GERÇEK DOĞRU YOL NEDİR
Allah'ın Resulü, etraflarında Sahabileri, ince bir değnekle kum üzerine derince ve dümdüz
biz çizgi çektiler ve sonra bu çizginin iki yanına kırkayağa benzer birtakım kısa hatlar ekleyerek
buyurdular:
− Şu dosdoğru çizgi kurtuluş yoludur; ondan kopma küçük hatlarsa felaket yönleri...
Ve daha nice hadis...
Bir tanesi daha:
− Musa Peygamberin ümmeti 71 fırkaya ayrıldı. Biri nur, 70'i ateş yolunda....İsa'nın ümmeti
de 72 bölüm... Biri nur, 71'i ateş istikametinde... Benim ümmetimse 73 fırka olacak; biri
nura, 72'si ateşe yönelecek.
−
Alemlere rahmet olarak gelen O'nun Saadet Devrinde her şey, feza çapında bir avizeyi
taçlandırıcı, en dakik şekilde traş edilmiş billur parçaları... Avizenin saçağında ve kollarındaki
her parça, dal dal birbirine düğümlü, kainatı ışıldatan nur emrinde ve o nurun bedahet idraki
içinde. Her şey vecd, aşk ve üstün sezişten ibaret ve kimsede akıl, akılla bulmak, akılla ölçmek
diye bir kaygı ve zor mevcut değil.... Sonradan gelecek büyüklerin tabiriyle, bütün Sahabiler
anlamıştır ki, <<Peygamberlik tavrı aklın ötesinde>> dir... Ve insanda onu sezmeye memur
vasıta akıl üstü bir şeydir, kalbtir; Peygamber sohbeti ise insanı kalbinden tutup yerden ayağını
kesici ve tepe noktasında erdiricidir.
Sahabi diyor ki:
− O'nu dinlerken öyle olurduk ki, adeta başımızın üstünde kirpiğimizi kımıldatsak uçup
gidecek ışıktan bir kuş varmış gibi mıhlanır kalırdık.
Yolda birbirine rastlayan iki Sahabi:
− Nereye gidiyorsun?
− Filan yere, falan işe...
− Gel seninle bir kenara çekilelim de beş dakika için olsun, iman getirelim!...
Bakın siz; Sahabi, O'nun bir an uzağındaki nefsani hayatını nasıl değerlendiriyor?...
Kainatın efendisi, İslamın götürülmesi için uzaklara yollladıkları Sahabiye sordular:
− Orada neyle hükmedeceksin?− Allah'ın Kitabı ve Resulünün sünnetiyle...− Ya onlardan aradığını bulamazsan?...
Sahabi tereddütsüz cevap verdi:− İçtihat ederim.
Ve Allahın Resulü, mukaddes ellerini kaldırıp, kendisine bu anlayışta Sahabiler ihsan ettiği için Allah'a hamdettiler.
Sahabi ne midir?
Ümmetin temel yapısı; kalbini, duygu ve düşüncesini peşin olarak O'na bağlayan ve sonra
bu bağlanış etrafında hakikat dairesi üstünde dilediği gibi akıl atını koşturan -ağzı kantarmalı at- ve artık hiçbir akıl sıkıntısı çekmeyen büyük insan örneği...
İşte <<Doğru Yolun Sapık Kolları>>
onlardan sonra, kuru akıl ve şeytani hayalin baskısiyle açılmaya başladı.
biz çizgi çektiler ve sonra bu çizginin iki yanına kırkayağa benzer birtakım kısa hatlar ekleyerek
buyurdular:
− Şu dosdoğru çizgi kurtuluş yoludur; ondan kopma küçük hatlarsa felaket yönleri...
Ve daha nice hadis...
Bir tanesi daha:
− Musa Peygamberin ümmeti 71 fırkaya ayrıldı. Biri nur, 70'i ateş yolunda....İsa'nın ümmeti
de 72 bölüm... Biri nur, 71'i ateş istikametinde... Benim ümmetimse 73 fırka olacak; biri
nura, 72'si ateşe yönelecek.
−
Alemlere rahmet olarak gelen O'nun Saadet Devrinde her şey, feza çapında bir avizeyi
taçlandırıcı, en dakik şekilde traş edilmiş billur parçaları... Avizenin saçağında ve kollarındaki
her parça, dal dal birbirine düğümlü, kainatı ışıldatan nur emrinde ve o nurun bedahet idraki
içinde. Her şey vecd, aşk ve üstün sezişten ibaret ve kimsede akıl, akılla bulmak, akılla ölçmek
diye bir kaygı ve zor mevcut değil.... Sonradan gelecek büyüklerin tabiriyle, bütün Sahabiler
anlamıştır ki, <<Peygamberlik tavrı aklın ötesinde>> dir... Ve insanda onu sezmeye memur
vasıta akıl üstü bir şeydir, kalbtir; Peygamber sohbeti ise insanı kalbinden tutup yerden ayağını
kesici ve tepe noktasında erdiricidir.
Sahabi diyor ki:
− O'nu dinlerken öyle olurduk ki, adeta başımızın üstünde kirpiğimizi kımıldatsak uçup
gidecek ışıktan bir kuş varmış gibi mıhlanır kalırdık.
Yolda birbirine rastlayan iki Sahabi:
− Nereye gidiyorsun?
− Filan yere, falan işe...
− Gel seninle bir kenara çekilelim de beş dakika için olsun, iman getirelim!...
Bakın siz; Sahabi, O'nun bir an uzağındaki nefsani hayatını nasıl değerlendiriyor?...
Kainatın efendisi, İslamın götürülmesi için uzaklara yollladıkları Sahabiye sordular:
− Orada neyle hükmedeceksin?− Allah'ın Kitabı ve Resulünün sünnetiyle...− Ya onlardan aradığını bulamazsan?...
Sahabi tereddütsüz cevap verdi:− İçtihat ederim.
Ve Allahın Resulü, mukaddes ellerini kaldırıp, kendisine bu anlayışta Sahabiler ihsan ettiği için Allah'a hamdettiler.
Sahabi ne midir?
Ümmetin temel yapısı; kalbini, duygu ve düşüncesini peşin olarak O'na bağlayan ve sonra
bu bağlanış etrafında hakikat dairesi üstünde dilediği gibi akıl atını koşturan -ağzı kantarmalı at- ve artık hiçbir akıl sıkıntısı çekmeyen büyük insan örneği...
İşte <<Doğru Yolun Sapık Kolları>>
onlardan sonra, kuru akıl ve şeytani hayalin baskısiyle açılmaya başladı.