HZ. ISHAK(AS.) HAYATI ONUNCU BÖLÜM
HZ. ISHAK(AS.) ONUNCU BÖLÜM HZ. ISHAK(AS.) Hz. İshak (a.s.), Hz. İbrahim (a.s.)'ın ikinci oğlu olup annesi Sâre'dir. Hz. İsmail {a.s.)'dan onüç yaş küçüktür. Yahudi ve hıristiyanlarm ve aynı şekilde Benî İsrail peygamberlerinin atası olan Hz. İshak (a.s.), Kur'ân-i Kerim'de 16 âyette ismen zikredilmektedir.[1] Bu âyetlerde adı, babası Hz. İbrahim (a.s.), kardeşi Hz. İsmail (a.s.) ve oğlu Hz. Yakub (a.s.) ile birlikte geçmektedir. Bu âyetlerin tamamını Hz. İbrahim (a.s.) ve Hz. İsmail (a.s.) ile ilgili bölümlerde ele aldığımız için, tekrardan kaçınarak, burada ancak gerekli gördüğümüz âyetlere işaret etmek istiyoruz. Hz. İbrahim (a.s.) ile ilgili bölümde geçtiği gibi, Hz. İshak (a.s.)'m doğum müjdesini, Lût kavmini helake giderken Hz. İbrahim (a.s.)'e uğrayan melekler vermişti. Bu müjde, çok istediği halde gençliğinde dahi bir çocuk doğuramamış kısır bir kocakarı olan Sâre'yi hayrete düşürmüş, bu yüzden bir kahkaha atmasına sebep olmuştu. Ancak müjde Allah'tan geliyordu, bir mü'minin O'ndan ümit kesmesi mümkün değildi: "Andolsun şanıma ki, İbrahim'e de elçilerimiz müjde ile geldi ve 'Selâm!' dediler. O da, 'Selâm!' dedi ve durmadan gidip kızartılmış bir buzağı getirdi. Kızartılmış buzağıya ellerini uzatmadıklarını görünce onlan yadırgadı ve içinde onlara karşı bir korku duydu. Onlar, 'Korkma! Zîrâ biz Lût kavmine gönderildik!' dediler. İbrahim'in zevcesi de ayakta dinliyordu ve bunu duyunca güldü. Bunun üzerine ona İshak'ı müjdeledik. İshak'ın ardından da Ya'kub'u. 'Vay!' dedi zevcesi, 'Ben bir kocakarı, kocam da bir ihtiyar iken doğurabilir miyim? Gerçekten bu, çok şaşılacak bir şey!' Elçiler, 'Sen Allah'ın işine mi şaşırıyorsun? Allah'ın rahmeti ve bereketlen var üzerinizde ey ev halkı! Şüphe yok ki, O, övülmeye lâyık ve lütfü çok olandır.' dediler."[2] Doğacağının müjdelendiği diğer iki yerde, Hz. İshak {a.s.)'in alim bir insan olacağı bildirilmiştir.[3] Başka bir âyette ise, sâlih bir peygamber olacağı haber verilmiştir: aBir de onu, sâlihlerden bir peygamber olacak İshak ile müjdeledik. Onu ve İshak'ı bereketli kıldık. Lâkin her ikisinin neslinden iyi kimseler olacağı gibi, nefsine açıktan açığa zulmedenler de olacaktır.[4] Hz. İbrahim (a.s.)'a evlât olarak Hz. İshak (a.s.) ve onun oğlu Hz. Yakub (a.s.)'m verildiğini bildiren bir âyette ise, önce geçtiği gibi, peygamberliğin Hz. İbrahim (a.s.) evlâdına tahsis e-dildiği vurgulanmıştır.