21 Haziran 2014

VEFK NEDİR

VEFK

EUZUBİLLAHİMİNEŞŞEYTANİRRACİM BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Bu Web Sayfası herhangi bir kitapta bulunan Vefkin yapılabilmesi için gereken bütün bilgileri içerir, ziyaretçisine Vefki nasıl yapacağını adım adım gösterir ve öğretir.
Ziyaretçiden Ricam Şudur.
Size bu bilgileri karşılıksız veren kardeşiniz UĞUR PORDOĞAN ' a, Arapça Metinlerin temizlenip hazırlanmasını sağlayan OSMAN ER' e ve bana bilgisayarı tanıştıran BÜLENT BÖLAT' a bildiğiniz en güzel duayı ederek bu sayfadan yararlanınız ve elinizden geldiği kadar bizi tüm dualarınızda anınız.  kaynak:http://www.vefkilimleri.com/

VEFK: ANA SAYFA

alt 
Allah(CC) bir Ayet-i Kerime'de :
undefined
“Ben cinleri ve insanları, ancak beni tanıyıp ibadet etsinler diye yarattım”

Bir Kutsi Hadis'te ise :
alt
“Ben gizli bir hazine idim. Bilinmek, tanınmak istedim, bunun için mahlukatı yarattım” demiştir.

