13 Ekim 2014

AMELLER NİYETLERE GÖREDİR






  • . “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” 
  • “AMELLER Nİ YETLERE GÖREDİ R”َ
  • ‫قَال اللّه تعالى : } وَمَا أُمِرُوا إِل ّ ليعْبدُوا اللّهَ مُخلِصِين‬ ْ ُ َِ َ َ‫لَهُ الدّين حُنَفَاءَ وَيُقِيمُوا الصّلةَ وَيُؤْتُوا الزّكَاة وَذَلك‬ ِ َ َ { ِ‫دِينُ الْقيّمة‬ َ َ İ HLÂS VE Nİ YET Gİ ZLİ VE AÇIK BÜTÜN İ ŞLERDE, SÖZLERDE VE HALLERDE İ Yİ Nİ YET VE İ HLÂS “ÂYET-İ KERİ MELER”Onlara sadece şu emredilmişti: Bâtıl dinleri”bırakarak yalnız Allah’a yönelip ona itaatetsinler, namazı kılsınlar, zekâtı versinler.                       “. İ şte doğ ru d Beyyine sûresi )98(, 5
  • 2. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “AMELLER Nİ YETLERE GÖREDİ R” “ÂYET-İ KERİ ME’Nİ N AÇIKLAMASI” Yahudi ve hıristiyanlara tıpkı İbrâhim aleyhisselâm gibi olmaları,Allaha hiçbir şeyi ortak koşmamaları, ona kayıtsız şartsız boyuneğmeleri, mütevâzi ve saygılı davranmaları emrolunmuştu.Kendilerinden sapık fikirleri bırakmaları, yalnızca Allah’a ibadetedip namaz kılmaları, zekât vermeleri istenmişti. Zaten Allahtarafından gönderilen bütün kitaplarda yazılan budur. Diğer bir ifadeyle söylemek gerekirse ilâhî dinlerde değişmeyen üçesas vardır: Allah’a imân etmek, namaz kılmak ve zekât vermek.Fakat onlar bu emirlere uymadılar. İşte bu sebeple müslümanlarınihlâs, samimiyet ve dürüst bir niyetle Allah’ın buyruklarını yerinegetirmeye çalışmaları şarttır. Cenâb-ı Hakk’ın emirlerine uymayanyahudi ve hıristiyanlara hiçbir şekilde benzememeleri gerekmektedir.
  • 3. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “AMELLER Nİ YETLERE GÖREDİ R”ْ‫وقَالَ تعالى :  } لَنْ ينَالَ اللهَ لُحُومهَا وَل دِمَاؤُهَا وَلَكِن‬ ُ ّ َ { ْ‫يَنَالهُ التّقْوَى مِنْكُم‬ ُ İ HLÂS VE Nİ YET Gİ ZLİ VE AÇIK BÜTÜN İ ŞLERDE, SÖZLERDE VE HALLERDE İ Yİ Nİ YET VE İ HLÂS Kurbanların ne etleri, ne de” kanları Allah’a ulaşır. Allah’a sadece sizin ihlâs ve samimiyetiniz ulaşır.”                                                                           Hac sûresi )22(, 37
  • 4. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “AMELLER Nİ YETLERE GÖREDİ R”Kurbanın akıtılan kandan ve dağıtılan etten ibaretolduğu zannedilir. İnsanlar için durum böyle olabilir.Allah Teâlâ kurbanın ne etine, ne de kanına bakar.Onun için önemli olan, hayvanın sırf Allah rızâsı içinkesilmesidir. Kurban edilen hayvan Allah rızâsı içinkesilmiyorsa, o kurbanın hiçbir değeri yoktur.Cenâb-ı Hakk’ın değer verdiği, karşılığında mükâfatyazdığı şey insanın ihlâsı, iyi niyeti ve samimiyetidir.
  • 5. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “AMELLER Nİ YETLERE GÖREDİ R”ْ‫وقَالَ تعالى :  } قُلْ إِنْ تُخفُوا مَا فِي صُدُورِكُمْ أَو‬ ْ .  { ُ‫تبْدُوهُ يعْلَمهُ الله‬ ّ ْ َ ُİ HLÂS VE Nİ YET Gİ ZLİ VE AÇIK BÜTÜN İ ŞLERDE, SÖZLERDE VE HALLERDE İ Yİ Nİ YET VE İ HLÂS “De ki, gönlünüzdeki duyguları saklasanız da, açıklasanız da Allah hepsini bilir.” Âl-i İ mrân sûresi (3), 29
  • 6. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “AMELLER Nİ YETLERE GÖREDİ R”Gizlilik veya açıklık insanlar için sözkonusudur. Allah Teâlâ insanların gözlerdenuzakta gizlice yaptığı şeyleri bildiği gibi,kalblerinden geçen duygu ve düşünceleri debilir. Allah’a inanan, onun gönderdiği dinibenimseyen bir kimse bütün davranışlarını,hatta gönlünden geçen duyguları bile kontroletmelidir.
  • 7. ‫”‪“Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER‬‬ ‫‪“AMELLER Nİ YETLERE GÖREDİ R” Hadis-i Şerif‬‬‫1- وعَن أَميرِ الْمُؤْمنِينَ أبي حفْصٍ عُمرَ بنِ الْخَطّابِ بْن نُفَيْل‬ ‫ِ‬ ‫ْ‬ ‫بْنِ عَبْد الْعزّى بن رياح بْن عبد اللهِ بْن قرْطِ بْنِ رزاح بْنِ‬ ‫ُ‬ ‫ِ ّ‬ ‫ُ‬ ‫عَدِيّ بْن كَعْبِ بْن لُؤَيّ بن غالبٍ القرَشيّ العدويّ . رضي‬ ‫ُ ِ‬ ‫ا عنه ، قال : سمعْتُ رسُولَ ا صَلّى اُ عَلَيهِ وسَلّم‬ ‫ْ‬ ‫يقُولُ‬‫إنّما الَعمالُ بالنّيّات ، وإِنّمَا لِكُلّ امرئ مَا نَوَى ، فمنْ كانَتْ « ‬ ‫ٍ‬ ‫هجرَتهُ إِلَى ا ورَسُولهِ فهجرتُه إلى ا ورسُولهِ ، ومنْ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ْ ُ‬ ‫كاَنْت هجرَتُه لدُنْيَا يُصيبُها ، أَو امرَأَةٍ يَنْكحُها فهْجرَتُهُ إلى ما‬ ‫ْ‬ ‫ْ‬‫هَاجَر إليْه « متّفَقٌ على صحّتِه. رواه إِماما المحَدّثِين: أَبُو عَبْدِ‬ ‫ُ‬ ‫ُ‬ ‫ِ‬ ‫ا مُحَمدُ بنُ إِسْمَاعيل بْن إِبْراهيمَ بْن الْمُغيرة بْن برْدزْبهْ‬ ‫َ‬ ‫ّ‬ ‫الْجُعْفِيّ  الْبُخَارِيّ، وَأَبُو الحُسَيْنِى مُسْلمُ بْن الْحَجّاجِ بن‬
  • 8. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “AMELLER Nİ YETLERE GÖREDİ R” Hadis-i ŞerifMü’minlerin emîri Ebû Hafs Ömer ibni Hattâb radıyallahu anh, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinledim, dedi:“Yapılan işler niyetlere göre değ erlenir. Herkes yaptığ ı işin karşılığ ını niyetine göre alır.Kimin niyeti Allah’a ve Resûlü’ne varmak, onlara hicret etmekse, eline geçecek sevap da Allah’a ve Resûlü’ne hicret sevabıdır. Kim de elde edeceğ i bir dünyalığ a veya evleneceğ i bir kadına kavuşmak için yola çıkmışsa, onun hicreti de hicret ettiğ i şeye göre değ erlenir.”)Buhârî, Bed’ü’l-vahy 1, Îmân 41, Nikâh 5, Menâkıbu’l-ensâr 45, İtk 6, Eymân 23, Hiyel 1; Müslim, İmâret 155. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Talâk 11; Tirmizî, Fezâilü’l-cihâd 16;
  • 9. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “AMELLER Nİ YETLERE GÖREDİ R” Hadis-i ŞerifHz. ÖmerHz. Ömer Kureyş kabilesinin Benû Adî kolundan olup soyu PeygamberEfendimiz’in soyu ile birleşir. Hadisimizin başında Nevevî’nin zikrettiği bunesep zinciri şöyledir:Ömer - Hattâb - Nüfeyl- Abdüluzzâ - Riyâh - Abdullah - Kurt - Rezâh - Adî -Ka`b - Lüey – GâlibHz. Ömer Resûl-i Ekrem’den 10 yaş kadar küçüktü. İslâmiyet ileşereflenmeden önce müslümanlara pek eziyet ederdi. Nüfuzuyla, güç vekuvvetiyle tanınmış bir yiğit olduğu için, onun müslüman olması diğermüslümanları güçlendirdi. İslâm ile şereflendiği gün Kâbe’ye giderek namazkıldı. Diğer müslümanlar da ilk defa o gün Kâbe’de namaz kıldılar.
  • 10. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “AMELLER Nİ YETLERE GÖREDİ R” Hadis-i Şerif Medine’ye hicret edince, şehir merkezine bugün 3 km.uzaklıkta bulunan Kuba’ya yerleşti. Gün aşırı Resûl-iEkrem’i ziyaret ederek, bütün gün onun yanında kalırdı.Medine’de Hz. Ebû Bekir’le birlikte Resûlullah’ın en büyükyardımcısı oldu. Onun katıldığı bütün savaşlarda bulundu.Kızı Hafsa’yı onunla evlendirerek Hz. Peygamber’in kayınpederi olma şerefini elde etti. Resûlullah Efendimiz’i okadar derin bir muhabbetle severdi ki, onun vefat ettiğiniduyunca büyük bir şoka girdi. Kılıcını çekerek, Peygamberöldü diyenleri ikiye biçeceğini söyledi.
  • 11. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “AMELLER Nİ YETLERE GÖREDİ R” Hadis-i ŞerifSon derece doğru ve isabetli düşünürdü. Henüz hakkında vahiygelmeyen 15-20 önemli konuda Hz. Peygamber’e başvurarak ohususlarda âyet indirmesi için Allah Teâlâ’ya dua etmesini istedi.Bazan da o konulardaki kanaatini Hz. Peygamber’e arzetti. Hz.Ömer’in açıklık getirilmesini istediği hususlarda âyetler nâzil oldu.Hakkında âyet nâzil olan bu konulara, Ömer’in âyete uygungörüşleri anlamında “Muvâfakât-i Ömer” denmiştir (Bukonuda geniş bilgi için bk. Tecrîd Tercemesi, II, 349-353).
  • 12. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “AMELLER Nİ YETLERE GÖREDİ R” Hadis-i ŞerifHz. Ebû Bekir’in vefâtından sonra İslâm’ın ikinci halifesi oldu.İran, Irak, Suriye, Mısır topraklarını İslâm ülkesine kattı. Kudüs,Azerbaycan, Ermenistan, Horasan, İskenderiye onunzamanında fethedildi. Basra, Kûfe, Musul gibi büyük şehirlerikurdu. Eşsiz adalet anlayışıyla, dünya tarihinde benzerigörülmeyen adalet örnekleri verdi. Yardıma muhtaç olan herkesemaaş bağladı. Devlet idâresinde önemli yenilikler yaptı. İdârî, adlî,mâlî ve askerî teşkilât kurdu. İslâm’ın, Kur’ân-ı Kerîm’in ve İslâmîilimlerin daha geniş muhitlere yayılması için faaliyet gösterdi.İslâmiyet’i uzun yıllar boyu bizzat Resûlullah Efendimiz’denöğrenmesi sebebiyle İslâm Hukuku’nun birçok meselesinde şahsîgörüşleri vardı.
  • 13. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “AMELLER Nİ YETLERE GÖREDİ R” Hadis-i ŞerifHz. Ömer sert tabiatına rağmen pek mütevâzi bir insandı.Yamalı gömlek giyer, dul kadınların evine sırtında su taşır, çıplakdöşemede yatıp uyur, develeri kendi eliyle kaşağılayıp temizlerdi.Halifeliği süresince geceleri sokak sokak dolaşır, herkesinşikâyetini dinler, halkın dertlerine çözüm getirirdi. Çok güzelkonuşur, hikmetli sözler söylerdi. Mert ve doğru sözlü olanlarısever, kendini tenkid etseler bile onlara gücenmezdi. Halkahitap ettiği birgün, yanlış işler yaparsa, kendisine nasıldavranacaklarını sormuştu.
