09 Ekim 2013

Cemal Şener- Alevilik olayı EMEVİLER DÖNEMİ HALİFELER DÖNEMİ


EMEVİLER DÖNEMİ

HALİFELER DÖNEMİ
Ebubekir’in halifeliği kısa sürdü. Ölmeden önce de yerine Ömer’i tayin etti. Hz. 
Muhammed’in vasiyetine karşı çıkıp Ebubekir’i halife seçen Ömer, Osman’ı da kullanarak 
küçük bir hile ile Ebubekir’e kendini halife tayin ettirdi. 
Ömer, İslam tarihinde şiddet tedbirleri ile üne kavuşmuş bir halifeydi. Ebubekir’in halife 
seçildiği ilk günler Hz. Fatma’nın evini basmış ve Ebubekir’e biat etmeyenleri kast ederek, 
“Bu adamlar senin evinde toplanırsa içeridekilerle beraber evi yakacağım” demişti. 
Fatma’nın, “Evimde beni mi yakacaksın?” diye sormasına karşılık da şu cevabı vermişti:“Bu 
iş babanın yaptığını pekiştirir. Resullah’ın hiç kimseyi seni sevdiği kadar sevmediğin 
ibiliyorum. Ama gene de bu durum beni yapacağım işten alıkoymaz.”
İslam İmparatorluğu Ömer zamanında kuruldu. Muaviye O’nun zamanında Şam valisi oldu, 
O’nun gücü ve desteği ile büyüdü. 
Hz. Ali ise, İslamiyetin selameti için Ebubekir’e biat etmekte kalmadı; halk arasındaki 
hoşnutsuzluğu gidermek için Ömer’e yakınlık gösterdi. İşlerinde yardımcı oldu.
Ömer’in halifeliği 10 yıl 16 ay 4 gün sürdü. Hicri 20 (yirmi zilhicce) ve Miladi 644 tarihinde 
Mugayre Bin Şeben’in kölesi Firuz ebu Lülu tarafından camide namaz kılarken hançerlenerek 
öldürüldü.
Ömer kendisinden sonra halife seçilmek üzere Ali, Osman, Talha, Zübeyr, Said İbni Ebi 
Vakkas ve Abdurrahman bin Avf’tan birinin seçilmesini tavsiye etti.
Bu altı kişiden dördü kendi arzuları ile seçimden çekildi. Geriye kalan iki kişiden Ali Haşimi, 
Osman ise Emevi olduğu için, halifelik yeniden tartışma konusu oldu.
Konuyu halletmesi için hakem tayin edilen Abdurrahman Bin Avf’ın Ali’yi hile ile atlatarak 
Osman’ı halife yapması üzerine Ali çok rahatsız oldu. Fakat İslamiyet’e fesat sokmamak için 
bu kez de Osman’a biat etti ve hakkının müdafasını “Cenab-ı Hakka havale edip” evine 
döndü.
On iki yıl hilafette kalan Osman, Ebubekir’in küçük oğlu Mehmet’in de içinde bulunduğu bir 
grubun saldırısına uğrayarak feci bir şekilde öldürüldü. Cesedi iki gün evde kaldı ve cenaze 
namazına ancak 17 kişi katıldı.
Halifeliği döneminde Emevileri koruyup kollayan Osman, sarayını da kendi aşiretine açtı. Hz. 
Muhammed zamanında Taif’e sürgün edilen Mervan ve babasını yanına aldı, fetihlerde onlara 
ganimet verdi. Beytülmal’dan (hazineden) kendisine lüks saraylar yaptırdı, bir sefahat ve israf 
dönemi açtı.
slamiyete inanmış bir İslam bilgini olan Abdülbaki Gölpınarlı, Ebubekir, Ömer ve Osman’ın 
halifeliği dönemindeki bozulma ve dejenerasyonu şöyle anlatıyor:
“Bir yandan aşırı zenginlik ve zengiler, öte yandan, alınan ülkelerdeki köklü gelenekler, 
görenekler, eski v eiptidai dinlerden kalma inançlar ve Hind-İran, Roma-Bizans ülkelerindeki 
hakim düşünce ve süregelmiş saltanat, islamın inancında çeşitli bölüntülere yol açtı. Meydana 
gelen sınıf farkı, zenginler ve yoksullar, ezenler ve ezilenler taifelerini belirtti. Arap 
olmayan Müslümanlara, Mevali-Köleler adını taktırdı; bazı şer’i suçların bağışlanması için, 
Allah’a manevi yönden yakınlık sağlamak ve razılığını kazanmak için köle ve cariye 
ticaretine dönüştü; şehirleri besledi; İslam’ın menettiği (yasakladığı) hadımağaları, kapıcılar, 
muhafızlar, perdeciler, bu yapılarda yerlerini aldılar; içkili müzikli meclisler düzenlenmeye 
başlandı. Cahiliye devrinin inanç ve kanaatleri başka bir tarzda, fakat İslami kisve ile tarih 
sahnesine çıktı; iktidarı artık iman gücü değil, silah kuvveti korumaktaydı; Resulullah’ın 
(S.M.) hilafeti, İslam saltanatı haline gelmişti.”(7)
İlk üç halifenin halka karşı çeşitli kötülüklerini hadislere bağladıklarını ve halkın bunlara itaat 
etmesi gerektiğine inandırıldığını anlatan Gölpınarlı, sözkonusu hadisler içinde şöyle diyor:
“Oysa ki, hadislerin yazılması, nakledilmesi, birinci halifenin (Ebubekir) zamanından itibaren 
yasaklanmıştı; hadis nakledenler dövülmüştü ve bu yasak Ümeyyeoğullarını son zamanlarına, 
Ömer b. Abdülaziz’in devrine dek sürmüştü; ama iktidarın işine yarayan sözler, hadis diye 
nakledilmekte, nakledenler, mükafatlar elde etmekteydiler. Hz. Peygamber’in (S.M.) 
söylemedikleri bir sözü kendilerine isnat edenleri cehennemle müjdeledikleri düşünülmez 
olmuştu.” (Aktarma Cami’us Sağıyr, 11. 165)
Bu keyfi yönetim alıp başını gitti. O kadar ki, Halife Osman Hac’da Mina’da namazı bile iki 
yerine dört rekat olarak kıldırdı

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...