02 Mart 2015

TARİHU’L İSLAM..İmam Zehebi (İSLAM TARİHİ 30. BÖLÜM)



TARİHU’L İSLAM..İmam Zehebi (İSLAM TARİHİ 30. BÖLÜM)
Yemendeki İkinci İrtidad Olayı
Anlatıldığına göre, Kays b. Mekşûh da Esved el-Ansi'yi Öldürenlerden biri olup o da sonra irtidad edip İslâmdan çıkmıştı. Sonra da El Esved el-Ansi'nin adamlarından çoğu gelip onun hizmetine girmişlerdi. San'a halkı ondan çekmiyorlardı. Kays bir gün Firuz ed-Deylemi ile Dâzeveyh'e gelip El-Esved'in adamlarının durumu hakkında onlarla istişare etmek istedi. Oysa bu onun bir aldatmacası idi. Onlar da ona güvenip inandılar. Ertesi gün Kays onlara bir yemek ziyafeti hazırlayıp davet etti. Dazeveyh de yanma girince Kays onu öldürdü. Az sonra gelen Firuz vaziyeti anlar anlamaz hemen oradan kaçıp uzaklaştı. Giderken Cüşeyş b. Şehr adlı adama rastlayıp onunla beraber Havlan dağlarına doğru kaçtı. Kays sonra San'a'yı ele geçirdi. Firuz da Ebu Bekr'e (r.a.) bir mektup yazarak ondan yardım istedi. İstediği bu yardım Yemen'e ulaştı ve Kays'la karşılaşıp onun ordusunu bozguna uğrattı, ardından da onları esir alıp, Hz. Eb Bekr'e yolladılar. Ebu Bekr Kays'ı azarladı. O ise dinden döndüğünü inkar etti ve Ebu Bekr onu affetti.46[46]
Ebu'l Esved aracılığıyla İbnu Lehîa Urve'den şöyle dediğini nakleder.
-Allah'ın kılıçlarından bir kılıç olan Halid b. Velid (r.a.) yola çıkıp çok sür'atli hareket etti ve kısa sürede Buzaha pınarına ulaştı. Orada Tay kabilesi ona: "Dilersen bize gelip konakla! Zira biz sizi dinleyip devlete itaati olan bir kavimiz. İstersen de biz size desteğe gelelim." diye haber saldılar. Halid (r.a.) onlara: "İnşaallah biz size geleceğiz." haberini saldı. Daha Halid orada iken Beni Esed ve Gatafan'h düşmanlar birleşip geldiler ve çarpışma başladı. O gün düşmanın çoğu öldürüldü, büyük bir bölümü de esir edildi. Halid, orada bir ağıl yapılması enirini verdi. Sonra bu ağıl yakıldı ve esirler içine atıldı. Sonra harekete geçip Tay kabilesine doğru ilerledi, Beni-Amir, Gatafan ve diğer pek çok insan gelip müslüman olduklarını ve zekat ödeme hakkını kabullendiklerini bildirdiler. Halid de onların ricalarını kabul etti.
O çarpışmada Malik b. Nüveyra et-Temimi'de beraberindeki Beni Temim'li adamlarla beraber öldürülmüştü. Ensar: "Biz artık geri dönüyoruz. Artık araplar kendi suçlarını ikrar ettiler." dediler. Halid ve beraberindeki Muhacirler ise: "Ömrüme yemin olsun ki size bildiriyorum. EmiriniZ yalancı Peygamber Müseyleme b. Sümame'ye saldırma kararı almıştır. Şu vaziyette sizin dağılmanızı uygun görmüyoruz. Zira bu güzel olmaz. Emirinizin size son derece ihtiyacı olduğu bir zamanda sizden hiçbirinizin Emirinizi bırakıp gitmesinin kendini savunacağı bir delili olamaz." dedilerse de Ensar dönmekte direndi. Halid ve beraberindekilerse Müseyleme'ye saldırma kararında kaldı. Bir ya da iki gün Ensar konuyu tartışıp ordudan geri kaldı. Sonra pişman olup: "Vallahi eğer bu kardeşler yenilirse onları zayıflatan biz oluruz ve Allah ve Ebu Bekr katında geçerli mazeretimiz asla olamaz." deyip, Halid'e doğru hızla yola koyulup ona yetiştiler ve Necd'deki Yemame'ye doğru yürüdüler. O esnada Hanife oğulları lideri Müccâa b. Mürâra yirmi üç süvari ile Amir oğullarının intikamını almaya geldi. Müslümanlar onları kuşatıp adamlarını katledip kendini de yakaladılar.47[47]
46[46] Taberi 2/296
47[47] Taberi, Tarih 2/277; Halife b. Hayyat, Tarih s. 107. Hz Halid'in ağıl meselesini fbni Sa'd 7/396'da nakleder
Attaf b. Halid der ki: Bana kardeşim Abdullah Adiy oğullarından biri aracılığıyla Vahşi'nin şöyle dediğini haber verdi: Halid'le beraber yola çıkıp Tuleyha'ya geldik. Allah onu bozguna uğrattı. Halid: "Ben Müseyleme'ye kadar varıp Allah bizimle onun arasındaki hükmünü vermedikçe geriye dönmeyeceğim." dedi. Sabit b. Kays da ona: "Hayır! Biz sadece şunlar için gönderilmiştik, Allah onların defterini dürdü." dediyse de Halid onların mazeretini kabul etmeyip yoluna yürüdü. Bir gün sonra da Ensarla beraber Sabit gelip Halid'e katıldı.48[48] Süfyan-ı Sevrî, Kays b. Müslim vasıtası ile Tarık b. Şihab'dan naklediyor:
-Büzaha pınarı civarındaki Esed ve Gatafan kabilelerinin temsilcileri sulh için Ebu Bekr (r.a.)'ın yanına geldiğinde, Ebu Bekr (r.a.) onları, içinde sürgün şartı bulunan bir harb veya "rüsvay bir af' talebinden birini seçmekte muhayyer bıraktı. Onlar da: "Ey Allah Rasulünün halifesi! Harbe gelince biz onun ne felaket olduğunu anladık ama bu "rüsvay bir af dileme" dediğin ne? Diye sordular.
O da: "Elinizden silahlarınız ve atlarınız alınacak, sonra da Allah (c.c.) Peygamberinin halifesine sizin mazeretinizi kabul ettirecek bir şeyi gösterinceye kadar develerin kuyruğuna (peşine) tabi olan bir toplum olarak bırakılacaksınız. Bizden ele geçirdiğiniz her şeyi ödeyeceksiniz, ama bizim sizden ele geçirdiğimiz şeyler ganimet olduğundan biz ödemeyeceğiz. Bizim ölülerimizin Cennette, sizin ölülerinizin Cehennemde olduğuna şahadet edeceksiniz. Bizden öldürülenlere diyet ödeyeceksiniz ama biz sizden öldürülenlere ödemeyeceğiz, demektir." dedi. Bunu duyan Ömer (r.a.): "Ya Ebu Bekr* Sen görşünü söyledin, ben de belirteyim: "Silah ve atlan bırakmaları" görüşün ne kadar güzel. "Kendilerini develerinin ardında yaşamaları için bırakılmaları" görüşün de ne güzel. "Bizden aldıklarını geri vermeleri, bizim aldıklarımızın ganimet sayılması" görüşün de iyi. "Onların cehen-nemlik olan ölülerine diyet vermemiz" görüşü de iyi. Ama "Onların bizim ölülerimize diyet ödemeleri" görüşüne hayır. Zira bizim ölülerimiz Allah'ın emrini icradan dolayı öldüler, onlara da diyet verilmez, deyince Ebu Bekr ve diğerleri Ömer'e uydu.49[49]
Malik B. Nüveyre'nin Öldürülüşü
îbn-i İshak anlatıyor: Halid b. Velid (r.a.)'m yanma, Malik b. Nüveyra kendi kavmi olan Hanzala oğullarından bir grup adamla beraber getirildi. Hz.. Halid de boyunlarını vurdurdu. Sonra Halid (r.a.), Temim kabilesi topraklarında ilerlerken Temimli'lerden bir topluluğun etrafını sarıp silahlarım aldılar. Onlar: "Bizler Müslümanız." deyince onlara: Öyleyse silahlarınızı bırakın!" denildi. Onlar da silahlarını bıraktı. Sonra İslâm ordusu namaza durunca onlar da birlikte namaz kıldılar.50[50]
48[48] Taberi bu Müseyleme hadisesini çok geniş anlatır 2/270. Halife b. Hayyat bu olayı buradakinden de kısa olarak Urve'den nakleder s. 104
*Buradan sonra Zehebi metninde bir kısalık ve kekrelik olduğundan biz bu kısmı kaynaklara göre terceme ediyoruz .
49[49] Buharı, Ahkam 93/51 h.no 7221 (Hz Ebu Bekir'in sözünün birazını); Hafız Humeyd b. Zenceveyh de El-Emval adlı eserinde 3/460 h.no 742; Yine Humeydi El-Cem Beyne's-Sahihayn'ında; İbnü Ebi Şeybe, Musannef 12/263 no 12777; Beyhaki S. Kübra 8/335; Said b. Mansur, Sünen 2/339 no 2934; Ebu Ubeyd El Emval s. 197; İbni Asakîr, Tarihi Dımışk (24/420-430)'da onun hakkında epey malumat verip, bizzat kendi ağzından Ebu Bekr döneminde bütün harplere katıldığını söyler. Ebu Davud "O, Peygamberi görmüş, ama ondan rivayet etmemiştir." Derse de İmam Ahmed Müsned'inde 18853 nolu hadiste onun bizzat Nebi (s.a.v.)in "En üstün Cihad, Zalim Sultanın yanında söylenen hak sözdür." Hadisini nakleder.
İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/44-48
50[50] Taberi, Tarih 2/272, 273; Halife b. Hayyat, Tarih s. 165; Ebull Ferec el-İsfehani, El-Eğani 15/303
Abdulah b. Ömer (r.a.)'dan oğlu Salim şöle dediğini anlatır:
-Ebu Katade el-Ensari (r.a.), Ebu Bekr (r.a.)'ın yanma geldi ve ona Malik b. Nüveyra ile arkadaşlarının Halid tarafından katledildiğini anlattı. Ebu Bekr (r.a.) buna çok öfkelendi. Sonra da Malik'in varislerine kan diyeti ödeyip alınan esirlerle mallan iade etti.51[51]
Anlatıldığına bakılırsa, bu Malik b. Nüveyra çok yiğit bir süvari olup kavmi arasında sözü dinlenen ve kendisinde kibir vardı. Ona zekat develerini ürküttüğü için, Cefûl-ürküten lakabı takılmıştı. Bu zat
Peygamberimizin yanma gelip müslüman oldu. Efendimiz (a.s.) da onu zekat develerinin işine tayin etti. Sonra bu adam da dinden döndü. Bu harpte Halid'le karşı karşıya gelince Halid'e: "Ben namazı kılarım ama zekatı vermem." dedi. Hz.. Halid ona: "Sen namazın zekatla beraber olduğunu bilmiyor musun? Bunlardan biri olmadan diğeri kabul edilmez." deyince: "Evet senin Peygamberin de böyle söylerdi." dedi. Halid (r.a.) da ona: "Sen onu kendi Peygamberin olarak kabul etmiyor musun? Vallahi öyle istiyorum ki, senin boynunu vurayım." dedi. Sonra uzun süre münakaşa ettiler. Artık Halid onu öldürmeye karar verdi, Ebu Katade el-Ensari ile Abdullah b. Ömer (r.a.), Halid b. Velid'le öldürme konusunda konuşmak istediler ise de, onların sözleri pek hoşuna gitmedi ve Dırâr b. El-Ezver'e: "Şu adamın boynunu vjur!" dedi. O esnada Malik orada bulunan hanımına doğru döndü ve: "İşte beni öldüren bu kadındır." dedi. O son derece güzeldi. Halid de: "Aksine o değil, seni Allah öldürdü, zira İslâmdan döndün" deyince, O: "Ben hâla Müslümanım!" dedi. Halid yine Dırar'a: "Vur şunun boynunu!" emirini verdi. O da boynuna kılıçla vurunca Malik'in başı kopup orada içinde yemek pişmekte olan bir tencerenin sacayağından birine kadar yuvarlandı. Sonra Halid b. Velid bu kadınla evlendi. Bu konuda Ebu Züheyr es-Sa'dî'nin söylediği beyitlerden biri de şudur:
-Halid, onu hanımı için zulmen öldürdü. -Zira daha önceden kadına aşıktı.52[52]
Merhum Üstad Muhammed Zahid Kevseri Makalat'ında (s 312), bu meseleye çok ciddi bir şekilde yaklaşıp, İslamı yıpratmak istyenlerin kaynakları nasıl bulandırdıklarını böylece yalan rivayetleri aralara sokarak Hz Halid ve onun gibi nicelerine, nasıl çamur atılarak, İslamdan öc almaya çalışıldığını çok etraflıca delilendirir.
İbııu'l Esir, El-Kamil adlı tarihi ile Üsdü'l Gâbe fî ma'rifetiVSa-habe adlı eserinde bu mevzuda der ki: Nebi (s.a.v.) vefat edince arapların bir kısmı dinden dönmüştü. Secah adlı bir kadın da ortaya çıkıp Peygamberlik iddia etmişti. İşte yukarıda adı geçen Malik b. Nüveyra bu kadınla anlaşma yaptı. Artık ondan dinden dönme gibi bir şey zuhur etmedi ve El-Bitah denen yerde ikamet etti. Halid b. Velid Esed ve Gâtafan kabilelerimle mücadelesini tamamlayınca, Malik b. Nüveyra'nm üzerine yürüyüp yakalamaları için ordusunu ufak müfrezeler halinde çevreye dağıttı. Onlar da Malik'i yakalayıp getirdiler... İbnu'l Esir hadiseyi uzunca anlatır. İşte bu asarın sonunda şu ilaveler de vardır;
-Halid b. Velid (r.a.) seferi tamamlayıp Medine'ye geldiğinde Hz. Ömer ona: Bire Allah düşmanı! Sen
51[51] Tarih-i Halife s. 105; El-Kamil fı't Tarih 2/359; El-Eğani 14/64; Taberi 2/273
52[52] İbni Sa'd, Tabakat'ın yeni bulunan kısmı, dördüncü Tabaka 2/533 no 235. Bu mevzu asırlardan beri tartışılan bir mevzu olmuş, kimi Halid'i savunmuş kimi onu aşırı bulmuştur.
Müslüman bir adamı öldürüp sonra da onun hanımına sahip oldun öyle mi.! Seni mutlaka recmetmeliyim, dedi.
