN, MÜSLÜMANLAR İÇİN, VATAN İÇİN, DEVLET İÇİN, ADÂLET İÇİN CİHAD ETMEK.
- "EY MÜMİNLER!
SİZLER GEREK HAFİF, GEREK AĞIRLIKLI OLARAK
HEP BİRLİKTE SEFERBER OLUNUZ!
ALLAH YOLUNDA
MALLARINIZLA VE CANLARINIZLA CİHAD EDİNİZ!
EĞER ANLIYORSANIZ,
BİZİN İÇİN HAYIRLI OLAN BUDUR!"
(TEVBE SÛRESİ , 41. ÂYET)
(YOKSA SİZ) ALLAH SİZİN İÇİNİZDEN
CİHAD EDENLER İLE SABIR GÖSTERENLERİ
ORTAYA ÇIKARMADAN,
KOLAYCA CENNETE GİRİVERECEĞİNİZİ Mİ ZANNETTİNİZ?"
(ÂL-İ İMRÂN SÛRESİ , 142. ÂYET)
- "ARTIK ALLAH YOLUNDA CİHAD ET!
SEN ANCAK KENDİNDEN SORUMLUSUN.
UMULUR Kİ, ALLAH KÂFİRLERİN SAVLETİNİ UZAKLAŞTIRIR.
ALLAH EN GÜÇLÜ,
VE CEZÂLANDIRMASI DA EH ÇETİN OLANDIR!"
(NİSÂ SÛRESİ , 84. ÂYET)
- "ÖZÜR SÂHİBİ OLMAKSIZIN
CİHADDAN GERİ KALAN MÜMİNLERLE,
ALLAH YOLUNDA MALLARIYLA VE CANLARIYLA
CİHAD EDEN MÜMİNLER ELBET BİR OLMAZ!"
(NİSÂ SÛRESİ , 95. ÂYET)
- "EY İMÂN EDENLER!
BENİM DE, SİZİN DE DÜŞMANLARINIZI DOST EDİNMEYİN!
ONLAR SİZE GELEN GERÇEĞİ REDDETTİKLERİ HALDE,
SİZ ONLARA SEVGİ (VE DOSTLUK) SUNUYORSUNUZ.
RESULULLAH'I VE SİZİ,
SIRF RABBİNİZ OLAN ALLAH'A İNANDIĞINIZ İÇİN,
VATANINIZDAN KOVUYORLAR.
(MALINIZA, MÜLKÜNÜZE, TOPRAĞINIZA,
TABİİ KAYNAKLARINIZA EL KOYUYORLAR.)
SİZ BENİM YOLUMDA CİHAD ETMEK
VE BENİM RIZÂMI KAZANMAK İÇİN
YURDUNUZDAN ÇIKARILMAYA GÖZE ALDIYSANIZ,
NASIL OLUR DA, ONLARA SEVGİ GÖSTERİP,
SIR VERİRSİNİZ?
HALBUKİ BEN SİZİN GİZLEDİĞİNİZ
VE AÇIKLADIĞINIZ HER ŞEYİ BİLMEKTEYİM!
DOĞRUSU İÇİNİZDEN KİM BUNU YAPARSA,
ARTIK DOĞRU YOLDAN SAPMIŞ OLUR."
(MÜMTEHİNE SÛRESİ , 1. ÂYET)
- "ALLAH SİZİ ANCAK,
DİN HAKKINDA SİZİNLE SAVAŞAN,
SİZİ YURTLARINIZDAN ÇIKARAN,
ÇIKARILMANIZA YARDIM EDEN
(VEYÂ YURDUNUZU İŞGÂLE NİYETLENEN,
VE ONLARA YARDIM EDEN) KİMSELER İLE
DOST OLMAKTAN MENEDER. (BAŞKALARIYLA DEĞİL!)
KİMLER Kİ ONLARLA DOST OLUR,
İŞTE ZÂLİMLER ONLARDIR."
(MÜMTEHİNE SÛRESİ , 9. ÂYET)
HERHALDE İSMET PAŞA, MENDERES, DEMİREL, ÖZAL, ERDOĞAN BU ÂYETLERİ OKUMAMIŞ Kİ, DÜŞMANIMIZ OLAN HAÇLILARLA VE YAHUDİLERLE DOSTLUK KURUP, KAYNAKLARIMIZI ONLARA PEŞKEŞ ÇEKİP DURDULAR!.. MANDACI İSMET PAŞA, ARAPLAR'IN DA FİLİSTİN'DE DEVLET KURMA HAKKI OLDUĞUNU GÖZARDI EDİP, A.B.D.'DEN HEMEN SONRA İSRÂİL DEVLETİNİ TANIDI!.. SABETAYİST MENDERES, LÜBNAN'DA MÜSLÜMANLAR'I BIRAKIP, AMERİKALILAR İSTİYOR DİYE, GİZLİCE HIRİSTİYAN GRUPLARA SİLÂH GÖNDERDİ. O DA YETMEDİ, BİRLEŞMİŞ MİLLETLER TEŞKİLÂTI'NDA CEZÂYİR'İN BAĞIMSIZLIĞI OYLANIRKEN, FIRANSIZ GAVURLARI DARILMASIN DİYE ÇEKİMSER KALDI!.. ARKASINDAN, NÂSIR İNGİLİZLER'İ KOVUP SÜVEYŞ KANALI'NI ELE GEÇİRİNCE, "AH İNGİLİZLER BİR KAÇ GÜN DAHA DAYANSAYDI," DİYE HAYIFLANDI!.. MASON DEMİREL KATLİAMA UĞRAMIŞ AZERBEYCAN'IN YARDIMINA KOŞMAYI "DÜNYA İLE BİRLİKTE" (YÂNİ, HIRİSTİYAN BATI İSTERSE) ŞARTINA BAĞLAYIP, ARKASINDAN ERMENİSTAN'A YİYECEK YARDIMI YAPTI!.. HEM DE "KOMŞUSU AÇKEN TOK YATAN BİZDEN DEĞİLDİR," HADİSİNİ ÇARPITARAK!.. KÜRT KÖKENLİ ÖZAL, GAVUR UÇAKLARININ "ÇEKİÇ GÜÇ" ADI ALTINDA İNCİRLİK'TE ÜSTLENİP, 10 KÜSUR SENE ZAVALLI IRAKLI MÜSLÜMANLARIN BAŞINA TOKMAK GİBİ İNMESİNE SEBEP OLDU... YİNE KÜRT KÖKENLİ ECEVİT, ONCA YIL SOLCU GEÇİNMESİNE RAĞMEN, "IRAK'TA KİTLE İMHA SİLAHLARI VARMIŞ, DOĞRU MU?" SORUSUNA, "AMERİKALILAR DİYORSA, DOĞRUDUR," DEYİP AMERİKA'YA, IRAK'A RAHAT SALDIRSIN DİYE İKİ ÜS DAHA VERDİ!.. PONTUSLU ERDOĞAN T.B.M.MECLİSİ'NDE REDDEDİLMESİNE RAĞMEN GİZLİDEN AMERİKALILAR'IN İNCİRLİK ÜSSÜNDEN IRAK'A İŞGÂL MALZEMESİ TAŞIMASINA İZİN VERDİ. LİBYA'YI BOMBALAYAN HAÇLI GÜÇLERİNE GEMİ VE UÇAK GÖNDEREREK KATILDI!.. AMERİKALILAR İSTİYOR DİYE, ESAD'A "ÇEKİL ARTIK" ŞEKLİNDE YAKIŞIKSIZ HİTAPLARDA BULUNDU!.. SONRA BÜTÜN ARAP DÜNYÂSINI, İRAN'I VE RUSYA'YI BİZE DÜŞMAN EDECEK RADAR ÜSSÜNÜN GÜVERCİNLİK'TE KURULMASINA İZİN VERDİ!..
BUNLARIN HEPSİ ÂYET HÜKMÜ GEREĞİ YOLDAN SAPMIŞLARDIR, MÜSLÜMAN GÖRÜNEN MÜNÂFIKLARDIR!.. ZÂLİMLERDİR!.. ÇÜNKÜ DOST BELLETİLEN, MÜTTEFİK DİYE TANITILAN HIRİSTİYAN BATI ÜLKELERİNİN GÖZÜ KIBRIS'TA, GÜNEY DOĞU'DA, DOĞU ANADOLU'DA, TRABZON'DA, HATTÂ İSTANBUL'DA, AYASOFYA CAMİİ'NDEDİR. BİZİ YURDUMUZDAN ÇIKARTMAK İSTERLER!.. ONLARLA DOST OLAN MÜNÂFIK DEĞİL DE, NEDİR?
- "O MÜNÂFIKLAR SİZDEN OLDUKLARINA DÂİR ALLAH'A YEMİN EDERLER.
(NAMAZ KILAR, ORUÇ TUTARLAR)
HALBUKİ SİZDEN DEĞİLDİRLER!
MÜŞRİKLERE YAPTIĞINIZI
KENDİLERİNE YAPACAĞINIZDAN KORKARAK,
SÛRETÂ MÜSLÜMAN GÖRÜNÜRLER."
TEVBE SÛRESİ , 56. ÂYET)
- "MÜNÂFIKLARDAN ÖLEN HİÇ KİMSENİN
EBEDİYYEN NAMAZINI KILMA!
KABRİNİN BAŞINDA (DA) DURMA!"
TEVBE SÛRESİ , 84. ÂYET)
VATANI, MİLLETİ TEHLİKEDE OLUP TA, HÂLÂ MÜCÂDELE ETMEKTEN KAÇINANLAR İSE ŞÖYLE KINANIRLAR:
- "NE OLUYOR SİZE Kİ, ALLAH YOLUNDA
VE ZAYIF, ÂCİZ, VE IZDIRAP İÇİNDE OLAN
ERKEKLERLE KADINLAR VE ÇOCUKLAR İÇİN
SAVAŞMIYORSUNUZ?
(NİSÂ SÛRESİ, 75. ÂYET)
İŞTE RAHMETLİ MUSTAFA KEMÂL VE ARKADAŞLARI BÖYLE BİR İKAZA MÂRUZ KALMADAN VATAN SAVUNMASINA KOŞMUŞLARDIR.
ŞİMDİ BÂZILARI ÇIKIP, İSLÂM'I HEP DÜŞMAN YARATAN, SÜREKLİ SAVAŞ İSTEYEN BİR DİN OLARAK GÖSTERMEYE KALKACAKLARDIR. AMA YÜCE ALLAH KENDİ HÂLİNDE YAŞAYAN, SÖMÜRGEN VE SALDIRGAN OLMAYANLAR HAKKINDA BAKIN NE DEMİŞ:
- "ALLAH SİZİ,
DİN HAKKINDA SİZİNLE SAVAŞMAYAN,
VE SİZİ YURTLARINIZDAN ÇIKARMAYAN,
(VEYÂ YURDUNUZU İŞGÂLE NİYETLENMEYEN)
KİMSELERE İYİLİK ETMEKTEN,
ONLARA ADÂLETLİ DAVRANMAKTAN MENETMEZ.
ÇÜNKÜ ALLAH (ZÂLİMLER HAKKINDA BİLE)
ADÂLET YAPANLARI SEVER."
(MÜMTAHİNE SÛRESİ , 8. ÂYET)
İŞTE BU ÂYET, BİZİMLE BİRLİKTE YAŞAYAN-YAŞAMAYAN VE ARTNİYET TAŞIMAYAN HIRİSTİYANLAR'A, MUSEVÎLER'E, HATTÂ DİNSİZLERE YARDIM EDEBİLECEĞİMİZİ BELİRTİYOR... O YÜZDENDİR Kİ, ARAP-İRAN İSLÂM DEVLETLERİ İLE SULÇUKLU VE OSMANLI DEVLETLERİ ÜLKELERİNDE GAYRIMÜSLİMLERİN DE HUZUR VE REFAH İÇİNDE YAŞAMALARINA İMKÂN TANIMIŞLARDIR. BÖYLE BİR UYGULAMAYI GEÇEN ASRA KADAR HİÇ BİR HIRİSTİYAN BATI ÜLKESİNDE GÖREMEZSİNİZ. MÜSLÜMANLARIN AVRUPA VE AMERİKA'DA ŞİMDİKİ DURUMLARI İSE MÂLÛM!
