02 Mart 2015

TARİHU’L İSLAM..İmam Zehebi (İSLAM TARİHİ 31. BÖLÜM)



TARİHU’L İSLAM..İmam Zehebi (İSLAM TARİHİ 31. BÖLÜM)

Hicri On Üçüncü Yıl Ecnadeyn Savaşı
îbnî İshak anlatıyor: Hz. Ebu Beki' (r.a.) hacdan Medine'ye döner dönmez, Amr b. El-Âs, Yezid b. Ebi Süfyan, Ebû Ubeyde b. Cerrah ve Şurahbil b. Hasene (r.a.)'ları Filistin tarafına gönderip Belkâ üzerinden geçmelerini emretti.210[58]
İbnu Cerir-i Taberi -konuya devamla şöyle anlatır: Ebu Bekr (r.a.), hicri on üçüncü yılın hemen başında orduyu Şam diyarına gazaya çıkardığında ilk sancağı Halid b. Said b. As'a vermişti. Sonra da, daha Halid yola çıkmadan önce onu bu görevden almıştı. Bir başka rivayette "onu yola gönderdikten bir ay sonra azletti" de diyor. Hz. Ebu Bekr Halid b. Velid'e emir yazarak yolladı. O da Şam diyarına hareket etti. Halid Şam diyarına varınca Merci Râhıt denen yerde Gassani'lere saldırdı. Sonra ilerleyip Busra şehrinin kanalına geldi. Ebû Ubeyde ile iki arkadaşı da gelmiş bulunuyorlardı. Busra halkıyla sulh anlaşması yaptılar. Böylece Şam şehirlerinden ilk fethedilen şehir Busra oldu. Halid b. Velid de bu seferinde Tedmur halkıyla sulh yaptı:211[59]
İbni İshak der ki: Sonra hepsi birleşerek Filistin üzerine yürüdüler. Rum ordusuyla Remle ile Beyt-i Cibrîn212[60] arasmdaki Ecnadeyn'de karşılaştılar. Emirlerin hepsi kendi alaylarının başında idi. Denildiğine göre başkomutan Amr b. Âs (r.a.) idi. Rum ordusunun baş komutanı da Kubuklar idi. Çarpışmada rum komutanı Kubuklar öldürülmüş ve müşrik ordusu on üçüncü yılın Cemadiye'I ûla ayının üçünde bir Cumartesi günü yenilgiye uğramıştır.213[61]
Orada ashabın büyüklerinden Nuaym b. Abdillah b. Nahhâm, Hişam b. El-Âs, Fazl b. Abbas ve Ebân b. Said (r.a.)'lar şehit olmuş1ardır.214[62]
Vakidî der ki: Bize göre doğru olan, Ecnadeyn harbinin Cemadiye'I ûla ayında yapıldığıdır. Ebu Bekr (r.a.)'a zafer müjdesi verildiği zaman o son nefesini vermek üzereydi.215[63]
İbni Lehîa, Urve'den Ebu'l Esved yoluyla şöyle dediğim anlatır: -Ecnadeyn savaşında müslümanlardan şehid olan sahabeler şunlardır:
1- Amr
2- Eban b. Said b. Âs
3- Halid b. Said b. Âs
4- Tufeyl b. Amr ed-Devsî
210[58] Taberi, Tarih 2/331; Tarihi Halife 119; İbnu'! Esir 2/402
211[59] Fütuhu'ş Şam s. 77; Tarihi Halife s. 119
212[60] Beyt-i Cibrîn Kudüs ile Gazze arasında ufak bir
213[61] Tarihi Halife 119; El-Ezdi, Fütühu'ş Şam 93; Taberi, Tarih 2/346; El Kami! fi't Tarih 2/417; Fesevi, Tarih 3/295
214[62] Tarihi Halife 120; Taberi 2/347; El-Ezdi, Futuhu'ş Şam s. 91
215[63] T. Tarih-i Dımışk 1/145; El-Ezdi ise "Fütühu'ş Şam" adlı eserin 93. Sayfasında "vefatından yirmi dört gün önce idi" der.
5- AbdulIalı b. Amr ed-Devsî
6- Dırâr b. El-Ezvar
7- İkrime b. Ebi Cehl b. Hişâm
8- Îkrime'nin amcası Seleme b. Hişam b. Muğire
9- Hebbâr b. Süfyan el-MaHz.ûmî
10- Nuaym b. Nahhâm el-Adevi
11- Sahr b. Nasr el-Adevi 1
12- Hişam b. Âs es-Sehmî
13- Temim b. El-Hâ-ris b. Kays
14- Said b. El-Haris b. Kays. Allah hepsinden razı olsun.4
Muhammed b. Sa'd da şu ilaveleri söyler: Ecnadeyn savaşında Tuleyb b. Umeyr ile annesi hem de Peygamberimizin halası olan Ervâ (r.a.) da şehit edilmişlerdir.216[64]
Ebu'l Huveyris'den şöyle dediği anlatılır:
-Ecnadeyn savaşında Patriklerden biri düello için meydana çıktı. Onunla savaşmaya müslümanlardan Abdullah b. Zübeyr b. AbdüM Muttalib b. Hişam çıkıp Patriği öldürdü.217[65] Ardından başka bir Patrik meydana atıldı. Abdullah b. Zübeyr (r.a.) uzun bir çarpışmadan sonra onu da öldürdü. Onun çok yorgun düştüğünü gören Amr b. El-Âs (r.a.): "Allah aşkına artık başka mübarezeye çıkma!" diye ant verip yalvardıysa da o: "Vallahi sabretmeye gücüm yetmiyor." deyip kabul etmedi. İki taraf birbirine saldırıp kılıçla çarpışma başladı, ve bir süre sonra Abdullah ölü olarak bulundu.218[66]
Vakidi der ki: Abdullah b. Zübeyr (r.a.) otuz yıl yaşamıştır. Peygamberden naklettiği hadis var mı bilemiyoruz.
Rivayete göre Hz. Abdullah Huneyn savaşı günü kaçmadan, dağılıp gerilemeden Peygamber (s.a.v.)'le beraber sebat edenler arasındaydı."219[67]
İbni Cerir et-Taberi der ki: Ecnadeyn savaşında Haris b. Evs b. Atik ile Osman b. Tafha b. Ebi Talha el-Abderi de şehid oldular. İbni Cerir aynen böyle söylüyor.220[68]
216[64] İbni Sa'd, Tabakat 3/124; Taberi, Tarih 3/402
217[65] Patrik: Bizansta ortaya çıkan bir kelime olup temelde bir rütbe değil, sadece devlete iyi hizmet etmiş kimselere verilen bir unvanken daha sonraları komutan ve benzeri anlamlarda kullanılmıştır.
218[66] Siyer-i A'iam'm Nübela 3/382'de Hafız Zehebi bu sözü şöyle bağlar: Harpten sonra Abdullah, etrafında yirmi kadar rum ölüsünün içinde ölü olarak bulundu. Kılıcının kabzesi eline yapışmış idi. Sadece yüzünde otuz kılıç darbesi vardı.
219[67] İbnu Abdi'l Ben-, El-İstîâb 3/904; Üsdö'l Ğâbe 3/241; Tehzib-i T. Dımışk 7/396; Zehebi, Siyer-i A'lam 3/381
220[68] İbni Cerir Zeylü'l Müzeyyel'in Muntehab'mda s. 556'da sadece Osman b. Talha'yı verir ve Haris'inoradaki vafatını bahsetmez. Ancak onu İbnu Abdi'l Berr
Merc'us - Suffer Savaşı221[69]
Halife b. Hayyat'm görüşüne göre bu savaş bu yılın Cemadiy'l ula ayının bitimine on iki gün kala yapılmış olup ordunun emiri Halid b. Saîd (r.a.) idi.222[70]
îbni İshak'ın anlattığına göre de: o gün müşrik ordusunun komutanı Kalkat idi. O gün muazzam bir çarpışma olup büyük bir müşrik bölüğü öldürüldü ve yenilgiye uğradılar.223[71]
Halife b. Hayyat, Velid b. Hişam'dan babası Hişam'ın şöyle dediğini anlatır: İlerime b. Ebi Cehl ve Ebân b. Said, bir rivayete göre Halid b. Said'in kardeşi Amr da peş peşe şehit düşmüşlerdir.224[72]
Halife dışındaki tarihçiler ise: o gün Nümeyle b. Osman el-Leysi, Sa'd b. Sülame el-Eşheli ve Salim b. Sülame el-Eşheli'nin de şehit edildiğini söylerler. Merc'us Suffer harbinin hicri dördüncü senenin başında olduğu da söylenirse de doğru olan birinci görüştür.225[73]
Said b. Abdulaziz anlatıyor: Müslümanlar müşriklerle oradaki nehrin kıyısında bulunan bir değirmenin yanında karşılaştılar. O gün o kadar çok Rum savaşçısı öldürüldü ki, nehir kana boyanarak aktığından değirmen adeta kan öğütüyordu. Nihayet Allah zaferi müslümanlara nasib etti. O gün Ümmü Hakim (r.a.) eline geçirdiği çadır direğiyle yedi tane rum askeri öldürdü. Bu kadın İkrime b. Ebi Cehl'in hanımı idi. Daha sonra Halid b. Said b. El-Âs ile evlenmişti.226[74]
Muhammed b. Şuayb der ki: Halid b. Said ile evliliği de ancak Ümmü Hakim'in es-Suffer'deki köprüsü yanında yedi gün sürebil-mişti. Denildiğine göre Halid'in ölümü üzerine Amr ile evlendi. Ümmü Hakim, Haris b. Hişam el-Mah'zûmî'nin kızıdır.227[75]
Fihl Savaşı228[76]
İbni Lehi'a, Ebu'l Esved'den Urve'nin "Fıhl savaşı, on üçüncü yılın Zi'1-Ka'de ayında yapıldı" dediğini
bahseder, İstîâb 1/287. Zehebi tekrar "İbni Cerir aynen böyle söylüyor" demesini pek anlayamadım.
İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/93-95
221[69] Burası Mu'cemu'l Buldan'da sadece "Şam'a yakın bir yer" diye söylenmiştir 5/101
222[70] Tarihi Halife s. 120
223[71] A.g.yer
224[72] A.g.yer. FazI b. Abbas'ın hem burada, hem de Ecnadeyn savaşında öldüğü geçer de ilerde geleceği gibi hicri 1 S.ci yılda öldüğü de vardır ki, doğru olan galiba odur.
225[73] Tehzibi Tarihi Dımışk 1/145
226[74] Tehzibi T. Dımışk 1/145; Tabakat-ı İbni Sa'd 4/98; Bu hanım İkrime Ecnadeyn'de ölünce dul kalmış idi.
227[75] Tabakat 4/99; El-İstiâb 4/444
İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/96-97
228[76] Fihel Şam diyarında Ürdün'de bir yer adıdır.
anlatır.229[77] Abdullah b. Amr der ki: Ecnadeyn harbine katıldığımızda yirmi bin kişiydik. Amr b. ElÂs
komutandı. Allah müşrikleri kahretti. Ömer'in hilafetinde bir grup kafir Fıhl'e geldi. Amr b. El-Âs
da bir orduyla üzerlerine yürüyüp onları tekrar oradan sürdü.230[78]
Ömer (R.A.)'İn Hilafeti231[79]
Hz. Ebu Bekr (r.a.)'ın ölümü: Rasulullah (s.a.v.)'in halifesi Hz. Ebu Bekr (r.a.) bu yılın Cemadiye'l
ahirîn'in bitimine sekiz gün kala vefat etti. Kendisinden sonra yerine Ömer (r.a.)'ın geçmesini de
tavsiye edip bu konuda ona bir de mektup yazıp bırakmıştı.232[80]
Hz. Ömer'in halife olur olmaz yaptığı ilk iş, Halid b. Velid'î (r.a.) Şam diyarı baş emirliğinden alarak,
yerine Ebu Ubeyde'yi onlara baş komutan tayin etmesi olmuştur.233[81] Ona kendi tavsiyelerini
içeren bir mektup da yazmıştı.234[82]
Daha sonra Medine'den bir ordu hazırlayıp İrak'a yolladı ve Irak umumi emirliğine meşhur yalancı
Muhtar'in babası olan Ebû Ubeyde b. Mesûd el-Sakafı'yi tayin etti. Bu Ebu Ubeyde (r.a.) da
sahabenin en faziletli olanlarından biriydi. İleride anlatılacağı gibi o da gidip Irak halkıyla
buluştu.235[83]
Bu Yıl Vefat Edenler (Alfabetik Sıraya Göre) Ebanb. Said236[84]
Nesebi: Eban b. Said b. El-As b. Ümeyye el-Emevi. Lakabı Ebu'l Velid b. Ebî Uhayha'dır.
Sahabelerdendir. Şam'a ticaret yapardı. İslâm'a girişi epey gecikmeli olmuştur. Hudeybiye
anlaşmasında Peygamberimiz, görüşmek üzere Hz. Osman'ı onlara Mekke'ye.yolladığı zaman, Hz.
Osman'ı himayesine almıştı. Osman'ı (r.a.) Ebân, şu şiiri söyleyerek karşıladı:
"Haydi gel, düz gel. Korkma kimseden. Beldenin şereflisi Said'in oğulları"237[85]
229[77] Fesevi, Tarih 3/293; Halife, Tarih 120
230[78] T. Tarihi Dımşk 1/145
İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/97
231[79] Zehebi Hz Ebu Bekr'in vefatını da Hz Ömer'in Hilafeti içerisinde mütalaa ediyor ki, bu tarz tarihi yıllara göre tertip edenlerin genel anlamdaki üsluplarıdır.
232[80] Tarihi Halife s. 121
233[81] Tarihi Halife s. 122; Fesevi, Tarih 3/296
234[82] Tarihi Halife 123
235[83] Tarihi Halife 124
İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/97-98
236[84] Buharı, T. Kebir 1/450, Sagir 1/35; Razi, Cerh 2/295; Tabakatı Halife 298; Tarihi Halife 120; Nesebi Kureyş 174; Taberi 3/572; Taberani, Kebir 1/231; Nesebi
Kureyş 174; Ensabu'l Eşraf 1/142; El-Mulıabber 126; Cemheratu Ensabi'l Arab 81; El-İstiab 1/119; Üsdü'l Ğabe 1/46; Tezhibi Dımışk 2/127; Ei-Kamil fi't Tarih 2/414
237[85] Mstiab 1/119; T. T. Dımışk İ/İ27
Daha önce müslüman olan iki kardeşi Halid ile Amr, ikinci Habeşistan hicretinden geri döndükten
sonra Mekke'ye haber göndererek. Ebân'ı İslama davet ettiler. Eban bu daveti kabul ederek
müslüman olup Medine'ye geldi. Sonra bu üç kardeş birleşerek o sırada Hayber fethi ile meşgul
olmakta bulunan Rasulullaha (s.a.v.) katılmak için Haybere doğru yola çıkıp Efendimizle buluştular.
