HAZRET-İ İSÂ'NIN MUCİZELERİNİ DÖRT İNCİL VERSİYONUNDAN YAZMAYA DEVAM EDİYORUZ.
BİR DE İSÂ ALEYHİSSELÂM'IN MUSA GİBİ DAĞA ÇIKMASI, VE ALLAH'LA KONUŞMASI VAR. YALNIZ, ÇOK ENTERESAN, İSÂ YANINA YUHANNA'YI ALIYOR, AMA İNCİL YAZARI SAYILAN YUHANNA BU ÇOK ÖNEMLİ OLAYDAN BAHSETMİYOR!..
- "İSÂ ALTI GÜN SONRA, PETRUS, YÂKUB, VE KARDEŞİ
YUHANNA'YI YANINA ALDI, VE ONLARI AYRICA YÜKSEK
BİR DAĞA ÇIKARDI. VE ONLARIN ÖNÜNDE HEYETİ
DEĞİŞİLDİ. YÜZÜ GÜNEŞ GİBİ PARLADI, VE ESVÂBI
IŞIK GİBİ AK OLDU. VE İŞTE ONLAR, MUSÂ İLE
İLYA GÖRÜNDÜLER. İSÂ İLE KONUŞUYORLARDI. ...
NURLU BİR BULUT ONLARA GÖLGE SALDI. VE İŞTE,
BULUTTAN BİR SES, 'SEVGİLİ OĞLUM, BUDUR.
ONDAN RÂZIYIM, ONU DİNLEYİN!' DEDİ. ŞAKİRTLER
BUNU İŞİTİNCE YÜZÜSTÜ DÜŞTÜLER, VE ÇOK
KORKTULAR. İSÂ GELİP ONLARA DOKUNARAK,
'KALKIN, KORKMAYIN,' DEDİ. ONLAR DA GÖZLERİNİ
KALDIRARAK YALNIZ İSÂ'DAN BAŞKA KİMSEYİ GÖRMEDİLER."
(MATTA , 17. BÂB, 1-8) (MARKOS , 9. BÂB, 2-8)
BU KISSA LUKA İNCİLİ'NDE FARKLILIKLARLA VAR, MESELÂ ALTI GÜN DEĞİL, SEKİZ GÜN DİYE BELİRTİLMİŞ. (9. BÂB, 28-36)
HAZRET-İ İSÂ'NIN ŞAKİRTLERİYLE DAĞA ÇIKMASINI, BİR NEVİ İTİKAFA ÇEKİLMESİNİ ANLIYORUZ. OLABİLİR... HATTÂ HAZRET-İ MUSA İLE YAHUDİLER'İN KAHRAMANI İLYA DA GÖRÜNEBİLİR, BU DA MÜMKÜN... YALNIZ BULUTTAN GELEN SES, "SEVGİLİ OĞLUM" İFÂDESİ ALLAH HİTAP EDİYOR ZANNI UYANDIRDIĞI İÇİN KABUL EDEMİYORUZ. ÇÜNKÜ ALLAH YALNIZ HAZRET-İ MUSA İLE TEKELLÜM ETTİ. ANCAK O SES DUYDU. ONDAN BAŞKASI KUR'AN'DA ZİKREDİLMİYOR... BİZE BU BÖLÜM BİRAZ MUSÂ KISSASINDAN İLHAM ALINARAK YAZILMIŞ GİBİ GELDİ... YİNE DE EN İYİ ALLAH BİLİR.
BURADA ÇOK ÖNEMLİ BİR HUSUSU DİLE GETİRMEK İSTİYORUZ: ŞU UYDUDAN hayattv (ECTV) ADIYLA HIRİSTİYANLIK PUROPOGANDASI YAPAN KANALDA, MISIRLI ZEKERRİYA BUTROS ADLI KOPT PAPAZI VAR YA, ARAPÇA BİLDİĞİ İÇ İN KUR'AN ÂYETLERİNİ İSTİSMAR EDEREK MÜSLÜMANLARIN AKLINI KARIŞTIRIYOR... MESELÂ DİYOR Kİ, "ALLAH İSÂ'DA TECELLİ ETMİŞTİR, İSÂ'NIN ALLAH'IN VE ALLAH OLMASI BU YÜZDENDİR. KUR'AN BUNA DELİLDİR. TIPKI MUSA'NIN KARŞISINDA DAĞA TECELLİ ETMESİ... TECELLİ ETMEK GÖRÜNMEK DEMEKTİR. MUSA DA DAĞA TECELLİ EDEN ALLAH'I GÖRMÜŞTÜR..."
TAMAMEN ZIRVA!.. NE O OLAY HAZRET-İ İSÂ'NIN ALLAH'IN OĞLU OLMASINA DELİL TEŞKİL EDER, NE DE ALLAH HAZRET-İ MUSÂ'YA GÖRÜNMÜŞTÜR!.. TAM TERSİNE!.. HAZRET-İ MUSA, YÜCE ALLAH'I GÖRMEK İSTER, ALLAH, "SEN BENİ GÖREMEZSİN," DER. İŞTE ÂYETLER:
- "VAKTÂ Kİ MUSA (TAKDİR ETTİĞİMİZ 40 GÜN
İTİKAFA ÇEKİLİP ORUÇ TUTTUKTAN SONRA)
TÂYİN ETTİĞİMİZ VAKİTTE GELDİ. RABBİ ONA
SÖZLERİNİ İŞİTTİRDİ. MUSA, 'YÂ RAB!
BANA KENDİNİ GÖSTER DE SENİ GÖREYİM,' DEDİ.
ALLAH, 'SEN BENİ KAT'İYYEN GÖREMEZSİN!
FAKAT ŞU DAĞA BAK! ŞÂYET O DAĞ YERİNDE
DURABİLİRSE, SEN DE BENİ GÖREBİLİRSİN,'
BUYURDU. VAKTÂ Kİ RABBİ DAĞA TECELLİ
ETTİ, DAĞI PARAMPARÇA EYLEDİ. MUSA DÜŞÜP
BAYILDI!"
(ÂRAF SÛRESİ , 143. ÂYET)
NEYMİŞ?.. HAZRET-İ MUSA, RABBİN SESİNİ DUYMUŞ, AMA O'NU GÖREMEMİŞ!.. KOPT PAPAZI ZEKERRİYA BUTRAS UYDURUYOR, MÜSLÜMANLAR'I KANDIRIYOR!
DEVAM EDİYORUZ:
- "VE KALABALIĞA VARDIKLARI ZAMAN, BİR ADAM
GELİP İSÂYA DİZ ÇÖKEREK DEDİ: 'YÂ RAB! OĞLUMA
MERHAMET EYLE. ÇÜNKÜ O SAR'ALIDIR, VE ÇOK
SIKINTIDADIR. ÇÜNKÜ BİR ÇOK DEFÂ ATEŞE, ÇOK
DEFÂLAR DA SUYA DÜŞÜYOR. VE SENİN ŞAKİRTLERİNE
ONU GETİRDİM, VE İYİ EDEMEDİLER.' VE İSÂ
CEVAP VERİP DEDİ: 'EY İMÂNSIZ VE SAPIK NESİL!
NE VAKTE KADAR SİZİNLE BERÂBER OLACAĞIM? SİZE
NE VAKTE KADAR DAYANACAĞIM?.. ONU BURAYA,
BANA GETİRİN!' VE İSÂ ONU AZARLADI, VE CİN
ONDAN ÇIKIP OĞLAN O SAATTEN İYİ OLDU."