  • 14. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “AMELLER Nİ YETLERE GÖREDİ R” Hadis-i ŞerifCemaatten biri hemen ayağa kalkarak:- Seni kılıcımızla doğrulturuz, demişti.Hz. Ömer adamın cesaretini denemek için:- Benim hakkımda böyle konuşmaya nasıl cüret ediyorsun? diyesormuş, o adamın gözünü kırpmadan:- Evet, bu sözleri senin hakkında söylüyorum, demesine peksevinmiş ve:- Allah’a şükürler olsun ki, yanlış yola sapacak olursam, halkımıniçinde beni kılıcıyla doğrultacak kimseler var, demişti.Hz. Ömer hicretin 24. yılında Zerdüşt bir köle tarafından şehidedildi ve Hz. Peygamber’in ayakları dibine gömüldü.Allah ondan razı olsun.
  • 15. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “AMELLER Nİ YETLERE GÖREDİ R” Hadis-i Şerif Açıklamalar“Yapılan işler niyetlere göre değerlenir” hadisi, insanınkazanacağı sevap ve günahlar ile yakından ilgili ve sonderece önemlidir. Ahmed İbni Hanbel, Ebû Dâvûd, Tirmizî,Dârekutnî gibi büyük âlimler, bu hadisle, İ slâmiyet’inüçte birini anlamanın mümkün olduğunu söylemişlerdir.İmâm Şâfiî, bu hadisin yetmiş ayrı konuyla ilgisibulunduğ unu, bu sebeple de onu din ilminin yarısısaymak gerektiğini belirtmiştir. İmâm Buhârî ise, kitapyazanlara bir nasihatte bulunarak, eserlerine bu hadislebaşlamalarını tavsiye etmiştir.
  • 16. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “AMELLER Nİ YETLERE GÖREDİ R” Hadis-i ŞerifŞimdi niyetin ne olduğunu görelim:Niyet, bir işi Allah rızâsı için yapmayı kalbdengeçirmektir.İş ya kalble, ya dille veya diğ er organlarlayapılır.Kalbimizle yaptığımız işler, niyet vedüşüncelerimizdir.Dilimizle yaptıklarımız konuşmalarımızdır.Organlarımızla yaptığımız işler de fiil vedavranışlarımızdır. Sözler ve davranışlar çoğu zamanniyete bağlı olduğu için, iyi niyet bazan başlı başına
  • 17. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “AMELLER Nİ YETLERE GÖREDİ R” Hadis-i ŞerifAmeller yâni yapılan işler niyete göre değer kazanırsözü, çoğu zaman organlarımızla yaptığımız işlerikapsar. Yoldaki bir taşı, insanlara zarar vermesindüşüncesiyle ve sevap kazanmak ümidiyle kaldırıpatmak bir ibadet sayılır. Birinin malını meşrûolmayan yollardan elde etmeye karar vermişken,Allah korkusuyla bu düşünceden vazgeçmek de aynışekilde sevap kazanmaya vesile olur.Kalbden geçen düşünceler, iyi niyete dayandığızaman Allah katında değer kazanır. Bu esnadakalbin uyanık ve şuurlu olması gerekir.
  • 18. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “AMELLER Nİ YETLERE GÖREDİ R” Hadis-i ŞerifDil bir şeye niyet ederken kalb bu düşünceyekatılmazsa, niyet makbul olmaz.7. hadîs-i şerîfte görüleceği üzere Allah Teâlâ bizimşeklimize, kalıbımıza değil, kalblerimize bakar, niyetlerimizedeğer verir.Abdullah İbni Ömer’in âlim ve zâhid oğlu Medine’nin yedifakihinden biri olan Sâlim, halife Ömer İbni Abdülazîz’eyazdığı mektupta şöyle demişti:“Şunu iyi bil ki, Allah Teâlâ’nın kuluna yardımı, kulun niyetikadardır. Kimin niyeti tam olursa, Allah’ın ona yardımı datam olur. Niyeti ne kadar azalırsa, Allah’ın yardımı da okadar azalır.”
  • 19. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “AMELLER Nİ YETLERE GÖREDİ R” Hadis-i ŞerifHerkesin yaptığı işin karşılığını niyetine göre alması şu gerçeğivurguluyor: Yapılan bir ibadet ve herkesin takdirini kazananbir hizmet görünüş bakımından kusursuz olabilir; ancak oibadet ve güzel hizmetin samimi bir niyetle ve sadece Allah’ınrızasını kazanmak maksadıyla yapılması şarttır. İnsanların takdirve teveccühünü kazanmak veya hem Allah rızasını hem deinsanların takdirini kazanmak düşüncesiyle yapılan ibadet vehizmetlerin Allah katında hiçbir kıymeti yoktur. Yapılan işleriAllah katında değerli kılan bizim ihlâs ve samimiyetimiz, yani oişleri sadece Allah rızası için yapmış olmamızdır.
  • 20. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “AMELLER Nİ YETLERE GÖREDİ R” Hadis-i ŞerifMeselâ insanlar beni görsün ve takdir etsin diye namaz kılmak, zekâtvermek şirk derecesinde büyük bir günahtır. Fakat gösterişi aklındangeçirmeyen bir mü’minin, başkalarını o ibadeti yapmaya teşvik etmekniyetiyle herkesin göreceği bir yerde namaz kılıp zekât vermesi faziletlibir davranıştır. Böyle bir mü’min hem görevini yapmış hem de iyiniyetinden dolayı ayrıca sevap kazanmış olur.İyi niyete dayanmayan, sadece gösteriş için yapılan ibadetlerin ve güzeldavranışların Allah katında hiçbir değeri bulunmadığını PeygamberEfendimiz ibretli bir misâlle ortaya koymuştur. Bu hadîs-i şerîfe görekıyamet gününde ilk defa bir şehid hakkında hüküm verilecek. Allah Teâlâona ne yaptığını sorduğunda:
  • 21. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “AMELLER Nİ YETLERE GÖREDİ R” Hadis-i Şerif— Senin uğrunda çarpıştım, şehid edildim, diyecek. Fakat Cenâb-ı Hak ona:— Yalan söyledin. Sana cesur adam desinler diye çarpıştın, buyuracak ve oadam yüz üstü sürüklenerek cehenneme atılacak. Daha sonra ilim öğrenip öğreten ve Kur’an okuyan bir kimse getirilecek. Onada ne yaptığı sorulacak.— İlmi öğrendim ve öğrettim. Senin rızânı kazanmak için Kur’an okudum,diyecek. Allah Teâlâ ona:— Yalan söyledin. İlmi, sana âlim desinler diye öğrendin. Kur’an’ı ise, güzelokuyor desinler diye okudun. Nitekim öyle de denildi, buyuracak. O adam dayüz üstü sürüklenerek cehenneme atılacak.Hadîs-i şerîfin devamında zengin bir kimsenin huzura getirileceği, onun damalını Allah rızası için harcadığını söyleyeceği, ona, “cömert adam” desinlerdiye malını sarfettiği söyleneceği ve diğerleri gibi onun da cehennemeatılacağı belirtilmektedir )Müslim, İ mâre 152(.
  • 22. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “AMELLER Nİ YETLERE GÖREDİ R” Hadis-i ŞerifHadîs-i şerîfimizde “Kimin niyeti Allah’a ve Resûlü’ne varmak,onlara hicret etmekse, eline geçecek sevap da Allah’a ve Resûlü’nehicret sevabıdır” buyuruluyor. Hicret, bir şeyi terketmekdemektir. Allah Teâlâ’nın yasak ettiği şeyleri terkedipyapmamak da genel mânâda hicret sayılmaktadır. Bu sebeplePeygamber Efendimiz:“Muhâcir, Allah’ın yasakladığı şeyleri bırakan kimsedir” buyurur)bk. 1569 nolu hadis(.Hadiste sözü edilen hicretten maksat, kâfirlerin elinde bulunanvatanı bırakıp İslâm yurduna göçmek demektir. Hz. Peygamberile ashâbı, Mekke’den Medine’ye bu maksatla göçmüşlerdir.Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem’in söylemek istediğişudur:
  • 23. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “AMELLER Nİ YETLERE GÖREDİ R” Hadis-i ŞerifBu niyet hadisinden şöyle bir sonuç da çıkmaktadır:Aslında ibadet olmayan bazı işler, iyi niyetle yapıldığıtakdirde ibadete dönüşebilir. Meselâ yemek yiyenkimse, bu gıdalardan elde edeceği kuvvetle ibadetedeceğini düşünürse, yemek yerken bile sevapkazanmış olur. Normal ticaretini yapan kimse, işini eniyi şekilde yaparak insanlara hizmet etmeyi, onlarıaldatmamayı düşünürse, hem para hem de sevapkazanabilir.
  • 24. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “AMELLER Nİ YETLERE GÖREDİ R” Hadis-i ŞerifBir adam hicret ederken dünyevî bir çıkar düşünmemiş,sadece Allah’ın rızasını kazanmayı ve Resûlullah’ı hoşnutetmeyi hedef almışsa, hicreti makbûl olmuştur; Allah veResûlü’ne hicret etme sevabını elde etmiştir. Kim de hicretediyor görünse bile, aslında bir dünyalık elde etme veya birkadınla evlenme arzusuyla yola çıkmışsa, onun hicreti makbulsayılmaz ve hiçbir sevap kazanamaz. Bu gerçeği Allah Teâlâşöyle belirtmiştir:“Kim âhiret kazancını istiyorsa, onun kazancınıçoğ altırız. Dünya kazancını isteyene de dünyalıkveririz; ama onun âhirette bir nasibi olmaz” [Şûrâsûresi )42(, 20].
  • 25. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “AMELLER Nİ YETLERE GÖREDİ R” Hadis-i ŞerifBu hadîs-i şerîfin söylenmesine şöyle bir olayın sebepolduğu anlatılır:Sahâbîlerden biri, Ümmü Kays adlı bir hanımla evlenmek ister. Fakat ogünlerde Ümmü Kays Medine’ye hicret etmeyi düşünmektedir. Kendisiyleevlenmek isteyen sahâbîye, niyeti ciddî ise Medine’ye hicret etmeyi veorada evlenmeyi teklif eder. Mekke’deki kurulu düzenini terketmeyihenüz düşünmeyen o sahâbî Ümmü Kays’la evlenmek arzusuylaMedine’ye hicret etmek zorunda kalır. Bu durumu bilen sahâbîler,Ümmü Kays’ın muhâciri anlamında “Muhâciru Ümmü Kays” diye takıldıklarıo zâtın, hicret sevabı kazanıp kazanmadığını tartışmaya başlarlar. İşte ozaman Peygamber Efendimiz, bu hadîs-i şerîfle meseleye açıklıkgetirerek herkesin niyetine göre sevap kazanacağını belirtir.
  • 26. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “AMELLER Nİ YETLERE GÖREDİ R” Hadis-i ŞerifHadisten Öğ rendiklerimiz:1. Yapılan işlerden sevap kazanabilmek için o işlere iyi niyetlebaşlamak gerekir.2. Niyetin kalben yapılması önemli olduğu için, bunu ayrıcadille söylemek şart değildir.3. Allah rızası gözetilmeden yapılan işlerden sevap kazanılamaz.4. İnsan göründüğü gibi olmalı, dünyevî bir çıkar için dinikullanmamalıdır.5. İhlâs, niyet sağlamlığı demektir.