Peygamberimiz (s.a.v.) bu Ebân'ı dokuzuncu senenin sonlarına doğru Bahreyn'e emir olarak tayin
etti. Daha sonra Ecnadeyn harbinde şehid oldu. Bir kaç görüş arasında en doğrusu budur.238[86]
Enes (R.A.)
Enes (r.a.) Efendimizin cariyelerden birinden olan kölesi idi. Vakidî kendine has olan, üstadları
silsilesi ile İbni Abbas (r.a.)'tan yaptığı rivayette Enes (r.a.)'ın Bedir harbinde şehit olduğunu
söyler.239[87]
Yine Vakidi devamla "Ama ben ilim ehlinin onun Bedirde ölmediğini, Uhut savaşına katılıp ondan
sonra da uzun zaman yaşadığını isbat ettiklerini gördüm." der.240[88] Vakidi der ki: bana İbnu Ebi'z
Zinad, Muhammed b. Yusufun "Enes (r.a.), Hz. Ebû Bekr'in halifeliğinde vefat etti." Dediğini
anlattı.241[89]
Enes'in künyesi "Ebu Misrah" idi.
Zühri'den nakledildiğine göre Enes Efendimize gelenlere teşrifatçılık yaparmış.242[90]
Haris B. Evs B. Atik (R.A)243[91]
Hicretten önce müslüman olmuş ve Ecnadeyn'de şehit olmuştu.244[92]
Temim B. El Haris B. Kays (R.A.) Ve Kardeşi Saidb. El Haris245[93] (R.A.)
Ecnadeyn harbinde şehit düşenlerdendirler. Seleme oğullarına mensubtular. İkisi de sahabedir. Bu
ikisinden önce adı geçen Haris de sahabeden olup üçü de Habeşistan hicretine
238[86] İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/98-99
239[87] İbni Sa'd, Tabakat 3/48
240[88] İbni Sa'd 3/48; Ensabu'l Eşraf 1/296; El-İstiab 1/114
241[89] Mstiab 1/114; Ensabu'l Eşraf 1/478
242[90] İbni Sa'd 3/49; Taberani, Kebir 1/269; Ensabu'l Eşraf 1/478
İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/99
243[91] İstiab 1/287; Ensabu'l Eşraf 1/329; Üsdü'i Ğabe 1/316
244[92] İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/99
245[93] Ensabu'l Eşraf 1/215; Futuhu'l Buldan 1/135; İstiab 2/8; T. T. Dımışk 6/125; Taberi 3/572; T. Halife 131; Üsdü'l Ğabe 2/304
katılanlardandır.246[94]
Halîd B. Said
Nesebi: Halid b. Said b. El-Âs b. Ümeyye olup künyesi Ebu Said el-Emevi'dir. İlk
müslümanlardandır. 247[95]
Kızı Ümmü Halid der ki: Babam İslama ilk giren beşinci şahıs olup, Ben Habeşistan'da dünyaya
geldim.248[96]
İbrahim b. Ukbe bu Ümmü Halid'in "Babam ilk bismiflahirrah manirrahim'i yazan kişidir." dediğini
nakleder.249[97]
Yine, Nebi (s.a.v.)'in onu San'a'ya vali olarak gönderdiği, Hz. Ebu Bekr'in onu Şam diyarının fethine
ordunun birine komutan yaptığı da rivayetlerde geçmektedir.250[98]
Musa b. Ukbe, üstadlarının kendine şöyle anlattığını bahseder:
-Halid b. Said bir harpte bir müşriği öldürmüş, sonra onun üzerindeki ipek veya ibrişim elbiseyi alıp
kendisi giymişti. Amr b. El-As'ın yanına geldiğinde oradaki bulunan müslümanlar ona dikkatlice bakmaya
başladılar. Bunun üzerine Amr da: Ne bakıyorsunuz! Dileyen Halid'in yaptığını yapsın, dedi.
Sonra da elbisesini giyindi.251[99]
Rivayete göre Halid b. Said'i öldüren müşrik orada müslüman olmuş ve: "Bu adam kimdi? Zira ben
onun üzerinden gökyüzüne doğru yükselip giden bir nur gördüm" dedi.252[100]
Denildiğine göre Halid güzel yüzlü, çok yakışıklı biriydi. Ecnadeyn harbinde şehid ediliştir.253[101]
246[94] İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/100
247[95] Halid b. Said için bak: Buharı, Kebir 3/152; Ezraki, Ahbaru Mekke 1/127; Buharı, Sağirl/2 4/34; İbni Sa'd 4/94-100; Tabakatı Halife 11, 298; Tarihi Halife 98;
Meârif 396; Cerh ve Ta'dil 3/334; Futuhu'l Buldan 1/82; Ensabu'l Eşrafı 1/199; Cemheratu Ensabi'l Arab 81; Muhabber 89, 126, 409; İstiab 1/399; Müsned, Bakiy
b. Mahled h.no 410; Müstedrek 3/248; El Bed'u ve't Tarih 5/95. Tarih-i Dımışk 16/67
248[96] İbni Sa'd 4/94 - Tarh-i Dımışk 16/71
249[97] İbn, Sa'd 4/94'te onun yazı bildiğini ve peygamberin taife mektubunu yazdığını belirtir. Ama bu haber Tarih-i Dımışktadır. 16/76
250[98] İbn Sa'd 4/96. T. Dımışk 16/67.
251[99] İbni Sa'd, Tabakat4/99 - T. Dımışk 16/79.
252[100] T. Dımışk 16/83
253[101] Tarih-i Dımışk 16/86. Yine 16/72 ve 73. sayfada, Buharinin T. Kebirinde 3/152 Onun Muvuc-es Suffer'de öldüğü yer alır. Yine Ebu tûr'a tarihinde 1/216,217
onun Ecnadeynde öldüğünü İmanı Ahmed nakleder. T. Dımışk 16/85 4 Hz Sa'd b. Ubade için bak: Müsned 5/284; İbni Sa'd, Tabakat 3/613; Halife, Tarih 117;
Halife, Tabakat 97; Nesebi Kureyş 200; Buhari, Kebir 4/44 ve Sağır 1/39; El Mearif 259; Razi, Cerh 4/88; Müstedrek 3/252; Futuhu'l Buldan 3/583; Ensabu'l Eşraf
1/177, 200, 252, 254, 267, 297, 314, 317, 346, 363, 473, 487, 512, 523, 586; Cemhere 365; İkdu'l Ferid 2/34, 4/2587; Fesevi, Tarih 1/294; İstiab 2/35; Muhabber
233; Taberani, Kebir 6/17; El Bed'u ve't Tarih 5/115; Üsdü'l Ğabe 2/356; Tahzibu'l Esma 1/212; TehzibuM Kemal 1/474; T. Tarihi Dımışk 6/86
İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/100-101
Sa'd B. Ubade (R.A.)4
Medine'deki Hazreç kabilesinin lideri idi. Bir görüşe göre o da bu Şam seferinde vefat etmişti. Hem Ebu Salih es-Semmân, İbni Şîrîn ve diğerlerinin naklettiği şu haber böyle olduğunu gösteriyor:
-Hz. Sa'd b. Ubade malının hepsini bölüştürüp Şam seferine çıktı ve orada öldü. Ölümünden sonra -hamile olan eşinden- bir çocuğu daha doğdu. Ebu Bekr ile Ömer (r.a.)'lar hemen Sa'd'm büyük oğlu Kays'a gelip: "Allah rahmet eylesin şimdi Sa'd Öldü. (Malı da çocukarına bölmüştü) Biz bu yeni doğan çocuğa da bu maldan bir kısmının geri verilmesinin doğru olacağı kanaatindeyiz" dediler. Kays da: "Ben babam Sa'd'ın yaptığı hiç bir şeyi değiştirecek durumda değilim. Ama bana düşen hissemi ona veriyorum." diye cevap verdi.254[102]
Seleme B. Hişam B. Muğira (R.A.)
Ebu Haşini el-Mah'zûmî, Ebu Cehl'in kardeşi idi.255[103] O da ilk mü si umanlardandı. Peygamber (s.a.v.)'in kunutta kendine dua ettiği bu zat idi.256[104] Habeş hicretinden Mekke'ye dönünce, ağabeyi Ebu Cehil onu hapsederek aç bırakarak işkence etti. Sonra kurtularak Hendek harbinden sonra kaçıp Medine'ye gelerek Rasulullah'a katılmış ve Ecnadeyn'de şehit olmuştur.257[105]
Saib B. El-Haris B. Kays B. Adiyy Es-Sehmi (R.A.)
Habeşistan'a göçenlerdendir. Kardeşi de böyle idi. FihI harbinde şehid oldu.258[106]
Dırar B. El-Ezver El-Esedî (R.A.)
Sahabidir. Arapların en civan mert yiğitlerinden ve en meşhur harp süvarilerinden biri idi.259[107] A'meş'in Abdullah b. Sinan yoluyla Dırâr (r.a.) Man yaptığı rivayete göre: Nebi (s.a.v.) bir gün ona
254[102] Tezkeratu'l Hamdûniyye 2/102
İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/101-102
255[103] Seleme (r.a.) için bak: İbni Sa'd 4/13; Razi, Cerh 4/176; Ebu Zür'a, Tarih 4/54; Müstedrek 3/251; Futuhu'I Buldan 1/135; Muhabber 97; Taberi, Tarih 3/42. 169, 402, 418; Ensabu'l Eşraf 1/197; İstiab 2/85; ÜSdü'l Ğabe 2/341; T. T. Dımışk 6/234
256[104] Tabakalı İbni Sa'd 4/130
257[105] Tâbakatı İbni Sa'd 4/130
İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/102
258[106] Bak: İbni Sa'd4/195; Halife, Tarih 91; İstiab 2/12; Razi 4/242; T. T. Dımışk 6/61
İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/102
259[107] Dırar b. El-Ezver (r.a.) için bak: Halife, Tabakat 36, İ28; Cemhere 193; Muhabber 87; Fesevi, Tarih 2/654; Razi, Cerh 4/464; Buharı, Kebir 4/338; Futuhu'I Buldan 1/117; Müsnedi Bakiy 164; Müstedrek 3/237; T. T. Dımışk 7/33; îstiab 2/211; İbni Sa'd 6/25; Nesebi Kureyş 321; Taberani, Kebir 8/353; Üsdül Ğabe 3/39; Ezdi, Futuhu'ş Şam 81
hayvandan zorla süt sağarken rastlamış ve: Ey süt isteyen, bırak hayvanı artık" buyurmuştur.260[108]
Bir rivayette dendiğine göre asıl adı Malik b. Evs olup Busra şehrinin fethinde Halid b. Velid
komutasındaki ordunun sol kanadına komuta ediyordu. Bir çok harblerde ve fetihlerde bulunmuş
daha sonra Ceziratu İbni Ömer'e göç etmiş ve orada vefat etmiştir.
Musa b. Ukbe ile Urve ise, onun Ecnadeyn'de şehit olduğunu kaydederler.261[109]
Tuleyb B. Umeyr (R.A.)
Nesebi: Tuleyb b. Umeyr b. Vehb b. Kesir b. Abdi Kusayy el Kuraşi el-Abdi'dir.262[110] Annesi
Abdulmuttalib kızı Ervâ'dır. İlk muhacirinden olup Bedir'e katıldığını îbni îshak, Vakidi ve Zübeyr b.
Bekkar bahseder. Habeş'e ikinci defa hicret edenler arasındadır.263[111]
Zübeyr b. Bekkar der ki: İslâmda ilk kafir kanı akıtan odur. Ebu Cehil Peygamberimize sövmüş o da
bir deve çenesi kemiği alıp onunla Ebu Cehl'in yüzünü varmıştı.264[112] Ecnadeyn'de yaşlı olarak
şehid olmuştur.265[113]
Tuleyb'in sülalesi olan Abd b. Kusay b. Kilâb oğullarının nesilleri inkıraz bulup devam etmedi.
Onlardan en son hayatta kalan kimseye artık Abd. b. Kusay oğullarından mirasçı olacak kimse
kalmamıştı. Bu yüzden ona Abdussamet b Ali el-Abbasi ile Ubeydullah b. Urve b. Zübeyr dedeleri
olan Kusay'a olan akrabalık sebebi ile (dede mirasçısı olarak) varis oldular. İkisi de aynı
derecedeydi.266[114]
Abdullah B. Zübeyr (R.A.)
Nesebi: Abdullah b. Zübeyr b. Abdilmuttalib b. Haşim el-Haşimi267[115] Hz. Abdullah, Ecnadeyn
savaşında şehit oldu. Sonra oraya gelen müslümanlar onun etrafında bizzat onun öldürdüğü bir
manga rum ölüsü buldular. Kendisinin yaraları dinmeyip orada şehid olmuştu. İslam yiğitlerinden
260[108] Müsned 4/76; 311,332 Daramı, Edahî 2/88 bab no 35; Hâkim 3/237, 620. 2/63. Sü-nen-i Kübra 8/14. Taberani 8/354
261[109] Ecnadeyn savaşına bak.
İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/102-103
262[110] İbni Sa'd 3/123; Muhabber 72, 173; Ensabu'l Eşraf 1/88; Cemhere İ28; Fütühu'l Buldan 1/135; Razi, Cerh 4/499; Taberi 3/403; İstiab 2/227; Müstedrek
3/239 T. Dımışk 7/92
263[111] T. T. Dımışk 7/92; İbni Sa'd 3/123
264[112] T. T. Dımışk 7/93; Cemheretu'l Ensab 128; İstiab 2/228
265[113] Lakin Hakim'in 3/230, İbni Asakir'in T. T. Dımışk 7/93 ve İbni Sa'd'ıti 3/124 rivayetlerinde "otuz beş yaşındayken şehid oldu" der.
266[114] ibni Hazm, Cemheretu Ensabi'I Arab s. 128
İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/103-104
267[115] Hz Abdullah Efendimizin amcası Zübeyr'in oğludur. Mearif 120; Futunu'I Buldan 1/135; İstiab 2/200; T. T. Dımışk 7/396; El Kamil 2/418
biriydi.
