MASONLUĞUN GİZLİ AMAÇLARI
Halil SAMİ
Masonluk, tarihsel yolculuğuna devam ederken, yeraltı ve yerüstü kaynaklardan beslenerek güçlenmiş tarihin dönemeçlerinde şekillenerek özde kendini korumuş ve yeraltı nehirleriyle, dünyayı bir ağ gibi sararak şebekeleşmiş ve tarihin akışına göre yönünü tayin etmiş, aynı zamanda yön vermiş , kökleri ilkçağa kadar dayanan gizli bir yapılanmadır.
Günümüzde Masonluğun , yapısını anlamak , saklı kimlikleri ortaya çıkarmak için;bu yeraltı nehrinin tarihsel akışını tarihin dönemeçlerinden geçerken yeniden yapılanmasını , değişim ve gelişim süreçlerini tespit etmek gerekir . Bunun için Masonluk tarihinde gezinip değişim ve gelişimin süreçleri içindeki farklılaşma noktalarını yakalayarak günümüz Masonluğunun kamuflajlarını kaldırmaya çalışacağız. Yine bu bağlamda masonluğun oluşum süreçlerinde zaman ve coğrafya da farklılıklar gösterdiği için genel dünya masonluğu ekseninde anlatmaya çalışacağız . Bu genel anlatımdan ve tanımlamadan sonra kendi topraklarımıza dönerek masonluğu ve masonik örgütlenmeleri ve yapıları mercek altına yatıracağız.
MASONLUĞUN ORTAYA ÇIKIŞI
Duvar ustalarının kurduğu mesleki örgütlenme; Operatif Masonluk
Orta çağda yapı işinin çeşitli kollarında çalışanların mesleki örgütlenmesiyle localar halinde beliren operatif masonluk üyelerine, istedikleri gibi istedikleri yerde çalışma olanakları ve ayrıcalıklar tanınıyordu. .Bu localarda bulunanlar kendilerine özgür mason diyor .( Bu yapının özünde, çıkar birlikteliği ve ayrıcalık yaratma yer almaktadır.)
Bu dönemde, yani ortaçağ Avrupa'sında Hıristiyanlığın yayılması ve devletlerin resmi dini olmasıyla, kilise ve katedral inşaatları da başlamış oldu . İ.Ö. 970-931 Kral Süleyman döneminde masonluğun ilk loca yapılanması olan Menfıs tapmağı yapımında Surlu mimar Hiram' in oluşturduğu iş örgütlenmesi ve bazı simgelerde kullanılmaya başlandı .(Hiram 'm iş örgütlenmesi olarak oluşturduğu loca yapılanması ve bu localardaki hiyerarşik düzen çırak, kalfa , üstat dereceleri günümüz Mason localarına kadar taşınmıştır. )Bu yapılanma 895-990 yılları arası İngiltere'de York kentinde bir kilise inşaatında görüldü ve bunun sonucunda Tanrıya bağlılık, mesleğe bağlılık gibi ilkeleri taşıyan York yasası ortaya çıktı .York yasası Operatif Masonluğun ortaya çıkardığı biryasadır. Burada dikkat edilmesi gereken bir husus var. Avrupa da Hıristiyanlık kabul görmüş ve devletlerin resmi dini olmuştur . İşte bu çizgide Masonluk tekrar yapılanmış ve York yasasını ortaya çıkarmıştır Dış kabuk şekillenerek Hristiyanlaşmış ve öz içeride saklanarak korunmuştur.
Operatif Masonluktan Spekülatif Masonluğa Geçiş
Bu süreç meslek dışından olanların da Mason localarına kabul edilmesiyle başlar(Kabul Edilmiş Masonlar; Her zaman toplumun seçkin , gücü ve iktidarı elinde tutan kişilerinden seçilmiştir ve masonluk her kademede ağlarını örmeye başlamıştır.) .Bu Masonluğun ilk tarihsel dönemecidir. Özgür Masonlar ve Kabul Edilmiş Masonlarla birlikte spekülatif masonluk yapılanması başlamıştır(Bu geçiş ve değişim süreçlerinde karışık düzen loca yapılanması görülmektedir) .Spekülatif Masonluk, kabul edilmişlerin artmasıyla Kabul Edilmiş Düzenli Dünya Masonluğunu sahneye çıkarmıştır. Operatif Masonluk olarak ortaya çıkan yapılanmalar zaman içinde Spekülatif Masonluğa dönüşmüşlerdir. Özgür Masonlar ve Kabul Edilmiş Masonlar yani kanşık düzen loca yapılanması ve Spekülatif Masonluğa geçiş süreci dünyanın her yerinde konumuzun başında da belirttiğimiz gibiaynı zaman içinde ortaya çıkmamıştır . Bazı Operatif Mason locaları da , loca dışı yani mevcut sistem içindeki yapılanmaları oluşmadığı için Spekülatif özelliklerini gizlemişlerdir .