- "O ZAMAN ŞAKİRTLER AYRICA İSÂ'YA GELİP
DEDİLER:'NİÇİN ONU BİZ ÇIKARAMADIK?' İSÂ
ONLARA DEDİ: 'İMÂNINIZ AZ OLDUĞU İÇİN! ZİRÂ
DOĞRUSU, SİZE DERİM: SİZDE BİR HARDAL TÂNESİ
KADAR İMÂN OLSA, BU DAĞA, >BURADAN ŞURAYA
GÖÇ,< DERSİNİZ, VE GÖÇER, VE SİZE HİÇ BİR
ŞEY İMKÂNSIZ OLMAZ!' (DEDİ.)" (MATTA , 17. BÂB, 14-21)
DAHA ÖNCE DE SÖYLEMİŞTİK, BU TARZ ŞİFÂ, İNANCA, DAHA DOĞRUSU İYMANA DAYALIDIR. ŞAKİRTLERİN HASTAYI TEDÂVİ EDEMEMELERİNİN SEBEBİ, ALANIN, YÂNİ HASTANIN ALLAH'IN LÛTFU İLE İYİLEŞECEĞİNE İYMANI YOK. O YÜZDEN HAZRET-İ İSÂ BÜTÜN O NESLİ "İMÂNSIZ" DİYE AZARLIYOR!.. SONRA ŞAKİRTLERİN ALLAH'IN LÛTFU İLE BU HASTAYI İYİ EDEBİLECEKLERİNE EN UFAK BİR İNANÇLARI YOK. HAZRET-İ İSÂ ONLARI DA AZARLIYOR, VE HARDAL TÂNESİNİ MİSÂL GETİRİYOR. O KADARCIK BİLE İYMANLARI OLSAYDI, HASTA İYİLEŞEBİLİRDİ DİYE... BİZ BU KISSAYI HAKİYKATE UYGUN BULUYORUZ. HAA, ÖYLE İYMAN SÂHİBİ BİR KİŞİ DE SIRF FİYAKA OLSUN DİYE DAĞLARA "GÖÇ" FALAN DEMEZ!.. MUSA GİBİ İHTİYAÇ DUYUNCA DENİZİ YARAR!.. VE TABİİ CÜMLESİ ALLAH'IN İZNİ, LÛTFU VE KEREMİYLE OLUR.
YALNIZ BU KISSA, MARKOS'TA AZARLAMA KISMI AYNI OLSA DA, HİKÂYESİ EPEY FARKLI:
- "... KALABALIK ONU GÖRÜNCE ... SEĞİRTİP KENDİSİNİ
SELÂMLADILAR. ... HALKTAN BİRİ ... 'MUALLİM, BEN
SANA DİLSİZİ OLAN OĞLUMU GETİRDİM. (MURDAR) RUH
ONU HER NEREDE TUTARSA, KENDİSİNİ YERE ÇARPIYOR.
O KÖPÜRÜYOR, DİŞLERİNİ GICIRDATIYOR, VE KURUYOR.
SENİN ŞAKİRTLERİNE: 'RUHU ÇIKARIN,' DEDİM,
YAPAMADILAR.' İSÂ ... 'ÇOCUĞU BANA GETİRİN,'
(DEDİ.) ONU KENDİSİNE GETİRDİLER. VE ONU GÖRÜNCE
HEMEN RUH ÇOCUĞU ÇOK SARSTI. VE YERE DÜŞÜP
KÖPÜREREK YUVARLANIYORDU. İSÂ BABASINA SORDU:
'BU HÂL BAŞINA GELELİ NE ZAMANDIR?' O DA DEDİ:
'ÇOCUKLUKTAN BERİ. VE HELÂK ETSİN DİYE (RUH)
BİR ÇOK DEFA ONU HEM ATEŞE, HEM SUYA ATTI.
FAKAT EĞER BİR ŞEY YAPABİLİRSEN, BİZE ACI
VE YARDIM ET.' İSÂ ONA DEDİ: 'EĞER YAPABİLİRSEN
(Mİ?) İMÂN EDENE HER ŞEY MÜMKÜNDÜR.' ÇOCUĞUN
BABASI HEMEN, BAĞIRIP DEDİ: 'İMAN EDERİM!
BENİM İMANSIZLIĞIMA YARDIM EYLE!' İSÂ DA ...
MURDAR RUHU AZARLAYIP ONA DEDİ: 'EY DİLSİZ VE
SAĞIR RUH! SANA EMREDİYORUM, ONDAN ÇIK! VE
ARTIK ONA GİRME!' RUH TA BAĞIRIP ONU ŞİDDETLE
SARSARAK ÇIKTI. ÇOCUK ÖLÜ GİBİ OLDU. ŞÖYLE Kİ,
ÇOĞU, 'ÖLDÜ,' DEDİLER. FAKAT İSÂ ONU ELİNDEN
TUTUP KALDIRDI, VE ÇOCUK KALKTI. ... ŞAKİRTLERİ
ONDAN AYRICA SORDULAR: 'NİÇİN BİZ ONU
ÇIKARAMADIK?' ONLARA DEDİ: 'BU CİNS (RUH)
DUADAN BAŞKA BİR ŞEY İLE ÇIKARILAMAZ' (DEDİ.)"
(MARKOS , 9. BÂB, 15-29)
BURADA GEÇEN "MUALLİM" KELİMESİ "ÖĞRETMEN-MÜRŞİT-YOL GÖSTEREN" ANLAMINDADIR. BAŞKA YERLERDE İSÂ ALEYHİSSELÂM'A HİTÂP EDERKEN "RAB" OLARAK GEÇER Kİ, ALLAH'I KASTETTİĞİNİ ZANNETMİYORUZ, GENE "MUALLİM" DEMEKTİR.
BU KISSA, LUKA İNCİLİ'NDE DE VAR. (9. BÂB, 37-42) ANCAK ARKASINDAN GELEN BİR CÜMLEYİ YAZMADAN EDEMEDİK:
- "VE (BU MUCİZEDEN SONRA) HEPSİ ALLAH'IN
AZAMETİNE ŞAŞTILAR. (LUKA , 9. BÂB, 43)
DEMEKKİ ŞAKİRTLER HER ŞEYİN ALLAH'IN KUDRETİYLE, ALLAH'IN AZAMETİYLE VE ALLAH'IN İSÂ ALEYHİSSELÂM'A BAHŞETTİĞİ İZİNLE OLDUĞUNUN FARKINDALAR.
LUKA İNCİLİ'NDE ENTERESAN VE ÖNEMLİ BİR KISSA DAHA VAR:
- "VE VÂKİ OLDU Kİ, YERUŞALİM'E GİDERKEN, İSÂ
SÂMİRİYE VE GALİLE SINIRI BOYUNCA GEÇİYORDU.
VE KÖYÜN BİRİNE GİRERKEN, CÜZZAMLI ON ADAM,
UZAKTA DURARAK ONU KARŞILADILAR. VE ONLAR:
'EY ÜSTÂT İSÂ, BİZE ACI!' DİYE ÇAĞIRDILAR
(SESLENDİLER). İSÂ ONLARI GÖRÜNCE KENDİLERİNE
DEDİ: 'GİDİN KENDİNİZİ KÂHİNLERE GÖSTERİN.' VE
VÂKİ OLDU Kİ, ONLAR GİDERKEN, TEMİZ OLDULAR.
ONLARDAN BİRİ, İYİ ÖLDUĞUNU GÖRÜP, YÜKSEK SESLE
ALLAH'A HAMDEDEREK GERİ DÖNDÜ. VE TEŞEKKÜR
EDİP İSÂ'NIN AYAKLARINA KAPANDI. VE O BİR
SÂMİRİYELİ İDİ. İSÂ, CEVAP VERİP DEDİ: 'ON
KİŞİ DE TEMİZLENMEDİ Mİ? DOKUZU NEREDE? BU
YABANCIDAN BAŞKA ALLAH'A HAMD ETMEK İÇİN GERİ
DÖNEN OLMADI MI?' VE İSÂ ONA DEDİ: KALK, GİT!
SENİ İMÂNIN KURTARDI,' (DEDİ.)"