Vakidi anlatıyor: Ecnadeyn savaşında ilk öldürülen bir patrik oldu. Onunla Muallem düello etti. Abdullah b. Zübeyr düello'ya girip onu öldürdü. Ama ölüden hiç bir şeyini almadı. Sonra başkası ortaya çıktı. Yine Abdullah atılıp önce mızraklanyla sonra da kılıçlarıyla çarpıştılar. Abdullah bir hamle edip omuzlan arasına kılıcı indirdi. Vakidi hadiseyi anlatıp sözü şuraya getirir: Harb bitince Abdullah'ın cesedi on kadar öldürülmüş Rum'un arasında bulundu. Otuz yıl kadar yaşamıştı.268[116]
Abdullah B. Amr Ed-Devsi (R.A.)
Ecnadeyn'de şehid olanlar arsındaysa da (ne yazık ki) hayatı hakkında bilgi yok gibidir. Onu İbni Sa'd bahsetmiştir. 269[117]
Osman B. Talha El-Hacebi (Ka'be Hacibi) (R.A.)
Onun Ecnadeyn'de öldüğünü söyleyen yanılmıştır. O hicri kırk yılından daha sonralara kadar hayatta kalmıştır.270[118]
Attab B. Esîd (R.A.)
Attab b. Esîd b. Ebi'l Ays b. Ümeyye el-Emevi. Lakabı Ebu Abdirrahman. Kendisi Mekke Emiridir.271[119] Mekke fethinde müslüman olmuş ve Efendimiz onu Mekke'ye emir yapmıştı.272[120] Said b. Müseyyeb (ona yetişmediği için) ondan mürsel olarak bir hadis rivayet etmiş ve sünen sahihleri onu kitablarına almışlardır.273[121]
Ebu Bekr halife olunca onu aynı görevde bıraktı. Denildiğine göre genç yaşta Ebu Bekr (r.a.) ile aynı
268[116] T. T. Dımışk 7/399; El-Kamil 2/418; El-İstiab 2/418
İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/104
269[117] Abdullah b. Amr hakkındaki yegane bilgi onun Tufeyl b. Amr'ın torunu olduğudur. Bazı tarihçiler isim yazarken yanılıp bununla dedesini birbirine karıştırmıştır. Müellif bu bilgiyi İbni Sa'd'dan nakleder. Tabii elimizdeki Tabakat'm matbu nüshası eksik olduğu için bu sözler orada yok.
İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/104
270[118] Öteden beri Ka'be hizmeti gören Abdu'd-Dâr oğullarından olup Mekke fethinden sonra Ka'be anahtarları ona verilmiştir.
Onun için bak: İbni Sa'd 5/448; Ezraki, Ahbaru Mekke 1/111; Nesebi Kureyş 251; Halife, Tabakat 14/277; Halife, Tarih 205; Ensabu'l Eşraf 1/54; Futuhu'l Buldan 1/93; Müsned-i Bakıy 105; Müsned-i Ahmed 3/410; El-Mearif 70, 267; Buhari, Kebir 6/229; İstiab 3/92; Razi, Cerh 6/155; Taberi 3/29; Cemhere 127; Fesevi 1/272; Taberani 9/53; Müstedrek 3/4281; Üsdü'l Ğabe 3/372; El-Kamil 3/169
İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/105
271[119] Attab için bak: İbni Sa'd 5/446; Tarihi Halife 87; Tabakat II, 277; Muhabber 1 i, 126, 258; Futuhu'l Buldan 1/46, 63; Ensabu'l Eşraf 1/303, 526; Nesebi Kureyş 187; Ahbaru Mekke 1/285, 2/151; Buhari, Kebir 7/54; Marif 73; Taberi 3/73, 318,322: Hakim 3/594; Cemhere 113; Taberani, Kebir 17/161; İstiab 3/153; Razi, Cerh 7/11
272[120] "'Nesebi Kureyş 187; El-Muhabber 126
273[121] Hakim 3/95. Bu hadis, üzüm'ün zekatında hurma gibi kuru olarak verileceğini bildiren hadistir.
günde vefat etmiştir.274[122]
İkrime B. Ebi Cehl (R.A.)275[123]
Ebu'l Hakem Amr b. Hişam b. El-Muğire b. Abdillah b. Ömer b.
Mah'zum. Lakabı, Ebu Osman el-Kuraşî el-Mah'zûmî'dir. Cahiliye döneminde o da babası gibi
cahiliye liderlerinden iken, İslama girip iyi bir müslüman oldu.
İbni Ebi Müleyke der ki: îkrime(r.a.) kuvvetli bir yemin etmek istediğinde "hayır! Beni Bedir günü
(kafir olarak ölmekten) kurtaran Rabbime yemin olsun ki!" diye yemin ederdi.276[124]
Mekke fethinden sonra müslüman oldu. Peygamberimize geldiğinde Efendimiz ona: Merhaba
muhacir yolcu'1 buyurdu.
Hz. Sıddîk onu dinden dönen Umman halkına vali tayin etti. O orada onlarla çarpıştı ve Allah
mürtedlere İkrime'yi galib getirdi. Daha sonra mücahid olarak Şam seferine gitti. Orada taburlardan
birine komuta etti.277[125]
Mus'ab b. Sa'd, ondan mürsel olarak bir tek hadis rivayet etmiştir ki, metni şudur: Efendimiz
"Merhaba muhacir yolcu" buyurunca, ben "Yâ Rasulullah! Vallahi sana ne kadar nafaka vermiş isem
bir o kadarını da Allah yolunda dağıttım" dedi. Lakin hadisin senedi zayıftır.278[126]
îkrime'nin soyu devam etmedi.
Şafii (r.a.) de: "İklime İslâm dini hususunda çok güzel bir imtihan vermiştir." der.
Urve ve diğerleri "İkrime Ecnadeyn harbinde öldü" der. Bu görüş İbni Sa'd ve Halife b. Hayyaf
indir.279[127]
Ebu İshak es-Sübey'î anlatıyor: Yermuk harbi günü İkrime gelip harbe katıldı ve müthiş bir çarpışma
yaparak şehid oldu. Vücudunda kimi kılıç, kimi mızrak, kimi ok yarası olarak yetmiş küsur yara almış
buldular.280[128]
274[122] İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/105
275[123] İkrime için bak: İbni Sa'd 5/444; Tarih Halife b. Hayyat s. 60; îbni Kuteybe, Mearif s. 334, 399; Ahbaru Mekke 1/52, 123; Futuhu'l Buldan 1/92, 93, 121, 135,
141; Ahbaru'l Muveffekıyyat 583; Ensabu'l Eşraf 1/296, 303, 312, 316, 318, 319, 330, 333, 344, 356, 456; El Ezdi, Futuhu'ş Şam 46; Cerh ev Ta'di 7/6; Buhari, T.
Kebir 7/48; Müsnedi Bakiy b. Mahled Mukaddimesi 150; Taberani, M. Kebir 1/371, 374; Hakim 3/241, 243; Buhari; T. Sağir 1/35, 39, 49; İstiab 3/148-151;
Tehzibu'İ Kemal 2/950; Kaşif 2/240; Siyeri A'lami'n Nübela 1/323; Üsdü'l Ğabe 4/70; İkduV Semîn 6/119; El İsabe 2/496; Tarihi Dımışk 11/375/2
276[124] Taberani, Kebir 17/37] h.no 1018; Hakim 3/243; İbni Ebi Müleyke, İkrime'ye yetişmediği için hadis Mürseldir.
277[125] Tarihi Halife 123; Futuhu'l Buldan 1/92, 93
278[126] Tirmizi, İsti'zan 3736; Taberani, Kebir 17/373; Hakim 3/242'de bu hadisi sahih sayarsa da Zehebi telhisinde itiraz edip "ama bu munkatıdir" der. Zaten
Tirmizi hadisin sonunda "İsnadı sahih değidir. Ravi Musa b. Mesud zayıftır der.
279[127] İbni Sa'd, Tabakat 5/445; Tarihi Halife b. Hayyats. 151
280[128] Zehebi Siiyeri A'lamu'n Nubela'sında diğeri yerine İbni Sa'd der.
İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/105-107
Amr B. Said B. El-Âs281[129] (R.A.) B. Ümeyye, El-Emevi
Ebu Uhayha'nm çocukları olup Eban ve Halid'in kardeşleridir.
Arar (r.a.) müslüman olur olmaz gidip Habeşistan'da bulunan kardeşi Halid'e katıldı. Hayber fethi sırasında onunla beraber geri gelip Mekke fethinde bulundu. Ecnadeyn harbinde şehid oldu.282[130]
Fazl B. Abbas (R.A.)
Fazl'ın vefatı bu yıl içinde söylense de doğrusu onun on sekizinci yılda öldüğüdür.283[131]
Nuaym B. Abdillah En-Nahham (R.A.)284[132]
Kureyş'in Ka'b b. Adiy oğullarından biri olup hicret edenlerdendir. Hz. Ömer (r.a.)'dan daha önce müslüman olduysa da, Hudeybiye zamanına kadar hicret nasib olmamıştır.285[133]
Denildiğine göre Efendimizden rivayeti vardır.
Ecnadeyn harbinde, bir rivayette de Yermuk harbinde şehid oldu.286[134]
Rivayet olunduğuna göre kendisine Nahham denilmesi Peygamber Efendimizin: Cennete girdim. Orada Nuaym'ın öksürüğünden bir ses duydum" buyurmuş olmasından dolayıdır.287[135]
Zehebi der ki: Bu hadiste geçen 'En-Nahme' öksürük sesidir. Kesik kesik öksürüğü sonuncusu uzun olursa 'Nalınaha' denilir.
Nuaym, Adiy oğulları dullarına çok yardım ederdi. Kureyşliler müslümanları Mekke'den kovdukları halde ona 'Sen hangi dini istersen onu yaşa, yeter ki yanımızda kal. Vallahi sana birisi saldırmaya
281[129] Bak. İbni Sa'd 4/100; Nesebi Kureyş 172; Tarihi Halife 97, 120, 130, 229, 231, 233, 235, 254,256, 266; El-Mearif 145, 296; Tabakatı Halife 11, 298; El Cerh ve't Ta'dil 6/236; El Muhabbet" 21, 67, 126, 409, 460; İstiab 8/307; Üsdü'i Ğabe 4/230; Futuhu'ş Şam 137; Tehzibıf 1 Kemal 2/1035; Zehebi, Siyeri A'lamu'n Nubela 1/261; Tarihu Düveli'l İslam 1/52; El Iber 1/77; El-İsabe 2/539
282[130] Zehebi, Siyer 1/262'de Müsned'de onun rivayeti olduğunu söyleyip şunu anlatır: Bu Halid, Eban ve Said kardeşler Peygamberimizin valilerindendi. Nebi (s.a.v.)'in vefat haberi gelince Medine'ye geldiler. Yeni Halife "Bu işe kimse Peygamber tarafından atanan validen daha uygun olamaz siz valiliğinize dönün!" dediyse de onlar kabul etmeyip Şam tarafına cihada gittiler ve üçü de şehit düştü.
İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/107
283[131] İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/107
284[132] Taberi ,/418; Müsnedi Baki Mukaddimesi 126; Hakim 3/259; İstiab 3/555; İbni Sa'd 4/138; T. Halife 120; Buharı T. Kebir 8/92; El Kamil 2/414; El İsabe 3/568; Üsdü'i Ğabe 5/32
285[133] Futuhu'l Buldan 1135
286[134] Hakim 3/259; İbni Sa'd 4/138
287[135] İbni Sa'd, Tabakat 4/139; Nesebi Kureyş 380
görsün canımızı hemen önüne atacağız' dediler.288[136]
Nuaym'ın Medin'ye hicret ettiğinde kendi ailesinden beraberinde kırk kişi daha olduğu söylenir.
Nafı ve Muhammed b. İbrahim et-Teymi ondan mürsel olarak rivayette bulunurlar.289[137]
Hebbar B. El-Esved B. Mutalib B. Esed
Lakabı Ebu'l Esved el-Kuraşi el-Esedi'dir. Efendimizle sohbet ve ondan hadis rivayeti şerefine
erenlerdendir. Süfyan b. Uyeyne, İbni Ebi Necih'ten naklediyor:
-Müslüman olmadan önce Hebbar b. El-Esved, Peygamber (s.a.v.)'in kızı Zeyneb (r.a.)'ya bir mızrak
dürtüp, karnındaki bebeğini düşürtmüştü. Rasulullah (s.a.v.) bunun üzerine bir askeri müfreze
gönderip: Eğer onu yakalarsanız odun demetleri arasına bağlayıp sonra yakın, buyurdu. Ardından
da; "
Hiç kimseye Allah'a mahsus olan yakma işkencesi ile işkence yapmak yakışmaz" buyurdu.290[138]
Daha sonra Hebbar müslüman oldu ve hicret etti. Denildiğine göre müslüman olduktan sonra -o
eski sövüp sayma huyunu bıraktığından-kendisine söğüp sayıldığı halde o kendine söğenlere
söğmezdi. Bu durumu Peygambere arz edince Efendimiz (s.a.v.) (iki defa) "Sana söğene sen de söğ,
sana söğene sen de söğ" buyurdu.291[139]
Hebbar B. Süfyan292[140] B. Abdu'l Esed El-Mah'zumî
İlk müslümanlardan sayılacak derecede, Habeş'e göç edenlerdendir. Daha önceki Mu'te savaşında
öldüğü de söyleniyorsa da sahih olan rivayete göre Ecnadeyn harbinde şehit düşmüştür. Ebu
Seleme'nin kardeşinin oğludur.293[141]
288[136] Hebbar için bak. İbni Sa'd dördüncü tabaka 1/247-252. İ. Hişam 2/654. El-Kelebi Cemhera s. 72. Belazuri Ensabül Eşrafl/357. Taberi 2/470. İstiab 10/390.
Üstülgabe 5/384. Nesebi Kurayş 2/8-346. Ceınheratü. N. Kurayş 1/514. İ. Hazm cemhera 118. E! kamil 2/417. Taberani22/200-201. El-İsabe 10/233.
289[137] İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/107-108
290[138] İbni Sa'd, Tabakat eksik kısım Cilt 1/248'de isnadsız olarak; Vakidi, Meğazi 2/858; İbni Hişam, Sire 2/654, 657; Zübeyri, Nesebi Kureyş 219; İbnu Bekkar,
Cemilere 1/514; Hadis Zehebi'nin verdiği isnadla Said b. Mansur Sünen h.no 2646; Abdurrezzak ise Musannefinde 5/214 h.no 9417'de hadiseyi Mücahid'i araya
katarak Mücahid'iıı lafzıyla verir. Acele edenler bu haberi Mürsel diye redde yönelirse de hadisin aslı sabittir. Abdurrezzak aynı yerde Ebu Davud 2673 no ile Said
b. Mansur da Sünen'inde 2643 no ile Hamza el-Eslemi (r.a.)tan isim vermeden sanki aynı haberi nakleder. Yine Buhari 4/21; Ebu Davud 2674; İbni Ebi Şeybe
12/289; İmam Ahmed. Müsned 2/307; Beyhaki S. Kubraa 8/İ95; Taberani 10/218; Humeydi, Müsned 533; Darami 2/222; Said b. Mansur da Ebu Hüreyre'den bu
anlamda naklederler. Yine Abdullah b. Mesud'dan da Ebu Davud, Abdurrezzak ve diğerlerinde buna benzer bir haber var.
