GİZLİ YAHUDİ CEMAATİ: TÜRKİYE DÖNEMLERİ
l
Ya,mn: Gershom G. SCHOLEM2
Çeviren: Doç. Dr. Abdurrahman KÜÇÜK
i
Gelecek sahifelerde açıklayacağunız olaylar, bütün Yahudi dini
tarihinin en acayıp ve en paradoksal hadiselerinden birini teşkil etmek.
tedir. Söz konusu olan bu önemli grup, aşağı yukarı üç yüz yıl kadar
önce, bilerek ve isteyerek Yahudiliği hırakmış vcya daha doğrusu YaImdi
sosyo-dini topluluğunun gelcneksel dini çerçevcsini terkctmiştir.
Mensupları resmen Müslüman oııı"ıuş,fakat kalben Yahudi kalarak özel
hir Yahudi türünü oluşturmuşlardır . Onlar, iki yii:r.lü varlıklarını de.
vam cttirerek, Yahudiliklel'ini koruyan ayrı bir grup tcşkil etmişlfrdir.
Çok derin motivasyonlarıyla, hata kendi mistik sapıklıklarının taassup
inancıyla, bu Yahudiler; iki yüz elli seneden fazla hir süı'e :r.arfında,
hemen hemen hozulmadan hiiviyetlerini muhafaza etnıeği başarmış-
lardır. Onlar, inançları ve dini pratikleri uğruna, a.~ılmaz gizli hir
perdenin şaşırtıcı etkisiyle kuşatılmışlardır.
Çağdaş Dinler Tarihinde, bu gizli Yahudi cemaati olan Dönmeler'e
benzer çok az olay vardır. Bu cemaat yüzyıllarca dcvam etmesine,
1 Bu makale, Gershom G. Selıolem'in orijinal ismi "The Mcssiamc IDEA IK JUDAISJI1
and other Essays on .Jewish Spirituality" olan eserinin Remard DUPl!Y tarafından Fransızca'-
ya" Le Mcssianisme Juif cssais sur la spiritualite du judaisme", ealmann.!.evy' 197,1, France,
şeklinde çevirisinin 219-247 sahife!eri arasında yeralan, "La Secte crypto-juivc des Dunmeh
de Turquie" başlıklı kısmınııı tercümesidir. "Sabatay Sevi ve Cemaaıi Lzerinde Bir Araştırm,i"
(Dönmeler ve Döıunelik Tarihi) adlı çalışmamızda, bu makaleden haberdar olmamıza rağmen,
elde edemediğimiz için istifade edememiştik. Şimdi temin ettiğimiz bu makaleyi tercüme ederek
ilgileneceklerin hizmetine sunmayı uygun bulduk (Çev.)
2 Ge.,lıom G. Schol(m, Kudüs-İbrani Üniversitesi Yahudi Misıisizmi Profesörii ve zamanın
biiyük ilim adamlarından biridir. 1897 yılında doğmuş ve 1973 yılına kadar 104 civarında
yayım olmuştur. Yahudi Mistisizmi konusunda onun dikkatini en çok çekcn Sabatay Zevi'-
ninki olmuştur. Bundan dolayı da çalışmalarını Sahataizm üzerinde yoğunlaştırmıştır. O, Sabatay
Zevi'nin şahsiyetindcn dalıa çok hayatı ye tesirleri üzerinde durmuştur (Bkz. Bemard
DUPUY'un ünsözü, 7, 13). Scholem'in Sabatay Sevi'nin hayatını ve Sabataist harcketi konu
alan iki ciltlik İbranice c.eri vardır. Bu escr, 1Ialıiyat. Fakültcsi Kütüphancsinde bulunmaktadır.
Ayın eser 1973 yılında "Snbatai Sevi. Thc Mystical Messialı" adıyla İngilizce'ye de
tercüme edilmiştir (Çev).
218 GERSHOl.,EM G. SCHOLEM - ABDURRAH\fAN KÜÇÜK
çevresinde ve daha solll"a literatürde iyi hilinmiş olmasına rağmen,
bilginler onun sahip olduğu inanç konusunda çok az belgeye sahip
olabilmişlerdil'. Bundan dolayı, Dinler Tarihi cserlerin?e, bu eemaatin
adından pek nadir olmak bahsedilmesi ~aşırtıeı değildir. Bu durum,
ilginin yokluğundan daha çok, basılmış eserlerin aşl1'1azlığından ve her
zaman ele geçen cinsten olmayışından ileri gelmektedir.
Bundan 60 yılı aşkın IJit süre önce, Paris OryantIistler Kongresine,
"Türkiye'de :Müslüman- Yahudi Cemaatİ" (Une Secte Judeo-Musulmanc
en Tm'quie) başlığı altında 'ALralıam Danon tarafından sunulmuş
tf:bliğ, biraz dar llİ!' şekilde ek alınınış olmasına rağmen, Dönmeler'in
iınncına ait ilk doneleri ortaya koymuştur. Bu tarihten sonra ilk çalışma,
1924'de Türkiye ile Yunanistan arasında halkın mübadelesinde
Dönmclcrin durumu konusıında" Türk Basınında yer alan tartışı~aların
Vladimir Gordlevsky tarafından 1926'da islamica'da yayınlanan ma"
kaledir.
Tanınmış yazar İLrahim Alaettin Gövsa'nın 1938 veya 1939 yı-
lında Türkçe yayınlanmış hir eSCl'ibulunmaktadır. ~övsa'nın hu eseri,
Dönmeler konusunda basında yeralan tartışmalardaki bilgilerin en
önemlilerini ihtiva etm.ektedir. Bu, Ahmhaın Galante'nin, İstanbul'da
1935 yılında neşredilmiş olan, Nom:eaııx documents sur Sabbetai Sevi:
organisation et us et coutu1I1es de ses adeptes adlı eseıinin bir benzeridir.
Bu iki araştırma da yeni bir şey getirmemektedir.
Şayet yeniden hir defa tlaha inceleme yapıyorsam, son senelerde,
özell:ikle 1948'den itibaten, o güne kadar cemaatin üyeleri (Dönmeler)
tarafından büyük korkularla muhafaza cdilmiş, gizli literatürlerinin
önemli kısmının İsrail'e ulaşmış ve ilk defa hir seri araştırma ve yayma
yolaçmış olmasından dolayı yapıyorum. O halde biz, tekstlerin ve
harcketin içinde doğduğu şaı.t!arm ycni bilgisiyle, bu tarih dilimini
inceleyehiliriz. Bununla bcraber, Im birkaç çalışmanm Dönmeler Cemaati
konusunda gerçek bir araştırmanın ancak' başlangıcı olahileceğini
belirtmek zoıundayıııı.
Bilindiği gibi, Dönmelerin haşlangıcını, ] 665 ve 1666 yılları boyunca
Yahudiliğin sincsinde kendini gösteren mesihi büyük bil' pat-
3 h'ikl,,1 Harlı;'n"en sonra Yıınanistan'daki Tiirklcr ilc Türkiyc'deki RumIarın mübad~lesi
Söz konnsu olunca, Yunanistan ~ınırları içinde Ye bilhassa Selaniktc bulunan dönnıeler,
ııslen Yahudi olduklurmı ileri siirüp mübadele harici kalmak istemişlerdir, Bunun iizerine Türk
Ba,ınıııda, hu kolılHla. huvli tartışına "Iımış ve çcŞiıli yazılar çıkmıştır (Bkz. A. Küçük. Döıı'
melcr ve Döıuııelik Tarihi, İsıanbul ı979, 229-239)
Gizli YAHUDi CEMAATi-1ÜRKİYE DÖNEMLERİ 219
lamaya kadar götürmek lazımdır. Bu hareket meşhur iki kişiye bağ-
lanmaktadır. Bunlardan biri, büyük tutku ile karşılanmış olan sahte
Mesih, Kabbalist bilgin Sabbatai Zevi (1626-1676); ikincisi, Sahbatai
Zcvi'nin "peygamberi" ve ilahiyatçı Gazze'li Kathan'dır (1644-1680).
0, sürgünde (diaspora), hütün Yahudi tarihi boyunca gerçekle~m.esi
beklenmiş olan mesihi hareketin temsilcisidir. Çok.sayıda vukubulmuş
olan önceki mesihi hareketler, daima kendi 'yayılma sahası ve sürderi
içinde sınırlı bir karakteTi muhafaza etmiş, önemli izler bırakmamış-
lardır. Sahatatizm için hiç de aynı şey söz konusu değildi:r.
Hareketin derin köklerini, her zaman, milli, halka dayalı ve mistik
bir karaktere sahip olan apokaliptike hağlı olarak kendiliğinden varolan
ilişkide aramak lazımdır. İspanya'dan kovulduktan sonra, Yahudilikte,
zamanla gitgide apokaliptik ve mistik'ten biJi veya diğeri önem kazanmıştır.
Bundan dolayı, mesihi canlanma vukubulduğu zaman, Yahudi
halkının bütününde Lu mesihi canlanmanın eşi görülmemiş yankıları
olmuş ve çok derin sonuçlar doğurmuştur. Yirmi'otuz yıl önce hüküm
süren peşin yargılarla dolu Yahudi Vekayınamesi, bu mesihi canlanmaya
yolaçan deruni sehepleri ve onun etkilerinin büyüklüğünü, mümkün
olduğu kadar, iinemsiz gibi göstermeye çalışmıştır. Fakat son yirmi
yılların araştırması, bu peşin yal'gıları ortadan kaldırmıştır. Bu araş-
tırma, manuskrit kaynaklarm dikkatli bir İncelemesinden hareketle,
Yahudi diasporasının bütün sınıflarını belli bir ana ulaştı~an bu hareketin
derin güeünü açıklamaya imkan vermü;tir. 1957 tarihinde İbranice
olarak basılmış olan eserimde4, onun bütünlük arzettiğini ortaya
koymaya çalıştım.
Hareket bu hüyük yankıyı uyandırdıysa, Filistin'den doğduğundandır.
Gazze'li Nathan, .İzmir'den Kudüs'e gelmiş olan kabbalist
Sabatay Sevi'yi burada tanımıştı. Bu andan iinee, hiç kimse SaLatay
Sevi'nin mesihi iddialarını ciddiye aln'lamıştı. Z,:ten Sabatay da mesihi
iddialarını ancak kesintili bir şekilde açıklamıştı. Fakat Gazze'li l'Iat.
han, özel vecd halleri sırasındaki durumundan dolayı, Sahatay Sevi'.
nin iddialarının doğruluğuna inanınıştı. 1665 yılı Ekim'inden 1666
yılı Kasım'ına kadar, çok hareketli Li•• yıl boyunca, çok sayıda bir
kalabalık, bu mesihi Iıareketi benimsemiJ1ti. O zaman bir çok faktör
bu hareketin gelişmesini kolaylaştll'ınıştı. Mesih ile kurtulmanın zamanını
yaklaştırmak için, bir çeşit son kurtuluş yanşı gibi kahul edilen,
-1 Bkz. G.G. Scho1eın. Sabbata; .Ze\'i ct le mou,'cınent sabbateen pendant sa "ie
(İbraniee) 2 cilt, Tel .'hiv, 1957, İngilizce baskısı, Salıbata; Sev;. The Mystie,ıl l\fessiah,
1'rinceton' 1973 (K.d.t.).
220 GERSHOLEM G. seliOLEM - ABDURRAHMAN KÜÇÜK
şiddetli trvbe harrketi oldu. Tamamen eski tekst ve geleneklerle beslcnıniş,
ateşli apokaliptik hir bekleyiş vardı, fakat bu eski metinlernen
elde edikn şey, kritik bir şekil kazanması için, edehi ve müşahhas ka.
rakterini kaybetmişti. Bu esk,i metinler içinde yer almış, okuyucuların
dikkatine sunulan bilgiler Yahudilerin hafızalarına yeniden yerleştiril.
mıştı. Kurtulmanın yakın olduğu yolundaki ateşli haber, bir kitle
hareketi karakterini aldığı zaman, her zamanki kaçamak dumınlar
değişmişti. Halkın hryeeanı, 'gelecek zaman konusunda ilan edilmiş
şeyi hızlandırmış ve onu ertesi güne bırakmıştı.' Çok insan için ınesihi
kurtuluşun sonu gerçek hir iç emir olmuştu. O zaman o, henüz tarihi
hir realite bile olmamıştı. İlfııı edilmiş bu tarihi olayın vuku hul.
madığmı ortaya çıkaraeağı gün, Lir krizin meydana çıkması gerektiği
apaçık ortadadır.