  • 27. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “ALLAH KALPLERİ Nİ ZE BAKAR”‫8- َ َنْ أبي ُريْرة َبْ ِ ال ّحْمن بْ ِ صخْ ٍ رضي ال َنْ ُ قال‬ ‫عه‬ ‫ر‬ ‫ن‬ ‫عد ر‬ ‫ه‬ ‫وع‬ ‫: قا َ َ ُو ُ ال َّى ا ُ ََيْ ِ و َّم: »ِ ّ ال ل ينْ ُ ُ ِلى‬ ‫َ ظر إ‬ ‫ل رس ل صل ل عل ه سل إن‬ْ‫َجْسا ِكْم ، َل ِلى ُ َ ِ ُمْ ، ََ ِنْ َنْ ُ ُ َِى ُُو ِ ُمْ ََعماِ ُم‬ ‫و إ صورك ولك ي ظر إل قل بك وأ لك‬ ‫أ م‬ . ‫« رواه مسلم‬ 8. Ebû Hüreyre Abdurrahman İbni Sahr radıyallahu anh’denrivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöylebuyurdu: -“Allah Teâlâ sizin bedenlerinize ve yüzlerinize değil,kalblerinize bakar.” Müslim, Birr 33. Ayrıca bk. İbni Mâce, Zühd 9
  • 28. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “ALLAH KALPLERİNİZE BAKAR”Ebû HüreyreMüslüman olmadan önceki adı Abdüşems idi. Müslümanolduktan sonra Abdurrahman adını aldı. Birgün elbisesininiçinde bir kedi götürüyordu. Kendisini gören Resûl- i EkremEfendimiz:- O nedir? diye sordu. Ebû Hüreyre:- Kedi, diye cevap verdi. Bunun üzerine Peygamber Efendimizona “Kedicik babası” anlamında:- Ebû Hüreyre! diye takıldı. O günden sonra bu künye iletanındı ve asıl adı unutuldu. Kendisine Resûl-i Ekrem’in verdiğibu künye ile hitâp edilmesinden pek hoşlanırdı.
  • 29. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “ALLAH KALPLERİNİZE BAKAR”Ebû Hüreyre hicretin yedinci yılında müslüman oldu. Mescid-iNebevî’nin sofasında yatıp kalkan ve kendilerine Ashâb-ıSuffe denen fakir müslümanlardan biriydi. Gece gündüzPeygamber Efendimiz’den ayrılmaz, ondan duyduğu hadisleriöğrenmeye çalışırdı. Peygamber Efendimiz’in hayatının son üçsenesinde bizzat kendisinden ve diğer büyük sahâbîlerdenduyduğu mükerrerleriyle birlikte 5374 hadîs-i şerîf rivayetetmiştir. Böylece ashâb-ı kirâmdan en çok hadis rivayet eden oolmuştur. Rivayetlerinin 609 tanesi hem Buhârî’ nin, hem deMüslim’in Sahîh’lerinde bulunmaktadır. Kendisine pek çokhadis rivayet ettiğini söyleyenlere:- Muhâcirînden olan kardeşlerimizi ticaretleri ve çarşılarda olanalış verişleri, ensardan olan kardeşlerimizi ziraatları vehurmalıkları meşgul ederdi.
  • 30. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “ALLAH KALPLERİNİZE BAKAR”Ben ise karın tokluğuna Hz. Peygamber’den ayrılmaz, onlarınbulunmadıkları zamanlarda Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in yanında bulunur ve onların ezberlemedikleriniezberlerdim, cevabını vermiştir.Ebû Hüreyre’den 800’den fazla sahâbî ve tâbiî hadis rivayetetmiştir.Hz. Ömer’in hilâfeti zamanında bir müddet Bahreyn valiliğiyapmış, sonra da hiçbir idârî görev kabul etmeyerek Medîne-iMünevvere’de yaşamıştır. Hicretin 59. yılında Medine’de 78yaşında iken Allah’ın rahmetine kavuşmuştur.Allah ondan razı olsun.
  • 31. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “ALLAH KALPLERİNİZE BAKAR”Açıklamalarİnsanlar genellikle dış görünüşe önem verirler. Güzel ve yakışıklıolanlarla varlıklı kimseler toplumda daha büyük itibar görürler.Çirkin ve fakir olanlara pek değer verilmez. Bu ölçüler ruh ve gönüldünyasını tanımayan sığ ve sathî kimselerin değer ölçüleridir.Allah Teâlâ ise insanların davranışlarını iyi ve kötü olarakdeğerlendirirken ne beden güzelliğine, ne de mal varlığına bakar;çünkü bunlar gelip geçici değer ölçüleridir. Önemli olan ruhgüzelliği ve gönül zenginliğidir. Daha da önemlisi bu ruhgüzelliği ile gönül zenginliğinin iyi hâl, güzel davranış ve samimiibadetler olarak dışa yansımasıdır. İnsanlara iyilik yapmaheyecanıyla, Allah’a kulluk edebilme aşkıyla yaşamaktır. Kalıcıolan, insanın gerçek değerini ortaya çıkaran işte bu meziyetleridir.
  • 32. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “ALLAH KALPLERİNİZE BAKAR”Hadîs-i şerîfin Sahîh-i Müslim’deki bir başka rivayetinde AllahTeâlâ’nın kalble birlikte davranışlara ve ibadetlere değerverdiğini Peygamber Efendimiz şöyle belirtmektedir:“ Allah Teâlâ sizin yüzlerinize ve mallarınıza değil,kalblerinize ve amellerinize bakar” (Müslim, Birr 34).Allah Teâlâ’nın kalbe ve davranışlara bakması demek, kalbinve davranışların iyi olması hâlinde, onların sahibine sevap vemükâfat vermesi demektir.Bir âyet-i kerîmede Allah Teâlâ’nın maddî görüntülere değervermediği, insanda mânevî güzellik aradığı şöyle ifadeedilmiştir:
  • 33. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “ALLAH KALPLERİNİZE BAKAR”“Sizi yanımızda değerli kılacak olan ne mallarınız, ne deevlatlarınızdır. Ancak imân edip güzel ve hayırlı işleryapanların durumu başkadır. Onlara yaptıklarının kat katfazlasıyla mükâfat verilecektir” [Sebe’ sûresi (34), 37].Resûl-i Ekrem Efendimiz’in, kendi mübârek göğsüne, dahadoğrusu kalbine işaret ederek üç defa:“Takvâ işte şuradadır” (Müslim, Birr 32; Tirmizî, Birr 18) buyurması,insanın gerçek değerinin ihlâslı bir kalbe sahip olmasıylaanlaşılacağını göstermektedir.
  • 34. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “ALLAH KALPLERİNİZE BAKAR”Helâller ile haramların kesin surette belli olduğunu, şüpheligörünen davranışlardan sakınmak gerektiğini açıkladığımeşhur hadîs-i şerîfin sonunda Peygamber Efendimiz kalbinönemini şöyle belirtir:“ Şunu iyi bilin ki, insan vücudunda küçük bir et parçasıvardır. Eğer bu et parçası iyi olursa, bütün vücut iyi olur;bozulursa, bütün vücut bozulur. İşte bu et parçası kalbdir”(Buhârî, Îmân 39; Müslim, Müsâkât 107,108).Bu hadis 1574 numaralı hadisin içinde tekrar gelecektir.
  • 35. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “ALLAH KALPLERİNİZE BAKAR”Hadisten Öğrendiklerimiz1. Allah Teâlâ ibadetleri ve güzel davranışları değerlendirirkensamimiyet derecesini, ihlâs ve iyi niyeti esas alır.2. Kalb, Allah’ın çok değer verdiği, devamlı surette bakıpkontrol ettiği bir merkezdir. Bu sebeple onu kötü duygulardanarındırmak, dinin tavsiye ettiği güzel hâl ve davranışlara sahipkılmak gerekir.3. İbadetleri makbul ve değerli kılan kalbdir. Bu sebepleöncelikle kalbi kin ve haset gibi mânevî ve ictimâîhastalıklardan arındırmalı, mükemmel hâle getirmeyeçalışmalıdır.
  • 36. ‫”‪“Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER‬‬ ‫”‪“İ Yİ Lİ K VE KÖTÜLÜĞ E Nİ YET ETMEK‬‬‫21- َ َنْ أبي الْ َ ّا ِ َبْ ِ ا ِ بْ ِ ع ّا ِ بْ ِ َب ِ الْ ُ َلب‬ ‫ط‬ ‫عب س ع د ّ ن ب س ن ع ْد م ّ‬ ‫ل‬ ‫وع‬‫َ ِي ال عنهما، َنْ رسول ال َّى ال ََيْ ِ و َّم ،‬ ‫صل ُ عل ه سل‬ ‫ع‬ ‫رض‬ ‫ِيما َرْوى َنْ ر ّ ِ ، َ َا َ َ َ َ َاَى َا َ : »ِ ّ ال ك َ َ‬ ‫تب‬ ‫ع به تب رك وتع ل ق ل إن‬ ‫ف ي‬ ‫الْحسنا ِ وال ّ ّئا ِ ُ ّ َ ّ َ ذلك : ف َنْ ه ّ ِ َ َن ٍ َلمْ‬ ‫م م بحس ة ف‬ ‫ت سي ت ثم بين‬ ‫ة مة‬ ‫يعْ َلْ َا كت َ َا ا ُ ِنْ َ ُ َ َا َ َ َ َ َاَى ِنْ َه حسن ً كا ِل ً‬ ‫م ه به ّ ع ده تب رك وتع ل ع د ُ‬ ‫ل‬ ‫وإ م به فعمله كتبه ّ ع حسن ت إل س عم ئة‬ ‫َِنْ ه ّ ِ َا َ َ َِ َا َ َ َ َا ا ُ َشْر َ َ َا ٍ َِى َبْ ِ َا ِ ِ‬ ‫ل‬ ‫ِعْ ٍ َِى َضْ َا ٍ كثير ٍ ، َِنْ َ ّ ِس ّ َ ِ ََمْ َعْ َل َا‬ ‫ة وإ هم ب يئة فل ي م ْه‬ ‫ض ف إل أ ع ف‬‫كتبه ّ ع ده َسنة ملة وإ هم ب عم ه كتبه ّ‬‫َ َ َ َا ا ُ ِنْ َ ُ ح َ َ ً كا َِ ً ، َِنْ َ ّ ِها ف َ ِل َا َ َ َ َا ا ُ‬‫ل‬ ‫ل‬ ‫َ ّ َ ً َا ِ َ ً« متف ٌ عليه .‬ ‫ق‬ ‫سيئة و حدة‬
  • 37. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “İYİLİK VE KÖTÜLÜĞE NİYET ETMEK”12. Ebü’l-Abbâs Abdullah İbni Abbâs İbni Abdülmuttalib radıyallahuanhümâ’dan nakledildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemAllah Teâlâ’dan rivayet ettiği bir hadiste şöyle buyurdu:“Allah Teâlâ iyilik ve kötülükleri takdir edip yazdıktan sonra bunlarıniyi ve kötü oluşunu şöyle açıkladı:Kim bir iyilik yapmak ister de yapamazsa, Cenâb-ı Hak bunu yapılmışmükemmel bir iyilik olarak kaydeder.Şayet bir kimse iyilik yapmak ister sonra da onu yaparsa, Cenâb-ı Hako iyiliği on mislinden başlayıp yedi yüz misliyle, hatta kat kat fazlasıylayazar.Kim bir kötülük yapmak ister de vazgeçerse, Cenâb-ı Hak bunumükemmel bir iyilik olarak kaydeder.Şayet insan bir kötülük yapmak ister sonra da onu yaparsa, Cenâb-ıHak o fenalığı sadece bir günah olarak yazar.”Buhârî, Rikâk 31; Müslim, Îmân 207, 259. Ayrıca bk. Buhârî, Tevhîd 35;Tirmizî, Tefsîru sûre (6),10
  • 38. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “İYİLİK VE KÖTÜLÜĞE NİYET ETMEK”Abdullah İbni AbbasHz. Peygamber’in amcası Abbas radıyallahu anh’ın oğludur.Annesi Hz. Hatice’den hemen sonra müslüman olan Ümmü’l-Fazl Lübâbe’dir.İbni Abbas hicretten üç yıl önce Mekke’de doğunca, onu getiripResûl-i Ekrem’in kucağına verdiler. Efendimiz mübarekağzında çiğnediği bir hurmayı onun damağına çaldı. İbni Abbastahnik denilen bu hâdise sebebiyle ashâb arasında pek üstünmeziyetlere sahip olmuştur.Daha sonraları Hz. Peygamber ona iki defa dua etmiş, budualarından birinde “Allahım! Onu büyük din âlimi (fakîh)yap ve ona Kur’an’ı öğret!” buyurmuştur. Bu sebeple İbniAbbas Kur’ân-ı Kerîm’i en iyi bilen sahâbî olmuş, kendisineTercümânü’l-Kur’ân unvânı verilmiştir. Ümmetin en âlimianlamında Hibrü’l-ümme diye de anılmıştır.