IS.Yy kadar geçen süreç içersinde Kralları, soyluların Mason localarında üstat derecesinde yer aldıkları görülmektedir. Bu da Masonluğun mevcut çağ içindeki sisteme yerleştiğini göstermektedir.(İngiltere' de büyük üstatlık kral ailesinden olanlara verilirdi ve günümüzde ise hala devam etmektedir. )
Bu dönem içinde Masonluğu duvar ustalarının değil şövalyelerin ve soyluların kurduğu kabul edilir. Geleneksel yapıyla birlikte şövalye unvanları ve soyluluk simgeleri de kabul edilmiştir . ( Çünkü yöneten, krallar ve soylulardı yani güç onlarda idi ve krallarla soylularla yapı oluşturuldu, birliktelik gerçekleştirildi.) Duvar ustalarının kullandığı semboller, Hristiyan inançlarından oluşturulan kurallar ve soyluluk unvanları, masonluğun tarihsel yolculuğunda yerini almış ve yüksek dereceler sistemi ile günümüze kadar taşınmıştır.
Anderson Yönetmeliği ile Yeni Bir Dönemeç
1723 yılına gelindiğinde bu günkü ulusal Mason localarına temel olan Anderson yönetmeliği yayınlandı . Bu yönetmeliğe göre çeşitli ülkelerdeki Mason locaları kendi tüzüklerini ulusal kavram ve anlayışlara göre hazırlarken özünden ayrılmadılar . Bu özden ayrılmadan dış değişmenin nedeni, rüzgarın farklı yönden esmeye başlamasından kaynaklanıyordu. Artık dış kabuğu değiştirmenin zamanı gelmişti.Çünkü bu dönemden sonra ulusal devletlerin günümüze uzanan yapılanması ortaya çıkacaktır ki Fransız İhtilali ile ulusallık ivme kazanmıştır
Bu bağlamda diyebiliriz ki Masonluğun tarihi dönemeçlerinden biri de Anderson yönetmeliğidir . Anderson Yönetmeliği' nin ortaya koyduğu ulusal kavram ve anlayışlar çerçevesinde tüzüğüoluşturmayı benimseyen temel düşünce değişim rüzgarını yakalamanın yanında özü korumayı amaçlamıştır. Burada öz, daha sonrada Eski Yükümlülükler (1732) tüzüğü ile de bir kez daha ortaya konacak olan "Masonlar arasında dayanışma ve çıkarlardan masonların yararlanmasıdır." Anderson yönetmeliği ve Eski Yükümlülükler tüzükleri yapısal modellerini 18 yy'a taşımıştırlar. Daha öncede York Yasası ile bu dış değişim gerçekleşmiştir. York Yasası'nın ortaya çıktığı dönemde Hristiyanlık Avrupa'da yayılmış ve devletlerin resmi dini olmuştu. York yasası tanrıya ve mesleğe bağlılığı ortaya koymaktaydı. York Yasasının ortaya çıktığı dönemde ise Masonluk Operatif boyutunu yaşıyor, mesleki örgütlenme ile mesleki çıkar birlikteliğiyle yine özünü korumuş oluyordu.