Kitlenin umut vr saflığıyla kısa zamanda oluşturulan olağanüstü
ve dsanevi hava hl'saLa katılsa bilr, Sabatay Sevi'nin şahsiyeti de
olağanüstü bir büyü etkisi yaptı. En yakın tamftarlarının nazarında
o, hiç şüphesiz. bir zalıit ve bir mistikti. Veed, mutluluk veya coşkunluk
anlamında o, kendisini dini hükümleri ihlale ve i} güne kadar hiç görülme.
miş, Yahudilik modeli olarak, "Kutsal Günahkıh" tipini sergilerneye
çağnan şahsi eğilimini farketti. Onun şahsında, aynı anda, her zaman
mesihliğin ayırt ediei bir niteliği olmuş olan bu anarşik şekil altında,
değiştirilmiş, yenilenmLş bir Yahudiliğin ütopik saplantısı ve Yahudi
geleneğinin, hayram törenlrri gibi, bazı hususlarını (doneleri) değiş
tirip düzelten aeayip ve gülünç ritleri yerine grtirme eğilimi görüldü.
Sabatay Sevi, bütün Im işlerin, rabbinik Halakha'nın dengeli ve geleneksel
otoritesinin yerini alması gereken yeni bir mesihi otoriteyi ileri
sürerek yapıyordu.
1660 yılı başında Mesih, Sultanın başından tacı geri almak ve yeni
mesihlik çağlılı başlatmak için taraftarlarının bekledikleri İstanbul'a
geldiği zaman hareket doruk noktasına ulaşmıştı. O tarihte neşredilıniş
olan bazı İbranice kitaplal'ln şu ibareyi niçin taşıdıkları daha iyi anla-
şılır: "K chanetin ve Krallığın yenilenişinin birinci yılı". Türk otoritclel"i
tahtın varİsİ olduğunu idda eden mesihi durdurdular, fakat,
herkesin hayret ettiği, onu öldürmediler. Türk otoritcleri Eyliil 1666'ya
kadar (Ocak 1666'dan Eylül 1666'ya kadar), onu Gelibolu yakınında
tutuklu olarak alıkoydular (hapiste tuttular). Orada (Geliboluda)
Devlet'in (Osmanlı İmp.) tutsağı (mahk~mu) olmasına rağmen, hiç
GİZLi YAHUDi CEMiYETİ- TÜRKİYE DÖNEMLERİ 221
şüphesiz bir kaç görevliye rüşvet vererek, sarayerkanının ızınını
almayı başarmıştır. (Bu izin neticesinde) O, ozaman, orada, toplulukların
destek ve tasvibi konusunda ona güven veren bütün memleketlerden
gelen delegeleri, özellikle Yahudi dünyasının en önemli ve en nü-
fuzlu merkezlerinin delegelerini kabul etti.
Bu beklenmedik olaylar, taraftarları üzerinde derin bir etki yaptı.
Mabed'in tahribinin hatırasına yapılan 9 Ab oruç günü, mesıhi ferman
ile, :\'Iesıh'in resmi doğum günü ilan edildi ve yas günü olarak kutlanan
bayram, neşeli bayrama çevrildi. Taşkınlık, özellikle Türk Yahudiliği
bünyesinde artık sınır tanımıyordu. Ayrılmış mualifleri ve "inanmayanlar"
tarafından. yapılmış birkaç uyarı hiçbir sonuç vermedi. Bundan
dolayı Sabatay Sevi'nin 16 Eylül 1666'da Edirne'de Divan önüne çağ-
rılması, Padişahın karşısında İslam'ı kabul edip hayatını kurtarması
habel'i görülmemiş bir yıkım oldu.
İnananların şaşkınlığı anlatılamazdı. Heyecan doruk noktadaydı
ve hareketin basİt bir düş kırıklığı izlenimi içinde bitmiş olması arzusu
kalbIerin derinliğinde yer etmişti. Bununla beraber, önemli bir taraftar
kitlesi, Yahudiliği bırakmaksızın, Sabatay Sevi'yi takib ediyorlardı.
Eski metinlere yeni anlamlar vermekte çok yetenekli olan Gazze'li
Nathan, önemli geleceği haber veren bir teori hazırlamak gerektiğini
kavramakta birinci oldu. Bu teoriye göre, sona varmak için, İsrail'in
mesihIe sürgünden kurtulması, trajedik bir diyalektik takip etmekle
ınümkün olacaktır. Mesih, kutsallık kıvılcım ve duygularını uyandı-
ran ve "yükselten" mistik görevini yerine getirmek için, bütün milletlel'i
bizzat dolaşması gerekmektedir. O, aynı zamanda, bunları da
İsrail'in dışında aramak zorundadır. Bu görevi yerine getirmek için
o, artık kutsallık dünyası içinde kalmaktan tatmin olmuyor; iffetsizlikten
dünyayı tenIizlemeyi, kutsallık ateşini yakmayı bile yeterli
saymıyor; misyonunu yerine getirmesi için bizzat bu dünyanın içine
girmesi lazım geliyordu. Öyle anlaşılıyorki Mesih, bir nevi sürgünde
olacak ve adeta kutsal teınelleıinden kopacak; bu kurtuluşu gerçekleştirebilmek
için bizzat bu şeylerden kendini uzaklaştıracaktır. Gazze'li
Nathan'ın bu teorisi, eski .Ahiret kavramından yepyeni bir Yahudi
varyantı meydana çıkarıyordu. Mesihi'in din değiştirmesi, mistik ve aynı
zamanda tarihI görevini yerine getirınesi için gerekli bir davranıştı.
Nathan'a göre Mesih, Türk olmadı, gerçekte o Yahudi olarak kaldı.
Ancak o, din değiştirmesinden itibaren, zahıri ve batını olmak üzere
iki kişilik halinde yaşamaya başladı. Mesıhi ihtişam içinde yeniden dö-
nünceye kadar, onda, bu iki kişilik birbiıine zıt şekilde bulunacaktır.
222 GERSHOLEM G. SCHOLEM - ABDURRAHMAN KÜÇüK
Bu: teori, Sabatay Sevi'nin durumuna çok uygun geliyordu. Müslüman
ve Yahudi olarak Sabatay Sevi'nin ikili hayatı, başalangıçtan
beri, din değiştirmesinden çok ümitlenmiş olan Türk Yönetimince
bir çok sene müsamaha ile karşılandı. Daha önce olduğu gibi, "inanan"
Sabatayistler, "Meshih"in din değiştirmesinden sonra da, "hac" için
Edime'ye gitmeye devam etti. Yukandaki tezlerde ifade edilmiş
olan mesihliğe ait sapıklık,. elden ele dolaşan bir seri eserle hızlı bir
şekilde yayıldı. Noımal m.uhalefete ve bazen de resmi rabbinik otoritelerinin
eziyetlerine rağmen Yahudi mesiheiliğinin bir nevi yeraltı
hareketi başladı; bir müddet sonra da geniş bir çevreye ve Yahudilerin
dağınık olarak bulundukları (diaspora) çok sayıdaki bölgeye yayıldı.
Arnavutluk'a sürgün edildikten sonra, Saba1ay Sevi, 1676 sonbaharmda
Ülgün'de öldü, fakat bu ölüm bile olayların akışında bir şey
değiştirmedi: Mesih'in gerçekten "ölmediği", "bir başka şekil altında"
yaşadığı açıklandı. Kabbalistlerde ortak olan Tenasuh doktrini, Mesih'in
Adem'den son Mesih'e kadar değişik şekiller altında görünmüş ol.
duğunu düşünrneğe imkan veriyordu. XIX. Yüzyılda, Dönmeler,
Adem'in ve Mesih'in ruhundan 18 tenası1h olduğunu hesaplıyorlardı.
1666'dan sonra Sabatay Sevi taraftarlarının yerine getirmek
zorunda olduklan alternatif, Dönme Cemaat'ın meşeini öğrenmek bakımından,
önemli noktalardan biridir. Bu altarnatif şu idi: Mesih'in
din dcğiştirmesi(Müslüman olması), takip edilmesi gerekmeyen istisnai
bir durum gibi ıni kabul edilmeliydi, yoksa "inananlar" (Sabatay'a
bağlı olanlar) için bir örnek mi olmalıydı? Diğer bir ifade ilc, Sabatay
Sevi'nin mesihi ınisyonuna inanç, tarihi Yahudi topluluğu içinde kalma
imkanı mı veriyordu, yoksa bu inanç, Sabatay Sevi'nin takip ettiği
usUlün devam ettirilmesini mi gerekli kılıyor du ? Birinci yorum, dış
görünüş itibariyle, harfiyen hahamlığa ait gibi görünen, fakat, iç gö-
rünüş itibariyle, Yahudi görüş noktasından, tam anlamıyla sapık Sabatayist
olan gizli bir davranış biçimine yolaçtı. O zaman, Sabatayistlerin
dış görünüşü Müslüman ve Türk olduğu için, ikinei yorum, aynı
sonuca ulaştı. Sabatayistlerin büyük çoğunluğu, pirinci yorumu (görüşü)
tercih etti. .
Bu Sahatayistler, takip eden üç veya dört nesilboyunca, Avrupa
Yahudiliğini kuşatan manevı kıpırdanmada öneınli bir roloynadı.
Onların tarihi bizi burada ilgilendirmiyor; bu konuyu bundan önceki
denememde uzun uzadıya ele almıştım. Fakat ikinci alternatifi seçen
bir azınlık da vardı. Bunların temsilcileri, Türkiye sepharade (İspanyol)
Yahudiliğinin en önemli merkezi olan Selanik, Edirne ve İstanbul'da
GtzLi YAHUDi CEMAATt - TÜRKİYE DÖNEMLERİ 223
yaşadı. Bunlar, özellikle, 1673 Ocak ayında, Sabatay Sevi'nin Arnavutluk'a
sürgün edilmesinden önce, dönme Mesih ile sıkı bir münasebette
bulunmuşlardı. Sabatay Sevi' nin şahsi durumu, onların nazarında,
çift görünüşlüydü. Durum normale döndükçe, Sabatay Sevi, her zaman
olmamakla beraber genelde, dönmelik (din değiştirme) konusuı:ı:da
kendisini takipte taraftarlarını ikna etmekten vazgeçmiş gibi görü-
nüyordu. Bununla beraber, bu dönemden itibaren o, bazen İsrail'in
çoğunluğunun, sonunda, türbam (İslam'ı) kabul edebileceği görüşünü de
ifade etti. Fakat bazen, haftalarca devam eden veed halindeki dönemlerinde,
taraftarlarından din değiştirmelerini istedi. Bir çok defa, bu
kararı almak için, taraftarlarından nüfuzlu bilginleri Edirne'ye çağırdığını
ve onlar bu isteğini reddettiklerinde çok üzülmüş olduğunu
biliyoruz. Böyle bir tartışma, çok .resmi bir şekilde, Sultan'ın huzurunda
cereyan etti. Biz, birinci elden, bu tarz bir olayı anlatan dramatik bir
rivayete sahibiz.
II
Sabatay Sevi'yi sonuna kadar takip eden taraftarlarının sayısı,
hayatı boyunca 200 aile civarında oldu. Bunların ekserisi Balkanlardan,
fakat bir kısmı da İzmir ve Bursa'dan geliyordu. Gönüllü maranlarda
olduğu gibi, başlangıçta, taraftarları ondan iki yüzlü bir hayat sürdürme
talimatı almış oldukları görünüyordu. Bir müddet sonra, özellikle
Sabatay Sevi'nin ölümünden sonra, bir çok "inanan" Yahudiliğe yeııiden
dönrneğe karar verdiğinde, tereddütler ortaya çıktı. Sabatay Sevi'-
nin öz kardeşi EIijah Sevi'nin durumu da böyleydi. Fakat Sabatay
Sevi'ye sadık kalan "inananlar" grubu, aralarında çok bügin kabbalist
ve rabbinlerin yeraldığı, hatırı sayılır uyumlu bir cemaatı meydana
getirdi. Bunların ahfadı, daha sonra, özel bir statüye sahip olarak,
en eski Dönme kolunu teşkil etti. Bunlarla Yahudilik içinde kalan "inananlar"
arasındaki ilişki olduğu gibi devam ettirildi (Dönmeler kendilerine"ma'aıııin;m=
mü' ıııin" , kendilerinden ayrılmış olanlarla Sabatay
Sevi'nin mesihliğini inkar eden Yahudileri "kofrim = kafir"
olarak adıandırmışlardır).
Sabatayistler, başkalarının kabul etmediği veya reddettiği daveti
kabul etmiş olmalarından dolayı, bizzat kendilerini seçilmiş aristokratik
bir grup olarak saymışlardı. Sabatay Sevi'nin ölümünden az
sonra, 1679 yılına doğru, Edirne'de, onun taraftarları arasında yazılmış
Mezmurlar Kitabı'nın tefsiri olan elyazması bir nüshaya sahibiz. Bizzat
kendisi . "dönme'; olmayan bir yazar tarafından yazılmış olmasına
rağmen bu tefsir, bize, bu çevrenin mistik din değiştirmeyi (dönmeliği)
224 GERSHOLEM G. SCHOLEM - ABDURRAHMAN KÜÇÜK
nasıl anladıklarını kavrama imkanı vermektedir . Yazar., kendisinin bu
"dönmelikten" uzak olduğunu, fakat bu "deneme"de onlara büyük
bir saygı duyduğunu savunmakta ve onları kabul etmektedir.
