Yemek Sonrası Âdâb
Yemekten sonra müstehab olanlar şunlardır:
1) Doymadan sofradan çekilmelidir.
2) Parmaklarını yalamalıdır.
3) Daha sonra mendil ile silmelidir.
4) Daha sonra yıkamalıdır.
5) Yemek kırıntılarını toplayıp yemelidir.Çünkü Hz. Peygamber (s.a) şöyle demiştir: Sofradan düşen yemek kırıntılarını yiyen bir kimse, genişlikte yaşar ve çocuğu hakkında da âfiyete kavuşur.25
6) Dişlerini kürdanla karıştırmalı, dişlerinin arasından her çıkanı yutmamalı, ancak dişlerinin köklerinde biriken ve dilin ucuyla çıkarılan şeyleri yutmalıdır. Kürdan ile çıkartılan şeyi ise dışarı atmalıdır. Kürdan ile dişlerini araladıktan sonra, su ile ağzını yıkamalıdır. Çünkü bu hususta ehl-i beyt'ten rivayet edilen bir söz vardır.
7) Yemek çanağını parmaklarıyla silmeli, yıkayıp suyunu içmelidir. Zira deniliyor ki; yemek çanağını parmaklarıyla silip parmağını yalayan, çanağı yıkayıp suyunu içen bir kimse için, âzâd edilmiş bir kölenin sevabı yazılır. Yemek kırıntılarının toplanması ise, elâ gözlü hurilerin mehridir.
8) Yedirdiği 'nimetlere karşı Allah'a kalbiyle şükretmelidir. Şöyle ki, yemekleri Allah'tan kendisine ihsan edilen birer nimet olarak görmelidir.
Ey mü'minler! Size verdiğim rızıkların temiz ve helâlinden yiyiniz ve Allah'a şükrediniz!
(Bakara/172)
Hamd o Allah'a mahsustur ki O'nun nimetlerinin sayesinde sâlih ameller tamamlanır ve bereket iner. Ey Allahım! Bize güzeli ve helâlı yedir, bizi sâlih yollarda kullan. Eğer şübheli bir şey yersen şöyle demelisin:
Her hâlükârda hamd Allah'a mahsustur. Ey Allahım! Bu yemekleri sana isyan etmek yolunda harcanan bir enerji kılma.
Yemekten sonra, İhlâs ve Kureyş sûrelerini okumalıdır. Sofrayı kaldırmadan kendisi sofradan kalkmamalıdır.
Eğer başkasının yemeğini yemiş ise ona duâ edip, şöyle demelidir:
Ey Allahım! Bu kulunun hayrını çoğalt, kendisine vermiş olduğun rızkına bereket ihsan et. Rızkında hayırlı hareket etmeyi kendisine müyesser eyle; verdiklerinle kendisini kanaâtkâr kıl. Bizi ve onu şükreden kullarından eyle!
Eğer bir topluluğun yanında iftar ederse şöyle demelidir:
Oruçlular nezdinizde iftar ettiler (etsinler), hayırlı insanlar yemeğinizi yediler (yesinler), melekler size salâvat-ı şerife okudular (okusunlar).
Yemekten sonra çokça istiğfar etmelidir. Şüpheli olarak yediği yemekten ötürü üzülmelidir ki, göz yaşları ve üzüntüsüyle ateşin hararetini söndürmüş olsun. O ateş ki, onu kıskıvrak tutmak için hazırdır.
Zira Hz. Peygamber (s.a) şöyle demiştir:
Haramdan gelişen her ete ateş daha uygun ve evlâdır.
Yeyip ağlayan, elbette yeyip oynayan gibi değildir. Süt içtiği zaman, şu duâyı okumalıdır:
Ey Allahım! Bize rızık olarak verdiklerine bereket ver ve daha fazlasını da bize ihsan buyur.
Eğer sütten başka birşey yerse (veya içerse) şu duâyı okumalıdır:
Ey Allahım! Bize rızık olarak verdiklerine bizim için bereket ihsân et. Bizim için ondan daha hayırlısını rızık olarak ver.
Bu duayı, Hz. Peygamber (s.a) faydası umumî olduğu için süt içmeye tahsis etmiştir. Yemekten sonra şöyle demek müstehabdır:
Hamd Allah'a mahsustur. O Allah ki, bize yedirdi, içirdi, bizi himayesine aldı. O efendimiz ve mevlâmızdır. Ey başka hiçbir şeye ihtiyaç bırakmayan ve herşeyin kendisine muhtaç olduğu Allah! Karnımı doyurdun, beni korkudan emin kıldın. O halde sadece sanadır hamd. Yetimlik ve fakirlikten döndüren, dalâletten hidâyete erdiren ve fakirlikten zengin eden sensin; o hâlde sadece sanadır hamd!.. Bereketli, faydalı, güzel, daimi ve çok olan hamd sana mahsustur. Sen hamde lâyık ve müstehaksın... Ey Allahım! Bize helâli yedirdin, o halde bizi sâlih amelde kullan. Yediğimiz bu yemeği bizim için ibadetinde yardımcı kıl. Günah işlememize yardımcı olmasından sana sığınırız!
Eşnan ile ellerin yıkanmasına gelince, onun keyfiyeti şöyledir: Eşnanı sol avucuna almalıdır. Önce sağ elinin üç parmağını onunla yıkamalıdır. Daha sonra parmaklarını kuru eşnana vurarak eline bulaşan eşnanla dudaklarını silmelidir. Sonra yavaşça ağzının içini parmağıyla yıkamalıdır. Daha sonra parmaklarını kuru eşnana vurarak eline bulaşan eşnanla dudaklarını silmelidir. Sonra yavaşça ağzının içini parmağıyla yıkamalıdır. Dişlerinin iç ve dışını, avurdunu ve dilini güzelce ovalayıp çalkalamalıdır. Sonra o su ile parmaklarını yıkamalıdır. Daha sonra da geri kalan kuru eşnan ile parmaklarının iç ve dışlarını ovalamalıdır. Böyle yapmakla ikinci bir defa eşnanı ağza sürmeye ve ağzın yıkanmasını tekrara ihtiyaç kalmamış olur.
25) Ebu Şeyh, Sevab, (Câbir'den)