Allah(CC) insanı kendi katında 5 Saf özellikten yarattı bunlar, Kalp, Ruh, Sır, Hafi, ve Ahfa adı verilen özelliklerdir. Bu özelliklere sahip insanlar, Cenab-ı Hak'ta bulunan sonsuz Kemal ve Cemal sıfatlarını ve bunların tecellilerini “Esma-ul Hünsa” tabir edilen güzel isimlerinin cilvelerini, gizli ve nihayetsiz rahmet hazinelerini gördüler. Allah(CC) daha sonra yarattığı tüm insanlara “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” diye sordu ve tüm insanlar bir ağızdan “Evet sen bizim Rabbimizsin” dediler. Bunun üzerine Allah(CC) insanların sözünde durup durmayacaklarını imtihan etmek için onları dünyaya indirmeyi diledi.
Allah'a(CC) iman ediyorum ve onun birliğini kabul ediyorum demek bir iddiadır ve her iddia sahibi sınanır. Bu sınamanın bir bölümü de insanın karşılaştığı kötü durumlar, belalar ve musibetlerdir. İnsanın bu gibi durumlarda isyan etmemesi ve her şeyi Allah'tan(CC) bilmesi sınavda başarılı olmasının birinci adımıdır, ikinci adımı bunlara sabır, üçüncü adımı ise duadır.
Allah(CC) Kuran-ı Kerimdeki birçok Ayet-i Kerime'de bizi sınayacağını söylüyor “Yoksa siz, sizden önce geçenlerin durumu başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Onlara öyle yoksulluk ve sıkıntı dokunmuştu, öyle sarsılmışlardı ki, nihayet peygamber ve onunla birlikte inananlar: Allah'ın(CC) yardımı ne zaman? diyecek olmuşlardı. İyi bilin ki Allah'ın(CC) yardımı yakındır” Başka bir Ayet-i Kerime'de “Hiç sınanmadan bırakılacaklarını mı sandılar andolsun Biz, onlardan öncekileri sınadık. Elbette Allah(CC) sınayıp doğruları bildirecek, yalancıları bildirecektir” Yine bir Ayet-i Kerime'de “Kendilerinin her yıl bir iki defa sınandıklarını görmüyorlar mı? Yine de tövbe etmiyor, öğüt almıyorlar” Son bir Ayet-i Kerime'yi örnek vererek konuya nokta koyalım “Andolsun sizi, korku, açlık, mallarınızdan, canlarınızdan ve ürünlerinizden eksiltmek gibi şeylerle deneriz, sabredenleri müjdele“
İnsan, Allah(CC) katındaki 5 Saf özelliğiyle dünyada yaşamaya elverişli değildi, bundan dolayı 5 Saf özellik, Allah'ın(CC) sonsuz kudretiyle, dünyevi 5 maddi özelliğe çevrildi bunlar; Nefis, Ateş, Hava, Su ve Toprak'tır.
İnsanın dünyadaki görevi önce Allah'ı(CC) tanımak, birliğini kabul etmek, O'nun yardımı ve şahsi çabalarımız ile 5 Maddi özelliğimizi, asıl olan 5 Saf özelliğe çevirmektir. O'nu tanır ve bu değişimi dünyada gerçekleştirebilirsek bu bizim için en hayırlı olandır, Cennet'le ödüllendiriliriz. O'nu tanır ama bu değişimi tam olarak dünyada gerçekleştiremezsek, eksik kalan değişim ya Allah(CC) affı ile ya da Cehennem'de tamamlanabilir ve tamamlandıktan sonra Cennet'le ödüllendiriliriz. O'nu hiç tanımaz, değişim için bir caba sarf etmezsek, sonumuz ebedi olarak Cehennemdir.
Allah(CC) insanı bu değişikliği gerçekleştirebilecek kabiliyette yaratmıştır. Kuran-ı Kerim'de Adem'in(AS) yaratılışıyla ilgili Ayet-i Kerime'lerde, Allah(CC) “Ben yeryüzünde bir halife atayacağım” demişti. Melekler de “Orada bozgunculuk yapmakta, kan dökmekte olan birini mi atayacaksın, oysaki bizler seni hamd ile tesbih ediyoruz, seni kutsayıp yüceltiyoruz” dediler. Allah(CC) “Şu bir gerçek ki, ben sizin bilmediklerinizi bilmekteyim” dedi ve Adem'e(AS) isimlerin tümünü öğretti. Ayet-i Kerime'lerin devamında Allah(CC) Meleklerden Adem'e(AS) ihtiram secdesi yapmaları istenir, iblis kibirlenir ve secde etmez ve kafirlerden olur, ondan başka bütün melekler Adem'e(AS) secde ederler. İblis'in anlamadığı konu, insanın bu değişim kabiliyeti idi.
Meleklerin yaratılışları itibari ile nefisleri yoktur, sadece Allah(CC) tarafından kendilerine verilen görevleri yerine getirirler, Allah'ı(CC) ya zikir ve tesbih ederler ya da kendilerine verilen görevleri aksatmadan yerine getirirler, bunların karşılığı olarak Allah'ın(CC) katında derecelerinde bir değişiklik olmaz. İnsan ise ibadetleri ve hizmetleri karşılığı derecelerini yükseltebilir ve Allah'a(CC) meleklerden daha fazla yaklaşabilir, hizmet etmeyerek, derecesini aşağıların aşağısına da indirebilir. İşte bu özelliğinden dolayı Allah(CC) Adem'in(AS) zatında insana meleklerin bilmediği isimlerin tümünü öğretti ve meleklere ihtiram secdesi yaptırttı.
Allah(CC) Kainatta bu değişim için gereken bütün maddi ve manevi ortamı hazırlamıştır. Bu ortamda insanlardan başka bir çok varlık yaratmıştır, bunlar Ruhaniler ve Cismaniler'dir.
Ruhaniler : Melekler, Cinler ve Şeytanlardır.
Cismaniler : İnsanlar, Hayvanlar, Bitkiler ve Cansızlardır.
Manevi yardım olarak Peygamberler ve Kutsal Kitaplar göndermiştir, yaratılan her şey Allah'ın(CC) emriyle insanın bu değişimi gerçekleştirmesine yardımcı olmaktadır. Kutsal kitaplar, bu değişimin nasıl gerçekleştirileceğinin teorik yollarını göstermiştir. Peygamberler, bu değişimin nasıl gerçekleştirilebileceğinin hem teorik, hem de pratik yollarını öğretmiştir. Hayvanlar, bitkiler ve cansızlar insanın hayatta kalması için gereken ortamı sağlamıştır. Melekler, bu ortamın devamlılığı için Allah'ın(CC) kendilerine verdiği vazifeleri yaparlar. Müslüman ve Salih Cinlerle beraber Melekler, insanlar kendilerinden maddi ve manevi yardım istedikleri zaman Allah'ın(CC) izniyle yardıma koşarlar. Şeytanlar, kafir cinler ve bunlara uyan kötü insanlar bu değişime engel olmak için ellerinden gelen bütün kötülüğü yapmaya çalışırlar, fakat bazen istemeden bu değişime olumlu yönde yardımcı olurlar. Kafir cinler, şeytanlar ve bunlara uyan kötü insanlar, insanlara kötü şeyler ilham ettiklerinde ya da kötülüğe sevk ettiklerinde, insanlar onlara karşı koyar ve Allah'ın(CC) yolundan ayrılmaz iseler dereceleri artar, böylece kafir cinler ve şeytanlar istemeden insana yardımcı olurlar.
İnsan, imtihan ve değişim için dünyaya indirildiği zaman Allah(CC) katında yaşanan tüm olaylar kendisine unutturuldu ve dünyada hayatını devam ettirebilmesi ve değişimi gerçekleştirebilmesi için kendisine 3 temel duygu verdi.
  1. İnsana menfaati ve faydası dokunan şeyleri elde etmesi için şehvet duygusu.
  2. İnsana zararı dokunacak şeyleri uzaklaştırması için gazap duygusu.
  3. Yararlı ve Zaralı şeyleri, iyiyi ve kötüyü ayırabilmesi için akıl.
Bu duygulara din vasıtasıyla belli bir sınır çizilse bile, yaratılıştan bir sınır konulmamıştır, yani insanın yaratılışı gereği istekleri hiç bitmez. Bir Hadis-iŞerif'te : “İnsanın bir vadi dolusu altını olsa, bir vadi daha ister. Onun gözünü sadece toprak doyurur” der. İnsan doyumsuzdur ve sadece ölürse istekleri biter demektir.
İnsan yine yaratılışı itibariyle acelecidir, sabretmeyi sevmez, istediği her şeyin hemen gerçekleşmesini ister. Sonsuz isteklerini gerçekleştirmek için her şeyi dener, çalışır çalışır ve sonunda dünya işlerine dalarak Allah'ı(CC) yaratılış sebebini ve dünyadaki görevini unutur. Halbuki dünyadaki her şeyle beraber insanın sahip olduklarını, istediklerini ve sahip olacaklarını yaratan ve insana veren Allah'tır(CC) İstediği bir şeyi elde etmek için bir çok sebebe sarılır, çabalar ama bazen en büyük ve en önemli sebep ve yardımı unutur. O'nun yardımını ve vaadini. Allah(CC) görevini tamamlaması için, halifesi olan insanı dünyaya gönderdiği zaman tüm Kainatı, kendi izniyle onun emrine verdi. Allah(CC) Bir Ayet-i Kerime'de “O, yeryüzünde olanların hepsini sizin için yaratandır” başka bir Ayet-i Kerime'de ise “Göklerde ve yerde ne varsa hepsini Allah'ın(CC) sizin hizmetinize sunduğunu, görünen ve görünmeyen nimetlerini size bolca verdiğini görmediniz mi?''der.
Biz bu büyük hazineyi ve yardımı kullanmayı unutmayalım, kısacası bitmez tükenmez bütün ihtiyaçlarımızı Allah'tan(CC) isteyelim, çünkü bizi O yarattı tüm ihtiyaçlarımızı karşılayacağını vaat etti ve biz onun kullarıyız.
Allah'ın(CC) yardımını dua ile elde ederiz. Dua eden insan önce şunu bilmeli, onu bir yaratan var, onun neye, ne zaman, ne kadar ihtiyacı olduğunu ondan daha iyi bilir. Bir habere göre Allah(CC) şöyle der “Ey Ademoğlu, sen bir şey murad edersin, ben de murad ederim ve ancak benim murad ettiğim tahakkuk eder. Eğer sen benim muradıma teslim olursan, senin muradını sana veririm. Eğer benim muradım hususunda benimle münazaa (mücadele, çekişme) edersen, senin muradını başına geçiririm. Sonra yine benim muradım tahakkuk etmiş olur” İnsan bunu tam idrak ederek, içinde bulunduğu durumu yaratanın Allah(CC) olduğunu bilmeli, ona verilen her şeye şükretmeli ve ihtiyacını Allah'a(CC) ısrarla arz etmelidir. Allah(CC) bir Ayet-i Kerime'de şöyle buyurmaktadır “Kullarım sana benden sorarlarsa ben yakınım, gerçekten çok yakınım. Dua edenin çağrısına, bana çağırıp yakardığı anda cevap veririm. Hadi onlar da bana karşılık versinler, bana inansınlar ki doğruyu ve iyiyi bulabilsinle” Başka bir Ayet-i Kerime'de “Kim Allah'tan(CC) korkarsa, Allah(CC) ona bir çıkış yolu ihsan eder ve ona beklemediği yerden rızk verir. Bir Hadis-i Şerif'te ise Peygamber Efendimiz şöyle söylüyor “Kim Allah'tan(CC) devamlı olarak af dilerse Allah(CC) onun için, her darlıktan çıkacak bir yol ve her üzüntüden kurtaracak bir sebep gösterir ve onu beklemediği bir taraftan rızıklandırır”
Dua, Allah'a(CC) yöneliş, niyaz ve yalvarıştır. Dua kulluğun ruhudur ve halis bir imanın sonucudur. Dua eden insan, bütün Kainata hükmeden birinin varlığını kabul ediliyor, küçük büyük tüm yakarışları, duaları duyduğunu kabul ediliyor, küçük büyük bütün işleri gördüğünü kabul ediliyor. Bütün yaratıkların halinden, durumundan haberdar olan, bütün Dualara yakarışlara cevap veren ve yarattıklarını dünyada yalnız bırakmayan birinin varlığını kabul ediliyor ama ne yazık ki insanlar yaşadıkları olayları ya da başlarına gelen iyi veya kötü şeyleri bela ya da mükafat olarak değerlendirmekte çok acele ederler. Bir Ayet-i Kerime'de “Belki de hoşunuza gitmeyen bir şey sizin için daha hayırlıdır. Belki hoşunuza giden bir şey de sizin için daha kötüdür. Allah(CC) bilir, siz bilmezsiniz” Yine bir Hadis-i Şerif'te ise “İçinizden birinin ayakkabısının bağı kopsa, onun için Allah'a(CC) dua etsin. O da başa gelen musibetlerden birisidir” der. Başka bir Hadis-i Şerif'te “Mümin'e isabet edip de onun hoşlanmadığı her şey musibettir”
Bazı insanlar karşılaştıkları problemler ve sıkıntıların ağırlığına dayanamaz, umutsuzluğa düşerler hatta intihar ederler. Bu gibi insanlar şu ayeti bilmiş olsalardı belki hayatları değişecekti “Allah(CC), bir kimseye ne vermişse ancak onu yükler. Kimseye gücünün üstünde bir şey yüklemez. Allah(CC) bir güçlükten sonra bir kolaylık yaratacaktır” Yine şu da unutulmamalıdır, başa gelen her şey kendisinden önceki günahların sonucu ve temizleyicisi ve kendinden sonraki mükafatın başlangıcıdır.
Aslında önemli olan başa bela ve musibet gelmeden önlem almaktır, geldikten sonra şöyle ya da böyle bir çözüm bulunur çünkü Allah(CC) her şeyi çift yaratmıştır; siyah – beyaz, güzel – çirkin ya da hastalık ve deva. Bunlardan biri olmasaydı diğerini bilemezdik. En önemlisi başımıza gelen her şeyin bir imtihan olduğunu unutmamalıyız. Bela ve musibete uğramamak için alabileceğimiz önlemlerin bazıları şunlardır.
  1. Sadaka vermek.
  2. Dua etmek.
  3. İbadetlerimizi aksatmamak.
  4. Tövbe ederek Allah'a(CC) sığınmak.
  5. Bela ve musibetlere sabrederek Allah'a(CC) tevekkül etmek.
  6. Allah'ın(CC) tüm nimetlerine şükretmek.
  7. Allah'ın(CC) dinine hizmet etmek.
  8. Başkalarının başına gelen bela ve musibetlerden ders almak.
  9. İnsanlara zulmetmemek.
  10. Tevazu sahibi olmak, kibirli olmamak.
Şunu da unutmamak gerekir ki duaların kabulü istenilen şeyin kadere uygun olmasına bağlıdır, duada istenilen şey ilahi kadere uygun değilse, Allah(CC) o kulunun kalbine bir huzur ve rahatlık, göğsüne bir genişlik ve mevcut belaya tahammülünü kolaylaştıracak bir sabır verir. Ayrıca şuna da çok dikkat etmek gerekir, insanın başına bir bela ya da musibet geldiğinde isyan ederse Allah'ın(CC) fiillerini eleştirmiş, rahmetini suçlamış ve hikmetini beğenmemiş olur. Şikayet O'na olmalı, O'ndan olmamalı. Allah(CC) en büyük belaları önce Peygamberimize(SAV) daha sonra diğer Peygamberlerine, sonra velilerine, daha sonra sevdiği kullarına verir. Bunu sebebini Buda'nın bir sözüyle anlatayım, Buda diyor ki Elmas nasıl işlenmeden değer kazanmaz ise insan da acı çekmeden olgunlaşamaz. O bizim hiçbir zaman acı çekmemizi, üzülmemizi ve kötü bir şey yapmamızı istemez. Tam olarak sebep ve hikmetlerini anlayamasak bile bizim için en iyi olanı verir, ama o an insan bunu tam olarak bilemez. Kutsi bir Hadis-i Şerif'te Allah(CC) der ki “Benim ehli zikrim (beni daima zikir edenler) meclisimde bulunanlardır. Benim ehli ta'atim (emirlerime uyanlar) keramet ehlimdir. Benim ehli ma'siyetimi (günah işleyen kullarımı) umutsuz ve üzgün bırakmam. Tövbe ederlerse onların da sevgilisiyim. Eğer, tövbe etmezlerse, onların tabibi olurum. Onlara belalar müptela ederim ve ayıplardan pak ederim”
Peki hoşlanmadığımız bir durumda nasıl dua edeceğiz, onu da bir başka Hadis-i Şerif'ten öğreniyoruz. Hz Muhammed'in(SAV) mescidinin kandili sönmüştü, yeniden yakmak için ayağa kalkarken “Şüphesiz hepimiz Allah'tanız(CC) ve O'na geri döneceğiz” mealindeki ayeti okur. Arkadaşları bu ayetin bir bela ya da musibetle karşılaşınca okunduğunu bildikleri için O'na sorarlar “Ey Allah'ın elçisi, kandilin sönmesi gibi basit bir olay da bir bela, bir musibet midir?” O da cevap verir “Evet Mümin'e eziyet veren, onu üzen her şey, onun için bir musibettir” Söylediklerimizi teyid eden bazı Hadis-i Şerifler de şunlardır “Mümin kişiye bir ağrı, bir hastalık, bir üzüntü hatta ufak bir tasa isabet edecek olsa Allah(CC) onun sebebiyle Mümin'in günahından bir kısmını bağışlar“ “Kendisine baş ağrısı, acı veren bir diken veya benzeri bir şey isabet eden bir Mümin yoktur ki bu sebeple Kıyamette Allah(CC) onun derecesini arttırmasın ve bunu günahına kefaret kılmasın” Kuran-i Kerim'de Allah(CC) şöyle der “Ki onlara bir bela eriştiği zaman Biz Allah(CC) içiniz ve biz O'na döneceğiz derler. İşte Rablerinden bağışlamalar ve rahmet hep onlaradır ve doğru yolu bulanlar da onlardır” Bir Hadis-i Şerifte ise Peygamber Efendimiz şöyle söylüyor “Felaket anında okunmak üzere başka ümmetlere verilmeyen bir şey, benim ümmetime verildi Biz Allah(CC) içiniz ve O'na döneceğiz” Yani “İnna lillahi ve inna ileyhi raciun”