Dönmelerin ilk grupları arasında, bu yeni maranların yaşama durumunu
ve tarzını açık olarak tesbit eden bir döküman, Sabatay Sevi'nin
ismi altında elden ele dolaştı. Bu eser, ister Sabatay Sevi tarafından veya
,
onun isteği üzerine teşkil olunmuş olsun, tanrıya hitab eden Sabatay
Sevi'yi bize takdim ediyor. O eserde, İspanyolca metinle "18 Emir"
bulunur. Bu "18 Emir", bütün Dönemlerce davranışlarının temeli
olarak kabul edilir. 18 sayısının, ilk pıanda, Yahudi geleneğinde ve Sufilerde,
özellikle Mevlevi tarikatı, semazen dervişlerde önemli bir' rol
oynadığı bilinir. 18 Emir, Yahudi liturjisinin ilk temeli olan 18 hayır
duaya (benedictions) tekabül eder. 18, İbranice hay (diri) kelimesinin
matematiksel değeridir de. Bunun için Yahudiler, 18 birimlik veya 18'in
katIarındaki. para tutarına erişen,. iyilik ve yardım kabilinden olan,
yardımlarda bulunmayı severler. Dervişler için 18, en üst derecedeki
kutsal sayıdır. Bu sayının tercih edilme sebebini kesin olarak söylemeye
muktedir olamamıza rağmen, Dönmeler tarafından 18 sayısının
bilerek tercih edilmesinin onun özel karakteri dolayısıyle olması mümkündür.
Bu 18 Emiri, titizlikle incelemiş olanların ilki, Abraham Danon'-
dur (Abraham Danon'dan önce, Theodor Bend'in elinde sadece değişikliğe
uğramış bir tercüme olmuştu).
SabatayistIere ait aşikar değişikliklerle 18 Emir, her şeyden önce,
Yahudiliğin On Emri'ni tekrar etmektedir. Zi~ıa yasağı, burada, iki
anlama gelebilecek özel bir tarzda fOl'müle edilmiştir. Bu yasak, daha
ziyade, bir sakınına öğüdüdür. Göreceğimiz gibi, Sabatayistler Tora'-
mD. seksüel yasaklarını yürürlükten kaldırılmış olarak telakki ettiklerinden
dolayı elbette bu, iki şeklin tamamen birbirine uygun gelmesi
değildir. Diğer emirler, Türkler ve Yahudilerle olan münasebetlerinde,
Dönmelerin (ma'aminim) iki yüZlü bir hayat tarzını belirlemektedir.
Bu emirler arasında İsıam'ın temel kurallarının takip edilmesini isteyenlerin
bulunmasına rağmen, onların asıl metinleri, açıkea İslam'a
karşı kin duyduklarını gösteımektedir. .
Eserin sonucu da Sabatay Sevi'nin Yahudi olarak kalan ilk taraf.
larından çok yaygın olan grubu dikkate alıyor. Bunlar konusunda şöyle
deniliyor: "Ma'aminim (dönme) olan arkadaşlarına, türbanın (İslam'ın)
esrarına kapılmamalarını, yani (iffetsizliğe, uygunsuzluğa karşı) savaş
açmamalarını, aynı anda hem zahiri ve hem de batıni Tora'ya bağlı
~almalarını ve son kurtuluşa, Mesih'in ortaya çıkacağı zamana kadar
GIzLi YAHUDi CEMAATİ - TÜRKİYE DÖNEMLERİ 225
da hiç bir bakımdan ondan ayrılmamalarım bildirir. O zaman onlar
Hayat Ağacı altına konulacaklar ve meleklerden olacaklar". Aym
ruhi durum, ."inananları" (croyants) zorla "türban imam"na (İslam'a)
sokma yasağında kendini gösterir. Türkler ile karma evlilik, kesinlikle
yasaktır. Bu emirlerin daha sonraki tekstleri,burada görülen şiddetli
Türk ve anti Müslüman düşünceleri ıIımlaştırdl.
Türkiye'nin Avrupa kısmında bulunan Yahudi topluluğu, ilk zamanlarda,
İslam'da Mehmed Aziz Efendi ismiyle tamnan Sabbatay
Sevi'nin açık veya gizli tataftarı olarak kaldı. Sabatay Sevi'nin ölü-
münden sonra Selanik, Dönemlerin önemli merkezi oldu. Ölmeden iki
sene önce, Atnavutluk'a sürgün> edildiği sırada, Sabatay Sevi'nin evlenmiş
olduğu dul karısının (onun son karısı olup Yahudi ismi Jochebed,
Müslüman ismiyle Asya), bir müddet sona, ai1eyi biraraya getirdiği
yer Selanik'di. Bu karısının babası J oseph Filosof, en itibarlı iabbinlerden
(hahamlardan) biriydi. Joseph Filosof, meşhur bilgin Salomon
Florentin ve gençliğinden itibaren tanımış olduğu Sabatay Sevi'nin ilk
taraftarlarından biri olan Barzilai,Selanikteki Sababatayist grubun
idaresini ellerine alımşlardı. Sabatay Sevi'nin dul kaı'ısı, kardeşi Jacop
Qucrido'yu, Sabatay Sevi'niıı ruhunun içinde yeraldığı mistik bir vazo
olarak telakki etti.
Sahatayizm, 1666 yılındaki hayel kırıklığını nasıl karşıladığını,
bu hayel kırıklığını sahte bir ilahiyat kitabiyle nasıl bastırdığım hize
açıklayan çok sayıda bilgi ve dökümanlara sahip olduğumuz halde,
ondan sonraki yıllarda, özellikle Selanik'te vukubulan çalkantılar konusunda
makul bir bilgiye sahip değiliz. 1700'e doğru değişik Sabatayist
gruplara ait olan kıymetli dökümanlara, bu gün, kaybolmuş nazarıyla
hakmak gerekiyor. Diğer vilayetlerde Sabatayist liderler yatış-
tırıcı veya Yahudiliğin tarihi topluluğu sinesinde kalmış olan "İnananları"
(croyants) haklı kılıcı görüşleri yaydıkları sırada, Selanik'te hakim
olan aşırı eğilim bu idi. Selanikli bazı Sabatayistlerin yaptıkları açıklamalar,
Yahudi olarak kalma kararı alımş olan Sahatayistler tarafından,
kendilerini yanlış yola sevk eden şeytamn eseri olarak görüldü.
Bu açıklamaların etkisi altmda, 1683 yılında (savunulduğu gibi 1687
değil), 200-300 aile civarında hir grup kitle halinde İslam'a döndü.
Bunlaı', Joseph Filosof ve Salomon Florentin tarafmdan yönetildi,
fakat tavsiye Jaeob Querido'dan geliyordu. Onları topluca din değiş-
tirmeye (Müslüman oimaya) götüren şartlar, hu güne kadar, detaylı
olarak bilinıniyor. Bununla beraber, peygamber olarak Querido'nun
açıklamasından sonra, Sabatay Sevinin durumundaki, din değiştirme-
i
226 GERSHOLEM G. SCHOLEM - ABDURRAHMAN KÜÇÜK
sindeki (müslüman olmasındaki) gibi, Türk otoritelerinin rol oynadıklarını
ve grubu~ önemli liderlerinin bunu Sultan'ın huzurunda ilan
ettiklerini biliyoruz. Bu tarihten başlayarak, Seli'mikli Dönmeler ayrı
bir grup teşkil etti ve zorunlu temel veeibeler olarak 18 Emre bağlı
kaldı. Bu durum açıkça gösteriyor ki onlar Yahudi kimliklerini muhafaza
etmek ve dini inanışlarına bağlı kalmak istiyorlardı. Bunlar,
derin değişikliklere maruz kalmalarına ve mistik sapıklığa varmış ol.
malarına rağmen, gerçekten Yahudi olarak kaldı. Edirne, İstanbul ve
başka yerlerdeki daha az sayıdaki gruplar, bu yeni organizasyon merkezi
olan Selanik'in yönetimini takip etti. Başlangıçta, Selaniktebile,
en önemli Sabatayist grup, Yahıİdi olarak kaldı. Fakat Dönmeler
grubu, din değiştirmelerle (dönmeleriyle) ve yabancı ülkelerden gelen
Sabatayist ailelerin katılmalarıyla çoğaldı. Zamanla, belki XVIII.
Yüzyılın ikinci yarısında, onlara katılmak için Polonya'dan gelen Sabatayistler
oldu ve 1915 yılında Selanik'te Lehli, yanı Polonyalı ismiyle
bilinen dönme aile grupları vardı.
Türk Yetkilileri, İslam'a bu toptan girmelerden memnun olmalarına
ve toptan İslam'a girişlerden Türk Yahudileri için büyük neticeler ümitetmelerine
rağmen, bunların hiçte kendilerini Türk Milleti içinde erimeye
bırakmaya razı olacak samimi dönmeler olmadıklarını çok çabuk
anladı. Jacob Querido, 1689-1690'da, ateşli birkaç taraftarıyle beraber,
dönüşte yolda öldüğü Mekkeziyareti sırasında, hiç şüphesiz, dönmeler
yeni din için kendi büyük isteklerini gösterdi. Fakat kısa zamanda,
bu din değiştirenlerin kendi aralarında evlendikleri farkedildi (Dönme
ismi, bu din değiştiren -Müslüman olmuş görünen- Yahudilere Selanik
Türkleri tarafından verilmişti). Onlar, sadece Yahudi ve Türklerle
karma evliliği reddetmekle kalmıyor, aynı zamanda, niümkün olduğu
kadar, sosyal hayatlarında bile kendi grupları dışında kalan (hariçten)
insanlarla temas kurmayı da reddediyorlardı. Arzu. ettikleri en samimi
ilişkiler, bizzat kendi grupları sinesinde oluyordu.
Bununla beraber, Dönmeler, İslam'm mistik çevreleriyle, özelliklikle
bazı dervişlerle münasebetlere girişnıişlerdi. Sabatay Sevi, daha
o zaman, din değiştirip Müslüman olmasını takip eden yıllarda, İstanbul'u
ziyaret ettiği zaman, derviş tekkelerine uğrama alışkanlığı edinmiş
ve mutasavvuf şair Mehmet Niyazi ile dostane ilişkiler kurmuştu.
Hiç çüphesiz, çok erkenden, Dönmelerle Bektaşi tarikatları arasında
gizli bağlar olmuştu. Bektaşi tarikatlarında rahat bir şekilde "takiyye"
prensibinin uygulandığı bilinmektedir. Bu prensip, dış dünyada, İslam'ın
sapık mistisizm taraftarlarına, tamamen, Sünni camianın dindar bir
GİZLİ YAHUDt CEMiYETİ - TÜRKtYE DÖNEMLERİ 227
fraksiyonu gihi görünme ve işkencelerden kurtulma imkanı verdi.
Bunların hasımlarının, daima, Bektaşilerin ikiyüzlülüklerini ileri sürdükleri
ve bundan dolayı onları kınadıkları bilinmektedir. Genellikle
onlar (sünniler), BektaşileI'in veya en azından onların bazı gruplarının
dini nihilizmin (inkarcılığın) gizliliğinde olduklarından daha da ciddi
olarak bu suçlamayı artırdı. Halbuki "takiyye" teorisi ve pratiği (uygulaması),
burada Yahudi motivasyonlarıyla (motivations) uygunluk
göstermekte ve Dönmelerin davranışlanna tam tamına uymaktaydı.
Bizzat Dönmelerin kendileri de, ögrettiklerinin ve açıkladı.klarının aksine,
tam olarak, bir dış davranış benimsediklerini kabul etmek zorunda
oluyorlardı. l\fistisizme ait sapıklık benzeri bir pozisyon ve hatta sapıklıklar
içinde bir topluluk, iki grup arasında sempatiler ortaya koymak
meeburiyetindeydi.Dönmelerin lideri Baruchya Russo'nun (Müslüman
ismi Osman Baba) mezarının da bulunduğu en radikal Dönme grubunun
mezarlığının Selanik'te Bektaşi tekkesi yanında bulunması tesadüf
değildir. Ayrıca, eğer Dönmelerin rivayetine güvenirsek, Polonya'dan
onlara katılmak i9in gelen birkaç Sabatayist aile yanında, Dönmelere
katılan ve onların alt gruplarından birinin üyesi olan, Yalıudi olmayan
bir miktar aileler de vardı.