BİZİM BU KONUDAKİ TESBİTİMİZ ŞUDUR: GÜNÜMÜZDE İŞGÂL, SÂDECE ORDULARIN TÜMÜYLE GİRİP; VİYETNAM'DA, IRAK'TA, AFGANİSTAN'DA YAPTIKLARI GİBİ ÜLKEYİ İSTİLÂ ETMELERİ ŞEKLİNDE OLMUYOR. ÜSLERLE DE İŞGÂL VAR!.. BİR ÜLKEDE, TÜRKİYE'DE OLDUĞU GİBİ, BİR YABANCI ÜLKENİN ÜS KURMASI, ASKER VE UÇAK, GEMİ, NÜKLEER BOMBA BULUNDURMASI DA KORKUNÇ BİR İŞGÂLDİR. ÇÜNKÜ O ÜSLER SİZİN KONTROLÜNÜZDE DEĞİLDİR. İSTEDİKLERİ ANDA BİR BAŞKA ÜLKEYE BİR UÇAK GÖNDEREBİLİRLER, (SOVYETLER BİRLİĞİ ÜZERİNDE DÜŞÜRÜLEN, TÜRKİYE'DEN KALKMIŞ U-2 AMERİKAN UÇAĞI GİBİ), SİZİ SAVAŞIN EŞİĞİNE GETİRİRLER. VEYÂ BİR FÜZE ATARLAR, (BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI'NDA SATIN ALDIĞIMIZ ALMAN GEMİLERİNİN RUSYA'YI BOMBALAMASI GİBİ) NE OLDUĞUNU ANLAMADAN KENDİNİZİ SAVAŞIN İÇİNDE BULURSUNUZ!.. O YÜZDEN KESİNLİKLE BİR MÜSLÜMAN ÜLKE TOPRAKLARINDA YABANCILARIN, BİLHASSA ZÂLİM HIRİSTİYAN-YAHUDİ BATI ÜLKELERİNİN ÜSSÜ, ASKERİ, TEÇHİZATI BULUNAMAZ!.. BİZİM KENDİ ÜSSÜMÜZ OLUR, EĞER BİR HIRİSTİYAN ÜLKEYE KARŞI ORTAK SAVAŞIYORSAK, MÜTTEFİKİMİZ OLAN ÜLKE GEÇİCİ OLARAK O ÜSDEN YARARLANABİLİR!..
AYNI ŞEKİLDE YABANCI EKONOMİK İSTİLÂYA DA İZİN VERİLMEMELİDİR. BU NE DEMEKTİR?.. YABANCIYA AŞIRI BORÇLANMIYACAKSIN!.. SENİN İHTİYAÇ MADDELERİN YABANCI MALLAR TARAFINDAN KARŞILANIR HÂLE DÜŞMİYECEKSİN. KENDİ SUYUN, YİYECEĞİN, GİYECEĞİN, YAKITIN, İLÂCIN, BANKAN, SİLÂHIN OLACAK!.. LİBYA GİBİ BÜTÜN SİLÂHLARINI YABANCILARDAN ALSAN DAHİ, SANA UÇAK BİLE KALDIRTMADAN ÜLKENİ DARMADAĞIN EDERLER. ÇÜNKÜ SANA EN SON TEKNOLOJİ SİLAHLARINI SATMAZLAR. SATTIKLARINI DA YEDEK PARÇASIZ BIRAKIRLAR! ASLA PARANI YABANCI ÜLKELERDE, GAVURLARIN BANKASINDA TUTMIYACAKSIN!.. SONRA BEŞAR ESAD'INKİ GİBİ EL KOYARLAR!..
KURDA SORMUŞLAR, "BOYNUN NİYE KALIN?" DİYE... "KENDİ İŞİMİ KENDİM GÖRÜRÜM," DEMİŞ!.. KENDİ İŞİNİ KENDİN GÖRECEK, KENDİ İHTİYACINI KENDİN KARŞILAYACAK, EL ÂLEME MUHTAÇ OLMIYACAKSIN!
- "DE Kİ : SİZ YAKINDA
ÇOK GÜÇLÜ BİR TOPLUMA KARŞI
SAVAŞMAYA ÇAĞRILACAKSINIZ!
(YA) ONLARLA ÇARPIŞIRSINIZ,
YAHUT ONLAR İSLAM OLURLAR."
(FETİH SÛRESİ , 15. ÂYET)
BU ÂYETİN İŞÂRET ETTİĞİ HUSUS SON DERECE ÖNEMLİ... BİZ ENİNDE SONUNDA EMPERYALİST, KÖLECİ HIRİSTİYAN-YAHUDİ BATI DÜNYÂSI İLE HESAPLAŞMAK ZORUNDAYIZ!.. İSTEMESEK TE ZORUNDAYIZ, GÖRÜLDÜĞÜ GİBİ ONLAR SÜREKLİ MÜSLÜMANLARIN ÜZERİNE GELİYOR... GÜÇLÜ GÖRDÜKLERİ TÜRKİYE'Yİ VE TÜRKLER'İ EN SONA BIRAKMIŞ DURUMDALAR!.. BİR GÜN MUTLAKA BİZE DE SALDIRACAKLAR, VE BİR GÜN BİZ HIRİSTİYAN BATI ÂLEMİYLE MUTLAKA HESAPLAŞACAĞIZ!.. ÂYETİN HÜKMÜ AYNI ZAMANDA BİR MÜJDE TAŞIYOR: ONLAR YA KENDİLİKLERİNDEN İSLAM OLACAKLAR. YÂNİ HIRİSTİYAN VE YAHUDİ KALSALAR DA, HAZRET-İ İBRÂHİM'DEN BERİ GELEN İSLÂM'IN HÜKÜMLERİNE UYGUN DAVRANACAKLAR... YA DA ÇIKACAK SAVAŞTA YENİLİP İSLÂM'A BOYUN EĞECEKLER!...
ANCAAAK... BU ÂYETİN HÜKMÜNÜ ,KAVRAMAYIP ZÂLİM HIRISTİYAN-YAHUDİ BATI DÜNYÂSINA UYMAYA KALKARSAK, ALLAH'IN EMRİNE KARŞI GELDİĞİMİZ İÇİN, SONUMUZ FELÂKET OLUR!.. YİNE HESAPLAŞIRIZ, AMA KAYBEDEN BİZ OLURUZ. BATI'NIN KÖLESİ, UŞAĞI DURUMUNA DÜŞMEKTEN KURTULAMAYIZ!.. BU ÜÇÜNDEN BAŞKA İHTİMAL YOK!..
HIRİSTİYANLAR, YAHUDİLER, KÂFİRLER NE KADAR GÜÇLÜ VE ZENGİN GÖRÜNÜRLERSE, GÖRÜNSÜNLER, YÜCE ALLAH BİZE ŞU VAADDE BULUNUYOR:
- "ALLAH, 'MUTLAKA BEN VE ELÇİLERİM GALİP GELECEĞİZ,'
DİYE YAZMIŞTIR!..
KUŞKUSUZ, ALLAH GÜÇLÜDÜR VE GAALİPTİR!"
(MÜCÂDELE SÛRESİ , 21. ÂYET)
İŞTE O KADAR!.. HIRİSTİYANLAR'DAN AYRILDIĞIMIZ EN ÖNEMLİ HUSUS, BİZ BUNA TAM OLARAK İNANIRIZ... VE ARKASINDAN ŞU İPUCU VERİLİYOR:
- "ONLAR TOPLU OLARAK SİZLE SAVAŞAMAZLAR!
KENDİ ARALARINDA AYRILIK VARDIR.
SEN ONLARI TOPLU SANIRSIN,
AMA KALPLERİ (BİR) DEĞİLDİR!
(HAŞR SÛRESİ , 14. ÂYET)
BU ÂYET HER DÖNEMDE OLDUĞU GİBİ, ŞİMDİ DE HIRİSTİYAN BATI DÜNYÂSI İLE YAHUDİLER'İN DURUMUNU, HATTÂ KAPİTALİST DÜNYÂ İLE ESKİ SOSYALİST DÜNYÂNIN HÂLİNİ GÖSTERİR. HIRİSTİYAN DÜNYÂSI HİÇ BİR ZAMAN KARŞIMIZA TEK OLARAK ÇIKACAK KADAR KAYNAŞMIŞ DEĞİLDİR. AVRUPA, AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ, RUSYA VE ÇİN HEP BİRBİRİYLE ÇEKİŞME HÂLİNDEDİR. ŞU HALDE, BİRİNE ANGAJE OLUP, DONUP KALMAK YERİNE, ABDÜLHAMİD VEYÂ ATATÜRK SİYÂSETİNİ UYGULAMAK, BATI BİZİMLE UĞRAŞIYORSA, RUSYA VE ÇİN'E YAKLAŞMAK; RUSYA TÜRKİYE ÜZERİNDE EMELLER GÜDÜYORSA, BATI'YA KAYMAK UYGUNDUR.
ŞİMDİ İÇİN NE GEREKİYOR, DERSENİZ; HIRİSTİYAN BATI AVRUPA İLE AMERİKA, İSLÂM ÜLKELERİYLE AFRİKA'YA SALDIRI HÂLİNDE OLDUĞU İÇİN, RUSYA VE ŞANGAY BEŞLİSİ İLE İŞBİRLİĞİNİ ARTIRMAK GEREKİR... "AVRUPA BİRLİĞİ'NE GİRECEM" DİYE YIRTINMAK YERİNE; İSLÂM ÜLKELERİ, AFRİKA, ASYA VE GÜNEY AMERİKA ÜLKELERİ İLE YAKIN İLİŞKİLER KURMAK UYGUN OLUR... HELE ZÂLİM HIRİSTİYAN BATI'YA UYUP, HERHANGİ BİR ÜLKEYE SALDIRMAK, HİÇ BİR ŞEKİLDE DÜŞÜNÜLMEMELİDİR... AKSİNE; KÂFİRLERİN ARALARINDAKİ FARKLILIKLARI BULUP İŞLEMEK, YARALARINI KAŞIMAK VE ONLARI BÖLÜK-PÖRÇÜK HÂLE GETİRMEK HEDEFİMİZ OLMALIDIR. ÇÜNKÜ MÜMİNLER İLE KÂFİRLERİN SAVAŞMALARI KAÇINILMAZDIR. DÜNYÂ KURULDUĞUNDAN BERİ, HAABİL İLE KAABİL'DEN BERİ SAVAŞ ZÂTEN SÜRMEKTEDİR. SAVAŞTAN KAÇMAMAK GEREKTİĞİ, KENDİNİ SAVUNMAK GEREKTİĞİ, ZÂLİMLE MÜCADELE ETMEK GEREKTİĞİ İLE İLGİLİ ÂYETLER YUKARIDA VE AŞAĞIDA VERİLMİŞTİR. ÖZELLİKLE HIRİSTİYAN EMPERYALİST DEVLETLER SÜREKLİ BARIŞTAN BAHSETMELERİNE RAĞMEN, İSLÂM ÜLKELERİNE VE MAZLUM MİLLETLERE SALDIRILARINI HİÇ BİR ZAMAN KESMEMİŞLERDİR. BURADA ÖNEMLİ OLAN, GAAFİL OLMAMAK, DÂİMA SAVAŞA HAZIR OLMAK, ANCAK SAVAŞTA AŞIRIYA GİTMEMEK VE MÂBEDLERE ZARAR VERMEMEKTİR. BU DA İSLÂMÎ BİR ESASTIR.
35- SAVAŞIRKEN AŞIRIYA GİTMEMEK VE ALLAH'IN ADININ ÇOK ÇOK ANILDIĞI MÂBEDLERE SALDIRMAMAK, ONLARI TAHRİP ETMEMEK.
- "EĞER ALLAH İNSANLARIN BİR KISMININ ZARARINI
DİĞER BİR KISMI İLE SAVMASAYDI,
MANASTIRLAR, KİLİSELER, HAVRALAR,
VE ALLAH'IN ADININ ÇOKÇA ANILDIĞI MESCİTLER
YIKILIR GİDERDİ!"
(HAC SÛRESİ , 40. ÂYET)
- "ALLAH'IN MESCİTLERİNDE
ALLAH ADININ ANILMASINI ENGELLEYİP,
ORALARIN ISSIZ VE HARÂP BİR HÂLE
GELMESİNE ÇALIŞANLARDAN
DAHA ZÂLİM KİM OLABİLİR?...
