A- KİŞİLİĞİ VE HİLAFETE GEÇİŞİ:
72/691-92 yılında Medine'de (veya Şam'da) doğdu. 
Babası Abdülmelik b. Mer­van ona Mansur adını vermişse de anne­si Aişe'nin 

koyduğu Hişam ismiyle tanın­mıştır. Hişam'ın 102/720-21 yılında Ha­life Yezid b. Abdülmelik tarafından, kendi oğlu on bir yaşındaki Velid ile birlikte ve­liaht tayin edildiği, veliahtlığı sırasında devlete karşı ayaklanan Harici lideri Ukfan'ın üzerine gönderildiği ve onu savaşa gerek kalmadan isyandan vazgeçirdiği bildirilmektedir. Hişam b. Abdülmelik hem fetihlerin hem de iç karışıklıkların çok yoğunlaştığı bir dönemde hüküm sürmüş­tür. Ülkenin her yerinde gayri Arap un­surlara (mevali) karşı Arap milliyetçiliği fikri güç kazandığı gibi özellikle Arap ka­bilelerinden Kelbîler'le Kaysîler arasında da kabilecilik taassubu had safhaya ulaş­mıştı. AyrıcaŞiilerin ayaklanması, Abbasî dailerinin propagandaları veHaricilerin devleti sarsan isyanları onun devrinde meydana gelmiştir.
Hişam, Muaviye ve Abdülmelik gibi yaklaşık 20 yıl devlet başkanlığı yapan halifelerdendir. Kardeşi Yezid'in ölümünden sonra hilafete geçen Hişam Şam'a gelerek devlet başkanlığını üstlenmiş ve daha önce yaşadığı Şam yakınlarındaki Rusafe’yi hilafet merkezi yapmıştır.
Hişam'ın cimri oluşu kaynaklarda belirtildiği gibi, aşırı servet düşkünlüğü ve izlediği mali politikalar nedeniyle, valilerinin vergi toplama yöntemleri Emevi hanedanının yıkılmasına tesir eden unsurlardan sayılmıştır.
Kalabalık ve şaşaalı saray hayatından hoşlanmayan Hişam, dikkatli ve iyi bir devlet adamı olduğu için bütün gününü devlet işleriyle geçirdiği belirtilir.

B- İÇ POLİTİKA:
Hişam zamanında iç politika bakımından iki nokta önemlidir. Bunlar; Ömer b. Abdülaziz döneminde hafifletilmiş olan mevalinin ağır vergi yükünün yeniden artırılmasıyla birlikte patlak veren bazı isyanlar ve Hişam'ın Hz. Ali taraftarlarına müsamahasız bir tavır sergilemesidir.
Bu bağlamda Haris b. Süreyc, Emeviler'in İslamiyeti kabul eden yerli halktan cizye almaya devam etmesine ve Arap olmayan Müslüman unsura ikinci sınıf insan muamelesi yapmasına karşı çıkarak mevalinin haklarını korumak için harekete geçti. Mürcie mezhebinin Horasan böl­gesindeki en güçlü liderlerinden biri ola­rak tanınır. İlk defa Merv'de Suğrân denilen iki sınır bölgesinde ayaklanan Ha­ris, yanına aldığı İranlı dihkanlar ve yerli halk ile birlikte önce Fâryâb'a gitti, ora­dan Belh'e geçti. Belh, Merverrûz ve Herat valilerini mağlûp ederek bütün Toharistan bölgesine hâkim oldu, vergileri toplayıp kendi adamları arasında dağıt­tı. Bölgedeki Ezdliler, Temimliler, Bekrliler ve Türkler onun saflarına katıldılar. Cûzcân, Fâryâb ve Tâlekân halkının da desteğini sağlayan Haris Belh'i zapt et­tikten sonra Merv üzerine yürüdü. An­cak Emevilerin Merv valisi Asim b. Ab­dullah el-Hilali'nin karşısında hiç beklemediği bir yenilgiye uğradı. Bu yenil­gi ordusunda huzursuzluk meydana ge­tirdi ve Bekrliler'in kendisinden ayrılıp Asım’ın tarafına geçmesine sebep oldu. Asım ile tutuştuğu ikinci savaşı da kay­beden Haris, bir süre sonra bölgenin önemli şehirlerinden Tirmiz'i muhasara etti. Bu arada Asim azledilerek yerine Esed b. Abdullah el-Kasri tayin edildi (117/735). Esed'in kuv­vetleri karşısında tutunamayacağını an­layan Haris Türk Hakanı Sulu'dan yardım aldı ancak yine de 119/737 yılında Cûzcân'da yapılan sa­vaşı kaybetti. Halife Hişam, Esed b. Abdullah'ın ölümünden (120/738) bir müddet sonra, daha önce Belh valiliği yapan ve Arap-İslam ordularının birçok savaşına kumanda kademesinde katılan Nasr b. Seyyar'ı Horasan valiliğine getirdi. Emeviler'in Horasan'daki son valisi olan Nasr b. Seyyar bölgedeki karışıklık ve is­yanları önlemeye çalıştı ve Maveraünnehir’de devletin hâkimiyetini tesis etti.
Hişâm b. Abdülmelik, hilâfete geldik­ten hemen sonra Irak valiliğine Halid b. Abdullah el-Kasri’yi tayin et­ti. Halid, on beş yıllık va­liliği sırasında Irak'a en huzurlu ve mü­reffeh dönemlerinden birini yaşatmıştı. Çünkü Halid, dönemin Irak valisi Haccac’ın yanında yetişmiş, sert mizaçlı ve disiplini seven bir yöneticidir. Haricilerden Behlül b. Bişr ve Vezir es-Sahtiyânî'nin başlattığı isyanları bastırdığı gibi Şiilerin, Muğire b. Said başkanlığın­da girişecekleri isyana da engel olmuştu. Halife, Halid b. Abdullah el-Kasri’yi devlet malını zimmetine geçirmek ve Hıristiyan, Yahudi ve Zerdüştleri himaye etmek gi­bi ithamlar sebebiyle 120/738 yılında görevinden aldı. Halid’in yerine getirilenYusuf b. Ömer es-Sakafi’nin valiliği sırasında Hişam döne­minin en önemli isyanlarından biri mey­dana geldi. Kufe'de Ali evladından Zeyd b. Ali, Şiilerin kışkırtmaları sebebiyle ha­lifeliği Ümeyye ailesinden almak için fa­aliyete geçti. Ancak onun 1 Safer 122/6 Ocak 740 tarihinde isyan başlatacağını öğ­renen Irak valisi Yusuf b. Ömer es-Sakafi, bir gün önce düzenlediği baskınla Zeyd'in etrafındaki pek çok kişiyi öldürdü. Zeyd de aldığı bir ok yarası sonucunda hayatı­nı kaybetti. Bu yıllarda peygamberlik id­diasıyla ortaya çıkan ve aşırı Şii fırkaların­dan Mansuriyye'nin kurucusu olan Ebu Mansur el-İcli de Yusuf b. Ömer tarafın­dan öldürüldü.

