06 Ocak 2014

ÖMER HAYYAM'DAN DÖRTLÜKLER





ÖMER HAYYAM

Dörtlükler-51

Ne güzel gün! Hava ne sıcak, ne serin;
Bir bulut, tozunu siliyor bahçenin;
Bülbül coşmuş, sesleniyor sarı güle:
Şarap iç şarap da yüzüne renk gelsin!

Bu yolun hoş bir yerinde durabilseydik;
Ya da bu yolun ucunu görebilseydik:
O umut da yok bu umut da; hiç değilse
Otlar gibi kesilip yeniden sürebilseydik.

Vefasız dünya diye yakınıp durma;
Dünya elindeyken tadını çıkarsana!
Herkese vefalı olsaydı dünya
Sıra mı gelirdi senin yaşamana?

Dostlar, bir gün, sözleşip bir yerde birleşin;
Oturup sofrasına dünya cennetinin;
Saki doldururken kadehleri cömertçe,
İçin bir kadeh de zavallı Hayyam için!

----------------------

Dörtlükler-52

Daha nice büyük göreceksin kendini? 
Hep varlık yokluk mu düşündürecek seni? 
Şarap için şarap: Bu ölüm yolculuğunda 
Bulamazsın sarhoş uykulardan iyisini.

Hayyam, günahım var diye tasalanma, 
Bunun için dertlere düşmek boşuna. 
Günah olacak ki Tarı bağışlasın: 
Rahmet neye yarar günah olmayınca.

Gün doğarken sabah horozları niçin 
Acı acı bağrışırlar, bilir misin? 
Tan yerini gösterip derler ki sana: 
Bir gecen geçti gidiyor; sen nerdesin?

Ay yırttı kara giysilerini; 
Kalk, tam zamanıdır, doldur şarap kaseni. 
Keyfine bak, çünkü bu ay, sonsuz yıllarca, 
Mezarda upuzun yatar görecek seni.

---------------------

Dörtlükler-53

Saki yüzün Cemşid'in kadehinden güzel; 
Uğrunda ölmek sonsuz yaşamaktan güzel; 
Işık saçıyor ayağını bastığın toprak, 
Bir zerresi yüz binlerce güneşten güzel.

Tertemiz geldik yokluktan kirlendik; 
Sevinçle geldik dünyaya, dertlenik. 
Ağladık, sızladık, yandık, yakındık: 
Yele verdik ömrü, toz olup gittik.

Dostunu erkekçe seven kişi 
Pervane gibi özler ateşi: 
Sevip de yanmaktan kaçanların 
Masal anlatmaktır bütün işi.

Bahar geldi mi başka şey dinler miyim; 
Hele aklın defterini hemen dürerim. 
Şarap, sığınağım sensin bahar günü, 
Söğüt ağacı, senin de gölgendeyim.

-----------------------

Dörtlükler-54

Seni aramaktan dünyanın başı dertte; 
Zengine de göründüğün yok, fakire de; 
Sen konuşursun da biz sağır mıyız yoksa, 
Hep kör müyüz, sen varsın da görünürde.

Ey dörtle yedinin doğurduğu insan, 
Dörtle yedidir seni dertlere salan. 
Boşuna mı şarap iç diyorum sana: 
Bir gittin mi bir gelme yok, inan.

Tanrım, hayır şer kaygısndan kurtar beni; 
Kendimden geçir, seninle doldur içimi 
Aklım ayıramıyor iyiy kötüden 
Sarhoş et bari ne kötü kalsın, ne iyi.

Medresenin sözü vardır, tekkenin hali, 
Sözden, halden öteye gider aşkın yolu. 
Müftünün, vaizin en iyisini getirsen 
Aşkın mahkemesinde tutulur dili.

---------------------

Dörtlükler-55

Gerçek aydınlığa erince can gözüm, 
İki dünyayı birden silinmiş gördüm. 
Eriyip gittim sanki engin denizlerde: 
Ter olup çıktı, denize döndü gönlüm.

Gönül dedi: Ben neyim ki, bir damla sadece; 
Ben nerde, görmediğim koca deniz nerde! 
Böyle diyen gönül denize kavuşunca 
Baktı kendinden başka şey yok görünürde.

Can o güzel yüzüne vurgun, neyleyim; 
Gönül tatlı diline tutkun, neyleyim; 
Can da, gönül de sır incileriyle dolu: 
Ama dile kilit vurmuşsun, neyleyim.

En doğrusu, dosta düşmana iyilik etmen; 
İyilik seven kötülük edemez zaten. 
Dostuna kötülük ettin mi düşmanın olur: 
Düşmanınsa dostun olur iyilik edersen.

