02 Eylül 2013

HARAMDAN KAÇMAK


HARAMDAN KAÇMAK
 Haram Ateş Gibidir
Senaullah Dehlevi (Rahmetullahi Aleyh)
 Tefsîr, hadîs ve Hanefî mezhebi fıkıh âlimi, tasavvuf mütehassısı büyük velî. İsmi, Muhammed Senâullah olup, Şeyh Celâl-i Kebîr-i Çeştî’nin on ikinci torunudur. Mazhar-ı Cân-ı Cânân hazretlerinin en büyük talebelerinden olup, hazret-i Osmân bin Affân’ın soyundandır. 1730 (H.1143) senesinde Pâni-püt şehrinde doğdu. 1810 (H.1225) senesinde aynı yerde vefât etti. Kabri, Mazhar-ı Cân-ı Cânân hazretlerinin zevcesinin kabri yanındadır. 
 Haram, ateş gibidir
Allah adamlarından olan bu mübarek zat,
Her gün, sevdiklerine ederdi çok nasihat.
Daima zühd ve takva üzereydi her hali.
Haram korkusu ile, terk etti çok helali.
O bir gün buyurdu ki: (Bir hayaldir bu dünya.
Yani bir görüntüdür, yahut kısa bir rüya.
Cennet nimetlerinin dünyadaki hayali,
Dinin emirleridir namaz, oruç misali.
Keza Cehennemin de misali var dünyada.
İçki ve Kumar gibi haramlardır bunlar da.
Öyleyse verme fırsat nefsine bir an bile.
Ve amel defterini, kirletme günah ile.)
Bir gün de, sohbetinde buyurdu: (Ey insanlar!
Bilin ki her amelden, ahirette hesap var.
O gün, bütün günahlar, olur hep aşikâre.
Mahcubiyet çok olur, bulunamaz bir çare.
Halbuki o işleri, lalettayin bir insan,
Görecek olsa eğer, mahvolur utancından.
Ve hele sevdikleri, anne, baba, kardeşi,
Görecek olsa eğer, ne hal alır o kişi?
Dünya ve ahirette mahcup olmamak için,
İsyan etmemelidir emrine Rabbimizin.
Zira buyuruldu ki: (Haram, ateş gibidir.
Ve günah işleyenler, ateşte yanabilir.
Dünyada haramları, gülerek işleyenler,
Mahşerde, ağlayarak Cehenneme girerler.)
Bir gün de buyurdu ki: (Müslüman, tembel olmaz.
Para kazanır, ama, ona gönül bağlamaz.
Rızkın onda dokuzu, ticarettedir, ama,
Yaparken düşmemeli bir günah ve harama.
Bütün ibadetlerin, onda dokuzu ise,
Helalden yemektir ki, bu lazım asıl bize.
Gömleğin bir düğmesi haramdan olsa şayet,
Kabul olmaz, onunla yapılan bir ibadet.
Haram ve günahlardan kaçmaya, takva denir.
Takva, ibadetlerin en faziletlisidir.
Haram ve günahlardan kaçmadıkça bir mümin,
Göremez faydasını hiçbir ibadetinin.
Yani ibadetleri, indallah kabul olmaz.
Borcunu ödese de, hiç sevap kazanamaz.
Temeli, takvadır ki bütün iyiliklerin,
Önce, takva sahibi olmalıdır her mümin.
Bu dünyada, rahata ve huzura kavuşmak,
Takvaya sarılmakla müyesser olur ancak.
Ebediyen Cennete girmek de ahirette,
Yine bu takva ile mümkün olur elbette.
Nefesler sayılıdır, tükenir bir gün elbet.
Allah’ın huzuruna çıkacağız akıbet.

Silinmesin *T6952550267*DOSYA GÖNDERME FORMU(HUKUK)YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA ANKARADOSYAYA İLİŞKİN BİLGİLERMAHKEMESİKARAR TAR...