Bu da unutulmamalı ki başa gelen bütün kötü şeyler insanı Allah'a(CC) yaklaştırır. Hastalandığımız zaman hemen doktora gideriz ve tedavi olma yollarını ararız, yani çözümün olduğu mercie yaklaşırız, başa gelen belalarda ya da bela diye adlandırdığımız durumlarda da Allah'a(CC) yönelir Ondan yardım isteriz bu da bizi O'na yaklaştırır. Biz de Allah(CC) ile ilişkilerimizi gerektiği gibi kuvvetlendirirsek onun yardımı ile problemleri çözeriz, kuvvetlendirmezsek ise battıkça batarız ama battığımızın farkında olmayız, bu açıdan baktığımızda problemler insanlar için müthiş bir fırsattır. Yakınlığımızı arttırıp belirli bir konuma geldiğimizde o konumumuzu korumamız da gerekir. Peki bunu nasıl yapacağız? Nasıl yakınlığımızı arttıracağız? Biz bu duruma nasıl geldik? Nasıl Allah'tan(CC) uzaklaştık? Tüm bunları düşününce özgür irademizle aldığımız kararların sonunda bu duruma geldiğimizi görüyoruz, peki doğru kararları nasıl alcağız, doğru kararlar almak için gereken düşünce sistemini nasıl öğreneceğiz. Maddi alanlarda olduğu gibi manevi alanlarda da başarının anahtarı doğru kararlar almaktır. İnsanlar hayatları boyunca aldıkları küçük büyük tüm kararları belirli bir düşünce sistemini kullanarak alırlar. Küçük kararları alırken kullandıkları düşünce sistemini bilerek ya da bilmeyerek büyüklerinde de kullanırlar Bu düşünce sistemini oluşturan unsurlar, aile, eğitim ve çevredir, bu sistemi maddi ve manevi tüm kararlarımızda en önemlisi Allah(CC) ile aramızdaki ilişkide de kullanırız. Maddi veya manevi alanda ya da ikisinde de başarılı olmak için, insanla Allah(CC) arasındaki ilişkiyi bilmek ve belirli bir düşünce sistemine sahip olmak gerekir.
Allah(CC) kainatı, cinleri ve insanları yarattıktan sonra, yaratılmışlara kendisini Esma ül Hüsna'sı ve sıfatları ile tanıttı. Rahman ismi ile dünyada mümin ya da kafir ayırt etmeksizin herkesin rızkını veren olduğunu, Rahim ismi ile ise haşir ve karar gününde sadece müminleri affedecek olanın O olduğunu anlatır. Bütün isimler ve sıfatlar incelendiğinde ve üzerinde düşünüldüğünde ise şu anlaşılır: Her şeyi yaratan, her şeye sahip olan O'dur, yani maddi ve manevi alanda başarı için gereken her şeyin sahibi O'dur. Başarılı olmak için neye ihtiyacımız varsa O'nda, O bunları isteyene karşılıksız vermeye hazır çünkü O kendisinin Latif ve Kerim olduğunu söylüyor. O zengindir, zengin edendir. Her şey O'nda ve ne kadar güzel ki biz de onda olan her şeye muhtacız.
İnsan yaratılmışların en güzeli, en iyisi, Allah'ın(CC) yarattığı bir şaheser, bir seçilmiş, üzerinde titrenen, her şey emrine verilen, bunların karşılığında bedel istenilmeyen Allah'ın(CC) yeryüzündeki halifesi ve emanetçisi, onun başarılı olması için yer gök çaba gösteriyor, onun maddi ve manevi alanda başarılı olması için her gün adetsiz melekler çalışıyor ve yaratılıyor herkes üzerine düşen vazifeyi eksiksiz yerine getiriyor, güneş ben bugün doğmak istemiyorum demiyor ya da melekler biz bu gün grevdeyiz demiyorlar. Allah(CC) insanların imtihanı için gereken bütün ortamı hazırladıktan sonra insanları topladı ve sordu “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” İnsanlar da cevapladı “Evet sen bizim Rabbimizsin” dediler. Sonra Yaratan ve Yaratılan belli oldu, herkesin konumu belirlendi. Yaratan Rab, yaratılan Kul, Rab kuluna her şeyi, yaratılışını, yaratılışının nedenini anlattı, en önemlisi yaratılışının gereği olarak nasıl düşünmesi, nasıl davranması ve nasıl yaşaması gerektiğini anlattı, isimleri öğretti. Kul bütün bunlara tamam dedi, anladım dedi, sonra bu sınanmak istenildi, sınav için dünyaya gönderildi ve anlatılan her şey ona unutturuldu.
Allah(CC) cinleri ve insanları bu şekilde muhatap kabul etmesinin altında yatan neden onların özgür iradelerinin olması idi. İnsanlardan başka yaratılanların hepsi Melekler, hayvanlar ve diğer cansızların özgür iradeleri olmadığı için Allah'ın(CC) katındaki derecelerinde bir değişiklik olmaz ve Allah'a(CC) olan uzaklıkları sabittir nasıl yaratılmışlarsa öyledir. İnsanın derecesinin artması ise yaratılışının gereklerini yerine getirmesi ve yaratılışına göre davranmasına bağlıdır. Milyonlarca Lira verip aldığımız bilgisayarı gerektiği gibi kullandığımızda onun değerini anlar ve korunmasına özen gösteririz, işte böyle hayatımızı kolaylaştıran şeyleri severiz ve kendimize yakın tutarız. Bütün dünyayı tanımamıza yardımcı olan, bilgimizi ve dünya görüşümüzü geliştirmemize yarayan televizyonu kalkıp ta akvaryum olarak kullanırsak maddi olarak değerinden bir şey kaybetmez ama ondan gerektiği gibi yararlanamayız ve değeri bizim gözümüzde azalır bu da ona olan yakınlığımız ve sevgimizi öldürür ama ne zaman gerçek vazifesini yerine getirir ve imalat amacında kullanırsak tam tersi olur. Allah(CC)indirdiği kitapları, Peygamberleri ve Salih kulları vasıtasıyla insanların yaratılışları gereği nasıl davranmaları gerektiğini bize hatırlatıyor, tek yapmamız gereken verdiğimiz söze uymak, yaratılışımızın gereklerini yerine getirmek. Allah(CC) bizi seviyor, isteseydi tüm bunları bize hatırlatmazdı. O bizi gerçekten çok seviyor ama biz verdiğimiz sözü tutmuyoruz her şey bize zor geliyor, doğruyu ölünce anlayacağız, gözlerimiz o zaman açılacak.
Anne ve çocuk arasında ilişki Allah(CC) ile insan arasındaki ilişkinin bir yansımasıdır. Çocuk belirli bir yaşa geldiği zaman annesi ya da babası onun elinden tutar, okula götürür, sırasına oturtur, bundan sonra belirli saatlerde ve günlerde bu okula gelip eğitim alacağını söyler, iyi bir eğitimin gelecekteki hayatı için ne kadar önemli olduğunu anlatmaya çalışır, bunu anlamayan çocuk genelde ağlamaya başlar, okula gitmek istemez ama anne veya baba zorla da olsa onu okula gönderir çünkü onlar bunun doğru olduğunu bilirler ve hiçbir zaman çocuklarının kötülüğünü istemezler. Bu ve buna benzer birçok şeyi bize yapmamızı söylerler ve bunların çoğu bize zor gelir, çoğuna itiraz ederiz ama eninde sonunda onların dediği olur. Belirli bir yaştan ve eğitimden sonra ebeveynlerimizin hiçbir zaman bizim kötülüğümüzü istemediğini, bizden yapmamızı istedikleri şeylerin aslında bizim iyiliğimiz için olduğunu anlarız. Genelde hatalar yapar ve onların sözünü dinlemeyiz onlar da tabiri caiz ise yola getirmek için bazen bizi döverler, bizi sevmediklerini söylerler, bazen de bizim istediklerimizi yapmazlar ya da geç yaparlar. Bu gibi anlarda bile bizi sevdiklerinden kesin eminizdir. Bu ve buna benzer yollarla bizi yola getirmeye çalışırlar Allah(CC) da buna benzer yollar kullanır. Ebeveynler sahip oldukları her şeyi çocukları için harcarlar ve bunun için bir karşılık beklemezler, çocukların tek yapmaları gereken ebeveynlerini sevmek ve istemektir. Dikkat edin çocuklar ebeveynlerinin sözünden çıkmayıp onları sevdikleri zaman tüm kapılar sonuna kadar onlara açılır. Biz de çocukların anne ve babalarından bir şey istedikleri zaman kullandıkları stratejileri iyi gözlemlemeliyiz ve aynı tekniği kullanarak isteklerimizi Allah'tan(CC) istemeliyiz. Çocuk bir şeyi isteyeceği zaman önce ister verilmeyince yalvarır, ağlar, inler anne ve babasının ayaklarına kapanır ve daha bir çok şey yapar eğer istenilen şey ebeveynlerinin onun için hazırladıkları geleceğe uygunsa, onun hayrınaysa ve istenilen şey imkanları dahilinde ise istediğini alır. Şunu da unutmamak gerekir eğer anne veya babamız bir istediğimiz yerine getirebilecek durumda iken yerine getirmiyor ise muhakkak bu bizim hayrımıza değildir.
Bu ilişkiyi daha iyi anlayabilmek için Allah'ı(CC) daha iyi tanımamız gerekir, onun varlığına birliğine kesin ve şüphesiz inanmamız gerekir, bizi nasıl ve hangi özelliklerde yarattığını bilmemiz gerekir, emir ve yasaklarının ne anlama geldiğini bilmemiz gerekir. Emrettiklerini neden emretmiş, yasakladıklarını niye yasaklamış, tüm bunları anlamak için çalışmak gerekir. Bunları öğrenip tatbik ettikten sonra, gerekenleri yapıp istediklerimizi Rabbimizden gönül rahatlığı ile isteyebiliriz ve Rabbimiz isteklerimizi inşallah geri çevirmeyecektir. Allah'ın(CC) tüm emir ve yasakları akla uygundur ve tüm bu emir ve yasaklar insanın imtihanında başarılı olması için konmuştur. İmtihan özgür irade ile Allah'ı(CC)tanımak idi her şey bize unutturulacak ve özgür irade kullanılarak dünyaya ait beş özelliği çalışarak asıl 5 saf özelliğe dönüştürüp Allah'a(CC) ulaşılacak, insan saf işte, imtihanı kabul etti.
Şöyle düşünelim, tüm sokaklarda bir toplantıdan bahseden broşürler dağıtılıyor bu toplantıya tüm dünyadaki herkes davetli, yemekten içmeye her şey bedava, inanılmaz zevklerin sınırsız yaşanabileceği gibi reklamlar yapılmış ve dünyanın en meşhur kadın erkek sanatçıları, orada ve tek katılım şartı temizlenmek, erkek için takım elbise kravat, kadın için tayyör giymek, üstelik giriş ücretsiz. Bu broşürü görenler, çağrıyı duyanlar kulaklarına inanamıyor bazıları gitmek istiyor, bazıları bu saçmalık ta nedir diyor.
İnanıp gitmek isteyenler, imkanları elverdiğince temizliğini yapıyor aldığı takım elbiseyi ve kravatı takıp partinin yapılacağı yere gidiyor, bazıları binlerce dolar ödemiş, emek sarf etmiş en pahalı giysileri almış, bazıları ise ikinci el giysileri almış oraya gelmiş. Görevliler temizlenmiş ve kurallara göre giyinmiş herkesi ayırım yapmadan partiye alıyor. Partinin varlığına inanan ama herhangi bir sebepten dolayı şartları ya yarım yerine getiren ya da hiç getiremeyenler için ayrı bir bölüm hazırlanmış orada eksikler tamamlanıyor ve partiye gönderiliyor tabiî ki orada eksik tamamlama işlemi evinde ya da hazırlandığın yerdeki gibi rahat değil, çok zor ve meşakkatli bir iş ama en önemlisi partinin varlığına inanıp kapıya giden boş dönmüyor parti sahibinin ihsanı ile eksikler kolayca tamamlanıp partiye alınıyor, söylediğim gibi inanıp giden boş dönmüyor. Bizde Allah(CC) varlığına inanalım elimizden geldiği kadar onun emirlerini yerine getirelim ve ona tevekkül edelim ve affını dileyelim. Toplantının yapılacağı zaman Kıyamet günü. Mekan Cennet. Eksikliklerin tamamlandığı yer Cehennem. Bu açıdan bakıldığı zaman Cehennem bile inanmış insanlar için ne kadar büyük bir nimet.
Antony Robbins, Amerikalı bir kişisel gelişim uzmanı, İçindeki Devi Uyandır ve Sınırsız Güç adlı kitapların yazarıdır. Bir kitabında şunu anlatıyor, deniz kenarında aldığı şatoya piyano satın almış, piyanoyu akort eden görevli bir ya da iki ay sonra piyanonun yeniden akort edilmesi gerektiğini söylüyor, o da bildiği kadarıyla akordun sadece montaj sırasında yapılması gerektiğini anlatıyor, uzun tartışma sonucu akordu yapan görevli, evin deniz kenarında olduğunu, ortamın daima nemli olduğunu bundan dolayı tellerin esneyeceğini söylüyor. Yazar bu konuşmadan motive ettiği insanları ara ara tekrar motive etmesi gerektiğini anlıyor. Namazın günde 5 vakit olmasının da sebebi budur. Şimdi biz zikir (zikirden amaç sadece Allah(CC) isimlerini söylemek değildir, namaz kılmak, dua etmek de zikirdir) ederek kendimizi motive ediyoruz ve Allah(CC) ile aramızdaki mesafeyi azaltıyoruz derecemizi yükseltiyoruz. Bu ilişkiyi devamlı hale getirmek ve bulunduğumuz mevkide sabit kalmak istiyorsak kendimizi devamlı motive etmeliyiz.
Günahlarımızın büyük bir kısmı Allah(CC) sonsuz rahmetinin bir göstergesi olarak affedilir . Bir kısmı ise Allah'ın(CC) ”El Adl” (Kulları arasında adaletle davranan, sonsuz adalet sahibi) isminin gereği olarak cezalandırılır. Ceza ya dünyada ya da ahirettedir, ahiretteki cezalandırmayı herkes biliyor dünyadaki cezalandırma ise küçük büyük bela ve musibetlerdir ve bunlar insana bir uyarıdır, gittiği yolun yanlış olduğunu ve hemen kendini düzeltmesi gerektiğini anlatır.
Tüm bunlardan anladığımız şu ki başa gelen her kötü şey günahlarımız yüzünden yani yaratılışımızın gereği davranmamamızdan dolayı başımıza gelmektedir. Kura'n-i Kerimde “Başınıza gelen herhangi bir musibet kendi ellerinizin yaptığı işler yüzündendir. Allah(CC) hatalarınızın birçoğunu affeder. Sana gelen her iyilik Allah'tandır(CC) sana gelen her kötülük de kendindendir” Bununla ilgili bir Kudsi Hadis-i Şerif ise “Ey kullarım! Sizden kim bir hayırla karşılaşırsa Allah'a(CC) hamd etsin. Kim de hayır değil de başka bir şey bulursa kendinden başka bir şeyi kınamasın” Diğer bir Hadis-i Şerif'te “Dünyada bir bela ile karşılaşan bir kul yoktur ki, bu günahı sebebi ile olmasın. Allah(CC) ise kerim ve af yönüyle çok büyüktür ve o günahı sebebi ile kıyamet gününde tekrar ona hesap sorsun, bu olmaz”
Allah(CC) Peygamberleri, Velileri, Salih kulları vasıtasıyla ve indirdiği Kutsal kitaplarda O'na nasıl ve hangi şartlarda Dua etmemiz gerektiğini bize öğretmiştir. Tüm Peygamberlerin, Sahabilerin ve Velilerin hayatlarında sözlü, yazılı ayrıca hem sözlü hem yazılı dua örnekleri vardır. Allah(CC) sonsuz bilgisiyle ezelden ebede kadar olacakları, hangi kulunun ne zaman ne yapacağını, kaza ve kaderi Levh-i Mahfuz'a yazmıştır. Buna hangi kulun ne zaman hangi dua'yı edeceği de dahildir. Allah(CC) yarattığı küçük, büyük her şeyin idaresi için görevli melekler yaratmıştır, bu meleklere Müdebbirat melekleri adı verilmektedir. Bunlar maddi Alemin nizam ve düzeninde, ilahi kudret ve iradenin tasarrufunu tatbike görevlidirler. Alemin seyrinde ve gelişmesinde vazifelidirler. Başlıca yer ve gök melekleri diye ikiye ayrılırlar. Kullar dua ettiği zaman isteğini yerine getirmesi için bu melekler Allah'ın(CC) izni ile hemen harekete geçerler.