---------------------

Dörtlükler-56

O kızıl yakutun madeni, başka maden; 
O eşsiz incinin sedefi, başka sedef; 
Aklın buldukları kuruntu, dedi kodu: 
Bizim aşk efsanemizin dili, başka dil.

Meyhanede abdest şarapla alınır ancak; 
Mümkün mü kara yazıyı aka çevirmek? 
Perdemiz öyleysine yırtılmış ki bizim, 
Onarılmaz artık ne kadar yamasak.

Hem sana el değdirmeğe elim varmaz, 
Hem sensiz aldığım nefes, nefes olmaz: 
Bir garip dert bu, kimseye de açılmaz: 
Bir zehir zakkum ki tadına da doyulmaz.

Sır saklamasını bilirsen Hayyam söyler 
İnsanoğlu nedir, ne yapar, ne eder: 
Dert çamuruyla yuğrulup gelir dünyaya 
Yer içer, karın doyurur ve çeker gider.

-----------------------

Dörtlükler-57

Putların, Kabenin istediği: Kölelik; 
Çanların, ezanın dilediği: Kölelik; 
Mihraptı, kiliseydi, tespihti, salipti 
Nedir hepsinin özlediği? Kölelik.

Benim canım hep şarabın izindedir, 
Kulağım ney ve rubap sesindedir. 
Toprağımdan desti yaparlarsa benim 
O desti şarap doldurulmak içindir.

Sen nesin, varlık nedir, nerden bileceksin? 
Dünyan esen yel üstüne kurulmuş senin. 
İki yokluk arasında bir varlık seninki: 
Hiçlik ne varsa çevrende, sen de bir hiçsin.

Gül yanaklı sevgiliyi saramaz insan 
Yüreğine diken batmadan, vurulmadan. 
Kim bir güzelin saçına dokunabilmiş 
Tarak gibi diş diş, didik didik olmadan?

--------------------

Dörtlükler-58

Kadeh bir bedendir, içinde can var can; 
Candır kadehin bedeninde camlaşan. 
Donmuş sudan ateş süzülür sanki: 
Erimiş yakut, gönül sırçasından

Kul olup o güzele birden, 
Koptuk her bağdan, her tövbeden: 
Herkes koyu müslüman döner 
Biz putperest döndük Kabeden.

Meyhanede kendini bilenler bulunur; 
Bilmeyeni ayırmak da kolay olur. 
Yıkılsın bilgisizlik yuvası medrese: 
Ordan kendini bilip de çıkan hiç yoktur.

Uğrunda dertlere düştüğüm sevgili 
Bir başkasına tutulmuş, o da dertli; 
Derdimin dermanı kendi derdinde: 
Hekim hasta olunca kime gitmeli?

---------------------

Dörtlükler-59

Gece, gül bahçesinde, araken seni, 
Gülden gelen kokun sarhoş etti beni; 
Seni anlatmaya başlayınca güle 
Baktım kuşlar da dinliyor hikayemi.

Güçlü olduğuna inandırdın beni; 
Bol bol da verdin bana vereceklerini. 
Yüz yıl günah işleyip bilmek isterim: 
Günahlar mı sonsuz, senin rahmetin mi?

Hem aklın mutluluk peşinde senin, 
Hem söylerim, söylerim dinlemezsin; 
Aldığın her nefesin kadrini bil 
Ot değilsin ki kesildikçe bitesin.

Sen içmiyorsan, içenleri kınama bari; 
Bırak aldatmacayı, iki yüzlülükleri; 
Şarap içmem diye övünüyorsun, ama, 
Yediğin haltlar yanında şarap nedir ki?

-----------------------

Dörtlükler-60

Ben bugün beden kafesinde mahpusum; 
Yol olma özlemiyle sarhoş olmuşum; 
Varlığın ayıbından kurtarırsa beni 
Yoksulluğun kulu, kölesi olurum.

Benim yasam artık şarap, çalgı, eğlenti; 
Dinim dinsizlik, bıraktım her ibadeti; 
Nişanlım dünyaya: Ne çeyiz istersin, dedim: 
Çeyizim, senin gamsız yüreğindir, dedi.

Benden Muhammet Mustafa' ya saygı ve selam: 
Deyin ki, hoş görünürse, bir şey soracak Hayyam: 
Neden Yüce Efendimizin buyruklarında 
Ekşi ayran helal da güzelim şarap haram?

Benden Hayyam' a selam söyleyin demiş peygamber; 
Sözlerimi yanlış anlamışsa çiylik eder: 
Ben şarabı herkese haram etmiş değilim ki 
Hamlara haramdır, doğru, ama olgunlar içer.

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...