ONLAR İÇİN DÜNYÂDA ZİLLET,
ÂHİRETTE İSE MÜTHİŞ BİR AZAP VARDIR."
(BAKARA SÛRESİ , 114. ÂYET)
- "İŞTE BÖYLECE SİZİ VASAT BİR ÜMMET KILDIK.
TÂ Kİ, BÜTÜN İNSANLARA
HAKKANİYETİN ŞÂHİTLERİ OLASINIZ."
(BAKARA SÛRESİ , 143. ÂYET)
DÜŞMANA PABUÇ BIRAKMIYACAĞIZ. GEREKİRSE, SAVAŞACAĞIZ AMA, ALLAH'IN ADININ ANILDIĞI MÂBETLERİ YIKMIYACAĞIZ. HATTÂ DERİN MÂNÂSI İLE, ALLAH'A AÇILMIŞ GÖNÜLLERİ KIRMIYACAĞIZ.
BURADA BİR HUSUSU EKLEMEK İSTERİZ: YÜCE ALLAH KİLİSELERİ, HAVRALARI SAYMIŞ. ELBETTE "MESCİD"E CÂMİLER DE DÂHİL!.. ACABA BAŞKA İBÂDETHÂNELER DE KASTEDİLMİŞ OLABİLİR Mİ?
BİZCE BÜTÜN İBÂDETHÂNELER VE MÂBEDLER BU KORUMAYA DÂHİLDİR... BÖYLE DÜŞÜNMEMİZİN SEBEBİNİ, BİR YAŞANMIŞ OLAYLA ANLATMAK İSTERİZ:
BİR TARİHTE HİNTLİ BİR PROFESÖR İLE SOHBET EDİYORDUK. KENDİSİNİN "CAYANİST" OLDUĞUNU SÖYLEDİ. HİNDU DİNİNE YAKIN BİR İNANÇ... GAFLETLE SORDUK: "SİZİN KAÇ TANRINIZ VAR?" DİYE... YÜZÜMÜZE ACIYARAK BAKTI, VE "TEK BİR TANRI VARDIR," DEDİ. HALBUKİ BİZ HİNDUİZM'DE, ŞAMANİZM'DE PEK ÇOK TANRI OLDUĞUNU DUYMUŞTUK. MEĞER O TANRI ADLARINI YÜCE ALLAH'IN "ESMÂ-YI HÜSNA"SI KARŞILIĞI KULLANIRLARMIŞ! MESELÂ BEREKET TANRISI, "REZZAK" DEMEKMİŞ. ONLARIN TEMSİLLERİ, HEYKELLERİ PUT SAYILSA DA, DİNİN TEMELİNDE TEK TANRI VARMIŞ!.. HIRİSTİYANLIKTA DA PUT, İKONA, HEYKEL YOK MU?.. YİNE DE ALLAH "KİLİSELERİ YIKMAYIN," DİYOR. İŞTE O YÜZDEN BİZ, HİÇ BİR DİNİN MÂBEDİNİN YIKILMAMASI, TAHRİP EDİLMEMESİ GEREKTİĞİ İNANCINDAYIZ. (CÂMİYE TAHVİL EDİLEBİLİR, O BAŞKA!) BU AÇIDAN "TÂLİBAN" DİYE BİLİNEN MÜSLÜMAN GRUBUN AFGANİSTAN'DA ISSIZ YERLERDEKİ BUDA HEYKELLERİNİ YIKMASININ DA BİR ANLAMI YOKTU. ONLAR ARTIK PUT DEĞİL, "TÂRİHÎ ESER" , "SANAT ESERİ" HÜKMÜNDE İDİ.
BİR HUSUS DAHA: KUR'AN BÖYLE DER DE, GERÇEK BİR MÜSLÜMAN KALKIP KİLİSELERE, HAVRALARA, HATTÂ CÂMİLERE BOMBA ATAR MI? TOPA TUTAR MI?.. BAŞKA MEZHEPTEN DE OLSA, NAMAZ KILAN CEMAATİN ÜZERİNE KURŞUN SIKAR MI?.. OLMAZ ÖYLE ŞEY!.. IRAK'TA, PAKİSTAN'DA, AFGANİSTAN'DA, HATTÂ TÜRKİYE'DE (HAVRAYA) O BOMBALARI ATAN, KURŞUN SIKANLAR MUTLAKA MÜSLÜMAN KIYÂFETİ GİYMİŞ HIRİSTİYAN VEYÂ YAHUDİ AJANLARDIR... NİTEKİM IRAK'TA, BASRA'DA BÖYLE ARAP KIYÂFETLİ İKİ KİŞİ BOMBALARLA YAKALANMIŞ, İNGİLİZ OLDUKLARI ANLAŞILMIŞ, KARAKOLDA SORGUYA ÇEKİLİRKEN, İNGİLİZLER TANKLA GELİP KARAKOLU YIKMIŞ VE BU İKİ PUROVAKATÖR AJANI KAÇIRMIŞTI!.. YİNE AMERİKALILAR, KUZEY IRAK'TAN YAHUDİ KÜRDÜ 2.500 ERKEĞİ AMERİKA'YA GÖTÜRÜP EĞİTMİŞ, SONRA TEKRAR IRAK'A GETİRİP ORDU VE BÜROKRASİNİN İÇİNE YERLEŞTİRMİŞTİ. KİMBİLİR, BU AMERİKAN AJANLARI SONRADAN NE GİBİ BÖLÜCÜ TERÖR OLAYLARINA KARIŞTILAR?.. DEMEK Kİ CÂMİ VE CEMAAT BOMBALAMA OLAYLARI GAVURLARIN İŞİDİR. EN KÖTÜ İHTİMALLE, ONLARIN KANDIRDIĞI CÂHİL, AKLI KIT, NE YAPTIĞINI BİLMEYEN SÖZDE MÜSLÜMANLARDIR.
- "SİZE SAVAŞ AÇANLARA,
SİZ DE ALLAH YOLUNDA SAVAŞ AÇIN!
SAKIN AŞIRIYA GİTMEYİN!
ÇÜNKÜ ALLAH AŞIRIYA GİDENLERİ SEVMEZ."
(BAKARA SÛRESİ , 190. ÂYET)
ÂYETLERDE GEÇEN "SAKIN AŞIRIYA GİTMEYİN!" İFÂDESİNİN İKİ MÂNÂSI VARDIR... BİRİNCİSİ, SAVAŞ ESNÂSINDA "AMAN" DİYENİ ASKERİ ÖLDÜRMEMEK, SİVİL HALKA EZİYET EDİP ÖLDÜRMEMEK, KİMSEYE İŞKENCE ETMEMEK, YAKIP YIKMAMAKTIR... İKİNCİSİ İSE, HEP DİKKATTEN KAÇAR, SAVAŞIRKEN, ETKİSİ SAVAŞTAN SONRA DA SÜRECEK EYLEMLER YAPMAMAKTIR... BUNLAR, ZÂLİM HIRİSTİYAN-YAHUDİ BATI ÜLKELERİNİN DÜNYÂNIN DEĞİŞİK BÖLGELERİNDE YÜZ YILDIR ARALIKSIZ SÜRDÜRDÜĞÜ SAVAŞLARDA KULLANDIĞI TOPUK MAYINLARI, ZEHİRLİ GAZLAR, SEYRELTİLMİŞ URANYUM BO6MBALARI GİBİ SAVAŞ ARAÇLARIDIR. BİR BÖLGEDE SAVAŞ BİTER, BARIŞ GELİR, HATTA TARAFLAR ARASINDA DOSTLUK BAŞLAR... AMA BATILILARIN VEYÂ ONLARIN SAVAŞTIRDIĞI YERLİ HALKLARIN DÖŞEDİĞİ MİLYONLARCA MAYINLAR PATLAMAYA, İNSANLARIN BACAĞINI KOPARIP SAKATLAMAYA DEVAM EDER!.. VEYÂ AMERİKALILAR'IN YUGOSLAVYA'YA, IRAK'A ATTIĞI SEYRELTİLMİŞ URANYUM BOMBALARINDAN YARALANMADIKLARI HALDE ETKİLENMİŞ OLAN KADINLARIN DOĞURDUKLARI ÇOCUKLAR SAKAT, DEFORME OLARAK DÜNYÂYA GELİR, ÇOĞU YAŞAMAZ!.. İŞTE BU, SAVAŞTAN BETER BİR ZULÛMDÜR. ALLAH ZÂLİMLERİ VE AŞIRIYA GİDENLERİ, BÖYLE SİLAHLARI YAPANLARI VE KULLANANLARI SEVMEZ!
36 - "HARAM AYLAR"A RİÂYET ETMEK, YILDA DÖRT AY SAVAŞ YAPMAMAYA ÇALIŞMAK.
ZULÛMLE, KÜFÜRLE CİHAD FARZ!.. ANCAK SAVAŞIN DA, CİHADIN DA BİR SINIRI VAR. NASIL AŞIRIYA GİTMEK, MÂBEDLERE SALDIRMAK YASAK İSE, DEVAMLI SAVAŞ İÇİNDE OLMAK TA UYGUN GÖRÜLMEZ. YÜCE ALLAH İNSANLARIN SÜREKLİ HARP VE ÇATIŞMA İÇİNDE OLMASINI İSTEMEZ, ONUN İÇİN SAVAŞIN YASAK OLDUĞU "HARAM AYLAR"I BİLDİRMİŞTİR:
- "HARAM AY, HARAM AYA KARŞILIKTIR.
HÜRMETLER KARŞILIKLIDIR.
KİM (DİNLEMEZ) SİZE SALDIRIRSA,
SİZ ONA MİSİLLEME OLACAK KADAR SALDIRIN!
ALLAH'TAN KORKUN, (AŞIRIYA GİTMEYİN)
VE BİLİN Kİ ALLAH MÜTTAKİLERLE BERÂBERDİR."
(BAKARA SÛRESİ , 194. ÂYET)
HARAM, "DOKUNULMASI YASAK" ANLAMINA GELDİĞİ GİBİ "KUTSAL" MÂNÂSI DA VARDIR. "HAREM" KELİMESİ DE ORADAN GELİR, "YABANCILARA YASAK" DEMEKTİR... YÜCE ALLAH'IN MERHAMETİ O KADAR ÇOKTUR Kİ, PUTPERESTLERİN ÂDETİ OLAN "BELİRLİ AYLARDA SAVAŞMAMAK, TİCÂRETE, TOPARLANMAYA İMKÂN TANIMAK" GELENEĞİNİ İSLÂM'A TAŞIMIŞ, TEVBE SÛRESİNDE (26. ÂYET) DÖRT "HARAM AY" (RECEP, ZİLKADE, ZİLHİCRE VE MUHARREM AYLARI) OLDUĞUNU BİLDİRMİŞTİR. BUNLARIN ÜÇÜ RAMAZAN AYINDAN SONRA PEŞPEŞE GELİR. RECEP İSE RAMAZAN'DAN İKİ AY EVVELDİR. AY TAKVİMİ TÂKİP EDİLDİĞİ İÇİN BU AYLAR BÂZEN YAZA, BÂZEN KIŞA DENK GELİR. BU AYLARDA SAVAŞ, SALDIRI, TALAN YASAK EDİLMİŞTİR. CÂHİLİYE DÖNEMİNDE DAHİ İNSANLAR HARAM AYLARDA ENDİŞE DUYMADAN TİCÂRET YAPABİLİR, HATTÂ GÜVEN İÇİNDE GELİP KÂBE'Yİ ZİYÂRET EDEBİLİRDİ.
GÖRÜLDÜĞÜ GİBİ SAVAŞ KAÇINILMAZDIR. BARIŞ, "SAVAŞLARA VERİLEN ARA" DÖNEMLERİDİR. ANCAK SAVAŞTA AŞIRIYA GİTMEK OLMAYACAĞI GİBİ, SENENİN EN AZ ÜÇTE BİRİNİ DE BARIŞ İÇİNDE GEÇİRMEK, KURAL HÂLİNE GETİRİLMİŞTİR. BİR DE SAVAŞ SIRASINDA GEREKSİZ TAHRİBAT, YAKIP YIKMA YOKTUR. YÜCE PEYGAMBERİMİZ,
BUYURMUŞTUR.