291[139] Bu üst kaynaktaki hadisin devamıdır. İbni Sa'd ve Vakidi Cübeyr b. Mut'ım'den naklederler: Taif seferi dönüşünde Cirame'den gelmiş Efendimizle mescitte
idik. Bir den Hebbar kapıda görününce halk "Hebbar" diyerek koşup yakalamak istedilerse de Efendimiz onları oturttu. Hebbar gelip selam verdi ve şehadet
getirdi. Efendimizin faziletlerini sayıp af diledi. Efendimiz de onun özrünü bağışlayıp: İslam öncekileri kesip atar" buyurdu.
İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/108-109
292[140] İbni Sa'd eksik kısım 1/358; İbn Hişam Sire 3/364; Nesebi Kureyş 338; Kelebi, Ceınheratu'n Neseb 91; Belazuri, futuh 133; İstiab 10/391; Üsdü'l Ğabe 5/585;
İsabe 10/236; Zehebi, Siyeri A'lam 1/310; Ensabu'l Eşraf 1/207: Taberi 3/402; El Bidaye ve'n Nihaye 7/35
293[141] İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/109
Hişam B.El-Âs294[142]
Bin Vâil, lakabı Ebu Mutî el-Kuraşî olup meşhur (Mısır fatihi) Amr ibni'I Âs'ın kardeşidir. Hişam
Amr'ın küçüğü idi.
Peygamber Efendimiz o ve kardeşinin imanlarının gerçekliğine şahitlik ederek: El Âs'ın bu iki çocuğu
mü'mindirler." buyurmuştur.295[143]
Ebu Bekr es-Siddik (r.a.) onu Rum imparatoruna elçi olarak yollamıştı. Hişam, kardeşi Amr*dan
önce müslüman oldu. Habeşistan hicretine katıldı. Peygamber (a.s.)'ın hicret ettiği haberi kendine
ulaşınca Habeşistan'dan ayrılıp Mekke'ye geldi. Bu kere onu babası Âs hapsetti. (Bu yüzden Medine
hicıretini geciktirerek) Hendek harbinden sonra hicret edebildi. (Bundan sonra diğer harplere
katılabildi.)296[144]
Rivayetin birinde onun şehitliği temenni ettiği bahsi geçer ki, iki ayrı görüşün doğru olanına göre
Allah ona bu şehitliği Ecnadeyn harbi günü nasib etmiştir. Diğer görüşe göre Yermük harbinde
deniyor.297[145] Ölümünden sonra nesli devam etmedi.
Hammad b. Seleme, Muhammed b. Amr'dan Ebu Seleme aracılığıyla Ebu Hüreyre (r.a.)'dan
Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in: As'm oğullan Hişam ve Amr mü'min kişilerdir; buyurduğunu
rivayet eder.298[146]
Cerir b. Hâzim, Abdullah b. Ubeyd b. Umeyr'den naklediyor: (Kureyşten bir grup Ka'be'nin
arkasında mescidin şurasında halka olarak otururlarken Amr b. El-As tavafa gitmek için yanlarından
geçti. Onlar: "Hişam mı yoksa kardeşi Amr'i mı sizce daha faziletli?" dediler. Amr tavafını bitirip,
halkanın yanına gelip dikildi ve: "demin beni görünce ne söylediniz? Kesinlikle bir şey dediğinizi
biliyorum" deyince onlar "Sen ve kardeşinden bahsedip hanginizin daha hayırlı olduğunu sorduk"
dediler. O da "tam bilene düştünüz, ben size bunu anlatacağım Ben ve kardeşim Hişam, Yermüğe
geldik. O da ben de "Allah'ım bize şehitlik nasib et!" diye duâ ederek geceledik. Sabahleyin o
nasibini aldı bense mahrum oldum. (Bu hadise onun bana olan üstünlüğünü belirtmiyor mu?" dedi.
(Sonra Amr onlara "ne oluyor da şu gençleri meclisinizden uzak-laştınyorsun? Öyle yapmayın,
onlara daha müsamahalı olun ve onları meclislerinize yaklaştırın, onlarla konuşup onlara da hadisin
inceliklerini anlatın. Bu gün onlar toplumun küçükleri iseler de yakında toplumun büyükleri
olacaklar. Biz de -daha dün- toplumun ufakları iken bu gün onların büyükleri olduk" dedi.)299[147]
294[142] İbni Sa'd 4/191, 194; Nesebi Kureyş 409; Tarihi HaÜfe 120; Tabakatı Halife 26, 29; El Muhabber 433; Futuhu'ş Şam 92; El Mearif 285; Futuhu'l Buldan İ/116;
Ensabu'l Eşraf 1/197, 215; Müstedrek 3/240; El Cerh ve't Ta'dil 9/63; Taberi 3/402, 418; Taberani, Kebir 22/177; Cemheretu Ensabi'l Arab 163; İstiab 3/393;
Üsdii'l Gabe 5/407; El-Kamil 2/414, 417; Siyeri A'lâmu'n Nubela 3/78; Tehzibu'l Esma ve'l Luğat K. l/C 2/123; İkdu's Semin 7/374; El İsabe 3/603
295[143] Amr b. El-As konusunda da geçmişti. Az sonra gelecektir.
296[144] Hakim 3/240; İbni Sa'd 4/191
297[145] İbni Sa'd 4/192
298[146] Müsned 2/304, 327, 353; İbni Sa'd 4/191; Hakim 3/140; Taberani, Kebir 22/177; İbni Asakir 12/252/Elif
299[147] İbni Sa'd, Tabakat 4/192, 193; El İsabe 3/604; Zehebi çok kisaltımış, parantez arasım İbni Sa'd'dan verdik.
(İbni Sa'd, Vakidi'den naklediyor. Bize Sevr b. Yezid Halid b. Ma'dân'dan şöyle anlattı:
-Rumlar Ecnadeyn'de bozgun uğrayıp kaçarken, sadece bir kişinin geçebileceği kadar dar bir yere geldiler. Daha önce oradan geçmişlerdi. Rumlar orayı korumak için çarpışmaya başladı. (Hişam'da öne fırlayıp o dar gediğe kadar ilerleyip ölene kadar çarpıştı.) ölünce tam o dar geçidin içine düştü ve orayı kapattı. İslam ordusu oraya gelince atlarının Hişam'ı çiğnemesinden korktular. Kardeşi Amr ise onlara
"Ey insanlar! Allah ona şehitlik verip ruhunu göklere kaldırdı. Şu ortadaki sadece bir cesettir.) düşmanı takib için onu çiğneyebilirsiniz" dedi. Bizzat kendisi ve diğerleri atlarıyla üzerinden geçtiler. Rum bozgunu bitip geri döndüklerinde kardeşi Amr b. As oraya geri geldi. Hişam'ın etlerini ve kemiklerini ve organlarını bir beze toplayıp sırtına aldı ve defnetti.300[148]
Zeyd b. Eşlem anlatıyor Hişam'ın ölüm haberi Hz. Ömer'e ulaşınca "Allah ona rahmet eylesin İslâm için ne iyi bir destek olmuştu" dedi.301[149]
Ebu Bekr Es-Sıddîk (R.A.)302[150]
Rasulullah (s.a.v.)'in halifesi. Adı Abdullah b. Ebu Kuhafe Osman b. Âmir b. Amr b. Ka'b b. Sa'd b. Teym b. Mürrab303[151] Ka'b b. Lüey el-Kuraşî et-Teymî. Adnin Abdullah değil Atîq olduğu da söylenir?304[152] Allah kendisinden razı olsun.
Kendisinden bir çok sahabe ve tabiînin ilk büyükleri (hadis ve eser) rivayet etmişlerdir. (Bunlar Ömer, Osman, Ali, Abdurrahman b. Avf, İbni Mesud, İbni Ömer, İbni Abbas, Huzeyfe, Zeyd b. Sabit, Ebu Said el-Hudri, Abdullah b Amr, Zeyd b. Erkam- Berâe b. Azib, Enes b. Malik, Ebu Hüreyre, Ukbe b. Amir, Ebu Berze eî-Eslemi, Ebu Ümâme, Ma'kil b. Yesar, Cabir b. Abdillah, Abdullah b. Zübeyr, Ebu Musa el-Eş'ari, îmran b. Husayn, Abdurrahman b. Ebzâ, Abdullah b. Ma'kil, RafT, Ebi Rafı', Tarık b. Şihab, Cübeyr b. Huveyris, Kasım b. Ebi Hazım, Süveydi b. Gafle, Abdurrahman b. Useyle es-Sunabihi. Evsat el-Beceli, Ebu't -Tufeyl Amir b. Vasile, Amr b. Cumâne, Mürrab Şühîyl et-Tayyib, Hz. Aişe ve daha niceleri).305[153] Aralarında Enes b. Malik, Tarık b. Şihab (gibi küçük sahabelerle) Kays b. Ebi Hâzim ile Mürra et-Tayib (gibi Tabiînin ilkleri) de vardı.
300[148] İbni Sa'd, Tabakat 4/193, 194
301[149] İbni Sa'd 4/194
İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/110-112
302[150] İbni Sa'd, Tabakat 3/169-213; Hakim, Müstedrek 3/61 ve devamı; Buhari, Eshabu'n Nebiy 62/3, 4; Tirmizi, Menakıb 3741; Taberani, Kebir 1/52; İbni Kuteybe, Mearif 166; İbni Asakir, Tarih-i Dımışk Cilt 30 (Tamamı); Zehebi, Tezkiratu'l Huffaz 1/2, 5'te Ebu Bekr'e ait bir cilt yazdığını söyler; Üsdü'l Gabe 3/205; İstiab 2/243; İsabe 2/341; Müsned 1/2-14;; Ebu Ya'la, Müsned 1/9-127
303[151] Bu Mürra Peygamberimizin de atası olduğu için Hz Ebu Bekirle soyları burada birleşiyor.
304[152] Ebu Zur'a, Tarih 1/476
305[153] İlave kışımı Tarih-i Dımışk'tandır 30/3, 4
İbnü Ebi Müleyke ve diğerleri "Atiq onun adı değil lakabı idi'* derler.306[154]
Hz. Aişe (r.a.) da "Ailesinin ona verdiği ad, Abdullah'tır. Ama Atîk adı Abdullah'tan çok kullanılır oldu
diyor.307[155] Yahya b. Main "'Onun lakabı, yüzü güzel olduğu için Atiq idi der. Leys b. Sa'd da bu
görüştedir.308[156] Başka biri de "Kureyş'in en iyi soy bilgini Ebu Bekr'di" der.309[157]
Denildiğine göre, Hz. Ebu Bekr (r.a.) beyaz tenli, ince yaratıhşh, ufakça yanaklı, zayıf yüzlü, çukurca
gözlü, yumruca alınlı olup saç ve sakalmdaki beyazları kına ve çivit ile boyardı.310[158]
Erkeklerden ilk iman eden o olmuştu.311[159]
İbnu'l Arabî der ki: Araplar, cömertliğin en üst mertebesine varan kimseye "Atiq" derler.312[160]
Hz. Aişe (r.a.). "Medine'ye göç eden Muhacirlerden Ebu Bekr dışında kimsenin babası müsltiman
olmadı" diyor.313[161]
Zühri'den nakledildiğine göre: "Hz. Ebu Bekr (r.a.) sarıya çalan beyaz renkte, ince yapılı, kıvrışık
saçlı, zayıf yanaklı bir zat olup izan (pantolu zayıflığından) kalçaları üzerinde durmaz kayardı"
demektedir.314[162]
Hz. Ebu Bekr (r.a.)'ın (Şam diyarındaki) Busra şehrine kadar defalarca ticarete geldiği ve Allah
yolunda malını Peygamber (s.a.v.)e bağışladığı rivayet edilir.
Rasulullah (s.a.v.): Bana Ebu Bekr'in malının fayda verdiği gibi başka hiçbir mal fayda vermemiştir."
buyurdu.315[163]
Urve b. Zübeyr anlatıyor: Ebu Bekr (r.a.) müslüman olduğu gün kırk bin dinar parası vardı.316[164]
Amr b. EI-As (r.a,): "Ya Rasulullah! En fazla sevdiğin erkek kim?" deyince Nebi (s.a.v.): "Ebu
306[154] İbni Sa'd 3/170; Tarihi Dımışk 30/11
307[155] İbni Sa'd 3/170; Hakim 3/62; Ebu Zur'a 1/476 no 1243; îbni Asakir, Tarih 30/6
308[156] Taberani, Kebir 1/52 h.no 4; Tarihi Dımışk 30/12-14
309[157] Tarihu Sikat- Iclî s. 492; Tarihi Dımışk 30/15
310[158] İbni Sa'd 3/168; Tarihi Dımışk 30/19; Bu söz Hz Aişe'nindir.
311[159] İbni Sa'd 3/171; Tarihi Dımışk 30/19
312[160] Bak Lisanu'l Arab "ATİQ" maddesi
313[161] Tarihi Dımışk 30/24
314[162] A.g.e. 30/27; Tabi Zühri. Hz. Ebu Bekr'i görmemiştir. Onun bu rivayeti mürsel ise de Taberani'de geçen Hz Aişe hadisi buna delii teşkil eder. Bak M. El-Kebir
1/56 no2l; Tarihi Dımışk 30/28
315[163] Nesai, Kübra h.no 81 10; İshak b. Rahaveyh, Müsned no.761; Fesevi 2/721; İbni Ebi Şeybe, Musannef 12/7; Tirmizi 3662, 3741; İbni Maca 94; Müsned
2/253, 366, 3/60; İbni Hibban 9/4 (El İhsan); Tahavi, Müşkilu'l Asar h.no 1599; Ebu Ya'la, Müsned 7/4418, 8/4905; İbni Asım, Sünne 2/577; Tahavi, Ş. MeaniuM
Asar 4/158; Hatib, Tarihi Bağdad 8/21, 10/364, 12/135; Ebu Nuaym, Hilye 8/257; Humeydi, Müsned 256; İbni Asakir, Tarih 30/56, 57, 58, 59, 60, 61. Hadis bu ve
yakın lafızlarla Ebu Hüreyre, Hz Aişe ve İbni Abbas'tan rivayet ediliyor.