Dönmeler, dışa karşı, içinde bulundukları ayrılıklar sayesinde,
kendilerini Yahudi kılan sosyolojik, psikolojik ve biyolojik karakterlerini
(judeite) bütün alanlarda korumayı başardı. Zaten Dönmeler,
Selanik'in ateşli Yahudi çevresinin yakınlığı ve onların da Yalıudi
çevresiyle sürekli münasebette olmaları sebebiyle, kolayca bu ayrılığı
devam ettirebildi. Dönmeler, heretik inançlarına rağmen, özel bir hayat
tarzına sahip olmayı arzuluyorlardı; fakat hiçte rabbinik Yahudiliğin
an' anevi adetlerinden de vaz geçmek istemiyorlardı. Diğer Sabatayistler
gibi onlar, Tora'da farklı iki görünüş bulunduğunu kabul ediyorlardı.
Birincisi yaratılmış dünyanın Tora'sı, Tora Beriah idi. Aşağı alemlerde,
özellikle bu dünyanın tutsaklığından kurtulmamış durumdaki mÜIıasebetin
belirtisini temsil etmektedir, diğer ifadelerle tarihi, Talmudik
ve Rabbinik Yahudiliği, Halakha'yı (temsil et~ektedir). İkincisi manevi
dünyanın Tora'sı, Tora Atzilut (tam anlamıyla intişar dünyasının
Tora'sı) dır. Bu Tora, üst dünyalarda, özellikle kurtuluş dünyasında
rastlanan onun mistik realitesini temsil etmektedir. Mesih, "Yaratıklar
Tora'sı"nın geçerliliğinin yerini "Manevi Tora"nınki ile doldurmak
için gelmektedir. Fakat, ifadelerini kullanmak için, yalnız ve ancak
bir tek Tora vardır. Mesih, ortaya çıktıktan sonra, görevini tamamlayayamadığı
için, bu iki durum şimdilik öylesine birbiri içine giriyor
ve birarada yaşıyor ki dünyanın iki şartı birbirine karışmaktadır.
228 GERSHOLEM G. SCHOLEM - ABDURRAHMAN KÜÇÜK
Sabatayistlere göre mistik ve manevi Tora'nın şimdi yürürlükte olduğu
hayatın bir alanı vardır ve anarşİk hürriyetler oradan, gelmektedir.
Fakat sürgündeki hayata uygun düşen, lıerşeyin geçtiği medeni hayata
ait "Dünya Torası"nın, Mesih'in görünmesine kadar yürürlükte kalacak,
başka bir alanı vardır. Sonuç, en azından Dönmelerin en iç ve en özel
alanda, özellikle bayramlarda ve bu yeni realiteyi dile getiren törenlerle
hem kendileri için düzenlenmiş Tora'yı takip etmeleri, hem de eski geleneksel
adetlerine hağlılıklarını devam ettirmeleri oldu. Hatta din değiş-
tirmelerinden (İslam'ı kabul etmelerinden) sonra Dönmeler, mümkün
oldıiğu kadar, eski örf ve adetlerini muhaf~za etmeye çalıştı. Onların
bilginleri eski eserleri incelemeye devam ediyor ve ilmi tartışmalarda
TaImud'a dayanıyorlardı. Dönmeler iki yüz seneyi aşkın bir süre zarfında
Türk mahkemelerine baş bmmaktan kaçındılar. Aralarında Talmud
bilgisi azaldığında, nesiller boyunca, 1860 yılına kadar, gizliden gizliye
Selanik'in en tanınmış hahamına baş vurdular ve ondan, Talmud'dan
hareketle, kendilerince çözümü zor, şüpheli işlerde karar vermesini
istediler. Biz, "inanmayanlar" cevresinden olan bu Sabbatayist hakimlerden
bir çoğunun ismini biliyoruz. Türk otol'itelerinin bir soruşturması-ki
bunun şüphesiz Türk arşivlerinde izleri bulunuyor-bir ihbar
sonucunda 1858'de (bazıları 1864 diyor) düzenlenmiş olduğundan,
Dönme liderler'o zaman daha itiyatlı olmaya başladılar ve rabbiııik
otoriteleriyle olan gizli müuasebetlerini kesmeye çalıştılar. Fakat,.
1915'deki onların arşivleri TaIınud'a ait hukuk kılavuzlarını ve Dönmeler
tarafından onlara sorulan meseleler üzerinde rabbinlerin yazılı
kararlarını ihtiva etmektedir.
Dönmelerin tarihlerinin ilk elli yıllarında, dini kaynaşma vc Sabbatay
Sevi'nin tenasuhunun heklenmesinin doruk noktaya ulaştığı sırada,
cemaat içinde bölünmeler kendini gösterdi. Dönmeler ciddi olarak birbirbirinden
ayrılmış üç gruba bölündü. Anlatılanlara göre, hu grupların
üyeleri de kendi aralarında karma evlilik yapmıyorlardı; fakat
!iderler, Dönmelerin menfaatini kOl'umak gayesiyle, hir araya gelip ortak
kararlar alıyor ve bu kararların uygulanması konusunda görüşmeler
yapıyorlardı. Bu görüşmeler, Türk yöneticilerinin Dönme cemaatlerinin
esrarıyıa ilgilenmeye başladıklarında, dikkatlerini başka tarafa çevirmeleri
için, Türk yöneticilerinin elde edilmesi (satın alınması) söz konusu
olduğunda yapılıyordu. Bunlarııı durwnIarından endişe etmeye
başlamış olan Selanik yöneticileri, en azından hir iki defa, soruşturma
kararı almışlardı. Sürekli dürüstlük beyanlarına rağmen sürdürmektc
devam ettirdikleri ikiyüzlü hayatları sebebiyle Türkler tarafından kuşku
(güvensizlik) ile bakı1an ve küçümsenen, Selanik Yahudileri tarafından
GiZLi YAHUDi CEMAATİ - TÜRKİYE DÖNEMLERi 22'1
da inançlarından döndükleri için kınanan Dönmeler, tutkuulukıarı
oranında çoğaldı. Nihayet, gizli ayin ve törenleri, gerçek İsrail'i teşkil
etınek için seçilmiş olmaktan dolayı, uzun zaman onları ortak inanç
içinde tuttu.
Bahsettiğimiz bölümnelerin hepsi, onların liderlerinin iddialarından
ile~i geldi. İlk "İnananlar" grubu, Jaeob Querido'nun iddialarını
reddetti. Bölünme bunun neticesi oldu. Querido ve onun haleflerine
bağlı kalan Sahatayistler tarafından oluşturulan "Yakubiler" grubu,
bu bölünmenin neticesinde ortayaçıktı.
Fakat bu bölünme onlaıJll hasım kamplarında da vuku buldu.
1700 yılına doğru, en saygıdeğer, en bilgin dönmelerden birinin oğlu
ve Sabbatay Sevi'nİıı ölümünden az bir zaman sonra doğmuş olan
Baruehyu Russo (Osman Baba), Sabatay Sevi'nin enkamasyonu (ci.
simleşmiş şekli) olduğu ilfm edildi. O zaman, ilk Hristiyanlıkta olduğu
gibi, Sabatayistler, radikal kanatlarının resm.i doktrini olan mistik
bir teolojiyi, Mesih'in şahsında, Tanrı'nın enkarnasyonunun bir kristolojisini
geliştirdikleri görüldü. 1716 yılına doğru, Baruehya Russo'.
nun (Osman Baba) Tanrı'nın enkamasyonu olduğu sonucuna varıldı.
Avrupa Yahndiliğinin en büyük merkezlerinde bu doktrinini yaymak
için Selanik'ten görevliler gitti. Bu doktrin, önemli Yahudi toplulukları
arasında büyük bir isteğin doğmasına yol açtı ve hazı yeı lerrle kök
saldı. Polonya Sabatayistlerinin bazı temsilcileri, Bamehya ile temasa
geçti ve onun enkamasyon teolojisini kabul etti, Onlara eşlik eden Dönmeler
grubu ise, bu iddialara ve nihilizme çok yakın olan hu aşırı akıın.
lara var güçleriyle karşı koydu. Baruehya 1720'de öldüğü zaman, eemaati
onun ilahi bir varlık olma hatırasını muhafaza etti. 1924 mü-
badelcsine kadar onun mezarı, olağanüstü bir hüı met nesnesi oldu.
Onun ölümünden sonra, Fransa ihtilaline kadar yaşamış. olan oğlu (bu
da 1781'de öldü) ve bunun soyundan gelenler, aym espiriyle cemaati
yönetmeğe devam ettiler. Baruehya'nın hasımıarı, Haruehya'mn aptallaştırıeı
bir sara hastalığma yakalandığını ve eski bir sahatayistin
onu robot gibi kullandığım açıkladılar. Onun taraftarları hiç şüphesiz
başka fikirde idiler. Onlara göre o (Bamehya, Osman Baba) "çok bilgili
ve nadir güzelliktc bir adam" dır. Bu grubun mistik eserlerinin
radikal antinomizmi'nin (antinomisme) menşeinin Baruchya'nın şahsi
fikirlerinde olması inanılmayacak gibi değildir. Bununla beraber, bu
konuda asla kesin bir şey söylenemeyeeek, çünkü bu literatürün buyük
bir kısmının bu gün kaybolduğu kabul edilmektedir. Fakat o dönemde
bu literatür, Selanik'ten hcl' tarafa yayıldı. Bu yerler arasından bazıları
230 GERSHOLEM G. SCHOLEM - ABDURRAHMAN KÜÇÜK
- i '
Prag, Francfurt ve Mannheim'dir. Bazı Sabbatayist manüskritleri,
hala Baruchya'nın ismiyle' sunulmuş vecizeleri ihtiva etmektedir.
Daha sonra bunun taraftarları. hasımıarı tarafından, "Onyollular"
olarak adlandırıldı. Onyollular olarak adlandmlmalan, farklı dinlerin
yollarını birleştirmeyi arzu eden senkretikler olarak görülmelerinden
ve yabancı unsurları cenıaatın inançları arasına sokmalarından dolayıdır.
Bununla beraber, yukarıda görülen cnkarn~syon hariç, onların
doktrinleri İslıhn'dan, Hıristiyanlıktan ve Yahudi Kabbala'sından gelmiş
olarak kabul edilebilir. Muhafaza edilmiş olan bu grubu ilgilendiren
bazı dökümanlar, bize, yabancı "tlıcologoumena" etkisinine maruz
kaldıkları kanıtı veriyor.
Bu, Dönmelerin diğer gruplar~ için de geçerlidir. Bütün Sabatayistler
"takiyye"yi uyguladılar, fakat bu husus! bil' senkretizm özelliği
teşkil etmiyor ve orada, BaktaşiIerin sufi tarikatının etkisinin sonucu
olduğu kadar, sufilerinkine parelel bir durum da g9rülebilir. Am.a, on.
ların "Onyollu" adıyla poleriıik olarak adlandırılntalarında bir parça
hakikat payı olması mümkündür.
J acob Querido'yu da Baruclıya' Russo'yu da ,tanımayan Dönme
gruplar, Sabatay Sevi ve onun ilk pcyganıberinin otoritesine bağlı
kaldılar. Bunlar, XVIII. Yüzyılın ikinci çeyreğinde Yakubilere yaklaşma
tcşebbüsleri başarısızlıkla sonuçlanınca, III. grubu oluşturdular.
Bu farklı gruplar, Selanik'te ve Edirne'de değişik adlar altında belir-
?iler. xıx. Yüzyılın ve XX., Yüzyılın başlangıcİnın ~n eski dökümanları
ızmirliler (Cemaatin ilk taraftarları ve onların düşüncelerini paylaşanlar
söz konusudur) ve ya Kavalieros, Yakubiler ve Koniososlar diye üç
grup altında belirtiyor. Daha yeni dökümanlarda, özerilikle Türkiye'ye
onların transfer edilmelerinden bu tarafa, bu üç grup şöyle adlandırı.
lıyor: ı. Yakubiler, 2. Koniosesler veya Karakaşlar (Baruchya'nın
cemaati), 3. Kapancılar veya Papular. Bu "Papular" terimi "eskiler"
(kıdemliler) anlamına gelir ve her halde Sabatay Sevi'nin eski geleneğine
yeni hiçbir şey katmadan muhafaza etmeği arzu edenleri belirtiyor.
-I '
Eski dökümanlar, dalıa açık ve uygun bir şekilde bu cemaatlerin
her birinin sosyal durumunu gösteriyor. Jacob Querido'nun taraf.
tarları, Selanik'te önemli mevkiler işgal ettiler. Kapancılar ve, diğer
dökümanlara göre, İzmil'1iler büyük veya küçük tü~carlar idiler; daha
sonraki nesilleri Türkiye'nin doktorluk ve hukukculuk gibi serbest
mesleklerini icra ettiler. Başlangıçta,_ bu üç dönme cemaati saçlarını
kesmekle, saç ve sakallarının traş biçimleriyle birbirlerinden ayrıl.
maya önem vermeleri yüzünden Selanik'in bütün beı.berlerini karşı-
GiZLi YAHUDi CEMAATi - TÜRKiYE DÖNEMLERi 231
lıyorlardı. Aşağı sosyal çevre Karakaşlarınkiydi. Küçük zaııaatcılar,
kunduracılar, çorap dokuyucular, gündclikci işciler, kapıcılar vs. Karakaşlardandı.