ŞİMDİ BURADA ZÂLİM, TERÖRİST HIRİSTİYAN-YAHUDİ BATI DÜNYÂSININ SIK SIK KULLANDIĞI "İSLÂMÎ TERÖR" İFÂDESİ AKLA GELİYOR... BİZCE ÖNCE "TERÖR" KAVRAMINA BİR TANIM GETİRMEK GEREKİR...... TERÖRÜN TÜRKÇE’DE TAM KARŞILIĞI "TEDHİŞ"TİR, 1960’LARDA, DEMİREL’İN BAŞBAKAN OLDUĞU YILLARDA BİLE KULLANILIRDI... TEDHİŞ, "DEHŞET" KELİMESİYLE AYNI KÖKTEN TÜREMİŞTİR… DEHŞET TE, "AKLA ŞAŞKINLIK VERECEK DERECEDE KORKMA" DEMEKTİR... ZÂTEN İNGİLİZCESİ DE O ANLAMA GELİR. ŞU HALDE TERÖR, "İNSANLARI KORKUTARAK, HAREKETSİZ BIRAKMAK VE İSTEDİĞİNİ YAPMAK, YAPTIRMAK" ANLAMINA GELİR... ELİNDE SİLÂHI OLAN KİMSELERE UYGULAYAMAZSINIZ... ÇÜNKÜ İNSANLARA KORKU SALABİLMEK İÇİN, BİR SİLÂH KULLANMAK ZORUNDASINIZ... BIÇAK, TABANCA, BOMBA, HATTÂ BÂZI MAHALLE SERSERİLERİNİN YAPTIĞI GİBİ JİLET, ASİT ATMAK HEP TERÖR ESTİRMEK İÇİN KULLANILIR… AMA BUNLARI ANCAK SİLÂHSIZ, GÜÇSÜZ İNSANLARA KARŞI KULLANABİLİRSİNİZ. SİLÂHLI BİRİNE KAFA TUTMAK, AZICIK CESÂRET İSTER!..
ÖYLEYSE, BİZCE; GÜÇSÜZ, MÂSUM İNSANLARA YÖNELİK, HER TÜRLÜ KORKU ÜRETEN VE HAKSIZ TALEPLER ÖNE SÜREN HAREKET "TEDHİŞ-TERÖR" OLAYIDIR!... BÖYLE DAVRANIŞTA BULUNANLAR TERÖRİSTTİR! ŞİDDETLE CEZÂLANDIRILMASI, HATTA YOK EDİLMESİ GEREKEN KİŞİLERDİR.
ÖTE YANDAN, TERÖR SAVAŞTAN AYRIDIR. ... SAVAŞTA GÜÇLER FARKLI DA OLSA, İKİ TARAF SİLÂHLIDIR... ASKERLER ÇARPIŞIR... EĞER O ASKERLER; 1. DÜNYÂ SAVAŞINDA YUNANLAR’IN YAPTIĞI GİBİ SİVİL TÜRKLER’İ DE DOĞRAMAYA BAŞLARSA, ONLAR DA TERÖRİSTE DÖNÜŞÜRLER... TÜRKLER’DEKİ "AMAN DİYENE KILIÇ KALKMAZ" DÜSTURU, BU BAKIMDAN DÜNYADA EŞİ BENZERİ OLMAYAN BİR ANLAYIŞTIR!.. TESLİM OLAN ASKERİ BİLE ÖLDÜRMENİN YANLIŞ OLDUĞUNU İFÂDE EDER... ÇÜNKÜ TERÖR; SİLÂHSIZ, GÜÇSÜZ, MÂSUM İNSANLARA KARŞI YÖNELTİLMİŞ HER TÜRLÜ ŞİDDET, DEHŞET, VE EZİYET EYLEMİDİR... YUKARIDAKİ "SAVAŞTA DAHİ SAKIN AŞIRIYA GİTMEYİN!" İFÂDESİ BAKARA SÛRESİ , 190. ÂYET) MÜSLÜMANLARI DÂİMA FİRENLEMİŞTİR. AMA HIRİSTİYANLAR VE YAHUDİLER'DE BÖYLE BİR KISITLAMA YOKTUR. ONLARIN SAVAŞI HER ZAMAN TERÖRE DÖNÜŞÜR. BUNU FİLİSTİN'DE DE GÖRÜYORUZ, IRAK VE AFGANİSTAN'DA DA GÖRDÜK.
ŞİMDİ GELELİM, "İSLÂMÎ TERÖR" KAVRAMINA... DİKKAT EDİYOR MUSUNUZ, HAÇLILARIN YAPTIKLARI HİÇ BİR ZAMAN "HIRİSTİYAN TERÖR" OLMUYOR... AMERİKA'DAKİ DİNCİ IRKÇI BEYAZ TERÖR ÖRGÜTLERİNİN YAPTIKLARI "HIRİSTİYAN TERÖR" OLMUYOR... Kİ, BUNLARDAN TIMOTY ADLI BİRİ, KOCA BİR BİNÂYI HAVAYA UÇURMUŞ, VE AĞUSTOS 2001'DE İDÂM EDİLMİŞTİ... İRLANDA'DAKİ "KATOLİK TERÖR" OLMUYOR,. .. SİHLER'İN YAPTIĞI, HATTA BAŞBAKAN İNDRA GANDHİ'Yİ ÖLDÜRMELERİ "SİH TERÖRÜ" OLMUYOR. YAHUDİLER'İN YAPTIĞI "MUSEVÎ TERÖRÜ", HATTÂ "SİYONİST TERÖR" BİLE OLMUYOR... JAPONLAR'IN KENDİ ÜLKELERİNDE METROYA YAPTIKLARI, ZEHİRLİ SALİN GAZI SALDIRISI "ŞİNTOİST TERÖR" OLMUYOR... SÖZDE HAYATA VERDİKLERİ ÖNEMDEN DOLAYI ET BİLE YEMİYEN HİNTLİLER'İN MÜSLÜMANLARI ÖLDÜRMELERİ "HİNDU TERÖR", VEYÂ "BUDİST TERÖR" OLMUYOR... GARİBÂN MÜSLÜMAN MANTAR TABANCASI PATLATSA, HEMEN "İSLÂMÎ TERÖR" OLUYOR!.. NİYE BÖYLE OLUYOR?.. BU MANTIKSIZLIĞI, BU ALÇAKLIĞI ANLIYABİLEN VAR MI?
ÇÜNKÜ ZÂLİM, TERÖRİST HIRİSTİYAN-YAHUDİ DÜNYÂSININ KARŞISINA DİKİLEN BİR TEK İSLÂM VAR!.. İSLÂM'DAKİ "CİHAD" KAVRAMI, "HER TÜRLÜ KÖTÜLÜK VE ZULÛMLE MÜCÂDELE" ANLAMINDA OLDUĞU İÇİN, KÂFİRLERİN ÖDÜ KOPUYOR!.. BİLİYORLAR Kİ, MÜSLÜMANLAR HİÇ BİR ZAMAN VAZGEÇMEYECEK, HİÇ BİR ZAMAN TESLİM OLMAYACAK!
İSLÂM'DA KISAS VAR... BİZE HAKSIZ YERE SALDIRAN, SİVİLLERİ ÖLDÜREN, KADIN-ERKEK-ÇOLUK-ÇOCUK- GENÇ-İHTİYAR DEMEDEN KÖYLERİ BOMBALAYAN BİR DÜŞMANA KARŞI AYNI DAVRANIŞTA BULUNMA HAKKIMIZ VAR!.. ŞİMDİ AMERİKALILAR IRAK'TA, AFGANİSTAN'DA DÜĞÜN EVLERİNİ BOMBALIYOR, YÜZLERCE KİŞİNİN CANINA KIYIYOR, BU TERÖRİST BİR EYLEM OLMUYOR...DA, BİR FEDAİ ASKERLERİN ARASINA DALIP BOMBA PATLATINCA OLAY, "İSLÂMÎ TERÖR" OLUYOR, ÖYLE Mİ?.. HAYIR!.. ASLA!.. ÜLKEYİ İŞGÂL EDEN DÜŞMANLA HER TÜRLÜ SİLAH VE YOLLA MÜCÂDELE ETMEK HAKTIR, MUBAHTIR, FARZDIR!.. O SENİN ÜLKENİ BASMIŞSA, SENİNDE ONUN ÜLKESİNİ BASMA HAKKIN VARDIR!
- "KÂFİRLERE BOYUN EĞME!
VE O'NUNLA ONLARA KARŞI BÜYÜK CİHAD ET!"
(FURKAN SÛRESİ , 52. ÂYET)
- "KÂFİRLERLE VE MÜNÂFIKLARLA CİHÂD ET!
VE SERT OL!"
TEVBE SÛRESİ , 72. ÂYET)
- "KENDİLERİ İLE SAVAŞILANLARA,
KARŞI KOYMA İZNİ VERİLDİ.
ÇÜNKÜ ONLARA ZÛLMEDİLMİŞTİR."
(HAC SÛRESİ , 39. ÂYET)
BU KİŞİLERİN GİDİP NEW YORK'TA BOMBA PATLATMALARI BİLE, BİZCE TERÖR SAYILMAZ, ÇÜNKÜ ONLAR GELİP BAĞDAT'A YÜZBİNLERCE BOMBA ATTILAR!.. BİR MİLYONDAN FAZLA SİVİLİN ÖLMESİNE SEBEP OLDULAR!... ONLARA ZÛLMEDİLDİ. ZÛLMEDENLERE KARŞI KOYMA İZNİ VERİLDİ.
BİR MÜSLÜMANIN YAPTIĞI NE ZAMAN "TERÖR" OLUR, BİLİYOR MUSUNUZ?.. PATLATTIĞI BOMBANIN KİMLERİ ÖLDÜRECEĞİNİ BİLMEMESİ, O BOMBA İLE MÜSLÜMANLARIN VEYÂ İŞGÂLCİ ÜLKE İLE HİÇ ALÂKASI OLMAYAN HİNTLİ, ÇİNLİ, AFRİKALI GİBİ BAŞKA İNSANLARIN ÖLMESİ DURUMUNDA OLAY "TERÖR" OLUR!
ÇOK AÇIK BİR MİSÂL VERELİM: 21 TEMMUZ 2012 GÜNÜ BULGARİSTAN'DA BİR İSRÂİL TURİST OTOBÜSÜNDE BOMBA PATLADI, SİVİL YAHUDİLER ÖLDÜ, YARALANDI... BU EYLEMİ BİR FİLİSTİNLİ YAPTI İSE, BİR İRANLI YAPTI İSE, HATTA BİR MÜSLÜMAN YAPTI İSE, BİZCE TERÖR DEĞİLDİR!.. ÇÜNKÜ İSRAİL DEVLETİ SÜREKLİ OLARAK FİLİSTİN'DE, GAZZE'DE SİVİLLERİ, KADIN-ERKEK, ÇOLUK-ÇOCUK, GENÇ-İHTİYAR DEMEDEN ÖLDÜRÜYOR! BU DA YETMİYOR, İRAN'DA AJANLARI VASITASIYLA SİVİL ATOM FİZİĞİ UZMANLARINI ÖLDÜRÜYOR!..BU DA YETMİYOR, IRAK'TA YİNE AJANLARI VASITASIYLA KUTSAL YERLERİ BOMBALIYOR, SÜNNİLER İLE ŞİİLER'İ BİRBİRİNE DÜŞÜRMEYE ÇALIŞIYOR. AYNI ŞEKİLDE SURİYE'DE ALEVİ-SÜNNİ ÇATIŞMASI ÇIKSIN DİYE MUHALİFLERE SİLAH VERİYOR, HALKA EZİYET EDENLERİ TEŞVİK EDİYOR. İSRÂİL MÜSLÜMANLARA SAVAŞ AÇMIŞ DURUMDA! FAALİYETLERİNDEN DOLAYI SÜREKLİ SİVİL MÜSLÜMANLAR ÖLÜYOR. MÜSLÜMANLAR DA AYNEN KARŞILIK VERİYOR!.. BU ASLA TERÖR DEĞİL, KISASA KISAS!