(LUKA , 17. BÂB, 11-19)
DİKKATİNİZİ ÇEKMİŞTİR, SÂMİRİYELİ ÖNCE ALLAH'A HAMD EDİYOR, SONRA HAZRET-İ İSÂ'YA TEŞEKKÜR EDİYOR. HER ŞEY ALLAH'TAN!.. O, "OL" DERSE, OLUR; "OLMA!" DERSE, HER ŞEY MAHVOLUR!
SONRA KEFERNAHUM'A GELİRLER. ORADA VERGİ ÖDEMELERİ GEREKİR. İSÂ ALEYHİSSELÂM YANINDAKİLER SIKINTIYA DÜŞMESİN DİYE BUNDAN KAÇINMAZ. PETRUS'A:
- "DENİZE GİT, OLTA AT, VE İLK GELEN BALIĞI TUT.
ONUN AĞZINI AÇINCA BİR ŞEKEL BULACAKSIN, ONU
AL, BENİM İÇİN DE, KENDİN İÇİN DE ONLARA VER,"
DER.. (MATTA , 17. BÂB, 24-27) HERHALDE BU MUCİZE DE GERÇEKLEŞMİŞ Kİ, MATTA YAZMIŞ...
- "VE ERİHA'DAN ÇIKTIKLARI ZAMAN, BÜYÜK BİR
KALABALIK İSÂ'NIN ARDINCA GİTTİ. VE İŞTE,
YOL KENARINDA OTURAN İKİ KÖR, İSÂ'NIN
GEÇTİĞİNİ İŞİTİNCE, 'YÂ RAB! BİZE MERHAMET
EYLE SEN EY DÂVUD'UN OĞLU!' DİYE BAĞIRDILAR.
... İSÂ ACIYARAK GÖZLERİNE DOKUNDU, VE
HEMEN GÖZLERİ AÇILIP ONUN ARDINCA GİTTİLER."
(MATTA , 20. BÂB, 29-34)
BU KISSAYI LUKA DA YAZMIŞ, AMA KÖR ADAM İKİ DEĞİL, BİR KİŞİ... (17. BÂB, 37-43) AYRICA LUKA, TIPKI SÂMİRİYELİ ADAM GİBİ, ONUN DA ALLAH'A HAMD ETTİĞİNİ EKLEMİŞ.
- "VE İSÂ SABAHLEYİN ŞEHRE (KUDÜS'E) DÖNERKEN
ACIKTI. YOL KENARINDA BİR İNCİR AĞACI GÖRÜP
ONA GELDİ. ANCAK YAPRAKTAN BAŞKA ONDA BİR
ŞEY BULMADI. VE İSÂ ONA DEDİ: 'ARTIK SENDEN
EBEDİYYEN MEYVE ÇIKMASIN' VE İNCİR AĞACI
HEMEN KURUDU." (MATTA , 21. BÂB, 18-19)
MARKOS'TA BU OLAY ŞÖYLE:
- "SABAHLEYİN, YANINDAN GEÇERKEN İNCİR
AĞACINI KÖKÜNDEN KURUMUŞ GÖRDÜLER.
VE PETRUS (ÖNCESİNİ) HATIRLAYIP ONA DEDİ:
'RABBİ, İŞTE, LÂNET ETTİĞİN İNCİR AĞACI
KURUDU. (MARKOS , 12. BÂB, 20-21)
- "VE İSÂ (KUDÜS'TEKİ) MÂBEDDEN ÇIKIP GİDERKEN,
MÂBEDİN BİNÂLARINI KENDİSİNE GÖSTERMEK İÇİN
ŞAKİRTLERİ YANINA GELDİLER. İSÂ DA ONLARA
CEVAP VERİP DEDİ: 'BÜTÜN BU ŞEYLERİ GÖRMÜYOR
MUSUNUZ? DOĞRUSU SİZE DERİM: BURADA TAŞ
ÜSTÜNDE YIKILMADIK TAŞ BIRAKILMAYACAK!' (DEDİ.)"
(MATTA , 24. BÂB, 1-2) (MARKOS , 13. BÂB, 1-2)
LUKA BUNU DAHA FARKLI NAKLETMİŞ:
- "(İSÂ,) 'FAKAT YERUŞALİM'İ ORDULARLA KUŞATILMIŞ
OLARAK GÖRDÜĞÜNÜZ ZAMAN, BİLİN Kİ, ONUN
YIKILMASI YAKINDIR. O VAKİT YAHUDİYE'DE
BULUNANLAR DAĞLARA KAÇSINLAR, VE ONUN
İÇİNDE BULUNANLAR ÇIKSINLAR. KIRDA OLANLAR
ORAYA GİRMESİNLER. ... ÇÜNKÜ MEMLEKET
ÜZERİNE BÜYÜK SIKINTI VE BU KAVME GAZAP
GELECEKTİR. VE KILIÇTAN GEÇİRİLECEKLER, BÜTÜN
MİLLETLERE ESİR OLARAK GÖTÜRÜLECEKLERDİR.
VE MİLLETLERİN ZAMANLARI DOLUNCAYA KADAR,
YERUŞALİM MİLLETLER TARAFINDAN ÇİĞNENECEKTİR,'
(DEDİ.)" (LUKA , 21. BÂB, 10-24)
EĞER BU OLAY GERÇEKTEN CEREYAN ETMİŞ, VE İSÂ ALEYHİSSELÂM GERÇEKTEN BÖYLE BİR BEYÂNDA BULUNMUŞSA, KASTETTİĞİ YIKIM GERÇEKLEŞMİŞ, KUDÜS'TEKİ MÂBED, YAHUDİLER'İN M.S. 70 YILINDAKİ SÜRGÜNÜ SIRASINDA YIKILMIŞ, BİR TEK ŞİMDİ YAHUDİLER'İN İBÂDET ETTİĞİ "AĞLAMA DUVARI" KALMIŞTIR.
DAHA SONRA, BİLDİĞİNİZ GİBİ, HAZRET-İ ÖMER'İN HALİFELİĞİ SIRASINDA, YÂNİ TAKRİBEN 550 YIL SONRA KUDÜSLÜLER ADÂLETİNE HAYRAN OLDUKLARI ÖMER'E GELİP, ŞEHRİN ANAHTARLARINI TESLİM ETMİŞLERDİR. ASLINDA MÜSLÜMANLARIN ÜÇ MUKADDES ŞEHRİ MEDİNE, MEKKE VE KUDÜS, SIRAYLA VE SAVAŞSIZ DÂR-ÜL İSLÂM'A KATILMIŞTIR. HAÇLI SEFERLERİ SIRASINDA HIRİSTİYANLARIN ELİNE GEÇEN KÜDÜS'TE BÜYÜK BİR MÜSLÜMAN VE YAHUDİ KATLİAMI YAPILMIŞ (1098), ANCAK DOKSAN YIL SONRA SELÂHADDİN-İ EYYÛBÎ TARAFINDAN TEKRAR GERİ ALINMIŞTIR... BÂZI KESİMLERİN KULLANDIĞI "KUDÜS'ÜN FETHİ" TÂBİRİ YANLIŞTIR. KUDÜS HİÇ FETHEDİLMEMİŞ, ÖNCE ANAHTAR TESLİMİ İLE ALINMIŞ, İSLÂM ŞEHRİ OLMUŞ, İŞGÂL SONRASINDA DA HAÇLILARDAN GERİ ALINMIŞTIR!.. KUDÜS BİZ MÜSLÜMANLARIN, HATTÂ TÜRKLER'İNDİR. ÇÜNKÜ YAHUDİSİ DE, HIRİSTİYANI DA, MÜSLÜMANI DA, HATTA DİNSİZ, İMANSIZI DA ANCAK MÜSLÜMANLAR'IN VE TÜRKLER'İN HÂKİMİYETİ ALTINDA 1918'E KADAR HUZUR İÇİNDE YAŞAYABİLMİŞLERDİR. BİZİM ELİMİZDEN ÇIKTIKTAN SONRA DA, BİR DAHA HUZUR YÜZÜ GÖRMEMİŞLERDİR.