316[164] Tabakat-ı İbni Sa'd 3/172; İbni Asakir 30/66, 67; Fesevi, El-Ma'rife ve't-Tarih 3/254; Üsdü'lĞabe 3/223
Bekr'dir" buyurdu317[165] dediğini nakleder.
Ebu Süfyan, Abir (r.a.)tan, Efendimiz'in (s.a.v.) şöyle buyurduğunu söyler: Ebu Bekr ve Ömer'e
mü'min kimse buğuz edemeyecek, münafık kimse de onları sevemeyecek.318[166]
Şa'bi, El-Haris'in Hz. Ali (r.a.)'dan şöyle dediğini nakleder:
-Peygamber (s.a.v.) Ebu Bekr ve Ömer'e bakıp: ikisi cennet yiğitlerinin baştan sona hepsinin
seyyidleridir. Sadece Peygamberler hariç. Bu dediklerimi onlara sakın haber verme ya Ali!"
Bunun bir benzeri buna yakın tarzda Zirr b. Hubeyş- Asım b. Damra- Herim yolu ile Hz. Ali'den
rivayet edildiği gibi. Talha b. Amr da Atâ aracılığıyla İbni Abbas (r.a.)'dan nakleder.319[167]
Muhammed b. Kesir de, Evzai-Katade isnadıyla bu hadisin bir benzerini rivayet eder ki, Tirmizi bu
hadisi Cami'inde nakledip "Bu hadis Hasen garib dereceli bir hadistir" der. Sonra da bunu el-
Muvakkıri yolu ile Zühri'den nakleder.
İşte onun bunu, bu isnadla nakli sahih olamaz.320[168]
Abdullah İbni Mesud (r.a.) Peygamberimiz (s.a.v.)'in: Ben birini dost edinecek olsam kesinlikle Ebu
Bekr'i dost edinirdim." buyurduğunu söyler.321[169]
Bu haberin aynısını aynı lafızla nakleden İbni Abbas (r.a.) rivayetine Efendimizin:
Lakin o benim Allah yolundaki kardeşim ve arkadaşımdır. Mescidde bulunan girişlerin hepsini
kapayın da yalnız Ebu Bekrin girişi (kapıcık) açık kalsın." buyurduğunu ilave eder.322[170] Timizi bunu
sahih sayar.
Hişam b. Urve babası Urve yolu ile Hz. Aişe (r.a.)'nın Hz. ÖmerMen şöyle dediğini rivayet eder:
-Ebu Bekr bizim seyyidimiz, en hayırlımız ve Allah Rasulü yanında en sevgili olanımızdı. Tirmizi buna
sahih der.323[171]
El-Ceriri sahih olarak Abdullah b. ŞakiykMn şöyle dediğini anlatır: Ben Hz. Aişe (r.a.)'ya ''Nebi
317[165] İbni Sa'd, Tabakat 3/176; Müslim, Fezailü's Sahabe s. 1856 h.no 8; Btıhari, Menakıb-ı Ashabi'n Nebiy cilt 4/192 Kitab 62 bab5; Beyhaki, Delail 4/401; Ebu
Ya'la, Müsned 13/7345; İbni Hibban, Mevaıid no!665; Müsned 4/203; Tirmizi 3880; Nesai, Kübra 5/36 no8106ve8117; İbni Asakir 30/134, 137
318[166] Hatib, Tarihi Bağdad 10/236; İbni Adiy 4/1458; Tarihi Dımışk 30/144
319[167] Tirmizi, Menakıb no 3664, 3665, 3666; İbni Mace Mukaddime h.no 85; İbni Ebi Âsim 2/617; Tahavi, Müşkil h.no 1963, 1964, 1965, 1966; İmam Ahmed,
Fezaikı's Sahabe 129, 200; İbni Hibban, Mevarid 6865; Katrî, Fezailü's Sahabe h.no 632, 633, 634, 768, 709; İmam Ahmed, Müsned 1/80; Hatib, Tarihi Bağdad
5/15. 7/! 19. 10/192; Tarihi Cürcan 116; İbni Ebi Şeybe, Musannef 12/11; İbni Asakir 30/165, 166, 1667, 168, 169, 170, 171, 172, İ73, 174, 175, 176, 177-182
320[168] Tirmizi 3747; Zehebi, El-Kâşifinde bu el-Muvakkırî'nin hadis otoritelerince terk edildiğini söyler. Kaşif 3/242 Tere. No 6193; Muvakkirî, Velid b.
Muhammed'dir.
321[169] Müslim no 2383. İ.E. Şeybe Musannefl2/5 . İ. Ahmed, Müsned 1/377, 433, 439,463. Abdürrezzak Musannef 19049, 20398. î. Sad 3/186. Buhari Feza iü
Asha-bın-Nebi 62/5 cilt 4/191. İ. Sünni 407, 436. Hatib. Tarih 3/134. ebu Nüeym H. 3/343.430, 4/307,7/310. İ.E.Asım 2/577. Ebu Avame 1/401. Said B. Mansur
48. Tahavi Müşkil 999-1006. İ. Hibban 9/31. T. Dımışk, 30/229-242. Tirmizi 3659, 3660. İ. Muce 92. Beyh. S.K, 6/246. Taberani Kebir 3/278.10/129.130.12/119,
Humeyli 9.113.
322[170] Buhari, Salat cilt 1 s. 120, 8/80; Müsned 1/270; Tahavi, Müşkil h.no 3545, 3546, 3550
323[171] Tirmizi, Menâkıb 3736; İbni Asakir 30/242
(s.a.v.)'in ashabının hangisi kendine daha sevimlidir?" diye sordum da bana "Ebu Bekr'dir" dedi.
Ben "sonra kim?" deyince "Ömer'dir" dedi. "Sonra kim?" dedim. "Ebu Ubeyde" dedi. "Sonra kim?"
dedim ama bu kere susup cevap vermedi.324[172]
İmam Malik "Muvatîa" adlı eserinde Ebu'n Nadr'ın Ubeyd b. Huneyn aracılığıyla Ebu Said el-Hudri
(r.a.)'dan şöyle nakleder: Rasulullah (s.a.v.) hutbeye çıkıp oturdu ve: Kulun birini Allah dünya ihtiyaçlarından
dilediği kadarının kendisine verilmesi ile, Allah katında olanı seçmesi arasında serbest
bıraktı. O kul da Allah katında olanı seçti." buyurdu. Ebu Bekr "Anamız babamızla sana feda olalım
ya Rasulallah!" deyince mescitte bulunan insanlar: "Şu ihtiyara bakın hele! Peygamber (s.a.v.)
Allah'ın iki şey arsında seçme tercihini kendine bıraktığı bir kuldan bahsediyor, o ise "anamızla
babamızla sana feda olalım! Diyor, dediler. Halbuki Allah'ın seçmek için serbest bıraktığı kul
Peygamber (s.a.v.) idi ve içimizde onu en iyi bilenimiz de Ebu Bekr (r.a.) idi. Nebi (s.a.v.) bunun
üzerine: İnsanların bana malı ve arkadaşlığı ile en fazla iyilik yapanlarından biri Ebu Bekr'dir. Eğer
ben dost edinecek olsaydım kesinlikle Ebu Bekri dost edinirdim. Ama İslâm kardeşliği daha iyidir.
Mescidde Ebu Bekr'in (evinden mescide girdiği) girizgah dışında kapatılmadık hiç bir girizgah
kalmasın." Buyurdu. Bu hadis sıhhatinde ittifak edilen bir haberdir.325[173]
Ebu Avâne, Abdulmelik b. Umeyr-İbnu Ebi'l Mualla-Ebu'l Mualla isnadıyla Peygamber Efendimizden
"Rasulullah (s.a.v.) bir gün hitab ederek buyurdu ki.... diye aynen yukardaki gibi nakleder. Ama önceki
Malik hadisi sencd bakımından bundan daha sahihtir.326[174]
Bu konuda Ebu Hüreyre (r.a.) şöyle nakleder: Rasulullah (s.a.v.): Ua Ebu Bekr dışında bize iyilikte
bulunan herkese iyiliğinin karşılığını verdik. Ebu Bekr'in ise bize öyle bir iyiliği var ki, karşılığını
kıyamet günü Allah verecektir. Ebu Bekr'in malının bana yararlı olduğu kadar hiçbir mal yararlı
olmamıştır. Ben birini dost edine-bilseydim kesinlikle Ebu Bekr'i dost edinirdim. Dikkat edin sizin arkadaşınız
(kendisi) Allah'ın dostudur." Buyurmuştur.
Tirmizi bu hadiste "hasen garib" derecelidir, der.327[175]
Nitekim Kesir b. El-Nevvâ' hadisinde Cümeyya b. Umeyr, İbııi Ömer (r.a.)'dan şöyle nakleder:
324[172] Tirmizi, Menaktb 3737
325[173] Buhari, Salat 8/80 (cilt 1/120), Fazailıfs Sahabe 62/3 (cilt 4/190) MenakibuM Ensar 63/45 (cilt 4/253); Müslim, Fazaihı's Sahabe 2382; Timrizi, Menakıb cilt
5/270 h.no 3740; İbni Ebi Şeybe, Musannef 12/6 h.no 11970; Müsned 3/18. 78; Nesai. Süneni Kübra 5/358 hadis no 8103; İbni Asakir 30/246; İbni Hibban, Sahih
h.no 6560
Bu hadis Muvatta nüshalarında yok. Belki Zehebi'nin elindeki Nüshada var ama Buhari Menakibu'l Ensarda, Nesai Kübrasmda Tirmizi Camiinde, Müslim sahihinde
bunu Malik yolu ile verir. Buhari hadisi Fazaüu's Sahabe Salim Ebu'n Nadr-Busr b. Said- Ebu Said el-Hudri isnadıyla Menakıbda ise Ebu'n Nadr-ubeyd. Huneyn- Ebu
Said el-Hudri şeklinde verir. Eğer bu son şekil doğru olsa diğer rivayetler munkatı olur. Sanıyorum doğrusu İbni Ebi Şeybe ile Müslim'in ikinci rivayetinde Ebu'n
Nadr-Ubeyd b. Huneyn ile Busr b. Sa'd'dan -Ebu Said el-Hudri'den şeklinde olanıdır. Bu durumda Ebu'n Nadra hadisi Ebu Said (r.a.)'tan nakleden iki ravi olmuş
oluyor. Zaten İbnu's Seken de bu konuyu Ferabrî aracılığıyla bizzat Buhari'den şöyle anlatıyor: "Bana bu hadisi Muhammed b. Sinan bu şekilde rivayet etti. oysa
bu yanlıştır. Doğrusu ubeyd b. Huneyn ve Büsr b. Said'den "ve1' harfi ite atıflı olanı idi."
326[174] Tirmizi Menakıb 3739; Müsned 3/478, 4/212; İbni Asakir 30/251. Hadisi nakleden sahabe Ebu'l Mualla hakkında bilgi son derece az. Kaynaklar onun sadece
sahabe olduğunda birleşiyor. Oğlu da İmam Ahmed'in rivayetinde Said diye geçer. Kendi adına Zeyd diyenler var. Hadisin bazı rivayetlerinde oğlu atlanıyor. Bu
yüzden Tirmizi buııa"hasen sarîb" tabirini kullanır.
327[175] Tirmizi Menakıb 3741; Tirmizi'nin Hasen demesi Allah bilir ravi Davud b. Yezid el-Evdî'nin tenkid edilmemesidir. Garib oluşu da Ebu Hüreyre'den bu yolla
hadisi nakleden olmayışıdır. Nitekim İbni Asakir Tarih'inde bu konudaki hadislerin hemen hepsini biraraya getirmiş ve Berâe, Abdullah b. Mesud, İbni Abbas,
Ziibeyr, Abdullah b. Zübeyr, Ebu Said el-Hudri, Ka'b b. Malik, Cabir b. Abdillah , Enes b. Malik, Ebu'l Mualla, Cündüb b. Abdillah, Ebu Vakid el-Leysi-Hz Aişe,
Abdullah b. Zem'a'dan rivayetlerde bu yoktur. Ebu Hüreyre'den nakledilen "Ebu Bekir'in malının bana fayda verdiği kadar....11 diyen kısmıdır ki, bu bizim önceki
dipnotumuzda geçmişti. Oradaki rivayetler hsp A'meş-Ebu Salih-Ebu Hüreyre şeklinde olup Davud-Ebu Hüreyre şeklinde değillerdir.
Peygamber (s.a.v.), Hz.. Ebu Bekr'e: 1 Sen Cennetteki (şu dağıtacağım) havuz başındaki ve Hira
mağarasındaki arkadaşımsın" buyurdu.328[176]
Kasım b. Muhammed'in Hz. Aişe'den şöyle naklettiği anlatılır:
-Rasulullah (s.a.v.): İçlerinde Ebu Bekr'in bulunduğu bir topluluğa ondan başkasının imam olması
yakışmaz." buyurdu.329[177] İsa b. Meymûn bu hadisi Kasım'dan rivayet eden
tek kişidir. Ve İsa rivayetleri hadis ehlince terk edilen biridir.
Muhammed b. Cübeyr b. Mut'im anlatıyor: Bana babam cübeyr (r.a.) haber verdi ki: kadının birisi
Rasulullah (s.a.v.)'e gelip onunla bir şeyler konuştu. Efendimiz de kadına o zaman kendine
gelmesini emretti. Kadın da sanki Peygamberin ölümünü kasdederek "peki yâ Resulullah, ya seni
bulamayacak olursam ne yapayım?" deyince Nebi (s.a.v.) ''Eğer beni bulamayacak olursan Ebu
Bekr'e git." buyurdu. Bu hadis Buhari ve Müslim'in şahinliğinde birleştiği bir hadistir.330[178]
Ebu Bekr el-Huzeli, Hasen-i Basri aracılığıyla Hz. Ali (r.a.)'m şöyle dediğini anlatır:
-Rasulullah (s.a.v.) (hastalığında) Ebu Bekr'e (r.a.) insanlara namazlarını kıldırmasını emretti. Ben
bizzat orada bulunuyordum ve hastalığım da yoktu. Binaen aleyh Peygamber (s.a.v.)'in dinimiz (de
öne geçmesine) razı olduğu kimsenin dünyamızda da önümüze (lider olarak) geçmesine razı
olmuşuzdur.331[179]
Salih b. Keysan, Zühri-Urve isnadıyla Hz.. Aişe (r.a.)'dan naklediyor: Rasulullah (s.a.v.) hastalığı
esnasında: "Bana babanla kardeşini çağır da onlar için bir vasiyet mektubu yazayım. Zira ben bazı
kimselerin bir takım istekleri olmasından, kiminin de bir takım laflarda bulunmasından
korkuyorum. Lakin Allah ve mü'minler yalnız Ebu Bekr'e razı olacaklardır" dedi.