AMA AYNI KİŞİ İSRÂİL'DE BİR OTOBÜSE BOMBA KOYMUŞ OLSAYDI, O OTOBÜSTE SİVİL YAHUDİLER'İN YANISIRA MÜSLÜMAN BİR KAÇ KİŞİ DE ÖLMÜŞ OLSAYDI, İŞTE BU TERÖR OLURDU. ÇÜNKÜ EYLEMCİ KİMLERİ ÖLDÜRECEĞİNİ BİLMEDEN, VEYÂ "VARSIN BİR KAÇ MÜSLÜMAN DA ÖLSÜN," DİYEREK BU EYLEMİ YAPMIŞ OLURDU. YANLIŞ OLURDU!.. O YÜZDENDİR Kİ, BİZ KENDİLERİNİ "TEK SAF MÜSLÜMAN" SAYAN EL KAİDE VE TÂALİBAN GİBİ ÖRGÜTLERİN MÜSLÜMANLARA ZARAR VEREN EYLEMLERİNİ TERÖR SAYIYORUZ. BUNUN DA ARALARINA SIZMIŞ OLAN YAHUDİ VE HIRİSTİYAN AJANLARIN YÖNLENDİRMESİNDEN KAYNAKLANDIĞINA İNANIYORUZ. GERÇEK MÜSLÜMAN ASLA MÜSLÜMANLARI İNCİTMEZ!
SÖZÜN KISASI, BUGÜN ÇEŞİTLİ ÜLKELERDE İŞGÂL VAR,.. İŞGALCİLER A.B.D., İNGİLTERE, FRANSA VE YAHUDİLER... BUNLAR YERLİ HALK İLE GİZLİ-AÇIK SAVAŞ HÂLİNDELER. TERÖR UYGULUYOR, SİVİLLERİ ÖLDÜRÜYORLAR. BUNLARA BİLMİSİL HAREKET, ASLA TERÖR OLMAZ, VATANI SAVUNMA OLUR!.
"İSLÂMÎ TERÖR" ASLA YOK, İŞGÂL İLE, TERÖR İLE, ZULÛM İLE, SÖMÜRÜ İLE, KÖTÜLÜK İLE "CİHAD" VAR!.. BUNUN DIŞINDAKİLER, HIRİSTİYAN VE YAHUDİ AJANLARIN MÜSLÜMANLAR ARASINA FİTNE SOKMAK, ONLARI DÜNYÂYA KÖTÜ GÖSTERMEK İÇİN YAPTIKLARI GERÇEK TERÖR EYLEMLERİDİR.
- "KİM SİZE SALDIRIRSA,
SİZ ONA MİSİLLEME OLACAK KADAR SALDIRIN!
ALLAH'TAN KORKUN, (AŞIRIYA GİTMEYİN!)"
(BAKARA SÛRESİ , 194. ÂYET)
- "SİZE SAVAŞ AÇANLARA,
SİZ DE ALLAH YOLUNDA SAVAŞ AÇIN!
SAKIN AŞIRIYA GİTMEYİN! "
(BAKARA SÛRESİ , 190. ÂYET)
- "ARTIK ALLAH YOLUNDA
(HER TÜRLÜ ZÛLME, KEÖTÜLÜĞE KARŞI) CİHAD ET!
(NİSÂ SÛRESİ , 84. ÂYET)
VATANI, MİLLETİ KORUMAK... ALLAH YOLUNDA ZÂLİMLER İLE CİHAD ETMEK!.. İŞTE BU İKİ ÖZELLİĞİ YÜZÜNDEN TÜRKLER ASKERLİĞİ "PEYGAMBER OCAĞI" OLARAK GÖRÜRLER!.. ANALAR OĞULLARINI KINALAYIP DAVUL-ZURNA İLE ASKERE GÖNDERİRLER. GENÇLER ASKERLİK YAPARKEN DİSİPLİNE GİRERLER, KENDİ İŞİNİ KENDİLERİ GÖRMEYİ ÖĞRENİRLER. ASKERLİK TÂLİMİNİN YANISIRA OKUMA-YAZMADAN ÇEŞİTLİ MESLEK EĞİTİMİNE KADAR PEK ÇOK ALANDA KENDİLERİNİ GELİŞTİRİRLER... ANCAK BİR SORUN VARDIR Kİ, MUTLAKA ÇÖZÜLMESİ GEREKİR... ASKERLER HEP GÜN SAYARLAR, TERHİS OLACAKLARI GÜNÜ DÖRT GÖZLE BEKLERLER. ÇÜNKÜ BÂZI ASTSUBAYLAR VE SUBAYLAR ONLARA GEREKSİZ YERE SERT DAVRANIRLAR. HATTÂ UFAK TEFEK HATÂLAR YÜZÜNDEN HAPİS CEZÂSI ALANLAR, ATILDIKLARI VE ASKER ARASINDA "DİSKO" DİYE BİLİNEN DİSİPLİN KOĞUŞLARINDA, SADİSLEŞTİRİLMİŞ ERLER TARAFINDAN İŞKENCE GÖRÜRLER!.. BÂZI ÇAVUŞ VE ASTSUBAYLAR ERLERE GELEN HEDİYE VE PARALARDAN ZİFTLENİRLER... BU TARZ UYGULAMALAR ASKERE KOŞA KOŞA GELEN ERLERİ SOĞUTUR, "BİR AN EVVEL BİTSİN DE EVE DÖNELİM," DEDİRTİR!
BİZ DİYORUZ Kİ, SUBAYLAR VE ASTSUBAYLAR ASKERLİĞİ ÖYLE HÂLE GETİRMELİDİRLER Kİ, VERDİKLERİ EĞİTİMİN YANISIRA ÖYLE SEVDİRMELİDİRLER Kİ, DAVUL-ZURNA İLE GELEN GENÇLER EVLERİNE DÖNERKEN GÖZYAŞLARINI TUTAMASINLAR, AYRILMAK İSTEMESİNLER!.. HERKESİN ASKERLİK HÂTIRASI, HAYÂTININ EN ÖNEMLİ HÂTIRASI OLSUN!.. MÜSLÜMAN TÜRK SUBAYLARA BÖYLESİ YAKIŞIR!.. O YÜZDENDİR Kİ, RAHMETLİ ATATÜRK, FİNLANDİYALI DEVLET ADAMI SNELMAN'IN FİN ORDUSUNDA SAĞLADIĞI EĞİTİMİ VE ORDUNUN HALKIN KALKINMASINDA NASIL YARDIMCI OLDUĞUNU ANLATAN "BEYAZ ZAMBAKLAR ÜLKESİNDE" ADLI KİTABIN, HARBOKULLARI'NDA DERS KİTABI OLARAK OKUTULMASINI EMRETMİŞTİR... EH, FİN ORDUSU BÖYLE OLUR DA, ASKER DOĞUP ASKER ÖLEN TÜRKLER'DEN OLUŞAN TÜRK ORDUSU OLAMAZ MI?.. ELBETTE OLUR AMA, AMERİKALILAR'I TAKLİT İLE BU SONUCA VARAMAZ!
VARAMIYACAĞI, 2007 YILINDAN İTİBÂREN ORTAYA DÖKÜLEN YOLSUZLUKLAR, SOYSUZLUKLAR İLE ANLAŞILDI!.. ORDU İÇİNE SIZMIŞ OLAN ERMENİ-RUM-YAHUDİ DÖNLEMERİNİN ORDUYU NASIL DEJENERE ETTİĞİ BÜTÜN ÇIPLAKLIĞI İLE GÖZLER ÖNÜNE SERİLDİ... BU NAMUSSUZLARIN BAŞINDA YAHUDİ DÖNMESİ (SABETAYİST) VE İSRÂİL UŞAĞI ORGENERAL ÇEVİK BİR VE EKİBİ GELİR!.. ONLARDAN VE AMERİKANCI, BATICI ZİHNİYETTEN BİR AN EVVEL KURTULMAK GEREKİR!
ÜLKEMİZDE BİR DE "ŞEHİT" TARTIŞMASI VAR... DİNÎ BİR KAVRAM OLDUĞU İÇİN BURADA ELE ALMAYI UYGUN GÖRDÜK...KİM ŞEHİT, KİM DEĞİL?.. GAYRIMÜSLİMLER ŞEHİT SAYILABİLİR Mİ?.. BİR DEFA DOĞRUSUNU ANCAK ALLAH BİLİR... ÂYET ŞUDUR:
- "ALLAH YOLUNDA ÖLDÜRÜLMÜŞ OLANLAR İÇİN "ÖLÜLER" DEMEYİN!
HAYIR, ONLAR ÖLÜ DEĞİL, DİRİDİRLER!
AMA SİZ İYİCE ANLIYAMAZSINIZ."
(BAKARA SÛRESİ , 154. ÂYET)
- "ALLAH YOLUNDA ÖLDÜRÜLENLERİ
SAKIN ÖLÜ SANMAYIN!..
BELKİ ONLAR
RABLERİ İNDİNDE DİRİDİRLER!"
(ÂL-İ İMRÂN SÛRESİ, 169-170. ÂYETLER
ŞEHİTLER İÇİN İNMİŞ OLAN BU İKİ ÂYET, HAZRET-İ İSÂ İÇİN DE GEÇERLİDİR... KUR'AN'DAKİ "ONU ÖLDÜREMEDİLER, ONLARA ÖYLE GÖRÜNDÜ," (NİSÂ SÛRESİ , 9-13 ÂYETLER) İFÂDESİ, BU ANLAMDADIR. KALDI Kİ, BENZER BİR İFÂDE İNCİL'DE DE VARDIR, "BEDENİ ÖLDÜRÜP TE, CANI ÖLDÜRMEYE KUDRETİ OLMAYANLARDAN KORKMAYIN," ŞEKLİNDE GEÇER. (MATTA , 10. BÂB, 28. ÂYET) ... "HEPSİ O'NA DİRİDİRLER." (LUKA , 20 BÂB , 38. ÂYET ... "ÂYET" DİYORUZ, ÇÜNKÜ KUR'AN İLE BAĞDAŞIYOR.)
ŞU HALDE KİŞİNİN ALLAH YOLUNDA ÖLMESİ LÂZIM Kİ, ŞEHİD SAYILSIN. BUNU GENİŞLETEREK, "ALLAH YOLUNDA, MÜSLÜMANLARI KORURKEN, MÜSLÜMANLARIN YAŞADIĞI VATANI KORURKEN ÖLENLER" DİYEBİLİRİZ. ÇÜNKÜ ÂYET VAR, KORKAKLARA HİTÂBEN:
- "SİZE NE OLUYOR Kİ, ALLAH YOLUNDA
VE O ZAYIF, ACZ İÇİNDE OLAN
ERKEKLER, KADINLAR VE ÇOCUKLAR İÇİN
MUKATELE (SAVAŞ) ETMİYORSUNUZ?
(NİSÂ SÛRESİ , 75. ÂYET)
BİR MİSÂL VERMEK GEREKİRSE, YÜZBAŞI NİYÂZİ, VATANI, MİLLETİ VE DEVLETİ DÜŞMAN TABİATLI ATEİST TERÖRİSTE KARŞI KORURKEN ÖLÜRSE, ŞEHİTTİR... AMA DEVRİYEYE ÇIKTIĞINDA ARABASI DEVRİLİP ÖLSE, ŞEHİT DEĞİL; VAZİFE KURBANIDIR. YİNE ÜZERİNDE ÜNİFORMASI OLSA DAHİ, PAZARDAN EVE DÖNERKEN KENDİSİNE BİR OTOMOBİL ÇARPSA VE ÖLSE, KAZA KURBANIDIR. YİNE YUZBAŞI NİYÂZİ, ÜZERİNDE ÜNİFORMASI OLSA DAHİ, KAHVEDE KUMAR OYNARKEN KAVGA ÇIKSA VE BIÇAKLANIP ÖLSE,
BOK YOLUNA GİTTİ NİYÂZİ
TEKERLEMESİNDEN ÖTEYE GEÇEMEZ!.. BUNLARA BİR DE ŞUNU EKLEYEBİLİRİZ: YÜZBAŞI NİYÂZİ EMEKLİ OLSA, SIRADAN BİR VATANDAŞ GİBİ SOKAKTA YÜRÜRKEN YANINDA BOMBA PATLASA VE ÖLSE, BUNA DA ANCAK "TERÖR KURBANI" DİYEBİLİRİZ.