Vefk vasıtasıyla istek talep edilecekse oluşturulacak vefkin hizmetlilerinin adını bulmak, yemin ve dua vasıtası ile onları harekete geçirmek, Dua'yı bir nüsha haline getirip taşımak ve Esmalarını gereken saatlerde okumak Dua'nın tesirini arttırır ve Allah(CC) katında kabulünü hızlandırır.
Bu Web Sayfası, okuyucuya çabuk tesir eden Duanın nasıl hazırlanacağını, Allah'ın(CC) izniyle çabuk kabul edilmesi için nasıl ve hangi şartlarda dua edilmesi gerektiği hakkındadır.

Allah'ı(CC) sevelim, çünkü seven sevdiğinin kapısından boş çevrilmez, çünkü seven sevdiğinin her istediğini yapar. Kısaca Duanın kabulü Allah'ı(CC) ne kadar çok sevdiğimize ve onun emirlerini ne kadar yaptığımıza bağlıdır.
Vefk'in sözlük anlamı uyumdur, vefkin sağdan sola, yukarıdan aşağıya veya bir köşeden diğer köşeye olan evlerindeki sayıların toplamı birbirine eşit olduğu için bu adı almıştır (Eğer harflerden ya da kelimelerde oluşmuş bir vefk ise kelimelerin ya da harflerin ebced hesabıyla toplamlarının birbirine eşit olması gerekir) dini terminolojide ise vefk, tesirli dua demektir.
Vefk bir dörtgen içinde birbirlerini dik olarak kesen doğruların arasında meydana gelen dörtgenlere, belirli zaman ve şartlarda, belli kurallar ile sayılar, sayıların değerlerinde harfler, kelimeler ya da sayıların, harflerin ve kelimelerin beraber yazılmasıyla meydana getirilen şekildir.
VEFK NASIL ETKİ EDER?
Belirli bir amacı elde etmek için yapılan vefk, kurallarına uygun yazıldıktan sonra, derecelerinin hizmetlilerinin isimleri bulunur. Bu hizmetliler dua ve yemin vasıtasıyla istenen işlerde Allah'ın(CC) izniyle görevlendirilir, böylece etkili olur.
VEFKLER KAÇ ÇEŞİTTİR?
Verfkler her sırasında bulunan kare sayısına ya da özelliklerine göre isimlendirilir. Örneğin bir sırasında 3 kare varsa üçlü, 4 kare varsa dörtlü ….vs vs 10 kare varsa onlu vefk, bulunduğu gruba göre, toprak, hava, ateş ve su vefki, bağlı bulunduğu gezegene göre, güneş vefki, ay vefki olarak isimlendirilir. Vefklerin bunlardan başka daha bir çok çeşidi de bulunur.
VEFKLERDE KULLANILAN SAYILAR VE KELİMELER HANGİ DİLE AİTTİR?
İslami inanca göre bizim yaptığımız Vefklerde kullanılan harfler ve sayılar arapçadır.
 VEFK NASIL YAPILIR?
Arap alfabesindeki harflerin Ebced hesabında sayısal karşılıkları vardır, vefki yapılacak kelimenin veya cümlenin harflerinin sayısal değerleri Ebced hesabı tablosundan bulunur, toplanır ve elde edilen sayısal değerin vefki yapılır. Harfler ya da kelimelerle vefk yapılacaksa harflerin ya da kelimelerin sayısal toplamlarına da dikkat edilir.
EBCED HESABI NEDİR?
Ebced kelimesinin anlamı alfabedir, biz nasıl Türk alfabesine bazen Abece diyorsak, Araplar da kendi alfabelerine Ebced demektedirler. Vefk ilmi de dahil olmak üzere gizli ilimlerde kullanılan 28 harfli Arap alfabesinin Ebced tertibine göre dizilişinin Hazret-i Adem'e(AS) dayandığı rivayet edilir. Bu tertip ile alfabenin kullanıldığı tarih süreci içerisinde, zamanla bu harflere sayısal değerler verilmiş ve Ebced hesabı oluşturulmuştur. Bu sayısal değerler bu işin uzmanları, alimler tarafından denenmiş etkileri ve sonuçları makul karşılanmış ve kullanılmaya başlanmıştır.
VEFKLERDE KULLANILAN İSİMLER VE KELİMELER NELERDİR?
Kişiye özel yapılan vefklerde, özel bir konuda başarılı olma gibi vs..kullanılan kelimeler genelde Kuran-i Kerim Ayetleri, talebin kendisi veya Allah'ın(CC) isimleridir. Büyü ve buna benzer işlerde kişi ve şahıs isimleriyle beraber Esmalar, Ayetler ve başka birçok kelimeler de kullanılır.
VEFK YAPILIRKEN HANGİ BİLGİLERE GEREK VARDIR?
Vefkin yapılış kurallarını bilmek gerekir, bundan başka, burçlar, burçların özellikleri, uğurlu gün ve geceleri, birbirleri ile olan dostluk veya düşmanlıkları, burçların yönetici gezegenleri, gezegenlerin birbirleriyle olan dostluk ve düşmanlıkları, gezegen (yıldız) saatleri, gezegenlerin tütsüleri, günlerin ve gezegenlerin hizmetlilerinin isimleri ve vefkin derecelerinin hizmetlilerinin isimlerini bulma metotlarını da bilmek gerekmektedir.
Vefk yapmak için gereken bütün bilgiler ileriki sayfalarda tablolar halinde sırayla verilecek, nasıl ve hangi şartlarda kullanılacağı açıklanacaktır. Örnek Vefk yapılırken kullanılan bilginin hangi numaralı tablodan kullanıldığı ve nasıl kullanıldığı belirtilecektir, ayrıca verilen her tablodan hemen sonra o tablonun ne işe yarayacağı ve nasıl kullanılacağı da anlatılacaktır.
Vereceğimiz bütün bilgiler gerektiği gibi doğru zamanda ve doğru şartlarda kullanılırsa Allah'ın(CC) izniyle başarı kaçınılmazdır.
DUA HAVAS VE ESMA OKURKEN DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR
Gerek maddi, gerekse manevi bir konuda Dua etmek isteyen kimsenin bazı noktalara dikkat etmesi gerekmektedir. Dikkat etmesi gereken en önemli nokta şudur ki Dua edenin zihni Allah'tan(CC) başkasıyla meşgul olduğu müddetçe Allah'a(CC) dua etmiş olmaz ve en makbul dua bir müminin diğer bir mümin için ettiği duadır.
1. Düşmanlıkla, nefretle ve buna benzer duygularla dolu sert bir kalple dua edilmez. Dua etmeye başlamadan çok önce Allah'ın(CC) kalbinizi yumuşatması için giderken, gelirken kısaca boş kaldığınız her saniye her an “Allah'ım(CC) benim kalbimi yumuşat” diye dua etmeniz lazımdır 
2. Okuduğu duaların, havas'ların ve esmaların Allah(CC) tarafından kesinlikle kabul edileceğine ve isteklerinin kendisine verileceğine inanmalıdır. Kalbi ve tüm duygularıyla Allah'a(CC) yönelmeli, fikri olarak da isteğiyle meşgul olmalıdır. Acaba olur mu veya olmaz mı diye şüphe duymamalı tereddüt etmemelidir. Kalbinde tam bir iman ve inanç olmadan okumak boşa zahmet çekmektir. Kesinlikle bilinmelidir ki şüphe, tereddüt ve aklından geçirdiği şeyler esmaların ve duaların Ruhaniyetlerine gizli değildir, böyle kimselere Ruhaniler yardımcı olmazlar. 

