SAADET PARTİSİ YİK BAŞKANI Oğuzhan ASİLTÜRK
Değerlerimize aykırı adaya oy vermeyiz
08 Ağustos 2014 Cuma 00:00
Saadet Partisi Yik Başkanı Asiltürk, Önemli Açıklamalarda Bulundu…
Saadet Partisi YİK Başkanı Oğuzhan Asiltürk, cumhurbaşkanlığı seçimi ve İsrail’in Gazze’de uyguladığı vahşet ile ilgili değerlendirmeler yaptı. Asiltürk, Türkiye’nin İsrail’e yaptırımlar uygulaması gerektiğini söyleyerek, “İsrail’in her türlü ihtiyaçlarını bu iktidar karışılıyor. Ondan sonra da ‘çocukları öldürüyorsunuz’ diyorlar” dedi.
Asiltürk: “Erbakan Hoca’nın çok meşhur bir tabiri vardı; “Bunlar demokrasi derler ama demokrasi değil, demokratur diye bir şeyi taklit ederler.” Şimdi halk cumhurbaşkanını seçecek. Peki, cumhurbaşkanları adayları kim gösterecek? Halk göstermeyecek. Partiler de göstermeyecek. Meclis’te grubu olan partilerin milletvekilleri gösterecek. Niye birbirimizi aldatıyoruz. Şimdi normal olarak cumhurbaşkanını halk seçmiyor. Cumhurbaşkanını seçilmesini tespit edenlerin seçtikleri arasında halk tercih yapmak zorunda bırakılıyor. Bu halkın seçmesi değildir.”
Ankara Bürosu
Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Oğuzhan Asiltürk, gündemin iki konusu olan cumhurbaşkanlığı seçimleri ve Siyonist İsrail’in Gazze saldırılarıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda anti demokratik bir sürecin sürdürüldüğünü kaydeden Asiltürk, her partinin kendi adayını çıkarabileceği bir sistemin uygulamaya konulması gerektiğine dikkat çekti. Asiltürk, milletin iradesine saygı duydukları için sandığa gideceklerinin altını da çizerek, hiçbir adaya oy vermeyeceklerini açıkladı.
Halkın Önüne Zoraki Adaylar Konuluyor
Cumhurbaşkanlığı seçimlerini de değerlendiren Asiltürk “Erbakan Hoca’nın çok meşhur bir tabiri vardı; “Bunlar demokrasi derler ama demokrasi değil, demokratur diye bir şeyi taklit ederler.” Şimdi halk cumhurbaşkanını seçecek. Peki, cumhurbaşkanları adayları kim gösterecek? Halk göstermeyecek. Partilerde göstermeyecek. Halkı aldatmak için çeşitli yollar var. Grubu olan partilerin milletvekilleri gösterecek. Niye birbirimizi aldatıyoruz. Bizim birçok söylediklerimiz zamanında değerlendirilmese bile, bir zaman sonra halklı olduğumuz ortaya çıkıyor. Şimdi normal olarak cumhurbaşkanını halk seçmiyor. Cumhurbaşkanını seçilmesini tespit edenlerin seçtikleri arasında halk tercih yapmak zorunda bırakılıyor. Bu halkın seçmesi değildir.
Partiler Anayasa’ya göre, siyasetin temel unsurlarıdır. Partiler olmadan siyaset yapılamaz. Demokrasinin temel unsurları olacaklar ama seçime aday gösteremeyecek. Bu nasıl olur; Türkiye gibi bir memlekette olur. Bunun adı; demokrasi değil, demokraturdur. Partiler aday gösterirse, oyu millet verecek ama baştan “Milletin oy vermeyi isteyeceği kişileri istemiyoruz. Kendi seçeceğimiz adayları milletin önüne koyacağız. Kabul edersen et, etmezsen etme” anlayışı var.” değerlendirmesinde bulundu.
Bizim İstediğimiz; Adayı Halkın Seçmesi
Asiltürk konuşmasının devamında şunları söyledi: ”Hangi milletin cumhurbaşkanını seçiyoruz. O millet için kendi düşüncelerine göre adaylarını düzenleyenler diyor ki; “Sizin aklınız ermez, partilerde aday belirleyemez. Çünkü onların içerisinde milli görüşçüler var. Ahlaki ve manevi değerlere bağlı bir parti var. Bunun göstereceği aday sizin adayınız olacağı için onu da gösteremeyiz. Biz kendimiz adayları tespit ederiz. İster oy ver, istersen verme” deniliyor. Bu demokrasi değildir. Bizim savunduğumuz cumhurbaşkanı halkın hem aday göstermesi hem de seçmesidir. İleride bu olacak ve biz iktidarda olacağız Allah’ın izniyle. Bütün bu yanlışları da düzelteceğiz.