  • 39. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “İYİLİK VE KÖTÜLÜĞE NİYET ETMEK”Hz. Peygamber’in hanımlarından Meymûne annemiz onunteyzesi idi. Bu sebeple bazı geceler Resûl-i Ekrem’in yanındakalır, onun fiil ve hareketlerini, ibadetlerini tâkip ederdi.Efendimiz’in vefatında henüz 13 yaşında olan İbni Abbas, zekâve anlayışı sebebiyle birçok defa Hz. Peygamber’in takdirinikazanmıştır. Talebelerine birgün tefsir, birgün siyer ve megâzî,birgün edebiyat, bir başka gün Arapların meşhur savaşlarıdemek olan Eyyâmü’l-arab okuturdu.Abdullah İbni Abbas’ı çok seven Hz. Ömer, onun görüşlerinepek değer verirdi. Hz. Ali devrinde Basra valiliği yaptı. Birkısmını bizzat Hz. Peygamber’den duyduğu mükerrerleriylebirlikte 1660 hadis rivayet etmiştir.
  • 40. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “İYİLİK VE KÖTÜLÜĞE NİYET ETMEK”İbni Abbas hayatının son yıllarında gözlerini kaybetti. Bazıkaynaklar onun Kerbelâ Fâciası’na çok üzülüp ağladığını vegözlerini bu yüzden yitirdiğini belirtirler.Tefsir ve fıkıh ilimlerinde otorite, verdiği fetvâlarla meşhur veabâdile diye anılan dört Abdullah’tan biri olan İbni Abbas, hicretin68. yılında (687) Tâif’te 71 yaşında vefat etti.Allah ondan razı olsun.
  • 41. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “İYİLİK VE KÖTÜLÜĞE NİYET ETMEK”AçıklamalarBu hadîs-i şerîf, Riyâzü’s-sâlihîn’de geçecek olan kudsîhadislerin ilkidir. Bu tür hadisleri Peygamber Efendimiz yaarada hiçbir vasıta olmadan doğrudan doğruya Allah Teâlâ’danalmıştır veya Cenâb-ı Hak bu bilgileri Cebrâil aleyhisselâmaracılığıyla Peygamber Efendimiz’in kalbine iletmiştir.Allah Teâlâ insanları yaratmadan önce nelerin iyi, nelerin kötüolduğunu tesbit ve takdir etmiş, sonra hafaza meleklerineemrederek bunları -herşeyin yazılı olduğu- levh-i mahfûzakaydettirmiştir. Daha sonra da iyi ve güzel dediği şeylerinneden iyi ve güzel olduğunu anlamamız, kötü ve çirkin dediğişeylerin neden kötü ve çirkin olduğunu kavramamız için bunlarıbize açıklamıştır.
  • 42. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “İYİLİK VE KÖTÜLÜĞE NİYET ETMEK”Buna göre bir insan iyilik yapmaya niyet eder, sonra daherhangi bir engel sebebiyle bu iyiliği yapamazsa, Allah Teâlâo kimseyi iyi niyeti sebebiyle ödüllendirmek ister ve yapmayıdüşündüğü iyiliği yapmış sayarak ona bir sevap yazdırır. Bunagöre iyi bir şeyi düşünmek bile iyilik sayılmaktadır. Birdüşüncenin ve hareketin iyilik olarak değerlendirilmesi için de,onu yapmaya niyet etmek şarttır.Şayet insan düşünüp yapmaya niyet ettiği o güzel hareketiyapacak olursa, mükâfâtı on mislinden başlar. En az bire onkazanır. Bu mükâfât 700 misline kadar çıkar. Eğer yapılan iyilikAllah Teâlâ’nın çok değer verdiği davranışlardan biriyse, kul dao işi ihlâs ve samimiyetle yapmışsa, mükâfâtı 700 misliyle dekalmaz; hesabını sadece Cenâb-ı Hakk’ın bileceği dahayüksek ölçeklerle değerlendirilir. Kur’ân-ı Kerîm’deki:
  • 43. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “İYİLİK VE KÖTÜLÜĞE NİYET ETMEK”“Yaptıklarına karşılık olmak üzere kendilerine nicesevindirici ve göz aydınlatıcı nimetler saklandığını hiçkimse bilmez” [Secde sûresi (32), 17] âyeti bu sayısızmükâfâta işaret etmektedir.Bir hadîs-i kudsîde bu hadsiz hesapsız mükâfât şöyleaçıklanmıştır:“İyi kullarım için hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağınduymadığı, hiçbir kimsenin de hatırından geçiremediği nimetlerhazırladım” (Buhârî, Tevhîd 35).
  • 44. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “İYİLİK VE KÖTÜLÜĞE NİYET ETMEK”Bir kötülük yapmak isteyip de sonra bundan vazgeçenkimseye tam bir sevap yazılmasının sebebi, o kötülüğüyapabilecek güçte olduğu halde, Allah’dan korkarakvazgeçmesidir.Düşündüğü fenalığı yapmaya gücü yetmediği veya buna imkânbulamadığı için yapamayan kimseye ise hiçbir sevap yoktur.Çünkü o tasarladığı kötülükten vazgeçmek için kendisinizorlamamış, bu yolda bir gayret sarfetmemiştir.
  • 45. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “İYİLİK VE KÖTÜLÜĞE NİYET ETMEK”Bir kötülük yapana sadece bir günah yazılması, AllahTeâlâ’nın kullarına karşı ne kadar âdil ve ne kadar geniş birmerhamete sahip olduğunu göstermektedir.Kötülüklerin âzamî karşılığının bir misli ceza, iyiliklerin asgarîkarşılığının on misli mükâfât olması âyet-i kerîmeyle debelirtilmiştir:“İyilik edene, yaptığı iyiliğin on misli mükâfât verilir.Kötülük yapan da yaptığının dengiyle cezalandırılır”[En`âm sûresi (6), 160].
  • 46. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “İYİLİK VE KÖTÜLÜĞE NİYET ETMEK”Yapılan bir kötülüğe sadece bir günah yazılmasından önemlibir sonuç çıkmaktadır: İnsan kötülük yapmayı aklındangeçirdiği için günahkâr olmaz ve bundan dolayı hesabaçekilmez. Çünkü bir kötülüğü aklından geçirmek, onu yapmayakararlı olmak değildir. Şayet insan aklından geçirdiği birkötülüğü yapmak ister ve buna karar verirse, işte o zamaniradesi ve kararı yüzünden hesaba çekilir. Mi`râc hadisindegörüldüğü üzere Allah Teâlâ beş vakit namazı farz kıldıktansonra bu konuya bir daha temas ederek PeygamberEfendimiz’e şöyle buyurmuştur:“Kim bir hayır işlemek ister de onu yapamazsa, kendisinebir sevap yazılır. Yaparsa on sevap yazılır.Kim de bir kötülük yapmak ister de yapmazsa, ona hiçbirşey yazılmaz. Yaparsa bir tek günah yazılır” (Müslim, Îmân259).
  • 47. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “İYİLİK VE KÖTÜLÜĞE NİYET ETMEK”Hadisten Öğrendiklerimiz1. Bir iyilik yapmak isteyip de yapamayana bir iyilik sevabıyazılır. Çünkü bir iyiliği yapmayı arzu etmek, onu yapmak içinilk adımı atmak demektir.2. Bir kötülük yapmak isteyip de Allah’tan korktuğu için bundanvazgeçene bir iyilik yapmış gibi sevap yazılır. Çünkü yapmayakarar verdiği kötülükten dönmek iyi bir şeydir. Zira iyiliğinkarşılığı iyiliktir.3. Allah Teâlâ hatırdan geçen kötü bir düşünce yüzündenkulunu hesaba çekmez. Önemli olan bu düşüncenin bir kararve kesin niyet haline dönüşmemesidir.4. Bir iyiliğe kat kat sevap verildiği halde, bir kötülüğe sadecebir günah yazılır. Böyle bir imkân İslâm’dan başka hiçbir din vesistemde yoktur.
  • 48. ‫”‪“Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER‬‬ ‫”‪“CEMAATLE NAMAZIN SEVABI‬‬ ‫11- َ َنْ أبي ُريْ َ َ َ ِ َ ال عنه قال: قال رسول ال َّى ا ُ‬ ‫صل ل‬ ‫ه َ رة رضي‬ ‫وع‬ ‫ة ت يد عل صلته س قه‬ ‫ََيْ ِ و َّم : » َ َ ُ ال ّ ُ ِ في جماع ٍ َز ِ ُ ََى َ َ ِ ِ في ُو ِ ِ‬ ‫صلة رجل‬ ‫عل ه سل‬ ‫لك أن أحده إ توضَ فأ سن‬ ‫َ َيْ ِ ِ ِضْعً و ِشْر ِ َ َ َ َ ً ، وذِ َ َ ّ َ َ َ ُمْ ِذا َ َ ّأ ََحْ َ َ‬ ‫وب ته ب ا ع ين درجة‬‫الْ ُ ُو َ ، ُ ّ َ َى الْ َسْ ِد ل ُ ِي ُ ِ ّ ال ّ َ َ ، ل َنْ َ ُ ُ ِ ّ ال ّ َ ُ ، لمْ‬ ‫ي هزه إل صلة َ‬ ‫وض ء ثم أت م ج ير د إل صلة‬ ‫َخْ ُ ُطْ َ ً ِ ّ ُ ِ َ َ ُ ِها َ َ َ ٌ ، َ ُ ّ َنْ ُ ِ َا َطي َ ٌ ح ّى َدْ ُل‬ ‫ي ط خ وة إل رفع له ب درجة وحط ع ه به خ ئة ت ي خ َ‬ ‫الْ َسْ ِ َ ، َِ َا َ َل الْ َسْ ِ َ َا َ في ال ّ َ ِ َا َا َ ِ ال ّل ُ ِ َ اّ ِي‬ ‫صلة م ك نت ص ة هي لت‬ ‫م جد فإذ دخ م جد ك ن‬ ‫َحْ ِ ُ ُ ، َالْ َل ِ َ ُ ُ َّو َ ََى َ َ ِ ُمْ ما دام في َجِْس ِ اّذي َّى‬ ‫م ل ه ل صل‬ ‫ت بسه و م ئكة يصل ن عل أحدك‬ ‫ف ه ق ل ن له ّ ح ه لهم ف له لهم ت عل ه ل ي ذ‬ ‫ِي ِ ، ي ُوُو َ : الّ ُم ارْ َمْ ُ ، الّ ُ ّ اغْ ِرْ َ ُ ، الّ ُ ّ ُبْ ََيْ ِ ، ماَمْ ُؤْ ِ‬ ‫هذ ل ظ م م وق ُه صل ل‬ ‫ِي ِ ، َا َمْ ُحْ ِثْ ِي ِ « متف ٌ عليه ،و َ َا َفْ ُ ُسْل ٍ . َ َوْل ُ َّى ا ُ‬ ‫ق‬ ‫فه م ل ي د فه‬ ‫أ ي رجه‬ ‫ََيْ ِ و َّم : »ينْ َ ُ ُ « ُ َ ِفت ِ الْيا ِ َالْها ِ َبال ّاي : َي ُخْ ِ ُ ُ‬ ‫هزه هو ب ح ء و ء و ز‬ ‫عل ه سل‬ ‫و ُنْ ِ ُ ُ .‬ ‫ي هضه‬
  • 49. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “CEMAATLE NAMAZIN SEVABI”11. Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullahsallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:“Bir kimsenin câmide cemaatle kıldığı namaz, işyerinde ve evindekıldığı namazdan yirmi küsur derece daha sevaptır. Şöyleki bir kişigüzelce abdest alır, sonra başka hiçbir maksatla değil, sadece namazkılmak üzere câmiye gelirse, câmiye girinceye kadar attığı her adımsebebiyle bir derece yükseltilir ve bir günahı bağışlanır. Câmiyegirince de, namaz kılmak için orada durduğu sürece, tıpkı namazkılıyormuş gibi sevap kazanır. Biriniz namaz kıldığı yerden ayrılmadığı,kimseye eziyet etmediği ve abdestini bozmadığı müddetçe melekler:Allahım! Ona merhamet et!Allahım! Onu bağışla!Allahım! Onun tövbesini kabul et! diye ona dua ederler.”Buhârî, Salât 87, Ezân 30, Büyû` 49; Müslim, Tahâret 12, Mesâcid 272. Ayrıca bk.Ebû Dâvûd, Salât 48; İbni Mâce, Tahâret 6, Mesâcid 14
  • 50. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “CEMAATLE NAMAZIN SEVABI”Açıklamalarİslâmiyet birlik ve beraberliği vazgeçilmez görmüş, bunusağlayacak hususlardan biri olan cemaatle namaz kılmayabüyük önem vermiştir. Bu sebeple evde ve işyerinde yalnızbaşına kılınan namaza nisbetle câmide diğer mü’minlerlebirlikte kılınan namazı çok daha üstün görmüştür.Burada zikredildiği gibi cemaatle kılınan namaza, tek başınakılınan namazdan yirmi küsur, bazı rivayetlerde yirmi beş,hatta yirmi yedi misli sevap verilmesinin sebebi de budur.