Bu hadis sahih isnadlı bir hadistir.332[180]
Nafı' b. Ömer der ki: bize îbni Ebi Müleyke Hz. Aişe'den nakletti ki, Rasulullah (s.a.v.) son hastalığı
esnasında: Bana Ebu Bekr'le oğlunu çağırın da Ebu Bekr'in idareciliği meselesi hakkında tamahkar
birinin bir şeyler arzulamaması, birilerinin bir şeyler temenni etmemesi için bunu yazsın
(belgelesin). Daha sonra Rasulullah (s.a.v.): "Allah ve müsîümanlar zaten böyle bir şeyi kabul
etmezler." Buyurdu. Bu hadisi rivayette Nafı'ye tabî olarak Hz. Aişe'den bir çok ravi rivayet etti.
Bunlardan biri de Abdulaziz b. Rafı' olup Ebu Müleyke'den o da Hz. Aişe'den nakletti ki, onun
hadisinin lafzı " Ebu Bekr konusunda mü'minlerin ihtilaf etmesinden Allah korusun."
328[176] Tirmizi Menakıb 3752; Taberi, Tefsir 10/46; Beğavi, Minhacu's Sunne 14/82; Taberani, Kebir 11/400; İbni Adiy, el-Kamil 3/1106!da bunu İbni Abbas'tan
verir ve tenkidini yapar Taberani'deki de İbni Abbas rivayetidir.
329[177] Tirmizi, Menakıb 3755; İbni Adiy, El-Kamil fi'd Duafa 5/881, 1/170; îlelu'l Mütenahiye 1/188; Zehebi zaten hadisin zayıflığını belirtiyor.
330[178] Buhari, Fezail h.'no 3659 62/5, (cilt 4/191), Ahkam 7220, İtisâm 7359: Müslim 2386; İbni Sa'd 3/178; Tirmizi 3758; Müsned 4/82; Beyhaki, Süneni Kübra
S/153; Taberani, Kebir 2/137; Beğavi, Sünne 14/79; İbni Ebi Âsim 2/547; Ebu Ya'la 12/7402
331[179] Hakim, Müstedrek 3/67 (Marifetus Sahabe); İbnu'l Cevzi, Sıfatu's Safve 1/257
332[180] Müslim Fazailu's Sahabe 2387; İbni Sa'd 3/180; Müsned 6/106, 144; Beyhaki. S. Kübra 8/153; İbni Hibban, Sahih 8/202 Iı.no 6564; İbni Asakir, Tarihi Dımışk
30 267
şeklindedir.333[181]
Zaide, Asım-Zirr isnadıyla Abdullah b. Mesut (r.a.)'ın şöyle dediğini bildirir: Rasulu Ekrem (s.a.v.)
vefat edince, Ensar (muhacirlere): "'Bizden de bir başkan, sizden de bir başkan olsun" dediler de
Ömer (r.a.) yanlarına geldi ve "Siz Peygamberin Ebu Bekr'e emredip onun cemaata imam olduğunu
bilmiyor musunuz? Hanginizin nefsi Ebu Bekr'in önüne geçmeyi hazmeder?" dedi. "Ebu Bekr'in
önüne geçmekten Allah'a sığınırız" dediler.334[182]
Buhari'nin sahihinde nakline göre Ebu îdris el-Havlani hadisinde şöyle der: Ebu'd Derdâ (r.a.)'ı şöyle
derken işittim: Ebu Bekr'le Ömer arasında bir laf atışması vardı. Ebu Bekr, Ömer'i kızdırdı. Ömer de
öfkelenerek yanından ayrıldı. Bu kere Ebu Bekr peşine düşüp kendisinin bağışlamasını istediyse de
Ömer onu affetmeyip evinin kapısını Ebu Bekr'in yüzüne kapadı. Ebu Bekr de Peygamber (s.a.v.)'in
yanma geldi. (Ebu'd Derda der ki) Biz, Peygamberin yarandaydık. Rasulullah (s.a.v.): Şu arkadaşınız
kavga etmiş." buyurdu.
Ebu'd Derda der ki: Az sonra Ömer olanlara pişman oldu ve gelip selam vererek Nebi (s.a.v.)'hı
yanına oturdu ve olayı Peygamber (s.a.v.)'e anlattı. Peygamber efendimiz de öfkelendi. Ebu Bekr
ise: "Valahi yâ Rasulullah! Kesinlikle suçlu olan (zulmeden) bendim." demeye başladı. Rasulullah
(s.a.v.) şöyle buyurdu: "
Siz benim arkadaşımı bana bağışlarmısınız. Ben "Ey insanlar, ben sizlerin hepinize gönderilen
Allah'ın Rasulüyüm dedim de siz "yalan söylüyorsun" dediniz. Ebu Bekr ise "doğru söyledin"
dedi.335[183]
Ebu Davud, Abdusselam b. Harb-Ebu Halid ed-Dâlânî-Ca"de'nin kölesi Ebu Halid isnadıyla naklettiği
hadisinde Ebu Hüreyre (r.a.)'tan Nebi (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu rivayet eder:
-Bana Cebrail gelip elimden tutarak Ümmetimin cennete gireceği kapıyı gösterdi. Bunun üzerine
Ebu Bekr (r.a.): "Seninle beraber olup da oraya bakmayı ne kadar istedim" dedi. Peygamber (s.a.v.)
de: "Ama Ümmetimden Cennete ilk girecek kişi sen olacaksın" buyurdu. Sened'de adı geçen
Ca'de'nin kölesi Ebu Halid sadece bu hadis ile biliniyor.336[184]
İsmail b. Sümey'a, Müslim el-Batîn yolu ile Ebu'l Buhteri'den naklediyor: Ömer b. Hattab (r.a.), Ebu
Ubeyde b. Cerrah'a "elini uzat da biat edeyim. Zira işittim ki Rasulullah (s.a.v.): " Bu ümmetin
333[181] Müsned 6/406; İbni Sa'd, Tabakat 3/180; İbni Ebi Asım, Sürme 2/541 h.no 1163; Tayalisi, Müsned 1508; İbni Asakir, Tarihi Dımışk 30/267
334[182] Nesai, Süneni KObra 1/279 h. No 853; Nesai Mücteba 2/74 Hakim 3/67; İbni Sa'd, Tabakat 3/179
335[183] Buhari Fazaili Ashabi'n Nebi 62/5 cilt 4/192, tefsir Araf suresi 7; Beyhaki, S. Kiibra 10/236; İbni Ebi Asım, Sünne 2/562; Abdullah b. Ahmed b. Hanbel,
Fazailu's Sahabe 297; Tahavi, MüşkİlıTl Asar (4/410 h.no 1709)ında aynı isnadla şöyle verir:
Ebu'd Derda derki:
-Ben peygamber (s.a.v.)İn yanında oturuyordum. Bir de baktık Ebu Bekir elbisesinin bir ucunu dizleri görünecek kadar kaldırmış olarak çıka geldi ve selam verdi.
"Ama arkadaşınız biriyle çekişmiş" dedi. Ebu Bekir ''Benimle Ömer b. El-Hattab arasında birşey oldu. Ben ona doğru yürüdüm, sonra pişman olup beni
bağışlamasını istedim. Ama kabul etmeyip benden kurtulmak için evine kapandı1' dedi. Efendimiz (s.a.v.) de "'Seni Allah bağışlasın ey Ebu Bekir" buyurdu. Sonra
Ömer Peygamberin yanma geldi. Bunun üzerine Efendimiz (s.a.v.): "Ey insanlar! Allah beni size peygamber olarak gönderdi, siz "yalan söyledin" dediniz, Ebu
Bekİr'se "doğru söyledin" dedi. Bana malı ile canı ile destek oldu. Benim hatırıma arkadaşımı bana bırakır mısınız? Diye iki defa tekrarladı.
336[184] Ebu Davud, Kitabu's Sunne cilt 4/213 h.no 4652; Hakim, Müstedrek 3/73
güvenileni sensin." buyurdu. O da: Rasulullah'ın bize imam olmasını kendisine emrettiği kişinin
önüne geçemem. O bize Peygamber ölene kadar imam olmuştur." dedi.337[185]
Ebu Bekr b. Ayyaş der ki: Hz. Ebu Bekr (r.a.), Peygamber (s.a.v.)'in (adı) Kur'an'da bahsedilen
halifesidir. Zira Kur'an'da Muhacirler hakkında Allah(c.c): İşte onlar sözlerinde doğru olanlardır."
Buyurdu. Allah(c.c) kimi "doğru" diye adlandırırca o asla yalan söylemez. Muhacirler de Ebu Bekr'e
"Ey Rasulullah'ın halifes" diyerek onu halife olarak adlandırmışlardı.338[186]
İbrahim b. Tahmân, Halid el-Hazzâ yoluyla Humeyd b. Hilalfden naklediyor: Ebu Bekr (r.a.)'a biat
yapıldığının sabahı Ebu Bekr. koluna bir takım kumaşlar atmış çarşıya gidiyordu. Ömer (r.a.) ona:
"Bunlar ne?" dedi. Ebu Bekr (r.a.): "Yani benim de besleyecek çoluk çocuğum var demektir!" dedi.
Ömer de: "Haydi gel de Ebu Ubeyde sana bir maaş kararlaştırsın." dedi. İkisi birlikte Ebu Ubeyde'ye
geldiler ve anlattılar. Oa da: "Ya Ebu Bekr! Sana Muhacirlerden bir adamın yiyeceği ve giyeceği
kadar bir maaş kararlaştırıyorum ve evine götürüp getirecek bir de binek tahsis ediyorum."
dedi.339[187]
Aişe (r.a.) der ki: Ebu Bekr halife olunca, yanında bulunan ne kadar dinar ve dirhem varsa hepsini
Beytu'l mâl'e (hazineye) koydu ve: "Ben bu paralarla ticaret yapıyor ve onunla isteğimi karşılardım.
Ama bu işe tayin olalı beri beni meşgul ettiler de ticaret edemiyorum.340[188] dedi.
Ata b. Es-Saib anlatıyor: Ebu Bekr, halife yapıldığı sabah omuzuna birtakım elbiseler almış ticarete
gidiyordu. Yolda Ömer ve Ebu Ubeyde rastgeldi ve ona bunu yapmaması hususunda konuştular. O
da: "Ailemi nereden doyuracağım?" dedi. Onlar da: "Gel gidelim de sana bir maaş kararlaştıralım!"
dediler. Her gün için yarım koyun ile üstüne başına giyeceği karşılayacak bir maaş takdir ettiler.
Ömer (r.a.): "Yargıya ben bakayım" dedi. Ebu Ubeyde de: "Fey'e (ganimet malı) de ben bakayım."
dedi. Ömer (r.a.) derdi ki: Bir ay gelir geçer de bana yargı için iki kişi müracaat etmezdi.341[189]
Meymun b. Mihran'dan da: "Hz. Ebu Bekr'e verilen maaşı iki bin beş yüz olarak ayarladılar." diye
nakledilmiştir.4342[190]
Muhammed b. Şîrîn der ki: Peygamberden sonra bu ümmetin en iyi rüya ta'bir edeni Ebu Bekr (r.a.)
idi.343[191]
337[185] Buhari, Fazailu's Sahabe 53-55; Tinnizi, Menakib 102 no 3843; İbni Mace, Mukaddime ll;Müsned 1/18,3/125, 133, 146, 175, 184, 189, 213, 245, 281; İbni
Sa'd 3/181; Müsned 1/35, 414; Bahiri Tarihi Kebir 6/445, 99; Tarihi Dımışk 30/273; İbni Hibban 9/71 no 6962; Hatib, Tarihi Bağdad 13/165; Taberani, Kebir 4/110;
Buhari, T. Sağir 1/40; Ebu Nuaym, Hilye 7/175; Tarihi İsfehan 1/310; Buradaki kaynaklardaki hadisin bir kışımı İbni Ömer ve Enes hadisi oiııp, Hz Ömer'in konusunu
almaz.
338[186] İbni Asakir, Tarih 30/298
339[187] İbni Sa'd, Tabakat 3/184, 185. Daha geniş İbnu'l Cevzi, Sıfatu's Safve 1//258
340[188] Tarihi Dımışk 30/321; İbni Sa'd da Hz Aişe'den Şöyle nakleder: Ebu Bekir Halife Yapılınca: "Milletim, benim mesleğimin kazancının ailemi geçindirmekten
aciz olmadığını bilir. Ama şimdi de müslüınanlann idaresi ile meşgul edilmiş durumdayım. Artık bundan sonra müslümanların malını kazanıvereceğim. Ebu Bekr'in
ailesi de bu maldan yiyecek." dedi.
341[189] İbni Sa'd 3/184; İbnu'l Cevzi, Sıfatu's Safve 1/257; Tarihi Dimşk 30/321
342[190] İbni Sa'd 3/185; Tarihi Dımışk 30/322
343[191] Tarihi Dımışk 30/328. "A'beru" yerine "A'bedu" yazılı
Zübeyr b. Bekkar da şeyhlerinden birinin: "Sahabenin hatibleri Ebu Bekr ve Ali'dir" dediğini
nakleder.344[192]
Ambese b. Abdu'l Vahid, Yunus-îbni Şihâb-ı-Zühri-Urve isnadıyla naklettiği haberinde, Hz. Aişe
(r.a.)'nin, "şu beyitleri Ebu Bekr söylemiştir." diyenlere beddua ederek: "Vallahi Ebu Bekr ne
cahiliye döneminde ne de İslâm döneminde şiir söylememiştir (yani yazmamıştır). O ve Osman
şarap içmeyi bile (İslâmdan önce) cahiliye döneminde bırakmışlardı." dediğini haber verir.345[193]
Kesir en-Nevvâ, Ebu Ca'fer el-Balcır'dan nakleder:
"(Allah'tan korkup) sakınanlar kesinlikle bahçelerde ve su gözlerinde (kaynaklarda) olacaktır. Biz
onların göğüslerindeki kini söktük, (cenette)kardeşler olarak sevinçle birbirlerine dönüktürler.