Bunlar, 1870 - 1920 yılları arasındaki Dönmeleı'in duı'umu
için geçerlidir. Özgürlüklerin artması vecski toplumun bölünmesiyle
sosyal seviyeler de tabii olarak değişti. Nisbeten bölünmeleri daha
çabuk olan ilk iki Dönme grubu, Jön Türk beyin takımma çok sayıda
üye verdi. Karakaşların durumu da düzeldi ve ekscrisi yavaş yavaş
tüccar, özellikle İstanbul'da tekstil tüccarları oldular.
Geçen Yüzyılda Dönmelerin sayısmda ileri sürülen rakamlar
çok farklıdır. Bu konuda en eski döküman 1784 ta~ihli ve Danimarkalı
şarkıyatçı Karsten Niebuhr'a aittir. En eski olan bu döküman, Dönmeleri
600 aile civarında göstermcktedir. Genelde bu ailelerin çok
çocukları olmasından dolayı zamanla durmadan sayıları artmış; fakat
sonraki dönemlerde içerden evlenmelcı'in (endogami) etkileriyle bu
artışta yeniden düşmeler olmuştur, 1850'den 1924 yılına kadar yapılmış
çeşitli tahminler, Dönmelerin sayısını 5.000 ile 10.000 kişi cival'ında
tahmin etmektedir (Bazıları, 1914 yılına doğru, Türkiye'deki Dönmelel'in
toplam sayısını 15.000 olarak göstermektedir). Aşağı yukarı onlar;
sayımlarda, Selanik'te Türk olarak kabul edilenlerin yarısını, Yahudi
ve Yunanlılardan oluşan bu vilayet halkının büyük çoğunluğunu teşkil
ediyorlardı, Yakubiler ve İzmirlilere gelince, bunlar, kendi aralarında
yaygın olan açıklamalara göre, İslam'ı kabul etmelerinin ardmdan
Türk Yönetimi tarafından kendilerine tahsis edilen ayı'ı mahallelerde,
Karakaşlar, hepsi aynı derecede olmaınakla beraber, oldukça kendi
içlerine kapanmış şekilde yaşıyorlardı.
Değişik grupların gizli sinagogları, dönme mahallelerinin ıııerkezinde
kurulmuş evlerin içinde ve tamamen dışarıdan görülmez bir şekilde
yaraluuştı. Bu sinagoglar veya daha doğrusu toplantı yerleri,
sinagoglarda bulunan Tora Sandığı (Ahid Sandığı) ve sıra gibi şeylerden.
hiçbirini ihtiva etmiyordu. Dönmeler, ikametgahıarına yakın eamilerde
İslam tarafından emredilen ibadetlere katılıyorlardı-özellikle
ilk iki grup bu İslami ibadetlere riayette daha titizük gösteriyorlardı-
fakat kendi inançlarına gerçekten uygun düşen ayin ve törenle. sinagoglardaki
idi . .AyiIllerin ve dini kuralların idaresi "Hocalara" veya
İspanyol Yahudileri (sepharade) ayiIl usulünde rahbinleri belirtmek
için kullanılagelt<n bir terim olan "Haklıaınim"lere bırakılmıştı. Dönmeler
Selanik'te yoğunlaştırılmış olarak buluIldukları sürece (1900'-
lere doğru, Türkiye'nin değişik şehirlerine dağılmış Dönmeler, 10.000
Civarındaydı) dışanyla olan münasehetlerinde sadece Türkçe'yi kul.
232 GERSHOLEM G. SCHOLEM - ABDURRAHMAN KÜÇÜK
landılar; fakat yaklaşık olarak lB70'leı'den haşlayarak çoğunluğu
evlerinde de Türkçeyi kullanıy.aya başladı. GÜnlük dilolarak, kendi
aralarında, İspanyol Yahudicesini kullandıkları ve önceki yüzyılda
eserIerini bu dilde yazdıkları bilinmektedir. Dönmeler uzun zaman
İbranice bilgisini muhafaza ettiler. Onların Selanik'in Yahudi öğretmenlerini
evlerine çağırma alışkanlıkları olduğuna göre bu pek şaşırtıcı
olmasa gerektir. Fakat Im İbranice bilgisi zamanla azalmıştır.
XIX. ve XX. Yüzyıla kadar, bozulmuş özel işlek bir üslupta İbrani
yazısu11 muhafaza etmişlerdir.
Halk İbranicenin entclijansıııı (intelligcncc) kaybettiği zaman,
Dönmeler, İspanyol Yahudicesinin fcnomenlerine baş vurarak, fakat
İbrani karakterini muhafaza ederek, dualarını (bu dualar XIX. Yüzyılın
sonuna kadar İbranice olarak kalmıştır) yazdıklarını beliTtmek
enteresan olmalıdır.
Duaların İbranice olarak söylendiği zaman bile anlaşılınaDuş olduğu
ve semitik dilleı'ine ait özelliğiyle İbranicenin geleneksel telafUzunun
artık açık seçik farkedilmediği belirtilebilir. Dönmclerin dua kitapları,
kolayca saklanabilcn, İspanyol Maranlarınkine benzer, alışılmışIIl
dışIIlda küçük bir forma şeklindedir. Her aile, hiç şüphesiz, en
önemli duaları ihtiva eden bu küçük kitabın bir nüshasına sahip oluyordu.
İkiyüz yıldan fazla bir sürede Dönıııder, kendi grupları dışında
kalanların (yabancıların) liturjilerinin metnini tanımalarına engel
olmayı başardılar ve bu sürelcr zarfmdaki tahminlere dayanmak gerekmektedir.
Belli bir oruç gününün başlangıcı ve bitişi ile ilgili iki
kısa dua, tesadüfen, Abraham Danon'un eline geçmiştir.
Dönmeler, pratikleı'inin ve inançlarının kesin tabiatı konusunda
mutlak scssizliği koruyorlardı. Böyleee onlar, bir ölçüde, Selanik Yahudileri
arasında haklarında yayılmış olan kasıtlı söylenti ve hikayelere
yardım etmiş oluyorlardı. 1935 yılından önce dua kitaplarından hiçbir
yazılı metin sızmadı. Bu kitaplardan biri, Selanik'ten gelip İzınir'e
yerleşen ve dönme geçmişiyle -ilgisini kesmeye karar vermiş bir aile
tarafından Kudüs İbrani Üniversitesi Kütüphanesi'ne, bu tarihte, teslim
edildi. Ben Im metni 1942 yılında yayınlarlun. Bu metinde yer
alan dualarm tem.el seksiyonlardan gelcn ve İspanyol Yahudilerine ait
olan ."siddur" ve "mahzor"dan yayılan resmi (authentiques) Yahudi
duaları olduğunu görmek hizim için sürpriz oldu. Bununla bcraber,
Dönmeler Sabatay Sevi'nin mcsihliğinc imanlarınıaçıklamanın bütün
muhtemel sebcplerini ka vraınak amacıyla önemli değişiklikler yap-
ınışlardı. Sabah dualarının sonunda okunan, geleneksel ortodoks Ya-
GIzLi YAHUDİ CEMiYETi - TÜRKiYE DÖNEMLERl zn
hudi kredosu (ümentüsü) olan Maimonide'nin (İbni Meymun) 13 Maddesi
yerine, burada, çok anlamlı Sabatayistlerin kredosu konuldu. An'anevi
dualar veya Mezmurlar'ın ilahi emirlerden bahsettiklerinin her defasında,
her yerinde, bu kelimeyi dualarıııda Dönmeler, kendi "İnanç-
iarı "ndaki kelimeyle değiştirdi. Bu sahatayistler için, inancın mistik
değeri, kabul da edilmeyen geçerli de olmayan dini emirlerin yapılmasının
yerini tutuyordu. Dini düşüncelerden manevi düşüncelere hu
dönüşüm, yine de hu Yahudileri, dualarından milli özellikleri kaldırmaya
götürınedi. Okuyucuya bu dualardan hiçbir şey, bu Dönmelerin
aynı zamanda Müslüman olabileceğini düşüııme imkanı vermiyor.
Bu kredonun (amentü) bir tercümesini vermek ilgi çekiçi olabilir:
Kesin imanla, hakikat Tanrısının gerçek olduğuna, (sephira)
"tipheret"te bulunan İsrail'in Tanrısına' ve "İsrail'in medar-ı iftiharı,
övüncü" ne inanırım. Bu sadece hir olan imanın üç düğümüdür.
Kesin bir imanla, Sabatay Sevi'nin hakiki Kral Mesih olduğuna
inanırım.
Kesin imanla, efendimiz :Musa tarafından bize verilen Tora'nın
aslına uygun Tora olduğuna inanırım. Şöyle yazıldığı gibi: "İşte ~fusa'-
nın İsrailoğullarına sunduğu Tora, işte Musa aracılığıyla Tanrı'nın onlara
verdiği kurallar ve gelenekler". O, iradesiyle kendisine bağlananlar
için Hayat Ağacı' dır ve onun taraftarları mutlu olacaktır... [Bir
çok Tanah (Eski Ahid) cümlesi, Imrada Tora'nın övülmesine örnek
gösterilmiştir l.
Kesin imanla, bu Tora'nın değiştirilmediğine ve başka Tora olmayacağına
inanırım. Yalnız dini emirler yürürlükten kaldırıldı,. fakat
Tora ebediyen ve sonsuza kadar olduğu gibi kalacaktır.
Kesin imanla, Sabatay Sevi'nin hakiki Mesih olduğuna ve dünyanın
dört bir yanına dağılmış İsrail'in sürgünlerini toplayacağına inanırım.
Kesin imanla, ölülerin dirileceğine; ölülerin yaşayacağına ve top.
rağın tozundan kalkacaklarına inanırım.
Kesin imanla, Hakikat Tanrısı'nın, İsrail'in Tanrısı'nıu Süleyman
Mabedi'ni gökten yere, bize kadar, indireceğine inanırım. Şöyle denil.
diği gibi: "Eğer Tantı evi yapmayacaksa, onu yapmak isteyenler bo-
şuna çalışırlar". Yakın zamanınuzda gözlerimiz görsün, kalbimiz neşelensin
ve ruhumuz sevinçle çoşsun. Amin.
Kesin imanla, Hakikat Tanrısı'nın, İsrail'in Tanrısı'nın bizzat
kendisini, "tevel" (diye adlandırılan) bu dünyada göstereceğine inanırım.
2H GERSHOLEM G. seHOLEM - ABDURRAHMAN KÜÇÜK
Şöyle denildiği gihi: "Sion'a döndüklerinde onlar gözleriyle Tann'yı
görecekler". Yine şöyle denilmiştir: "Tanrı'nın zaferi kendini gösterecek
ve her can hu zaferi görecek". Çünkü bu bizzat Tanrı'nın ağzıyla
il~n edilmiştir.
Yalnız üçü bir olan imanın üç düğümünde, "İsrail'in zaferini"
bırakmayacak olan Hakikat Tanrısı, İsrail Tanrısı, Adil, Mesihini,
kurtarıcımız Sabatay Sevi'yi yakında ve günümüzde bize göndermek
hoşuna gitsin. Amin.
Hiç şüphesiz, cemaatin ilk dönemine ait olan bu kredonun yazarının,
ilk Sabatayistler gibi, "imanın üç düğümü", yanı (on sephirot'un)
sudmundan keşfedilmemiş dünyada tanrının üç belirtisi sayılan, Hı-
ristiyan Teslisi ile pek ilgisi bulunmayan teoriyi benim.semiş olduğu
ortaya çıkıyor. Bu yazar, tanrının bu "görünüşleri'nden veya düğümlerinden
birinin Sabatay Sevi'nin şahsında ortaya çıkmış olabileceğini
düşünüyor. Bu teoriyle onun, ilk Sabatayisitlerin, özeııikle Gazze'li
Nathan'ın teolojisine uygun olduğunu zannettigi şey, Mesih'in kıyametten
önce dünyada bin yıllık hakimiyetini kurduğu zaman (Milenium),
Tanrı'nın açıkça kendini göstereceğidir. Bunlar, Yahudiliktc bulunan
S~batayistlerin fikirleridir. Mistik din değiştirme (Müslüman olma),
bu Hturjik <lualarda hiç bir rol oynamamaktadır. Sabatay Sevi'nin
ortaya çıkmasından önce yürürlükte olan ayin ve törenlerle ilgili kural.
ların şimdi yürürlükten kalktığı. kanaati varsa da, bu anlamda bir şeye
rastlanmamaktadır. Bütün bunlar, bu dökümanın orijinal inanç temellerinde
hiç bir değişikliğe müsamaha göstermeyen Kapancılara ait
bir aileden geldiği vakıası ile uyuşmaktadır. Bamchya cemaatinin dua
kitapları tamamen fatklı bir muhtevaya sahiptir. Bu dua kitapları,
İbranice adıyla belirtilmiş olan Bruchya'yı, enkame (cisimleşmiş)
olmuş Tanrı gibi göstermişlerdir. Yukarıda işaret edilen dua kitabında,
yalnızözel bazı .anlardamuhafaza edilmiş derin bir sessizlik,
bu taraftarların gizlice dinı inançlarını icra ettikleri yakıasını göstermektedir.