C- DIŞ POLİTİKA
Kafkasya ve Anadolu’daki Mücadeleler
Kafkasya’da Hazarlar öteden beri, Emevilerin kendileriyle olan sınırlarını ihlal ediyordu. Halife Hişam 107/725-726 yılında Ermeniye valisi Cerrah b. Abdullah’tan bu saldırıları önlemesini istedi. Fakat Hazarların savaşa hazırlıklı olması ve civar komşularından destek almalarıyla Cerrah mağlup oldu ve azledilerek yerine Mesleme b. Abdülmelik tayin edildi. 108-110/727-728 yılları arasında Mesleme burada büyük başarılar gösterdi ve bölgeye kuvvetli bir garnizon yerleştirdi. 111/729-730 yılında Mesleme azledilerek yeniden Cerrah Ermeniye valiliğine tayine dildi. 111/730 yılında Cerrah Erdebil’e kadar indiyse de Hazarlarla yaptığı mücadelede öldürüldü.
114/732’den sonra Hişam, amcasının oğlu Mervan b. Muhammed'i Ermenistan, Azerbaycan ve el-Cezire valiliğine tayin etti. İyi bir komutan olan Mervan hazarların kuzeye çekilmesini sağladı. 120/737 yılında ise Kafkasları geçerek Hazarların ülkesine girdi ve hazarlar barış yapmak zorunda kaldı. Böylece bölgede sükûnet sağlanmış oldu.
 Anadolu’da ise; Süleyman b. Abdülmelik zamanında yapılan İstanbul seferiyle Bizansın tazyikleri durdurulmuştu. Fakat Hişam zamanında Anadolu seferleri hız kazandı. 107/726 yılındaMesleme b. Abdülmelik Kayseri’yi ele geçirdi ve bir yıl sonra İznik’e geldi. Kapadokya bölgesi ele geçirildi, Malatya ve Maraş yağmalandı. Böylece Anadolu topraklarına muhtelif zamanlarda yapılan seferlerde bolca ganimet ve esir elde edilmiştir.
İspanya’daki Mücadeleler
Yezid b. Abdülmelik döneminde Semh b. Malik komutasında İslam orduları Tuluz’a kadar ilerlemiş, Fransızlarla yapılan savaşlarda Semh başta olmak üzere çok sayıda Müslüman hayatını kaybetmişti. Ordunun yönetimini ise Abdurrahman el-Gafıki almış ve daha fazla zayiat vermemek için geri çekilmişti.
Bu hadiseden sonra 4 yıl süreyle İspanya’da fetihler durdurulmuştu. Buraya vali olarak tayin edilenAnbese b. Süheym el-Kelbi, fetihleri yeniden başlattı ve kısa sürede Carcassonne ve Autun’u ele geçirdi. 108/726 yılında valinin ölümünden sonra bölgenin fethinde önemli görevler üstlenen Berberîler, Araplardan ve ikinci sınıf insan muamelesi görmekten dolayı hoşnutsuz idiler. Hatta Berberî reisi düşman Eudes’in kızıyla evlenip İspanya’nın kuzeyinde bağımsızlığını ilan etmesi, halifenin bölgeye vali olarak Abdurrahman b. Abdullah el-Gafıki’yi atamasına sebep oldu. Abdurrahman burada öncelikle Berberî isyanlarıyla meşgul oldu. Berberî isyanları bertaraf edildikten sonra Fransa’ya karşı harekete geçti. İki ordu arasında 114/732 yılında meydana gelen savaşta Abdurrahman şehid düştü. İslam ordusu ise geri çekilmek zorunda kaldı. 117/735 yılında halife Hişam, Ukbe b. Haccac’ı İspanya valisi olarak görevlendirdi. Fakat yeni vali Ukbe b. Haccac, Kuzey Afrika’daki iç karışıklıklar nedeniyle İspanya’dan çekilmek zorunda kaldı. 124/740 yılında Fas’tan Kayrevan’a kadar büyük alanda isyanlar patlak verdi. Bölgesel güçlerin müdahalesiyle giderilemeyen bu isyanlara, halife Hişam Şam'dan ordu göndermek zorunda kaldı.Kulsüm b. Iyaz komutasındaki ordu Berberîler karşısında tutunmayarak vali dâhil olmak üzere ordunun büyük kısmı öldürüldü.