[5] Hz. İshak (a.s.)'dan bahsedilen diğer âyetlerde de, ona vahiy gönderildiği, sâlihlerden olduğu ve neslinin bereketli kılındığına işaret edilmiştir. Anlaşıldığı gibi Hz. İshak {a.s.) ile ilgili âyetler, sadece onun doğum müjdesi, alim oluşu, peygamberliği ve neslinden peygamberler geleceği hakkındadır. Onun yetişmesi, peygamberlik görevinin verilmesi ve bu görevi yürütmesi hakkında bir bilgi bulunmamaktadır. Bu konuda Tevrat tarafından verilen bilgiler ise özet olarak şöyledir: Vefatının yaklaştığım hisseden Hz. İbrahim (a.s.), kendisine son derece sâdık olan hizmetçisine, oğlu Hz. İshak (a.s.) için akrabalarından uygun bir kız bulmak üzere onların yanma Mezopotamya'ya gitmesini emreder. Bu maksatla Hârân'a giden hizmetçi, Hz. İbrahim (a.s.)'m kardeşi Nahor'un oğlu olan Betuel'in kızı Rebaka'yı (Refaka) görüp beğenir ve Hz. İbrahim (a.s.)'m vasiyetini de aktararak onu Hz. İshak (a.s.)'a ister. Teklif, Rabbin emri sayılarak kabul edilir ve hizmetçi Rebeka^ı Filistin'e getirerek Hz. İshak (a.s.)'ı onunla evlendirir.[6] Hz. İshak (a.s.) onunla evlendiği sırada 40 yaşındadır. Uzun bir süre çocuğu olmayan Rebeka ancak 20 yıl sonra gebe kalır ve ikiz oğlan doğurur. Bunlardan daha önce doğana Ays (Esav), öbürüne Yakub adı verilir. Ays büyüyünce amcası Hz. İsmail (a.s.)'m kızı ile evlenir ve onun soyu Rumları oluşturur. Hz. Yakub (a.s.) ise, babası Hz. îshak (a.s.)'m tavsiyesine uyarak, dayılarından Lâbân b. Nahor'un Lea ve Rahel isimlerini taşıyan iki kızı ile evlenir.[7] Babasının vefatından sonra Filistin ve Suriye yöresinde peygamberlik görevine getirilen Hz. İshak (a.s.) 180 yaşında vefat eder ve Halilurrahman (Hebron) şehrinde babasının yanına defnedilir Ehl-i Kitap alimlerinin Tevrat'a dayanarak kurban edilmesi emredilen oğulun İshak olduğu hakkındaki görüşünü, Hz. İbrahim (a.s.) ile İlgili bölümde geniş bir şekilde ele aldığımız için burada tekrar etmedik. Orada geçtiği gibi, bu bilgi doğru değildir; kurban edilmesi istenen oğul, İslâm alimlerinin ekserij'eti-nin kabul ettiği şekilde Hz. İbrahim (a.s.)'ın büyük oğlu Hz. İsmail (a.s.)'dır.[8] [1] Bu ayetler şunlardır: Bakara sûresi, 2/133,136,140; Âl-i Imrân sûresi, 3/84; Nisa sûresi, 4/163; En'am sûresi, 6/84; Hud sûresi, 11/71; Yusuf sûresi, 12/6,38; İbrahim sûresi, 14/39; Meryem sûresi, 19/49; Enbiya sûresi, 21/72; Ankebut sûresi, 29/27; Saffât sûresi , 37/112,113; Sâd sûresi, 38/45 [2] Hud süresi, 11/69-73. [3] Bu ayetler için bkz. Hicr süresi, 15/53; Zâriyât sûresi, 51/28. [4] Sâffât sûresi, 37/112-113. [5] Ankebut sûresi, 29/27. [6] Tekvin, 24/1-67. [7] Onun bu evliliği, Hz. Musa (a.s.) zamanına kadar iki kız kardeşi bir nikâh altında birleştirmenin caiz olduğu şeklinde izah edilmiştir. [8] Prof. Dr. İsmail Yiğit, Peygamberler Tarihi, Kayıhan Yayınları:296-298.