HERKESİN OLUR-OLMAZ BAHÂNELERLE ŞEHİT SAYILMASI YERİNE, ŞU YUKARIDA VERDİĞİMİZ TÂRİFLER BENİMSENSE, VE VAZİFE KURBANLARI İLE TERÖR KURBANLARINA DA (ŞEHİTLERDEN AZ OLMAK KAYDIYLA) TAZMİNAT ÖDENİP MAAŞ BAĞLANSA, BU MESELE ÇÖZÜLMÜŞ OLACAKTIR. ÇÜNKÜ HERKESİ "ŞEHİT" SAYMANIN ALTINDA, BU MAAŞ KONUSU YATMAKTADIR.
ÖTE YANDAN ÖMER NASUHİ BİLMEN, "BÜYÜK İSLÂM İLMİHÂLİ"NDE ŞEHİTLERİ ŞÖYLE TÂRİF EDER:
- MÜKELLEF VE TÂHİR (TEMİZ) OLDUĞU HALDE BİR TECÂVÜZ İLE ZÛLMEN (GAYRIMÜSLİM DÜŞMAN, TERÖRİST, YOLKESEN EŞKİYÂ VEYÂ KAPKAÇÇI TARAFINDAN) ÖLDÜRÜLMÜŞ OLAN, VE VÂRİSLERİNE DİYET VERİLMESİ GEREKMEYEN BİR MÜSLÜMAN ŞEHİT SAYILIR.
- KEZÂ MALINI, IRZINI, ÂİLESİNİ, DİĞER MÜSLÜMANLARI, HATTÂ GAYRIMÜSLİMLERİ KORUMAYA ÇALIŞIRKEN SİLÂH İLE HAKSIZ YERE ÖLDÜRÜLEN MÜKELLEF VE TÂHİR MÜSLÜMAN DA ŞEHİT SAYILIR.
BU İKİ GRUP HEM DÜNYÂ, HEM ÂHİRET İTİBÂRİYLE ŞEHİTTİRLER. BU ŞEHİTLERİN YIKANMASINA GEREK OLMADIĞI GİBİ, ÜZERLERİNE NAMAZ DAHİ KILMAYA GEREK YOKTUR, ELBİSELERİ İLE GÖMÜLÜRLER.
- KALBİNDE NİFÂK OLMASINA RAĞMEN, MÜSLÜMAN SAFLARINDA ÇARPIŞIRKEN DÜŞMAN TARAFINDAN ÖLDÜRÜLENLER DE DÜNYÂ ŞEHİDİ SAYILIR. YIKANMADAN, ANCAK NAMAZI KILINARAK DEFNEDİLİR.
- HATÂ YOLUYLA ÖLDÜRÜLÜP VÂRİSLERİNE DİYET DÜŞEN BİR MÜSLÜMAN, ÂHİRETTE ŞEHİT SAYILSA DA, DÜNYÂDA ŞEHİT SAYILMAZ.
- SUDA BOĞULAN, ATEŞTE YANAN, BİNA ALTINDA KALAN, DEPREMDE ÖLEN, VEBA-TİFO GİBİ SALGIN HASTALIKLARDAN ÖLEN, AKREP SOKMASIYLA ÖLEN, DOĞUMDA VEYÂ LOĞUSALIKTA ÖLEN KADIN, GURBETTE VEYÂ İLİM ARARKEN ÖLENLER DE ÂHİRET YÖNÜNDEN ŞEHİT, DÜNYÂ AHKÂMI AÇISINDAN ŞEHİT SAYILMAZ. ÖMER NASUHİ CUMA GECESİ (PERŞEMBE AKŞAMI) ÖLENLER, SEVÂBINI ALLAH'TAN BEKLEYEN MÜEZZİNLER, DÜRÜST TÂCİRLER, AİLESİNİN NAFAKASINI ÇIKARMAYA ÇALIŞIRKEN ÖLENLERİN DE BU GRUPTA SAYILDIĞINI BELİRTMİŞ. (SF. 267-269)
ANCAK BİZ BU "ŞEHİTLİK" KONUSUNUN FAKİHLER TARAFINDAN TÜRLÜ SEBEPLERLE ŞİMDİ YAPILDIĞI GİBİ GENİŞLETİLDİĞİ İNANCINDAYIZ... BİZ SÂDECE ALLAH YOLUNDA, MÜSLÜMANLARI VE VATANINI KORUMAK UĞRUNA ÖLENLERİ ŞEHİT SAYARIZ. GERİSİNİ ALLAH BİLİR.
"ŞEHİTLİK" KONUSUNUN NE KADAR HASSAS OLDUĞUNU BELİRTMEK İÇİN BİR HADİS RİVÂYETİNİ DİKKATİNİZE SUNALIM:
HAYBER DÖNÜŞÜNDE, PUSU KURMUŞ OLAN PUTPERESTLERDEN BİRİNİN ATTIĞI OKLA HAZRET-İ PEYGAMBERİN HİZMETİNDE OLAN BİR "SAHÂBE" ÖLÜR. ORADAKİLER HEMEN "ŞEHİTLİĞİ MÜBÂREK OLSUN," DERLER. BUNU DUYAN HAZRET-İ MUHAMMED (S.A.V.) ŞÖYLE BUYURUR: "ASLA ŞEHİT OLMADI! ALLAH'A YEMİN EDERİM Kİ, HAYBER GÜNÜ GANİMETLERDEN AYIRIP ZİMMETİNE GEÇİRDİĞİ KAMU MALINA ÂİT GÖMLEK, ATEŞTEN BİR ÇARŞAF GİBİ ONU SARMAKTADIR!"
ADAMIN ÇALDIĞI ALT TARAFI BİR GÖMLEK, HEM DE GANİMET MALINDAN!.. AMA İNSANI ŞEHİT SAYILMAKTAN BİLE ALIKOYABİLİYOR!..
37 - KASTEN VEYÂ NEFSİNE UYARAK BİRİSİNİ ÖLDÜRMEKTEN KAÇINMAK.
İLGİLİ ÂYET :
- "BİRBİRİNİZİN KANINI DÖKMEYİN.
BİRBİRİNİZİ YURTLARINDAN ÇIKARTMAYIN!"
(BAKARA SÛRESİ , 84. ÂYET)
- "KİM BİR MÜMİNİ KASTEN ÖLDÜRÜRSE,
CEZÂSI, İÇİNDE TEMELLİ KALACAĞI CEHENNEMDİR."
(NİSÂ SÛRESİ , 93. ÂYET)
- "NEFSİNE UYARAK (MÜSLÜMAN) KARDEŞİNİ ÖLDÜREN
DÜNYÂ VE ÂHIRETTE KAYBETMİŞTİR."
(MÂİDE SÛRESİ , 29. ÂYET)
- "KİM (MÜSLİM-GAYRIMÜSLİM) BİR KİMSEYİ ÖLDÜRÜRSE,
BÜTÜN İNSANLARI ÖLDÜRMÜŞ GİBİDİR."
(MÂİDE SÛRESİ , 32. ÂYET)
YUKARIDA SAVAŞ SIRASINDA, CİHAD ESNASINDA, BİR SALDIRIYA UĞRANILDIĞI ZAMAN ÖLDÜRMENİN MUBAH OLDUĞUNU BELİRTTİK... ANCAK BUNUN DIŞINDA ADAM ÖLDÜRMENİN, KAN DÖKMENİN ÇOK BÜYÜK BİR GÜNAH OLDUĞUNU BİLMEMİZ VE BÖYLE BİR DAVRANIŞTAN KAÇINMAK, DÂİMA ÖFKEMİZE HÂKİM OLMAK GEREKİR. BU HUSUS TEVRAT'TA 6. EMİR OLARAK YER ALIR: "KATLETMİYECEKSİN!" (TESNİYE , 5. BÂB , 17. ÂYET ......"ÂYET" DİYORUZ, ÇÜNKÜ KUR'AN İLE BAĞDAŞIYOR.) İNCİL'DE ÇEŞİTLİ YERLERDE GEÇER: "KATLETMİYECEKSİN!" (MATTA , 19. BÂB , 18. ÂYET / MARKOS , 10. BÂB , 19. ÂYET / LUKA , 18. BÂB , 20. ÂYET ..."ÂYET" DİYORUZ, ÇÜNKÜ KUR'AN İLE BAĞDAŞIYOR.)
ASLINDA ADAM ÖLDÜRMEK ÇOK BÜYÜK BİR GÜNAH OLDUĞU İÇİN, DAHA ÖNCE ZİKRETMEMİZ GEREKİRDİ, AMA ÂYETLERİ AÇIKLARKEN ARAYA DİĞER HUSUSLAR GİRDİ.
MAALESEF ÜLKEMİZDE KAFASI KIZAN ADAM ÖLDÜRÜYOR!.. KÜFÜR ETTİ DİYE, HATTÂ TIRAFİKTE YOL VERMEDİ DİYE ADAM ÖLDÜRENLER Mİ İSTERSİNİZ, KARISI BARIŞMADI DİYE, VEYÂ BOŞADIĞI KARISI BAŞKASIYLA EVLENDİ DİYE KADINI VE YAKINLARINI ÖLDÜRENLERİ Mİ?.. BUNLARIN HİÇ BİRİ ÖLÜMÜ HAKETMİYOR. DOLAYISİYLE HAKSIZ YERE BİR TEK ADAM ÖLDÜREN BİLE BÜTÜN İNSANLARI ÖLDÜRMÜŞ GİBİ BÜYÜK BİR GÜNAH İŞLEMİŞ OLUYOR!.. DÜNYÂ VE ÂHİRETTE HER ŞEYİNİ KAYBEDİYOR! CEHENNEMDE EBEDİYYEN AZAP ÇEKMEYE MAHKÛM OLUYOR!..
EY HACILAR, HOCALAR!.. CÂMİ VAAZLARINDA, HUTBELERİNDE, RADYO-TELEVİZYON SOHBETLERİNDE BU KONUYU ÖYLE İŞLEYİN Kİ, İNSANLAR BİR SİNEK BİLE ÖLDÜRÜRKEN TEREDDÜT ETSİNLER, "HAKSIZ MIYIM?" DİYE!..
İKİNCİ HUSUS, SON ÂYETTEKİ HAKSIZ YERE, KASTEN BİR YAKINI ÖLDÜRÜLMÜŞ OLANIN DURUMU İLE İLGİLİ... BU DA BİZİ "KISAS" KONUSUNA GETİRİYOR.
38 - KISAS YAPMAK, HAKSIZ YERE BİR YAKININI KAYBEDENLER İÇİN, DEVLET'TEN KISAS VE CAN BEDELİ TALEP ETMEK; ANCAK KAN DÂVÂSI GÜTMEMEK, KAATİL YERİNE BAŞKASININ CANINI ALMA YOLUNA GİTMEMEK.
- "ALLAH'IN (SİZE) HARAM KILDIĞI BİR CANI ÖLDÜRMEYİN!..
MEĞER Kİ HAK İLE OLSUN...
KİM MAZLÛM OLARAK ÖLDÜRÜLÜRSE,
VELİSİNE BİR TASALLUT HAKKI VERMİŞİZDİR...
FAKAT O DA ARTIK KATİLDE AŞIRIYA GİTMESİN!..
ZİRÂ YARDIM GÖRMÜŞ BULUNUYOR."
(İSRÂ SÛRESİ , 33. ÂYET) ."
KISAS, "BİR HAK İHLÂLİNE AYNIYLE MUKABELE ETMEK"TİR Kİ, "MUKABELE-İ BİLMİSİL" OLARAK BİLİNİR. DİPLOMASİYE BİLE "MÜTEKABİLİYET ESASI" OLARAK GİRMİŞTİR. HAK ARAMANIN EN UYGUN YOLUDUR, ZÂTEN BAŞKASI DA YOKTUR!.. MESELÂ, SARHOŞ BİR ŞOFÖRÜN HIZLI GİDERKEN ÇARPIP ÖLDÜRDÜĞÜ ADAMIN KAYBOLAN CANI, VE ARKASINDA BIRAKTIĞI DUL EŞİ, YETİM ÇOCUKLARI VARDIR. ŞİMDİ BU HERİFİ 15 YIL HAPSE ATMANIN O MAĞDUR ÂİLE İÇİN DEĞERİ NEDİR Kİ?.. BELKİ BİRAZ YÜREKLERİ SOĞUR AMA, İÇİNE DÜŞTÜKLERİ SIKINTIYA ÇÂRE OLMAZ. GEÇİM DERTLERİNİ HALLETMEZ. YÜCE ALLAH DİYOR Kİ:
- "SİZE SALDIRI VE TECÂVÜZDE BULUNANA,
YAPTIĞI TECÂVÜZ VE ZİYÂNIN AYNIYLA
VE MİKTARINCA KARŞILIK VERİN.