  • 51. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “CEMAATLE NAMAZIN SEVABI”Evde ve işyerinde cemaatle kılınan namaz, câmide cemaatlekılınan namaz gibi değerli olmamakla beraber, tek başınakılınan namazdan elbette daha sevaptır. İşyerinde, dahayaygın ifadesiyle çarşı pazarda kılınan namaz o kadar makbulgörülmemiştir.Zira işyerlerinde mal alınıp satılırken genellikle yalan söylenir,insanlar aldatılır, çeşitli haksızlıklar yapılır. Bunlara bir demüşteriyi kaçırmama telâşı, malını satma arzusu eklenince,işyerlerinde gönül huzuruyla namaz kılmak iyice zorlaşır.
  • 52. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “CEMAATLE NAMAZIN SEVABI”Hadîs-i şerîfimizde, namaz kılmak üzere câmiye gidecek kimseninönce güzelce abdest alması istenmektedir. Güzelce abdest almakifadesiyle, abdest organlarının iyice yıkanması, abdestinsünnetlerine ve âdâbına uyulması kastedilmektedir. Sonra da okimsenin bir başka iş için değil, sadece cemaatle namaz kılmakiçin yola çıkması gerekmektedir. Yani ihlâs ve niyeti tamolmalıdır.Evin câmiye uzak olması, câmiye girinceye kadar atılan her adımsebebiyle bir derece yükseltilmek ve bir günahı bağışlanmakimkânı verir. Resûl-i Ekrem Efendimiz bu konuya şöyle açıklıkgetirmektedir:
  • 53. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “CEMAATLE NAMAZIN SEVABI”“Namaz sebebiyle en çok sevap elde edenler, cemaate enuzak yerlerden yürüyerek gelenlerdir” (Buhârî, Ezân 31).Cemaatle kılınacak namazı beklemenin de ayrı bir sevabıvardır. İster câmide, ister bir başka yerde namaz vaktiningelmesini bekleyen kimse, ibadet hâlindedir. Câmidebekleyenlerin kârı, hem ibadet ediyormuş gibi sevapkazanmak, hem de meleklerin duasını almaktır. Yalnız buesnada bir inceliğe uymak gerekmektedir ki, o da kimseyeeziyet etmemek ve abdestini bozmamaktır. Eziyetten maksatdedi kodu yapmamak, eliyle ve diliyle birileriniincitmemektir. Rûhânî birer varlık olan melekler, mesciddeabdestsiz durulmasından rahatsız olurlar. İşte bu sebeplemescidde namazı beklerken abdestini bozmamak şartı ilerisürülmüştür.
  • 54. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “CEMAATLE NAMAZIN SEVABI”Böylesi güzel duygularla, yani ihlâsla ve Allah’ın rızâsınıkazanma düşüncesiyle kılınan namazın pek çok karşılığındanbiri 20 küsûr derece fazla sevap almaktır. Bu miktar bazıhadislerde 25, daha sahih olan bazılarında ise 27 dereceolarak belirtilmiştir (bk. 1066. hadis). Derecelerin farklıolmasında, namaz kılan kimsenin ihlâsının, duyduğu huzur vehuşûun tesiri olduğu muhakkaktır. Mânevî bir huzur içindekılınan namazın bir diğer karşılığı ise meleklerin duasınıkazanmaktır. Dua eden bu melekler bizi koruyup gözetenhafaza melekleri olduğu gibi başka nevi melekler de olabilir.Meleklerin salâtı demek, onların mü’mine istiğfar etmesi, yanigünahlarının affını dilemesi demektir. Şu halde melekler,namaz kılan kimseye hem istiğfâr hem de dua ederler.
  • 55. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “CEMAATLE NAMAZIN SEVABI”Allah Teâlâ’nın meleklerin dua ve niyazlarını kabul ederekkulunu mağfiret etmesi demek, onun günahlarını bağışlamasıdemektir; kuluna rahmet etmesi ise ona bol bol ihsandabulunması demektir. Bu hadis 1067 numara ile tekrargelecektir.
  • 56. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “CEMAATLE NAMAZIN SEVABI”Hadisten Öğrendiklerimiz1. Her işte olduğu gibi, namaz kılarken ve cemaatle namazagiderken ihlâslı olmak, sadece Allah rızâsını düşünmek gerekir.2. Cemaatle kılınan namaz, yalnız başına kılınan namazdan 27derece daha faziletlidir.3. Cemaatle namaz kılmak üzere mescide gitmek ve oradanamaz vaktini beklemek, insana büyük sevaplar kazandırır.4. Mescidde abdestsiz durmak melekleri incittiği için, böyleyapanlar meleklerin duasından mahrum olurlar.5. Mescitte veya başka bir yerde namaz vaktinin girmesinibeklemek sevaptır.6. İşyerlerinde namaz kılmak, diğer yerlere nisbetle daha azsevap kazandırmakla beraber câizdir.7. Usûlüne uyarak abdest alanlar, büyük sevap kazanırlar.
  • 57. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “MAĞ ARAYA SIĞ INAN ÜÇ ADAMIN Hİ KAYESİ ”:‫31- وعن أبي َبْد ال ّحْ َن َبْ ِ ا ِ بْ ِ ُ َ َ بْ ِ الْخ ّا ِ، رضي ال عنهما قال‬ ‫ع ر م ع د ّ ن عمر ن ط ب‬ ‫ل‬‫َ ِعْ ُ رسول ال َّى ا ُ ََيْ ِ و َّم َ ُو ُ: »انْ ََ َ َ َ َ ُ نفر ِ ّنْ َا َ َبَْ ُم‬ْ ‫مم ك ن ق لك‬ ‫طلق ثلثة‬ ‫صل ل عل ه سل يق ل‬ ‫سم ت‬‫َ ّى آ َا ُ ُ الْم ِي ُ َِى َا ٍ َ َ َُو ُ، فانْ َ َ َتْ َخْر ٌ ِ َ الْجبل َ َ ّتْ ََيْ ِم‬ْ ‫ِ فسد عل ه‬ ‫حت و هم ب ت إل غ ر فدخل ه حدر ص ة من‬. ْ‫الْ َا َ، َ َاُوا : ِ ّ ُ ل ُنْ ِي ُمْ ِنْ ال ّخْ َ ِ ِ ّ َنْ َدْ ُوا ال تعالى بصالح َعْ َالكم‬ ُ ‫أ م‬ ‫غ ر فق ل إنه ي ج ك م ص رة إل أ ت ع‬ 13. Ebû Abdurrahman Abdullah İbni Ömer İbni’l-Hattâb radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinlediğini söylemiştir: “Sizden önce yaşayanlardan üç kişi bir yolculuğa çıktılar. Akşam olunca, yatıp uyumak üzere bir mağaraya girdiler. Fakat dağdan kopan bir kaya mağaranın ağzını kapattı. Bunun üzerine birbirlerine: — Yaptığınız iyilikleri anlatarak Allah’a dua etmekten başka sizi bu kayadan hiçbir şey kurtaramaz, dediler.
  • 58. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “MAĞ ARAYA SIĞ INAN ÜÇ ADAMIN Hİ KAYESİ ”‫قال رج ٌ ِن ُمْ : الّ ُ ّ َا َ ِي َ َوا ِ َيْ َا ِ َ ِيرا ِ ، و ُنْ ُ َ َغ ِ ُ قبْل َما َهْ ً َل ما ً فنَى‬ ‫لهم ك ن ل أب ن ش خ ن كب ن ك ت ل أ بق ه أ ل و ل أ‬ ‫لمه‬‫بي ََ ُ ال ّج ِ َوْمً َلمْ ُرحْ ََيْه َا َ ّى َا َا َ َلبْت َ ُ َا غ ُو َه َا َ َ َدْ ُ ُ َا َا ِميْ ِ ، َ َ ِهْت‬ ‫طلب ش ر ي ا ف أ ِ عل م حت ن م فح لهم ب ق م فوج تهم ن ئ ن فكر‬ ‫َالْ َ َ ُ ََى َ ِى َنْ َ ِ ُ اس ِي َا َ ُما‬ ‫أ تظر ْت ق ظه‬ ‫َنْ ُوق َه َا ََنْ َغْ ِ َ َبْل ُ َا َهْ ً َوْ َا ً، ََ ِثْ ُ و قدح عل يد‬ ‫أ أ ظ م وأ أ بق ق َهم أ ل أ م ل فلب ت‬ ُ ْ‫َ ّى َ َ َ الْ َجْ ُ َال ّبْ َ ُ َ َضا َوْ َ ِنْ َ َ َمى َاسْ َيْق َا َ َر َا َ ُو َ ُ َا . الّ ُ ّ ِنْ ُن‬ ‫ف ت ظ فش ب غب قهم لهم إ ك ت‬ ‫حت برق ف ر و ص ية يت غ ن ع د قد‬‫فرج ش ا ي ت ع ن‬َ ‫َ َلْ ُ َِ َ ابْ ِ َا َ َجْ ِ َ َ َ ّجْ َ ّا َا َحْ ُ ِي ِ ِنْ َ ِ ِ ال ّخْ َة ، فانْ َ َ َتْ َيْئً ل َسْ َطي ُو‬ ‫فع ت ذلك تغ ء و هك ففر عن م ن ن ف ه م هذه ص ر‬ . ُ ْ‫الْ ُ ُو َ ِن‬ ‫خر ج م ه‬İçlerinden biri söze başlayarak:—Allahım! Benim çok yaşlı bir annemle babam vardı. Onlar yemeklerini yemeden çolukçocuğuma ve hizmetçilerime bir şey yedirip içirmezdim. Bir gün hayvanlara yem bulmaküzere evden ayrıldım; onlar uyumadan önce de dönemedim. Eve gelir gelmez hayvanlarısağıp sütlerini annemle babama götürdüğümde, baktım ki ikisi de uyumuş. Onlarıuyandırmak istemediğim gibi, onlardan önce ev halkının ve hizmetkârların bir şey yiyipiçmesini de uygun görmedim. Süt kabı elimde şafak atana kadar uyanmalarını bekledim.Çocuklar etrafımda açlıktan sızlanıp duruyorlardı. Nihayet uyanıp sütlerini içtiler.Rabbim! Şayet ben bunu senin rızânı kazanmak için yapmışsam, şu kaya sıkıntısınıbaşımızdan al! diye yalvardı. Kaya biraz aralandı; fakat çıkılacak gibi değildi.