Eski bir Yahudi duasına şu yakarış ilave edildi: "Senin
İnancın herkes tarafından kabul edildiği zaman'" yani onu şimdi olduğu
gibi gizlilik içinde muhafaza etmene gerek kalmayacak. El yazmalarına
göz atıldığında dualar ve bu grubun benzeri diğer şeylerin o. zaman
İspanyol Yahudicesine tercüme edilmiş olduğu görülecektir.
Son senelerdeki bulgular, Dönmelerin temel literatür dilinin İspanyol
Yahudicesi olduğunu gösteriyor. Salomon Rosanes, 1917'de
Selanikteki büyük yangında, temel üç. dönme gı'uptan biri olan İzmirlilcr'in
arşivlerinin ortadan kalknuş oldllğunu açıkladığı zaman bilhassa,
GiZLi YAHUDİ CEMAATi - TÜRKiYE DÖNEMLERi 2~5
bu literatürün kesin olarak kaybolduğu görüşü sık sık ortaya atıldı.
Fakat, yazılı belgeleri bastırmaya muktedir olamayan ve sahip oldukları
önemJi metinlerin kopyasını saklamak zorunda kalan muhafazakar
gruplarm durumunu gözönünde bulundurmak unutuluyordu. Kanaatime
göre, hiç bir döküman, 1924 yılından önce, hariçten olan insanların eline
geçmemişti. Bu tarihe kad~r, cemaat, kendi içine kapanmış bir halde
kaldı:
1875'lerden itibaren dağılma atımetleri kendini göstermeye başladı.
Bu sırada, Dönme gençlik, baş kaldırdı ve Türk Milleti' ile sıkı ilişkilere
girmeği, o çağda Fransız kültürüne bütün girişlerden önce belirtilmesi
gereken şeyolarak Avrupai eğitimden istifade edebilmcği istedi. Dönmeler,
menşei Selanik'te hulunan Jön Türk Hareketi'nin teşkilatı olan
İttihad ve Terakki Komutesi'nin başlangıç döneminde önemli rol
oynadı. Bu hareketin mensupları arasında, özellikle Dönme cemaati
olan Yahubiler ve İzmirliler'den bağımsız meşhur düşünürler vardı.
Bunlar, eski fanatik inançlarının yıkılmasından" sonra, dini vakıa
karşısında "açık" ve menfi bir durumu benimsemektc başarılı olmuş-
lardı. Fakat, vatanperverlikleririi ve Türk milliyeteiliklerini ütopik
Yahudi mesihcilikleriyle hirleştiren dindar Sabatayistler de vardı. İlk
Jön Türk Hükumeti'nin üç bakanından ve Jön Türk Partisi'nin önemli
liderlerinden biri olan Cavit Bey'in Dönme olduğu, Karkaş Cemaatinin
içinde. büyük bir roloynamış bulunduğu bunun delilidir. Cavit Bey,
Osman Baba diye adlandırıla~, eisimleşmiş Tanrı olarak kabul edilen
Baruchya Russo'nun direkt soyundan gelen Russo ailesinin önemli
bir grubu sayılan Karkaşlar'a mensuptu.
Dönm.e ailelerinin büyük çocunluğ1mun ailevi geleneklerini m.uhafazaya
dikaat ettiğini; resmi Türk isim ve soy isimlerinden başka, gizlice
çocuklarına İbranIce ve İspantol Yahudicesiyle ad ve soy ad verme
alışkanlıkları bulunduğunu da burada belirtmek gerekir. Dönmeler,
bu isimlerİn "Cennetteki" isimleri olacağını kabul ettiklerinden, kendi
aralarında, İbranice ve İspanyol Yahudicesi isimleri kullanırlardı. Son
zamanlarda öyle bir noktaya gelindiki; Dönme aydınlar sınıfının mensupları,
Yahudi ziyareteileriyle özel görüşmelerinde, onları sırlarına
ortak ettiler ve bilgiçce bir eda ile, Türk kart vizitleri üzerine İbranice
isimlerini yazdılar. Fakat başka yere nakledilmelerinden sonra 'Dönmeler,
Türk çevrede asiınile oldulaı' ve Yahudi çeVl'e ilc bağları kesildi.
Bu gün geriye sadece inançlarını sıkı sıkıya muhafaza eden az bir 01'-
todoks Sabatayist grup kaldı: Bu .grup, bilhassa Karakaşlara aittir.
Karakaşlar da modern. hayatın akıntısına son olarak katıldılar. Bu 2~1i GERSHOLEM G. SCHOLEM - ABDURRAHMAN KÜÇÜK
grubun hala kendi dini teşkilatlarını devam ettiriryorlarmış gonıntüsü
vardır. Diğer iki grup, karma evlilik, ıYl.enfaat sağlayamama ve
iradi asimilasyon sebebiyle, hızla dağılmaya doğru yol aldılar. Bununla
beraber, bu sonuncular arasında bile halil geleneklerine sadık kalan aileler
mevcuttur. Bu durumun bizi şaşırtmaması gerekir. Halkların mü-
hadelesi sırasında, Selanik'in Dönme liderleri, Selanik'te kalabilmek
gayesiyle, resmen Yahudi olduklanııı açıklayarak, Yunan Hükumeti'nden
orada kalma izni almaya çalıştılar. Bu istekleri reddedildikten sonra,
Im Dönme ailelerin çoğu, sahip oldukları belgeleri, el yazması dökümanları
Yahudi dostlara bıraktılar veya sattılar. Fakat bu Yahudi dostlar,
II. Dünya Harbi sırasmda, Almanlartarafmdan girişilen Yunan Yahudiliği
kıyımmdan sağ olarak knrtulanlarm bulunduğu kabul edildiğine
göre, Dönmelel'in Yahudi dostlan bu el yazısı dökümanları halka mal
etmediler. O halde, önemli tarihi dökümanlarm daha -yeni ele geçirilmiş
olduğu düşünülebilir. Özellikle İzmirliler grubundan, XiX. yüzyılm
çok sayıda Dönme manüshitlerinin İsrail'e ulaşması benzeri şartlarda
olmuştur. Bu dökümanlar, genel olarak, şimdi, Kudüs İbrani Üniversitesi
Kütüphanesinde ve Üniversiteye bağlı Yakındoğu Yahudi eemaatlel'i
üzerinde araştırma yapan Ben-Zvi Enstitüsü'nde bulunuyor.
Haıımki biz sadece, Baruchya eemaatinden gelen yalnız bir el yazması
döküman biliyorduk. Bu döküman da bundan 15-20 sene önee NewYork'a
ulaşmıştır. Bu, İspanyol Yahudicesi ilc yazılmış Kabbalistik
bir metin kitabı ve Dönınelerin temel bayramlarmdan biri için Sabatayistlere
ait bir kaç vaaz özetidir. Bu dökümanlar arasında ayrıea bir
kaç dua ve XVIII. Yüzyılın ortalarmdan kaldığı tesbit edilebilen bir
kaç şiir de bulunmaktadır. Bu şiirlerden birisinin yazarı, kendisinin
kurtarılmasını istemek gayesi ile, Baruch ya'ya "Mio dio Baruch Yah"
diye başvuruyol'. Bu dua XVIII. yüzyılın Yahudi kaynaklı dökümanlannda
rastladığımız şekilde Baruchya'ya imanı ifade ediyor. Bir gün,
Im ccmaatin diğer metinleri basılacak-İstanbul Karakaş aileleri elinde
hiç şüphesiz Jmlıınan-ve bunlarla son Polonya Sabataistleri araımıda
mevcut olan ilişkileri daha fazla açıklamaya meydana verecektir.
Frankist hareketi olarak adlandırılan akım, Polonya Sabataistlerini
kitle halinfle, 1759 yılında, din değiştirmeye, KatoIik olmaya götürdü.
Bu hareket, özellikle, Baruehya Podoliens taraftarları arasında bu
gruba katılmak için gelen yeni kimselerle karşılaştı. ı791 yılında ölünceye
kadar, merkezini Offenbaeh'da koruyan bu lıareketin lideri Jaeob
Frank, mensuplarını Selanik'te yakından tanıdığı Baruclıya'nın fikirlerinden
istifade etmişti. O, bunu konuşmalarında sık sık belirtiyor ve
GİzLi YAHUDi CEMAATİ - TüRKiYE DÖNEMLERi 237
meydana getirdiği cemaat, uzun zaman dış görünüşü itibariyle Katolik
olan, dönmelerin ancak radikal bir kolu oldu. Selanik ve Varşova merkezli
iki dönme cemaat arasın~aki münasebetler XIX. yüzyılın sonlarına
kadar devam etti. Şahsen ben, 1920 den sonra bile, onun var
olan bir olayına şahit oldum. Viyana'yı ziyaret eden bir dönme, grubunun
görünüşte Katolik olan Varşovalı bazı ailelerle sıkı münasebetler
içinde olduğunu bir Yahudi dostuna söylemişti. Fakat Baruchya'-
nın doktriniııe bağlı olan taraftarları Kabbala'nın sembolizmini ve
mitolojisiııi muhafaza etmiş olmalarına karşılık J acob Frank, bunu
/ reddetti ve radikal Sahataistlerin antionizminin ve nihilizminin halk
dilinde daha kaba öncüsü oldu. 0, Sabatay Sevi ve Baruehya'yı gerçek
Tanrı'nın dünyada tanınmasını sağlayacak "ilk iki"ler gibi görüyordu.
Tarih içinde Dönmelel'in varlıklarının en önemli sonucu, Jön Türk
hareketindeki etkileri dışında, bu Polonya Frankist hareketini doğurması
ve ona yol açması oldu. Bu noktada, ütopik ve anarşik mesihi
faktörler, bütün geleneğin tamam.en yok olmasına, yeni bir imanın ve
yeni bir hürriyetin aranmasına yolaçtı.
Şimdi Yitzhak Ben-Zvi, Moshe Attias, Yitzhak R. Molkho, Rivka
Shatz ve bizzat ben tarafından yayınlanmış dönme manuskritlerine gelelim.
Yukarıda belirttiğim gibi, bu manuskritler günümüzde genellikle
Kapaneılar olarak adlandırılan İzmirlilerden gelmiştir. Bu manuskritler
özellikle farklı iki edebi türdendir. Manuskritlerin ilk serisi şaıkı-
ları ihtiva etmektedir. Bu şarkılar, çok sayıda dinı ilahiler de dahil,
toplam beşyüz civarında şarkıdan ibarettir. Attias ve ben, 1948 de,
244 şarkıyı ihtiva eden bu manuskritlerden hirini neşrettik. Söz konusu
olan şarkılar bütün dönme gruplarında müşterek olan ilk temel litürjiden
-Frankist manuskritlerinde onlar arasından bazılarına rastlamyor!
- ve bu grubun önemli şefIerinden biri tarafından kompoze edilmiş
şarkılardan meydana geliyor. Önceki şarkıların bir kısmı İbranice ve
çok az bir kısmı Türkçe'dir (fakat bu Türkçe olanlar da İbranıeeye ait
karakterde yazılmıştır); bu şarkıların muayyen bir kısmı derviş tarikatından
gelmedir. Fakat cemaat birinci ve ikinci nesline kadar geriye
doğru gidenler de dahil şarkıların en büyük kısmı İspanyol Yahudicesi
ile yazılmıştır. Attias, bu şarkılar arasından önenıIi kısmının yazarının
kimliğini tesbit edebilmiştir. Bu yazar Judah L:vi Toba'dır.
Bu zamana kadar bu isim tamamen meçhuldü. Bu kimse, aynı zamanda,
Tora'nın bazı "sidrot"ları üzerine İspanyol Yahudicesi ile yazılmış
uzun mistik vaazların yazarıdır. Sidra "Lekh leklıa" (Tekvin, 12-17)
üzerindeki sohbetler, vaazlar, 1960 yılında İbranice'ye tercümesi,
Molkho ve Madam Shatz tarafmdan yayınlandı. (Sidra "Bereşit" üze-
238 GERSHOLEM G. SCHOLEM - ABDCRRAHMAN KÜÇÜK
rine diğer uzun bir manuskrit, İbrani Üniversitesinde buluuan diğer
bir manuskrit içerisinde muhafaza edilmektdir). Judah Levi Toba'nm
şarkıları gibi, nesil' biçimindeki bu metin, onun yazarının ve grubunun
dini düşüncelerini öğrenmek bakımından en önemlilerindendir. Biz
onun tarihini doğruya yakın bir tahıninle belirleyebiliriz. Madam
Shatz'ın bu metin üzerine saptığı kıymetli incelemesinde belirttiği gibi,
yayımcılar, bunun dönmelerin ilk kuşağından geldiği ve 1700'den biraz
sonra yazılmış olduğu kanaatindedirIer. JudaIı Levi Toba, XVIII.
yüzyılın sonu ve XIX. yüzyılın başında. yaşamış gibi görünınektedir.