Yine İbnu'l Esir, Ebıı Katade (r.a.)'ın onların ezan okuyup namaz kıldıklarına şahadet etmişti, dediğini ilave eder.53[53]
El- Muvakkıri, Zühri'den naklediyor: Halid b. Velid, içlerinde Ebu Katade'nin de bulunuğu bir bölüğü Malik b. Nüveyra'yı yakalamağa gönderdi. O gün, bu bölük çok hızla ilerleyip kabilenin bulunduğu yere ulaştı. Malik kendi grubu ile onlara karşı gelerek: "Siz kimsiniz?" diye sordu. Onlar da: "Biz Müsl umanlarız!" dediler. Ebu Katade (r.a.)'m iddiasına göre Malik de: "Ben de Allah kulu bir Müslümamm!" diye cevap verdi. Seriyye komutanı ona: "Silah bırak!" emrini verince o da beraberindeki on iki kişiyle silahlarını bıraktı. İşte onlar silahlarım bırakır bırakmaz bu seriyye komutanı onları bağlayıp esir alarak yola koyuldu. Onlarla birlikte hanımları da esir edilerek Halid b. Velid'e getirildiler. Ebu Katade (r.a.): "Bunların esir olamayıp eman verilmesi gerektiğine, zira kendilerinin müslüman olduğunu iddia ettiklerini, ileri sürerek münakaşa etti. Lakin seriyyede bulunan diğerleri Ebu Katade'ye itiraz edip Halid'e, bunların emanlan olmadığım, zira onları savaşarak zorla esir alabildiklerini söylediler. Halid (r.a.) da emir verdi ve erkekler öldürülüp kadınları esir edildi. Buna kızan Ebu Katade (r.a.) da, atına binip Hz. Ebu Bekr'e doğru yola çıktı. Ebu Bekr'in yanına varınca: "Sen de biliyorsun ki, Malik b. Nüveyra'nın İslama girdiğine dair bir ahitnamesi vardır. Ben Halid'i ikaz etmeme rağmen benim nasihatimi bırakıp sırf harp ganimeti peşinde olan bedevilerin dediklerine katıldı."...diyerek olayı anlattı. Ömer bunu duyunca yerinden fırlayıp Ebu Bekr (r.a.): "Ya Ebu Bekr! Kesinlikle şu Halid'in kılıcında zulüm vardır. Şu yaptığı da ke-sinlikle doğru değildir. Senin onu yakalayıp zincire vurman gerekiyor!" dedi. Ebu Bekr (r.a.) bir şey söylemedi.54[54]
Halid b. Velid (r.a.), oradan yalancı Peygamber Müseyleme'yi ele geçirmek için Yememe'ye doğru hareket etti. Bir müddet sonra Ma-lik'in kardeşi Mütemmem b. Nüveyra, Medine'ye gelip kardeşi için inşad ettiği ağıtını Hz.. Ebu Bekr'e okudu ve "Allah aşkına kardeşimin kanına kısas ve esir alman hanımları vermenizi istiyorum." dedi. Ebu Bekr getirilen kadınları geri verdi ve hâla Halid'in kısas edilmesi hususunda direnen Ömer (r.a.)'a da: "Halid senin dediğin gibi katil mevkiinde değildir. Kabul et ki, Malik'i kafir sayıp da bu kanaatinde yanılmıştır." dedi. 55[55]
Mütemmem'in ağıtından bir iki beyit şu idi:
1- Biz bir zamanlar Cezime denen kişinin nedimleri gibi hep beraberdik. Öyle ki "bu ikisi artık hiç ayrılamazlar" deniliyordu.
2- Lakin bir dağılınca bu kadar uzun süre beraber olmamıza rağmen sanki Malik'le ben hiç bir gece beraber olmamışız gibi oldu.56[56]
53[53] İbni. Şa'd, Tabakat. dördüncü Tabaka 2/236 h. No 236. İbnu'l Esir el-Kamil fî't-Ta-rih 2/358, Osdul Ğabe fî Ma'rifeti's Sahabe 4/148
54[54] Tarih-i Halife 104; Taberi 2/270
55[55] Üst Kaynak.
56[56] Tarih-i Halife 105, 166; İsfehani , El-Eğani 15/308; El-Kamil Fi't Tarih 2/366; Eş-Şi'r ve'ş Şu'arâ 255; Mliberred, El Kamil 3/242; İbni Sa'd, Tabakat, dördüncü ta-baka 2/539; îkdu'l Ferid 3/193
Müseylemetü'l Kezzab'la Savaş
İbn-u Lehî'a, Ebu'l Esved aracılığıyla Urve'nin şöyle dediğini anlattı:
-Halid bizi Yemame'ye yalancı Peygamber Müseyleme'ye savaşa götürdü. Müseyleme de büyük bir grupla gelip, Akraba denen Yemame'deki bir yere ordugahını kurdu. Hasid oraya onların üzerine gelip konaklamış, malların hepsini bu Akraba mıntıkasının arkasına bırakıp Yemame meralarını sırtlarına alarak (gelecek düşmandan emin olarak) yerleşti.
Müseyleme'nin oğlu Şurahbi, kendi adamlarına: "Ey Hanife oğulları! İşte bugün geyret günüdür. Eğer bugün bozguna uğrarsanız kadınlarınız art arda dizilip esir alınacak ve hiç zevk almadıkları bir tarzda evlendirilecekler. Artık şerefiniz için çarpışın!" diyerek bir konuşma yaptı. Böylece Akrabâ'da çok müthiş bir çarpışma başladı. Bir
ara müslümanlar taktik gerilemesi yapıp, yeniden saldırmak için geri çekilir gibi yaptıklarında, Hanife oğullarından bir kısmı gelip Halid'in çadırına girdiler. Orada Halid'in hanımı, Ummü Temim ve bir de esir alınan Müccâ'a diye biri vardı. Onlar Halid b. Velid'in hanımını öldürmek isteyince, bu esir Müccâ'a onlara: "Ben onu himayeme aldım." diyerek onu korudu. Daha sonra Halid'in çadırına giren bir grup müslüman bu Mücâ'a'yı öldürmek isteyince, Ümmü Eymen: "Vallahi o öldürülmeyecek" diyerek onu himayesine aldı.
Sonra Allah düşmanları hezimete uğradı. "Ölüm bahçesi" diye anılan bahçenin yanında son derece şiddetli bir çarpışma oldu. Muhakkem b. Tufeyl YemamerTlere: "Ey Beni Hanife! Haydi bahçeye girin, zira ben o zaman size arkadan saldırılmasına engel olabileceğim." dedi. Onları korumak için bir müddet çarpışıp öldürüldü. Müseyleme adamlarına: "Ey kavmim! Şerefinizi korumak için çarpı-şın!" diye dellal çağırttı. Onlar da Müseyleme öldürülünceye kadar çok müthiş bir çarpışma yaptı. Muvakkirî der ki: "Bana bu olayı Beni Nevfel'in azatlısı da anlatımıştı.57[57]
El-Muvakkirî, yine Zühri'den şunları naklediyor:
-Hz.. Halid b. Velid, sahte Peygamber Müseyleme ve beraberinde bulunan Hanife oğullarıyla savaşa tutuştu. O vakit arap kabilelerinin nüfusu en fazla, gücü en ilerde olanı bu Hanife oğullarıydı. O gün pek çok kimse şehid oldu, Allah, Hanife oğullarını yenilgiye uğrattı. O gün Müseyleme de öldürüldü. Onu vahşî mızrakla öldürmüştü.
Ondan sonra şöyle deniliyordu: Vahşi, Allah Rasulünden sonra, yeryüzü halkının en hayırlısını ve de en şerlisini öldürmüştür.58[58]
Rivayete göre Vahşi'den: "Ölüme Müseyleme'nin arkadaşlarından daha sabırlısını görmedim,
İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/48-52
57[57] Tarih-i Taberi 2/275; El Kamil fı't Tarih 2/362; Tarihi Halife b. Hayyat s. 109; Muntazam 4/82
58[58] Tarihi Halife b. Hayyat s. 109; Muntazam 4/82; Üsdu'l Ğabe 5/83; Taberi, Tarih 2/278, 280
diyerek Müseyleme'nin öldürülme olayına kendisinin de katıldığını bahsettiği" nakledilmiştir.59[59]
İbnu'I Avn, Musa b. Enes yoluyla babası Enes (r.a.)'ın şöyle dediğini anlatır:
-Yemame günü harp başladığında, Sabit b. Kays çadırına girip ölüye sürülen kokulardan süründü,
sonra kalkıp ordunun saflarına girdi. Sanki Müslümanlar bozguna uğramış gibiydi. Müslümanlara
hitaben yüzümüz şöyle (düşmana karşı dönük) olacak (sırtımız değil) diye haykırıp kafirlerle savaşa
tutuştu. Sonra da arkadaşlarına: "Akranlarınızı ne kötü bir şeye alıştırıyorsunuz, biz Rasulullah
(s'.a.v.) ile beraberken bu şekilde çarpışmazdık." deyip şehid olana kadar savaştı. Allah razı
olsun.60[60]
El-Muvakkirî yine Zühri'nin şöyle dediğini anlatır: -Sonra Yemanre diyanndaki Hanife oğullarından
altı bin savaşçı kaçıp kalelerine sığındı. Ardından -durumu kavrayarak- Halid b. Velid'in vereceği
hükme razı oldular, o da onların hayatını bağışladı.61[61] İbnu Lehîa, Ebu'l Esved aracılığıyla Urve'den
şöyle nakleder: -Hanife oğulları, bozguna uğrayınca kaçıp kalelerine sığındılar. Halid b. Velid olayını
onlara saldırtmayı arzu etmişti, lakin adı geçen esir Müccâ'a, Halid'i altın, gümüş, silah ve binek
hayvanları ile, kölelerin yansı ve her köyden bir bahçe verilmesi için sulh yapmaya uğraştı ve bunu
hükme bağladılar.62[62]
Selame b. Umeyr el-Hanife, Yemameli'lere: "Ey Hanife oğulları! Halid'le hiçbir şey karşılığı sulha
girmeyip çarpışmaya devam edin, zira kaleniz çok sağlam, yiyeceğiniz çok, kadınlarınız da
yanınızdadır." diye kışkırtmaya çalışınca, Müccâ'a: "Sakın onu dinlemeyin, zira o uğursuzdur."
deyince onlar Müccâ'a'nin sözüne itaat ettiler. Sonra Halid onları İslama ve içine düştükleri
durumdan kurtulmaya davet etti. Bunun üzerine onların diğer grupları da müslüman oldu.63[63]
İbnu İshak anlatıyor: Halid onlara: "Ya Hanife Oğulları! Siz ne istiyorsunuz, ne diliyorsunuz?" diye
sorunca: "bizden bir Peygamber, sizden bir Peygamber olsun." dediler. Halid de onlara kılıç teklif
etti. Yani Müccâ'a ile beraber bulunan yirmi kişiyi öldüreceğini söyledi. Müccâ'a'yı demire bağlayıp
harbe girdi. Sonra iki taraf birbiriyle karşılaştı. Hz. Ömer'in kardeşi Zeyd b. Hattab, müslümanlar
geriler gibi olduğu sıra: "Bizim yiğitlerden sonra ben de kurtulmam." deyip şehit düşene kadar
savaştı.64[64]
İbni Sîrin'in dediğine göre Zeyd b. Hattab'ı öldüren Ebu Meryem el-Hanefı imiş.65[65]
59[59] Tarihi Halife s. 109
60[60] Bııhari, Cihad 39, 2845; İmam Ahmed bunu uzun olarak verir. MCısned 3/İ37 h. No 12408; İbnu Ebi Şeybe 12/548; Taberi 2/279 4
61[61] Taberi 2/282
62[62] Taberi, Tarih 2/282-283; Tarih-i Halife 110; Muntazam 4/83
63[63] Taberi 2/283
64[64] Taberi 2/278, 279
65[65] İbni Sa'd, Tabakat 7/91; Tarih-i Halife b. Hayyat s. 108'de bunu Mübarek b. Fııdale aracılığıyla Hasen-i Basri'den nakleder. Her iki isnad da "mürserdir. Sonra
bu Ebu Meryem tevbe edip iyi bir müslüman olduğu gibi, Hz Ömer zamanında Basra kadısı olmuştur. İbni Sa'd'ın bizzat bu zattan nakline göre: "Hz Ömer ağılma
girip, biraz sonra çıktı ve Kur'an okumaya başladı. Ebu Meryem de: ^Ey mü'minlerin emiri! Sen helâden çıktın" deyince, Ömer: "Bu fetvayı
sana Müseyleme mi verdi?" dedi.
İbnu İshak der ki: Abdurrahman b. Ebi Bekr, Mııhakkem el-Yemame b. Tufeyl'e bir ok fırlatıp onu
Öldürdü."66[66]
Derim ki: Yemame harbinin ne vakit gerçekleştiği hususunda tarihçiler ihtilaf halindedir. Halife b.
Hayyat ve Muhammed b. Cerir et-Taberi "hicri on birinci yılda gerçekleştiği" görüşünde iken Abdü'l
Baki b. Kani "yirmibirinci yılın sonunda olduğu" görüşündedir.67[67]
Ebû Mi'şar da: Yemame harbi on ikinci hicri yılın Rabiü'î evvel ayında oldu, o gün öldürülenlerin
hepsi dörtyüz elli kişiydi, der.68[68]
Vakidi de: Yemame harbi on ikinci yılda olduğunu açıklarken, Ebu Nuaym, Ma'n b. İsa ve Vakidi'nin
katibi Muhammed b. Sa'd ve diğerleri de aynı görüştedirler.69[69]
Derim ki: herhalde, Yemame harbi on birinci yılın sonlarında başlamıştır ki, Abdü'l Bakî b. Kani de
böyle diyor. Harbin bitmesi de on ikinci yılın başlarında olmuştur. Zira Halid (r.a.) muhasaranın zor
bir yerde yapılmış olması sebebiyle günlerce sürdürmüştü. Biz konuyu inşaallah on ikinci yılın
başındaki olaylar ve şehitler bölümünde de tekrarlayacağız.70[70]
On İkinci Yılda Vefat Edenler Ümmeti Muhammed'in Hanımefendisi Hz. Fatma'nın (R.A.) Vefatı
Bana ulaşan bilgilere göre Hz. Fatıma'nın lakabı "Ümmü Ebîhâ"dır. Hz. Ali onunla zifafa Bedir
harbinden sonra girdi. O zaman on dört yaşını yeni bitirmiş onbeşinci yaşından bir kaç ay
almıştı.71[71]
Oğlu Hüseyin, Hz.. Aişe, Hz.. Ümmü Seleme, Hz.. Enes ve diğer
bir çok kişi Hz.. Fatıma'dan hadis rivayet etmişlerdir.72[72]
Daha önceki ciltlerde geçtiği gibi Peygamberimizin, son hastalı-ğında Hz.. Fatıma'ya bir sır söylemiş
idi.73[73]
Efendimizin defninden döndüklerinde Enes (r.a.)'a: Gönlünüz Rasulullah (s.a.v.)'in üzerine toprak
atmaya nasıl razı oldu." demiş (ve etrafındaki 1 eri göz yaşma boğmuş) idi.74[74]
66[66] Tarih-i Halife s. 109; Taberi 2/278, 279
67[67] Halife b. Hayyat, Tarih 107
68[68] Tarih-i Halife s. 111; Muntazam 4/83
69[69] İbnu Sa'd, Tabakat; Vakidi, Meğazi; Muntazam 4/83
70[70] İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/52-56
71[71] Menakibu Ali b. Ebi Talib h. No392; Taberi Zeylu'l Müzeyyed s. 499
72[72] Misal: Müsned 6/282-283; Ebu Ya'Ia, Müsned 12/105-123
73[73] Müsned 12/282; Müslim, Fedailu's Sahabe 2450 (99); Buhari 3623, 3624; İbni Mace 1281; Ebu Ya'la, Müsned 12/112 hadis 6745, 6743 ve 6755; Beyhaki,
Delail 6/364
74[74] Buhari, Meğazi 64/83 h.no 4462; İbni Sa'd 2/311; İbni Mace 1630
Hz. Fatıma'ya ait meşhur menkıbeleri vardır ki, Ebu Abdillah el-Hakim bunların bir kısmını
toplamıştır.75[75] Hz.. Fatıma Efendimizin diğer kızları Zeynep ile Rukiyye'den daha küçük idi.