(veya koltuklarda kaşılıklı birbirine dönük olarak otururlar)" ayeti;
Ebu Bekr, Ömer ve Ali hakkında nazil olmuştur.346[194] Husayn, Abdurrahman b. Ebi Leyla'dan
naklediyor: -Ömer (r.a.) minbere çıktı ve: "Dikkat edin! Bu ümmetin Peygamber (s.a.v.)'den sonra
en faziletli olanı Ebu Bekr'dir. Benim şu makamda beyanımdan sonra, kim bu dediğimden başka bir
şey derse, o iftiracının biridir. Ona birisine iftira eden adamın muamelesi uygulanır.347[195] dedi. '
Ebu Muaviye ve bir grup alim anlatıyor:
Bize Süheyl b. Ebi Salih, babası Ebu Salih aracılığıyla Abdullah b. Ömer (r.a.)'ın şöyle dediğini rivayet
etti: -Biz Rasulullah (s.a.v.)'in zamanında "Ebu Bekr, Ömer ve Osman gitmiş olsa, diğer insanlar aynı
seviyede olurdu" diye konuşmuştuk. Bu lafımız Peygambere (s.a.v.) ulaştı da bu sözümüzü kötü
saymadı.Ali (ra) da: "Bu ümmetin Peygamberlerinden sonra en hayırlısı Ebu Bekr ve
Ömer'dir.348[196] derdi. Vallahİ'î azim Hz. Ali bu sözü söylemiştir ve ondan tevatür yoluyla
nakledilmiştir. Zira o bu sözünü Küfe camiindeki minber üstünde söylemiştir. Allah Rafızilerin canını
alsın ne kadar da cahil kaldılar! Süddî, Abdu'l Hayr aracılığıyla Ali (r.a.)'ın şöyle dediğini anlatır:
-Mushaf hususunda (Kur'an) insanların en sevablısı Ebu Bekr'dir. Kur'an'ı iki levha (Kürek kemiği
veya tahta) arasında toplayan ilk zat odur.349[197] Bu haberin isnadı hasendir. UkayI, Zühri'den
naklediyor:
344[192] Tarihi Dımışk 30/335
345[193] Burası yanlış anlaşılmasın, Hz Aişe'nin sözü Hz Ebu Bekir şiir okumaz ya da sevmez anlamına değildir. Cahiliye dönemi şairlik bir nevi sihirbazlık gibi kahinlik
gibi bir şey kabul edilir, onlar da şiirleriyle bu tür uydurmalar yaparlardı. İşte Kur'an'da "Şairlere ancak sapıklar uyar" ayeti ile Yasin süresindeki "Biz ona şiir
öğretmedik, ona yakışmaz da..." ayetindeki kasıt da budur. Yoksa Hz Ebu Bekir şiir bilir, okur, hatta Efendimiz vezni bozuk okuyunca itiraz edip düzeltir. İbni Ebi
Şey be Musannef inde 6118 (8/526) ve (12/20) no i2015'de Hz Aişe'nin Ebu Talib'in:
"Akyüzlü yüzü suyu hürmetine yağmur istenir. Yetimlerin barıncağı, dulların namus koruyucusu" beyti ile bir konuya misal getirince Ebu Bekir'in ''o ak yüzlü
Rasıılullah idi" dediğini nakleder. Haberin ikinci bölümü için bak: Tarihi Dımışk 30/333
346[194] Tarihi Dımışk 30/388; Taberi, Tefsir cüz 14/38; İbni Asaki aynı yerde Kesir'den bu olayı daha tafsilatlı verir: Ben Ebu Ca'fe'e bana falanca (hz Ali'nin torunu)
Ali b. Hüseyin'in bu ayet Ebu Bekir ve Ömer hakkında inmeyip de kimin hakkında inecek." Deyince Kesir "peki bu kaldırılan "kin" ne" dedi. O da Cahiliye dönemi
kini. Aralarında kin vardı. Ebu Bekr'in böğrü sancılanmıştı. Ali elini ısıtıp Ebu Bekr'in Böğrüne koyup ağrıyı dindirdi. Bunun üzerine bu ayet indi." dedi.
347[195] İbni Asakir, Tarihi Dımışk 30/346. T. Dımışk 30/ 342. Burada şu iazah var: Bir kısım insanlar "bu ümmetin en hayırlı kişisi Hz. Ömer bunu duyunca hutbeye
çıkıp insanları ikaz etti.
348[196] İbni Asakir, Tarihi Dımışk 3/351-376 arası bu haberi Hz Ali'den duyanların rivayetlerini verir. Müsned 1/289
349[197] İbni Sa'd, Tabakat 3/193; Tarihi Dımışk 30/379, 380, 381; İbni Ebi Şeybe Şa'bi yolu ile Sa'sa'a'dan bunun son bölümünü nakleder 10/545
Ebu Bekr (r.a.) ile Haris b. Kelde, Ebu Bekr'e hediye edilen kıymalı bulamaç (çorbası) içiyorlardı.
Haris: "Çek elini ey Peygamberin halifesi! Vallahi bu çorbada bir yıl sonra insanı öldürecek zehir var.
Ben ve sen aynı günde öleceğiz!" dedi. Aradan bir yılın sonunda hastalıklan iyileşmeden aynı gün
öldüler.350[198]
Hz. Ebu Bekr'in Vefatı
Hz. Aişe anlatıyor: Ebu Bekr'in hastalığının ilk başlangıcı Cemadiyelahir ayının yedinci, Pazartesi
günü yıkanmasıyla oldu. Soğuk bir gündü ve sıtmaya tutulup on beş gün namaza gidemeyip,
Ömer'e cemaata namaz kıldırmasını emretti. İnsanlar yanına gelip ziyeret ediyorlardı. Hastalığı her
gün biraz daha ağırlaşıyordu. O sıra Ebu Bekr, Hz. Osman'ın evinin karşısında, Peygamberin
kendisine hazineden verdiği evinde tedavi oluyordu. Osman, bu hastalığında ondan hiç
ayrılmıyordu. Hicretin on üçüncü yılı, Cemadiyel âhirin bitimine sekiz gün kala, bir Salı gecesi vefat
etti. Hilafeti, iki yıl üç ay on gün sürdü.351[199] Ebu Mi'şar ise "iki yıl dört aydan dört gün eksikti ve
öldüğünde altmış üç yaşındaydı" diyor. Bütün rivayetler bu konuda birleşiyor. Böylece Rasulullah
(s.a.v.)'in yaşına ulaşmış oluyor. Ebu Bekr, Fil hadisesi yılından üç yıl sonra doğmuştu.352[200]
Hz. Ömer’in Halife Tayini
Vakidi der ki: bana İbnu Ebi Sebra, Abdul Mecid b. Süheyl yolu ile Ebu Seleme'den ....
-Yine Bürdan b. Ebi'n Nadr, Muhammed b. İbrahim et-Teymî ve Amr b. Abdullah el-Behiyy
(r.a.)'dan.. (Birinin hadisi diğerinin içine katılarak) haber verdiler ki:353[201]
-Hz. Ebu Bekr hastalığı iyice şiddetlenince Abdurrahman b. Avf ı çağırttı ve "Bana Ömer hakkındaki
kanatini söyle" dedi. O da: "Bana sorduğun bu hususu sen benden daha iyi biliyorsun." dedi. O da:
"Öyle olsa bile!" deyince Abdurrahman:
-Vallahi o senin onun hakkındaki kanaatinden daha iyi!" dedi. Sonra Osman b. Affan'ı çağırttı ve
"Ömer hakkında bana bildiğini söyle!" deyince: "onu en iyi bilenimiz sensin!" dedi. "Öyle olsa da!"
deyince Hz. Osman (r.a.):
-Allah'ım (yanıltma) Benim onun hakkındaki bilgim "onun içi dışından daha hayırlı olup, biz de öyle
biri olmadığı" şeklindedir, deyince, "Allah'ın rahmetine gir. Vallahi kanaatini böyle söylemeseydin
bile sana kırılmazdım" dedi ve bu ikisiyle beraber Said b. Zeyd (Ebu'l A'ver), seyd b. Hudayr ve diğer
350[198] Hakim, Müstedrek 3/64; İbni Sa'd, Tabakat 3/198; Tarihi Dımışk 30/409
İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/112-125
351[199] İbni Sa'd 3/202
352[200] İbni Sa'd 3/202; Taberi 3/420; Tarihi Dımışk 30/409; Hakim 3/63
İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/126
353[201] Biz Metni Zehebi çok kısa verdiği için İbni Sa'd ve İbni Asakir'in metnine göre terceme ediyoruz.
muhacir ve Ensar'dan bir çoğuyla istişare etti. Üseyd: "Ben onu senden sonra en hayırlı kişi olarak bilirim. Rızaya razı olur, haksızlığa öfkelenir. Onun içinde gizlediği, dışına vurduğundan daha hayırlıdır. Hilafeti taşıyacak ondan daha güçlü biri olamaz" dedi.
Ashab, Osman ve Abdurrahman'in Ebu Bekr'le istişaresini duyunca, Ebu Bekr'in yanma girdiler. İçlerinden biri Ebu Bekr'e:
-Ömer'i niye halife yaptın, Rabbine ne cevap vereceksin? Sen onun bize nasıl davrandığını görüyorsun, dedi. Ebu Bekr:
-Beni oturumuma getirin, beni Allah'la mı korkutuyorsunuz? Hilafeti zulümle alan kimse perişan olur. Rabbim sorarsa ben:
"Allah'ım ben onlara sana inananların en hayırlısını halife yaptım derim. Sana söylediğimi sen de senden sonrakilere ulaştır." dedi.
Sonra Ebu Bekr sırtını yaslayıp Osman'ı çağırdı ve yaz:
-Bismillahirrahmanirrahim. İşte şu tavsiye, Ebu Kuhafe oğlu Ebu Bekr'in Dünyadan ayrılırken, hayatının son deminde ve Ahirete girer-
ken oradaki ilk vaktinde yaptığı tavsiyedir. Orası öyle bir yer ki kafir inanmaya, facir aklını başına almaya, yalancı doğru söylemeye mecbur kalır. Kendimden sonra size Ömer'i vekil bırakıyorum. Onu dinleyin ve itaat edin. Ben, Allah'a, Rasulüne, kendime ve size karşı hayırda bir kusur etmedim. Adaletli davranırsa bu benim onun hakkındaki kanaatim ve bilgime uygun olur. Eğer durumunu değiştirirse herkesin yaptığı kendinedir. Ben hayrı istedim, gaybı bilmiyorum. AI-lah(c.c): Yakında zulmedenler nasıl bir inkilabla yıkıldığını bilecektir." (Şuara 227) buyuruyor. Sonra mühürlenmesi emrini verip mühürletti. Ravilerden biri bu konuda şu bilgiyi ilave eder:
-Mektubun daha baş tarafını dikte ettirirken Ebu Bekr (r.a.) bayıldı. Osman da (bildiği için) "Ben size Ömer'i halife tayin ediyorum!" diye yazdı. Ebu Bekr az sonra ayılıp "Bana şu yazdığını bir oku!" dedi. Osman okuyup "Ömer" için yazdığı yeri okuyunca Hz. Ebu Bekr tekbir aldı ve "Görüyorum ki sen benim bu bayıhşımda canım çıkarsa insanlar ihtilafa düşecek diye korkmuşsun (ve Ömer'in hilafetini yazmışsın) Allah İslâm ve müslümanlar adına seni hayırla mükafaatlandırsın. Vallahi sen buna layıktın." dedi. Sonra Osman'a çıkış izni verdi. Hazreti Osman mühürlü vesikayla yanına Ömer (r.a.) üseyd b. Said el-Kurazi'yi alarak dışarı çıktı. Osman halka: "Bu mek-tuptakine biat eder misiniz?" diye sorunca "evet" dediler. Birisi "Biz onun kim olduğunu biliyoruz!" dedi.
İbni Sa'd: "Bu sözü söyleyen Ali idi. O mektuptaki de Ömer idi. Onların hepsi bunda karar kılıp, Ömer'in hilafetine razı olup biat ettiler."
Sonra Ebu Bekr, Ömer'i yalnız çağırttı ve ona birtakım nasihatta bulundu. Ardından Ömer yanından ayrıldı. Ebu Bekr dua için ellerini açıp uzattı ve:
-Allah'ım, ben böyle yapmakla sadece onların iyiliğini istedim. Aralarında çıkabilecek bir fitne korkusuyla senin benden daha iyi bildiğin şeyi yaptım, onlara görüşümü arz ettim, başlarına en hayırlılarını, en güçlülerini, olgunluğa ulaşmaya en hırslılarını seçtim. Bana ölüm emrin gelmiş
durumda. İçlerinden hayırlısını bana halef yap. Onlar senin kullarındır ve nasiyeleri (alın saçları
bizde, boynu) senin elindedir. Onların valilerini İslah eyle. Ömer'i Rahmet Peygamberinin ve ondan
sonraki salih kimselerin yollarına giden Raşid halifelerinden biri eyle. Milletini İslah eyle" diye dua
etti.354[202]
Ulvan b. Davud el-Becelî, Humeyd b. Abdirrahman-Salih b. Keysan-Humeyd b. Abdurrahman b. Avf
isnadıyla babası Abdurrahman b. Avf (r.a.) tan...
Yine Leys b. Sa'd-Alvan-Salih b. Keysan (Humeyd) isnadıyla Abdurrahman b. Avf tan şöyle rivayet
eder:
Vefat ettiği hastalığında ziyaret için Hz. Ebu Bekr'in huzuruna girip selam verdim ve "nasıl
sabahladın?" diye sordum. O yerinden doğruldu. Ben: "Elhamdülillah biraz iyileşmiş olarak
sabahladınız ümidindeyim." dedim. Ebu Bekr de: "Gördüğün gibi sancılar içindeyim, bir de bu
ağrılarımın arasında bana bir de vekil tayin etme meşguliyeti verdiniz. Ben de kendimden sonra size
bir taahhütname bıraktım ve bence en hayırlınızı halife seçtim. Ama hepiniz, acaba bu iş bize de
düşer miydi ümidinde olduğunuz için burun kıvırdınız (öfkelendiniz). Gördüm ki dünya (malı mülkü)
artık bize doğru döndü. Dünya yönelip geldiğinde evlerinizi ipek perdeler, ipekli minderlerle
döşeyeceksiniz. Yün yatağa yaslanmak bile sizin vücudunuzu ağrıtacak, sanki demir buturak dikeni
üzerine oturur gibi gelecek. Vallahi birinizin gelip de ceza almadan boynunun vurulması, kendisi için
dünya sıkıntıları çekerek yaşamasından daha hayırlıdır. Ebu Bekr (r.a.) sonra şöyle dedi:
-Ben ise, dünyada yaptığım üç şeye keşke yapmasaydım, yapmadığım üç şeyi de keşke yapsaydım,
üç şeye de ne ola bunları Peygambere (s.a.v.) soraydim diye üzülüyorum:
Keşke yapmayaydım dediğim üç şey:
1- Keşke Fatıma'nın evini açmayıp bıraksaydım ve üzerime harb kapılarını örtşeydim.