3. Her şeyin Allah'ın(CC) dilemesiyle meydana geleceğine kesinlikle inanmalıdır. 

4. Okumaya başlamadan önce okuyacağı duayı tertipleyen bir şeyh yada alim ise, üç İhlas-ı Şerife ve bir Fatiha okumalı, onun Ruhaniyetine hediye etmeli, ondan yardım dilemelidir veya bildiği bir Kamil insan varsa yapacağı işi ona söylemeli ve onun ruhani olarak yardımını almalıdır. 

5. Duygusal ve fiziksel olarak kendini her şeyden arındırmalı, hiçbir şey düşünmemeli, hiçbir şeyle meşgul olmamalı sadece olmasını, yerine gelmesini istediği şeye kendini motive etmelidir. 

6. Dinen, ahlaken kötü, aşağılık bütün düşünceleri aklından ve kalbinden atmalıdır. 
7. Mümkünse duasını yapmak için tenha bir yere çekilmelidir. 
8. Günah işlememeli, yalan söylememeli, gıybet etmemeli, sadaka vermeli ve çok iyilik yapmalıdır. Yukarıda anlattığımız bela ve musibete uğramamak için alabileceğimiz önlemlere de dikkat etmelidir. 
9. Dua, Havas ve Esma okunurken dikkat edilecek en önemli noktalardan biri de temizliktir. Bunlar da vücutta temizlik, giyimde temizlik ve dua okunacak yerin temizliğidir.

A. Vücut temizliği : Cenabet ve hayız gibi şeylerden temiz olmaktır. Ruhanilerden yardım almak aptesli olmaya bağlanmıştır. Bundan başka vücudun her tarafı necasetten ve her türlü pisliklerden temiz olmalıdır. Bunu temin etmenin en garantili yolu okumaya başlamadan önce gusül aptesti almaktır.
B. Giyimde temizlik : Tüm giysilerde, iç çamaşırlarda necaset, kan, kir ve benzeri pisliklerin olmamasıdır. Duaya başlamadan önce tüm giysiler değiştirilmeli ve temizleri giyilmelidir.
C. Dua okunacak yerin temizliği : Dua okunacak yer iyice süpürülmeli, varsa örümcek ağları temizlenmeli, canlı resimleri varsa kaldırılmalı, kedi köpek gibi hayvanlar uzaklaştırılmalıdır. Dua okunacak yer kötü koku gelebilecek tuvalet veya benzeri yerlerden uzak olmalıdır.
10. Okumaya başlamadan önce gerekli şartlardan biri de niyettir.”Ya Rabbi, sen mutlak güç ve kudret sahibisin. Gizli ve açık her şeyi bilirsin. Senin emrin ve iraden, iznin ve müsaaden olmadan hiçbir şey meydana gelmez. Sen vadinde sadıksın, Sen sözünde durursun, verdiğin sözden geri dönmesin, bana Dua edin icabet edeyim buyurdun. Lütuf ve kereminden (burada neyin olmasını istiyorsak ekleyeceğiz) işimde bana yardımcı ol. Rabbani Lütfunu bana yardımcı kıl, Sübhani hidayetini bana rehber et” demeli benzer kelimelerle zayıflığımız ve ona ne kadar çok muhtaç olduğumuz belirtilmeli, daha sonra Duaya başlanmalıdır. Büyü bozma bölümünde 6 nolu bölümde anlattığımız duaya benzer dualar da olabilir.
11. Okumaya başlamadan önce üç gün veya en azından bir gün oruç tutulmalı bir miktar zeytin ya da hurmayla oruç açılmalıdır. Karın tıka basa dolu bir şekilde okumaya başlanmamalıdır. Okurken midede haram ve şüpheli bir şey olmamalı, soğan, sarımsak gibi kötü kokulu gıdalar yenmemelidir. Okuma zamanında hayvansal gıdalardan perhiz edilmelidir. Bu şartlar yerine getirildikten sonra kıbleye doğru yönelerek rahat edecek bir şekilde hatta mümkünse iki dizinin üzerine oturmalı ve eller dizin üzerinde huşu ile okumaya başlanmalıdır.
12. Duaya başlamadan önce tütsüye kesinlikle ihtiyaç vardır. Hayırlı işler için günlük, öd ağacı, amber kabuğu gibi güzel kokular, kötü işler için şeytan tersi, katır tırnağı, kırmızı sarımsak, keçi kılı gibi kötü kokulu tütsüler kullanılır. Eğer yapacağınız işlerin özel tütsüleri varsa o tütsüler kullanılır. 