Rasulullah'ın soyu (diğer kızlarının nesli kesildiği için) sadece Hz, Fatıma'dan devam etti. Çünkü
Peygamberimizin kızı Zeyneb'in kızı olan Ümame, Ali (r.a.) ile evlenmiş idi. Ali'den sonra da Muğira
b. Nevfel ile evlenmiş idi. Her ikisinden de çocuğu dünyaya gelmişti. Zübeyr b. Bekkar, Zeynep
(r.a.)'nın soyunun devam etmeyip kesildiğini anlatır.76[76]
Misver b. Mahrame isnadı sahih bir haberde, Rasulullah (s.a.v.)Mn: Fatıma benim sadece bir
parçamdır. Ona endişe veren şey bana da endişe verir, ona eziyet veren bana da eziyet verir"
buyurduğunu nakleder.77[77]
Allah sizden, Ehli Beyt'ten sadece kötülüğü gidermek ve sizi tertemiz temizlemek istiyor" (AHz.ab,
33) ayeti Fatıma, eşi Ali ve oğullan hakkında inmiş, bunun üzerine Rasulullah (s.a.v.) onları bir elbise
altına alarak "Allahim! İşte benim Ehli Beytim bunlardır." buyurdu.78[78]
Tirmizi Hz. Aişe'den naklediyor: Aişe'ye: "Rasulullah'm en sevdiği insan kimdi?" sorusu yöneltilince:
"Kadınlar arasında Fatıma, erkekler arasında kocası Ali'dir -bildiğim kadarıyla- Ali gündüzü oruçlu
gecesi ibadetli biriydi." cevabını vermiş idi.79[79]
Tirmizi'nin, Zeyd b. Erkam'dan rivayetinde Nebi (s.a.v.): Ali, Fatıma ve oğullarına: Ben size savaş
edene savaş, sizinle barış edene barış ederim." buyurmuştur.80[80]
Az önce de geçtiği gibi, Babası(efendimiz) vefat ettiği hastalığında, onun bu ümmetin hanım
efendisi olduğunu bildirmişti.
Hz. Fatıma'nın çocukları: 1-Hz. Hasan 2-Hz. Hüseyn 3-Zeynep 4-Ümmü Gülsüm.
Zeyneb'e gelince: onunla Abdullah b. Ca'fer evlenmiş ve onun nikahı altında vefat etmiştir. Avn ve
Ali adında iki çocuğu olmuş idi.
Ümmü Gülsüm önce Hz. Ömer ile evlendi. Ömer'den Zeyd adında bir çocuğu oldu. Ömer'in
hançerlenip ölüşünden sonra Avn b. Ça'fer'Ie evlendi ise de, Avn b. Ca'fer erkenden ölünce kardeşi
Muhammed b. Ca'fer'le evlendi ve bir oğlu oldu. Sonra onu kardeşi Abdullah b. Ca'fer nikahladı ve
Abdullah'ın nikahı altındayken öldü. Bu haberi Zühri veriyor.
A'meş, Amr b. Mürra aracılığıyla Ebu'l Buhterî'den naklediyor:
75[75] Hakim, Müstedrek 3/151
76[76] Neseb-i Kureyş, s. 22
77[77] Buhar, Nikah 6/158; Ebu Davud 2071; Tirmizi 3959; Müsned 4/328; Menakibu Ali, Meğalizi 428, 429
78[78] Tirmizi, Menakıb h.no 3871; İbni Ebi Şeybe 12/72, 73; Bu hadisi Ümmü Seleme rivayet eder. Müsned 6/292, 304; Beyhaki S. Kübra 2/152; Hakim 2/416,
3/147; Tahavi, Müşkil 1/232; Buhari, Tarih-i Kebir 2/70; Taberi 21/6; Taberani, Kebir 3/47, 48, 49
79[79] Tirmizi, Menakıb 3873
80[80] Tirmizi lı. No 3870; Müsned 2/422; Hakim 3/149; Taberani, Kebir 3/31; İbni Ebi Şeybe 12/97; Taberani, Sağir 5/207; Tirmizi: "Bu garib bir hadis olup biz bunu
yalnız bu yol ile biliyoruz. Ravilerden Ümmü Seleme'nin kölesi Subeyh'in kimliği bilinmiyor!" der. Zehebi ise Mizan'ında: "Ravi Esbât b. Nasr el-Hemedanî bu
haberi rivayet eden tek kimsedir." Onu Ebu Nuaym ve Nesaî zayıf sayıyor, diyor.
-Hz. Ali (r.a.) bir gün annesine: Fatıma'nın dişardaki işlerini sen görüversen de, o da senin evdeki işlerini hamur, ekmek ve el değirmeninde un öğütme işini görüversin, demişti.
Ebû' Abbas es-Serrâc, Muhammed b. Sabbah-Ali b. Haşin) ve Kesir en-Nevâ' isnadiyla İmran b. Husayn (r.a.)!dan şöyle nakleder:
-Nebi (s.a.v.), kızı Fatıma'yı hastalandığında ziyarete gitmiş ve ona: "Kendini nasıl hissediyorsun?" buyurmuştu. Hz. Fatıma da: Benim devamlı artıp duran bir ağrım var. Artık hiçbir şey yiyemiyorum, deyince Nebi (s.a.v.) ona: Yavrucuğum. Alemlerin hanım efendisi olmak istemez misin?" buyurdu. O da: "Ya Meıyem nerede?" deyince Nebi (s.a.v.). AAc O kendi aleminin sen de kendi aleminin hanım efendisisin. Vallahi ben seni dünya ve ahirette efendi olan biriyle evlendirdim." buyurdu.81[81]
Bu zayıf bir hadistir, üstelik Kesir ile İmran arasında bir ravi de atlanmıştır.
Albâ b. Ahmer, İkrime aracılığıyla İbni Abbas (r.a.)'tan Nebi (s a v ) efendimizin Cennet hanımlarının en faziletlisi Huveylid kızı Hatice, Muhammed kızı Fatıma, Meryem ve Âsiye'dir." buyurduğunu anlatır. Hadis Ebu Davud'dadir.82[82]
Ebu Ca'fer er-Razi de Sabit yolu ile Enes (r.a.)tan bu hadisin aynısını merfu bir senedle verir ki onun metni " £jjj alemlerin en hayırlısı şu dört hanımdır" şeklindedir.83[83]
Ma'mer, Katade-Enes isnadıyla merfûan Sana dünya hanımlarından şu dördü yeter" hadisini nakleder. Bunun aynı lafızlarla Ebu Hüreyre ve diğerlerinden de rivayetleri vardır.84[84]
Meysera b. Habib, Minhal b. Amr-Aişe b. Talha isnadıyla Hz. Aişe validemizin: "Sözü ve konuşması Fatma'dan daha çok Peygambere benzeyen birine rastlamadım. Rasulullah (s.a.v.)'ın yanma girince Efendimiz ona ayağa kalkar onu öpüp selamlardı. Nitekim Fatıma da ona öyle davranırdı." dediğini nakleder.85[85]
Hz. Aişe, onun yürüyüşünü de Peygamberin yürümesine benzetmişti.86[86]
Hz. Fatıma (r.a.) Fedek arazisindeki Efendimizden kalan hissesini istediğinde Ebu Bekr (r.a.)'in: ''Ben Nebî (s.a.s.)'in bizim bıraktığımız (miras malı değil) sadaka olur' buyurduğunu işittim" demesi sebebiyle ona öfkelenmiş idi.87[87]
81[81] Bu haberi Tahavi Müşkilu'l Asar'da (1/141 no 149) Mübarek b. Fudale, Hasen isnadıyla îmran'dan nakleder.
Bu hadisin zayıflığını Zehebi açıklıyor. Doktor Abdüsselam Tedmuri arapça baskıda "Hadis, Hafızın da dediği gibi zayıftır, ama onu Bııharideki rivayet kuvvetlendiri-yor" diyerek bir tashih hatası yapıyor. Oysa Buhari rivayetine Zehebi yukarda işaret ettiği gibi bunun altındaki hadisleri de nakleder. Burada esas zayıf nokta Meryem'le olan kıyas ve "o kendi aleminin sen kendi aleminin hanım efendisisin" şeklindeki kısmıdır.
82[82] Müsned 1/322; Hakim 3/160; İbnu Abdil Berr, El-İstîâb 4/376
83[83] Hakim 3/154; El-İstîâb 4/377
84[84] Hakim 3/158; Talıavi, Müşkil 1/140 no 147; Abdürrezzak, Musannef 20919; Tirmizi 3878; İbni Hibban2222; Müsned 3/135
85[85] Ebu Davud 5217; Tirmizi 3871; Hakim 3/159, 160; İbnu Sa'd, Tabakat S/28; Tahavi, Müşkil 1/138 no 144'te Mesruk yoluyla HzAişe'den; Hakim 3/154
86[86] Buharı, Menakıb 18; Müslim, Fedailu's Sahabe 98, 99; İbnu Mace, Cenaiz 64; Müsned 6/282
87[87] Önce de geçti İbnu Sa'd 8/28
Ebu Hamza es-Sükkeri, İbni Ebî Halid'den Şa'bî'nin şöyle dediğini anlatır:
-Fatıma (r.a.) hastalanınca, Ebu Bekr evine gelip izin istedi. AH (r.a.): "Yâ Fatıma! İşte Ebu Bekr geldi yanına, girmek için izin istiyor.11 deyince Hz.. Fatıma, "Ona (izin) vermemi istermisin?" dedi.
Hz.. Ali de "evet" deyince ona izin verdi. O da gelip onun rızasını almaya çalışıp: "Vallahi ben yurdu da, yuvayı da, malı da, aileyi de, akrabaları da ancak Allah ve Rasulünün rızası ile, Ehli Beyt olan sizin rızanız için terk ettim." deyip konuştu. Fatıma da ondan razı oldu.
Zührî, Urve'den Aişe (r.a.)'nın: "Hz. Fatıma Peygamber (s.a.v.)'den sonra altı ay yaşadı ve geceleyin defnolundu." dediğini anlatır.88[88]
Vakidî der ki: İşte bu görüş bize göre görüşlerin en isabetlisidir. Fatıma'mn namazım Abbas kıldırmış, mezarına Abbas ve Ali ile Fadl b. Abbas indiler.89[89]
Said b. Ufeyr de: "Hz. Fatıma, Ramazanın üçüncü günü bir Salı gecesi yirmi yedi veya buna yakın bir yaşta vefat edip geceleyin defnoldu." der.90[90]
Yezid b. Ebî Ziyad, Abdullah b. El-Haris'in: "Rasulullah (s.a.v.)'den sonra Fatıma altı ay ancak yaşadı, her an eriyordu." dediğini anlatır.91[91]
Ebu Ca'fer el-Bakır: "Babasından üç ay sonra vefat etti" derken92[92] Zühri'nin de "Hz. Fatıma, Efendimizden üç ay sonra vefat etmiştir" dediği rivayet olunur.93[93]
İbnu Ebi Müleyke'den rivayete göre Hz. Aişe (r.a.) : Babası ile Fatıma arasında iki ay vardır, demiş ise de bu rivayet garibdir.94[94]
Zehebi derim ki; doğru olan Hz. Fatıma'mn yirmi dört yaşında olduğudur.
Yine Ebu Ca'fer Muhammed b. Ali'den: "Hz. Fatıma yirmi sekiz yaşında iken vefat etti. Doğumu Kureyş'in Ka'be'yi yaptıkları senede idi. Onu Ali yıkamıştır." diye söylediği naklolunur.95[95]
Kuteybe der ki: Bana Muhammed b. Musa, Avn b. Muhammed b. Ali b. Ebi Talib-Annesi Ümmü Ca'fer ve Umara b. Muhacir yolu ile Ümmü Ca'fer'in şöyle dediğini anlattı:
-Hz. Fatıma (hastalığında) Esma binti Umeys'e: "Ben şu kadın cenazelerine yapılan muameleyi çirkin görüyorum. Kadının üzerine bir kumaş örtülüyor (o da ıslanınca) bütün mahremlerini ortaya
88[88] İbni Sa'd, Tabakat 8/28; Buhari 3092; Tahavi, Müşkil no 149; Ebu Davud 2968, 2970; Nesai 7/132; Müsned 1/4
89[89] İbni Sa'd 8/28, 29; Hakim 3/1621; Taberi, Zeylu'l Müzeyyed 498
90[90] İbnu Sa'd 8/29; Siyer-i Alamu'n Nubela 2/127
91[91] Siyer-i A'lâmu'n-Nubela 2/127
92[92] Müstedrek 3/163; S. Alamu'n Nubela 2/128
93[93] İbni Sa'd 8/28; Taberi, Zeylu'l Müzeyyed 498
94[94] Hakim, Müstedrek 3/İ63
95[95] Siyer-i A'lami'n-Nübeiâ 2/128
koyuyor." dedi. O da: "Ey Peygamberin kızı! Sana Habeş'te gördüğüm bir şeyi göstereyim mi?"
deyip yaş bir hurma dalı isteyip onu yay gibi büktü sonra bezi onun üzerine koydu. Hz. Fatıma da:
"Aman bu ne güzel ne hoş. Ben ölünce beni Ali ile sen yıka, yanıma başka kimse girmesin." dedi.
Vefat edince Hz. Aişe gelip içeri girmek isteyince Esma (r.a.) ona "girme" dedi. O da Ebu Bekr'e
şikayet etti. Ebu Bekr gelip kapıda durdu ve Esma'ya sorunca, o: "Fatıma emretti" dedi. "Öyleyse
onun emrettiğini yap" deyip geri gitti. İbni Abdi'l Berr der ki: İslâm dininde cenazesi bu şekilde
örtülen ilk kadın o oldu.96[96]
Peygamberimizin Azatlısı Ve Dadısı Ümmü Eymen (R.A.)'Nın Vefatı
Efendimize babasından miras kalmış bir cariye idi. Asıl adı Berake idi. O Muhacirin'in ulularından
biridir. Peygamberimizin vefatından sonra Hz. Ebu Bekr ile Hz. Ömer onu ziyaret ettiklerinde Ümmü
Eymen ağlamış, Ebu Beki- (r.a.) da ona: "Allah katında olan şeyle Efendimiz için daha hayırlı iken
sen ağlıyor musun?" demişti. Bunun üzerine Ümmü Eymen validemiz de: "Ben senin söylediğin
şeye ağlamıyorum, ağlıyorum zira bize gökten bir daha vahiy gelmeyecek." deyince onları da
heyecanlandırıp ağlattı.97[97] Efendimizden beş ay sonra vefat etmiştir.98[98] Üsame b. Zeyd (r.a.)'m
annesidir.99[99]
Ümmü Eymen'in Menkıbelerinden Biri
Cerir b. Hazm der ki: Osman b. EI-Kasım'i şöyle derken iştittim: Ümmü Eymen (r.a.) hicret edip
giderken er-Ravha (denen Mekke ile Medine arasında, El-Für'a'ya bağlı bir yer olan)'dan beride bir
yerde gecelemeye mecbur kalmıştı. Çok susamış ama yanında hiç su kalmamıştı. Tam o sırada
gökten kendisine bir kova uzatılmış ve ondan içimişti. Kendisi şöyle söylerdi: "ben çok sıcak
günlerde oruç tutardım, tam kendimi susuzluğa maruz bıraktığım halde hiç susamadım."100[100]
Ebû Huveyris'in nakline göre Huneyn savaşında Ümmü Eymen askerlere "Allah ayakklarınızi
düşmana karşı sabit kılsın diye dua etmek isteyince "Sebbete" kelimesindeki 's'yi harfi ile
söyleyeceği yerde (aslı arap olmadığından olsa gerek) l" (sin) harfi ile söyleyince, (mana Allah
96[96] Abdi'l Berr, El-İstîâb 4/378, 379; Ebu Nuaym, Hılye 2/43; Hakim 3/163, 164. Lakin bu haberde bir gariblik var. Bir kere sahih olan onun gece defnedilip, Hz
Ebu Bekr'e bildirilmeyişidir. Oysa bu rivayete göre onu yıkayan Esma, Hz Lbu Bekir'in hanımıdır.
İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/56-62
97[97] Müslim, Fedailu's Sahabe 2454; İbni Mace, Cenaiz 1635; İbni Sa'd, Tabakat 8/226; Üsdü'i Ğabe 5/567; Ebu Nuaym, Hiiye 2/68
98[98] Üsdu'l Ğabe 5/567
99[99] Peygamberimiz onu azat etti. O da Ubeyd b. Zeyd'le evlendi. Eymen adh bir oğulları oldu. Bu zat Efendimizle sohbet şerefine erip Huneyn savaşında şehit
düştü, (bak Tecrid-i Esmai's-Sahabe 1/41 no 737) Efendimiz Hz Hatice'nin hediyesi olan kölesi Zeyd b. Harİse'yi azat etmişti. Kocası Ubeyd'in ölmesi üzerine Zeyd
b. Harise İle evlendi ve bu evlilikten Üsame (r.a.) dünyaya geldi. Efendimiz Ümmü Eymen'e "Anneciğim" diye hitab eder, yüzüne baktığında "Ailemden kalan tek
hatıra bu kaldı" derdi. İbni Sa'd 223; Hakim 4/63
İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/62-63
100[100] Ebu Nuaym, Hilyetu'l Evliya 2/67; İbnu Sa'd, Tabakat 8/22
ayaklarınıza söğdürsün olmuş) Peygamberimiz de ona hitaben: " Sus yâ Ümmü Eymen! Zira sen
sürçük dillisin" buyurdu.101[101]
Vakidi, Ümmü Eymen'in Osman (r.a.)'ın ilk halifelik yılına kadar yaşadığını öne sürer.102[102]
Ebu Bekr'in Oğlu Abdullah'ın (R.A.) Vefatı
Rivayete göre ilk müslüman olan tabakada olmasına rağmen her hangi bir savaşa katılmamıştır. Taif
fethinde Ebu Mihcen es-Sakafı'nin attığı bir okla yaralanmış ve uzun süre ağrısını çekmişti. Daha
sora yara iyileşir gibi olmuşsa da ardından tekrar patlayarak hastalığı ağırlaştı. On birinci hicri yılın
Şevval ayında vefat etmiştir. Cenazesini kabrine Ömer, Talha ve kardeşi Abdurrahman b. Ebu Bekr
inerek koymuşlardır. Bunu Muhammed b. Cerir ve diğer tarihçiler böyle söylemişlerdir.103[103]
Yine bir rivayete göre, Efendimizle Ebu Bekr Sevr mağarasında geçirdikleri üç gün içinde onlara
yiyeceklerle Kureyşlilerin ne yaptıkları haberini getiren de bu Abdullah b. Ebu Bekr (r.a.) imiş.104[104]
Ukkaşe B. Mıhsan El-Esedî
Lakabı Ebû Mıhsan olup ilk müslümanlardandır. Kur'an'da geçen Sâbikûn-u Evvelîn'den biridir.
Peygamber Efendimiz ona: Ona Ukaşe senden önce ulaştı." hadisi ile Cennete girmesi için dua
etmişti.105[105] Hem Bedir, hem de Uhut savaşına katıldı. Efendimiz onu herhangi bir çarpışma
olmadan geri döndükleri El-Ğamr seriyyesinde seriyye komutanı yapmıştı.106[106]
Mihsan kızı Ümmü Kays (Ukkaşe'nin bacısı)'dan rivayet göre: Rasul-ü Ekrem (s.a.v.) vefat ettiğinde
Ukkaşe kırk dört yaşındaydı. Efendimizin vefatından bir yıl sonra Ebu Bekr'in hilafeti zamanında
hicri on ikinci yılda, Büzaha suyu başında cereyan eden savaşta şehid oldu. Kendisi bir erkek
güzeliydi.
Yine Buzaha savaşının on ikinci yılda yapıldığı rivayet edilir. Lakin doğru olan o harbin hicri on
birinci yılda olduğudur. Ukkaşe'yi Tuleyha el-Esedi öldürmüştü.
101[101] Ibu Sa'd, Tabakat 8/225
102[102] İbni Sa'd, Tabakat 8/226; Hakim, Müstedrek'teki rivayetinde Mus'ab b. Abdillah'tan bu görüşü nakleder 4/64
İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/63-64
103[103] Taberi, Tarih 3/241; Halife b. Hayyat, Tarih s. 117; Belazuri, EnsabuM Eşraf 1/261; Neseb-i Kureyş s. 277; Se'âiibi; Simaru'l Kulub 1/261; Fesevi, El-Ma'rife
ve't-Ta-rih 2/117; İbni Kuteybe, Me'arif s. 172; El-İstîab 3/874 h.no 1484; Buhari, T, Kebir 5/2; Nevevi, Tehzibu'l Esma h.no 289; Üsdu'l Ğabe 3/199
104[104] Buhari, Menakibu'l Ensar (63/45 no 3905)da "bu üç gece Abdullah'ın onlarla olduğunu güdüz gidip haber getirdiğini anlatır, ama yiyecekten bahsetmez";
îbni
İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/64
105[105] Buhari 1811, 5598, 5705, 6541, 6542; Müslim, İman 367, 369, 371, 374; Tirmizi, Kıyame 2446; Daramı, Rikak 2/328; Müsned 1/271, 401, 2/302, 351, 401,
456, 502, 4/436; Hakim 4/577; Taberani Kebir 10/6, 7, 18, 170, 241; Ebu Avane, Müsned 1/87, 140
106[106] îbni Sa'd 2/61; Vakidi, Meğazi 2/550; İbni Hişam, Sîre 2/612 5 Hakim, Müstedrek 3/228; İbni Sa'd 3/92
Bedir savaşında Ukkaşe (r.a.) güzel bir imtihan geçirdi. Elindeki kılıcı kırılmış, Peygamberimiz de ona
bir hurma dalı yahut bir sopa vermiş, o da eline alır almaz ağaç kılıç oluvermişti. O da bununla savaşmış
ve daha sonra onunla birçok savaşa katılmıştı.107[107]
Ebu Hüreyre ve İbni Abbas ondan hadis rivayet etmişlerdir.108[108]
Sabit B. El-Akram
Sabit (r.a.) Sa'leb b. Adiy b. Aclan olarak neseblenir. Aclan oğulları Zeyd b. Malik oğulları ile sulh
anlaşması yapmışlardı. Sabit (r.a.) Bedir ve diğer savaşlara katılmıştır. Son keresinde Halid b. Velid
onunla Ukkaşe'yi iki at üzerinde düşmanı gözetlemeleri için görevlendirip yola çıkarmıştı. Onları
Tuleyha ile kardeşi öldürdüler. Vakidi'inin rivayetinde onların hicri on ikinci yılda Buzaha'da yapılan
savaşta öldürüldüğü geçer. Yine Vakidi'nin demesine göre Sabit b. Akram (r.a.) Ensar'ın ileri
gelenlerinden bir zat idi.109[109]
Velid B. Umara B. Velîd B. Muğîra El-Mahzûmî
Velid (r.a.) Ebu Ubeyde (r.a.)'ın kardeşi olup, ikisi de amcaları olan Halid b. Velid ile beraber
katıldıkları El-Bütah suyu başındaki çarpışmada hicri on birinci yılda şehit düştüler. Babalan Umara
da Amr b. El-As'la beraber (müslüman olmadan önce Kureyş adına) Necaşi'ye giden bir kimse olup
oradaki hikayesi çok meşhurdur (ki daha önceki Habeş hicreti bölümünde anlatılmış idi.). Uzun
yıllar yaşayıp çok sonraları Ölmüştür.110[110]
Hicri On İkinci Yıl Olayları
En meşhur olan rivayetlere göre bu yılın başında Yemame olayı cereyan etmiştir. Müslümanların
Emiri, Halid b. Velid, kafirlerin başı da Müseylemtü'l Kezzab idi. Allah Müseyleme'yi kahretti, lakin
ashab-ı kiramdan pek çoğu burada şehid oldu.111[111]
107[107] Bu konu Megazi bölümünde Bedir savaşında geçti.
108[108] Mesela bak: İmam Ahmed 1/271,2/302
İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/65
109[109] Sabit için bak: İbni Sa'd, Tabakat 3/466; El-Cerh ve't Ta'dil no 1803; Fesevi Tarih 3/257; Tarih-i Halife s. 102, 103; T. Tarih-i Dımışk 3/365; Taberi Tarih 2/240,
3/254; El-İstîab 1/74; ÜsdıTl Ğabe 1/220; Nevevi. Tehzibıı'l Esma 1/139 no 81; Cemlıeratu Ensabu'l Arab
İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/66
110[110] 110[110] İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/66
111[111] 111[111] İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/66-67
Vefatlar Muhacirinden Şehit Olanlar Ebu Huzeyfe B. Utbe B. Rabî'a B. Abdi Şems B. Abdi Menâf B. Kusay
Denildiğine göre adı Mehşem (Hüseyni, Haşini ya da Kays) idi. Efendimiz Mekke'de iken daha Daru112[112] Erkam'a girmeden Önce müslüman oldu. Bedir ve sonraki savaşlara katıldı. Habeşistan'a hem ilk, hem de ikinci hicrette bulundu. Orada iken Süheyl b. Amr kızı Sehle'den Muhammed b. Ebî Huzeyfe adlı çocuğu doğdu ki, daha sonra Mısırlıları Hz. Osman (r.a.)'ı öldürmeye teşvik eden bu çocuk idi.113[113]
Ebû-z- Ziııad'daıı şöyle dediği nakledilir: "Ebu Huzeyfe b. Utbe Bedir günü babası Utbe'yi çarpışmak için meydana çağırdı. Bacısı Hinci b. Utbe (ki bu kadın Muaviye'nin annesi idi) bunu duyunca:
1- Bire Uğur kuşu mel'un olan, şaşı gözlü, çarpık dişli herif! Dinde insanların en şerlisi Ebu Huzeyfe!
2- Seni küçüklükten terbiye ederek hiç de eğrisi büğrüsü olmayan bir genç olarak yetiştiren babaya teşekkürün bu mu olacaktı?" dedi.114[114]
Ebu Huzeyfe uzun boylu güzel yüzlü, eğri dişli ve şaşı gözlü idi. Yenıame savaşında şehit edildiğinde elli üç yaşındaydı.115[115]
Salim (R.A.) (Ebu Huzeyfe'nin Kölesi)
Musa b. Ukbe anlatıyor: Salim'in babası Ma'kıl'dir. Aslı Istahar'dan olup Ebû Huzeyfe'ye köle olmuş idi. Lakin eşi Sübeyte bn. Ye'âr onu azad ettiği için Ebû Huzeyfe de onu kendine oğulluk edindi.116[116]
İbnu Ebi Müleyke, Kasım b. Muhammed'den şöyle nakleder: -Süheyl b. Amr kızı Sehle, Nebi (s.a.v.)e geldi (bu Ebu Huzeyfe' nin hanımı idi) ve: "Salim hâla benim yanımda. Artık o erkeklerin hislerini kavrayabileceği yaşa ulaştı, ne yapayım" diye sordu. Nebi (s.a.v.) de: Sen de onu emziriver, böylece o sana kendi mahremlerinin mahremliği gibi mahrem olur." buyurdu. Ümmü Seleme (r.a.)'dan bu konuda "Nebi (s.a.v.)'in hanımları bu şekil bir emzirme ile kardeşlik olmadığı için bu yaşta emen hiç kimseyi yanlarına koymazlar ve 'bu Pasulullah'm sadece Salime ait bir uygulamasıdır' derlerdi." dediği nakledilmiştir.117[117]
112[112] İbni Abdi'l Ber, El-İstîâb 3/637; Üsdü'l Ğabe 5/92; Neseb-i Kureyş s. 33; El-İsâbe 6/323
113[113] Ebu Huzeyfe için bak: îbnu Sa'd 3/84; Tarih-i Halife s. 111; İbni Kuteybe, Mearif 272; İbnu Abdi'l Ber, El-İstiba 4/39; Üsdu'İ Ğabe 6/70, 72; Zehebi, Siyeri A'lami'n Nubelâ 1/164 tere no 13; Zehebi, El İber 1/14
114[114] İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/67-68
115[115] İbnu Sa'd, Tabakat 3/85, 88; Üsdu'l Ğabe 6/71
116[116] Fesevi, Tarih 3/85; Buhari, T. Kebir 4/107 tere. No 2131; İbnu Kuteybe, El-Mearif s. 273; Cemheretu Ensabu'l Arab 77; El-Muhabber 7, 72; Ensabıı'l Eşraf 1/224, 239, 258, 264, 270, 297,469; Ebu Nuaym, Hilye 1/176
117[117] Müslim, Rıdâ 1453; Nesai, Nikah 6/105; Müsned 6/201; Ebu Davud 2061; îbni Mace 1943; Abdürrezzak, Musannef 13886, 13887; Malik, Muvattah.no 1284 Mevzunun anlaşılması için Muvatta rivayetini tam verdim:
Malik ve diğerleri "Büyüğün emmesi ile süt kardeşliği olur mu" babında Urve'den şu rivayeti yapar:
-Ebu Huzeyfe b. Utbe Efendimiz'in Ashabından olup Bedİr'e katılmış biridir. Sa-lim'i oğul edinmişti ki, ona Ebu Huzeyfe'nin mevlası denilirdi. Nitekim Rasulullah
îbni Ömer (r.a.) der ki: Ebu Huzeyfe'nin Mevlası Salim Medine'ye göç edene kadar Mekke'de Muhacirîn'e imamlık ederdi. Zira o Muha-cirîn'in en iyi Kur'an okuyanı idi.118[118]
Vakidi, Eflah b. Saîd'in kendisine Ka'b el-Kurazî'nin şöyle dediğini anlattığını nakleder: Salim Küba'da da Muhacirlere imamlık ediyordu. Aralarında Ömer b. El-Hattab da vardı ve Rasulullah (s.a.v.) henüz Medine'ye gelmemiş idi.119[119]
Hanzala b. Ebi Süfyan, Abdurrahman b. Sabit aracılığıyla Hz. Aişe (r.a.)'dan şöyle dediğini anlatır:
-Bir gece Rasulullah (s.a.v.) benim hücreme gecikmemi sorarak "Seni ne alıkoydu?" diye sordu. Ben: "Ben mescitte şimdiye kadar duyduğum en güzel sesle Kur'an okunduğuna şahit oldum." dedim. Rasulullah (s.a.v.) de hemen ridasını alıp onu dinlemeye çıktı. Meğer o, Ebu Huzeyfe'nin mevlası Salim imiş. Nebi (s.a.v.) ona: " Benim ümmetim arasında senin gibi birini yaratan Allah 'a hamd olsun" buyurdu. Bu isnadı kavı bir hadistir.120[120]
Abdullah b. Numeyr, Ubeydullah-Nafi isnadıyla Abdullah b. Ömer (r.a.)'dan şöyle anlattığını nakleder:
-Muhacirler gelip Küba köyünün yanı başındaki El-Usbe'de konakladılar. Onlara Ebu Huzeyfe'nin mevlası Salim imamlık ediyordu. Çünkü onların Kur'an'ı eni iyi bileni Salim idi ve aralarında Ömer (r.a.) ile Ebu Seleme b. Abdirrahman da vardı.121[121]
Mulıammed b. İbrahim et-Teymî'den: "Rasulullalı (s.a.v.), Ebu Huzeyfe'nin azatlısı Salim ile Ebu Ubeyde b. Cerrah arasında ahiret kardeşliği tesis etmişti." dediği nakledilir.122[122]
İmam Ahmed Müsned adlı eserinde Affan-Hammad-Ali b. Zeyd-is-nadıyla Ebu Râfı'den Hz. Ömer'in şöyle dediğini rivayet eder:
-"Arapların kadın ve çocuk olan esirlerinden benim vefatıma yetişen (sağ olan) herkes Allah'ın malından bedeli ödenerek hür kılınsın/' Bunu duyan Said b. Zeyd: "Peki sen müslümanlardan birini yerine tavsiye etsen olmaz mıydı? Böylece insanlar sana daha çok güvenirdi. Ebu Bekr (r.a.) böyle yapıp insanların güvenini kazandı." deyince, Hz. Ömer (r.a.): "Ben arkadaşlarımdan bir kısmını pek
(s.a.v.) de Zeyd b. Harise'yi oğul edinmişti. Ebu Huzeyfe artık Salim'i oğlu gibi gördüğü için kardeşinin kızı Falıma binti Veiid ile evlendirmiş idi. Bu kadın ilk mu-hacirlerden olup Kureyş'in en faziletli dullarından biriydi. Allah Zeyd b. Harise hakkında "Artık (oğulluklarınızı) kendi babalarının adıyla çağırın, zira Allah katında bu daha doğrudur. Eğer onların babalarını bilemiyorsanız onlar dinde sizin kardeşiniz ve mevlanizdır." (Ahzab 5) ayetini İndirince bu oğullukların hepsi babalarına verildi. Babalan bilinemeyenler de eski efendilerine verildi. İşte Sehle binti Süheyl (Ebu Huzeyfe'nin hanımı) Efendimiz (s.a.v.)'e geldi ve: "Ya Rasulullah! Biz Salim'i oğlumuz kabul ederdik. Benim başım açıkken bile yanıma girerdi. Bizim sadece tek odamız var. Onun bu durumunda ben ne yapayım?" deyince Efendimiz: "Sen onu beş kere emzir, böylece sütü ile sana (nikahan) haram olur." buyurdu. O da Öyle yaptı. Artık Salim'i oğlu sayıyordu. Hz Aişe kendi yanına girmesini istediği kimseler için bu hükmü esas alır (kendi evladı ve sütü olmadığı için) bacısı Ümmü Gülsüm'le oğlan kardeşlerinin kızlarına bu yanına gelmelerini istediği kimseleri emzirmelerini söylerdi. Ama Efendimizin diğer hanımları bu yaşta bir emzirme ile kimseyi yanlarına alamayacaklarını söyleyip: "Hayır! Vallahi Rasulullah'ın Sehle'ye emrettiğini biz sadece Salim'in emzirilmesine tahsis edilmiş bir olay görüyoruz. Hayır vallahi bu emme ile kimse yanımıza giremez." diyorlardı. Lakin bu rivayet munkatı'dır.