NEFSE NEFS (CANA CAN),
GÖZE GÖZ, BURUNA BURUN,
KULAĞA KULAK, DİŞE DİŞ,
VE TÜM YARALAMALARDA AYNEN KISAS!
KİM BU HAKKINI BİR BAĞIŞ OLARAK
KARŞI TARAFA BIRAKIRSA,
BU YAPTIĞI ONUN İÇİN
BİR KEFFARET OLUR."
(BAKARA SÛRESİ , 194. ÂYET)
- "KÖTÜLÜĞÜN CEZÂSI, YAPILAN KÖTÜLÜK KADARDIR.
AMA AFFEDEN, BARIŞAN BİRİNİN MÜKÂFATINI ALLAH VERİR."
(ŞÛRÂ SÛRESİ , 40. ÂYET)
- "EĞER (ZÂLİME) AZÂBEDERSENİZ,
SİZE YAPILAN AZAP KADAR AZÂBEDİNİZ.
AMA (BAĞIŞLAR) SABREDERSENİZ,
ANDOLSUN Kİ, O SABREDENLER İÇİN DAHA İYİDİR."
(NAHL SÛRESİ , 126. ÂYET)
- "KÖTÜLÜĞÜN CEZÂSI, YİNE ONUN GİBİ BİR KÖTÜLÜKTÜR.
KİM AFFEDER BAĞIŞLARSA, ONUN ÖDÜLÜ ALLAH'A ÂİTTİR.
DOĞRUSU ALLAH ZÂLİMLERİ SEVMEZ."
(ŞÛRA SÛRESİ , 40. ÂYET)
- "HÜR İLE HÜR, KÖLE İLE KÖLE,
KADIN İLE KADIN KISAS OLUNUR.
FAKAT KAATİL, ÖLDÜRÜLENİN KARDEŞİNDEN
UFAK BİR AFİV GÖRÜRSE (KISAS KALKAR).
O VAKİT VELİNİN ÖRFE UYMASI, KAATİLİN DE
(DİYET) BORCUNU GÜZELLİKLE ÖDEMESİ GEREKİR.
BU RABBİNDEN SİZE BİR HAFİFLETME VE RAHMETTİR.
KİM SONRA GENE ÇEKİŞİR VE (HAKKINI)TECÂVÜZ EDERSE,
ARTIK ONA ELÎM BİR AZAP VARDIR."
(BAKARA SÛRESİ , 178. ÂYET)
- "AKIL VE GÖNÜL SÂHİPLERİ İÇİN
KISASTA HAYAT VARDIR.
VE KISASIN EMREDİLMESİ,
SAKINIP KORUNMAYI SAĞLAMAK İÇİNDİR."
(BAKARA SÛRESİ , 179. ÂYET)
ASLINDA KISAS TEVRAT'TA OLDUĞU İÇİN (ÇIKIŞ , 21. BÂB , 23-25. ÂYETLER ... "ÂYET" DİYORUZ, ÇÜNKÜ KUR'AN İLE BAĞDAŞIYOR.) YAHUDİ HUKUKUNDA DA, TEVRAT'I KABUL EDEN HIRİSTİYANLIKTA DA VARDIR, AMA UYGULANMAZ!..
NE DEMEK İSTEDİĞİMİZ ANLAŞILSIN DİYE, KISAS LİSTESİNE ŞÖYLE DEVAM EDEBİLİRİZ: KÜFÜRE KÜFÜR, TOKATA TOKAT, TEKMEYE TEKME... YÂNİ, HİÇ KİMSENİN "BANA KÜFRETTİ," DİYE BIÇAĞI ÇEKİP KARŞISINDAKİ ÖLDÜRME HAKKI YOKTUR!.. YA KÜFÜRLE KARŞILIK VERİRSİN, YA DA BAĞIŞLARSIN GİDER!.. BOSTANINA İNEK GİRDİ, İKİ OT YEDİ DİYE İNEĞİ VEYÂ SÂHİBİNİ ÖLDÜREN NE BÜYÜK GÜNAHA GİRER, BİR BİLSENİZ!.. YENİLEN OTUN VEYÂ TAHRİP OLAN BOSTANIN KISASI, O TAHRİBATIN BEDELİDİR. TOP OYNARKEN CAM KIRAN ÇOCUĞUN CEZÂSI, CAMI ÖDEMEK, YENİSİNİ TAKTIRMAKTIR. KAFASINI KIRMAK DEĞİL!..
"BUNA DELİLİN NE?" DİYE SORARSANIZ ŞU KISSAYI MİSÂL VERİRİZ:
BİR GÜN HALİFE-İ MÜSLİMÎN HAZRET-İ ALİ, YOLDA YÜRÜRKEN KARŞISINA BİR HÂRİCÎ DİKİLMİŞ VE KÜFÜR ETMİŞ... MÂLÛM, HÂRİCÎLER NE ALİ'Yİ, NE MUAVİYE'Yİ HALİFE OLARAK TANIRLAR. ONLAR ÖLDÜRÜLÜP, BAŞKA BİRİNİN HALİFE SEÇİLMESİNİ İSTERLERDİ... İŞTE BÖYLE DÜŞÜNEN BİR HÂRİCÎ HALİFEYE KÜFÜR EDİNCE, HAZRET-İ ALİ'NİN ADAMLARI KILIÇLARINI ÇEKİP ADAMI ÖLDÜRMEK İSTEMİŞLER. HAZRET-İ ALİ ONLARI DURDURMUŞ VE ŞU MEŞHUR TEFSİRİ GETİRMİŞ KISAS ÂYETİNE:
- "DURUN!.. KÜFRÜN KARŞITI KÜFÜRDÜR. YA AYNEN KÜFREDERSİN,
YA DA BAĞIŞLARSIN, GİDER!"
ULUSLARARASI HUKUKTA VE DİPLOMASİDE KISAS, "MÜTEKAABİLİYET ESÂSI" OLARAK MUTLAKA UYGULANMALIDIR... VİZE KOYAN ÜLKEYE SEN DE VİZE KOYARSIN... SINIR KAPATANA SEN DE SINIRINI KAPATIRSIN... GÜMRÜKTE ÜST-BAŞ ARAYANIN SEN DE ÜSTÜNÜ BAŞINI ARARSIN... SENİ ODASINDA KARŞILAYAN DEVLET BAŞKANINI, SEN DE HAVAALANINDA DEĞİL; ODANDA KARŞILARSIN!.. BÖYLE YAPMAZSAN, KENDİNİ KÜÇÜK DÜŞÜRMÜŞ OLURSUN!
BÂZISI ŞEYTANIN KÖLESİ OLMUŞTUR. YAPTIĞI ZÛLME KARŞI GÖRDÜĞÜ CEZÂYI HAZMEDEMEZ. KENDİSİNİ DÂVÂ EDENE, HATTÂ CEZÂLANDIRAN HÂKİME, İFÂDE VEREN ŞÂHİDE KİN GÜDER. HAPİSTEN ÇIKINCA GİDİP ONLARI ÖLDÜRMEKLE TEHDİT EDER. VEYÂ BU HERİFİN AKRABALARI, YAKINLARI HAKSIZ YERE İŞE KARIŞIR, SÖZÜMONA SUÇLUYA VEFÂ GÖSTERİP ŞÂHİDİ DÖVERLER... YÜCE ALLAH BÖYLELERİNE KARŞI HAKLIYA GÜVENCE VERMİŞ:
- "KİM KENDİSİNE YAPILAN CEZÂNIN DENGİYLE CEZÂ VERİR DE,
SONRA KENDİSİNE SALDIRILIRSA, ELBETTE ALLAH ONA YARDIM EDER."
(HAC SÛRESİ , 60. ÂYET)
BU ÂYETLERDEN ŞUNU ANLIYORUZ : KISAS TOPLUM DÜZENİ İÇİN ŞARTTIR. "KISASTA HAYAT VARDIR" İFÂDESİ, İNSANLARIN ÖLDÜRÜLMESİNİ ÖNLEMEDE "EN TESİRLİ YOLDUR" ANLAMINA GELİR... HA, İDÂM CEZASINI KALDIRIRSANIZ, NE OLUR?.. ŞİMDİKİ GİBİ ÖNÜNE GELEN, AKLINA ESEN ADAM ÖLDÜRMEYE BAŞLAR. MAĞDUR ÂİLELER DE DEVLETİN SAĞLAMADIĞI ADÂLETİ KENDİLERİ YERİNE GETİRMEYE KALKINCA, KAN DÂVÂLARI ARTAR, DAHA ÇOK CAN KAYBI OLUR. ONUN İÇİN BİZ, "İDÂM CEZÂSINI KALDIRMAK, MÂSUMLARI İDÂMA MAHKÛM ETMEKTİR," DERİZ!.. KUR'AN HÜKÜMLERİNE ZIT KAANUN ÇIKARANLARI DA LÂNETLER, "ALLAH ONLARI CEHENNEMİN EN DERİN ÇUKURLARINDA AĞIRLASIN!" DERİZ.
YÜCE ALLAH, CEZÂYI BELİRTMİŞ AMA ARKASINDAN DA AFFETMEYİ, DİYETİ, CAN BEDELİNİ, HER UZVUN BİR DİYET (CEZÂ) KARŞILIĞI BAGIŞLANABİLECEĞİ ESASINI GETİRMİŞ. BÖYLE DAVRANIP BAĞIŞLAYANIN KEFFARET (KENDİ GÜNAHLARINDAN BAĞIŞLANMA SEBEBİ) ÖDEMİŞ OLACAĞI DA EKLENMİŞ. YÂNİ, KISASI "ÇAĞ DIŞI" VEYÂ "VAHŞİ" BİR UYGULAMA OLARAK GÖSTERMEK, SON DERECE YANLIŞTIR. KALDI Kİ, İNSAN BEDENİ ÜZERİNE BİRE BİR KISAS ANCAK KASTEN VE HAKSIZ YERE BİR ZARAR VERİLDİĞİ TAKDİRDE UYGULANIR. KAZÂEN VEYÂ YANLIŞLIKLA VERİLEN ZARARDA DİYET ŞARTTIR.
- "KİM Kİ BİR MÜMİNİ YANLIŞLIKLA KATLEDERSE,
BİR MÜMİN KULU AZÂT ETMESİ,
VE MAKTÛLÜN VÂRİSLERİNE TESLİM EDİLECEK
BİR DİYET VERMESİ LÂZIMDIR.
MEĞER Kİ O VÂRİSLER (DİYETİ)
KAATİLE SADAKA OLARAK BAĞIŞLAMIŞ OLSUNLAR.
... KİM (DİYET ÖDEMEYE) KUDRETİ OLMAZ,
(VEYÂ AZÂT EDECEK KUL) BULAMAZSA,
İKİ AY ARALIKSIZ ORUÇ TUTMASI İCÂBEDER.
İŞBU HÜKÜM ALLAH TARAFINDAN
TÖVBESİNİN KABÛLÜ İÇİNDİR.
ALLAH ALÎM VE HAKÎMDİR."
