BİR KONTRA ÖRGÜTÜ: YENİ OSMANLILAR
Devletin sürekli toprak kaybı, ekonominin hızla çökmesi ile birlikte meydana gelen buhran, en çok istihbarat servisinin işlerini yoğunlaştırır. Osmanlı aydınları arasında kurulan Talebe-i Ulum ve Fedailer Cemiyeti gibi sivil muhalefet, Osmanlı Gizli Polisini harekete geçirir. Bu iki örgüt mensuplarına yönelik yürütülen operasyonlar, işkenceler umulan sonucu vermez. Hatta Türk işkencecilerinin dünya işkence literatürüne sokmayı başardığı “Tabutluk” kavramı, Osmanlı Gizli Polisi’nin marifetidir.
Nuri Dersimi’nin Dersim Tarihi isimli kitabının 252. sayfasında
Namık Kemal’den aktararak tabutluk işkencesini şöyle anlatır:
“Sanıklara yapılan işkenceleri Namık Kemal’den dinleyelim:
… biçareyi, namına polis teslim ettikleri (polis adı verdikleri) mazik-i ıstıraba gönderirler(…) Bu polis, içine yan yana iki kişi sıkışmayacak kadar dar olan bir nevi dolaptır ki, yalnız tepesinde bir ufak deliği vardır. Sorguda bulunan biçareyi güya doğru söylemesine medar kılmak için onun içine tıkarlar ve kapısını kapatırlar. Ekmekle sudan başka bir şey vermezler. İçinden iskemle gibi bir şey olmadığından herif oturamaz. Yatmak, hiç mümkün değildir. Yalnız çarmıha gerilmiş gibi ayaktadır.”
Muhalefeti bir türlü sindiremeyen Osmanlı Gizli Polisi, kontra bir örgüt kurar. Bu örgütün adı, Yeni Osmanlılar Cemiyeti’dir. Örgütün kurucuları ve yöneticilerinin tümü ajandır. Örgütün bir diğer özelliği de üyelerinin tümünün devlet memuru olmalarıdır. Bu kontra örgütün yegâne işi, muhalefeti bölme ve “ yönetime sadık muhalefet”i oluşturmaktır. Devletin üstün çıkarlarıyla barışık olan bu “memur-aydın” grubu, kendilerine verilen görevi layıkıyla yerine getirirler. Ancak örgüte üye olup ta onun üstlendiği kontra misyonun farkında olmayan bazı şahıslar1867 yılında gözaltına alınırlar. Mahmudiye Zırhlısında sorgulanan örgüt üyelerinden Veliyüddin Efendi, ifade verenden çok, sorgulayan gibi davranır. Sorulara oldukça sert cevap verir. Hatta kendini tutamaz Bakanlar Kurulu üyelerine ağır hakaretlerde bulunur. Onun bu tavrından dolayı uyarmak isteyen sorgu hakimine kelimenin tam anlamıyla bir ‘ Osmanlı Tokadı’ yapıştırır. Sorgu hâkimi, bu sert tokadı yedikten sonra ne ile karşılaştığını fark etmiştir artık.
Yeni Osmanlılardan sonra kurulan Jön Türk Hareketinin büyük bir potansiyele sahip olmasına rağmen “ efendisini sarsmayan bir muhalefet” gösterdiğini göz önün de bulundurduğumuzda, Osmanlı MGK’sının uygun gördüğü “terbiye edilmiş muhalefet” formülünün tuttuğunu görürüz.