13. Okumaya başlamadan önce tütsü hazırlanır, niyetle beraber yavaş yavaş yakılmaya başlanır ve okuma devam ettiği sürece tütsü söndürülmez. Şayet okunacak Dua uzun saatlerce sürecek ve iki dizinizin üzerinde devamlı oturamayacak durumda iseniz istediğiniz gibi oturabilirsiniz ama duayı yine iki dizinizin üzerinde bitirmelisiniz.
14. Duaları uygun zamanlarda okumalısınız, en uygun zaman gece yarısından sonra herkesin uykuya daldığı zamandır. Şayet okunacak duanın kendine has bir saati varsa, o da kendi zamanında okunur.
15. Dua ile bir şeyi elde etmek isteyen kimse çok gayret göstermeli ve çok çalışmalıdır, Allah(CC) bazen gerekli şartları yerine getirmeyi unutan bir kullunun isteğini, çok çalışıp emek sarf etmesinden dolayı verir. Herkes azmine ve çalışmasına göre amacına ulaşır. Yüce Kuran-ı Kerimde Allah(CC) “İnsana ancak çalışmasının karşılığı vardır” der.
16. Bir işe başlarken bunu insanlardan gizlemeli, yapacağı şeyi hiç kimseye anlatmamalı hatta kendine bile söylememelidir. Duanın, esmanın ya da işin karşılığını gördüğü zaman, bunu nasıl elde ettiğini ve ne yaptığını kimseye söylememelidir. İşin sırrının açıklanması Ruhanilere hoş görünmez.
17. Dua okuyan kimse güzel kokular sürmeli ve bu kokuları yanında bulundurmalıdır. Ruhaniler hoş kokulara yakın olmayı severler.
18. Dua ve Esma okuyan kimsenin hali isteğine uygun olmalıdır. Durumuyla uygun olmayan istekler istenmemelidir. Tüm şartları yerine getirmiş olsa da Ruhaniler bunun aklı yoktur, cahildir der ve ona yardımcı olmazlar.
19. Ben şimdiye kadar çok günah işledim, ben günahkarım Allah(CC) benim Duamı kabul etmez diye düşünmemeli ne kadar aciz olduğunu belirterek dua etmeyi bırakmamalıdır.
20. Bir kimse dilek dilese, dua etse ve yerine gelmez ise bunun suçunu duaya yüklememeli kendine bakmalıdır, ya şartlara riayet etmemiş, gereğini yerine getirmemiş ya da bir eksiği vardır çünkü, Allah(CC) sözünden dönmez.
21. İşini yapmaya başlamadan ya da yaptıktan sonra şeytan işle ilgili sana vesvese verecek (falan yerde şunu eksik yaptın, sen kimsin ki Allah(CC) senin duanı kabul edecek, sen falan zamanda falan günahları işledin bu ve buna benzer vesveseler senin aklına gelecek) bundan kurtulmak için işe başlamadan ve bitirdikten sonra boş kaldığın her an ve saniye devamlı bu duayı oku ALLAHUMME A'MİR KALBİ MİN VESAVİSİ ZİKRİKİ VATRUD ANNİ VESAVİSİŞ ŞEYTAN anlamı “Allah'ım kalbimden şeytanın vesveselerini at ve zikrini yerleştir” demektir. İster Türkçe ister Arapçasını oku ikisi de birdir.
VEFK YAPARKEN DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR
Vefk yapılırken dikkat edilecek hususları Vefk'in yapım aşamaları içinde anlatalım.
Vefkin yapımı Üç aşamada gerçekleşir.
BİRİNCİ AŞAMA :
Vefki çizmeye başlamadan yapılması gerekenler.
Psikolojik olarak hazırlanmalı, istek ve amaç kesin çizgilerle belirlenmelidir. Birçok anlam ifade edebilecek ve sonuçları kolayca anlaşılamayacak isteklerde bulunulmamalıdır.
  1. Dua,havas ve esma okunurken dikkat edilecek hususlar defalarca okunmalı ve onlara kesinlikle uyulmalıdır.
  2. Başarının Allah'tan(CC) olduğuna kalben ve ruhen inanılmalı, dua etmeli ve başarı Allah'tan(CC) dilenilmelidir, çünkü her şeyin mutlak sahibi odur.
  3. Yapılacak vefkin bulunduğu kitapta, o vefkin yapılma zamanı ve usulü ile ilgili bölüm yine defalarca okunmalı ve onlara kesinlikle dikkat edilmelidir.
  4. Vefki çizmeye başlamadan önce o vefk için gerekli bütün bilgiler (Burcunu, özelliklerini, saatini….vs) hazırlanmalı vefkin müsveddesi yapılmalı ve o da defalarca kontrol edilmelidir.
  5. Kişiye özel vefk yapılacaksa ve vefkin yapılması için özel bir bilgi yoksa, o kişinin burcunun doğruluğu ve sair bilgiler kontrol edilmeli, burcunun özelliğinde (su hava, toprak, ateş) gezegenin gününde, saatinde yazılmalı ve okunacak Esmalar veya ayetler o saate denk getirilmelidir.
  6. İki kişi için vefk yapılacaksa ve yine vefkin yapılması için özel bir bilgi yoksa yapılacak işte başarı şansının olup olmadığının bilinebilmesi için, iki kişinin burçlarının birbirlerine olan uyumuna kesinlikle bakılmalıdır.
  7. Vefkte kullanılacak Arapça harfler, kelimeler sayılar defalarca kontrol edilmeli ve gereken hesaplar doğru yapılmalıdır.
  8. Vefkin dereceleri ve hizmetlilerinin isimleri çıkarılmalı, yemin oluşturulmalı ve kontrol edilmelidir.
  9. Yapacağınız vefkin tütsüsü belirlenmelidir.
İKİNCİ AŞAMA :
Vefki çizerken yapılması gerekenler
Vefkin çizgilerini çizdikten sonra içini doldurmaya en küçük sayıdan başlanmalı, vefkte sayıdan başka harfler veya kelimeler varsa Ebced tablosundan değerleri bulunup hesaplanmalı ve sıra ona göre belirlenmelidir.
  1. Vefki çizmeye başlamadan, niyet esnasında vefkin tütsüsü yakılmaya başlanmalıdır.
  2. Çizim sırasında ve vefki yaptıktan sonra kesin başarılı olunacağı bir an olsun akıldan çıkarılmamalı ve başarı için Allah'tan(CC)yardım dilenmelidir.
  3. Vefk için yapılacak özel bir zaman yoksa çizim için gece yarısından sonra bir zaman seçilmelidir.
  4. Vefki güneş ve ay ışığından uzak tutmalı, vefkin bir dua olduğu unutulmamalı, yazarken ona saygı gösterilmelidir.
  5. Vefkin çizimi bittikten sonra, tüm satırların, sütunların ve bir köşeden diğer köşeye olan evlerin sayısal değerlerinin toplamı eşit olmalıdır.
ÜÇÜNCÜ AŞAMA :
Vefki çizdikten sonra yapılması gerekenler
Çizim bittikten sonra derecelerin hizmetlileri bulunmalı, yemin oluşturulmalı ve hizmetliler görevlendirilmelidir.
  1. Vefk katlanmadan önce kendi tütsüsü ile tütsülenmelidir.
  2. Özenle, su geçirmeyecek bir şekilde katlanmalı ve yere düşürülmemelidir.
  3. Vefkin etkisinin çabuk gerçekleşmesi için okunması gereken esmalar, dualar gerektiği zamanda ve gerektiği sayıda okunmalıdır. Bu konuda da başarılı olabilmek için Dua, havas ve esma okunurken dikkat edilecek hususlar, defalarca okunmalı ve onlara kesinlikle uyulmalıdır.
Ve şu Hadisler hiç unutulmamalıdır : “İhtiyaç duyduğunuz şeyi gerçekleştirirken onu gizli tutmakla yardım isteyiniz. Çünkü her nimet sahibine haset edilir” “Nefsim bana öyle şeyler söylüyor ki konuşurum ve müptela olurum diye korkuyorum” Ayrıca Veli olan Fatih Sultan Mehmet Hanın bir sözü var “Sırrımı sakalımın tekinin bildiğini bilsem, hepsini keserim”

GEZEGEN (YILDIZ) GÜNDÜZ SAATLERİ
SAATPAZARTESİSALIÇARŞAMBAPERŞEMBECUMACUMARTESİPAZAR
1
Ay
Mars
Merkür
Jüpiter
Venüs
Satürn
Güneş
2
Satürn
Güneş
Ay
Mars
Merkür
Jüpiter
Venüs
3
Jüpiter
Venüs
Satürn
Güneş
Ay
Mars
Merkür
4
Mars
Merkür
Jüpiter
Venüs
Satürn
Güneş
Ay
5
Güneş
Ay
Mars
Merkür
Jüpiter
Venüs
Satürn
6
Venüs
Satürn
Güneş
Ay
Mars
Merkür
Jüpiter
7
Merkür
Jüpiter
Venüs
Satürn
Güneş
Ay
Mars
8
Ay
Mars
Merkür
Jüpiter
Venüs
Satürn
Güneş
9
Satürn
Güneş
Ay
Mars
Merkür
Jüpiter
Venüs
10
Jüpiter
Venüs
Satürn
Güneş
Ay
Mars
Merkür
11
Mars
Merkür
Jüpiter
Venüs
Satürn
Güneş
Ay
12
Güneş
Ay
Mars
Merkür
Jüpiter
Venüs
Satürn
Tablo : 7
Bu tabloda gezegenlere ait gündüz saatleri verilmiştir Günün gündüzünde, kişiye özel veya iki kişiye Vefk yapılacağı, bir dua veya esma okunacağı zaman, işler bu tablodan bulunacak gündüz gezegen saatlerine denk getirilmelidir.

GEZEGEN (YILDIZ) GECE SAATLERİ
SAATPAZARTESİSALIÇARŞAMBAPERŞEMBECUMACUMARTESİPAZAR
1
Jüpiter
Venüs
Satürn
Güneş
Ay
Mars
Merkür
2
Mars
Merkür
Jüpiter
Venüs
Satürn
Güneş
Ay
3
Güneş
Ay
Mars
Merkür
Jüpiter
Venüs
Satürn
4
Venüs
Satürn
Güneş
Ay
Mars
Merkür
Jüpiter
5
Merkür
Jüpiter
Venüs
Satürn
Güneş
Ay
Mars
6
Ay
Mars
Merkür
Jüpiter
Venüs
Satürn
Güneş
7
Satürn
Güneş
Ay
Mars
Merkür
Jüpiter
Venüs
8
Jüpiter
Venüs
Satürn
Güneş
Ay
Mars
Merkür
9
Mars
Merkür
Jüpiter
Venüs
Satürn
Güneş
Ay
10
Güneş
Ay
Mars
Merkür
Jüpiter
Venüs
Satürn
11
Venüs
Satürn
Güneş
Ay
Mars
Merkür
Jüpiter
12
Merkür
Jüpiter
Venüs
Satürn
Güneş
Ay
Mars
Tablo : 8
Bu tabloda gezegenlere ait gece saatleri verilmiştir. Günün gecesinde kişiye özel veya iki kişiye vefk yapılacağı, bir dua veya esma okunacağı zaman işler bu tablodan bulunacak gece gezegen saatlerine denk getirilmelidir.

GEZEGEN SAATLERİNİN NASIL BULUNACAĞI

Gezegen saatleri tablosunda da görüleceği gibi gece ve gündüz saatleri bulunmaktadır, fakat bu gece ve gündüz saatleri bizim şu anda kullandığımız günün 1 saati 60 dakikaya denk gelen, 12 saat gece ve 12 saat gündüz olan sisteme uymamaktadır. Vefk ilminde Gün güneşin doğmasından güneşin bir sonraki gün tekrar doğmasına kadar olan zamandır. Gündüz güneşin doğmasından aynı gün akşam batmasına kadar olan zamandır. Gece ise güneşin batmasında ertesi gün tekrar doğmasına kadar olan zamandır.

Gezegen gündüz saatini bulmak ve bunu bizim saatlerimize uydurmak istiyorsanız, namaz vakitlerini gösteren herhangi bir takvim bulunuz, bu takvimde işi yapacağınız gün şehrinizde güneşin karşısında yazan saat sabah namazının en son kılınabileceği saattir sizin için ise güneşin doğmasından 7 dakika önceyi gösteren saattir. (Dinimize göre güneş tam doğarken, güneş tam tepe noktasındayken ya da güneş tam batarken namaz kılmak haramdır) Kısacası güneşin doğmaya başladığı yani gündüzün başladığı saati bulabilmek için, işi yapacağınız gün şehrinizdeki namaz vakitlerini gösteren takvimde güneşin karşısında yazan saate 7 dakika ekleyiniz. Aynı şekilde güneşin batmaya başladığı saati, yani gecenin başlamaya başladığı saati bulmak isterseniz, aynı takvimi kullanıp akşamın karşısında yazan saate bakınız o da akşam namazının ilk kılınabileceği saattir, sizin için ise güneşin batmaya başladığı saatten 10 dakika sonrayı gösteren saattir o saatten 10 dakika çıkarınız, çünkü akşam namazı güneş battıktan sonra kılınır. Bu şekilde güneşin doğuş ve batış saatlerini alınız, güneşin doğuşundan batışına kadar olan zamanı dakikaya çeviriniz, elde ettiğiniz sayıyı 12'ye bölünüz, böylece o gün bir gündüz gezegen saatinin kaç dakika olduğunu bulursunuz.