ÖTE YANDAN YAHUDİLER, ÖNCE BÂBİL DÖNEMİNDE, SONRA ROMA DÖNEMİNDE, ALLAH'IN EMİRLERİNE KARŞI GELMELERİNDEN DOLAYI, İKİ DEFÂ YURTLARINDAN SÜRÜLMELERİNE, VE SON OLARAK TA HİTLER ELİYLE ALLAH'IN GAZÂBINA UĞRAMALARINA RAĞMEN; BİR TÜRLÜ AKILLANMAMIŞLAR, VE HÂLÂ ZULÜM VE FESAT KAYNAĞI OLMAYA DEVÂM ETMEKTEDİRLER. BUNDAN SONRA DA ÂKIBETLERİNİN HAYIRLI OLMAYACAĞI KUR'AN'DA KESİN İFÂDELERLE BELİRTİLMEKTEDİR.
NEYSE, BİZ DEVAM EDELİM... İSÂ ALEYHİSSELÂM, FISIH BAYRAMI HAZIRLIĞI İÇİN ŞÖYLE DAVRANIYOR:
- "HAMURSUZUN BİRİNCİ GÜNÜNDE İSÂ'YA GELİP
DEDİLER: 'FISHI YİYESİN DİYE NEREDE İSTERSİN
Kİ, HAZIRLIYALIM?' O DA DEDİ: 'ŞEHRE GİRİP
FALANA GİDİN, VE ONA DEYİN: MUALLİM, 'ZAMANIM
YAKINDIR, ŞAKİRTLERİMLE BERÂBER FISHI SENİN
EVİNDE YAPACAĞIM,' DİYOR. VE ŞAKİRTLER İSÂ'NIN
KENDİLERİNE EMRETTİĞİ GİBİ YAPTILAR VE FISHI
HAZIRLADILAR. (MATTA , 26. BÂB, 17-19)
BU OLAY MARKOS İNCİLİ'NDE DAHA TEFERRUATLI ANLATILMIŞ:
- "FISIH KURBANINI KESTİKLERİ HAMURSUZUN
BİRİNCİ GÜNÜNDE, ŞAKİRTLERİ ONA DEDİLER:
FISHI YİYESİN DİYE NEREDE İSTİYORSUN Kİ,
GİDİP HAZIRLIYALIM?' İSÂ ŞAKİRTLERİNDEN
İKİSİNİ GÖNDERİP ONLARA DEDİ: 'ŞEHRE
GİDİN. TESTİ İLE SU TAŞIYAN BİR ADAM SİZE
RASTGELECEKTİR. ONUN ARDINCA GİDİN. VE
NEREYE GİRERSE, SÂHİBİNE DEYİN: MUALLİM
DİYOR Kİ, ŞAKİRTLERİMLE BERÂBER FISHI YİYECEĞİM
MİSÂFİR ODAM NEREDEDİR?< O SİZE DÖŞENMİŞ
VE HAZIRLANMIŞ YUKARI KATTA BÜYÜK BİR
ODA GÖSTERECEKTİR. ORADA BİZE HAZIRLAYIN.'
ŞAKİRTLERİ DE ÇIKIP ŞEHRE GELDİLER,
(İSÂ'NIN) KENDİLERİNE DEDİĞİ GİBİ (ADAMI
VE EVİ) BULDULAR VE FISHI HAZIRLADILAR."
(MARKOS , 14. BÂB, 12-16)
LUKA BU İKİ ŞAKİRDİN PETRUS İLE YUHANNA OLDUĞUNU YAZIYOR VE KISSAYI BENZER ŞEKİLDE ANLATIYOR. (22. BÂB, 7-13)... OLAYLARDAN DAHA ÇOK İSÂ ALEYHİSSELÂM'IN VAAZLARINA ÖNEM VEREN YUHANNA'DA, BU KISSA YOK.
MATTA İNCİLİ'NDE 26.BÂB'DAN İTİBÂREN HAZRET-İ İSÂ'NIN ARALARINDAN AYRILIŞINI ÖNCEDEN HABER VERMESİ VAR... HEPSİNİ NAKLETMİYECEĞİZ. SADECE BİR KAÇ ALINTI YAPALIM:
- "(İSÂ) ... İKİ GÜN SONRA FISIH BAYRAMI OLDUĞUNU
BİLİRSİNİZ. VE İNSANOĞLU HAÇA GERİLMEK ÜZERE
ELE VERİLECEKTİR,' (DEDİ.)" (MATTA , 26. BÂB, 1-3)
- "AKŞAM OLUNCA ONİKİ ŞAKİRTİ İLE YEMEĞE
OTURDU. ONLAR YEMEK YERKEN İSÂ DEDİ:
' DOĞRUSU SİZE DERİM, SİZDEN BİRİ BENİ
ELE VERECEKTİR.' ... ONU ELE VEREN
(VERMİŞ OLAN) YAHUDA, 'YÂ RABBİ, BEN
MİYİM?' İSÂ DA ONA, 'SÖYLEDİĞİN GİBİDİR,'
DEDİ. (MATTA , 26. BÂB, 20-25)
YAHUDA'NIN İSÂ'YI ELE VERİŞİ DAHA ÖNCE ANLATILIYOR. (MATTA , 26. BÂB, 14-19) (MARKOS , 14. BÂB, 10-11) (LUKA , 22. BÂB, 3-6)... BU YEMEK FASLI TEFERRUATLI ŞEKİLDE YAZILMIŞ. ANCAK MARKOS'TA YUKARIDAKİ KISIM DAHA FARKLI, VE DAHA MANTIKLI. ÇÜNKÜ MATTA'YI OKUYUNCA İNSANIN AKLINA ŞUNLAR GELİYOR:
HAZRET-İ İSÂ İKİ GÜN ÖNCEDEN, HATTÂ DAHA EVVELKİ VAAZLARINDA AYRILIŞINA, HATTÂ EZİYET ÇEKECEĞİNE DÂİR İMÂLARDA BULUNUYOR DA, SOFRADA YAHUDA'YA "EVET, SENSİN," DEYİNCE, KİMSE ŞAŞIRMIYOR. "NE YAPTIN SEN? NASIL YAPTIN BU HÂİNLİĞİ?" FALAN DEMİYOR... HERKES YEMEĞİNE DEVÂM EDİYOR. BU KISIM CİDDEN ANLAŞILMAZ. ÇÜNKÜ İNCİL YAZARI DAHA ÖNCE BAŞKALARI İÇİN, BAŞKA OLAYLAR İÇİN "ŞAŞIRDILAR, BAĞIRDILAR, ÖFKELENDİLER," GİBİ İFÂDELER KULLANMIŞTI. BURADA HİÇ KİMSEDEN HİÇ BİR TEPKİ YOK!..
HALBUKİ MARKOS ŞÖYLE ANLATMIŞ:
- " AKŞAM OLUNCA İSÂ ONİKİLERLE GELDİ.
VE SOFRADA OTURUP YERLERKEN DEDİ:
'DOĞRUSU SİZE DERİM, BENİMLE BERÂBER
YEMEKTE OLAN SİZLERDEN BİRİ BENİ ELE
VERECEKTİR.' ONLAR DA KEDERLENMEĞE VE
BİRER BİRER KENDİSİNE 'BEN MİYİM?'
DEMEĞE BAŞLADILAR." (MARKOS , 14. BÂB, 17-19)
- "(İSÂ,) 'FAKAT İŞTE, BENİ ELE VERENİN ELİ
BENİMLE BERÂBER SOFRADADIR. ...' (DEDİ.) VE
(ŞAKİRTLER) KENDİLERİNDEN KİM BU İŞİ YAPACAK
DİYE SORUŞMAĞA BAŞLADILAR."