Bunun Adı Kandırmaca
Milletin seçimlere girmesi için kabul ettiği, Anayasa ve siyasi partiler kanunu da, “Bunlar seçime girerler, seçimde eğer birinci parti olurlarsa başbakan bile olurlar” diye kabul ediyor. Bu seçime giren partilerin aday göstermesini kabul etmiyorsun da cumhurbaşkanlığı için niye kabul etmiyorsun. İşte bizim demokrasimiz bu. Demokrasi falan değil bu; halkı kandırmacadır. Böyle bir şey dünya da yok. Bu milletin istediği inançlarına manevi değerlerine bağlı bir adayı gösteririz biz. Millette onu seçer, seçmezse ona bir şey demiyoruz. Ama burada aday gösterilmesi engelleniyor. YSK ilan ediyor şu kadar parti adaylara oy verebilir. Bunun manası; onlar adaylardan hangisini isterse cumhurbaşkanı olur ama onlar kendileri aday gösteremezler. Böyle bir demokrasi olmaz. Allah imkan verirde geçmişte olduğu gibi TBMM’de temsil edilecek hale gelirsek, biz oraya girdiğimiz zaman bütün yanlışlıklar önleniyor. Geçmiş dönemde böyle oldu.”
Adayların Kişiliği Bizi İlgilendirmez, İcraatlara Bakarız
“Biz adayların kişiliği ile ilgili değiliz” diyen Asiltürk Asıl burada önemli olan devletin idaresine geldiği zaman inançları nedir, uygulamaları nedir? Adaylardan üçü de şuandaki dış politikaya benimsemiş durumdalar. Biz AB’yi girmek için yıllardır kapısında nöbet bekliyoruz. Bunlar bize emir veren bizi elli sene bekleten bir topluluğun kapısında bekleyecekler. Biz böyle bir cumhurbaşkanı adayına oy vermeyiz. Bu kişisel bir mesele değil. Ayrıca dış politikada Türkiye, Batının uydusu haline gelmiş bir ülke konumunda. Hâlbuki Türkiye o kadar önemli bir konuma sahip” ifadelerini kullandı.
Biz Onlara da Akıl Veririz
Asiltürk konuşmasında şu hususlara da dikkat çekti: “Dünyada iki tane kutuplaşma var. Birisi; Amerika, İsrail ve etrafındakiler. Diğeri ise; Rusya, Çin ve Şanghay Beşlisi. Bizim menfaatimiz bir yere yaranmak değildir. Bizim menfaatimiz konumumuz itibariyle, birisine teslim olmadan ilişki kurmaktır. Dış politika bakımından biz adayların hiçbirine oy veremeyiz. Biz toplumun ahlaki, manevi değerlerine inançlarına bağlı olan bir insanı cumhurbaşkanı görmek isteriz. Öyle görünenleri değil. Bu durumda biz mevcut adayların hiçbirine oy vermeyeceğiz ancak sandığa gideceğiz. Neden mi? Bizim ve bizim gibi düşünenlerin sandığa gitmemesi halinde seçmen sayısının çok daha altında bir seçmen sandığa gitmiş olacak. Onların geçerli oyları alınacak. Cumhurbaşkanı birinci turda seçilemeyecek öyle sanıyorum. Bu durumda çok az oyla da ikinci turda cumhurbaşkanı seçilebilir. Cumhurbaşkanı demek; hangi inançta olursa olsun cumhurun adıdır. Cumhur; toplumun adıdır. Nutuk atarken “Şöyle yaparız, böyle yaparız” diye reklamlarda ne yaparlarsa yapsınlar ama gerçeği değiştiremezler. Biz bu durumu düzeltmek istiyoruz. Darılmasınlar kendilerin düzeltmeye akılları yetmiyorsa, biz onlara bu akılları veririz.
Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinden Sonra Gerilimler Devam Edecek
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra gerilimler devam edecek. Bir grup diyeceki; “Bu benim cumhurbaşkanın değil.” Oy başka bir şeydir. Bir partinin tabanı başka bir şeydir. O taban Türkiye’de çoğunluk olabilir ama diğerlerin temsil edilmesi nasıl olacak? Türkiye’de sınırlı bir kesimin seçtiği cumhurbaşkanı olacak. Biz bazı şeyleri millet uyanmadan söylüyoruz. Bizim söylediklerimiz ortaya çıkınca da “Milli Görüşçüler demişti” diyorlar. Bu konuda devamlı bir şey söylememiz lazım. Bizim elimizden gelen yanlışlıkları söylemektir. Biz iktidar olsak Gazze’de böyle bir şeyin yapılması mümkün değil ama şimdi her gün birçok insan ölüyor ve Amerika’da onları destekliyor. Bizim iktidarımızda Amerika’yla ortak. Hafızaları çatlatacak ölçüde büyük yanlışlık var. İsrail bütün bunları yapıyor. Bizim ticari ilişkilerimiz de artarak devam ediyor. Hatta bakanların ve önemli noktada olanların söyledikleri şeyler var ki insan hayret ediyor. Bu uygulama yapılırken Başbakanın aleyhte konuşmasının hiçbir anlamı olmaz. Gazze’deki insanları vuranların benzin ihtiyacını Türkiye karşılıyor. Bu iktidar karşılıyor. İsrail’in her türlü ihtiyaçlarını bu iktidar karışılıyor. Ondan sonra da “Çocuklarını öldürüyorsunuz” diyorlar. “