Osmanlı Topraklarında Masonluk
Osmanlı topraklarında ise masonluk, III. Ahmet döneminde görülmeye başlandı. 1723'te ise düzenli biçime geçti. (Burada önemli bir nokta var. Masonluk, Anderson Yönetmeliğinin ortaya çıkışı ile York Yasasını kısmen terk ederek ulusal kayram ve anlayışları ortaya koyuyor.) Ve Osmanlı topraklarında düzenli localar açılmaya başlanıyor. Halep ve İzmir'de düzenli bir locadan izin alınarak ilk localar kuruluyor. Düzenli Localar nerede ? İskoçya locasından yani yeraltı nehrinin kaynağından izin alınıyor. Bundan sonra açılan localara ve bağlı oldukları localara bir göz atalım.
Bu localara bağlı, Hama ve Humus'ta loca, İstanbul'da Cenevre büyük locasına bağlı bir loca , 1784'te Polonya locasına bağlı İstanbul'da bir loca daha kuruluyor. 1820'den sonra bu localara bağlı İstanbul, Makedonya, Trakya, İzmir ve Suriye'de bir mason locası açılıyor. (Bu localar da Müslüman olmayanlar çoğunluktaydı.) Sırasıyla 1856-1860-1861 yıllarında İngiltere büyük locasına bağlı yeni localar kuruluyor. Bu localara, Mısırlı Prens Mustafa, Fazıl Paşa, Prens Halim Paşa, Hünkar Yaveri Mahmut Paşa, MevleviŞeyhi Ataullah Efendi, Polis Müdürü Said Mehmet gibi seçkin isimler katılıyor. Büyük paylaşım başlıyorve Fransa büyük locası da İstanbul, İzmir gibi kentlerde loca kurarak Müşir Fuad Paşa, Pertev Paşa gibi seçkin kişilerin bu kurulan localara katılmasın: sağlıyor.
1861 yılma gelindiğinde ise Mısırlı Prens Halim Paşa, Osmanlı Süryı Alisi'ni kurarak , bu locaya da Şehzade Murat (V. Murat) ve V. Murat'm kardeşleri Nureddin ve Kemaleddin Efendiler, Raşit Paşa, Fuad Paşa, Süleyman Paşa katmıştır.( Yani yönetsel gücü elinde tutanlar ve ileride iktidara gelecekler seçilmiştir.)
Daha önceleri anlattığımız gibi, mason birlikteliğinin ilk kuralı neydi? "Masonlar arasında dayanışma ve çıkarlardan masonların yararlanması" Peki İngiltere, Fransa ve Avrupa'daki diğer büyük mason locaları niye Osmanlı topraklarında loca açma gereksinimi duydu?
Çünkü, Osmanlı topraklarındaki çıkar paylaşımı bu birlikteliği doğurmuştur. Localara seçilen isimlerde yetkin isimlerdir ve bu isimler iktidara getirilecek ve büyük localardakilere diyetler ödeyeceklerdi. Bu durumda alış veriş tamamlanacak mıydı? Hayır, devam edecek seçilen yetkinler iktidarda kalabilmek için diyet ödemeye devam edecekler. Bu diyetler bağlı oldukları büyük locaların çıkarları doğrultusunda imtiyazlar olarak ödenecek; içeridekiler bu işbirliği sayesinde gücü ve iktidarı paylaşırken büyük locadakiler de çeşitli haklar ve imtiyazlar elde edecekti.
Bu kısa yorumdan sonra masonluğun Osmanlı topraklarındaki tarihi akışına ve yapılanmasına devam edelim. II. Abdüİhamit masonluğa karşıydı, bu dönemde masonluk dışarıdan şeklen durmuş izlenimi verse de, Meşrutiyetten sonra sadrazamlığa, mason olan Hakkı Paşa'nın getirilmesi bu yer altı suyunun faaliyetlerine devam ettiğini göstermektedir.
Meşrutiyetten sonra Selanik'te mason olan Türkler Hareket Ordusuyla İstanbul'a gelerek iktidarı ele aldılar . Ve Mason geleneklerine aykırı olarak yüksek şurayı oluşturarak; şuranın koruyuculuğu altında Türkiye Maşrik-i Azami ( Büyük Loca) kurdular (1909).
Bu yapılanmanın mason geleneklerine aykırı olması yani düzenli dünya masonluğundan kabul görmemesinin sebebi Büyük Locanın üstünde bir yüksek şura bulunması idi. Çünkü masonluk yapılanmasında en üst kurul büyük locadır ve locaların birbüyük locadan izin alarak kurulması gerekir daha sonra açılan bu localar büyük locayı oluşturabilirler. En az yedi mason bir loca kurar Büyük locaya da üstat seviyesindeki masonlar seçilirve bu localardada sadeceüstat seviyesindekimasonlar görev alabilir.