(LUKA , 22. BÂB, 21-23)
- "O ZAMAN İSÂ ONLARA DEDİ: BU GECE HEPİNİZ BENDE
SÜRÇECEKSİNİZ. ÇÜNKÜ YAZILMIŞTIR: >ÇOBANI
VURACAĞIM, SÜRÜ DAĞILACAK!< ... FAKAT PETRUS
CEVAP VERİP ONA DEDİ: 'HEPSİ SENDE SÜRÇSELER
DE, BEN HİÇ SÜRÇMEM!' İSÂ ONA DEDİ: 'DOĞRUSU
SANA DERİM: BU GECE HOROZ ÖTMEDEN ÖNCE, SEN
BENİ ÜÇ KERE İNKÂR EDECEKSİN!' (DEDİ.)"
(MATTA , 26. BÂB, 31-35) (MARKOS , 14. BÂB, 27-30)
DAHA ÖNCE SÖYLEDİK: KUR'AN HAVÂRİLERİ METHEDİYOR, ONLAR İÇİN "MÜSLÜMAN" DİYOR, AMA HANGİ HAVÂRİLERİ KASTEDİYOR, BİLMİYORUZ... BURADA GÖRÜYORUZ Kİ, HEP "ONİKİ" DİYE GEÇEN ŞAKİRTLER (BİLEREK ŞAKİRT DİYORUZ, ÇÜNKÜ KAÇ TANESİ HAKİKİ HAVÂRİ BİLMİYORUZ), BUNLARDAN BİRİ, İNCİL VERSİYONLARINA GÖRE, OTUZ GÜMÜŞE İSÂ ALEYHİSSELÂM'I SATIYOR... PETRUS İSE DEVAMLI SÜRÇÜYOR... MATTA, "İSÂ'NIN HEPSİNİN SÜRÇECEĞİNİ, HATTÂ SÜRÜNÜN DAĞILACAĞINI SÖYLEDİĞİNİ" YAZIYOR... YUHANNA İNCİLİ'NDE İSE SON GECEDEN ÇOK ÖNCE "ŞAKİRTLERİN ÇOĞU GERİ DÖNÜP ARTIK ONUNLA GEZMİYORLARDI," ŞEKLİNDE BİR İFÂDE VAR. (6. BÂB, 66) BU DURUMDA, HANGİSİ GERÇEK HAVÂRİ, ANCAK ALLAH BİLİR.
LUKA İSE BU "SÜRÇME" KISMINI YUMUŞATMIŞ. AMA PETRUS BAHSİ GENE VAR:
- "(İSÂ,) 'SİMON, SİMON, İŞTE, BUĞDAY GİBİ
KALBURLAMAK İÇİN ŞEYTAN SİZİ İSTEDİ. FAKAT
SENİN İMÂNIN TÜKENMESİN DİYE, SENİN İÇİN
BEN DUA ETTİM. VE (SÜRÇÜP TE) YİNE DÖNDÜĞÜN
ZAMAN, KARDEŞLERİNE KUVVET VER.' (DEDİ.) O DA
İSÂ'YA DEDİ: 'YÂ RAB! SENİNLE HEM ZİNDANA, HEM
ÖLÜME GİTMEĞE HAZIRIM.' İSÂ DEDİ: 'PETRUS,
SANA DİYORUM, BENİ TANIDIĞINI ÜÇ KERE SEN
İNKÂR ETMEDEN, BUGÜN HOROZ ÖTMEYECEK!' DEDİ."
(LUKA , 22. BÂB, 31-34)
YUHANNA'DA İSÂ, İHÂNET OLAYINI YİNE ÇOK ÖNCEDEN ŞÖYLE BİLDİRMİŞ:
- "SİZ ONİKİLERİ BEN SEÇMEDİM Mİ?
VE SİZDEN BİRİ İBLİSTİR."
(YUHANNA , 6. BÂB, 70)
ANCAK BU KEHÂNETİ BİR KERE DE SON YEMEKTE TEKRARLIYOR:
- "AKŞAM YEMEĞİ OLURKEN, İBLİS ONU ELE
VERMESİNİ SİMON OĞLU YAHUDA İSKARİYOT'UN
YÜREĞİNE ZÂTEN KOYMUŞ OLARAK, İSÂ ...
ALLAH'A GİTMEKTE OLDUĞUNU BİLEREK,
YEMEKTEN KALKIP ESVABINI BİR YANA KOYDU
VE BİR PEŞKİR ALIP KUŞANDI. ..."
(YUHANNA , 13. BÂB, 2-4)
BUNDAN SONRA İSÂ ALEYHİSSELÂM ŞAKİRTLERİN AYAKLARINI YIKAYIP SİLİYOR VE SÜREKLİ VAAZ VERİYOR... BİR ARA:
- "(İSÂ) : DOĞRUSU VE DOĞRUSU SİZE DERİM: SİZDEN
BİRİ BENİ ELE VERECEKTİR.' ŞAKİRTLER KİM İÇİN
SÖYLENDİĞİNDEN ŞÜPHE EDEREK BİRBİRLERİNE
BAKIYORLARDI. ... (PETRUS) 'YÂ RAB, KİMDİR?'
İSÂ CEVAP VERDİ: 'LOKMAYI BATIRIP KENDİSİNE
VERECEĞİM KİM İSE, ODUR.' VE LOKMAYI BATIRDIKTAN
SONRA ALDI. İSRARİYOTLU SİMON'UN OĞLU YAHUDA'YA
VERDİ. LOKMADAN SONRA, O VAKİT ŞEYTAN ONUN
İÇİNE GİRDİ." (YUHANNA , 13. BÂB, 21-27)
PETRUS'UN İNKÂR EDECEĞİ KEHÂNETİNİ DE YUHANNA ŞÖYLE YAZMIŞ:
- "SİMON PETRUS ONA DEDİ, 'YÂ RAB, NEREYE
GİDİYORSUN?' İSÂ CEVAP VERDİ: 'BENİM
GİTTİĞİM YERE ŞİMDİ ARDIMCA GELEMEZSİN.
FAKAT SONRA (PİŞMAN OLUP) ARDIMCA
GELECEKSİN.' PETRUS ONA DEDİ: 'YÂ RAB,
NİÇİN ŞİMDİ ARDINCA GELEMEM? SENİN İÇİN
CANIMI VERİRİM!' İSÂ ONA CEVAP VERDİ:
"BENİM İÇİN CANINI MI VERECEKSİN? DOĞRUSU
VE DOĞRUSU SANA DERİM: SEN BENİ ÜÇ KERE
İNKÂR ETMEDİKÇE HOROZ ÖTMEYECEKTİR!' (DEDİ.)"
(YUHANNA , 13. BÂB, 36-38)
İNCİL VERSİYONLARINA GÖRE PETRUS SÖYLENDİĞİ GİBİ, O GECE KORKUP ÜÇ DEFÂ İSÂ'YI TANIDIĞINI, BERÂBER OLDUĞUNU İNKÂR EDİYOR...
(MATTA , 26. BÂB, 69-75) (MARKOS , 14. BÂB, 55-73) (LUKA , 22. BÂB, 54-62)
PETRUS'UN İNKÂR OLAYI YUHANNA'DA BENZER ŞEKİLDE, FAKAT BİRAZ DAHA UZUN ANLATILMIŞ. (18. BÂB, 15-27)
BU ARADA YAHUDA YAPTIĞINDAN PİŞMÂN OLUYOR:
- "O ZAMAN ONU ELE VEREN YAHUDA, MAHKÛM
EDİLDİĞİNİ GÖREREK NÂDİM OLDU. OTUZ
GÜMÜŞÜ BAŞKÂHİNLERE VE İHTİYARLARA GERİ
GETİRİP: 'BEN SUÇSUZ KAN ELE VERMEKLE
GÜNAH İŞLEDİM,' DEDİ. FAKAT ONLAR: 'BUNDAN
BİZE NE? ONU SEN DÜŞÜN,' DEDİLER. VE
YAHUDA GÜMÜŞLERİ MÂBEDİN İÇİNE ATIP
GİTTİ, VE VARIP KENDİNİ ASTI."