  • 59. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “MAĞ ARAYA SIĞ INAN ÜÇ ADAMIN Hİ KAYESİ ” ‫قال الخر : الّ ُ ّ ِ ّ ُ َانتْ ِ َ ابْ َ ُ ع ّ كانتْ َ َ ّ ال ّا ِ َِ ّ « وفي رواية : » ُن ُ ُ ِ ّ َا‬ ‫ك ْت أحبه‬ ‫أحب ن س إلي‬ ‫لهم إنه ك لي نة م‬‫كأ م ي ب رج ل نس ء فأر ته عل ن ه ف تنع من حت ألم به سنة من سن ن‬َ ‫َ َشد َا ُح ّ ال ّ َا ُ ال ّ َا ِ ، ََ َدْ ُ َا ََى َفْس َا َامْ َ َ َتْ ِ ّى َ ّى ََ ّتْ ِ َا َ َ ٌ ِ َ ال ّ ِي‬‫حت إذ قد ت‬ُ ْ‫َ َا َتْ ِى ََعْ َيْ ُ ِا ِشْري َ َ ِا َ َ ِي َا ٍ ََى َنْ ُ َّ َ َيْ ِى َ َيْ َ َفْ ِ َا ف َ ََت ، َ ّى ِ َا َ َر‬ ‫فج ء ن فأ ط ته ع ن وم ئة د ن ر عل أ تخلى ب ن وب ن ن سه فعل‬ ، ِ ّ َ ِ ّ ِ َ َ ‫ََيْ َا « وفي رواية : » فَ ّا َ َدْ ُ َيْ َ ِجْليْ َا ، َالتْ : ا ّق ال ول َ ُ ّ الْخا‬ ‫تفض تم إل بحقه‬ ِ‫ت‬ ‫َلم قع ت ب ن ر ه ق‬ ‫عل ه‬ ‫فانْ َ َفْ ُ َنْ َا َ ِ َ َ َب ال ّا ِ ِل ّ َتركْ ُ ال ّ َ َ اّذي َعْ َي ُ َا ، الّ ُ ّ ِنْ ُنْ ُ َعْل ُ َِك‬ َ ‫لهم إ ك ت ف ت ذل‬ ‫صر ت ع ه وهى أح ّ ن س إ ي و ت ذهب ل أ ط ته‬ َ ‫ابْ ِ َا َ َجْ ِ َ فافْ ُجْ َ ّا َا َحْ ُ ِي ِ ، فان َ َ َ ِ ال ّخْ َ ُ غيْ َ َ ّ ُمْ ل َسْ َ ِي ُو َ ال ُ ُو‬ ‫فرجت ص رة َ ر أنه ي تط ع ن ْخر ج‬ ‫تغ ء و هك ر عن م ن ن ف ه‬Bir diğeri söze başladı: . ‫ِنْ َا‬ ‫مه‬—Allahım! Amcamın bir kızı vardı. Onu herkesten çok seviyordum. (Bir başka rivayetegöre: Bir erkek bir kadını ne kadar severse, ben de onu o kadar seviyordum). Ona sahipolmak istedim. Fakat o arzu etmedi. Bir yıl kıtlık olmuştu. Amcamın kızı çıkıp geldi.Kendisini bana teslim etmek şartıyla ona 120 altın verdim. Kabul etti. Ona sahipolacağım zaman (bir başka rivâyete göre: Cinsî münasebete başlayacağım zaman) dediki: Allah’tan kork! Dinin uygun görmediği bir yolla beni elde etme! En çok sevip arzuettiğim o olduğu halde kendisinden uzaklaştım, verdiğim altınları da geri almadım.Allahım! Eğer ben bu işi senin rızânı kazanmak için yapmışsam, başımızdaki sıkıntıyıuzaklaştır, diye yalvardı. Kaya biraz daha açıldı; fakat yine çıkılacak gibi değildi.
  • 60. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “MAĞ ARAYA SIĞ INAN ÜÇ ADAMIN Hİ KAYESİ ”‫و َا َ ال ّاِ ُ : الّ ُ ّ ِ ّي اسْ َأْ َرْ ُ ُج َا َ ََعْ َيْ ُهمْ َجْ َ ُمْ َيْ َ َ ُ ٍ َا ِ ٍ َ َ َ اّذي ّه وذهب‬ ‫ت ج ت أ ر ء وأ ط ت أ ره غ ر رجل و حد ترك ل ل‬ ‫ق ل ث لث لهم إن‬: ُ ْ‫فث ّرت أجره حتى كثرت منه الموال فجائنى بعد حين فقال يا عبد ال َ ّ َِ ّ َجْ ِي ، َ ُل‬ ‫فق ت‬ ‫أد إلي أ ر‬ ‫م‬، ‫ُ ّ َا َ َى منْ َجْ ِ َ : ِ َ ا ِ ِ ِ َالْ َ َ ِ َالْ َ َم َال ّ ِيق فقال: يا َبْ َ ا ِ ل َسْتهْزيْ بي‬ ‫عد ّ ت‬‫ل‬ ‫أ رك من لبل و بقر و غن و رق‬ ‫كل م تر‬‫َ ُلْ ُ : َ َسْ َهْز ُ بك، ََ َ َ ُ ُّ ُ فاسْتا َ ُ ََمْ َتْ ُكْ ِنْه َيْئً ، الّ ُ ّ ِنْ ُنْ ُ َ َلْ ُ َِ َ ابْت َاء‬َ ‫قه فل ي ر م ش ا لهم إ ك ت فع ت ذلك غ‬ ‫فأخذه كله‬ ‫فق ت ل أ ت ي‬.‫َجْ ِ َ فافْ ُجْ َ ّا َا َحْ ُ ِي ِ ، َانْ َ َ َ ِ ال ّخْ َ ُ فخ َ ُوا َمْ ُو َ « متف ٌ عليه‬ ‫ق‬ ‫و هك ر عن م ن ن ف ه ف فرجت ص رة رج ي ش ن‬Üçüncü adam da:—Allahım! Vaktiyle ben birçok işçi tuttum. Parasını almadan giden biri dışında hepsinin ücretiniverdim. Ücretini almadan giden adamın parasını çalıştırdım. Bu paradan büyük bir servet türedi.Birgün bu adam çıkageldi. Bana:—Ey Allah kulu! Ücretimi ver, dedi. Ben de ona:—Şu gördüğün develer, sığırlar, koyunlar ve köleler senin ücretinden türedi, dedim. Adamcağız:—Ey Allah kulu! Benimle alay etme, deyince, seninle alay etmiyorum, diye cevap verdim. Bununüzerine o, geride bir tek şey bırakmadan hepsini önüne katıp götürdü.Rabbim! Eğer bu işi sırf senin rızânı kazanmak için yapmışsam, içinde bulunduğumuz sıkıntıdanbizi kurtar, diye yalvardı. Mağaranın ağzını tıkayan kaya iyice açıldı; onlar da çıkıp gittiler.Buhârî, Büyû` 98, İcâre 12, Hars ve’l-müzârea 13, Enbiyâ’ 53, Edeb 5; Müslim, Zikir 100
  • 61. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “MAĞARAYA SIĞINAN ÜÇ ADAMIN HİKAYESİ”Abdullah İbni ÖmerHicretten on yıl önce Mekke’de doğdu. Babası Hz. Ömer’lebirlikte müslüman oldu ve onunla birlikte hicret etti. On üçyaşında iken Uhud Savaşı’na katılmak istedi; fakat Hz.Peygamber onun henüz çok genç olduğunu söyleyerek bunaizin vermedi. Hayatının ileriki dönemlerinde birçok savaşlara vefetihlere iştirak etti. Ebû Eyyûb el-Ensârî’nin de bulunduğuİstanbul seferine katıldı.Hz. Osman’ın şehid edilmesinden sonra halife olması istenenadaylardan biri de İbni Ömer’di. Fakat o bu teklifi benimsemedi.Müslümanlar arasındaki anlaşmazlıklara katılmadı. Dinîkonularda ihmâllerini gördüğü idarecileri hemen uyarırdı.
  • 62. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “MAĞARAYA SIĞINAN ÜÇ ADAMIN HİKAYESİ”Ablası Hz. Hafsa Resûl-i Ekrem’in hanımı olduğu için,Efendimiz’in yakın çevresinde bulunma imkânına sahipti. Busebeple sahâbîlerin görüp duyma imkânını bulamadığı birçokhadisin müslümanlara ulaşmasını sağladı.Rivayet ettiği, mükerrerleriyle birlikte 2630 hadis ile EbûHüreyre’den sonra en çok hadis rivayet eden yedi sahâbînin(müksirûnun) ikincisi oldu.İbni Ömer aynı zamanda en çok fetvâ veren yedi sahâbîdenbiriydi. Altmış yıl boyunca fetvâ verdi.
  • 63. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “MAĞARAYA SIĞINAN ÜÇ ADAMIN HİKAYESİ”Hz. Peygamber’in hayat tarzına harfi harfine uyma ve onun emirlerini aynenyerine getirme konusunda bir benzeri daha yoktu. İbni Ömer birgüngördüğü bir rüyayı ablası Hz. Hafsa aracılığıyla Peygamber Efendimiz’earzetti. Efendimiz’in:“Abdullah ne iyi insan, bir de gece namazı kılsa!” buyurması üzerine, ogünden itibaren gece namazını hiç terketmedi. Resûl-i Ekrem’in vefatındansonra ona olan sevgisinden dolayı, Fahr-i Cihân Efendimiz’in namaz kıldığıyerleri öğrenip oralarda namaz kılar, yürüdüğü yollarda yürür,gölgelendiği ağaçların altında oturur, kurumasınlar diye onları sulardı.Hele Efendimiz’in selâmlaşma konusundaki buyruklarını yerine getirmehususunda pek titiz davranırdı. Hiçbir işi olmadığı halde sadecemüslümanlarla selâmlaşmak için sokağa çıkar, büyük küçük karşılaştığıherkese selâm verirdi.
  • 64. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “MAĞARAYA SIĞINAN ÜÇ ADAMIN HİKAYESİ”Abdullah İbni Ömer ashâb-ı kirâmın ileri gelen zenginlerindendi.Servetinin fazla birikmesine meydan vermez, eline geçeniyoksullara dağıtırdı. Sahip olduğu şeyler içinde en çokbeğendiklerini, Allah yolunda kurban edilmek veya sadaka olarakverilmek üzere ayırırdı. Bir defasında câriyelerinden birine aşırısevgi duymaya başlamış, onu hemen âzâd ederek diğerâzadlılarından biriyle evlendirmişti.İyi halini gördüğü ve bilhassa namaz kıldığını öğrendiği bütünkölelerini âzâd etmeye başlamıştı. Dostlarından biri onu uyarmagereğini duydu. Kölelerinden bir kısmının sırf âzâd edilmek içincâmiye gittiğini söyleyince ona:
  • 65. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “MAĞARAYA SIĞINAN ÜÇ ADAMIN HİKAYESİ”Bizi Allah ile aldatmak isteyenlere aldanmaya razıyız,karşılığını verdi. Çeşitli sebeplerle 1000’den fazla köle âzâdetti.Kibir duygusuna kapılma endişesiyle sade giyinirdi. Sağlıklıolmasına rağmen az yemek yerdi.Saçları omuzlarına dökülecek kadar uzundu. Sakalını kına veketem denilen çivit boyasıyla sarıya boyar, bu sebeple sakalıkumral bir renk alırdı. Hz. Peygamber’in de öyle yaptığınısöylerdi.Abdullah İbni Ömer 73 (692) yılında seksen beş yaşında ikenMekke’de vefat etti.Allah ondan razı olsun.
  • 66. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “MAĞARAYA SIĞINAN ÜÇ ADAMIN HİKAYESİ”AçıklamalarHadîs-i şerîfte iyi niyetle, ihlâs ve samimiyetle yapılan davranışların AllahTeâlâ’yı hoşnut ettiği belirtilmektedir. Cenâb-ı Hak kendi rızâsını elde etmekiçin yapılan güzel hareketlerden ve azâbından korkularak terkedilen kötüişlerden dolayı kulundan memnun olmaktadır. O’nun bu hoşnutluğu insanıhem dünyadaki hem de âhiretteki birçok sıkıntılardan kurtarmakta, her ikidünyada bahtiyar olmasını sağlamaktadır.Efendimiz’in anlattığı bu kıssada ana babaya hizmet, nefse hâkimiyet veinsan hakkına hürmetin önemi belirtilmektedir. Birinci kıssa, ana babayayapılan iyiliğin, onların gönlünü hoş tutmanın değerli bir hareket olduğunugöstermektedir. Aslına bakılırsa, insan ana babasına iyilik yapmayamecburdur. Çünkü onlar vaktiyle kendisine birçok iyilik yapmışlardır. Şimdiise iyilik yapma sırası evlâda gelmiştir. Buradaki güzel davranış sadece anababayı içine aldığı, öteki kıssalarda ise başkalarına iyilik söz konusu olduğuiçin, onlar daha değerli görünmektedir.
  • 67. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “MAĞARAYA SIĞINAN ÜÇ ADAMIN HİKAYESİ”Bu üç güzel hareketin en değerlisi, amcasının kızına sahipolmasına hiçbir engel yokken sadece Allah’tan korktuğu içinnefsinin isteklerine meydan vermeyen kimsenin davranışıdır.Böyle birinin cennetlik olduğunu şu âyet-i kerîme degöstermektedir:“Rabbinin huzurunda (suçlu) durmaktan korkarak nefsinikötü arzulardan uzaklaştıranlar için şüphesiz varılacakyurt cennettir”[Nâzi`ât sûresi (79), 40-41].
  • 68. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “MAĞARAYA SIĞINAN ÜÇ ADAMIN HİKAYESİ”İnsan sıkıntıya düşünce, kendisini bu sıkıntılardan kurtarmasıiçin Allah Teâlâ’ya dua ve niyaz etmelidir. Bu esnadasamimiyetle yaptığından emin olduğu bazı güzel hareketlerinianarak, onların hâtırına kendisine yardım etmesini söyleyipAllah Teâlâ’ya yalvarabilir. Bu hiçbir zaman başa kakmaanlamına gelmez. İnsanın sıkıştığı zamanlarda dua vesilesiyapabileceği ihlâslı işlerinin olması ne güzeldir.İhlâs ve iyi niyetle yapılan güzel davranışların hayırlı neticeleridaha dünyada iken, hatta herşeyin bittiği sanılan bir zamandagörülüverir. Bu da ihlâs ve iyi niyetin insan hayatındaki yerinigösterir.