2- Saide oğullan Sakifesinde (gölgeliğinde) halife seçimi için toplanıldığı gün ben bu işi şu iki
adamdan birininin Ömer veya Ebu Ubeyde'nin boynuna atsaydım. O mü'mirdesin emiri olsa ben de
yardımcısı olsaydım.
3- Keşke Halid b. Velid'i Ehli Ridde (dinden dönüp harbe kalkan grup) üzerine orduyla yolladığım
vakit ben de Zü'l Kassa mevkiinde otursam, müslümanlar galib gelirse gelirler, gelemezlerse ben
onlara destek ve yardımcı olaydım...
Keşke yapaydım dediğim üç şey de şunlardır:
1- Keşke Eş'as bana esir edilip getirildiği gün boynunu vuraydım bana öyle geliyor ki, bir yerde bir
şerli iş meydana gelirse, o derhal o tarafa uçarak gidiyor.
2- Keşke El-Fücâe es-Sülemi bana getirildiğinde onu yakmayıp çıplak olarak öldürseydim, veya
sabırla onu serbest bırakaydım.
354[202] İbni Sa'd, Tabakat 3/199, 200; Tarihi Dımışk 30/410-412; İbnu'l Cevzi, Menakıb-ı Ömer 54; Taberi, Tarih 4/52
3- Keşke Halid'i cihad için Şam'a gönderdiğim sırada Ömer'i de Irak'a gönde-reydim de her iki kolumu, sağımı ve solumu Allah yolunda tam uzatmış olaydım.
Rasulullah'a sorsaydım dediğim üç şeye gelince:
1- Keşke Peygambere (s.a.v.) "Bu halifelik kime kalacak?" diye soraydım da ashab ihtilaf etmeyeydi.
2- Keşke emirlik konusunda Ensar'a da bir yol var mi? diye sorsaydım.
3- Keşke Efendimize hala ile oğlan kardeşin kızı (nasıl miras alacakları) hususunu soraydım. Zira benim hâla bu konuyu bilme iyhtiyacım var.
Bu haberi bu tarzda daha uzunca olarak İbnu Vehb, b. Leys b. Sa'd yolu ile Salih b. Keysan'dan nakleder. İbnu Aiz de bunu rivayet eder.355[203]
Hz. Ebu Bekr’in Ölüm Anı
Muhammed b. Amr b. Alkame b. Vakkas, babası aracılığıyla dedesi Alkame'den Hz. Aişe*nin şöyle dediğini nakleder:
-Babam ölüyorken yanma geldim, artık koma dönemine girmişti.
Ben:
"Kim ki göz yaşlan hâla içinde saklansa da, Bir gün elbet dışa akacaktır." Şiirini okudum. Hz. Ebu Bekr başını kaldırıp: "Yavrucuğum o senin dediğin gibi değil, ama Allah'ın buyurduğu gibidir. Allah (c.c): Ölüm sekerati hak olarak geidi. İşte bu senin -şimdiye kadar- kaçıp durduğun şey idi." (Kâf/19) buyuruyor." dedi. 356[204]
Musa el-Cühenî, Ebu Bekr b. Hafs b. Ömer'den nakleder:
355[203] Taberi, Tarih 13. Yi] olayları 3/434; Kütübü'l ilmiyye baskısı 2/353; Taberabi, Mu'cemu'l Kebir 1/62; Ebu Nuaym, HilyetıTl Evliya 1/34; îbnİ Asakir, Tarihi Dı-mışk 30/417-423. Lakin bu haberin medarı Ulvan b. Davud'dur ve her rivayette vardır. Buhari "o münkeru'I hadistir1' der. Ukayli "onun bir hadisi var ki hiç ardına düşülmez, ondan başka nakleden de bilinmez" derken Said b. Yunus da "münker" der. Zehebi Mizan 5763 noiu tercemede tenkidden sonra onun münkerine bunu örnek verir. Burada ise sanki haberi Hasen sayar gibi. Zira bahsettiği son silsilede Ulvan yok. Taberi ise bu haber hakkında şunu der: Bana Yunus Yahya b. Abdullah'tan nakletti: Leys'in ölümünden sonra bize Ulvan geldi. Ben bu hadisi sordum, aynen Leys'in bunu rivayet ettiği kelimelerle anlattı ve bunu Leys'ten böyle duyduğunu söyledi.
İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/126-131
356[204] Ebu Ya'la, Müsned 7/430 h.no 4451; Beyhaki, Kübra Cenaiz 3/399, 4/31; Ibııi Sa'd, Tabakat 3/197, 198; Tarihi Dımışk 30/425-427, 434, 436.
Burada Ebu Ya' la şu ilaveyi verir: Hz Ebu Bekir sonra:
-Rasulullah ne gün vefat etti? dedi. Ben de "Pazartesi" dedim. Ebu Bekir de: "Bende şimdi bu geceye doğru öleceğimi umarım." dedi. Fazla geçmeden Pazaıtesiyi salıya bağlayan gece vefat etti. sabahtan önce defnedildi.
Hz Aişe der ki: Babam daha önce de:
-Rasulullah kaç kefene sarıldı? Demiş, ben de "bembeyaz suhûl (köyünde) dokuma üç elbise ile, gömlek ve sarık yoktu" dedim. O zaman hastalıkta giyindiği elbiseye baktı. Onda az'feran boyası vardı. "Şu elbisemi yıkayın ve iki kumaş daha ilave edin ve bunlarla beni kefenleyin." dedi. Ben "ama bu elbise eskimiş" deyince babam: -Diri kişi yeni elbiseye ölüden daha layık. Ölünün elbisesi vücuttan çıkacak sulan önlemek içindir, dedi.
Hadisi Buharı şiirsiz alır. Bak Cenaiz 23/94 h.no 1787; Müsned 6/118, 123; İmam Malik, Muvatta Cenaiz 19/6; Nesai, S. Kübra 1/621 h.no 2024
-Hz. Aişe (r.a.) Ebu Bekr'e geldi. Hz. Ebu Bekr o esnada bir ölünün son nefesindeki çırpınışı gibi çırpmıyordu. Nefesi göksünden gelmeye başlamıştı. Ben durumunu şu şiirle dile getirdim:
Ömrüne and olsun ki, nefes boğazda hırıltı haline gelip göğüs daralınca, yiğide serveti asla fayda veremez.
Bunun üzerine babam bana öfkeli gibi baktı ve "ey mü'minlerin anası bu iş senin dediğin gibi değil. Ancak; " cûS La Ölüm sarhoşluğu gerçek olarak geldi (gerçeği getirdi). İşte bu senin kaçtığın şeydi." hakikatidir.
-Yâ Âişe ben sana bir bahçe bağışlamıştım. Hâla içimde o hususta bir sıkıntı var, sen onu miras malına geri ver, dedi. Ben de "evet" deyip geri verdim, dedi. Sonra Ebu Bekr:
-Ama bize gelince; müslümanların idaresi bize verileliden beri onların ne dinar ne de dirhemlerini yedik. Sadece yemeklerinin en sert (iyi dövülüp inceltilmemiş) olanlarından yedik, sırtımıza en kaba en sert kumaşlarından geçirdik. Müslümanlara ait olan ganimet malından da, şu Habeşli köle, şu su devesi ve şu tüyleri dökük kadife dışında az ya da çok, yanımızda bir şey yok. Ben öldüğümde onları da Ömer'e gönderip beni bunlardan da kurtar, dedi. Ben babam ölünce bunları Ömer (r.a.)'a teslim ettim. (Gönderdiğim elçi Ömer'e varıp teslim edince Ömer öyle ağlamış ki, göz yaşları tâ yere kadar inmiş ve "Allah Ebu Bekr'e rahmet etsin kendinden sonra geleni zor duruma soktu" diye iki defa tekrarlamış, ve köleye bunları teslim almasını emretmiş. Orada bulunan Abdurrahman b. Avf: "Sübhanallah sen Ebû Bekr'in ailesinden şu köleyi, şu su devesini ve değeri beş dirhem etmeyen şu kadifeyi soyup alıyorumusun?" dedi. Hz. Ömer de "Ne yapayım diyorsun?" deyince "onları ailesine geri yolla!" dedi. Ömer (r.a.) da:
-Hayır! Muhammed'i hak olarak gönderen Allah'a yemin olsun ki, bu benim idaremde asla olamaz. Ebu Bekr ölürken bunlardan kurtuldu da ben mi ailesine geri vereceğim. Ölüm bundan daha yakın, dedi.357[205] Kasım (b. Muhammed) Hz. Aişe (r.a.)'dan naklediyor: -Ebu Bekr (r.a.) ölüm gelip çatınca: "Ebu Bekr ailesinde şu sağmal deve ile müslümanların kılıçlarını yapıp bize de hizmet eden şu demir parlatıcısı (cilacı) köleden başka devlete ait bir şey olduğunu sanmıyorum. Ben ölünce bunları Ömer'e teslim edin, dedi.
Babam ölünce ben bunları Ömer'e verdiğimde Ömer (r.a.): -Allah Ebu Bekr'e rahmet etsin, kendinden sonrakini zora soktu, dedi.358[206]
Zührî anlatıyor: Hz. Ebu Bekr (r.a.) hastalığında "ölürsem beni hanımım Esma binti Umeys yıkasın. Eğer yalnız başına başaramazsa o zaman oğlum Abdurrahman'dan yardım istesin" diye vasiyet etti. Abdu'l Vahit ve diğerleri Ebu Ca'fer el-Bâkir'dan nakleder: -Hz. Ebu Bekr kefenlendikten sonra yanına Hz. Ali girdi ve: "Amel defteriyle Allah'a kavuşanlar arasında hiç kimse bana şu kefenine sarılan zattan daha sevimli değildi." dedi.359[207]
357[205] İbni Sa'd, Tabakat 3/19; İbnu'l Cevzi, Muntazam 4/128, Menakıbı Ömer s. 56; Tarihi Dımışk 30/430; El Kamil 2/423
358[206] îbni Sa'd, Tabakat 3/192; Taberi 3/203'te bunu Kasım b. Muhammed'den nakledip Abdurrahman yerine "Muhammed" der. Oysa bu Muhammed Esma'dan veda hac-çına giderken doğmuş olup babasının ölümünde üç yaşında idi. Tarihi Dımışk 30/430, 437
359[207] İbni Asakir, Tarihi Dımışk 30/442; İbni Asakir 440'ta bu olayı Esîd b. Safvân (r.a.)'tan daha uzun nakleder. Önemine binaen buraya almak isterdim. Çünkü
Yine Kasım anlatıyor: Ebu Bekr (r.a.) öldüğünde Peygamber (s.a.v.)'in yanı başına konulmasını vasiyet etmişti. Öldüğü zaman orada bir mezar kazıldı. Ebu Bekr'in başı Rasulullalrm omuzlarına gelecek şekilde defnedildi.360[208]
Abdullah b. Zübeyr (r.a.)'ın oğlu Âmir de "Ebu Bekr (r.a.)'ın başı Peygamberin omuzuna gelecek şekilde, Ömer (r.a.)'ın başı da Hz. Ebu Bekr'in böğrüne gelecek şekilde defnolundular" der.361[209]
Hz. Aişe (r.a.): Hz. Ebu Bekr Salı gecesi vefat edip sabah olmadan defnedildiğini söyler.362[210]
Mücahit anlatıyor: Hz. Ebu Bekr ölünce oğlunun mirasını alması hususunda -daha sağ olan- babası Ebu Kuhafe ile konuşuldu. O da: "Ben o miras malını onun çocuklarına bırakıyorum." dedi. Sonra o da çok uzun yaşamayıp altı ay bir kaç gün sonra vefat etti.363[211]
Bir rivayette geçtiğine göre: Hz. Ebu Bekr ölünce malına babası Ebu Kuhafe hanımları Esma binti Umeys ve Ümmü Gülsüm'ün anası Habîbe binti Harice, Abdurrahman, Muhammed, Hz. Aişe, Esma ve
Ümmü Gülsüm varis olmuşlardır.364[212]
Bir rivayette ise: "Hz. Ebu Bekr'i yahudiler pilavla zehirlediler. Zehirleme olayından bir yıl sonra öldü. Öldüğünde altmış üç yaşındaydı." deniyor.365[213]haberdeki Hz Ali'ye ait sözler çok güzeldi. Lakin, Zehebİ Mizanu'i İtidaİ'ihde Ravî Ömer b. İbrahim b. Halid el-Haşimi'yi bu hadisi uydurmakla itham eder. Hatta hadisin başını "Ebu Bekir Ölünce Medine ağıtla sallandı, Ali ağlayarak geldi" kısmını alıp sonra kırk satır kadar uzun bir haber sevkeder ki -bırak senedi-metnin uydurma olduğuna kalb şahitlik yapar" der. Bu haberi Ebu Bekr el-Bezzâr da Müsned'inde alıp hiç bir tenkid yapmadan verir. Bezzar 3/138 h.no 927. Bir de haberi Hz Ali'den Useyd b. Safran diye bir zattan naklederler. Bu Bezzar da yanlışlıkla Üseyr b. Safvan yazılmıştır. Bu zatın sahabe olup olmadığı belü değildir. Zehebi Mizan'ında bu haberi Şaşî'niıı Müsnedinden verir. Ne yazık ki elimizdeki Şaşî nüshası eksiktir.
360[208] Tabakat 3/209; Taberi 3/422; İbni Asakir 30/446
361[209] İbni Sa'd 3/209; Taberi 3/422; İbni Asakir 30/446
362[210] İbni Sa'd 3/207; Taberi 3/42!; İbni Asakir 30/448
363[211] İbni Sa'd, Tabakat 3/210, 211. Bir kısmı Taberi 3/425
364[212] İbni Sa'd, Tabakat 3/210
365[213] Taberi, Tarih 3/419. Daha önce zehirlendiği (ama Yahudi adı geçmeden) bildirilmişti. İbni Sa'd 3/198; İbni Asakir 30/409. Taberi bunu şöyle anlatır:
-Ebu Bekir Yahudilerin ikramı pirinç pilavım Haris b. Kelde ile yiyordu. Haris elini çekip "sen insanı bir yıl sonra öldürecek olan bir zehirle zehirlenmiş yemek yedin" dedi. Gerçekten bir yıl sonra öldü. On beş gün kadar hastalandı. Kendisine "bir doktor çağirtsan" denilince "beni doktor muayene etti" dedi. "Peki hastalığına ne dedi?" dediler. Hz Ebu Bekir de: "Ben dilediğimi yaparım" dedi diye cevap verdi. Bu sözü İle doktor diye Allah'ı kasdediyordu.
İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/131-135

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...