(MATTA , 27. BÂB, 3-5)
MATTA, SON OLARAK İSÂ'NIN SON ANLARINDA CEREYAN EDEN OLAĞANÜSTÜ OLAYLAR OLDUĞUNU YAZMIŞ:
- "VE ALTINCI SAATTEN DOKUZUNCU SAATE KADAR,
BÜTÜN YERYÜZÜNE KARANLIK ÇÖKTÜ. ... VE İSÂ
YÜKSEK SESLE BAĞIRDI VE CANINI VERDİ. VE
İŞTE, (O ANDA) MÂBEDİN PERDESİ YUKARIDAN
AŞAĞIYA KADAR İKİ PARÇA OLDU. YER SARSILIP
KAYALAR YARILDI. KABİRLER AÇILIP UYKUDA
OLAN NİCE MUKADDESLERİN CESETLERİ KIYAM
ETTİLER. ONLAR KABİRLERİNDEN ÇIKIP İSÂ'NIN
KIYAMINDAN SONRA MUKADDES ŞEHRE GİRDİLER.
VE BİR ÇOK KİMSELERE GÖRÜNDÜLER."
(MATTA , 27. BÂB, 45-53)
BU BÖLÜMÜ BİZ HAZRET-İ MUHAMMED'İN VEFÂTI İLE BİRLİKTE DEĞERLENDİRİYOR VE ŞU SONUCA VARIYORUZ: HER İKİSİ DE İNSAN... MUHAMMED (S.A.V.) AHIRETE İNTİKAL ETTİĞİ ZAMAN HİÇ BİR OLAĞANÜSTÜLÜK GÖRÜLMEMİŞTİR. OĞLU KASIM'IN ÖLÜMÜNÜN GÜNEŞ TUTULMASINA DENK GELMESİNİ, "GÖKLER BİLE ÜZÜLDÜ," DİYE YORUMLAMAK İSTEYENLERE, HAZRET-İ MUHAMMED "BUNUN DOĞAL BİR OLAY OLDUĞUNU, HİÇ BAĞLANTISI BULUNMADIĞINI," SÖYLEMİŞTİR. DİĞER HİÇ BİR PEYGAMBERİN ÖLÜMÜNDE YER YERİNDEN OYNAMAMIŞTIR. HAZRET-İ İSÂ'NIN AKRANI VE AKRABASI YAHYA ALEYHİSSELÂM'IN ŞEHİT EDİLMESİNDE DE HERHANGİ BİR OLAĞANÜSTÜ OLAY OLMAMIŞTIR. O YÜZDEN BİZ İNCİL VERSİYONLARINDAKİ HAÇA GERİLME OLAYI İLE İLGİLİ BU TARZ RİVÂYETLERİ, HİÇ Mİ HİÇ KABUL ETMİYORUZ... YİNE DE DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR.
ÖTE YANDAN, MÜSLÜMANLARIN GEREK DİN BÜYÜĞÜ OLSUN, GEREKSE SİYÂSÎ LİDER OLSUN, VEYÂ KİŞİNİN AKRABASI OLSUN, İNSANLARIN DOĞUM VE ÖLÜMLERİ İÇİN TABİİ OLAYLARLA BAĞLANTI KURMALARINI, HELE ŞATAFATLI MERÂSİMLER YAPMALARINI, KİŞİLERİN NÂŞLARINI ORADAN ORAYA TAŞIYIP SÖZDE ANMA TÖRENLERİ DÜZENLEMELERİNİ YERSİZ, EDEPSİZ VE DİNE AYKIRI BULUYORUZ. BİR MEVTA İÇİN YAPILACAK TEK TÖREN VARDIR, O DA CENÂZE NAMAZIDIR!.. SONRA DA SESSİZ, ALKIŞSIZ, TELÂŞSIZ, ÇİÇEKSİZ, ÇELENKSİZ, VAKUR ADIMLARLA MEZARA NAKLİ VARDIR. GERİSİ PALAVRADIR, GÖSTERİŞTEN İBÂRETTİR!
GELELİM, MATTA'NIN ANLATTIĞI MUKADDES KİŞİLERİN MEZARDAN ÇIKIP DİRİLİP İNSANLARA GÖRÜNMELERİNE... PEKİ, ONDAN SONRA BU MUHTEREM KİŞİLER NE OLMUŞ?.. TEKRAR ÖLMÜŞLER Mİ, YOKSA HÂLÂ ARAMIZDA YAŞIYORLAR MI?.. BU OLACAK ŞEY DEĞİLDİR. ASLINDA KUR'AN'DA ANLATILAN "BA'S-Ü BADEL MEVT" DE ÖYLE SANILDIĞI GİBİ DEĞİLDİR. AYRI BİR SOHBET MEVZUUDUR AMA, NE OLDUĞUNU ANCAK ALLAH BİLİR. EĞER KASTEDİLEN BÂZI RUHLARIN ORTALIKTA DOLAŞMASI VE BÂZI KİMSELERE GÖRÜNMESİ İSE; MÜMKÜNDÜR. ONA BİR ŞEY DEMEYİZ.
MARKOS OLAYI DAHA SÂDE ANLATMIŞ, MÂBED PERDESİNİN YIRTILMASINDAN BAŞKA OLAĞANÜSTÜ BİR ŞEY YOK. (MARKOS , 16. BÂB, 33-40) ENTERESAN OLAN ŞU Kİ, MARKOS, MECDELLİ MERYEM, KÜÇÜK YÂKUB İLE YOSES'İN ANNESİ MERYEM, VE SALOME'NİN (ACABA YAHYA ALEYHİSSELÂM'NIN ÖLÜMÜNE SEBEP OLAN HAROD'UN YEĞENİ Mİ?) İSÂ'NIN SON DEMLERİNDE UZAKTA BEKLEDİKLERİNİ YAZIYOR. LUKA DA İSİM VERMEDEN OLAYI BENZER ŞEKİLDE ANLATIYOR. (23. BÂB, 44-49)... YUHANNA İSE İSÂ'NIN SON ANLARINDA YANINDA ANASI HAZRET-İ MERYEM'İN, ANASININ KIZKARDEŞİNİN, KLOPAS'IN KARISI MERYEM'İN, VE MECDELLİ MERYEM'İN BULUNDUĞUNU YAZIYOR. (19. BÂB, 25)... BUNDAN, O DÖNEMDE MERYEM (MARY) ADININ ÇOK YAYGIN OLDUĞUNU ANLIYORUZ... AYRICA CİVARDA DA OLSA, ERKEK ŞAKİRTLERİNDEN (BİRİ HÂRİÇ,) HİÇ BİRİNİN KADINLAR KADAR ÇESUR OLMADIĞI, ORADA BULUNMADIĞI SONUCUNA VARIYORUZ... DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR.
ONDAN SONRA, ARİMATEA'LI YUSUF İSÂ'NIN CESEDİNİ ALIR, KETEN BİR KEFENE SARAR VE KENDİSİ İÇİN HAZIRLAMIŞ OLDUĞU MAĞARA İÇİNE KOYAR. KAPISINI DA BÜYÜK BİR DEĞİRMEN TAŞI İLE KAPATIR. PİLATUS DA KABRİ MUHAFIZLARLA KORUMALARINI İSTER... BİRBİRİNDEN AZ FARKLA DÖRT İNCİLDE ANLATILAN BUDUR. (MATTA , 27. BÂB, 57-66) (MARKOS , 15. BÂB, 42-47) (LUKA , 23. BÂB, 50-56) (YUHANNA , 19. BÂB, 38-42)
DAHA SONRASI ŞÖYLE ANLATILIR:
- "VE SEBT GÜNÜ , MECDELLİ MERYEM İLE OBİR
MERYEM (ANASI DEĞİL) KABRİ GÖRMEĞE GELDİLER.