  • 69. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “MAĞARAYA SIĞINAN ÜÇ ADAMIN HİKAYESİ”Hadisten Öğrendiklerimiz1. Anne ve babaya herkesten çok itaat ve hürmet etmeli, onlarıbütün sevdiklerine tercih etmelidir.2. Nefsin arzu ettiği şeyleri yapabilecek imkâna sahip olduğuhalde, sırf Allah’tan korkarak ve onun rızâsını kazanmakisteyerek bunları terketmek insana büyük faziletler kazandırır.3. İnsanlarla yapılan işlerde dürüst, anlayışlı ve fedakârdavranmak, emanete riâyet etmek Allah Teâlâ’yı memnuneden güzel hareketlerdir.4. Allah Teâlâ yapılan hiçbir iyiliği zâyi etmez; zamanı gelinceonu değerlendirir.5. İnsan ihlâs ve iyi niyetinin karşılığını hem dünyada hem deâhirette görür.
  • 70. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “MAĞARAYA SIĞINAN ÜÇ ADAMIN HİKAYESİ”Yapılan bir kötülüğe sadece bir günah yazılmasından önemlibir sonuç çıkmaktadır: İnsan kötülük yapmayı aklındangeçirdiği için günahkâr olmaz ve bundan dolayı hesabaçekilmez. Çünkü bir kötülüğü aklından geçirmek, onu yapmayakararlı olmak değildir. Şayet insan aklından geçirdiği birkötülüğü yapmak ister ve buna karar verirse, işte o zamaniradesi ve kararı yüzünden hesaba çekilir. Mi`râc hadisindegörüldüğü üzere Allah Teâlâ beş vakit namazı farz kıldıktansonra bu konuya bir daha temas ederek PeygamberEfendimiz’e şöyle buyurmuştur:“Kim bir hayır işlemek ister de onu yapamazsa, kendisinebir sevap yazılır. Yaparsa on sevap yazılır.Kim de bir kötülük yapmak ister de yapmazsa, ona hiçbirşey yazılmaz. Yaparsa bir tek günah yazılır”(Müslim, Îmân 259).
  • 71. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “MAĞARAYA SIĞINAN ÜÇ ADAMIN HİKAYESİ”Hadisten Öğrendiklerimiz1. Bir iyilik yapmak isteyip de yapamayana bir iyilik sevabıyazılır. Çünkü bir iyiliği yapmayı arzu etmek, onu yapmak içinilk adımı atmak demektir.2. Bir kötülük yapmak isteyip de Allah’tan korktuğu için bundanvazgeçene bir iyilik yapmış gibi sevap yazılır. Çünkü yapmayakarar verdiği kötülükten dönmek iyi bir şeydir. Zira iyiliğinkarşılığı iyiliktir.3. Allah Teâlâ hatırdan geçen kötü bir düşünce yüzündenkulunu hesaba çekmez. Önemli olan bu düşüncenin bir kararve kesin niyet haline dönüşmemesidir.4. Bir iyiliğe kat kat sevap verildiği halde, bir kötülüğe sadecebir günah yazılır. Böyle bir imkân İslâm’dan başka hiçbir din vesistemde yoktur.
  • 72. ‫”‪“Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER‬‬ ‫”‪“Bİ R İ NSAN MALININ NE KADARINI SADAKA VEREBİ Lİ R‬‬ ‫أه ب ن ع د من ف ن ز ة‬ ‫7- َ َنْ أبي ِسْ َا َ سعْ ِ بْ ِ أبي َ ّا ٍ َالك بن ُ َيْ ِ بْ ِ َبْ ِ َ َا ِ بْ ِ ُهر َ‬ ‫وق ص م‬ ‫إ حق د ن‬ ‫وع‬ ‫بْ ِ ِل ِ بْ ِ ُ ّ َ بْ ِ كعْ ِ ب ِ ُؤ ّ الْ ُر ِ ّ ال ّ َ ِ ّ ر ِي ا ُ َنْ ُ، َح ِ الْ َشرة‬ ‫ن ك ب ن مرة ن ب ن ل ى ق شي زهري ض ّ ع ه أ د ع‬ ‫ل‬ ‫ل صل ل عل ه‬ ‫الْ َشْهو ِ َهمْ ِالْ َ ّة ، ر ِي ا ُ َنْ ُم قال: » َا َ ِي رسو ُ ال َّى ا ُ ََيْ ِ‬ ‫ج ءن‬ ‫ض ّعه‬ ‫ل‬ ‫م د ل ب جن‬ ‫و َّم َ ُو ُ ِي َا َ َ ّة الْ َدا ِ ِنْ َج ٍ اشْت ّ ِي َ ُلْ ُ : يا ر ُول ا ِ ِ ّي َدْ بلغ‬ ‫ّ إن ق َ‬ ‫س ل‬ ‫سل يع دن ع م حج و ع م و ع د ب فق ت‬ ‫ِي ِن الْوج ِ َا َرى ، ََ َا ُو َا ٍ َ َ َر ُ ِي ِ ّ ابْن ٌ ِي ، َفَت َ ّق بثل َىْ‬ ‫وأن ذ م ل ول ي ثن إل ة ل أ أ صد ُُث‬ ‫عم ت‬ ‫ب م‬‫ماِي؟ َا َ: ل ، ُلْ ُ : فال ّ ُر َارس ُ َ ال ؟ فقا َ : ل، ُلْ ُ فال ُّ ُ يا رسول ا ّ؟‬ ‫ل‬ ‫ق ت ثلث‬ ‫ل‬ ‫شط ي ول‬ ‫قت‬ ‫ل قل‬‫قال: ال ّل ُ وال ُّ ُ ك ِي ٌ َوْ َ ِي ٌ ِ ّ َ ِنْ َذ َ َرثتك أغ ِيا َ َيْ ٌ ِن َنْ تذر ُمْ‬ ‫ه‬ ‫ن ءخرم أ‬ ‫ث ث ثلث ث ر أ كب ر إنك إ ت ر و‬ ‫عاَ ً َتك ّ ُو َ ال ّاس ، َِ ّ َ َنْ ُن ِق َ َق ً تبْت ِي ِ َا وجْ َ ال ِ ّ ُجرْ َ ََيْ َا َ ّى‬ ‫وإنك ل ت ف نف ة غ به ه إل أ ت عل ه حت‬ ‫لة ي فف ن ن‬ ‫ما َجْع ُ في امْ ََت َ َال: َقلْت: َا َ ُو َ ال ُ َّ َ َعْ َ َصْ َا ِي؟ َال: ِ ّك لن‬ ‫ي رس ل أخلف ب د أ ح ب ق إن‬ ‫رأ ك ق ف‬ ‫ت ل‬ ‫ُ َّ َ فتعْ َل َ َ ً َبْت ِي ِ ِ َجْ َ ال إ ّ ازْددْ َ ِ ِ َرج ً و ِفع ً ول َّك َنْ ُخّف‬ ‫ت به د ة ر ة عل أ ت ل‬ ‫ل‬ ‫تخلف م عمل ت غ به و ه‬ ‫ته ول‬ ‫َ َى ينْتف َ ب َ َ َوا ٌ َ ُ َ ّ بك آخ ُو َ. الّ ُ ّ َمْ ِ ِصْحابي هجْر َ ُم، َ َ‬ ‫ر ن لهم أ ض ل‬ ‫ع ك أق م ويضر‬ ‫حت‬ ‫ل صل ل‬ ‫ت ُ ّ ُمْ ََى َعْ َا ِهم، َكن الْبائ ُ سعْ ُ بْ ُ خـوَْ َ » يرْثى َ ُ رسو ُ ال َّى ا ُ‬ ‫له‬ ‫س د ن لة‬ ‫رده عل أ ق ب ل‬ ‫ََيْ ِ و َّم« َن َا َ بم ّ َ « متف ٌ عليه .‬ ‫ق‬ ‫عل ه سل أ م ت كة‬
  • 73. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER”“BİR İNSAN MALININ NE KADARINI SADAKA VEREBİLİR”7. Cennetle müjdelenen on sahâbîden biri olan Ebû İshâk Sa`dİbni Ebû Vakkâs radıyallahu anh şöyle dedi:Vedâ Haccı yılında (Mekke’de) yakalandığım şiddetli birhastalık dolayısıyla Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemziyâretime geldi. Ona:- Yâ Resûlallah! Gördüğün gibi çok rahatsızım. Ben zengin biradamım. Bir kızımdan başka mirasçım da yok. Malımın üçteikisini sadaka olarak dağıtayım mı? diye sordum.Hz. Peygamber:- “Hayır”, dedi.- Yarısını dağıtayım mı? dedim. Yine:- “Hayır”, dedi.
  • 74. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER”“BİR İNSAN MALININ NE KADARINI SADAKA VEREBİLİR”- “Hayır, sen burada kalmayacaksın. Allah rızâsı için güzelişler yaparak yükseleceksin. Allah’tan öyle umuyorum ki,daha nice yıllar yaşayarak kimi insanlar (mü’minler)senden fayda, kimileri de (kâfirler) zarar görecektir.Allahım! Ashâbımın (Mekke’den Medine’ye) hicretinitamamla! Onları geri döndürüp hicretlerini yarım bırakma!Acınacak durumda olan Sa`d İbni Havle’dir” buyurdu.Bu sözleriyle Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, Sa`d İbniHavle’nin Mekke’de ölmesine üzüldüğünü ifade etti.Buhârî, Cenâiz 36, Vesâyâ 2, Nefekât 1, Merdâ 16, Daavât 43, Ferâiz 6 ;Müslim, Vasıyyet 5. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Ferâiz 3; Tirmizî, Vesâyâ 1;Nesâî, Vesâyâ 3; İbni Mâce, Vesâyâ 5
  • 75. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER”“BİR İNSAN MALININ NE KADARINI SADAKA VEREBİLİR”- Ya üçte birine ne buyurursun, yâ Resûlallah? diyesordum.- “Üçte birini dağıt! Hatta o bile çok. Mirasçılarınızengin bırakman, onları muhtaç bırakıp da halkaavuç açtırmaktan hayırlıdır. Allah rızâsınıdüşünerek yaptığın harcamalara, hatta yemekyerken eşinin ağzına verdiğin lokmalara varıncayakadar hepsinin mükâfatını alacaksın” buyurdu.Sa`d İbni Ebû Vakkâs sözüne devamla dedi ki:- Yâ Resûlallah! Arkadaşlarım gidipte ben kalacakmıyım? (burada ölecek miyim?) diye sordum.
  • 76. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER”“BİR İNSAN MALININ NE KADARINI SADAKA VEREBİLİR”Sa`d İbni Ebû VakkâsHazreti Sa`d, cennetlik oldukları Peygamber Efendimiztarafından müjdelenen on bahtiyar sahâbîden biridir. Kureyşkabilesinden ve Benî Zühre soyundandır. PeygamberEfendimiz’in annesi Hz. Âmine de Benî Zühre’ dendi. Busebeple Efendimiz Sa`d İbni Ebû Vakkâs’a “Benim dayımdır”derdi.Onun İslâmiyet ile ilk şereflenen sahâbîlerin beşincisi veyayedincisi olduğu söylenir. Müslüman olduğu zaman daha onyedi yaşında bir delikanlıydı. Bu hâlini “Müslüman olduğumdayüzümde henüz tüy yoktu” diye anlatmıştı. Onun bir özelliği deAllah yolunda ilk ok atan ve ilk kan döken kimse olmasıdır.İlk kan dökmesi olayı şudur:
  • 77. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER”“BİR İNSAN MALININ NE KADARINI SADAKA VEREBİLİR”Sa`d radıyallahu anh İslâmiyet’i kabul ettiği zamanmüşriklerden biri ona hakaret etti. O da bir devenin çenekemiğini kaptığı gibi adamın başını yardı. Allah yolunda yeredüşen ilk kan bu oldu. Uhud Gazvesi’nde düşmana bin ok attı.Bu savaşta Resûl-i Kibriyâ Efendimiz ona bir yandan okveriyor, bir yandan da:-“Anam, babam sana fedâ olsun, ey Sa`d! At!” buyurarakkendisini destekliyordu. Bütün savaşlarda Hz. Peygamber’inyanından ayrılmadı ve onun daha nice hayır dualarını aldı.Onun başarılarını artıran Fahr-i Cihan Efendimiz’in:-- “Yâ Rabbî! Okunu doğrult ve duasını kabul et!” şeklindekiniyâzlarıdır. Bu sebepledir ki, Hz. Sa`d attığını vurur, Cenâb-ıHakk’a arzettiği dualar kabul edilirdi. Bunu bilenler onunbedduasını almaktan korkarlardı.