Gezegen gece saatlerini bulmak içinse yukarıda anlattığı şekilde güneşin bu sefer batış ve doğuş saatlerini alınız, batışından doğuşuna kadar olan zamanı dakikaya çeviriniz, elde ettiğiniz sayıyı 12'ye bölünüz böylece o gün bir gezegen gece saatinin kaç dakika olduğunu bulursunuz.
Bir örnekle açıklamak gerekirse :
23 Ekim 2007 Salı İstanbul için Gezegen Gündüz saatlerini bulmak istersek.
Güneş : 07:17 + 00:07 = 07:24 Güneşin doğuş saati.
Akşam : 18:22 – 00:10 = 18:12 Güneşin batış saati.
Buna göre 23 Ekim Salı günü güneş saat 07:24 da doğmaya başlıyor ve 18:12 de ise batmaya başlıyor.
Güneşin doğuşundan batışına kadar olan zamanı dakikaya çevirdik ve 648 dakikayı bulduk yani hesabını yaptığımız günün gündüzü 10 saat 48 dakikadır.
Bulunan sayıyı 12'ye böldüğümüzde elde ettiğimiz sayı küsuratlıysa ve küsurat 0.5'ten aşağı ise aşağı olan tam sayıya yuvarlarız, küsurat 0.5'ten yukarı ise yukarı olan tam sayıya yuvarlarız, küsurat sadece saniyelerdir ve sonuca fazla bir etki etmez 648 sayısını 12'ye böldüğümüzde, küsurat çıkmayıp 54 çıktı.
Yani bizim 60:00dakika olarak bildiğimiz her saat o gün gündüz için 54:00 dakikadır.
23 Ekim 2007 Salı İstanbul için Gezegen Gece saatlerini bulmak için 22 Ekim 2007 Pazartesi güneşin batış saati ile 23 Ekim 2007 Salı günü güneşin doğuş saatini alacağız.
Akşam : 18:24 – 00:10 = 18:14 Güneşin batış saati. 22 Ekim
Güneş : 07.17 + 00:07 = 07:24 Güneşin doğuş saati. 23 Ekim
Buna göre 22 Ekim Pazartesi güneş saat 18:14 de batmaya başlıyor ve 23 Ekim Salı günü saat 07:24 da doğmaya başlıyor.
Güneşin batışından doğuşuna kadar olan saati dakikaya çevirdik ve 790 dakikayı bulduk, yani hesabını yaptığımız günün gecesi 13 saat 10 dakikadır.
Bunu 12'ye bölersek 65:8333 dakikadır, yukarı olan tam sayıya yuvarlarız.
Yani bizim 60:00 dakika olarak bildiğimiz her saat o gün, gece için 66:00 dakikadır.
Bulduğunuz gündüz ve gece saatini topladığımızda bazen 119 dakikayı ya da 121 dakika gibi sayılar çıkar, bu 1 dakika eksik yada fazladır böyle olduğu zaman üzülmeyin çünkü bir gün öncenin gecesiyle bir gün sonranın gününü topluyorsunuz ya da yuvarlamadan dolayıdır. Bunu göz önünde bulundurarak işlerimize 4-5 dakika geç başlayıp 4-5 dakika erken bitirin ve yapacağınız işleri tehlikeye atmayın
Bundan yola çıkarak
23 Ekim 2007 Salı için İstanbul GÜNDÜZ gezegen saatleri ve 23 Ekim 2007 Salı için İstanbul GECE gezegen saatleri aşağıdaki tablolarda olduğu gibi bulunur.
GÜNDÜZ GEZEGEN SAATLERİ
SaatBaşlama SaatiBitiş SaatiSaatin Adı
1. Gündüz Saati
07:24
08:18
MARS
2. Gündüz Saati
08:18
09:12
GÜNEŞ
3. Gündüz Saati
09:12
10:06
VENÜS
4. Gündüz Saati
10:06
11:00
MERKÜR
5. Gündüz Saati
11:00
11:54
AY
6. Gündüz Saati
11:54
12:48
SATÜRN
7. Gündüz Saati
12:48
13:42
JÜPİTER
8. Gündüz Saati
13:42
14:36
MARS
9. Gündüz Saati
14:36
15:30
GÜNEŞ
10. Gündüz Saati
15:30
16:24
VENÜS
11. Gündüz Saati
16:24
17:18
MERKÜR
12. Gündüz Saati
17:18
18:12
AY

GECE GEZEGEN SAATLERİ
SaatBaşlama SaatiBitiş SaatiSaatin Adı
1. Gece Saati
18:14
19:20
VENÜS
2. Gece Saati
19:20
20:26
MERKÜR
3. Gece Saati
20:26
21:32
AY
4. Gece Saati
21:32
22:38
SATÜRN
5. Gece Saati
22:38
23:44
JÜPİTER
6. Gece Saati
23:44
00:50
MARS
7. Gece Saati
00:50
01:56
GÜNEŞ
8. Gece Saati
01:56
03:02
VENÜS
9. Gece Saati
03:02
04:08
MERKÜR
10. Gece Saati
04:08
05:14
AY
11. Gece Saati
05:14
06:20
MARS
12. Gece Saati
06:20
07:26
GÜNEŞ

Vefk yapılırken dua veya esma okunurken geceden kasıt bir önceki günün güneşin batmasından sonraki vakittir. Salı gecesi Pazartesi güneş battıktan sonradır, Pazartesi akşamıdır.
Yukarıdaki örneklerden yola çıkarak,
Burcu Yengeç, yönetici gezegeni ay olan biri için gündüz dua veya esma okumak gerekirse 23 Ekim Salı günü saat 11:00 ya da 17:18, gece okumak gerekirse 22 Ekim Pazartesi saat 20:26 ya da 04:08'da başlanmalıdır.
Okuma veya herhangi bir iş için zaman seçerken, başarının artması için seçilecek zamanın gece yarısından sonraya denk getirilmelidir. Okumaya başlamadan dua, havas ve esma okurken dikkat edilecek hususları tekrar tekrar okumak gerekir.

BURÇLAR KUŞAĞI TABLOSU
BURC
TARİH
KOÇ
21 Mart – 20 Nisan
BOĞA
21 Nisan – 20 Mayıs
İKİZLER
21 Mayıs – 21 Haziran
YENGEÇ
22 Haziran – 22 Temmuz
ASLAN
23 Temmuz – 23 Ağustos
BAŞAK
24 Ağustos – 23 Eylül
TERAZİ
23 Eylül – 23 Ekim
AKREP
24 Ekim – 22 Kasım
YAY
23 Kasım – 21 Aralık
OĞLAK
22 Aralık – 19 Ocak
KOVA
20 Ocak – 18 Şubat
BALIK
19 Şubat – 20 Mart
Tablo : 1
Bu tabloda burçların hangi tarih aralığına ait olduğu gösterilmiştir. Vefk yapılacak kişi veya kişilerin doğum tarihleri, hangi burcun tarih aralığında ise kişi o burçtandır ve güneş o tarih aralığında o burçta konaklar. Örneğin 25 Mart'ta doğan biri KOÇ burcundandır. Böyle birine vefk yapılacaksa o burcun tüm özellikleri göz önüne alınır.

BURÇLARIN DOSTLUKLARI VE DÜŞMANLIKLARI
BURC
DOSTU
DÜŞMANI
KOÇ
İKİZLER
YENGEÇ
BOĞA
YENGEÇ
ASLAN
İKİZLER
ASLAN
BALIK
YENGEÇ
BOĞA
KOÇ
ASLAN
İKİZLER
BOĞA
BAŞAK
AKREP
YAY
TERAZİ
YAY
OĞLAK
AKREP
BAŞAK
KOVA
YAY
KOVA
BALIK
OĞLAK
BALIK
KOÇ
KOVA
KOÇ
AKREP
BALIK
BOĞA
İKİZLER
Tablo : 2
Bu tabloda burçların birbirine olan dostlukları ve düşmanlıkları gösterilmiştir. Örneğin burcu Koç olan birinin en iyi anlaşacağı kişi İkizler burcundan, anlaşmasının zor olacağı kişi ise Yengeç burcundandır. İki kişinin birbirlerini sevmeleri için Vefk yapılıyorsa bu tablodaki burçların uyumlarına dikkat edilmelidir, uyum varsa başarı şansı daha da artar.

BURÇLARIN YÖNETİCİ GEZEGENLERİ
BURC
YÖNETİCİ GEZEGEN
KOÇ
MARS
BOĞA
VENÜS
İKİZLER
MERKÜR
YENGEÇ
AY
ASLAN
GÜNEŞ
BAŞAK
MERKÜR
TERAZİ
VENÜS
AKREP
MARS
YAY
JÜPİTER
OĞLAK
SATÜRN
KOVA
SATÜRN
BALIK
JÜPİTER
Tablo : 3
Bu tabloda hangi gezegenin hangi burcu yönettiği, yani o burçta hangi gezegenin güçlü olduğu gösterilmiştir Vefk yapılacak kişi hangi burçtan ise o burcun gezegeni esas alınır. Örneğin burcu Koç olan birinin yönetici gezegeni Marstır, böyle birine bir şey yapmak istersek veya bir şey okumak gerekirse bunu Mars saatinde yapmak gerekir.
BURÇLARIN GRUPLARI VE ÖZELLİKLERİ
BURC
GRUP
ÖZELLİK
KOÇ
ÖNCÜ
ATEŞ
BOĞA
DEĞİŞMEZ
TOPRAK
İKİZLER
DEĞİŞKEN
HAVA
YENGEÇ
ÖNCÜ
SU
ASLAN
DEĞİŞMEZ
ATEŞ
BAŞAK
DEĞİŞKEN
TOPRAK
TERAZİ
ÖNCÜ
HAVA
AKREP
DEĞİŞMEZ
SU
YAY
DEĞİŞKEN
ATEŞ
OĞLAK
ÖNCÜ
TOPRAK
KOVA
DEĞİŞMEZ
HAVA
BALIK
DEĞİŞKEN
SU
Tablo : 4
Bu tabloda burçların özellikleri ve hangi gruba ait olduğu gösterilmiştir. Örneğin burcu Koç olan biri 3'lü öncü grubundan ve 4'lü ateş grubundandır. Vefk yapılırken ne tür vefk yapılacağını gösterir. İki kişinin birbirlerini sevmeleri için vefk yapılmak isteniyorsa, burç özellikleri bu tablodan ve (2) numaralı tablodan karşılaştırılır, aynı ya da yakın ise başarı şansı daha da artar.

