Bir Ayışığına Vurgundum Bir Sana
Yüzün aya benzerdi, ay yüzüne, kıskanırdı geceler yüzünü… Gözlerin parıltısını yıldızlardan alırdı sanki, yıldızlar parıltısını gözlerinden… ıçim titrerdi her baktıkça yüzüne, sonsuz bir sevdayı anlatırdı menekşe gözlerin. Ben o sevdanın tutkunu olurdum…. Ay kokardı her yanın dolunaylı gecelerde, sevda kokardı boydan boya… Ben bir aya, bir sana vurgundum, kimse bilmezdi… Gecelere fısıldanan aşk sözcükleri kokardı sesin ruhumda... Bir senin için atardı kalbim… Kimse görmezdi…
Her gece ay ışığı olur doğardın gönlüme, yaprakların kımıldanışında, suların akışında, ceylanların bakışında seni bulurdum. sesini duyardım...
Sevdan her gün biraz daha büyürdü içimde, sığmazdı yere göğe, sığmazdı dağlara, ovalara, denizlere…
Geceleri sensiz kaldığımda, yalnızlık bir bıçak gibi saplanırdı yüreğime. Yinede gönlüme birkaç umut ve sevgi kırıntısını toplayıp acemice şiire dönüştürürdüm. Her dizesi seni anlatırdı, her dizede sen kokardın… Her dizede hayalin olurdu, gülüşün, duruşun, sesin olurdu, sen olurdun… Saklardım yazdıklarımı kimse görmesin, kimseler bilmesin diye, kimsenin bulamayacağı yerlere saklardım…
Bir gün ayrıldı yollarımız, savrulduk ayrı ayrı iklimlere. Sensiz geçen ömrümün her anı işkenceye döndü. Umutsuz, ışıksız kaldım… Oysa yalnız seninle beraber olmayı istemiştim ben, tek sevdiğim, gönlümü aydınlatan tek ışığım olmanı ve yalnız seninle bir ömür geçirmeyi istemiştim… Ama olmadı, aramızdaki bütün yollar kapandı... Bütün köprüler yıkıldı...
Seninle bir ayışığında buluşmayı, sana sarılmayı, elini tutmayı, başın göğsümde nefes almanı, saçlarının kokusunu öpmeyi ne çok isterdim… Ne çok isterdim düşlerde de olsa seninle gökyüzüne kanatlanmayı… Menekşe gözlerinin rengiyle yüreğimi sevince ve mutluluğa boyamayı…
Nuri Can