  • 78. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER”“BİR İNSAN MALININ NE KADARINI SADAKA VEREBİLİR”Resûl-i Ekrem’in hadîs-i şerîfte haber verdiği mûcizegerçekleşti ve nice ülkeler onun eliyle fethedilerek İslâm diyârıoldu. İran fâtihlerinin ilki, Kâdisiyye Savaşı’nın başkumandanıve Kûfe’nin kurucusu o idi. Daha sonra Kûfe valisi oldu.Hz. Ömer, kendisinden sonraki halifeyi seçecek altı kişilikheyette Sa`d’ı da görevlendirdi. Sa`d İbni Ebû Vakkâs, Hz.Osman şehid edildikten sonra bir köşeye çekildi ve hiçbir olayakarışmadı. Onun bu tutumunu Hz. Ali şöyle değerlendirmişti:- Sa`d ile Abdullah İbni Ömer’in bu tarafsız davranışları çokyerindedir. Bu olaylarda bir köşeye çekilmekte günah varsa,herhâlde o günah küçüktür. Sevap varsa, o da şüphesiz çokbüyüktür.
  • 79. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER”“BİR İNSAN MALININ NE KADARINI SADAKA VEREBİLİR”Sa`d İbni Ebû Vakkâs seksen yıldan fazla bir hayat sürdü.Hadîs-i şerîfte anlatılan olayın meydana geldiğinde sadece birkızı olmakla beraber, sonraları birkaç defa evlendi ve birçokçocuğu oldu. Nihayet hicretin 55. yılında Medine’de hastalandı.Vefatının yaklaştığını hissedince, sakladığı eski bir abayıgetirterek:- Benim kefenim bu olsun. Zira Bedir Gazvesi’nde düşmanlarlaçarpışırken üzerim de bu cübbe vardı. Şimdiye kadar onu bumaksatla saklamıştım, dedi. Aşere-i mübeşşere’den en sonvefat eden o oldu.Rivayet ettiği 215 hadisin 115 tanesi hem Buhârî’nin, hem deMüslim’in Sahîh’lerinde yer aldı.Allah ondan razı olsun.
  • 80. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER”“BİR İNSAN MALININ NE KADARINI SADAKA VEREBİLİR”AçıklamalarHadisimizde anlatılan olayın geçtiği Vedâ Haccı,hicretin onuncu yılında yapıldı. Bundan üç ay kadarsonra da Sevgili Efendimiz Mevlâ’sına kavuştu.Hadîs-i şerîfte, bir kimsenin malının ne kadarını Allahrızâsı için dağıtılmak üzere vasiyet edebileceğianlatılmaktadır. Görüldüğü üzere çocukları ve yakınmirasçıları bulunan bir kimse, malının üçte birindenfazlasını dağıtılmak üzere vasiyet etmeyecektir. Uzakyakın hiçbir mirasçısı bulunmayan kimsenin, malınınüçte birinden fazlasını vasiyet edip edemeyeceğitartışmalıdır.
  • 81. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER”“BİR İNSAN MALININ NE KADARINI SADAKA VEREBİLİR”Hanefîler ile Mâlikîler mirasçısı bulunmayankimsenin bütün malını vasiyet edebileceğinisöylemişler; öteki mezhep imamları damirasçısı olmayanın mirasçısı beytülmâldirdüşüncesiyle bu görüşe karşı çıkmışlardır.Şayet mirasçılar, malın üçte birinden fazlasınınvasiyet edilmesine itiraz etmezlerse, üçtebirden fazlasını dağıtmakta hiçbir sakıncayoktur.
  • 82. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER”“BİR İNSAN MALININ NE KADARINI SADAKA VEREBİLİR”Ameller yâni yapılan işler niyete göre değer kazanırsözü, çoğu zaman organlarımızla yaptığımız işlerikapsar. Yoldaki bir taşı, insanlara zarar vermesindüşüncesiyle ve sevap kazanmak ümidiyle kaldırıpatmak bir ibadet sayılır. Birinin malını meşrûolmayan yollardan elde etmeye karar vermişken,Allah korkusuyla bu düşünceden vazgeçmek de aynışekilde sevap kazanmaya vesile olur.Kalbden geçen düşünceler, iyi niyete dayandığızaman Allah katında değer kazanır. Bu esnadakalbin uyanık ve şuurlu olması gerekir.
  • 83. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER”“BİR İNSAN MALININ NE KADARINI SADAKA VEREBİLİR”Görüldüğü üzere Peygamber Efendimiz, varlıklı birkimsenin malını hibe ve vasiyet ederken ölçülüdavranmasını tavsiye etmektedir. Zengin bir kimseninbütün malını fakir fukaraya dağıtması, ilk bakıştacâzip ve imrenilecek bir davranış gibi görülebilir.Fakat bir aile servetinin tamamen elden çıkmasına yolaçan bu aşırılık, mirasa muhtaç olan birçok kimseninzor durumda kalmasına sebep olabilir. İşte bunun içingüzel dinimiz mirasçının elini tutmuş, ona en uygundavranışı tavsiye etmiş, geride kalanları düşünmeyi,onları kimseye muhtaç etmemeyi öğütlemiştir.
  • 84. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER”“BİR İNSAN MALININ NE KADARINI SADAKA VEREBİLİR”Sa`d İbni Ebû Vakkâs’ın malını Allah rızâsı içinharcamak istemesi, Peygamber Efendimiz’in de bunabelli şartlarda izin vermesi, varlıklı kimselerin dahahayatta iken iyilik yapmaları gerektiğini göstermektedir.Çünkü o serveti dişiyle tırnağıyla kazanan adamınölümüyle birlikte mirasçılar genellikle hayır yapmamakta,ellerine geçirdikleri o hazır malı har vurup harmansavurarak harcayıp tüketmektedir.
  • 85. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “AMELLER Nİ YETLERE GÖREDİ R” Hadis-i Şerifİnsan aklı başındayken ve malının üzerinde istediği tasarrufuyapmaya sahipken onu en uygun yerlere harcamalı ve âhiretinidaha dünyadayken yapmaya bakmalıdır. Bununla beraber yakınmirasçılar daima gözetilmeli, onların iyiliği düşünülmeli ve kimseyemuhtaç olmamaları sağlanmalıdır.Hayır ve iyilik yapmanın çok çeşitli yolları bulunduğuna işaret edenPeygamber Efendimiz, buna bir misâl vermek istemiş, misâli deüzerinde her zaman önemle durduğu bir konudan seçmiştir:İnsanın hayat arkadaşı olan hanımıyla hoşca geçinmesi.Eşiyle iyi geçinmeye çalışan kimse hem hayat arkadaşını mutlueder, hem de kendisi mutlu olur. 294 numaralı hadiste tekraredileceği üzere yemek yerken eşini sevindirmek için onun ağzınaverilen lokmayla bile hayır ve iyilik yapılmış olur.
  • 86. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER”“BİR İNSAN MALININ NE KADARINI SADAKA VEREBİLİR”Aile huzurunu sağlamak için yapılan benzeri davranışlar,başkalarına ne kadar basit ve önemsiz gelirse gelsin, Allahrızâsını kazanmak niyetiyle yapıldığı takdirde nafile bir ibadetsayılır ve insana sevap kazandırır. Böylece niyet ve ihlâsın önemibir kere daha ortaya çıkmaktadır. Aile fertlerini geçindirmek içinuğraşıp didinen kimse önemli bir görevi yapmış, bir sorumluluktankurtulmuş olur. Bu işi yaparken bir de Allah rızâsını kazanmayıdüşünmüşse, hem vazifesini yapmış hem de sevap kazanmışolur.Hadîs-i şerîfin sonunda görüldüğü üzere Sa`d İbni Ebû VakkâsPeygamber Efendimiz’e özel bir soru sordu: Siz ashâb ileMedine’ye döneceksiniz de ben burada ölüp kalacak mıyım? Benbu şehirden Medine’ye Allah rızâsı için hicret etmiştim; şimdiburada ölüp kalırsam hicret sevabını yitirmiş olur muyum? diye
  • 87. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER”“BİR İNSAN MALININ NE KADARINI SADAKA VEREBİLİR”Resûl-i Ekrem Efendimiz Sa`d’ın ölüp ölmeyeceğini elbettebilemezdi. O esnâda Allah Teâlâ Resûlü’ne bu sorunun cevabınıbildirdi. Nebiyy-i Muhterem Efendimiz de Sa’d’ın bu hastalıkyüzünden ölmeyeceğini, daha nice güzel hizmetler yapacağınısöyleyerek bir mûcizeyi gerçekleştirmiş oldu. Nitekim Hz. Sa`d buolaydan sonra 45 yıl daha yaşadı. İslâm’a ve müslümanlara pekçok hizmet etti.Şunu iyi bilmek gerekir ki, Peygamber Efendimiz’in geleceğedönük haber vermesi, onun gaybı bildiği anlamına gelmez. Cinsûresinin 26. âyetinde belirtildiği üzere görünmeyen âleminsırlarını sadece Allah Teâlâ bilir ve bu sırlardan dilediğikadarını peygamberine bildirir.
  • 88. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER” “BİR İNSAN MALININ NE KADARINI SADAKA VEREBİLİR”Resûlullah Efendimiz’in “Acınacak durumda olan Sa`dİbni Havle’dir” buyurduğu bu zât, önce Habeşistan’a,sonra Medine’ye hicret etmiş, Bedir, Uhud ve HendekGazveleri başta olmak üzere birçok savaşa katılmış birsahâbîdir. Vedâ haccı sırasında Mekke’de vefât etmiştir.Sahâbîler, Allah rızâsı için terkedip gittikleri bir yere geridönüp orada ölmeyi doğru bulmazlar, hicret ettikleriyerde ölmeyi arzu ederlerdi. Sa`d İbni Ebû Vakkâs’ınMekke’de ölüp kalacak mıyım? diye sorması üzerine,Efendimiz onun adaşı olan ve bir müddet önce Mekke’devefât eden Sa`d İbni Havle’yi hatırladı ve kaybettiği bazısevaplar dolayısıyla onun adına üzüldü.Resûl-i Ekrem’in Hz. Sa’d’ı ziyareti 917 numara ile tekrar gelecektir.
  • 89. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER”“BİR İNSAN MALININ NE KADARINI SADAKA VEREBİLİR”Hadisten Öğrendiklerimiz1. İyi niyetle yapılan işler insana sevap kazandırır. Allahrızâsı gözetilerek aile fertlerine yapılan harcamalar vehatta bu düşünceyle yapılan şakalaşmalar nâfile ibadetsayılır.2. Peygamber Efendimiz hastalanan sahâbîlerini ziyaretederdi.3. Hastalık Allah Teâlâ’nın insanı deneme yollarındanbiridir. Bu sebeple hasta olan kimse hâlinden şikâyetetmemelidir.
  • 90. “Rİ YAZÜ’S-SÂLİ HÎN’DEN DERSLER”“BİR İNSAN MALININ NE KADARINI SADAKA VEREBİLİR”4. Meşrû yollarla zengin olmak, malını Allah yolundaharcamak, mirasçılarını ve yakın akrabalarını kimseyemuhtaç olmayacak durumda bırakmak iyi bir davranıştır.5. Hasta iken malın üçte birinden fazlası sadaka olarakdağıtılamaz, dağıtılması da vasiyet edilemez.Hastalanmadan önce ise üçte birle sınırlı kalmadanistendiği kadar harcanabilir. Ölümünden sonra geridefazla malı kalmayacak kimse hiç vasiyet etmemeli,herşeyini mirasçılarına bırakmalıdır6. Allah Teâlâ Peygamber Efendimiz’e ileride olacakbazı şeyleri haber vermiş, o da bunlardan uygungördüklerini ashâbına bildirmiştir.

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...