PEHLEVİLER DÖNEMİ (1925-1979)
Sonuncu Kaçar sultanı Ahmet Şah, 1925’te meclis aleyhinde karar alınca huzursuzluklar
başladı ve Ahmet Şah ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. O sırada harbiye nazırı olan Rıza Han
Pehlevi hükümdar oldu. 25 Nisan 1926’da taç giyen Rıza Han, Şii inancında olmasına rağmen
din adamlarının devlet yöynetiminde etkili olmalarına karşıydı. 16 Eylül 1941’de tahtından
uzaklaştırılınca yerine oğlu Muhammed Rıza Şah Pehlevi geçti.
Rıza Şah, İran’da geniş reformlar yaptı, din adamlarının rolünü azaltmaya çalıştı. Oğlu Şehin
Şah Muhammed Rıza da babasının izinden gitti. “Ak Devrim” denilen reformları yaptı, ama
bir yandan da her türlü muhalefeti devlet terörü ile bastırdı, en küçük demokratik hareketi bile
kanla cezalandırdı.
Şah’ın “Ak Devrim” dediği şeylere İran’daki dini ulema sert tepki gösterdi. Şii ulema,
meseleyi kendi nüfuzlarının kırılması ve dinden uzaklaşma olarak görüyordu.
Şah toprak reformu ile, din adamlarının kontrolü altında bulunan vakıf arazilerine el koymayı
amaçlamış, bunda da kısmen başarılı olmuştu.
İran’da, ulema denen din adamları, Safevi devrinden beri halkın her türlü eğitim-öğretim
ihtiyacını karşılardı. Bunun bedeli olarak devletten maaş almazlar, kendilerine ayrılmış geniş
vakıflardan elde edilen gelirler, “humus” adı verilen vergiler, nikah ve diğer dini hizmetler
karşılığı alınan paralarla geçinirlerdi.
Şah bu geliri devlet hazinesine aktararak İmamiye mezhebini camiye hapsetmek veya etkisini
sınırlamak istiyordu. Din adamları bu nedenlerle 1960’tan itibaren Şah’a karşı cihat
açmışlardı