1909 yılında kurulan büyük locaya faaliyette olan Vefa, Şafak, Rönesans.Contitution, Vatan, Resne, Mühibbanı, Hürriyet locaları katıldı. Bu dönemde iktidar Jön Türklerin elindeydi ve rüzgar Jön Türklerden yana esmekteydi.
Anadolu'da Masonluk
Mütareke yıllarına gelindiğinde ise Büyük Üstad, İttihatçı Maliye Nazırı Cavit Bey idi. Ama rüzgarın yön değiştirmesiyle Cavit Bey istifa eder daha doğrusu devir değiştiğinden görevi İtilafçı Dr. Rıza Tevfık Bey'e devreder. Çünkü İttihat ve Terakki devrini kapatmıştır. Devir İtilafçılann devridir. Büyük Üstad Dr. Rıza Tevfık Bey'e gelince o da görevini yapmış Sevr Anlaşmasını imzalamıştır. Büyük üstat Dr.Rıza Tevfik Hilafet ve Saltanatın kaldırılmasından sonra ; Hilafet ve Saltanatı iade etmek için kurulan Hilafet-i Kübra Cemiyetinde ortaya çıkar ve Anadolu Devrimine karşı Şeyh Sait ayaklanmasında, ayaklanmanın beyni konumunda olan Şeyh Seyit Abdülkadir ile ilişkidedir . Şeyh Sait ayaklanmasının arkasında ise Lozan da görüşme dışı bırakılan daha doğrusu sonra görüşülmek üzere ertelenen Musul meselesi yatmaktadır .Yani ayaklanmanın temelinde İngiltere'nin çıkarları vardır. Musul daha sonra Ankara antlaşmasıyla Misak-i Milli dışında kalmıştır . İçerideki ve dışarıdaki bu yapıları kullanan İngiltere Musul meselesini kendi çıkarları doğrultusunda çözmüştür.
Masonluğun gerçek yüzünü gösteren , hangi amaca hizmet ettiğini ortaya koyan aynı süreç içinde yaşanan iki net ömek .
1935 yılına gelindiğinde masonluğun gerçek amacını çözümleyen Mustafa Kemal yine mason olan ve dönemin içişleri bakanı Şükrü Kaya'ya kendi elleriyle mason localarını kapattırdı. Fakat yabancı localara bağlı bazı localar çalışmalarını sürdürmüştür. Bundan sonra Türkiye'de masonluk uyku dönemine girdi. Uyku dönemi alt locaların kapatılarak Büyük Locanın faaliyetlerini askıya alması ve tekrar yapılanacakları ortamı beklemeleri anlamını taşıyor. Bu da Masonluğun varlığını sürdürebilmesi için ortaya çıkışında bu güne kadar geliştirdiği ve uyguladığı varlığını koruma sistemidir.
1948 yılına gelindiğinde uyku dönemi bitmiş ve masonlar tekrar faaliyetlerine başlamışlardır. Türkiye yüksek şurası Türk Mason Demeğini kurarak üç dereceli mason localarını faaliyete geçirmiştir. Fakat bu oluşum düzenli dünya masonluğu tarafından mason yasalarına aykırı biryapılanma olduğu için kabul görmemiştir. Devam eden süreçte Büyük Loca kurularak; Türkiye Büyük Locası (Türk Yükseltme Cemiyeti) 1964' te Iskoçya Büyük Locası 1970'de İngiltere Büyük Locası tarafından tanınmıştır. Türkiye yüksek şurası düzenli ve düzensiz olmak üzere ikiye ayrılır. Düzenli loca İskoç ritine göre çalışan Türkiye Fikir ve Kültür Derneğini oluşturur.
Tarihsel akışları içinde amaç ve yöntemlerini saptamaya çalıştığımız masonluğun, araştırmalarımız derinleştikçe bu günkü yapılarım 75 yıllık Cumhuriyet geçmişimizde oynadıkları rolleri ortaya çıkarmaya çalışacağız. Bu gün elimizde bulunan isimler netleştikçe ve bağlantıları tespit edildikçe yazmaya devam edeceğiz.