VE İŞTE, BÜYÜK BİR ZELZELE OLDU, RABBİN
BİR MELEĞİ GÖKTEN İNDİ, GELİP TAŞI
YUVARLIYARAK ÜZERİNE OTURDU. ... VE MELEK
CEVAP VERİP KADINLARA DEDİ: '... O BURADA
DEĞİL. ÇÜNKÜ DEDİĞİ GİBİ KIYAM ETTİ. ...'
KADINLAR KORKU VE BÜYÜK BİR SEVİNÇLE
KABİRDEN GİTTİLER, VE ŞAKİRTLERE BİLDİRMEĞE
KOŞTULAR. VE İSÂ 'SİZE SELÂM,' DİYE ONLARIN
KARŞISINA ÇIKTI. ... ONBİR ŞAKİRT İSÂ'NIN
TÂYİN ETTİĞİ DAĞA GELDİLER. VE İSÂ'YI
GÖRDÜKLERİ ZAMAN, ONA SECDE KILDILAR. FAKAT
BÂZILARI ŞÜPHE ETTİLER. İSÂ YANLARINA GELDİ,
'GÖKTE VE YERYÜZÜNDE BÜTÜN HÂKİMİYET BANA
VERİLDİ. İMDİ SİZ GİDİP, BÜTÜN MİLLETİ
ŞAKİRT EDİN, ONLARI BABA, OĞUL VE RUHULKUDS
İSMİYLE VAFTİZ EYLEYİN! ...' (DEDİ.)"
(MATTA , 28. BÂB, 1-20) (MARKOS , 16. BÂB, 1-20)
LUKA İSE BU KISIMDA ŞU RİVÂYETİ NAKLEDİYOR:
- "FAKAT HAFTANIN İLK GÜNÜNDE, SEHER VAKTİ,
KADINLAR HAZIRLAMIŞ OLDUKLARI BAHARLARI
GETİREREK KABRE GELDİLER. TAŞI KABİRDEN
YUVARLANMIŞ BULDULAR. VE İÇERİ GİRİP RAB
İSÂ'NIN CESEDİNİ BULAMADILAR. VE VÂKİ OLDU
Kİ, ONLAR BUNDAN DOLAYI ŞAŞIRMIŞ İKEN, İŞTE
PARILDAYAN ESVAPLA İKİ ADAM YANLARINDA
DURDU, VE KADINLAR KORKUP YÜZLERİNİ YERE
EĞMİŞ OLDUKLARI HALDE ADAMLAR ONLARA
DEDİLER: 'NİÇİN DİRİYİ ÖLÜLER ARASINDA
ARIYORSUNUZ? O BURADA DEĞİL, FAKAT
KIYÂM ETTİ. ...' (DEDİLER.)"
(LUKA , 24. BÂB, 1-12)
SONRA İSÂ ALEYHİSSELÂM ONBİRLERDEN İKİSİNE GÖRÜNÜR. (LUKA , 24. BÂB, 15-29) ... SONRA ONLARLA BİRLİKTE YEMEK YEMEĞE GELİR, ONBİR ŞAKİRTİN GERİ KALANINA KATILIR. ONLARI KUTSAR, VE AYRILIR. (LUKA , 24. BÂB, 30-52) ... YUHANNA İNCİLİ'NDE İSE, MECDELLİ MERYEM MEZARA GİTTİĞİNDE YALNIZDIR:
- "HAFTANIN İLK GÜNÜNDE, DAHA KARANLIK İKEN,
MECDELLİ MERYEM KABRE ERKEN GELDİ. TAŞI
KABİRDEN KALDIRILMIŞ GÖRDÜ. O VAKİT KOŞUP
PETRUS'A, VE İSÂ'NIN SEVDİĞİ OBİR (ÖBÜR)
ŞAKİRDE GELDİ." (YUHANNA , 20. BÂB, 1-2)
ACABA BU "SEVİLEN ŞAKİRT" KİM OLA Kİ?.. ALLAH BİLİR... YALNIZ "SEVDİĞİ ŞAKİRT" TÂBİRİ YUHANNA İNCİLİ'NDE TAM ÜÇ DEFÂ GEÇİYOR, ÜÇÜNDE DE YUHANNA İSİM VERMİYOR!.. (19. BÂB , 26 / 20. BÂB , 2 / 20. BÂB , 20) EĞER BU İNCİLİ YAZAN YUHANNA, ŞAKİRT ZEBEDİN'İN OĞLU VE YÂKUB'UN KARDEŞİ YUHANNA İSE, TEVAZUDAN KENDİ ADINI VERMEMİŞ OLABİLİR, DİYE DÜŞÜNÜYORUZ.
SONRA İSÂ, İKİ MELEKLE BİRLİKTE MECDELLİ MERYEM'E GÖRÜNÜR... SONRA HAFTANIN İLK GÜNÜ ŞAKİRTLERİNE GÖRÜNÜR. SEKİZ GÜN SONRA BİR KERE DAHA GÖRÜNÜR... BİR SÜRE SONRA DENİZ KIYISINDA BİR KERE DAHA GÖRÜNÜR, AMA BAŞKA BİR KILIKTADIR, ANCAK KERÂMETİNDEN TANIRLAR. (YUHANNA, 20. BÂB, 3-23)
- "(İSÂ GÖRÜNÜP) BUNU SÖYLEDİKTEN SONRA,
'BENİM ARDIMCA GEL,' DEDİ. PETRUS DA
(ARDINCA GİDERKEN) DÖNÜP (BAKTIĞINDA)
İSÂ'NIN SEVDİĞİ ŞAKİRDİ(N) ARDINCA
GELMEKTE OLDUĞUNU GÖRDÜ."
(YUHANNA, 21. BÂB, 19-20)
PEKİ, SONRA NE OLDU?.. ÜÇÜ BERÂBER NEREYE KADAR YÜRÜDÜLER? İSÂ NE ZAMAN ONLARDAN AYRILIP GÖĞE ÇEKİLDİ?.. YUHANNA DA BU SORULARIN CEVÂBI YOK! LUKA'DA YOK, MATTA'DA HİÇ YOK!..
ANCAK MARKOS'TA BU BÖLÜM BİRAZ DAHA FARKLI. İSÂ ALEYHİSSELÂM'IN İLK DEFA KENDİSİNDEN YEDİ CİN ÇIKARTIĞI MECDELLİ MERYEM'E GÖRÜNDÜĞÜNÜ YAZIYOR. ŞAKİRTLER ONA İNANMIYORLAR... SONRA İKİ ŞAKİRTİNE GÖRÜNÜYOR. ONLARA DA İNANMIYORLAR... VE SONRA YAHUDA'NIN İNTİHARINDAN BAHSETMEMESİNE RAĞMEN, "ONBİRLER" DİYE SÖZ ETTİĞİ ŞAKİRTLERE GÖRÜNÜYOR. (16. BÂB, 1-20) VE MARKOS YUKARIDA NAKLETTİĞİMİZ KONUŞMAYI TAMAMLAR MAHİYETTE:
- "İMDİ RAB İSÂ ONLARA SÖYLEDİKTEN SONRA
GÖĞE ALINDI, VE ALLAH'IN SAĞINDA OTURDU."