118[118] bni Sa'd, Tabakat 3/87
119[119] İbni Sa'd 3/87
120[120] Müsned 6/165; Hakim 3/226; Ebu Nuaym, Hilye 1/371
121[121] Buhar, Ezan h.no 692, 7175; İbni Sa'd 3/87, 88; Ebu Nüaym, Hilye 1/177
122[122] İbni Sa'd, Tabakat 3/88: (orada Muaz b. As iie de ahiret kardeşi yaptı, der) Zehebi, Siyer-i A'lamu'n Nubela 1/169 da bu rivayetin "mıınkatı" olduğunu söyler. Ayrıca bu Vakidi'nin haberidir.
kötü hırslı gördüm. Ben halifelik işini şu (ehli şûra olan) altı kişiye123[123] havale ediyorum." dedikten
sonra: "Ah keşke şu iki kişiden biri yaşayıp sağ olsaydı da bu işi ona havale edebilseydim, onlara
güvenirdim. Bunlar Ebu Huzeyfe'nin mevlası Salim ile Ebu Ubeyde b. Cerrah'tır." dedi.124[124]
Abdullah b. Amr (r.a.) der ki: Rasulullalı (s.a.v.) Efendimiz:
Kur'anı şu dört kişiden, Abdullah b. Mesud, Übeyy b. Ka'b, Muaz b. Cebel ve Ebu Huzeyfe'nin
azatlısı Salim/den okumasını isteyin." buyurdu.125[125]
Vakidi kendine has senedi ile Muhammed b. Kays b. Şemmas'ın şöyle dediğini nakleder: Yemame
harbinde müslümanlar gerileyince Ebu Huzeyfe'nin azatlısı Salim: "Rasulultah'la olduğumuzda biz
böyle yapmazdık" deyip kendisi için bir siper kazıp içine girdi. Muhacirlerin bayrağı o gün ondaydı.
Sonra şehit düşene kadar çarpıştı. Yıl hicri on ikinci senesi idi.126[126]
Ubeyd b. Ebi'l Ca'd, Abdullah b. Şeddâd b. El-Hâd'dan naklediyor: Salim (r.a.) Yemame harbinde
şehit düşünce Ömer (r.a.) onun mirasını sattı. İki yüz dirhem tutan parayı götürüp annesine
vererek: "Bunu
harca!" dedi.127[127]
Bir başka rayı de: "Salim ile Mevİasının başları birbirlerinin ayaklan yanında Ölü olarak bulundular"
diye nakleder. Salim (r.a.) Bedir harbine ve diğer gazalara katılmıştı.128[128]
Şucâ B.Vehb (R.A.)129[129]
Künyesi Ebu Vehb Rabia el-Esedi'nin oğlu olup, Muhacirlerden ve Bedir savaşına katılanlardan
biriydi. Geyet uzun boylu ince ve kamburca biriydi. Habeşistan'a göç etmişti. Denildiğine göre
"Rasulullah (s.a.v.) onunla Evs b. Havli'yi kardeş yapmıştı"130[130]
Nebi (s.a.v.) onu yirmi dört kişilik bir seriye'nin başında cihada yollamıştı. Onlar da epeyce koyun ve
123[123] Orijinal Arapça baskıda Sitte - kelimesi Sürme gibi yazılmış, ki yanlıştır. Biz doğrusunu esas aldık.
124[124] Müsned 1/20; Zehebi, Siyer-i A'lami'n Nübela 1/170'te "Ravi Ali b. Zeyd b. Cüd'an 'ieyyinüıfl hadis-hadis gevşek biridir". Eğer bu haber sahih ise, bu iki zatın
Ömer katında çok yüce sayıldığını gösterir ki, bu da Hz Ömer'in Kureyşli olmayanların halifeliğini caiz gördüğünü gösterir." der. Lakin Dr. Abdüsseiam Tedmurî'nin
dipnotunda yanlışlıkla -ya da dizgi hatası olarak "görmediğini" diye basılmış.
125[125] Buhari Fedailu Ashabi'n Nebiyyi 4/218; menakibu'l Ensar 4/228; Müslim 4/1918 rakam 118; Müsned 2/189,
126[126] İbnu Sa'd, Tabakat 3/88. Bu haber Yemame harbi bahsinde geçti.
127[127] İbni Sa'd, Tabakat 3/88. Metinde "Ömer sattı" şeklinde yanlış dizilme var. Biz İbni Sa'd'ı esas aldık. Hakim'in (3/226) Urve'den naklinde "kadın bu malları
'ben onun mallarını Allah için sadaka yaptım' diye geri çevirdi. Ömer de onu alıp Allah yoluna sarf etti" diye geçer.
128[128] Hakim, Müstedrek 3/225; Tabakatı Kübra 3/88; S. Alânıu'n Nübela 1/169
İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/68-71
129[129] Şucaa (r.a.) için bak: İbnu Sa'd 5/94; Ensabu'l Eşraf 1/200; Tarihi Halife 79, 98, 111; El-Cerh ve't Ta'dil 4/378; El Muhabber 72, 76; ÜsdÜ'İ Ğabe 3/386; Ei-
Vafi bi'l Vefeyât 16/116, 117; El-Ikdu's Semîn 15/5
130[130] İbnu Sa'd 3/94
sığır ele geçirdiler.131[131]
Şucâ'a (r.a.) Efendimiz tarafından Şam diyarındaki Fe-öuta'da hüküm süren Ğassanî emiri Haris b.
Ebi Şemir'e elçi olarak gönderilmişti. Haris müslümanlığı kabul etmedi ama Hacib-i Müray İslâm dinine
girdi. 132[132]
Şucâ'a Bedir ve diğer gazalara katıldı. Yemame harbinde kırk küsur yaşındayken şehid
olmuştur.133[133]
Şucâ'a, Abdi Şems oğulları ile anlaşmalı idi.134[134]
Zeyd B. El-Hattab (R.A.)
Soyu: Zeyd b. El-Hattab b. Nüfeyl el-Adevî el-Kuraşî'dir. Lakabı Ebu Abdirrahman'dır. Hz. Ömer'den
daha yaşlı olup ondan önce de müslüman olmuştu. Çok uzun boylu esmer tenli idi. Bedir ve diğer
gazvelere katıldı.135[135]
Uhut harbinde, kardeşi Hz. Ömer (r.a.) ona: "al şu zırhımı giy" diye teklif edince ona: "Senin
istediğin gibi ben de şahadet mertebesine ermek istiyorum." diyerek zırhı kabul etmemiş idi.136[136]
Zeyd (r.a.)'ın, Ebu Lübabe b. Abdi'l Münzir kızı Lübabe'den
Abdurrahman adında bir oğlu vardır.137[137] Denildiğine göre: "Rasulullah (s.a.v.) Zeyd ile Maan b.
Adiy el-Aclanî arasında kardeşlik tesis etti."138[138]
Asım b. Ubeydillah, Abdurrahman b. Zeyd b. El-Hattab aracılığıyla babası Zeyd'den Nebi (s.a.v.):
Dikkat edin, köleleriniz sizin kölelerinizdir. Onlara yediğinizden yedirin, giydiğinizden giydirin..."
buyurduğunu anlatır.139[139]
Gelen haberler arasında: "Yemame harbinde Müslümanların sancaktarı Zeyd'in oğlu şehit düşene
kadar bayrağı düşman saflarına doğru ilerleyerek taşımış, şehid olunca bayrağı Ebu Huzeyfe'nin
azatlısı Salim (r.a.) almış olduğu" nakledilir. Zeyd (r.a.) Yemame harbinde müslümanlara bağıra
131[131] İbnu Sa'd, Tabakat 3/95
132[132] İbnu Sa'd Tabakat 3/94
133[133] İbnu Sa'd, Tabakat 3/95; Halife, Tarih s. 111
134[134] 134[134] İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/771-72
135[135] Zeyd (r.a.) için bak: İbni Sa'd 3/376; Halife, Tabakat 22; Nesebi Kureyş 447; Belazuri, Ensab 1/57, 308; Hilyetu'l Evliya 1/367; İstiab 2/550; Üsdü'l Ğabe
2/285; Tehzibu'l Kemal 1/456; Siyeri A'lam 1/297; El Vafi bi'l Vefayat 15/39
136[136] İbnu Sa'd, Tabakat 3/378; Siyeri A'Iamu'n Nubela 1/298
137[137] İbni Sa'd Tabakat 3/377
138[138] Adı geçen yer 3/377; Siyeri A'lâmu'n Nubela 1/298
139[139] Müsned 4/36; İbni Sa'd, Tabakat 3/377; Buhari, Edeb 190; Buharı, T. Kebir 5/264, 8/315. Bu hadis Efendimiz veda haccında söylemişti. Arkası şöyle devam
eder: "Eğer affedemeyeceğiniz bir suç işlerlerse, ey Allah'ın kulları, onları satın da, işkence etmeyin."
(Hz. Ömer' in Abisi)
bağıra şöyle diyordu: Allahım! arkadaşlarımın firarından dolayı senden özür dilerim. Müseylemetu'l
kezzab'la, Muhakkem b. Et-Tufeyl'in getirdiği sapıklıktan sana sığınırım.140[140]
Vakidi der ki: bana Abdullah b. Ca'fer, hem İbni Ebi Avn'dan, hem de Abdu'l Aziz b. Macişun'dan
şöyle dediklerini haber verdi:
-Ömer (r.a.) "Mütemmem b. Nüveyra'ya: Kardeşiyin Ölüm acısından sana en etkili olanı hangisi
idi?" dîye sordu. Mütemmem de: "Şu gözüm daha önce kör olmuştu. Ben kardeşime sağlam
gözümle ağlamaya başladım. Kör gözüm de yaş akıtarak sağlam gözümü (acısına yaşla iştirak
ederek) mutlu edene kadar ağlamıştım." dedi. Ömer (r.a.) da: "Bu ne şiddetli bir üzüntüdür." dedi.
Daha sonra Ömer (r.a.) Mütemmem'e: "Allah Zeyd b. El-Hattab'a rahmet etsin! Ben sanıyorum
ki eğer şiirle ağıt yakmaya gücüm yetseydi senin kardeşine yaptığın ağıt gibi ben de ağıt
yakardım." deyince Mütemmim: "Eğer kardeşim de Zeyd gibi Yemame harbinde şehid olsaydı ona
asla ağıt yakmazdım." deyince Ömer durumu kavrayıp kardeşi için taziyede bulundu. Onun
ölümüne pek üzülmüş idi. "Elbet saba yeli esip Zeyd'in kokusunu getirecek." derdi. Ravi İbnu Ebi
Avn der ki: Ömer şiir inşad etmeyi bilmez, hatta bir tek beyti bile kaidesiyle söyleyemezdi.141[141]
Ömer (r.a.)'dan nakledildiğine göre: "Benden önce müslüman oldu ve benden önce şehit oldu."
dermiş.142[142]
Hz. Zeyd (r.a.)'dan oğlu Abdurrahman ve Abdullah b. Ömcr (r.a.)'lar hadis rivayet etmişlerdir.
"Evlerde yaşayan haşaratın öldürülmesi" konulu hadisi, İbni Ömer (r.a.) amcası Zeyd'den
nakletmiştir.143[143]
Yemame harbinde şehid edilmiştir. Kimilerince "Büzaha"da öldürüldüğü de söylenir.144[144]
Hazn B. Ebi Vehb (R.A.)
Nesebi: Hazn b. Ebi Vehb b. Amr .b Aiz b. Imran b. Mahz'um el-Mahz'umî (r.a.). Kendisi hicret eden
sahabelerdendir. Denildiğine göre Mekke fethi sırasında İslama girmiş idi. Kendisi tabiîn'in en ileri
gelenlerinden Saîd b. Müseyyeb'in dedesidir. Peygamberimiz (s.a.v.) onun adının anlamının "Tasa"
olduğu için değiştirmek istemiş v
Sen Sehl (kolay anlamlı) ol" buyurmuştu. Lakin o: "Ben adımı değiştirmeyeceğim." dedi.145[145]
140[140] İbnu Sa'd, Tabakat 3/377
141[141] İbnu Sa'dTabakat 3/378
142[142] Siyeri A'lami'n Nubela 1/298
143[143] Buhar, Bed'ul Halk 3297; Müslim, Selam 2233; Tirmizi, Ahkam 1483; Müsned 3/452; Ebu Davud 5252; îbni Maca 3535; Abdurrezzak 19616; Humeydi,
Müsned 620; Taberani 20/25. Hadis şudur: Salim babası Abdullah b. Ömer aracılığıyla Nebi (s.a.v.): evlerdeki yılanları (Zu't Tuffteyn ile mavi kuyruksuz, Ebter
denen yılanı) öldürün. Zira bu ikisi ipi düşürür ve gözü kör ederler" buyurduğunu nakleder. Bu Müslim'in metni olup burada Zeyd (r.a.) yoktur.