GEZEGENLERİN DOSTLUĞU VE DÜŞMANLIĞI
GEZEGEN
DOSTU
DÜŞMANI
SATÜRN
MARS
GÜNEŞ
JÜPİTER
AY
VENÜS
MARS
VENÜS
MERKÜR
GÜNEŞ
MERKÜR
AY
VENÜS
AY
SATÜRN
MERKÜR
VENÜS
JÜPİTER
AY
JÜPİTER
MARS
Tablo : 5
Bu tabloda gezegenlerin birbirleriyle olan dostluğu ve düşmanlığı gösterilmiştir. Örneğin yönetici gezegeni Güneş olan biri, yönetici gezegeni Merkür olan biriyle kolay anlaşır ama yönetici gezegeni Ay olan biriyle kolay anlaşamaz. İki kişinin birbirlerini sevmeleri için vefk yapılıyorsa bu tablodaki gezegen uyumu, (2 ve 4) numaralı tablolardaki uyumlar da varsa başarı şansı daha da artar.
BURÇLARIN AY GÜN VE GECELERİ
BURC
AY
GÜN
GECE
KOÇ
MART
SALI
CUMA
BOĞA
NİSAN
CUMA
PAZARTESİ
İKİZLER
MAYIS
ÇARŞRMBA
PAZAR
YENGEÇ
HAZİRAN
PAZARTESİ
SALI
ASLAN
TEMMUZ
PAZAR
PAZAR
BAŞAK
AĞUSTOS
CUMA
ÇARŞAMBA
TERAZİ
EYLÜL
CUMA
CUMA
AKREP
EKİM
CUMARTESİ
PERŞEMBE
YAY
KASIM
PERŞEMBE
CUMARTESİ
OĞLAK
ARALIK
CUMARTESİ
PAZAR
KOVA
OCAK
PAZARTESİ
ÇARŞAMBA
BALIK
ŞUBAT
PERŞEMBE
CUMA
Tablo : 6
Bu tabloda burçlara ait ay, gün ve geceler gösterilmiştir. Örneğin burcu Balık olan birinin Ay'ı Şubat, Gün'ü Perşembe Gece'si de Cuma'dır. Kişiye özel veya iki kişiye Vefk yapılacağı, bir dua veya esma okunacağı zaman işler bu gün ya da geceye ve (3) numaralı tabloda gösterilen gezegen saatine denk getirilmelidir.

TABLO 9-13

BURÇ ÖZELLİKLERİNİN DOST VE DÜŞMANLIĞI
ÖZELLİKDOSTUDÜŞMANI
TOPRAK
SU
HAVA
HAVA
ATEŞ
TOPRAK
ATEŞ
HAVA
SU
SU
TOPRAK
ATEŞ
Tablo : 9
Bu tabloda burçların özelliklerinin birbirlerine olan dostluğu ve düşmanlığı gösterilmiştir. Örneğin burcunun özelliği toprak olan biri, burcunun özelliği su olan biriyle kolayca anlaşır, burcunun özelliği hava olanla kolay anlaşamaz. İki kişinin birbirlerini sevmeleri için Vefk yapılıyorsa bu tablodaki burç özellikleri uyumu, (2, 4 ve 5) numaralı tablolardaki uyumlar varsa başarı şansı daha da artar.

YARARLI-ZARARLI VE UYUMLU GEZEGENLER
YARALI GEZEGENZARALI GEZEGENUYUMLU GEZEGEN
GÜNEŞ
SATÜRN
MERKÜR
AY
MARS
.
VENÜS
.
.
JÜPİTER
.
.
Tablo : 10
Bu tabloda gezegenlerin yararlı ve zararlı olanları ile uyumlu olanı gösterilmiştir. Örneğin iyi bir iş yapmak isteniyorsa ve kişi hakkında hiçbir bilgimiz yoksa yaralı gezegenler olan Güneş, Ay, Venüs ya da Jüpiter saatlerinden birini seçeriz. Uyumlu gezegen yararlı gezegen ile yararlı ve iyi, zararlı gezegen ile zararlı ve kötü demektir.

GÜNLERİN GEZEGENLERİ İYİ 

VE KÖTÜ HİZMETLİLERİ

GÜN
GEZEGEN
İYİ HİZMETLİ
KÖTÜ HİZMETLİ
PAZAR
GÜNEŞ
RUKYAİL
MEZHEB
PAZARTESİ
AY
CEBRAİL
EBYAD
SALI
MARS
SEMSEMAİL
AHMER
ÇARŞAMBA
MERKÜR
MİKAİL
BURKAN
PERŞEMBE
JÜPİTER
SARFİYAİL
ŞEMHURAŞİN
CUMA
VENÜS
AYNİYAİL
ZUBEA
CUMARTESİ
SATÜRN
KESFİYAİL
MEYMUN
Tablo : 11
Bu tabloda günlerin gezegenleri, iyi ve kötü hizmetlilerinin isimleri verilmiştir. Örneğin yönetici gezegeni Güneş olan birine bir şey yapmak dua havas veya esma okumak gerekirse bunu Pazar günü yapar iyi iş için Rukayil kötü iş için Mezheb adlı Meleği kullanırız. Vefk yapıldığı zaman, gezegenin gününe dikkat edilmeli ve vefkin yemini hazırlanırken o günün iyi ve ya kötü hizmetlisinin ismi de eklenmelidir.

UYUMLU GEZEGEN MERKÜR VE DİĞER GEZEGENLERİN İSTİSNAİ DURUMLARI
Pazar Gündüz :
2.saat Venüs : Hiçbir iş yapılmaz. 
3.saat Merkür : İyi işler için uygundur.

4.saat Ay : Her iş için zor etki eden bir saattir.

10.saat Merkür : İyi işler için uygundur.
12.saat Satürn : Şer işler için uygundur.
Pazar Gecesi :
1.saat ve 12.saat Merkür : Şer işler için uygundur.
Pazartesi Gündüz :
7.saat Merkür : İyi işler için uygundur.
Pazartesi Gecesi :

5.saat Merkür : İyi işler için uygundur.
10.saat Merkür : Şer işler için uygundur.
Salı Gündüz :
2. ve 7.saat Merkür : Şer işler için uygundur.
Salı Gecesi :

4.saat Merkür : İyi işler için uygundur.
11.saat Merkür : Şer işler için uygundur.

12.saat Ay : Düşmana karşı yapılan her şey için çok uygun bir saattir.
Çarşamba Gündüz :

1.saat Merkür : Hayırlı işler için uygundur.
8.saat Merkür : Şer işler için uygundur.

9.saat Ay : Kahır gibi işler için uygundur.
Çarşamba Gecesi :
6.saat Merkür : Şer işler için uygundur.
Perşembe Gündüz :
12.saat Merkür : Çok şerli iş olmaz.
Perşembe Gecesi :

3. ve 8. saat Merkür : İyi işler için uygundur.
4. ve 9. saat Ay : Düşman için her şey ya>
2.saat Merkür: İyi işler uygundur.
8.saat Ay : Kötü işler için uygundur.
Cuma Gecesi :
8.saat Merkür : İyi işler için uygundur.
12.saat Jüpiter : Hem iyi hem kötü işler için uygundur.
Cumartesi Gündüz :
6.saat Merkür : İyi işler için uygundur.
7.saat Ay : Şer işler için uygundur
Cumartesi Gecesi :
4. ve 11.saat Merkür : Şer işler için uygundur.

GEZEGENLERİN TÜTSÜLERİ
GÜNEŞAYSATÜRNMARSVENÜSJÜPİTERMERKÜR
Sandal
Sandal
Misk
Sandal
Sandal
Sandal
Öd Ağacı
Amber
Misk
Masteki
Karanfil
Misk
Öd Ağacı
Günlük
Gül Ladeni
Kafur
Udu Hindi
Sakız
Karanfil
Günlük
Cavi
Sandulis
Öd Ağacı
Öd Ağacı
Ak Günlük
Menekşe
Kafur
Sümbül
Safran
Kaşirladen
Zift
Toprak
Besbas
Cavi
Çam Sakızı
Sarı Bahar
Kara Günlük
Katır Tırnağı
Besbas
Mistaki
Mistaki
Kuş Dili
Safran
.
Keçi Kılı
Katran
.
.
.
Kara Günlük
.
.
.
.
.
.
Günlük
.
.
.
.
.
.
Tablo : 12
Bu tabloda hangi gezegen saatinde hangi tütsünün yakılması gerektiği gösterilmiştir. Örneğin Güneş saatinde iyi bir iş yapacağınız zaman, tütsü olarak Gül Ladeni ya da Amber, kötü bir şey yapacağınız zaman Kara Günlüğü seçersiniz. Yapacağınız vefki bulduğunuz kitapta vefk yapılırken kullanılacak tütsü adı verilmişse o tütsü kullanılmalıdır.

GEZEGENLERİN GÜÇLÜ VE GÜÇSÜZ OLDUĞU BURÇLAR
GEZEGENGÜÇLÜGÜÇSÜZ
SATÜRN
TERAZİ
KOÇ
JÜPİTER
YENGEÇ
OĞLAK
MARS
OĞLAK
YENGEÇ
GÜNEŞ
KOÇ
KOVA
VENÜS
BALIK
BAŞAK
MERKÜR
BAŞAK
BALIK
AY
BOĞA
AKREP
Tablo : 13
Bu tabloda hangi gezegenlerin hangi burçlarda güçlü, hangi burçlarda güçsüz olduğu gösterilmiştir. Örneğin Satürn gezegeni, Terazi burcunda güçlü, Koç burcunda güçsüzdür. Yönetici gezegeni Ay olan birine bir şey yapmak Dua veya Esma okumak gerekirse elimizden geldiği kadar Boğa Burcunun tarihleri olan 21 Nisan � 20 Mayıs tarihlerini seçersek başarı şansımız artar elimizden geldiği kadar işi Ayın güçsüz olduğu Akrep Burcunun tarihleri olan 24 Ekim - 22 Kasım tarihleri arasına denk getirmemeye çalışalım. Bazı kitaplarda karşılaştığınız vefklerde (Bu vefk Jüpiter gezegeni güçlü iken ya da şerefinde iken yapılır) gibi açıklamalar varsa bu tablodan yararlanılır.

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...