(MARKOS , 16. BÂB, 19)
DİYEREK İNCİLİ'Nİ TAMAMLIYOR.... YUHANNA İSE İNCİLİ'Nİ:
- "BU ŞEYLERE ŞEHÂDET EDEN VE BU ŞEYLERİ
YAZAN ŞAKİRT BUDUR. VE BİLİRİZ Kİ, ONUN
ŞEHÂDETİ DOĞRUDUR," (YUHANNA , 21. BÂB, 24-25)
DİYE BİTİRİYOR. "ŞEHÂDET EDEN" VE "YAZAN" İFÂDELERİNDEN BU İNCİLİ KALEME ALANIN İSÂ ALEYHİSSELÂM'IN ŞAKİRDİ YUHANNA OLDUĞU DÜŞÜNÜLÜRSE DE; "BİLİRİZ Kİ, ONUN ŞEHÂDETİ DOĞRUDUR," DİYE YAZAN KİM, KİMLER BİLİYOR, DİYE ŞAŞIRMADAN EDEMİYORUZ.
BİZ, BU "ÇARMIHTA ÖLDÜ, ÜÇ GÜN SONRA DİRİLDİ," İDDİASINI KABUL ETMİYORUZ... ZÂTEN PEK ÇOK AKLI BAŞINDA HIRİSTİYAN DA İNANMIYOR. BU KONUDA YAZILMIŞ PEK ÇOK KİTAP VAR. BİR TÂNESİ DAN BROWN'UN MEŞHUR "DA VİNCİ ŞİFRESİ"... HATIRLARSINIZ, ŞÖYLE DİYORDU DAN BROWN:
- "Constantine'in yeni Hıristiyan geleneğini sağlamlaştırması gerekiyordu. Bu yüzden Nikaia (İznik) Konseyi diye bilinen ünlü bir ekümenik toplantı düzenledi. Bu toplantıda Hıristiyanlık pek çok açıdan ele alınıp oylama yapıldı. Paskalya tarihi, piskoposların rolleri, kutsal tören yönetimi ve elbette İsa'nın tanrısallığı!"
- "Tam anlayamadım, tanrısallığı mı?"
- "Tarihin o ânına kadar (325 YILINA KADAR) Mesih, müritleri tarafından ölümlü bir peygamber olarak kabul ediliyordu. Büyük ve güçlü bir adam ama sonuçta bir insandı. Bir ölümlü!"
- "Tanrı'nın Oğlu değil mi yani?"
- " Mesih'in Tanrı'nın Oğlu olduğu Nikaia Konseyi'nde teklif edilmiş ve oylanmıştı!"
VE DAN BROWN, İNCİL VERSİYONLARI HAKKINDA ŞUNLARI EKLİYOR:
-"(Eldeki) İncil Cennet'ten faksla inmedi."
- "Afedersiniz, anlamadım."
- "(Eldeki) İncil insan ürünüdür, hayatım. Tanrı'nın gönderdiği bir şey değildir. (Eldeki) İncil mucizevî bir şekilde göklerden inmedi. İnsanoğlu onu tarihini tutmak için (yıllar sonra) var etti. Sonra sıyısız tercümelere çevrildi, eklemeler, yenilemeler yapıldı. Gerçek tarih asla tam olarak bu kitapta anlatıldığı gibi değildi.... Yeni Ahit için seksenden fazla İncil yazıldı. Ama birkaçı kabul edildi. Matta, Markos, Luka, Yuhanna bunlardan bazıları."
- "Hangi İnciller'in kabul edileceğini kim belirledi?"
- "Bugün bildiğimiz İNCİL, PAGAN Roma İmparatoru Büyük CONSTANTINE TARAFINDAN YAZDIRILDI!.."
- "Pagan bir imparator resmî din olarak neden Hıristiyanlığı seçsin?"
- "Constantine çok iyi bir 'işadamı' idi. Hıristiyanlığın yükselişe geçtiğini görebiliyordu. Bu yüzden kazanacak ata oynadı! Tarihçiler hâlâ Constantine'in güneşe tapan paganları, nasıl Hıristiyanlığa döndürdüğüne hayret ederler! Pagan sembollerini, tarih (ve gün)lerini ve âyinlerini Hıristiyan geleneğine yerleştirerek, her iki tarafın da kabul edebileceği karma (ve yoz) bir din yaratmıştı!.. Hıristiyan dininde pagan semboller inkâr edilemez!.. Mısırlılar'ın güneş çemberleri, Hıristiyan azizlerin hâleleri oldu!.. İsis'in mucizevî bir şekilde gebe kaldığı oğlu Horus'u emzirdiğini resmeden harfler, Bâkire Meryem'in bebek İsa'yı emzirdiği modern sahnelere dönüştü! Ve Katolik âyinindeki tüm görsel unsurlar - piskoposluk tâcı, sunak, ilâhi okumak ve komünyon 'Tanrı'yı Yeme' töreni - doğrudan eski pagan dinlerinden alındı!.. Bir simgebilimcinin Hıristiyan ikonaları üzerinde konuşmaya başlamasına izin vermeyeceksin, (yoksa yandın!) HIRİSTİYANLIK'TAKİ HİÇ BİR ŞEY ORJİNAL DEĞİLDİR! Hıristiyanlık öncesi Tanrı Mithra - Tanrı'nın Oğlu ve Dünya'nın Işığı diye bilinir - 25 Aralık'ta dğmuştu. Sonra bir taş mezara gömüldü, 3 gün sonra yeniden dirildi. Bu arada, 25 Aralık aynı zamanda Osiris'in, Adonis'in ve Dionidos'un da doğum gönüdür. Hıristiyanlar'ın Kutsal Günü bile paganlardan çalıntıdır."
- "Ne demek istiyorsunuz?"
- "Aslında Hıristiyanlık'ta Yahudiler'in Şabatı olan Cumartesi günü kutsaldır. Ama Constantine, onu paganların güneş kutlaması günüyle çakışması için değiştirmişti. Günümüzdeki kilise cemaatinin çoğu, pagan güneş tanrısının övüldüğü gün olduğunu bilmeden, Pazar/SUN-DAY âyinlerine giderler. Constantine Mesih'in statüsünü, ölümünden yaklaşık dörtyüz yıl sonra yükselttiği için, halıhazırda onun hayatını ölümlü bir adam olarak anlatan BİNLERCE belge bulunuyordu. Constantine tarih kitaplarını yeniden yazmak için cesur bir hamle yapması gerektiğini biliyordu. Constantine İsa'nın insânî özelliklerini anlatan kutsal kitapları inceleyen ve onu tanrı gibi gösteren İnciller'i yücelten, yeni bir İncil yazılmasını istedi. Eski İnciller yasaklanmıştı, toplatılıp yakıldılar. Yasaklanmış İnciller'i, Constantine'in yazdırdığına tercih edenler, kâfir ilan ediliyordu! Kâfir -heretic- kelimesi, tarihin bu döneminden gelir. Lâtincedeki "haereticus" kelimesi 'seçim' anlamına geliyordu. İsa'nın asıl tarihini seçenler, dünyanın ilk (hıristiyan) kâfirleriydi. Constantine'in ortadan kaldırmaya çalıştığı İnciller'den bazılarının günümüze kadar gelmesi, tarihçiler için büyük bir şanstır. Lut Gölü Yazmaları, 1950'lerde Yahuda Çölü'nde Kurman Vadisi yakınlarındaki bir mağarada saklı bulundu. Ve tabii bir de 1945'de Nag Hamadi'de bulunan Kıpti Yazmaları... Bu yazmalar İsa'nın peygamberliğini insansı terimler içinde açıklıyordu. Elbette yanlış bilgilendirme geleneğini sürdüren Vatikan, bu yazmaların duyulmasını engellemek için elinden geleni yaptı. Yazmalar, yeni İncil'in siyasî çıkarlar güden adamlar tarafından derlenip düzenlendiğini açıkça ortaya koyuyordu. İsa Mesih'i tanrısallaştırarak, onun nüfuzunu kendi iktidarlarını sağlamlaştırmak için kullanmışlardı!.. "
GÖRDÜNÜZ MÜ?.. İTİRÂZ SÂDECE BİZDEN DEĞİL, ARAŞTIRMACI HIRİSTİYANLARDAN DA GELİYOR!İlk Yazılışı 30.5.2008