144[144] 144[144] İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/72-74
145[145] Ebu Davu 4956; El İsabe fi temyizi's Sahabe 1/425. Bu haberi torunu Said b. Müseyyeb babası Müseyyeb aracılığıyla dedesi Hazn (r.a.)dan şöyle nakleder:
Nebi (s.a.v.) ona "adın ne" deyince "Hazn" dedi. Nebi (s.a.v.) "Sen Sehl'sin" buyurunca "hayır, Sehl (kolay) olursa çiğnenir ve hakarete uğrar" dedi. Said b.
Yemame harbinde şehid edilmiştir. Kimilerince "Büzaha"da öldürüldüğü de söylenir.146[146]
Abdullah B. Süheyl (R.A.)
Nesebi: Abdullah b. Süheyl b. Amr b. Abdi Şems b. Abdi Vüdd el-Kureşî el-Amirî'dir. Lakabı Ebu Süheyl'dir.
Yemame günü otuz sekiz yaşında iken şehit oldu.
Bedir harbine, müşrik Kureyşlilerle beraber katılmaya gelmiş, gelince de Müslümanlara iltica ederek, Müslüman saflarında yer alarak Bedir harbinde bulunmuştur.147[147]
Vakidi der ki: Ebu Bekr (r.a.) hacca gittiğinde Mekke'de Abdullah'ın babası Süheyl'e rastlayıp "başın sağ olsun" taziyesinde bulunmuştu. Süheyl de: "Bana Peygamber (s.a.v.)'in: Şehid, ailesinden yetmiş kişiye şefaat edecek' buyurduğu ulaştı. Umarım ki oğlum da şefaate benden başlar." dedi.148[148]
Bu Abdullah b. Süheyl (r.a.) Habeşistan'a ilk hicret eden müslümanl ardandı.149[149]
Malik B. Amr (R.A.)
Kendisi Ganm oğulları ile anlaşmalıdır. Muhacirlerden olup Bedir savaşına katılanlardandır ve Yemame savaşında şehit düşmüştür.150[150]
Tufeyl B. Amr Ed-Devsî (R.A.)
Kendisine Zü'l Kutneteyn151[151] denilirdi. Ebu Bekr (r.a.)'ın hilafeti zamanında Medine'ye geldi. Yemame savaşma katılıp oğluyla beraber orada şehit düştü. Tufeyl (r.a.) çok asil ve şair bir zat idi.
Müseyyeb derdi ki: ben daha sonra onun bu itirazından başımıza bir üzüntü gelecek diye korkardım.
146[146] İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/74-75
147[147] İbni Sa'd 3/406
148[148] Ebu Davud, Cihad 2522; İbni Hibban, Sahih 1612; İbni Sa'd, Tabakat 3/406; Beyhaki S. Kobra 9/165
149[149] İbni Sa'd 3/406'da "ikinci hicret" der. İbni Hacer El-İsabe'de 4/83. İbni Mende'nin îbni Abbas yoluyla verdiği bilgide fark belirtmez. Ancak İbni Mende "onun birinci hicret olmadığı söylenir" der.
150[150] Hayatı hakkında bak: İbni Sa'd Tabakat 3/52, 4/237; Halife b. Hayyat, Tarih 111; Tabakat-ı Halife 13, 114; Cerh be Ta'dil 4/489 tere. No 2149; İstiab 2/230; Ensabu'l Arab 382; Üsdü'İ Ğabe 3/54; Taberi 3/402; Ensabu'l Eşraf 1/382; Siyeri A'Iam 1/344; El İber 1/14; Hakim, Müstedrek 3/25
İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/75
151[151] İbni Sa'd'ın (3/45) anlattığına göre "Zü'l Kutneteyn" denmesıinin sebebi şudur. Tufeyl ile Kureyş aradaki bir söz yüzünden çekişirler. Kureyşli'ler de gelip bağırıp çağırmaya başlayınca, Tufeyl bu lafları duymamak için Mescide gidip kulaklarına (kutn) pamuk tıkar. Böylece (Pamuklu) Zü'l Kutneteyn denilir.
İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/76
İbnu Abdi'l Berr "El İstîâb" adlı eserinde Tufeyl'in tercerhe-i halini çok uzun anlatarak onun Mekke'de nasıl İslâm'a girdiğinden söze başlayarak haberi anlatıp sonunda sözü şuraya getirir:
Hz. Ebu Bekr es-Sıddîk'ın ordusunu Müseyleme üzerine gönderişini Tufeyl bizzat şöyle diyerek anlatır: "Beraberimde oğlum Amr da olduğu halde bu sefere katıldım, yolda bir rüya gördüm ki, rüyamda başım tıraş olundu, ağzımdan bir kuş çıktı ve sanki bir kadın beni fer-cine sokar gibi yaptı. Ben bu rüyamdaki başımın tıraş edilmesini kafamın kesileceğine, ağzımdan çıkan kuşun ruhum olacağına ve kadının da ölünce gömüleceğim toprak olacağına yormuş idim."
îbni Sa'd'ın dediğine göre Tufeyl (r.a.) Peygamberimize gelip "kendisinin kavmi arasında sözü tutulduğunu dönüp onlara davet yapacağını bil vesile bu davette Allah'ın kendisine yardımcı olması için dua edivermesini istedi. Nebi (s.a.v.) de: "Allah'ım ona bir mucize ver!" diye dua etti. Allah da onun başına bir nur indirdi. Bu yüzden ona "Zü'n Nûr" da denirdi.
Tufeyl Yemame'de şehit oldu.152[152]
152[152] İbnu Abdi'l Berr, Ei-İstîâb 2/235. İbni Abdi'l Berr bu kıssayı İbnu'l Kelebi El-Emevî ve İbni İshak'tan acayip olduğunu söyleyerek nakleder.
İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/76-77
2.BÖLÜM
Yezîd B. Rukayş B. Rubab Eş-Esedî (R.A.)
Yezid b. Rukayş (r.a.) da Bedir savaşına katılan ashabdan biri idi ve Yemame harbinde şehit düşmüştür.153[1]
Diğer Şehit İsimleri (Muhacirîn'in Devamı)
Yemame'de şehit düşen diğer isimler şunlardır:
1- Hakem b. Saîd b. El-As b. Ümeyye el-Emevî
2- Sâib b. Osman el-Maz'ûn çok genç yaşta olup bir okla şehid oldu
3- Yezid b. Sabit b. Dahhak b. Zeyd el-Ensarî -Zeyd b. Sabit'in kardeşidir-
4- Mahrame b. Şüreyh eş-Hadramî (Abdi Şems oğullarının antlaşmalısı)
5- Cübeyr b. Malik, bu Cübeyr'in annesi Buhayne olup Ezd kabilesinden Abdulah b. Malik'in kardeşiydi. Ezdli'ler Muttahb b. Abdi Menâf oğulları ile sulh anlaşmaları vardı
6- Zübeyr'in kardeşi Sâib b. El-Avvâm b. Huveylid el-Esedi
7- Saîd b. Müseyyeb'in amcası Vehb b. Hazn b. Ebi Vehb el-Mah'zûmî
8- Kardeşi Hukeym b. Hazn
9- Diğer kardeşleri Abdurrahman b. Hazn
10- Babaları Hazn b. Ebi Vehb el-MaHz.ûmî ki adı yukarda geçmişti.
11- Malik b. Rabîa, Abdi Şems oğullarıyla anlaşmalı
13- Ebu Ümeyye Safvan b. Ümeyye b. Amr
14- Kardeşi Malik b. Ümeyye ki yukarda geçti.
153[1] İbni Sa'd, Tabakat 3/91; El-Muhabber s. 408; El-İstîâb 3/648; Üsdü'İ Ğabe 5/108
İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/77
15- Abduddâr oğullarının anlaşmalısı olan Yezid b. Evs
16- Huyey b. Câriye es-Sakafı (bir rivayette adı Mualla)
17- Habib b. Esîd b. Câriye es-Sakafî
18- Velid b. Abdi Şems b. El-Muğîra el-MaHz.ûmî
19- Abdullahb. Amr b. Becra el-Adevî
20- Ebu Kays b. El-Haris b. Kays es-Sehmî
21- AbduIah b. El-Haris b. Kays es-Sehmî
22- Ebu Kays'm kardeşi Abdullah b. El-Haris b. Kays es-Sehmî. Bu iki kardeş aynı zamanda Habeşistan'a göç eden muhacirlerdendir,
23- Abdullah b. Mahrame b. Abdi'l Uzza b. Ebi Kays b. Abdi Vüdd b. Nasr el-Âmirî, İlk muhacirîndendir. Bedir ve diğer gazalara da katıldı. Lakabı Ebu Muhammed olup kırk bir yıl yaşadı. Nevfel b. Müsahık b. Abdullah onun torunudur.
24- Amr b. Üveys b. Sa'd b. Ebi Sarfı el-Anıirî
25- Selîyt b. Seliyt b. Amr el Âmiri
26- Rabia b. Ebi Hars elÂmirî
27- Ab-dullah b. El-Haris b. Rahsa ki Âmir oğullarındandır
28- yukarda adı geçen Sâib b. Osman b. Muz'ûn'a gelince: O, Efendimizin candan sevip ölümüne çok hüzünlendiği Osman b. Maz'ûn'un oğlu olup nesebi Sâib b. Osman b. Maz'ûn b. Habib b vehb b. Huzâfe b. Cümah şeklindedir. Annesi de Beni Selim kabilesinden Hukeym binti Zaife binti Âs b. Ümeyye b. Abdi Şems kızı Havle'dir. Habeş'e ikinci hicrete katılanlardandır. Rivayete göre Efendimiz (s.a.v.) onunla Harise b. Süraka el-Ensari'yi kardeş yapmıştı. Harise Bedir'de şehit oldu. Saib de Bedir okçularındandı. Sahih olan o ki, Bedir'e katılmış Yemame harbinde isabet eden bir ok yarasıyla şehit olmuştur.154[2]
Ensar'dan Yemame'de Şehit Olanlar Abbâd B. Bişr (R.A.)
Nesebi: Abbâd b. Bişr b. Vakş b. Zuğba b. Ze'ûrâ b. Abdi'l Eşhel el-Evsî sekinde olup Bedir'e katılanlardandır. Lakabı Ebu'r Rabr olup Sahabenin ulularından biridir. Kırk beş yıl yaşadı. Peygamberimizin yanında bir gece geç vakte kadar kalıp evine dönerken elindeki bastonu parlayarak (yolu aydınlanan) odur.155[3]
154[2] İbni Sa'd 3/401, 402; Tabakat-ı Halife s. 25; Neseb-i Kureyş 393; Ei-İstîâb 2/99. 100; Ensâbu'l Eşraf 1/212, 213; El-Vâfî bi'l Vefeyat 15/101
İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/77-78
155[3] Buhari h. No 3805 Menakib'u'İ Ensar; Müsned 3/138, 190, 272; Üsdü'Ğabe 3/151; Hakim 3/288; Zehebi, Siyeri A'Iâm 1/299
Abbad (r.a.), Mus'ab (r.a.) vasıtasıyla İslama girdi. Ka'b b. Eşrafı öldüren seriyyede vardı.156[4]
Peygamberimiz onu Müzeyne ve Beni Süleym kabilelerinin zekat toplama ve Tebuk'teki zekatların koruma memurluğuna görevlendirdi. Yemame harbinde güzel bir imtihan geçirdi. O müslüman yiğitlerden biriydi.
Hz. Aişe der ki: Ensar'da üç kişi var ki, kimse fazilette onları geçemez. Üçü de Abdu'İ Eşhel oğullarındandır.
1- Sa'd b. Muaz
2- Üseyd b. Hudayr
3- Abbad b. Bişr. Bu haberi İbni İshak, Yahya b. Abbad, babası Abbad aracılığıyla Hz. Aişe'den nakleder.157[5]
Muhammed b. Ca'fer b. Ez-Zübeyr'den rivayete göre Abbad b. Abdillah b. Ez-Zübeyr, Hz. Aişe'den şöyle nakletmiş:
-Bir gece Rasuhıllah fs.a.v.) benim evimde teheccüde kalkmıştı. Abbad b. Bişr'in (kuran okuyan) sesini duyunca bana: "Yâ Aişe! bu Abbâd'in sesi değil mi?" diye sordu. "Evet" dedim. Efendimiz de: "Allah'ım ona mağfiret et" diye dua etti.158[6]
Derim ki: Hammad b. Seleme, İbni İshak-Husayn b. Abdirrahman b. Abdillah el-Hatmi-Abdurrahman b. Sabit el-Ensari isnadıyla merfu olarak Abbad (r.a.)'tan Efendimizin: " Ey Ensar topluluğu! Siz iç elbisesi, diğer insanlar da dış elbisesi gibidir." buyurduğunu nakleder.159[7] Ali b. El-Medinî "Abbad'in başka hadisini hiç bilmiyorum, der.160[8]
Ensar Şehitler Ma'an B. Adiyy161[9]
Nesebi: Ma'n b. Adiy b. El-Ced b. EI-Aclân el-Ensarf dir. Malik b. Avf oğullarıyla anlaşmalılardan biridir. Hem Akabe biatında hem de Bedir'de bulunmak şerefine erenlerden biridir. Daha müslüman olmadan önce de okuma yazma bilirdi. Bu gün hâla onun sülalesi devam etmektedir.
Abbad için bak: İbni Sa'd 3/440; Buhari, T. Sağir 36; Razi, El-Cerh 6/77; Halife, Tabakat 78; Halife, Tarih 1 13; Ensâbu'l Eşraf 1/271; El İber 1/15
156[4] Buhar, Meğazi h. No 4037; İbni Hişam 2/51, 58
157[5] Hakim, Müstedrek 3/299
158[6] Buhari h. No 2655; Ebu Ya'lâ, Müsned h.no 4388. Yine Buhari 2655, 5037, 5038, 5048, 6335; Müslim 788; İmam Ahmed 6/62, 138; İbni Hibban 107 no ile Hz Aişe'den "Birisi gece kalkıp Mescitte Kur'an okudu ve sesini iyice yükseltti. Sabahleyin Rasulullah: "Allah Falana rahmetiyle muamele etsin, dün gece bana aklıma gelmeyen nice ayetleri hatırlattı'1 buyurduğunu naklederler.