Günümüzde Masonik Yapılar
İkinci Dünya savaşından sonra masonluğun etkili gücünün farkına varan ABD kendi masonik örgütlenmesini ortaya çıkardı. Aynı zamanda da tarikatların gücünün farkına vararak yeni ve yapay tarikatları oluşturmaya kendi çıkarlarına hizmet edecek tarikatları da desteklemeye başladı . ( Nur,Moon,Taleban vb.)Rotary , Lions , Jeeys gibi masonik yapılarda örgütleyerek , bu yapıları etki alanındaki ve etki alanına almak istediği ülkelere taşıdı . Tarikatlarda Rotary Lions benzeri yapılarda masonik örgütlenmelerdir.
İlk önce bu yapılara neden masonik örgütlenme diyoruz . Kabul görmüş dünya Masonluğunun geleneksel yapısını taşımamakla birlikte aynı amaç birlikteliği ile oluşturulmuş yapılardır . İkisinde de toplumsal çıkarlar değil bireysel çıkarlar söz konusudur. Her iki oluşumunda bağlı oldukları merkezler ulusal sınırlar dışındadır. Yani ulusal ve toplumsal değerler söz konusu olmadığı halde dış giyim olarak bu kavramları kullanırlar. Amaç mevcut sistem içine yerleşerek dış merkezin isteği doğrultusunda sistemi yönlendirmek ve yönetmektir . Bu yapının ortaya çıkaracağı çıkarları da yapı içinde paylaşmak bireysel çıkar elde etmek ve güç kazanmaktır. Ve bu hedef ve amaç doğrultusunda seçilenleri mevcut sistem içine yerleştirerek devamlılığı sağlamaktır . Bunun için Rotary , Lions , Jeeys vb yapılanmalar kabul edilmiş düzenli dünya masonluğu
içinde yer almaz fakat masonik yapılardır. Bu oluşumlar aynı zamanda Masonluğun arka bahçesidir. (Bugün Lions , Leo ve Lions eşleri dernekleri ile mason yapılanmasına baktığımızda , karşımıza Büyük Loca, Loca Çırak , Kalfa ve Üstat dereceleriyle Düzenli Dünya Masonluğu içine kadınların alınmaması çıkar.)
Bu kısa anlatımdan sonra; Bugün, dünyada küreselleşme rüzgarları esmektedir ve bu tip yapılar rüzgar nereden esiyorsa o yönde hareket ettiğinden küreselleşmeden yana olması doğaldır. Burada önemli birnoktaya değinelim; masonluk, bireysel bir çıkar birlikteliğidir. Ana amaç daha öncede belirttiğimiz gibi " Kendi aralarında dayanışma ve çıkarlardan kendi üyelerinin yararlanması"Ulusal değer ve kavramlar ise sistem içine yerleşmek, kendi çıkarları doğrultusunda sistemi kullanarak yönlendirmektir. Bu yüzden de ulusal ve toplumsal çıkarlar söz konusu değildir. Küreselleşme rüzganyla ulusal yapıların sallandığı, ulusların daha bağımlı hale geldiği bu süreçte masonluk ve bu masonik örgütlenmeler de kendi yerini almıştır.. Anderson Yönetmeliği'nden kaynaklanan ulusal kavram ve anlayışlara göre yapılanan masonluk dışa karşı sadece kendini korumak için bu değerleri kendilerine kalkan olarak kullanmaktadırlar. Yani masonlar ve diğer masonik yapılar hangi ülkede oluşumlarını gerçekleştiriyorlarsa, o ülkenin ulusal kavram ve değerlerini baz alır, yönetmeliklerini de bu yönde oluştururlar.. Masonlar bizim ülkemizde de Atatürk İlkeleri'ne tüzüklerinde yer vermişlerdir. Hatta diğer Rotary, Lions, Jeeys gibi yapılar da düzenli dünya masonluğundan aldığı yeni katılanlar için düzenlenen ayinsel yemin törenlerinde Atatürk İlkeleri doğrultusunda çalışacaklarına yer vermeleri dış kabuğun oluşması ve özün korunmasına yöneliktir.