O, 1783 senesinden İslam için felaketli bil' yılolarak bahsediyor; bu
yıl, Osmanlı İmparatorluğunun Kırım'ı kaybettiği bir yıloldU. Kırım'-
ın kaybedilmesi Türk gücü için bir dönüm noktası teşkil etti ve bu
onun gerilemesinin sebebi oldu. Bu dini konulardaki vaazların çok dikkatli
bir tahlili, bunların yazarının DönmeiCl'in önemli bir lideri olduğu
ve İzmirlilerin geleneği içinde şimdiye kadar Türk ismi Derviş Efendi
olarak bilinen kişi olduğunu açıkla~aya imkan veriyor. Bu, .incelemeyi
gerektiren biı' husustur ..
Başlangıçtan' itibaren hasımıarı olan Yahudiler, Dönmeleri, gizli
toplantılarında, ayinlerinde ve törenlerinde zina vc serbest aşk yapmakla
suçlamaktan geri kalmıyorIardı. Bu çeşit suçlamalar, dini polenıiklerde
özellikle gnostik ve mistik cemaatlel'e doğru yönelmiş olanlarda alış-
kanlık haline gelmiş bulunmasına rağmen, mevcut durumda bu suç-
lamanın bir hakikatı yansıttığını düşündürecek birtakım sebeblcr
vardır. Dönemin dökümanları bu konuda bize sayısız deliller ve güç
vermektedir. Hususi olarak kendilerinin anlattıklarına göre, Dönmeler
bizzat kendileri dini hayatlarımn yüksek anları kabul ettikleri bazı
bayramlarda, evlerinde zevk ve eğlence içinde geçen ayinlerin yaşadığını
belirtiyorlar. 1910 yılında iki Dönme genci, benzeri zevk ve eğ-
lence içinde geçen ayinlerin hala yaşadığını kendileri ile beraber eğitim
gören Yahudi arkadaşlarına açıklıyorlar. 1942 de İsrail'den gelmiş
saygıdeğer bir misafir ile konuşmasında İzmir'e yerleştirilmiş bir dok.
tor, Selanikte dedesinin kadın değişme ayinine katılmış olduğunu
söylüyor. l800'lerde İzmirliler'in lideri Derviş Efendi yalnız büyük
bir Kabbalist değil, aynı zamanda açıkea kadın değişmenin mistik doktrinini
ve zina ayinini savunmuş olduğu, 1900'lerde, Dönıneleı' arasında
hala söylenmektedir. Hatta o bu uygulamaya Zohar ve Kabbala'da
temel buIınaya çalışmış olmalıdır. Neşretırıiş bulunduğumuz manusk.
ritler, bize, Derviş Efendi ile ilgili olarak söylenenleri doğrulamak
İmkaw vermektedir. Çünkü aynı dönemde cemaatin farlclı iki üyesinin
sözkonusu olması az ihtimaldir. Dönmeler, kendi başlarına Yahudi
GiZLi YAHUDi CEMAATi - TÜRKiYE DÖNEMLERİ 239
dostları ile konuştuklarından, sohbetlerinde, Türk isimlerini; kuııanı-
yorlardı, fakat yazılı şeylerde hemen hemen yalnız İbranice isimlerini
kuııanıyorlardı. Dini sohbetlerinde, vaazlarinda Judalı Levi Toba,
birçok defa, temize çıkarmak gayesi ilc, Kabbala'nın ifadesini kullanarak
bu teorileri ileri sürmüştür. Fakat Toba, kendi niyeti için
anlatımlarını kullanarak, onları baştan aşağı tersine çevirdiği ve tamamen
çarpıttığı açıktır.
Bu, mesihi dönemlerde, dindih Yahudilerin ahlaki kurallarına i
aykırı düşen seksi anaı'şinin ve hoş olm.ayan bir şekilde biraraya gelmenin
bu teorisini Dönmelerin "eski kitaplara" dayandırmaya çalıştıklarını
hize açıklamaktadır. Baruelıya ve haleflerinin Tora'da yer alan malı-
remlel' arasındaki zina yapma yasaklarının kaldırıldığım akçıkladıklan
hilinmektedir. Bunun için onlar "Atzilut Tora'sı"nın hükümlerine
başvuruyorlardı. Bu Tora'da tabiatın bütün yasaklamaları onlar için
müsbet durum ifade ediyordu. Toba'nın kuralları bu alanda en aydınlatıeı
dökümanlardan birini teşkil etmektedir. Bu kuraııar, bu dökü-
manda, Yahudi kaynaklarından başlayarak ve Yahudivari delil getirmenin
yard'mı il~ sonunda ilmihal içinde yer alacak noktaya varmak.
tadır. Bu,bu gibi yorumların arkasında gizli olan hassas faktörlerin çokluğunu
göstermektedir. J udah Levi Toba, bu yeni açıklamayı, bizzat
Sabatay Sevi'ye atfetmektedir. 0, daha tince yapılan yorumları altüst
eden, "Kanun"un bu yeni okunuşuna kendisini sevkeden şartlar üzerine
tamamen yeni bir efsane ilave etmektedir. Toba, ilahiyat ve "inananlar"ın
ahlakı için, bahsettiğimiz tarihi ve manevi Tora'nm iki anl~ma
gelebilen açıklamalarından bütün neticeleri çıkarmaya çalışmaktadır.
O halde peygamber İşaya'nın öldürülmesini emreden kral Manasse5
haklıdır! Zira kral Manassc, ne yasak olan ilc olmayan, ne temiz olan
ile olmayan arasında aı.tık ayırım bulunmadığı şeklinde yüksek planda
konuşurken, İşaya "Beriah Tora'sı" çerçevesinde konuşmaktadır.
Çünkü bu pıanda menfi kuraııar görünmemekte veya zıt kuraııara
dönüştürülmektedir. Elişa'nın Sun~mite'ye6 ziyaretinin Tanah'ta (Eski
Ahid) anlatımı7 zina ayini için bir misalolmuştur.
5 Rivayete göre tşay~, Menaşe (Manasse)'nin emriyle öldürülmüştür (Nesim Bahar,
ıbrani Tarihi, 3. kısım, sf. 99. Çev).
6 Sunamite, Şuııem'in (Shounem) bir köyiidür (La Bible, Paris 198, sf. 386 dipnot b.
Çev).
7 Elişa, Şunem'i ziyaret ettiğinde, Şunenıli bir kadınla karşılaşır. Bu kadın onu ekmek
yemeğe zorlar. Her geçtiğinde o eve uğrar. Kendisine ayn bir yer yapılır. Oğlu olmayan buka-
ılının bir yıl soara çocuğu olacağı söylenir ve çocuk olur (II. Krallar, LV. Bap. Çev).
J
240 GERSHOLEM G, SCHOLEM - ABDURRAHMAN KÜÇÜK
Epiphane'nin bahsettiği evlenmeye ve çocuk sahibi olmaya karşı
olan bu gnostiklcre burada hemen hemen yeniden kavuşulmaktadır.
Onlara göre, EJ.iş~ (Elisee) şeytanlarla birleşebilccek ve bu vasıtayla
da çocuklar dünyaya getirecektir. Bize ulaşan şarkılar ~rasında besin,
sofra, gülün açılışı, "donatmak" ve "yapmak" sembolini kullanan bazıları,
hiç şüphesiz, bu çeşit ayinlerin icrası için yapılmaktadıl'. Toba'-
nın sofra (masa) şarkılarında: kullandığı Im sembolleI'e, scksı hüviycte
sahip nesir yazılarında rastlanmaktadır. Toba, yasak olan ve şimdi
kutsal dini bir akt oluşturan şeyin müsaade edilmesini açıkca övmektedir.
Bu dini sohbetlerde, şunun gibi formüllere rastlanmaktadıı':
"Hürriyet manevi Tora'nın sırndır". Bu prensip, gayr-i ahlaki mistiklerden,
Tanrı'nın çocuklarının hürriyetine ait pavlosçuların tezine daha
yakındrr; ":[\filitanlar, kaidelerden, kurallardan kurtulmuşlardır"- Bu,
Jacob Frank'ın Polonyahlara ait vecizesi içinde yeralan pradoksal
talimatıdır. Toba'da rastladığımız şey, Dönmeler'in çok eski talimatının
bu olduğunu gösteımektedir. Çünkü Dönmelerin terminolojisinde
militan, yok edilmesi ve kendi öz ala'nından kovulması gereken, şeytani
ve rezil güç olan "kelipah"a karşı koymakta bizzat öncülük yapan
taraftarlarını ifade etmektedir.
Vladimir Gordlevsky'e göre, Dönmeler, bu teorilerle, bilhassa
"mum söndürme"nin içkili ve eğlenceli ayiniyle, Doğu Yahudiliğinin
yer altı akımlarına sahne olmuş Selanik'te rastlanmıştır. Gordlcvsky,
bu tcorilerin, 'yüz yıllardan beri ~zli olarak devam etıiıİş olduğunu
tahmin etmektedir. Ben, bu faraziyeleI'in doğru olduğunu zaımetmi.
yorum. GordIevsky, Kabhala'nın literatürünü bilmiyordu; KabbaIistlerin
kutsal kitabı Zohar'dan çıkarıldığını ve Dönmeler'in onu bu
kitaptan almış olduklarını ~annediyordu. Sonuna kadar gittiğinde,
şiddetli ve radikal mesihi kıpırdanmanın sonuçlarını bize, Yahudiliğin
iç cel'eyanlarıııın ortaya çıkması göstermektedir. Onu~ sonucu, felakete
yolaçabilmekte, uçuruma götürebilmektedir. Kendiliğinden tuhaf
eğilimler ve ahlak dışı davranışlar, bu ortamda alabildiğince yayılmaktadır.
Sabatayizmin tarihi, özellikle onun radikal kanadınııı, Dönmelerin
Tarili, Dinler Tarihi'nin bütün sahalarında rastlanmakta
olan bu sapmayı açıklamaktadır. Buna benzer durumlar eksik olmamıştır.
Dönmelerin Lu ikili tutumİarı (iki prensip, din arasındaki çeliş-
kileri), 1164'deki büyük mesihi hareketten sonra, İran'da, Alamut'ta
(Alamut Kalesi'nde), İsmaililerin radikal kanadıııda gelişmiş bulunan
harekete çok benzemektedir. Nasıl Sahatayistlerdc "Mesih" yasak
olanın yapılmasına müsaade ettiyse, İsmaililerin radikal kolunda da
"İmam", "sizden Şeriat'ın (İslam'ın gelenekçi eerç~vesi) hükümlerinin
GIZLI YAHUDI CEMIYETI - TüRKIYE DÖNEMLERİ 241
yükünü kaldırdı ve sizi ,Kıyamet'in (öldükten sonra dirilmenin) statüsü
içine dahil etti, soktu" şeklinde açıklanmıştır. "Kıyamet"in bu
durumunu açıklayan İsmaililerin Nizarı kolu, ona sizi "kanun"un
üzerine çıkaran bir durum gibi bakmıştır. Bu, aşağı yukan, Sabatayistleri
"atzilut"un manevi Tora'sı hakkında söyledikleri şeydir. "Kıyamet"in
yeni durumu içine dahilolma, Ramazan Orucu'nun sembolik
olarak icra edilmesiyle ve şarap içerek yapılmaktadır. Bu iki olayara.
sında tarihi hiçbir bağ bulunmamasına rağmen, mantık aynıdır.
Gördüğümüz gibi, DönmeICl'in ahlak dışı teorileri, yalnız bir grubun
özelliği değildi. Şahsen Toba, durmadan yalnız onları haklı gösterıneye
çalıştı; fakat kendi kafasından bir şey ilave etmedi. 21 Adar
bayramı, "mum söndü". bayramı, 1750 yılına doğru Baruchya'mn taraf.
tarlarıuca Sabatayistlerin bayraınIarı listesinde yeraldı. Bununla
beraber, bu tarih, Edirne'den gelen Dönme cemaatin en eski takvimleri
içinde belirtilmedi. Fakat böyle olmakla beraber, bu bayram, o sırada,
büÜin Dönme cemaatleri tarafından aynı şekilde kutlanmış olmalıdır.