159[7] Buhari 4330; Müslim 1061; Müsned 4/42; İbnu Abdi*] Berr, El-İstîâb 3/316; İbni Mace 164; Beyhaki, Sünen-i Kübra 6/339
160[8] 160[8] İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/78-80
161[9] Bak İbni Sa'd 3/465; Halife, Tabakat 87; Buhari, Tarihi Sağir 1/34; İstîab 10/177; Üsdü'ğabe 5/238; Zehebi, S. Alam 1/320; El-lsabe 9/264; Ensabu'l Eşaraf 1/241; İbni Kuteybe, El-Mearif326
Bunu İbni Sa'd söylüyor.162[10]
Zühri, Ubeydullah b. Abdillah aracılığıyla İbni Abbas'tan nakleder:
-Hz. Ebu Bekr ile Hz. Ömer Beni Saîde avlusunda (hilafeti görüşmek üzere toplanan) Muhacirin1 in
yanına görüşmeye giderken kendilerine rastlayarak onlara: "Siz bu konuyu görüşmek için onlara
gitmemenizde hiç bir sakınca yoktur. Siz kendi işinize kendiniz karar verin!, diyen iki kişiden biri
Ma'an (r.a.) idi." demişti.163[11]
Urve der ki: Bana ulaşan bilgiye göre ashabı kiram Peygamber (s.a.v.)'in vefatında ağlamaya
başlayarak: "Keşke biz ondan önce ölmüş olsaydık. Ondan arkaya kalarak fitneye düşmekten
korkuyoruz." dediler. Bunu duyan Maan b. Adiy: "Lakin vallahi ben ondan önce
ölmeyi istemiyorum, Zira onu hayatta iken tasdik ettiğim gibi öldükten sonra da tasdik edeyim
istemiştim." dedi.164[12]
Maah (r.a.), Müseyleme ile yapılan çarpışmada, yani Yemame harbinde şehid oldu.165[13]
Abdullah B. Abdullah B. Übey
Nesebi: Abdullah b. Abdillah b. Übey b. Malik b. Haris b. Ubeyd b. Malik b. Salim (bu Salim'e karnı
büyük olduğundan göde Salim denirdi) b. Ğanm b. Avf b. Hazrec el-Ensarî'dir. Dedesi Ubey b. Selul
diye tanınırdı. Bu Selul, Übey b. Malik'in annesidir. Bu kadın Huzâa kabilesinden idi. Babası
Abdullah b. Übey meşhur bir münafıktır.
Abdullah b. Abdillah (r.a.) ise sahabenin faziletlilerinden biri olup adı Hubâb idi. Babası ona bu
künyeyi vermiş ise de İslama girdiğinde. Nebi (s.a.v.) ona 'Abdullah' adını verdi.166[14] Bedir ile daha
sonraki harplerde bulundu.
Hafız İbni Mende'nin anlattığına göre; Uhut günü burnu yaralanmıştı. Peygamber (s.a.v.) ona
(koktuğundan şikayet etmesi üzerine) (eğer bu rivayet doğru ise) altından bir burun yaptırmasını
emretmiş idi.167[15]
Hz. Aişe'den rivayet edildiğine göre Abdullah b. Abdullah (r.a.) şöyle diyor: "Azı dişim düşmüştü,
162[10] Tabakat 3/465; Buhari, Hudııd 6830
163[11] Daha önce Hz Ebu Bekr'e yapılan hilafet biatındaki Beni Sakife hadisinde geçti.
164[12] İbni Sa'd 3/465. Dr Tedmurî'nİn dipnotta ''bu, Urve1 nin bizzat 'bana ulaştığına göre' demesi ile mürsel olduğu kesindir, demesi sadece bu senedle alakalıdır.
Yoksa haber Buhari'deki 6830 nolu hadiste geçer ki, sened Zühri-Ubeydullah-İbni Abbas şeklindedir.
165[13] 165[13] İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/80-81
166[14] Abdullah b. Abdullah b. Übey için bak: Zehebi, Siyer-i A'lâmi'n Nübeİa 1/233; İbnu Sa'd, Tabakat 3/540; Buhari, Tarihi Sağir 1/35; Ensabu'l Eşraf 1/428; El-
Muhabber 279, 403; İbnu Abdi'l Berr, El-İstîâb 6/278; Üsdü'l Ğabe 3/297; nevevi, Tehzibu'l Esma 1/276
167[15] İbni Mende'nin bu rivayetine daha sonra gelenler itiraz edip bu zatın Abdullah değil, Arfece et-Teymî olduğunu söylerler ki, Efendimizin ona İslama girdikten
sonra burnunu altından yaptırmaya izin verdiği sahihtir. Arfece Cahilîye dönemindeki meşhur arap bahadırlarından biri olup, Külah harbine katılmış ve burnu bu
savaşta yara almıştı ve o zaman müslöman değildi. Bu itiraz İbnu'l Esîr 'Üsdü'l Ğabe' adlı eserinde 3/296 yapar ve Hafız İbni Hacer el-Askalânî de 'El-İsabe'sinde
4/146 ona katılır.
Nebi (s.a.v.) bana altından bir diş edinmeme izin verdi." diyor.'
Bu rivayet, İbni Mende'nin (burun) rivayetinden daha doğrudur. Hz. Abdullah da Yemame harbi gününde şehit düşmüştür.168[16]
Sabit B. Kays B. Şemmâ El-Ensari (R.A.)169[17]
Hazreç kabilesinin Haris oğullarındandır. Bedir harbinde bulunmamıştır, daha önce de geçtiğ gibi Ehl-i Ridde (dinden dönenler) üzerine gönderilen askerin Ensar grubunun komutanıydı.
İbni îshak, Sabit b. Kays'ın arkadaşlarına: "Ey müslümanlar topluluğu! Kendinizi ne kötü bir şeye (korkup gerilemeye alıştırmişsınız!" diye bağırıp sonra şehit düşünceye kadar düşmanla çarpıştığını anlatır.170[18]
O gün müslümanlar yalancı Peygamberin ordusuna hücum edip onları oradaki bahçeye girmeye mecbur bırakmışlardı. Behçede Allah düşmanı Müseyleme de vardı. Berâe b. Malik (r.a.) müslümanlara "Beni kaldırın da bahçeye gireyim!" dedi. Onu kaldırdılar. Bahçe duvarına çıkınca onların üzerine atılarak çarpışmaya başladı ve bahçe kapısını İslâm ordusuna açıverdi.171[19]
Ebu Dücâne Simak B. Haraşe (R.A.)172[20]
Soyu: Ebu Dücâne, Simâk b. Hareşe b. Levzân b. Abdi Ved b. Zeyd el-SâidîMir. Rasulullah (s.a.v.) Efendimizin, Ebu Dücâne ile Utbe b. Ğazvân arasında kardeşlik bağı te'sis ettiği söylenir.
Vakidî der ki: Uhut harbinde Ebu Dücâne (r.a.) Efendimiz (s.a.v.)'e "ölüme kadar" biat ederek yerinden hiç ayrılmamıştı. O Müseylenıe'ye karşı yapılan savaşa katılanlar arasında bulunup, o gün şehit düşmüş idi.173[21]
İbni Sa'd Tabakatında: "Ebu Dücane'nin bu gün bile Medine ve Bağdat'ta sülalesi mevcuttur." der.174[22]
168[16]İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/81-82
169[17] Sabit (r.a.) için bak: İbni Sa!d 5/206; Hlife, Tabakat 94 Tarihi 107; Buhari T. Kebir 2/167; Buhari Sağir 1/35; Razi, Cerh 2/456; Fesevi, Tarih 1/322; Ensabu'l Arab 364; Ensabu'l Eşraf 1/441; Muhabber 74; İstîâb 2/72; Üsdü'l Ğabe 1/275; Tehzîbu'l Esma 1/139; El İber 1/14; Siyeri A'Iâm 1/308, Tehzibu'l Kemal 1/175
170[18] Buhari, Cihad h.no 2845; Hakim 3/234
171[19] Tarihi Halife s. 109; El İstîâb 2/282
İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/82
172[20] Ebu Dücâne için bak: Siyeri Alâmu'n "Nubela 1/243; El İber 1/14; Müberred, Kamil 2/374; İbni Sa'd 3/556; T. Halife 111; El Maârif 271; Razi, Cerh 4/279; İbni Maîn, Tarih 2/239; İstîâb 4/253; Üsdü'l Ğabe 2/451; Tehzibu'l Esma 2/274; İstibsâr 101; ElKünâve'l Esma 1/69
173[21] İbni Sa'd 3/557; Hakim 3/229
İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/83
174[22] Tabakat 3/657
Zeyd b. Eşlem analtıyor: Bir gün hasta olan Ebu Dücane'nin yanına arkadaşları ziyerete girmişlerdi. Yüzü tıpkı hilal gibi pırıl pırıldı. Kendisine: "yüzündeki bu pırıltı ne?" diye sorulunca şöyle cevap verdi: Benim kendi katımda yaptığım amellerin en sağlam olanı şu iki şeydir:
1- Ben beni ilgilendirmeyen hususlarda hiç konuşmazdım.
2- Kalbim müslümanlara karşı tam olarak açıktı, yani kalben onlara hiç kötü düşünmezdim.175[23]
Enes (r.a.)'tan da şöyle dediğini anlatır: Ebu Dücâne (YemameMeki o bahçe duvarından) kendini bahçenin içine atıp ayağını kırmış buna rağmen kırık ayakla çarpışa çarpışa şehit düşmüştür.176[24]
Umara B.Hazm(R.A.)177[25]
Nesebi: Umare b. Hazm b. Zeyd b. Levzân olup Neccâr kabilesinin Mâlik oğullan boyundandır. Amr b. Hazm'ın kardeşidir.
Umara (r.a.) Efendimize yapılan ilk biat Akabe'de ve Bedir savaşında bulunma şerefine ulaşmıştır. Mekke fethinde Malik b. Neccar oğulları'nin buyrukîarlığını o yapmıştı. Kendinden sonra nesli devam etmedi.178[26]
Ukbeb. Âmir (R.A.)179[27]
Nesebi: Ukbe b. Amir b. Nâbi' b. Zeyd b. Haram es-Sülemî... Birinci Akabe biatma katılmıştı. Ensar'm Mekke'ye gelerek îslâmı seçen ilk altı kişiden biridir. Bedir harbinde ve diğer gazalarda bulun-muştur. Nesli devam etmemiştir.180[28]
Sabit B.Hezzâl (R.A.)181[29]
175[23] Tabakat 3/557; Siyeri A'lam'ın Nübeiâ 1/243
176[24] İbnu'l Esîr, Üsdü'l Ğabe 2/45; Ebu Dücâne harpte öyle çalımla yürürdü ki, kafirleri çatlatırdı. Bir gün Rasulullah (s.a.v.) onun yürüyüşüne baktı ve: İşte şu tarz yürüyüş var ya, bu harp meydanı dışında Allah'ın sevmediği bir yürüyüş tarzıdır." Buyurdu. Saâübî, Simaru'l Kulûb;
Halife, Tarih 111
İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/84
177[25] İbni Sa'd 3/486; İbni Hişam 1/702; Halife, Tarih 82; Muhabber 72; buharı, T. Ke-bir 6/494; Taberi, Tarih 3/106; Razi, Cerh 3/364; Ensabu'l Eşraf 1/242; İstiab 1141; İbnu'İ Esir, El-Kamii 2/248; Üsdü'l Ğabe 4/48
178[26] İbni Sa'd 3/486
İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/84
179[27] Ukbe (r.a.) için bak: Taberi 2/255; İbni Sa'd 3/568; Ensabu'l Eşraf 1/239: İstîâb 3/106
180[28] İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/84
181[29] Sabit b. Hezzal (r.a.) içn bak: İbni Sa'd, Tabakat 3/551; Halife b. Hayyat, Tarih s. 114; İbni Abdi'l Berr, El-İstiab 1/191; îbnu'l Esir, Üsdü'l Ğabe 1/233: El-İsâbe 1/196
Ensar'm Salim b. Avf oğullarındandır. Bir kısım alimlere göre Bedir harbine katılmıştır. Yemame'deki
Müseylemetü'l kezzab harbinde şehit düşmüştür.182[30]
Ebu Ukayl B. Abdillah (R.A.)183[31]
Nesebi Ensar'm Cahcaba oğullarından Sa'lebe oğlu Abdulah'in oğludur. Asıl adı AbdurrahmanMır.
Bedir harbi başta olmak üzere bütün savaşlara katılmıştır. Ensar'm önde gelenlerinden biridir.
Yemame savaşında kendisine bir ok isabet ederek saplandı. Oku yerinden çıkarıp yarasını bağladı
ve kılıcını alarak şehit olana kadar savaştı. Cesedi bulunduğu zaman vücudunun ekserisi yara almış
durumdaydı.184[32]
O Gün Şehid Olan Diğer Ensar'lar
1- Abdullah b. Atık
2- Rafî b. Sehl
3- Hacib b. Yezid el-Esheiî
4- Sehl b. Adiy
5- Malik b. Evs b. Atik
6- Kardeşi Umeyr b. Evs b. Atîk
7- Cahcaba oğullarından Talha b. Utbe
8- Haris'in kölesi Rabâh
9- Ensar'ııı anlaşmalısı Maan b. Adiy el-Aclam
10- Cahcaba oğullarından Cerv b. Malik b. Âmir el-Ensarî (Cezv de denir)
11- Bedir'e katılanlardan Vedeka b. İyas b. Amr el-Hazreci el-Ensari
12- Cervel b. El-Abbas
13- Âmir b. Sabit
14- Bişr b. Abdillah el-Hazrecî
182[30] İbni Sa'd 3/551; Üsdü'l Ğabe 1/233
İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/85
183[31] İbni Sa'd 3/473; T. Halife 112; İstîâb 4/129; Üsdü'l Ğâbe 5/257; Cemheretu Ensabi'l Arab442
184[32] İbni Sa'd, Tabakat 3/475
15- Küleyb b. Temîm
16- Abdullah b. Atbân
17- İyas b. Vedeka
18- Esîd b. Yerbû*
19- Sa'd b. Harise
20- Sehl b. Hammân
21- Hımyer kabilesinden Muhâşin
22- Seleme b. Mes'ûd (buna Mes'ûd b. Sinan da denir)
23- Damra b. İyâd
24- Abdullah b. Enis
25- Ebu Habbe b. Ğaziyye el-Mâ-zini
26- Habîb b. Zeyd
27- Habib b. Amr b. Mihsan
28- Sabit b. Halit
29- Ferve b. Nu'man
30- Aiz b. Mâis.
Halife b. Hayyat der ki: Yemame'deki harpte Muhacirin ve Ensar'ın şehit düşenlerinin tamam sayısı elli sekiz kişidir.185[33]
Rivayet olunur ki: Müseylemetu'I Kezzab öldürüldüğünde yüz elli yaşındaydı. Kendisinin Peygamber olduğunu iddia etmiş idi. Daha Peygamberimizin babası Abdullah bile doğmadan önce Müseyleme'ye "Yemame Rahmanı" adı verilmişti. Müseyleme'nin uydurduğu bir de Kur'anı vardı ki dinleyenleri gülmekten çatlatirdı.186[34]
Côsa Savaşı187[35]
Bu yıl Bahreyn tarafındakiIerin dinden döndükleri haberi gelmesi üzerine Hz. Ebu Bekr (r.a.) oraya
185[33] Tarih-i Halife s. 115
186[34] Müseyleme'nin bu Kur'anı hakkında Taberi Tarihinde 82/276) Esâl el-Hanefî'den bir takını malumatlar verir. Orada Kur'an'a nazire yapmaya çalıştığı düzmelerinden Örnekler verir ki, bu saçmaları buraya almaya gerek duymuyoruz.
İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/85-86
187[35] Mu'cemu'l Buldan'a göre 2/174 burası ya el-Hat mıntıkasının bir şehri ya da AbdıTl Kays denen birinin kalesidir.
