04 Ekim 2013

EKBER S. AHMED İSLAM VE ANTROPOLOJI

Çağımızda İslamın yeniden doğuşunu öngörmekte, 
yahut onun önemini değerlendirmekte aciz kalan 
Batılı İslamiyatçılar ve onun halkları, 
yakın zamanlarda en parlak yanlışlarından birini yapmaya cesaret etmişlerdi. 

Onlar islam toplumundaki seküler, 

laik akımları ikinci Dünya Savaşından sonraki sürecin 
mantıki bir gelişimi olarak düşünmüşlerdi. 
Böyle bir istikamete bir kuşak önceki 
Oryantalistler tarafından işaret edilmişti. 

Bununla beraber, modern zamanların alimleri kör bir şekilde, 

seleflerinin açtığı yolu takip ediyor ve aynı hatalara düşüyor görünüyor...

Öte yandan Batı'da yetişmiş Müslüman alimler de aynı hatayı yapıyorlar.

İslami dirilişin dinamizmi,
 islam aydınlarının öngörülerini reddederek onları şaşırtmıştır.
 İslami dirilişin gücünü teslim ederek, 

Müslümanlar, şimdi, onun güzel ve dinamik saiklerinden

 en iyi şekilde yararlanmak amacıyla 
ona uygun yeni istikametler tayin etmelidirler...

Antropologlar, Sokrates'in 

"Ben bir Atinalı, yahut bir Yunanlı değilim,
 fakat bir dünya vatandaşıyım" 
ifadesini hatırlamakla iyi yaparlar. 

Son tahlilde antropolog, kendini, kültürünü ve evrenini aşarak, 

çevresindekilere, renk, statü ya da inanca bakmadan 
özel insanlık kavramına göre konuşabileceği 
ve onları anlayabileceği bir konuma ulaşmalıdır. 

Bu duygu, büyük Veda Hutbesi'nde insanlığa şöyle seslenen 

Hz. Peygamber (sav)'in zayıf bir yankısıdır. 
"Allah, bölünmeyesiniz diye, sizi birbirinize kardeş kılmıştır.

EKBER S. AHMED İSLAM VE ANTROPOLOJI

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...