Juda Levi Toba tarafından sunulmuş Kabbalistik sistemde ve
onun ilahilerinin teşkil ettiği sistemin temelinde, önceki yazarlara
nazaran, yeni bir unsur vardır. Sabatayizmin ilk önemli ililhiyatçısı
peygamber Gazze'li Nathan'dır ve Balkan Yarımadasında 1680 yılında
ölünceye kadarfikirlerini propaganda etmiştir. O, büyük dinden
dönmeden (apostasie) üç yıl önce, Üsküp'te ölmüştür. Onun yazdıkları
kadar hatıraları da Dönmeler arasında çok büyük şöhrete ulaşmıştır.
Bunda bizi şaşırtacak bir şey yoktur. Çünkü o, Yahudi olarak kalmış
olmasına ra~men, bu harekete gönül vermiş olanların içinde bulundukları
durumdan tedirgin olmamaları için mistik dönmeIiği saVUlımuştur.
Hareketin ikinci ilahiyatçısı çok farklıdır. Maran olarak doğmuş olan
bu ikinci ilahiyatçı Abraham MigueI eardosu (1626-1706), Nathan'ın
tam aksine; mistik dönmeliğin (din değiştirmenin) kararlı bir düşünmam
olmuştur. Son senelerinde o, DönmeleI'in şeytan tarafından aI.
datıldıklarını aralıksız yazmıştır. Bizzat onun belirttiğine göre, cemaatin
üyeleriyle münasebetleri çok gerginleşmiştir. Bundan dolayı cemaat,
onu, cemaattcn tard etmiş ve Sabatayistlere ait bu tip özel ilahiyada
savaşmasına müsaade etmemiştir. ZamanIa bu polemikler unutulmuştur.
Cardoso'nun ölümünden sonra yazdıkları, cemaat arasında dolaşmaya
başlamış-ne zamandan itibaren olduğUllU söylemek zordur, belki 1750'.
lerden sonradır- ve Cardoso'nun Sabatay Sevi ve ilk DönmeIerIc özel
münasebeti olduğu imajı değişmiştir. Toba'nın yazılarında ve şiirlerinde
Cardoso, Gazze'li Nathan'dan yana, cemaatin dostu ve ideologu "larak
242 GERSHOLEM G. seHOLEM - ABDURRAHMAN KÜÇÜK
görülmektedir. Toha, Gazze'li Nathan ve Abraham Cardoso'dan tatamamen
farklı Kabbalistik sistemlerden yar.adanmış ve bu sistemleri
birbirine karıştırmıştır. O, hundan, Cardoso'ya tam.amen yabancı,
şahsi üslübunun kendisini gösterdiği yepyeni bir sistemi, ahlak dışı
unsuru ondan clde etmiştir. Böylece, Sabatay Sevi'ııin din değiştirmesinden
(Dönmesinden) yüz sene sonra, başlangıçtaki anlaşmazlıklar
tamamen unutulmuştur. Toba'ııın grubu içinde Canloso'nun yazdıkları
inec1enmiş, yeniden kopye edilmiş ve hatta kısmen İspanyol Yahudieesine
tercüme bile edilmiştir. Cardoso'nun önemli metinleri, Dönmeler
tarafından saklanmış olan manüskritler arasında bulunmuştur.
Öyle görünüyor ki Judah Lcvi Toba, Dönmelerin son önemli kişi.
sidir. Onun zamanında, ortodoks Kabbalistik ve sapık (heretik) Sahbatayist
literatür ilc oldukça içli dışlı (haşir neşir) olunmuştur. Dini
sohbetlerini dinleyenler, en aundan kısmen, anlaşılmaz ~ikirlerini
~nlaya bilmişlerdir. Sabatayistlere ait mesihi inanışlar, cematin manevi
dünyasında, son derece, kök salmıştır. Çelişkili bir bilgi ile verilmiş ve
desteklemiş bu inanç, eski Türkiye'nin bütün dönemlerinde varlığını
sürdürebilmiştir. Fakat onun bozulması, parçalanması yeni Türkiye
ile başlamıştır. Modern hayatın şartları Dönmelerin çoğunu asimile
olmaya sevketmiş; o zamandan sonra cemaat varlığını uzun zaman devam
ettirmeğe muktedir olamamıştır. Dönmc1eri Yahudi, cemaatine
katılmaya ikna etmek için teşebbüsler yapılmıştır. Bazı Dönmeler
Yahudi mazilerine bağlılığı ve ilgiyi muhafaza etmiş olmalarına rağ-
men, Sabatay Sevi'ye inançlarının yok olmasından sonra bile, denemc1er
sonuçsuz kalmıştır.
Bununla beraber, inanan Dönmclerin günümüze kadar varlıklarını
sürdürd ükleri doğrulanmıştlf. 1960 yılının İlkbaharında, bana bilgi
veren Türklerle ilgili meselelerin -bir uzmanı, temas halinde bulunduğu
Karakaşlar 6'Tulıunun "Hoca" lakabıyla bilinen dini liderleriyle konuş-
mağa muvaffak olmuştur. Bu uzman, Karakaşların dini şefIerinden,
Dönmelerin aktüel durumlarını ilgilendiren önemli bilgiler almıştn.
Dönmclerin bu lideri, İsrail'de araştırmalar yapmakta olan ve Saba.
tayist hareketi Yahudi Tarihinin ve Dinler Tarihi'nin en önemli olaylarmdan
biri olarak gören bir Dönme grubun varolduğundan bahscdildiğini
duymuştur. Sabatay Sevi'nin gizli taraftarlarından İsrail'de
de bulunduğunda hiç şüphe yoktur! Zaten bizim dikkatimizi çcken de
sadece bu durumdur, bu espridir.
,
GiZLi YAHUDi CEMAATİ-TÜRKtYE DÖNEMLERİ
BİBLİYOGRAFY A
243
ATTIAS, IIIoshe et SClIOLEM, Gershom G., Sefer shiıoı ve-ıishbahoı s/ıel ha-slıabıaim (Le Line
des Cantiqııes et des hymnes dçs Sabhateens), avec ıız{e introdııetion par ltzhak BenZvi,
Tel Aviv, 1948.
---.- "Piyyut ıı-tefillah le-siınhat t;ırah meha-payyetan ha-shabtai rabbi Yehuda Levi
Toba" (Chant ct priere poıır la fcte de Simhat Torah par le poete sabbateen Judah Levi
Toba), dans Sefunoı, Annual for Rescarch orı ılıe Jeıvish Comıııunities in ıhe Easl, tome I,
Jcrusalem, 1956, p. 128-140.
---- "Piyyut shabtai bc-ınivta ashkenazi" (Uıı ehaııt sabbatcen, avee la proııonciatioıı en
hcbreıı ashkeııaze), daııs Malwercl, Les Calıiers de l' Alliance Israeliıc U1Iiverselle, vol. VII,
Jcrı"alem, 1958, p. 176.
BEC'iDT, THEODOR, "Dic Dönmes oder Manıin in Saloniehi", dans Ausland, LXI, 1888, p.
186-190 et 206-209.
BEN-ZVl,Yitzhak, "The Sabbatcaııs of Saloniea", daııs The Exiletl and ıhe Rcdeemed, Philadelphie,
1957, p. 131-153.
----- "lIa-shabtailıı bi-zcmanenu" (Les Sabbat,'ens d'aujourd'hui), dans j\1e/zııda/ı, VII,
Londres, 1954, p. 331-338.
----- "Kuntres be-kubbalah ıne-hugo shel Barıikhya" (Une broehure kabbalistique du
eercle de Bamehya), dans Sefııno/, lll-IV, Jecusalem, 1960, p. 349-394.
BRAWER, Abmham Jaeolı, "Zur Kenntnis dcr Donmah in Saloniki", dans Archiv für
jiı_drsclıe Pamilicriforsclır",.~, II, no 4-6, Vienne, 1916, p. 14-16.
CARLEBAClI, Azricl, "Dönmehs", dans E..-oıisclı. Jude1l, Berlin, 1932, p. 154-156.
DANOi\', Ahraham, "Une seete judco-musulmane cn Tur'luie", dans la Revııe des Eludes juives,
XXXV, 1897, p. 264-231.
---- "Unce seeta jud,'0-mu5ulmaııe en Turqııie", dans Acles du XI. Con,!r,s des Oriemalistes,
3 section, Paris, 1899, p. 57-84.
GALANTE, Ahraham, Nouveaux documenıs sur Sabbeloi Sevi: or~a1lisaıiorı cı us el coulume.
de ses adepıes, Istanboul, 1935.
GORDLEVSKY, Vladimir, "Zur Frag" liber die "Dönme" (Die Rolle der Juden in den Religioııssektcn
Vorderasicns)", dans Islamica, II, Leipzig, 1926, p. 200-218.
GÜVSA, ıbrahim Al,iettiıı, Sabbaıay Sevi, Istanbol, s.d. (1938 ou 1939).
i ..
GHAETZ, Heinrich, "Uberbleibsel der Sabbatiaııer in Salonie!ıi", dans jl10naısschrifl für Cesclrich/e
ultd ır'isseııclıaft des .iıulemums, XXVI, 1876, p. 130-132.
MüLKIlO, Yitzhak R., "Homer Ic-toldot Shabtai Tscvi veha-doıımiıı ~sher iıe-Salonik" (Doeııments
pout I'histoire de Salıbıitai Zevi et des Dunmeh de Salonique), dans Rcshumoı,
VI, Tel Aviv, 1930, p. 537-543, et supplements dans Zion, XI, Jt'rusalem, 1946, p. 150-151.
----- "Lidmuto ve-zehuto shel Barukhya Husso !ıu Osman Baba" (Caraetere et identite
de Barııehya Uusso ou Osman Baba), dans l'vIahberet, Les rahiers de l'Allialtce israelile
universelle, vol. II, Jerusa1em, 1953, p. 86 et 97-99.
MOLKHO, Yitzhal, R, "Midrash ne'elam al pamshat lekh lekhıı" (Le Midrıısh neelam sur la
scetion de la Tora Lekl. leklıa), dans Hamma",e a Abralıam elt l'holtMur d'Abraham Elmakh
lı I'occasiolt cIe SOIt soi..-a1l/edixii,me a1l1.iversaire, Jerusalem, 1959, p. 56-65.
____ Y.R., ct SHATZ, Hivka, "Perush lcklı lekha" (Coıunıentaire sur la section de la Tora
Lekh lekJı~), dans Sefurwı, III-IV, Jcrusalem, 1960, p. 433-521.
244 GERSHOLEM G. SCHOLEM - ABDURRAHMAN KÜÇÜK
NEHAMAH, Josaplı, "Sabbatai Zevi ct les Sabbatcens de Salonique" daııs la 1?evııe de5 eeoles
de l'Alliance israe/iıe, Paris, 1902.. p. 289-323. (L'article est sigııe seeulement N.
]Ilai. il a pam egalemeııt, ct cette fois avee le ııom de I'auteur. CiL broehure en judeo.es.
pagnol: Sabbetai Zvy 105 Maminim, Saloni'lue, 1932).
ROSANES, Solomoıı, Korot ha-yehudim be.Turkia (Hiııstoire des Juifs eLi TUffıuie), yol. IV,
Sofia, 1935, p. 462-477.
SCHAUFFLER, W., "Shabbathai Zevi and his Followers", dans journal of ıhe American Ori.
ental Socieıy, II, 1851, p. 3-26.
SCHOLEIIf, Gershoın G.• "Harukhya roslı ha.shabataiı~ be.Saloııiki" (Baruehya, chef des sab.
batcen. de Saloni'Juc), dans Zion, VI, 1941. p. 119-147 ct 181-202.
----- "Scdcr tefillot shel ha.Dönmeh mc-ızmir" (Livre des prieres des Dıınmel, dyre
Smyrne), daııs Kiryat Sefer, XVIII, .Jerusalem, 1941, p. 298-312 et 394-408, et XIX,
p. 58-64.
S/ıabtai Zvi veha-tenuah ha •.•hantait biyme hayyav (Sabbatai Zevi ct le mouvement
sabbıiteen pendant sa vio), 2 vol., Tel Aviv, 1957. Edition anglaise, revisce et augmentce:
Sabbaıai Sevi. Th •• 'fystical Messiah, Prineeton, 1973.
SHATZ, Rivka, "Lidmutah shel ahat ha.kittot ha-shabtaiyyot" (Les idees d'uııe seete sabba.
teenne), dans Sefunit, III.VI, Jerusalem, 1960, p. 395-431.
SLOUSCH, Nahum, "Les Dunmeh, uııe seete judco-mu5ulmaııe de Saloııi'lue", dans Revue dıı
monde musulman, VI, 1908, p. 4.83-495.
STRUCK, Adolf, "Die verbogenjüdisehe Sekto dcr Dönme İn Salonik", daıı. Globus, LXXXI,
1902, p. 219-221.
VON HAHl'i', J.G., "über die Bevülkenıng voil Salonİk und die dortige Sekte der Dönme",
Reise dureh die Gebiete des Drin und Wardar, Denksdıriften der kaiserlichen Akadem'i.
der Wissenschaften in Wien, Philosophisch.historische Klasse, XVI, 1869, p. 154-155.