El-Alâ b. El-Hadramî'yi (r.a.) bir müfrezeyle yolladı. İki taraf Bahreyn'deki Cösa şehri yakınında karşılaştı
ve Allah mürteddleri hezimete uğrattı. Bunlardan hepsi dinden dönmüş sadece Cârûd'le
beraber ufak bir grup dinlerinden ayrılmamışlardı.188[36]
İbni İshak anlatıyor: El-Alâ el-Hadrami onları Cösâ'da muhasara altına almıştı. Muhasara uzaymca,
müslümanlar açlıktan neredeyse helak olayazmışlardı. Sonra mürteddler kendi kalelerinde içip
sarhoş oldular. El-Alâ da onlara gece saldırdı.189[37]
Bir rivayete göre Abdullah b. Abdillah b. Übey Yemame'de değil bu Cosa harbinde şehit edilmiştir.
Bedir'e de katılmıştı.190[38]
Bu on ikinci yılda Hz. Ebu Bekr (r.a.) dinlerinden dönen Umman halkına Ebu Cehl'in oğlu tkrime
(r.a.)'ı bir orduyla gönderdi. Yine Muhacir b. Ebi Ümeyye el-Mah'zumi (r.a.)'ı (Hadramut
yakınlarında bulunan bir kale olan ) Nüceyr üzerine yolladı. Onlar da dinlerinden dönmüş ve bu
kaleyi merkez etmişlerdi.191[39]
Hz. Ebu Bekr (r.a.) yine Ziyâd b. Lebîb el-Ensari'yi bir grup mürteddleri İslah için sefere çıkardı.
îbni İshak der ki: Bana Abdullah b. Ebi Bekr: "Ziyad'm o mürteddler üzerine geceleyin baskın
yaparak onlardan dört tane kralı;
1- Hamed
2- Mihvas
3- Mişrah ve
4- Ebâ'a'yı öldürdü.192[40]
Bu yıl içinde Ebu Bekr müslümanlara hac etmeleri için bizzat kendisi emirlik yaptı.193[41]
Bu Yıl Vefat Eden Bazı Sahabeler Ebu'l Âs B. Er-Rabî (R.A.)194[42]
Nesebi: Ebu'l As b. Er-Rabî' b. Abdi Şems el-Abşemi (r.a.). Efendimiz (s.a.v.)'in kızı Zeyneb (r.a.)'nın
188[36] Tarih-i Halife b. Hayyat s. 116; Taberi, Tarih 2/286
189[37] Tarihi Halife s. 116; Taberi 2/286
190[38] İbni Sa'd,Tabakat 3/542
191[39] Taberi 2/302, 303; Tarih-i Halife s. 116
192[40] Tarihi Halife s. 116
193[41] Tarihi Halife s. 117
İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/86-87
194[42] Hz Ebu'l âs için bak: Zehebi, S. Alam 1/330; İber î/15, El-Mearif 141; Tarih-i Halife 119; Nesebi Kureyş 230; Cemheratu Ensabi'l Arab 16, 20, 75, 77, 78;
Ensabu'l Eşraf 1/269, 302, 377, 398, 399, 400; Muhabber 35, 78, 99; Fesevî 3/270; İstiâb 4/125; Üsdü'l Ğabe 5/236; Nevevi, Tehzib 2/248; İkdu's Semin 7/110,
8/61
kocası hem de onun teyzesi olan Hâle binti Huveylid b. Esed'in oğludur. Hz. Zeyneb (r.a.)'mn Ebu'l
As'dan Ali adında bir oğlu olduysa da bebekken öldü. Bir de Ümame adında kızı doğdu ki,
Peygamber (s.a.v.)'in namazda iken omuzunda taşıdığı torunu odur.195[43]
Teyzesi Fatıma'nın vefatından sonra Hz. Ali (r.a.) bu Ümame ile evlenmişti. Ebu'l As (r.a.)'a "Cervu'l
Batha, Batha'nm aslan yavrusu" adı verilmişti.
Hudeybiye anlaşmasından beş ay önce müslüman oldu, sonra Mekke'ye döndü. Misver b.
Mahrame (r.a.) der ki: Peygamber (s.a.v.) Ebu'l As'a akrabalık bağlarını çok güzel sürdürmesi
sebebiyle övgü yağdırmış ve: Bana (kızımın üzerine evlenme meselesini konuştu) ve bana dediğini
tuttu, bana (kızını sana Medine'ye göndereceğim diye) vaadda buunup sözünde vefalı oldu."
buyurmuştur.196[44]
Derim ki: Ebu'l As (r.a.); "Bütün sevgisine rağmen eşi Zeyneb binti Rasulillah'ı Peygamberimize
Medine'ye yollayacağına dair söz vermiş ve bu sözünde durarak ayrılık acısına katlanmıştır.
Kendisi Kureyş'in önde gelen tüccarlarından ve Ümenasmdan (bu gün bunun tam karşılığı yoksa da
birine güvence verebilen' bir nevi Noter, yedi Emin ve benzerî) biri idi. Ona dair izahımız Bedir harbi
sonrası olaylarda anlatılmıştı.197[45]
Bu yılın zi'l Hicce ayında vefat etti ve Zübeyr (r.a.)'a vasiyet etli.198[46]
Sa'b B. Cessâme (R.A.)199[47]
Hicazlı olup El-Leys kabilesindendir. Veddan vadisine kadar göçerek gider ve orada konaklardı.
Peygamberimize yaban eşeği Zebra hediye eden odur.200[48]
Sa'b (r.a.)'ın hadisini kendinden nakleden İbni Abbas (r.a.)'tır.201[49]
Sa:b (r.a.) Ebu Bekr'in Emareti döneminde vefat etti.202[50]
195[43] Buhari sütratu'l Musalli cilt 1/487; Müslim, Mescid 543; Ebu Davud h.no 917-920; Nesaİ 2/45 ve 3/10; Muvatta 1/70. Ebu Katade (r.a.) anlatıyor: Nebi
(s.a.v.) om uzuna Ümame binti Zeyneb olduğu halde namaz kılar ve kıyama kalkınca onu kucağına alır, secdeye indiğinde yere koyardı
196[44] Buhari 3110, 3714, 3729, 3767, 5230, 5278, Nikah 5230; Müslim 2449; Ebu Davud 2069; İbnu Mace 1999. Bu Övgünün sebebi şudur: Hz Ali Ebu Cehl'in
kızına dünür olmuş, Fatima da gelip' Efendimize şikayette bulunmuştu. Efendimiz de: "Fatura benden bir parçadır. Ben onun dininde fitneye düşeceğinden
korkuyorum." Buyurup sonra damadı Ebu'l As'ı överek "Ben helali haram, haramı helal yapacak değilim, ama Ebu'l âs benimle önce bu konuları konuşup,
dediğinde doğru çıktı söz verdi yerine getirdi.1' buyurdu.196[44]
197[45] Meğazi'de Bedir savaşı bölümüne bak.
198[46] İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/87-88
199[47] Hayatı için bak: Buhari Tarihi Kebir 4/322; Halife Tabakat s. 29; Fesevi, Tarih 1/325; îstiâb 2/198; Ensab 1/386; Cemhere 181; Razi, El-Cerh 4/450; Taberani,
Kebir 8/93; Üsdü' 1 Ğabe 3/19; Tahzibu' 1 Esma 4/421; El-Kamil 2/449
200[48] Buhari, Hac 4/26, 67; Müslim 1193; Nesai 5/183, 184, 185; Tirmizi 849; Muvatta 1/353; Taberani, Kebir 8/94, 98 h.no 7429, 7430, 7432, 7444, 11/404 h.no
12143, h.no 12342, 12366, 12706
201[49] Bu, üst kaynaktaki şu hadistir: İbni Abbas der ki: Sa'b b. Cüsame der ki: Rasulullah Hacca giderken Ebvâ'da bize uğradı. Ben ona bir zebra eti hediye ettim,
bana geri yolladı. Yüzümdeki üzgün ifadeyi görünce "Biz onu sana başka bir maksatla geri vermedik. Lakin biz şu anda ihramhyız (ve av yiyemeyiz)" buyurdu
202[50] İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/89
Ebu Mersed El-Ğanevî (R.A.)203[51]
Asıl adı Künâze b. Husayıı'dır. Hz. Hamza b. Abdi'l Muttalib ile anlaşmalı idi.
Bedir ve diğer gazalara katılmıştır. Oğlu Mersed de Bedir savaşında bulundu. Oğlu Mersed'in oğlu olan torunu Enîs de sahabelik şerefine erenlerdendir. Vasile b. El-Eska' (r.a.) bu Ebu Mersed (r.a.)'tan: Kabir üzerine oturmayın ve kabre karşı namaz da kılmayın." hadisini naklediyor.204[52]
Bu Yılki Hz. Halid'in Fetihleri
Yemame'deki dinden dönenlerin fitnesi sürdürülüp işleri bitirilince Hz. Ebu Bekr, Halid b. Velid'i o zaman Hind (daha sonra sind) arzı diye adlandırılan Basra civarına sefere gönderdi. Hz. Halid. Yemame'de kendi ile beraber savaşa katılan askerleriyle birlikte Basra topraklan üzerine yürüdü ve (Dicle kıyısında halice yakın bir yerde kurulmuş olan) El-Übülle üzerine saldırıp orayı ele geçirdi. Oradan (Basra ile Vasit arasındaki) Meysân'a girip oradaki köylerden bir çok ganimet ve esirler ele geçirdi. Sonra da Es-Sevad (Fırat ve Dicle sahili) üzerine saldırdı ve (Vasıt'ın yerleşim yerleri olan) Kesker mıntıkası ile (Vasıt'ın kuruluşundan önce büyük bir yerleşim yeri olan) Zendeverd'i ele geçirdi. Basra umumi valiliğine Kutba b. Katade es-Sudûsi'yi atadı.
Hz. Halid, Ülleyse mıntıkası halkıyla her yıl Receb ayında ödenmek üzere bin dinar vermeleri şartıyla anlaşma yaptı. Daha sonra (Bağdad civarındaki) Nehru'l Melik mıntıkasını ele geçirdi. Ardından Hıyre kralı olan Bukayle, Hz. Halid ile doksan bin dinar vererek sulh anlaşması yaptı. Oradan Enbar halkı üzerine yürüyüp onları sulh yapmaya mecbur bıraktı.
Sonra Hz. Halid (r.a.) (Kûfe'nin batısında Enbar'a yakın bir yer olan) Ayıuı't Temr şehrini kuşattı. Ahali, Hz. Halid'in vereceği hükme razı olup teslim oldular. O da (suçluları) öldürüp kadınlardan esir aldı.205[53]
Ayn-ı Temr harbinde müslümanlardan Ensar'ın Hazreç kabilesine mensup olan Beşîr b. Sa'd b. Sa'lebe şehid oldu. Lakabı Ebu Nu'man olup büyük sahabelerden biri idi. Bedir savaşı ile Akabe biatında bulunanlardandı. Rivayete göre Ensardan ilk İslama giren o idi.206[54]
203[51] Ebu Mersed için bak: El Mearif 327; Cemhere 247; Muhabber 71, 117; Halife, Tabakat 8, 47; Üsdü'l Ğabe 5/294; El-Kamil fi't Tarih 2/401
204[52] Müslim, Cenaiz 4972; Ebu Davud 3229; Tirmizi 1055; Nesai 2/67; Müsned 4/125: Hakim 3/225; Beyhaki, S. Kübra 2/435, 4/79, Ebu Avâne, Müsned 1/398; Taberani, Sağir 1/252; Taberani, Kebir 19/193
İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/89
205[53] Tarihi Halife b. Hayyat s. 118; Taberi 2/307-324
206[54] Beşirb. Sa'd için bak: Tabakat-ı Halife 94, 190; Tarihi Halife 78; İbni Sa'd 3/53i; Taberi Tarih 3/22, 23, 155, 221; El Muhabber 120, 233; Cemheretu Ensabi'l Arab 364; Fesevi 1/381; Ensabu'l Eşraf 1/244; İstiab 1/149, 150
İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/90
Kur'an'ın Tam Metin Olarak Yazılma Emri
Yine bu on ikinci yılda, Yemame savaşında ashabı kiram olan, bilhassa Kurra hafız olanlardan çoğu öldürülüne (Kur'anın unutulacağı korkusuyla) Hz. Ebu Bekr (r.a.), Zeyd b. Sabit'e Kufan'ın tam metin olarak yazılmasını emretti. Hz. Zeyd de bu işe ashabın ezberinde olanları- hurma tahtaları ve Lihaflarda yazılı olanları takib ederek başlayıp hepsini bir Mushafta topladı.207[55]
Halid B. Velîd'in Hacca Gelişi
Muhammed b. Cerir et-Taberi anlatıyor: Hz. Halid Irak'taki Medain-i Kisra'yı gerek bir kısmını sulh, gerek diğer kısmı harp yoluyla fethettikten sonra bu yılın Zi'l Ka'de ayının bitimine beş gün kala hacca bitmek istediğini gizleyerek yola çıktı. Beraberinde gittiği istikameti ters giderek gününü asla belli etmeyerek istikamet şaşıran bir cemaatle hareket ederek Mekke'ye geldi. Bununla hiç bir kılavuzun sağlayamayacağı kolaylığı sağlamış oldu. Hıyre yollarından birinde ilerledi. Bundan daha şaşacak ve daha fazla insanı yoracak bir yol daha önce hiç görülmemişti. Askerden ayrı kalması fazla olmamışti. Onun hacca gittiğini yol arkadaşları dışında kimse fark etmemişti.
Ebu Bekr (r.a.), Halid b. Velid'in hacca geldiğini duyunca ona serzenişte bulunup azarladı ve Halid'i Şam'a geri yollamakla cezalandırdı.
Ebu Bekr'in onu Şam'a hareket ederek beraberindeki müslümanları da Yermük'e kadar getirmesini emreden mektubu Hz. Halid'e hac dönüşü Hıyre'de ulaştığında ona: "bir daha böyle Halifeden habersiz bir iş yapmaktan sakın" diye yazılmıştı.208[56]
Derim ki, Hz. Halid'e Şam'a dönmesini emreden mektup on üçüncü yılın başlarında ulaşmıştı.
Derim ki, Halid (r.a.) ordusuyla Şam'a doğru Iraktan çöl yolu ile hareket ettiği için susuzluktan helak olayazdılar.
Vakidî der ki: Bana Musa b. Muhammed b. İbrahim et-Teymî babasının şöyle dediğini anlattı: Hz. Ömer (r.a.) Hz. Ebu Bekr'e, "Halid b. Velid'e bir mektup yazarak yanındaki askerleri alıp Amr îbni'l Âs'a imdada yetişmesi için Irağa hareket etmesini emretmesini" tavsiye etmişti. Ebu Bekr'in mektubu Halid'e ulaşınca: "Bu iş Ömer'den sudur etmiştir. Irak'ın benim elimde fethini kıskandı da beni Amr'a yardıma göndermeye kalktı. Eğer Şam fethedilmiş ise fetihte adım olmayacak." dedi.209[57]
207[55] Buhari Fezailu'l Kur'an 9/8; Müsned 5/188; Fesevi, Tarih 1/485; Taberani, Kebir h.no 4901; İbni Ebi Davud, Mesahifs. 6.9
İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/91
208[56] Taberi Tarih 3/384, 385; Ibnu'l Esir, El-Kamil 2/400
209[57] Taberi, Tarih 2/345; Tehzibi Tarihi Dımışk 1/131; El-Ezdi, Fütuhu'ş Şam s. 68
İmam Zehebi, Tarihü’l İslam, Cantaş Yayınları 5/91-92

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...