(NİSÂ SÛRESİ, 92. ÂYET)
GELELİM, YUKARIDAKİ SARHOŞ HERİFİN KIYDIĞI CANA... KENDİ CANINI KURTARMAK İÇİN, KIYDIĞI CANA MUKABİL "CAN BEDELİ" OLARAK O ÂİLENİN GEÇİMİ, ÇOCUKLARIN EĞİTİMİNİ SAĞLAYACAK BİR MİKTÂRI ÖDEMESİ GEREKİR... ELİN, KOLUN, GÖZÜN, KULAĞIN, BACAĞIN, DALAĞIN HER BİRİNİN HAYÂTÎ ÖNEMİ NİSBETİNDE BİR BEDELİ VARDIR, MAĞDURA ÖDENMESİ GEREKİR. YÂNİ, KISASTA MUTLAKA "GÖZ ÇIKARANIN GÖZÜ ÇIKARILIR" DİYE BİR DURUM YOKTUR. DİYET VARDIR... FAKİHLER DİŞLERİN KAYBINDA HER BİRİ İÇİN BEŞ DEVE, EL VE AYAK PARMAKLARININ KAYBINDA HER BİRİ İÇİN ON DEVE, BURUN, DİL, GÖZ, DUDAKLAR, KAŞLAR VE ERKEKLİK ORGANI İÇİN TAM DİYET, ADAM ÖLDÜRMEYE YÜZ DEVE DİYET KOYMUŞLARDIR. KULAK, KOL, BACAK, BÖBREK, DALAK KAYBI İÇİN DE DİYET BELİRLENİR... 100 DEVE, 200 SIĞIR, 1000 KOYUN KARŞILIĞI İDİ. ŞİMDİ DAHA FARKLI OLABİLİR. 1000 KOYUN İSE 1000 CUMHURİYET ALTINI, VEYÂ 300.000 DOLARDIR. (2012 RAKAMLARI)... (PEK ÇOK KONUDA YANLIŞ YOLDADIR AMA,) SUUDİ ARABİSTAN'DA "CAN BEDELİ" UYGULAMASINDAN DOLAYI ÇARPILMIŞ ARABA ÇOK GÖRÜRSÜNÜZ, LÂKİN İNSANA ÇARPMA HEMEN HEMEN YOK GİBİDİR. ARAB'IN ÖDÜ KOPAR BİRİSİNE VURMAYA!.. BİZİM ÜLKEMİZDE DE DÂVÂDAN VE KAN DÂVÂSINDAN VAZGEÇİRMEK İÇİN HALK ARASINDA "CAN BEDELİ, KAN BEDELİ" UYGULANIR... NE YAPSIN VATANDAŞ, BAŞTAKİLER GAVUR HUKUKUNU BENİMSEYİNCE, ONLAR DA İSLÂM'I KENDİ BAŞLARINA YÜRÜTMEYE ÇALIŞIRLAR!
BU "KISAS" ANLAYIŞI OKULLARDA, DİN DERSLERİNDE MUTLAKA OKUTULMALIDIR. SÂDECE BU KURALI ÖĞRENMEK BİLE TIRAFİKTE, SOKAKTA KÜFÜRDEN DOLAYI ÇIKAN KAVGA VE CİNÂYETLERİ NE KADAR ÖNLER, TAHMİN EDEBİLİYOR MUSUNUZ?.. VE "DİYET"İN İNSANLARIN MAĞDURİYETİNİ NASIL GİDERECEĞİNİ, HAPİSHÂNELERİN NASIL BOŞALACAĞINI, İNTİKAM DUYGUSU İLE İŞLENEN CİNÂYETLERİN NASIL AZALACAĞINI GÖREBİLİYOR MUSUNUZ?
39 - İNTİHAR ETMEMEK!.. (VATAN MÜDAFAASI, DİNİNİ, IRZINI, CANINI, AİLEYİ KORUMANIN DIŞINDA) HAYATINI TEHLİKEYE ATACAK BİR İŞE KALKIŞMAMAK, TEHLİKELİ SPORLARA, VEYA RİSKLİ YARIŞLARA KALKIŞMAMAK, HIZLI ARABA BİLE SÜRMEMEK!..
ŞAŞIRDINIZ, DEĞİL Mİ?.. HERKES BÜTÜN DİNLERDE BAŞKASINI ÖLDÜRMEK KADAR, KENDİ ÖLDÜRMENİN, YÂNİ İNTİHARIN HARAM VE GÜNAH OLDUĞUNU BİLİR!.. AMA İŞ ORADA BİTMEZ!.. YÜCE ALLAH DİYOR Kİ:
- "EY İMAN EDENLER!... KENDİ KENDİNİZİ ÖLDÜRMEYİN!.
(YAHUT KATLİ GEREKTİREN ŞEYİ İRTİKAPLA, KENDİNİZİ ÖLDÜRTMEYİN!)
(VEYA NEFSİNİZİ TEHLİKEYE KOYARAK ÖLDÜRMEYİN!..)
ŞÜPHE YOK Kİ ALLAH SİZİ ÇOK ESİRGEYİCİDİR."
(NİSÂ SÛRESİ , 29. ÂYET)
ŞİMDİ BİR KERE DAHA DİKKATLE, VE YAVAŞ YAVAŞ OKUYUN!.. "KENDİNİZİ ÖLDÜRMEYİN" KISMI AÇIK, "İNTİHAR ETMEYİN" DEMEK... YA SONRASI??? BU ÂYET MÂNÂ İTİBÂRİYLE AYNI ZAMANDA "ÖLÜMÜNÜZE YOL AÇACAK BİR DAVRANIŞTA BULUNARAK, BİR SUÇ İŞLEYEREK KENDİNİZİ ÖLDÜRTMEYİN" DİYOR!.. YANİ, BİR ÜLKEDE KIZ KAÇIRANLARI ÖLDÜRÜYORLARSA, O HAREKETE KALKIŞMAYIN Kİ, SİZİ ÖLDÜRMESİNLER!.. GÖRÜLDÜĞÜ GİBİ, BU DA İNTİHAR KADAR HARAM VE GÜNAH!.. SONUNCU KISIM DA ÇOK MÜHİM... "CANINIZI TEHLİKEYE ATAN DAVRANIŞLARDA BULUNMAYIN!" İHTARI YAPILMIŞ,. YANİ GEREKSİZ YERE "BEN BU TEPEDEN ATLARIM" DİYE İDDİAYA GİRMEYİN, "BEN KAZA YAPMAM" DEYİP, AŞIRI HIZLA ARABA SÜRMEYİN!.. "KİM DAHA FAZLA BAKLAVA YİYECEK?" GİBİ SAÇMA VE FAKİRLERE HAKAARET TEŞKİL EDEN YARIŞMALARA KATILIP, OBURLUKTAN ÇATLAMAYIN!.. BU YÜZDEN BÜTÜN TEHLİKELİ SPORLAR, OTOMOBİL, MOTOSİKLET, DENİZ MOTORU YARIŞLARI BİZCE CÂİZ DEĞİLDİR! İNSANLIĞA, TOPLUMA BİR FAYDASI DA YOKTUR!.. ZATEN BİZ, HIZ LİMİTİNİN SAATTE 120 KM. OLDUĞU BİR ÜLKEDE, NEDEN 280 KM. HIZLA GİDEN OTOMOBİLLER İMÂL EDİLDİĞİNİ DE ANLAMIŞ DEĞİLİZ!.. İNSANLARA "HIZ YAPTIN!" DİYE CEZA VERECEĞİNE, OTOMOBİLLERİN HIZINI KESSENE, OTOMOBİL ÜRETİCİLERİNİ DENETİME ALSANA, BE ADAM!.. YİNE HIZLI OTOMOBİL SÜRMENİN SUÇ OLDUĞU BİR DÜNYÂDA, NİYE OTOMOBİL, MOTOSİKLET, DENİZ MOTORU YARIŞLARI YAPILIR, ANLAMIYORUZ! BUNLAR HEP GENÇLERİ HIZA HEVESLENDİRİYOR, SUÇA TEŞVİK EDİYOR, TIRAFİK KAZÂLARI İLE BİRLİKTE CAN VE MAL KAYBINI ARTIYOR!
AYNI ŞEKİLDE; ESAS İŞLERİNİ, KAMU HİZMETLERİNİ BIRAKIP TA, BU TARZ SAÇMA SAPAN YARIŞMALAR DÜZENLEYEN YÖNETİCİLER DE, SUÇLUDUR!.. BÖYLE BİR YARIŞMADA BİRİSİ ÖLÜRSE, ADAM ÖLDÜRMÜŞ GİBİ SUÇLU OLURLAR!
EĞER BU DİLE GETİRDİĞİMİZ ŞEKİLLERDE ÖLÜRSENİZ, İNTİHAR ETMİŞ KADAR SUÇLU OLURSUNUZ!.. ÇÜNKÜ ALLAH BU ÜÇÜNÜ, AYNI ÂYETTE BİR ARADA, VE BİR TEK CÜMLE İLE BELİRTMİŞ!.. ELMALILI BU ÜÇ HUSUSU ÂYETİN TEFSİRİNDE BELİRTİRKEN, MEVÂKİB TEFSİRİ ÂYET MEALİNE ALMIŞTIR. NE YAZIK Kİ, GÖREN VE DİLE GETİREN HOCA SAYISI ÇOK AZDIR.
- "(NE KADAR SIKINTIDA OLURSANIZ OLUN,)
KENDİ HAYÂTINIZA SON VERMEYİN!
ALLAH SİZE KARŞI ÇOK MERHAMETLİDİR.
(MUTLAKA SİZE YARDIMCI OLACAKTIR.)
KİM BU İNTİHAR SUÇUNU,
DÜŞMANLIK VE ZULÛM HÂLİNDE İŞLERSE,
BİZ ONU CEHENNEME SALIVERECEĞİZ."
(NİSÂ SÛRESİ , 29-30. ÂYETLER)
HAZRET-İ MUHAMMED (S.A.V.) İNTİHAR EDENLERİN CENÂZE NAMAZINI KILDIRIR, AMA KENDİ KILMAZDI.
YERİ GELMİŞKEN SÖYLEYELİM: BİZ ZÂTEN RAKİPLİ SPOR FAALİYETLERİ İLE MÜSABAKALARA MUHALİFİZ. GENELDE ONLARI YARARSIZ GÖRÜRÜZ,MÜMKÜN OLDUĞU KADAR KAÇINILMASI İCABETTİĞİNE İNANIRIZ.... SPOR İNSANI DAHA SAĞLIKLI YAPAR, HELE YOGA GİBİ DOĞU SPORLARI, MÂNEVÎ YÖNLERİ DE OLDUĞU İÇİN, İNSANI OLGUNLAŞTIRIR... AMA YARIŞMALI SPORLAR İNSAN NEFSİNİ, KÖTÜ DUYGULARI BESLER. KİN, KISKANÇLIK, HASET, ÇEKEMEMEZLİK GİBİ HİSLER DAHA DA GÜÇLENİR. FUTBOL MAÇLARINDA TARAFTARLARIN HİÇ TANIMADIKLARI İNSANLARA DÖNER BIÇAKLARI İLE SALDIRMALARI, İŞTE BU DUYGULARIN GÖNLÜMÜZÜ KARARTMASINDAN DOLAYIDIR... HEM OLAĞANÜSTÜ HAREKETLER YAPIP, HEM DE YARIŞMAYANLAR KİMLERDİR, BİLİYOR MUSUNUZ?.. SİRK SANATÇILARI!.. ONLAR SÂDECE KENDİLERİNİ AŞMAYA ÇALIŞIRLAR...
ŞARKI, HALK OYUNU, ŞİİR, VESÂİRE YARIŞMALARI DÜZENLEMENİN DE BİR ANLAMI YOKTUR. BUNLAR BİRER FESTİVAL OLARAK YAPILMALI, HER KATILANA UFAK BİR ÖDÜL VERİLMELİ, GÖNÜLLER ALINMALIDIR... YOKSA ARALARINDAN BİRİNİ VEYÂ ÜÇÜNÜ SEÇİP, DİĞERLERİNİ AĞLATMAK; O KÜLTÜR FAALİYETİN ÖZÜNE AYKIRI DÜŞER.
İSLÂM'DA ANCAK İYİLİKTE YARIŞMA VARDIR. REKAABET ANCAK BU MÂNÂDADIR. KÖTÜLÜKTE YARIŞMA, VEYÂ KÖTÜLÜK GETİREN YARIŞMA OLMAZ! BU DA BİR SONRAKİ ESASLA İLGİLİDİR AMA ÂYETLERİ ŞİMDİDEN VERELİM:
- "HERKESİN BİR YÖNETİ VARDIR, ORAYA YÖNELİR.
SİZ DE HAYDİ HAYIRLARA YÖNELİN!
HEP HAYIR KOŞUN, YARIŞIN!"
(BAKARA SÛRESİ , 148. ÂYET)
- "RABLERİNİN AZAMETİNDEN KORKUP TİTREYENLER,
RABLERİNİN ÂYETLERİNE İNANANLAR,
RABLERİNE ORTAK KOŞMAYANLAR,
RABLERİNE DÖNECEKLERİ İÇİN
VERDİKLERİNİ KALPLERİ ÜRPEREREK VERENLER,
İŞTE BUNLAR, HAYIR İŞLERİNE KOŞUŞURLAR,
VE O UĞURDA ÖNE GEÇERLER."
(MÜ'MİNÛN SÛRESİ , 57-61. ÂYETLER)